• Sonuç bulunamadı

Knidos Helenistik ev duvar resimleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Knidos Helenistik ev duvar resimleri"

Copied!
64
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI KLASİK ARKEOLOJİ BİLİM DALI

KNİDOS HELENİSTİK EV DUVAR RESİMLERİ

KUDRET DEMİRÖZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Ertekin DOKSANALTI

KONYA 2019

(2)

ii

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Kudret DEMİRÖZ

Numarası 174203011010

Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tezin Adı Knidos Helenistik Ev Duvar Resimleri

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)

iii

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Kudret DEMİRÖZ

Numarası 174203011010

Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ertekin DOKSANALTI

Tezin Adı Knidos Helenistik Ev Duvar Resimleri

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan Knidos Helenistik Ev Duvar

Resimleri başlıklı bu çalışma 13.09.2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda

oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(4)

iv

ÖNSÖZ

İnsanlık tarihi boyunca var olduğu günden bugüne kadar sürekli bir gelişim halinde olup, gelişimi ve birikimi üstüne yenilerini eklemiş ve eklemeye devam da edecektir. Yerleşik hayata geçen insanoğlu sanata yönelmiş ve konutlarının duvarlarına da sanatı resim olarak yansıtmışlardır. Resim sanatı Paleolitik dönemden günümüze kadar varlığını göstermiş durumdadır. Bu çalışmada Knidos Helenistik ev duvar resmi ile bu konuya değinilmiştir. Sadece duvar boyama sanatıyla sınırlı kalınmayıp çağdaş bölgelerle karşılaştırılmış ve Knidos hakkında bilgi verilirken Knidos hakkında pek işlenmemiş olan sosyal hayatta mimari, şehrin planı da ele alınmıştır.

Bana tez konumu belirlemede ve çalışmalarım süresince kaynak konusunda destek olan bilgilerini aktaran, mesleki tecrübe ve bilgi birikimiyle yanımda olan çalışmalarımı sabırla inceleyen danışman hocam Prof. Dr. Ertekin M. DOKSANALTIYA tüm içten duygularımla teşekkürü borç bilir ve teşekkür ederim.

Aynı zamanda çalışmalarımın hazırlık aşamasında fikir ve görüşleriyle beni yönlendiren, bıkmadan tekrar tekrar baştan sona tezimi inceleyen sevgili hocam Doç. Dr. Aytekin BÜYÜKÖZERE çok çok teşekkür eder ve saygılarımı sunarım. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğ. Üyesi Fuat YILMAZ hocama da kaynak konusunda destek olduğu, bilgileri konusunda da yanımda olduğu için ayrıca teşekkürü borç bilirim. Ayrıca Sakarya Üniversitesi Mühendislik bölümü Dr. Aydın DEMİR’e de teşekkürlerimi sunarım.

Uzun süre tezime çalışırken bana sabreden sevgili aileme ve özellikle kızım Aybike DEMİRÖZ ve oğlum M. Fatih DEMİRÖZ’e sonsuz sevgilerimi ve saygılarımı sunarım.

(5)

v

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Kudret DEMİRÖZ

Numarası 174203011010

Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ertekin DOKSANALTI

Tezin Adı Knidos Helenistik Ev Duvar Resimleri

ÖZET

Knidos Helenistik Ev Duvar Resimleri tezinde Knidos antik kentinin konumu, gelişimi, yapılan kazı çalışmaları ve bu kazı çalışmalarının dönemleri, kimler tarafından yapıldığı hakkında bilgi verilirken, Knidos da bulunan kişisel konutlar ve şehir planı da ele alınacaktır. Aynı zamanda tezimin asıl konusu olan Knidos antik kentinde bulunan Helenistik ev duvar resminin Antik çağda resim sanatının ve fresk gelişimi kapsamında irdelenmesi yapılacaktır. Bu inceleme Helenistik dönem ve Roma imparatorluk dönemi içerisindeki (M.Ö. 2 yy ile M.S. 6 yy) periyot da olacaktır. Bu inceleme materyalin arazi ve laboratuvar ortamında değerlendirilmesi ile elde edilen verilerin antolojik yöntem ile irdelenerek kronolojisini oluşturmasının yapılması hedeflenmiştir. Bu çalışmada amaçlanan ise resim ve fresk sanatıyla alakalı olarak Batı Anadolu kronolojisinde bir boşluğu doldurmak hedeflenmiştir. Knidos Helenistik ev duvar resmi aynı zamanda çağdaşı bazı bölgelerdeki duvar resimleriyle karşılaştırılıp, konu benzerliğine kullanılan renklere, renklerin boyaların nasıl elde edildiğine ve işlenen konunun tercih edilme sebebine de değinilecektir.

Anahtar Kelimeler: Knidos, Knidos antik kenti, Helenistik dönem, Helenistik konut mimarisi, şehir planlamsı, Fresk, Fresco, Antik çağda resim sanatı, Antik çağda boya ve renk, Efes, Pompei, Delos,

(6)

vi

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

SUMMARY

Hellenistic Wall Painting From Knidos it is given information about the location, development, arkeological excavations and their periods, and by whom that excavations have been performed in Knidos ancient city. Personal houses in Knidos and its city plan are taken into account as well. Moreover, an evaluation of Hellenistic house wall painting in the scope of development of painting art and freskis performed. This investigation also comprises the period of Hellenistic and the Roman empire (B.C. 2nd century – A.D. 6th century). It is objected in the study to form the chronology of the data obtained by evaluation of the material in the field and laboratory environment by the anthological method of evaluation. The main aim of the study is to fill in the gap existing in the literature regarding the chronology of western Anatolia related to painting and freskart. Additionally, Knidos Hellenistic house wall painting is also compared with the ones of some contemporary regions. The similarity of the subject, used colors, how the colors are obtained, and the reason why the subject is preferred is specified as well.

Keywords: Knidos, Knidos ancient city, Hellenistic period, Hellenistic residential

architecture, City planning, Fresk, Fresco, Painting in ancient times, Paint and color in ancient times, Ephesus, Pompei, Delos,

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Kudret DEMİRÖZ

Numarası 174203011010

Ana Bilim / Bilim Dalı Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ertekin DOKSANALTI

(7)

vii

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI ... ii

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU ... iii

ÖNSÖZ ... iv ÖZET ... v SUMMARY ... vi 1. GİRİŞ ... 1 1.1.Konu ... 3 1.2. Amaç ... 3 1.3. Önem ... 3 1.4. Yöntem ... 4

2. KNİDOS ANTİK KENTİNİN KONUMU VE TARİHÇESİ ... 4

3. KNİDOS ANTİK KENTİNDE YAPILAN KAZI ÇALIŞMALARI ... 6

4.FRESK YAPIM TEKNİKLERİ VE FRESK YAPIM AŞAMASI ... 8

4.1. Buon Fresko veya Al Fresko ... 9

4.2. Fresco Secco ... 10

5. HELENİSTİK DÖNEM VE DÖNEM ÖZELLİKLERİ ... 10

5.1. Helenistik Dönemde Kişisel Mimari ve Mimarinin Gelişimi ... 11

6. HELENİSTİK DÖNEM KONUT MİMARİSİNDE DUVAR RESİMLERİ ... 12

6.1 Stil Özellikleri ... 13

7. KNİDOS HELENİSTİK EV KONUMU, YAPIM MALZEMELERİ ... 14

7.1. Knidos Helenistik Evin Kazı Çalışmaları ... 15

8. KNİDOS HELENİSTİK EV DUVAR RESMİNİN TARİHLENDİRİLMESİ ... 16

8.1. Helenistik Ev Duvar Resminde İşlenen Konu ve Frizin Mimari Bölümleri ... 17

8.2. Helenistik Ev Duvar Resminin Çağdaşlarıyla Karşılaştırılması ... 23

9. DEGERLENDİRME VE SONUÇ ... 27

KAYNAKÇA ... 29

RESİM LİSTESİ ... 37

(8)

1

1. GİRİŞ

Boyama tekniği günümüzden neredeyse 40.000 yıl önce mağaralarda başlamıştır1 ve bunun en erken örneklerinden biri olan paleolitik dönemden Lascaux mağarasında bulunan hayvan resimlerini (Rsm:1-2-3) örnek gösterebiliriz, bu konu hakkında ki bilgiler için Micheal Raggenglueck’in makalelerini inceleyebilirsiniz2. Bu dönem insanları mağara resimlerini dinsel inançları gereği olarak da yapmış olabilirler veyahut gelecek kuşağa aktarım kaygısı ile de yapmış olabilirler, bunu tam olarak bilmek mümkün değil. Buna rağmen mağara resimleri bizi dönemleri hakkında görsel ipucu bıraktıkları kesin bir durumdur3. Resim sanatı günümüz teknolojisi olan fotoğraf makinaları gibi birçok şeyi çekip günümüze aktaran önemli bir unsur olmuştur. İnsanlar ilkel aletleri kullanarak bitkisel ve mineral maddelerden elde ettikleri renklerle resimlerde belli bir perspektifin olmadığı ama av hayvanlarında bacak ve gövdede belli bir hareketin hissedildiği av sahnelerini mağara duvarlarına işlemişlerdir4. Avcı ve toplayıcı olan Prehistorik dönem insanları antropomorfik düşünceye sahiplerdi ve doğayı resmederek gördüklerini somut kavrama dönüştürmüşlerdir5. İnsan ilk resmini yaparken alet olarak kemikten boyayı üfleyerek üfleme tekniğini kullanmıştır6 ve zamanla tek renklilikten çok renkliliğe geçerek kırmızı, siyah ve beyazı da kullanmaya başlamışlardır7. Daha sonra zeminin düz olması gerektiğini düşünen insanoğlu, zeminin düz olmasını sağlayacak yöntemleri deneyip ve bu konuda başarıya ulaşmıştır, sonunda yaşadığı ortama da sanatsal güzelliği katmıştır. Böylece günümüze ulaşan fresk8 kavramı ortaya çıkmıştır.

