• Sonuç bulunamadı

Müzik Eğitiminde Toplam Kalite Yönetiminin Müzik Öğretmenlerinin Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Müzik Eğitiminde Toplam Kalite Yönetiminin Müzik Öğretmenlerinin Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi"

Copied!
95
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

MÜZİK EĞİTİMİ BİLİM DALI

MÜZİK EĞİTİMİNDE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN MÜZİK

ÖĞRETMENLERİNİN GÖRÜŞLERİ AÇISINDAN

DEĞERLENDİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Sevtap AYDIN

TRABZON

Haziran, 2019

(2)

LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

MÜZİK EĞİTİMİ BİLİM DALI

MÜZİK EĞİTİMİNDE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN MÜZİK

ÖĞRETMENLERİNİN GÖRÜŞLERİ AÇISINDAN

DEĞERLENDİRİLMESİ

Sevtap AYDIN

Trabzon Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü’nce Yüksek

Lisans Unvanı Verilmesi İçin Kabul Edilen Tezdir.

Tezin Danışmanı

Doç. Dr. Işıl Güneş MODİRİ DİLEK

TRABZON

Haziran, 2019

(3)
(4)

Tezimin içerdiği yenilik ve sonuçları başka bir yerden almadığımı; çalışmamın hazırlık, veri toplama, analiz ve bilgilerin sunumu olmak üzere tüm aşamalardan bilimsel etik ilke ve kurallara uygun davrandığımı, tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada kullanılan her türlü kaynağa eksiksiz atıf yaptığımı ve bu kaynaklara kaynakçada yer verdiğimi, ayrıca bu çalışmanın Trabzon Üniversitesi tarafından kullanılan “bilimsel intihal tespit programı”yla tarandığını ve hiçbir şekilde “intihal içermediğini” beyan ederim. Herhangi bir zamanda aksinin ortaya çıkması durumunda her türlü yasal sonuca razı olduğumu bildiririm.

Sevtap AYDIN 12 / 06 / 2019

(5)

iv

Bu çalışma süresince danışmanlığımı üstlenerek, gerek konunun belirlenmesinde gerekse çalışmanın yürütülmesi sırasında engin bilgi ve deneyimlerinden sürekli yararlandığım değerli hocam, Doç. Dr. Işıl Güneş MODİRİ DİLEK’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Çalışmanın yürütüldüğü ortaokul ve liselerde görev yapan ve çalışma süresince yardımlarını esirgemeyen tüm müzik öğretmenlerine ve okul yöneticilerine de teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

Ayrıca, tüm hayatım boyunca maddi ve manevi destekleriyle her zaman yanımda olan ve haklarını asla ödeyemeyeceğim anneme ve babama sonsuz minnet ve şükranlarımı sunarım.

Haziran, 2019 Sevtap AYDIN

(6)

v

ÖN SÖZ ... iv

İÇİNDEKİLER ... v

ÖZET ... viii

ABSTRACT ... x

TABLOLAR LİSTESİ ... xii

KISALTMALAR LİSTESİ... xiv

1. GİRİŞ ... 1

1. 1. Problem Durumu ... 1

1. 2. Araştırmanın Amacı ... 3

1. 3. Araştırmanın Gerekçesi ve Önemi ... 3

1. 4. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 4

1. 5. Araştırmanın Varsayımları ... 4

1. 6. Tanımlar ... 4

2. LİTERATÜR TARAMASI ... 5

2. 1. Araştırmanın Kuramsal Çerçevesi ... 5

2. 1. 1. Eğitim ... 5

2. 1. 2. Sanat Eğitimi ... 6

2. 1. 3. Müzik Eğitimi ... 7

2. 1. 3. 1. Müzik Eğitiminde Temel Amaç ve İlkeler ... 9

2. 1. 3. 2. Türleri Açısından Müzik Eğitimi... 10

2. 1. 3. 2. 1. Mesleki Müzik Eğitimi ... 10

2. 1. 3. 2. 2. Amatör Müzik Eğitimi ... 11

2. 1. 3. 2. 3. Genel Müzik Eğitimi ... 12

2. 2. Kalite Kavramı ... 15

2. 3. Toplam Kalite Yönetimi ... 15

2. 3. 1. Toplam Kalite Yönetiminin Tanımı ve Önemi ... 15

2. 3. 2. Toplam Kalite Yönetiminin Amacı, Felsefesi ve Öğeleri ... 16

2. 3. 3. Toplam Kalite Yönetiminin Temel İlkeleri... 18

2. 3. 4. Kaizen Kavramı... 19

(7)

vi

2. 3. 7. Takım Çalışması ... 21

2. 4. Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi ... 22

2. 4. 1. Eğitim Örgütlerinde Stratejik Planlama ve TKY Yönelik Algılar ... 23

2. 4. 2. Eğitimde Toplam Kalite Yönetiminin Önemi ... 24

2. 4. 3. Deming Döngüsü ... 26

2. 4. 4. Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi İlkeleri ... 28

2. 4. 4. 1. Okul ... 28

2. 4. 4. 2. Eğitim Sisteminde Müşteri Kimdir? ... 30

2. 4. 4. 3. Eğitimde Katılım Nasıl Sağlanır? ... 31

2. 4. 5. Toplam Kalite Yönetiminin Eğitime Uygulanması ... 32

2. 4. 5. 1. Eğitimde Toplam Kalite Yönetiminin Uygulanmasına Yönelik MEB’in TKY Uygulama Yönergesi ... 33

2. 4. 5. 2. TKY Uygulama Projesi Çerçevesinde Yapılan Ve Plânlanan Çalışmalar ... 34

2. 4. 5. 3. TKY’nin Eğitim Kurumlarında Uygulanabilirliği ... 35

3. YÖNTEM ... 38

3. 1. Araştırmanın Modeli ... 38

3. 2. Çalışma Grubu ... 38

3. 3. Veri Toplama Aracı ... 39

3. 4. Verilerin Çözümlenmesi ... 39

4. BULGULAR ... 42

4. 1. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kişisel Özelliklerine İlişkin Betimsel İstatistikler ... 42

4. 2. Alt Faktörlere Göre Çalışan Memnuniyetlerinin İncelenmesi ... 43

4. 3. Faktörlerin Demografik Değişkenlere Yönelik Karşılaştırılması ... 50

4. 3. 1. Alt Boyutların Cinsiyet Değişkenine Göre İncelenmesi ... 51

4. 3. 2. Alt Boyutların Yaş Değişkenine Göre İncelenmesi ... 52

4. 3. 3. Alt Boyutların Eğitim Durumu Değişkenine Göre İncelenmesi ... 54

4. 3. 4. Alt Boyutların Mesleki Konum Değişkenine Göre İncelenmesi ... 56

4. 3. 5. Alt Boyutların Çalışma Süresi Değişkenine Göre İncelenmesi: ... 58

5. TARTIŞMA ... 60

5. 1. Yöneticiler ile Öğretmenlerin TKY Çalışmaları Konusundaki Görüşlerinin Değerlendirilmesi ... 60

(8)

vii

Değerlendirilmesi ... 62

5. 4. Alt Boyutların Eğitim Durumu Değişkenine Göre Farklılığın Değerlendirilmesi ... 62

5. 5. Alt Boyutların Cinsiyet Değişkenine Göre Değerlendirilmesi ... 63

5. 6. Alt Boyutların Mesleki Konum Değişkenine Göre Değerlendirilmesi ... 63

5. 7. Alt Boyutların ve Demografik Değişkenlerin Birlikte Değerlendirilmesi ... 64

6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER ... 66

6. 1. Sonuçlar ... 66

6. 2. Öneriler ... 67

6. 2. 1. Araştırma Sonuçlarına Dayalı Öneriler ... 67

6. 2. 2. İleride Yapılabilecek Araştırmalara Dayalı Öneriler ... 67

7. KAYNAKLAR ... 69

8. EKLER ... 75

(9)

viii

Müzik Eğitiminde Toplam Kalite Yönetiminin Müzik Öğretmenlerinin Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi

Son yıllarda gelişen teknoloji, uluslararası rekabet ve yönetim anlayışı kurumları mükemmeli aramaya yönelmiştir. Yaşanılan bu rekabet ortamında çalışma yaşamının beklentilerini karşılayabilecek bireylerin yetiştirilmesi için eğitim konusu bütün dünyada giderek daha fazla önem kazanmaktadır.

Eğitim kurumlarının sürekli gelişimi için, müzik eğitiminde Toplam Kalite Anlayışını sahiplenmeleri gerektiği ortaya çıkmıştır. Bunun başarılması için tüm dünyadaki değişim ve gelişmeler takip edilmelidir. Müzik eğitimi de bu gelişmelere paralel olarak bir takım değişimlere ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda eğitim kurumlarında müzik eğitimi sorgulanmakta ve toplam kalite yönetimi kültürüne uygun bir müzik eğitimi oluşturmaktadır.

Bu çalışmada Toplam Kalite Yönetimi anlayışının müzik eğitiminde, müzik öğretmenleri tarafından uygulanabilirliği ölçülmeye çalışılmıştır. Nicel bir yaklaşımla Tarama modelinin kullanıldığı bu çalışmada araştırma gurubunu Sakarya’da görev yapmakta olan n=94 müzik öğretmeni oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Türk (2008) tarafından geliştirilen ve geçerlik güvenirlik çalışması yapılmış ve TKY için 14 alt boyutu belirlenmiş olan “Çalışan Memnuniyet” Ölçeği kullanılmıştır.

Verilerin çözümlenmesinde; öncelikle tüm bağımsız değişkenler için, tanımlayıcı istatistikler olan frekans (N), yüzde (%), ortalama (X), standart sapma (SS) değerleri ortaya konmuştur. Daha sonra demografik değişkenler ve ölçeğin alt boyutları arasındaki farklılığı test etmek için dağılımların normal olmaması sebebiyle Mann Whitney U ve Kruskal Wallistestleri kullanılmıştır. Müzik Öğretmenlerinin maddelere verdikleri cevapların normallik dağılımına sahip olup olmadığını test etmek amacıyla Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk testleri uygulanmış, çarpıklık basıklık değerlerine bakılmış ve değerlerin normal dağılıma uygun olmadığı görülmüştür.

