• Sonuç bulunamadı

Müziğin kanser hastaları üzerindeki psikolojik ve sosyal etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Müziğin kanser hastaları üzerindeki psikolojik ve sosyal etkisi"

Copied!
79
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

MÜZĠĞĠN KANSER HASTALARI ÜZERĠNDEKĠ PSĠKOLOJĠK VE SOSYAL ETKĠSĠ

ĠREM BOZ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ ANA BĠLĠM DALI

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

(4)

TELĠF HAKKI VE TEZ FOTOKOPĠSĠ ĠZĠN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koĢuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ……(….) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN Adı : Ġrem Soyadı : Boz Bölümü : Müzik Öğretmenliği Ġmza : Teslim tarihi : TEZĠN

Türkçe Adı : Müziğin Kanser Hastaları Üzerindeki Psikolojik Ve Sosyal Etkisi.

(5)

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dıĢındaki tüm ifadelerin Ģahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı : Ġrem BOZ

Ġmza :

(6)
(7)

TEġEKKÜR

Lisans ve lisansüstü eğitim sürecim boyunca hep yanımda olan ve sabırla bana yol gösteren çok değerli hocam Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı öğretim üyesi, Yrd. Doç. Dr. Salih Aydoğan‟a,

Engin bilgilerinin ıĢığında yürüdüğüm ve benden hiçbir zaman desteklerini esirgemeyen değerli hocam Selçuk Bilgin‟e,

Anlamlı korosuyla meme kanserinde erken tanıya dikkat çeken ve araĢtırmam boyunca bana tüm içtenliğiyle yardımcı olan değerli hocam, Farkındalık korosu Ģefi Cihan Can‟a ve tüm koristlere,

Tez yazım sürecim boyunca bana yol gösteren eğitim hocam Mehmet ġeren‟e,

Öğrencisi olduğum andan itibaren bana hep destek olan çok değerli hocam Nezihe ġentürk‟e,

Hayatımın en güzel ve en özel zamanlarında oldukları gibi tez yazım sürecim boyunca da yanımda olan ve bilgilerini her daim benimle paylaĢan çok sevgili akademisyen dostlarım, Bilgehan Sonsel, Görkem Kumtepe, Akın Kumtepe, Çağla Özparlak, Övgü Özparlak ve Bircan Bilgin‟e,

Çocukluğum, sırdaĢım, yanımda oluĢlarını her geçen gün daha fazla özlediğim, kısacık ömrüne kocaman bir dostluk sığdırdığımız, çok erken aramızdan ayrılan canım arkadaĢım Batın KuĢdemir‟e…

Her umutsuzluğa kapıldığımda „‟Yapamıyorum değil nasıl yapabilirim‟‟ cümlesini defalarca tekrarlayan, maddi manevi tüm imkanlarıyla yanımda olan ve benim olduğu için her zaman gurur duyduğum canım babam Kadir Boz‟a,

Ġyi ve kötü her günümde yanımda olan ve varlığıyla ömrümü aydınlatan sevgili eĢim Murat Özer Öztürk‟ e sonsuz teĢekkürlerimle…

(8)

MÜZĠĞĠN KANSER HASTALARI ÜZERĠNDEKĠ

PSĠKOLOJĠK VE SOSYAL ETKĠSĠ

(Yüksek Lisans Tezi)

Ġrem BOZ

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Haziran, 2015

ÖZ

Bu araĢtırmanın amacı, müziğin kanser hastaları üzerindeki psikolojik ve sosyal etkisinin araĢtırılması, kanser hastası bireylerin müziksel bir aktivitenin içinde bulunmadan önceki psikolojik durumları ile sonraki psikolojik durumlarının ve önceki sosyal durumları ile sonraki sosyal durumlarının karĢılaĢtırılıp incelenmesidir. Bu araĢtırmada makale tarama ve betimsel yöntem kullanılmıĢtır. Betimsel yöntem, yazıĢma, yazılı iletiĢim yoluyla veri toplama tekniğidir. Buna göre, veriler toplanmıĢ analizleri yapılmıĢtır. Tez konusu yalnızca meme kanserli hastalar ve Sevda Cenap And Müzik Vakfı Farkındalık Korosu koristleri ile sınırlandırılmıĢtır. 28 soru hazırlanmıĢ, 35 koriste uygulanmıĢtır. Ayrıca koristlere ve koro Ģefine açık uçlu sorular yöneltilmiĢtir. AraĢtırmanın sonucunda katılımcıların koroya katılmadan önceki psikolojik ve sosyal durumlarının kötü olmadığı fakat koroya katıldıktan sonra psikolojik ve sosyal durumlarının çok daha iyi olduğu ortaya çıkmıĢtır. Koristler Farkındalık Korosuna katıldıktan sonra kendilerini daha huzurlu ve daha mutlu hissettiklerini, aynı hastalıkla mücadele eden baĢka bireylerle ortak bir sosyal aktivitenin içinde bulunuyor olmaktan mutlu olduklarını dile getirerek, müziğin kanser hastaları üzerindeki önemini ortaya çıkarmıĢtır. Yapılan araĢtırmada elde edilen verilere bakıldığında öngörüldüğü üzere, müziğin kanser hastalarının yaĢamları üzerinde olumlu etkilerinin olduğu ve hastaların müziğin etkisiyle psikolojik ve sosyal anlamda kendilerini daha iyi hissettikleri ortaya çıkmıĢtır.

Bilim Kodu Anahtar Kelimeler Sayfa Adedi DanıĢman

: -

: Kanser, meme kanseri, müzik, müzik-terapi, koro : 65

(9)

THE PSYCHOLOGICAL AND SOCIAL EFFECT OF MUSIC ON

THEPPATIENTS WITH CANCER

(M. Sc. Thesis)

Ġrem BOZ

GAZĠ UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

June, 2015

ABSTRACT

This research aims to analyze and compare the psychological situations which the patients with cancer have experienced before and after being involved in a musical activity. Article browsing and descriptive method has been used in this article. The thesis topic has been limited by only the patients with breast cancer and the chorists of Sevda Cenap Foundation Awareness Choir. Twenty eight questions have been created and asked to thirty five chorists. Besides, the conductor and the chorists have been asked open-ended questions. As a result of the survey, it has been revealed that the psychological and social situations of the participants before the choir were not bad, however, they were much better socially and psychologically after being involved in the choir. By stating that they have been feeling more tranquil and happier after participating in Awareness Choir and being involved in a common social activity with the individuals struggling cancer, they have revealed the importance of the music on patients with cancer. As it has been foreseen by taking the data gathered by the survey, it has been stated that music has positive impacts on the lives of cancer patients and it makes them feel much better both socially and psychologically.

Science Code Key Words Page Number Supervisor

: -

: Cancer, breast cancer, music, music-therapy, choir. : 65

(10)

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖZ ... v ABSTRACT ... vi ĠÇĠNDEKĠLER ... vii ġEKĠLLER LĠSTESĠ... ix BÖLÜM I ... 1 GĠRĠġ ... 1 1.1. Koro Müziği ... 2 1.2. Kanser ... 3 1.3. Müzik Terapi ... 4

1.4. Dünya’da Müzik Terapi ... 6

1.5. Eski Türklerde Müzik Terapi ... 7

1.6. Günümüzde Müzik Terapi ... 9

1.7. GeçmiĢten Günümüze Müzik Terapi Uygulanan Hastaneler ... 10

1.8. Meme Kanseri Ve Müzik ... 11

1.9. Farkındalık Korosu ... 12 1.9.1. Problem Durumu ... 13 1.9.2. Problem Cümlesi ... 13 1.9.3. Alt Problemler ... 13 1.9.4. AraĢtırmanın Amacı ... 14 1.9. 5. AraĢtırmanın Önemi ... 14 1.9.6. Varsayımlar ... 14 1.9.7. Sınırlılıklar ... 15 1.9.8. Tanımlar ... 15 1.10. Ġlgili AraĢtırmalar ... 16 BÖLÜM II ... 19 YÖNTEM ... 19 2.1. AraĢtırmanın Modeli ... 19

(11)

2.2. Evren ve Örneklem ... 19

2.3. Veri Toplama Aracının GeliĢtirilmesi ... 19

2.4. Verilerin Toplanması ve Çözümlenmesi ... 19

BÖLÜM III ... 21 BULGULAR VE YORUM ... 21 BÖLÜM IV ... 53 SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 53 4.1. Sonuçlar ... 53 4.2. Öneriler ... 54 KAYNAKÇA ... 55 EKLER ... 57

EK-1. Yığılma Tablosu ... 58

EK-2. KiĢisel bilgiler ... 60

(12)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil 1. YaĢınız ... 21

ġekil 2. Ne zamandır farkındalık korosunda bulunuyorsunuz ... 21

ġekil 3. ÇalıĢmalara düzenli olarak katılıyor musunuz ... 22

ġekil 4. Farkındalık korosuna katılma fikrini nasıl edindiniz ... 22

ġekil 5. Eğitim durumunuz nedir? ... 23

ġekil 6. Yakınlarımla ve çevremdeki baĢka bireylerle uyum problemi yaĢıyordum ... 24

ġekil 7. Özgüven eksikliği yaĢıyordum ... 25

ġekil 8. Karamsardım ... 26

ġekil 9. Sürekli hastalığımı düĢünüyordum ... 27

ġekil 10. Koroya katımadan önce hiç kimsenin beni anlamadığını, benim gibi hissetmediğini düĢünüyordum ... 28

ġekil 11. Huzursuzdum ... 29

ġekil 12. Kaygılarım oldukça fazlaydı ... 30

ġekil 13. Artık daha iyimser ve pozitifim ... 31

ġekil 14. Kendime olan güvenim arttı ... 32

ġekil 15. ArkadaĢlarımla uyum içinde çalıĢıyor olmaktan mutluyum ... 33

ġekil 16. Beni güncel kaygılarımdan uzaklaĢtırıyor ... 34

ġekil 17. Kendimi daha huzurlu hissediyorum ... 35

ġekil 18. Etrafımdaki insanların da benim gibi düĢünüyor ve hissediyor olduğunu bilmek beni mutlu ediyor ... 36

ġekil 19. Eskiye oranla hastalığımı daha az düĢünüyorum ... 37

ġekil 20. Sosyal çevre ve aktivitelere ilgim azalmıĢtı ... 38

ġekil 21. Sağlık sorunu yaĢadığım andan itibaren koroya katılana kadar daha çok kendime ve hastalığıma odaklanmıĢtım ... 39

ġekil 22. ArkadaĢ ortamımdan kendimi uzaklaĢtırdım ... 40

ġekil 23. Geleceğe yönelik planlarım azalmıĢtı ... 41

(13)

ġekil 25. Aynı sağlık sorununu yaĢayan insanlarla birlikte bir müziksel aktivitenin

içinde bulunmak kendimi iyi hissetmemi sağlıyor ... 43

ġekil 26. Verilen konserler ve çıktığımız turneler beni daha da sosyalleĢtirdi ... 44

ġekil 27. Koro sayesinde güzel dostluklar kuruyorum ... 45

ġekil 28. Sosyal bir ortamda bulunuyor olmak bana hastalığımla mücadele gücü veriyor ... 46

ġekil 29. Geleceğe yönelik planlar yapıyor olmaktan mutluyum ... 47

ġekil 30. Yakınlarım koroya baĢladığımdan bu yana bende olumlu değiĢiklikler olduğunu gözlüyor, söylüyorlar ... 48

ġekil 31. Koro Ģefinin koro üyelerine yaklaĢımı beni olumlu yönde etkiliyor ... 49

ġekil 32. Koro Ģefinin her zaman bana destek olduğunu hissediyorum ... 50

(14)

BÖLÜM I

GĠRĠġ

Birçok tanıma sahip olan Müzik, en genel tanımıyla bireyin kendini sesler yoluyla ifade edebilme biçimidir.