Neolitik çağda Anadolu’da Hacılar9 ve Çatal höyük10 (Rsm: 4-5) örnek olabilecek en güzel duvar resmine sahiptir. Kalkolitik çağın11 ilk örneklerini ise duvar resimlerinde

1 Durukan 2014, 6

2 Brigette et giles delluc, Dictionnaire de Lascaux, Editions sud- ouest 2008, 17- 35 3 Durukan 2014, 1

4 Durukan 2014, 5 5 Sezer 2012, 4 6 Sezer 2012, 4 7 Power 2004, 75-102

8 Fresk: İtalyanca bir kelime olup kelime anlamı “taze” demektir. 9 Umurtak – Duru 2017, 27-35

10 Mellaart 1967, 521-524; Uyanık- Berk, 2016, 1-13

11 Kalkolitik çağ, yani bakır çağı geç neolitikten sonra yaklaşık olarak M.Ö. 5000/4500 lerde başlar ve

(9)

2

Mısır12 eşsiz bir örnek olmuştur, daha sonra ise Mezopotamya13 örnek olarak gösterilebilir. Tunç çağında (M.Ö. 3300-1200) yine Firavunlar dönemi örnek olabilir, mısırın dış etkilere kapalı olması kendine has bir sanata sahip olmasını sağlamış ve resim sanatında kendi tarzını ortaya koymuştur (Rsm: 6). Genellikte tapınak ve mezar odalarına yapılan resimler dini içerikli olmuştur. Tanrı, tanrıça ve insan figürleri ile yapılan yüzeyde neredeyse boş alan bırakılmamıştır14. Konum olarak Girit odasında bulunan Minos15 (M.Ö. 3000) M.Ö. 1600 yılında sanatta en üst seviyeye ulaşmıştır16 ve Miken17 freskleri de (Rsm: 7) bu bakımdan sayılabilecek önemli yerlerden birkaçıdır18. Minos deniz ticaretinde gelişmiş bir medeniyetti bu sebepten dolayı komşu ülkeler ve yakın doğu kültürleriyle ile etkileşim halindeydiler19. Bundan dolayı gelişmiş olan Minosun merkezi konumunda olan Knossos kentindeki Knossos sarayı sanat konusunda ön plana çıkan yerlerden biri olmuştur20 (Rsm: 8-9). Anadolu da ise konulu duvar resminin ilk örneklerinden biri olarak Altıntepe de bulunan Adapa freskini örnek göstermek mümkündür21 (Rsm: 10-11-12-13).

İnsanoğlu yerleşik hayata geçtikten ve düzenini kurduktan sonra mimari yapı gelişmeye başlamıştır, bununla orantılı olarak da üslup, düzen, mülkiyet anlayışı, ekonomi, inanç, yaşam tarzıyla doğru orantılı olarak gelişmiş ve inşa edilen alanlarda bu gelişim kendini göstermiştir. Antik dönemde çoğunlukla kişisel barınaklar, en ucuz malzeme olan kerpiçten yapılmaktaydı ve bunlar pişirilmemiş kerpiç tuğlalardan oluşmaktaydı22.

Klasik dönemde (M.Ö. 490-330) barınak sadece barınılacak yer kavramı taşıyan konutlar iken bu kavram zamanla ve medeniyettin artışıyla yani dönem ilerlerken

12 Darnell 2010, 29-30

13 Antik Yunancada kökenli bir kelime olan Mezopotamya iki nehir arasında anlamındadır. Meso ve

potamos kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Bu nehirler ise Dicle ve Fırat nehirleridir.

14 Durukan 2014, 5 15 Alexio 1991, 15 16 Durukan 2014, 2 17 Mansel, 1995, 58 18 Bingöl 2015, 13 19 Yalçın 2013, 56- 57 20 Higgins 1997, 7- 16

21 Altıntepe’de Urartu mimarlık eserleri- the urartian architecture on the summit of Altıntepe. Anatolia

VII, Ankara 1963, 43 vd; T. Özğüç Altıntepe II. Mezarlar, depo binası ve fildişi eserler, Ankara 1969 vd; 1966, 13-36

(10)

3

Helenistik dönemde statü göstergesi halini almış, odalar büyütülmüş, plan değiştirilmiş, eklemeler yapılmış, buna ek olarak bireyin refah düzeyine sahip olduğunu gösteren sanatta bu konutlara eklenmiştir.

Antik dünyanın pişmemiş kerpiç tuğlaları yağmurda çamur olup erimeye mahkûm oldukları için bu dönemde muhakkak ki çatı bu alanda kerpiç duvarları koruma açısından önemli bir yapı olmalıydı. Tez konusu olan Knidos Helenistik evin de günümüze ulaşmamış olan üst katıda, yapı malzemesi sebebiyle yıkılmış olması olasıdır. Tomlinson R.A. yunan mimarisi kitabında da belirttiği gibi Antik Yunan evleri araştırması temel olarak harabe incelemesi olarak geçmesi bundandır23.

1.1.Konu

Knidos Helenistik ev duvar resimleri hakkında bilgi vermek, işlenen konunun irdelenmesi, dönem çağdaşlarında da işlenen aynı konuları veya desenleri örneklemeye yönelik olup. Fresk veya duvar resimleri hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır. Knidos Helenistik ev duvar resmi incelenip doğru analizlerle konu hakkında kaynak olabilecek bilgileri sunmak olacaktır.

1.2. Amaç

Antik çağda duvar resim sanatı veya fresk gelişiminin Knidos Helenistik ev duvar resmine yansıması nasıl olmuştur nelerden etkilenmiştir? Duvar resminin insan hayatındaki yeri sadece güzellik kaygısı mıydı? Yoksa burada ki amaç dini bir simge miydi? Propaganda mıydı? Belki de günümüzde de olduğu gibi sevilen bir kahramanın evlerinin bir köşesinde yaşatılma amacı mıydı? Güç, statü, zenginlik göstergesi miydi? Helenistik evin duvarına gelene kadar duvar süslemesinde ne gibi değişmeler ve nasıl aşamalar oldu? Bu konular tarihsel sıralamayla incelenmeye alınmıştır.

1.3. Önem

Yapılan çalışma sonucunda resim veya fresk sanatının Batı Anadolu’da ki kronolojisi ve freskin Anadolu’da ki yeri, kronolojideki yeri incelenip. Anadolu’da fresk konusundaki önemli bir boşluk doldurulmaya çalışılmış ve 1. Stil olan tarza ek olarak hikayeci bir anlatımında işlenmiş olmasına dikkat çekilecektir. Antik kaynak dışında bize yol gösterecek birkaç örnek dışında elimizde pek fazla veri bulunmamakla birlikte

(11)

4

son dönemlerde gün yüzüne çıkarılan örnekler bize yol gösterici nitelikte olmuştur. Knidos Helenistik evde çıkan duvar freskleri Anadolu fresk sanatında önemli bilgiler sunmuştur. Yaklaşık 3 metreye kadar günümüze gelen fresk 1. Stilde olmasıyla birlikte hem plastik şekilde hem de duvar örgü şeklinde de işlenmiştir. Knidos Helenistik evi Pompeii 1. Stilden ayıran önemli bir ayrıntı ise duvar örgülerinin arasında üç boyutlu boyanmış bordürlerin ve hikayeci anlatımlı figür bezemeli bir frizin mevcut olmasıdır. Hikayenin ve stilin benzer örneklerine bakarsak freske M.Ö. 2yy 2. Yarısı demek mümkündür.

1.4. Yöntem

Helenistik evin yapısı, yapım malzemesi incelenmiş, Helenistik evin tarihine değinilmiş, Helenistik evde bulunan freskin tarihi, stili, freskte işlenen konu irdelenmiş ve incelenme yapılırken birçok kaynaktan örnek olarak yola çıkılmıştır. Aynı zamanda çağdaşı fresk modelleri ile karşılaştırılmış ve geçerli verilere ulaşılmaya çalışılmıştır. Tezin hazırlanmasında izlenilen yöntemler arazi ortamında değerlendirilmiştir. Helenistik evin konumu, var olan depo odaları, kütüphane kaynakları, internet bilgilerine başvurulmuştur. Bazı müzelerde ki fresklerde incelenerek bulunan freskin mitolojideki yeri ve önemi, işlenen konu ve yapıldığı tarih veya dönemi hakkında kaynaklardan ve konu hakkında uzman olan kişilerden de yardım alınarak kronolojisi incelenmiş. Bu şekilde sağlıklı verilere ulaşılıp çalışma oluşturulmuştur. Tezde gidilen sıra ise 1. Bölümde Knidos antik kentinin konumu, yapılan kazılar 2. Bölümde Fresk hakkında genel bilgi 3. Bölümde Helenistik dönem ne zaman başlar ve 4. Bölümde ise Knidos Helenistik ev duvar freski hakkında genel ve açıklayıcı bir bilgi verilmeye çalışılmıştır. Son olarak 5. Bölümde ise çağdaşlarıyla karşılaştırılması vardır. Bu yapılan sıralama ile konuya daha çok hakim olunacağı kanısındayım.

