• Sonuç bulunamadı

REZİN ESASLI KÖK KANAL PATLARININ KORONAL SIZINTI ÜZERİNE ETKİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "REZİN ESASLI KÖK KANAL PATLARININ KORONAL SIZINTI ÜZERİNE ETKİSİ"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

*Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı, SAMSUN. REZİN ESASLI KÖK KANAL PATLARININ

KORONAL SIZINTI ÜZERİNE ETKİSİ EFFECT OF RESIN BASED ROOT CANAL

SEALERS ON CORONAL LEAKAGE

Ali Çağın YÜCEL* Ebru ÖZSEZER* Eda GÜLER*

Elif KALYONCUOĞLU* Ahmet Umut GÜLER**

ÖZET

Amaç: Bu çalışmanın amacı, üç farklı rezin esaslı kanal dolgu

patının koronal bakteriyel sızıntı üzerine etkisini araştırmaktır.

Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada 5’i negatif kontrol, 5’i pozitif

kontrol olmak üzere 70 diş kullanılmıştır. Altmış diş rastgele 3 gruba ayrılmış ve lateral kondenzasyon yöntemi ile AH 26 (Grup I), AH Plus (Grup II) ve Diaket (Grup III) kök kanal patları kullanılarak doldurulmuştur. Bakteriyel sızıntı modelinde Enterococcus faecalis kullanılmış, 21 günlük zaman periyodu değerlendirilmiştir.

Bulgular: Yirmi birinci günde Grup II’de örneklerin %75’i, Grup I

ve Grup III’de %70’i bakteriyel sızıntı göstermiştir. χ2 testi

sonuçlarına göre test grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmemiştir (p>0.05).

Sonuç: Çalışmamızda kullanılan kök kanal dolgu patlarından Diaket

grubunda AH Plus ve AH 26 grubuna göre daha geç bakteriyel sızıntı gözlenmesine rağmen 21. günde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamamış ve tüm gruplarda %70’in üzerinde sızıntı gözlenmiştir. Endodontik tedavideki klinik başarı oranını arttırmak için çalışmamızdaki patlardan hangisi kullanılırsa kullanılsın kök kanal dolgusunu takiben uygun bir koronal restorasyon mümkün olan en kısa zamanda yapılarak ağız ortamı ile ilişki kesilmelidir.

Anahtar kelimeler: Koronal sızıntı, AH Plus, Diaket, AH 26

SUMMARY

Purpose: The aim of this study was to evaluate the effect of three

different resin based root canal sealers on coronal bacterial leakage.

Material and Methods: Seventy teeth were used including negative

(n:5) and positive (n:5) controls. Sixty teeth were randomly divided into 3 groups for obturation with AH 26 (Group I), AH Plus (Group II), and Diaket (Group III) using lateral condensation technique. Enterococcus faecalis was used in bacterial leakage model and evaluation was carried out for 21 days.

Results: After 21 days of comparing the bacterial leakage values,

total leakage was observed in 75% of the Group II, 70% of the Group

I and Group III. According to the results of χ2 test there was no

statistically significant difference observed among test groups (p>0.05)

Conclusion: For increasing the clinical success ratio of endodontic

treatment, the relationship should be cut with oral environment as soon as possible by suitable coronal restoration after root canal obturation whatever used tested sealers

Key words: Coronal leakage, AH Plus, Diaket, AH 26

GİRİŞ

Başarılı bir endodontik tedavinin amacı, kök kanalının uygun bir şekilde genişletilip dezenfekte edildikten sonra inert, boyutsal olarak kararlı ve biyolojik olarak uyumlu bir kanal dolgu materyali ile apikal foramene kadar sızdırmaz bir şekilde üç boyutlu olarak doldurmaktır.1 Çok sayıda dolgu materyali ve dolgu tekniği olmasına rağmen, klinik uygulamada

çoğunlukla gütaperka ve endodontik pat kombinasyonu tercih edilmektedir.2

Kök kanal sisteminin doldurulmasının başlıca amacı bakteri ve bakteri ürünlerinin periapikal dokuya geçmesinin engellenmesidir. Birçok çalışmada ağız ortamıyla temas halindeki kök kanal dolgularının koronal sızıntı gösterdiği rapor edilmiştir.3-6 Trope ve ark.3 bakteriyel endotoksin penetrasyonunun kök kanal dolgusu yapıldıktan en fazla 21 gün sonra gerçekleştiğini belirtmişlerdir. Torabinejad ve ark.4 endodontik

(2)

tedaviden sonra kök kanal sisteminin koronal bölümü ağız ortamına açıldığında bakterilerin periapikal dokulara geçtiğini göstermişlerdir.

