• Sonuç bulunamadı

Uluslararası ödül sahibi Yaşar Kemal ile söyleşi:"Türk edebiyatının sesi, çölde bir çığlık gibi"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Uluslararası ödül sahibi Yaşar Kemal ile söyleşi:"Türk edebiyatının sesi, çölde bir çığlık gibi""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Uluslararası ödül sahibi

YAŞAR KEMAL ile söyleşi

«Türk edebiyatının sesi,

Yaşar Kemal, Alpay Kabacalı ile konuşuyor...

Dilimizin yaygın bir dil olmaması, çevirmen

bulunamaması edebiyatımızın tanınmasına engel

oluyor. Böyle özgün bir edebiyatın tanınmaması

bizim olduğu kadar dünyanın da yitiğidir.

“ Prix Mondial Del Duca • Uluslararası Del Duca ödülü”, Fransa’da kazandırı­ nız üçüncü ödül oluyor. Daha önce Öl­ mez Otu ile “ En İyi Yabancı Roman” ödülünü kazandığınızı, Yer Demir Gök Bakır'tn Fransız Eleştirmenler Sendika­ sızca “ 1977’nln En İyi Yabancı Romanı” seçildiğini biliyoruz. Fransa’da size bun­ ca ilgi gösterilmesi konusunda ne der­ siniz?

— Fransa, hâlâ dünyanın kültür mer­ kezi. Uluslararası Del Duca Ödülü de Fransa’nın belli başlı ödüllerinden biri. Fransız kültüründen böyle bir ödülü al­ mak, b ir yazar için elbette b ir mutluluk olmalı.

Fransa’da kaç kitabınız çıktı? —• Şimdiye kadar dokuz kitabım çıktı. Bu ay yeni bir kitabım daha çıkıyor. Ara­ lık sonlannda da Kimsecik yayımlanıyor.

Kazandığınız bu ödülün ne gibi etki­ leri olacak?

— Şimdiden etkisini gösterdi, ödülü 10 Mayıs’ta vermişlerdi. Benim her yıl Fransa’da ancak bir kitabım çıkardı. Ödülden dolayı olacak, yayıncım Galli- mard dört kitabımı basıyor. İki de cep ki­ tabı çıkıyor kİ, b ir yıl İçinde Fransa'da altı kitabım piyasaya sürülmüş olacak. Bu, dünyada yayınevlerinin çok az yap­ tıkları bir iştir.

ÖDÜLLERİN ETKİSİ

Ya Türk edebiyatına etkisi? — ödüllerin, önemine göre etkileri oluyor. Del Duca’yı alan yazarların kitap­ ları o yıl içinde 100 bine kadar satış ya­ pıyor. Bu, Fransa için de, dünya için de önemli bir satıştır. Bir ülkeden böylesine

satış yapan kitaplar çıkınca, ülkenin öbür yazarlarına da dikkat artıyor. Yalnız, bizim dilim izin yaygın bir d il olmaması, çevirmen bulunamaması edebiyatımızın tanınmasına engel oluyor. Hakkıyla çev­ rildiği zaman bir Sait Faik’in çağımızın en büyük hikâyecilerinden biri olarak ta­ nınmaması için bence hiçbir neden yok. Bize Nâzım Hikmet yolu açtı. Benim kitaplarımın özellikle Fransa’da böylesi­ ne okuyucu kütlesi bulması, epeyce de Nâzım Hikmet’ in yaygın ününden dolayı­ dır. Düşünün ki b ir Orhan Kemal çev­ rilm iş birçok dile, Orhan Kemal'in Mur- taza’sının çevrildiğini düşünelim. Bence yankısı büyük olur... Bir Yılkı A tı’nı ele alalım. Küçücük bir kitap... Bence d ili­ mizin en güzel kitaplarından biridir. Çev­ rilmesi edebiyatımızın dışarda tanın­ ması için yardımcı olabilir. Böyle özgün

