• Sonuç bulunamadı

Kayseri ili geleneksel giyim-kuşam kültürü üzerine bir inceleme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kayseri ili geleneksel giyim-kuşam kültürü üzerine bir inceleme"

Copied!
266
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ

DEKORATİF SANATLAR ANABİLİM DALI

KAYSERİ İLİ GELENEKSEL GİYİM KUŞAM

KÜLTÜRÜ ÜZERİNE BİR İNCELEME

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Fahriye DEMİR

Ankara 2012

(2)

EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ

DEKORATİF SANATLAR ANABİLİM DALI

KAYSERİ İLİ GELENEKSEL GİYİM KUŞAM

KÜLTÜRÜ ÜZERİNE BİR İNCELEME

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Fahriye DEMİR

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Lale ÖZDER

ANKARA 2012

(3)

 

ii

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ NE

Fahriye DEMİR‘in Kayseri ili geleneksel giyim kuşam kültürü üzerine bir inceleme başlıklı tezi ……… tarihinde jürimiz tarafından Eğitim Bilimleri Enstitüsü, El Sanatları Eğitimi Bölümü Dekoratif Sanatlar Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye: Prof. DR. Mediha Güler …………...

Üye: Doç. DR. Feriha AKPINARLI ………

(4)

 

iii

Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dekoratif Ürünler Eğitimi Bölümü Yüksek Lisans Tez çalışması olarak hazırlanan bu araştırmada Kayseri İli Geleneksel Giyim-Kuşam Kültürünün günümüze kadar gelebilen giysi, takı ve baş süslemelerinin gelecek nesillere aktarılması ve kayseri kültürüne katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.

Araştırma beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde problem açıklanmış araştırmanın amacı, önemi, varsayımları, sınırlılıkları ve tanıtımlar belirtilmiştir. İkinci bölümde kavramsal çerçeve ile ilgili yayınlara üçüncü bölümde yöntem, evren, örneklem veri toplama araçları dördüncü bölümde bulgu ve yorumlar ve bilgi formları beşinci bölümde de sonuç öneriler ve kaynakçaya yer verilmiştir.

Araştırmanın her aşamasında değerli görüş ve katkılarını esirgemeyen bana her zaman destek olan tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Lale Özder’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Bilgi formlarının oluşturulmasında yardımını esirgemeyen Kayseri Kız Teknik Olgunlaşma Enstitüsü’ndeki idareci ve öğretmen arkadaşlarıma bilgilendirme ve yönlendirme konusunda yardımlarını esirgemeyen koleksiyonerlere yöre halkına Kayseri Turizm İl Müdürlüğü’ne sonsuz teşekkürlerimi borç bilirim.

Çalışmalarım esnasında beni yalnız bırakmayan eşim Nuri Demir’e kızlarım Dilay ve Dilara Demir’e ayrıca bilgisayar ve internet araştırmaları konusunda yardımcı olan Alper Kargı’ya okul müdürü Nazende Büyükkatırcı’ya sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Saygılarımla…

Fahriye Demir Ankara 2012

(5)

 

iv ÖZET

KAYSERİ İLİ GELENEKSEL GİYİM KUŞAM KÜLTÜRÜ ÜZERİNE BİR İNCELEME

Demir, Fahriye

Yüksek Lisans Eğitim Bilimleri Enstitüsü El Sanatları Ana Bilim Dalı

Dekoratif Ürünler Eğitimi Bölümü Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Lale ÖZDER

Ankara, 2012

Araştırma Kayseri ilinde kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel giyim kuşam kültürünün gelecek nesillere aktarılması ve kadın erkek kıyafetlerinin baş süslemeleri takılar giysiler kullanım yerleri geleneksel Türk nakış tekniklerinin motif özelliklerini tanıtmak amacıyla yapılmıştır.

Kayseri ili ve ilçelerinde geleneksel kadın erkek giyim kuşamındaki baş süslemeleri kullanılan takılar elbiseler ve başlarda kullanılan kumaşlar süsleme için kullanılan motifler nakış teknikleri elbiselerin kalıpları ve kullanım yerleri ile ilgili verilerde survey (tarama) yöntemi kullanılmıştır.

Araştırmanın evrenini Kayseri ili ve ilçeleri oluşturmaktadır. İlçelerin seçimi rastgele (Rondom) yöntemi ile seçilmiştir. Seçilmiş olan ilçeler Develi, Pınarbaşı, Yahyalı, Akkışla, Yeşilhisar’dır. Kayseri ili ve ilçelerinde bulunan kadın erkek giysileri, takılar, başlıklar, baş süslemelerinin incelendiği 51 adet ürün örneklem olarak alınmıştır.

Kayseri ilinde tarihsel süreç içerisinde kullanılmış ve kullanılmakta olan geleneksel kadın ve erkek giyim kuşamı yazılı kaynak olarak hazırlanmıştır. Yazılı kaynaklardan müzelerden örnekleri elinde bulunduran kurumlar ve kişilerden yararlanılarak toplanan verilere göre bilgi formları hazırlanmıştır. Bilgi formları bulgular ve yorum kısmında takılar elbiseler ve başa giyilenler için ayrı ayrı ele alınmıştır.

Araştırmanın sonucunda elde edilen veriler kadın ve erkek giysilerindeki malzeme teknik, renk, boyut, desen, nakış, baş süslemeleri ve aksesuarlara ait bilgi formlarında sunulmuş olan bilgilerden tablolar oluşturulmuştur. Tablolara ilişkin elde edilen verilerin yüzde dağılımları alınmıştır. Tabloların yüzde dağılımlarına göre yorumları yapılmıştı

(6)

 

v

KAYSERİ İLİ GELENEKSEL GİYİM KUŞAM KÜLTÜRÜ ÜZERİNE BİR İNCELEME

Demir, Fahriye

Postgraduate,Education Science İnstitute Handarts Basic Science Branch Dekorative Products Education Part Thesis Advisor: Yrd. Doç. Dr. Lale ÖZDER

Ankara, 2012

This research was done in order to transfer the disapperaring traditional dressing culture in Kayseri to next generations and to introduce bonnet ornaments of men and women clothes, usage of jewelleries and clothes, the design features of traditional Turkish purl techniques.

Data was gathered about bonnet ornaments of traditional men and women clothes in Kayseri and its counties, jewelleries and clothes and clothes which are used for bonnets, designs which are used for decoration, design features, dress patterns and their usage.

Information forms were prepared according to data gathered from written sources, museums and people and institutions that holds examples. In parts of Information forms, findings and comments were handled seperately for jewelleries, clothes and bonnets.

Following the searches, men and women clothing which are used and still being used in the history of Kayseri was prepared in written form.

(7)

 

vi

Sayfa No

BAŞLIK SAYFASI ... I

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI ... II

ÖNSÖZ ... III

ÖZET ... IV

ABSTRACT ... V

İÇİNDEKİLER ... VI

TABLOLAR LİSTESİ ... XI

ŞEKİLLER LİSTESİ ... XII

ÇİZİMLER LİSTESİ ... XV

BÖLÜM I

GİRİŞ

1.1Problem ... 1

1.2.Amaç ... 2

1.3.Önem ... 3

1.4.Problem Cümlesi ... 4

1.5.Alt Problem ... 4

1.6. Sayıltılar ... 5

1.7. Sınırlılıklar ... 5

1.8. Tanımlar ... 5

(8)

 

vii

KAVRAMSAL ÇERÇEVE İLE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR... 9

2.1Kayseri ili ile ilgili genel bilgiler ... 9

2.1.1Kayseri ilinin tarihi ... 9

2.1.1.2. İlk Devir ... 9

2.1.1.3.Kapadokya Krallığı ... 10

2.1.1.4.

Roma Dönemi ... 10

2.1.1.5.Kayserinin Türkleşmesi ... 10

2.1.1.6 Moğol Hâkimiyeti ... 11

2.1.1.7 Osmanlı Dönemi ... 11

2.1.1.8 Yakın Dönem (cumhuriyet dönemi) ... 11

2.1.2 Kayseri İlinin Coğrafi Konumu ... 12

2.1.2.1 Konum ... 13

2.1.2.2 Kayseri’nin İklim ve Bitki Örtüsü ... 13

2.1.2.2-a-İklim ... 13

2.1.2.2-b-Bitki Örtüsü ... 14

2.1.2.3 Kayseri'de Arazi Dağılımı ... 14

2.1.2.4 Dağlar, Ovalar, Akarsular ve Göller ... 14

2.1.3 Giyimin Tanımı ... 15

(9)

 

viii

2.1.5 Türk Giyim Kuşam Tarihi ... 24

2.1.6 Kayseri Yöresinde Giyim Kuşam ve Tarihçesi ... 35

2.1.6.1 Kayseri Yöresinde Sırta Giyilen Giyim Kuşam ... 38

2.1.6.2 Üste Giyilenler ... 38

2.1.6.3 Baş Bağlama Şekilleri ... 40

2.1.6.4 Ayağa Giyilenler ... 41

2.1.6.5 Aksesuarlar ... 42

2.1.6.6 Kayseri Yöresindeki Giyim Kuşamda Kullanılan

Kumaşlar ... 42

2.1.6.7 Köylüler de giyim kuşam ve süsleme ... 43

2.1.6.8 İlmiye Sınıfı da giyim kuşam ve süsleme ... 44

2.1.6.9 Esnaf Çıraklarında giyim kuşam ve süsleme ... 44

2.1.6.10 Yabanlık Kıyafet ... 44

2.1.6.11 Gelin Kıyafeti ... 44

2.1.6.11.1 Sırta Giyilenler ... 44

2.1.6.11.2 Baş Bağlama Şekilleri ... 44

(10)

  ix

2.1.6.12.1 Başa Giyilenler ... 46

2.1.6.12.2 Sırta Giyilenler ... 46

2.1.6.12.3 Ayağa Giyilenler ... 46

2.1.6.12.4 Takılar ... 46

2.1.6.12.5 Süsleme ... 46

2.1.6.13 Erkek Giysileri ... 46

2.1.6.13.1 Başa Giyilenler ... 46

2.1.6.13.2 Sırta Giyilenler ... 46

2.1.6.13.3 Ayağa Giyilenler ... 47

2.1.6.13.4 İç Çamaşırlar ... 47

2.1.6.13.5 Aksesuar ... 47

BÖLÜM III

YÖNTEM ... 48

3.1.Araştırmanın yöntemi ... 48

3.2.Evren ve örneklem ... 48

3.3 Verilerin toplanması ... 48

3.4.Verilerin analizi ... 49

3.5.Verilerin Çözümlenmesi ... 49

(11)

 

x

4.1.Araştırma kapsamı sonucunda elde edilen bulgular ve yorumlar ... 50

4.1.1 Kayseri geleneksel giyim kuşanın incelemesinin İlçelere

göre Dağılımı ... 50

4.1.2.Geleneksel Giyim Kuşam Aksesuarları Kadın ve Erkeğe

Göre Dağılımı ... 51

4.1.3.Geleneksel Başlıklarda Alt yapıyı Oluşturan Malzemeler .. 52

4.1.4. Geleneksel Başlıklarda Kullanılan Kumaşlar ... 53

4.1.5.Baş Süslemelerinde Kullanılan Malzemeler ... 54

4.1.6. Geleneksel Başlıklarda Kullanılan Renkler ... 55

4.1.7.Geleneksel Giyim Kuşamın Kadın ve Erkeğe Göre

Dağılımı ... 57

4.1.8 . Geleneksel Giyim Kuşamda Kullanılan Kumaşlar ... 59

4.1.9.Giysilerde Kullanılan Renkler ... .61

4.1.10. Geleneksel giyim kuşamda giysilerde kullanılan Nakış ve

Süsleme Teknikleri ... 63

4.2.Bilgi formları ... 65

BÖLÜM V.