Aydoğan‟a göre (2007, s.17) “Müzik, düĢüncelerin, özellikle de duyguların seslerle anlatılmasıyla oluĢan bir sanattır. Müzik, sanat olmasının yanı sıra, bir dildir. Bu dil aracılığıyla sevinci, hüznü, acıyı, Ģakayı, tutkuyu yalvarıĢı ve daha birçok duyguyu dile getiririz.‟‟

„‟Ġnsanın kendini seslerle ifade etmesine imkân veren sanat, melodi, ritm, armoni bakımından ele alınan sesler bilimi olarak tanımlanır‟‟ (Meydan Larousse, s.183).

„‟Müzik bireyi ve toplumu besleyen baĢlıca kültür ve „insanca yaĢam‟ damarlarından biridir. Müzik Kültürü bu damarlardan bireye ve topluma akan kendine özgü bir „kültürel özsu‟ dur. Müzik Eğitimi ise bu damarı açan, ona iĢlerlik kazandıran ve onu geliĢtiren bir süreçtir‟‟ diyen Uçan, müziğin insan yaĢamı için vazgeçilmez bir olgu olduğunu vurgulamaktadır (Uçan, 2005).

Duygu ve düĢüncelerin seslerle anlatılması sanatı olan müzik, tarihsel geliĢim, kültür farklılıkları ve kiĢisel beğenilere bağlı olarak birçok Ģekilde tanımlanabilir. Müzik dil, din, ırk fark etmeksizin, bireylerin duygu ve düĢüncelerine hitap eden ve bu hislerin estetik bir biçimde ifade edilmesini sağlayan evrensel bir dildir. Evrensel bir dil olarak kabul edilen müziğin sesler yoluyla aktarılıyor olma düĢüncesi müziğin bir anlatım yolu olduğunu kanıtlar niteliktedir ve koroda anlatım dil ile gerçekleĢir.

Dil ile gerçekleĢtirilen müziksel söylemlere ise „‟Ģarkı‟‟ denir. En genel haliyle toplu Ģarkı söyleme etkinliği olarak tanımlayabileceğimiz koro, müzik sanatının bir baĢka biçimidir. Koro, farklı özellikleri ve yaĢam biçimleri olan birçok bireyin ortak bir amaç için bir araya gelmesini sağlamaktadır. Birlikte Ģarkı söylemenin bireyler üzerindeki biliĢsel ve duyuĢsal anlamda olumlu etkilerinin yanı sıra farklı yaĢ gruplarındaki bireylerin sosyal

(15)

yaĢantılarında da bir gruba dahil olma, özgüven hissetme, ifade yetisinin geliĢimi gibi katkılarının olduğu araĢtırmalarca kanıtlanmıĢtır.

Birbirinden farklı düĢüncelere ve bakıĢ açılarına sahip bir topluluğun, Ģarkı yoluyla aynı anda tek bir duyguyu hissedip anlatabilme durumu olarak tanımlayabileceğimiz koro, günümüzde sadece sağlıklı bireylerin hobi olarak katılım sağladıkları bir etkinlik değil aynı zamanda hasta bireylerin de tedavi süreçleri boyunca kullandıkları bir terapi Ģeklidir. AraĢtırmanın kapsamlı olabilmesi adına tez „‟Koro Müziği, Kanser, Müzik Terapi, Dünya‟da Müzik Terapi, Eski Türklerde Müzik Terapi, Günümüzde Müzik Terapi, GeçmiĢten Günümüze Müzik Terapi Uygulanan Hastaneler, Meme Kanseri ve Müzik‟‟ baĢlıkları altında sunulmaktadır.

1.1. Koro Müziği

„‟Müzik insanoğlunun varoluĢundan bu yana yaĢamının her alanında etkili oldu. Çok az Ģey bilmesine rağmen insan, duygularını düĢüncelerini dile getirebilmek için müziği kullandı. Sevgisini, öfkesini ve inancını Ģarkı söyleyerek anlattı.

Koro sözcüğü Yunanca „‟Khoreia‟‟, Latince „‟Chroea‟‟ sözcüğünden gelmektektedir ve „‟dans‟‟ anlamındadır. Yunan ve Roma kültüründe halka halinde elele tutuĢarak oynamaya, ilk Hristiyanlarda ise Tanrı‟ya dua edenlere koro denilmekteydi. (T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Medea Güzel Sanatlar 1999 web sitesi)

Sözlük tanımında ise;‟‟ tek ya da çoksesli olarak yazılmıĢ bir müzik yapıtını uygulamak için bir araya gelen topluluktur (TDK, 2015).

„‟Koro‟‟ sadece bireylerin bir araya gelerek müzik icra etmesi değildir. Koro üyeleri arasında kurulan dostluklar, güven iliĢkileri, belli bir amaç doğrultusunda yapılan etkinlikler, kiĢilerin sosyal anlamda geliĢimleri açısından çok önemli bir yer tutar. Koro disiplin demektir ve bireyleri tek baĢlarına değil, toplu olarak hareket etmeye, aynı anda hissetmeye ve estetik değerlerini geliĢtirmeye yönelik birlikteliğe iter.

Müzik bireylerin sosyal geliĢimlerine katkı sağlamasının yanında, iyileĢtirici güce sahip olup, eski çağlardan günümüze kadar birçok hastalığın tedavisi için kullanılmıĢtır. ġarkı söylemenin ruhsal doyum, kendine güven, sosyalleĢme, ifade yeteneği, motivasyon, konsantre olabilme ve psikolojik etkilerinin yanı sıra, insan sağlığını olumlu yönde etkilediğine dair birçok araĢtırma bulunmaktadır.

Bunlardan biri, Almanya‟da Frankfurt Üniversitesi tarafından yapılan bir araĢtırmadır. 31 amatör Ģarkıcı üzerinde yapılan bu araĢtırmada, Ģarkı söylemenin meditasyon ve yürüyüĢ yapmak gibi insan sağlığını olumlu yönde etkilediğini belirten uzmanlar, Ģarkı söylemekle insanın daha iyi bir Ģekilde soluk alıp vererek, vücuda daha çok oksijen sağladığını, dolaĢım sistemini dinamik kıldığı gibi insan vücudunun „dengeli ve canlı‟ bir duruma geçtiğini kaydetti (Ġzafet.net, 2007).

(16)

Müziğin eski çağlardan günümüze birçok hastalığın tedavisinde kullanılması, araĢtırmalara konu olmuĢ ve müziğin hasta bireyler üzerinde iyileĢtirici gücünün bulunduğu ortaya çıkmıĢtır. Özellikle hasta bireyler üzerinde psikolojik ve sosyal anlamda olumlu etkiler yaratan müziğin, günümüzde de yardımcı psikoterapi yöntemi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Psikolojik ve sosyal anlamda bireylerin desteğe ihtiyaç duyduğu ve çağın hastalığı olarak bilinen kanser tedavilerinde de müzikten yararlanılmaktadır.

1.2. Kanser

Kanser, eski çağlardan beri bilinmekte ve günümüzde de en yaygın hastalıklardan biri olarak görülmektedir. Bireylere kanser teĢhisi konulduğu andan itibaren, bireylerde psikolojik ve sosyal değiĢimler görülmektedir. Tedavi süreci boyunca bireylerde görülen sosyal ve psikolojik bu değiĢimler, kemoterapi, ilaç vb. sebeplerden ötürü gittikçe artmakta ve bireylerdeki kaygı durumunun ciddi boyutlara ulaĢtığı görülmektedir. Bu süreçte, tedavi gören bireylerin sosyal etkinliklerde bulunmasının, bireylerin tedavi sürecini daha rahat geçirmelerini sağladığı bilinmektedir.

Kanser hastalığı, baĢta kanser teĢhisi konan birey ve çevresi tarafından kabullenilmesi zor bir durumdur. Kanser bireylerin tüm yaĢam alanını etkilediği için bireylerde yaĢam kalitesi sarsılır ve buna bağlı olarak bireylerde psikolojik ve sosyal anlamda değiĢiklikler ve bozulmalar görülebilir.

Kanser tedavisi bireyler için uzun, yorucu ve sancılı bir dönemdir. Bireyler tedavi süreçleri boyunca ilaç, kemoterapi vs gibi farklı tedavi Ģekillerine maruz kalmaktadır. Bu tedavi yöntemlerinin bir diğeri de günümüzde birçok hastalığın tedavisinde terapi yöntemi olarak kullanılan müzik-terapi yöntemidir.

Müziğin, kanser hastalarında sıkça görülen ağrıların azalmasına ve hastalardaki kaygı durumlarını en aza indirgediğine iliĢkin yapılan araĢtırmalar müziğin iyileĢtirici gücünü kanıtlar niteliktedir.

Eski bir Yunan atasözüne göre “Ġnsan ıstırabını dindirmek bir Ģarkıyı kullanabilme olanağı ile bağlantılıdır” (Birkan, 2014, s.37-49).

