• Sonuç bulunamadı

Çallı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çallı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r

l

heplerini biliyor m uyduk sanki... S onradan öğrendik ki, hepsi başlı başına b ir k u r t - kuzu hikâyesi... M em lekette «D em okrasi getireceğiz... H u k u k Devleti kuracağız... İn san h a k la rın a saygı göstereceğiz...> g i­ bi bir sü rü p a rla k lâ fla r y a p a ra k işbaşına gelen bir ik tid a r, dah a balayım bile b itir­ meden herbirim izi ayrı ayrı sudan b irer b ahane ile öğrenim lerim izin g özyaşları a- rasm d a m esleğim izden de, köylerim izden de u z a k la ş tın u zak laştırıv erm işlerd i. H ani, İn sa n a ölüm ü g österince sıtm a y a f it o- lurm uş" derler. Bu m em lekette güçsüz­ lerden, ezilm işlerden y a n a o la ra k gericiler ve yiyicilerle sa v aşan g erçek aydınının yüz y ıllar boyu k aderi iıep bu olm u ştu r. Y u r­ d una g erç ek te n bağlı g erç ek aydını, hiz- 'm etine k o ştu ğ u h alk ın gözünden d ü şü r­

mek, sindirm ek, su stu rm a k için ona ne k a r a la r çalm am ışlardır. İşte onlardan bir iki tan esi :

— B ü y ü k şehirlerden, k asab a la rd a n , yollardan u z a k d ağ b a şla rm a, kuş uçm az, kervan geçm ez ıpıssız köylere E n stitü le r k u rd u lar, o k u lla r a ç tıla r, niçin, niçin bi­ liyor m u su n ?

— Bilem ezsin, iki gözüm bilemezsin. Biz köylüler, biz A nadolulular sa f ve a h ­ m ak oluruz, aklım ız birşeye yetm ez. Sen de, ben de bu işte güdülen gizli gayenin neler olduğunu, bu ıpıssız köşelerde bu kan ı bozukların kendi b aşların a neler y a p ­ m ak, han g i a m a ç la ra v a rm a k istediklerini bilemeyiz, bilem ezsin.

Bu sözleri, her tü rlü yeniliğe ve devrim - lere düşm an m edrese m ollası b ir yo ­ bazdan dinlem iyordum . Onu bana, ken d i­ ni ön y a r g ıla r a k a p tırm ış k u la k ta n dolm a bilgilere sahip ra stg e le bir ad am da söy­ lem iyordu. E vet, bu sözler bana, bundan ta m on yıl önce T onguç B aba ile B ak an lık em rine alındığım ız günlerde E n s titü k u ru ­ cularını k a ra la m a k için b ir bak an ın ta h ­ k ik a ta m em ur e ttiğ i b ir baş m ü fe ttişi t a ­ rafın d an söyleniyordu. Ben, A nadolulu ve köy çocuğu olduğunu söyliyen ü n iv ersite tahsilli bu baş m ü fe ttiş k arşısın d a «Köyde­ ki irtic a ın ve se fa letin küçük bir ta b lo su ­ nu çizene y azılarım d an dolayı sıy g a y a çe­ kiliyordum . (S onradan öğrendim ki, gerek bu za t, gerek ona E n stitü le ri k a ra la m a k için em irler veı»en b ak a n h az retle ri vak tiy le bu dâvanın baş savunuculuğunu y ap m ış­ lar.) ö b ü rle rin e atfed ilen su ç lar da benim ­ kinden fa rk sız şeylerdi.

N için bugün b unları yazıyorum . A r­ dından g özyaşları döktüğüm üz b ir ölünün sağlığ ın d a neler çektiğini a n la tm a k için m i? H ay ır. K urd u ğ u eserlere h an g i m a k ­ s a tla rla k im ler ta ra fın d a n dil u z a tıla ra k yık ılm ak istendiğini g ö ste r/n ek için m i ? H ayır. Çünkü, o sağlığında üzerine a tıla n b ütün bu iftira ç a m u rla rın a sarsılm ad an , idealinden, inancından birşey k a y b e tm e ­ den k a rşı koym asını in sa n la rı sevmesini, onların m u tlu lu ğ u u ğ ru n a çalışm asını bi­ len n ad ir y a ra d ılışla rd a n biriydi... O, d â v a ­ sın a bağlı h e r ülkücü insan gibi k a ra n lık g ünlerin ard ın d a n ışıklı ve iyi günlerin geleceğine y ü re k te n inanıyordu.