YAŞAR KEMAL

Dünya çapında

c~ v \

ünlü u O

romancımız

Aydınlarımız, Türk

edebiyatıyla

ilgilenmiyorlar,

ilgilenenler de o kadar

uzaktalar ki özgün ve

ulusal edebiyatımızdan,

pek bir şey

anlamıyorlar

bir kitabı dünyanın öteki dillerinde bul­ mak kolay olmasa gerek... Fakir Bay- kurt'un Kaplumbağalar1] aklıma geliyor bir de... Şiiriyle, romanıyla çevrilebilsey- di eğer, Türk edebiyatı, dOnya kOltürOne katkısı olabilecek bir edebiyat olurdu. Böyle özgün bir edebiyatın donyaca tanınmaması bizim yitiğim iz olduğu kadar dünyanın da yitiğidir.

TÜRK EDEBİYATININ

TANINMASI

Biraz Önce Fransa’daki, başka ülkelerdeki 100 binlik tirajlardan söz ettiniz. Ya Türkiye’nin yayın piyasa­ sındaki İçler acısı durum. İçin ne diyeceksiniz?

— Türk edebiyatının dışarda tanın­ maması, biraz da bizim ülkemizin ay­ dınlarının, yöneticilerinin sanata, edebi­ yata karşı olmalarındandır. Türk ede­ b iya tı ve e d e b iy a tç ıla rı, ü lke m iz yöneticilerince hemen hemen düşman ilan edilm iştir. Bir ülkede suçlu olarak kitapların kanlı katiller gibi yargıç önüne çıkarılmaları, eskilerin deyişiyle “ hazin bir macera” dır. Aydınlar Türk edebiya­ tıyla ilgilenmiyorlar. İlgilenenler de o kadar uzaktalar kİ bizim özgün ve ulusal edebiyatımızdan, o kadar pek bir şey anlamıyorlar.

Birkaç yıl öncesine kadar bizim ede­ biyatımıza ilgi kıpırdanışları vardı. Biraz kitap satmaya başlamıştı. Ekonomik dengesizlik bunun da önüne geçti. Kitap yasakları, kitap düşmanlıkları halkı kor­ kuttu. Bizim ülkemizde bugünlerde birtakım edebiyat kitaplarını alabilmek, biraz da kahramanlık. İnsanların tyr kıs­ mı kitap okumak İçin suçlanmayı göze alamıyorlar. Ülkemizdeki kitap okuyucu­ larının çoğunluğu dargellrlilerdlr. Bu dargellrliler, ekmek parası bulamazlar­ ken, haydi haydi kitap alamaziar. Bizim insanlarımızın ekmeğiyle eşdeğerde tutacak kadar kitap alışkanlıkları hiçbir zaman olmamıştır. Kitap bizim yaşa­ mımızın bir parçası değildir. Kitap alış­ kanlığı oluşmamış bir ülkede, bir de yu­ karıda sözünü ettiğim baskılar, kitap sa­ tışlarını en aşağı düzeye indirm iştir.

fHP

t

-..

%

V * L * a *

BİP

Edebiyat bir söz sanatıdır, söz de

insanoğlunun kanındadır. Hiçbir sanat

sözle yapılan edebiyatın yaptığı etkiyi

hiçbir zaman yapamayacaktır

Irg a tlık, a m e le b a ş ılık , su b e k ç iliğ i,

a rz u h a lc ilik , ö ğ re tm e n lik , k ü tü p h a n e

m e m u rlu ğ u , ha va g a zı şirketinde

m e m u rlu k , g a z e te c ilik /y a z a rlık

VE DEV BİR

YAŞAR KEMAL

1922 yılında Adana’nın Osmaniye ilçesine bağlı Hemite (Göğceli) köyünde doğdu. Çok küçük yaşta halk edebiyatına ilgi duydu; saz çalmaya, türkü söyle­ meye başladı. Adana 1. Ortaokulu’nun son sınıfındayken öğrenimini bırakarak (1941) çeşitli işlerde çalıştı. Bunlar arasında ırgatlık, amelebaşılık, pirinç tarlalarında su bekçiliği, arzuhalcilik, öğretmenlik, kütüphane memurluğu sayı­ labilir. Ortaokul sıralarındayken şiirleri ilk olarak Adana Halkevi’ nin yayını olan Görüşler dergisinde yayımlanmıştı (1939). Daha sonra Ülkü Kovan. Millet, Beş- pınar dergilerinde şiirleri görüldü (1942-1943). Bu dönemde fo lklo r derlemeleri de yaptı, ağıt, türkülü hikâye, bilmece, tekerleme vb. halk edebiyatı ürünlerini derledi. Derlediği ağıtlardan bir bölümünü o zamanki adıyla (Kemal Sadık Göğceli) Adana Halkevi yayını olarak bastırdı (Ağıtlar, Adana 1943).

1951 yılında İstanbul’a gelen Yaşar Kemal kısa bir süre Havagazı Şirketi’ nde memurluk ettikten sonra Cumhuriyet gazetesine girdi. “ Yurt Haberleri” ser­ visinde çalışırken fıkra ve röportaj yazarlığına da yöneldi. Röportajları geniş ilgi uyandıran ve Hüseyin Cahit Yalçın tarafından “ bir gazetecinin zaferi” olarak nitelenen Yaşar Kemal, “ Dünyanın En Büyük Ç iftliğinde Yedi Gün” başlıklı röportajıyla Gazeteciler Cemiyeti’nin Başarı Armağam’ nı kazandı.

Aynı yıllarda küçük hikâyeleriyle de dikkati çeken sanatçı, 1955 yılında kitap olarak çıkan İnce Memed romanıyla geniş kitlelerin tuttuğu bir yazar olarak tanınmaya başladı. Sonraki yıllarda yayımlanan hikâye ve romanlarıyla ününü pekiştirirken giderek yurt dışında da tanındı, sevildi ve yabancı eleştirmen­ lerce çağdaş edebiyatın en büyük romancılarından biri olarak nitelendi.

İlg ili kişi ve kuruluşlarca yıllardan beri Nobel Edebiyat Ödülü’ ne aday gös­ terilen yazarımız, 1978 yılında Fransa’da Ölmez Otu romanıyla ‘ En İyi Yabancı Roman” ödülünü kazanmıştır. Türkiye’de ise İnce Memed ile 1955 “ Varlık Ro­ man A rm ağanını, Demirciler Çarşısı Cinayeti ile 1974 “ Madaralı Roman Ödü- lü” nü almıştır. ABD’nin Pennsylvania Üniversitesi tarafından yayımlanan Edebiyat dergisi, geçen yıl Yaşar Kemal için 238 sayfalık bir özel sayı yayımla­ mıştır.

1963 yılında Cumhuriyet gazetesinden ayrılan Yaşar Kemal geçimini ya­ zarlıkla kazanmaktadır.

Türk edebiyatçısının, Türk sanatçısının sesi, bugünlerde çölde bir çığlık gibidir.

Bu yıl neler yazdınız?

— Bir miktar Kimsecik II üzerinde çalıştım, daha romanı bitiremedim. Fransa dönüşü bitireceğimi sanıyorum. Bugünlerde b ir kitabım yayımlanacak. Adı, Hüyüktekl Nar Ağacı. Bu, İstanbul’a gelmeden önce Kadirli’de yazdığım son kısa roman. Yitirm iştim , sonra buldum. Aşağı yukarı olduğu gibi yayımlıyorum. Son beş sayfası bunun dışında. O sayfa­ lar defterden yırtılmıştı, yeniden yazdım.

YABANCI ÜLKELERDE

önümüzdeki aylarda yabancı ülke­ lerde hangi kitaplannız yayımlanacak?

— İsveç ve Finlandiya’da Kuşlar da Gitti, Norveç ve Danimarka’da Al Gözüm Seyreyle Salih, Almanya'da İnce Memed II. Sovyetler B irliğ i’nde Progres Yayınevi

Dünyada

Yaşar Kemal

1943-1980 yılları arasında Yaşar Kemal’in ülkemizde 31 yapıtı yayın­ landı. Hüyükteki Nar Ağacı ile Ağıtlar ise çıkmak üzere. Yazarımızın Fran­ sa’da 10, İsveç’te 11, Amerika Birleşik Devletleri’ nde 7, Sovyetler B irliğ i’ nde 5, Batı Almanya'da 3, Doğu Alman­ ya’da 1. Bulgaristan’da 6, Finlandiya'­ da 12, Norveç'te 7, Danimarka’da 4. Yunanistan'da 2, Çekoslovakya’da 2. Yugoslavya’da 2, Romanya’da 3, Hol­ landa’da 2, İran’da 2, Ispanya'da 2, Portekiz, İtalya, Macaristan, Avustur­ ya, Arnavutluk, Irak, Moldavya, Hin­ distan ve Çin’de ise birer yapıtı yayın­ landı.

toplu eserlerimi yayımlamaya karar ver­ di. Birinci kitap, Ağndağı Efsanesi, Ça- kırcalı Efe, Yılanı öldürseler ve Alage- ylk’l kapsıyor. İkinci kitap Ortadirek, Yer Demir Gök Bakır, ölmez Otu üçlüsü ola­ cak. Sonra sırasıyla öteki kitaplarımı yayımlayacaklar. İtalya, İnce Memed’leri yeniden basıyor, Ingiltere’de Yılanı ö l­ dürseler ve Hikâyeler çıkacak. Hollanda, Ispanya yeni kitaplarımı satın aldı. Yuna­ nistan’da bu aralıkta İnce Memed II ya­ yımlanacak. Macaristan’da Ortadirek çı­ kıyor. Bulgaristan’da Ölmez Otu çıktı. Başka ülkelerde de birtakım hazırlıklar var.

Dünyada edebiyatın işlevinin gittikçe azaldığı söyleniyor. Siz bu görüşe katılı­ yor musunuz?

— Bence yanlış bir kanı. Edebiyatın işlevi h içbir zaman azalmayacak. İnsan soyu sürüp gittikçe edebiyat, dün oldu­ ğu gibi bugün de onun yaşamında ola­ cak. Sanatsız insan düşünülemez bile. Edebiyatsa bir söz sanatıdır, söz de in­ sanoğlunun kanındadır. H içbir sanat sözle yapılan edebiyatın yaptığı etkiyi hiçbir zaman yapamayacaktır. Söz, za­ ten, sanat olmadan insanoğlundaki en e tkili öğedir. Söz, yaşamın bir parçasıdır ve yaşam kadar güçlüdür. Ve bu öğeyle yapılan sanat, insanoğlu durdukça etki­ sini yitirmeyecektir. Eğer bir gün edebi­ yat etkisini yitirirse o zaman insanoğlu onulmaz bir yabancılaşmanın ortasına düşmüş demektir. Onun için, söz sanat­ çıları, kendilerinden hiçbir zaman kuşku- lanmamalılar. Dünyamız bugün barış için büyük bir savaşım veriyor. Eğer bu savaşıma söz sanatçıları bütün güçle­ riyle katılırlarsa, barış, utkuyu kazanır. Dünyamız kötülüklerle karşı karşıya. Eğer söz sanatçıları bu savaşıma yürek­ ten katılırlarsa yengi kaçınılmazdır. Söz sanatçıları böyle büyük bir güce sahip olduklarından dolayı mutlu olmalılar.

TÜRKİYE'DE

YAŞAR KEMAL

Kitabın adı İlk baskı tarihi

Şimdi kaçıncı baskıda

Ağıtlar (Kemal Sadık Göğceli adı ile) Sarı Sıcak (Hikâyeler)

1943

1952 bk. Bütün Hikâyeler İnce Memed I (Roman) VARLIK ROMAN *

ARMAĞANI 1955 1955 17. baskı Teneke (Uzun hikâye) 1955 7. ”

Yanan Ormanlarda 50 Gün (Röportaj) 1955 Sonradan tüm röportajları Çukurova Yana Yana (Röportaj) 1955 “ Bu Diyar Baştanbaşa” ve Peri Bacaları (Röportaj) 1957 “ Bir Bulut Kaymyor” da Ortadirek (Dağın Öte Yüzü I) 1960

1961 1963

6. baskı Taş Çatlasa (Yazılar, denemeler)

Yer Demir Gök Bakır (Dağın Öte Yüzü II) 7. Bütün Hikâyeler 1967 6. Üç Anadolu Efsanesi 1967 9. Ölmez Otu (Dağın Öte Yüzü III) 1968 6.

İnce Memed II 1969 10.

Ağrı Dağı Efsanesi 1970 6. Bu Diyar Baştan Başa (Röportajlar) 1971 4. Binboğalar Efsanesi 1971 5.

Çakırcalı Efe 1972 3.

Demirciler Çarçısı Cinayeti

MADARALI ROMAN ARMAĞANI 1974 1973 6. Bir Bulut Kaynıyor (Röportajlar) 1974 2. Baldaki T uz (Yazı lar, denemeler) • 1974 4. Yusufçuk Yusuf (Roman) 1975 2. Yılanı Öldürseler (Roman) 1976 5. Al Gözüm Seyreyle Salih (Roman) 1976 2. Filler Sultam İle Topal Karınca (Roman) 1977 2. Gökyüzü Mavi Kaldı (Halk edebiyatından

seçmeler, Sabahattin Eyuboğlu ile) 1978 2. Kuşlar da G itti (Uzun hikâye) 1978 2. Deniz Küstü (Roman) 1978 2. Allahın Askerleri (Röportaj) 1978 2. Ağacın Çürüğü (Yazılar-konuşmalar)

Kimsecik I (Roman)

Hüyükteki Nar Ağacı (Hikâyeler, çıkacak) Ağıtlar (Alpay Kabacalı ile, çıkacak)

1980 1980

Referanslar

Benzer Belgeler

Y j I E ğ ENMEDİĞİ, sevm ediği insanlan aşağılam ak K için onların hastalıklarını ve sakatlıklarını koz olarak kullanm ak, ya da bu son örnekte olduğu

Boğaziçi Üniversitesi Yapay Zekâ Laboratu- varı tarafından geliştirilen tur rehberi çoklu ro- bot takımı yoğun işlemci gücü gerektiren görevler- den

Yatay kesit bağımlılığının varlığı reddedilen ülke grupları (üst orta gelir grubu ve petrol ihraç eden ülkeler grubu) için birinci nesil birim kök

96 Hüsâmeddin Efendi ve manevi oğlu ve halifesi olan Mustafa Vahyî Efendi hakkında hayatları kısmında yeteri kadar bilgi vermiş; burada ise

Bu çalışmada farklı 3 dozda (10 mg/kg, 20 mg/kg ve 40 mg/kg) kronik KS uygulamasının erkek ve dişi sıçanlarda; (i) anksiyete/depresyon benzeri davranışlara

yüzyılın ilk on yı­ lı içinde Türkiye’de dünyaya gelen bu beş besteci, Batıda gelişmesi 500 yıl süren çoksesliliği, yüzyılı­ mızın ilk yarısında

pıyor, ve ııice kalem Goethe’nin uzun yıllar yaşadığı ve toprağın­ da uyuduğu Waymar kasabasın, dalti konağı ve içinde can verdiği ufak ve karaııbk

'Ocukluğumda kullandığım Türlfçcyle yazılı Türkçe çok ayn şey­ lerdi. Yazılı Türkçe fakir bir Türkçey- di. Bizim Türkçemizinse büyük bir zenginliği