• Sonuç bulunamadı

Cihad Bey

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cihad Bey"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EVET/HAYIR

OKTAY AKBAL

M .1

-“ Cihad Bey...”

“ Cihad B ey" derdik, böyle anardık. Cihad Bey... İki yıl bu sü­

tunda birlikte yazdık. Dört gün o, üç gün ben. Kimi zaman ya­ zılar karışırdı, onun yazısına benim imzamı koyarlardı, ya da benimkine onun! Okurlardan mektuplar gelirdi, ‘böyle yazmak

size yakışır mı?’ diye... Evet, pek çok düşüncemiz birbirine uy­

mazdı, uyamazdı. Öteden beri belirli görüşlerin insanıydı, ga­ zeteci, politikacı, bakan olarak... Ne var ki uygar bir kişiliği var­ dı, tartışmaya açıktı, pek öyle kızdığı görülmezdi. Bu yüzden dostluk adı verilemese de, saygılı bir ilişkiyi sürdürmek ola­ sıydı.

Cihad Bey 74 yaşında öldü. Ölümlere hep şaşarız, oysa en doğal durumdur. Nasıl doğmak doğalsa, ölmek de öyle. Bir başlangıç bir sonuç. Aşık Veysel’in dediği gibi "İki kapılı bir

han” bu dünya. " Gündüz gece " gidilir. Herkes sonunun ne

olacağını bilir. "Ölümden öte köy yok” denir. Yine de ölmeye­ cekmişiz gibi savaşımlara girişiriz. Elli, altmış, yetmiş, seksen yıl hepsi bu. Bir Bayar çıkar milyonda bir yüz yaşını aşar!

Gazeteciydi Cihad Bey. İyi gazeteciydi derler yanında çalı­ şanlar. Ben çalışmadım. Benim ilişkim, sütun arkadaşlığı; ara­ da bir yolda karşılaştıkça üç beş sözcük konuşmaktan öteye gitmedi. İki kez Bakanlık yaptı, biri 27 Mayıs devriminden son­ raki hükümette, öbürü de 12 Eylül sonrasında kurulan Ulusu kabinesinde... İlki Basın-Yayın Bakanlığı, İkincisi Kültür Bakan­ lığı... Tam beş kez milletvekili seçildi. 1946’da DP İstanbul 1950, 54’de İzmir milletvekili idi. 1961 de onu -o yıla dek şid­ detle karşı çıktığı bir partinin- CHP’nin İstanbul, 1965’te ise Çanakkale milletvekili olarak gördük. Siyasal yaşamı bu denli renkliydi, DP, Hür. P „ sonra da CHP saflarında görev yaptı. Ecevit’in ‘ortanın solu’ görüşüne karşı çıkarak CHP’den ayrıl- di-Özetlenince bir yaşam ne denli kısa!.. Baban’ınki de öy­ le... Galatasaray, Hukuk Fakültesi, gazetecilik, yazarlık, poli­ tikacılık, milletvekillikleri, bakanlıklar, hastalıklar, tartışmalar... Sonuç yok! Bütün bu yaşam savaşının hesaplaşmasını kim­ ler yapar? Ne gibi sonuçlar çıkarırlar? Böyle şeyleri zamanın­ da düşünmek gerekir. Gerçek yaşam kısadır, ama ölümden sonra da ‘yaşamak’ isteyen kişinin bütün bunları önceden bil­ mesi, kendini ona uygun bir düzene sokması gerekir. İyi ya­ şamak, yüksek yerlere çıkmak, yalnızca el üstünde taşınmak istekleri yetmez ‘gerçek yaşam’a ulaşmaya...

Cihad Bey’in 12 Mart’tan bir hafta öncesinde Ankara’da Kent Otel'de söylediklerini anımsıyorum. Nihat Erim gibi birkaç ar­ kadaşı ile oturmuş, kahve içiyorlardı. Beni görünce kalktı, bir köşeye götürdü "Yakında çok değişik durumlar olacak, ‘Cum­

huriyet’e karşı bir tutum içinde olanlar işbaşına gelecek, dik­ katli ol, yazılarında ileri geri sözler etme” gibilerden bir öğüt

verdi. Oysa ben 12 Mart öncesinde hiç de böyle düşünmü­ yordum. Ama sonunda CihadBey haklı çıktı. 12 Mart’ ın üstün­ den birkaç gün geçti geçmedi gazetemiz kapatıldı, yazar ar­ kadaşlarımız adalete verildi, gözaltına alındı. Sonra bir karşı­ laşmamızda "Ben sana demiştim” dedi.

Bir de, yine 12 Mart öncesinde başka bir sözünü anımsıyo­ rum. Yine bir ‘onarım’ bekleniyordu. 27 Mayıs benzeri bir ‘ona­

rım ’ eylemi... CihadBey böyle dönemlerde bakanlık yapma­

nın ne denli zor olduğunu söylemişti. “ 27 Mayıstan sonra Ba­

kanlığımda neler çektim bitsen” demişti. Onarım dönemlerin­

deki hükümetlerde görev almak gerçekten zor işti, çünkü si­ vil yönetimin üstünde güçler vardı. Ne var ki böyle konuşan Baban’ı, 12 Eylül’den sonra, yeni bir ‘onarım’ döneminin Kül­ tür Bakanı olarak gördük. Hep istedim, bir karşılaştığımızda bu eski sözünü anımsatmayı, olmadı.

Kültür Bakanlığı döneminde bir kez Ankara’dan telefonla aramıştı. Bakanlığı eleştiren bir yazım konusunda bilgi vermişti. Öfkelenmeden, sakin sakin konuşarak...Cihad Bey’in özelliği buydu. Rahat, olgunca davranış... Ama Kültür Bakanlığı dö­ neminde birçok yanlış işlere seyirci kaldı. Önceki dönemler­ deki olumlu atılımları, yapıtları olumsuz gösteren geri kafalı­ lara uydu. 1978-79’da yayınlanan kitapların depolara tıkılma­ sı onun zamanında oldu. Bir yazarın, bir gazetecinin, bir kül­ tür adamının yapmaması gereken bir şeydi bu...

Bir de Cihad Bey’in 12 Mart günlerindeki yanılgılı davranışı var. ‘Cumhuriyet’te paylaştığımız sütundan ayrılıp gözaltında- ki İlhan Selçuk’un köşesine yerleşmesi gibi. (O günlerde beni zaten bu sütundan uzaklaştırmışlardı)...Cihad Bey, İlhan’ın ye­ rinde birkaç ay ancak kaldı, yazdıkları hiç de olgun bir yazara yakışır şeyler değildi... Neyse bütün bunlar ‘tarih’ oldu. Ne var ki ‘tarih’ durmadan yinelenir ülkemizde... Böyle durumlar, baş­ kalarına ders olmalı.

Cihad Baban 'ın ölümüne üzüldüm. Konuşacaklarımız vardı, konuşamadık. Onun o babacan, sessiz, sakin halleri, konuş­ maları gözümün önünde. Birkaç da kitabı var, ki içlerinde en ilginci “ Politika Galerisi” dir... Yazdıkça, yeni yeni anılar da üşü­ şüyor. Ama her anı yazılmaz, söylenmez. Kendimiz içindir bu türlü anılar. Türk basınına, ailesine, dostlarına başsağlığı di­ lerim.

Referanslar

Benzer Belgeler

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Araştırmacılar beyin ve bacak kaslarını kontrol eden sinirler arasındaki bazı bağlantıların sağlam kalmış olabileceğini, ancak bunların hareketi tetikleyici bir uyarı

«Ben güzel günlerin şairiyim» diyen Melih Cevdet bir baş­ ka şiirinde şöyle diyor: «Dağdan ovaya inen seiler merhaba.» Ben de ona, hiç görmediğim

Sonra başka bir İstanbul ressamı, Cevat Erkul, «Rumeli Hisarına Bakış», arka kısmı bir servi ardmda kalmış koca tankere rağmen, deniz ve gökyü­ zü

2015-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planı ve 2016-2019 Ulusal E-Devlet Stratejisi Eylem Pla- nı dosyalarında çeşitli yerlerde mobil uygulama ve servislerin önemine

rafları (Şekil 39) ile 13.09.1979 onaylı 1/500 ölçekli Eyüp Koruma İmar Planı (Şekil 40) ve 20.06.1997 onaylı 1/500 ölçekli Eyüp Camii ve Merkez Civarı Koruma Amaçlı

Rowley’nin bir eserinden kısa bir bölü­ mün ardından İtalyan besteci Giovanni Battissa Pergolesi’nin (1710-1736) Sici­ liana “Nana” adlı eseri yer

Cumhurbaşkanı, hükıimet üyelerine ve ekonomi büokra tlanna büytik projelerin 1.ıinitiilrnemşi durumun da enerji darboğaa yaşnabil eceguu so yledi.. den