2. KNİDOS ANTİK KENTİNİN KONUMU VE TARİHÇESİ

Knidos antik kenti konum olarak Anadolu’nun güneybatısında Muğla’nın Datça İlçesinde yer almaktadır24. Antik kent üç tarafının denizle çevrili olmasından dolayı

(12)

5

yarım ada durumundadır, 63 km uzunluğunda ki bu yarım ada ayrıca Ege ve Akdeniz’in birleştiği noktada bulunmaktadır25 (Rsm: 14-15). Aynı zaman da yarım adaya bağlı durumda küçük bir adacık bulunmaktadır ve bu adacık Kap Krio veya Deve Boynu adıyla anılmaktadır. Günümüze kadar ulaşmış zamana meydan okumuş olan yapılarıyla ve birçok müzede bulunan eserleriyle Knidos’un önemli bir merkez olduğunu söylemek mümkündür ve bu önemini sanat, kültür ve ticaret kollarında da zamanında göstermiştir. Knidos halkının önemli bir bölümü anakaraya yerleşmiş durumda idi26. Şehrin Kap Krio’da bulunan yerleşim planı ızgara plan (Hippodamos)27 şeklindedir28. Bunda ki önemli sebeplerden biri ise Kap Krio’nun (Deveboynu) yamaç şeklinde olmasıdır ve bu da şehrin setlerden oluşan bir plan içinde yapılmasına sebep olmuştur. Yamaca uygulanan bu ızgara plan eğime paralel şekilde yapılmış ve eğimi dik kesen sokaklar veya merdivenler olmuş ve bu yolların, yokuş veya merdivenlerin genişliği 10 m idi. Bölümlere ayrılan şehrin yapısı üç bölümden oluşmaktaydı, bunlar: kamu alanı, konutlar ve liman kısmından oluşmaktaydı29. Sokaklar genelde aynı genişlikte olmasına rağmen ana cadde ve batı limanının arkasında bulunan kuzey güney yönlü caddeyi kesen ikinci sokak daha geniş tutulmuştur30.

Knidos zamanının görkemli şehirlerinden biriydi ve bu görkemini birçok yazar, sanatçı, tıp doktorları, heykel tıraşları ile daha büyütmüştür. Knidos’lu Afrodit (Rsm: 16), oturur vaziyette işlenmiş Demeter (Rsm: 17), Aslanlı mezarın (Rsm: 18) Aslanı sayabileceğimiz örneklerden sadece birkaçını oluşturmaktadır. Knidos’da ayrıca Askeri Liman (küçük liman Ege denizinde) ve Ticari Limanları (büyük liman Akdeniz de) bulunmaktadır. Günümüzde Ticari Liman hala gezi tekneleri, balıkçı tekneleri tarafından kullanılmaktadır. Helenistik ev dışında birkaç evde daha duvar resmi elde edilmiş ve aynı zamanda mozaik de bulunan eserler arasında olmuştur. Knidos Antik

25 Bruns- Özgan 2002, 3 26 Doksanaltı 2006, 1

27“ Euryphon’un oğlu Hippodamos, Mileyos’luydu edimsel olarak anayasa düzenün kurmaya çalışanları

bir yana bırakırsak, en iyi devlet, üstüne konuşan Hippodamostur. Şehirleri semtlere ayırmayı o düşünmüş ve Pire sokak planını yapmıştır. 10 bin nüfuslu şehir planı yapan Hippodamos halkı üçe bölmüştür, ustalar, çiftçiler, askerler. Toprakta kutsal alan, kamusal alan ve özel alan olmak üzere üçe bölünecektir” bu bilgilere Aristotelesten öğrenmekteyiz” Morkoç 2008, 30

28 Doksanaltı 2006, 6 29 Yılmaz 2006, 55 30 Yılmaz 2006, 55

(13)

6

kentinin bilinen en erken tarihi M.Ö. 700 olmasına rağmen 19. yy. da yaşayan bazı seyyahların iddiaları Kap Krio denilen bölümde Kyklad idollerin bulunmuş olmasıdır ve bu idollerden T.J. Bent Discoveries in Asia da şu şekilde söz etmiştir, Asya’nın güney sahiline yaptıkları yolculukta Kap Krio da verdikleri molada burada bulunan bazı mezarları görmüş ve incelemişlerdir. Mezarlar poligonal duvarlarla çevrili sandık mezar şeklindedir. Birçoğu anıt mezar şeklinde olan bu mezarlıkta bazı mermer heykelciklere rastladığını ve bunların Antiparos ve Journalda tarif edilen heykelciklere benzediğinden söz eder. Bu heykelciklerden birinin sandalyeye oturmuş şekilde olduğunu ve elinde bir müzik aleti bulunduğundan bir diğerin de ise başının üstünde hilal bulunan bir kadın heykelciği olduğunu söyleyen Bent Yunan işgalinden önce bu adalarda Karia kökenli kişilerin ikamet ettiğini savunmaktadır31 ama şu ana kadar Kyklad32 idollerine ait hiçbir iz bulunmamış olmasına rağmen eğer bu iddia doğru ise bu Knidos’un tarihini M.Ö. 3 bine götürür. Ve bu durum da Ege adaları, Girit ile bir ticaret ağının varlığı demektir33.

3. KNİDOS ANTİK KENTİNDE YAPILAN KAZI ÇALIŞMALARI

Knidos antik kentinde yapılan kazıları, yapıldığı dönemlere göre dört aşamada incelemek mümkündür. Bunlar, birinci dönem C. Thomas Newton, ikinci dönem I.C Love, üçüncü dönem Prof. Dr. Ramazan Özgan kazı başkanlığını yapmış ve dördüncü dönem Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı yapmaktadır ve bu kazı günümüzde halen devam etmektedir.

Knidos antik kenti yapısı konumu ve gün yüzüne çıkarılan eserleriyle sürekli dikkati çeken antik bir kent olmuş ve bu sebeple de kent sürekli batının ilgi alanına girmiştir. Bu amaçla kente araştırma amaçlı gelenlerden Lord Charlemont ilk gelen kişilerden biridir daha sonraları Anadolu’nun güney-batı kıyısında teknesiyle gezi veya keşfe çıkan ve bu gezisini 1811 de yapan Kaptan Francis Beaufortu söyleyebiliriz34. Bunu

31 Bent 1888, 1-2

32 “Anadolu ile kikladlar arasında ilişkilerin Batı Anadolu’daki ilk yerleşimler kadar eskilere dayanan

uzun bir geçmişi vardır. Bugün bilindiği kadarıyla bu ilk temaslar Neolitik döneme rastlar, Milos obsidyeninin İzmir bölgesinde Uluca ile Yeşilova ve Biga (Troas) Yarımadasında Coşkuntepe gibi yerlerde bulunması buna kanıt olmuştur.” Şahoğlu 201, 172

33 Bruns- Özgan 2002, 7 34 Doksanaltı, 2006, 19-22

(14)

7

takiben 1812 yılında büyük bir araştırma gezisi yapılır ve bu gezide Socirty Of Dilettanti (Dilettanti topluluğu) W. M. Leake, F. Bedford vardır. 1835 de ise Fransız olan Ch. Texier ve 1837 de W. J. Hamilton’u ziyaretçiler arasındadır35. Knidos Topografyasını ele alan T. A. B. Spratt knidosa 1838 de gelmiş ve bu çalışmasını 1886 da yayınlar36. Alman olan Ludwig ise 1841 de knidos’ta çalışanlardan biridir37. Birinci dönem kazıda C. Thomas, R. Murdoch Smit ve Royal Engineer’in maddi desteğini alarak British Müzesi için 1858-59 yılları arasında ilk resmi ve planlı kazı yapmış, Knidos’un şehir planı bu kazıyla ortaya çıkarılmıştır, yapılan kazılar ve çalışmalar yayınlanmıştır38. Ayrıca bu dönemde yayınlanan yapılar ve çalışmalar ise Demeter kutsal alanı, Korint Tapınağı, Gymnasium, küçük tiyatro, Nekropol alanı ve kap-krio hakkında olmuştur39.

Batılı gezginler 19-20 yy da Anadolu’ya gelmeye devam etmiş ve bu ziyaretlerinde Knidosada uğramış ve yaptıkları çalışmaları yayınlamışlardır40. Knidosun Hippodamik planda inşa edildiğinden söz eden kişiler ise F. Krischen ve A. Von Gerkan olmuş ve bu ziyaretlerini 1913 de yapmışlardır, bu konu hakkında da M.Ö. 4 yy. tarihlenen cadde ve teras sistemiyle şehir planı bu çalışmayla yayınlanır41. 1. Dünya savaşının başlamasıyla burada yapılması planlanan kapsamlı kazı çalışması iptal olmuştur42.

C.T. Newtondan sonra, ancak 1967 yılında ikinci dönem kazısı diyeceğimiz C. İ. Love başkanlında ki kazı nerdeyse bir yüzyıllık dönemden sonra başlamış ve bu kazı Long Islan Üniversitesi adına yapılmıştır. Newton’un planları incelenerek kazı yeni planlar ışığı altında başlamıştır43. Bu dönemin kazı çalışmasında ise caddelerin bir kısmı Helenistik ve Roma dönemi konutlar, üst terasta bulunan Aphrodite veya Yuvarlak Tapınak, Dionysos “küçük tiyatro” ve Apollon tapınakları, Bizans kilisesi ortaya 35 Doksanaltı, 2006, 19-22 36 Doksanaltı, 2006, 19-22 37 Doksanaltı, 2006, 19-22 38 Newton, 1863, 345-526; Newton 1865, 160vd 39 Newton, 1863, 345-526; Newton 1865, 160vd 40 Doksanaltı 2006, 19-22 41 Doksanaltı 2006, 19-22 42 Doksanaltı 2006, 19-22 43 Doksanaltı 2006, 19-22

(15)

8

çıkarılmıştır. 1977 de kazı durdurulmuş ve kazı sonuçları yayınlanmamıştır. Knidos tekrardan kendi haline bırakılmıştır44.

Üçüncü dönem kazısı ise 1987 de Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına o dönemde Selçuk Üniversitesin de görev yapan Prof. Dr. Ramazan Özgan tarafından başlatılmış ve yönetilmiştir45. Bu çalışma daha planlı yapılmış şehrin planı fotoğrametrik ölçümler başlatılmış, nekropol alanı şehir planına dahil edilmiş ve kuzey nekropolde incelenme kapsamına alınmıştır. Daha önceden çıkarılan Aphrodite veya Yuvarlak tapınak terasında çalışma başlamıştır ve çalışma sırasında buranın Aphrodite tapınağı olmadığı anlaşılmıştır. Tapınak terasında yapılan çalışmalarda Roma ve Bizans evlerinin temelleri yüzeye çıkarılmıştır. Propylon ve küçük tiyatronun orkestrasında kısa süreli bir çalışma yapılmıştır. Ardından 1992-1996 arası Kap-Krio da Dionysos Terası ve Stoası, Liman Caddesi projeleri başlatılmıştır46. Ramazan ÖZGAN ve ekibi ayrıca stoa bölümünde Mermerli oda, Baulakrates çeşmesini de gün yüzüne çıkarıp başarılı çalışmalara imza atmıştır. Üçüncü dönem kazısı ise 2006 da son bulmuştur47.