Sesin en önemli ifade yöntemi olduğunu belirten uzmanlar, eğer bir insan sesini özgürce kullanma gücüne sahip değilse, kendisini kapsamlı bir Ģekilde ifade edemeyeceğini, bundan dolayı da yaĢam kalitesinin kısıtlanabileceğini kaydetti. Bilim adamları Amerika BirleĢik Devletleri'ndeki klinik laboratuvarlarda yapılan deneylerin sonucunda hastalara sık sık Ģarkı söylemelerini öğütledi ve Ģarkı söyleyen hastaların acıyı daha az hissettiği ve daha hızlı

(17)

iyileĢtiği görüldü. Uzmanlar Ģarkı söylemeyi fiziksel egzersiz yapmak olarak algıladıklarını belirtti (Ġzafet.net, 2007).

En genel tanımıyla birlikte Ģarkı söyleme etkinliği olarak ifade edebileceğimiz koro, değiĢik kültürel düzeyleri ve alıĢkanlıkları olan bireyleri bir araya getirir. Her koro üyesinin bir topluluğa ait olma düĢüncesi oldukça önemlidir. Psikolojik ve sosyal açıdan birçok problemle karĢı karĢıya kalan kanser hastalarına, insanları bir araya getiren ve toplumun bir parçası olmaya yönelten koro eğitiminin faydalı olacağı düĢünülmektedir. Bireylere kanser teĢhisi konulduğu andan itibaren bireylerde görülen motivasyon düĢüklüğü, kaygı, öfke, kendini soyutlama gibi daha birçok durum, koro eğitiminin birleĢtirici gücü ile en aza indirgenebilir. Kendi gibi düĢünen, yaĢayan, tedavi alan bireylerle ortak bir çalıĢma içinde olmak hastanın hayata karĢı bakıĢ açısını değiĢtirebilir, hastayı olumlu yönde etkileyebilir.

Bireylerin kendilerini sesler yoluyla ifade etmesi olarak tanımlanan müziğin, aynı zamanda da bir tedavi-terapi yöntemi olarak kullanıldığını ve hastaların tedavi süreçlerinde önemli bir yere sahip olduğunu söylemek mümkündür. Günümüzde de Müzik Terapi adıyla bilinen bu yöntem, bazı hastalıkların tedavisinde kullanılması açısından birçok araĢtırmaya konu olmuĢtur.

1.3. Müzik Terapi

„‟Müzik sözcüğü asıl köken olan eski Grekçe‟deki ( Eski Yunanca‟daki) „‟mousike tekhne‟‟ (musiki tehni) teriminden gelir‟‟ ( Uçan, 1996, s.61).

„‟Terapi ise Yunan kökenli bir kelimedir. Bir hastalığı yenecek etmenleri ve bu etmenlerin kullanılma yöntemlerini bularak hastanın sıkıntılarını gidermek demektir‟‟(TDK).

Müzik Terapi ise hastaların sıkıntılı süreçlerinde müziğin tedavi edici bir araç olarak kullanılmasıdır.

„‟Müzikal seslerin ve melodilerin fizyolojik ve psikolojik etkilerini çeĢitli ruhsal bozukluklara göre ayarlamak suretiyle, düzenli bir yöntem altında yapılan tedavi Ģekline ''Müzikle tedavi'' denilmektedir‟‟ (Gençel, 2006).

Müziğin tedavi amaçlı kullanılması da eski çağlara dayanmaktadır. Ruhsal ve fiziksel alanda birçok hastalığın tedavisi sürecinde kullanılan müzik, farklı uygulanıĢ yöntemleriyle karĢımıza çıkmaktadır.

(18)

“Müziğin vücuttaki harmoninin bozulduğu durumlarda en etkili deva olduğunu belirten

Pisagor, (M.Ö 585-500) müzikle hastalık tedavisinin ilk bilimsel

kurucularındandır‟‟(Birkan, 2014, s.37-49).

Müzik terapisi, dünyanın farklı yerlerindeki farklı yönelimli birçok profesyonel tarafından tanımlanmıĢtır. Müziğin değiĢik biçimlerinin tek bir tanımda birleĢtirilmesi oldukça zor görünmektedir. Ancak bunların çoğu, müziğin terapötik süreçteki belirleyici özelliği konusu baĢta olmak üzere bazı temel ilkelerde birleĢmektedir. Covington ve Crosby‟nin belirttiğine göre, Schulbert müzik terapisini, „davranıĢlar, duygular ve fizyolojik değiĢiklikler oluĢturmada farklı müziklerin kullanılmasıyla ilgili bir davranıĢ bilimi‟ olarak tanımlarken; Munro ise yetersizlik ya da bir hastalığın tedavisi sırasında kiĢilerin fizyolojik, ruhsal ve duygusal olarak bütünleĢmelerine yardım etmede müziğin kullanılması olarak tanımlamaktadır (Yıldırım ve Gürkan, 2007, 37-45).

Evrensel bir boyuta sahip olan ve Dünya‟da ortak dil olarak kabul edilen müziğin, insanların duygu ve düĢüncelerine etki ettiği ve buna bağlı olarak bireylerin sakinleĢmesinde ve rahatlamasında kullanıldığı bilinmektedir. Birçok hastalığın ilerlemesine etken olan stres ve kaygı durumu müzik ile kontrol altına alınabilmekte ve farklı hastalıkların tedavilerinde çeĢitli biçimlerde kullanılabilmektedir.

„‟Müzik, insan yaĢamının her döneminde var olan bir kavramdır ve insan üzerindeki etkisinin çok yönlü olması, tedavide de kullanılmasına neden olmuĢtur. Aslında müziğin kendisi tedavi edici değildir. Ancak acı çeken, ağrı - stresi olan, yardım isteyen ve müzik aracılığı ile kendini ifade yolu bulan hasta için kullanıldığında tedavi edici özellik gösterir‟‟(Uçan ve Ovayolu, 2006).

Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan Müziğin, beyin, ruhsal geliĢim, zeka ve konsantrasyon gibi birçok etmene sağlamıĢ olduğu olumlu etkiler bilinmektedir. Bunların yanı sıra yapılan birçok araĢtırma müziğin, insan sağlığı üzerindeki etkilerini ve önemini açıkça ortaya koymaktadır. Müzikle tedavi, günümüzdeki adı ile Müzik Terapi yöntemi, yüzyıllardır süre gelen bir alternatif tedavi yöntemi olarak bilinmekte ve farklı toplum ve kültürlerde çeĢitli Ģekillerde uygulanmaktadır. Birçok hastalığın tedavisi sırasında uygulanan Müzik Terapi yönteminin, bireylerin tıbbi açıdan sağlık durumları üzerindeki olumlu etkilerinin yanı sıra, sosyal ve psikolojik durumları üzerinde iyileĢtirici etkilerinin de bulunduğu bilinmektedir.

„‟Müzikle tedavinin tıp bilimindeki birçok alanla iliĢkili olduğu ve bu alanlarda kullanıldığı bi-linmektedir. Ġnsan diğer sanat dallarına göre, müzikten daha çok etkilenmektedir. Müzik, ruhun çeĢitli tepkilerini en iyi ifade eden bir sanattır. Bu özelliğinden dolayı da insanın ruhsal davra-nıĢlarını inceleyen psikoloji ile müzik arasında doğal bir bağ oluĢmaktadır. Tıp biliminin alt alanlarını oluĢturan onkoloji, kardiyoloji, nöroloji ve pediatri gibi bilim dallarında karĢılaĢılan hastalıkların tedavilerinde müziğin yardımcı bir tedavi aracı olarak kullanılması, hastalıkların tedavi sürecini olumlu yönde etkilemektedir‟‟(Gençel, 2006).

Müzik Terapi bireylere yalnızca müzik dinletilmesi demek değildir. Hastaların doğrudan bir müziksel aktivitenin içinde olması, bireylerin hastalık sürecini psikolojik ve sosyal anlamda daha olumlu geçirebilmesine olanak sağlamaktadır.

(19)

„Müzik Terapide, ritim, melodi ve harmoni gibi müzik unsurları tedavi amaçlı kullanılır. Müzik hastanın sinir ve endokrin sistemi üzerinde olumlu etkiler oluĢturarak, duygu ve düĢüncelerde anlamlı tepkilerin ortaya çıkmasını sağlar. Kimi zaman hasta terapi sürecinde müzik yaparak aktif bir rol üstlenir. Dolayısıyla bu alandaki yeteneği geliĢir, özgüveni artar ve kendince anlamlı bir uğraĢı bulur‟‟(Çerezforum.net, 2014).

Hastaların doğrudan müzikle iç içe olması ve kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacak bir ortamda bulunuyor olmaları, tedavi sürecinde oluĢabilecek olumsuz durumları azaltarak, hastalardaki yıpranma durumunu en aza indirgemektedir.

Güvenç ve Babacan kronik ağrılı hastalar için yaptıkları çalıĢmalarında, müzik ve hareket terapisinin ardından hastalarının ağrılarının %40 oranında azaldığını belirtmiĢlerdir. Bununla birlikte Güvenç‟in, müzik terapinin yalnızca psikolojik hastalıklarda değil, ağrılı hastalarda da netice verdiğini gözlemiĢ olduğunu belirtmesi, müzikle tedavinin ağrılar üzerindeki olumlu etkisini kanıtlar niteliktedir. (http://www.gonuldergisi.com/muzigin-tedavi-gucu-rahmi-oruc-guvenc.html)

Aslında müziğin iyileĢtirici bir güce sahip olduğu görüĢü eski çağlara dayanmaktadır. Birçok kaynak incelendiğinde görebiliriz ki müzikle tedavi daha önceden de kullanılmakta ve çeĢitli Ģekillerde uygulanmaktaydı. Müzik Terapi yani müzikle tedavi yönteminin yeni bir oluĢum olmamakla birlikte yüzyıllar öncesine dayanan bir geçmiĢi olduğu bilinmektedir.

1.4. Dünya’da Müzik Terapi

Müzikle tedavi ilk kez 1947 yılında Altshuler isimli bir hekim tarafından Michigan Devlet Hastanesi programına girmiĢtir. 1949 yılında‟ da Fransa‟da müzikle terapi çalıĢmalarına baĢlanmıĢtır. 1977‟de Amerika müzikle tedavi yöntemini bir bilim dalı olarak kabul etmiĢ ve çalıĢmalarını sürdürmüĢtür.

Afrika‟da bazı kabileler bugün dahi müzikle terapi geleneğini devam ettirmektedirler. “Zar” ayini, HabeĢistan‟da Ģeytan çıkarmak ve Zambiya‟da hastaların teĢhis ve tedavisi için kullanılmaktadır.