Yapılan analizler sonucunda;

1. Cinsiyet, yaş, eğitim durumu, mesleki konum ve çalışma süresi değişkenlerinin TKY alt boyutları ile ilişkisi incelendiğinde aşağıda belirtilen maddeler dışında anlamlı bir farklılığın olmadığı tespit edilmiştir.

(10)

ix

arası anlamlı bir farklılığa rastlanmıştır (p<.05).

c) Katılımcıların Eğitim Durumu ve “Sosyal Etkileşim” alt boyutunda gruplar arası anlamlı bir farklılığa rastlanmıştır (p<.05).

2. Çalışma sonucunda TKY boyutlarının tümüne yakını, ölçeğin puanlamasında orta nokta olan 3 seviyesinin üstündedir. Tüm boyutlar arasında “çalışma ortamı” boyutu 3.92 ile en yüksek değeri alırken “tanıma taltif” boyutu 3.03 ile en düşük değerde kalmıştır.

3. Müzik öğretmenlerinin görüşlerine göre elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde Toplam Kalite Yönetimi anlayışının uygulanması için sağlıklı koşulların oluştuğu, bu konuda müzik öğretmenlerinin farklı görüşlerinin değerlendirilebileceği görülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Kalite, Toplam Kalite Yönetimi, Müzik Öğretmenliği, Eğitimde Toplam

(11)

x

Evaluation Of Total Quality Management In The Views Of The Music Teachers

In recent years, developing technology, international competitiveness and management approach has been directed towards seeking excellence. In this competitive environment, the issue of education is becoming more and more important all over the world in order to raise individuals who can meet the expectations of working life.

It has emerged that for the continuous development of educational institutions, they should adopt the Total Quality Concept in music education. In order to achieve this, changes and developments all over the world must be followed. Music education also needs some changes in parallel with these developments. In this context, music education is questioned in educational institutions and constitutes a music education in accordance with total quality management culture.

In this study, the applicability of Total Quality Management in music education by music teachers was tried to be measured. In this study, which uses the screening model with a quantitative approach, the research group consists of n = 94 music teachers working in Sakarya. As a data collection tool, “Employee Satisfaction” Scale, which was developed by Türk (2008) and validity and reliability study was conducted and 14 sub-dimensions were determined for TQM was used.

In the analysis of data; First of all, descriptive statistics such as frequency (N), percentage (%), average (X) and standard deviation (SD) values were determined for all independent variables. Afterwards, Mann Whitney U and Kruskal Wallis tests were used to test the differences between demographic variables and the sub-dimensions of the scale, since the distributions were not normal. Kolmogorov-Smirnov and Shapiro-Wilk tests were applied to test whether the responses of the music teachers to the items had a distribution of normality, skewness and kurtosis values were examined and the values were not suitable for the normal distribution.

As a result of the analysis;

1. When the relationship between gender, age, education, occupational status and working time variables with TQM sub-dimensions was examined, it was found that there was no significant difference except for the items mentioned below. a) A significant difference was found between the groups in the age variable

(12)

xi

c) A significant difference was found between the groups in the educational status of the participants and the “Social Interaction” sub-dimension (p <.05).

2. At the end of the study, almost all of the TQM dimensions are above the 3-point, which is the middle point in the scoring of the scale. Among all dimensions, the “working environment” dimension had the highest value with 3.92, while the “recognition taltif” dimension had the lowest value with 3.03.

3. When the results obtained according to the opinions of the music teachers are evaluated, it is seen that there are healthy conditions for the implementation of Total Quality Management and that different opinions of music teachers can be evaluated on this subject.

Keywords: Quality, Total Quality Management, Music Education, Total Quality

(13)

xii

Tablo No Tablo Adı Sayfa No

1. Verilere İlişkin Normallik Dağılımı Ölçüm Sonuçları ...40

2. Çalışma Grubunun Cinsiyetlerine İlişkin İstatistikler ...42

3. Çalışma Grubunun Yaş Aralığına İlişkin İstatistikler ...42

4. Çalışma Grubunun Eğitim Durumlarına İlişkin İstatistikler ...42

5. Çalışma Grubunun Çalışma Sürelerine İlişkin İstatistikler ...43

6. Çalışma Grubunun Mesleki Konumlarına İlişkin İstatistikler ...43

7. Ölçeğe İlişkin Ortalama Puan Aralıkları ...44

8. Yöneticilerin Liderlik Davranışlarına Yönelik Puanları ...44

9. İyileştirme Etkinliklerine Destek ve Katılım Boyutuna Yönelik Puanlar ...44

10. Tanıma Taltif Boyutuna Yönelik Puanlar ...45

11. Performans Değerlendirme Boyutuna Yönelik Puanlar ...45

12. Etkili İnsan Kaynakları Yönetimi Boyutuna Yönelik Puanlar ...46

13. Kararlara Katılım Boyutuna Yönelik Puanlar ...46

14. Çalışma Ortamına Yönelik Puanlar ...46

15. İş Birliği ve İletişim Boyutuna Yönelik Puanlar ...47

16. Motivasyon ve Tatmin Boyutuna Yönelik Puanlar. ...47

17. Kişisel ve Mesleki Gelişim Boyutuna Yönelik Puanlar ...48

18. Sosyal Etkinlikler Boyutuna Yönelik Puanlar ...48

19. Topluma Etki ve Katkı Durumu Algılaması Boyutuna Yönelik Puanlar ...48

20. Kurumsal Yapı Boyutuna Yönelik Puanlar ...49

21. Toplam Kalite yönetimi Boyutuna Yönelik Puanlar ...49

22. Normallik Testi (Kolmogorov-Smirnov) ...50

(14)

xiii

Whitney U testi) ...51 25. Alt Boyutlara Yönelik Yaş Gruplarının Karşılaştırılması (Kruskal

Wallis testi) ...52 26. Alt Boyutlara Yönelik Eğitim Durumlarının Karşılaştırılması

(Mann Whitney U testi) ...55 27. Alt Boyutlara Yönelik Mesleki Konumların Karşılaştırılması (Mann

Whitney U testi) ...56 28. Alt Boyutlara Yönelik Çalışma Sürelerinin Karşılaştırılması

(15)

xiv

TKY : Metinlerle İlgili Yönlendirilmiş Etkinlikler (Directed Activities RelatedtoTexts) MEB : Milli Eğitim Bakanlığı

A : Araştırmacı N : Örneklem Sayısı

(16)

Günümüzde bilim ve teknolojideki gelişmelerle birlikte küresel pazarda yoğun bir rekabet yaşanmaktadır. Söz konusu gelişmelerle eğitime duyulan önem artırmıştır. Eğitim sistemi nitelikli mezunlar vermede başarılı oldukça, işletmelerin kaliteli mal ve hizmetlere ulaşımı kolaylaşacaktır.

Shargel’e (1993, s.67) göre kalite kavramı işletmelerde ele alınmadan önce eğitim kurumları üzerinden değerlendirilmelidir. Çünkü kaliteli ürünler ve hizmetlerin elde edilmesi eğitimde meydana gelen gelişmelerle mümkün olur.

Son yıllarda çok sık olarak karşımıza çıkan “yeniden yapılanma”, “küreselleşme” ve “dünyaya açılma” kavramları, endüstri sonrasındaki enformasyon toplumlarını sembolize etmek için kullanılan popüler tanımlardan biridir. Bu kavramların temeline inildiğinde bilginin önemli bir etken olduğu otaya çıkmaktadır. Bilginin bu düzeyde önemli oluşu, bilgiyi üreten, dağıtan kurumlardan biri konumundaki eğitim kurumlarını yapı, işleyiş, yönetim, program, kısaca eğitim örgütündeki bütün sorumluluklar açısından önemli hale getirmektedir.

Eğitimin dışında farklı sistemlerde meydana gelen gelişimsel faaliyetler de eğitim sistemini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyebilmektedir. Bu gelişmeler ve değişimler, eğitim sistemi içerisinde yer alan örgütleri de etkilemektedir. Bu etkileşimle birlikte birçok değişim ve yenilik hareketi, örgüt içerisinde yer edinmeye başlamıştır. Eğitimin sadece okulda verilmesi görüşü artık geçerli bir görüş değildir. Günümüz şartlarında eğitimi okul ile sınırlandırmak mümkün değildir. Bununla beraber eğitimde yenilik kavramı da yeniden tanımlanmalıdır. Klasik olarak kabul gören müfredatların ve kitapların değiştirilmesi, mali anlamda bir takım imkânların sağlanması, sınıflardaki öğrenci mevcudunu azaltmaya gidilmesi, metot değişiklikleri, okullarda bilişim teknolojileri kullanımı vb. gibi değişikliklerin yanında uzmanlar “Toplam Kalite Yönetimi (TKY)”, “Sıfır Hata Yönetimi” gibi yaklaşımlara eğitim dünyasının dikkati çekmeye çalışmaktadırlar (Özdemir, 1995).

1. 1. Problem Durumu

Enformasyon çağında yaşamanın getirdiği günümüz teknolojileri, değişik bakış açıları ve rekabet şartları, hayatın hemen her alanında sürekli bir değişimin yaşanmasına neden olmaktadır. Bu açıdan hiçbir olgu kesin veya değişmez değildir. Değişim, yaşamın her noktasında mevcut ve bu yönü ile gelişimin esas yönünü bu değişim ve devinim oluşturmaktadır. Diğer yandan modern dünya açısından bilgi, sürekli güncellenir nitelikte

(17)

olduğundan kitaplar vasıtasıyla ezbere alınan bilgilerle yapılan eğitimin dönemi artık geride kalmış, yerini güncellenebilir bilgiye bırakmıştır. Bu bağlamda eğitim sistemi de bu değişim ve dönüşümün etkisi ile birlikte kendini güncellemek durumunda kalan sistemlerden biri konumundadır. Uygar medeniyetlerden biri olmak, teknolojiyi yakından takip etmek, donanımlı birey yetiştirmek gibi programlarla eğitim sistemi önemli düzeyde dönüşümleri takip edebilir nitelikte olmalıdır.

