• Sonuç bulunamadı

Bir inkılapçı öldü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir inkılapçı öldü"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Birinci Dünya Harbinin ümitsiz ve karanlık günle­ rinde Atatürk ona verdiği bir fotoğ­ rafının altına şüıı-

ları yazmıştı; (Her şeye rağmen

Y a z a n :

Halûk \ ; Şehsuvaroğlu

1

muhakkak bir ıuıra doğru yürümek teyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet yalnız aziz memleket ve milletim haklımdaki pâyansız mu­ habbetim değil, bugünün karan­ lıkları. ahlâksızlıkları, şarlatanlık ları içinde sırf vatan ve hakikat aşkı ile ziya serpmeye ve aramıya çalışan bir gençlik gördüğiimden- dir. işte azizim Uuşeıı Eşref Bey sizi bu mübarek hizbin tabii âza­ sından görüyorum. Gün geçtikçe daha miihiın hizmetlerinize İnti­ zar ediyorum. Bugünden ziyade yarınların şükran ve şâpâşına namzet olan sizi bugünden tanıya- bilmekle memnunum.)

Bu genç muharrir, Mustafa Ke­ mali henüz tanımış ve Çanakkle zaferinden sonra onunla ( Anafar- talar Kahrarpanı Mustafa Kemal ile Mülakat) adını verdiği dikkate şâyan bir konuşıtaa yapmıştı,

O güne kadar genç muharririn kalbi yalnız bir büyük insanın

ler, kısa bir zamanda onun etra­ fını almıştı. Bütün vatansever ka­ lemler onun dâvasının, milli dâ­ vanın müdafii olmuşlardı.

Genç Ruşen Eşref onunla bera­ berdi. ilk ihtilâl meclisinde ba­ şında kalpağı ile onun yanındaydı, ilk siyasi konferanslara katılmış, Londrava gitmişti.

Genç adam yaşadığı devri gü­ ze] ve imanlı bir üslûpla müte- zel ve içli bir üslûpla ınüte- reke devrinin Istanbulunu

aıılat-rülmüş bulunan zengin bir arşiv ko leksiyonu idi. Yu- nanistandan kendi parasiyle Satın al­ dığı bu koleksiyo­ nu bir gün eliyle getirip Sarayda­ ki eski yerine koymanın büyüklü­ ğünü, kadirşinaslığını göstermişti. Bir müze müdürü olarak kah bim daima bunun şükranı İle do lu bulunmaktadır.

Ruşen Eşref edebiyatımıza (İli yorlar ki) isimli eseriyle girmiş­ tir. Bu eser bugün hâlâ kütiipha' nemizin kendi sahasında tek kal mış değerlerinden biridir.

Ediplerimizle, şairlerimizle yap­ tığı mülakatları nefis bir üslflpla kaleme almış, onların şahsiyetle' miş, Millî Mücadele günlerine,

Londra konferansına ait intibala- r ini kuvvetle belirtmiş, hususiyet­ imi (istiklâl Yolunda) isimli ese- terini, yaşayışlarını hattâ odaları-rinde toplamıştı.

Millî Mücadele bitmiş, inkılâp yılları başlamıştı. Atatürk onu umumî kâtı’p olarak yanına almış­ tı. Kıymetli edip bu yıllarda Dil Kurumunda da faal vazifeler al­ mıştı. Kendisi seneler sonra o gün leri (Atatürk, Tarih ve Dil Ku­ rumlan) İsimli eserinde anlatmak

nı, zevklerini pek canlı bir şekil­ de aksettirmişti. Edebiyat tarihi­ miz bakımından bu eserin taşıdı­ ğı değer üzerinde elbette çok du­ rulacak ve yazılacaktır.

O tarihlerde yazdığı diğer Üç kitap (iki Saltanat Arasında), (Geçmiş Günler) ve (Ayrılıklar) dır.

Mustafa Kemalle beraber ve tadır.

Tevfik Fikretin sevgisi İle dolu | Umumi Kâtipliği, Elçilik vazife- C h „”1)1.“ T ' : m . Fakat o mülakat günlerinden ) leri takip etmişti. Tiran, Atina, ondaM ,0nra ya*' hayal,na ,Ssl | itibaren bıı sevgi iki olmuş, mu- Budapeşte, Londra Elçilik Ve BU-

harrir ömrünün son zamanlanna yük Elçilik yıllarında en uzunu kadar Türk gençlerine iki büyük Atinadaki vazifesi olmuş ve Ru- insam anlatıp durmuştur. şen Eşref bu vazifesi esnasında

Ruşen Eşref, Tevfik Fikret! en Türk - Yunan dostluğunun inkişa- lyi tanımış ve anlamış insanlardan ) fına büyük hizmetlerde bulunmuş

tu.

Emekli olarak memlekete dö­ nerken, gezdiği Garn şehirlerin­ den topladığı eski Türk sanat e- serlerini beraber getirmişti.

Ruşen Eşref tarihimizi iyi bilir, biriydi, iki sene evvel Galatasaray

Lisesinin konferans salonunda bü­ yük Şairi İnsan ve sanatkâr ta- j raflariyle anlatan bir konuşma : yapmıştı. Geçirdiği ağır rahatsız­ lığa rağmen bu uzun konferansı : şevk ve zindelikle vermiş büyük üstadını anarken ■ zaman zaman gözlerine toplanan yaşlan sağlam elinin parmaklariyle kurutmuş, titrlyen sesin) zoraki öksürüklerle örtmlye çalışmıştı

lasız devam etmişti. Boğaziçi, Ya­ kından adlı güzel eseri onun ts- tanbula duyduğu sevgiyi aksettir­ mektedir. Küçük nesir parçaları­ nı (Damla Damla) isimli kitabında toplamıştır.

Son senelerinde şevkle kaleme aldığı eser ise (Özleyiş)dir. Bu A- tatürkü anlatan Milli Mücadeleyi canlandıran bir eserdir.

Kitap haline gelmiş yazıların dışında gazetelerde kalmış maka-sanat eserlerimize karşı büyük bir leleri de vardır. Bunların hepsinde hayranlık hissi duyardı. Bu hay­

ranlıkla güzel parçalar toplamıştı. Müstesna bir ince zevki vardı. Türk sanatinı, tarihini aksettiren

i güzel eşyayı karşısında görmek-Atatürk de Fikret! sever, onu! ten, onları kullanmaktan haz e-zaman e-zaman okur ve hâtırasın­

dan hayranlıkla bahsederdi. Belki böyle günlerden birinde Ruşert Eş ref Fikreti bütün büyüklükleriy­ le anlatmıya başlamış ve anlaşı­ lan bu esnada pek ileri gitmişin Bunun üzerine Atatürk,

— Anladık fakat bu Tevfik Fik­ ret ne yapmış, sanki topu, tüfeği rai vardı? Demiş.

Ruşen Eşref de o konuşma he­ yecanı içinde,

— Paşam onlar da olsaydı teşri­ fi devletinize hacet kalır mıydı. Cevabını vermişti.

Galiba bu cevap, Atatilrkle, Ru­ şen Eşrefin kısa bir müddet küs­ kün kalmalarına sebep olmuştu.

Ruşen Eşref Akaretlerdeki evin­ de Müstafi» Kemalle konuşurken, Mustafa Kemal kendisine, (

— Beni sevmezler, bu yazılar­ dan dolayı size bir zarar gelme­ sin, diyordu.

Fakat genç muharrir kahrama­ na inanmıştı. Ondan öte bir kor- i ku bir endişe tanımıyordu. Nite­

kim daha karanlık günler gelmiş memleket yer yer İşgal altına a- lınmıştı. Ruşen Eşref de pek sev­ diği İstanbulu, hâtıraları her şeyi arkada bırakarak gene zevcesiyle beraber Anadoliıyâ gitmişti. Çün­ kü kurtuluşun oradan geleceğine, Mustafa Kemalin bütün tehlikele­ ri yeneceğine inanıyordu.

Mustafa Kemalin inandığı genç-derdi.

Yurda getirdiği eserler arasında en mühimi, vaktile Topkapı Sara­ yından alınıp Yunanistana

götü-Ruşen Eşref Atatürk inkılâplarını, medeniyet dâvamızı büyük bir inanç ve kudretle savunmaktadır.

ileri, garplı ve medeniyete! ka­ lem sahiplerimizden biri olan Ru­ şen Eşref ne yazık ki kendisinden yeni eserlerini beklediğimiz bir zamanda, vakitsiz bir ölümle ara­ mızdan ayrılıp gitti. Nur içinde yatsın.

Referanslar

Benzer Belgeler

Üniversitemiz, 11 Temmuz 1992 tarihinde Niğde Üniversitesi adı ile Selçuk Üniversitesine bağlı Eğitim Yüksekokulunu Eğitim Fakültesine dönüştürerek ve İktisadi ve

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt XIV, Sayı: 42, Kasım 1998... Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt XIV, Sayı: 42,

[r]

Erdal AYDOĞAN (Atatürk Üniversitesi / University) Prof.. Mustafa BUDAK (İstanbul Üniversitesi /

Engeliler merkezi Çevresinde Çim bicimi sulanması ve cevre düzenlemesi faliyetlerinde bulunuldu. Seramızdaki Biberiye bitkilerinden aldığımız çelikleri toprakla buluĢturduk

giren öğretmenin adı da Mustafa’ydı. - Bir gün matematik öğretmeni Mustafa’yı yanına çağırdı. —Oğlum Mustafa! Senin adın Mustafa, benim adım da Mustafa. Bundan

Ölüm Tarihi: On Kasım Bin Dokuz Yüz Otuz Sekiz (1938) Öldüğü Yer: Dolmabahçe Sarayı.. Anıt

A) EVET, EVET, HAYIR, EVET, EVET B) EVET, EVET, HAYIR, HAYIR, EVET C) EVET, EVET, HAYIR, HAYIR, HAYIR D) HAYIR, EVET, HAYIR, EVET, EVET.. Meltem rüzgârları birbirlerine komşu kara