Dördüncü dönem 2012 de Müzeler Genel Müdürlüğü adına halen Selçuk Üniversitesinde görev yapan Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ertekin Doksanaltı kazı başkanlığında başlamıştır. Bu çalışmada ise Dionysos Terası, Stoa yapısında, küçük tiyatronun batı analemma bölümünde, doğu ve batı parados ve doğu vomitorium da, tiyatro caddesi, D ve E Kilisesinde, batı liman şapel kompleksi, liman caddesinin doğusu, 2. Teras tholos yapısı ve nekropol sahası gibi birçok alanda kazı yapılmıştır, düzenleme ve koruma çalışması halen 2019 da devam etmektedir48.

4.FRESK YAPIM TEKNİKLERİ VE FRESK YAPIM AŞAMASI

Fresk: mağara resimleriyle temelini atmış, durmadan gelişimini sürdürmüş, duvar resmide diyebileceğimiz bir sanat dalıdır. Çatal Höyük duvar resmide hem fresk hem de ilk şehir planı olarak nitelendirilecek bir resimdir. Günümüzde bilinen en eski fresk

44 Doksanaltı 2006, 19-22 45 Özgan 1990, 168 vd 46 Doksanaltı 2006, 19-22

47 Doksanaltı, Karaoğlan, Tozluca 2018, 25-26 48 Doksanaltı, Karaoğlan, Tozluca 2018, 26

(16)

9

M.Ö. 2700-1400 var olmuş olan Minos’un merkezi olan Knossos sarayında bulunan yunuslu fresktir49.

Fresk yapımından önce yüzeye sürülen bağlayıcı maddeler kil, jips ve kireç olmuştur. Dolgu malzemesi olarak kum, kırma taş, ufaltılmış tuğla parçaları kullanılmıştır. Fresk yapılacak duvarda bulunan nem ve rutubet fresk açısından iyi değildir ve zamanla freskin dökülmesine sebep olacaktır, bu sebeple fresk yapılacak olan yüzey kuru ve rutubetsiz olmalıdır50. Sıvada kullanılan nehir kumu, tuzundan arındırılıp çok iyi yıkanmalıdır, bu yıkama işlemi birkaç defa yapılmalıdır. Çünkü kum iyi arıtılmasa bünyesindeki tuz yüzünden zamanla çatlayacaktır bu da freskin sağlamlığını ve ömrünün kısa olmasına neden olacaktır. Freskte kullanılacak olan kireç suyla söndürülmeli, bu söndürme işlemi gerekirse birkaç defa kirecin yıkanmasıyla yapılmalıdır. Üç kat sıvanan sıvanın birinci katına Trusilar ikici katına Arricciato en üst katına da Intonaco denmektedir. Birinci kat duvardaki girinti çıkıntıları düzleştirmek için sürülür. Son kat ise resimin pürüzsüz bir yüzeye yapılmasını sağlayan yüzeydir51 (Rsm: 19). Freski yapmak için kullanılan boyalar toprak, mineral, bitkisel ve hayvansal kaynaklı elde ediliyor ki bu bilgiye de Plinius Naturalis Historia52 ve Vitruvis53 den öğrenebilmekteyiz.

4.1. Buon Fresko veya Al Fresko

Islak zemin üstüne yapılan buon fresko veya al fresko teknik gerçek fresk tekniği olup kireç suyla karıştırılıp ve daha sonra duvara sıvanarak ıslak yüzeye renk pigmentleri uygulanarak yapılır. Kireç sıvası kurudukça pigmentler alttaki sıvaya yapışır ve renkler sıvaya iyice temas edip bütünleşerek kurur, kalıcı bir sıva tabakası oluştuğundan resim çok daha sağlam ve dayanıklı olur54. Öncelikle duvar, kum veya mermer tozuyla üç kat sıvanır katlar arasında kuruması beklenerek diğer katlar sıvanır.

49 Birinci 2015, 14 50 Yılmaz 2008, 100 51 Yılmaz 2008, 101

52 Plinius Naturalis Historia XXXIII. 22, 27, 40,56- XXXV. 53Vitruvis De Architectura, VII- VII / XIV.

(17)

10

Bu aşamadan sonra yapılacak şekil yüzeye ana hatlarıyla belirlenir. En üst kata ince bir sıva daha çekilir asıl boyama aşamasına bu şekilde geçilir55.

4.2. Fresco Secco

Kuru teknik olan fresco secco tekniği freskte resim direk kuru yüzeye yapılmaktadır. Burada pigmentler yumurta beyazıyla veya kazeinle karıştırılarak sıvanın yüzeyine uygulanmaktadır bu sisteme Tempera da denmektedir. Sıcak bal mumu kullanılarak yapılan tekniğe ise Enkaustik denilmektedir. Bu teknik resmi daha sağlam ve dayanıklı yapmaktadır.56 Bu teknik Buon tekniğinden daha kolay olmakla beraber düzeltmek içinde daha uygundur. Söndürülmüş kireçle sıvanan duvara boya tam kurumadan sürülür ve kireç boyayı emdiği için tabaka halinde kalır.57

5. HELENİSTİK DÖNEM VE DÖNEM ÖZELLİKLERİ

Helenistik dönem (M.Ö. 330-30) İskender’in doğu seferi ile başlayıp Oktavianus’un yönetimi ele almasıyla son bulan zaman dilimini kapsayan dönemdir58. Bu dönem Anadolu da kendini güçlü şekilde göstermeye başlamış ve İskender’in doğu seferiyle doğu ve batı arasında güçlü bir kültür alışverişi olmuştur59. M.Ö. 300 de İskender’in doğu seferiyle başlayan, Helenistik kelime anlamı Hellenismus olan Alman kökenli bir kelimeden gelmektedir60. Dönem kendinden önceki klasik dönemi kapatıp yeni bir dönemin, görkemiyle, ihtişamıyla gözleri kamaştıran bir dönem olmuştur. İskender 13 yıl süren hükümdarlık döneminde Hindistan içlerine kadar girmiş, yunan kültürünü de doğuya kendisiyle götürmüştür ve çok geniş bir alana yaydığı bu kültürle, batı ya giderken kendisiyle getirdiği doğu kültürüyle zamanla gelişecek olan yeni bir kültürün temelini atmıştır61. Bu sefer İskender’in Helen şehirlerinin Perslerden kurtarma amacıyla başlamıştır. İskender’in Doğu da bulunan insanların yaşam şekillerine saygı 55 Birinci 2015, 3 56 Yılmaz 2008, 99 57 Birinci 2015, 4 58 Mansel 2004, 458 59 Bingöl 2009, 2 60 Boardman 1997, 216 61 Mansel 2004, 458

(18)

11

göstermesi sayesinde Doğu- Batı arasındaki diyalogların gelişmesini sağlayan bir diğer sebep olmuştur. Bu etki öylesine benimsenmiş ve sevilmiş ki özünü bozmayan doğu zamanla dıştan Helenli bir görünüme bürünmüştür. Helenistik dönem Anadolu’da kendini daha sağlam şekilde göstermiştir. Temelini ve gelişimi Anadolu’da gösteren Helenistik dönem burada iki farklı özellikli krallıklar tarafında yönetildi denebilir. Bunlardan ilki Helen diyebileceğimiz Aiolia ve İonia da hüküm süren Bergama krallıkları, ikinci tip ise yukarda da dediğimiz gibi dış görümüyle Helenli ancak özünde doğu kültürünü barındıran Kommagene ve Pontus krallıklarıdır62. Bu dönemde siyasi açıdan büyük çalkantılar yaşanırken sanat açısından da büyük başarılar elde etmiş ve büyük sanatçılarda çıkarmıştır. Helenistik dönem veya Hellen çağı Roma imparatoru Augustos dönemine M.S.30 a kadar sürmüştür. Helenistik terimi ise kullanan ilk kişi Alman Eski Çağ Tarihçisi Johann Gustav Droys olmuştur. Droys kaynak olarak Nikomedia’lı Arrianus’un “Anabasis Alexandri” adı kitabı kendine kaynak almıştır. İskender’in ölümünden sonra ki dönen yani ardıllarını ( Diadoch dönemi) konu alan “Bibliotheke Historike” yi yazmıştır. Ardılların paylaşımı ise şu şekilde olmuştur. Ptolemaioslar: Mısır ve Kuzey Afrika’da, Antigonitler: Yunanistan ve Makedonya’da Seleokoslar: Mezopotamya ve Suriye’de Attalitler(Bergamalılar): Anadolu’da hüküm sürmüşlerdir. İskender’le başlayan bu dönem ölümünden sonrada sürekli ve değişerek devam etmiştir63.