SONUÇ VE ÖNERİLER

5.1.Sonuç ... 238

5.2.Öneriler ... 243

KAYNAKÇA ... 24

(12)

 

xi

Tablo No Sayfa No

Tablo 1. Kayseri Geleneksel Giyim Kuşamının İlçelere Göre

Dağılımı ... 50

Tablo 2. Geleneksel Giyim Kuşam Aksesuarların Kadın Ve

Erkeğe Göre Dağılımı ... 51

Tablo 3. Geleneksel Başlıklarda Alt Yapıyı Oluşturan Malzemeler... 52

Tablo 4. Geleneksel Başlıklarda Kullanılan Kumaşlar ... 53

Tablo 5. Baş Süslemelerinde Kullanılan Malzemeler ... 54

Tablo 6. Geleneksel Başlıklarda Kullanılan Renkler ... 56

Tablo 7. Geleneksel Giyim Kuşamın Kadın Ve Erkeğe Göre Dağılımı 58

Tablo 8. Geleneksel Giyim Kuşamda Kullanılan Kumaşlar ... 60

Tablo 9. Giysilerde Kullanılan Renkler ... 62

Tablo 10. Geleneksel Giyim Kuşamda Giysilerde Kullanılan Nakış Ve

Süsleme Teknikleri... 64

(13)

  xii

Şekil No Sayfa No

Şekil 1 Fes ... 66

Şekil 2 Başlık ... 69

Şekil 3 Başlık ... 71

Şekil 4 Başlık ... 74

Şekil 5 Fes ... 76

Şekil 6 Fes ... 78

Şekil 7 Fes ... 81

Şekil 8 Fes ... 83

Şekil 9 Fes ... 85

Şekil 10 Tepelik ... 87

Şekil 11 Tepelik ... 89

Şekil 12 Kolon Dokuma Kemer ... 91

Şekil 13 Fişeklik ... 94

Şekil 14 Takı ... 96

Şekil 15 Kemer ... 98

Şekil 16 Kemer tokası ... 100

Şekil 17 Çanta ... 102

Şekil 18 Sim, sırma Maraş işi Kemer ... 104

Şekil 19 Kemer tokası ... 106

(14)

 

xiii

Şekil 23Çerkez Bayan Kıyafeti(Kaftan) ... 124

Şekil 24 Develi Zile Damat Kıyafeti ... 130

Şekil 25Yamçı ... 141

Şekil 26 Türkmen Günlük Kıyafeti ... 145

Şekil 27 Cepken……… ... 152

Şekil 28 Berber Önlüğü ... 155

Şekil 29 Çarşaf Çar Bürük ... 159

Şekil 30 Gelin Kıyafeti ... 161

Şekil 31 Bindallı ... 164

Şekil 32 Zile Gelin Kıyafeti ... 168

Şekil 33 Erkek Cepken………. ... 180

Şekil 34 Erkek Cepken………. ... 183

Şekil 35Erkek Cepken………. ... 186

Şekil 36 Erkek Cepken………. ... 190

Şekil 37Erkek Cepken………. ... 194

Şekil 38 Erkek Cepken ... 197

Şekil 39 Yelek……… ... 200

Şekil 40 Kadın Cepken………. ... 203

Şekil 41 Kadın Cepken……… ... 206

Şekil 42 Kadın Cepken……… ... 208

(15)

 

xiv

Şekil 46 Kadın Cepken……… ... 220

Şekil 47 Kadın Cepken……… ... 223

Şekil 48 Kadın Cepken……… ... 226

Şekil 49Kadın Cepken ... 229

Şekil 50 Kadın Cepken ... 232

(16)

 

xv

Çizim No 1 Tepelik ... 68

Çizim No 2 Fes ... 80

Çizim No 3Kemer Tokası ... 93

Çizim No 4 Kadın Kaftan Kalıp Çizimi ... 110

Çizim No 5 Kadın iç Gömlek Kalıp Çizimi(Gelin Kıyafeti) ... 111

Çizim No 6 Kadın Pantolon Kalıp Çizimi Kalıp Çizimi

(Gelin kıyafeti) ... 112

Çizim No 7 Kaftan Kolu Desen Çizimi (Gelin Kıyafeti) ... 113

Çizim No8 Kadın Üç Etek Kalıp Çizimi (Yeşilhisar) ... 116

Çizim No9 Kadın Şalvar Kalıp Çizimi (Yeşilhisar) ... 117

Çizim No10 Çerkez Erkek Gömlek Kalıp Çizimi(Damat kıyafeti) ... 120

Çizim No11 Çerkez Erkek Kaftan Kalıp Çizimi(Damat kıyafeti) ... 121

Çizim No12 Çerkez Erkek Pantolon Kalıp Çizimi(Damat kıyafeti) ... 122

Çizim No13 Çerkez Erkek Kaftan Kol Kalıp Çizimi(Damat kıyafeti) ... 123

Çizim No14 Çerkez Kadın Pantalon Kalıp Çizimi (Gelin kıyafeti) ... 127

Çizim No15 Çerkez Kadın İç Gömlek Kalıp Çizimi(Gelin kıyafeti) ... 128

Çizim No16 Çerkez Kadın Kaftan Kalıp Çizimi(Gelin kıyafeti) ... 129

Çizim No17 Develi Zile Erkek Cepken Kalıp Çizimi(Damat kıyafeti) . 136

Çizim No18 Develi Zile Erkek Şalvar Kalıp Çizimi(Damat kıyafeti) .... 137

Çizim No19 Develi Zile Erkek Cepken Ön nakış Çizimi

(Damat kıyafeti) ... 138

(17)

 

xvi

Çizim No21 Develi Zile Erkek Nakış Deseni Çizimi(Damat kıyafeti) .. 139

1. Aşama ... 139

Çizim No22 Develi Zile Erkek Nakış Deseni Çizimi(Damat kıyafeti) .. 140

2. Aşama ... 140

Çizim No23 Yamçı Ön Çizimi ... 144

Çizim No24 Yamçı Arka Çizimi ... 144

Çizim No25 Türkmen Kadın Elbise Kalıp Çizimi(günlük kıyafet) ... .148

Çizim No26 Türkmen Kadın Yelek Kalıp Çizimi(günlük kıyafet) ... 149

Çizim No27 Türkmen Kadın Önlük Kalıp Çizimi(günlük kıyafet) ... 149

Çizim No28 Türkmen Kadın Pantolon Kalıp Çizimi

(günlük kıyafet) ... 150

Çizim No29 Türkmen Kadın Önlük Aplike Deseni Çizimi

(günlük kıyafet) ... 151

Çizim No30 Cepken Kalıp Çizimi ... 154

Çizim No31 Berber Önlüğü Kalıp Çizimi ... 157

Çizim No32 Bindallı Motif Çizimi ... 165

Çizim No33 Develi Zile Kadın Gelin Kıyafet Çizimi ... 171

Çizim No34 Develi Zile Kadın Üçetek Kalıp Çizimi(Gelin Kıyafeti) ... 172

Çizim No35 Develi Zile Kadın İşlemeli Kaftan Kalıp Çizimi

(Gelin Kıyafeti)... 173

(18)

 

xvii

Çizim No37 Develi Zile Kadın Şalvar Kalıp Çizimi(Gelin Kıyafeti) .... 175

Çizim No38 Develi Zile Kadın İşlemeli Salta Önlük Kalıbı

(Gelin Kıyafeti)... 176

Çizim No39 Develi Zile Kadın İşlemeli Salta Önlük Nakış Deseni

Çizimi (Gelin Kıyafeti) ... 177

1. Aşama ... 177

Çizim No 40 Develi Zile Kadın İşlemeli Salta Önlük Nakış Deseni

Çizimi (Gelin Kıyafeti) ... 178

2. Aşama ... 178

Çizim No 41 Kadın Kaftan Kolu Nakış Deseni ... 179

(19)

BÖLÜM 1

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmaya konu olan problem durumu, araştırmanın amacı ve önemi açıklanarak varsayımlar ve sınırlılıkları belirlemiş araştırmayla ilişkili tanımlar açıklanmıştır.

1.1 Problem

Giyim-Kuşam örtünmek ve doğa koşullarından korunmak amacı ve süslenmek duygusuyla ortaya çıkmıştır. Kaynaklara göre medeniyetin ve teknolojinin ilerlemesi sonucunda toplumların gelenek-göreneklere göre değişiklikler göstermiştir.

Kaynaklardan edinilen bilgilere göre eski bir olgu olan giyim kuşam insanoğlunun sürekli yenilikler keşfetmesi ile birlikte gelişerek ve değişerek günümüze kadar gelmiştir.

Dünyada giyim-kuşam günümüze gelinceye kadar çeşitli nedenlerle değişime uğramıştır. Bunlara örnek vermek gerekirse hava değişimleri ve doğa giyimi etkileyen ilk unsurlar olmuşlardır (Öztürk 1975; s104).

İlk çağlarda insanlar sadece kar, yağmur, soğuk, sıcak gibi tabiatın değişik etkilerinden korunmak için giyinirlerdi. Giyinmelerinin amacı, bu anlamda ihtiyaçlarının giderilmesiydi. Giyimin diğer bir çıkış noktası da örtünmektir (Gürsoy. 2010 s.46)

İlkel devirlerde vücutları örtmek amacıyla ve soğuktan korunmak amacıyla kürk ve hayvan postlarından yapılan elbiseler giyilmiştir.

