• Sonuç bulunamadı

Başlık: ÖZETLERYazar(lar):Cilt: 4 Sayı: 1.2 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001702 Yayın Tarihi: 1957 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: ÖZETLERYazar(lar):Cilt: 4 Sayı: 1.2 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001702 Yayın Tarihi: 1957 PDF"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZETLER

VITI, RIeHTER, ORASL\1ANN, KMENT, NEHRING, COLUMBUS, DREPPER, LENKEIT, HENNIG, IDLL, PRINZ, HÖRIIJICKE, BRÜGGtEMANN, ROSENBER. GER, 'IlEVS, DEQKER und NIEıSAıR: Evcil hayvanlann metaho\izma ve beslenme-ler,inde prorein ve vitaminIer. Eiweiss undVitamine im Stoffwechsel und in der Füt-terung der Haustiere. ZeUschr. FürTieremaehrong und. Futtermütelkunde ll, 185-.

194.1956

Evcil hayvanların be.slenımefizyolojisi cerniyeti

.

.

(= Gesellschaft für Ernaehr~ngsphysiologie der Haustie~e) 6. kongresi 24 ve 25 Nisan 1956 da Giessen'de toplanmı.ştır. Kongreye katılan delegeler aşağıdaki konular üzerinde birer tebliğ vermişlerdir. Witt-Mariensee süt inekle-' rinde protein ihtiyacı, Richter - Braunschweig - Völkenrode: Domuz besisinde protein şekilleri, Crasemann-Züxich: Gelişmesini tamamla-mış koyunlarda. yapılan bir denemede protein .ilavesiyle enerjetik te-sirin tesbit edilmesi bakımılidan bazı müşahedeler, Kment-Wiyana:

Radyoizotoplar kuıı~ak suretiyle protein metabolizması üzerinde araştırma, Nehring-RostçJck: P.roteinlerin biyolojik df;ğerliliğini tayin-de temelolarak N - Bilançosu deneylerinin tekniği, Columbus-Halle : Proteinlerin l;>iyolojikdeğerliliğini belir1ınıekiçin kullMulan metodlar, Drepper-Münih: Kimyasal analiz ve hayvan deneyleriyle yemlerdeki ham proteinlerin değerliliğini tesbit etmek imkanları, Lenkei't-Göttin-gen: Laktasiyon esnasında negatif N-bilançosu (Dişi domuzlardaki de-neylere göre), Hennig-Jena: Dişi. doımuzlarla yapılan denemelere göre protein metabolizması, Hill-Hannover: Kas ve karaciğerde ekzojen amino asidler miktarlarının domuz beslenmesinde yem proteini türü-ne bağlı bulunması, Prinz-Hanover: Domuzlarda kandaki amino asid nitrojen miktarlarının verilen yem proteinine bağlı bulunması, Hör-nicke-Hannover: Domuzlarda protein eksikliğinde gaz mübadelesinin ölçülmesi, Brüggemann-Münih: Evcil hayvanların beslenrmesinde vi-taminlerin önemi, Rossenberger-Hannover: Genç sığırlarda Vitamin A eksikliğinden ileri gelenkörlük, Tievs-Münih : Vitamin A ile stabilize edilmiş kuvvetli katma yemlerdeki Vitamin A nın tabii yemlerdeki Vi-tamin A ya nazaran ermİme derecesi, Decker -Hannover: ViVi-tamin A metabolizmasında organizmaya y~bancı ekzojen faktörlerin tes~ri, Nie-sar-Münih: Nuklein asid metaboli~masına Vitamin A ve E nin tesiri. Bu tebliğlerle ilgililerin, orijinalinden okumaları tavsiye olunur.

(2)

ÖZETLER

REeKER, MAX: t~letmenin 'temel yemleriııde yağın hakiKi, müktan. Der wirkliche

Cehalt an Fett in landwirlschaftlichen Crundfutter. Landw. _ Forschung _ VÖL-kenrotUı 6. 3-5. 1956

Çiftlik yemleri içinde bulunan yağ miktarının çok düşük olduğu kabul edildiğinden bu yemlerdeki yağ miktarı üzerinde bugüne kadar önem-le durulmamıştır. Yeni araştırmalarda yeşil yemler içindeki yağ mik-tarının Weende analiz metodu' ile belirtilen miktarlardan daha yüksek bulunduğu tesbit edilmiştir. Kuru otlardaki yağ miktarlarında çok büyü!{ değişiklikler görülmez. Otlardan izole edilen haım yağ içinde % 20-25 nisbetinde yağ refakat maddeleri (Klorifil, ,ksarıtofil, karotin. fitosterin vs.) bulunur. Çiftlik yemlerindeki yağların miktarı vejeta-siyon şartlarına (İklim, bitkinin yaşı ve vejetavejeta-siyon dönemi) göre de-ğişir. Ham yağların yarı katı, merhem kıvamı bunların içinde bulunan refakat maddelerinden ileri gelir. Saf yağlaida ise daha çok doymamış y;ağ asidIeri yer alır. Yeşil bitkilerde doym?-!lli.Şyağ asidIerinin payı, ayni bitkilerin tohumlarında bulunan. yağlardan' daha yüksektir. Yağ kaynağı olarak yeşil bitkiler, bilhassa ekzojen yağ asidIeri ihiiyacını karşılama bakımından önemli bir roloynar. Kuru maddesinde % 1.7-3.3 ,nisbetinde gerçek saf yağ asidi bulunan bitkisel yemlerle beslenen bir inek yeşil yem rasiyonları içinde (Bitki kuru maddesi 5-10 kg) 100-300 g saf yağ alır. Bu miktar yağın besleyici değeri ve fizyolojik tesirleri ise ihmal edilemez. Sabri DiLMEN (Ankara)