Toplam Kalite Yönetimi kavramı, Deming’in fikirleri doğrultusunda yeşerdiği günden itibaren günümüze kadar devamlı olarak gelişen ve farklı perspektiflerde kendini güncelleyen bir anlayış olmuştur. Fikrin ortaya çıktığı ilk dönemlerde tüm bölüm, birim ve bu kesimlerde çalışan kişileri birbirinin tedarikçisi konumunda değerlendiren görüş, zamanla geçirdiği değişimlerle “paydaş” kavramı üzerinden bir kullanıma dönüşmüştür. Bu sayede süreç içerisinde mevcut bulunan herkesin bir şekilde sürece dâhil olduğu bir tür paylaşım ortamı oluşturmaktadır. Bu bağlamda eğitim kurumlarında kalitenin yeterli seviyeye getirilmesinde paydaşlar arasın iletişimin koordineli şekilde gerçekleşmesi eğitim kalitesi açısından önemlidir (Okay, 2008).

Toplam Kalite Yönetimi felsefesine sahip olan eğitim sistemi diğer sistemlerde olduğu gibi ortak amaçlara doğrultusunda koordineli çalışan kısımların bir bütünü niteliğindedir. Bu kısımlar; öğrenciler, öğretmenler, ebeveynler, destek hizmet sağlayıcıları; yönetici konumundakiler, eğitime yön veren konumdaki kişiler, kaynak sağlayıcılar ve teftiş kurumlarıdır. Etkili insan kaynaklarının yönetiminde TKY vazgeçilmez bir araçtır (Tikici, 2004).

Bu değerlendirmeler ışığında günümüzde tüm kesimler tarafından kesin çizgilerle belirtilen ve kabul gören bir gerçek; her alanda “kalite”, fakat önce “eğitimde kalite” konusudur. Bu konu, ülkemizde sürekli gündemde olmasına karşın, sonuç alma açısından bulunduğumuz noktanın doğru bir yer olduğunu söylemek güçtür. Geleneksel eğitim anlayışının geçerliliğini hızla yitirdiği, çağdaş eğitim sistemlerinin uygulanmasının zorunluluk halini aldığı yenidünya düzeninde var olabilmek için, eğitime fazladan kaynak aktarmanın ötesinde, bakış açısı, düşünce ve yaklaşım olarak yenilenmemiz gerektiği açıktır.

Buna göre çalışmanın problem cümlesi; “müzik eğitiminde toplam kalite yönetiminin müzik öğretmenlerinin görüşleri açısından değerlendirilmesi nasıldır?” olarak belirlenmiştir.

Çalışmanın amacı, gerekçesi ve önemi, sınırlılıkları, varsayımları ve çalışma ile ilgili genel tanımlar aşağıda verilmiştir. Bu bilgiler doğrultusunda literatür taraması ile çalışmanın kuramsal yapısı oluşturulmuş olup, uygulama çalışması ile veriler tartışılarak sonuç kısmında değerlendirmeler yapılmıştır.

(18)

1. 2. Araştırmanın Amacı

Araştırmada Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarında görevli müzik öğretmenlerinin toplam kalite yönetimi faktörlerini değerlendirmeleri kapsamında çalışmanın ana amacı müzik öğretmenlerinin toplam kalite yönetimine yönelik görüşlerinin tespit edilmesidir. Bu doğrultuda Sakarya İl sınırlarında bulunan Milli Eğitime bağlı okullarında görev yapan müzik öğretmenleri üzerinde bir araştırma gerçekleştirilmiştir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin kalite yönetimi anlayışına ilişkin görüşleri doğrultusunda alt amaçlar şunlardır;

1. Müzik öğretmenlerinin TKY uygulamaları hakkındaki görüşleri cinsiyete göre farklılaşmakta mıdır?

2. Müzik öğretmenlerinin TKY uygulamaları hakkındaki görüşleri eğitim durumuna göre farklılaşmakta mıdır?

3. Müzik öğretmenlerinin TKY uygulamaları hakkındaki görüşleri mesleki kıdeme göre farklılaşmakta mıdır?

4. Müzik öğretmenlerinin TKY uygulamaları hakkındaki görüşleri yaşa göre farklılaşmakta mıdır?

1. 3. Araştırmanın Gerekçesi ve Önemi

Toplam Kalite Yönetimi, 19 Ekim 1999 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan Tebliğler Dergisinin 2506 sayı ile bütün okullarda uygulanması hususunun tebliğ edildiği bir yönetim yaklaşımıdır.

Her ne kadar böyle bir çalışma belirli bir ortamda sınırlansa da, eğitim kurumlarındaki Toplam Kalite Yönetimi uygulamaları noktasında karşılaşılan zorlukların belirlenmesinde faydalı olacağı tahmin edilmektedir. Çalışma bulgularının TKY uygulayıcıları, Milli Eğitim yöneticileri ve diğer araştırmacılara katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Çalışmanın sonucu, eğitim kurumlarında Toplam Kalite Yönetimini uygulayanlar adına bu süreç içerisinde yeni yöntemlerin ve iyileştirmelerin geliştirilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. TKY uygulamalarının gerek eğitimcilere ve öğretmenlere gerek diğer kurum çalışanlarına ışık tutacağı düşünülmektedir.

Ortaokul ve liselerde müzik alanında TKY uygulamaları, çağdaş bir eğitim sistemi oluşturulması, ortaokul ve liselerde müzik alanlarında olumlu bir şekilde yansıması ve burada görev yapan öğretmenlerin konu ile ilgili bilgi ve algı düzeylerini belirlemesi açısından önemlidir.

(19)

1. 4. Araştırmanın Sınırlılıkları

1. Sakarya İline bağlı ortaokul ve liselerde görev yapan müzik öğretmenleri ve onların görüşleri ile sınırlıdır.

2. Bu çalışma eğitimde TKY konusu ve bu konuya ilişkin ölçme aracı ile sınırlıdır.

1. 5. Araştırmanın Varsayımları

1. Görüşmede elde edilen bilgilerin, görüşülen öğretmenlerin gerçek düşüncelerini yansıttığı varsayılmıştır.

2. Ölçme araçlarının geçerli ve güvenilir ve araştırma amacına uygun veriler topladığı varsayılmıştır.

1. 6. Tanımlar

Yönetim: Kuruluşun amaçlarına ulaşmak için insan ve maddi kaynakları harekete geçirmek, yönetmek, kontrol etmek ve değerlendirmek gibi bir dizi faaliyet (Aydın, 2007).

Kalite: Kalite, bir mal veya hizmetin müşteri talepleri doğrultusunda uygunluk derecesi, belirlenmiş veya ihtimal dâhilindeki ihtiyaçları karşılama durumlarının toplamıdır (Özdemir, 1995).

Toplam Kalite Yönetimi: Bütün uygulamaların yürütülmesi esnasında müşterilerin beklentilerini her şeyin önünde tutarak, ürün ve hizmette müşteri üzerinden tanımlanan kaliteyi meydana getiren bir yönetim şeklidir (Demirci, 2008).

(20)

2. 1. Araştırmanın Kuramsal Çerçevesi

2. 1. 1. Eğitim

Eğitim, bireylerin doğumuyla başlayan ve ölümüne kadar devam eden, bireylerin içinde yaşadıkları toplumdaki inançlarını, değerlerini, tutumlarını ve değer yargılarını geliştirdikleri bir süreçtir. Eğitim, seçilen bir ortamın (özellikle okulun) etkisi altında sosyal yetkinlik ve bireysel gelişim sağlar. İnsanoğlu eğitim sürecinde öncelikle hayatta kalmayı ve yaşamayı başarmış ve sonra kültürlenerek gelişmiştir. Öğrenme sürecinde, en küçük birimlerden büyük imparatorluklara kadar sosyalleşerek medeniyetler oluşturmuşlardır. Aktif öğrenme ve eğitim, içinde yaşadığımız dünyayı anlamamızı, hükmetmemizi ve kendimizi ve yaşamımızı sürekli geliştirmemizi ve organize olmamızı sağlamaktadır. Medeniyet sürecinde en önemli gerçeklerden biri öğrenileni öğretmektir.

Bununla birlikte eğitim için pek çok tanım mevcuttur;

Ertürk’e (1993, s. 46) göre eğitim; “Bireyin davranışında kendi yaşamı boyunca kasıtlı bir davranış değişikliği oluşturma sürecidir.”

Tyler (1950), eğitimin birey üzerindeki davranış değişikliğine dikkat çekerek eğitime, bireylerde istenen doğrultuda davranış değişikliği yaratan bir süreç olarak yaklaşmaktadır.

Arr (1994) ise, eğitimde sosyal beceri ve kişilik gelişimine dikkat çekerek, yüksek kişilik gelişiminin sağlanmasında kontrollü bir ortam ve okul etkinliklerini içeren sosyal bir süreç olarak değerlendirmektedir.

“Eğitim, insanın kurtuluş sürecidir. Öğretmen ve öğrenci arasındaki ilişkinin özü, sevgi ve sorumluluktur. Bu ilişkide, eğitim, öğrencinin değer ve moral dünyasını oluşturur. Eğitim, öğrencilikten başlayarak bireyin ahlak binasını inşa eder “(Hesapçıoğlu, 2004, s. 87).

Eğitimin amaçlarını dört maddede sıralamak mümkündür:

1. Nesilden nesile bilgi aktarmak, kültürel değerleri benimsemek ve yeni kültürel değerlerin üretilmesini sağlamak,

2. İnsanların yeteneklerine göre farklı işler yapmaları için farklı insan gücü sağlamak,

3. Eğiticilerin çevreye katkıda bulunma, tecrübe kazanma, sosyal kuralları benimseme, bu kuralları uygulama ve geliştirme yetkinliğine sahip olmasını sağlamak,

(21)

4. Tecrübeler yoluyla, insanoğlunun var olan yetenekleri üzerinden kişiliğini geliştirmek ve bireyin gücünü çevresindeki yararı için kullanmasını sağlamaktır (Başaran 1996).