Endodontik tedavide uzun dönem başarı için koronal tıkamanın etkinliği önemlidir.3 Koronal tıkamanın bozulmasının nedenleri arasında daimi restorasyonun yapımının ertelenmesi, restorasyonun kırılması ya da post boşluğu hazırlanırken kalan kök kanal dolgusunun yetersiz olması sayılabilir.7

Endodontik tedavide sızıntının kanal dolgusu ile kök kanal duvarı arasında gerçekleştiği ve endodontik patların sızıntının önlenmesinde önemli rol üstlendiği gösterilmiştir.8 Günümüzde, organik rezin, kalsiyum hidroksit, cam iyonomer, öjenol içerikli birçok kök kanal patı hekimlerin kullanımına sunulmuştur.

Bu çalışmanın amacı, üç farklı rezin esaslı kanal dolgu patının in vitro ortamda bakteriyel sızıntı modeli kullanılarak koronal sızıntı üzerine etkisini araştırmaktır.

GEREÇ ve YÖNTEM

Çalışmamızda rezin esaslı olan AH26 (Dentsply DeTrey GmbH, Konstanz, Germany), AH Plus (Dentsply DeTrey) ve Diaket (3M ESPE AG, Seefeld, Germany) kök kanal dolgu patları kullanılmıştır. Çalışmamız 70 adet tek köklü daimi diş üzerinde gerçekleştirilmiştir. Dişlerin üzerindeki eklentiler temizlenmiş ve kullanılıncaya kadar distile su içinde bekletilmiştir. Dişler kök boyu standardizasyonunun sağlanması amacıyla elmas frez (Medin, a.s., Vlachovicka, Nove Mesto, Ceska Republika) ve su soğutması kullanılarak apeksten 15 mm uzaklıktan kesilmiştir.

Kanallara giriş sağlanmış, 10 numaralı K tipi eğe (Dentsply Maillefer, Ballaigues, Swiss) apikal foramenden görününceye kadar kanal içerisinde ilerletilmiş ve elde edilen boyuttan 1 mm çıkartılarak kök kanal boyu tespit edilmiştir. Kanallar “crown-down” tekniği ile ana apikal eğe “finishing file No.3” olacak şekilde ProTaper nikel titanyum eğeler (Dentsply Maillefer, Ballaigues, Swiss) kullanılarak prepare edilmiştir. Kanallar her eğe değişiminde 2 ml %5.25 lik sodyum hipoklorit (Sultan Chemists Inc., Englewood, USA) ile irrige edilmiştir. Enstrümantasyonu takiben smear tabakası %17 EDTA (Canal +, Septodont, Saint-Mour-des-Fossés Cedex, France) ve devamında %5.25 lik sodyum hipoklorit kullanılarak kaldırılmış ve kanallar steril kağıt kon

(Spident, NamDongKongDon, Inchon, Korea) ile kurulanmıştır.

Dişler farklı kök kanal patları için 20 dişten oluşan 3 gruba ayrılmıştır. Tüm kanallar lateral kondenzasyon tekniği ile doldurulmuştur. Grup I’de AH 26, Grup II’de AH Plus ve Grup III’de Diaket kök kanal patı olarak kullanılmıştır. Kondenzasyona aksesuar konlar spreader kanalın 1/3 koronal bölümüne giremeyinceye kadar devam edilmiştir. Ayrıca 5 örnek içeren pozitif ve negatif kontrol grupları oluşturulmuştur. Tüm kök kanal patları üretici firmanın önerileri doğrultusunda hazırlanmış ve her örnekte taze olarak karıştırılmıştır. Tüm gruplardaki örnekler apikal 3 mm’si ve koronal bölümü açıkta kalacak şekilde iki kat tırnak cilası ile kaplanmıştır.

On diş prepare edildikten sonra doldurulmamış ve pozitif ve negatif kontrol grubunu oluşturmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Negatif kontrol grubunu oluşturan 5 dişin koronal giriş bölümü hariç tüm yüzeyleri iki kat tırnak cilası ile kaplanmıştır.

Kök kanal dolgusunun homojenitesini ve apikal genişliğini değerlendirmek için kök kanallarının doldurulmasından sonra tüm örneklerin mezio-distal ve bukko-lingual radyografileri alınmış ve örnekler kök kanal patının sertleşmesi için %100 nemli ortamda 7 gün bekletilmiştir.

