• Sonuç bulunamadı

Fetva sorularına yansıyan kadın problemleri (Konya-İstanbul örneği)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fetva sorularına yansıyan kadın problemleri (Konya-İstanbul örneği)"

Copied!
101
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI DİN EĞİTİMİ BÖLÜMÜ

FETVA SORULARINA YANSIYAN

KADIN PROBLEMLERİ

(KONYA-İSTANBUL ÖRNEĞİ)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK

Hazırlayan

Zuhal ARSLAN

034245061004

(2)

İÇİNDEKİLER

TABLOLAR VE GRAFİKLER... iii

KISALTMALAR ...v

ÖNSÖZ ...vi

GİRİŞ 1. PROBLEM...1

2. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ...3

3. SAYILTILAR ...3 4. HİPOTEZLER...4 5. SINIRLILIKLAR ...5 6. YÖNTEM ...5 I. BÖLÜM 1. DİN EĞİTİMİ...7 2. FETVA KAVRAMI...9

3. GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KADIN MEFHUMU ...10

4. DİNİ DANIŞMANLIK VE DİYANET...13

5. İLGİLİ YAYIN VE ARAŞTIMALAR ...16

II. BÖLÜM ARAŞTIRMANIN BULGULARI 1. MÜFTÜLÜĞE GELEN SORULARLA İLGİLİ GENEL BİLGİLER ...18

1.1. Arama Tarihi...18

1.2. Ulaşım Şekilleri ...19

1.3. Aranan Yerler ...21

2. KONYA VE İSTANBUL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN FETVA BİRİMLERİNE YÖNELTİLEN SORUNLARIN KONULARINA GÖRE TASNİFİ VE İSTATİSTİKÎ SONUÇLAR ...24

2.1. İMAN ...25 2.1.1. Ahiret/ Ölüm ...29 2.1.2. Allah’a İman ...29 2.2. KUR’AN-I KERİM ...32 2.3. İBADET ...33 2.3.1. Abdest ...35 2.3.2. Namaz ...36

(3)

2.3.3. Oruç ...37 2.3.4. Zekât...38 2.3.5. Hac ...40 2.3.6. Kurban...41 2.4. AİLE ...42 2.4.1. Nikah ...44 2.4.2. Talak ...46 2.4.3. Emzirme ...51 2.4.4. Miras ...52

2.4.5. Aile İçi İlişkiler ...52

2.5. HELALLER-HARAMLAR ...58 2.5.1. Giyinme ...59 2.5.2. Cinsi Hayat...59 2.5.2.1. Cinsellik...60 2.5.2.2. Doğum Kontrolü ...63 2.5.2.3. Tüp Bebek ...68 2.5.3. Günlük Hayat ...69 2.5.3.1. Hurafe ...69 2.5.3.2. Dua/tasavvuf...70 2.5.3.3. Rüya ...70 2.5.3.4. Büyü ...71 2.5.3.5. Yemin ...72 2.5.3.6. Vesvese ...73 2.5.4. Hayvan Besleme ...74

2.5.5. Eti Yenen ve Yenmeyen Hayvanlar...76

2.6. TİCARET ...77

SONUÇ ve ÖNERİLER ...80

BİBLİYOGRAFYA...85

(4)

TABLOLAR VE GRAFİKLER

A- Tablolar

Tablo 1 Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen Soruların

Yıllara Göre Dağılımı ... 19 Tablo 2 Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Ulaşım Şekli ... 20 Tablo 3 İstanbul Müftülüğü Fetva Birimini Bir Yıl İçinde Arayan

Yerler ... 21 Tablo 4 Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine

Gelen Soruların Arama Yeri İle İlgili Bilgiler... 23 Tablo 5 Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine Gelen

Soruların Konularına Göre Tasnifi ... 25

Tablo 6 İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen İman İle

İlgili Sorular ... 27 Tablo 7 Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen İman İle İlgili

Sorular ... 27 Tablo 8 Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine

Yöneltilen İbadetlerle İlgili Sorular ... 34 Tablo 9 Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine gelen aile ile ilgili

Sorular... 43 Tablo 10 İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen Aile İle

İlgili Sorular ... 44 Tablo 11 Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen Ticaret İle

(5)

Grafikler

Grafik 1 Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Ulaşım Şekli ... 21 Grafik 2 İstanbul Müftülüğü Fetva Birimini Bir Yıl İçinde Arayan

Yerler ... 22 Grafik 3 Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen Soruların

Arama Yeri İle İlgili Bilgiler ... 24 Grafik 4 İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen İman

İle İlgili Sorular ... 28 Grafik 5 Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimi Gelen İman

İle İlgili Sorular... 28 Grafik 6 Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen İbadetle

İlgili Soruların Dağılımı ... 34 Grafik 7 İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen İbadetle

İlgili Soruların Dağılımı... 35 Grafik 8 Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen Ticaret

(6)

KISALTMALAR

a.g.e. : Adı geçen eser

a.g.mkl. : Adı geçen makale

AÜ : Ankara Üniversitesi

Bkz : Bakınız

c. : Cilt

DİA : Diyanet İslam Ansiklopedisi

DİB : Diyanet İşleri Başkanlığı

EÜ : Erciyes Üniversitesi

H : Hicri

İÜ : İstanbul Üniversitesi

OMÜ : Ondokuz Mayıs Üniversitesi

Sy. : Sayı

s. : Sayfa

SÜ : Selçuk Üniversitesi

TDV : Türkiye Diyanet Vakfı

vs : Ve saire

Yay. : Yayınları

(7)

ÖNSÖZ

Din tarihin her devrinde ve bütün toplumlarda mevcut olan köklü ve evrensel bir olgudur. Din, insanlık tarihinin her döneminde canlılığını korumuş ve insan hayatının ayrılmaz bir parçası olmuştur. Bunun temel sebebi, din duygusunun insanlarda doğuştan var olmasıdır. İnsanlar, din ile ilgili ihtiyaçlarını çeşitli yerlerden karşılamaktadır. Türkiye’de, din ile ilgili ihtiyaçların karşılandığı yerlerinden birisi Diyanet İşleri Başkanlığı’dır. Diyanet İşleri Başkanlığı, toplumun din ile ilgili ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla fetva birimleri oluşturmuştur. “Fetva Sorularına Yansıyan Kadın Problemleri” adlı çalışmada kadınların, fetva birimlerine yönelttikleri sorular incelenerek tasnif edilmiştir.

Bu çalışmayla toplumda var olan din eğitimi ile ilgili ihtiyaçlar tespit edilmektedir. Toplumun din konusundaki ihtiyaçları bilindiği taktirde mevcut sorunlara çözümler üretmek kolaylaşacaktır. Sorun tespit edilmeden ve ihtiyaç bilinmeden yapılan bilgilendirme yeterli ve anlamlı değildir. Bu sebeple kadınların sorun olarak gördükleri konular tespit edilmeye ve bu konulara din eğitimi açısından çözümler üretilmeye çalışılmaktadır.

Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde araştırmanın problemi, amaç ve önemi, hipotezleri, sınırlılıkları, yöntemi ortaya konulmaktadır.

Birinci bölümde fetva kavramı, tarihten günümüze kadın mefhumu, din eğitimi, dini danışmanlık ve diyanet konuları, ilgili yayın ve araştırmalar ele alınmaktadır.

İkinci bölümde Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine sorulan sorularla ilgili arama tarihi, ulaşım şekli ve iskân yeri bilgilerine yer verilmektedir. Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorulan sorular

(8)

Müftülüğü Bayan Fetva Birimine yöneltilen sorular iman, Kur’an-ı Kerim, ibadet, aile, helaller-haramlar ve ticari hayat şeklinde tasnif edilmiştir. İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine yöneltilen sorular ise görevli din eğitimi uzmanı tarafından tasnif edilmiştir. Bu tasnif sonucu çıkarılan istatistikî sonuçlar çalışmamızın İstanbul örneğini oluşturmaktadır. Her iki fetva birimine sorulan sorulara ulaşılmış olması, Konya ve İstanbul şehirleri arasında mukayese yapma imkânı vermektedir. Resmi kayıtlarda bulunmayan ayrıntılara ulaşılabilmek için her iki fetva birimindeki eğitim uzmanları ile mülakat yapılması düşünülmüştür. İstanbul Müftülüğü’nde görevli eğitim uzmanı ile mülakat gerçekleştirilmiştir. Ancak Konya Müftülüğü’nden gerekli izin alınamadığından söz konusu mülakat gerçekleştirilememiştir. İkinci bölümde son olarak sonuç ve önerilere yer verilmiştir.

Çalışmamın her aşamasında yönlendirici rehberliğini ve teşvikini gördüğüm danışman hocam Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK’e müteşekkirim. Çalışmamın daha iyi olması için katkılarını esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Adem ŞAHİN’e ve çalışmamı inceleyerek eleştirileriyle katkıda bulunan Doç. Dr. Halit ÇALIŞ’a teşekkür ederim. Bu çalışmaya katkıları olan Konya Müftülüğü personelinden İl Müftü Yardımcısı Mustafa ÇOBAN’a, Eğitim Uzmanı Esma ŞİMŞEK’e ve İstanbul Müftülüğü Eğitim Uzmanı Nevin MERİÇ’e teşekkürü bir borç bilirim.

(9)

GİRİŞ

1. PROBLEM

Din, Allah ile insan arasıdaki ilişkileri belirler. Bu ilişkinin ahlaka uygun ve mükemmel olması için bireyin din eğitiminden geçmesi gerekir. Din eğitimi, birey ve toplumun din ihtiyacının karşılanması için din kültürünün verilmesidir.

