• Sonuç bulunamadı

Nazım'ın dedesi de bir Osmanlı paşasıydı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nazım'ın dedesi de bir Osmanlı paşasıydı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

P e rşe m b e

13 Aralık 2001

Nâzım'ın dedesi de

bir Osmanlı

paşasıydı

CAN DÜNDAR

candundar@superonline.com

N

e saldırsa, altından bir Osmanlı

“Hikmet”se

sağcılar kime paşası çıkıyor. M H P’lileri aya­

ğa kaldıran

Salkım Hanım’

m

“te­

cavüzcü

p a ş a ”sının

“Osmanlı

p a ­

şası”

çıkmasından sonra korkarım D Y P ’liler de bir

“Osmanlı paşası”

skandalıyla karşı karşıya...

Önceki gün D YP milletvekili

İl­

han Aytekin’in

Kültür Bakanı

İste-mihan Talay’a “Nazım Hikmet in

resm i adı W arzonski mi”

diye sorması, tarihi bir gerçeğin daha or­ taya çıkmasına vesile oldu: Evet,

Na­

zım Hikmet’in

soyadı

(“YVarzons-ki”

değilse de)

Borzenski...

Çünkü şairin büyük dedesi, PolonyalI bir a-

ristokrat olan

Constantine B or­

zenski...

Memet Fu at’ın

yazdığı biyografi­ de (Adam, 2 0 0 0 )

Enver Ziya

Ka-ral’ın “Osmanlı Tarihi”ne

atfen verdiği bilgiye göre

Borzenski

daha sonra Müslümanlığı benimseyerek Osmanlı’da paşalığa kadar yükselmiş.

★ ★ ★

Olayın gerçekten ilginç bir öyküsü var:

Borzenski,

bir Alman okul ge­ misinde miçoymuş.

Kendisine kötü davranıldığı için 1 8 4 8 ’de İstanbul’a gelen bir gemi­ den denize atlayıp yüzerek Boğaz’da

karaya

çıkmış.Sadrazam Ali P aşa,

O sm anlıya sığman

B orzenski’yi

korumaya almış, adını

“M ustafa

Celalettin”

olarak değiştirtmiş, orta­ öğrenimini tamamlayıp Mühendisha- ne - i Hümayun a girmesini sağlamış (Fuat, 6 02).

M ühendishane’nin müdürü Ö -

m er P aşa,

bu yetenekli öğrenciyi o kadar sevmiş ki, onu kızı Sıdıka ile ev­ lendirmiş. Bu evlilikten

Enver

adlı bir oğullan olmuş.

M ustafa Celalettin,

okulu bitin­ ce uzmanlık öğrenimi için Fransa’ya gönderilmiş. Lehçe, Latince, Fransız­ ca, Almanca, Rusça bilmesi ve asker­ lik, tarih, dil konulanndaki geniş bilgi­ siyle yurda dönüşünde de itibar gör­ müş ve Osmanlı devletine yıllarca hiz­ met ederek paşalığa kadar yükselmiş.

★ ★ ★

Sonra

M ustafa Celalettin Pa­

şa,

komutanlık ettiği bir savaşta yara­

lanmış. Ölmek üzereyken

Padişah

Abdülhamit’e

bir telgraf çekerek oğlu

Enver’e

sahip çıkmasını iste­

miş.

Abdülhamit Han

da

Enver’i

yanına yaver almış.

Enver

de paşa olmuş.

Enver P aşa,

daha sonra

Müşir

Mehmet Ali P aşa

nın kızı

Leyla

Hanım’la

evlenmiş. Bu evlilikten 4 çocuklan olmuş.

O 4 çocuktan biri olan

Celile

Hanım

da

Hikmet

B e y ’le evlene­ rek

Nazım’ı

dünyaya getirmiş.

Enver P aşa’nın

diğer çocukla­

rından

Mehmet Ali

şehit düşmüş,

M ustafa

ise kızı

Münevver’i.

Na-zım ’la evlendirmiş.