Altmış beş örneğin (Grup I, II, III ve pozitif kontrol) apikal 3 mm hariç olmak üzere iki kat tırnak cilası ile kaplanırken negatif kontrol grubundaki (n:5) dişlerin tüm yüzeyleri tırnak cilası ile kaplanmıştır.

2 mL plastik Ependorf tüpünün (Eppendorf-Elkay, Shrewsbury, MA, USA) alt kısmı örneklerin yerleştirilebilmesi için kesilerek çıkartılmıştır. Kökler tüpün alt kısmından çıkacak şekilde yerleştirilmiş ve birleşim yeri bu noktadan sızıntıyı engellemek için mum ile kapatılmıştır. Hazırlanan Ependorf tüpleri içinde Beyin Kalp Infizyon (BKI) besi yeri bulunan 30mL cam tüpler içine köklerin apikal 2 mm bölümü girecek şekilde daldırılmıştır. Ependorf tüpü ile cam tüpün birleşim yeri siyanoakrilat yapıştırıcı ve akrilik rezin kullanılarak kapatılmıştır. Tüm sistem etilen oksit gaz sterilizasyonu ile 12 saat süre ile steril edilmiştir.

E. faecalis (OG1X), BKI besi yerine ekilmiş ve 37C° de 24 saat beklenmiştir. Oluşan bakteriyel süspansiyon spektrofotometre (Biotech UV1101, Biochrom, Cambridge, UK) kullanılarak 108 CFU/mL olacak şekilde ayarlanmış

(3)

ve bu E. faecalis inokulumu (0.1mL, 107 CFU) mikropipet yardımıyla tüp içine enjekte edilmiştir. Tüpler aerobik ortamda 37C° de 21 gün süre ile inkübe edilmiştir. Tüp içindeki inokulum 5 günde bir yenilenmiştir. Tüp içindeki BKI besi yerinin renginin kırmızıdan sarıya dönmesi E. faecalis’in sızıntısı ve üremesi olarak değerlendirilmiş ve örneğin sızıntı günü kaydedilmiştir. Daha sonra bu tüplerden örnek alınarak D-coccosel agara ekilerek 24 saat 37C° de inkübe edilmiş ve E. faecalis varlığı doğrulanmıştır.

Elde edilen sonuçlar istatistiksel olarak χ2 testi ile değerlendirilmiş ve p<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.

BULGULAR

Pozitif kontrol grubu 1 gün sonunda bakteri sızıntısı gösterirken negatif kontrol grubunda çalışma periyodu sonuna kadar bakteri sızıntısı gözlenmemiştir. Çalışma sonuçları Tablo I’de gösterilmiştir. AH Plus grubunda ilk olarak 4. gün bakteriyel sızıntı gözlenirken AH 26 kullanılan grupta 6. ve Diaket kullanılan grupta 7. günde ilk bakteriyel sızıntı tespit edilmiştir. AH26 kullanılan grup, AH Plus kullanılan gruba göre daha geç bakteriyel sızıntı göstermesine rağmen Diaket kullanılan gruba göre daha erken bakteriyel sızıntı göstermiştir.

Tablo I. Günlere göre bakteriyel sızıntı gösteren örnek sayıları

GÜNLER GRUPLAR 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 Pozitif Kontrol 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 Negatif Kontrol - - - - Grup I - - - 1 3 3 4 6 6 7 7 9 11 11 12 14 14 14 14 Grup II - - - 1 2 2 4 4 6 6 7 8 11 11 12 13 15 15 15 15 15 Grup III - - - 2 3 5 6 6 7 9 10 10 11 11 13 14 14 14

21 günlük değerlendirme periyodu sonucunda Grup II’ de örneklerin %75’i, Grup I’ de %70’i ve Grup III’ de %70’i bakteriyel sızıntı göstermiştir. İstatistiksel değerlendirme için yapılan χ2 testine göre gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmemiştir (p>0.05). χ2

sonuçları Tablo II’de verilmiştir.

Tablo II. χ2 testine göre 21 gündeki gruplar arasındaki farklılıklar GRUPLAR n Sızıntı gösteren örnek sayısı Sızıntı göstermeyen örnek sayısı

Grup I 20 14 (%70)a 6 (%30)A

Grup II 20 15 (%75)a 5 (%25)A

Grup III 20 14 (%70)a 6 (%30)A

Aynı harfler arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamaktadır (p>0.05).