Ülkemizde din eğitimi ve öğretimi, devletin gözetim ve denetimi altında yapılmaktadır. 1982 anayasasının 24. maddesinde ; “… din ve ahlak eğitimi ve öğretimi devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve orta öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitimi ve öğretimi, ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin taleplerine bağlıdır…” denilmektedir.

Din eğitimi ve öğretimi, anayasal çerçevesinin belirlendiği bu maddede geçen “din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve orta öğretim kurumlarında zorunlu dersler arasındadır.” ifadesi ile örgün öğretimin “Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin taleplerine bağlıdır.” ifadesiyle de yaygın eğitimin konusu olmaktadır. Örgün din eğitimi gibi yaygın din eğitimi de devletin gözetim ve denetimi altında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılmaktadır.1

1 Şükrü ÖZTÜRK, “Din Eğitiminde Diyanet İşleri Başkanlığının Görevleri ve Sorunları”,

(10)

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevi, toplumu din konusunda aydınlatmak olunca kurumun hizmet götüreceği kitlenin özelliklerini bilmesi, beklentilerini tespit etmesi önem kazanmaktadır.

Din eğitiminin doğru ve yeterli olarak yapılması, fertlerin ruh sağlığının korunup geliştirilmesi, milli birlik ve bütünlüğün sağlanması açısından toplumun ihtiyaçlarını tespit etmek ve onlara ulaşmanın yollarını aramak gerekmektedir.

Din eğitimini ihmal etmek sağlıksız, yanlış ve yetersiz din eğitimine

ortam hazırlamaktır.2 Bu durumda hurafeler, bidatler, batıl ve sapık

inanışlar, tarikatlar ortaya çıkmaktadır.

İslam dini, kadının eğitim öğretimine özel bir önem vermektedir. Kadına bu önemin verilmesinde aile ve toplumun temeli olması etkili olmuştur. Hz. Peygamberin, kadınların eğitimlerinde özel bir gayret gösterdiği bilinmektedir. Peygamberimiz dönemi, kadınların görüşüne önem verilip her türlü hususta kendileri ile istişare edildiği bir dönem olmuştur. Bu dönemde ilk istişare edilen hususlardan birisi evlilik konusudur. Kadınların siyasi konularda da görüş beyan ettikleri ve yönetime yardımcı oldukları nakledilmektedir. Peygamberimizin hanımı Ümmü Seleme bunlardandır. Hz. Peygamber, Hudeybiye seferinde onun

görüşüne göre hareket etmiştir. 3

Günümüz toplum hayatında kadınlar çeşitli konularda istismar edilmektedir. İstismara açık olan konulardan birisi de dindir. Toplum hayatında kadınların dini bilgilenme eksiklikleri görülmektedir. Türbelere yapılan ziyaretlerde adanan adaklarla, dilek ağaçlarına bağlanan bezlerle sorunlarına çözüm arayan kadınlar, dini bilgilenme eksikliğinin birer göstergesidir. Kadınlar, dinlerini daha iyi yaşamak için çeşitli yerlerden

2 Halis AYHAN, “Anayasanın 24. Maddesi Işığında Din Eğitiminde Yeni Arayışlar”, Avrupa

Birliğine Giriş Sürecinde Türkiye’de Din Eğitimi ve Sorunları Sempozyumu, Değişim Yayınları, Adapazarı, 2002, s. 104

(11)

dini bilgi talep etmektedirler. Bu durum kadınların, içerisinde bulundukları arayışın göstergesidir. Kadınlar, bu arayış içerisinde yanlış, batıl, sapık inanışlara bağlanabilmektedirler. Toplumun her kesimindeki kadınların dini ihtiyaçlarını karşılanmasında Diyanet İşleri Başkanlığı devreye girmelidir.

2. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ

2.1. Araştırmanın Amacı

Araştırmanın amacı, toplumda var olan din eğitimi ile ilgili eksiklikleri tespit etmektir. Tespiti yapılan eksikliklerin giderilmesi; yanlışlıkların düzeltilmesi için din eğitiminin neler yapabileceğini ortaya koymaktır.

2.2. Araştırmanın Önemi

Fetva sorularına yansıyan kadın problemleri adlı bu çalışma kadınların

dinle ilişkilendirdikleri problemlerinin neler olduğunu ortaya

çıkarmaktadır. Bu problemlere din eğitiminin ne gibi çözümler üretebileceği çalışmada yer almaktadır. Tespit edilen sorunların çözüme kavuşmasında din eğitimi önemli görevler üstlenmektedir.

3. SAYILTILAR

— Konya ve İstanbul İl Müftülüklerini arayan kadınların sorunlarını doğru bir şekilde dile getirdikleri varsayılmaktadır.

— Fetva birimlerine yöneltilen soruların eğitim uzmanları tarafından doğru olarak kayıtlarının tutulduğu varsayılmaktadır

(12)

4. HİPOTEZLER

1. Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine

sorulan sorular içerik bakımından farklılıklar göstermektedir.

2. Gerçek imanın nasıl olması gerektiği ile ilgili her iki

fetva birimine sorular sorulmaktadır.

3. Gündemle ilgili sorular, Konya ve İstanbul Müftülüğü

Bayan Fetva Birimlerine yöneltilen sorular içerisinde önemli bir yer tutmaktadır

4. Fetva birimleri, çoğunlukla dini davranma biçimleri ile

ilgili bilgilenme amacıyla aranmaktadır.

5. Aile içi ilişkilerde yaşanan sıkıntılar müftülüklerin fetva

birimlerine yansımaktadır.

6. Kamusal alanda örtünme ile ilgili olarak yaşanan

kısıtlamalar, Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine gelen sorular içerisinde önemli bir yer tutmaktadır.

7. Hurafelerle karışık yanlış inanışlar, toplumda kendisine

yer bulmaktadır.

8. Kulaktan dolma eksik ve yanlış bilgilerle ilgili sorular

müftülüklere sorulmaktadır.

9. Kadınlar, Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva

Birimlerine dinle ilişkilendirdikleri sosyal konularda sorular sormaktadır.

10. Kadınlar, ticari ilişkilerinde karşılaştıkları sorunları

(13)

5. SINIRLILIKLAR

Bu çalışma 1999–2000 yılları içerisinde İstanbul Müftülüğü’nde görevli bayan eğitim uzmanına sorulan 7126 soru ve Konya İl Müftülüğünde görevli bayan eğitim uzmanına 2000–2003 yılları içersinde sorulan kayıtlı 1120 soru üzerine yapılmış bir araştırmadır.

Erkek Fetva Birimleri ve diğer illerin fetva birimlerine yöneltilen sorular araştırmanın dışında kalmaktadır.

Araştırma, fetva defterlerinde yer alan “tarih” , “cinsiyet”, “ulaşım

şekli”, “iskân yeri”, “sorulan problem” değişkenleriyle

sınırlandırılmaktadır.

Araştırma İstanbul Müftülüğü Fetva Birimi ve Konya Müftülüğü Fetva Birimine sorulan sorular iman, Kur’an-ı Kerim, ibadet, aile, helaller-haramlar, ticaret olmak üzere altı konu başlığında toplanmakta; ayrıca konular kendi içerisinde alt başlıklara ayrılarak sınıflandırılmaktadır.

6. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

Gerek dini gerekse sosyal konularda problemleri olan kadınların tamamına ulaşmak mümkün olmadığından çalışmamız Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimi ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine soru soran kadınlar örneklem alınarak sınırlandırılmıştır. Çalışmamız olasılığa dayalı olmayan örneklem seçme türlerinden kolay örneklem seçme yöntemi ile yapılmıştır.

6.1. Çalışmanın Kapsamı

Öncelikle araştırmaya katkısı olacağı düşünülen çalışmalar gözden geçirilmiştir. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünden alınan izin

(14)

ulaşılmıştır. Bu defterde yer alan 1120 soru içeriklerine göre tasnif edilerek rakamsal sonuçlara ulaşılmıştır. Ulaşılan sonuçlar yüzdelik dilimler halinde gösterilmektedir.

1999–2000 yılı ekim ayları arasında bir yıllık zaman zarfında İstanbul Müftülüğünde görevli eğitim uzmanına sorulan soruların içeriklerine göre tasnif edilmesi ile ulaşılan rakamsal sonuçlardan ve yüzdelik dilimlerden oluşturulmuş bir kaynaktan da faydalanılarak bu çalışma hazırlanmıştır.

Ayrıca çalışmaya katkısı olacağı düşünülerek İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva uzmanıyla da bir görüşme yapılmıştır.

6.2. Verilerin Analizi

Araştırmada konuyla ilgili ham verilerin frekans ve yüzdeleri tespit edilmiştir.

İkinci aşamada sorulan sorularla değişkenler arasında bir ilişkinin bulunup bulunmadığını tespit için çapraz tablo uygulanmıştır.

Araştırmanın istatistik işlemleri SPSS 10,00 paket program kullanılarak yapılmıştır.

(15)

I. BÖLÜM

1. DİN EĞİTİMİ

Din eğitimine geçmeden önce “din” ve “eğitim” kelimelerinin anlamlarını vermek sonra da din eğitimine değinmek daha uygun olacaktır. Dilimizde kullanılan din, Arapça bir kelime olup, üstünlük, egemenlik, itaat, emir, karşılık, borçlanma, hüküm, adet, kendini hesaba çekme, kanun, yol, mezhep gibi manalara gelmektedir.