Eğitim sisteminin merkezinde insan vardır. Bu açıdan eğitim, İnsan davranışlarının istenilen yöne evirilmesini sağlamaktadır. İnsan, kültürel, sosyal ve psikolojik bir varlık olarak doğuştan gelen bilişsel, duyuşsal, devinimsel özelliklere sahiptir. Örneğin; müzikal yeteneği olan bir kişinin bu yeteneğinin sınırları, hangi davranışı kazanacağını belirleyebilir. Bu tür doğuştan güçler (yetenekler) eğitim yoluyla gelişebilir; çünkü eğitimin amaçlarından biri yetenekleri en üst seviyeye çıkarmaktır (Sönmez, 2004).

Bu bağlamda öğretim kavramı da eğitim sürecinde önemli bir yapı taşıdır. İyi bir öğretmen, topluma yararlı bireyler yetiştirerek insanlığın gelişimine katkıda bulunur ve bireylerin kişisel gelişimlerini en üst düzeye çıkarmak için çalışır.

2. 1. 2. Sanat Eğitimi

İnsan doğası, kendi yeteneklerinin potansiyelini kullanarak geliştirme çabasındadır. Aslında bu çabalarıyla her zaman iyi, güzel ve doğru bir noktaya ulaşmaya çalışır (Halvaşi, 1999).

Hayatı tanıma ve ifade etme arzusu insanları sanata yönlendirmiştir. Bilgi ve deneyimlerini sanatın her alanında kullanan insanlar, sanatı yaşam tarzı haline getirmiştir.

Uçan’a (1997) göre sanat; belirli durumları, olguları ve olayları, duygu, düşünce, tasarlama ve gözleme şeklinde, hedeflenmiş bir amaç ve yöntemler dizisi şeklinde, belirli bir estetik anlayışa göre işleyerek ifade eden özgün anlatım biçimleridir.

Sosyal yaşamın bir ürünü olarak sanat birçok alana hizmet eder. Güzelliği bulmak ve insanlara estetik zevk vermek bunlardan bazılarıdır. Ancak, sanat çoğu zaman, insanlar arasındaki iletişimi sağlamak, kendini insanlara göstermek, eğitici ve öğretici olmak gibi estetik amaçların ötesinde toplumsal amaçlara dönüşür (Halvaşi, 1999).

İnsan ve varlığı ile ortaya çıkan ve önemli bir sanat dalı olan müzik; neşe, hüzün, acı, mutluluk başka birçok duyguyu iletmek için vazgeçilmez bir yol olmuştur. İnsanlar hislerini müzikle ifade etmiş ve çeşitli durumlarda doğrudan veya dolaylı olarak müziği kullanmışlardır. Dini törenler, savaş, barış ve avcılık sırasında müzikten yararlanmıştır. Sanatın içerisinde müzik popülaritesini asla yitirmemiş ve doğumdan ölüme kadar her zaman insanoğlu ile birlikte olmuştur.

Müzik, en hızlı büyüyen sanat dallarından biridir. Antik çağda yaşayan güçlü medeniyetlerin kendi müzikal deneyimlerini geliştirmesi, müziği bu medeniyetlerin ortak noktası haline getirmiştir. Müzik, toplumların ve o toplumda yaşayan bireylerin kültürel gelişimlerini ve aktarımlarını etkileyen inançlarını besleyen önemli ve yapıcı bir araçtır.

(22)

Müzik, doğduğumuz ilk andan itibaren, kalbimizin ritminde, konuşma sesimizin farklı nüanslarında, hüznümüzde ve farklı şekillerde neşe içinde var olduğumuz ilk çığlık, varlığımızla bütünleşen bir olgudur (Aydınoğlu, 2005).

Müzikle ilgili bazı tanımlar şöyledir; Konfüçyüs'e göre:

“Müzik, gök ve toprak arasında bir uyumdur” (Uçan, 1996, s. 57).

Webern (1998)’e göre Müzik evrensel bir dildir. İnsanlar düşüncelerini bu dil aracılığı ile anlatmak isterler.

Kant'a göre; Sanatın kendisi dışında hiçbir amaç yoktur. Tek amacı kendisidir. Güzel sanatlar vasıtasıyla yalnızca daha iyi yaratma eylemi gerçekleştirilebilir.

Hegel'e göre; Sanatta güzellik doğada güzellikten üstündür. Sanat, insan aklının ürünüdür. Doğanın taklidinden başka bir şey değildir.

Ahmet Adnan Saygun'a göre:

“Müzik sözcüklerle anlatılamayan duygularımızı, heyecanlarımızı, bu duygu ve heyecanları, duyuracak tarzda düzenlenmiş sesler aracılığıyla başka ruhlara yansıtma sanatıdır” (Sun-Seyrek, 1993, s. 48).

Komenski'ye göre:

“Müzik bir sanattır” (Uçan, 1996, s. 156). Ziya Gökalp'a göre:

“Müzik, insan ömrünün her süresini kapsayan toplumun yaşantısını etkin ve güçlü

kılan bir sanattır” (Halvaşi, 1999, s. 17).

Bu tanımlar dışında, müzikle ilgili pek çok tanım üretilebilir. Her birey müziği kendi bakış açısına göre algılayabilir ve tanımlayabilir. Burada önemli olan sadece müziğin tanımını bilmek değil aynı zamanda yaşamdaki işlevini de anlamaktır (Özdek, 2006).

Bütün bu tanımlarda, insanın yaşamının her döneminde müzikle iç içe olduğu bir gerçektir.

2. 1. 3. Müzik Eğitimi

Müzik eğitimi, bireylerin ve toplumların yetiştirilmesinde ve geliştirilmesinde en etkili süreç olan eğitimin, sanat eğitiminin ana dallarından biridir (Halvaşi, 1999).

Müzik, çağlar boyunca bireylerin ve toplumların eğitiminde de kullanılmıştır ve öğrenme süreci üzerinde önemli etkiye sahip olma teorisi hızla gelişmiştir. Bu nedenle müzik, eğitimin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş ve diğer alanlarda olduğu gibi bir sistemde uygulanmaya başlamış ve çocukların dil, zihinsel, psiko-motor ve duyuşsal davranışların gelişimine olumlu katkıda bulunmuştur (Özmenteş, 2005).

(23)

Çağının gereklerini bilen bir öğretmen, konu niteliğine bakarak öğretim yöntem ve tekniklerini kanmalı, öğretim ortamının daha verimli hale gelmesi için özgün stratejiler geliştirmeli ve öğrenciler için görsel ve işitsel materyallerden olabildiğince yararlanabilmelidir. Müzik eğitimi insan ve toplum için çok önemlidir. Bu eğitim sırasında dikkate alınması gereken ana hususlar nelerdir? Bir plan nasıl izlenmelidir? Bunlar müzik eğitimi amacına ulaşması için üzerinde durulması gereken konulardır (Halvaşi, 1999).

Bu açıdan bakıldığında genel müzik eğitimi; Sağlıklı bir yaşamın oluşmasında gereken genel müzik kültürünü, işin, mesleğin, okulun, bölümün ve programın farklı olmasını dikkate almadan, her durumda ve seviyede insana sunmayı amaçlamaktadır.

Uçan' a göre:

Genel müzik eğitimi, aslında, her düzeyde, her yaşta herkes için zorunludur ya

da zorunlu olmak durumundadır. Çünkü müzik her düzeyde herkese kazandırılması

esas olan asgari-ortak genel kültürün başta gelen ayrılmaz öğelerinden biridir. Ancak, ülkemizde ilköğretim öncesi ve ilköğretim düzeylerinde zorunlu olduğu halde, orta öğretim ve yükseköğretim düzeylerinde henüz zorunlu hale getirilmemiştir (Uçan, 1997, s. 63).

Aslında müzik eğitimi bir bütündür, ancak her dalda çeşitli alanlara ayrılmıştır. Çünkü müzik eğitimi, temel davranış ve içeriği, kullanılan araç ve gereçleri, izlenen yöntem ve tekniği, öngörülen aşama ve süre içerisinde çevre ve düzeni içerdiğinden, kendi içinde değişiklik gösterir ve her bir türe bağlı olarak farklı şekillerde adlandırılır.

Müzik eğitimi temel olarak üç ana amaç için düzenlenir ve yürütülür. Bunlar; genel, amatör ve profesyonel müzik eğitimleridir. Genel müzik eğitimi aslında her seviyede herkes için gerekli veya zorunludur. Çünkü müzik, her seviyede ulaşılması gereken asgari ortak genel kültür kimliğinin ana unsurlarından biridir. Amatör müzik eğitimi, okul öncesi eğitim kurumları, ilköğretim, orta öğretim, üniversite vb. hane halkından, ev hanımından emeklilere kadar çok çeşitli organizasyonlara verilebilir. Ana amaç, amatör bir ruhla çalışmak ve müzikal davranışlar geliştirmektir. Profesyonel müzik eğitimi; Disiplinin, işin veya mesleğin / mesleklerin gerektirdiği müzikal davranışları ve birikimi kazanmayı amaçlar (Say, 1996).

Günümüzde ülkemizde uygulanan "örgün eğitim" sistemi alanında genel müzik eğitimi okul öncesi (anaokulu) ve ilköğretim okullarında (temel eğitim) planlanmış, programlanmış ve özel amaçlar doğrultusunda verilmektedir. Ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarında, bu eğitim seçmeli ders kapsamında isteğe bağlı olarak görülmektedir. Müzik eğitiminin amaçları doğrultusunda modern teknik ve yöntemleri incelemek, araştırmak ve uygulamak gerekmektedir. Bu çerçevede, müzik eğitiminde güncel araştırmalar gün geçtikçe artmaktadır.

(24)

2. 1. 3. 1. Müzik Eğitiminde Temel Amaç ve İlkeler

Müzik eğitimi, insanlarda müzikal davranışların oluşumu, bu davranışın düzenlenmesi ve tüm süreç boyunca belirlenen hedefler doğrultusunda yaşama aktarılması olarak düşünülebilir. Müzik eğitiminin nihai amacı, bireyin müzik davranışında bir değişiklik meydana getirmektir. Buna göre müzik eğitimi ile bireyin müzik ortamı arasındaki iletişimi daha organize, verimli, etkili ve işlevsel hale gelmektedir (Uçan, 2005).