Sıcak bölgelerde soyulmuş ağaç kabuğu lifleri kullanılmıştır. Daha sonra giysilerde çeşitli bitki kabuklarından pililer yapılmıştır (Derebay, 2004 s.9).

İlk şehir kültürünün görülmesi ile birlikte kadınlar namuslarını korumak amacıyla örtünmeye başlamışlardır. Maden devri ile birlikte ilkel dokumalar kullanılmış ve bunları korunma, örtünme, süslenme amacıyla hazırlanmıştır (Derebay, 2004.s.9).

(20)

Giyim kuşam belli bir gelenekten ya da töreden kaynaklanan çeşitli simgeler barındırmaktadır. Bu simgeler gerek kadın, gerekse erkeklerin hangi inanç, değer ve sosyal statüye ait olduklarını gösterir nitelik taşımaktadır (http://turk.cu.edu.tr).

İnsanoğlunun doğal ihtiyaçlarından olan giyim kuşam ve süslenme ihtiyacı, sanayi toplumu dönemine gelindiğinde ayrı bir sanayi dalı, olmuştur. Yeni bir tanım olan, estetik bir düşünce biçim ve çevreye uyum yaklaşımına dönüşmüştür. Yüzyılların süzgecinden geçmiş, belleklerde damıtılmış folklorik (geleneksel) giyim kuşamla yeni yaklaşım arasındaki yaşama savaşını moda faktörünün desteğindeki çağdaş giyim kuşam kazanırken, folklorik kıyafetler de müze vitrinlerindeki yerlerini almaya başlamıştır. Bu kıyafetlerden küçük bir bölümü ise yalnızca belirli günlere özgü kalarak, halk oyunları ekiplerinin üzerinde sergilenme şansını koruyabilmiştir (Özel 1992 s.1).

Bu sebeplerden dolayı; araştırmanın problemi Kayseri ilindeki etnografya müzesinde, özel müzelerde sandıklarda ve Kayseri ilçelerinde bulunan; geleneksel kadın ve erkek kıyafetlerinin başa giyilenleri, baş süslemeleri, takıları, giysilerin kumaş özellikleri, kalıpları ve kompozisyon özelliklerinin incelenmesidir.

Bölgelerimizdeki geleneksel giyim-kuşam incelendiğinde her bölgeden çok sayıda çeşit bulmak mümkün olmaktadır. Bölgesel zenginliklerimizin yoğunluğu bu konuda yapılan araştırmaların yetersiz olduğunun göstergesidir. Geleneksel giyim-kuşam konusunda zengin illerimizden biriside Kayseri ili ve ilçeleridir.

Bölgesel zenginliklerin araştırılması ile etnografik, sosyolojik, folklorik değerler gereken değeri bulacaktır, bu değerler günlük yaşamda ve gelecek nesillerin yaşamlarında sağlam temeller yeniliklere zemin oluşturacaktır.

1.2 Amaç

Bu araştırmanın amacı; Kayseri ilinde bulunan Geleneksel Kadın ve Erkek giysilerinin kumaş, kalıp, renk, desen işleme, aksesuarlar, baş süsleme özellikleri ve kullanım özelliklerini belirlemek, belirlenen özellikleri tablolar ile sunmak ve öneriler getirmektir.

Geleneksel Türk el sanatları içerisinde hem görsel hem de düşünsel derinliği olan Kayseri yöresi kadın kıyafetleri üzerinde yapılan çalışmalar oldukça yetersizdir.

(21)

Sosyal yaşantının, kültürel birikimini gelenek-göreneklerini ve duygularını yansıtan geleneksel giyim-kuşamlar yok olma tehlikesi içindedir.

Medeniyetlerin var olması için sanat eserlerinin ve geleneksel el sanatlarının yaşatılmasına araştırılmasına ve tanıtılmasına büyük ihtiyaç vardır. Bu nedenle kayseri ili geleneksel giyim kuşam özelliklerin, Türk giyim kültürüne ait unsurları, giyim kuşamdaki aksesuar ve kullanılan motif özelliklerini, kültür zenginliğini ortaya koyarak bu zengin kültür birikiminin incelenip konu ile ilgili diğer bilim dallarına katkıda bulunmayı amaçlamıştır.

Bu amaç çerçevesinde aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır. 1. Geleneksel kadın kıyafetlerinin baş süslemeleri nelerdir? 2. Geleneksel erkek kıyafetlerinin baş süslemeleri nelerdir? 3. Geleneksel kadın giyim kuşamında kullanılan takılar nelerdir?

4. Geleneksel kadın ve erkek giyim kuşamında kullanılan kumaşlar nelerdir? 5. Motiflerde kullanılan nakış teknikleri nelerdir?

6. geleneksel kadın ve erkek giyim kuşamında süsleme için kullanılan motifler nelerdir?

7. kıyafetlerin dikimi için kullanılan kalıplar nelerdir? 8. kıyafetlerin kullanım yerleri nerelerdir?

1.3 Önem

Kayseri ili ve ilçelerinde geçmişten günümüze kadar gelmiş olan kadın-erkek giyim kuşamının incelenmesi, konuyla ilgili verilerin toplanması kadın ve erkek kıyafetlerinin kullanım amaçlarının belirlenmesi ve yöresel kültür özelliklerinin açıklanması araştırmanın önemini ortaya koymaktadır.

Tarih boyunca çok farklı uygarlıkların yaşadığı ve bu uygarlıkların kültür değerlerini ve ticari değerlerin yansıtan ender topraklardan biri olan kayseri Türk kültüründe ayrı bir önem taşımaktadır.

(22)

Kadın erkek giyim kuşamının takılarının kumaşlarının renklerinin süsleme motiflerinin ve nakış tekniklerinin incelenmesi, konu ile ilgili verilerin toplanması giyim ve kuşamlarının kullanım amaçlarının belirlenmesi yöresel kültür özelliklerinin açıklanması araştırmanın önemini ortaya koymaktadır.

Kayseri yüzyıllardır ticaretin merkezidir. Bu nedenle zengin bir ildir. Günümüzde düğün ve kına gecelerinde geleneksel giyim kuşamların bire bir aynısının kullanılması nedeniyle yapılan incelemedeki kalıplar motifler desen özellikleri kullanılan kumaşlar takıların gelecek nesillere aktarımı açısından önem taşıyacaktır.

Kayseri ili halkının gelenekselliğe bağlı olması nedeniyle ananelerimizden olan çeyiz hazırlıklarına ışık tutması nedeniyle önem taşıyacaktır.

1.4. Problem Cümlesi

Kayseri ilinde bulunan etnoğrafik eserler olan Geleneksel Giyim-Kuşamın kadın ve erkek giysileri nelerdir. Hangi parçalardan oluşmaktadır?

Giysilerin kumaş, kalıp, renk, desen işleme, aksesuar, baş süsleme özellikleri nelerdir? Tablolardaki dökümü ve yorumlarına göre öneriler neler olabilir?

Kayseri ilinde bulunan etnoğrafik eserler olan Geleneksel Giyim-Kuşamın kadın ve erkek giysileri nelerdir. Hangi parçalardan oluşmaktadır?

Giysilerin kumaş, kalıp, renk, desen işleme, aksesuar, baş süsleme özellikleri nelerdir? Tablolardaki dökümü ve yorumlarına göre öneriler neler olabilir?

1.6. Sayıltılar

Bu araştırma aşağıda belirtilen varsayımlara dayalı olarak yürütülmüştür. Araştırma için seçilen örneklem evreni temsil eder niteliktedir.

Verilerin toplanması için hazırlanan gözlem formları uzman kişilerin görüşlerine göre geçerlidir.

(23)

Geleneksel giyim kuşam kültürü, sanat tarihi; etnografya, antropoloji, sosyoloji, folklor ve el sanatları eğitimi açısından önemli bir yere sahiptir.

1.7 Sınırlılıklar

Araştırma 2010–2012 arasını yılları arası kapsamaktadır.

Araştırma kayseri ilinden örneklerin bulunduğu merkez ve ilçeler ile sınırlıdır. Araştırma merkezdeki etnografya müzesi, özel müzeler ile koleksiyonerler giyim kuşamı sandıklarında bulunduran kişiler ve Develi, Pınarbaşı, Yahyalı, Akkışla Yeşilhisar ilçeleri ile sınırlıdır.

1.8 Tanımlar

Arkalık: Su taşıyan kişilerin, kırbayı (testi, güğüm) çeşmeden doldurduktan

sonra esvap ve çamaşırlarının ıslanmasını engelleyen meşin yelek (meydan larouse 1969 s103).

Baskılı atlas: İnce ipekten dokunan düz kumaşın üzerine pres ile yapılan

desenin adı (www.kayseri kent.com)

Bindallı: Tek parça kadın elbisesidir. Anadolu’da genellikle mor veya kırmızı

kadife üzerine yaka kenarlar ince su işlemeli tüm beden ve kollar işlemeli kıyafet (www.kayserikent.com).

Bürümcük: Ham ipekten dokunmuş ince bez. ham ipekten dokunan bir tür iç

çamaşırı kumaşı ( www.turkcebilgi.com).

Çakşır: Erkek iç donu üzerine giyilen pantolon, bel kısmı uçkur ile bağlanır

(T.G.K. ve süsleme sözlüğü s58).

Camedan: Camadan da denir. Eskiden giyilen kısa ve kolsuz ön tarafı çapraz

kavuşur bir yelek (Türk giyim kuşam süslenme sözlüğü s.49).

Çarık: Gölgede kurutulmuş manda derisi ile yapılan ayakkabı (T.G.K.S. s64).

Cepken: Kolları uzun ve yırtmaçlı, gömlek üstüne giyilen yakasız kısa giysi

(24)

Cerkeska:Çerkez erkek kaftanı

Çetik : (Çedik) : Kadın ve erkeklerin giydikleri sarı sahtiyandan yapılan kısa ve

bol konçlu ayakkabı (T.G.K.S s.69).

Çevre: Kenarları kıvrılmış oya ile yahut işleme nakışlarla süslenmiş yağlık

mendil (Pakalın 1972 s.71).

Diril: Şilte yüzü ya da gömlek yapmaya yarar pamuklu bir kumaş

(www.turkcebilgi.com).

Dizlik: Dize kadar olan kısa don, tuman (türk lügatı 1969 s.91)

Dolama etek: Çuhadan entari gibi önü açık olarak ilik düğme ile kapanmadan

kavuşturulan ve üstüne kuşak bağlanan esvap (T.G.K.S s.92).

Don: Vücudu belden aşağı topuklara kadar örten ten üstüne giyilen iç çamaşırı

(T.G.K.S. s93).

Entari: Eskiden kadınların iç çamaşırı üzerine giydiği tek parçalı uzun bul giysi

(Dictionnaire Larousse 1993).