TARTIŞMA

Kök kanallarının doldurulmasında çok çeşitli doldurma teknikleri ve kök kanal patları kullanılmaktadır. Bu materyallerin örtücülük yeteneklerinin değerlendirilmesi amacı ile birçok in vitro metod geliştirilmiştir. Birçok in vitro çalışmada bu materyallerin sızıntısı değerlendirilmeye çalışılmıştır6. Bu amaçla metilen mavisi,10 -12 çini mürekkebi,13-15 gümüş boyaması,8 radyoizotoplar,16 tükürük17-18 ve bakteri3,19,20 kullanılmıştır. Çalışmalar, boyama çalışmalarının partiküller çok küçük olduğunda hatalı pozitif okuma ve sıkıştırılmış hava kabarcıklarının boya sızıntısını engelleme gibi yanlış negatif sonuçları içeren doğal yetersizlikleri olduğunu göstermektedir.21 Bu çalışmalarla ilgili diğer bir problem ise kliniksel işlemleri tam olarak yansıtmamasıdır. Bakteri endotoksinlerinin moleküler ağırlığı, boyamada sıklıkla kullanılan metilen mavisininkinden çok fazladır.22 Bakteriyel sızıntı modeli bu tip hataları önler ve klinik güvenirlilik için gerekli şartları taşımaktadır.9,21 Wu ve Wesselink9 sızıntının değerlendirilmesinde tek bir yöntemin kullanılamayacağını ve sonuçların büyük farklılıklar gösterdiğini belirtmişlerdir. Bu sebeplerle çalışmamızda Malone ve Donnelly,23 Barthel ve ark.24 tarafından daha önce açıklanan bakteriyel sızıntı modeli kullanılmıştır.

Fakültatif bakteriler kök kanal tedavisi görmüş dişlerin başarısızlığından birinci derecede sorumludurlar.25 Bu grup bakterilerden olan enterokoklar ise bu dişlerden sıklıkla izole edilmiştir.26 Bununla birlikte E. faecalis normal insan florasının bir parçasıdır ve karışık enfeksiyonlarda, diğer aerobik ve fakültatif anaerobik mikroorganizmalarla birlikte bulunur.27 Ayrıca E. faecalis kök kanalından da sıklıkla izole edilen bakteri türüdür.28 Bu gibi nedenlerden dolayı çalışmamızda E. faecalis kullanılması tercih edilmiştir.

Çalışmamızda arka grup dişlerin anatomilerinin farklılık göstermesi29 ve kök kanal preparasyonu ve doldurulması işleminin standardizasyonun daha rahat sağlanması nedeniyle tek ve düz kanallı dişler kullanılmıştır.

Çalışma sonuçlarımıza göre AH Plus kullanılan grupta diğer kök kanal patlarının kullanıldığı gruplara göre daha erken bakteriyel sızıntı gözlenmiştir. Bu grupta ilk olarak 4. gün bakteriyel sızıntı gözlenirken

(4)

AH26 kullanılan grupta 6. ve Diaket kullanılan grupta 7. günde ilk bakteriyel sızıntı tespit edilmiştir. AH26 kullanılan grup, AH Plus kullanılan gruba göre daha geç bakteriyel sızıntı göstermesine rağmen Diaket kullanılan gruba göre daha erken bakteriyel sızıntı göstermiştir (Tablo I). Çalışma sonuçlarımıza göre 21 günde bakteriyel sızıntı açısından test edilen kök kanal patları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur. Zmener ve ark.30 boya penetrasyon tekniği ile AH Plus ve AH 26’nın örtücülük özelliğini değerlendirmişlerdir. AH Plus’ın 10 günlük sürede AH 26’dan daha fazla sızıntı gösterdiğini bildirmişlerdir. Oruçoğlu ve ark.31 AH Plus’ın 7 günlük sürede bilgisayarlı sıvı filtrasyon tekniği kullanıldığında Diaketten daha fazla sızıntıya izin verdiğini göstermişlerdir. Bu sonuçlar çalışmamızla paralellik göstermektedir.

Williamson ve ark.32 kök kanal dolgu teknikleri ve kök kanal patlarının endotoksin penetrasyonu üzerine etkilerini değerlendirmişler ve AH 26 kullanıldığında endotoksinlerin kök kanal sistemi boyunca daha hızlı bir şekilde sızıntı gösterdiğini bildirmişlerdir. Bu sonuçlar çalışmamızla farklılık göstermektedir. Çalışma sonuçlarımızdaki bu farklılık deneyde kullanılan enstrümantasyon ve doldurma tekniğinin, deney düzeneğinin ve kullanılan irrigasyon solüsyonlarının farklılığından kaynaklanabilir.