Bugün pek çok kimse, çocukların gelişim alanlarını desteklemeyi, onların gelişimi için müziği, etkili ve önemli bir araç olarak görmektedir. Normal ve özel ihtiyaçları olan çocukları eğitmek için kullanılabilecek müzik, çocukların psikomotor yeteneklerini geliştirmelerine ve olumlu duygusal nitelikleri kazanmalarına yardımcı olur. Küçük yaşlardan itibaren, müzik eğitimi, etkinliklerle müziğe dayalı öğretimin gerçekleştirilmesi, bireylerin sağlıklı gelişimi açısından önemlidir (Stern, 2002).

Yüzyıllardır, müzik, genel eğitim hedeflerine ulaşmak açısından etkili ve önemli bir araç olarak kullanılagelmiştir. Müziğin toplumun ve bireyin gelişimine bir araç olarak katkısı aşağıda listelenmiştir (Kocabaş, 2003, s. 82);

 Toplumdaki ve özellikle okuldaki yaşam koşullarının iyileştirilmesine katkıda bulunur,

 Önemli bir hobidir ve geleceğe hazırlanmalarına yardımcı olarak insanların zihinsel ve fiziksel gelişimlerine katkıda bulunur.

 İnsanların hayatlarını daha yaşanılabilir kılarak, insanları daha fazla iş yapmaya teşvik eder,

 Düşünme becerilerinin gelişimine katkıda bulunarak üst düzey davranışların geliştirilmesine yardımcı olur.

 Farklı deneyimler geliştirerek bireylerin yaratıcı düşünme becerilerinin geliştirilmesine katkıda bulunur;

 Bireyin disiplinli ve sistematik çalışmasına katkıda bulunur,

 Geçmiş ve şimdiki kültürel değerlerin kaynaşmasını sağlar, bireyin yaşamını zenginleştirir,

 Birlikte çalışma yeteneğini geliştirir.

 bireylerin çevrelerine ve kendilerine duyarlılık geliştirmelerine yardımcı olur,

 Kullanılan aletler ince ve kalın kasları inşa eder,

 Müzikli iletişim ve psikomotor becerileri gibi farklı yeteneklerin geliştirilmesine katkıda bulunur,

 Çeşitli disiplinlerde başarısız olan öğrencilere katkıda bulunur,

(25)

 Orijinal ve farklı öğrenme modellerinin geliştirilmesini sağlar.

Müzik eğitimi almış kişilerin fiziksel ve psikomotor gelişimi, dil gelişimi, sosyal ve duygusal gelişimi söz konusudur. Müzik eğitimi, bireyin kendi müzik deneyimini dikkate alır. Verilen genel hedeflere uygun olarak, planlı, geçici ve özel yöntemlerin uygulandığı bir rota seçilmiştir. Müzik eğitimi ile birey ve müzik ortamı arasında daha sağlıklı, daha etkili, daha verimli ve daha düzenli bir iletişim kurulması beklenmektedir (Uçan, 1996).

Müzik derslerinin öğrenciler için birçok faydası vardır. Müzik aletleri çalmak, sosyal çevreyi ve sosyal etkileşimi genişletmeye yardımcı olur. Çocuğa başarılı olduğunu hissettirerek kendine güvenini arttırmaktadır. Bu sayede utangaçlık hissini bastırarak ve çevresiyle sağlıklı iletişim kurarak sosyalleşme becerilerini geliştirebilir. Bir enstrümanla yoğun olarak ilgilenen bir çocuk, herkesin erişilemez bir işe sahip olduğunu fark eder ve performansını çevresine sergilemeye çalışır. Yeteneği ile yakın çevresinin dikkatini çeker. Sonuç olarak, müzik eğitimi almış ve enstrümanın ustalığına sahip bir çocuk, çevresine saygı duyar. Analitik düşünme becerileri ile enstrüman çalma becerisi arasında güçlü bir ilişki vardır. Enstrümanı çalarken, beyin aktiftir ve analitik düşünmede beynin aktif olduğu bölge birbirine çok yakındır. Bu bağlamda, enstrüman çalma becerisine sahip bireylerin analitik düşünme yetenekleri yüksektir (Karan, 2011).

2. 1. 3. 2. Türleri Açısından Müzik Eğitimi

Müzik eğitiminin temeli müzik eğitimi sürecidir. Bu öğretim süreci; Müzik hakkında temel bilgileri edinmeyi, sınıfta hangi yaklaşımları, yöntemleri ve teknikleri kullandığını ve sürecin neye ihtiyaç duyduğunu öğreten bir süreçtir. Müzik öğretiminden önce bir plan belirlenerek, sonrasında, müzikle ilgili bilgi, planlama becerileri ve tutumlarla süreç pekiştirilir. Bu sayede öğretim performansı ve yeniden gözden geçirme süreci kolaylaşır (Say, 2001).

Bu bölüm, mesleki, amatör ve genel müzik eğitimi türleri hakkında ayrıntılı bilgi içermektedir.

2. 1. 3. 2. 1. Mesleki Müzik Eğitimi

Mesleki (Profesyonel) müzik eğitimi, müziği meslek olarak seçen ve profesyonel olarak ilgilenen müzik severlere verilen bir eğitimdir (Özmenteş, 2014).

Bu eğitimin amacı, müziği meslek olarak seçenlere, meslek için gerekli müzikal bilgi ve beceriyi vermektir. Mesleki müzik eğitimi resmi eğitim kurumlarında verilmektedir. Bu nedenle, müzik eğitimini, bilgisi olan yetkin ve profesyonel insanlar verebilir.

(26)

Fly’a (2005) göre profesyonel müzik eğitimi, müzikte bilgi, beceri, tutum ve davranışlar için verilir. Profesyonel müzik eğitiminden önce, meslek olarak müzik eğitimini seçen insanlara seçtikleri branş dalında özel yetenek sahibi olup olmadıkları hakkında bilgi ve deneyim ölçümü yapılır. Bu açıdan birey, mesleğin gerektirdiği nitelik ve nicelik yönünden profesyonel müzik eğitimi bilgisine sahip olmalıdır.

Profesyonel müzik eğitimine çok erken yaşlarda başlanabilir. Ancak, bu eğitim genellikle son yıllarda ilköğretim çağındaki bireylerin (çocukların yeteneklerine göre değil ilgisine göre) belirli yetenekleri ölçüsünde başlar. Orta öğretimde, bireyler müziği bir meslek olarak açıkça tercih edebilecek düzeye gelmesiyle birlikte yükseköğretimde tercihleri doğrultusunda profesyonel eğitime devam etmektedirler. Alan bilgisi, genel bilgi ve uzmanlık bilgisi ile birlikte ele alınır ve bu doğrultuda profesyonel müzik eğitimi verilir. Ortaokuldan yükseköğretime geçiş sırasında, profesyonel müzik eğitimine daha fazla önem verilmektedir (Uçan, 2005).

Ülkemizde profesyonel müzik eğitimi veren başlıca kurumlar; Konservatuarlar (ilk ve orta), sanat ve spor liseleri (orta I) müzik eğitimi bölümleri, Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Enstitüsü (lisans seviyesi), eğitim fakültelerine bağlı müzik okulları (lisans seviyesi) ve Askeri müzik okulları profesyonel müzik eğitimi veren okullar arasındadır. Bu okullarda eğitim, bireylerin müziği meslek olarak seçmelerine ve uygulamalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır (Bilici, 2014).

2. 1. 3. 2. 2. Amatör Müzik Eğitimi

Müziğe ilgi duyan, bilgilerini pekiştirmek ve geliştirmek isteyenlerin, müzikle ilgili beceri ve davranışları amatör müzik eğitimi olarak adlandırılır. Bu eğitim zorunlu okul kategorisine dâhil değildir. Bireyler müzik endüstrisindeki ilgi alanlarına, isteklerine ve fırsatlarına göre gelişmek için amatör müzik eğitimi alabilirler (Karan, 2011).

İlk ve orta öğretim düzeyinde, amatör müzik eğitimi olarak, müzik toplulukları, koro, seçmeli orkestra çalışmaları, bireysel ve genel müzik eğitiminin gereği olarak, çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bunlara ek olarak, müzik aktiviteleri, eğlence amaçlı veya ücretsiz müzik etkinlikleri için amatör müzik eğitimi verilmektedir. Bu faaliyetlerin sadece bireyler veya gruplar tarafından gerçekleştirilen gönüllü faaliyetler olduğu düşünülmelidir.

Yaygın eğitim örgün eğitime dâhil edilmemektedir. Bu nedenle, farklı yaş gruplarıyla ve örgün eğitime katılamayan ya da çalışmadan dolayı imkân bulamayan gruplarla ilgilenen bir eğitim türüdür. Bu nedenle, örgün eğitim ve öğretim ihtiyaçlarını almaya devam ederken, örgün eğitim veya örgün eğitimde bir nedenden dolayı araştırma yapan bireyler için eğitimin ortak nihai hedefi; İlgi alanlarına, isteklerine ve gereksinimlerine göre özel davranışlar kazandırmaktır. Bu şekilde, bireyi daha mutlu ve huzurlu kılmak için yeni,

(27)

geçerli ve gerekli davranışlar sağlanır (Bozdemir, 2009). Bireylerin sosyal yaşamlarında karşılaşabilecekleri sorunları kendi ihtiyaçlarına göre aşmalarına yardımcı olacaktır. Yaygın eğitim etkinlikleriyle pratik bilgi, yaygın eğitim ve hobiler, mesleki bilgi ve beceriler elde edilir.

Eğitim alanındaki yayınlar; Müzik, solo ve grup çalışması, konserler, yarışmalar, festivaller, tatiller, vb. Faaliyetlerle ilgili özel dersler amatör müzik eğitiminin toplumun büyük bir kısmına ulaşmasını sağlar. Amatör müzik dersleri, müzikle ilgilenen ve müziği hayatlarının bir parçası yapan insanlara yöneliktir, müzik dinleyen veya müziği profesyonel olarak gören insanlara yönelik değildir (Türkmen, 2010).

