Filiz Ali “bürokrasi ç a rk ı”na
takılmaktan
ko rkuyor
“YETK İYE VE
Başlangıçta mutlu
etti Filiz Aii'yi
“konser salonu
müdiretiği.”
A m a sonradan
realiteler sökün
etti. Temizlikçi
sorunu, gece
bekçisinin
zamanında
gelip gelmediği
filan...
■ ■a ■
OZGURLUGE
İHTİYACIM VAR! ”
Osman BALCIGÎL
*ĞER programlarının bir hay ranıysanız, kulağınız radyoları m ızd an boşuna arıyor onu... Hayatını altüst etti şu "konser sa
lonu müdiretiği” Filiz Ali'nin ves selam. Bir koşturmaca, bir koştur maca... Am a zaten “konser salonu yönetme işi” olmasa da bir “dur”
diyecekti Filiz Ali radyo pragramcılı- ğına. 25 sene de, Allah için yeter, bir zaman bir işin üstünde olmak Çin...
Telefonda bir ses... Filiz Ali'nin ta kendisi... “Şimdi evden çıkıyorum.”
diyor ve ekliyor “Doğru konser salo nuna gideceğim. Yok ama orada konuşamayız. Çok işim olacak. Sa londaki işimi bitirir bitirmez gaze teye koşacağım. Yazılarımı testim etmem tazım. Sonra da okula gide ceğim...”
Eee, peki ne zaman görüşülecek kuzum bu Filiz Ali'yle? Üstelik b r de
“Ne kadar sürer röportaj?” İdiye sorm az mı! Lamı cimi yok! Koıfuşu- lacak Filiz Ali'yle! Hem, onun fşi iş de. başkalarınınki değil mı?
Anlaşılan, pro gra m lı,. p ro v a m ı dolu olduğu kadar da esnşk hÇ, İnsan
Filiz Ali:
"Peki, o zaman siz saat tam 13.30 da gazetede otun. B«sn de tam o saatle yazımı tesiiro ede ceğim. O arada 5-10 dakik* konu şuruz.”
Saat tam 13.30. Filiz Ali fırtına gibi giriyor gazeteden Çeri. Yazısını teslim ediyor... Start verilmişti/! Am a bir kayıt var!
' ¿ i A
“Soracaklarınızı lütfen çabuk ça buk sorabilir misiniz?”
Anlaşıldı, bu, şöyle ağız tadıyla bir röportaj olamayacak. O halde so rular da kısa ve net olsun. Sözgelimi şöyle:
"Mutlu musunuz?”
“Başlangıçta beni mutlu eden bir altüst oluşa neden oldu ‘bu yeni iş’. Ama sonra realiteler sökün etti. Temizlikçi problemi, gece bekçisinin zamanında gelip gelmediği, tuvalet lerde kâğıt bulunup bulunmadığı...” Filiz Ali aslında Belediye Konser Saionu'nun sanat yönetmeni. Am a
Aii'nin, şimdilerde en az zaman ayı rabildiği iş sanatı yönetmek. Yönetil meyi bekleyen o kadar çok şey var kil
“Günün 24 saati değilse de 20 saati çalışıyorum. Kaçta yatarsam yatayım, sabah 4.00 sularında ka famda bir çalar saat çalıyor. Fırlı yorum. Aslında bu biraz da benim kişiliğimden kaynaklanıyor belki...”
İhtiyacı ne?
Sabırsız, aceleci bir insan Filiz Ali. Başladığı İş, hemen anında bit meli. Bir işte ve başka insanlarla be raber çalışması gerekiyorsa eğer, herkesin onun temposuna ayak uy durması gerekiyor...
"Ne kadar seviyorsunuz yaptığınız işi?"
“Çok seviyorum. Hayal ettiğim bir işti. Rüya gibi bir şey. Ben Tür kiye toplumunun çok izole bir top lum olduğunu düşünüyorum. Düşü nebiliyor musunuz, böyle bir salon, dünyayla ilişki kurmakta bir alan haline getirilebilir... Avrupa'yla, Af rika'yla... Pek çok yabancı müzisyen Türkiye'ye gelmek istiyor. Onlara bu olanağı tanıyacak, Türk insanına da
onları dinlemek imkânını verecek bir konser salonunu yönetmek kuş kusuz çok zevkli bir şey...”
Peki, acaba ne kadarını yapabi liyor bu sözünü ettiği işlerin Filiz Ali?
Aslında, galiba bu soru Çin zaman epey erken. Daha salon açılalı ne kadar oldu ki zaten! Soruyu acaba şöyle sormak daha mı iyi olur:
“Sözünü ettiğiniz işi gerçekleşti rebilmeniz Çin nelere ihtiyacınız var?"
“Yetkiye ve özgürlüğe. Bu ben olayım ya da bir başkası olsun far- ketmez. Yetkili ve özgür çalışmaya ihtiyacı vardır bu tür bir projesi olan insanın. Tabii bir de imkânlara. Sa lon çok güzel. Ama iş sadece sa lonun güzel olmasıyla bitmiyor. Pa rasal olanaklar da gerekiyor. Bürok- sanin çarkına takıimaması gerekiyor böyle bir işin.”
Filiz Ali hakti...
Ya aile hayatı!
Peki, acaba bu yeni işi hayatını nasıl etkiledi Filiz Ali'nin? Sözgelimi arkadaşlarını eskisi gibi görebiliyor mu? Kültür faaliyetlerini yeterince iz leyebiliyor mu?
"Zamanım eskiden de azdı. Ama şimdi daha da azaldı. İnsanları göremiyorum. Davetlere gidemi yorum. Sözgelimi festivalde hiçbir filmi izleyemedim. Halbuki önceki yıllardaki festivallerde iyi bir izleyi ciydim...”
Ya aile hayatı? Filiz Ali'nin biri erkek biri kız olmak üzere iki çocuğu var. Sahi, kaç yaşlarındalar?
“Kızım 20 yaşında. Oğlum 22 yaşında. Maalesef çocuklarıma ayı rabildiğim zaman yeterli değil. Ama benim ev kadınlığı dönemlerim de olmadı değil. Oturup örgü ördüğüm, kek yaptığım, 30 kişilik davetler için sofra hazırladığım dönemler oldu.”
Anlaşılan, şimdilerde Filiz Ali "iş kadınlığı” dönemini yaşıyor...
Bu arada, zaman acımasız... Tik- tak-tiktak-tiktak ilerliyor . “Bir insan” ı- mızın gözü saatte.. “Ah bir bitse şu sorular” der gibi bir hali var... Nasıl da unuttuk, Filiz Hanım gazetedeki işini bitirdikten sonra okula yetişmek zorunda. Bilmem biliyor muydunuz,
Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Bölümü nde Müzik Tarihi ve Opera Tarihi dersleri ve riyor Filiz Ali... Eğer biraz daha geci kirse, öğrencileri onu boşuna bek lemiş olacaklar. Yok, hayır, buna hak kımız yok... O halde:
"Hoşçakalın Filiz AH. Allah kolay lık versin!"
Filiz Ali gazetenin kapısından fır tına gibi çıkıyor, İstanbul trafiğine ka rışıyor...
Hayal ettiği bir işi yapıyor Filiz Ali. Eğer işleri rast giderse, Türkiye toplumunu izole bir toplum olmaktan kurtarma yolunda atılması gereken adımlardan birine önayak olacak. Bunun için çok çaba gösteriyor Ali. Am a maalesef her şey onun çabasıyla olamıyor. (Fotoğraflar: Erol DİKSOY)
*£
30
^
% \İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ros Arşivi