Onun T ürkiyem izin ilerisi ilköğretim i için ta sa rla d ığ ı p lândan aldığım ız şu b ir­ kaç sa tırı bile, onun kişiliğini, m em leket sevgisini bize ne güzel an latıy o r :

«1930 yılında T ü rk iy e ’nin değişik bölge 1 erin e uygun kız ve erk e k 100 er öğrencili 40 E n stitü işleyecek, to p ra ğ ı işlenecek, bel­ ki kendi kendilerini besler halde olacak. 40 bin köyüm üzün herb irin e en az b ir ö ğ r e t­ men, bir de sa ğ lık m em uru yerleşm iş, E n s­ titü lerin sü rek li y a rd ım laıiy le h er ih tiy a ç ­ la rı sağlanm ış b u lu n a c a k tır.»

O nunla son defa olarak, ölüm ünden üç h a f ta önce 27 M ayıs şenliklerinin a k ş a m ­ la rın d an .birinde - o levent vücudiyle K ızı­ lay m eydanında lıam m iyle o lta v u ru rk e n - k arşılaşm ıştım , ne k a d a r da genç ve dinç görünüyordu. T ıpkı bu günde bundan on a ltı yıl önce, ilk ö ğ re tim seferberliğinin ilk günlerinde B ağlım ı Bölge O kulunun te ­ m eline b eraberinde g etird iğ i b ir g ru p köy çocuğiyle ilk harcı a ttığ ı g ünlerin ay d ın ­ lığı ve sevinci vardı yüzünde... O gün ce­ halete ve geriliğe k a rşı açılan sa v a şta a t ­ tığı tem elde ne k a d a r dinç ve zinde g ö rü ­ nüyorsa, bugün de ellerinde b a y ra k la r ve dövizlerle « A ta tü rk ’ün izinde,.,> o ld u k la rı­ nı h ay k ıra n devrim ci gençlik k arşısın d a öylesine genç ve zinde görünüyordu.

— Ne güzel başladılar,.

E v e t bu onun sözü. G eride k alan ülkii- dışlarm ın tek av u n tu su da bu. O ese­

rin i y ık a n ların bu m em leketten, bu to p ­ r a k la r üzerinden p erişa n b ir halde nasıl yıkılıp g ittiğ in i de sağ lığ ın d a gözleriyle gördü, bu büyük sevinci d o stların a da d u ­ yurdu.. T o p rağ ı bol olsun.

Ç a l l ı

K aya ÖZSEZGİN M odern T ü rk R esm inin . başlangıcım , “Im p re ssio n iste” h are k etin d e a ra y a n la r, bu h a re k e te g erçek bir canlılık getiren lerin başında Ç allı'nm önem ini kabul ederler. O- ııun bu önemi, adının y aygın olm asından ■ değil, T ü rk iy e ’de bu akım ın, h a tırı say ılır b ir kaç örneğini verebilm iş olm asından ileri gelir. G erçekten de Ç allı’nın soluk alıp ve­ ren, yaşadığını seyirciye h ay k ırm a k is te ­ yen, kendine özgü b ir yön vardır. Bu y ö ­ nü kim i resim lerinde değişm ez k a lıp la r içiıı den paçasını k u ıta ra m a m ış olsa bile, Çal- h ’yı Çallı y ap a n en önem li ö zelliktir gene de.

“Sanayi-i N efise M ektebi”ni b itire re k 1909-1910 a ra sın d a P a ris yolunu tu ta n beş ressam - Çallı ile b irlik te O nat, Yetik, N azm i Ziya ve F eym an - ta m an lam ıy la klâsik bir terb iy e alm ış ve bu terbiyenin b ü tü n k u ra lla rın ı benim sem iş olan T ü rk resm ine, ışıklı, p a rla k b ir p aletle döndü­ ler. D ört yıllık P aris, C orm on’lar, Je a n - P a u l L au re n s'le r ve hele yüzyılın b a şla ­ rın d ak i çok canlı s a n a t olay ları ve akm ı- ları, bu gençlere yepyeni b ir “c ü r’e t” a ş ıla ­ m ıştı. P encereden dışarısını çekingen b a­ k ışla rla seyreden, a r a s ıra d a d ışa açılan resm im iz, bu “c ü r’e t” sonundadır ki, t a ­

b ia t o rtasın d a enine boyuna gerinm ek, saçılm ak im kânım bulm uş oldu. Bu r e s ­ s a m la r H oca Ali R ıza k u şağ ın ın kaldığı yerden işe koyuldular. T aze kırm ızılar, g riler, s a n la r , yeşiller.... A rtık “ta b ia ta açılan pencere”, aydınlık to n la rla b irlik te d a h a b ir belirleşm eye, önem k a z an m ay a başladı. G a la ta sa ra y serg ileri de yıldan yıla zenginleşm e yoluna girdi. Yeni yeni re ssa m la r toy h eyecanlarını g ö sterm ek fırs a tım bulm uşlardı.

