ILIMADIĞIMIZ
Nigâr hanımın kocasına
hitaben yazılmış şiirleri
Evin içinde yeni bir balayı havası esmeğe
başlamıştı. Resimler çektirttiler.
- - - i " —
... ■
---—
--- — ^
1894 yılında
—Bir evlenme teklifi
—Tekrar eve dönüş
—«Bambaşka
1
bir adam olacağım
! » —Yeniden dünya evine giriş
—Febüs’ ün çektiği
resimler
—a Sevmedin mi?.y> Ne garip sual!.. Ondan başka ne yaptım? \
—Ananas kompostoları
—Yemekli kır gezintileri
—Hasır saf ast
—Bir
yalının hikâyesi...
W ış -s
m â
$í§¡
Şair Nigâr ha nım 19 yaşında duı kaldığı halde, saadeti yine evli likte ve bir çatı nın altında ara mıştı^ Lâkin ta lihi bunu kendi sine daima çok görmüştür Hâ diseler şöyle ge çiyor:
1886 da koca sından ayrılan genç, güzel, hisli ve iç dünyası çi- \ çek, aşk, şiir dolu. f olan bu kadın 1894 yılma kadar dul yaşıyor. O j zaman içinde, bu ■ ince, bu zekî ka- ' dma fevkalâde parlak evlenme tekliflerinde bu- . lunuluyor. Lâkin
Nigâr hanım için Nigâr hanımın eski bir Amerikan mecmuasında hayatının birinci çıkan yalısının resmi
plânında çocukları vardır. Onla rı bedbaht etmemek için bu tek lifleri incelemiyor bile...
Fakat 1894 yılında bunlara benzemiyen bir evlenme teklifi karşısında kalıyor. Senelerce ev vel ayrıldığı kocası Ihsan bey... Hem de bu sefer Ihsan bey Nigâr hanımın karşısına çok mâkul bir teklifle çıkıyor: «Kusurları mı anlıyorum. Çok pişmanım. Peniden bana dön. Bu sefer Dambaşka bir adam olacağım. Saadet içinde yaşıyacağimıaa şüphe etme..» diyor.
İhsan bey o zamanlar hayat ta çok yalniz kalmıştır. Babası, Nigâr hanımı' pek seven Hacı Salih efendi o yıl ölmüştür. Ni gâr İhsan beyin gözünde tüt- mektedir.
Yeniden evlenmeleri için çok ısrar ediyor. Nigâr hanım da onun babasının ölümünü ve ha yatta bir çok tecrübeler edindi ğini düşünerek sözlerini mâkul buluyor, çocuklarının hatırı için — bir çok parlak izdivaçları red dettiği halde — İhsan beye «pe ki!..» diyor. Nigâr hanımın razı oluşu Ihsan beyi sonsuz bir se vince sevkediyor. Çünkü seneler ce süren ayrılıktan sonra Ihsan "'ey âdeta Kadıköyü vapurunda jvıi cıvıl Fransızca konuşan 14 yaşındaki kıza karşı içinde duy duklarını yeniden hissetmeğe başlamıştır.
Ve bir gün aralarındaki nikâh tecdit ediliyor. İhsan bey uzun yıllar ayn bulunduğu Nigâr ha nımla yeniden dünya evine giri yor.
Altı ay mesut..
Hakikaten de bambaşka bir adam olmuştu, ilk evlenişlerini çok hatırlatan günler geçirdiler. Zaten Ihsan bey aradaki dulluk senelerini ortadan kaldırmak düşüncesile bu birleşmeye tama- mile yeni bir izdivaç havası ver mek istiyordu. Gerek Cağaloğ- lundaki konakta ve gerek Hisar daki yalıda bir bal ayı rüzgârı esiyordu. Hattâ bu mesut anla rı tesbit ettirmek için fotoğrafçı Febüs eve getiriliyor, poz poz resimler çektiriliyordu. Evin İçi çiçeklerle süsleniyordu.
Tanzimatın şekil tarafına pek meftun olan İhsan bey evde. Şark salonlarının yanında garp usulü döşenmiş salonlar da tan zim ediyordu, ikinci evliliği ve yeniden doğan saadetini kutla mak için Şark yemeklerinin ya nına Garp usulü tatlılar yar dımcı geliyordu. Eve — Nigâr hanımın sevdiği — kutu kutu
Ananas konserveleri gönderili yordu.
Hayatın zevkini her bakımdan ve her tarafından çıkarmak me raklısı olan İhsan bey pek bol para sarfediyordu. Nigâr hanı mın bütün ihtarlarına rağmen
O zamanki halile Nigâr hanım hesapsız harcıyordu. Hacı Salih efendi o yıl vefat ettiği için Ih san beye miras da kalmıştı.
Beş altı ay hakikaten ilk gün lerin ateşile Ihsan bey evinin içinde pek mesut görünüyordu. Lâkin altı aydan sonra tekrar ânzalar kendisini göstermeğe başladı. Dışarısı, arkadaş muhi ti çok cazibeliydi.