5.1. Helenistik Dönemde Kişisel Mimari ve Mimarinin Gelişimi

Klasik dönemde Pastas ve Prostas tipi konutlar bulunmaktaydı. Pastas sırala şekilde oluşan odaların açıldığı kolidor, Prostas ise ana mekanın hemen ön kısmında bulunan galeridir64. Helenistik dönemde ise avlunun etrafı revak ve stoalarla çevrili idi ve böylece Peristy tipi evler meydana gelmekte idi. Helenistik dönemde demokrasi ve eşitlik kavramından uzaklaşılmış, kişiler maddi gücünü ve statüsünü gösterme ihtiyacı duymuştur, bu gücünü ise kişisel konutlarına yansıtmaya başlamıştır65. Bu dönemde büyütülen eklemeler yapılan konutlar bunu bariz şekilde kanıtlar nitelikte olmuştur,

62 Bingöl 2009, 2 63 Özgan 2016,9 64 Morkoç 2008, 14 65 Bingöl 2009, 4

(19)

12

daha sonra iç dekorasyonda sanki yarış içinde olan bireyler duvarlarında da görkemlerini göstermeye başlamışlar ve buna paralel olarak fresk gelişimi gözle görülür hale gelmiştir66. Avluda Perystyl plan olan evler genelde tercih edilmekteydi. Bu avluların duvarları oda duvarları gibi fresklerle süslenmekteydi. Kemer yapılar yine bu dönemde kendini hatırı sayılır şekilde göstermeye başlamıştır67. Helenistik dönemde din etkisinin azalmasıyla tapınaklar küçülmüş, diğer yapılar gelişmeye başlamıştır. Özetle Helenistik dönem tapınaklar ve diğer resmi kurumlar kadar sivil mimari de önem kazanmış müstakil yapılar daha dikkat çekici olmaya başlamıştır68. Kişisel yapılar duvar resimleri ve mozaiklerle daha görkemli hala gelmiştir ancak bu görkem evin iç kısmında kendini göstermiştir, konforlu geniş odalar bir avlu etrafında toplanmış, odalar bu avluya bakar şekilde yapılmıştır69. Helenistik ev mimari örneklerine Knidos dışında Priene, Delos, Pergamon, Erythrai da rastlamaktayız70. 6. HELENİSTİK DÖNEM KONUT MİMARİSİNDE DUVAR RESİMLERİ

Helenistik Dönem Resim sanatına ait bilgiler ancak antik kaynaklar ile sınırlıydı71. Resim sanatını anlayabilmek için çok az sayıda ele geçen resim örneklerini yanı sıra mozaikler, vazo resimleri ve küçük objelerden de faydalanmak gerekmektedir. Ayrıca Roma duvar resmine yansıyan Helenistik öğeler bize resim sanatı hakkında ipuçları vermektedir. Duvar resimleri yapılırken genelde odaların kullanım amaçlarına göre seçilmiş ve çizilmiştir72. Son yıllarda ortaya çıkartılan Helenistik Döneme tarihlenen duvar resimleri bu konudaki bilgilerimize katkılar sunmaktadır. Bunlar arasında Makedonya’daki mezar resimleri73, Delos adasındaki resimler74, Kıbrıs Baf (Πάφος) boyalı kaya mezarı75, Pergamon76, Miletos77, Erythrai78, Priene79 ve Knidos80 duvar 66 Bingöl 2009, 4 67 Boardman 1974, 241 68 Boardman 1974, 222 69 Boardman 1974, 222 70 Mertek 2010, 3

71 Plinius, Nat. Hist. Kitap XXXV 72 Mielsch 2001,22 73 Drougou 2005 74 Bezerra de Meneses 1984, 77-88 75 Kakoulli 2009 76 Radt 2017, 207-330; Andreas 1988, 125 77 Weber 2005, 144 78 Bingöl 1997, 88-97 79 Rumscheid 2000, 140-150 80 Love Jan. 1972

(20)

13

resimleri ikonografi ve stil açısından önemli bilgiler sunmaktadır. Duvarlar ince bir alçı tabakasıyla kaplanmış, bu alçı tabakası üstüne renkli mermer kaplamalarını taklit eden süslemelerle kaplanmıştır. Fresk yapılırken tüm duvar veya tüm zemin değil de yapılacak olan fresk belli bir friz içinde sınırlandırılmıştır yani duvarda belirlenen bir alanda çizilen friz içinde resmedilmiştir81. Helenistik dönem zenginliği, kültürel etkileşimi bakımından çok yönlü, sanat yelpazesi geniş bir dönem olmuştur. İnanç bakımından da gösterdiği mimari gelişimde her alanda hissedilmeye başlamıştır bu yüzden genellikle mitolojik sahneler işlenmiştir, villalarda kullanılan odalara göre sosyal hayat işlenmiştir. Aynı zamanda filozof, portre, eros yaygın kullanılan resimlerdir. Ama en çok sevilen ise şüphesiz Akhilleus’un Skyros adasında bulunma sahnesidir82. Helenistik dönemde yapılan fresklerin genel özellikleri ise dekoratif amaçlı bu duvar resimleri bordürler şeklin olmasıdır ve bitki süslemelerinin kullanılmasıdır. Zemin de koyu renk tercih edilirken figürlerde açık renk tercih edilmiştir83. Knidos Helenistik ev duvar resminde de bu yönteme başvurulmuştur, motifleri ön planda tutmak için zemin koyu tutulurken figürler daha canlı ve açık renk tonlarında yapılmıştır.

6.1 Stil Özellikleri

Duvar resimlerinde yapılan stil ayrımında Pompeii de bulunan freskleri temel alan Alman Arkeolog August Mau “ Geschiste der Decorativen Wandmalerei in Pompeii” adlı eserinde bu stillerden söz etmiş ve freskleri dört tarzda toplayıp anlatmıştır.

81 Mansel 2004, 551-553 82 Özdemir 2005, 27-32 83 Mertek 2010, 22

(21)

14

1. ve 2. Stil Helenistik dönem84 3. Stil Helenistik sonu Roma başı ve 85 4. Stil ise Roma dönemi stilleridir86. Anlatılan dört stilin kapsadığı tarih aralığını ise Mau şu şekilde vermiştir: birinci stil M.Ö. 300-80, ikinci stil M.Ö. 80-10 tarihlerini kapsayarak Helenistik dönem içindedir üçüncü ve dördüncü stil ise roma dönemini içine almaktadır ki onlarında tarihi şu şekildedir: üçüncü stil M.Ö.10- M.S.60 ve dördüncü stil ise M.S.60+ dır87.

1.stil: Birçok renkle boyanmış etrafı çizilmiş levhalarla duvar görünümünü taklit eden

özelliğe sahiptir. İlk stil Helenistik dönemde Yunan dünyasında çok kullanılan bir stil olmuş ve sevilmiştir. Geometrik şekiller ön planda olup kazıma çizgilerden oluşmaktadır. Üç boyutluluk esas tutulmuştur ve ışık gölge verilmiştir. Örneklerini verecek olursak Casa di Sallustio’ da ki konut odaları ve Casa de Fauno dur88.

7. KNİDOS HELENİSTİK EV KONUMU, YAPIM MALZEMELERİ

Limandan gidildiğinde yukarıda kalan teraslara giden caddeye paralel olan merdivenli yol yanında açığa çıkan bir konut alanı bulunmaktadır. Kente gidişi sağlayan karayolunun hemen yukarısında kalan ev koruma çatısı altında muhafaza edilmektedir.

84 2. stil: ışık gölge resme aktarılarak gerçeğe en yakın haliyle mimari yapılar işlenmiş fakat mimari

plan arka fonda kalırken figürler ön planda tutulmuştur. 2 stilde de 1. Stil gibi Helenistik dönem etkisi yüksek şekilde hissedilirken bu stilde perspektif de yakalanmıştır. Aslında bu tarzın doğuş tiyatro sahnelerinden esinlenerek dünyaya gelmiştir. Zemin koyu boyanırken figürler ön planda tutulmak için daha açık renkte işlenmiştir. Renk seçimi olarak genelde koyu kırmızı, koyu yeşil, siyah ve sarı tercih edilmiştir. Sarı renk genellikle vurgulanmak istenen yüzeylerde kullanılmıştır. Mavi ve yeşil ise resmedilen mimari yapılarda kullanılmıştır. Fresklerde konu olarak heykel, insan, kuş, gemi resimleri kullanılanlar arasındadır. Örnek olarak ise: Villa Boscoreale,Villa dei Misteri, Villa Oplontis ve Domus Augustana’dır. Mau 1899, 312-352

85 3. stil: Yatay ve dikey olarak üçe ayrılan duvarların orta kısmına figürler yerleştirilmiş ve bununla

derinlik elde edilmiştir. Fresk ise bu bölümler arasına işlenmiştir, genellikle mitolojik bir konuyla manzara bir arada verilmiştir yani açık alanda geçen mitolojik olay. Bu stilde bezeme kendine yer bulmuş ve süs tarzı denen bu stil en üst seviyeye ulaşmıştır ayrıca mumluk resmi başvurulan ayrı bir motif olmuştur. Örnekleri ise Villa Fanesina, Boscotrecase Villası, Pompei’deki Villa Imperiale dir ve son olarak. Mau 1899, 312-352

86 4. stil: ise diğer stillerin karması şeklindedir ve kendine özgün tarzı ile de ayrı bir stil özelliği olarak

kendinden söz ettirmiştir. Basit süsleme, ayrıntılı mimari yapı, süs eşyaları ile zengin bir görünüşe sahiptir. Barok mimari unsurlarını manzara eşliğiyle kullanan, mitolojik unsurla gerçek hayatı harmanlayan tarzıyla özeldir. Beyaz, kırmızı ve siyah renk sık kullanılanlar arasındadır. Burada işlenen diğer bir yenilik ise sürekli devam eden ve bir duvar kâğıdı görüntüsü veren desen tekrarıdır. Örnek olarak Domus Aurea ve Pompei Vettier evidir. Mau 1899, 312-352.

87 Mau 1899, 450-460 88 Mau 1899, 312-352

(22)

15

Knidos Helenistik ev büyük bir ihtimalle bir villa idi ve bulunan bölüm ise evin bodrum katı görevini gören zemin katı idi. Helenistik evin dış cephe duvarları örme tekniği, karışık duvar tekniğiyle yapılmış ve konglomera, kireçtaşı blokları kullanılarak inşa edilmiştir89 (Rsm: 20-21).

İç kısımlarında ise gri kireç taşı ile yine konglomera bloklarından oluşmaktadır. Bu temel duvarlar daha iyi korunmuş şekildedir. Temel duvarlarının üzerinde yükselen duvarlar kerpiç duvarlardır (Rsm: 22). Buna paralel olarak devam eden yatay harç tabakası koyu renkli olup daha parlak olan kerpiç tabakasından belirgin olarak farklılık göstermektedir. Kerpiç duvar tekniği çok eski zamanlardan beri bilinen ve kullanılan bir teknik olmuştur. Bu tekniğin kullanılma sebebi Helenistik ve Roma dönemlerinde ekonomik açıdan daha uygun olması olmuştur. Knidos’ta olduğu gibi diğer yapı malzemelerinin az olduğu yerlerde de bu tekniğe çok fazla başvurulmuş ve kullanılmıştır. Knidos’ta bulunan Helenistik evin kerpiç duvarları sıvayla düz bir zemine dönüştürülmüş ve hatta sıvalı yüzeyin üstü kazıma tekniği çizimlerle süslenmiştir (Rsm: 23). Üst katı yıkılmış olan Helenistik evin duvarları bodrum katına yığılmış ve bodrum katı terasın alt bölüm kısmı haline gelmiştir. Çok büyük bir şans olarak üst kat dekorasyon parçaları kazılar esnasında tekrar gün yüzüne çıkarılmış ve rekonstrüksiyonu yapılmıştır (Rsm:24). Bu parçalar alçı sıvalı ve fresklerden oluşmaktadır. Bu durumda bize Helenistik evin görkemini ve ihtişamını kanıtlar niteliktedir. Elde edilen freskler Bodrum Müzesine nakledilmiş ve müzede bazı bölümleri restore edilmiştir90. Fresk halen bodrum müzesinde koruma altındadır. 7.1. Knidos Helenistik Evin Kazı Çalışmaları

Knidos Helenistik evin yüzeye ilk çıkarılma tarihi C. Love ile 1971 de başlamış ve Helenistik evin büyük bir bölümü yüzeye çıkarılmıştır. Bu kazı çalışması sırasında fresk açığa çıkarılmıştır. Fresk hakkında ilk analiz ve gözlemler C. Love tarafında rapor edilmiştir. Helenistik evin yapı malzemesi, kısmi ölçüleri, evin cephesi, planını gösteren çizim de rapora kaydedilmiştir. Raporda yazılan bilgiler ise şöyledir.

89 Bruns- Özgan 2002, 87-88 90 Bruns- Özgan 2002, 87-88

(23)

16

“Basamaklı cadde de yapılan çalışmalarda bulunan Helenistik evin doğu cephesi ortaya çıkarılmış ve evin iç yüzeyinde bazı duvarlarının boyalı sıvalarla kaplı olduğu görülmüştür. Bu sıvaların kalınlığı ise yer yer 3cm kalınlığında ve korunmuş durumda o güne kadar kalmıştır. Helenistik evin Roma dönemi başka bir evle yan yana bulunması evin uzun süre kullanıldığını olasılığını vermektedir. Helenistik evde bulunan bir sütunun evin sütunlu bir bahçesinin olduğunu bize düşündürmektedir. Sıvanın zemin katı siyah daha sonra sarıya boyanmış ve ondan sonra figürler üstüne çizilmiş. Ana duvara günlük yaşamdan sahneler eklenirken burada birinci stil özelliği olan mermer blok levhalar çizilmiştir. Frizinde ise tomurcuk, kuş ve eros betimlemeleri bulunmaktadır. Friz sonunda meander ve örgü (giyoş) ile sonlandırılmıştır91”.

1994 de yapılan kazı raporunda Helenistik evde yapılan çalışmalar mevcuttur ve çalışmalar hakkında yapının batı duvarı A1 ve A2 olarak adlandırılmıştır ve burada çevresinde meydana gelen tahribatlar temizlenmiştir toplanan taşlar sıva ile tadilat edilmiştir. Aynı şekilde C2 ve D1 adıyla kodlanan duvarların birleştiği alanda aynı şekilde düzeltilmiştir. Helenistik evin çatı temizliği de bu dönem içinde yapılmış, evin fotoğrafları çekilmiş, ölçümleri alınmıştır. Zeminde çok sayıda renkli sıva parçaları ele geçirilmiştir (sarı, kırmızı, siyah renkte). İlerleyen günlerde Helenistik evin doğu cephesinde yer alan C1 ve C2 kodu verilen duvarlar ile güneyinde bulunan D1, D2, D3, D4 kodlu kısımlardaki tahrip olmuş kısımlar sıva ile düzenlenmiştir. Kuzeyde bulunan duvarlar ise B1, B2, B3 koduyla kaydedilmiş ve buranın düzenlenmesi de bu dönemde yapılmıştır. Helenistik evin bu rapora göre batı duvarına bitişik olan sokak merdiveni mevcuttur ve bu merdivenler kuzey güney yönlüdür92.

8. KNİDOS HELENİSTİK EV DUVAR RESMİNİN TARİHLENDİRİLMESİ

Helenistik ev duvar resmi frizinde kullanılan plastik şekilde yapılan yumurta dizisi, saç örgüsü ve meander kuşağı figürlü sahneyi çerçeveye alınmış olmasına rağmen Helenistik ev duvar resmi 1. Stil özelliğini göstermektedir93. Anadolu ve Yunanistan

91 Love 1971, 6-8

92 Knidos kazı ve araştırmaları arşivi 1994 kazı raporları(yayınlanmamış)

93 Mermer taklidi geometrik şekiller august maun un pompeii duvar resimlerini ele alarak yaptığı stil

(24)

17

da 1.stilin örnekleri nadirdir yani burada olduğu gibi 1. Stil de freskte figür ve friz kullanılması ender karşılanan bir örnektir. Anadolu’da en erken hikayeci anlatımı olan veya konulu fresk örneği ise Altıntepe’de bulunmaktadır (M.Ö. 8.yy)94. Helenistik ev freski tarihlendirilecek olursak M.Ö. 2yy 2. Yarısı (150-100) demek mümkündür95.

8.1. Helenistik Ev Duvar Resminde İşlenen Konu ve Frizin Mimari Bölümleri

Knidos Hellenistik evin 3 metreye varan duvarları stükko ile plastik silmelerle dekore edilmiş ve fresk oldukça renkli boyanmış96. Fresk ışık gölge oyununa dikkat edilerek, frizlerde üç boyutluluğu ön plana çıkarmak istenmiştir, bunu koyu zemin açık figür ve açık renk ışıklandırmayla başarmışlardır aynı zamanda estetik açıdan da ön plana çıkan bir duvar resmi elde edilmiştir. Helenistik ev duvar resminde Polikromi yani çok renklilik hakimdir. Duvarın alt kısmında orthostat seviyesinde kare paneller yer alır. Tek sıra halinde dikdörtgen formlu duvar örgüsü üstünde giyoş motifi bulunmaktadır üst sırada paralel şekilde yine mermer taklidi geometrik şekiller vardır ve yine giyoş sırası bulunmaktadır, yani orthostatın üzerinde yer alan duvar örgüsü alttan ve üste örgü (giyoş) motifiyle sınırlandırılmıştır. Giyoş üstüne yapılan meander kuşağı ve hemen onun üstünde yumurta dizini sırası bulunmaktadır. Yumurta dizini üstünde ise bordür kuşaklarının çevrelediği duvarın ana bezeme kuşağı olan figürlü kompozisyonun yer aldığı friz bulunur. Figürlü sahne üstten giyoş motifiyle sınırlandırılmıştır. Bu sınırın üstüne gelen bordürde ise lotus-palmet, eros, çekirge, kum zambağı motifleriyle süslenmiştir. Yine bir meander sırası ve en üste ise tekrar tek sıra halinde dikdörtgen formlu duvar örgüsü yani mermer taklidi geometrik şekillerle friz sonlandırılmıştır97.

94 Özgüç 1966, 13-36 95 Love 1971, 6-8

96 Duvar üzerine yapılan resimler yapım teknik açıdan Buon fresco ve Fresco Secco olarak adlandırılır.

Basit anlamda ıslak sıva üzerine yapılan resimlere Buon Fresco yada kısaca Fresko denir. Bu teknikte Kireç sıvası kurudukça pigmentler alttaki sıvaya yapışır ve renkler sıvaya iyice temas edip bütünleşerek kurur, kalıcı bir sıva tabakası oluştuğundan resim çok daha sağlam ve dayanıklı olur. Fresco Secco yada kısaca secco ise sıva kuruduktan sonra yapılan resimlere denir. Burada pigmentler bir bağlayıcı ile karıştırılarak sıvanın yüzeyine uygulanmaktadır. Bu konuda detaylı bilgi için bakınız: Yılmaz, F. (2012). “Antik Dönemde Fresk Yapım Teknikleri”. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,

Cilt 2. Sayı:4¸95-105.

(25)

18

MEANDER: Meander deseni en erken neolitik çağdan günümüze kadar olan bir

zamanı kapsamaktadır98. Meander Knossoslular tarafından tıpkı bir labirent olarak görülmüş ve labirentle birlikte anılmıştır ve Herodot meanderi mısır labirentiyle kıyaslamıştır99. Kullanım alanı çok geniş olan meander motifi seramiklerde, tapınak, kandil, stel, sikke, kumaş, hatta takılarda, terracottalarda, lahitlerde, mobilya, kandil ve tabi ki duvar resimlerinde çokça kullanılmıştır. Birçok çeşidi olan meander, kesik meander, çengel meander, ağaç ve mazgal meander olarak karşımıza çıkmaktadır100. Helenistik ev duvar resminde ise sarı, beyaz, kahverengi – krem renklerde üç boyutlu olarak yapılmış çengel meander101 (Rsm: 25) özelliğindedir. Çengel meanderin çizgileri keskin kıvrılmalarla dönüşler yapmış ve birbiri üstünden geçerek devam etmiştir. Çengel meander Helenistik dönem özelliği olarak araları açılmış ve kenarlar çerçeve ile belirlenmiştir102. Knidos Helenistik ev duvar resminde bulunan meander rekonstrüksiyon çizimde de bunu görmekteyiz103. Knidos dışında Helenistik dönem de meander şekli Pompeii ve Bergama da duvar resimlerinde görmekteyiz.

Figürlü frizin altında ki yumurta dizinin den önce gelen meander ise perspektif gamalı haç meander (Rsm: 26) özelliğini göstermektedir. Freskte çok sağlam olmamakla birlikte bu anlaşılmaktadır. Meander çengel meanderden farklı olarak birbirini kesen kollarla gamalı haç şeklini almıştır ve üç boyutlu izlenimini vermektedir.104 Renk olarak kompozisyonun bütünüyle uyumlu olan yine sarımsı kahve, kahve ve beyazımsı renkler tercih edilmiştir.

YUMURTA DİZİNİ: Yine üç boyutlu yapılmış kırmızı zemin üzerine,

kahverengi-krem tonlarda yumurta-ok dizisi vardır. Helenistik ev figürlü frizi sınırlayan plastik olarak yapılan yumurta dizisi yüzeysel olmayıp, derinlik ve üç boyutluluk verilmeye çalışılmıştır, yumurtalar yassı bir form gösterip üst kısımları düz bir silmeyle sınırlandırılmış şekilde bırakılmış alt kısımları ise yumuşak bir şekilde yuvarlatılmıştır. Yumurtalar kabuklarından ince bir ipçikle ayrılmış arada neredeyse

98 Anabolu 1991, 3 99 Eken 2009, 15 100 Eken 2009, 17

101 Meander geometrik olarak çizilmiş iç içe geçen veya birbirini kesen çizgilerden oluşan şekillerdir.

Kelime anlamı ise çok dönüşlü demektir. Antik adı “maiandros” tur ve büyük menderesin şekle dönüştürülmüş halidir. Erhat 1997, 198; Bingöl 1998, 5.

102 Anabolu 1991, 6 103 Love 1971, 6-8 104 Bruneau 1972, 54

(26)

19

boşluk bırakılmamıştır. Her yumurta dizini arasında yapılan mızrakların aşağı gelen uçları ise sivrilmiştir. Yine bu yumurta dizinin bir benzerini Knidos Apollon Kutsal alanında da görmekteyiz. Aynı tarzda yapılan yumurta dizini, bize tarih konusunda da yardımcı olmaktadır, tapınakta bulunan yumurta dizinine bakacak olursak yumurtalar yassı bir formdadır üstten silme ile keskin bir hat içine alınmıştır. Yumurtalar aşağıya doğru sivrilmiş üst kısmı daha oval bırakılmıştır ve yumurta ucu kabuğa alttan birleşmiş bir formdadır. Yumurta ve kabuk arasında kanal ince bir iplikçik şeklindedir. Mızrak uçları yine aşağı yöne bakan uçları sivriltilmiştir. Tapınak üstünde belirtilen heykel tıraşlar ve yazı stili de bize tarih konusunda yol göstericidir105. Antiochialı Theon ve Knidos’lu Zenodotosun burada ki çalışma yıllarının M.Ö. 2yy 2. yarısı olması bizi destekler şekildedir106.

LOTUS- PALMET SIRASI: Sarmallar arasında bulunan kısma palmet denirken,

lotus çanak bağından kıvrık dallardan aşağı sarkan kısmı oluşturmaktadır107. Mavi lotus ve kıvrılan dallar (rankeler) arasında Eros, kuş, çekirge (günümüzde hala Knidos’ta çekirge popülasyonu çok fazladır) gibi figürlerin olduğu betimlemeler bulunmaktadır (Rsm: 27a-27b).

Freskte lotus bitkisinin taç yaprakları aşağı bakar şekildedir, kıvrık dallara bağlı olan lotuslar108 Knidos liman caddesinde bulunan heroon cephe mimarisinde de kullanılmıştır109. Lotus bitkisi birçok medeniyet ve inançta kullanılan bir figür olmuştur bunun en büyük sebeplerinden biri ise lotusun köklerinin çamurlu sularda olmasına rağmen çok güzel ve temiz şekilde büyümesidir. Lotus bitkisi üzerine konan toz zerrelerini yapraklarını sallayarak uç kısımlara toplar ve yağan yağmurla bu tozları üstünden atar. Yani lotus mitolojide temizliğin ve saflığın sembolü olmuştur. Bu

105Knidos Apollon Karneios kutsal alanında, Altarın alınlığında sol tarafta yer alan yazıt Antiochialı

Theon’un imzasını taşır. Bu yazıt Apollon Karneios için bir adak yazıtıdır. Bu yazıtta “Antiochialı Theon üç figürü yapmıştır”, “Antiochialı Theon bunları yapmıştır” ibareleri yer almaktadır. Altarın üzerindeki figürler Theon’un sanatına dair izler taşımaktadır. Bu sanatçının ismi başka birçok yazıtta da geçmektedir. Bunlardan birisini Rhodos’da İ.Ö.180 -170 yılları arasında, diğerini de yine Rhodos’da İ.Ö.148 yılında yapmıştır. Bunların, harf formlarından tanındığı kadarıyla Theon’un elinden çıktığı düşünülmektedir. Bu tarihlemeyi harf formlarıda destekler. Bütün bu nedenlerden dolayı yazıtları çözen epigraf Blümel’e göre Altarın yapılış tarihi İ.Ö.190 -140 yılları arasında olmak zorundadır. Rumscheid,1994, 21.

106 Özgan 2002, 68-69. 107 Koçhan 1987, 24 108 Başaran 1995, 129 109 Kılıç 2016, 29

(27)

20

yüzden lotus bezemesi fresk dışında kendine binaların dış cephesinde de çokça yer bulmuştur110.

Lotus – palmet aralarında 4-5 yaşlarında küçük tombul oğlan çocuğu şeklinde eroslar bulunmaktadır. Eros yeni havalanmış şekilde sol ayağını öne atarken sağ bacağını dizden bükülmüş şekilde yukarıya kaldırmış ve arkadadır. Sola dönmüş şekilde tasvir edilen eros vücut şekli göz önüne alınırsa sanki kollarını öne doğu uzatmış şekildedir. kol hareketine bağlı olarak erosun sol omuzu daha yukarıda tasvir edilmiştir. Karnı ise tombul bir çocuğa yakışır şekilde hafif şişkindir. Her ne kadar havalanmaya hazır şekilde verilse de sınır çizgisi ranke içinde betimlenmiş ve taşmamıştır. Yüzü ve başı tahrip olduğundan yüz ifadesi ve saçları hakkında konuşmak mümkün değildir. Eros figürü lotusun hem sağ hem sol tarafında antitetik şekilde resmedilmiştir.

Yaprakları aşağıya bakan mavi lotusun hemen altında bulunan çekirge sola bakar şekilde ve yeşil – mavi, sarımsı kahverengiyle freskte yer bulmuştur. Çekirge kıvrık dal (ranke) üstüne konmuş ve baya büyük resmedilmiştir. Çok belirgin olmamakla beraber lotus çiçeğinin üstünde sanki birde kelebek figürü bulunmaktadır. Bu bordürde bulunan Friz koyu zemin üstüne yapılmıştır.

Frizde bir diğer şekil ise Knidos’a ait olan endemik bir bitki olan kum zambağı111 (Rsm: 28) olma olasılığı yüksektir. Zambak beyazımsı renkte rankelerin aralarına çizilmiştir. Zambaklar ara ara serpiştirilmiş şekilde olup kimi yerlerde rankelere tutunurken kimi yerlerde frizin sınırından başlamıştır.

Freskin bu bölümde daha çok desen veya bordürler mevcuttur ancak bazıları günümüze kadar tam anlamıyla korunamadığı için anlaşılmamaktadır.

ÖRGÜ- GİYOŞ: Helenistik duvar ev resminde ki giyoş modeli üç boyutlu hissi veren

bir tarzda boyanmış veya yapılmıştır. Üç boyutluluğu ise renk oyunuyla ışık-gölge verilerek elde etmeye çalışmışlardır. Kahverengi-krem tonları kullanılan örgü-giyoş motifi kenarlarından geçen daha açık boya ile bir derinlik veya şişkinlik hissi vermektedir. Üstte bulunan çiçekli frizle altta bulunan figürlü friz arasında sınır oluşturmaktadır. Bu sınır frizler arasında karışıklığı önlemek açısından da önemli bir görev üstlenmiştir. Frizin üst bordüründe ve altta bulunan figürlü bölümü de başlı

110 Özçalık 2017, 23

111 Knidos kum zambağı tür olarak tehlike altındadır ve yetişme zamanı ise ağustos, eylül aylarıdır.

(28)

21

başına kendi içinde farklı konuları işlemektedir. Üst bordür doğayı anlatırken alt ise bir hikâyeyi anlatmaktadır. Giyoş modeli de tıpkı meander gibi seramik ve mozaiklerde de çok sık rastlanan bir model olmuştur. Freskte giyoş gevşek bir örgü şeklindedir ve aralarında gözenek şeklinde boşluklar bulunmaktadır.

MİTOLOJİK KONU:

Freskin ana bezeme kuşağı olan figürlü frizde mitolojik bir konu işlenmiştir. Burada Akhilleus’un Kenthauros Kherion tarafından eğitilmesi112 anlatılmaktadır. Kalabalık bir kompozisyona sahip olan frizin korunma durumu iyi değildir (Rsm: 29a). Friz her iki uçtan da mermer taklidi pano ile sınırlandırılmıştır. Frizin en solunda ilk figür mavi renk bir khiton giymiş ayakta duran bir kadın figürüdür (Rsm:29b). Bu figürden sonra oturur durumda ikinci bir başka figür ile ayakta duran üçüncü bir kadın figürü vardır. Oturur durumdaki dördüncü figür olasılıkla bir erkektir. Beşinci figür de oturur pozisyondaki bir kadındır. Frizin ortasında yer alan altıncı figür Kentaur113 olan ve Kentaurların en bilgesi olan Kherion’dur. Yedinci figür ise kalan izlerden anlaşıldığı üzere küçük bir çocuk olarak betimlenen Akhilleus olmalıdır (Rsm:30a-30b). Kherion ve çocuk figürü arasında ne olduğu anlaşılamayan bazı lekeler korunmuştur. Bunlardan sonra ayakta bir kadın, oturan bir kadın figürü kısmen anlaşılabilmektedir. Kompozisyonun ortasında yer alan Akhilleus ve Kherion’un çevresindeki diğer figürler büyük ihtimalle Akhilleus’un annesi Thetis ve babası Peleus olmalıdır. Diğer figürler ise Nympheleri114 veya Nereidleri tasvir etmektedir115. Bu figürlerin Thetisin Nereid kardeşleri116 olma olasılığı daha yüksektir çünkü dans eden Nympheler ve ırmak tanrısı Knidos Apollon Karneios kutsal alanında friz bloklarında da işlenmiştir117. Zemin koyu renkte, figürlerin canlı renklerle yapılması insanda bir canlılık hissi ve büyüleyici bir etki yaratmaktadır.

112 Boysal 2004, 31 vd Mutlu 2018, 326-327

113 Kentaur veya latince adıyla Centaurus mitolojide Yunanista’nın kuzeyinde Teselya da Pelion

dağında yaşadığına inanılan yarı at yarı insan olan karışık bir ırktır.

114 “gerçek tanrıça olmamalarına rağmen Olimposta gerçekleşen tanrılar toplantılarına katılabilen ve

ulu, yüce gibi sıfatlarla anılan Nympheler, insan üzerinde adeta ilahi etki yaratan Zeusun kızları olan su ve orman perileridir.” Erhat 1997, 219-220

115 Bruns- Özgan 2002, 90-91 116 Boysal 2004, 15

117 “Kentin batısında, orta terasta bulunan kutsal alana Doğu- Batı caddesi ile liman caddesinin kavşak

noktasında yer alan Propylondan girilmektedir. Terasın güneyinde yer alan tapınak 19m x 11m ölçülerindedir. Tapınağın hemen karşısında, doğuda 11,20 m x 6,70m boyutlarında dikdörtgen planlı Altar yer alır. Ön cephede merdivenli esas altar masasına ulaşılır. Bu masa üç taraftan beyaz mermer

(29)

22

Knidos’ta Helenistik ev üzerinde bulunan terasta zengin süslemelere sahip başka evlerin de bulunması ayrıca dönemin zenginliğini göstermektedir118. Knidos’ta Helenistik evden figür bezemeli frize ait kısmen birleşebilen parçalar bulunmuştur. Buradaki sahneyi Love, bir keçi çevresinde dans eden insanlar olarak yorumlaması nedeniyle “Dans Eden Keçi”li kompozisyon olarak isimlendirilmiştir119 (Rsm:31). Knidos da Diyonissos tapınağı120nın bulunması ve Pan’a tapınım yapılan kabartmaların bulunması121 göz önünde bulundurulursa burada ki keçili dans sahnesinin bir tür Diyonissos şenliği122 olarak da görebiliriz. Parçanın sağ tarafında mermer taklidi bezeme olması nedeniyle kompozisyon, frizin sağ tarafına ait olmalıdır123. Sağlam kalan kısmında en sağdaki figür elini ileri doğru uzatmış bir erkek figürüdür. Figür uzun kollu uzun paçalı dar bir kıyafet giymiş olup sırtında pelerini vardır. Bu figürün işaret ettiği ikinci figür uzun kollu uzun paçalı dar kıyafetinin üzerine mavi tunik giymiş olup hareketli bir şekilde tasvir edilmiştir. İyi durumda korunmamış olmasına karşın üçüncü figürün bir keçinin ön bacaklarından tuttuğu anlaşılmaktadır. Keçi figürü iyi korunmamış ayakta duran bir dördüncü figüre bakmaktadır. Bu figürün arkasında ki figür ise arkalıksız bir sandalyede oturmaktadır. Bu figürün hemen arkasında kısmen korunmuş ayakta duran bir başka figür görülebilmektedir. Oturan figür dışındaki diğer figürlerin Pers giyimli oldukları anlaşılmaktadır. Oturan figür Helen tarzında omuzları açıkta bırakan bir kıyafet giymektedir. Altta ve üstte yer alan duvar örgüsü bezemesi Helenistik ev duvar resmi 1. Stil özelliğini göstermektedir124 (Rsm:32).

bloklardan yapılmış bir frizle çerçevelenmiştir. Günümüzde Marmaris müzesinde sergilenen bu frizlerde dans eden Nympheler ve ırmak tanrısı tasvir edilmiştir. Yapan heykel tıraşlar ise burada belirtilmiştir, bunlar Antiochialı Theon ve Knidoslu Zenodotostur.” Doksanaltı 2016, 49-50

118Bruns- Özgan 2002, 90-91 119 Love 1972, 65

120 Doksanaltı-karaoğlan-tozluca 2018, 28-29 121 Smith 1900, 213

122 “Dionysos Grek dünyasında siyasi ve ekonomik koşullar nedeniyle orta sınıf halkları tarafından bir

üst sınıfa tepki olarak doğdu. Kült daha sonra propaganda aracı haline gelerek tiyatroya ve şölenlere dönüştürüldü. Dionysos adına düzenlenen bu şenlik ve festivaller Grek siyasi ve dini kimliğinin oluşumuna, bu oluşumla kendini bulan Helen halkı, günümüz tiyatrosunun ortaya çıkmasına vesile oldu.” Çağatay Yücel, Dionysos bayram ve şenlikleri (Bakınız Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergissi 2015, sayı 4.)

123 Bingöl 1992, 101

124 Roma Dönemi duvar resimleri Pompeii freskleri temel alınarak Arkeolog August Mau tarafından 4

(30)

23

8.2. Helenistik Ev Duvar Resminin Çağdaşlarıyla Karşılaştırılması

Helen dünyasında 1. Stil de figürlü friz kuşağı olan başka örnekler de bulunmaktadır. Helenistik Dönem resim sanatında önemli bir yere sahip olan Vergina mezar resimleri arasında Prensin mezarı olarak adlandırılan mezarın resimlerinde benzer şekilde koyu renk zemin üzerinde figürlü bir friz yer almaktadır125 (Rsm: 33).

Benzer şekilde Pergamon evlerine genel olarak baktığımızda bunlar avlusu olan ama bu avlularda sütun olmayan (peristyl) tipi evlerdi. Evin temeli direk zemine oturtulmuş, dış duvarlar sade, sadece köşe taşları kesme taşlardan olan polygonal bir yapıya sahiptiler. İç duvarlarında sıva kullanılmış ve bu sıvalarda taş blok görünümü vermek için kazımayla çizgi yapılmış ve bu blok şekiller boyanmıştır126. Evlerin zemininde bulunan mozaikler Helenistik dönemden kalmıştır. Büyük bir kadehten su içen iki güvercin figürlü duvar resmide bu dönem örneğidir127. Pergamon Helenistik evler yan yana üç oda grubunda incelenmiştir128. Knidos Helenistik evin bodrum katıda bu özelliği göstermektedir. Plan olarak aynı kategori altında incelemek mümkündür. Pergamon duvar resmi stil açısından Knidos da işlenen stille aynı olması tarihlendirme açısından bize yol göstermektedir. Gerek yapım şekli olsun gerek konut planı ve yapım tekniği olsun gösterdiği benzerlikler bu konuda yol göstericidir. Pergamon’da 4 numaralı sarayın A odasının duvarlarında mimari dekorasyonla birlikte figür bezemeli bir friz yer almaktadır. Burada koyu renk zemin üzerine antitetik duruşlu grifonlar betimlenmiştir. Frizin altında orthostat seviyesinde mermer taklidi bezeme yapılmıştır. Frizin üst kısmında ise yine Knidos örneğiyle benzer şekilde yapılmış üç boyutlu yumurta dizisi yer almaktadır. Yapı M.Ö. 2. Yüzyılın ilk yarısına tarihlenmektedir129.

Miletos’ta Heroon III’de Hellenistik Döneme tarihlendirilen fresk parçaları ele geçmiştir. Yapılan rekontrüksiyon denemesi sonucunda Grifonlu girland frizini üstte

işçiliğinin renkli sıvalar ve plastik bordürlerle oluşturulmuş duvar taklididir. Bakınız: Mau 1899, 450-460. 125 Drougou 2005, 169 126 Rand 2002, 93 127 Rand 2002,95-97 128 Rand 2002, 97 129 Andreou 1988, 125

Referanslar

Benzer Belgeler

Staphylococcus aureus ve Pseudomonas aeruginosa bakterilerine karşı balın etkisini araştırdıklarını ve sonuç olarak balın antioksidan özelliğini ve bakterilere karşı

Fakat belki amcam beni çok sevdiği için, belki de iç yüzü zannedildiği kadar sert ve haşin olmadığı için benim bu hareketime hiç kızmayıp, çok

Ermeni soykırımı iddialarını yalanladığı için Ermenilerle mahkemelik olan tarihçi Bernard Lewis, bu kez de Fransız ırkçılannın ‘ırkçılık karşıtı’

Bu çalışmada, farklı sürelerdeki Gauss darbe sinyalleri uyartım için kullanılmış ve standart görüntüleme algoritmaları kullanılarak basit bir homojen meme

藥科心得  吳建德老師  藥三 A 賴品蓁 B303097075 

Büyük günah işleyen kimsenin bütün iyi amellerinin boşa gideceği ile ilgili görüşe karşı çıkan Zemahşerî: “Sabit olmuştur ki; Peygamberliğin ifasının

Yandaki tabloda ikiĢer tane yazılmıĢ üç basamaklı sayıları bulup farklı renklere boyayın ve. noktalı yerlere yazınız. Sayı

Çalışma hayatında işçilere çocuk bakım hizmetlerinde yardımcı olmak amacı ile yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 150 den çok kadın işçi