Çalışma sonuçlarımıza göre gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmamasına rağmen AH Plus kullanılan gruptaki bakteriyel sızıntının AH26 kullanılan gruba göre daha hızlı gerçekleştiği görülmüştür. Bunun nedeni AH Plus patının daha hızlı sertleşme süresine sahip olması ve bu nedenle ortaya çıkan stresin muhtemelen patın dentin duvarından erken dönemde ayrılması olabilir. Ayrıca AH Plus’ın silikon yağı gibi içerdiği maddelerde sızıntı oranındaki artışa neden olmuş olabilir.

SONUÇ

Bu çalışmanın sınırlamaları dahilinde; çalışmamızda kullanılan kök kanal dolgu patlarından Diaket grubunda AH Plus ve AH 26 grubuna göre daha geç bakteriyel sızıntı gözlenmesine rağmen 21. günde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamamış ve tüm gruplarda %70’in üzerinde sızıntı gözlenmiştir. Bundan yola çıkarak, endodontik tedavideki klinik başarı oranını arttırmak için çalışmamızdaki patlardan hangisi kullanılırsa kullanılsın kök kanal dolgusunu takiben uygun bir koronal restorasyon

mümkün olan en kısa zamanda yapılarak ağız ortamı ile ilişki kesilmelidir.

KAYNAKLAR

1. Çalışkan MK. Endodontide Tanı ve Tedavi. İstanbul: Nobel Tıp

Kitabevleri; 2006. s. 401-32

2. Nguyen NT. Obturation of the root canal system. In Cohen S,

Burns RC, eds. Pathways of the pulp, 5th ed. St Louis: CV Mosby; 1991. p. 199-210.

3. Trope M, Chow E, Nissan R. In vitro endotoxin penetration of

coronally unsealed endodontically treated teeth. Endod Dent Traumatol 1995; 11: 90-4.

4. Torabinejad M, Ung B, Kettering JD. In vitro bacterial penetration of

coronally unsealed endodontically treated teeth. J Endod 1990; 16: 566-9.

5. Madison S, Swanson K, Chiles SA. An evaluation of coronal

microleakage in endodontically treated teeth. Part II. Sealer types. J Endod 1987; 13: 109-12.

6. Swanson K, Madison S. An evaluation of coronal microleakage in

endodontically treated teeth. Part I. Time periods. J Endod 1987; 13: 56-9.

7. Saunders WP, Saunders EM. Coronal leakage as a cause of failure in

root canal treatment: a review. Endod Dent Traumatol 1994; 10: 105-8.

8. Hovland EJ, Dumsha TJ. Leakage evaluation in vitro of the root

canal sealer Sealapex. Int Endod J 1985; 18: 179-82.

9. Wu MK, Wesselink PR. Endodontic leakage studies reconsidered.

Part I. Methodology, application and relevancy. Int Endod J 1993; 26: 37-43.

10. Peters LB, Harrison JW. A comparison of leakage of filling

materials in demineralized and non demineralized resected root ends under vacuum and non-vacuum conditions. Int Endod J 1992; 25: 273-8.

11. Scott AC, Vire DE, Swanson R. An evaluation of the Thermafil

endodontic obturation technique. J Endod 1992; 18: 340-3.

12. Dummer PMH, Kelly T, Meghji A, Sheikh I, Vanitchai JT. An in

vitro study of the quality of root fillings in teeth obturated by lateral condensation of gutta-percha or Thermafil obturators. Int Endod J 1993; 26: 99-105.

13. Gutmann JL. Adaptation of injected thermoplasticized

gutta-percha in the absence of the dentinal smear layer. Int Endod J 1993; 26: 87-92.

14. Baumgardner KR, Taylor J, Walton R. Canal adaptation and

coronal leakage: lateral condensation compared to Thermafil. JADA 1995; 126: 351-6.

(5)

15. Lloyd A, Thompson J, Gutmann JL, Dummer PMH. Sealability

of the Trifecta technique in the presence or absence of a smear layer. Int Endod J 1995; 28: 35-41.

16. Rhome BH, Solomon EA, Rabinowitz JL. Isotopic evaluation of

the sealing properties of lateral condensation, vertical condensation, and Hydron. J Endod 1981; 7: 458-61.

17. Wu MK, Degee AJ, Wesselink PR, Moorer WR. Fluid transport and

bacterial penetration along root canal fillings. Int Endod J 1993; 26: 203-8.

18. Khayat A, Lee SJ, Torabinejad M. Human saliva penetration of

coronally unsealed obturated root canals. J Endod 1993; 19: 458-61.

19. Behrend GD, Cutler CW, Gutmann JL. An in-vitro study of

smear layer removal and microbial leakage along root canal fillings. Int Endod J 1996; 29: 99-107.

20. Aslan B, Öztan MD, Çiftci A. Çeşitli kanal patlarının koronal

sızıntıya etkilerinin in vitro incelenmesi. T Klin Diş Hek Bil 2002; 8: 92-6

21. Goldman M, Simmonds S, Rush R. The usefulness of

dye-penetration studies reexamined. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1989; 67: 327-32.

22. Kersten HW, Moorer WR. Particles and molecules in endodontic

leakage. Int Endod J 1989; 22: 118-24.

23. Malone KH, Donnelly JC. An in vitro evaluation of coronal

microleakage in obturated root canals without coronal restoration. J Endod 1997; 23: 35-8.

24. Barthel CR, Moshonov J, Shuping G, Orstavik D. Bacterial

leakage versus dye leakage in obturated root canals. Int Endod J 1999; 32: 370-5.

25. Molander A, Reit C, Dahlen G, Kvist T. Microbiological status of

root-filled teeth with apical periodontitis. Int Endod J 1998; 31: 1-7.

26. Sundqvist G. Associations between microbial species in dental

root canal infections. Oral microbiology and immunology 1992; 7: 257-62.

27. Baumgartner JC, Falkler WA. Bacteria in the apical 5mm of

infected root canals. J Endod 1991; 17: 380-3.

28. Timpavat S, Amornchat C, Trisuwan W. Bacterial coronal

leakage after obturation with three root canal sealers. J Endod 2001; 27: 36-9.

29. Bal AS, Hicks ML, Barnett F. Comparison of laterally condensed

.06 and .02 Tapered gutta- percha and sealer in vitro. J Endod 2001; 27: 786-8

30. Zmener O, Spielberg C, Lamberghini F, Rucci M. Sealing

properties of a new epoxy-based root canal sealer. Int Endod J 1997; 30: 332-4.

31. Orucoglu H, Sengun A, Yilmaz N. Apical leakage of resin based

root canal sealers with a new computerized fluid filtration meter. J Endod 2005; 31: 886-90

32. Williamson AE, Dawson DV, Drake DR, Walton RE, Rivera

EM. Effect of root canal filling/sealer systems on apical endotoxin penetration: a coronal leakage evaluation. J Endod 2005; 31: 599-604

Yazışma Adresi:

Yard. Doç. Dr. Ali Çağın YÜCEL Ondokuz Mayıs Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi

Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı 55139 Kurupelit / SAMSUN

Faks: 0 362 4576032 E-posta: yucel@omu.edu.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

Europian Journal of Clinical Microbiology and Infectious Diseases, 19(1), 39-42. Temperature threshold levels for heat-induced bone tissue injury: a vital-microscopic study in

Günümüzde endodontide kök kanal dolgu materyali olarak kullanılan patların büyük çoğunluğunun içerisinde ana bileşen olarak çinko oksit

3.Hafta o Erişkin sürekli dişlerde travmatik yaralanmalar ve endodontik yaklaşım. 4.Hafta o Erişkin sürekli dişlerde travmatik yaralanmalar ve

Parça yanından apikale doğru geçilerek normal endodontik tedavi uygulanır Kırık parçanın koronal tarafında normal endodontik tedavi uygulanarak apikal kısım, retrograd

7.Hafta o Pulpanın ekstirpasyonu ve çalışma boyutunun belirlenmesi (Radyografik ve elektronik). 8.hafta o Pulpanın ekstirpasyonu ve çalışma boyutunun belirlenmesi (Radyografik

Kök kanal tedavisi, kron ve kök pulpasının, yani pulpa dokusunun tamamının veya tamamına yakın bir bölümünün anestezi altında çıkarılmasının

Diş hekimliğinde kullanımı, antibakteriyel olması, doku çözücü özelliği, sert doku oluşumunu uyarması, kök rezorbsiyonu üzerinde tedavi edici etkisi, onarım

Kök kanal tedavisinde en önemli başarısızlık sebebinin kök kanal sistemindeki mikroorganizmalar olduğu, 1 bunun yanında; artık nekrotik pulpa dokusu, kırık aletler,