• Sonuç bulunamadı

Yılın adamı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yılın adamı"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

göre yayımlanan bir dergi gelişme gösterebilir mi? Var!ık, kırk yılı aşkın yaşamında bu ba­ şarıya erişmiş bir dergiydi. Bu başarıda Yaşar Nabi'nin yazıncı kişiliğinin etkisi büyüktür. Gene de tek kişi saymamak gerekir Yaşar Na- bi’yi. Yazınımızda adı geçen önemli yazarlar, önemli ozanlar onun yakmındaydılar. Olgun, etkin bir yazın ortamıydı bu. Kimi konuşma­ lar, kimi davranışlar ayrıca etkiler insanı. Böy- lesi bir etkileşim içinde yazında yeniyi, güzeli anlayan, benimseyen bir kişilik oluşturmuştu kendinde. Bu nedenle saygın bir çevresi vardı

Var lık'm.

Yıl 1948. Yüksekokula yeni girdiğim yıllar. Daha önce tektük şiirlerim çıkmış Var- lık'ta. Elimde yeni bir şiir, heyecanla çıkıyo­ rum Varlık'ın dar merdivenlerini. Masasının başında sessizdir Yaşar Nabi. Şiirle ilgilenir. Alçak sesle konuşur. Dinlerken işlerini de ya­ par. Bilmem “işlerine engel mi oluyorum, za- hatsız mı ediyorum?” diye alındığım oldu mu? Oysa az zamanını yoğun bir çalışmayla iyi de­ ğerlendiren bir yazardı.

Kim bilir nice ozanlar, nice geçip otur­ muştur karşısına. Biraz üne kavuşunca, biraz palazlanınca oturmaları, konuşmaları başkalaş- mıştır. Yaşar Nabi hep o bağışlayan ilgiyle dinlemiştir onları. Bir yandan da kâğıtlarım kurcalamış, notlar almış, işleriyle uğraşıp dur­ muştur.

(2)

DERGİLER,

Varlık’ın 40 yılı aşan yaşamında birkaç yazın kuşağı birlikte yaşamıştır. Babalarla o- ğullar, belki de torunlar.

Ünlü yazarlar, ünlü ozanlar da olurdu orada. Abdülhak Şinasi Hisar bir kitabım bana şöyle imzalamış: “ Varlık’ta bir gün bana ettiği nasihatlere teşekkürlerle Sayın Mus­ tafa Onaran’a.” Yıl 1956’dır. Hisar’ın ne denli alçakgönüllü, çelebi bir insan oldu­ ğunu yakından tanımış, benim için yaz­ dığı ince, alaylı sözlerden hep utanmışımdır. Gençlik işte. Neler yumurtlamışım kim bilir.

Demek hoşgörüsü olan bir çevre vardı Varlık’ta. Değişik kuşaktan olan insanlar kay­ naşabiliyordu. Yaşar Nabi’nin birleştirici kişi­ liğinin önemli yeri var bunda.

Aslında Varlık'a yansıyan Yaşar Nabi’ nin beğenisi, yazın anlayışı değildir. Varlık, kırk yılı aşkın yaşamı boyunca yeni kanlar­ la güçlenirken, bu güçlenmeden payını ala­ rak kendini yenileyen Yaşar Nabi olmuş­

tur.

Konur Ertop’un da vurguladığı gibi, “Yaşar Nabi baskılara karşı koyan, özgürlük­ çü bir sanattan yanadır. Edebiyatın topluma karşı görevleri olduğu gerçeğini benimser. Yararcı ve toplumcudur, gerçekçidir” ( “Ya­ şar Nabi Çağdaş Kültürümüzü Biçimlendir­ miş ve Geniş Kitlelere Yansıtmış Bir Düşün Adamıdır” , Milliyet Sanat Dergisi, 1 Ekim

1979).

Kültür Bakanlığı Büyük ö dülü’ııü aldığı törende izledim onu. Artık yetmişini geçmişti. Belleği biraz bulanıktı. Sözcüklerini iyi seçemi- yordu. Eski meclisin toplantı salonunda kür­ süye çıktığı zaman 29 Ekim yeni bir anlam ka­ zanıyordu. Titrek bir sesle şöyle başladı söze:

“Ankara’ya gelmişken sağlık durumumu ince­ leteyim, dedim. Beni sağlam buldular. Oysa şimdi'burada konuşurken öylesine çarpıyor ki yüreğim, iyi değilim. Pek konuşamayacağım. Gene de soracaklarınız olursa yanıtlamaya ça­ lışayım.”

Alkışlarla indi kürsüden.

Bütün yaşamını ekine vermiş bir yazın adamı, inandığı sorunlara yüreğini koymuş bir gerçek Atatürkçü, Kültür Bakanlığı Büyük ö dülü’nü alan yılın adamı, Yaşar Nabi, alkış­ larla indi kürsüden.

Referanslar

Benzer Belgeler

DESTELEDİĞİ Yunus Emre Orator- * * yosu'yla dünya çapında bir musi­ ki hâdisesine yol açan bu beynelmi­ lel Türk kompozitörü 1907 senesinde İzmir'de

Tesadüfe bakın ki Aka o gün millî müstahzaratımı zı tetkik ederek esaslı bir yazı yazmak is­ terken maalesef Akaya kimse ehemmiyet vermemiş ve Aka da sinirlenip

The local trains that depart from Sirkeci Station, serve for the beaches on the European side of the Sea o f Marmara and those that depart from Haydarpaşa

M em lekette «D em okrasi

Türkiye doğası yabani bitki türlerinin yanı sıra ekonomik değeri olan bitkiler açısından da hayli zengindir.. İnsanlar, bitkileri tarih öncesi dönemlerden bu yana

Bakıyordum daha mahmurluğu üstünde onun,: Kâh olur, kör gibi çarpar sıvasız bir duvara; Kâh olur, mürde şuaatı düşer bir mezara; Kâh bir sakfı çökük

[r]

Bunlar Başkâtip Tahsin Faşa, Başmabeyinci (Ragıp veya İzzet Paşa, iyi bilmiyorum), bunlardan ayrı olarak Esvapçıbaşı, Berber- başı gibi şahsî hizmet