• Sonuç bulunamadı

İSTANBUL VE ANTALYA İLİNDE BULUNAN MİMARİLERİN SÜSLEMELERİNDE KULLANILAN VİTRAYLARIN İNCELENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İSTANBUL VE ANTALYA İLİNDE BULUNAN MİMARİLERİN SÜSLEMELERİNDE KULLANILAN VİTRAYLARIN İNCELENMESİ"

Copied!
338
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ DEKORATİF SANATLAR ANABİLİM DALI

İSTANBUL VE ANTALYA İLİNDE BULUNAN MİMARİLERİN SÜSLEMELERİNDE KULLANILAN

VİTRAYLARIN İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Serpil MENGÜŞ

(2)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ DEKORATİF SANATLAR ANABİLİM DALI

İSTANBUL VE ANTALYA İLİNDE BULUNAN MİMARİLERİN SÜSLEMELERİNDE KULLANILAN

VİTRAYLARIN İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Serpil MENGÜŞ

Tez Danışmanları Prof. Dr. Mediha GÜLER Yrd. Doç. Dr. İbrahim KISAÇ

(3)

i

Serpil MENGÜŞ’ e ait, “İstanbul ve Antalya ilinde bulunan mimarilerin süslemelerinde kullanılan vitrayların incelenmesi” başlıklı tez, …/…/2008 tarihinde jürimiz tarafından El Sanatları Eğitimi Bölümü, Dekoratif Ürünler Eğitimi Ana Bilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı) Prof. Dr. Mediha GÜLER: ………...

Üye (Tez Danışmanı) Yrd.Doç. Dr. İbrahim KISAÇ: ……….

Üye: ………..

Üye: ………

(4)

ii

SÜSLEMELERİNDE KULLANILAN VİTRAYLARIN İNCELENMESİ

MENGÜŞ, Serpil

Yüksek Lisans, El sanatları Ana Bilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Mediha GÜLER Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. İbrahim KISAÇ

Ocak - 2010

Araştırmanın amacı, İstanbul ve Antalya ilinde bulunan otellerde, okullarda, özel mülklerde, iş yerlerinde Pastanelerde, sinemalarda ve sanatçıların özel koleksiyonlarında bulunan vitrayların yerinde incelenerek, çeşitlerinin, yapım aşamalarının, kullanıldığı alanların, kullanıldığı tekniklerin, renk ve desen özelliklerinin ortaya konulmasıdır.

Araştırmanın içinde veri toplamak amacıyla uzman görüşleri yardımıyla bir anket düzenlenmiş ve bu anket öğrenciler, vitray sanatçıları ve eğitmenlerden oluşan toplam 50 kişiye uygulanmıştır. Araştırmanın çalışma evrenini 2008–2009 yılında İstanbul ve Antalya ilinde seçilen vitray yapan atölyeler, yüksek okullar ve üretilen 100 ürün çeşidi oluşturmuştur. Araştırma sonuçlarının analiz ve yorumlanmasında frekans ve yüzde dağılımları dikkate alınmıştır.

Vitray sanatı ile ilgilenen kişilerin çoğunlukla ön lisans düzeyinde olduğu, vitray sanatını yüksek öğretim kurumlarından öğrendikleri ve en çok iç dekorasyon alanında uyguladıkları belirlenmiştir. Vitraylarda bitkisel desenlerin ön planda olduğu, en çok kullanılan tekniğin Tiffany tekniği olduğu belirlenmiştir.

(5)

iii

ait olan atölyelerde tasarlanıp yapıldığı belirlenmiştir.

Araştırma bulgularına dayalı olarak; vitray üreten ve satış yapan atölyelerde karşılaşılan güçlüklerde kalifiye eleman azlığı, buralarda kullanılan araç ve gerecin teknolojinin gerisinde kaldığı, vitray sanatıyla ilgilenen kişilerin iş ve sosyal güvenliklerinin sağlanmaması sebebiyle sanata eskisi gibi rağbet olmadığı ve bu sanatı araştırıp belgelemek isteyen araştırmacıların kaynak bulmada güçlüklerle karşılaştıkları belirlenmiştir. Bu gibi sorunlara sahip özellikle üretim yapan atölyelerin sayısının oldukça azalmakta olduğu gözlemlenmiştir.

(6)

iv

MENGÜŞ, Serpil

Master Program, Hand Craft Major Field of Study Thesis Advisors: Prof. Dr. Mediha GÜLER, Thesis Advisors: Yrd. Doç. Dr. İbrahim KISAÇ

January – 2010

The aim of this study is, by analyzing the stained (leaded) glass found in hotels, schools, private properties, workshops, cinemas, pastry shops and special collections of artists in Istanbul and Antalya, to certify their kinds, construction phase, the areas they are used, the techniques used, colour and pattern features, to report and to present the adequacy of it.

In the case of this study in order to collect data, a survey was carried out with the help of some specialists and this survey was applied to a group of 50 people composed of stained glass artists and instructors. The workshops producing stained glass in Istanbul and Antalya in 2008-2009, high schools (universities / colleges) and 100 products constitute the nature of this study. Frequency and percentage distribution are taken into account while analyzing and interpreting the results of this study.

It is identified that most of the people who are interested in the art of stained glass are of undergraduate (associate degree) education and learn it in universities and apply the most of it in the area of interior decoration. It is also found out that herbal (botanical) designs are at the forefront and the most widely used technique is the technique of Tiffany. That the stained glass education given in vocational high

(7)

v Akdeniz University.

Considering the findings of the survey we can say that the art of stained glass is not as popular as it used to be because of the fact that stained glass artists face a number of difficulties in their workshops, and the number of qualified staff is inadequate, the equipment used in these workshops are far behind the technology and the labour and social security of people who are interested in the art of stained glass are not ensured. Moreover, it is specified that the researchers who investigate and certificate this art face difficulties getting funds for their studies. It is observed that the number of workshops producing with such problems is decreasing considerably.

(8)

vi

dönüştürebileceği gibi elbette camın da bir sanat nesnesi olarak kullanılmasını sağladı. Sanatın belli bir dönem sonra hızla ve çeşitlenerek ilerlemesi şüphesiz camı da etkiledi. Cam, sanatın bu güne kadar süren serüveninde belki çok etkin bir rol oynayamadı ama sanatın her türlü nesneyi kabul etmedeki sınır tanımazlığı camında bu serüven içinde saygın bir yer edinmesini sağlamıştır.

Günümüzde ise teknolojinin ilerlemesi, beğenilerin değişmesi ve farklılık anlayışı, ham maddesi cam olan vitrayın tasarımında çağdaş form ve çizgilerin hızla devreye girmesini sağlamıştır. Vitray sanatında malzemelerin farklı teknik ve yorumlarla değerlendirebilme olanaklarının gelişmesi, yeni arayışlara gidilmesini arttırmıştır. Bununla beraber vitray sanatının eğitimi yaygın eğitimin yanı sıra örgün eğitimde de verilmeye başlanmıştır. Birçok yüksek okul ve fakülte profesyonel kadrosu ve uygulama atölyeleriyle bunu kanıtlamıştır.

İstanbul ve Antalya bulunan mimari mekanların incelenmesi sonucunda elde edilen vitray resimlerinin bu araştırmada kullanılarak, vitray sanatını, bu sanatla ilgilenen kişilere görsel malzeme oluşturması açısından iyi bir fırsat yaratılmıştır.

(9)

vii

İbrahim KISAÇ’ a, araştırma boyunca her konuda destek veren sevgili aileme, araştırmanın literatür taraması, eserlerin resimlenmesi ve birçok bölümde benden yardımlarını esirgemeyen sayın hocalarım ve ustalarım İzzettin BAKİ, Mustafa ÖZDEMİR, Fatma ÖZTÜRK, Hıdır ÇETİNTAŞ, Yılmaz ÇETİNTAŞ, Çetin BAL ve sevgili yakınlarım ve ailem Cihan İÇAR, Fatma MENGÜŞ, Taner MENGÜŞLÜ’ ye ve ankete katılan tüm ustalar, öğretim elemanları ve öğrencilere saygı ve teşekkürlerimi sunarım.

(10)

viii

Jüri Üyelerinin İmza Sayfası………...……….…i

ÖZET………....ii ABSTRACT………....………iv ÖNSÖZ……….…….vi İÇİNDEKİLER……….………...……viii TABLOLAR LİSTESİ………...….….xiv ŞEKİLLER LİSTESİ……….…...…xvi BÖLÜM I GİRİŞ………...……….1 Problem……….1 Araştırmanın Amacı………..…2 Araştırmanın Önemi………..……4 Araştırmanın Sınırlılıkları……….……4 Araştırmanın Sayıltıları……….……4 Tanımlar / Terimler………...……5 BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………..7

I. . Kavramsal Çerçeve………..………...7

1.1. İstanbul’un Tarihçesi ……….……...…….7

1.2. İstanbul’un Kültür ve Sanatı………...…………...8

1.3. Antalya’nın Tarihçesi……….…..………...……….…….9

(11)

ix

2.2. El Sanatlarının Tarihçesi………..13

2.3. El Sanatlarında Kullanılan Hammaddeye Göre Sınıflandırılması……...14

3. Cam Sanatı……….……….15

3.1. Tanımı ve Tarihçesi……….…….……...15

3.2. Materyal Olarak Cam………...20

3.3. Kimyasal Bileşimlerine Göre Cam Çeşitleri………...….20

3.3.1. Soda- Lime Glas/ Soda –kireç cam………...21

3.3.2. Lead Glass/ kurşun cam………....21

3.3.3. Brosilicate Glass /Bor Silisli cam………..22

3.3.4. Aluminosilicate Glass/ alüminyum silisli cam………..22

3.3.5. Ninety-siks percent silica Glass/ %96 silis cam………...23

3.3.5. Fused silica Glass/ erimiş silis cam………...…23

3.4. Camın Kullanım Alanları ve Çeşitleri……….…24

3.4.1. Cam Boncukları………...……..24

3.4.2. Apothecary / Tıbbi cam……….………25

3.4.3. Şişeler………...……….26

3.4.4. Kristal cam……….………...27

3.4.5. Mimaride cam………...28

3.4.6. Optik alanda cam………...28

3.4.7. Katedral Camlar………....29

3.4.8. Plaka Camlar……….30

3.4.9. Opal Camlar (süt camı) ………....30

3.4.10. Emprime Camlar……….31

3.4.11. Kalın Camlar……….…..31

3.5. Vitray Sanatının Tanımı………...………32

3.6. Vitray Sanatının Tarihi………33

(12)

x

3.10.1. Geometrik Öğeler………42

3.10.2. Bitkisel Öğeler………...43

3.10.3.Hayvansal Öğeler……….44

3.10.4. Doğa görünümlerinden stilize edilen öğeler………….……..45

3.11. Uygulama Mekanları ve Bu Mekanların Doğru Seçimi……….…45

4. Vitrayda Kullanılan Araç ve Gereçler……….………..….47

4.1. Makas………..………….………...………….47 4.2. Lehim Makinesi………..…………....……….47 4.3. Bakır Folyo………..………....47 4.4. Yağ Kabı………..………48 4.5. Lehim Asidi ………...………..…48 4.6. Mikron……….……….48 4.7.Çekiç ve Penseler………...………..……….49 4.8. Lehim Çubukları……….……….49

4.9. Kalın Kağıt Bant………..…………...……….49

4.10. Elmaslar………..………..…….50

4.11. Kalem ………...……….50

4.12. Vitray Camları………..……….50

4.13. Vitray Desenleri………...….……….51

5. Vitray Teknikleri…….………...……….52

5.1. Kurşunlu Vitray Tekniği ……….52

5.1.1. Tanımı ve Tarihçesi………..………….52

5.1.2. Uygulama Aşamaları ………...………….53

5.1.3. Eskisin Hazırlanışı ve Parçalanması……….53

5.1.4. Cam kesimi………...…….54

5.1.5. Kurşun Hazırlama ve Kurşunlama………...……….55

5.1.6. Lehimleme ve Macunlama………...………….55

5.1.7. Vitrayın Monte Edilişi………..………….56

(13)

xi 5.3.1. Tanımı ve Tarihçesi………..………….58 5.3.2. Uygulama Aşamaları……….………58 5.4.Yapıştırma Vitray………..……59 5.4.1. Tanımı ve Tarihçesi………..…….59 5.4.2. Uygulama Aşaması………...……59

5.5. Kumlama ve Asitle Aşındırma Tekniği………...…….60

5.5.1. Tanım ve Tarihçesi………60

5.5.2. Uygulama Aşamaları………...………..61

5.6. Boyama Vitray……….61

5.6.1. Tanımı ve Tarihçesi……….………..61

5.6.2. Uygulama Aşamaları……….61

5.7. Füzyon Vitray Tekniği……….……62

5.7.1. Tanımı Tarihçesi………..…….62

5.7.2. Uygulama Aşaması………...………62

5.8. Tiffany Vitray Tekniği……….……64

5.8.1. Tanımı ve Tarihçesi……….……….…….64

5.8.2. Uygulama Aşamaları……….……65

5.8.2.1. Karton Üzerine Tasarımın Yapılması……….65

5.8.2.2. Desenin Parşömene Geçirilmesi……….…65

5.8.2.3. Numaralandırma İşlemi………..65 5.8.2.4. Kalıp Oluşturma……….66 5.8.2.5. Cam Kesme………66 5.8.2.6. Cam Çıtlatma………..…66 5.8.2.7. Camı Kırma………67 5.8.2.8. Camın Folyolanması………...67 5.8.2.9. Kartonun Yerleştirilmesi………67 5.8.2.10. Çıtaların Çakılması………...68 5.8.2.11. Örme İşlemi………..68 5.8.2.12. Lehimlemeye Hazırlık………..68

(14)

xii

5.8.2.16. Tiffany Vitray Örneği….……….70

II. . Türkiye’de Vitray Adına Yapılan Araştırmalar………..………..…71

BÖLÜM III YÖNTEM………73 Araştırmanın Yöntemi……….………73 Evren ve Örneklem……….……….73 Verilerin Toplanması...………...……….74 Verilerin Analizi……….…………..…………..75 BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUM………...…..76

1. Ankete Katılan Kişilerin Demografik Özelliklerine İlişkin Bilgiler…………..….76

2. Ankete Katılan Kişilerin Vitray Sanatı İle İlgilenen Kişilerin Mesleki Özelikleri………...…………78

3. Ankete Katılan Kişilerin Vitray Üretiminde Kullandıkları Araç-Gereçleri Nasıl Temin Ettiklerine İlişkin Bilgiler………..…80

4. Ankete Katılan Kişilerin en çok kullandıkları motif, teknik, renklere ve üretim yerlerine İlişkin Bilgileri……….……….….82

5. Ankete Katılan Kişilerin Vitray Sanatının Eski Değerine, Meslek Liselerinde ve Yüksek Öğrenim Kurumlarında Verilen Eğitimlerin Yeterliliğine İlişkin Bilgileri………...…………..87

6. Ankete Katılan Vitray Sanatçılarının İş ve Sosyal Güvenliklerine ve En Çok Yaşadıkları Kazalara İlişkin Bilgileri………...………89

7. Ankete Katılan Vitray Sanatçılarının Ürettikleri Vitrayların Kullanım Alanlarına İlişkin Bilgileri………..91

(15)

xiii

Alan Vitrayların Ürün Türü, Kullanılan Renkler, Motif Ve Teknik Açılardan

Özelliklerine İlişkin Bilgileri………..……..94

BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERİLER………..……100 Sonuç………....…...100 Öneriler……….….……103 KAYNAKÇA………104 EKLER………..………110

EK-1 ANKET SORULARI……….….…….…111

(16)

xiv

Tablo 1: Kişilerin Cinsiyet Durumunu Gösteren Dağılım………..76

Tablo 2: Kişilerin Yaş Durumunu Gösteren Dağılım……….77

Tablo 3: Kişilerin Öğrenim Durumunu Gösteren Dağılım………...………….77

Tablo 4: Kişilerin Medeni Durumunu Gösteren Dağılım………...…………78

Tablo 5: Kişilerin Vitray Sanatını Kimden Öğrendiklerini Gösteren Dağılım……...78

Tablo 6: Kişilerin Vitray Sanatını Kaç Yıldır Yaptıklarını Gösteren Dağılım…..….79

Tablo 7: Kişilerin Uğraştıkları Diğer Sanatları Gösteren Dağılım...………..80

Tablo 8: Kişilerin Araç-Gereçleri Kolay Bulup Bulamadıklarını Gösteren Dağılım……….….81

Tablo 9: Kişilerin Araç-Gereçleri Nerelerden Temin Ettiklerini Gösteren Dağılım………81

Tablo 10: Sanatçıların En Çok Kullandıkları Motifleri Gösteren Dağılım……...….82

Tablo 11: Vitray Sanatçılarının Hangi Teknikleri Daha Çok Kullandıklarını Gösteren Dağılım……….. 83

Tablo 12: Vitray Yaptırmak İsteyen Kişilerin Mimari Mekanlarda En Çok Tercih Ettikleri Teknikleri Gösteren Dağılım …….………..…84

Tablo 13: Kişilerin Hangi Renkleri Daha Çok Tekrar Ettiğini Gösteren Dağılım………...…………..……...85

Tablo 14 Kişilerin Camda Kalan Çapakları Nasıl Temizlediğine İlişkin Fikirlerini Gösteren Dağılım………...86

Tablo 15: Kişilerin Çalışmalarını Sürdürdükleri Yerlere İlişkin Fikirlerini Gösteren Dağılım……….…..…86

Tablo 16: Kişilerin Geçmişten Günümüze Kadar Gelen Vitrayların Şimdiki Vitraylarla Aralarında Görülen Farkları Gösteren Dağılım ……..….……....87

Tablo 17: Kişilerin Vitray Sanatının Değerini Koruyup Korumadığına İlişkin Fikirlerini Gösteren Dağılım……….………..88

(17)

xv

Olup Olmadığına İlişkin Fikirlerini Gösteren Dağılım………...………89 Tablo 20: Kişilerin İş ve Sosyal Güvenliğine İlişkin Fikirlerini Gösteren

Dağılım……….…..…90 Tablo 21: Kişilerin En Çok Tekrarlanabilecek Kazalara İlişkin Fikirlerini Gösteren

Dağılım……….…..…90 Tablo 22: Kişilerin Vitray Sanatını Hangi Mekânlarda uyguladıklarını Gösteren

Dağılım………...……….91 Tablo 23: Kişilerin Vitray Sanatını Günlük Kullanılan Eşyalar Üzerinde En Çok Ne

Şekilde Görüldüğüne İlişkin Fikirlerini Gösteren Dağılım………....92 Tablo 24: Kişilerin Tasarımda Yapılacakları Değişikliklerin Neye Bağlı Olduğuna

İlişkin Fikirlerini Gösteren Dağılım………..…..…93 Tablo 25: Kişilerin Bitmiş Olan Vitrayların Değerlendirmesini Yaparken Nelere

Dikkat Ettiklerine İlişkin Fikirlerini Gösteren Dağılım ……….……94 Tablo 26: Gözlem Formunda Bulunan Vitrayların Türüne ilişkin Bilgiler………...95 Tablo 27: Gözlem Formunda Bulunan Vitraylarda Kullanılan Tekniklere İlişkin

Bilgiler………..…………..96 Tablo 28: Gözlem Formunda Bulunan Vitraylarda Kullanılan Renklere İlişkin

Bilgiler………...……….97 Tablo 29: Gözlem Formunda Bulunan Vitraylarda Kullanılan Motiflere İlişkin

(18)

xvi

Şekil no: 1 Cam örneği.………..……15

Şekil no: 2 Soda- Lime Glas ………...…..21

Şekil no: 3 Lead Glass ……….………….……….…...….21

Şekil no: 4 Brosilicate Glass ………...……….….…….22

Şekil no: 5 Aluminosilicate Glass …………..……….….…..22

Şekil no: 6 Fused silica Glass ………...………...23

Şekil no: 7 Cam Boncukları ………...………...….25

Şekil no: 8 Apothecary ……….………...….….….25

Şekil no: 9 Kristal cam ……….….….27

Şekil no: 10 Optik alanda cam ………..………...29

Şekil no: 11 Katedral Camlar ………..…………..29

Şekil no: 12 Plaka Camlar …………..………...……..…………..……….30

Şekil no: 13 Opal Camlar (süt camı)……….….………....….30

Şekil no: 14 Emprime Camlar ………..……….….31

Şekil no: 15 Geometrik motif ……….…………..…………...….42

Şekil no: 16 Bitkisel motif ……….………..43

Şekil no: 17 Hayvansal motif ……….………..44

Şekil no 18: Makas………..47

Şekil no 19: Lehim Makinesi………..47

Şekil no 20: Bakır Folyo………...………..47

Şekil no 21: Yağ Kabı………...………..48

Şekil no 22: Lehim Asidi………..………..48

Şekil no 23: Mikron……….……….………..48

Şekil no:24 Çekiç ve penseler………..…….………..49

Şekil no :25 Lehim Çubukları……….…………..……..49

Şekil no: 26 Kalın Kağıt Bant………..……….………..49

Şekil no: 27 Elmas……….……….………..…..50

(19)

xvii

Şekil no: 32 İnsan motifleri……….………....51

Şekil no: 33 Manzara motifleri…………..……….……….…….…..51

Şekil no: 34 Kurşun çeşitleri……….………..52

Şekil no: 35 Tasarımın kartona geçmesi ………...………….65

Şekil no: 36 Tasarımın parşömene geçmesi………...…….65

Şekil no: 37 Parşömenin numaralandırılması………...……….65

Şekil no: 38 Kartonun kesilmesi…...………..66

Şekil no: 39 Camın kesilmesi…………...………..66

Şekil no: 40 Kesilen yerin çıtlatılması……….……….…………..66

Şekil no: 41 Camın kırılması………..67

Şekil no: 42 Bakır folyo ile sarılması………...………..67

Şekil no: 43 Kartonun yerleştirilmesi………...………..67

Şekil no: 44 Kenarlara çıta çakılması………...………..68

Şekil no: 45 Vitrayın örülmesi………..………..68

Şekil no: 46 Vitrayın lehime hazırlanması………..68

Şekil no: 47 Camların lehimlenmesi……….………..69

Şekil no: 48 Vitrayın temizlenmesi………....69

Şekil no: 49 Vitrayın kurutulması……….………..69

Şekil no: 50 Vitrayın bitmiş son hali………..70

Şekil no: 51 Gözlem Formu Vitray Çalışması 1…………..………...…..…117

Şekil no: 52 Gözlem Formu Vitray Çalışması 2………..………..………..…119

Şekil no: 53 Gözlem Formu Vitray Çalışması 3………..…..…………..121

Şekil no: 54 Gözlem Formu Vitray Çalışması 4………..………123

Şekil no: 55 Gözlem Formu Vitray Çalışması 5………..…………....125

Şekil no: 56 Gözlem Formu Vitray Çalışması 6………..…..……..…127

Şekil no: 57 Gözlem Formu Vitray Çalışması 7………..……..…..…128

Şekil no: 58 Gözlem Formu Vitray Çalışması 8………..…..……..…131

Şekil no: 59 Gözlem Formu Vitray Çalışması 9………..…..……..…133

(20)

xviii

Şekil no: 64 Gözlem Formu Vitray Çalışması 14………...……….143

Şekil no: 65 Gözlem Formu Vitray Çalışması 15………...……….145

Şekil no:66 Gözlem Formu Vitray Çalışması 16………...………….…….147

Şekil no: 67 Gözlem Formu Vitray Çalışması 17………...……….149

Şekil no: 68 Gözlem Formu Vitray Çalışması 18………...……….151

Şekil no: 69 Gözlem Formu Vitray Çalışması 19………...……….153

Şekil no: 70 Gözlem Formu Vitray Çalışması 20………...……….155

Şekil no: 71 Gözlem Formu Vitray Çalışması 21………...……….157

Şekil no: 72 Gözlem Formu Vitray Çalışması 22………...……….159

Şekil no:73 Gözlem Formu Vitray Çalışması 23………...………….…….161

Şekil no:74 Gözlem Formu Vitray Çalışması 24………...………….…….163

Şekil no:75 Gözlem Formu Vitray Çalışması 25………...………….…….165

Şekil no:76 Gözlem Formu Vitray Çalışması 26………...………….…….167

Şekil no:77 Gözlem Formu Vitray Çalışması 27………...………….…….169

Şekil no:78 Gözlem Formu Vitray Çalışması 28………...………….…….171

Şekil no:79 Gözlem Formu Vitray Çalışması 29………...………….…….173

Şekil no:80 Gözlem Formu Vitray Çalışması 30………...………….…….175

Şekil no:81 Gözlem Formu Vitray Çalışması 31………...………….…….177

Şekil no:82 Gözlem Formu Vitray Çalışması 32………...………….….…179

Şekil no:83 Gözlem Formu Vitray Çalışması 33………...………….…….181

Şekil no:84 Gözlem Formu Vitray Çalışması 34………...………….…….183

Şekil no:85 Gözlem Formu Vitray Çalışması 35………...……….….185

Şekil no:86 Gözlem Formu Vitray Çalışması 36………...……….….187

Şekil no:87 Gözlem Formu Vitray Çalışması 37………...……….….189

Şekil no:88 Gözlem Formu Vitray Çalışması 38………...……….….191

Şekil no:89 Gözlem Formu Vitray Çalışması 39………...……….….193

Şekil no:90 Gözlem Formu Vitray Çalışması 40………...………….…….195

Şekil no:91 Gözlem Formu Vitray Çalışması 41………...……….….197

(21)

xix

Şekil no:96 Gözlem Formu Vitray Çalışması 46………...……….….207

Şekil no:97 Gözlem Formu Vitray Çalışması 47………...……….….209

Şekil no:98 Gözlem Formu Vitray Çalışması 48………...………….…….211

Şekil no:99 Gözlem Formu Vitray Çalışması 49………...………….…….213

Şekil no:100 Gözlem Formu Vitray Çalışması 50………...………….……215

Şekil no:101 Gözlem Formu Vitray Çalışması 51………...………….……217

Şekil no:102 Gözlem Formu Vitray Çalışması 52………...……….219

Şekil no:103 Gözlem Formu Vitray Çalışması 53………...……….221

Şekil no:104 Gözlem Formu Vitray Çalışması 54………...……….223

Şekil no:105 Gözlem Formu Vitray Çalışması 55………...……….225

Şekil no:106 Gözlem Formu Vitray Çalışması 56………...……….227

Şekil no:107 Gözlem Formu Vitray Çalışması 57………...……….229

Şekil no: 108 Gözlem Formu Vitray Çalışması58………...……….231

Şekil no: 109 Gözlem Formu Vitray Çalışması59………...……….233

Şekil no: 110 Gözlem Formu Vitray Çalışması 60………...……...……….235

Şekil no:111 Gözlem Formu Vitray Çalışması 61………...……….………237

Şekil no:112 Gözlem Formu Vitray Çalışması 62………...……….………239

Şekil no:113 Gözlem Formu Vitray Çalışması 63………...……….………241

Şekil no:114 Gözlem Formu Vitray Çalışması 64………...……….………243

Şekil no:115Gözlem Formu Vitray Çalışması 65………...…………..……245

Şekil no:116 Gözlem Formu Vitray Çalışması 66………...……….………247

Şekil no:117 Gözlem Formu Vitray Çalışması 67………...………….……249

Şekil no:118 Gözlem Formu Vitray Çalışması 68………...……….………251

Şekil no:119 Gözlem Formu Vitray Çalışması 69………...……….………253

Şekil no:120 Gözlem Formu Vitray Çalışması 70………...……….………255

Şekil no:121 Gözlem Formu Vitray Çalışması 71………...……….………257

Şekil no:122 Gözlem Formu Vitray Çalışması 72………...……….………259

Şekil no:123 Gözlem Formu Vitray Çalışması 73………...……….………261

(22)

xx

Şekil no:128 Gözlem Formu Vitray Çalışması 78………...……….271 Şekil no:129 Gözlem Formu Vitray Çalışması 79………...……….273 Şekil no:130 Gözlem Formu Vitray Çalışması 80………...……….275 Şekil no:131 Gözlem Formu Vitray Çalışması 81………...……….277 Şekil no:132 Gözlem Formu Vitray Çalışması 82………...……….279 Şekil no:133 Gözlem Formu Vitray Çalışması 83………...……….281 Şekil no:134 Gözlem Formu Vitray Çalışması 84………...……….283 Şekil no:135 Gözlem Formu Vitray Çalışması 85………...……….285 Şekil no:136 Gözlem Formu Vitray Çalışması 86………...……….287 Şekil no:137 Gözlem Formu Vitray Çalışması 87………...……….289 Şekil no:138 Gözlem Formu Vitray Çalışması 88………...……….291 Şekil no:139 Gözlem Formu Vitray Çalışması 89………...……….293 Şekil no:140 Gözlem Formu Vitray Çalışması 90………...……….295 Şekil no:141 Gözlem Formu Vitray Çalışması 91………...……….297 Şekil no:142 Gözlem Formu Vitray Çalışması 92………...……….299 Şekil no:143 Gözlem Formu Vitray Çalışması 93………...……….301 Şekil no:144 Gözlem Formu Vitray Çalışması 94………...………...……..303 Şekil no:145 Gözlem Formu Vitray Çalışması 95………...……….305 Şekil no:146 Gözlem Formu Vitray Çalışması 96………...……….307 Şekil no:147 Gözlem Formu Vitray Çalışması 97………...……….309 Şekil no:148 Gözlem Formu Vitray Çalışması 98………...……….311 Şekil no:149 Gözlem Formu Vitray Çalışması 99………...……….313 Şekil no:150 Gözlem Formu Vitray Çalışması 100………...………….…..315

(23)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmaya konu olan problem durumu açıklanmış, araştırmanın amacı, önemi verilmiş, varsayımlar, sınırlılıklar belirtilmiş, araştırmayla ilişkili temel kavramların anlamları açıklanmıştır.

Problem

İnsan, doğasında olan yaratıcılık gücü ile çeşitli malzemeleri, çeşitli sanatsal ürünlerine dönüştürebilmektedir. Cam sanatı da günümüze kadar olan gelişiminde çok farklı şekillerde ve mekanlarda kullanılmıştır. Ham maddesi cam olan vitray sanatının sanat tarihi içerisinde özel ve saygın bir yeri vardır.

Mısırlıların cam üfleme aletini bulmasıyla başlayan cam sanatı Romalılarda vitraya dönüşmüştür. Vitray tekniğinin ilk defa Romalılar tarafından uygulamaya dökülmesi, vitray sanatında merkez kabul edilir. Bütün bu ilkler camın işlenilirliğini arttırıp, sadece örtücü değil, dekoratif bağlamda da mekândaki zenginliği korumuştur (Esmer, 1996, s:1,2).