Fes: Kuzey Afrika’nın batısında Fas şehrinde icat edilmiş kırmızı renkli baş

giysisidir (Özder 1995 s31).

Fişeklik: Üzerinde tüfek mermileri bulunan omuza asılan bir tür kumaş.

Fişeklik: Kayseri yöresinde gelin kıza çift taraflı takılan altın dizisi. Tek askıda

yaklaşık 72 gremse bulunur (Anonim).

Gazi dizmeleri: Fese altın dizilmesi (Anonim).

Göynek: Yakasız uzun kollu gömlek, bir tür ince giyilen çamaşır. Gerek erkek

için, gerekse kadınlar için yapılmış ipek, pamuklu ve ketenden yapılır (Barışta. 1999 s.211).

Gueşeo: Çerkez erkek kıyafetinde yün pantolon (Asiyat Eyigün).

(25)

bulunan kurşunlar (Asiyat Eyigün).

Hırka: Dikişli pamuklu kısa libade (T.G.K.S. s129).

İçlik: İçe giyilen iç giysisi (www.kayserikent.com).

Kaftan: 1828 den önce en üste giyilen astarsız esvap, entari, erkeklerin giydiği

entari (T.G.K.S. s137-138).

Kemer: Bir şerit şeklinde yapılan ve giyilen esvap, belden sıkıp tutmak için

veya sadece süs olarak kullanılan ve bele yalnız bir defa dolanarak önden bir toka ile tutturulan şey (T.G.K.S. s152).

Kolçak: Günlük olarak giyilen elbiselerin kollarının kirlenmemesi amacıyla

genelde koyu renkte dikilen iki ucu lastikli bir giysi (kayserikent.com).

Kundura: İskarpin (T.G.K.S. s160).

Kuşak: Beli sıkı tutmak için sarılan uzun dar kumaş (T.G.K.S. s152).

Nino:Donların dikiminde kullanılan çizgili pamuklu kumaş

(www.turkcebilgi.com)

Papaha : Çerkez erkek kıyafetinde paşa giyilen kalpak (Şükran Beşdok).

Papak: Koyun kuzu postundan yapılan kalpak (T.G.K.S. s168).

Pişnet : Çerkez erkek kıyafetinde ipek kumaştan hazırlanan dik yakalı gömlek

(Asiyat Eyigün).

Potin: Erkeklerin giydiği kısa konçlu ayakkabı (T.G.K.S. s168).

Salta: Çuhadan yapılan kolları ceket gibi düz dikilen cepken

Sürme: Göz kenarına ve kirpiklere sürülen kara boya

Şalvar: Hem erkeklerin hem de kadınların giydiği bol ağlı gen iş üst donu

Şuruk: Çerkez erkek kıyafetinde siyah deri çizme (Ferit Domaniç).

(26)

Tepelik: Yalnız kadın feslerinde kullanılmıştır. Yalnız fes üstüne değil

doğrudan bir serpuş gibi saç üzerine de oturtularak kullanılmıştır. Fes üzerine konulanlar, altından, gümüşten yaldızlı bakırdan fes tablasını örtecek şekilde yapılmış daire şeklinde, oymalı, nakışlı madeni bir levha (Özder 1995 s.36).

Tuman: Şalvar (Anonim).

Uçkur: İç donu, şalvar, potur, zıbka vb. giyeceklerin belde durmasını sağlamak

için takılan bağ (Anonim).

Yemeni: Üzerinde el kalıpları ile çiçek şekilli süs motifleri basılmış büyükçe bir

(27)

BÖLÜM 2

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde araştırmanın kavramsal çerçevesi oluşturulmuş ve araştırma ile ilgili bazı yayınlardan giyim kuşam ve kayseri ilinin coğrafi durumu ile ilgili bazı kaynaklara değinilmiştir.

2.1.Kavramsal Çerçeve

2.1.1. Kayseri İle İlgili Genel Bilgiler

2.1.1.1. Kayseri İlinin Tarihi

Kültepe kazılarında yapılan araştırmalar çevrede M.Ö 3.500 yıl öncesine kadar uzanan bir yerleşme bölgesi çıkarmaktadır. Bu kazılarda ele geçenler ilk tunç çağı izlerini taşır. Ayrıca Eğri köy höyüğü Fraktin Şimşek Kaya, Erkilet taşçı, yağmurlu köy ve han yerinde yapılan kazılarda buradaki insanlık tarihinin çok eskilere dayandığından söz edilmektedir (www.kayseri.bel.tr).

Kayseri ve çevresindeki yazılı tarih ise Asur Ticaret kolonilerinin bu çevreye gelmeleri ve M.Ö 2500 yıllarına doğru da Hitit imparatorluğunun yerleşmesi ile başlar ve Kanişti adı ile şehir kurulur (Baydur 1970 s.76).

2.1.1.2 İlk Devirler

Kayseri çevresindeki en eski yerleşim alanı, şehrin 20 km kuzey doğusunda bulunan Kaniş Höyüğüdür. M,Ö, 2800 tarihinden Helenistik Çağa kadar önemini koruyan merkezde, eski Tunç Devri, Asur Ticaret Kolonileri ve Hitit Çağlarına ait birçok belge bulunmuştur.

Hititler ‘den sonra bölge Frig hâkimiyetine geçmiş, daha ziyade Kızılırmak havzasında egemen olan frigler zamanında mazaka ön plana çıkmıştır. MÖ 676 tarihinde Anadolu'ya gelen Kimmerler'in Kaniş ve Mazaka’yı tahrip ederek, Frig hâkimiyetine son verdikleri tarihi kaynaklarda belirtilmektedir.

Kaniş ‘in önemini kaybetmesinden sonra, bölgenin kutsal dağı kabul edilen Argaios'un (Erciyes) kuzey eteğindeki Mazaka ön plana çıkmıştır. Kimmerler'in Asur

(28)

ve Lidyalılar tarafından Anadolu' dan atılmaları ile Mazaka, Lidya ve Med hakimiyetine girmiş ve devrin önemli ticaret merkezi olmuştur.

M.Ö 590 yılında Pers Kralı Kyros'un Lidya Kralı Krîsos'u yenmesi ile bütün Anadolu ile birlikte Mazaka da Pers hâkimiyetine girmiştir. İran'dan bölgeye göç eden halk, kendi ülkelerine benzettikleri Argaios (Erciyes) ve çevresine yerleşmişlerdir.

2.1.1.3 Kappadokia Krallığı

M.Ö 332 yıllarında Ariarathes I, ilk Kapadokya Kralı olarak bağımsızlığını ilan etmiştir. M.S 17 tarihine kadar 349 sene hüküm süren bu krallığın başkenti Mazaka iken, Ariarathes V zamanında şehrin adı Eusebia olarak değiştirilmiştir. MÖ 8 yılı içinde tekrar bir değişiklik yapılarak, Roma İmparatoru Ceasar'ın adına izafeten CEASAREA ismi verilmiştir, O günden beri, 2000 senedir Kayseri ismi ile anılmaktadır.

2.1.1.4 Roma Dönemi

M.S.193–211 tarihleri arasında şehir stadyumu yapılmış ve önemli Roma şehirlerinde olduğu gibi birçok yarışmaların merkezi olmuştur. Şehir surları ise, Roma İmparatoru Gordianus III zamanında (M.S.241) yıllarında yaptırılmıştır. Dördüncü yüzyılın başlarında halk tamamen Hıristiyanlaşmış ve Kayseri bu dinin ilmi merkezi haline gelmiştir.

Roma İmparatorluğunun Doğu ve Batı olarak ikiye bölünmesi ile, Kayseri doğuda kaldığı için Bizans Şehri olmuştur. Bizans zamanında Arap ve İran ordularının yaptığı İstanbul seferleri sırasında Kayseri defalarca işgal edilmiştir.

2.1.1.5 Kayserinin Türkleşmesi

Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan'ın 1071 tarihinde Malazgirt’te Bizans ordularını yenmesiyle Anadolu kapıları Türklere açıldı. Bu tarihten 15 sene sonra, 1085 yıllarında Kayseri’yi artık bir Türk ve Müslüman şehri olarak görmekteyiz. Müslüman Türklerin hakimiyetinde Kayseri’nin eski halkı olan Rum ve Ermeniler ’in birer mahallede toplandıkları, Çarşı. Pazar ve ticarette yavaş yavaş hâkimiyetlerini kaybettikleri görülmüştür.

(29)

Şehir, süratle yapılan Camii, Han, Medrese, Hamam ve Çeşmelerle kısa bir sürede tam bir İslam Şehri kimliği kazanmıştır. Bir müddet Danişmendlilere merkez olan Kayseri özellikle Selçuklu Sultanı Uluğ Keykubad (1. Alâeddin Keykubad) zamanında Türkiye Selçuklu Devletinin Konya ve Sivas'la beraber üç başşehrinden birisi olmuştur. Danişmendi ve Selçuklu yönetimleri zamanında yapılan görkemli yapıların en önemlileri olarak; Camii Kebir, Güllük Camii ve Hamamı, Hun at Külliyesi, Şifahiye - Giyesiye Medresesi, Hacı Kılıç Külliyesi, Lala Muhlisiddin Camisi, Sahabiye Medresesi, Kale Surları ve Yoğun burç sayılabilir.

2.1.1.6 Moğol Hâkimiyeti

Selçuklu ordusunun 1243 tarihinde yapılan Köse dağ Meydan Savaşı ile Moğol ordusuna yenilmesi, Türk tarihinde bir dönüm noktası olmuş ve artık Anadolu’da Moğol hakimiyeti başlamıştır. Gönderdikleri Valilerle Anadolu'yu denetleyen Moğollar, 150 sene müddetle Kayseri ve Anadolu’nun bütün maddi ve manevi kaynaklarını yağmalamışlardır. Moğol sömürüsü altında ezilen Selçuklu Devleti, bütün gücünü kaybetmiş ve II, Mesut’tan sonra dağılarak, yerini beyliklere bırakmıştır. (1308).

2.1.1.7 Osmanlı Dönemi

Fatih Sultan Mehmet zamanında, Gedik Ahmet Paşa tarafından Karaman oğulları Beyliği’ne son verilerek, Karaman, Konya ve Kayseri Bölgeleri Osmanlı toprağına katıldı. (1474) Kayseri 1476'dan itibaren Karaman eyaletine bağlı bir sancak merkezi oldu. 1839 tarihinde Bozok Eyaletinde, 1867 tarihinde de bağımsız sancak merkezi olarak Osmanlı idari taksimatında yerini aldı.

