• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

2. KONYA VE İSTANBUL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN FETVA

2.6. TİCARET

Bu başlık altında banka faiz kredi hisse senedi, bono, repo, borsa, kira geliri… vs gibi soruların yanı sıra gayrimenkullerin kiraya verilmesi, ev sahiplerinin kiracıların yaptığı işten sorumlu olup olmayacakları, hisse senedi almanın hükmü gibi sorular da bulunmaktadır. Konu ile ilgili soruların dağılımı ve soru yüzdesi tablo 11’ de verilmiştir.

Tablo 11

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen Ticaret İle İlgili Sorular Soru Sayısı Soru Yüzdesi Hisse senedi 3 11,1 Faiz 18 66,7 Kira geliri 2 7,4 Kredi 4 14,8 Toplam 27 100,0

Grafik 8

Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine Gelen Ticaret İle İlgili Sorular

Tablo 11’deki bilgilere göre faiz konusu Konya’da yaşayan kadınlar tarafından en çok merak edilen konu olmuştur. Ayrıca kira geliri, krediler ve hisse senetleri hakkında da kadınların bilgilenme ihtiyacı hissettikleri görülmüştür. Bu durum kadınların ticari faaliyetlerle de ilgilendiklerini göstermektedir.

İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine bir yıl içerisinde ticaretle ilgili 291 soru yöneltilirken Konya Fetva Birimine 3 yılda 27 soru yöneltilmiştir. Bu durum kadının çalışma hayatında aktif rol almasına bağlanmaktadır. Türkiye genelinde en çok çalışan kadın İstanbul’da bulunmakta bu da paranın nasıl ve nerelerde kullanılacağı sorusunu ortaya çıkarmaktadır. İstanbul ve Konya’da ortaya çıkan sonuçlar toplum yapısının farklılığı sebebiyle beklediğimiz doğrultuda çıkmıştır.

Günlük hayatta meydana gelen gelişmelerin, fetvaya yansımalarına örnek olan internet kafe işletmelerinin caiz olup olmadığı gibi sorular; değişmenin dini duyarlılığa da etki ettiğini göstermektedir. Bu durum günlük hayatta karşılaşılan problemlerin çözümünde fetva birimlerinin önemli bir boşluğu doldurduğu hipotezimizi doğrulamaktadır.

hisse senedi faiz kira geliri kredi t t t tiiicareticaretcaretcaret

Pies show counts hisse sene hisse sene hisse sene hisse senedi% 11,1% 11,1% 11,1 dididi % 11,1 faiz faiz faiz faiz %66,7 %66,7%66,7 %66,7 kira geliri kira geliri kira geliri kira geliri %7,4 %7,4 %7,4 %7,4 kredi kredi kredi kredi % 14,8 % 14,8% 14,8 % 14,8

Çalışma hayatına aktif olarak katılan kadınların kazandıkları paranın tasarruf yetkisinin kime ait olduğu ve şeklinin nasıl olacağı da sorulmaktadır.

Özellikle eşlerine güvenmeyen veya ileride yaşanabilecek sıkıntılı

günler için para biriktiren kadınlar, bu birikimlerini nasıl

değerlendireceklerini sormaktadır. Bazı kadınlar, eşlerinden aldıkları paranın üstünü vermemek, eşinin cebinden para almak suretiyle yaptıkları birikimlerini, zekât ve kurban ibadetlerini nasıl yapacaklarını da sormaktadır. Ayrıca

— “Gelirin bir bölümü faiz olanın ikramını kabul edebilir miyiz?” — “Devletin çiftçiye Dünya Bankası’ndan verdiği parayı alıp kullanmak helal midir?”

— “Kar payı sistemiyle çalışan banka veya kuruluşta birikimlerimizi tasarruf edebilir miyiz?”

SONUÇ ve ÖNERİLER

Fetva Sorularına Yansıyan Kadın Problemleri adlı çalışmada Konya ve İstanbul müftülüklerinin bayan fetva birimlerine gelen sorular tasnif edilerek incelenmiş ve aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.

Konya ve İstanbul bayan fetva birimlerine sorulan soruların bazı konularda benzerlik; bazı konularda da farklılıklar gösterdiği görülmüştür. İbadet, iman, ticaret, kurban konularında yöneltilen sorularda benzerlikler olmasına rağmen Kur’an-ı Kerim, aile içi ilişkiler, cinsellik, hayvan besleme gibi konularda iki şehir arasında farklılıklar olduğu görülmüştür. Konya’da yaşayan kadınlar, geleneksel yaşam tarzını devam ettirmeleri sebebiyle modern yapı ile geleneksel yapının çatıştığı İstanbul’a göre fetva birimine daha farklı sorular yöneltmiştir. Görüldüğü üzere bir nolu hipotezimiz kısmen doğrulanabilmiştir.

Gerçek imanın nasıl olması gerektiği konusu ile ilgili sorular Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimlerine sorulmamaktadır. İmanla ile ilgili olarak daha çok ölüm, ahiret hayatı, hesap, sorgu sual gibi sorular sorulmaktadır. Bu durumun toplumda var olan geleneksel din anlayışının bir sonucu olduğu düşünülmektedir. Ayrıca 17 Ağustos depremi, İstanbul’da sorulan iman ile ilgili sorulara yön vermiştir. Sadece Allah’a inanmanın sahih ve doğru bir iman açısından yeterli olmadığı toplum tarafından bilinmemekte veya önemsenmemektedirler. Bu nedenle iki nolu hipotezimiz doğrulanamamıştır.

Medya yaptığı yayınlarla toplum hayatına yön vermektedir. Medyanın etkisiyle insan hayatında önemli yer teşkil eden iman, Kur’an-ı Kerim, kurban, abdest ve aile ile ilgili konuların özünden uzaklaştırılmaya çalışıldığı görülmüştür. Yapılan medya yayınlarından İstanbul’da yaşayan kadınlar daha çok etkilenmektedir. Konya’da yaşayan kadınlar ise geleneksel aile yapıları nedeniyle medyanın etkisinde daha az kalmaktadır.

Üç nolu hipotezimiz İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde doğrulanırken Konya Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde doğrulanmamıştır. Araştırmamız sonucunda kadınların, bayan fetva birimlerini en çok ibadetler konusunda bilgilenmek amacıyla aradıkları görülmüştür. Bu durum kadınların dini bilgilenme noktasında ihtiyaçları olduğunu

göstermektedir. Kadınların müftülüklere sordukları soruları

incelediğimizde dinin en temel noktalarında bile eksik oldukları görülmüştür. Kadının, aile eğitiminde önemli yer teşkil etmesi kadınların da dini eğitimlerine önem vermek gerektiğini göstermektedir. Toplumun dini bilgi ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş amacına uygun hizmet verdiği de araştırmamız sonucunda ortaya çıkmıştır. Dört nolu hipotezimiz her iki fetva biriminde de doğrulanmıştır.

Aile içi ilişkiler, İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine aile konusunda sorulan sorular içerisinde birinci sırada yer almaktadır. Ataerkil ve modern aile yapılarının çatıştığı İstanbul’da, aile içi ilişkiler ile ilgili sıkıntılar çokça yaşanmaktadır. Bu durum İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine gelen sorulara da yansımıştır. Ancak Konya Müftülüğü Bayan Fetva Birimine, aile içi ilişkilerde yaşanan sıkıntıların yansıtılmadığı görülmüştür. Beş nolu hipotezimiz İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde doğrulanırken Konya Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde doğrulanmamıştır.

Giyinme ile ilgili Konya ve İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Birimine sorular gelmesine rağmen kamusal alanda yaşanan sıkıntıların birimlere yeterince yansımadığı görülmüştür. Kadınların, giyinme ile ilgili gelen sorularına bakıldığında dini bilgilenme noktasında yetersiz oldukları bir kez daha görülmektedir. Kamusal alanda yaşanan sıkıntıların mevcut olduğu bilinmekle beraber konunun müftülüklere yoğun olarak

Gerek yaygın gerekse de örgün eğitimdeki yetersizlikler, dinle karışık hurafelerin toplumda yer bulmasına sebep olmaktadır. Din adına üretilen hurafeler, dinin yerini almakta ve dinin özüne zarar vermektedir. Bu konuda üretilen hurafelerin başında dilek ağacına bez bağlanması, dilek kuyularına para atılması, bazı günlerin uğursuz sayılması gelmektedir. Kadınlar, inandıkları hurafelerin din içerisinde yeri olmadığını bilmemektedir. Hatta inandıkları hurafeler nedeniyle kadınlar, din istismarcılarının eline düşmektedir. Konya Müftülüğüne hurafe ile ilgili sorular gelirken İstanbul Müftülüğüne konu ile ilgili soru gelmemesi, konunun İstanbul’da kanıtsandığını düşündürmektedir. Yedi nolu hipotezimiz Konya Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde doğrulanırken; İstanbul Müftülüğü Bayan Fetva Biriminde doğrulanamamıştır.

Kulaktan dolma eksik ve yanlış bilgilerle ilgili sorular, abdest, nikâh, talak konularında çokça görülmüştür. Dini konularda edinilen eksik ve yanlış bilgiler, kadınların hayatlarını din adına yanlış şekillendirmektedir. Bu durum kadınların hayatlarını zorlaştırmalarına neden olabilmektedir. Sekiz nolu hipotezimiz doğrulanmıştır.

Kadınların, sosyal hayatta erkeğe bağımlı şekillenen yaşamlarında karşılaştıkları sorunları müftülüklere yansıttıkları görülmüştür. Kadınların, çalışma hayatına girmeleriyle yaşantılarında oluşan değişmeler, medyada tartışılan kadın erkek eşitliği gibi konular toplumda çatışmaya neden olmaktadır. Gerek Konya gerekse İstanbul’da yaşayan kadınların bu konuda benzer davranışlar gösterdiği görülmüştür. Dokuz nolu hipotezimiz her iki fetva biriminde doğrulanmıştır.

Kadınların ticari ilişkilerinin daha çok çalışma hayatına atılmalarıyla başladığı görülmüştür. Bu durum paranın tasarrufunun nasıl yapılacağı konusunda kadınların bağımsız davranma isteğini göstermektedir. Çalışan kadınların Konya’ya oranla İstanbul’da daha yoğun olarak müftülüğe soru yöneltmesi, İstanbul’da yaşayan kadınların çalışma hayatının içinde daha

çok yer almasına bağlanmaktadır. Ayrıca çalışan bazı kadınların eşlerine güvenmedikleri ve bu nedenle gizlice para biriktirdikleri dikkati çekmektedir. Bu durum bize çalışan aileler içerisinde paranın ortak olarak kullanılmadığı izlenimini vermiştir. On nolu hipotezimiz her iki fetva biriminde doğrulanmıştır.

Bu sonuçlar çerçevesinde şu öneriler ileri sürülebilir.

1. Müftülüklerce tutulan fetva defterleri arayanların yaşı, cinsiyeti, medeni durumu, eğitim düzeyleri gibi bilgiler ayrıntılı şekilde tutulmalıdır.

2. Din eğitimi; içeriği, din eğitimine başlama yaşı, metotları, dini değer ve sembollerin toplumsal alanda nasıl kullanıldığı… vs. konuları üzerinde araştırmalar yapılıp metotlar geliştirilmelidir.

3. Yeterli bir din eğitimi verilmesi amacıyla toplumun din konusundaki ihtiyaçları belirlenmeli ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda din eğitimi yapılmalıdır.

4. Diyanet İşleri Başkanlığı, personelinin eğitim düzeylerini yükseltmelidir.

5. Diyanet İşleri Başkanlığı, hazırladığı ilmihal kitaplarında toplumun her kesiminden insanın anlayabileceği bir dil kullanmalı ve ayrıntılı bilgiler vermelidir.

6. Gelişen teknolojik imkânlardan din eğitiminde

faydalanılmalıdır.

7. Din eğitimi uygulamalarında bilgisayar sistemleri kullanılmalı, çok geniş kitlelere ulaşma imkânı sağlayan internet aracılığıyla din eğitimi faaliyetleri yürütülmelidir.

8. Geleneksel din anlayışında var olan din dışı unsurlar din eğitimcileri tarafından ayıklanmalı, topluma dinin aslından olmayan

9. Diyanet İşleri Başkanlığı, imanın anlatılmasında ve ibadetlerin öğretilmesinde basın yayın araçlarını etkili bir şekilde kullanmalıdır.

10. Diyanet İşleri Başkanlığı, toplumu din konusunda aydınlatma görevini yerine getirmesi ve daha geniş kitlelere ulaşabilmesi için radyo ve televizyon kurumu oluşturulabilir.

11. Medyada dini değerleri aşağılayan, bazı ibadetleri vahşet olarak gösteren yayınlara karşı cevap niteliği taşıyan programlar yapılmalıdır.

12. Küçülen fonksiyonları alabildiğine daralan aile müessesinin devamı ve nitelikli hale getirilmesi bakımından Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kadınlara yönelik din eğitimi faaliyetlerine ayrı bir önem verilmelidir.

13. Teknolojinin ilerlemesi ve araştırma imkânlarının artmasına paralel olarak din eğitimi veren kişi ve kurumların eğitim kalitesi yükseltilmelidir.

14. Eğitim öğretim faaliyetleri yürütülürken yaygın ve örgün din eğitimi kurumları işbirliği yapmalıdır.

BİBLİYOGRAFYA

ALTAŞ, Nurullah, “Dini Danışmanlığın Teorik Temelleri”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. 41,Ankara, 2000

APAYDIN, Yunus, “Namaz”, İlmihal, c. 1, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2002

APAYDIN, Yunus, “Oruç”, İlmihal, c. 1, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2002

ATAR, Fahrettin, “ Fetva” , Diyanet İslam Ansiklopedisi, c. 12, İstanbul, 1995

ATEŞ, Ali Osman, Hadis Temelli Kalıp Yargılarda Kadın, Beyan Yayınları, İstanbul, 2000

AYDIN, Mehmet Akif, “Çağdaş Dünyada Kadın Problemleri ile İlgili Dini Tartışmalar”,Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı, 15–18 Mayıs 2002, İstanbul, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2004

AYHAN, Halis, “Anayasanın 24. Maddesi Işığında Din Eğitiminde Yeni Arayışlar”, Avrupa Birliğine Giriş Sürecinde Türkiye’de Din Eğitimi ve Sorunları Sempozyumu, Değişim Yayınları, Adapazarı, 2002

AYHAN, Halis, Din Eğitimi ve Öğretimi, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 1985

BARDAKOĞLU, Ali, “Haramlar ve Helaller”, İlmihal, c.2, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2002

BAYRAKLI, Bayraktar, Kadın Sevgi ve Temel Haklar, İşaret Yayınları, İstanbul, 2000

BİLGİN, Beyza, “İrşatta Evrensel Sorumluluk”, 1. Din Şurası Tebliğ ve Müzakereleri, c.1, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1995

BİLGİN, Beyza, “Din Eğitiminin Genel Öğretimdeki Yeri”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. 24

ÇAYBOYLU, İrfan, 2001 Aile Raporu

ÇEKER, Orhan, “İfta ve Bir Fetva Defteri Örneği”, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sy. 6, 1996

DARİMİ, Ebu Muhammed Abdullah ibnu Abdirrahman, (v. 255 H.) Sunenu’d-Darimi, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992

DEMİR, Fahri, “Din Hizmetleri, Din Eğitimi ve İrşat Metodu” Din Öğretimi ve Din Hizmetleri Semineri, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1991

DOĞRAMACI, Emel, Türkiye’de Kadının Dünü ve Bugünü, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 3.Baskı, Ankara, 1997

ERKAL, Mehmet, “Zekât”, İlmihal, c. 1, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2002

ERKAL Mustafa E., “Türk Aile Yapısı ve Batı Avrupa’daki Bazı Değişmeler”, Hz. Peygamber ve Aile Hayatı, İlmi Neşriyat, İstanbul

KILAVUZ, Ahmed Saim, “Akaid”, İlmihal, c. 1, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2002

KOCATEPE, Mehmet, Hz. Muhammed’in Mekke Döneminde Uyguladığı Yaygın Eğitim, İttifak Kültür Serisi 11, Bursa, 1997

KORKUT, Yeşim, “Aile Danışmanlığı ve Aile Terapisi Hizmetleri” , İstanbul Üniversitesi Tecrübî Psikoloji Çalışmaları, İstanbul, 2001

MERİÇ, Nevin, Fetva Sorularında Değişen Kadın Yaşamı, Elest Yayınları, İstanbul, 2004

MERİÇ, Nevin, Gündelik Hayat ve Fetvalar, Pınar Yayınları, İstanbul, 2004

ÖZBEK, Abdullah, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Öğretmeni Yetiştirme Problemleri”, Orta Dereceli Okullarda Din Eğitim-Öğretiminin Problemleri Sempozyumu, Kayseri, 1998

ÖZBEK, Abdullah, “Din Eğitiminin Problemleri”, Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi, Sy. 6, İstanbul, 1999

ÖZDEŞ, Talip, “Çağdaş Dünya’da Kadın Problemleri İle İlgili Dini Tartışmalar” Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı, 15–18 Mayıs 2002 İstanbul, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2004

ÖZTÜRK, Şükrü, “Din Eğitiminde Diyanet İşleri Başkanlığının Görevleri ve Sorunları”, Avrupa Birliğine Giriş Sürecinde Türkiye’de Din Eğitimi ve Sorunları Sempozyumu, Değişim Yayınları, Adapazarı, 2002

SAYAR, Kemal, Kültür ve Ruh Sağlığı, Metis Yayınları, İstanbul, 2003

TAVUKÇUOĞLU, Mustafa, “İlköğretimde Din Eğitimi ve Program Geliştirme Üzerine Bazı Düşünceler” Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sy. 3, Konya, 1990

TBMM Kadının Statüsünü Araştırma Komisyonu Raporu, 2.Baskı, Ankara, 2003

YAVUZ, Yusuf Şevki, “Hurafe”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c.18, İstanbul,1998

EK

İstanbul Müftülüğü Eğitim Uzmanı Nevin MERİÇ İle Yapılan

Mülakat

1. Kurumunuza yöneltilen sorulara verdiğiniz fetvaların

uygulama safhasına dair geri bildirim alıyor musunuz?

-Evet. Bazen de yaşanan olumlu sonuçlar güzel yakınlıklara neden oluyor. Kandillerde veya bayramlarda bir hatırınızı sorayım nasılsınız… şeklinde geri bildirimlerde oluyor.

2. Kurumunuza başka illerden hatta yurt dışından soru geliyor

olmasını hangi sebeplere bağlıyorsunuz?

- Birkaç sebebe. Öncelikle tarihi arka plan çok güçlü. İstanbul yurt dışında daha merkezi bir yere sahip. Diğer taraftan son yıllarda basında kurumumuzun, kadın ve aileye yönelik faaliyetlerinin daha çok gündeme gelmesi. Özellikle müftülüklerde bayanların göreve başlamaları ve bunlarla ilgili gazete röportajları, televizyon programları… vs. yurt dışı aramalarını artırmaktadır. Mesela geçenlerde bir bay; ABD’ den ararken “ basında okudum da benim de eşimle tartıştığımız bir konu var sizi aramak ihtiyacı duydum…” şeklinde sorusuna başlamıştı.

3. Kurumunuzun dini konularla ilgili güncel sorunlar karşısında

yetersiz kaldığına dair eleştiri alıyor musunuz?

- Pek değil… Bir kurum olduğu için belli bir iç disiplinin ve hassasiyetin olması çok doğal. Bu konudaki gecikmeler, fevri çıkışların olumsuz sonuçlarından korunarak, tepkisel karşılıklardan çok, dini hassasiyetleri merkeze alan çözüme yönelik ortak kararların hedeflenmesi gözetildiği için olmakta.

- Evet. Genelde olumlu karşılıklar alıyorum. Çözüm konusunda karşı tarafın rahatladığını ve mutlu olduğunu görmek bizi de sevindiriyor.

5. Kurumunuza gelen soruların İstanbul’daki kadın

problemlerinin tamamını yansıttığını düşünüyor musunuz?

- Bu soruya son kadın kitabıma aldığım geri bildirimle cevap vereyim. Bayan Tarsus’tan arıyordu. Bana “ bu sizin yazdığınız kitaptaki sorular bütün illerdeki kadınların hatta Dünya kadınlarının sorunu” diye cevap vermişti. Bu anlamda genel olarak şehir hayatında din eğitimi eksikliğinin optimum düzeyde yaşandığı bir fotoğrafların yansıttığı sorular gelmekte diyebilirim. Hatta Van’dan arayan yine kitabımı okuyan bir bey meslektaşımız; “bize bu tür sorular sorulmamakta nasıl cevaplar veriyorsunuz? “ demişti. O anlamda İstanbul’un şehir hayatını yansıtan çok geniş yelpazede sorular almaktayız diyebiliriz.

6. Dini nikâh ile ilgili size ne gibi sorular sorulmaktadır?

- Dini nikâh nasıl yapılır? Şahitsiz olur mu? Resmi nikah Dini nikah yerine geçer mi?... vs. gibi sorular.

7. Talak konusu ile ilgili olarak gelen soruların içeriğinden bu

durumun erkekler tarafından suiistimal edildiğini düşünüyor musunuz?

- Genelde evet. Özellikle din eğitimi eksikliği ve ahlaki davranma biçimlerindeki yetersizlik en bariz şekilde bu konuda açığa çıkmaktadır. Eşlerin karşılıklı tartışmaları, şiddetin hâkim olduğu bir ortamda daha çok konum belirlemeye yönelik yaklaşımlar görülmektedir. Bu durumdan en çok hanımlar etkilenmekte ve ciddi anlamda mağdur olmaktadırlar. Bu konudaki bilgi eksikliği kadar ailelerin dini hassasiyetlerindeki farklılıklar da bireyin yaşadıkları duruma ait gerginliklerini farklılaştırmaktadır. Şu bir gerçek ki erkeklerden sonradan bu yaptıklarına pişman oluyorlar. O zaman bu yaşananları veya fotoğrafı; bir boşanmadan çok aile içi güç ve iktidar

kaygısının tezahürleri olarak değerlendirebiliriz. Burada birey bazında dinin kullanılması da hem dikkat çekici hem de üzücü…

8. Size Yöneltilen soruları göz önünde bulundurduğunuz da

kadınların baskı altında olduğunu düşünüyor musunuz?

- Şehir hayatının getirdiği yalnızlık ciddi anlamda kadınları etkiliyor. Yani sadece erkek ve çevre baskısı değil kentte yaşamak, izole bir yaşam tarzının dışına çıkamamak, kente dâhil olmamak da hanımları geriyor. Birçok hanımı beceri, el sanatları kurslarına yönlendiriyorum. Bu hem vesveselerine hem de boş zaman streslerine iyi bir çözüm oluyor. Bunun dışında dinin geleneksel yorumlarıyla biçimlenmiş hayat tarzı da kadını sıkıyor. Kent hayatının kamusal alanda çalışma hayatıyla şekillenen yapısı da diğer illere nazaran çalışan kesimden aldığımız soruları hem çoğaltmakta hem de toplumsal- sosyal değişimin önemli bir göstergesi olarak karşımıza çıkmakta. Bu sorularda çalışma hayatının dini davranma biçimlerine etkisi kadar farklı çevrelerden gelen ve beslenen kişilerde ki din algılayışı da açığa çıkıyor. Kentte çalışan kadından oldukça çok soru aldığımız için, çalışan kadın –din ilişkisinde de yaşanan gerginlikleri gözlemleme imkânına sahip olabiliyoruz. Sonuç olarak kentte kadına yönelik baskı; geleneksel anlamda devam etmekle birlikte, kente ait yaşam tarzının etkisiyle kadın-erkeği de kapsamaktadır diyebilirim. Din eğitimi eksikliği ve bunu giderme imkânlarından ise erkekler kadınlardan daha kötü durumdadırlar. Hatta tamamen mahrumdurlar diyebilirim.

9. Kadınların sorunlarına çözüm bulma noktasında danışma

merkezlerini tavsiye ediyor musunuz?

- Evet. Özellikle terapi gerektiren durumlar çok oluyor. Vesvese. Bizi tedavi gören kişiler aradığı gibi biz de tedavi merkezlerine yönlendirmelerde bulunuyoruz.

10. Kurumunuz halkı bilgilendirme ve kadın sorunlarına çözümler bulma noktasında ne gibi çalışmalar yapmaktadır? Bu çalışalar sizce yeterli midir?

- Uzmanlar ve vaizelerin programları tamamen halka yönelik. Aslında bizim kurum olarak iş portföyümüz tamamen halka hizmeti içeriyor. İmamından en üst birimine kadar halkın sorunlarına çözüm bulma konusuyla ilgili. Kurumumuz bunu eğitim seminerleri, vaazlar, konferanslar… vs. şeklinde gerçekleştirdiği gibi aile bürolarının kurulmasıyla daha randımanlı hale gelmeyi hedeflemektedir.

11. Elimizdeki kaynakta 17 Ağustos depreminin namaz ibadetine yönelme noktasında olumlu etkisine değinilmiş. Sonraki yıllarda namaz ibadeti ile ilgili ne gibi sorular gelmiştir?

- 17 Ağustos birçok konulardan ele alındı ama insan, tehlike- korunma ihtiyacı açısından pek ele alınmadı. Benim çalışmamda bir kez daha açığa çıktığı gibi korunma ve sığınma ihtiyacı çok önemli ve bu bütün toplumlarda görülmektedir. Burada hedef sadece namaz kılmak değil bence, insanların zor durumlarında benzer davranma biçimleri gerçekleştirdikleridir. Bununla birlikte “Allah’a en yakın yer” olarak tanımlanan “secde”nin sadece namazda bulunması tercih anlamında namazı öne çıkarmaktadır. Kişi gerçekte Allah’a yakın olmayı istemekte ve bunu hissetmeyi gerçekleştirmek için gayret sarf etmektedir. Bence bunu yaşamak kulun çok hoşuna gidiyor.

12. Kurban ve Ramazan gibi özel gün ve gecelerle ilgili bu dönemlerde soru yoğunluğu artıyor mu?

— Evet. Bizim sezon üç aylarla başlar, Kurban sonuna kadar

Benzer Belgeler