Fly’a (1997) göre amatör müzik eğitimi uygulamaları, amatör müzisyenlerin eğitiminde ideal stratejileri kullanır. Sürekli öğrenmeyi teşvik eden bu stratejiler ile bireylerin ve müzik etkinliklerine aktif katılımını sağlamak için bireylerin müzik olarak tatmin edilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Enstrüman eğitimi, müzik eğitiminde önemli bir rol oynar. Müzik dersleri açısından bakıldığında, birey ya bir müzik aleti kullanır ya da şarkı okur. Bunun olası bir nedeni, müzik aleti değerinde toplumda ustaca çalan veya şarkı söyleyenlerin olmasıdır. Bu bakımdan amatör müzik okumak isteyenlerin çoğunluğu önce nasıl çalınacağını öğrenmek ister. Bu bakımdan, enstrüman eğitimi amatör müzik eğitiminde önemli bir rol oynamaktadır.

“Enstrüman eğitimi, bireylere müzikal deneyimler yaparak müzikal bilgi, beceri ve zevk geliştirme fırsatı verir. Aleti öğrenmek için yeterli bilgi ve beceriye sahip olmak çok önemlidir” (Akbulut, 1999, s. 511).

Günümüzde, özellikle büyük şehirlerde enstrümanlara olan ilgi ve talep gün geçtikçe artmaktadır. Müzik dersi almak isteyen müzik severler, müzik dersleri veren resmi ve uzman eğitim merkezlerine giderler. Amatör müzik severler için bu ilgi bazen onları profesyonel müzisyenliğe kadar götürebilir. Ancak, bu ilgi ekonomik ve sosyo-kültürel nedenlerden dolayı düşüktür (Dönmez ve İrmik, 2017).

2. 1. 3. 2. 3. Genel Müzik Eğitimi

Zorunlu eğitim sırasında anaokulundan üniversiteye kadar müziğe ilişkin temel bilgi, beceri ve tutumlar genel müzik eğitimi kapsamındadır. Genel müzik eğitimi; Belirli bir amaç için planlanmış özel eğitim programlarına sahip kişilere sunulmaktadır (Tanrıöver, 2015).

Alkar’a (2008) göre genel müzik eğitimi, sağlıklı, neşeli, dengeli ve estetik değerleri olan kişilerin eğitiminde çok önemlidir. Bu bakımdan her bireyin yaş, cinsiyet ve ırktan bağımsız olarak genel müzik eğitimi alması gerekir. Bu eğitimin asıl amacı sanatçının

(28)

eğitimidir. Genel müzik eğitiminin temel amacı; topluluk içinde yaşayan her bireyin, sanatsal etkinlikleri, müzik ve bilgi ile ayırt edebilen, bir sanat tüketicisi olmasını sağlamaktır. Popüler kültüre bağlı olarak, bugün güzel sanatların her dalında olduğu gibi, toplum çeşitli estetik değerler ve sosyal kültürde müzik sunmaktadır. Bu tür müzik sanatçının duyarlılığından uzaktır.

Tüketim toplumu sunar ve sanat eserlerini temsil etmez, müzik eserleri, müzik eğitimi devlet dışı değerli eserler olarak görülebilir. Gerçek bir sanat eseri olan ve hiçbir sanat unsuru içermeyen eserler monolitik ve genel müzik eğitiminin tekrarlayan müzik eserleri birbirinden ayrılmıştır. Genel müzik eğitimi ve estetik güzellik ve estetik düşünceler içinde en güzel kişiye ulaşmak için verilir (Oktay, 2017, s. 11).

Saydam'a (2003) göre, inanç, her yaştan ve toplumun modern toplumlarında genel müzik eğitiminin gerekli olduğudur. Bu toplumda müzikle ilgili bilgiler, beceriler ve olumlu tutumun her birinin kazanması gereken temel değerler olduğu düşünülmektedir. Genel müzik eğitimi, iş, okul, meslek, bölüm ve programdan bağımsız olarak tüm yaş gruplarına verilebilir. Genel müzik eğitimi ve müzik kültürü toplumdaki her bireye açıktır. Genel müzik eğitimi; okul öncesi eğitim anaokulu öğretmeni, ilkokul öğretmeni, orta ve üst sınıflarda müzik öğretmeni ve üniversite öğretmeni ya da müzik öğretmeni tarafından yapılır. Genel müzik eğitimini her seviyedeki nihai amaç, müzik eğitimini bireylerin ilgisini çekmek, arzu ve yeteneklerine göre en iyi şekilde kullanmaktır. İlkokul müzik derslerinde verilen genel müzik eğitiminin kapsamı, öğrencilerin ilgi alanlarını ve yeteneklerini geliştirme fırsatları bulabilecekleri en önemli derslerden biri olarak kabul edilir. Öğrencinin kişiliğine verilen müzik dersleri, kültürel ve sosyal çevrenin ve sosyal değerin gelişiminde absorbe edildiğinde önemli fonksiyonlara sahiptir.

İlk ve orta öğretim müzik eğitimi programı, Türk eğitim sisteminin genel amaçları ve temel ilkeleri uyarınca aşağıdaki özel amaçlara hizmet eder (MEB, 2018, s. 7).

 Öğrencilerin estetiğini müzik yoluyla geliştirmek ve zenginleştirmek

 Öğrencilerin duygularını ve düşüncelerini müzik ile ifade edebilecekleri uygun bir ortam hazırlanmak

 Öğrencilerin müzikle yaratıcı düşünme becerilerinin geliştirmesini sağlamak.

 Öğrenciler hem ulusal hem de uluslararası müzik türlerini tanıyabilmeli ve farklı kültürlerin değerlerini zenginlik olarak algılayabilmelidir.

 Öğrencilerin yerel ve bölgesel müzik kültürlerini tanımalarını sağlamak.

 Müzikal etkinlikler yoluyla öğrencilerin zihinsel becerilerinin gelişmesine katkıda bulunmak.

(29)

 Öğrencilerin bilgi teknolojisi ile ilgili müzik etkinliklerinden faydalanmalarını sağlamak.

 Öğrencilerin bireysel ve toplu olarak çeşitli türlerde yüksek kalitede şarkı söyleme etkinliklerine katılmalarını sağlamak.

 Müzik bilgisinin çok yönlü gelişimine ve öğrenci algılarına katkıda bulunmak

 Öğrencilere müzik, aşk, sorumluluk, paylaşım ve hoşgörü gibi duygusal nitelikleri öğretmek.

 Öğrencilerin; Ulusal birliğimizi ve bütünlüğümüzü güçlendiren müzikal kültür ve bilgiye sahip olmalarını ve evrenselleşmelerini sağlamak.

 Türk müziğinin gelişimi için Atatürk'ün eserlerini anlamak ve Türk müziğine vermiş olduğu önemi öğretmek.

 Müziğin tanınmak.

 Müzikle beden arasındaki uyumu sağlamak

 Tek tek veya birlikte müzik yapmak

 Müzik ve toplum arasındaki bağlantıyı görmek

 Müziğin kültür, tarih ve estetik ile birleştirilmek

 Müziği ulusal ve manevi değerlerle bağlamak

 Müziği farklı bilim dallarıyla ilişkilendirmek

 Her insan için müziğin öğrenilebileceğini anlamak

 Ritmik aktivitelerle müziğin dinlenmesi ve şarkı söylemek

 Kendinizi müzikle ifade edebilmek

 Müzik teknolojilerini kullanabilmek

 “Aktif bir müzik yapımcısı olun” fikrini geliştirilmek

Lise müzik kursları için öğretim programı; kendini etkili bir şekilde ifade etme, çevresiyle barış içinde yaşama, birlikte çalışma, paylaşılan değerler yaratma, yenilikçi ve üretken bir birey olma gibi olumlu nitelikleri kazanmada önemli bir rol oynadığı belirtilmektedir. Bu bağlamda, sanat ve müzik eğitimi, öğrencilerine her eğitim düzeyinde; yeni çalışmalar oluşturma, yaratıcı düşünme ve kendini özgürce ifade etme becerilerini kazandırır.

Müzik, sanatın en önemli dallarından biri olup ve yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Müzik, insanın müzikal hayatı boyunca bilişsel, duyuşsal ve psikomotor gelişimine katkıda bulunmaktadır. Müziğin bireysel, kültürel ve ekonomik işlevleri insan yaşamında önemli bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda, müzik bir eğitim metodu ve bir çalışma konusudur. Modern bir eğitim sistemi oluşturmak için bilim, sanat ve teknoloji tüm

(30)

eğitim sistemine dâhil edilmelidir. Bu bağlamda, müzik alanı, müziksel işitme kalitesi ile sanat eğitiminin en önemli dallarından biri haline gelmiştir.

2. 2. Kalite Kavramı

Kalite çok boyutlu olduğundan, kalite ile ilgili tek bir tanım yapmak mümkün değildir. Şimşek’e göre kalite, bir ürün veya hizmetin belirlenmiş standartlara uygunluğudur (Şimşek, 2002).

Deming, kalitenin pazarlama, düşük maliyet, güvenilirlik ve tutarlılık için öngörülebilir bir uyum düzeyi olduğunu belirtmektedir. Kimlik kalitesi; pazarlama, düşük maliyet, güvenilirlik ve tutarlılık için öngörülebilir bir uyumluluk seviyesidir (Deming, 1998’den akt., Aksu, 2002, s. 86).

 Kalite (yasa için) kullanılır.

 Kalite gereksinimlerini karşılar (Crosby).

 Etiket kalitesi en az kayıp (Taguchi).

 Kalite aslında organizasyonu yönetmenin bir yoludur (incir ağacı).

 H-kalitesi Hata ile yaşamak değil, hatayı birlikte düzeltmek ve düzeltmektir (Hoshin).

 Ölçüm kalitesi, müşterinin gereksinimlerini karşılama becerisiyle (İngiliz Ölçümü tanımı) ilgili olarak ürün, hizmet veya işlemin karakteristiklerinin ve özelliklerinin toplamıdır.