Nigâr hanım ikinci bir ayrılı ğa meydan vermemek için elin den geleni yapıyordu. Hattâ ba-
zan zevklerinden fedakârlık da hi etmek şartile...
Meselâ İhsan bey uzun ve ye mekli kır gezintilerini pek se verdi, Bunun için büyük hazır lıklar, nadide ve güzel yemekler yaptırtırdı. Halbuki Nigâr ha nım bu tarzdaki yemekli, hasır üstüne oturup saatlerce süren eğlencelerden hiç hoşlanmazdı. Hasır safasını fazla lâübali bir şey addederdi. Fakat kocasının hatırı için, onu evine, çocukla rına bağlamak için buna iştirâk ettiği, hattâ zevk alıyormuş gibi göründüğü olurdu. Nigâr hanı mın kendisi rakı içmezdi. Fakat kocası isterse ona, yine aynı dü şünceler ve gaye ile, hoşlanacağı sofralar hazırlattınrdı. Onunla beraber, karşılıklı otururdu. Lâ kin bütün, bunlara rağmen yine eski günlerdeki vaziyet canlandı.
Evvelâ bir geceden başlıyan eve gelmemezlik, iki, üç geceye ve haftaya çıktı,
Nigâr hanımın âsabı yeniden bozuluyordu. Devamlı uykusuz luklar tekrar kendisini göster mişti. Nihayet ikinci defa yeni den şen mahkemeye müracaat edilerek ikinci defa ve büsbütün ayrılık kararı alındı.
İhsan beyin Nigâr hanımı se verek aldığına şüphe yoktur. Acaba Nigâr hanım kocasını hiç sevmemiş miydi?.. Evlenmeden önce Nigâr hanımın Ihsan beyi sevdiğine dair hiç bir alâmet yoktur. Fakat «nikâhta kera met» meselesine inanmamız lâ zım geliyor. Zira Nigâr hanımın kocasına hitabeden, kocasına it haf edilmiş şiirleri vardır. Neş redilmemiş olan bu şiirlerden evlendikten sonra Nigâr hanımın kocasını, çocuk denilecek yaşta gözünü kollarında açıp ilk gör düğü bu erkeği sevdiğine şüphe etmiyoruz. Zira sanatkâr aşkı katiyen küçük ve lüzumsuz gör meyen bir insandı, «Safahatı Kalb» isimli eserinde 32 nci sa- hifedeki altıncı fasılda aynen şöyle der:
«Heyhat! Ne garip sual. «Sev medin mi?» Ne demek?.. Ondan başka bir şey yapmadım.»
Nigâr hanım gibi baştan ba şa ve hakikaten kadın olan, öz kadın hislerini edebiyata sokan bir insan için 18 yaşının erkeği ne lâkayt kalmağa imkân var mıydı?.. Asla!.. Ne çare ki on lardan biri bütün saadeti duvar larının arasında, öteki de bütün dünya güzelliklerini dışarıda arı yordu.
Hayatlarında bunun çok garip teaahürlerini görüyoruz. Meselâ Rumelihisanndaki yalıyı Nigâr hanım âdeta dünyaca meşhur etmişti. Bu yalının bir çok Av rupa ve Amerika mecmuaların da resimleri çıkmıştır. Şimdi bi le, artık bir çok meşhur yalılar gibi yerinde olmıyan bu güzel binanın resmini ancak o mec mualarda bulabiliyoruz.
Nigâr hanımın hayatının en mesut, en renkli günleri bu ya lıda, Rumelihisannda geçmişti. Münevver ve eli kalem tutan bir çok ahbapları da Boğazda idi. Recai zade Ekrem. Ahmet Mit hat vesaire...
Geçirdiği hayat dolayısile Ih san beye o kadar fazla para lâ zım oluyordu ki bu yalının ken disine ait olan tarafını elden çı kardı.
O zamanlar Nigâr hanımla Ih san bey ayn bulunuyorlardı. Fakat her yaz yalıya, Rumelihi- sanna inmeğe alışmış olan Ni gâr hanım burasını o kadar se viyordu ve öylesine benimsemiş ti ki kendi arzusile kocasından aynldıktan sonra da yine mev simlerinde Rumelihisanna geli yordu. Semtlere, oturduğu yer lere karşı bile vefası vardı.
Nigâr hamm, ayrıldığı kocası nın o güzel yalıyı sattığını işi tince fevkalâde üzülmüştü. Ara dan çok uzun seneler geçti. Hacı Salih efendinin yahşi sa hiplerini değiştirdi.
Nigâr hanım Ihsan beyden ayrılmasının üstünden pek çok yıllar geçtikten ve başkalarının elinde bulunan eski kocasının yalısı sahip değiştirdikten son ra onu yeniden kendisi satın aldı.
«Burası çocuklarımın baba evidir!.» diyordu. Karakteristik bir vaka... Aradan 19-20 sene geçmişti. Bu bir tarafın çatıya bağlılığını, bir tarafın da buna pek ehemmiyet vermediğini gös terir. Hikmet Feridun Es,
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi