• Sonuç bulunamadı

Kemalizm' aslında nedir?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kemalizm' aslında nedir?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SÖYLEŞİ

11

>(i 1 3 1

İLHAN

.'Kemalizm Aslında N e d ir? !./ / ^

de, Barış (Doster), öyle önem- leri, Batı önderlerine, bir çeşit ulusçuluk

kav-...kitabının bir yerinde, Banş (Doster), öyle li ve çarpıcı bir alıntı yapmış ki; çağrışımların zin­ ciri, okur okumaz beni kaptığı gibi, 70’li yılların An­ kara’sına, yayınevindeki çalışma masama götürü­ yor; karşımdaki koltukta, alıntının sahibi oturuyor; gözlük camlarında, ışık pırıltıları; dudaklarında, dostça bir tebessüm: Niyazi Berkes! Yazları Ka- nada’dan gelirdi, söylemiştim ya, yakın tarihimizi konuşuruz; kafama takılanları soruyorum, engin bilgisiyle kuşkulu ne çok noktayı aydınlatıyor; za­ ten, ‘Hangi Batı’nın yeni bir basımına ‘önsöz'yaz­ mak gerekince, yazının başına, onun şu sözlerini almayacak mıyım?

‘.„bizde Batıcılıkla anlaşılan şey.

“...bizde ‘Batıcı’lık’la anlaşılan şey Türk ev­ rimini çağdaş uygarlığa uygun yönde geliştir­ mektedir; (buraya dikkat!) halbuki Avrupa’da ve Amerika’da ‘Batılılaşma’ ve ‘Batıcılık’, Batı dip­ lomasisine boyun eğme anlamına gelir. Bu yüz­ den onlara göre ‘Kemalist Devir’ Batı aleyhtar­ lığı, Menderes Devri ise ‘Batıcılık’ devridir, (bu­

raya dikkat!) Batı diplomasisinden bağımsız olan

bir Batıcılık, Batı dilinde, Batı düşmanı kötü bir ulusçuluk demektir!..”

Türkiye Cumhuriyeti, geleceğini tartışırken, Ni­ yazi Ağabey’in (Berkes) inanılmaz berraklıktaki bu

sözlerini, bir an bile aklından çıkarmamak zorun­ dadır; nitekim, ‘Soğuk Savaş’ın sona erdiği sıra­ da, bir ecnebi gazetesinden kestiğim şu haber, onun ‘tespitinin’ ne kadar doğru olduğunun, açık bir kanıtıdır.. Bakınız ABD’de, ‘Din ve Demokra­

si Enstitüsü’nün Başkanı olan Mrs. Diane I. Knip- pers ne demiştir:

“...Fransa öteki Avrupa devletleri için ‘model’ olmuştur; o da, dine karşı politikasını (laikliği de­

mek ister) kesinlikle terketmeii, inanç özgürlü­

ğünü yeniden güvenceye kavuşturmalıdır. Bu­ gün bizi harekete geçiren şey, dün bizi Komü- nizm’le mücadeleye sevk eden şeyle, aynıdır. İnsanlık yalanla serpilip gelişemez, oysa Ko­ münizm ve Dinsizlik (yine laiklik demek ister) an­ cak yalan üretebilir. Dindarlık uygarlığın ga­ rantisidir; zira inanç sayesinde namuslu insan­ lar çoğalır, namus olmayınca ticaret olmaz; ti­ caret olmayınca, uygarlık olmaz!..”

Bu kadarı bile, Türkiye Cumhuriyetinin üzerin­ de yükseldiği temelleri atanlarla; şimdi Ankara’nın, kaderini birleştirmeye heveslendiği Batı’nın ve Ba-

tılılar’ın, ne kadar ayrı -ayrı da lâf mı, karşıt- teller­

den çaldığını göstermeye yeter..

En kalın ve karanlık kafaları bile...

O

ysa Banş’ın (Doster) eserinde yaptığı alıntı,

Niyazi Berkes’in, en kalın, en karanlık kafa­

ları bile aydınlatabilecek netlikteki şu ‘tesbit’i ya­ pıyor. Diyor ki:

“...Birinci Dünya Savaşı’mn Wilson

Prensip-■ çeşit ulusçuluk kav­ ramını kabul ettirmişti, (buraya dikkat!) Fakat, bun­ daki ulusçulukta Batinın ekonomik ve siyasi hükmünden bağımsız olma anlamı yoktu. Ba­ tid a böyle bir şeyin imkânı, o zaman, kimse­ nin aklına gelmezdi. Wilson Prensipleri, Ba­ tidan bağımsız değil, Hıristiyan hayırseverliği altında, Batiya bağlı bir ulusçuluk gerektirir...” “...bunun en iyi örneği, OsmanlI İmparator­ luğundan bağımsız olmak isteyen Arap Ulus­ çuluğunun aldığı ‘manda ulusçuluğu’ şeklidir. O zamanki Arap ‘milliyetçiliğinin’ kabullendiği bu ‘manda Batıcılığına karşı; bu önderler, biz­ de olduğu gibi, bir ‘Millî Kurtuluş Savaşı’ yap­ madıklarından, Arap Ulusçuluğu ancak II. Dün­ ya Savaşı’ndan sonra buna dönebilmiştir. (bu­

raya dikkat!) Kurtuluş Savaşı Milliyetçiliği, Wil­

son Milliyetçiliği’nden ayrıldığı gibi, Kemalist Devrimciliği de hem Batıcılık anlayışından, hem de Bolşevik Devrimciliği’nden farklı olmuş­ tur...”

Bu, bir bakıma, ‘Soğuk Savaş’ döneminde, Ba­

tiyı ve Batıcılığı, kıskıvrak Batı Avrupa ile Kuzey Amerika’yı sıkıştıran anti/Emperyalist Diyalek­ tiğin, tek cephe değil, birisi ‘sosyalist’ öbürü ‘Üçün­

cü Dünyacı’ iki cephe olarak meydana çıkmasının, açıklamasıdır; hatta, Karl Marx’m tahminleri hilâ­ fına, XX. yy’ın, bir sosyalist devrimler yüzyılı değil, daha çok bir dizi demokratik devrimler yüzyılı ol­ ması da, bu açıdan izah edilebilir.

'Onlar', her kim ise.

...çünkü bakın, Niyazi Ağabey (Berkes) o de­ diklerini nasıl sürdürüyor:

“...Kemalizm yalnız Milliyetçilik değil, yalnız Milli Kurtuluş ve Bağımsızlık değil; aynı za­ manda bir millet yaratma, onu tarihe ve dün­ yaya kabul ettirme, onu kendi kendine kabul ettirme; ve nihayet, onu gelecekte de yaşaya­ bilecek bir varlık olma temelleri üstüne oturt­ ma işidir. Bunsuz bir Türk Milliyetçiliği yalnız gülünç olmakla duramaz, aynı zamanda varlı­ ğına kimseyi de inandıramaz...” (‘Atatürk, Türk

Dünyası ve Mazlum Milletler’, s, 153)

Bilmem tadına varabildiniz mi? Mustafa Kemal

Paşa, Anti/Emperyalizm çelişkisinden, Türk genç­

liğine ‘ilelebet muhafaza ve müdafaa edeceği

bir cumhuriyet’ sentezini yaratmayı amaçlamış!

öyle bir cumhuriyet ki, yalnız var olmakla kalma­ yacak, aynı zamanda, öteki ‘Mazlumlar’ın da tam bağımsız ve özgür olmasına omuz verecek!..

Batılı ve Batıcı bir ‘milliyetçiliğin’ davuluna

oynayanlara; -onlar her kim ise- Türk halkı dahil,

hiç kimsenin inanmaması, yoksa bundan mı?

e-mail:tilahan@isnet.net.tr

http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yeni bir düzen kurmakla toplumda kökleşmiş din anlayışı arasında oluşan gerilimi Kemalist Laik söylem, dini bütünüyle reddetmek yerine Türkiye Cumhuriyetinin herhangi

Şairin son kitabı Dünyanın Külü; daha canlı, hayata daha sıkı sıkıya bağ- lı bir şiirsel özne çıkarır karşımıza. “Ev” ve “sevgili” kelimeleri hayatın canlı

A) Dr. Bay William dar mükellef statüsünde olduğu ve Türkiye’de elde etmiş olduğu Serbest Meslek kazancı tevkifata tabi tutulduğu, mevduat faizi ise sermaye

II. Fatih döneminden itibaren devşirmeler, devlet yöneti- minde daha etkili duruma gelmişlerdir. padişaha sadık olmaları, II. Türk ailelerden gelmemeleri, III.. Eski

Genellikle preoperatif olarak malign veya benign ayrımı net yapılamayan ve genellikle rastlantısal olarak saptanan akciğerin sklerozan hemanjiomu; kadınlarda ve 30 ile 50

((Dünya, cumhuriyet namı al­ tında imparatorluklar, yine cumhuriyet namı altında.. mutlakiyetler

Asıl ismi Mehmet Ziya olan Gökalp 1876 da doğdu, idadiyi bitirdikten sonra amcası Habib efendiden arapça ve farsça, kendi kendine de fransızca

Having analysed the data and examined the countries’ economic, social, political, and institutional contexts I have made comparisons of the fiscal and monetary policy