Kenya‟da Mola kabilesinde trans ayini ile hastanın yarı ölü halde komaya girmesi sağlanır. Hasta ayılınca iyileĢmiĢ olur. Sudan‟da sihirbaz doktorlar yaptıkları tedavi ayini ile korkuyu yenebilmektedirler.

Müziğin tedavideki yakın tarihçesine bakacak olursak ; Praglı Müzikterapist Raudnitz, 1848‟de psikozlarda ilk defa müziğin tıptaki önemini inceleyen kiĢi olmuĢtur.

1959‟da Viyana‟da ,1973‟te Almanya‟da “Müzik-Terapi-Derneği” kurulmuĢtur. Çin ise müzik tedaviyi teknoloji ve yenilikçi olarak anestezilerdeki elektro akapunktur tedavilerinde kullanmaktadır (Uçaner ve Öztürk, 2009).

Ġtalya‟nın Napoli bölgesinde bazı hastaların müzik baĢladığı zaman dans ettiği tespit edilmiĢ ve buna göre çeĢitli müzikler hazırlanarak hastalar tedavi edilmiĢtir.

(20)

Özbekistan‟da nazar değdiğine inanılan insanların tedavisinde de müziğin kullanıldığı bilimektedir.

Ruhun eğitilmesinde ve arınmasında büyük etki sağlayan müzik, Antik Yunan‟da savaĢlarda, hastaların tedavisinde ve günlük yaĢantılarda da kullanılmıĢtır.

Amerika'da müzikle tedavide ilk adımı atan Dr. Willer Van de Wall' dur. Wall 1920 yılında New York eyaletinin hastane ve hapishanelerinde, müziğin insan ruhu üzerindeki etkilerini araĢtırmıĢtır. Wall'a göre müziğin insan ruhundaki yatıĢtırıcı etkisi inkar edilemez.(Gençel, 2006)

Amerika'da müzikle tedavi metodlarının bilimsel yönden araĢtırılmasına ilk olarak 2.Dünya savaĢından sonra Müzik AraĢtırma Merkezi'nde ve Walter Reed Hastanesi'nde baĢlanmıĢtır. Ġkinci Dünya SavaĢı'nda yaralanan askerlerin tedavi edilmesinde müzikletedavi yöntemlerinden yararlanılması buna örnek gösterilebilmektedir. 1947 yılında ise, ABD'nin Michigan Devlet Hastanesi'nde müziğin tedavi programları içinde yer aldığı görülmektedir. Amerikan Müzik Terapi Birliği 1980 yılında müzikle tedaviyi; “Zihin ve fizik sağlığının kaza-nılması, sürdürülmesi ve düzeltilmesi için tedavi edici hedeflere ulaĢmada uzmanlar tarafından müziğin sistemli bir Ģekilde kullanımı” olarak tanımladı (Erer ve Atıcı, 2010).

Amerikan Müzik Terapi Birliği 1997 yılında ise müzikle tedavi konusunda Ģu tanımlamayı yaparak bu yöntemin tıp bilimi açısından önemini açıkça ortaya koymuĢtur. ''Müzik Terapi, bazı bireylerin fiziksel, psikolojik, sosyal ve zihinsel ihtiyaçlarını karĢılamada müziği ve müzik aktivitelerini kullanan uzmanlık dalıdır ( Gençel, 2006).

Müzik Terapisi‟nin 1920‟ler den bu yana etkin olarak kullanıldığı, bireylerin yaĢantılarında büyük önem taĢıdığı ve birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığı görülmektedir. Müzik Terapi‟nin tüm Dünya‟da olduğu gibi Türkiye‟de de, günümüzde bazı kliniklerde ve hastanelerde tedavi edici alternatif tıp yöntemi olarak kullanıldığı bilinmektedir.

1.5. Eski Türklerde Müzik Terapi

Müzik ve bununla birlikte müzikle terapi yöntemi, insanoğlunun varoluĢundan bu yana süregelmektedir. Ġçinde bulunulan çağa göre aynı amaca yönelik fakat uygulanıĢ çeĢitleri birbirinden farklı olan müzik terapi yöntemi eski çağlarda günümüzdekinden farklı biçimlerde karĢımıza çıkmaktadır.

Müzik nasıl insanlık tarihi kadar eski bir geçmiĢe dayanıyorsa müzikle terapi de o kadar eski bir tarihe sahiptir. Ġlkel kabile dönemlerine baktığımızda bu uygulamanın örneklerini görmekteyiz. Yapılan araĢtırmalara göre, ilkel kabile yaĢantısında din adamları tıp alanında da bilgi sahibiydiler. Bu kiĢiler doğada iyi ve kötü ruhların olduğuna inanırlardı ve hastaların bedeninden bu kötü ruhları kovmak için de müziği kullanarak kötü ruhlarla iletiĢime geçmekteydiler.

Ġnsanlar ruhsal ve bedensel rahatsızlıkları ortadan kaldırabilmek için yüzyıllar boyu çeĢitli tedavi yöntemleri kullanmıĢlardır. Müzikle tedavi de, yerini günümüze kadar koruyabilen bir tedavi yöntemidir. Ġlkel insanlar, kötü ruh veya cin adı verilen varlıkların hastalıklara neden

(21)

olduklarına inanırlardı. Bu kötü varlıklar, sihirbaz, hekim ve Ģamanların öncülüğünde gerçekleĢtirilen tedavi törenleriyle kontrol altına alınırdı. Müzik, dans, ritim ve Ģarkılar da bu tedavi törenlerinin vazgeçilmez öğeleriydi (Gençel, 2006).

Antik dönemde insanlar hastalıklarını bedenlerine kötü ruh girmesi olarak tanımladıkları için, bundan ancak büyü yoluyla kurtulabileceklerini düĢünerek ayinler yapmıĢlar ve bu esnada müziği hep bir araç olarak kullanmıĢlardır.

Yazılı belgelere ulaĢılabilen dönemlerden itibaren müzik doğayı ve doğaüstünü etkilemenin en önemli araçlarından biri olarak görülürken, müziksel organizasyonların evrendeki ahengi insanın iç dünyasına yansıttığına inanılmaktadır. (Güray, 2012, s.33-34)

„‟Ruh sağlığı için en iyi egzersiz Ģarkı söylemedir.‟‟ diyen Ġbn-i Sina, müziğin tedavi edici özelliğine inanmıĢ ve yaĢadığı dönem boyunca ruh hastalıkları tedavisinde müziği kullanmıĢtır.

Bu dönemde yaĢamıĢ büyük Türk-Ġslam alimleri ve hekimleri Zekeriya Er-Razi (854-932), Fa-rabi(870-950) ve Ġbni Sina(980-1037) müzikle tedavinin bilhassa müziğin psiĢik hastalıkların tedavisinde ilmi esaslarını kurmuĢlardır. Büyük Ġslam bilgini ve filozoflarından Ġbni Sina (980- 1037) Farabi‟ nin eserlerinden çok yaralandığını ve hatta musikiyi de ondan öğrenerek tıp mes-leğinde uyguladığını ifade etmiĢ ve Ģöyle demiĢtir: “Tedavinin en iyi yollarından, en etkilile-rinden biri hastanın aklî ve ruhî güçlerini artırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele etmek için cesaret vermek, hastanın çevresi sevimli, hoĢa gider hale getirmek ona en iyi musikiyi dinlet-mek ve onu sevdiği insanlarla bir araya getirdinlet-mektir.‟‟ (Somakcı, 2003).

Ġbni Sina‟ya göre “ses” varlığımız için zaruridir. Ahenkli bir düzen içersinde, belirli bir Ģekilde ayarlanmıĢ olan sesler, insan ruhu üzerinde çok derin tesirler yapar. Sesin etkisi insan sanatı ile zenginleĢtirilir. Yine Ġbni Sina‟ya göre, ses tonu değiĢiklikleri insanın ruh hallerini belirtir. Müzik bestelerini bize hoĢ gösteren iĢitme gücümüz değil, o besteden çeĢitli telkinler çıkaran idrak yeteneğimizdir. Bunun için seslerin düzenli olarak birbirine ahengi, besteleri, ahenkli vuruĢların düzenli ve kaideye uygun oluĢları, insanı derinden derine cezp eder (Somakcı, 2003).

Farabi, Ġbni Sina gibi Türk-Ġslam hekimleri, psikolojik hastalıkların tedavisinde müzikle tedavi yöntemini kullanarak hastaları tedavi etmiĢlerdir. Daha sonraları bu yöntemler Sel-çuklu ve Osmanlı hekimleri tarafından da geliĢtirilerek kullanılmıĢtır.

Türklerde ilk ciddi müzikle tedavi Osmanlı devleti zamanında görülmekle beraber, Orta Asya‟da Anadolu öncesi zamanda Baksı adı verilen ġaman müzisyenler tarafından, çeĢitli hastalıklar için tedavi çalıĢmaları yapılmıĢtır. Hala bu faaliyetlerini sürdüren Baksılar Orta Asya Türkler arasında yaĢamaktadırlar (Somakcı, 2003).

Yapılan araĢtırmalardan da görüldüğü üzere müzik, eski çağlardan bu yana bireylerin ya-Ģamlarında ruhsal ve fiziksel açıdan önemli bir yere sahip olup, tedavi amaçlı kullanılmıĢ-tır. Müzik Terapi yalnızca Türkler‟ de değil, tüm dünya‟da kabul edilen ve aktif Ģekilde kullanılan bir yöntemdir.

Eski Çağlarda müzik terapinin ortaya çıkıĢı, kullanım amacı ve Ģeklinin yanı sıra Dünya‟ da müzik terapi konusunun da incelenmesi gerektiği düĢünülmüĢtür.

(22)

1.6. Günümüzde Müzik Terapi

Birçok tanıma sahip olan Müzik Terapi yöntemi, tıbbi olarak birbirinden bağımsız alanlarda ve hastalarda, farklı çeĢitlerde uygulanabilmektedir. Bu yöntem, hastaların tedavi sürecinde yaĢamakta oldukları ruhsal, sosyal ve davranıĢsal problemleri mümkün olduğunca müzik aracılığı ile azaltmaya çalıĢmaktadır.

Müzik terapisinin amaçları, psikofizyolojik stres, ağrı, kaygı ve izolasyonun azaltılmasıyla bir davranıĢ değiĢikliği yaratma ve duygu durumunu değiĢtirme arasında değiĢir. Bununla birlikte yaĢam kalitesini geliĢtirmeyi, kendini ifade etmeyi artırmayı, rahatlamayı öğretmeyi, baĢ etme stratejilerine yardımcı olmayı ve normal bir çevre sağlamayı hedefler. (Yıldırım, S.ve Gürkan, A.2007.)

Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, günümüzde alternatif tıp olarak adlandırılan müzik terapi yönteminin, modern tıp ile iç içe kullanılabileceği gerçeği ortaya çıkmaktadır.

AraĢtırmacılar müziğin etkilerini iki açıdan ele almıĢlardır. Ġlk olarak müziğin dinleyicinin uyanıklılığını en üst seviyede tuttuğunu, daha sonra ise akıl, vücut ve ruh arasında bir denge oluĢturduğunu ifade etmiĢlerdir. Yapılan pek çok çalıĢma, müziğin ağrı ve anksiyete üzerinde olumlu etkiler yarattığını, hasta veya sağlıklı bireylerin yaĢam kalitesini yükselttiğini göstermiĢtir. Müzik kalp hızını, kan basıncını, vücut ısısını ve solunum hızını düĢüren, hastanın dikkatini baĢka yöne çeken, kemoterapiye bağlı bulantıyı azaltan, özellikle terminal dönemdeki hastaların yaĢam kalitesini yükselten önemli bir araçtır (Uçan ve Ovayolu, 2006).

Yapılan araĢtırmalarda müziğin kan basıncı, solunum kalitesi ve nabız sayısı gibi fizyolojik olaylara olumlu etkisinin olduğu bilinmektedir. Günümüzde müzik terapi yalnızca psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde değil, alkol ve madde bağımlılığı ile mücadelede ve fizyoterapi alanında da kullanılmakta ve hastalara bu alanlarda çeĢitli tedaviler uygulanmaktadır.

Günümüzde Üsküdar Üniversitesi Müzik Terapi Uygulama ve AraĢtırma Merkezi müzik terapi alanını öğrenme, araĢtırma ve geliĢtirme merkezi olmayı hedefleyen ve hastaların sosyo-kültürel yapısına uygun olan müzikleri tespit ederek hastaya uygun müziğin uygulanmasını sağlayan bir kurumdur. Müziğin beyinde ne tür etkilere yol açtığı ile ilgili çeĢitli araĢtırmalarda ve incelemelerde bulunup, hastaların içinde bulundukları olumsuz duygulardan arınmalarını sağlamaktadır.

Yapılan araĢtırmalardan da görüldüğü üzere insanoğluyla var olmuĢ ve Dünya‟nın farklı yerlerinde tedavi edici özelliği kanıtlanmıĢ olan Müzik Terapi, günümüzde de birçok kurum ve doktor tarafından kabul edilerek, hastalık sürecinde tedavi edici yöntem olarak kullanılmaya devam etmektedir.

(23)

1.7. GeçmiĢten Günümüze Müzik Terapi Uygulanan Hastaneler

Müzik, geçmiĢten günümüze kadar çeĢitli nedenlerden dolayı sağlık bakım ortamlarında kullanılmıĢtır. Müzik değiĢik psikiyatrik bozukluğu olan hastalarda (zeka geriliği olan çocuklarda, otistik çocuklarda, nevrotik hastalarda, madde kullanım bozukluğu olan hastalarda), yoğun bakım ünitelerinde (kardiyak bakım, yeni doğan yoğun bakım üniteleri gibi), ana çocuk sağlığı alanlarında (pediyatri, doğumhane, kadın hastalıkları, kreĢ gibi) ve ameliyathanelerde kullanılmıĢtır. (Yıldırım, S., ve Gürkan A. 2007).

Müzikle Tedavi uygulamasının 6 bin yıllık bir geçmiĢi olduğu bilinmektedir. Selçuklu döneminde Müzikle Tedavinin kullanıldığı bazı hastaneler Ģöyledir;

- Nureddin Hastanesi (1154)

Nureddin Hastanesi günümüzden 900 yıl önce, Selçuklu Sultanı Nureddin Zengi tarafından ġam‟da yaptırılmıĢtır. Burada müzik makamlarının tedavi amacıyla kullanıldığı bilinmek-tedir.

- Kalavun Hastanesi (1284)

Kalavun Hastanesi Memluklu Sultanı Kalavun tarafından Kahire‟de yaptırılmıĢtır. Erkek akıl hastaları ve kadın akıl hastaları için ayrı bölümler olan hastanede akıl hastaları müzik-le tedavi edilmekteydi.

- Amasya DarüĢĢifası (1308)

Hem hastane hem de tıp medresesi olarak kullanılan Amasya DarüĢĢifası 1308 yılında, Anber bin Abdullah tarafından Ġlhanlı hükümdarlarından Olcayto Hüdahende'nin karısı IlduĢ (yıldız) Hatun adına yaptırılmıĢtır. Evliya Çelebi‟nin „‟Miskinler Tekkesi‟‟ olarak adlandırdığı Amasya DarüĢĢifası‟nda akıl hastalarının müzikle tedavi edildiği bilinmektey-di.

- Kayseri Gevher Nesibe Tıp Medresesi ve Maristanı (1206)

Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından, kız kardeĢi Gevher Nesibe Sultan‟ın vasiyeti üzerine, Ģifaiye ve tıp medresesini içerecek Ģekilde inĢa edilmiĢtir.

O dönemin en büyük hastanesi ve sağlık okulu olarak bilinen ġifaiye‟ de akıl hastaları mü-zikle tedavi edilmekteydi. Kayseri Gevher Nesibe Tıp Medresesi ve Maristanı 1768 yılında medreseye dönüĢtürülmüĢtür.

Osmanlı Türkleri Döneminde Müzikle Tedavi’nin kullanıldığı baĢlıca hastaneler; Yıldırım DarüĢĢifası ( 1399)

(24)

Osmanlı döneminde Bursa‟da Yıldırım Beyazıt tarafından kurulmuĢ ilk hastane olan Yıldı-rım DarüĢĢifası Beyazıt Külliyesi‟nin bir parçasıydı. Evliya Çelebi Seyahatnamesi‟nde Yıldırım DarüĢĢifası için Ģunları söylemektedir;

"Duacı olduğumuz merhum Bayezid-i Vakıfnamesi'nde hastalara deva, dertlilere şifa, divane-lerin ruhuna gıda ve sevdalıların derdini azaltması için, on adet şarkıcı, biri neyzen, biri ke-mancı, biri kuramcı biri santurcu, biri udi olup haftada üç kere gelip hastalara ve beyinsel özürlülere musiki faslı verirlermiş".

Bursa Yıldırım DarüĢĢifası 1855 yılı depreminde hasar görmüĢ, bir süre Barut-hane olarak kullanılmıĢtır. Geriye, yıkık duvarları kalmıĢtır (Altınölçek, 2014). Fatih DarüĢĢifası

Fatih DarüĢĢifası, Osmanlı Döneminde Türklerin akıl hastaları için yaptırdığı ikinci hasta-nedir. Evliya Çelebi, Fatih DarüĢĢifası‟ndan Seyahatname'sinde Ģöyle söz etmektedir;

"Fatihlerin babası Sultan Mehmed' in tımarhanesinin 70 hücresi, 80 tane kubbesi ve 200 yol göstericisi vardır. Öğretmeni ve başhekimi vardır. Eczacılıkla uğraşan biri hastalansa onu tı-marhaneye götürüp hizmet ederlerdi.

Tımarhanede hastalar ipek çarşaflarda yatırılırdı. Her gün ve gün ve gün hastalara hoşlarına gidecek şeyler verilirdi. Vakıf o derece sağlam gelirlidir ki, vakıftan gelen belgede hastalara her zaman keklik, serçe gibi, eti lezzetli kuşların pişirilip verilmesi yazılmıştır. Hastalara ve delilere, deliliğin def edilmesi için sazende ve hanendeler gönderilmiştir. Ayrıca, kadınlara ve Müslüman olmayanlara bile bir köşede tedavi bölümü bulunmaktadır."

Bugünkü Fatih Camii'nin güneydoğusunda, yaklaşık on bin metrekarelik bir alan üzerinde ku-rulmuş ve 1470 yılında hizmete girmiş olan Fatih Darüşşifası, birçok yangın ve zelzele felâketi geçirmiştir; fakat tamir edilerek 1924 yılına kadar çalışmalarını sürdürmüştür. Bu yıldan son-ra hastane, zamanla büsbütün yıkılmış ve yok edilmiştir ( Altınölçek, 2014).

1.8. Meme Kanseri Ve Müzik

Çağdaş tıbbın ve insanın en önemli ve güncel sorunlarından biri olan kanser, tedavisindeki önemli gelişmelere karşın, tüm hastalıklar arasında en korkulan hastalık olmayı sürdürmektedir. Kanser tanısı konan birey, yaşam biçimindeki, beden imgesindeki, rol performansındaki ve sosyal etkileşimlerindeki değişikliklerle karşı karşıya kalırken, aynı zamanda da kaygı, öfke, suçluluk, ümitsizlik, çaresizlik, belirsizlik, yalnızlık, korku, yas ve bağımlılık gibi duygular yaşamaktadır. Bunların yanı sıra tedavi ile ilgili kaygılar, operasyon sonrası gelişebilen fiziksel, ruhsal ve ekonomik sorunlar, hastalığı kabullenememe, libido kaybı, radyoterapi ve kemoterapiye bağlı yan etkiler gibi birçok ve çok yönlü etkenlerle kanser hastasının ruhsal dengesini bozar. Bu nedenle kanser, tıbbi-fiziksel bir hastalık olmasının yanında, ruhsal ve psikososyal açıdan birçok sorunu da kapsayan bir hastalıktır. (Yıldırım, S.ve Gürkan, A. 2007).

Müziğin kanser hastaları üzerindeki iyileĢtirici gücüne oldukça önem verilmektedir. Fakat müzik terapi yada diğer adıyla müzikle tedavi yöntemi yalnızca hastalara müzik dinletilmesi değildir. Hastanın birebir müzik ortamında bulunuyor olması gerçek bir terapi niteliğindedir. Psikolojik ve sosyolojik anlamda birçok problemle karĢı karĢıya kalmıĢ hastalar için müzik yapmak, Ģarkı söylemek bir tür kendini ifade edebilme durumudur. Kanser tedavisinde kullanılan birçok yöntem ağrılı olmakla birlikte, bireylerdeki kaygı

(25)

durumunu oldukça yükseğe çıkarmaktadır. “Müzik, ruh sağlığının sigortasıdır” diyen Aydoğan, müziğin bir çeĢit terapi yöntemi olduğunun önemini vurgulamıĢtır (Aydoğan, 2007).