2.1.1.8 Yakın Dönem (cumhuriyet dönemi)

Cumhuriyet Döneminde 1924 tarihinde yapılan yeni anayasa ile vilayet yapıldı. Bilinen en eski dönemlerinden beri ticaret merkezi olan Kayseri’de devletin öncülüğünde sanayileşme başlatıldı. Sırayla Sümerbank Dokuma Fabrikası, Tayyare Fabrikası, Ana tamir Bakım Fabrikası, Askeri Dikim Evi kuruldu. 1950'den sonra Kayserili ticaretten sağladığı tasarruflarını sanayiye dönüştürmeye başladı. Bugün Kayseri, ortalama büyüklükte Kayseri ekonomik, kültürel, sportif ve şehircilik alanında yakaladığı ivme ile Türkiye'nin en hızlı gelişen ve dikkat çeken şehirlerinin başında geliyor.

(30)

Türkiye'nin kültür, sanat, bilim ve turizm merkezlerinden biri olan Kayseri, tarihin en eski zamanlarından beri pek çok uygarlığa beşiklik etmiş ve her dönemde önemini korunmuştur. Şehrin en eski adı olan Mazaka, Roma devrine kadar devam etmiş; Roma devrinde şehre imparator Şehri anlamında Kaisareia adı verilmiş; bu isim Araplarca Kaysariya şeklinde kullanılmıştır. Türkler de Anadolu'yu fethettikten sonra şehre Kayserîye adını vermişler ve bu ad Cumhuriyet dönemi ile birlikte Kayseri şeklini almıştır.

Kayseri, her köşesi değişik uygarlık kalıntılarının birbiriyle kucaklaştığı, Anadolu’nun en köklü ve en eski yerleşim alanlarından birisidir. M.Ö. İV. Binden, yani Kalkolitik (Bakıraş) çağlardan başlayarak, Asur, Hitit, Frig dönemlerinde ve Roma devri sonuna kadar bir yerleşim alanı olan Kültepe; bu uygarlıkların kalıntılarını barındıran bir açık hava müzesidir. Kayseri bu önemli merkezin yakınında yer alan bir bölge olarak bu uygarlıkların hepsinden derin izler taşırmaktadır.

1067'de Selçuklu komutanı Afşin ile Türk hâkimiyetine giren Kayseri; Selçuklu devleti, Eratna beyliği, Dulkadiroğluları, Kadı Burhanettin, Karamanoğulları ve Osmanlı devleti dönemlerini yaşamış, başta Selçuklular olmak üzere her dönemde önemli bir Türk kültür merkezi olmuştur.

Cumhuriyet döneminde 1924 anayasası ile il yapılan Kayseri 1927'de il sınırlarından geçen demiryolları hattı, 1953'te kurulan Sümer Bez Fabrikası ve 1950'lerde başlayan sanayi sitesi ile Türkiye'nin ilk büyük sanayi ve ticaret hamlelerine öncülük etmiştir

2.1.2 Kayseri İlinin Coğrafi Konumu

Kayseri ili İç Anadolu bölgesinin yukarı Kızılırmak kısmında yer alan ve 16.917 kilometre karelik yüzölçümü ile Türkiye topraklarının %2,2’lik bir kısmını kaplar (Kayseri valiliği Kayseri 2004).

(31)

2.1.2.1 Konum

Kayseri İç Anadolu’nun güney bölümü ile Toros Dağlarının birbirine yaklaştığı bir yerde, Orta Kızılırmak bölümünde yer alır. 37 derece 45 dakika ile 38 derece 18 dakika kuzey enlemleri ve 34 derece 56 dakika ile 36 derece 58 dakika doğa boylamları arasında bulunmaktadır. Doğu ve kuzeydoğusu Sivas, kuzeyi Yozgat, batısı Nevşehir, güneybatısı Niğde, güneyi ise Adana ve Kahramanmaraş illeri ile çevrilidir (www.webilgi.com).

Kayseri ilinin denizden yüksekliği 1.043 metredir. Erciyes dağı ise 3916 metrelik yüksekliği ile İç Anadolu bölgesinin en yüksek, Türkiye’nin altıncı zirvesini teşkil eder (Kayseri valiliği il kültür müdürlüğü Kayseri. s.8).

2.1.2.2 Kayseri’nin İklim ve Bitki Örtüsü

2.1.2.2-a-İklim

Kayseri İl’inde kışlan soğuk ve kar yağışlı, yazları ise sıcak ve kurak karasal nitelikli Orta Anadolu iklimi egemendir. Ancak il iklimi, yükseltiye göre yer yer farklılıklar gösterir. Buna bağlı olarak ilde iklim çukurda kalan bölgelerde daha yumuşakken, yaylalardan dağlık kesimlere doğru gidildikçe sertleşir. Örneğin, çevreye göre çukur bir alanda yer Develi ovasında kış ayları görece yumuşak geçmektedir. Sıcaklık ortalaması, il merkezine göre daha yüksek kesimlerde yer alan Sarız ve Pınarbaşı ilçelerinde daha düşüktür. Aynı değer bir çöküntü çukurunda yer atan Develi İlçesi’nde de merkezdeki kadardır. Yağış miktarı ise, ilin yüksek kesimlerinde yer alan bölgelerinde daha fazladır.

Kayseri İl’inin birçok yerinde bozkır iklimi özellikleri vardır. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. Yüksek yerlerde ise yayla iklimi hüküm sürer.

En sıcak günler Temmuz ve Ağustos aylarında olup bazen 38 oC’'a kadar yükselir. Bu ayların ortalama sıcaklığı ise yaklaşık, 23 oC'dir. En soğuk günler ise Aralık, Ocak ve Şubat aylarında olup sıcaklığın bazen --36 oC'a kadar düştüğü görülmektedir. Kış ortalaması ise -2 o’C ile -6 oC arasındadır. Son altmış yıllık gözlemlere göre merkezde ortalama sıcaklık, 1Ö.4 oC'dir.

(32)

Kayseri'de kapalı gün sayısı oldukça azdır. Kapalı gün sayısı ortalama 68, açık ve güneşli gün sayısı ise 110 gün civarındadır. Ortalama nispi nem miktarı %65’tir.

Ortalama yağış miktarı ise metrekareye ortalama 375 kg.dır İl en fazla yağışı Nisan, Mayıs ve haziran aylarında almaktadır Kayseri il merkezi ve 10 ilçesinde yer alan istasyonlardan meteorolojik ölçümler yapılmaktadır (www.sgoist.ofees.net).

2.1.2.2-b-Bitki Örtüsü

Kayseri il topraklarında ovalarda olduğu gibi dağ ve tepelik alanlarda da bozkır bitki örtüsü egemendir. İlin yüksek kesimlerinde yer yer iyi orman örtüsüne de rastlansa da topraklar genellikle bozuk orman ve çalılıklarla kaplıdır. Bu duruma gelmesinde eski orman örtüsünün insan eliyle yok edilmesinde büyük payı vardır. İlin güney kesiminde Toros Dağlarının yer aldığı bölümde karaçam, kızılçam, köknar, ladin ve meşe türleri bulunmaktadır. İyi sayılabilecek nitelikteki ormanlar Tomarza, Yahyalı ve Develi ilçeleri çevresinde yer almıştır. Ormandan yoksun kalmış olan iç kesimlerdeki dağlarda seyrek çalılarla birlikte otluklar geniş yer tutar. Dağlar arasındaki çöküntü havzalarında ve ovalarında bozkır egemen olmasına rağmen daha sonraları geniş ölçüde tarım alanı durumuna gelmiştir. Dağların etek bölümleri ise genellikle bahçeliktir. Dağların yüksek kesimlerinde güvenilir(altragalus soyundan dikenli, yastık biçimli bitkiler)otluklar ve bunların arasında dikenlikler ve dağ çayırlarına rastlanır (www.segoist.ofees.net).

2.1.2.3 Kayseri'de Arazi Dağılımı

Görüldüğü üzere il yüzölçümünün yaklaşık yüzde 40, kını tarım arazisi oluşturmaktadır. En düşük arazi oranı ise orman ve fundalık alandır. Kayseri orman yönünden oldukça fakirdir.

İl yüzölçümünün yaklaşık yüzde 20'sini Pınarbaşı İlçesi oluşturmaktadır. Bunu Develi, Yahyalı ve Tomarza İlçeleri izlemektedir.

2.1.2.4 Dağlar, Ovalar, Akarsular ve Göller

İlin en önemli ve en yüksek dağı 3916 metre yüksekliğindeki Erciyes Dağıdır. Erciyes Dağı, göğsünde ve eteklerinde birçok tali volkan tepelerinin bulunduğu sönmüş bir küme volkanıdır. Dağcılık sporu ve kış turizmi açısından önemli bir yeri vardır.

(33)

Diğer önemli dağlar, Aladağ (3735 m), Dumanlı Dağları (3024 m), Binboğa Dağı (2856 m), Hınzır Dağı (2500 m), Bakır dağ 2462 m), Tahtalı Dağı (2100 m), SoğanIı Dağı (2100 m), Rostan Dağı (2100m). Beydağ (2054 m), Kızıl viran Dağı (1950 m), Ay görmez Dağı (I950 m), Hodul Dağı (1937 m) ve Korkamaz (1900 m) Dağıdır.

İlin önemli gölleri Camız Gölü, Çöl Gölü, Sarıgöl, Yay Gölü ve Tuzla Gölüdür. Bunların yanı sıra çeşitli büyüklüklerde barajlar ve göletler vardır. Bunlar Ağcaşar Barajı, Akköy, Kovalı, Sarımsaklı ve Sel kapanı Barajları ile Efkere, Karakuyu, Şıhlı, Tekir ve Zincidere göletleridir.

İlin önemli akarsularının başında Kızılırmak gelmektedir. Kızılırmak Nehrinin 128 kilometrelik bölümü Kayseri İl sınırları içerisinde yer almaktadır. Kızıl ırmağın kolları olarak Sarımsaklı Suyu (55 km), Kestuvan Suyu (48 km) ve Değirmendere Suyu (32 km)bulunmaktadır.

Diğer önemli akarsuları Zamantı (250 km) ve Sarız Çayı (60 km) olup Seyhan Nehrinin kolları durumundadırlar.

İlin önemli ovaları ise Develi Ovası (1050 km2), Sarımsaklı Ovası (300 km2), Karasaz Ovası (80 km2) ve Palas Ovasıdır (50 km2) (www webilgi.com).

2.1.3 Giyimin Tanımı

Giyim insanın bedenini örten giysi, aksesuar ve bunları kullanma biçimleridir. Cinsiyet, kültür, coğrafi bölge ve tarihsel çağlara göre çok büyük farklılıklar gösterebilir. Genellikle bir kültür ne kadar karmaşık ve gelişkin olursa giyim tarzları da o ölçüde incelikli, hiyerarşik ve çeşitli olmaktadır (Altınay Ankara 1992 s.47).

