• Sonuç bulunamadı

Enver Paşa 1881-1922

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Enver Paşa 1881-1922"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Enver Paşa

1881

-

1922

Cı,

O S M A N L I İm paratorluğu’nun son devrinin en önemli bir kişisi ve İttihat Terakki'nin ileri gelen bir simasıdır, Türkiye’yi B irinci Dünya Savaşına sokan kişi olarak da tanınır. İstanbul’da doğdu. 1903 yılında kurmay yüzbaşı olarak Harbiye’den çıktı. B ir süre sonra İttih a t ve Terakki Cemiyeti'ne dâhil oldu, Harbiye Nazırlığı yaptı. Harbi müteakip bazı arkadaşlarıyle Almanya’ya gitti, oradan T ü r­ kistan’a geçti. Bolşeviklerle yapılan savaşta öldü.

A

■ ■ Dİ tarihe, Osmanlı İmparatorluğu'nu Birinci Dünya Savaşı'na sokan kişi olarak geçmiştir. O ta­ rihlerde Harbiye Nazırlığında bulunan 33 yaşındaki Enver Paşa'nın, bu emrivakisine Dahiliye Nazırı ve iktidardaki İttihat-Terakki Fırkasının lideri Talât Paşa ile Bahriye Nazırı Cemal Paşaların boyun eğmek zo­ runda kaldıkları bir gerçektir. Nitekim Meclis-i Me- busan (Millet Meclisi) da, Âyan (Senato) da, Sad­ razam Prens Said Halim Paşa da, Heyeti Vekilenin (Bakanlar Kurulu'nun) diğer üyeleri de, hattâ Pa­ dişah Sultan Reşat da Türkiye'nin harp ilânından an­ cak harbe girildikten sonra haberdar olmuşlardı. Ha­ beri Dolmabahçe Sarayı'nda öğrenen 70 yaşındaki Padişah Sultan Reşat'ın hayret ve teessürden dili tu­ tulmuş, Yeniköy’deki yalısında harp haberini alan Sadrazam Prens Said Halim Paşa da derhal istifaya kalkışmıştı.

Şüphesiz ki Enver Paşa'nın niyeti, Türkiye'nin bu harp sondcu mağlûp ve yıkılmış bir hale gelmesi de­ ğildi. Müfrit bir Alman taraftarı olan Enver Paşa, A l­ manların zaferine muhakkak nazariyle baktığı için, bu harpte onlarla müttefik olmakla Türkiye'nin de büyük istifadesi olacâğına inanıyordu. Böylelikle son zamanlarda kaybedilen birçok toprakların yeniden Osmanlı İmparatorluğu sınırları içine alınacağı dü­ şüncesinde idi.

Enver Paşa'nın bir emeli de Rusya'nın mağlûp olmasıyle Kafkasya ve Türkistan'daki Türkleri de Os- manlı toplumuna katmaktı.

Savaşta her şeyin Almanya - Avusturya - Ma­ caristan aleyhine dönmeye başladığı bir sırada, Al- manlara karşı olan aşırı tutkusu nedeniyle bunu gö­ remediğinden, onların safında harbe katılma basi­ retsizliğini göstermişti Enver Paşa.

Enver Paşa, 1903 yılında kurmay yüzbaşı olarak ordu saflarına katıldıktan kısa bir süre sonra Sela­ nik'te kurulan ittihat ve Terakki örgütüne dahil ol­ muş ve ordu vasıtasıyla sarayı sıkıştırıp meşrutiyeti ilân ettirebilmek için girişilen harekette en önemli rollerden birini oynamıştı. «Talât - Enver - Niyazi» üçlüsünün bir parçası olan Yüzbaşı Enver Bey, arka- daşlarıyle dağa çıkmışlar ve halkın nazarında bir «Hürriyet kahramanı» olmuşlardı. Neticede İkinci Meşrutiyet ilân edilmiş ve ittihatçılar adiyle anılan

bu cemiyet mensupları birden ön plâna geçiver- mişti. 1913 yılında Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa'nın bir suikaste kurban gitmesiyle paşalığa terfi eden Enver Bey Harbiye Nezaretinin başına geçmişli.

Hemen ertesi yıl Şehzade Süleyman Efendi' nin kızı Naciye Sultan ile evlenerek saraya damat olan Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın durumu bir kat daha kuvvetlenmişti. Belki bunun da etkisi iledir ki, Enver Paşa'nın davranışlarında bundan sonra bazı basiretsizlikler görülmeye başlamış; 1914 yılında, devleti şuursuzca 1. Dünya Harbi'ne sokan kişi olarak itham edildiği gibi Sarıkamış mağlûbiyetinin mesu­ liyeti de onun üzerine yıkılmıştır. İkinci Meşrutiyet öncesinin gözde simâsı Binbaşı Enver Bey 1914'deıı sonraki karanlık günlerin baş sorumlusu halini al­ mıştı. Bunu, ünlü şair ve yazar Süleyman Nazif şu sözüyle en veciz şekilde ifade etmişti: «Enver Pa­ şa, Enver Bey'i katletti!»

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra başta Talât Pa­ şa olmak üzere bazı arkadaşlarıyle birlikte Alman­ ya'ya giden, bazı iddialara göre ise «Türkiye'den ka­ çan harp mesulleri» arasında bulunan, Enver Paşa orada kısa bir süre kaldı.

Almanların safında Türkiye'yi harbe sokarken düşündüklerinin ilk kısmı, ağır yenilgi yüzünden ta­ hakkuk edememişti. Kaybedilen toprakların değil yeniden geri alınması, bilâkis elden pek çok vatan parçası kopup gitmişti. Onun diğer emeli ise Kaf­ kasya ve Türkistan'daki Türklerin Osmanlı toplumu­ na katılması idi. Bunu tahakkuk ettirebilirse, 1. Cihan Savaşı'ndaki hatasını telâfi edebilecekti hiç değilse. Bu emelle Almanya'dan Türkistan'a geçti.

4 ekim 1921 günü yanında birkaç güvendiği ar­ kadaşı olduğu halde Buhara'ya giden Enver Paşa, orada Bolşevik Rusya'ya karşı ayaklanan Türkistan­ lıların arasına katıldı, daha doğrusu başlarına geçti. «Yeni Turan» yolunda «Moskof» ile amansız bir mü­ cadeleye giriştiler hep birlikte.

Tam on ay sürdü bu yaman mücadele. Bir bay­ ram sabahı olan 4 ağustos 1922 cuma günü Abdere mevkiinde Ruslarla yapılan bir çete harbi sırasında Derviş isimli atının üzerinde yalın kılıç döğüşe döğü- şe Moskofları kovalarken kalbinden vurularak şe­ hit düştü.

(2)

Askerî Müzeden ENVER PAŞA

Referanslar

Benzer Belgeler

Dikkat ederseniz eklenecek sayıyı hemen parçalıyoruz akıldan: 43=40+3 haline getiriyoruz.. Daima eklenecek sayıyı 10’un katlarına

Bugünlerde Beyoğlu Ga­ ranti galerisinde özel koleksiyonlardan derlenmiş ret- rospektit nitelikli bir toplamın yanı sıra Bebek Kile galerisinde Jacquelline

Sulu çözeltilerde kısa bir yarı- lanma ömrüne sahip olan sodyum klorür nano parçacıklar sistematik kanser tedavisi yerine bölgesel kan- ser tedavilerinde daha etkili özellik

Aslında Atatürk ile İsmet Paşa birbiri ile nerede ise tam zıt karakterler­ de, ama ikisi de önemli ve saygın, çok de­ ğerli kişiliklerdi.. Doğrusu aranırsa Ata­

Geliştirilen çift taraflı bant dokulara tıbbi implant- ların tutturulması için de kullanılabiliyor, ayrıca doku yapıştırıcı malzemelerden daha hızlı bir şekilde bağlan-

►Türkiye'nin ev sahipliğini yaptığı Karadeniz Ekonomik İşbirliği Anlaşması'na Türkiye adına kimin imza atacağı konusunda CumhurbaşkanıTurgut özai ile

Bununla birlikte, ekip genetiğin ötesinde, sigara içenlerin aynı yaştaki sigara içmeyenlere göre çok daha yaşlı bir bağışıklık profiline sahip olduğunu da tespit

Memleket sanayii nefîse tari­ hinde, Güzel Sanatlar Akademi­ mizin çok mühim bir rolü var­ dır. Ona daha nice nice seneler