Müzikle Tedavi, ruhsal ve bedensel sorunları olan çocukların ve yetişkinlerin psikiyatrik durumlarını belirlemede yol gösterici bir iletişim yöntemidir. Diğer yandan müzikle tedavi, toplumdaki sosyal ilişkilerin geliştirilmesi, bireylere güven duygusunun kazandırılması ve bedensel sorunları olan bireylerin fiziksel egzersizleri kolaylıkla gerçekleştirebilmeleri açısından önem taşımaktadır (Gençel 2006).

Günümüzde özellikle kanser hastaları üzerinde yapılan birçok araĢtırma müziğin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkisini kanıtlar niteliktedir. Kanser hastalarının kemoterapi vb. tedavi durumlarına bağlı olarak yaĢadıkları stres ve kaygı durumunun müzikle en aza indirgendiği görülmektedir.

O’Callaghan ve Clare’ nin belirttiğine göre, Curtis ve Wittall tarafından yapılan çalışmalar, müzik terapisinin palyatif bakım hastalarında ağrıyı azalttığını ve rahatlamaya yardım ettiğini belirtti. (O‟Callaghan‟dan aktaran Yıldırım, S.ve Gürkan, A. 2007).

Beck, ses yada müziğin kanserle ilişkili ağrı algısı üzerinde önemli değişikliklere neden olduğunu bildirmiştir. Müzik Terapisi, onkoloji hastalarında uzun dönem ve terminal dönem hastalıklarla ilişkili olan ağrının döngüsel doğasını kırmak, sıkıntı belirtilerini ve ağrının farkındalığını azaltmak için kullanılmıştır. (Beck‟ten aktaran Yıldırım, S.ve Gürkan, A. 2007). Bireylerin kanser hastalığı ile yüz yüze geldiği andan itibaren yaĢadığı sorunların müziksel aktivitelerle en aza indirgenebileceği düĢünülmekte ve bu konuda bazı çalıĢmalar yürütülmektedir. Alınan ilaçlar ve kemoterapinin de birlikte getirmiĢ olduğu ağrı, öfke ve kaygı durumu bireylerin bu sürecini sağlıklı bir psikoloji ile atlatabilmesini oldukça güçleĢtirir. Bu noktada bireylerin kendilerine iyi geleceğini düĢündükleri sosyal bir aktivite içinde aktif olmaları hastaların iyileĢme gücünü arttıracağı düĢünülmektedir. Birlikte müzik yapma ve bir topluluğa ait olma düĢüncesi kanser hastalarının psikolojik ve sosyal anlamda birbirleriyle olan iletiĢimlerini güçlendirmekte ve hastalıklarının getirmiĢ olduğu birçok olumsuz sebepten uzaklaĢmalarını sağlamaktadır.

1.9. Farkındalık Korosu

Farkındalık Korosu, Rotary‟nin 2007 senesinde Prof. Dr. Selma Tükel‟in danıĢmanlığında baĢlattığı ve etkinlikleriyle 25,000 kadına ulaĢtığı, “Meme Kanserinde Erken Tanının Önemi” baĢlıklı projenin sosyal ayağını oluĢturmak üzere kurulmuĢtur. Ekim 2008‟de Rotaryen Pınar Ayhan tarafından kurulan koro, Sevda Cenap And Müzik Vakfı Kadınlar Korosu ġefi Cihan Can tarafından eğitiliyor. Meme kanseri tedavisi gören, yaklaĢık 40 hanımdan oluĢan “Rotary Farkındalık Korosu”nun amacı, Meme Kanseri‟nde Erken Tanı konusunda farkındalık yaratmak ve hayata bağlılığın önemini seslendirmek. Hikayelerini müzikle unutup, kadınlar adına güzel bir misyonu basarıyla sürdürmekte, müzikle sevgi ve dostluk iliĢkileri kurmaktadırlar. (http://farkindalikkorosu.blogspot.com.tr/)

(26)

1.9.1. Problem Durumu

Müziğin her yaĢtaki bireyler üzerinde bazı psikolojik ve sosyal etkileri bulunduğu bilinmekte olup bunun dıĢında insan sağlığı açısından önemi de göz ardı edilmemektedir. Çağın hastalığı olarak nitelendirilen Kanser hastalığının tedavi sürecinde müziğin kullanılmasının hasta üzerinde olumlu etkiler yaratacağı düĢünülmektedir.

Müzik Terapi adı altında birlikte Ģarkı söyleme aktivitesinin kanser hastaları üzerindeki etkisinin incelenmesi, müziğin bireyler üzerindeki olumlu psikolojik ve sosyal durum değiĢimlerini görmek açısından yararlı olacaktır.

Bu araĢtırmanın amacı, hastaların koro gibi toplu bir müziksel aktiviteye katılmıĢ olmasıyla birlikte müziğin bireylerde oluĢturduğu psikolojik ve sosyal değiĢimlerinin incelenmesidir.

Ülkemizde müzik aracılığı ile tedavilerine devam eden kanser hastalarının psikolojik ve sosyal durumlarının incelenmesine yönelik bir problem oluĢturulmuĢtur.

Müziğin meme kanseri hastaları üzerinde psikolojik ve sosyal bir etkisi bulunmakta mıdır?

1.9.2. Problem Cümlesi

Koro eğitiminin meme kanserli bireyler üzerindeki psikolojik ve sosyal durumlarına iliĢkin koro elemanlarının görüĢleri nelerdir?

1.9.3. Alt Problemler

Meme kanserli bireylerin;

1. KiĢisel özellikleri nelerdir?

2. Koroya katılmadan önceki psikolojik durumları ile ilgili görüĢleri nelerdir? 3. Koroya katılmadan önceki sosyal durumları ile ilgili görüĢleri nelerdir? 4. Koroya katıldıktan sonraki psikolojik durumları ile ilgili görüĢleri nelerdir? 5. Koroya katıldıktan sonraki sosyal durumları ile ilgili görüĢleri nelerdir? 6. Koro Ģefinin koro elemanlarına yaklaĢımına iliĢkin görüĢleri nelerdir?

(27)

7. Müziğin hayatlarındaki etkisiyle ilgili görüĢleri nelerdir?

1.9.4. AraĢtırmanın Amacı

Bu araĢtırmanın amacı, müziğin ve Ģarkı söylemenin meme kanseri hastaları üzerindeki psikolojik ve sosyal etkisinin araĢtırılmasıdır. Böylelikle bireylerin koroya katılmadan önceki psikolojik ve sosyal durumları ile koroya katıldıktan sonraki psikolojik ve sosyal durumları karĢılaĢtırılacaktır. Bu amaca ulaĢmak amacıyla kanser hastalarının koroya katılmadan önce ve koroya katıldıktan sonraki psikolojik ve sosyal durumları anket soruları ile belirlenmiĢtir.

1.9. 5. AraĢtırmanın Önemi

Ülkemizde müzik terapi ile ilgili birçok araĢtırma bulunmaktadır. Bu araĢtırmalar müzikle tedavi yönteminin yüzyıllar öncesine dayandığını göstermektedir. Günümüzde de birçok hastane ve sağlık merkezi, çeĢitli hastalıklar için tedavi yöntemi olarak müziği kullanmakta ve olumlu sonuçlar almaktadır. Bunlar incelendiğinde, hastalar üzerinde çeĢitli yollar ile kullanılan müziğin hastanın psikolojik ve sosyal açıdan sağlık durumunu etkilediği görülmektedir.

Kanser, tüm dünyada sıklığı giderek artan bir sağlık problemidir. Kanser hastalarında psikolojik stres, hastalığın klinik seyri sırasında değiĢen düzeylerde gözlenmektedir. (Çokmert, YavuzĢen ve Ünek, 2011).

Yapılan araĢtırmalarda kanser tedavilerinin kiĢinin yaĢam kalitesini bozduğu saptanmıĢ, bireylerin tedavi süreçlerinin oldukça ağrılı ve kaygılı geçtiği belirlenmiĢtir. Bu yüzden Ģarkı söylemenin, bireylerin kaygı düzeylerini en aza indirgeme, onları sosyal ortama hazırlama ve hastalıklarıyla baĢ etme sürecinde bireye, psikolojik ve sosyal bakımdan destek sağlama gibi etkilerinin olduğundan söz edilebilmektedir.

Müziğin kanser hastaları üzerindeki psikolojik ve sosyal etkisinin araĢtırılması, müzik aracılığı ile bir araya getirilecek kanser hastası bireylerin, tedavi sürecinde yaĢadıkları birçok sıkıntının müzik yoluyla en aza indirgenebileceği düĢünülmesi açısından önemlidir.

1.9.6. Varsayımlar Bu AraĢtırmada;

(28)

2. Seçilen çalıĢma gurubu (koro) evreni temsil etmektedir.

1.9.7. Sınırlılıklar AraĢtırma;

1.Ankara Sevda Cenap And Müzik Vakfı Farkındalık Korosu‟ndaki 2014-2015 yılı meme kanserli koristleri ile sınırlıdır.

2.Kullanılan istatistiki yöntem ile sınırlandırılmıĢtır.

3.Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü yönetmeliğinde belirtilen süreyle sınırlandırılmıĢtır.

1.9.8. Tanımlar

Terapi: Bir hastalığı yenecek etkenleri ve bu etkenlerin kullanılma yöntemlerini bularak hastanın sıkıntılarını giderme, iyi etme iĢi, sağaltım (TDK [Türk Dil Kurumu],).

Psikoterapi: Hekimin hastayı etkilemek için kullandığı söz veya davranıĢa dayalı psikolojik yöntemlerin bütünü (TDK(TDK [Türk Dil Kurumu]).

Müzik Terapi: Dünya Müzik Terapisi Federasyonu (World Federation of Music Therapy, Bulletin, 1, July, 1997, s.1) müzik terapiyi Ģu Ģekilde tanımlamaktadır: Müzik terapisi, bir müzik terapistinin bir danıĢan (client) veya grupla, onların fiziksel, duygusal, zihinsel, sos-yal ve kognitif ihtiyaçlarına karĢılık verebilmek adına iletiĢim, disos-yalog, öğrenim, mobili-zasyon, ifade, organizasyon ve bunlarla iliĢkili diğer terapötik amaçları gerçekleĢtirebilmek ve kolaylaĢtırmak amacıyla planlı bir süreçte müzik ve/veya müzikal unsurları (ses, ritim, melodi ve armoni) kullanmasıdır (Aydın, 2014).