İnsanlar ilk çağlarda vücutlarını tabiatın etkilerinden korumak amacıyla giyinmeye ihtiyaç duymuşlardır. Zamanla toplu halde yaşama örtünme duygusunu geliştirmişlerdir. Toplumun gelişmesiyle birlikte buna süslenme ihtiyacı eklenmiştir. İnsanlar bulundukları uygarlık seviyesine göre giyim tarzları yaratmışlardır. Her ulus kendi örf, adet ve inanışlarına, yaşama şartlarına göre giyimlerini şekillendirmişlerdir. Buna göre giyim; vücudu tabiatın etkilerinden koruyan medeniyetin ilerlemesiyle değişiklik gösteren insan vücuduna göre şekil alan giyişlerin tümüdür (Bayraktar,1990 sayfa 5-6).

(34)

Giyim insanın bedenini örten giysi, aksesuar, makyaj ve bunları kullanma biçimidir .Giyim; coğrafi koşullar, cinsiyet, yaşam tarzı ve kültürün etkisiyle tarih boyu değişime uğramıştır. Kültür geleneksel tarzına da yansımış, hiyerarşik yapı ,ekonomik durum, toplumsal statü, meslekler ve uğraşı alanları giyim tarzını belirleyici olmuştur (Türkoğlu 2002 s-22).

Giysi insan vücuduna giyilen parçaların bütününden oluşan takım şeklinde tanımlanabilir. Her şeyden önce vücut ısısının düzenlenmesi ve çevresel etkilerden korunmak için giyilmektedir. Farklı iklim bölgelerine göre elbise türlerinin dağılımı ve hava koşullarındaki değişikliklerle giyilen elbiselerdeki çeşitlenmeler, giysilerin pratik ve koruyucu işlevlerini göstermektedir (Enginner, 1998 s–92).

Giyim - kuşam insanoğlunun tabii ihtiyaçlarındandır. Tabiatın sıcağından, soğuğundan ve vahşi hayvanlardan korunma amacıyla örtünme, mahrem yerleri örtme şeklinde ortaya çıkan giyim- kuşam, zamanla süslenmeyi de kapsamına alarak hayatın vazgeçilmez bir unsuru olmuştur (Tan, 1992 s–11).

Giyim- kuşam ve süslenmeler, milletlerin kendi milli karakterlerini ve zevklerini yansıtır. Bütün milletlerde ortak olanlar yanında, bir nevi o milletin sembolü haline gelmiş renkler ve motiflerde vardır (Çelik, 1999 s–501).

2.1.3.1 Giyimin Tarihçesi

İnsanoğlunun geçmişine bakıldığında tam olarak hangi sebeplerden dolayı giyinmeye başladığı kestirilememektedir. Giyim tarihin ilk evrelerinden bugüne kadar pek çok değişiklikler göstermiştir. Giyinmenin soğuktan korunmak, fiziki çevreden korunmak için mi, yoksa örtünme içgüdüsüyle mi olduğunu kestirebilmek çok güçtür.

Hayvan postlarına sarılan ilk insanlar yeryüzünde çoğalmaya başlamışlardır. İlkel halde olsa bile insanlar bir araya gelip toplu halde yaşamaya başlamaları, onların duygu ve düşüncelerinde yavaş yavaş gelişmeye yol açmıştır ve böylece insan, toplarının hayvan topluluklarından farkları anlaşılmış, insanlarda utanma hissi uyanmış ve bu hissin kültür ve uygarlık seviyesine paralel olarak değişmesi giyimi sosyal bir ihtiyaç haline getirmiştir (Günay İstanbul 1986 s.101).

(35)

İnsanlık tarihinde giysi kullanımının hangi dönemde başladığı bilinmemekle beraber en erken dönemlerde insanların avladıkları hayvanların postlarından yapılmış giysiler kullandıkları varsayılır (Ökse. 2008;s.1).

Yeni bulgular ve kaynaklar eski Taş Devrinde. Neandertal insanın yaşadığı günümüzden 50 bin yıl öncesine ait arkeolojik bulgular (ölü gömme merkezlerinde) bu dönemde giyim-kuşam ve süslenmenin varlığını göstermektedir.

1856’da Almanya’nın Neander vadisinde bulunmuş insan fosillerine buluntu yerinden dolayı Neandertal insanı adı verilmiştir. Günümüzden 200 bin yıl ila 30 bin yıl önce yeryüzünde yaşamışlardır, Orta Paleotik Dönem boyunca yaşadıkları saptanan Neandertal insanları bir çok alet üretmiş ve kullanmışlardır. Yaşadıkları ortamlarda avladıkları hayvan lardan ürettikleri giysilerle örtünmüşlerdir. Neandertaller süslenmek amacıyla kemik ve deniz kabuklarından boncuklar yapmışlardır (Emiroğlu ve Aydın. 2003;s. 624–627).

Giysi ve süs eşyaları Orta Paleotik Dönemde kullanılmaktaydı. Süslenmek için çeşitli deniz kabukları ve kemiklerden yapılmış boncuklar kullanıldığına arkeolojik bulgular ışığında şahit olmaktayız.

Giysinin kökeni ve insanın ne zaman giyinmeye başladığı konusu karanlık kalmıştır. Yine de prehistorik ve arkeolojik çalışmaların Neanderta ölü gömme merkezlerinden sağladığı verilere göre İlk süslenmenin Orta Paleotik Döneme (hemen hemen 400 bin yıl önce) gittiği tahmin edilebilir. İlk giyim de yaklaşık 50 bin yıl önce Eski Taş Çağında Kuzey Rusya'da görüldüğü kaydedilir (Kaiser. 1985; s.28-29).

Daha sonraki dönemlerde ilkel avcı toplayıcı insan avladığı hayvanların derisini örtünmek için kullanmıştır.

İlkel toplumda erkekler, avladıkları hayvan postlarıyla örtünmüşlerdir. Bu postlar kesilmeden, vücuda oturmamış olarak ve çoğunlukla iki parça halinde omuzdan bağlanarak kullanılmıştır (Tizer ve Sapmaz. 1965: s 3).

Konuyla ilgili ilginç ve açıklama getirmesi göç olan bir olgu da insanın hangi sebeple giyinmeye başladığını açıklayabilmektir. Örtünme ya da utanma içgüdüsü ile bu soruyu cevaplamak oldukça sıkıntılıdır. Çünkü Eskimoların dışarıda ve ev içinde aile ortamında çıplak gezmeleri bu tezi çıkmaza sokmaktadır. Başka bir görüş ise aile

(36)

kavramı ve ailenin bir arada yaşaması ile çıkmış ise bugün klanlar halinde yaşayan ilkeller ve yine Eskimoların durumu bu teze de soru işaretleri getirmektedir (Tezcan, 1983: s.255).

Giyimle ilgili çeşitli görüşler vardır: kötü havalardan korunma, süslenme, büyüsel inançlar, utanma duygusu. Bu görüşlerin hepsinde de derece derece gerçek payı vardır ancak en geçerli olanı hayvanlarda ve süslenme etkenleridir. Kimi ilkeller cinsel organlarının büyüsel etkilerle gücünü kaybedebileceğinden korkarlar ve onları örterler. Utanma duygusuyla giyinmek üçüncü dördüncü derecede önemli etkendir. Çünkü dışarıda çok sıkı bir şekilde giyinen Eskimolar, kulübelerinin içinde çırılçıplak dolaşabilmektedir. Esasen ilkellerde utanma sonucu giyinme Hıristiyan Misyonerler sonucu olmuştur. Çoğu ilkel kabilelerde giyinmenin toplumsal bir önemi vardır; giysi, sahibinin toplum İçindeki yerini belirlemektedir. İlkellerde en basit giyim, bacaklar arasına geçirilen ve cinsel organları gizleyen basit bir örtüden ibarettir. Bu örtü ottan, çayırdan, sazdan, işlenmiş ağaç kabuklarından, deriden, posttan ve kumaştan ibarettir. Bu örtünün daha gelişmiş olanı, önlük biçiminde olanıdır. Pantolon daha çok binici halklarla, kutup kuşağında yaşayanlarda kullanılır. Ayakkabı giyimi genellikle iklim ve coğrafi koşullarla ilgilidir. Bedevi kabilelerin bazıları ayak tabanlarını çölün kızgın kumundan koruyabilmek için çorap giyerler. Kutup bölgesinde de çizmeler kullanılır. Örme sandallar Asya ve Kuzey Afrika’da çok yaygındır. Deriden yapılma ayakkabı ve sandallara Asya'nın yüksek kültürleriyle Kuzey Amerika yerlilerinde rastlanır (Mokasen). Başa giyilen şeylerde kültür bölgelerine göre değişir (Örnek, 1971;s. 94– 95).

Giyim birçok etmen tarafından etkilenmekte, korunmakta ya da güncellenmektedir. Giyim sosyal etmenler tarafından şekillenirken, bireyin de toplumla olan uyum bağını korumuştur.

Çok önceki devirlerde insanın kendi toplumunda sosyal statüsünü belirleyen ve giymek zorunda olduğu giyimi vardır. Aslında bu bir zorunluluktan çok geleneğin insanlara sunmuş olduğu bir yaşama biçimi anlayışıdır. Geleneksel öğeler içeren bir giyim- kuşam örneği, bize ait olduğu toplulukla ilgili pek çok bilgi sunabilir'’ (Artun, 2008: s.46).

(37)

Giyim-kuşam, insanoğlunun kültüre! Gelişim ve yaşam sürecinde, kökeninde koruma amaçlı olmasına karşın, gelişim sürecinde geniş kültürel işlevler olgudur. Ekolojik koşulların toplumsal ve kişisel değer yargılarının törelerin kültürel ve ekonomik koşulların biçimlendirdiği önemli kültürel öğe ve aynı zamanda da kültürün bir taşıyıcısıdır (Erden, 1998;s. 6).

Giyim-kuşam ve süslenme kavramlarının Sos yo-kültürel yönü göz ardı edilmemelidir. Sosyal, kültürel açıdan giyim toplum ve toplumun estetik değerleri, normlarıyla şekillenen ailenin ortaya çıkışı ile başlayıp daha sonra örtünmenin gelenek haline dönüşmesiyle ilintilidir.