Çallı bu o rta m içinde du rm ad an çalış­ tı. Geçen zam an ve bu a ra d a beliren yeni s a n a t akım ları, hem onda, hem de a r k a ­ d aşların d a b ir etk i bırakm adı. B aşlad ık ları yolda öylece devam etm ekte, h a tta a r a s ır a te k r a r a düşm ekte bile b ir sa k ın ca görm ediler. U zun b ir geçm işi olm ayan resm im izde, bu re ssa m la r k a d a r birbirine bağlı, b irb irinin s a n a t anlay ışın ı böylesine benim sem iş b ir top lu lu k d ah a yok gibidir. Z am an zam an k işilik kaygısı, resim için hiç te önem li olm ayan bazı b ağ lan ışlar yanında, b ir p lâ n g eriy e atıldı. 1958 s ır a ­ la rın d a gelen yeni b ir k u şak , re n k ü stü n ­ lü ğünün yerine çizgiyi koyup onu baş t a ­ cı edince, resm im iz yeni b ir a ra m a d ev re­ sine g irm iş oluyordu. K u ru lu şa önem ve­ ren bu k u şa k yanında, Çallı ve a r k a d a ş ­ la rı istiflerin i bozm adılar. Yeni a ra y ışla ra nedense g irm e k istem ediler. Bu yüzden de, uslûbun hem en b ütün im k â n la rım dene­ miş olm anın ra h a tlığ ı içinde, te k ra ra d ü ş­ tü k le re oldu. Çallı, inandığı d âv a d a b ütün gücünü h arcadı, elinden geleni y ap tı. A m a bu çaba, Çallı ve a rk a d a şla rın ın g e tird ik ­ leri havanın, b irk a ç ressa m ta ra fın d a n “İstism a rı” edilm esini, yanlış an laşılm ası­ nı d a önleyemedi. Bu d u rum un en se­ çik ö rn ek lern i çok zam an Güzel S a n a tla r B irliğim in sergilerinde g ö rd ü k ve üzül­ dük.

Çallı öldü. O, “ağızdan ağ ıza dolaşan ” n ü k te ve fık ra la rın d a n önce, b ir ressam o la ra k önem li olsa gerek.

Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

OSMAN OKYAR

Yaym Müdürü

METİN AND

Sekreter

BEKİR EKİNCİ

İdarehane : Yenişehir, Büyük

Han No. 55 — Tel : 26754

Haberleşme Adresi : Forum

Dergisi P. K. 131 — Ankara

Dizgi ve Baskı

Ayyıldız Matbaası Tel : 17507

ANKARA

Dergimizde yayınlanan yazı­

lar, Dergi ve Yazar adı göste­

rilmeden iktibas edilemez.

Taha Toros Arşivi

18

Referanslar

Benzer Belgeler

Kazanlarda verimin yüksek tutulabilmesi için büyük tesislerde sürekli, küçük tesislerde periyodik olarak baca gazı analizörü kullanma alı kanlı ı kazanılmalı,

6.Hafta Işık mikroskoba doku hazırlanması (Kesit almaya kadar). 7.Hafta Kesit

In case that ( and 7 happen to be geodesic with respect to both of the two harmonic functions v and 0, separately, a theorem was proved showing that the foregoing

Boyarmadde ve terbiye maddesi giderleri (Tablo 5) kargdafiinldi$nda Pad-Batch yonteminde kullanilan boyarmadde ve terbiye maddeleri, Pad-Steam ve jet bo- yamadan qok daha

Birincisi; enerjinin çoğu uzun periyodlu dalgalar ile taşındığı için yalnızca bunlar faydan yayılan toplam enerji hakkında tam bir bilgi verebilir. İkincisi ise; uzun

(1) no'lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği'nde 397 numaralı Sayım ve Tesellüm Fazlaları Hesabı ile ilgili olarak, aşağıdaki açıkla­. maya

Ardından karşınıza “Pr.20” parametresi gelecektir, karşınıza “Pr.25” gelene kadar tekrar tekrar yukarı tuşuna basın. Düşük akım set değerini ayarlamak için

“Modern şeffaf görünümlü Diamond Premium, paslanmaz çelik konstrüksiyon ve yüksek yoğunluklu pleksi kullanımı ile herhangi bir kütüphane ortamına son