Kanser: Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urlara denir. Genel anlamda ise kanser vücudumuzun çeĢitli bölgelerindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile oluĢan 100'den fazla hastalık grubudur. Çok çeĢitli kanser tipleri olmasına rağmen, hepsi anormal hücrelerin kontrol dıĢı çoğalması ile baĢlar. Tedavi edilmez ise ciddi rahatsızlıklara, hatta ölüme dahi neden olabi-lir (Türkiye Halk Sağlığı Kurumu , 2015).

(29)

1.10. Ġlgili AraĢtırmalar

Güner, 2007 yılında Karadeniz AraĢtırmaları Sayı 12‟de (syf 99-112) ‟‟Müziğin Tedavideki Yeri Önemi ve ġekli‟‟ adlı araĢtırmasında; modern bilimin, çok yönlü varlık olan insanı, biyolojik, psikolojik ve sosyolojik olmak üzere bir bütün olarak kabul ettiğini belirtmektedir. Sosyal bir varlık olan insanın biyolojik ihtiyaçlarının yanında sosyolojik ve psikolojik ihtiyaçları da bulunduğunu belirten Güner, bir insanın sağlıklı addedilebilmesi için eĢ zamanlı olarak her üç yönden de sağlıklı olabilmesi gerektiğini belirtir. Ġlaç tedavilerinin yanı sıra hastanın ruhsal açıdan dengeli hale getirilmesi konusuna değinen Güner, Batı dünyasında ilk defa II. Dünya SavaĢı yıllarında uygulanmaya baĢlayan müzikle tedavi Ģeklinin yavaĢ yavaĢ geliĢtiğini ortaya koymuĢtur. Müziğin sadece tedaviyi destekler nitelikte olduğu görüĢüne karĢı olan Güner, müzik ile tedavide müziğin tam merkezde yer aldığını belirtmektedir. Ġslamiyet öncesi Türk kültürünün M.Ö 3000‟li yıllara kadar uzanan oldukça geniĢ bir zaman dilimini kapsadığını dile getiren Güner, bu dönemi konu alan çalıĢmalarda müziğin çok erken çağlarda bile Türk Kültürü içerisinde önemli bir yeri olduğunu belirtmiĢtir. AraĢtırmasında Ġslam Medeniyetinde Müzik ve Müzik ile Tedavi konusuna da değinen Güner, hem hekim hem müzikolog kimlikleriyle Ġslam tarihinin önemli kilometre taĢlarından olan Zekeriya Er- Razi (851-932), Farabi (870-950) ve Ġbni Sina (980-1037)‟ nın müziğin tedavi edici etkisini incelediklerini vurgulamıĢtır. Güner araĢtırmasında, Modern Tıpta önemli yer alan Müzikle Tedavinin öncülüğünü Orta Asya Türklerinin yaptığını, sonradan ise bu anlayıĢı Selçuklu ve Osmanlı Türklerinin geliĢtirdiğini, Batıda ise bundan yüzyıllar sonra benimsendiğini belirtmiĢtir.

Gençel, (2006) “Müzikle Tedavi‟‟ adlı araĢtırmasında, insan yaĢamının her döneminde rahatlatıcı bir gücü olduğuna inanılan müziğin geçmiĢten günümüze birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığını vurgulamıĢtır. Müzikle Tedavi uygulamasının ilk olarak 9. Yüzyılda baĢladığını belirten Gençel, bu süreçte müzikle tedavi uygulamalarında çeĢitli yöntemlerden yararlanıldığını dile getirmiĢtir. Gençel araĢtırmasında, iyi düzenlenmiĢ müzik icraatının hastaların sıkıntılarını gidererek, sosyal iliĢkilerinin kuvvetlendirilmesine yardımcı olacağını vurgulamıĢtır. Önemli bir tedavi yöntemi olan müziğin, tek baĢına yarar sağlayacak bir tedavi aracı olmadığını belirten Gençel, müziğin hastaya tıbbi tedavilerle birlikte sunulduğunda yarar sağlayabileceğini dile getirmiĢtir.

Dündar, 2011 yılında, „‟ Pediatri kliniğindeki hemĢire ve doktorların, müziğin klinikte kullanımı hakkındaki düĢünceleri‟‟ (12(3), 011-015) konulu araĢtırmasında, müzik dinlemenin ağrı ve anksiyete durumlarında rahatlama, hastanede yatmanın azalması, kalp

(30)

atımı ve davranıĢ değiĢiklikleri gibi kısa dönemli fiziksel yanıtlar üzerinde pozitif etkileri olduğu durumlarını belirtmiĢtir. Yapılan araĢtırmada elde edilen verilere göre, araĢtırmaya katılan hemĢire ve doktorların %76.7si‟nin çalıĢma ortamlarında sürekli olarak müzik yayını istedikleri tespit edilmiĢtir. Katılımcıların %90‟ının servislerindeki hastalara müzik terapisini önerdikleri ve %60‟ının müzik terapisinin hastalara her gün uygulanması gerektiğini belirttiği görülmektedir. AraĢtırmaya katılan hemĢire ve doktorların %96,7‟si müzik terapisinin ağrıyı azaltmaya,%93,3‟ ü hastaneye yatmada baĢ etmeye yardım ettiğini belirtmiĢlerdir.

Uçan ve Ovayolu, 2006 yılında Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi‟nde yayınlanan „‟Müzik ve Tıpta Kullanımı‟‟ adlı makalelerinde müzikle tedavi tarihinin tıp kadar eskiye dayandığını ve günümüzde araĢtırmacıların müzikle tedavinin ağrısız, güvenli, ucuz ve yan etkisi ol-mayan bir tedavi yöntemi olduğunu belirttiklerini dile getirmiĢlerdir. Müziğin geçmiĢten günümüze çeĢitli tıbbi tedavilerdeki kullanımlarını araĢtıran Uçan ve Ovayolu, hastalara yapılacak birçok giriĢimde müziğin kullanılması gerektiğini ve sağlık çalıĢanlarının da müzikle tedavi yöntemi hakkında bilgilendirilmelerinin önemini vurgulamıĢlardır.

(31)
(32)

BÖLÜM II

YÖNTEM

Bu bölümde araĢtırmanın modeli, evreni, örneklemi, veri toplama araçları, bu araçların geçerlik ve güvenirlikleri, verilerin toplanması ve elde edilen verilerin analizinde kullanılan istatistiksel tekniklere yer verilmiĢtir.

2.1. AraĢtırmanın Modeli

Betimsel yöntemler, temelde var olan durumu betimlemeye, tasvir etmeye yönelik olan yöntemlerdir.(Bacanlı, 2007, s.26). Bu araĢtırma, koroya katılmanın meme kanserli hastaların psikolojik ve sosyal durumlarını belirlemeye yönelik betimsel bir çalıĢmadır.

2.2. Evren ve Örneklem

Bu araĢtırmanın evrenini meme kanseri hastalarının bulunduğu Sevda Cenap And Müzik Vakfı Farkındalık korosu oluĢturmaktadır. Evrenin tümüne ulaĢılabilir olduğu gerekçesiyle araĢtırmanın örneklemi de Sevda Cenap And Müzik Vakfı Farkındalık korosudur. Bu korodaki tüm koristler örneklem gurubuna dahil edilmiĢtir. Koroda 34 korist bulunmaktadır.

2.3. Veri Toplama Aracının GeliĢtirilmesi

Bireylerin koroya katılmadan önceki psikolojik ve sosyal durumları ile koroya katıldıktan sonraki psikolojik ve sosyal durumlarını karĢılaĢtırmak amacıyla 40 anket sorusu hazırlanmıĢtır. Uzman görüĢü ile soru sayısı 30‟a, pilot uygulama sonucunda ise 28‟e indirilmiĢtir.

2.4. Verilerin Toplanması ve Çözümlenmesi

Sevda Cenap And Müzik Vakfı Farkındalık korosunun çalıĢmalarına katılan koristlere anket uygulanmıĢ, anket sorularının çözümlenmesinde betimsel istatistik kullanılmıĢ, frekans ve yüzde olarak ifade edilmiĢtir.

(33)
(34)

BÖLÜM III

BULGULAR VE YORUM

Meme Kanserli Bireylerin KiĢisel Özellikleri Ġle Ġlgili Bulgular;

ġekil 1. YaĢınız

Elde edilen bulgulara göre; koroda bulunan 35 kiĢiden 3‟ünün 35-45 yaĢ arası, 31‟inin 45 yaĢ üzeri olduğu ortaya çıkmıĢtır. Farkındalık korosunda 18-35 yaĢ arası korist bulunmamaktadır.

ġekil 2. Ne zamandır farkındalık korosunda bulunuyorsunuz 9% 91%

Yaşınız

18-25 25-35 35-45 45 ve üzeri 6% 9% 32% 53%

Ne zamandır farkındalık

korosunda bulunuyorsunuz?

1-6 ay 6-12 ay 1-3 yıl 3-5 yıl

(35)

AraĢtırma sonucuna göre 2 kiĢinin 1-6 ay, 3 kiĢinin 6-12 ay, 11 kiĢinin 1-3 yıl, 18 kiĢinin ise 3-5 yıl arası koroda bulundukları ortaya çıkmıĢtır.

ġekil 3. ÇalıĢmalara düzenli olarak katılıyor musunuz

Farkındalık korosu koristlerinin tamamının „‟ ÇalıĢmalara düzenli olarak katılıyor musunuz? „‟ sorusuna olumlu cevap vermesi, koristlerin koroya gönüllü olarak katıldıklarını destekler niteliktedir.

ġekil 4.Farkındalık korosuna katılma fikrini nasıl edindiniz

Koristlerin, tamamen meme kanserli kadınlardan oluĢan Farkındalık korosuna katılma fikirlerini nasıl edindikleri ile ilgili sorulan soruda, 1 kiĢinin internet, 15 kiĢinin çevre tarafından, 18 kiĢinin ise diğer yollar aracılığı ile koro hakkında bilgi sahibi oldukları ortaya çıkmıĢtır.

100% 0

Çalışmalara düzenli olarak katılıyor

musunuz?

Evet Hayır 3% 44% 53%

Farkındalık korosuna katılma fikrini nasıl

edindiniz?

Gazete İnternet

Çevremden duydum Diğer

(36)

ġekil 5. Eğitim durumunuz nedir?