Kalite ve tasarım ve kalitenin uygunluk boyutları farklı unsurlarla ilişkilendirilebilir. Tasarım büyüklüğü, olası su ihtiyaçları ve tercihleri ile yakından ilişkili kişilerin büyük ölçekli niteliksel özellikleri, uygunluk büyüklükleri daha nicel (ölçülebilir) kalite özelliğidir (Şimşek, 2002, s. 373).

Kalitenin farklı tanımları ve algıları olsa da, şirketler sürekli olarak büyük veya küçük veya özel müşteriyle ilişkilerini geliştirirler. Bu ilke gelişim ve rekabet için vazgeçilmezdir.

2. 3. Toplam Kalite Yönetimi

2. 3. 1. Toplam Kalite Yönetiminin Tanımı ve Önemi

Uzun vadede müşteri memnuniyetini sağlamayı amaçlayan Toplam Kalite Yönetimi, tüm çalışanların katılımına dayalı kaliteye dayalı bir yönetim modeline ve kaliteye dayalı çalışanlara ve topluma fayda sağlamayı amaçlamaktadır (Elif, 1996). Mal ve hizmetlerin eksiksiz kalite yönetimi, maliyetleri düşük tutan, operasyonel performansı artıran ve verilen hedef müşterilerin ihtiyaçlarını karşılayan bir yönetim stratejisidir.

(31)

Toplam Kalite Yönetimi, genel bir yönetim felsefesidir. TKY belirli bir ortama adapte edilebilir. TKY'yi uygulamanın birçok yolu vardır ve yapısına uyum sağlayan birçok şirket vardır. Fakat ortak bir hedefleri var. Bu amaç şudur:

Kuruluştaki herkes her zaman müşterilerinin beklentilerini karşılayan ve aşan mal ve hizmetleri üretmek ve sunmak istemektedir. İyi tanımlanmış süreçler, ürün ve hizmetleri sürekli olarak iyileştirmek için kullanılır (Gül, 2003, s. 3).

2. 3. 2. Toplam Kalite Yönetiminin Amacı, Felsefesi ve Öğeleri

TKY bir felsefe sunar ve sistemleri oluşturmak için bilgi analizin nasıl kullandığını, bu kısımlarla ne yapılabileceğini ve arızaların nedenlerini belirlemek için ne gibi önlemler alınabileceğini gösterir. Ne yazık ki, çoğu şirket, dünyadaki çoğu işletme okulları da dâhil olmak üzere hala Taylor yöntemi kullanmaktadır. Hiyerarşik; yukarıdan aşağıya doğru yönetilen ve kontrol edilen örgütler; sadece verimliliği artıran, aynı zamanda da üretimi artıran bir yapı ile çalışırlar (Şentürk ve Türkmen, 2009).

Tabii ki, sabotenin meydana gelmesine neden olan bu yapıda, organizasyonun çabası, her şeyden önce müşterinin kalite bilincine hizmet etmeye ve verimliliği arttırmaya özen göstermemekten kaynaklanmaktadır. Örgütü dışarıdan destekleyen bireyler ve kuruluşlar kendi devletlerine bırakılır ve daha kötüsü, genellikle kuruluş için tehlikeli olarak kabul edilir. Çalışanlar arasında köklü ve modern bir iletişim ağı olmadığı için, işbirliğini geçişi, sistem değişimini kısaltmak veya tamamlamak için her şeyin sonu olarak görülür (Şentürk ve Türkmen, 2009).

Bu tür çelişkili ürün odaklı organizasyon insanların birbirlerinden öğrenmelerini zorlaştırır. Çalışanları birbirinden ve üstlerinden etkilenmiyorsa, neredeyse hiçbir diyalogun kurulamadığı bir ortam yerine sürekli büyüyen, gelişen ve öğrenen organizasyon olmak çok önemli ve gereklidir. Çocuklarımızı eğiten, özellikle de sosyal ve bireysel geleceğimizin en önemli unsuru olan bir öğrenen organizasyon söz konusu olduğunda bu daha trajik ve ironik hale gelmektedir (Köksal, 1998).

Toplam Kalite Yönetimi Görevi, Toplam Kalite Yönetimi hedefleri 1. İş hedeflerine ulaşma çabaları

2. Kalite iyileştirme

3. Müşteri ihtiyaçlarına cevap vermek 4. Çalışan katılımını artırmak

TKY felsefesi iletişimin izlenmesi ve katılımına dayanmaktadır (Torlak, 2008, s. 178). Sosyal bir fenomen olan kalite kavramı, son yıllarda vurgulandığı halde, çok eski bir tarihe sahiptir. Kalite tarih boyunca önem kazanmış ve ölçme yeteneğine göre gelişmiştir. Eski Mısır'da, orta parmağın ucu ile firavun dirseğinin tepesi ile bireysel binaların uzunluğunun

(32)

bir ölçüsü olarak uzaklık arasındaki mesafe ve eylemi alırken ustanın takip edememesi arasındaki mesafe yaşamı sona erdirir. Roma İmparatorluğu'nda kalite bir yaşam ve ölüm sorunuydu. Bir Roma mühendisinin binası çöküp biri öldüğünde, mühendis idam edilirdi. Köprü inşaatından sorumlu kişi, köprü çökerken köprünün altındadır (Aksu, 2002).

Bu barbarca uygulamalar bugün hala kabul edilebilir. Bazı insanlar uçağı tamir eden bir teknisyen olmadan ilk kez uçmazlar. Mühendisin uçaktaki yolculuğu köprünün altındaki mühendisle karşılaştırılabilir. Sonuç aynı, ancak teknoloji farklıdır (Arnold ve Holler, 1995). Babil'deki Hammurabi yasalarının hükümlerinin kalite temelli olduğu bilinmektedir. Bir örneği hatırlarsak, kötü ürün yapma alışkanlığına sahip kişilerin el sıkıştığını görebiliriz. Türk tarihinin kalitesinin lonca sistemi tarafından kontrol edildiği bilinmektedir (Aksu, 2002).

1950'de Japonya'da Deming seminerleri Toplam Kalitenin temelini attı (Demirci, 2008). Japonlar, düşük ve sahte ürünler üretirken yüksek kaliteli ticari ürünler üretebileceklerini anladılar. Bu seminerlerde Deming, daha fazla iş yapmak ve kalite ve verimliliği artırmak için istatistiksel teknikleri nasıl kullanabileceklerini gösterdi. Deming, yöneticilere sorunların kök nedenleriyle başa çıkmaları için talimat vermek için kullanılabilecek on dört ilke belirledi. Bu ilkeler ilk önce TKY tarafından açıklanmaktadır.

Jurassic Japan Deming, kalite, tasarım, kalite kontrol ve kalite iyileştirme tarafından benimsenen TKY kalite yaklaşımı üç ana süreci desteklemektedir (Sayler, 1992).

Endüstrinin tüm alanlarında kaliteyi artırmak için enstitüyü 1979'da kuran Juran'a göre, ilk adım değişime karşı direncin üstesinden gelmek. Değişim, işçi sınıfı kültürüne tehdit olarak algılanmaktadır (Aksu, 2002).

Batılı kurum ve kuruluşlar, 19. yüzyılda kalitenin stratejik boyutunu keşfetmişlerdir. Bu noktada, kalite hataların telafisi için bir kontrol süreci olarak kabul edilir. Ancak, Japon mallarının dünya pazarlarındaki yoğunlaşmasıyla birlikte, genel kalite 1970'lerde öne çıkmıştır. Genel kalite açısından, ayrı bir yönetim perspektifi tanımlanmıştır. Bunlar dört ana başlıkta ele alınabilir (Kaymaz, 2002).

 Nicel yöntemlerden niteliksel faktörlerle ölçülebilecek yöntemlere geçiş.

 Telafiye olanak sunan yöntemlerden, hataları azaltan veya önleyen dinamik bir kalite vizyonuna geçiş.

 Kalite konularını ürünler dışındaki tüm alanlara yayma (hizmet, iş, insan ilişkileri, iş ortamı, üretim)

(33)

2. 3. 3. Toplam Kalite Yönetiminin Temel İlkeleri

TKY'nin temel ilkeleri, ilk taslağın sadece liderleri aramak yerine hatalardan kaçınmak ve sürekli eğitim ihtiyacını kabul etmekte haklı olmasıdır (Freeman, 1993). Hataları düzelterek ve gerekli çalışmaları tekrar yaparak, hataları azaltarak ve önleyerek maliyetlerin azaldığı gösterilmiştir. Bu gibi durumlarda, öneri alanları TKY sistemlerinde kullanılabilir. TKY, Deming, Juran ve Crosby'nin öncülleri müşteri odaklılık, sürekli gelişim süreci, genel ilgi ve sistem düşüncesine odaklanmaktadır. Müşteri memnuniyeti ilkesi kalite kriteridir. Müşteri memnuniyeti, organizasyonun başında ve sonunda organizasyonun yöneticileri tarafından her zaman tanımlanmalıdır.

TKY, her bir sürecin nasıl geliştirilebileceğine, sürekli iyileştirmeye, iyi tanımlanmış hedeflere, kriterlere ve ölçümlere odaklanır.

Müşteri gereksinimlerini karşılama ve sorunları çözme yeteneği şöyle sıralanabilir (Aksu, 2002, s. 137-138).

 Müşteriyi ciddiye alın

 Dinleyin

 Sorularınızı yönlendirin

 Müşteri beklentilerini belirleyin

 Kalite ayrımı yapın

 Empati kurun

 Bir çözüm üzerinde anlaşmaya varmayı deneyin

 Kararınızı uygulayın

 Müşterilerin özgüvenlerini korumalarına yardımcı olun

 Şikâyeti için müşteriye teşekkür edin.

Torlak’a (2008) göre, örgütlerin TKY çalışmalarını yönlendirmelerini sağlamak için aşağıdaki on dört ilkeye daima uyulmalıdır.

 Sürekli kalite iyileştirme hedefi canlı tutulmalıdır.

 Yönetim, zorluklara hazırlanan, sorumluluğu bilen ve değişime yol açan bir felsefe seçmeli ve uygulamalıdır.

