Süleyman paşa Mithat paşa konağında bulunduğu sırada Ab- dülâzız tarafından serasker paşa ya akşam ezanına doğru saray dan bir yaver gelerek kendisini mabeyine davet etti; arkadan bir yaver daha geldi.
Avni paşanın bu daveti işin şayi olduğuna hamletti; korktu.
Asker tertibatile uğraştığından sah sabahı erkence atebei ülya- ya yüz süreceğini beyan ile itizar etti.
Yaverlerden biri serkurenaya seraskerin halinden ve sözünden bir şey anlamadığını söyledi.
Hüseyin Avni paşaya muhip olan baş.mabeyinci Hafız Meh met bey:
— Serasker dört kadeh ziyade parlatmış olm alı! Gelemiyecek demek. Şevketmeap efendimiz de haremi hümayuna teşrif buyur dular. Akşam ile sabahın farkı yok! Yarın gelir!
Diye yaveri savdı.
Süleyman paşa tekrar Mithat paşa konağına giderek Hüseyin Avni paşanın sözlerini arzetti.
Mithat paşa saraya gidilip Mu rat efendinin askerle alınmasın dan başka çare olamıyacağını be yanda ısrar gösterdi. Arada vası ta olan doktor Kapolyon da gel di. O da Mithat paşa reyinde bu lundu ve:
— Efendi hazretleri (ben bir kere saraydan alındıktan sonra artık bir daha içeriye girmem) diyor.
Dedi. 1
Süleyman paşa — Biz şahsî menfaat kaydında değiliz. Bu işe milleti muhataradan kurtarmak için teşebbüs olunuyor. Kendileri de millet efradmdandırlar. Biz bu kadar fedakârlık gösteriyoruz. Bir kısmını da onlar deruhte bu yursunlar!
Demiş ise de Mithat paşa, Z i ya bey, Kapolyon fikirlerini de ğiştirmediler.
Süleyman paşa — Gündüz saat beşte - ezam - gelip saraydan efen di hazretlerini çıkarmak pek mu hataralıdır. Bir de bu muhatara lara karşı maksada nailiyetten sonra millet için ne fayda hasıl olacak? Bana kalırsa efendi haz retleri şimdiden meşrutiyeti taah hüt buyurmalıdır.
Mithat paşa — Evet, muradı mız bir despotu kaldırıp yerine bir diğerini getirmek değildir. El bette böyle olacaktır. Cülûsları anında bir hattı hümayun neşre derler ve arzu hasıl olur.
Süleyman paşa — Böyle olunca efendi hazretleri saraydan sızıl tısızca çıkmak mümkün olursa çı kar. Olamazsa zarurî asker kuv- vetile çıkarılmak lâzım gelecek tir. Bu noktayı anlamak ve ona göre hareket edilmek için M. Ka polyon Beşiktaşta hamam sırasın da (Eczahanei osmanîde) otur sun. Harbiye mektebi muallimle rinden binbaşı Kemal efendiyi kendisine gönderirim. Tayin olu nan parolayı kendisine verdikten sonra hali a n la ts a
Bu karar üzerine meclise hitam verildi.
Avdette Babıseraskerî meyda nında tesadüf ettiği Hüseyin Avni paşa o gece yalısına gelmesini Sü leyman paşaya söyledi.
Redif, Süleyman paşalar Hüse yin Avni paşa yalısında birleşti ler. Serasker mabeyne davet key fiyetini anlattı. Derviş paşanın seraskerliği melhuz olduğunu da söyledi. Müttefikler muztaripti- ler. İş duyulmuş, seraskerlikte te beddül vaki olmuş ise Derviş pa şanın tevkifile çıkacak müşkülâta fütur getirmeden karşı koymağa karar verdiler. Süleyman paşanın mülâhazasını kabul eden Hüse yin Avni paşa artık Murat efen diyi iclâsa saat beşte teşebbüs fik rinden vazgeçti.
Sabaha karşı saat dokuzda - ezanî - işe girişilmesini tasvip etti. İşin meclisi vükelâ gününde gündüz saat beşte yapılması reyi vükelânın mesuliyetten teberri yo lunda söyliyecek söz bulmaları arzusundan ileri geliyordu! Akıl larınca iş berakis olursa (bir ta kım herifler yağma ve tuğyan ederek askeri tahrik ve iğfal et mişler! Bizim bundan haber ve malûmatımız yoktur. Hattâ biz alelâde meclis müzakerelerile meşgul idik) diyebileceklerdi!
Vükelâ her şeyden bihaber gö rünecek, ancak saltanatta tebed dül haberi Babıâliye gelince Mü tercim Rüştü paşa hal’a vücup te rettüp etmiş olduğuna dair muh tasar bir nutuk irat ederek sal tanat tebeddülünü vükelâ namına tastik eyliyecekti!
Süleyman paşanın (alesseher olmazsa bu iş netice bulmaz ve vahim olur. Ben de taahhüt ede m em !) diye son dakikalarda gös terdiği ısrar ile saraydan davet edilmenin bais olduğu ıztırap ve korku Hüseyin Avni paşanın bu na muvafakatim intaç eylemişti. O gece Hüseyin Avni paşa ya lısında bulunan bacanağı darüş- şua âzasından liva Hüseyin paşa nın merkez kumandanı Mustafa Seyfi paşayı bulup (Süleyman paşa ile bir ahttetmişsin. Bunun gecesi bu gece imiş; askeri al gel) deyip askeri alması da kararlaştı!
Gene yalıda bulunan M. Necip paşa da saat dokuzda toplar atı lıp biat edilinciye kadar Tarab- ya ve Büyükdere telgrafhaneleri nin tutulmasına memur edildi. Süleyman paşa Necip paşaya bu işte İstinye karakolunda yüzbaşı Halil ağanın yardım edeceğini bildirdi:
— (Beni Süleyman paşa gön derdi. Bölüğünü silâh başına et! Benimle beraber gel) deyiniz. O benim ismimi işittiği gibi her bir emrinizi icra eder.
Hüseyin Avni paşa seryaveri Mustafa beyi Mithat paşaya ve Kayseriydi Ahmet paşaya malû mat vererek ya yalıya gelmeleri yahut serasker kapısında bulun maları lüzumunu ihbar eylemeğe memur etti.
günü Babıseraskerîye gelen bah riye nazırı Kayseriydi Ahmet pa şa ile biat vuku bulur bulmaz yan gın kulesine çekilecek işaret gö rülünce bütün harp gemilerinin donanmasını ve karakol gemisin den top atılmağa başlanılmasını, birinci top işitilince harbiye top çularının top atmalarım kararlaş tırmış idiler. Kayseriydi Ahmet paşa da donanma kumandam A rif paşa ile anlaşmıştı.
Süleyman paşa harbiye dahili ye zabitlerinden kolağası Manas tırlı Rifat ve Bedri beyler gibi gençleri de sırra agâh ettiği gibi Gümüşsüyü ve Taşkışla taburla rından münasip gördüklerini as kerlerinin güya saray aleyhinde bir hareketi mene memuriyetle sevkedilmek suretile maksat uğ runda kullanılmalarını temin ey lemişti.
Kayseriydi Ahmet paşa da A rif paşaya:
— Şayet saray tarafından mu halif güruh çıkar ve yolda bir tüfek atılırsa saray önündeki zırh lılardan müdafaa ediniz!
Emrini vermişti.
Hüseyin Avni paşa — Ben sadrıazama gideyim. Saat dokuz da işe başlanacağı haberini ve reyim. Zaten bu gece saat dörtte kararın neticesini almak üzere beni bekliyecektir. Oradan da şeyhülislâma uğrarım, onları alır, bizim yalıya getiririm!
Dedi. O gece yalıda bulunup ittifaka ithal edilen miralay Hacı Raşit bey ile yaver Mustafa bey, liva Hüseyin ve Süleyman paşa lar dördü birlikte Üsküdarm Be şiktaş iskelesine indiler.
Kayık Salı pazarına yanaştı. Liva Hüseyin paşa işi görecek ta bur binbaşılarından İzzet efendi den başkalarının işe hakkile vâ kıf olmadığını Süleyman paşadan öğrenince:
■— Daha meydanda hiç bir şey yokmuş!
Diye telâş gösterdi; vehme ka pıldı. Süleyman paşa:
— Birader! Sen Babıseraskerî- ye git! Vükelâda tebeddül vaki olmuş olsa bile merkez kuman danı Mustafa paşanın bana verdi ği sözü tutması muhtemeldir. O sözünde duracak olursa serasker liğe başka kimse gelmiş bulunsa bile elini arkasına bağlıyarak hapsedersiniz! Askerden intizar hilâfında bir hareket görür isen sükût ederek doğruca bana gelip haber ver. Ben harbiye mektebin de veya Taşkışladayım. Ona gö re icabına bakarız. Belki de kanlı bir mücadele çıkarırız. Tebeddül vukua gelmemişse Mustafa paşa ile asker behemehal gelecektir. Ne olsa gel bana haber ver! '** Dedi. Bu karar üzerine Süley man ve liva Hüseyin paşalar ay rıldılar.
Süleyman paşa ile Hacı Raşit bey Tophaneden birer hayvana binerek saat beş buçukta harbiye mektebine geldiler. Yolda Taşkış- lada taburların cephaneleri taşm-
" ç;*srd*"î ;r, ( Arkası var)
Sahife S. A K Ş A M
*■ * ° yctd padişah (İkinci Mahnant, AbdOlmecit, Abdülftıit, Murat, Abdülhamlt, Reşat, Vahideddin) devirlerinde
Yazan : S Ü L E Y M A N KA N I — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tefrika n o. 156
Muradımız bir despotu kaldırıp yerine
bir diğerini getirmek değildir „
Taha Toros Arşivi