Nazım,

eşi

Münevver’e

yazdığı bir şiirinde bu ilişkiyi anlatır:

★ ★ ★

‘ Sevgilim, dayı kızım, Memed’i- min anası / dedelerimizden biri, / 1 8 4 8 Polonya muhaciri/ belki ben bu yüzden böyle san bıyıklı / böyle u- zun boyluyum/ oğlumuzun gözleri böyle kuzey mavisi/ Lehistan’dan gel­ miş dedelerimizden biri, / Gözlerinde karanlığı yenilginin/ Saçlan al kana boyalı. / Uykusuz geceleri Borjens- ki’nin/ Benimkine benzer olmalı. / Tıpkı benim gibi o da/ çok uzaklarda kalan bir ağacın altında / Unutmuş o- labilir uykusunu/ Onu da benim gibi deli etmiştir, deli./ Her solukta .alıp da memleket kokusunu/ Memleketi bir daha görmemek ihtimali.

★ ★ ★

insan mebus olur da soru önerge­ si verirken iki kitap kanştırmaz mı? D Y P ’nin, sonradan cumhurbaşkanı olan eski liderinin

Clinton’la

Yelt-sin’i

ağırladığı bir zirveyi

Nâzım’ın

dizeleriyle açtığını anımsamaz mı?

Aytekin’in

sorulannı Kültür Bakanı yerine biz yanıtlayalım: Evet,

Nazım

Hikmet

Polonyalı dedesinin soyadı­ nı taşımaktadır.

Evet, gelecek yıl

Nâzım’ın

1 0 0 . doğum yıldönümü vesilesiyle İstan­

bul’da

“U luslararası Nazım Hik­

m et Sem pozyum u”

düzenlene­ cektir.

Sergilerde fotoğraflan, televizyon­ larda belgeselleri gösterilecektir. Hem daha önemlisi, doğum günü, 1 5 O- cak’ta Paris’te UN ESCO binasında Fransız Kültür Bakanı’nın evsahipli- ğinde kutlanacaktır.

Biz, bunlardan ve Kültür Bakanlı- ğı’nın bu işe sahip çıkmasından gu­ rurlanıyoruz.

Aytekin’i de bu gurura ortak ol­ maya çağınyoruz.

Kişisel'Arşivlerde istanoui belleği Taha Toros Arşivi

* 0 0 1 5 0 5 6 5 5 0 0 6 * M

f

I i 'r T T T Y

Referanslar

Benzer Belgeler

Gülten Aktuğlu Saadet İpek Edipoğlu Saadet Ufuk Yurdalan Sabri Hoşver Sabri Karagülle Sabriye Buse Sortoğlu Sabriye Demirci Sacide Pehlivan Sacide Rana Işık Sade�n Demirel

Olcay Hanım, Necip Kaptan, Poyraz Baba, Madam Siranuş hepsi çok uzaktalar artık.. Öyle uzaktalar ki yirmi otuz değil sanki bin yıl

Cumbada Deli Fatma, bir idrar sıcağı, Paça buharı ile ayrılırlar olay mahallinden.. -Tandırdan fırladı uçkurunda bıçağı, Beni kesecekti anne, belliydi

Koca çınarı sökmek için her sabah o kadar uğraş- mak mantıklı adam işi değil.. Ölüp gidecek bir

Bir deli, hikmete yataklık ediyor, kalemden yağan bir deli.. Öyle inanç içinde- yim ki deliye, bir de ‘Onlar orada

Her çift sayıyı kendi yarısı olan doğal sayıya gönderdiğinde, doğal sayılar kümesinin eleman sayısı ile çift sayılar kümesinin eleman sayısının aynı

Araştırmada yaygın soğuk algınlığı virüsü- nün burun boşluğumuz içindeki daha düşük sıcak- lıklarda, gövdemizin daha yüksek olan sıcaklığında.. olduğundan daha

Ata­ türk sevgisi onda çok genç yaşın da bir aşk gibi başlamış, ilk şiir­ lerinin pek çoğunu onun için yaz mış ve nihayet bu aşk onu büyük