Camın bulunması ve iç mekânda ışığın etkisiyle birlikte kullanılması, cam haricinde kullanılan deri, kumaş, maden ve taşı malzeme olarak geri plana itmiştir. Camın mekâna kazandırdığı görüntü, tarih boyunca çeşitli aşamalardan geçirilmiş ve dönem dönem beğeniler doğrultusunda değişik tekniklere tanık olmuştur. İnsanoğlu devamlı yeniliğe açık bir yapıya sahiptir monotonluktan uzak, beğeni yetisinin güçlü olduğunu uygulamış oldukları işlerde göstermiştir. Farklı zamanlarda yeni buluşlarla, malzeme, olanakların değişmesiyle farklı uygulamalar yapmışlardır. Mimarinin iç ve dış mekânında tek tip malzeme kullanıldığı bilinmektedir. Bu tek tip malzeme ile yapılan mekânlar ise katı ve geometrik bir karakter göstermektedir. Hakim olan beton ve ahşap malzemelerin yapıda yarattığı tek düze görüntü, artık yerini cama bırakıp yüzeyde değişimlere olanak sağlamıştır (Maral, 1970, s:7).

Çağımızda teknolojinin hızla gelişmesi estetik anlayışta ki kaygılar ve farklılıklar, vitray sanatında çağdaş tasarımların hızla devreye girmesini sağlamıştır.

(24)

Vitray, İnsanların bulundukları mekanı süsleme ve duygularını ifade etme ihtiyacından doğan çok farklı ve özgün bir sanattır. Işıklı cam resmi sanatı, her şeyden önce renkli ya da renksiz cam parçalarından resim yapmak ve onları ışığın önüne yerleştirmekten ibarettir. Bu yerleştirme mimariye uygunluk, dolayısıyla ışık düzeni iyi çözümlenmelidir (Maral,1970, s:9).

Vitray sanatı, geçmişten günümüze kadar olan gelişiminde sadece kullanılan teknikler ve malzemelerdeki değişiklikler dışında, uygulandığı alanlarda da değişikliklere uğraşmıştır. Bu değişiklikler İstanbul ve Antalya da çeşitli alanlarda bulunan vitraylar incelendiğinde görülmektedir. Oteller, özel konutlar, iş yerleri, okullar ve alışveriş merkezlerindeki pastane ve sinemalarda vitrayların çok çeşitli örneklerini görmek mümkündür.

Vitray sanatı başta mesleki eğitim veren kurumlar olmak üzere, çeşitli kurumlar ve kişilerce ele alınarak geliştirilip yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır.

Bu çalışmada; El sanatlarının içerisinde çok önemli bir yere sahip olan vitray sanatının, İstanbul ve Antalya ilinde bulunan otellerin, özel mülklerin, sanatçıların özel koleksiyonlarının, iş yerlerinin, alışveriş merkezlerindeki pastane ve sinemalarda bulunan vitrayların çeşitleri, kullanım alanları, uygulanan teknikleri, en çok tekrarlanan renkleri, kullanılan araç ve gereçleri, meslekte yaşanılan sorunları ve vitray sanatının eğitime katkısı incelenmiştir.

Vitray sanatının günlük yaşantımızda giderek yaygınlaşması bu konuda çalışma yapılmasına olan ihtiyacı arttırmaktadır.

Araştırmanın Amacı

Araştırmanın amacı, İstanbul ve Antalya ilinde bulunan otellerde, okullarda, özel mülklerde, iş yerlerinde Pastanelerde, sinemalarda ve sanatçıların özel koleksiyonlarında bulunan vitrayların yerinde incelenerek, çeşitlerinin, yapım aşamalarının, kullanıldığı alanların, kullanıldığı tekniklerin, renk ve desen özelliklerinin ortaya konulmasıdır.

(25)

Bu amaç çerçevesinde araştırma kapsamında aşağıdaki alt problemlere cevap aranmıştır:

1. Vitray sanatı ile ilgilenen kişilerin demografik özellikleri nelerdir? 2. Vitray sanatı ile ilgilenen kişilerin mesleki özelikleri nelerdir?

3. Vitray sanatı ile ilgilenen kişiler vitray üretiminde kullandıkları araç-gereçleri nasıl temin etmektedirler?

4. Vitray sanatı ile ilgilenen kişilerin en çok kullandıkları motif, teknik ve renkler hangisidir ve üretim yerleri nerelerdir?

5. Vitray sanatı eski değerini korunuyor mu, bu sanatla ilgili meslek liselerinde ve yüksek öğrenim kurumlarında verilen eğitimleri yeterli midir?

6. Vitray sanatçılarının iş ve sosyal güvenlikleri var mıdır ve en çok yaşadıkları kazalar nelerdir?

7. Vitray sanatçılarının ürettikleri vitrayların kullanım alanları nerelerdir? 8. Vitray ürünlerinin tasarlanması hangi etkenlere göre yapılmaktadır?

9. İstanbul ve Antalya da ki çeşitli mekanlarda yer alan vitrayların ürün türü, araç gereç çeşitliliği, kullanılan renkler, motif ve teknik açılardan özellikleri nelerdir?

(26)

Araştırmanın Önemi

Vitray, her yönü ile mekân süsleme sanatının vazgeçilmez unsurudur. İstanbul ve Antalya bölgesinde bulunan ve turistlik mimarilerin iç süslemesinde bu vazgeçilmez tavır göze çarpmaktadır. Bu bölgeler incelendiğinde, mimarilerin iç mekanlarında kullanılan vitray örneklerinin önemi giderek artmaktadır. Bunları tespit etmek bu araştırma için önemlidir. Araştırma daha sonraki araştırmalara kaynak olma özelliği taşıyacağı ve ortaya çıkan öğretmen, öğrenci ve usta görüşleri ve bu görüşlere getirilen öneriler açısından önem taşımaktadır.

Bu nedenle bu araştırma, İstanbul ve Antalya da bulunan mimarilerin iç süslemelerinde kullanılan vitraylar ele alınarak, inceleme sonucunda sorunların tespit edilmesi ve çözüm yolları aranması ile bu sanatın gelişimine ve eğitimine daha verimli olarak devam edilmesi bakımından önem taşımaktadır.

Araştırmanın Sınırlılıkları

1. Araştırma İstanbul ve Antalya ilinde bulunan okullar, iş yerleri, sinemalar, pastaneler, sanatçıların atölyeleri, oteller ve özel mülklerle sınırlıdır.

2. Araştırmada elde edilen bilgiler kullanılan anket ve gözlem ile sınırlıdır.

Araştırmanın Sayıltıları

Bu araştırma aşağıda belirtilen varsayımlara dayalı olarak yürütülmüştür.

1. Araştırma için belirlenen yöntem ve teknikler ile hazırlanan anket araştırmanın amacında belirlenen özellikleri ölçecek yeterliliktedir.

2. Araştırmanın yöntem ve tekniklerini belirlemede başvurulan uzman görüşleri yeterlidir.

3. Araştırma için seçilen örneklem evreni temsil eder niteliktedir. 4. Anket uygulanan kişilerin görüşleri objektiftir.

(27)

Tanımlar / Terimler

Alçı Vitray Tekniği: Alçılı vitray tekniği, camların bir biriyle bağlantısının alçı ile sağlandığı, iş bittikten sonra tekrar bir müdahalenin zor olacağı, genelde cami süslemesinde yer alan ve Türklere özgü bir tekniktir (Köklü, 1995, s.34).

Art-Nouveau Akımı: Sembolizmin akımı ile hem zaman ve yakın anlayışlarda olan Art-Nouveau (yeni- üslupçular yada yeni sanat) özellikle dekoratif (süslemeci) yanı ağır basan bir anlayıştır (Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi,1998, s:1).

Cam: Isıtıldıkça akıcılık kazanan, soğudukça da sertleşen ve kırılabilen bir malzemedir. Aşırı soğutulmuş alkali ve toprak alkali metal oksitleriyle, diğer bazı metal oksitlerin çözülmesinden oluşan bir sıvı olup ana maddesi (SiO2) silisyumdur. Cam, akışkan bir maddedir. Amorf yapısını koruyarak katılaşan inorganik cisimler olarak tanımlanabilir. Üretim sırasında hızlı soğuma nedeniyle kristal yapı yerine amorf yapı oluşur. Bu yapı cama sağlamlık ve saydamlık özelliğini kazandırır

( Küçükerman, 1985, s:45 ).

Desen: Bir yüzeyin üstünde, nesnelerin renklerini değil de biçimlerini canlandıran resimdir (Eronç, 1984, s. 9).

Kurşunlu Vitray Tekniği: Kurşunlu vitray, cam parçalarının işleniş bakımından çok el verişli bir maden olan kurşunla, birbirine bağlanarak meydana getirilen tekniğin adıdır (Maral,1970,s:30).

Mikron : Kalınlık ölçü birimi.1mm =1000 mikrondur (Meydan larausse,1996, s.659).

(28)

Tiffany Vitray Tekniği: Tiffany Tekniği adını Amerikalı sanatçı Louis Confort Tiffany den alır. Kesilen cam parçalarının etrafının bakır folyolarla sarılıp kurşun lehimlerle birleştirilmesinden oluşan tekniğin adıdır (Büyük Larousse, 1986, s:11530).

Vitray: ismi Fransızca “vitrail” olan birbirine bağlı kurşun bölmelere yerleştirilmiş renkli cam parçalarından oluşan, saydam pencere süslemesi veya resim (TDK, 2008).

Yapıştırma Vitray : Yapıştırma vitray cam parçalarının desenin şekline göre bütün bir camın üzerine yapıştırılarak yapılan çalışmadır (Tuncer, 1994, s:10).

(29)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde; İstanbul ve Antalya ili hakkında genel bilgiler, hammadde olan camın tanımı, tarihçesi, çeşitleri ve kullanıldığı alanlar ile ilgili genel bilgiler, vitray sanatının tanımı, tarihsel gelişimi, el sanatlarımızın içindeki yeri, teknikleri yapım malzemeleri ve uygulama aşamaları ile ilgili kuramsal çerçeve ve ilgili araştırma özetlerine yer verilmiştir.

I. Kavramsal Çerçeve

1.1 İstanbul’un Tarihçesi

İstanbul, Marmara Bölge’sinde İstanbul Boğazı’nın Anadolu ve Rumeli yakasında yer alır. Bizans ve Osmanlı İmparatorluğuna Başkentlik yapmış olan şehir, yurdun ve dünyanın tüm merkezlerine kara, deniz ve hava yollarıyla bağlıdır. Asıl İstanbul kenti, Haliç ve Marmara arasında yer alan küçük yarımadanın, etrafı surlarla çevrili kesimidir. Şehrin çekirdeği bu surlar içerisinde kurulmuş, daha sonra sur dışına çıkarak bu günkü durumuna gelmiştir. Anadolu yakasındaki yerleşim merkezlerini ve yeni yerleşimleri de içine alarak günümüzdeki metropol konumuna ulaşmıştır. Şehir; coğrafi konumu, iklimi, ulaşım çeşitliliği ve kolaylılığı, doğal kaynakların bolluğu nedeniyle dünyanın şehirleşmeye en uygun yerlerinden birinde kurulmuş, gelişmiştir. Bu gelişme, Avrupa ve Asya yakasında günümüzde de sürmektedir. İl merkezi olarak İstanbul şehrinin, her yönüyle ilin tümüyle birlikte düşünülmesi gerekir ( Dictionnaire Larousse Ansiklopedisi,1993,s.1180 ).

Çevre kazıları, İstanbul’ da ki yerleşim tarihinin Paleolitik Dönem’ e değin uzandığını ortaya koymaktadır. Nitekim Küçükçekmece sınırları içindeki 10 Yarımboğaz Mağarası’ n da yapılan kazılarda, bu döneme tarihlenen buluntular elde edilmiştir ( Yurt Ansiklopedisi, 1982–83, s. 3886 ).

İstanbul, Paleolitik dönemden Osmanlı imparatorluğuna kadar birçok uygarlığın ve imparatorluğun başkenti olmuştur. Osmanlı İstanbul’u ilk kez Yıldırım

(30)

Beyazıd döneminde iki kez kuşattı fakat sonuç alınamadı. Arkasından 1422 tarihinde II. Murat da kenti kuşatmaya çalıştı fakat bu kuşatmadan da bir sonuç alınamadı (Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, 1994, s. 65).

Sonunda, 1453’te Fatih Sultan Mehmet İstanbul’ u Osmanlı topraklarına kattı.1454’ de Merkez Edirne’ den İstanbul’ a taşındı. Kısa bir süre içinde İstanbul İslam alemi’nin en önemli kültür ve sanat merkezlerinden biri durumuna gelmiştir. İstanbul Fatih döneminden başlayarak Müslüman olmayanlara da önemli yer vererek ve haklar tanıyarak evrensel bir kent olmuştur. Fatih zamanında İstanbul’ da yeniden canlanan ekonomik hayat, sonraki padişah döneminde de uzun süre devam etti. Kentin imarı özellikle Kanuni Sultan Süleyman zamanında geniş boyutlara varmıştır. 1918’ de İtilaf Devletleri’nin işgali altına giren İstanbul, 6 Ekim 1923’te işgalden kurtulmuştur ( Yurt Ansiklopedisi,1982–83, s.3885).

1.2. İstanbul’un Kültür ve Sanatı

Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarına uzun süre başkentlik yapan kent, eserleri ve mimarlık anıtları bakımından olağanüstü derecede zengin bir ilimizdir. İstanbul’ da mimari zenginliğin yanı sıra Türk el sanatlarında büyük gelişme gösterdiği, destek ve Pazar bulduğu önemli bir merkezdir (Öney, 1976, s.15).

İmparatorluğun çeşitli yerlerinden gelen sanatçılar, yörelerinden getirdikleri öğelerle de zenginleştirdikleri güzel örnekleri İstanbul’ da vermişlerdir. İstanbul’ da iki önemli sanatçı grubu vardı. Bunlardan biri Osmanlı saray atölyelerinde yetişen ve çalışanlar, diğeri kentin çeşitli yerlerinde ve çarşılarında kurum ve loncaların korumasında çalışanlardır. Osmanlı sarayındaki atölyeler daha çok saray çevresine girmiş, saray hocalarının yetiştirdiği sanatçılar grubu ortaya çıkarmıştır. Saray dışındaki atölyeler, lonca örgütlerine bağlı olarak özellikle Kapalıçarşı çevresinde kümelenmişti. Bu atölyeler, konularına göre değişik sokaklarda kurulmuştur. Bunlar arasında kuyumcular, gümüşçüler, oymacılar, hattatlar, müzehhepler, minyatür ressamları, tespihçiler, maden işlemecileri, cam işlemecileri, dericiler, pabuççular, keçeciler, mühürcüler, bakırcılar ve daha pek çoğu sayılabilir ( Temel Britannica, s.1359).

(31)

1.3. Antalya’nın Tarihçesi

Antalya, antik bölgelerden Kilikya’nın batı kesimini, Pamfilya’nın güneydoğu ucunu ve doğu Likya’yı içine almaktadır. Antalya Türkiye’de bugüne kadar bilinen en eski yerleşmelerin bulunduğu en önde gelen illerimizden biridir (Meydan Larousse, 1992, s:555).

Antalya’nın bilinen öyküsü Karain’le başlar. Antalya’ya 20 km. uzaklıkta ve Torosların Akdeniz’e bakan yamaçlarda yer alan mağara, 1946 yılından beri sürmekte olan araştırma ve kazılar, özellikle de 1990 yılından bu yana Prof. Dr. Işın Yalçın kaya’nın yaptığı kazılar sonrasında Antalya ilinde paleolitik yerleşmenin varlığı ortaya çıkmış ve bölgenin tarihi M.Ö 220 yılına kadar inmiştir (Erten.1948,s.46).

Selçuklular Antalya yı ele geçirdikten sonra bu bölgede pek çok han, burç, cami ve köprü yapmışlardır. Antalya’daki Selçuklu hanlarının birinci bölümü, Konya-Beyşehir-Eğridir-Isparta üzerinden Antalya ya inen yolda Kırgöz ve Evdir hanları; ikinci bölümü, Konya-Beyşehir-Seydişehir üzerinden Antalya ya inen yolda Tol, Burma han; üçüncü bölümü ise Antalya dan Adana ya giden kıyı yolu üzerinde Pazarcık, Kargı, Alara ve Şarapsa hanlarıdır. Selçuklular Belkıs tiyatrosunu da (Aspendos) han olarak kullanmışlardır (Meydan Larousse, 1992, s:559).

Bölgenin en önemli prehistorik buluntularını içeren Karain mağarası Paleolitik ve Neolitik, Beldibi mağarası da mezolitik çağdan veriler sunarken, Bademağacı Höyüğü’nde son kazılarda cilalı taş çağı yerleşimlerine ve buluntuları yanı sıra insanın yerleşik hayata geçişinin ilk izlerine rastlanır. Bunlara Karataş, semahöyük’te yapılan kazılarda elde edilen Erken Tunç Çağı bulguları da eklenince, bölgede paleolitik çağdan zamanımıza kadar kesintisiz bir uygarlığın varlığı belirlenir (Meydan Larousse, 1992, s:562).

Hitit imparatorluğunun yılmasının sebebi olan deniz kavimleri göçü sırasında bir kısım akalıların bu bölgeye göç ettiklerinden Grek efsanelerinden söz edilir (Bakırer, 1998, s. 29).

(32)

Truva savaşlarından sonra bazı aka boyları, Amphilokhos, Kalkas ve Mopsos’un idaresinde Pamfilya’ya geldikleri; Perge, Sillyon, Aspendos ve Selge ‘yi kurdukları söylenmekle birlikte son bilimsel veriler bu kentleri yörenin yerli halkının kurduğunu göstermektedir (Moğol,1991,s.28).

Antalya sınırları içerisinde yerleşen Likya’lıların kökenleri tartışılmakla birlikte, Hitit ve mısır kaynaklarında (İ.Ö. 2000) Lukki veya lukka adlı bir kavimden bahsedilmektedir. Bu kavim, kendilerini “termili” olarak adlandırılan Akdeniz kıyılarımızdaki güçlü komşuları luvilere akrabalıkları ile bilinen Likyalılardan başkası değildir (Moğol, 1991, s.23).

1.4. Antalya İlinin Coğrafi Yapısı

Antalya ili Anadolu’nun güneybatısında 29 derece 20 dakika -32 derece 35 dakika doğu boylamları ile 36 derece 07 dakik37 derece 2 dakika kuzey enlemleri arasında yer almaktadır. Yüzölçümü 2051 km olup, Türkiye yüzölçümünün %2,6’sı kadardır (Saraçoğlu,1989,s.40).

Antalya, Torosların eteğinden çıkan sayısız kaynağın (kırkgöz) ve düden suyunun çökelttiği travertenlerden oluşan deniz kıyısından 25-30 metre yükseklikteki dik yarlarla biten bir taraça üzerindedir. Bu düzlüğün batısında Konya altı, ve doğusunda Lara kilometrelerce uzunlukta plajlar yer alır. Düden suyu ve kolları, kıyıdaki yarlardan şelaleler yaparak denize dökülür. Kentin çekirdeği, dik yarların eteğinde, ilk ve orta çağın gemilerini barındıracak boyutta küçük, doğal limanın çevresinde kurulmuştur (Büyük Larousse, 1986, s:667).

İlimizin kara sınırlarını Toros dağları meydana getirmektedir. ilin güneyinde Akdeniz, doğusunda İçel, Konya ve karaman, kuzeyinde Isparta ve burdur, batısında ise Muğla illeri vardır (Saraçoğlu,1989,s.43).

İl arazisinin ortalama olarak %77,8’i dağlık, %10,2’si ova, %12’si ise engebeli bir yapıya sahiptir . il alanının ¾’ünü kaplayan Torosların bir çok tepesi 2500-3000 metreyi aşar (Önen, 1984, s.76)

(33)

Batı’daki teke yöresinde geniş platolar ve havzalar yer alır. Çoğunlukla kireç taşlarından oluşmuş bu dağlar ve platolar alanında, kireç taşlarının erimesiyle oluşmuş mağaralar, düdenler, suçıkaranlar, dolinler, uvalar ve daha geniş çukurlar olan polyeler gibi büyüklü, küçüklü karst şekilleri çok yaygındır (Cimrin,1999,s.18).

İlin topografik yönden gösterdiği değişkenlik gerek iklim, gerek tarımsal, gerekse demografi ve yerleşme yönünden farklı ortamlar yaratmaktadır (Antalya Valiliği,2000,s.32).

1.5. Antalya da Turizm

Taş devrinden yunan efsanelerine, İskender’den roma imparatorluğuna, Anadolu Selçuklardan Bizanslılara, Moğollardan Osmanlılara, Kurtuluş savaşının ateşinden Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar dünyanın en eski maceralarına ev sahipliği ederek yaşayan Antalya Akdeniz’in görkemli arkeolojik kentler zinciri ve doğa destanıdır (Türkiye Şehirler Portalı, 2007).

Antalya çerçevesinde oluşturulan bütün turizm projelerinin temel amacı kitle turizmi hedefine yöneliktir (Güney Antalya Turizm Gelişimi Projesi, Belek Projesi, Side Manavgat Projesi vb….). Antalya yılda ortalama 300 güneşli günü, 18.7 derece yıllık sıcaklık ortalaması ile yılın 12 ayı turizm hareketine açık, ender bölgelerden birisidir (Cimrin,1999,s.20).

2. El Sanatları İle İlgili Genel Bilgiler 2.1. El Sanatlarının Tanımı

Sanat karışıklıktan ahenk yaratma faaliyetidir. Bir adım daha ileriye giderek diyebiliriz ki, sanat kolayca anlaşılamayan niceliği, çokluğu kolayca anlaşılabilecek bir bilgiye dönüştürür (Boydaş, 2005, s:3).

Eğitim, kültür ve sanat alanlarındaki sosyal etkinlikler, belki sonuçları çabuk alınamayacak çabalardır. Fakat unutulmamalı ki, sanat bir toplumun en olumlu

(34)

tomurcuklarının filizlerini belirleyen bir alandır. “Eğitim, insanın yeniden üretilmesidir. Kültür ise, bütün bunların birikimidir” (Kongar, 1994, s:41,42).

Platon, sanatı, zihni bilgisizlikten ve aşırı duyarlılıktan kurtaran, insan düşüncesini entelektüelliğe ve tinselliğe yüceltici bir etmen olarak görürdü. İyilik gerçeklik ve güzellik bu ideal dünyanın sanatla yetkinleşen öğeleri olarak belirtir (Kırışlıoğlu, 1991, s.18).

Toplumların kültürel nitelikleriyle yaşayış biçimlerini dışa vuran en önemli unsurlardan biri de el sanatlarıdır (Sümerkan, 2008, s:9).

İnsanlar var oldukları andan itibaren gerek giyimlerinde ve gerekse barındıkları alanlarda bazı ihtiyaçlar duymaya başlamışlardır. Bu ihtiyaçlarını kendi yaptıkları eşyalarla çalışmışlar zamanla göze hitap etmesini öğrenmişlerdir. O zamanlardan şimdiki zamanlara kadar yapılan ve günümüzde orijinalliği nedeni ile sanat çerçevesine giren, el emeği ile en küçük ayrıntısı bile özenle yapılan ürünlere el sanatları denir. Henry Glassie “Günümüzde ve Geleneksel Türk Sanatı” isimli kitabında “El Sanatı, kişinin sözle ifade edeceğinden daha geniş, daha derin daha zengin bir insan tanıtır bize.” Diye en güzel bir ifade kullanılmıştır (Çalız, 1987,s.6).

Anadolu coğrafi konumu ile mimaride, süslemede, plastik sanatlarda ve el sanatlarında son derece dinamik bir kültür beşiği olmuştur. Geçmişte yaşatılmış olan bu değerler, insanlığın ortak malı sayılsa da; toplumlar kendi tarihi gelişimleri içinde yarattıkları sanata milli sanat gözüyle bakmışlardır (Kuban,1970,s:33).

“El sanatlarının genel karakteri içinde şu olgular yer alır:

1. El sanatları kişisel bilgi ve beceriye dayanır.

2. Bu bilgi ve beceri ustadan çırağa iletilir.

3. Bilgi üretimi ve üretim süreklidir. Böylece geleneksel özellik taşır.

4. Kırsal üretimlerde hammadde yöreseldir.

5. Üretim kişiseldir, ya da küçük işletmelerde gerçekleştirilir.

6. Ürünler o toplumun üretim ve yaşayış biçimiyle ekonomik düzeyinin aynasıdır” (Sümerkan, 2008, s:9).

(35)

2.2. El Sanatlarının Tarihçesi

Orta Asya’dan göç ederek medeniyet ve kültürünü beraberinde Anadolu’ya taşıyan Türklerin yüzyıllar boyunca yapa geldikleri halı, kilim, heybe, kese, çorap, kumaş, işleme, tahta, maden, deri, cam işleri ve folklorik giysiler ile gündelik kullanma eşyalarında; renk, zevk ve duygu ile yoğrulmuş Türk insanının zevkini ve yaratıcılığını buluruz (Başlangıç, 1984, s:27).

Bu yaratıcılık Seramik tabak, çanak ve vazoları süslemek amacıyla uygulanmış olan ayna kabartma tekniklerinin yanı sıra, sır altı boyama ve altın yıldızın devreye girdiği lüster teknikleri bu konuda da tanıklık etmektedir. Ayrıca gümüş, turunç, tütsü kapları mineve kaplama teknikleri dikkat çekmektedir (Diyarbekirli, 1972, s:111)

Harbiye ve Askeri İdadi Mektebi’ndeki ilk sanat dersleri, daha çok mesleki gaye ile programda yer almış olsalar bile, bugün ulaşılan seviyenin ilk hareketleri olması bakımından önemlidir (Tepecik, 2002, s.56).

Cumhuriyet öncesi ilk sanat eğitimi, bugünkü akademik seviyede kurulmuş olan Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi/bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi)’ dir. 1883 yılında Osman Hamdi Bey tarafından kurulan Sanayi-i Nefise Mektebi’nin müdürlüğüne, 2 Aralık 1883 yılında, hükümetin kararıyla yine kendisi atanmış, 24 Şubat 1910’da ölene kadar bu görevde kalmıştır. 1911 yılında, kız öğrencilerinin de sanat öğrenmelerine imkan sağlayan İnas Sanayi-i Nefise Mektebi Sami Bey’in müdürlüğünde açıldı. Kısa bir süre sonra ise müdürlüğe Mihri Müşfik getirilmiştir. Kısa süreler içerisinde birkaç müdür değişikliği yaşayarak öğrenim hayatını devam ettiren okuldan, birçok sanatçı yetişmiştir (Turani ve Berk, 1981,s.84).

Türkiye Cumhuriyeti Dönemi sanatı seksen yılı aşan geçmişiyle Türk sanatında bir dönem oluşturmaktadır. Anadolu ve çevresinde Selçuklu dönemi, Beylikler Dönemi ve Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nden süzülerek gelen engin bir kültürden beslenen bu dönem Türk sanatına kattığı yeni ürünlerle gelişmektedir. Hem geleneksel hem yeni arayışları bünyesinde toplayarak serpilen bu dönem aynı

(36)

zamanda Türk sanatını 21.yüzyıla taşıyan bir dönem olarak Türk kültüründe önemli bir yer tutmaktadır (Barışta, 2005, s: 353, 354).

2.3. El Sanatlarında Kullanılan Hammaddeye Göre Sınıflandırılması

1. Hammaddesi Lif Olan El Sanatları: Halı, kilim vb. yaygılar (yastık, heybe, çuval, çanta), örgü işleri ( çorap, elbise, bere, atkı, eldiven, kese vb.), oya işleri, kolan dokuma (yük, kemer, koşum, çuval vb.), dantel işleri, keçe işleri,

2. Hammaddesi Ağaç Olan El Sanatları: Müzik aletleri yapımı (zurna, davul, def, kemençe, tar vb.), mutfak araçları yapımı (tekneler, oklavalar vb.), mimari eleman yapımı ( mimber, mihrap, kapı kanatları, pencere kilitleri vb.), kullanım eşyası ve aksesuar yapımı (tavla, biblo, vazo, tespih, takunya, çerçeve, sandık vb.),

3. Hammaddesi Taş Olan El Sanatları: Mermer taşı işlemeciliği, lüle taşı işlemeciliği, alçı taşı işlemeciliği, Oltu taşı işlemeliği,

4. Hammaddesi Toprak Olan El Sanatları: Çini işleri, seramik işleri, kerpiç yapımı, çanak- çömlek işleri (çanak, çömlek, kase, vazo vb.),

5. Hammaddesi Maden Olan El Sanatları: Altın işlemeciliği, gümüş işlemeciliği, bakır işlemeciliği, pirinç işlemeciliği, demircilik, boncuk işlemeciliği, süs eşyaları.

6. Hammaddesi Cam Olan El Sanatları: Nazar boncuğu, çeşni bülbüller, vitray türleri, takı ve aksesuarlar, ayna yapımı, pencere camı yapımı, günlük kullanım eşyası ve yapımı.

7. Hammaddesi Deri ve Hayvansal Atıklar Olan El Sanatları: Çantacılık, kemercilik, ciltçilik, koşum takımları mamulleri, sedef işleri.

8. Hammaddesi Kabuk, Saz, İnce Dal ve Sap Olan El Sanatları: Sepet örücülüğü, mobilya yapımı ( sandalye, sehpa, koltuk, masa, salıncak vb.), yaygı yapımı, günlük kullanım eşyası ve aksesuarlar (beşik, dikiş kutuları, alışveriş sepetleri vb.)

9. Hammaddesi Kağıt Olan El Sanatları: Minyatür, ebru, tezhip, hat. (Ergenekon, 2000, s:7).

(37)

3. Cam Sanatı

3.1. Tanımı ve Tarihçesi

“Cam ısıtıldıkça akıcılık kazanan, soğudukça da sertleşen ve kırılabilen bir malzemedir” (Küçükerman, 1995, s.14).

Cam, geçmişi M.Ö 3000-2500’lere kadar uzanan Akdeniz çevresinde ortaya çıkıp gelişerek yaygınlaşan bir malzemedir. Tarih boyunca pek çok farklı yöntem geliştirilerek şekillendirilmiş, insanın günlük hayatının vazgeçilmez parçası olarak yerini korumuştur. Cam tarihi üzerinde yapılan değerlendirmeler camcılığın temel malzeme olan kum ve odunun bulunduğu her yerde, genel ilke olarak camcılık yayılmıştır (Küçükerman, 1991, s.78–83).

Geçmişten günümüze kadar, gerek bulunuş öyküsü gerekse ilk yapım aşaması ile merak uyandıran cam; hammaddeleri arasında silis, potas, soda ve kirecin bulunduğu dolayısıyla yapısının çok yalın olduğu bilinen, yüksek ısıda ergitilerek, şekillendirilip soğuduğunda aldığı biçimi koruyan tesadüfî atom sıralamasının olduğu kristal dizilişli bir malzemedir (Küçükerman, 1995, s.21). Cam örneği (Şekil no: 1’de) gösterilmiştir.

Şekil no:1 Cam örneği

Erken Roma İmparatorluk Çağı, M.S 1. yüzyıl. Buluntu yeri: Bodrum ( Özet, 1998, s.92) .

(38)

Fenike kıyılarına çıkan bazı tacirlerin yemek pişirirken tencerelerini oturttukları güherçile toprakları, yerdeki kumlarla karışmış ve ateşin etkisiyle ilk camın meydana gelmesine yol açmıştır. Aslında, MÖ.4000 yılından beri doğuda cam biliniyordu. Cam üfleme tekniği ise ilk olarak, Suriye de uygulandı. Mısırlılar beyaz veya renkli cam yapmayı ve cama biçim vermeyi biliyorlardı. Ölüleri cam tabutlar içine koymanın, mısırın güney ucunda yaşayan halklarla Asurluların ve İskender devri Yunanlılarının ortak bir adeti olduğu anlaşılıyor. Herodotos’a göre, surdaki Herakles tapınağı renkli camdan sütunlarla süslüydü. Pliniusa göre, Sayda camcıları camdan aynalar (tahminen arkalarına madenden sır çekilmiş) yapıyorlardı. Kutsal Kitabın çeşitli bölümlerinde de sözü edilen camı İbranilerde biliyordu. Theodosius devrinde İstanbul da, Firavun Sesostris tarafından yaptırılmış zümrüt yeşili camdan bir heykel vardı. Üstü papirüsle örülmüş şişeler veya ak nilüfer biçiminde sürahiler, o devir Mısır cam sanatını teknik yönden üstünlüğünü ve süsleme alanındaki yetkinliğini ortaya koyar (Meydan larausse,1992 s.563).

Bizans döneminde, altıncı yüzyıldan başlayarak, özellikle İstanbul da ve büyük olasılıkla Tekfur Sarayı ve Eğrikapı semtlerindeki imalathanelerde sürdürülen, gelişmiş bir cam üretiminin varlığına işaret etmiştir (Bayramoğlu, 1974,s.10-11).

Dokuzuncu yüzyılda ise, İstanbul da evlerin pencerelerinde taş ve alçı kayıtlar içine yerleştirilmiş renkli camlar bulunduğu ve bunların 8 ve 9. yüzyıllarda Emevi saraylarında kullanılan dikdörtgen ve üst kenarları kemerli ya da dairesel biçimli pencerelere benzer oldukları belirtilmiştir (Akt. Aslan, 2007, s:18).

Yukarıdakilere ekleyebileceğimiz diğer üç örnek iyi tanınan Saraçhane, Zeyrek Camii ve Kariye Camii buluntuları, Bizans döneminde İstanbul da ki pencere camı üretiminin miktarı ve kalitesi hakkındaki bilgileri çoğaltmaktadır. Saraçhane kazılarından, Fil gözü ve Levha camlarına ait parçalar yanı sıra, çok sayıda taştan pencere çerçevesi de bulunmuştur (Akt. Bakırer, 1990, s:140,142,204,206). Bu iki malzemenin yayana oluşları, taş kayıtları da anımsatan bu çerçevelere cam yerleştirildiğini düşündürebilir.

Amerika’da ilk cam 1609 yılında yapılmıştır. 19. yüzyılda cam üretimi, İngiltere’de en çok teşvik edilen konu olmuştur. Cam fırınlarında yakıt olarak odun yerine kömür kullanılması ilk olarak 1635 yılında Almanya’da başlamıştır. İlk levha cam üretimi 1688 yılında Fransa’da gerçekleşmiştir. İstanbul dışı örnekler Sart

(39)

buluntularla kısıtlıdır. Ancak, başka merkezlerde de cam üretimini kanıtlayacak örnekler olabileceği, fakat bunlar sistemli belgelenmedikleri için varlıklarının bilinmediği düşünülebilir. Hatta belki de, yukarıda örneklere dayanarak verilen altıncı yüzyıl tarihinin daha geriye götürülmesine olanak verecek buluntular henüz saptanmamıştır (Akt. Aslan, 2007,s.101).

Yerleşmiş medeniyetlerde gelişen cam sanatı ve endüstrisi, Anadolu Türklerine bakıldığında, Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu’ya yerleşen Selçuklu Türkleriyle başladığı görülmektedir. Malazgirt zaferinden sonra Türkler, Anadolu’da cam eşyayı çeşitlendirerek bu sanayiyi geliştirmişlerdir. Anadolu camcılığının M.Ö XVI. yy sonlarından M.S XIX yüzyılın sonuna kadar uzanan yaklaşık 3500 yıllık gelişimine bakıldığı zaman Artuklular ve Selçuklular dönemine ait cami ve medrese gibi binalarda kullanılan ve şemsiye denilen cam çeşidinin oldukça meşhur olduğu görülmektedir. Selçuklularda fil gözü desen “rovzen” denilen cam işçiliğinin, günümüze kadar ulaşan eserlerden çok gelişmiş olduğu anlaşılmaktadır (Özet, 1998, s.14).

Anadolu’da yapılan en erken dönemdeki kazı çalışmaları ve buluntuları arasında en erken yapıtlar “ Texas Üniversitesi” adına Sualtı Arkeoloji Enstitüsü tarafından Prof. Dr. George F. Bass ve daha sonra Dr. Cemal Pulak başkanlığında yapılan, “Kaş-Uluburun Batığı” kazısında bulunmuş cam külçelerdir. Bu külçeler bilinen en eski hammadde kaynaklarıdır. 1984 yılında başlayıp 1995 yılında biten kazılarda bulunmuş ve Geç Bronz Çağı’na M.Ö. 14. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen ve sayıları 150’yi aşan, kobalt mavisi, turkuvaz ve lavanta renklerindeki yuvarlak, yassı ham cam külçeler o çağda Suriye’den Ege’ye cam ticareti yapıldığını ispatlamıştır” (Özet, 1998, s.16).

Bursa, İznik ve Amasya gibi merkezlerde ki diğer erken Osmanlı çağı yapılarında bugün var olan nakışlı camların özgün olup olmadıkları konusundaki görüşler çelişkilidir. Osmanlı hamamlarında ışıklıkların ne zamandan beri cam fanuslarla örtüldükleri kesin olarak bilinmemekle beraber, bu konuda bazı görüşlerde belirtilmişti. İstanbul da, 15. yüzyılın ortalarında inşa edilen Mahmut Paşa Külliyesinin, 1466 yılında tamamlanan hamamının ve aynı tarihlerde Fatih külliyesindeki çifte hamamların sıcaklık kubbelerine, ilk inşaat dönemlerinde cam fanus yerleştirildi (Akt. Bakırer, 1990 s:113).

(40)

Osmanlı cam işleri ise, başlarda Selçukluların etkisi altında gelişmiş ve sonra kendi özgün tarzını meydana getirmiştir. Fetihten sonra; İstanbul, camcılığın önemli merkezi haline gelmiş ve cam sanayinde büyük gelişmeler olmuştur. 17. ve 18. yüzyılda İstanbul’da, Eğrikapı ve Tekfur Sarayı arasında ve de Bakırköy’de cam imalathanelerinin bulunduğu bu konuda yapılan araştırmalarla belirlenmiştir.

Günümüzde cam elde etmede genellikle aşağıda gösterilen karışımlar kullanılmaktadır (Riedel ve Küçükerman, 1985,s.24).

Normal cam: Kristal cam: %72 Silis %48 Silis

%15 Soda %24 Potas+ Soda %13 Kalker %28 Kurşun Oksit

Osmanlılarda cam sanatının gelişimi çeşitli kaynaklardan ve minyatürlerden izlenebilmektedir. Ancak ele geçen örneklerin yerli olup olmadığı kesinlikle bilinmemektedir. III Murat’ın oğlu Mehmet’in 1582 de yapılan sünnet anlatan Sur name-i Hümayun’da (Topkapı Sarayı müzesi kütüphanesi)çeşitli sanat dallarının yanında camgeran, cam fırınları başında çalışırken ve hazırladıkları eşyaları sergilerken gösterilmektedir. Yapısı günümüzdekilere benzerdir (Büyük Larousse, 1986, s.2135).

Cam sanatının Geleneksel Türk El Sanatları içinde önemli bir yerinin olduğu muhakkaktır. Yaklaşık 5000 yıllık bir tarihi geçmişe sahip olan cam sanatı yüzyılla boyunca gerek günlük kullanımlarda gerekse süs eşyası olarak geniş bir yelpazede varlığını sürdürmektedir. Cam sanatının diğer sanatlar gibi çeşitli toplumların veya kültürlerin yapısını yansıtan kendine has özellikleri bulunmaktadır. Bu bağlamda camlar, kültür özelliklerini yansıtmaları nedeni ile önemli ifadelerden oluşan sembol olma niteliği taşımaktadırlar (Barışta, 1998,s.11).

Beyşehir Kubadabad sarayı ve Konya Alaeddin sarayında yapılan kazılarda Selçuklu Dönemi’ne ait cam örnekleri bulunmuştur. “Kubadabad kazılarında çeşitli eşyaya ait bol parçalar ele geçirilmiştir. Renksiz, kobalt mavisi, yeşil, bordo, sarı ince cam parçalarının tabak, vazo, kadeh, şişe gibi eşyaya ait olduğu anlaşılmaktadır. Kubadabad 1966 kazısında bulunan emaye tekniğiyle işlenmiş, Konya Müzesi 2162 envanter numaralı cam tabak, bu dönemden Anadolu topraklarından ele geçen tek

(41)

örnek olarak büyük önem taşır. Kitabeli olan tabakta Alâeddin Keykubat’ın oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in adı geçmektedir. Beyaz zemin üzerine altın yaldızla işlenmiştir (Barışta, 1998,s.19).

Camcılığımız, Ankara Halkevinin 1947’de ilk defa açtığı bir “ Türk Camcılığı Sergisi”nde topluca sergilenmiş, tarihçesi de küçük bir broşürde derli toplu bir şekilde anlatılmıştır. Kaynak gösterilmeden bu kılavuzda verilen bilgiler, daha sonra yayımlanmış genel ansiklopedilerde, Türk ve Meydan Larousse Ansiklopedilerinde de hemen hemen aynısı görülmektedir (Bayramoğlu, 1974, s.9).

19. yüzyılın 2. yarısında sanayi alanında birçok gelişme kaydedilir. ABD endüstriyel gücünün arışıyla bu alanda tanınmaya başlar. İngiltere ve Bohemya’nın yüzyıl ortalarındaki önderliğini yüzyıl sonuna doğru Fransa ele geçirir. Yaldızlama, kesme, traşlama, kopya-baskı ve yakma çok kullanılan tekniklerdir. “Burmese” , “Satin”, “Amberina” ve “Peach blow” gibi yeni cam tipleri görülmeye başlar, kalıba basma doruk noktasına ulaşır. Fransa da ki sanatsal çalışmalar 1870’lerde Eugene Rousseau ile Emile Galle’nin öncülüğünde gerçekleşir. 1890 da doğan Art Nouveau akımının tanınmış firmaları Fransa da Gale ve Daum, ABD’nde Louis Comford Tiffany, Avusturya’da Loetz’dür. Art Nouveau’dan sonra Art Deco Stili popüler olur. Bu akımın gelişiminde Rene Lalique ve Maurice Marinot’nun rolü büyüktür (Özgümüş, 2000, s.15).

Ayrıca mimaride duvarları tezyin etmek üzere tasvirlerde kullanılan küçük renkli camlardan yapılan cam mozaikler vardır. Cam mozaiklerin en eskisi İtalya “Revana” da kullanılmıştır. Bizde ise, Ayasofya içindeki duvarlar en güzel örneklerdendir. Türkler çini mozaik ve çini kaplama kullanıldığından bu stil pek benimsenmemiş, fakat bir nevi şeffaf cam mozaik demek olan nakışlı “Revzen”ler, daha önce belirttiğimiz gibi çok kullanılmıştır (Güney ve Güney, s.159).

19. yüzyılın sonlarına kadar hemen her çeşit cam eşya el işçiliği ile üretilirdi. Oysa bugün, bazı özel parçalar dışında, bütün cam işleri çok hızlı makinelerde seri üretimle yapılır. Ama her iki yöntemde de model tasarımı çok önemlidir. El işçiliğinde cam ustası modeli önceden tasarlamış olsa bile yapım sırasında değiştirebilir. Makine üretiminde ise model tasarımı mutlaka önceden yapılır ve üretim sırasında değiştirme şansı yoktur (Temel Britannica, s.115,116).

(42)

3.2. Materyal Olarak Cam

Yüzlerce yıl önce cam yapımında kullanılan temel hammaddeler neyse bugünde hemen hemen aynıdır. Yalnız bugün, eklenen bir maddenin cama ne gibi bir özellikler kazandıracağı biliniyor ve ham maddelerin türünde yada oranında küçük değişiklikler yapılarak çok değişik nitelikte camlar üretilebiliyor. Camın değişmeyen temel maddesi Silisli, yani silisyum dioksitli kumdur. Bu kuma katılan öbür maddelerin niteliğine göre soda camı, potas camı, yada kurşun camı diye adlandırılan değişik cam türleri yapılabilir. Günümüzde üretilen camların çoğu kum, soda (sodyum karbonat) ve kireç taşından (kalsiyum karbonat) oluşan soda camıdır. El yapımı zarif kristal eşya ve sofra takımlarının, mercek ve prizma gibi optik camların yapımında ise kum, kurşun oksit ve potastan (optasyum karbonat) oluşan kurşun camı kullanılır. Mutfak ve laboratuarlarda kullanılan, payreks adı ile tanıdığımız ateşe dayanıklı borosilikat camları da kum, soda ve boraks dan üretilir (Çatkın, 2001, s.5).

Cam yapımında ilk adım, hammadde karışımını içindeki bütün maddeler eriyip birbirleriyle kaynaşıncaya kadar ısıtmaktı. Eski çağlarda bu eritme işi, odun ocaklarının üzerinde oturtulan kil kaplarda yapılırdı. Oysa bugün genellikle mazot,gaz yada elektrikle ısıtılan özel eritme fırınları kullanılır. Hammaddelerin oranına göre 1300 derce ile 1500 derece arasında ısıtılan karışım, eridiği zaman macun kıvamında bir cam hamuruna dönüşür. Bu sıcak hamura istenen biçim verildikten sonra, camın soğurken gerilerek kopmasını yada kırılmasını önlemek için yavaş yavaş soğutulması, yani tavlanması gerekir. Tavlama fırını uzun bir tünel biçimindedir; cam eşya bu tünelden geçirilirken sıcaklık derece derece, öylesine yavaş düşürülür ki camın soğuması açık havada kendi kendine soğumasından çok daha uzun bir süre alır (Çatkın, 2001, s.7).

3.3. Kimyasal Bileşimlerine Göre Cam Çeşitleri

Genellikle ticari alamda kullanılan camların hepsi 6 çeşit kategoride toplanır. Bu cam çeşitleri kimyasal bileşimlere dayanır. Her bir çeşidin eriyik silis hariç, pek çok bileşimleri vardır.

(43)

3.3.1. Soda- Lime Glas/ Soda –kireç cam:

En yaygın ( genel cam yapımını %90) ve en ucuz cam biçimidir. Genellikle %60- 75 Silis, %12-18 Soda ve % 5-12 kireç içerir. Yüksek ısıya ve ani değişikliklere karşı dayanıklılığı yoktur ve aşındırıcı kimyasal maddelere karşı olan direncide fena değildir.

Şekil no: 2 Soda- Lime Glas/ Soda –kireç cam (Grind Media Depot, 2008).

3.3.2. Lead Glass/ kurşun cam:

Diğer çeşitlere göre daha yumuşaktır ve refraksiyon (ışık kırılması) özelliği cama belli bir parlaklık verir, özellikle kesme işleminde bu parlama özelliği daha etkisel olarak ortaya çıkar. Soda- kireç camına nazaran oldukça pahalıdır ve elektriği mükemmel yalıtma özelliğinden dolayı elektrik montajları için tercih edilir. Termometre cam boruları ve dekoratif işlerde kullanılan camlar genellikle kurşun- alkali camlardır, ve yaygın olarak kurşun cam diye adlandırılır. Bu cam yüksek ısı derecelerine ve ani ısı değişimlerine dayanmaz.

(44)

3.3.3. Brosilicate Glass /Bor Silisli cam:

Bileşiminde en az %5 Borik oksit bulunan silisten yapılır. Isı değişimlerine ve kimyasal aşınmaya karşı yüksek bir direnci vardır. Diğer kireç ve kurşun bazlı camlar gibi üretilmesi pek kolay değildir ve kireç bazlı cam gibi de ucuz değildir. Kullanılışlığı anlamında ölçülecek olursak bor silisli camın maliyeti daha ılımlıdır. Fotogrom camlar, elektrik ampulleri, far camları, laboratuar gereçleri, fırın eşyaları(cam tepsiler vs.) bor silisli camın kullanıldığı alanlara örnektirler.

Şekil no: 4 Brosilicate Glass /Bor Silisli cam (Benjamin Parkinson, 2007).

3.3.4. Aluminosilicate Glass/ alüminyum silisli cam:

Bileşiğinde alüminyum oksit bulunmaktadır. Bor silisli cama benzer ama bu camın daha çok kimyasal dayanıklılığı vardır ve daha yüksek çalışma ısı derecelerine dayanır. Bor silisli cama kıyasla, alüminyum silisli camların üretimi daha zordur. Elektrik geçirgenliği olan bir filmle kaplandığında, alüminyum silisli cam elektronik devrelerde direnç olarak kullanılır.

Şekil no: 5 Aluminosilicate Glass/ alüminyum silisli cam (Hoya Corporatıon, 2008).

(45)

3.3.5. Ninety-siks percent silica Glass/ %96 silis cam:

Geleneksel araçlarla eritilmiş ve biçimlendirilmiş ve neredeyse tüm silis dışı elementlerin ayrıştırıldığı bir bor silisli camdır. 1200 dereceye kadar ısıtılarak gözenekler pekiştirilir. Bu cam 900 dereceye kadar olan ısı artırımlarına ve şoklara karşı dirençlidir (Çatkın, 2001, s.8 ).

3.3.6. Fused silica Glass/ erimiş silis cam:

Parlaklığı olmayan saf silikon dioksittir. İmal edilmesi oldukça güçtür ve bundan dolayı da diğer camlar arasında maliyeti en yüksek olan camdır. Kısa dönemler için 1200 dereceye kadar olan ısılarda çalışmaya karşı yüksek bir dayanıklılığı vardır (Çatkın, 2001, s.9)

Şekil no: 6 Fused silica Glass/ erimiş silis cam ( Henry Louis, 2004 ) .

Şekil

Şekil no:  2 Soda- Lime  Glas/ Soda –kireç cam (Grind Media Depot, 2008).
Şekil no: 5 Aluminosilicate Glass/ alüminyum silisli cam (Hoya Corporatıon,  2008).
Şekil no: 7 Cam  Boncukları  (Ferhat  Topal, 2007).
Şekil no: 10 Optik alanda cam (UQG optics, 2006 ).
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrıca sac üzerinde ince tek kat yapılmış börek (sac böreği), etli ekmek, gözleme, pide ve katmer pişirmek için de kullanılır.. Sacın iç yüzeyi iyice

Ağaç kurşun kalemler, metal gövdeli takma uçlu kalemler, plastik gövdeli takma uçlu kalemler gibi çeşitleri vardır.. Kurşun kalemler çeşitli sertliklerde

Resim kâğıtları silinmeye, yırtılmaya karşı dayanıklı olmalı ve üzerine çini mürekkebi veya boyalı kalemlerle çizim yapılabilmelidir.

Yünün kırkım yoluyla elde edilmesinden sonra yünün taranması için kullanılan tarak, iplik bükümünde kullanılan iğ, teşi, kirman, çıkrık, dokumada kullanılan bıçak,

değerlendiren çalışmaların sonuçlarına bakılarak belirli bir sıralama yapmak olanaklıdır.» (Kazancı, 1980: 119).. • Metin Kazancı, Halkla İlişkiler,

 Paslanmaz çelikten yapılan tencereler kare, dikdörtgen veya silindirik olabilir..  Bu tencerelerin üzerinde sıcak- soğuk su musluğu, önünde (yerde) ızgaralı

Freborg adlı 3 kişinin derlediği “Modeling heat treatment of steel parts” (15 Şubat 2005) makalede DANTE adlı program kullanılarak çelik parçaların ısıl

Mineral camların yüzeyi zaten sert olduğundan sertlik kaplaması (sertleştirici kaplama) yapılması gerekmez. Ancak özel olarak istenirse mineral camlara da sertlik