Koroda bulunan koristlerin bilinç düzeylerinin de anlaĢılması açısından sorulan eğitim durumları ile ilgili sorunun sonucunda, 1 kiĢinin ortaokul, 5 kiĢinin lise, 26 kiĢinin üniversite, 2 kiĢinin de diğer yanıtını verdiği görülmektedir.

3%

15%

76% 6%

Eğitim durumunuz nedir?

İlkokul Ortaokul Lise Üniversites Diğer

(37)

Bireylerin koroya katılmadan önceki psikolojik durumları ile ilgili görüĢleri;

ġekil 6. Yakınlarımla ve çevremdeki baĢka bireylerle uyum problemi yaĢıyordum ġekil 6‟ da görüldüğü üzere „‟Yakınlarımla ve çevremdeki baĢka bireylerle uyum problemi yaĢıyordum‟‟ sorusuna katılımcıların %6‟sı Tamamen Katılıyorum, %6‟sı Katılıyorum, %21‟i Katılmıyorum, %67‟si ise Kesinlikle Katılmıyorum cevabını vermiĢtir. Bu durumda katılımcıların çoğunun koro çalıĢmalarına katılmadan önce yakınlarıyla ve çevrelerindeki baĢka bireylerle uyum problemi yaĢamadıkları anlaĢılmaktadır.

AraĢtırmada meme kanseri hastası bireylerin koroya katılmadan önceki psikolojik durumları ile ilgili 7 soru sorulmuĢtur. ġekil 6‟da görüldüğü üzere, araĢtırmaya baĢlamadan önceki beklenti ve öngörülerin aksine koristler koroya katılmadan önce yakınlarıyla ve baĢka bireylerle herhangi bir uyum problemi yaĢamadıklarını belirtmiĢtir.

Katılımcıların sosyokültürel durumlarının ve bilinç düzeylerinin yüksek olması kanser hastalığına bakıĢ açılarını etkilemektedir. Koroya katılmadan önce çevresiyle uyum problemi yaĢamadığını belirten katılımcıların, koroya katıldıktan sonraki durumları ile ilgili görüĢlerine iliĢkin ġekil 15‟te „‟ArkadaĢlarımla uyum içinde çalıĢıyor olmaktan mutluyum‟‟ sorusuna olumlu cevap verdiği görülecektir.

6%

6% 0

21% 67%

Yakınlarımla ve çevremdeki başka

bireylerle uyum problemi yaşıyordum.

Tamamen Katılıyorum Katılıyorum

Kararsızım Katılmıyorum

(38)

ġekil 7. Özgüven eksikliği yaĢıyordum

ġekil 7‟de görüldüğü üzere „‟ Özgüven eksikliği yaĢıyordum‟‟ sorusuna koristlerin % 6‟sı Katılıyorum, %9‟u Kararsızım, %23‟ü Katılmıyorum, %61‟i Kesinlikle Katılmıyorum cevabını vermiĢtir. Yapılan araĢtırmanın sonucunda koristlerin çoğu koroya katılmadan önce özgüven eksikliği yaĢamadıklarını dile getirmiĢtir.

Bireylerin koroya katılmadan önceki psikolojik durumu ile ilgili bu soruda elde edilen verilere göre „‟Özgüven eksikliği yaĢıyordum‟‟ sorusuna katılımcıların büyük çoğunluğu „‟katılmıyorum‟‟ cevabı vermiĢtir. AraĢtırmada meme kanseri hastalığının hastalar üzerinde yaratabileceği düĢünülen özgüven problemi ile ilgili soruya katılımcıların sadece %5,88‟inin olumlu yanıt vermesinden dolayı koroda bulunan meme kanseri hastalarının herhangi bir özgüven problemi yaĢamadıkları ortaya çıkmıĢtır.

Yapılan araĢtırmalarda, kanser hastalarında, hastalığın tanısı ve tedavi sürecinde çoğunlukla özgüven eksikliği probleminin görüldüğü tespit edilmiĢtir. Farkındalık korosu koristlerine yöneltilen „‟Özgüven eksikliği yaĢıyordum‟‟ sorusuna öngörülenin aksine olumsuz cevap verilmesinin nedeninin, katılımcıların kanser ile ilgili bilinç düzeylerinin yüksek olmasından kaynaklandığı düĢünülmektedir.

ġekil 14‟te ġekil 7‟ye karĢılık olarak sorulan „‟Kendime olan güvenim arttı‟‟ sorusuna katılımcıların olumlu cevap verdiği ve koroya katıldıktan sonra özgüvenlerinin arttığını kabul ettikleri görülecektir.

6% 9%

24% 61%

Özgüven eksikliği yaĢıyordum

Tamamen Katılıyorum Katılıyorum

Kararsızım Katılmıyorum

(39)

ġekil 8. Karamsardım

ġekil 8‟de görüldüğü üzere, „‟ Karamsardım‟‟ sorusuna koristlerin ; % 6‟sı Tamamen Katılıyorum, % 6‟sı Katılıyorum, %26‟sı Kararsızım, % 24‟ü Katılmıyorum, % 38‟i Kesinlikle Katılmıyorum cevabını vermiĢtir. Yapılan araĢtırmanın sonucunda koristlerin büyük bir çoğunluğu katılmıyorum ve kesinlikle katılmıyorum cevaplarını vererek koroya katılmadan önce karamsar olduklarını düĢünmemektedirler.

Elde edilen verilere bakıldığında koroya katılmadan önce karamsar olduğunu düĢünen ve dile getiren katılımcılar yüzdelik dilimin %12‟sini oluĢtururken, % 26‟sı da kararsız olduklarını dile getirmiĢlerdir. Katılımcıların % 62‟si 3.soruya katılmıyorum cevabı vererek çoğunluğu sağladığından dolayı koristlerin hastalıkları boyunca daha karamsar oldukları düĢüncesini kabul etmediklerini ortaya çıkarmıĢtır.

Koroya katılmadan önce hastalıkları süresince karamsar olmadıklarını belirten koristlerin, koroya katıldıktan sonraki görüĢlerine iliĢkin sorulan „‟Artık daha iyimser ve pozitifim‟‟ sorusuna olumlu cevap verdikleri görülecektir.

Buna bağlı olarak, 34 koriste yöneltilen koroya katılmadan önce hastalıklarıyla ilgili karamsar oldukları düĢüncesine koristlerin çoğunun katılmadığı fakat koroya katıldıktan sonra kendilerini daha iyimser ve pozitif buldukları ortaya çıkmıĢtır.

6% 6% 26% 24% 38%

Karamsardım

Tamamen Katılıyorum Katılıyorum Kararsızım Katılmıyorum Kesinlikle Katılmıyorum

(40)

ġekil 9. Sürekli hastalığımı düĢünüyordum

ġekil 9‟da görüldüğü üzere „‟Sürekli hastalığımı düĢünüyordum‟‟ sorusuna koristlerin; %3‟ü Tamamen Katılıyorum, %6‟sı Katılıyorum, %3‟ü Kararsızım, %38‟i Katılmıyorum, % 50‟si Kesinlikle Katılmıyorum cevabını vermiĢtir. Yapılan araĢtırmanın sonucunda araĢtırmaya katılan koristlerin çok büyük bir kısmı koroya katılmadan önce sürekli hastalıklarını düĢünmediklerini dile getirmiĢlerdir.

Bireylerin koroya katılmadan önceki psikolojik durumlarını değerlendirmeye yönelik sorulan soruların bir diğeri olan „‟sürekli hastalığımı düĢünüyordum‟‟ sorusuna, koristlerin sadece %9‟u katıldıklarını dile getirmiĢ ve yapılan araĢtırmanın sonucunda elde edilen verilere göre araĢtırmaya baĢlamadan önceki beklenti ve öngörülerin aksine bir sonuç çıktığı görülmektedir.

Bireylerde kanser hastalığı süresince ortaya çıkabilecek psikolojik problemlerden bir diğeri olan kendini soyutlama durumu, hastanın sürekli olarak hastalığını düĢünmesine ve hastalık sürecini oldukça zorlu geçirmesine sebep olmaktadır.

Bu durum göz önüne alınarak sorulan „‟sürekli hastalığımı düĢünüyordum‟‟ sorusuna katılımcıların olumsuz cevap vermesine karĢılık ġekil 16‟da sorulan „‟Beni güncel kaygılarımdan uzaklaĢtırıyor‟‟sorusuna katılımcıların olumlu cevap verdiği görülecektir.

3% 6%

3%

38% 50%

Sürekli hastalığımı düşünüyordum

Tamamen Katılıyorum Katılıyorum

Kararsızım Katılmıyorum

Şekil

ġekil 2. Ne zamandır farkındalık korosunda bulunuyorsunuz 9% 91% Yaşınız 18-2525-3535-45 45 ve üzeri6% 9% 32% 53% Ne zamandır farkındalık korosunda bulunuyorsunuz? 1-6 ay 6-12 ay1-3 yıl3-5 yıl
ġekil 3. ÇalıĢmalara düzenli olarak katılıyor musunuz
ġekil 5. Eğitim durumunuz nedir?
ġekil 6. Yakınlarımla ve çevremdeki baĢka bireylerle uyum problemi yaĢıyordum  ġekil 6‟ da görüldüğü üzere „‟Yakınlarımla ve çevremdeki baĢka bireylerle uyum problemi  yaĢıyordum‟‟  sorusuna  katılımcıların  %6‟sı  Tamamen  Katılıyorum,  %6‟sı  Katılıyorum
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, BIST Gıda, İçecek endeksinde yer alan işletmelerin, girdiye yönelik CCR, BCC ve ölçek etkinlik değerleri 2015-2017 yılları için EMS VZA

“6-12 yaĢ arasında zihinsel engelli çocuğa ve normal geliĢen çocuğa sahip ebeveynlerin sosyal destek, ailede çocukla ilgili iĢ bölümü ve evlilik

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha

Bu çalışmada dört farklı veneerleme tekniğinin ve tam kontur zirkonya tekniğinin zirkonya esaslı seramiklerin renk, translusens, opalesans ve floresans

Birçok üretici ve ithalatçı mobilyayı tüketiciye teslim ettikten sonra gerekli kullanım, bakım, onarım ve mobilyanın temizliği hakkında tüketiciye gerekli

Amaç: Glenohumeral instabilite teflhisi konularak, aç›k cerra- hi ile bankart tamiri yap›lan hastalar›n cerrahi yöntem ve kli- nik sonuçlar›n›n

[r]

dırıcılık hanesine yazması, okurtın güveni ve inancıyla var ve başarılı olan edebi eser için küçük ama çok önemli bir konudur. 42) gibi yazarın romanın