Bazı âlimler, Kur’an Kerim’in dine yüklediği anlamı dikkate alarak şu tarifi yapmışlardır: “Din akıl sahiplerini, kendi tecrübeleriyle hayra ulaştıran ilahi bir kanundur.”4

Din, tarifi en güç kavramlardan bir tanesidir. Her tarif ona bakış açılarından biri olmaktan öteye geçememektedir. Dinin en genel özelliği ise sosyal olgu, insana ait bir özellik ve ihtiyaç oluşudur. 5

Eğitim, genel olarak insandaki bütün kabiliyetlerin -duygu, zekâ, irade, vicdan ve beden gibi- geliştirilmesi için yapılan çalışmalardır. 6

Eğitim, kendini gerçekleştirmiş insanın ortaya çıkarılmasını

amaçlamaktadır.

“Eğitim fert açısından en geç anne karnında, toplum açısından ise ilk insanla başlayan, insanda ölümle, toplumda kıyametle son bulacak olan bir kasıtlı yönlendirme çalışması, bir gelişerek değişme ve değiştirme sürecidir.”7

4 Abdullah ÖZBEK, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Öğretmeni Yetiştirme Problemleri”,

Orta Dereceli Okullarda Din Eğitim-Öğretiminin Problemleri Sempozyumu, Kayseri, 1998, s. 290

5 Beyza BİLGİN, “Din Eğitiminin Genel Öğretimdeki Yeri”, AÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi,

c.24, s. 472

6 Halis AYHAN, Din Eğitimi ve Öğretimi, Diyanet İşleri Başkanlığı Yay, Ankara, 1985, s. 47 7 Mehmet KOCATEPE, Hz. Muhammed’in Mekke Döneminde Uyguladığı Yaygın Eğitim,

(16)

Din duygusu, fıtri bir duygudur. Bu sebeple hem fert hem de toplum için zaruri bir ihtiyaçtır. Arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan eserlerinin çoğunun ya dini bir eser ya da dini bir sembol oluşu bunun açık bir ispatıdır. İlmi araştırmalar da tarihin hiçbir devrinde dinsiz bir toplumun varlığından söz etmemektedir. Ama ferdi olarak bakıldığında dinsiz kişilere

rastlamak mümkündür.8

İşte din eğitimi insanda bulunan din duygusunun geliştirilmesi, bir amaç doğrultusunda tekâmül ettirilmesidir. İnsan, bütün ihtiyaçları ve beklentileri ile bir bütündür. Bu sebeple din eğitimi, hiçbir ayırım gözetmeksizin bütün insanları eğitmeye çalışır. İnsan, zayıf ve ihtiyaç sahibi bir varlık olarak yaratılmıştır. 9 Yaratılışta var olan bir takım temayüller onu yanlışa sevk edebilir.10 Din eğitimi; mal hırsı, cinsellik, menfaatçilik gibi meyillere çözümler getirerek başta ferdi, sonra içtimai bazda ıslahı ve refahı temin eder. Din eğitimi, kişinin ve toplumun din ihtiyacının karşılanması amacı ile din kültürünün verilmesi ve din kişiliğinin kazandırılmasıdır.11

Din eğitimi insandaki ruhi sıkıntıları gidererek cemiyetle toplumla bütünleşmesini sağlar. Din eğitimi, insana Allah inancını öğreterek hayatın değerini ve üstünlüğünü anlatır. İnsanın sıradan bir canlı olmadığını yemek, içmek ve çoğalmak suretiyle yaşayan ve zamanı gelince ölen, yok olan bir canlı olmadığını öğreterek hayatına, Dünya’da ve ebedi âlemde bir anlam kazandırmak ister. Böylece insana, bedeni zevklerini ve ihtiyaçlarını

gidermesi yanında ruhunun isteklerini de dikkate almasını öğretir. 12

8 Abdullah ÖZBEK, “Din Eğitiminin Problemleri”, Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi, Sy. 6,

İstanbul, 1999, s. 119–120

9 Fatır, 35/15 10 Nisa, 4/135

11 Mustafa TAVUKÇUOĞLU, “İlköğretimde Din Eğitimi ve Program Geliştirme Üzerine Bazı

Düşünceler” Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sy. 3, Konya, 1990, s. 425

(17)

Din eğitimi, fert ve toplumun din ihtiyacını karşılayan ve Allah’a ibadet eden, hayatını İslam’a göre kuran, erdemli yaşam süren insanların yetiştirilmesini amaçlamaktadır. Bu gayelere ulaşmada din eğitimi önem arz etmektedir.

2. FETVA KAVRAMI

Fetva, fakih bir kişinin sorulan fıkhı bir meseleye yazılı veya sözlü olarak verdiği cevap, ortaya koyduğu hüküm demektir. Örfte ise sorulan dini sorulara müftüler tarafından yazı ile verilen cevaptır. Fıkhı bir meselenin hükmünü, fetvaya yetkili kişilerden sormaya istifta (sual), fetvayı isteyene müstefti (sail), böyle bir meseleyi açıklamaya veya meselenin hükmünü sözlü veya yazılı olarak cevaplandırmaya ifta, verdiği

fetva ile hükmü açıklayana da müfti (mucib) denir.13 Özellikle ortaya yeni

çıkmış meselelerin cevabına fetva denmektedir. Buna göre fetva ile içtihat

aynı anlamda olmaktadır.14 İslam toplumunda ideal olan her Müslüman’ın

günlük hayatında uygulayacağı hüküm ve kuralları dinin asıl kaynağından yani Kuran-ı Kerim’den ve sünnetten öğrenmesi ise de bunun bütün fertler tarafından gerçekleşmesi mümkün değildir. Çünkü insanların sahip oldukları kabiliyet ve imkânlar onların dini hüküm ve esaslara ayrıntılı şekilde vakıf olmalarına ve kendi hayatlarını buna göre düzenlemesine imkân vermez. Bu sebeple Kuran-ı Kerim’de de işaret edildiği üzere (Tövbe 9/122) her toplumda belli bir kesimin dini ilimlerde ihtisaslaşması gerekmektedir. Bu sayede dinin anlaşılması, yorumlanması ferdi ve içtimai

hayatta insanlara yön verecek ilke ve hükümlerin oluşması sağlanacaktır. 15

13 Fahrettin ATAR, “ Fetva” , DİA, c. 12, İstanbul, 1995, s. 486

(18)

Vahiy dini öğrenme noktasında müntesiplerini sorumlu tutmuş,

“Bilmiyorsanız bilenlerden sorunuz”16 buyurmuştur. Bu durum Kuran-ı

Kerim’de Hz. Peygamber’e sorulan sorular ve cevaplarla

örneklendirilmiştir:

“Ey Muhammed senden fetva isterler de ki Allah size... hakkında

fetva veriyor”…17 “Ey Muhammed sana ne sarf edeceklerini sorarlar de ki

...” 18 “ Ey Muhammed sana içki ve kumar hakkında sorarlar”...19 vs.

Dinin tavsiye ettiği bu yaklaşım tarzı, toplum hayatında fetvaların bir başka deyişle toplum hayatında karşılaşılan problemlerin çözümü konusunda dinin cevabını öğrenmenin, bir vecibe, gereklilik olarak kabul edilmesine neden olmuştur. Bununla birlikte “Bilenlere sormak” dini bir vecibe olurken; verilen cevapları yerine getirmek tercihi bir durumdur. Bir Hadis-i Şerif’te “Müftüler sana fetva verse de sen yine kalbine danış, fetvanı kalbinden al” 20 buyrulmaktadır. Bu hadis soru soranın kendisine verilen ruhsatları kullanıp kullanmamakta serbest olduğunu, vicdanını rahatsız eden bir durum bulunduğu takdirde verilen ruhsatları

kullanmayabileceği anlamına gelmektedir. 21

3. TARİHTEN GÜNÜMÜZE KADIN MEFHUMU

İnsanlık tarihi boyunca kadının toplumsal konumu başlıca üç özellik göstermektedir. Bazı devirlerde kadın, ev, eş, çocuk üçgeninde bağımlı, ev içine hapsedilmiş bir varlık olarak görülmüştür. Kadına yönelik bu anlayışın sonucu olarak onun insani yetenekleri körelmiş iradesi hiçe

16 Nahl, 16/43 17 Nisa, 4/176 18 Bakara, 2/189,215 19 Bakara, 2/217 20 Darimi, Buyû 2.

(19)

sayılmıştır. Bazı dönemlerde ise, toplum içinde insani kabiliyetleri ile değil cinsel nitelikleriyle ön plana çıkarılmış ve annelik özelliği göz ardı edilmiştir. Bu dönemde kadın, ev ortamını tamamlayan bir eşya gibi değerlendirilmiştir.22 Bu dönemlere karşın İslam’ın ilk yayılış döneminde Müslüman kadınlar, toplumlarında siyasi, askeri ve kültürel açılardan roller üstlenebilmişlerdir. Daha sonra bu roller giderek zayıflamaya başlamış; kadının sokağa çıkmasının fitneye davet olacağı, toplumu ifsad edeceği, “kadının şeytan ağı olduğu” tarzındaki anlayış iyice yayılmıştır. İslam, kadın üzerinde erkeklerin mutlak ve tartışılmaz hiyerarşik üstünlüğünü kırmakla kalmamış, öğretisiyle kadının özerk kişiliğini teminat altına almıştır. İslam dini, kadına insani hakları vermiş, bunu yaparken ona erkeklere hasım değil, dost ve yardımcı olan bir konum sunmuştur. Bu açıdan, fitne vesilesi oldukları gerekçesiyle kadınları edilgenleştiren

söylem, İslam öğretisiyle tezat teşkil etmektedir.23

Kadın, tarihi süreç içerisinde genel olarak hak ettiği konuma ulaşamamıştır. Günümüzde de yeni formlar altında, ama özü değişmeksizin kadın ve cinsiyet konusunda problemler yaşanmaktadır. Bu problemler, hem toplumun kendi dinamiklerinden hem de insanların kadın ve cinsiyet konusunda sahip oldukları bir takım yanlış inançlar, düşünceler ve

geleneklerden kaynaklanmaktadır. 24

Çok ilginçtir ki dünya nüfusunun ortalama yarısını oluşturan, hatta zaman zaman bu miktarın üzerine çıkabilen kadın nüfusu, sayısal gücüne rağmen sosyal statüsünde en çok değişmelere uğramış ve problemler meydana getirmiş nüfusu da oluşturmuştur. Bu problem belki de bir kadın problemi değil, bir erkek taassubu problemidir. Kadını mal, mülk gibi