Giyim, insanlıkla birlikte olan, ilkel toplumdan çağdaş topluma geçerken önemini daha da arttıran bir olgudur. Giyim aslında maddi kültürün bir öğesidir. Fakat aynı zamanda toplumsal bir içeriğe sahiptir. Giyim elbise, çamaşır saç şekilleri, makyaj ve ayağa giyilenlerin tümü demektir. .Ailenin ortaya çıkısı ile örtünme başlamış ve zamanla gelenek olmuştur, İnsanların giyimi, birçok etmene bağlıdır. Onların toplumsal ve estetik değerleri, dinsel inançları ve uygulamaları, cinsiyet ve yaş, tabaka ve meslekleri ve o anki durumları gibi birçok etmenler ne, ne zaman, nerede giyinilir etkiler (Tezcan, 1983:s. 255).

Tarih içinde giyim kültürü İncelendiğinde her toplumun yaşadığı coğrafya, yaşam biçimi, günlük uğraşları, değerleri, giyilen giysilerin biçim ve çeşidini bunlara ek olarak takı aksesuar ve makyaj biçimlerini etkilediği görülmüştür (Artun, 2008:s. 46).

Giyim aynı zamanda bireyin iletişim kurma araçlarından biridir. Bireyler gün içinde bulundukları ortamlarda giyim-kuşam ve süslenmeleriyle kendi varlıklarını fark ettirmeye çabalarlar.

Giysi öncelikle bir toplumsallaşma aracıdır. Gelenek kişinin toplumdaki yerini cinsiyetini, konumunu belirlemek için çeşitli giysiler giydirir. Modern insan için giysi aynı zamanda bireyselleşmenin de arıcıdır (Kutlu ve Özmen. 2008:s. 309).

Çünkü insan ilişkilerinde giyinmenin rolü yadsınamaz. Bireyler İlk iletişime göz temasıyla geçerler ve bu temas sırasında karşısındaki bireylerin giyim-kuşamının niteliği, rengi vb. ölçüleri kullanarak fikir sahibi olamaya çalışırlar.

(38)

Giysi kullanımı başka bir anlamda da gösterge niteliğine sahiptir. Dil gibi. Bir gösterge sistemi olan giysi, sosyal birimlerin üyelerince paylaşılan kazanılmış bilginin bir bölümüdür. Bir gösterge sistemi olarak giysinin, sözlü gösterge sistemleriyle (Doğal diller) bir diğer benzerliği de çeşitliliğidir. Kültürel çeşitlenmeler, bölgesel çeşitlenmeler, sosyal çeşitlenmeler, cinsiyet çeşitlenmeleri. İşlevsel çeşitlenmeler, bireysel çeşitlenmeler bu çeşitliliği birimleridir (Enninger. 1998.s. 93).

Giysi kişisel, kişiler arası, grup ve örgütsel, toplumsal ve kültürlerarası alanlarda motivasyon, rol, kimlik, uyum, statü, makam, estetik, ahlaki değerler ve etnosantrik açılardan sembolik anlamlar içerir ( Kaiser, 1985:s. 4-19).

Kimliğin inşasında giysi bir kimlik dilidir. Etnik aidiyetin simgesidir. Topluluğun içinde kişinin ait olduğu topraklan, grubu gösteren bir bayraktır. “Ben buradayım ve yalnız değilim" in sessiz ifadesidir. Kendisinden ulam yanına çağıran ortak bir dildir. Kimlik kurucu, kimlik pekiştirici ya da kimliği görünür kılan kıyafet, bizim kim olduğumuza dair kesin bir ifadeden çok, sadece bunu düşündürmekle yetinen bir imgedir (Davıs. 1997:s. 15).

Cinsel kimlik de giyim-kuşamın sayesinde pekişen yerli yerine oturan kimliklerdendir. Kız çocuklarına eteği erkek çocuklarına pantolon giydirmek, kız çocuklarına pembe giysiler giydirmenin, erkek çocukların koyu ve haki renklerle giydirmenin altında yatan etken de aslında bu olmalıdır. Giyim, cinsel kimlik dilinin ilk sözcüklerine dönüşmektedir. Dinsel kimlik de giyim-kuşamın sessiz diliyle dışa vurulan bir kimliktir. Baştan aşağı çarşaflı bir kadın, turuncu kumaşlar içinde bir rahibin dini inancının ne olduğu giysiler ve bu giysilerin diliyle karşı tarafa iletebilmektedir, Giyim-kuşam; etno-kültürel. Cinsel, dinsel ve politik sınırları temsil etliği gibi bu sınırları aşmaya olanak tanır. Kimi insanların kimi kimliklerden kurtulmasının da araçlarından biridir. Yani giyim-kuşam ve süslenme bir entegrasyon aracı olduğu gibi, Aynı zamanda bir dışlanma ve ötekileştirme aracıdır (Kutlu-Özmen. 2008:s. 31).

Giyim-kuşam ve süslenme bazı İşlevlere sahiptir. Birey kendisini fiziksel ve çevresel Etmenlerden (Soğuk ya da sıcak hava, fiziksel darbeler, çeşitli böcek, sinek vb. hayvanlardan gelebilecek zararlar v. s. ) koruyabilmektedir. Güzel giyinerek kişi içinde yaşadığı toplumda yer sahibi olmaya çalışmakladır. Bu şekilde temiz, düzenli, zengin, şık, güzel vb. bir çok sıfatla anılmasının yani sıra güzel giyinmek güzel olmak için de

(39)

bir ön koşul olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireyin ait olduğu toplumsal statünün de bir göstergesi olma işlevi de üslenmektedir. Üniformalar, takım elbiseler, markalar da bu dili tamamlayıcı unsurlar arasında yer almaktadır. Giyim toplumun normlarına uyum ya da protesto için de bir aracılık işlevi görebilmektedir. Bireyin kendine olan güveninin de tamamlayıcısıdır giyim. Kişi vücudunun çirkin sayılabilecek yerlerini giysileri sayesinde kapatabilmekledir. Ek olarak bireyin dünyayı algılayış biçimi olarak da karşımıza çıkmakladır.

2. 1.4 Avrupa Ülkeleri ve Amerika’da Yerel Giyim-kuşam Araştırmaları

Ruth Benedict. Giyim-kuşam kavramından bahsederken "Folk Costume" yani halk giyimi, halk giysisi sözcüklerini kullanmaktadır. Sosyal fiilimler Ansiklopedisinin "Dress'‘yani elbise, giysi maddesi altında giysiyi "'bireyi görünür kılan bir nişan bir rozet olarak tanımlamakladır. “Bireylerin giysilerini bilinçli olarak seçtiklerine bu tercihi yaparken anlatmak isledikleri bir vurgu olduğunu belirtmektedir (Benedict. 2007; s. 235–238).

Avrupa ülkelerinde uzmanlar genel olarak folklorik giysiyi köylü giysisi olarak tanımlamaktadır. .Avrupa'da halk giysisi tanımı genel olarak şu şekildedir: "Köylü, kırsal nüfusun giydiği bugünkü anlamda 19. yy, da giyilen giysilerden farklı geleneksel, değişikliğe uğramamış giysi’' (Yoder. Î972: s. 296).

Avrupa ve Amerika'da yerel giyim konusunda bazı yaklaşımlar mevcuttur. Bu yaklaşımlar ve konuyu ele alış biçimleri şöyledir.

20. yy. İsviçre'nin halk hayatı ve halk kültürü konusunda en önemli uzmanlarından biri olan Richard Weiss konuya fonksiyonellik açısından yaklaşmaktadır. Geniş açılı tanımıyla Weiss, halk giysisini insanların toplum hayatı içinde giydikleri her şey onların sosyal hayatları ile bağıyla ilgilidir şeklindedir. O yalnızca ne giyildiği ile değil nasıl giyildiğiyle de ilgilenmektedir. İlginç açıklamasında görüşlerini şöyle özetler “Halkın kültürel giysisi, giysinin kullanılış amacı ve şekliyle ilgilidir. Toplum olarak halk içinde giysinin bireye sağladığı fonksiyonla ilgilidir evde üretilmiş olmakla ilgili değildir” (Yoder. 1972:s.296).

Fonksiyonalist yaklaşımın özünde iki fonksiyon vardır. Bunların ilki, halk giysisi bir elbise formudur, Görünüşte cemaat olarak halkın ruhunu sembolize

(40)

etmekledir. İkinci olarak da bireylerin ait oldukları topluluk içindeki çeşidi ilişkilerine ışık tutmaktadır (Yoder, 1972:s. 296).

Başka bir yaklaşım da halk giysilerini giysiler diyalektiği (lehçe) ile analoji yaparak açıklamaktır. Bu yaklaşımda halk giysilerin bölgeler arası varyasyonlarına değinilmektedir. Halk giysisi ve halk lehçeleri hem bölgesel hem de yöresel açılardan farklılıklar göstermeleri bakımından ilişkilendirilmiştir. Her iki kavramın da özün de kültürle yakından ilişkili olması bu yaklaşımın temelini teşkil etmektedir. Yaklaşımın sorunlu yanı ise Lehçenin milli kalması modanın ise uluslararası etkiye sahip olmasındadır (Yoder, 1972:s. 296).

Amerikan popüler romantik yaklaşımda, eski ve çok güzel kıyafetlere hak ettiğinden fazla değer verilirken çiftçilerin ve işçi sınıfının giysileri ise aşağılanmış, kıymet görmemişti (Yoder. 1972:s.296).

Avrupalı folklor uzmanları konuyla Amerikalı meslektaşlarına nispetle daha yakından ilgilenmektedirler. Bunun sebebi muhtemelen giyim-kuşam kültür tarihleri üzerinden köklerine ulaşmak çabasındadır. Amerika ise tarihsel olarak koloniciler ve kıtaya ilk yerleşen öncülerle başlamış olduğu ve yakın tarihte var olan bir yapı olması nedeniyle derin çalışmalara girmemişlerdir (Yolder, 1972: s.296).

Avrupa ülkelerinde konunun uzmanları Amerikalı meslektaşlarına oranla giyim- kuşam tarihi çalışmalarına daha çok önem vermektedirler. Avrupalının giyim tarihinin izleri moda tarihinden ve üst sınıfın giysilerinden sürülmektedir. Bunun basit sebebi ise orta ve üst sınıfın giysilerinin günümüze muhafaza edilmiş biçimde ulaşmış olmasından ileri gelmektedir. Bu giysilerin her biri kayda geçirilmiş ve sınıflandırılmıştır (Yolder, 1972: s.296).

20. yüzyılda Avrupalı halkbilimciler, halk yaşayışı uzmanları dikkatlerini geleneksel köylü giyim-kuşamına çevirdiler. Her yerde hem altyapı çalışmaları hem de metodoloji çalışmaları başlatıldı (Yoder, 1972: s.296).