KORDTS, E.: Tohumlama<l.a kullanılan boğala'fUl uygwı yem!enmesi, Über die

zweckmaessige Fütterung von Besaungsbtdlen. Tierzüchter 7, 622.23, 1955. Aşım için ayrılan boğaların beslenmesine bilhassa daha çok dikkat ve ihtimam gösterilmesi laZınidır. Beslel1ı1nedeVitamin ihtiyaçlarının karşılanması ve uygun bir protein-nişasta değeri oranı boğalarda hil-hassa Cİnslik faaliyetine ve spermanın miktar ve kalitesine çok uygun tesir gösterir. Uygun bir besleme ancak düzenli bir .yem planının ha-'zırlanması ile mümkündür. Boğalara çok iyi ve bol çeşitli kaba ve sulu yemler bilhassa kırmızı havuç yedirilımesi önemle tavsiye edilmektedir. Kuvvetli yem olarak «Hazır boğa yemi» yediriLmesiIB.zımdır.Boğaların meralarda elVeTişiiolarak beslenebilmesi ancak çok ,iyi bakılmış ça-yırlarda mineral yemlerle ek yemler verilmek suretiyle müriık'ündür .

. Sabri DİLMEN (Ankara)

GREC.oRY, M.E.: SüUeıki E - vitaminlc.r.inin m~obiyalojik <testlerle .tesbit eanmesi.

The microbiological Q.'I.'Ia!/S of tJıe B -l)itamin.~ in milk. Dain} Sci. Ab.Ytr. 17, 173-19.'1,

1955.

Yazar bu araştırmasında muhtelif hayvan türlerine ait sütierde bulu-58.

(3)

DİLMEN

an bir kısım B - vitaminIerinin tesbit edilmesi ıçın mikrobiyolojik Vf'.'

kstraksiyon metodları üzerinde durmaktadır. Bu' çalışma:::a Biyotin, ikotin asid, Pantüten asid, Riboflavin, Vitamin B6 ve Folik asid ile

itamin Bı:! üzerinde durulmuş, elee edilen sonuçlar bir cedvel halin-e bildirilmişıtir. Araştırmada kullanılan mikroOTganizmalardan bil-assa Saccharcmyces cerevisiae, Clostridium butylicum .. Neurospora rassa, Lactobacillus casei, Lactobacillus arabinosus S. carlsbergen-is, Streptococcus faecalis ile yapılan testler açıklanmaktadır.

Sabri DiLMEN (Ankara)

NEUHAUS, U.: Kükürt yixlirme ve horın(}n!a.rın yapağı gcJİ~m~i üUd"İııe tesiri..

Beeinflussung des WollwaeMtums durch Selıwefelfiitterung und Hormone. Dtseh •. Sehaefereiztg. 48. 249.50. 1956.

ilindiği gibi yapağı koyunlarda protein metabolizmasının bir ürünü ayılır. Bu bakımdan y~pağın.ın gelişmesinde protein, bilhassa kükürt 'htiva eden Cystin miktarı önemli bir roloynar. Cystin, yapağının imyasal ve fiziksel vasıfları üzerine özel bir tesir gösterir. Yapağı pro-düksiyonunun yükseltilmesi için keraıtinli hazır yemlerle (Ov a g s

o-La n ve W o 1 w u m it) yapılan deneylerden müsbet bir sonuç alına-mamıştır. Starks, kükürt tozu (her kg rasiyon için 6,7 g kükürt tozu) yedirme ile kükürt eksikliğinden ileri gelen bozuklukları önlediğini ve yapa~ gelişmesinin % 15-60 nisbetinde bir artış gösterdiğini

bildirmek-tedir. Bu araştırıcı, kükürt tozunun şeklinin yapağı gelişmesine tesir bakımından her hangi bir fark tesbit edememiştir. Hale ve Garrigus tarafından radyoaktif kükürtle yapılan deneylerde sulfat kükürdünden Cystin teşekkülü için kükürt tozuna nazaran daha iyi faydalanıldığı bildirilmektedir. Maqsooq, Haer ve Labban tarafından 10. koyunda' yapılan deneylere göre Thyroid hormonu Thyroxin'in yapağı gelişme-sinde müsbet birtesir gösterdiği açıklanmaktadır. Labban, 10 koyuna günde belli mikta.rlarda Throxin vermek suretiyle kirli yapağı mikta-rının 2,864 kilogramdan 3.836 kilogr.ama yükseldiğini bildirmiştir. Ferguson'a göre 4 mg Hipoüz önlobu ekstraktı enjeksiyonu ile yapağı .gelişmesinin kontrol hayvanlarına nazaran % 17 yükseldiği bildiril-mektedir. Ancak bu hususta kesin bir karara varabilmek için yapılan deneylerin henüz. çok mahdutsayıda' olduğu açıklanmaktadır.

Sabri DİLMEN (Ankara).

RICHTER, K; OSLAGE, H. J.: ~hrhtelif .besleme şaTtIan alhnda bulunan süt inek-lerinde mine-a.l madde ihtiyaçtaorının karşılanması üzerinde araştırmalar. Dntersııdıun .. gen über Mineral. soffversogrung mn Milehkii1len unter verschiedenen Füttcrungs--bedingungen. 1. Mitteilung. Zikhtuııgskunde 28, 148-68, 1956.

Yazariar tarafından Kuzey-Batı Almanya'nın 7 işletmesinden .temin

(4)

ÖZETLER

,edilen yemler üzerinde uzun. yıllar anaUtik araştırmalarla (233 y .nümu"nesi)mineral madde miktarları tesbit edilmi<;;ve bu yemlerin .

letmelerdeki süt ineklerinin mineral madde ihtiyacını karşılayıp k şılayamadığı tesbit edilmeye çalışılmıştır. Bu araştırmada Ca, Mg, K, Na,

cl

ve bir kısım yemlerde de Fe, Cu, Mn ve Co gibi tras eleımen .ler üzerinde durulmuştur. Yazarlar tarafından araştırırna metodla

açıklanmakta ve hayvanlarda Ca, P, Na ve CLihtiyaçları gram olar ,:şu şekilde bildirilmektedir:

Ca P Na Cl Kuruda kalma 35 - 40 30 15 30 10 kg süt 55- 60 35

1't -

35 15 kg süt 70 - 75 40 -- 45 20 44 20 kg süt 85 - 90 50 - 55 24 50 25 kg süt 95 - 100 60---'65 25 - 30 55 30 kg süt 110-- 120 70 35 70

Kalsiyum ihtiyacı için bildirilen miktarlar .rasiyonlarda oksalik asi miktarı yükseldikçe (Pancar yaprağı ile besleme döneminde) arttırılı Magnezyum ihtiyacı 30 gram olarak bildirilmektedü'. Tras elementle den ihtiyaç olarak 250 mg demir, 65 mg bakır, 15-30mg manganez v 11 mg kcbalt tesbit edilmi,ştir.

DAVIS, 'BERNARD D. :. Amiıno a'Sid biyosentezinde ara'ba'samaklar. lntennemates i

Amiıw acid bidsynthesis. Advances Enzymology 16, 247.312, 1955.

Yazar tarafından Glutamin asid, Glutıiımin asid köklü (Glutamin, Pro lin, Oxyprolin, Arginin), 4-C.-köklü (Asparajin, Threonin, Methionin kısa zincirli amino asidler (Alanin, Serin, Glycin, Cystin), Isoleucin Valin, Leucin, Aromatik amino asidler (Tyrosin, Phenylalanin, Tryp

tophan). Lysin ve Histidin gibi türlü amino asidIerin biyosentez yol larını aydınlatan görüşler (1954 yılma kadar) üzerinde durulmuştur Konu ile ilgililerin, orijinalinden okumaları tavsiye olunur.

Sabri DİLMEN (Ankara

DRANION, H.D., HILL, D.C., jUKES, H. G.: Civcivlenle antfuiyoti.k 'yodirmenin .barsak ikanalına tesiri. Effeet of feeding on the inteldinal tract of the ehiek. Poultry Sci 35; 716.23, 1956.

Antibiotikli rasiyonlarla beslenen civcivlerdebarsakların ağırlığı kontrol hayvanlarına nazaran daha düşük olduğu bildirilmektedir. Bu ağırlığın düşmesi ya barsakların kısalmasından veya barsakl,arda yağ ve su miktarlarının azalmasından ileri geldiği hakkındaki görüşler te-'60

(5)

DİLMEN

d edilememiştir. Buna mukabil civcivlerde oniki parmak barsaktan. pılan kesitlerin mikroskopik muayenesinde kontrol hayvanlarına na-ran barsakların çaplan daha' küçük, Tunica propria tabakası daha ce ve Villis'lerin daha kısa olduğu tesbit ediLmiştir.

Sabri DİLMEN (Ankara).

MEISTER, ALTON: Tıransamiaıasiyon. Transamination. Advances Enzyrrwlngy 16,.

185.246. 1955' .

azar 1954 yılına kadar transaminasiyon reaksiyonlan (alfa-ketoglutar idi, Glutarmin, Amino mono kar,bon asidIeriyle amino kökleri, alde-idIer, D-amino asidler ve transaminazlar ile bunların reaksiyonları),

transaminasiyon mekan~:mıası (Schiff bazlarının teşekkülti, Vita-in Br, ve bunun analogları, Pyridoksal fosfatlar, PyrtdoksamVita-in fos-tlar) üzerindedurmaktadı'r. Aynca her bir amino Midin metaboliz.-asında Trans8Jminasiyon üzerindeki son görüşlere temas edilmekte-ir. 261 Literatüre dayanılarak hazıdanaıl bu yazıyı ilgililerin oLiji-alinden okumaları tavstye olunur.

Sabri DİLMEN (Ankara)'

m, wAıR,ltE}N D., UNDERKOFLER, LELAND, A.: Rumen mikroorgamnn:ılan

, yaTdım! ile hazım, sellülQzun y~kıIma iioriinleııi ve seHü10zu.parçalayan fermentıer.

Digestion by rummı microorganimıs, hydrolytic produets of eeUulose and eeuıılytic

enzymes. J.Agrieultural and Food Chem. 2, 239.45, 1954.

azarlar tarafından «Suni rumen» yardımı ile sellülozl1n hazmı, bil-assa sellüloz hazmından meydana gelen karbon hidratlarla sellülozu arçalayan fermentlerin karakteri üzerinde durulmuştur. Karbon hid-at ara prodüktIerini identifiye edebilmek için muhteiif organik ve.

"

organik bileşimlerin redüktleyici şeker basamağında sellüloz ferman-asiyonunu önleme güçleri kontrol edilmiştir. Tulol, Thymol ve Sodyum uorid'in sellüloz. fermantasiyonunu önlemek çok iy~ sonuç verdikleri örülmüştür. 16saat devam eden hazım esnasında birer saat aralıklar-a nümune aralıklar-alınaralıklar-araralıklar-ak karalıklar-ağıt kromaralıklar-atograralıklar-afisi ile teşekkül eden k6.rbon

idrat ara ürünleri araştırılmıştır. Mikroorganizmaların yardımı ile ellilloz yıkılmasından meydana gelen başlı~a ara prodükt glikozdur. ncak ilk 6 saat içinde sellobiyoz izlerine de raslanmıştır. İz halde aslanan Ksiloz'un preparatların hazırlanması esnasında Ksilan'ın ka-ışmasından ileri geldiğikabul edilmektedir. Rumen mikroorganizma-arının sellillozu parçalayan fermentleri rumensıvısında serb.est

halde-ulunmaz. Bilakis bunlann bakteri hücrelerine bağlı olarak bulundu-tahmin edilmektedir. çünkü santrifuj edilen rumen' sıvıları ın hazım üzerine çok az bir tesiri oldUğu ve ~erkefeld süzgeçi ile ta-61

(6)

ÖZETLER

mamen mikropsuz hale getirilen bu sıvıların ise hazım üzerine hi bir tesir göstermediği bildirilmektedir. Mdlwain metoduna g5re ( Gen, Microbiology2, 288, 1948) mikroorganimıa ferment ekstraksiy nu, sellülozu tamamen parçalamaktadır. Bu feııment ekstraktım maksimal aktivitesiancak 40° de mümkündür. Oda ısısında bekletm ile bu ekstraktm fer:ment faaliyeti % 31 nisbetinde bi.r azalma göst

tir.

Sabri DİLMEN (Anka

ANONJitM : KuzuIarda kobalt eksikliği. Cobalt deficiency in lambs. Nutrition Rev' 10. 177 - 178. 11952

Kobalt'in beslenmede vital bir madde olduğu daha 1935 yılında Avu tralya araştırıcıları tarafından tesbit edilmiş1;ir.Hayvanlarda Kobalt' in kantitatif ihtiyaç miktarları kesin olarak tesbit edilememiştir. An cak bildi.rişlere göre yemlerin her kilogramında Kobalt miktarı 0.1 mi ligramdan daha az olursa Kobalt eksikliğinden ileri gelen bozuklukla görülür. Günde 0,1 miligram Kobalt, sığır ve koyunlarda Kobaıt eksik 1iğinden ileri gelen bozuklukların tedavisi için terapötik bir doz oldu ğu kabu1 edilmektedir. Edinburgh'ta J. Stewart (Brit. J. Nutrition 5 320, 1951) tarafından Eksperimentel olarak Kobaıt eksikliği meydan

getirilmiştir. Bu deneme ile sığır ve koyunlarda «Pining» veya IIMa rasmus nolarakbilinen hastalığın gerçekten Kobalt. eksikl,iğinden il li gelip gelm~iği araştınlmıştır. Denemede 1100 g mısır, 250 g ku ot ve kırılmış kireç. taşı, buharlanmış kemik unu ile kaya tuzund ibaret 60 g mineral madde karmasını hdvi bir rasiyon kullanılmıştır Kuru ot. Kobaıt eksikliği bulunan bir topraktan elde edilmiştir. B rasivonlarla deneme hayvanlarının gündealdıkları Kobaıt miktarı 0,0687 miligram bulunduğu spektrogTafik olarak tesbit edilmiştir. Ay ni rasyon gebe koyunlara da yedirilmiştir. Koyunların bir kısmın haftada Kobalt Klolidi halinde 10 miligram Kobalt verilmiştir. Bu

tün kuzular doğumdan 10 hafta sonra sütten kesilmiştir. Bu durum go!'e kontml koyunlarına deneme süresince haftada 10 miligram Ko balt verilmiştir. Rasiyonlarında ek olarak Kobalt almayan koyunlar dan doğan kuzulara sütten kesildikten sonra Kobaıt bakımından fa~ kir deneme rasiyanları yedililmiştir. Bu kuzular 16 haftalık olunc~ yukarıda bildirilen rasiyonu arttı-rmadan tamamen yemişlerdir. B~ araştırmada 10 kontrol kuzusu ve 10 ba şta deneme kuzusuku1lamI-mıştır. Ek olarak Kobalt verilen koyunlardan doğan kuzular tahmi-j -nen kırk hafta dçinde normal ağırlığa ulaşmışlardır. Diğer grup yani . Kobalt bakımından fakir rasiyonlarla beslenen koyunlardan doğan kuzular ise 10 - 14 hafta içinde ancak 20 kg canlı ağırlığ'a

(7)

DiLMEN

,

erdi!. Bu süreden sonra kuzular artık bi-r artış göstermemişler ve bu rada zayıflamaya başlamışlaraır. Denemeye devam edildikçe Kobalt ksikliğinin tipik semptoıiııarı olan ileri derecede bir zayıflık ve anemi üşahede edilmiştir. Kuzulara haftada 10 miligram Kobalt .verilir ve-rilmez hayvanların çoğu düzelmeye başlaimıştır.

SabTi DiLMEN (Ankara)

ENGEI.MA:NN, C.: Moskova oivannda Tomilino'da cTa,'vuk fabrikası. hillmda..

Über «die Gejlügeljabrik» in Tamilina bei MasIalU. Deutsche Gejlügelztg. 5, 457-458,

1956

oskova ,civarında Tomilino'da 1934 yılındanberi işletmeye açılan ka-natlı hayvan fabrikasının. hayvan ımevcudu 492000 i bulmuş olup ou-nun 150000 i yaşlı tavuklardan ve 342000 i civcivIerden ibarettir. Bu 'şletmede «Rus beyaz tavuğu» denilen ırk yetiştirilmektedir. İşletme-nin tavuk mevcudu sürekli olarak 26000 pedirgrili damızlık tavuk ile tamamlanmaktadır. Tahminen 100000 yumurtlayan taVUk batarya sistemine gÖTebakılmakta ve bir kÜimese20 000 hayvan alınarak 4 ba-kıcı ile idare edilmektedir. Yumurta tavuklarından bir yıl istifade edilmekte, bundan sonra hayvanlar kesilmektedir. Kırk iki bin yu-murta kapasiteli 8 kuluçka makinesinde (Modeli Rekord 39) kuluçka faaliyeti araııksız olarak devaım etmektedir. 1956 yılında 2 milyon cıv-civ çıkarılmış ve bunun % 50 si işletmede bırakılarak gerisi Rus köy-İerine dağıtıl'IIUŞtır.Civcivler önce bataryalarda büyilltülmelFtedir. Da-mızJık ve yumurta hayvanları 8 hafta sonra tabii bakıma geçirilmekte-dir. Horozlar ise kesilmek üzere besiye alınmaktadır. Hayvanlarda ke-sim ağırlığı 1,25 kilogramdır. Kes1m makine ile yapılmaktadır. Yu-murtadan civciv çıkıma nisbeti % 85 ve yetiştirme zayiatı ise % 5 tir. Koruyucu aşılar sayesinde 1934 yılındanberi işletmede herhangi bir salgın hastalık görüLmemiştir.Yumurta veriminin bataryalarda tavuk başına yılda 219 ve serbest bakırnda ise 180 olduğu bildirilmektedir.

SabTi DiLMEN (Ankara)

HAFJFF'~R, F.: Muhtelif ırMardan a'şıma ayrılan 'boğalann beslenmes.i hakkında.

Erfahrungen über die Fütterung van Besamungsbullen verschiedeneT Ras.wıı. Fort. pflanzung, Zuchthygiene und 1!austierbesamung 6, 42.44, 1956

Yazar tarafından boğa ve dişilerde döl verme bakımındım besleme problemleri olarak bilhassa Götze'nİn bu alandaki bildirişleri üzerinde durulmaktadır. iMüellif her ırkın muftelif yemIerne şartlarına karşı göslterdiği ,reaksiyonları açıklamaktadır. Rlheinland-Pf.alz Neurnühle, suni tohumlama merkez istasyonunda 15 buzağı üzerinde çalışılmış-tır. Yazıda deneme tekniği hakkında bilgi verilmekte ve bilhassa hay-63

(8)

ÖZETLER

..

vanlara verilen rasiyonların yapısı açıklanmaktadır. Rasiyonlardaki Protein - Nişasta değeri oranı kontrol edilımiştir :

Genç boğalar: Yaşlı boğalar: 1: 6,4 1: 7,0 1: 3,6 1: 4,3 1: 4,0 1: 5,4 1 :4,7 1: 5,7 Bu kontrol yüksek bölge sığır ırklanndan 4 boğa~ın yüsek

miktar-dakiproteinlere -karşı negatif bir reaksiyon gösterdikleri ve bunların yüksek miktardaki proteinlere gereği gibi dayanamadıklan tesbit edil-miştir. Dört- deneme peryodunun her bi~nde sperma muayeneleri ya-pılarak görülen bütün değişiklikler bildiriLmektedir. Spermanın IIıik-tan, hareketi, yoğunluğu ve dayanıklığı ayrı ayrı tesbit edilmiştir. Protein/Nişasta değerinin daraltılmasında Sperma yoğUnluğu arttığı (Sıra iile: Dağ ı,rkı alaca, ova ırkı alaca ve s'iyah alaca) görülmüştür. Tek renkli sarı ırk boğalar kısa bir Z8JIllansonra spermalannda yoğun-luğun artmasında hareket, dayanıklık ve tohumlama güçlerinde bir ge-rileme göstermişlerdir. Rasiyonda Protein/Nişasta değeri oranı geniş-, letilmek suretiyle spermanlal'ın normal duruma geçtiği. görülmüştür.

Yazara göre ırklar arasında belli bir. Pro-tein/Nisasta değeni oranı

bu-lunmaktadır. Sabri DİLMEN (Ankara)

ANONİM: Proteinlerin :biyoloj.iıkdeğe11İnin tayininde ,kısa biır metod. Short method af determining biologic value of proteins Nutrition Reviews 14, 215-216, 1956

Bu konu ile ilgililerin, orjinalinden okumaları tasv.iye olunur.

Sabri DİLMEN (Ankara)

ANoNİM : Hayvani orga.nizmaoJarda CO" yi assimile edebilmektedirler. Auch tierische Organismen können CO2 assimiliereıı. Ch em. Engng. New 34, 2110, 1956 (Alınm~.

tır): Chemie für Labor und Betrieb No. 1. 31. 1957

Bugüne kadar karbon dioksidi yalnızbitkilerin bağlayıp vücut mad-delerine çevirebildikleri kabul edilmekteydi. Yeni araştırmalarla, mah-• dut olmasına rağmen, hayvanların da ayni reaksiyoniarı gösterebildik-leri tesbit edilmiştir. CO2, böbrek ve karaciğerde iki ferment yardımı

ile bağlanmaktadır. JlOOC-CllrC'HOH-aJOH ((n) , H C-C-COO}{~ca

J".

ı O . •• , ~ . (I) HOOC-CHrC-COOH

cm)

ii

o.

64

(9)

Sabri DİLMEN (Ankara)

DİLMEN

irinci ferment Ca)pürüvik asid ve CO~ den (I) elma asidi (II) sentez-ernekte ve ikinci ferment (b) ise pürüvik asid ve CO~i oksalik sirke asi-dine (III) bağlamaktadır. Her iki sistem oksalik sirke asidi üzerinden arabasamak olarak birbirlerinden reverzibI ve ,reverzibI olmayan reak-siyonlarla aynlırlar. Elma asidi ve oksalik sirke asidi, metabolizma sik-lusunun arahalkaları olup CO~ bunların sentezine katılmaktadır. Bu ba-kımdan CO2 in orga1l!iZJmadafizyolojik bir önemi bulunduğu kabul

edilmektedir.

Sabri DİLMEN (Aııkara)

ANON!M: Rwninaııdarda aıüibiyotiklerm tesİrle:r.i. F.ffects of antibiQtics iıı the ru-minants. Nutritimı Reviews 14, 241 - 242, 1956

Son araştırmalarİn neticelerini bir araya toplayan bu yazıyı ilgililerin .orijinalinden okuırnaları tavsiye olunur ..

HARNES'S. R.H. : Yağın beslenmedeki tesirleri bakımından 'yeni gelişmeler. A. review

of S011W receııt developmellts in fat ııutrition. Proceedings of the 1956 Cornell

Nuı-rition. Conference for feed manufactu'Teres 5-15, 1956

Rasiyonlarda yağın yüksek kalori değerinden başka organizmada bazı öne.ı.'111İfonksiyonlara da sahip bulunduğu 30 yıldanberi bilinen bir gerçektir .. Ekzojen özellikte yağ asidIerinin beslenmedeki önemine' ilk defa BuTr ve Burr tarafından işaret edildikten sonra araştırmaların mihrak noktasını bilhassa bu problem teşkil e1ımiştir. Yağların

orga-nizmadaki .tesirleri bilhassa şöylece özetlenebilir: Beslenmede ya6n özellikleri Endoj en yağ asidleri!lin tesiri

Rasiyonlarda lezzeti sağlar :Böylece gıda istihlakini arttıTmak sure-tiyle gelişmeyi pızlandınl.

Spesifik-dinamik tesiri düşü- Vücut lsıSıll1n dışarı saçılması önlenmek

TÜr' :suretiyle gelişme hızlamr.

Nitrojen tasarruf ettImr

Acüaşma tesiri

Kan kolesterinine tesiri

:Bazal metabolizma nitrojen boşaltımı azalır.

:Bazı besin maddeleri yıkılarak özel tok-sık tesi,rler meydana gelir.

,

:Kan~~aki kolesterin miktarının yükseldi. ği kabul edilmektedir.

(10)

ÖZETLER

Ekzojen yağ asidIerinin tesiri

Ekzojen yağ .asidle~inin eksik- Klasik müşahedelere göre deri lezyonla. liğinde :rı, gelişmede duraklama döl verme VE

böıbrek bozuJklukları.

Lipotrop tesirler :Karadğeri yağlanmadan korur.

Kapilar yırtılmaları önler, kan ve karaciğer kolesterinleri üzerine azal-tıcı bir tesir gösterir. Sabri DİLMEN (Ankara)

ANONİM : Beslenme ve bakteriyel emeksiyoo. Nutrition and bocterial infecJion.

Nut-rition Reviews 15. 47-48. 1'957

Beslenme ile infeksiöz ajanlara karşı dayanıklık arasındaki münase-bet üzerinde geniş ölçüde yayınlar yapılmaktadır. Bugünkü araştırma-larla bir :kısım B - vitaminIerinin bilhassa Pyridoksin, Pantaten asid ve Folik asidin organizmıada antİkor sentezinde önemli bir rol oyna-dığı belirtilmiştir (Nutrition Reviews 10 353, 1952).Protein eksi;kliğin-de antikor teşekkülü durur (Ibid 3, 86, 1945 ve 6,234, 1948). İlk çalış-malarda pantaten asidi. eksikliği çeken genç sıçanların Corynebacteri-um (Soy 197) enfeksiyonuna yakalandıkları görülmüştür (Zucker and Zucker, Proc. Sac. Expt. BioL.Med. 85, 517, 1954).Enfekte sıçanlardan izole edilen Corynebacterium, pantaten asid eksikliği çeke~ diğer sı~ çanlara inoküle edildiği zaman hastalık aynen meydana gelctiği hal-de tam hal-değerli rasiyonlarla, 'tabii veya sentetik .rasiyonlar, beslenen sıçanların ayni şartlar altında enfeksiyona yakalanınaları miiImkün olamamıştır (Ibid, 85, 521, 1954).Son araştırmalar da 18 kısım vitamin-siz kazein, 0,2 kısım ¥-Cystin, 3,7 kısım tuz karması, içerisinde Vita-min A ve E buıunan 5 kısım pamuk tohumu yağı, 1 kısım VitaVita-min B ve K ihtiva eden tamamlaYloCıbir prepara t, 0,05 kısLm (antiokisdan olarak) DL-Cystin ve 100 ü tamaımlayacak miktar Glikozdan ibaret bir rasiyon kullanılmıştır. Enfeksiyon kaynağı Corynebacterium kutcheri'-inin ana kültürü olup bündan 24 saatta 0.15 cc. periton içi

verilmiş-tir. Araştırmalarda inokülasiyon çalışmalariyle birlikte spontan en-feksiyon üzerinde de durulmuştur. Denemelerde inoküleedilmeyen hayvanlarla Corynebacterium inoküle edilmiş sıçanlar bir kafeste tu-tul.muştur. Corynebacteriu'ffi spontan enfeksiyonları sıçanlarda olduk-ça yaygın bulunup bilhassa Pantaten asidieksikliği çeken hayvanla.r-da hayvanla.r-daha sık görülür. Diğer taraftan tam değerli rasiyonlarla beslenen sıçanların tabii enfeksiyonlara yakalanınadıkları gibi inokülasiyonla-ra karşı da dayanıklık gösterdikleri tesbit edilmiştir.

,

Sabri DİLMEN (Ankara)

66

(11)

Sabri DİLMEN (Ankara)

Sabri DİLl1EN (Ankara)

DİLMEN

NEUHAUS, ULRICH: Koyun~arın lreslenmesinde antilbiyotiklerden alınan sonuçlU'.

Bisherige Ergebnisse über die Verwendung von Antibiotika in der Füttenmg der Sehafe. Soodısch. ~chaefereizt{!. 45, 194-195, 19.',5

azar tarafından antibiyotiklerin domuz v~ tavuk beslenmesindeki lveri.<;;lisonuçlarına i.<;;aretedilmekte ve bu arada buzağılarda da ge-. meyi hızlandlrıcı tesirlerige-. açıklanmaktadırge-. Antibiyotiklerin bu hay-anlardaki tesiri üzerinde bilhassa Amerikan literatüründe geniş araş-ırmalar bulunmaktadır. 1950 yılında Colby ve çalışma arkadaşları arafından besi kuzularında antibiyotikIerin tesiri üzerinde ilk araş-ırma yapılmıştır. Bundan sonra süt emen kuzularla gelişmiş koyun. arda antibiyotiklerin tesiri denenmiştir. Antibiyotiklerin domuz, ta-vuk ve buzağılardaki tesirlerinin aksine olarak koyunlarda beklenilen etice alınamamıştır. Bilhassa Aureomyein ile yapılan çalışmalarla oyunlarda gerek canlı ağırlık ve gerekse yem istihlaki artışı tesbit edilememiştir.

PHILLIPıS, PAUL H. and CONSTAıNT, MARGUERITE A.: Beslenme. Nutrition. Annual Review of Biochem. 23, 319-344, 1954

Yazarlar tarafından 1953 yılında beslenme alanında yapılan araştır-malar üzerinde duru1makta bilhassa hayvan. besleme alanındaki araş-tırmalar ön planda incelenmektedir. Karbon hidratlar, proteinler (pro-tein özelliğinde olmayan nitrojenU bileşimler dahil), yağlar ile antibi-yotikler üzerinde etraflı yeni bilgiler verilmektedir. Antibiantibi-yotiklerle çeşitli ergonl~nn döl verme ve verim üzerindeki tesirler açıklanmakta-dır.

OBIUNEGAR, M. J. :Hayvan heslenmcsi:n<lehazı terimlerin pratik bakımdan açıklan. ması. Practical e:rplanation of IKJme teTm8 in Animaı Nutrition. ErteMon. service Uni. versity of Nebraska CoUege of Agricıdture and U.S. Department of Agricıdture. E.C.

252, 11 sayfa, 1951

11 sayfıı:dan ibaret olan bu küçük bültende hayvan beslenmesi bakı-mından önemli bazı terimler ve kavrarolaT açıklanmaktadır. Bilhassa ~F, Vitamin BI2 Vitamin BI2 kaynakları, Antibiyotikler, domuz ra

siyonlarında Antibiyotiklerin değeri, AntibiyotikU ve VitamİJ' "312 li

yemler, Amino asidIer, Üre, Üre kaynakları, Hayvan beslenmesinde protein yerine Üre kullanılması, Ürenin ruminahtlar tarafından de-ğerlendirilmesi gibi bazı önemli terim ve kavramlar pratik olarak ay-dınla tılmaktadır.

(12)

ÖZETLER

KON, S.K.: Vitamin Bı? ile ilgili diğe.r fa,ktörler. Other fadors related to vitami BJ• Biochem, Journal 59, XXVII. 1955

Hayvani dokularda bulunan bütün Vitamin Bı2 yi, sentezleyen

mikro-organizmaların daha başka maddeleri de (Rumen ve barsaklarda) sen-tezledikleri tesbit edilmiştir. Bu maddelerde bulunan Nuk1eotid kom-ponentleri, Dimetilbenziminol yerine bir pürin ihtiva ederler. Anca bu faktörler yüksek basamak hayvanlar için inaktif ol~uğu halde Vi-tamin Bı2 ye muhtaç mikroorganizmalarda aktHtirler. Hayvanı

doku-larda çeşitli Vitamin Bı2 ye benzeyen faktörler tesbit edilırnemişse de bunun daha çok rezorpsiyon mekanizmasındaki selektif tesirden ileri geldiği tahmin edilmektedir.

Sabri DİLMEN (Ankara)

BLAXTER, K. L. and ROOK, A.F.: Magneziyum eksİ.kli~ine yalcalanmış huzağriarda eneryi ve karbon hinrat meta.bliizması. Energy and Carbolıydrate metaholism in mag, nesiumde{kient col,,'es. Brit. Journal of Nutrition 9, 121-13.1, 1955

Organizmada magneziyum yetersizliği ile karbon hidrat metabolizma-sı arametabolizma-sındaki münasebetleri deneyselolarak aydınlatan bu araştırma-yı ilgililerin orijinalinden okumalan tavsiye olunur.

Sabri DİLMEN (Ankara)

,

BAER, ERICH: Fosfart:i<!lerİnkimyası. ChernistnJ of the phosphatides. Annu. Review of Biochem. 24, 135-156, 1955

Yazar tarafından fosfatidIeTİn kromatografik metodlara, elektrolik da-ğılma prensiplerine göre ayrılması açıklanmakta ve fosfatidIerin ka-ğıt kromatografisi He identifiye essasları üzerinde durulmaktadır. Fos-for, Cholin, Gliserİn, Nitrojenli bazlar, poligliserin fosfatidIer, Inosit fosfatidIer, Cerebrosid'lerin analitik metodları aydınlatılmaktadır. 1954 yılına kadar yayınlanan literatür işlenırnektedir.

Sabri DhMEN (AııkMa;

HIOFLUND, S., AJNDERSSON, .P. gROBERC, C., HAESSLER, L.. NIıELSEN, N.:

Aktif TUmen florası yardımı ile ant,ibiyotik teşekküW. Producera.y antibintika av den aktinı vam.floran, Nord. Veterinaermed. 9, 257-273, 1957 (Alınmıştır): Land. wirtsc;haftliche Zeııtrolblatt Abteilung; TierzlIcht, Tier - erıın~hruIJ.g 2, 785 786, 19.',7

Yazarların belirttiı'!;ine göre sığır ve koyunların fena içme suları, bo-zuk yemlerden (iyi yapılmamış silo yemleri, bozuk kuru ot, ,küflü dane yemler) ~eri gelen hazım bozuklukları ve entoksikasiyoI). hastalıklan-na karşı dayanıklıkları değişik bir durum göstermektedir. Yazarlar tarafından normal rumen florası yardıJillı ile sentezlenen antibiyotik-ler, bu bozuklukları muhtelif ölçüde azaltmakta bulunduğu görüşü-nü teyid maksadiyle deneysel. bir araştırma yapılmıştır, Normal rU-68

(13)

DİLMEN

men florası buıunan hayvanlarda mmen fistülü açılmak suretiyle rumene koli bakterileri ve Clostridium Welchii inOküle ediimiştir. Bu muameleden sonra rumende her hangi bir değişiklik tesbit edileme-miştir. Sareina luta ve Laetobacil1us bulgaricus test organizmalan ve 'standard antibiyotik olarak ta Penicillin kullanılmıştır. Normal rum en muhteviyatından saf olarak üretilen Pseudomanas aeruginosa, Bac. subtilis ve tamamiyle identifiye edilemeyen bir bakteri, antibiyotik sentezleyen mikroorgani~ma olarak tesbit edilmiştir. Koyunların ru-menindeki antibiyotik muhteviyatına ç~itli yemlerne (kaba yem, kuvvetli yemlerce zengin) her hangi bir tesk .gösteremeımişti'r. Rumen bakterilerinin potasyumkıorat ve Califormium ile öldürülmesinde an-tibiyotik sentezi durdurulamamıştır. Rumende hazım bozuklukların-da antibiyotik tesbit edilememiştir. Sabri DİLMEN (Ankaı'a)

LOG;T.A., NELSON,'A. B. anıQ.Mac'VJ.CA;R; ,ROBERT.: Kuzu rasiyonüıida,'-üğütme ve presin lia.imolma derocesioo tesiri. Effect of grinding and peUeting upon dig~sti. bilit" of a .,ation btJ 1mnhs. JoU'l'flQlof Animal Sci. 14, 947.950, 1955.

Dörder hayvandan ibaret 3 gruba ayrılan 12 genç toklu, % 30 kuru ot, % 20 kuru yonca, % 34 misı!, % 8 pamuk tohumu küspesi unu, %8 melastan ibaret bir Tasiyonla denemeye alınmıştır. Bu 'yernler 1. gruba. tabii şekilde, ikinci gruba üğütm'{IlUŞ olarak ve 3. gruba da pres (peJlet) halinde yedirilmiştir. 1. ve 3. gruplarda her bir besin maddesinin haz-molma derecesi hemen hemen birbirlerinin ayni olduğu halde

rasiyo-nulun halinde bulunan 2. grupta yağ hariç diğeı: bütün besin

madde-lerinde hazmolma nisbetinin önemli derecede düştüğü tesbit edilmiş-tir. Yazıda bir cedvel ve yedi literatür buıunmaktadır.

SBbri DİLMEN (Ankara)

ANFlNSEN,CHlUSTLA~. '8., aırd KIELL'EY, W. WAYNE: BiyolojPl< oksidasyordar.

Biological ox"dations. Amıu. Review of Bi{)chem. 23, 17.54, 1954'

.• l

1953 yılına kadar biyoi'6jik Öksldasiyonıar üzerinde yayınlanan litera-türe dayanılarak hazırlanan bu yazıda şu kısımlara 'yer verilmiştir: 1) Hidrgenazlar ve karınca asidi dehidrogenazaIn, 2) Pirimi,din muk

eo-tid'ler, 3) Aldehiddehidrogenazlar, 4) Fosfogliserin aldehiddehidroge-nazlar, 5) Yağ asidi oksidasiyonu, 6) Pürüvik asid oksidazlan ve alfa-ketoglutar asid oksidazları, 7) Flavin fermenneri ile elektronların ta-şınması, 8) .Katalaz ve peroksidazlarla katalizlenen Redoks reaksiyon-lan, 9) Cytochrom üzerine elektronlann nakli, 10) Elektronların taşın-ması ve fosfor asidi esterleşmesi (Phosphrylienıng). 205 literatür bil-gisine göre hazırlanan bu geniş etüd yazısını ilgiliıerin orijinalinden okumaları tavsiye ediliT. Sabri DİLMEN (Ankara)

(14)

ÖZETLER

ANO~: BeSlenmede molibden. Milybdenum in Nutrition. Nutritwn Revieu:s 14, 315.317, 1958

Sabri DİLMEN (Ankara)

ANoNİM: Civciv gelişmesinde Jcaıraciğer faıktörleııi. Liver foctars for ehinek growth. Nutrition Reviewıı U, 179-180. 1956

Sabri DİLMEN (Ankara)

ANoNİM: Ha'yvanbes1emnesinde miıneral maddelerin ÖDemi. Bedeutung der Mine. ıWtoffe in der Tiererrwehrung. Kraftfutter 37, 120.122, 1954

Mineral maddesiz sentetik olarak hazırlanan :rasiyonlarla beslenen hayvanların açlık çeken hayvanlardan daha çabUk ölmeleriyle mine-ral maddelerin beslenmedeki önemi kolayca açıklanabilir. Bunun için temel yeriılerde bulunan önemli bütün mineral maddelerin miktarla-nanal.iz!erle tesbit edilmelidir. Yüksek verim ve hayati fonksiyonlar karşısında mineral madde ıntiyacı yükselir. Toprak ve bitkilerde mi-neral madde iniktarı problemi üzerinde titizlikle durmalıdıx. Bilhassa y~erde yeteri kadar fosforasidinin sağlanması problemi çok önem-li sayılıınalıdır. Demir, bakır, manganez, çinko, kobalt ve moönem-libden en önemli iz maddelerdendir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Üzet: Bu çalışmada dLşkl bakısı ilc Kırıkkale yöresi koyunlarında bulunan helmint türleri ve bunların yayılışı belirlenmıştır Anıştırıııada koyunların

IV no'lu i~Jetmede ise, i ya~ından küçük sığırlarda aylara göre benzer seropozitillik oranlarınm tespiti (Tablo 3), keza söz konusu işletmede hir ya~ından büyük ve

ganglion' daki hoğumlanmanın lateral' inden çıkan ür,: kolun arteria carotis communis'in son kısmına gittiği, distal kısmın lateral'inden ayrılan bir sinirin ise kısa bir

Kedi ve küpeklerden izole edilen Ecoli suşlarından.. saptanan CNF loksini ile sorhaz

Bu araştırmada perikardiyal emzyonun en iyi saptandığı yer olarak bildirilen (8) sol vent- riki.iIün 2D ve M-mod yöntemiyle yapılan eko- kardiyografik muayenesinde perikardiyal

kullanılarak uygulanması sonucu elde edilen ortalama ROC sonuçları..39 Çizelge 4.6 Farklı benzerlik metriklerinin kesişim gen listesi kullanılarak LAST_DE parmak

A single center, prospective and randomized controlled study: Can the prophylactic use of lamuvidine prevent hepatitis B virus reactivation in hepatitis B s-antigen

The same abnormal, disease-associated profile of expression of the same six microRNAs genes, in 45 patients, from multiplex (more than one child with autism) and simplex (one