22 Ali Osman ATEŞ, a.g.e, s.25, 26 23 Ali Osman ATEŞ, a.g.e, s. 40

(20)

kendi emrinde bir varlık, bir köle sayan gelenek ve görenek problemidir.25 Bu durumun bir sebebi olarak kadınların eğitimden yoksun bırakılmalarını gösterebiliriz. Bugün gelişmiş ülkelerde dahi okuma yazma bilmeyen kadınların mevcut olduğu görülmektedir. Yunanistan’da bu oran kadınlar için %4, Portekiz’de %19, İspanya’da %7 iken 1990 yılı itibariyle

Türkiye’de %28,9 dur.26

Kadınların eğitimi konusunda ilerleme kaydedilmekle birlikte yapılan çalışmalar yeterli değildir. Kadın ile ilgili bütün yanlış düşünce ve telakkilerin ortadan kaldırılması sağlıklı ve yeterli bir eğitime bağlıdır. Nitekim cumhuriyetin ve çağdaşlaşma konseptinin temel hedeflerinden biri, kadının aile ve toplum içerisindeki statüsünün yükseltilmesidir. Bu hedefe ulaşabilmek kız çocuklarının ve kadınların eğitim ve çalışma haklarının güvence altına alınmasına, fırsat ve imkân eşitliğinden tam olarak yararlandırılmalarına, olumlu ayrımcılık yöntemleriyle teşvik edilmesine bağlıdır. Bu sebeple kız çocuklarının ve kadınların eğitim ve çalışma olanaklarını engelleyen ya da engelleme ihtimali taşıyan anlayış ve uygulamalar yeniden gözden geçirilmeli ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.27

Bütün ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim ve siyasi gelişmelerin de mutlaka ahlaki ve manevi değerlerle doyurulması gerekmektedir. Burada kadınların eğitimi de öne çıkmakta; erkek ve kadın ikisinin de birden eğitilmesi gerekmektedir. Genel eğitim içerisinde de din eğitimi de büyük önem taşımaktadır.28

25 Emel DOĞRAMACI, Türkiye’de Kadının Dünü ve Bugünü, Türkiye İş Bankası Kültür Yay,

3.Baskı, Ankara, 1997, s. 131

26 TBMM Kadının Statüsünü Araştırma Komisyonu Raporu, 2.Baskı, Mart 2003,Ankara, s 44 27 Mehmet Akif AYDIN, “Çağdaş Dünyada Kadın Problemleri ile İlgili Dini

Tartışmalar”,Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı, 15–18 Mayıs 2002, İstanbul, TDVY, Ankara, 2004, s. 368

(21)

4. DİNİ DANIŞMANLIK VE DİYANET

İnsan olmanın temel gereklerinden olan birlikte yaşam, aynı zamanda bir “danışman” ihtiyacını da içerir. Bu ihtiyaç hem insanın yaratılışından hem de hayatın doğası gereği ortak alanların paylaşımı nasıl kullanılacağı...

vs. birçok alandaki kurallardan kaynaklanmaktadır. 29

Kişilik gelişimini tamamlamış olsa da bireylerin tek başına hareket etmekte zorlandıkları ve danışmaya ihtiyaç duydukları alanlardan birisi de dini hayattır. İnsanlar, içinde bulundukları hayata ilişkin bazı sorular sorarlar ve bu soruların cevaplarının bir kısmını dinde bulurlar. Sorularına cevap buldukları dinin, inanç esaslarını kabullenirler. Kabullendikleri esaslar çerçevesinde de hayatlarını düzenlemeye çalışırlar. Ancak bu çaba içerisinde gerek bilişsel açıdan gerekse inanç-uygulama çatışmasından kaynaklanan problemlerle karşılaşma her an için söz konusudur. Psikolojik danışma ve rehberliğin klasik sürecinden ayrılarak bu tür insanların sorunlarına çözüm getirmeyi hedefleyen dini danışmanlık uygulamaları bu

noktada karşımıza çıkmaktadır.30

Dini danışmanlık kavram ve kurum olarak Batı kültürüne ait ise de bu kavramın içerdiği anlam İslam kültüründe de bulunmaktadır. İrşat, tebliğ ve fetva müessesesi, İslam geleneğinde yerleşmiş dini danışmanlık sistemleridir. Kuran-ı Kerim’in birçok yerinde vurgulandığı gibi Hz. Peygamber’in faaliyetlerinin önemli bir kısmı kendisine gelen vahyin

tebliği şeklindedir.31 Ancak Peygamberin Allah’ın insanlarla iletişimini

sağlamaktan başka; vahyin dışında ama vahye dayalı olarak yaptığı danışmanlık ve rehberlik faaliyetleri de vardır. Burada Hz. Peygamber, insanların ahlak ve ahiret sorularından kaynaklanan diğer problemleriyle

29 Nevin MERİÇ, Gündelik Hayat ve Fetvalar, s. 26

(22)

uğraşarak dini danışmanlık görevini görmekle birlikte onların dinle bağlantılandırdıkları ama aslında dünyevi olan problemleriyle de uğraşmıştır.32

Dini danışmanlık hizmetleri yüzyıllardır camilerde tekkelerde verilmiştir. Günümüzde bu hizmet “Diyanet İşleri Başkanlığı”nın personel bünyesinde bulunan imam, müftü, vaiz, vaize, eğitim uzmanı, din hizmetleri uzmanları... vs. tarafından verilmektedir. Bunun yanında resmi görevi ve unvanı olmadığı halde toplumda irşad görevini yerine getiren sivil yapılanmalar da görülmektedir. Bu durum müftülüğüne gelen sorulara şöyle yansımaktadır:

“Ben sonradan Kur’an-ı Kerim öğrendim. Sesim de güzel; arkadaşlarımla birlikte Kur’an okuma toplantılarına çağrılıyoruz. Çocuk mevlitleri, cenaze Kur’anları gibi. Bu yerlerde dini bilgi de vermek istiyorum. Neler tavsiye edersiniz?” . “ Biz bir grubuz. Bir araya gelir kitap okur Kur’an dinleriz. Geçen gün aramızda tartışma çıktı. Kadınlar periyodik günlerde oruç tutup namaz kılabilirler mi? Sizden öğrenelim

dedik” 33 . Kendisine iyilik ve kötülük yapabilme kabiliyeti birlikte verilen

insanın iyiliğe yöneltilebilmesi için rehberliğe ihtiyaç duyulmaktadır. Genel olarak eğitimin, özellikle de din eğitiminin insanın iyiye yöneltilmesinde rehberlik görevi yaptığı belirten Beyza BİLGİN, bu disiplinlerin görevinin aynı irşat görevinde olduğu gibi insana yardım etmek ve onun tam ve iyi bir insan olmasını sağlamak olduğunu vurgular. Bilgin bu görevin başarılabilmesi için de özel bir bakış açısının gerekli olduğunu; bu bakış açısını veren dünya görüşü olmadan tüm eğitim

faaliyetlerinin temelsiz kalacağının altını çizer.34 Gerçekten de hem eğitim

32 Nurulllah ALTAŞ, a.g.m , s. 334, 335

33 Nevin MERİÇ, Gündelik Hayat ve Fetvalar, s. 29

34 Beyza BİLGİN, “İrşatta Evrensel Sorumluluk”, 1. Din Şurası Tebliğ ve Müzakereleri, c.1,

(23)

faaliyetlerinin hem de rehberliğin temelleri dünya görüşü ve inanılan değerler tarafından oluşturulmaktadır.

İslam dünyasında dini danışmanlık kurumlarımız bir kavram olarak henüz yabancı kabul edilmesine rağmen Kur’an-ı Kerim’de kullanılan ve tarih boyunca İslam’ın önemli dinamikleri olarak karşımıza çıkan irşat ve tebliğ görevlerinin insanlarla bir çeşit yardım ilişkisi doğurduğu açıktır. Rehberlik ve psikolojik danışma işlevi bu kavramların içeriğinde mevcuttur. Toplumu din konusunda aydınlatma demek olan irşat, din hizmetlerinin en temelli konusudur.35 Günümüzde irşat ve tebliğ görevi, yaygın ve örgün din eğitim kurumlarının varlığı ile birlikte “Diyanet İşleri Başkanlığı” personelleri tarafından yürütülmektedir. Diyanet görevlilerinin halk tarafından kabul edilir tarzı toplumsal huzur ve düzen bakımından önemlidir. Diyanet İşleri Başkanlığının bir kamu kuruluşu olarak toplumsal alanda yer alması % 73,5 oranında kabul görmüştür. % 26,5 ise kurumu gereksiz görmektedir. Teşkilatın din ile ilgili beyanlarına güven ise % 80,9; güvensizlik ise % 19,1 olarak bulunmuştur.

1996 yılında “Diyanet İşleri Başkanlığı” tarafından halkın din hizmetlerini değerlendirmek ve din görevlilerinden beklentilerini ölçmek maksadıyla 17 il ve bu illere bağlı ilçe, kasaba ve köylerde 1011 kişi üzerinde yapılan ankette deneklerin % 35,5 inin müftülerle yakın bir ilişki içerisinde oldukları görülmüştür. Türkiye’nin farklı bölgelerinden hizmet içi eğitim maksadıyla Kastamonu’da toplanan imamlar üzerinde lisans düzeyinde yapılan bir çalışmada da imamların %64 ününü cami dışında cemaatle görüştüklerini; %23 ünün namaz dışında düzenli olarak sohbetler yaptıklarını ; %10 u düzenli olarak ev toplantıları yaptıkları; % 3 ünün cami dışında cemaatle hiç ilişkilerinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Söz konusu görüşmeler; daha çok inanç ve ibadet ile ilgili konularda bilgi

(24)

vermenin yanında aile içerisinde yaşanan problemler, sosyal hayattaki ilişkilerde uyumsuzluk ve çatışmalar ölüm ve hastalık durumlarında moral

destek vermek şeklinde olmaktadır.36

5. İLGİLİ YAYIN ve ARAŞTIRMALAR

Fetva üzerinden soru ve cevabın değerlendirilmesi şeklinde birçok kitap yazılmıştır. Kadınların fetva birimlerine sordukları soruların mukayesesi ile ilgili müstakil bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bununla birlikte kadınların İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sordukları soruların tasnifi şeklinde yapılan bir çalışma bulunmaktadır. Bu çalışma

Nevin MERİÇ, Gündelik Hayat ve Fetvalar, Pınar Yayınları, İstanbul 2004

Eser dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde fetva, fetva gündelik hayat ilişkisi, diyanet ve dini danışmanlık, dini danışmanlığın toplumsal kabulü ile ilgili bilgiler verilmektedir. İkinci bölümde İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine gelen soruların tematik değerlendirilmesi yapılmaktadır. Üçüncü bölümde ise soruların konulara göre tasnifi ve istatistikî sonuçlar yer almaktadır. Bu bölümde, İstanbul Müftülüğüne gelen sorular anlam ve alan açısından olmak üzere iki kısımda incelenmektedir. Birinci, anlam açısından diye belirtilen bölümde genel olarak soruların içeriğinin gündelik hayatla ilişkisi ele alınmış ve toplumsal alanda taşıdığı önem ifade edilmeye çalışılmıştır. İkinci; “alan/anlam açısı”ndan diye tanımlanan bölümde ise sayısal sonuçlar gösterilmektedir. Bu çalışmada İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine yöneltilen sorular incelenmekte ve soruların konulara göre tasnifi yapılmaktadır. Soru soranlar hakkında yaş, öğrenim durumu, semt gibi genel bilgiler de bulunmaktadır. Bu çalışma bir anlamda; İstanbul özelinde dini inanma ve

(25)

davranma biçimlerinin semt, yaş ve eğitim düzeyleri esas alınarak çıkartılmış bir haritasıdır.

(26)

II. BÖLÜM

ARAŞTIRMANIN BULGULARI

1. MÜFTÜLÜĞE GELEN SORULARLA İLGİLİ GENEL BİLGİLER

İnsanların, gündelik hayatta yaşanılan sorunlarla ilgili olarak dine ait çözümleri merak etmesi ve öğrenmesi dine verdikleri önemin bir göstergesidir.

Gerek İstanbul Müftülüğü gerekse de Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine hemen her konuda soru gelmektedir. İbadetlerin nasıl yapılacağından aile içi ilişkilere, ahiret hayatından eşlerin birbirlerine karşı tutumlarına, devletin verdiği krediden iman konularına kadar pek çok konuda müftülüklere sorular yöneltilmektedir.

Sorular hayatın hemen her alanı ile ilgili olmaktadır. Bu durum soruların tasnifini etkilemekte ve zorlaştırmaktadır. İstanbul Müftülüğü ve Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine yöneltilen sorular iman, Kur’an-ı Kerim, ibadet, aile, Helaller-Haramlar, ticaret şeklinde altı konu başlığı altında toplanarak incelenmiştir. Sorulara geçmeden önce İstanbul ve Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine yapılan aramalarla ilgili bilgileri vermek faydalı olacaktır.

1.1. Arama Tarihi

İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine, 1999 – 2000 yılı Ekim ayları arasında kadınlar tarafından yapılan aramalar kayıt altına alınmıştır. Konya Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde ise 20.12.2000 ve 13.11.2003 tarihleri arasında yöneltilen sorular kayıt altına alınmıştır.

(27)

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine kadınlar tarafından iman, Kur’an-ı Kerim, ibadet, aile, Helaller-Haramlar, ticaret gibi konularda bilgilenmek amacıyla sorular sorulmuştur. Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorular soruların yıllara göre dağılımı tablo 1’de verilmiştir.

Tablo 1

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen Soruların Yıllara Göre Dağılımı Soru Sorulma Tarihi Sorulan Soru Soruların Yüzdesi 2000 8 0,7 2001 336 30,0 2002 176 15,7 2003 600 53,6 Toplam 1120 100

Tablo 1’deki bilgilere göre Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine farklı yıllarda sorular sorulmuştur. Sorulan sorular, yıllara göre düzenli artma ve azalma göstermemektedir.

1.2. Ulaşım Şekilleri

Kadınlar, dini konularda bilgi almak amacıyla Konya ve İstanbul Müftülükleriyle irtibat kurmuşlardır. İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorulan soruların tamamı telefon vasıtasıyla yöneltilmiştir. Kadınlar, Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine telefon ve ziyaret şeklinde sorular sormuşlardır. Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorulan soruların ulaşım şekli ile ilgili bilgiler tablo 2’de verilmiştir.

(28)

Tablo 2

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Ulaşım Şekli

Ulaşım Şekli Soru

Sayısı Ulaşım Şeklinin Yüzdesi Telefon 1034 92,3 Ziyaret 64 5,7 Belirsiz 22 2 Toplam 1120 100,0

Tablo 2’deki bilgilere göre Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorulan soruların 1034 ‘ü telefon aracılığıyla yöneltilmiştir. Telefon vasıtasıyla bilgilenme hem zaman hem de maliyet açısından ekonomik olmaktadır. Kadınların sorunlarını paylaşırken eğitim uzmanı ile yüz yüze görüşmemeleri sorunlarını rahat dile getirmelerini sağlamıştır. Bu sebeple telefonla bilgilenme yoluna gidilmiştir. Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorulan soruların 64’ü müftülüğe ziyaret şeklinde olmuştur. Geriye kalan 22 sorunun, ziyaret şeklinde mi yoksa telefonla mı yöneltildiği kayıtlarda belirtilmemiştir.

(29)

telefon ziyaret belirsiz Ulaşim UlaşimUlaşim Ulaşim

Pies show counts

tel teltel teleeefonefonfonfon

%92,3 %92,3%92,3 %92,3 z z z ziiiyaretiyaretyaretyaret

% 5,7 % 5,7 % 5,7 % 5,7000 0 beli belibeli belirrrrsizsizsiz siz

% 2 % 2 % 2 % 2

Grafik 1

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Ulaşım Şekli

1.3. Aranan Yerler

—İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimini Arayan Yerler

İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorulan soruların sayımı sonucunda bir yılda 7126 arama yapılmıştır. İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine, şehir merkezinden, yurt içinden ve yurt dışından sorular yöneltilmiştir. İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorulan sorularla ilgili dağılım tablo 3’te verilmiştir.

Tablo 3

İstanbul Müftülüğü Fetva Birimini Bir Yıl İçinde Arayan Yerler

Arama Yeri Arama

sayısı Arama Yüzdesi Şehir/İstanbul 6986 98 Yurt içi 125 1,75 Yurt dışı 15 0,25 Toplam 7126 100

(30)

Tablo 3’teki bilgilere göre İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine en çok soru 6986 ile şehir merkezinden yöneltilmiştir. Müftülüğün görev yerinin İstanbul olması sebebiyle sonuç beklenen doğrultuda olmuştur.

Şehir dışından 125 arama yapılmıştır. Bu aramalarda Kocaeli 32 soru ile ilk sırada yer almaktadır. İzmit’ten yapılan aramalarda 17 Ağustos depremi etkili olmuştur.

Yurt dışından aramalarda ise İsviçre 8 arama ile ilk sırada yer almaktadır. Almanya ise 7 arama ile ikinci sıradadır. Almanya’nın değişik yerlerinden yapılan aramalar genellikle evlenilip Türkiye’den Almanya’ya giden kadınların yaşadıkları sorunlarla ilgili olmaktadır.

Grafik 2

İstanbul Müftülüğü Fetva Birimini Bir Yıl İçinde Arayan Yerler

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimini Arayan Yerler

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine 1120 arama yapılmıştır. Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine, şehir merkezinden, ilçelerinden, başka illerden ve yurt dışından sorular sorulmuştur. Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorulan sorularla ilgili dağılım tablo 4’de verilmiştir.

(31)

Tablo 4

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen Soruların Arama Yeri İle İlgili Bilgiler

Arayan Yerler Arama Sayısı Arama Yüzdesi Konya merkez 627 56,0 İlçe 91 8,1 Başka il 10 0,9 Yurt dışı 1 0,1 Belirsiz 391 34,9 Toplam 1120 100,0

Tablo 4’teki bilgilere göre Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine en çok soru 627 ile şehir merkezinden sorular yöneltilmiştir. Bu durum İstanbul ile paralellik göstermektedir. Konya’ya bağlı ilçelerden ise 91 arama yapılmıştır. Tunceli, Isparta, Afyon, Denizli, Erzincan, Mersin, Eskişehir illerinden 10 arama yapılmıştır. Yurt dışından ise Almanya’dan bir arama gerçekleşmiştir. Bunların yanı sıra Konya Müftülüğü Bayan

Fetva Biriminde kayıtlı 391 sorunun nerelerden yöneltildiği

(32)

Grafik 3

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine gelen soruların arama yeri ile ilgili bilgiler

Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine yöneltilen sorular iman, Kur’an-ı Kerim, ibadet, aile, Helaller-Haramlar, ticaret konuları olmak üzere altı başlık altında toplanmıştır.

2. KONYA VE İSTANBUL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN FETVA BİRİMLERİNE YÖNELTİLEN SORULARIN KONULARINA GÖRE TASNİFİ VE İSTATİSTİKÎ SONUÇLAR

Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine yöneltilen sorular iman, Kur’an-ı Kerim, ibadet, haramlar helaller, aile ve ticaret olmak üzere altı konu başlığı altında toplanmıştır.

Konya merkez ilçe Baska il Yurt disi Belirsiz İ İ İ İssskanskankankan

Pies show counts

Konya merkez % 56 ilçe %8,1 Baska il % 0,9 Yurt dışı %0,1 Belirsiz % 34,9

(33)

Tablo 5

Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine Gelen Soruların Konularına Göre Tasnifi

Bu şekilde bir tasnif yapılmasında ilmihal kitaplarının hazırlanma şekli göz önünde bulundurulmuştur. Belirlenen yedi konu başlığı, gerekli görüldüğü yerlerde alt başlıklara ayrılmış ve bu konularda detaylı bilgiler verilmiştir. Hazırlanan tablo ve grafikler, istatistikî bilgiler oluşturmuştur.

2.1. İMAN

Bu konunun ilk önce ele alınmasında dinin, iman temelinde yükselmesi rol oynamaktadır. İbadetler ve günlük hayat, iman kavramına dayandırılmadan dine göre şekillenemez. Bu nedenle iman, öncelikli konumuz olmuştur. Fıkıh geleneğinde iman konusunun öncelikli olarak ele

Konular Soru sayısı

Konya - İstanbul Yüzde Konya - İstanbul İman 17 243 1,52 3,41 Kur’an-Kerim 39 311 3,49 4,36 İbadet 715 3971 63,83 55,73 Aile 124 607 11,07 8,52 Haram- helaller 198 1703 17,68 23,90 Ticaret 27 291 2,41 4,08 Toplam 1120 7126 100 100

(34)

İman konusu, Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine % 1, 5; İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine % 3,4’le müftülüklere yöneltilen sorular içerisinde en az sorulan konu başlığı olmuştur.

Terim olarak iman; Hz. Peygamber’in, Allah’tan getirdiği kesin olarak bilinen hükümleri (zarurat-ı diniye) tasdik etmek, onun haber verdiği

şeyleri tereddütsüz kabul edip bunların gerçek ve doğru olduğuna gönülden

inanmak demektir.37 Müftülüklere gelen soruların içerik ve satır aralarında

iman konusunda sıkıntıların yaşandığı, dini bilgilenmede ciddi eksikliklerin bulunduğu açığa çıkmaktadır.

Bu başlık altında ahiret/ölüm; Allah’a iman, şirk, kader, tövbe, mezhep gibi alt başlıklar bulunmaktadır.

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine şirk, kader, tövbe, mezhep konuları ile ilgili sorular sorulmuştur. İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine ise ahiret, ölüm ve Allah’a iman konularında sorular gelmiştir. İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine gelen imanla ilgili sorular ise tablo 6’de Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorulan iman ile ilgili sorular tablo 7’de, verilmiştir.

(35)

Tablo 6

İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine

Gelen İmanla İlgili Sorular38

Tablo 7

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen İman İle İlgili Sorular

Konu Soru Sayısı Soru Yüzdesi

Ahiret/Ölüm 172 71

Allah’a İman 71 29

Toplam 243 100

Konu Soru Sayısı Soru Yüzdesi

Şirk 6 35,3

Kader 4 23,5

Tövbe 2 11,8

Mezhep 5 29,4

(36)

sirk kader tevbe mezhep im an im an im an im an

Pies show counts sirk sirksirk sirk 35.29% 35.29%35.29% 35.29% kader kader kader kader 23.53% 23.53% 23.53% 23.53% tevbe tevbe tevbe tevbe 11.76% 11.76%11.76% 11.76% mezhep mezhepmezhep mezhep 29.41% 29.41% 29.41% 29.41% Grafik 4

İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen İman İle İlgili Sorular

Grafik 5

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen İmanla İlgili Sorular

(37)

Tablo 6’deki bilgilere göre İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine ölüm/ ahiret, Allah’a iman konularında sorular gelmiştir. İmanın şartlarının ve nasıl iman edileceğinin sorulmadığı görülmüştür. Sahih ve doğru bir imandan çok ahiret hayatı veya kıyamet ile ilgili alametlerin sorulması toplumda var olan yanlış din algılayışına bağlanmaktadır. Ölüm ile ilgili soruların, iman konusu içerisinde çokça yer almasında 17

Ağustos depreminin de etkisi bulunmaktır.

Tablo 7’de de görüldüğü üzere Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine şirk, kader, tövbe, mezhep konuları ile ilgili az sayıda soru yöneltilmiştir. Dindeki önemine rağmen iman konusu ile ilgili soru sayısının az olması, toplumumuzda var olan geleneksel din anlayışından kaynaklanmaktadır.

2.1.1. Ahiret/ Ölüm

İman konu başlığı altında ahiret ile ilgili sorular, İstanbul Müftülüğü Fetva Biriminde % 71 ile en çok sorulan konu olmuştur. Bu soru yoğunluğunda 17 Ağustos depreminin izleri görülmektedir. Öldükten sonra dirilmek, hesap, sorgu sual… vs. gibi sorular sıkça sorulmaktadır.

Mezarların iki katlı olup olamayacağı, aynı mezarda ikinci birinin gömülmesinin dini yönden bir sakıncasının bulunup bulunmadığı da İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine gelen sorular içerisinde yer almaktadır. Ölünün arkasından okunan Kur’an- Kerim’in kabul olmayacağına dair iddiaların da doğru olup olmadığı sorulmaktadır.

2.1.2. Allah’a İman

(38)

konusunda, müftülüklere gelen soruların içeriğinden dini bilgilenme konusunda ciddi eksikliklerin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Sadece Allah’a inanıyor başka hiçbir şeyi kabul etmiyor şeklindeki ifadeleri bu konuya örnek olarak verebiliriz. Sadece Allah’a inanmanın iman açısından yeterli olmadığı bilinmemekte veya önemsenmemektedir. Yaratıcı olarak Allah’ın kabul edilmesine rağmen imanın diğer şartlarının kabul edilmemesi; tevhid, nüvübet, ahiret bağlantısının kopartılmasını ve aktivitenin Allah’tan insana geçmesini gösterir ki bu da sekülerleşmenin gündelik hayattaki karşılığıdır.

İmanla ilgili en çok gerginlikler nikâh konusunda yaşanmaktadır. Allah’a iman etmeyenlerle evlenmek, Müslüman erkek ve kadına yasaklanmıştır. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de şu ayetle açıklanmaktadır. “Allah’a ortak koşan kadınlarla, onlar inanıncaya kadar evlenmeyin…

ortak koşan erkekleri de inanıncaya kadar onları evlendirmeyin…39 Ayrıca

Müslüman bir hanımın Gayr-i Müslim bir erkekle evlenebilmesi ile ilgili soru gelmiştir. Gayr-i Müslimlerle evlilik hakkında sorulan sorular Konya Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde görülmemektedir. Müslüman olacak kişiler, iman etmeden önce imanın nasıl olacağını, müminlerden neler beklendiğini, bütün boyutlarıyla anlayıp kabul etmelidirler.

Bu başlık altında Hıristiyanlığa ilgi de değerlendirilmiştir. Özellikle toplumsal alanda dini davranma biçimlerinin /ibadetlerin eleştirilmesi, gereksiz olarak görülmesi ve bu formatta yapılan medya programlarının gençleri dinden uzaklaştırdığı gözlemlenmektedir. Modernleşme sürecinde ailelerin dini bilgi ve davranma biçimlerinde uzaklaştıkları ve çocuklarına bu konuda gerektiği anlamda örnek olamadıkları da bir gerçektir. Ayrıca gelir düzeyi ile dindarlık ilişkisi arasında ters orantılı bir ilişki bulunmaktadır. Sosyo-ekonomik durumları yüksek ailelerin çocukları, dini

(39)

davranma biçimlerinden uzaklaşarak diğer inanç biçimlerine daha açık hale gelmektedir. Nitekim gelir düzeyi ve dindarlık ilişkisi ile ilgili olarak yapılan araştırmalar, yüksek gelir düzeyine sahip olanların, orta ve düşük gelir düzeyine sahip olanlara göre daha az dindarlık düzeyine sahip olduklarını ortaya koymuştur. 40

Allah’a iman ile ilgili olarak Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine aşağıdaki şekilde sorular gelmiştir.

— Şirk nedir? Müşrik kime denir?”

— “Kâfir kime denir? Yahudi ve Hıristiyanlar kâfir midir?” — “Tövbe istiğfar nedir?”

— “Büyük bir günah işleyip pişman olan ne yapmalıdır?”

— “En kötü işlenen bir günahın ardından en güzel tövbe nasıl yapılmalıdır?”

gibi sorular sorulmaktadır.

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine kısmet, kısmet kapalılığı ve mezheplerle ilgili sorular da sorulmaktadır. Konu ile ilgili şu şekilde sorular gelmiştir:

— “Şiilik Alevilik ile ilgili bilgi verir misiniz?” — “Alevi bir insan başka bir mezhebe geçebilir mi?” — “Sünni bir kadın alevi bir erkekle evlenebilir mi?” gibi sorular sorulmaktadır.

İman konusunda her iki fetva birimine de imanın şartları ve doğru bir imanın nasıl olması gerektiği sorulmamaktadır. Bu sonuç toplumda din eğitimi ve öğretiminin yetersiz olduğunu göstermektedir. Fert ve toplum için vazgeçilmez olan dinin doğru şekilde öğrenilmesi için din eğitimi ve öğretimi daha verimli hale getirilmelidir. Din eğitimi ve öğretiminin daha verimli hale getirilmesi için din eğitimi ve öğretiminin bilimselleştirilmesi

(40)

gerekmektedir. Din eğitimi ve öğretiminin bilimselleştirilmesi sürecinde aşılması gereken en önemli engel “ideolojik yaklaşım”dır. İdeolojik yaklaşımdan kastedilen, meseleye bilimsel anlamda değil de salt siyasi, idari, geleneksel veya dogmatik açıdan yaklaşımlardır. Din eğitimi ve öğretiminin nerede, hangi muhtevayla, hangi amaçlarla ve hangi metotlarla verileceği meselesi artık ideolojik tavır alışlardan kurtarılarak bilimsel bilgilerle kararlaştırılmalıdır.41

2.2. KUR’AN-I KERİM

Kur’an-ı Kerim, Konya Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde 39 soru ve %3,49; İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde 311 soru ve % 4,36 ile müftülüklere yöneltilen sorular içerisinde dördüncü sırada yer almaktadır. Kur’an-ı Kerim konusunda en çok merak edilen Kur’an Kerim okurken abdestli olmanın zorunluluk olup olmadığı ve Kur’an-ı Kerim’i Türkçe okumanın kabul olup olmayacağı sorularıdır. Bu şekildeki soruların yoğun olarak sorulmasında medyada zaman zaman gündeme gelen din eğitimi noktasındaki olumsuz aktarımların etkili olduğu düşünülmektedir. Bu durum din konusundaki yanlış inanışlarda medyanın da rolü olduğunu göstermektedir. Radyo ve televizyonlarda yapılan programlar, internet aracılığı ile yapılan faaliyetler ile din eğitiminin etki sahası genişletilebilir. Böylece din eğitiminde radyo, televizyon, internet eğitim araç gereçleri olarak kullanılabilir.

İbadetin abdestsiz yapılamayacağı hemen hemen herkesin bildiği bir vakıadır. Günümüzde Kur’an-ı Kerim’i okurken abdestli olmak pek de önemsenmemekte hatta bazı çevreler tarafından gereksizmiş gibi

41Şükrü ÖZTÜRK, a.g.mkl, s.31

(41)

gösterilmeye çalışılmaktadır. Hayat şartlarına ait zorluklar, sağlıkla ilgili problemler ”zaruret”e girdiği için bu gibi durumlarda abdest sorun olmamaktadır. Ama abdestin gerekliliğinin tartışılıyor olması ve algının gereksiz olduğu şeklinde değiştirilmeye çalışılması, toplumsal alanda yaşanan ciddi bir zihinsel değişimi/ dönüşümü göstermektedir. Nur üstüne nur olarak tanımlanan ve abdesti varken bile bir sonraki vakit için tekrar abdest almayı önemseyen dini zihniyet/tavır alış ciddi anlamda deformasyona uğramaktadır. Hâlbuki Peygamber Efendimiz, “Kim abdestli olduğu halde abdest tazelerse Allah bu sebeple kendisine on (misli) sevap yazar.” sözüyle abdestin önemine vurgu yapmaktadır. Bu yaklaşımda abdestin, kişiyi psikolojik ve fizyolojik olarak ibadete hazırlama yönü

kamufle edilmiş olmaktadır.42

Kur’an-ı Kerim’de 14 yerde geçen secde ayetlerinden birini okumak

veya dinlemek durumunda yapılan secdeye Tilavet secdesi denir.43 Bu konu

ile ilgili olarak kadınlar, televizyonda hatim dinerken alt yazıda “tilavet secdesi” yazısını görmekte ve bu konuda bilgi talep etmektedir. Bu durum gündelik hayatta dini bilgilenme eksikliğine işaret etmesi yanında medyanın istenildiği taktirde dini davranma biçimlerine olumlu katkısının da olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca parayla Kur’an-ı Kerim okumak veya okutmanın; televizyonda okunan Kur’an-ı Kerim’i dinlemenin sevap olup olmadığı gibi sorular da gelmektedir.

2.3. İBADET

İbadet konusu, Konya Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde % 63,83; İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde % 55,73 ile müftülüklere gelen sorular içerisinde ilk sırada yer almaktadır. Bu durum Diyanet İşleri

(42)

Başkanlığı’nın kuruluş amacına uygun hizmet verdiğini göstermektedir. İbadet konusu ile ilgili sorulan sorular, abdest, namaz, oruç, zekât, hac, kurban olmak üzere altı alt başlık altında toplanıp incelenmiştir.

Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine sorulan ibadetlerle ilgili soruların soru sayısı ve yüzdesi tablo 8’de verilmiştir.

Tablo 8

Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine Yöneltilen İbadetlerle İlgili Sorular

Soru Sayısı Konya- İstanbul Yüzdesi Konya- İstanbul Abdest 286 545 40 14,73 Namaz 111 857 15,53 23,16 Oruç 125 1002 17,48 27,07 Zekât 118 1039 16,50 28,07 Hac 17 112 2,38 3,03 Kurban 58 146 8,11 3,94 Toplam 715 3701 100 100 Grafik 6

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen İbadetle İlgili soruların Dağılımı

(43)

Grafik 7

İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen İbadetle İlgili soruların Dağılımı

Tablo 8’deki bilgilere göre Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine ibadetlerle ilgili en çok soru abdest konusunda sorulmuştur. İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine ise ibadetlerle ilgili en çok soru zekât konusundan gelmiştir. Bu durum iki şehir arasında dini bilgilenme ihtiyacında farklılık olduğunu göstermektedir. Hac ile ilgili sorular, her iki fetva biriminde de ibadetlerle ilgili en az sorulan konu olmuştur. Bu sonuç kadınların Hac’da karşılaştıkları problemleri, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevlendirdiği bayan din görevlilerine sormalarından kaynaklanmaktadır.

2.3.1. Abdest

Konya İl Müftülüğü Bayan Fetva Birimine yöneltilen ibadetle ilgili sorular içerisinde %40 ile birinci sırada yer almaktadır. Başlı başına ve bizzat ibadet olmamakla birlikte ibadetlerin yapılmasını mubah kılan; insanın ibadetlere manen ve ruhen hazırlanmasına ve ibadetlerden azami verimin elde edilmesine vesile olan abdestin, halkımızın dini hassasiyetlere

(44)

Fetva Birimine sorulan sorular içerisinde abdest %14,73 ile dördüncü sırada yer almaktadır.

Bu başlık altında gusül/namaz abdesti, teyemmüm, özürlülük haliyle ilgili sorular değerlendirilmiştir. Soru olarak abdest sorulmasa da içeriğinde abdestin kast edildiği, saçı boyamanın caiz olup olmadığı, diş dolgusu gibi sorular birebir abdest ve gusül ile ilgilidir. Bu konuyla ilgili olarak Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine çokça soru sorulmaktadır:

— “Boyalı saçın üzerinden abdest alınsa geçerli olur mu?” — “Gusül abdesti yokken tırnak ve saç kesilebilir mi?” — “Baş açık abdest alıp abdest duaları okunabilir mi?”

— “Güneş enerjisinin suyu ile abdest ve gusül alınabilir mi?” gibi sorular da bulunmaktadır.

Bunun yanında mest, çorap veya varis çorabı üzerine mest ile abdest; oje ile abdest, fitil kullanmanın abdesti bozup bozmadığı soruları da fetva birimlerine gelen sorular içerisinde yer almaktadır. Yine bir türlü temizlenmediği zannıyla gereksin gerekmesin her gün gusül abdesti alanlar, çok uzun süre banyoda kalanlar da İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine gelen sorular içerisinde yer almaktadır.

2.3.2. Namaz

İbadetlerle ilgili sorular içerisinde namaz, Konya Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde 111 kişi ve % 15,53 ile dördüncü; İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine 857 kişi ve %23,16’le üçüncü sırada yer almaktadır.

İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Biriminden namazın kılınışı ile ilgili bilgi istendiği; yakınlarında bulunan Kur’an Kursu görevlilerinden yardım alabileceklerinin hatırlatılması ancak bu yardıma kapalı bir tavır sergilendiği öğrenilmiştir. Bunun yanında

(45)

— Herhangi bir mazeretten dolayı oturarak namaz kılma ve bunun nasıl yapılacağı

— Kaza namazları, sünnetlerle birleştirilip edanın önünde kılınıp kılınamayacağı

— Nafile namazların hangileri olduğu, ne zaman kılınacağı ve kaç rekat olduğu

— Kerahet vakitleri ve bu vakitlerde ibadet yapılıp yapılamayacağı — Sabah namazının güneş doğduktan sonra nasıl kılınacağı; kaza mı yoksa eda mı edileceği

— Seferi namaz ve kazası

— Sehiv secdesinin ne zaman ve nasıl yapılacağına dair sorular her iki fetva birimine de sıkça sorulmaktadır.

Ayrıca Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine — Namaz içindeki hataların nasıl telafi edileceği — Vaktin namazın ne kadar geciktirilebileceği

—Namaz surelerinin bir kaçı veya kısa sürelerle namaz kılınıp kılınamayacağı

— Yatan kişinin üzerine doğru namaz kılınıp kılınamayacağı gibi sorular sorulmaktadır.

Resim, biblo… vs. bulunan odalarda namaz kılınıp kılınamayacağı; ayrıca evde kedi veya köpek beslemenin namaza engel olup olmadığı sorusu da İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine gelen sorular arasında yer almaktadır.

2.3.3. Oruç

İmsak vaktinden iftar vaktine kadar bir amaç uğruna ve bilinçli olarak yeme, içme ve cinsel ilişkilerden uzak durmak 44 olarak tanımlanan oruç, sorulma sıklığı olarak ibadetler içerisinde ikinci sırada yer almaktadır.

(46)

Oruç, ibadetler konu başlığı altında Konya Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde 125 kişi ve % 17,48 ile; İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde ise 1002 kişi ve % 27,07 ile her iki fetva biriminde de ikinci sırada yer almaktadır. Oruçla ilgili sorular her iki fetva birimine de en çok Ramazan ayında sorulmaktadır.

Yıl içerisinde müftülüklere soru sorulma noktasında en yoğun dönem Ramazan ayı içerisinde olmaktadır. Bu durum ülkemiz insanının bu ayda oruç tuttuğu ve zekât verdiğine dair bir kanaat oluşturmaktadır. Oruç hakkındaki en çok soru “niyet” hakkında olmuştur. Niyetin nasıl yapılacağı ve ne zamana kadar geciktirilebileceği, imsaktan sonra niyet edilip edilemeyeceği konularında olduğu görüşme yaptığımız eğitim uzmanından aldığımız bilgi ile desteklenmektedir.

— Farz, sünnet, kaza kefaret oruçlarıyla ilgili sorular — Adak, yemin kefaretleriyle ilgili sorular

— Oruçlu iken diş çektirilip çektirilemeyeceği — Diş dolgusunun orucu bozup bozmadığı

— İğne, astım hastalarının kullandıkları sprey, burun damlası, göz damlası ve kan vermenin orucu bozup/bozmadığı… vs. gibi sorular da müftülüklere en çok sorulan sorular arasında yer almaktadır.

2.3.4. Zekât

Fıkıh terminolojisinde belirli yerlere sarf edilmek üzere dince zengin sayılan kişilerin mallarından belirli bir payın alınması işlemi45 olarak tanımlanan zekât, mali bir ibadettir. İslam’ın beş temel şartından birisi olan zekât, Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorulan sorular içerisinde ise 118 kişi ve %16,50 ile üçüncü sırada yer almaktadır İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorulan ibadetle ilgili sorular içersinde ise zekât,

(47)

1039 kişi ve % 28,07 lik dilimle birinci sırada yer almaktadır. Zekât konusunda toplumun hassasiyetini gösteren bu sonuçlarda zekât verilmediği zaman kişinin, aile üyelerinin başına felaket geleceğine dair inanışın etkili olduğu da sorulan soruların içeriğinden anlaşılmaktadır. Bazı ailelerde ise beyin zekât vermesiyle hanımın bu sorumluluklardan kurtulup kurtulmadığı veya beyin zekât vermediği durumlarda hanımın bundan sorumlu olup olmadığına dair sorunların yaşandığı gelen sorulardan anlaşılmaktadır. Yine bazı ailelerde beyi zekât vermediği için bundan rahatsız olan ve çocuklarına haram yedirmemek için altınlarını bozdurup beyinin zekât borcunu veren hanımlara da rastlanmaktadır. Zekâtın Ramazan ayında verilmesinin mecburi olduğu şeklinde yaygın bir kanaatin toplumda yer aldığı görülmektedir. Müftülüklere gelen diğer bir soru şekli ise verginin zekât olup olmadığıdır. . İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine verginin zekât olup olmadığı ve hatta olması gerektiği çünkü verginin zekâttan daha çok tuttuğu dolayısıyla hem zekât hem de vergi vermenin haksızlık olduğuna dair sorular da sorulmaktadır.

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimini, mal varlıklarını, birikimlerini söyleyerek zekâtlarını hesaplattırmak isteyenlerin sıkça aradıkları görülmüştür. Ayrıca

— “Bir önceki yılda zekâtı verilen malın bir sonraki yılda da zekâtının verilip/verilmeyeceği? Veya zekâtın malın bütününden mi yoksa bir sonraki yıla ait olan ek kazançtan mı verileceği?”

—“Nisap miktarı bir malın çalıştırılmaması halinde zekâtın malın eksilmesine neden olacağı ve dolayısıyla Allah’ın kulunun fakirleşmesini mi istediği?” … vs. gibi soruları örnek verebiliriz.46

Gerek İstanbul gerekse Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine gelen sorulardan çıkan sonuç, din eğitimi noktasında eksikliklerin olduğu

(48)

yönündedir. Dini hassasiyeti ön planda tutanlar olmakla beraber genel olarak zekâtın anlamı, önemi ve toplum hayatındaki yeri hak ettiği ölçüde bilinmemektedir.

Bu başlık altında zekâtın yanı sıra fitre, fidye ve sadaka gibi yardımlarda ele alınmıştır. Fitre ile ilgili olarak Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine fitrenin okul camii gibi yerlere verilip verilemeyeceği; yine fitre ve fidyenin para dışında yiyecek giyecek… vs. cinsinden verilip verilemeyeceği de sorulmaktadır. Sadakanın zekât yerine geçip geçmediği de sorulmaktadır.

— “Sadaka olarak verdiğimiz şeyler de zekât sayılır mı?”

— “Fitremizi okula ya da camiye yardım olarak verebilir miyiz?” —“Fitreyi para dışında giyecek olarak verebilir miyiz?” gibi sorular da gelmektedir.

2.3.5. Hac

İbadet konu başlığı altında Hac, Konya Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde %2,38; İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde %3,03 ile en az sorulan konu olmuştur. Bunda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Hac’da hanımların karşılaştıkları problemleri çözmek onlara yardımcı olmak amacıyla bayan hocaları da görevlendirmesi ve konuyla ilgili soruların önemli bir kısmının bu hocalara sorulmasının etkisi olduğu düşünülmektedir. En çok sorulan sorular içerisinde kadınların, hacda regl olduklarında nasıl ibadet edecekleri sorusu gelmektedir.

Haccın çeşitleri, kurban kesmeden hac yapılıp yapılamayacağı, tavafın nasıl yapılacağı, ihram yasakları ile ilgili sorular da sorulmaktadır. Medyanın etkisiyle Hac’da kurban kesilmemesine dair sorularda sorulmaktadır. Yine

Şekil

Tablo  9’daki  bilgilere  göre  Konya  Müftülüğü  Bayan  Fetva  Birimine  gelen aile ile ilgili sorular içerisinde nikâh konusu ilk sırada yer almaktadır

Referanslar

Benzer Belgeler

Mesele: 23 Zilkade Tortum Haci Ahmet Ağa Asker Mustafa Yediyle Hind arâzî-i emîriyyeden tapu ile tasarrufunda olup muâdün li’l-inbat olan çayır yerini zevci müteveffanın

“Zeyd, Hind’i şu kadar akçe mehr-i muaccel tesmiyesiyle tezevvüc etdik- ten sonra Zeyd Hind’e mehr-i muaccelini vermemekle Hind nefsini Zeyd’e teslim etmeyüb kendi

1 Fetvahane Tarafından Muteber Kabul Edilen Dört Fetva Mecmuası ve Nuklılleri 1 FETAVA-YI ALİ EFENDi 1 Sırf Nukulden Oluşan Fetava-yı Ali Efendi Mecmuaları 1

Sonuç olarak, hayata ya da sosyal gerçeldige daha doğrudan temas eden karalcteristik yanı nedeniyle fetva mecmuaları üzerinden yapılacak olan hukuk tarihi

ﷲا لﻮﺳر ﺎﻧﺪﻴﺳ ﻰﻠﻋ مﻼﺴﻟاو ةﻼﺼﻟاو ،ﷲ ﺪﻤﳊا ﻟا ﱃإ ﺎﻬﺘﺟﺎﺣ ﻲﻔﻜﻳ ﺎﲟ ﻪﺘﺟوز ﻰﻠﻋ ﻖﻔﻨﻳ نأ جوﺰﻟا ﻰﻠﻋ ﺐﳚ (ِﻪِﺘَﻌَﺳ ْﻦِﻣ ٍﺔَﻌَﺳ وُذ ْﻖِﻔْﻨُـﻴِﻟ) :ﻞﺟو ﺰﻋ ﷲا لﻮﻘﻟ ﻚﻟذو

Mesele: Zeyd Hind’i meclis-i şer‘e ihzâr ve yüzüne dava edip ve Hind-i mezbûre[nin] tasarruf eylediği ev Hind’in zevci[nin] olup “Benim ammım olan Amr’ın

Biz İslam Ceza Hukukunda önemli suçlardan biri olan içki içme suçu ve cezasını ele alacağız ve içki içmeye verilen cezaların uygulamada nasıl varlık

Bu törende doyasıya eğlenen halk, Sadrazam’a ve eserlerine uzun ömür vermesi için dualar eder (Bkz. O güne kadar Drina Nehri’nin bir kıyısından öbür kıyısına ancak