Günümüzde Avrupa'da köy ve kasaba giyimi ve kentli giyimi arasındaki fark kalmamıştır. Bu durumun altında yalan tarihsel sebepler içinde en önemlisi kuşkusuz Fransız Devrimi'dir (Yoder. 1972:s.296).

(41)

Avrupa'da Fransız Devrimiyle beraber sınıfsal yapıların kırılması kentsel ve kırsal kesimlerde yaşayan insanların elbiseleri genel yapılara dönüşmüştür. Bununla birlikte geleneğe olan bağlılık günümüzde de varlığım sürdürmektedir. Giyim-kuşamla ilgili yapılan çalışmalar gruplar üzerinden yapılmaktadır. Köylüler, çobanlar, baca temizleyicileri vb (Yoder. 1972:s.296).

Amerika'da geleneksel, mesleksel etnik, mezhep ve tarikatlarla İlgili hemen her aşıdan giyim skalaları hazırlanmıştır. Kültürel haritalar oluşturulmuştur. Sahayla ilgili çalışmak isteyenler için tablolar hazırlanmıştır (Yoder, 1972:s. 296).

Giyim-kuşam materyallerinin kıymetinin anlaşılmasıyla birlikte Avrupa hemen derleme çalışmaları başlatmıştır. Avrupa'nın her yerinden toplanan giysiler sınıflandırılmış ve haklarında çeşitli yayınlar yapılmıştır (Yoder, 1972: s.298).

Avrupa'da konuyla ilgili olarak yapılan ilk adım tüm Avrupa’nın her yerinden halk giysilerinin müze arşivlerince toplanıp kayda geçirilmesi olmuştur. Halk kültürü enstitülerinde uzmanlar konuyu bir halk kültürü parçası olarak ele alarak yaklaşmışlardır (Yoder, 1972: s.298).

Bazı uzmanlar bölgesel sınıflamalar yaparak yayınlar yaparken bazıları da toplanan malzemenin fotoğraflarını yayınlamışlardır. Bu süreçte arkeologların da sahaya olan katkıları büyük olmuştur (Yoder, 1972: s.298).

Halk giysisi cemaat ruhunu yansıtan bir semboldür. Kültürel değerlerden bir tanesidir. Bir sembol olarak cemaatin basit ihtiyaçlarının yanı sıra cemaatin basit yapısın da açıklamasıdır (Yoder. 1972:302).

Avrupa'da bir kişinin ne giyeceğini belirleyen faktörler cinsiyet, .sosyal statü, yaş, Meslek, iş veya işsizlik hali, dini seçimlerdir (Yoder. 1972: s.302).

Amerikan folklorunda giyim-kuşamla ilgili akademik çalışmalar gruplar bazında tutulmuştur. Bu sınırlama da ülkenin tarihsel ait yapısının yakın çağ zamanlarına rastlamasıyla ilgili olmalıdır ( Yoder, 1972: s.310).

Amerika’daki giyim-kuşamla ilgili çalışmalar, Avrupa'yla kıyaslandığında henüz olgunlaşmamıştır. Fayda sal tarihçi, bölgesel, etnik, mesleksel ve mezhep ve tarikatlarla ilgili alanlarla sınırlı kalmışlardır. Amerikan folklorunda tarihsel giyim iki aşamalı

(42)

olarak incelenmiştir. Birinci Kolonilerin kostümleri ve ilk yerleşiklerin, öncülerin kostümleri tarihsel açıdan büyük önem taşımaktadır. Erken dönem Amerikan giyim dokümanları İçinde Kuzey Doğu Amerikan Eyaletleri, Güney Batı İspanya. Pensilvanya, Almanya, Hollanda. Güney Atlantik ve merkezden uzak (Taşra, geri kalmış) bölgelere ait giysiler bulunmakladır (Yoder, 1972: s.310).

Sonuç olarak, Amerika'da ve Avrupa Ülkelerinin genelinde ev içinde üretilen giyim eşyasının var olduğu dönemler çok gerilerde kalmıştır. Hayat biçimlerindeki temel ve köklü değişiklikler, 20. yüzyılın her sahada medenileşmiş ve modernleşmiş dünyasında geleneksel giysiler için yok denecek kadar az bir yer kalmıştır. Dünyadaki akademik çevreler için ise halk giysileri eski moda kalmış bir kelimedir (Yoder, 1972: s.320–321).

2.1.5 Türk Giyim Kuşam Tarihi

Arapça "Kıyafet sözlükte masdar olarak “birinin peşinden gitme; çocuğun fiziki özelliklerine bakarak mesebini tespit etme gibi anlamlara gelir, Giyim-kuşama da hem insanın kişiliğini yansıtılması hem de geleneğin takip edildiğini göstermesi açısından kıyafet denir (İslam Âns.. 2002; 508).

Türkler tarih boyunca giyim-kuşam ve süs eşyaları için çeşitli sözcükler kullanmışlardır. Bunlar arasında en yaygın olanları kıyafet, ton, elbisedir (Özbay, 1997: s.54).

Türkler elbise için genellikle ton-don kelimesini kullanmışlardır. Bunun yanında kehdgü (giysi), kedhüt, kadim (giysi), kedim, kedgü kelimelerine de yer vermişlerdir (Özbay, 1997: s.54).

Türklerin giyim-kuşam tarihinde diğer milletlerden ayrı bazı unsurlar vardır. Bu unsurlar içinde en önemlileri dar ve vücuda yapışan pantolon, deri çizme, kemer, kaftan ve cekettir. Tarih boyu göçer evli at sırtında yaşayan Türkler at binerken ancak bu kıyafetlerle rahat edebilmişlerdir (Ögel, 2000: s. 103).

“Demir çağındaki Türk mezarlarında paçaları dar pantolonlara rastlanıyordu. Bu pantolonlarda ayrıca paça bağları da görülüyordu. Öyle anlaşıyor ki, “dar paçalı pantolonlar, çizme ve dizlik giyebilmek için", daha uygun ve rahat oluyorlardı (Ögel, 2000: s. 103).

(43)

Eski Türk boylarının hayatlarının büyük bölümü at üzerinde geçtiğinden kalın pantolon ve çizme giymek zorundaydılar. Yiyecek ve silahlarını asabilmek için deri kemerlere İhtiyaçları vardı. Daima açık havada yaşadıklarından dolayı soğuktan korunmak için kalın keçeden ve kürkten giyimler giymeleri gerekiyordu. Eski Türk kıyafetlerinin esasını yün deri ve kürk meydana getiriyordu (Tav kul, 1993: s.40).

Hun kültürüne ait Pazırık ve Noin Ula kurganlarında ele geçen keçe çoraplar, taraklar ve aynalar dönemin hayat tarzını yansıtır. Keçe çorap ve çizme Türk Kültürüne aittir, ayna ise Çin'den getirtilmiştir (Ögel, 1984:s. 65).

Türkler her dönemde bulundukları coğrafi sahanın kendilerine sundukları hammaddelerden giysilerini elde etmişlerdir. Bu hammaddeler arasında en yaygın olanı kuşkusuz deridir. Çeşitli hayvanlardan elde edilen deriler, Türk giyim-kuşamının genel itibarıyla hammaddesini deri teşkil etmektedir. Ek olarak kürk, keten, ipek, yün, pamuk da hammadde olarak karşımıza çıkmaktadır. Talaş’ da ortaya çıkarılan bir Hun mezarında, erkek cesedinde ipek gömlek ve deri pantolon bulunuyordu. “Türk elbiselerinin esasını, yün. deri ve kürk meydana getirirdi” (Ögel, 2000; s.2).

Çinliler de Hunlarla yaşanan çekişmeler sonucu kültürel etkileşime girmişler. Onları taklit etmeye başlamışlardır. Giyim-kuşam yönünden de Ilımların giysilerini örnek alarak onlar gibi giyinmeye başlamışlardır. Hunlarla olan uzun savaş devresi içinde Çinli savaşçıların kıyafetleri de teçhizatları da değişti. Ağır yol alan harp arabasını bir yana bırakarak Çin askeri-tıpkı rakibi olan Hun gibi ata bindi. Keçeden ve bezden yapılan eski pabucunu bırakıp süvari çizmesi giydi. Vücuda yapışan dar elbiseler giydi. Bunu eskisi gibi bezden beline sarıp önünde bağladığı kuşakla değil tokalı kayışla sıktı (Ligeti, 1986: s.43).

Türkler, iklimlere göre kıyafetler üretmişlerdir. Yazlık ve kışlık kıyafetlere sahiptirler. Başlıklar, pelerinler bu kıyafetlerden birkaçına örnek teşkil eder.

Bozkırın tipik elbisesi ise ceket-pantolon idi. Süvari en rahat şekilde ancak böyle giyilebilinirdi. Soğukta ve sıcak havalarda ayrı ayrı giyilen pelerinler de kullandıkları anlaşılan Türkler, ayaklarına çizme, başlarına börk giyiyorlardı. İleri gelenler ve makam sahibi olanlar daha uzun gösterişli olmasından tanınırdı (Kafes oğlu. 1999: s.320).

Şekil

Şekil No  : 1
Şekil No  : 2
Şekil No  : 3
Şekil No  : 4
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Ana dikiş tekniği olarak, makinede baskı dikiş (temiz dikiş); yardımcı dikiş tekniği olarak, makinede düz dikiş, makinede spor dikiş; kenar temizleme

Oksijen, hidrojen veya azot ile kolaylıkla reaksiyona giren titanyum ve zirkonyum gibi metaller tercihen kuru ve temiz argon veya helyum atmosferinde veya bir vakum içinde

On n'a pas observé dans les limites de la masse métamorphique ni la série, contenant surtout des phyllites, série bien connue en Anatolie occi- dentale et visible en

Messer'in 37 sürekli dişlerde CPCP kullanarak yaptığı in-vivo ve in-vitro ça- lışmalarda CPCP'ün in-vitro olarak 24 saatte %90 civarında kaybolduğunu saptamıştır.Durutürk

Yoğun yerleşim sıklığında beslenen propolis katkılı grupların yemden yararlanma oranının Y grubuna göre yüksek olması yem yüketimi ve canlı ağırlık artışının

yılan”, “yedi kuyruklu bir başlı yılan”, “yedi sultanın başını getirme”, “yedi gün yedi gece mücadele etme”, “yedi yıl mühlet”, “yedi yıl

In the light of the study findings, we conclude that physicians and nurses need to be more proactive in providing patients with preoperative information and that, considering

Araştırmanın temel amacı, günümüzde ülkelerin ekonomik gelişiminde, döviz açıklarının kapatılmasında ve ödemeler bilançosunun aktif artan ver- mesinde önemli bir