 Kalitenin sürekli izlenmesi durdurulmalıdır.

 Ödül bitmeli

 Kalite verimliliği ve etkinliği sürekli iyileştirilmelidir

 Eğitim yapılandırılmalıdır

 Liderlik ve personel yönetimi oluşturmak gereklidir.

(34)

 Departmanlar arasındaki sınırlar kaldırılmalı ve farklı departmanlardaki çalışanlar takım olarak çalışmayı öğrenmelidir.

 Çalışanlar arasında düşmanca ilişkilere yol açan slogan ve hedefler kaldırılmalıdır.

 Bölümler, sayısal hedefler, sayılarla yönetim, hedef yönetimi ve işletme standartları gerektirir.

 Çalışan desteği ve övgü, performansları için gereklidir.

 Eğitim ve personel geliştirme programları oluşturulmalıdır.

 Organizasyondaki eğitim herkes için olmalıdır.

2. 3. 4. Kaizen Kavramı

Kaizen, sürekli gelişim açısından yavaş ve düzenli bir şekilde ilerleyişi simgeleyen Japonca bir kelimedir (Özevren, 1995’ten akt., Aksu, 2002, s. 125).

KAI: Değişim ZEN: Güzel KAIZEN: Daha İyi

Kurumlar, ayakta kalmak, kendini göstermek ve çevreye uyum sağlamak için sürekli bir gelişim sürecinde olmalıdır. Sürekli gelişim, kurumun yakın ve genel ortamındaki faktörlerin sürekli izlenmesine ve kurumdaki değişiklikleri dikkate almalarına bağlıdır. Sürekli iyileştirme (KAIZEN) üst yönetim, orta düzey yöneticiler ve diğer çalışanlar dâhil olmak üzere herkesi kucaklayan sürekli bir gelişmedir. Kaizen kavramı sonuç odaklıdır, süreç odaklı bir kavram değildir. Kaizen, daha iyi gelişim için bir değişimdir ve bu öğelerden biri Kaizen'de süreklilik / ilerleme direnci içermez. Kaizen birlikte iki unsuru kapsamalıdır (Aksu, 2002).

Yatırım temelinde sürekli gelişimin sağlanması için şunlar yapılmalıdır (Kaymaz, 2002, s. 8);

 Organizasyonun tüm faaliyetleri çok önemlidir.

 Çalışanların aynı amaç ve hedeflere yönelik olarak çalışması sağlanmalıdır.

 Birimler ve bölümler işlerini daha etkin ve verimli bir şekilde yapmalıdır.

 Birimler ve bölümler arasındaki sık karşılaşılan etkileşim sorunları hızlı ve kalıcı bir şekilde çözülmelidir.

 Çalışanların bilgi, becerileri ve motivasyonları arttırılmalıdır.

Verimlilik ve rekabetin ana unsurları daha hızlı gelişiyor. Bugün geleceğin yönetimi hakkında konuştuğumuzda, uygun bir şekilde algılanmalı ve yönetilmelidir. Kalite süreçleri, sistem ve proje ile ilgili iş anlayışı oluşturulmalıdır. Prensipler Japon

(35)

kurum kültüründe Kaizen için çok önemlidir ve kaliteli eğitim için vazgeçilmezdir (İzgören, 2009, s. 119).

1. Kaizen, sürekli iyileştirme ve kesintisiz performans 2. Kessai, takım çalışması ve ortak karar verme 3. Kyosei, '' Hayatı yaşıyorsanız ''

4. Jidako, hata durumunda üretimi durdur (sıfır hata)

5. PokaYoke, hatalar ve doğrulama prosedürleri için düzenlemeler yapmak 6. Dontotsu, en iyisini bulun ve onlardan bir şeyler öğrenin.

7. Hoshin, Planlanan Planlama ve Stratejik Planlama

2. 3. 5. Toplam Kalite Yönetimi Uygulamalarında Karşılaşılan Engeller

Toplam Kalite Yönetimi bir paradigma değişimidir. Çünkü Toplam Kalite felsefesi iyi çaba göstermektedir. Ajansın, hedeflerine ulaşırken değişen ihtiyaçlara cevap vereceği öngörülmektedir. Uygulama Zorlukları TKY aşağıdaki gibi sıralanabilir (Erdoğan, 2002).

 TKY yönetimine bağlılık eksikliği.

 TKY'nin yetersiz anlayışı ve bilgisi.

 Örgüt kültürünü değiştirememek

 Yetersiz planlama.

 Yetersiz eğitim.

 Uygunsuz organizasyon yapıları ve ayrık birimler ve bireylerin varlığı.

 Yetersiz kaynak tahsisi.

 Uygun olmayan bir ödül sistemi.

 TKY'yi organizasyon yapısına uygun olmayan hazır bir paket olarak kabul etme,

 Ölçüm yöntemlerinin verimsizliği ve verilere ve sonuçlara erişim zorluğu.

 Kısa vadeli bakış açısı ve tedavi yöntemleri.

 İç ve dış müşterilere yeterince dikkat etmeme,

 TKY'yi kullanma koşullarının uygun olmaması.

 Çalışan yetkilendirmesinin ve ekip çalışması yöntemlerinin yetersiz kullanımı.

2. 3. 6.

Toplam Kalite Yönetimi Uygulamalarına Direnmeyi Önlemenin

Yolları

Toplam Kalite Yönetimi bir değişim yöntemidir. Değişime verilen tepki kaçınılmazdır. Kurumlarda başarılı olmak için Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarının değişime karşı koymayı önlemek için harekete geçilmesi gerekmektedir. Toplam Kalite Yönetimi Uygulamalarına direnci azaltmak için aşağıdaki önlemler alınmalıdır (Erdoğan, 2002).

(36)

1. Başvurunun ilgili kişi tarafından, yani içeriden hazırlanması önemlidir. 2. Değişiklikler sistemin üst düzey yetkilileri tarafından desteklenmelidir.

3. Değişiklikler katılımcıları mevcut yüklerini arttırmayacak şekilde azaltmalıdır. 4. Değişiklik katılımcıların değerleriyle eşleşmelidir.

5. Değişim katılımcılara yeni deneyimler sunmalıdır.

6. Birey, değişikliklerden dolayı özgürlüğünü kaybetmekten korkmamalıdır. 7. Değişikliklerin uygulanması için oybirliği ile karar alınması gerekir. 8. Yanlış anlamalar durumunda geri bildirim imkânı.

9. Değişiklikler değişebilir.

Ayrıca, TKY uygulamalarını uygulayan ajans, Juran ve Gryna (1993), diğer organların tavsiyelerini dinlemekte ve başarısızlığın nedenlerinin sağlıklı bir şekilde yapılmasının nedeninin özellikle olması gerektiğini öğrenmektedir (Ensari, 1999).

2. 3. 7. Takım Çalışması

Takım, belirlenen hedeflere ulaşmak için kişilerarası etkileşim mekanizmasıdır (Aksu, 2002). Ekip, ortak amaçlara yönelik birlikte çalışmanın en etkili yolunu bulmak için bir araya gelen insanlardan oluşmaktadır (Başaran, 1982). Modern organizasyon ve yönetim yaklaşımı, her birimin kendi sorunlarını çözme yeteneğine sahip olduğunu öngörmektedir. Sorunlarla başa çıkamayan çalışanlar, etkin yönetim ve ekip çalışması altında tanımsız güç kazanabilir. Takım çalışması; kapsamlı kalite yönetiminin başarılı bir şekilde uygulanması için en önemli özelliktir. Takım çalışması, organizasyon çalışanları arasındaki bağımsızlığı ve iletişimi geliştiren ve güvenli bir ortam sağlayan çalışma sistemidir. Etkili olması için, bir takımın bazı işlevleri olması gerekir (Burnham, 1993, s. 132, Murtgatroyd, 1993, s. 147-148). Bu özellikler;  Öneri  Yenilik  Teşvik  Geliştirme  Gözlem  Dinleme  Oryantasyon  Zaman yönetimi  Soruşturma  Problem çözme  Stres yönetimi

Şekil

Tablo 1. Verilere İlişkin Normallik Dağılımı Ölçüm Sonuçları
Tablo 2. Çalışma Grubunun Cinsiyetlerine İlişkin İstatistikler
Tablo  4’e  göre  çalışma  grubunun  %66.3’ü  Fakülte/Lisans,  %33.7’si  ise  Yüksek  Lisans  ve  Üzeri  programlarından  mezun  olduklarını  belirtmişlerdir
Tablo  7’de  ölçek  için  tercih  edilen  likert  tipi  beşli  cevap  seçeneklerinin  dağılım  puanları  yer  almaktadır
+7

Referanslar

Outline

Benzer Belgeler

Prognostik faktörlerin belirlenebilmesinin bu klinikle başvuran hastaların takip ve tedavi modalitelerinin daha özgün olarak düzenlenmesinde ve sağkalımları ile

Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü (2012) (The Institute of Internal Au- ditors-IIA) iç denetimi şu şekilde tanımlamıştır; “İç denetim, bir kurumun yapmış

The purposes of the study were to explore the EIA knowledge, self —efficacy of prevent and management EIA, preventive and management EIA behavior, and physical activities, as well

Yukarıdaki grafiğe göre anket uygulanan 50 (100%) müzik eğitimcisinden 25’inin (50%) Video ĠĢleme ve Slayt Yazılımları kullandığı, 25’inin (50%)

Topkapı Sarayı Müzesine hediye etmek lütfunda bulunduğunuz cennet mekân Sultan Abdülaziz'e ait bir adet gömleği &#34;Padişah elbiseleri&#34;seksiyonuna 1192

bu ödeme türünün miktarı düşürülecek ve işlevsiz- leşecektir. 5) Kıdem tazminatını ye- niden düzenleme çabası, neo-liberal strateji ile uyumlu bir şekilde hem üretim hem

Histopathological examination confirmed the diagnosis of irritated type seborrheic keratosis, which is rare in external auditory canal.. Twelve months after the treatment, the

Doğum Öncesi Bakım Yeri: Annelerin gebelikteki doğum öncesi bakım yeri ile postpartum depresyon sıklığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki