• Sonuç bulunamadı

50. yılında "Misakı Milli Beyannamesi"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "50. yılında "Misakı Milli Beyannamesi""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

50. YILINDA

“ MİSAKI MİLLİ

BEYANNAMESİ,,

«Misakı Millî Beyanna­

mesi, tam bağımsızlığı

millî bir devletin tek

yasama koşulu olarak

koymuştur. 50 yıl ön­

ceki beyanname, bir

avuç vatanperverin ne­

ler yapabileceğini dün­

yaya ilk kez ilân etmiş­

tir... »

Y

IL 1920...

Orta Doğu kovanındaki bala üşüşen anlar gibi, Birinci Dünya Savaşını

kazanmış devletler, emperyalist politikalan için, sonsuz ufukların

açıldığı kansmdadılar. Bir yandan da,emperyalist baskılanyla, Arap dünva-

sim Türkler aleyhine (Osmanblar değil) örgütlendirerek, yapma ve saldır­

gan bir milliyetçilik yaratma sevdasındadırlar. İngiliz casusu Lawrence’in,

Şam’da bir kurtancı gibi karşılandığı günlerdedir, Arap dünyası... Başına,

bugün bile kurtulamadığı sömürgeci bir ağ örülmektedir.

Bu durum karşısında, o zama­ nın genç insanı ne düşünebilir? Daha birkaç gün önce toprağa verdiğimiz büyük devrimci Ce-vat Dursunoğlu’nu dinleyiniz:

«Memleketin aydın gençliği,

daha savaşın başlangıcında ye­

dek subay olarak toptan ordu

saflarına katılmıştı. Cephelerde her gün yeni bir tehlikeye karşı koyarak her türlü fedakârlığa ve feragata alışmış olan bu nesil,

memleketin güveneceği en sağ­

lam kuvvetti. Şimdi bunlar, düş­ man işgaline uğramış, «Payitaht» ta gûya hükümet etmeye çalışan kabinelerin gözünde, vatan vazi­ felerini yapmış birer insan değil birer «harp suçlusu» ve toptan «devletin basında büyük bir ga­ ile idiler.» (1)

Dursunoğlu’nun bu gözlemi

üzerinde durmak ve düşünmek gerek. İstanbul hükümetleri, hiç bir zaman «millî» değildiler. Bel­ ki «yerli» idiler. Fakat, «millî»

olamadıkları ve olamayacakları

için, kurtuluşun halkçı .sosyal ve emperyalizme karşı olabile­ ceğini de anlayacak güçte değil­ diler. Tersine, zamanın mandacı,

sömürgeci Batı’sına sığınarak,

Türkler hakkında verilmiş idam cezasının müebbed hapse çevril­ mesi için onlara yalvarıyorlardı. Gözleri, İstanbul ve dolayların

dan öteyi göremiyordu «Milli bir mücadele içinde, millî bir iert» olmayı anlamıyorlardı. Genç, tap taze bir Müdafaai Hukukçu gü­ cün belirlendiğini, somutlaştığ'nı görüyorlar, ama İstanbul’un sa­ tılmış bazı gazeteleri gibi, «Celâ- lî»Ierden bozma bir deyimle on­ lara «Kemalîler» diyorlardı. Kur­ tuluşu içten değil, dıştan bek liyorlar ve sömürgecilere inanı­

yorlardı. Ne gariptir. Osmanlı

heyetini, Fransa’ya götüren zırh­ lının adı da «Demokrasi» idi. Ba­ rış konferansına gidecek heyet

üyelerinin, bu zırhlının toplan

önünde çektirdikleri resimler ga

zetelerde çıkıyordu. Müdafaai

Hukukçular âsi satılıyor, baş­ lan idama mahkûm ediliyordu. Bu donuk, tenbel ve milletin­ den kopmuş s., rayın ve adamia- nnın idam tehditleri karşısında bir Türk genci ne düşünebilirdi?

Her saldırgan işgalci karşısın­ da, vatansever bir genç gibi ko-

nuşabilmişlerdir:

«Başım dik, alnım açık, ölüm yerine yürüyecek gücüm var. Şu anda, vatan toprağını miinbitleş-

tiren bir parça kanım. Halkın

yaşaması için, ben ölmeliyim. O

halde ölüyonım. Rahat gidiyo­

rum. Geleceğime güven içinde-■

Ben yarınım, beni ölaüremer,

şimdiden diin’dürler.» (2)

MİLLÎCİİERÎN SESİ

Şimdi şu sözleri dinleyiniz: «-•• Biz hiçbir şey istemiyoruz Ancak açık hakkımızı istiyoruz En .tabiî, en somut hakkımız olan

yaşamak hakkının bizden esir

genmesini Tanrı takdir etmemiş tir. Onun için bir millî vemin olmak üzere bütün Meclisi M-bu sam teşkil eden sayın

arkadaşla--

Yazan :

Prof. Dr. Tarık Zafer T U N A Y A

n n meydana getirdikleri millî

yemini şimdi okuyacağım ve bu­

nun ıztırap içindeki bütün in

sanlığa bir huzur vermek için bu önemli savaşa giriştiklerini, ga

tiplerin insanlan çiğnemek ve

esir yaşatmak istemediklerini

ilân eden medenî Avrupa devlet

lerinin parlâmentolarına iletil­

mesini öneriyorum.» [Edirne

mebusu Şeref beyin sözleri.] 1919 yılında, dünyanın en il­ ginç genel seçimlerinden birisi de, son yıllarım yaşayan Osmanlı

İmparatorluğunda yapılmıştır.

Müdafaai Hukukçuların çoğun­

lukta oldukları Osmanlı Parlâ­

mentosu (Meclisi Umumî) son çalışmalarına «1920 • yılında baş­

lamıştır. 28 ocak «920 tarihini

taşıyan Ahdi Millî, ya da Misakı Millî Beyannamesi de, bu meclis

tarafından hukukîleştirilmiştir.

Beyanname 17 şubat 1920 tarihin­ de kabul edilmiştir. O günkü bir­ leşime ara verilmiş, ikinci oturu­ munda Edirne mebusu Şeref be­ yin, ivedilik önerisi kabul edil­ miştir. Şeref beyin, yukarıda bir kısmı verilen sözleri, «Bravo ses­ leri ve alkışlar»la kabul edilmiş­ tir.

Misakı Millî Beyannamesi, kay nağını Erzurum ve Sivas kon­ grelerinde bulur. Nitekim, Haııı- dulah Suphi bey, Meclisi Mebu- sanın 22 ocak 1920 tarihli gizli oturumunda durumu açıklamış: «Arkadaşlar, Mustafa Kemal Pa­ şa Hazretlerinin bize gönderdik­ leri Misakı Millî metnini Hüsrev

Beyefendi bize okudular * di­

yerek sözlerine başlamıştı. (4)

MİLLÎ DEVLET

ŞARTLARI

Misakı Millî Beyannamesi, her şeyden önce millî ve bölünmez bir Türk ülkesinin sınırlarını çiz­ miştir. Bu ülke, Arap ve gayri

müslim kısımlardan, Mondros

Mütarekesiyle ayrılmıştır ve

«hakikaten ve hükmen hiç zaman bölünemeyecek» bir tümdür. Ra

tı Trakya ve Elviyei Selâse

(Kars, Batum, Ardahan) halkı bu tüme katılıp katılmayacağım, gerekirse bir plebisitle tâyin ede­ bilir. İstanbu] ve Boğazlar, bu tüm içindedir. «Bu esas mahfuz kalmak şartiyiedir ki. Boğazla­ rın Akdeniz ve Karadeniz arasın­ daki geçiş ve ticarete açık bu­ lundurulup bulundurulmaya!.ağı

«bizimle» öteki ilgili devletler

arasında, oybirliğine dayanılarak kararlaş tıniacaktır.

Azınlıkların haklan, karşılıklı esaslara göre korunacaktır.

Bildirinin, 6. ve son maddesi,

sadeleştirilmiş olarak şöyledir:

«Milli ve İktisadî gelişmelerimi­ ze imkân vermek ve daha çağdaş

bir yönetim düzenini sağlayabil­ mek, her devlet gibi bizim de 1 kalkınma gereklerimizi elde ede­

bilmemiz için, «istiklâl ve ser­

best» tamme» (tam bağımsızlık ve hürriyete) sahip olmamız ha­

yatımızın ve devamımızın baş

prensibidir. (Üsülesasıdır). Ger­ çekleşecek borçlarımızın ödeme şartlan bu prensiplere aykın ol­ mayacaktır. (5)

Görüldüğü gibi, Misakı Milli

Beyannamesi, tam bağımsızlığı

millî bir devletin tek yaşama ko­ şulu olarak koymuştur. Düşman topları Mondros’un adaletsiz ve

kanlı uygulamaları, emperyaliz­

min kuklaları haline gelmiş H a lifeli, Sultanlı ve Âvanlı bir züm renin tehditleri altında bir avuç

vatanperverin neler yapabilece­

ğini dünyaya ilk kez ilân etmiş­ tir.

V\İLLÎ YEMİN

Bildirinin bir adı daha vardır: Abdı Milli (millî yemin)

Türkler, tam bağımsızlık bi­

lincine varmış bir «millet» olarak asgarî (minimum) haklarını is­ tiyorlardı. Ve bunu, yalnız kendi adlarına değil, bütün «muztarip beşeriyet» adına, «mazlûm mil­ letler» adına istemişlerdir

Bildirinin kabul edilmesi, İs- tanbui Hükümetini, Ayan Mecli­ sini telâşa düşürmüştür. Emper­ yalist dış baskı zaten iki vöniü olarak işlemekteydi. Sevres Aııd-

laşmasınm diktacıları bir yan

dan kendi kuvvetleriyle, Türkleri

boyunduruk altına almak iste

mişlerdir. Bir yandan da, azın­ lıkları silâhlandırarak, anarşi ha­ vası yaratarak düzen getirme ba­ hanesiyle, işgalleri genişletme yo­ luna gitmişlerdir.

Fakat, emperyalizmin, 19181er- deki asıl keşfi, b ir alt emperya­ lizm yaratmak ve kurmak olmuş­

tur. Görev, Yunan ordusuna

verilmiştir. Ege , bölgesindeki

Rumlara da asker üniforması

giydirilerek bir kukla askerler

ordusu kurulmuştur. Özellikle

Ege bölgesinde, İtalyaniar da,

daha barışçı yollardan bu akıma katılmışlardır.

OLAYLAR ZİNCİRİ

edilmesiyle işgal edilmiştir. Ge­ neral H. F. Wilson imzalı işgal

kuvvetleri tebliği, Padişahı öv­

mekte, millî teşkilâtı suçlamak tadır. Aynı gün. Meclis işgal kuv vetlerince sarılmıştır. Mebusların bir kısmı tevkif edilerek Malta’ ya gönderilmiştir.

Mebusan Meclisi, iki gün' son­ ra son toplantısını yapmıştır. İş­ gal ve tevkif olayı protesto edil­ miştir: Durum anayasaya da, in­ san haklarına da aykırıdır. Ka­

yıtsız şartsız, fikir ve vicdan

özgürlüğüne şahin olmayan bir

meclis serbestçe karar alamaz.

Bu protesto, baştı Büyük Britan ya olmak üzere bütün dünya par­ lâmentolarına bildirilecektir (6). Mebusan Meclisi, birleşimlerin ertelenmesine (inikatların tehi­ rine) oybirliğiyle karar vermiş­ tir. Öneri, millî bir belge olarak tarihe maledilivordu.

Müdafaai Hukukçu Mebusan Meclisinin eylemleri, emperyaliz­ min çıkarlarına ters düşmekte­ dir. Meclis daimi surette Ankara’

daki Heyeti Temsilivenin ve

yurdun her vanmdan telgraflar çeken Müdafaai Hukuk şubeleri­

nin baskısı altındadır, tşgaller

şiddetle reddedilmektedir. Ali

Rıza Paşa kabinesini. Salih Paşa hükümeti izlemiştir.

Nihayet 16 m art 1920 günü İs­ tanbul, masum askerlerin şehid

Heyeti Temsilive, İstanbul’da

bu durumun cerevan edeceğini

hesaplamıştı. Hattâ işgalden bir

gün önce işgali İstanbul’daki

mebuslara gizlice haber vermişti

bile. Artık Anadolu’da kurucu

yetkilere sahip (salâhiyeti fevka lâdeyi haiz) bir meclisin toplan

ması için her şev hazırdı. Bu

nedenledir ki, 19 m art 1920’de yeni bir seçim tebliği yayınlan mıştır. Alelacele kurulan 4. Da­ mat Ferit Hükümeti de. İstanbul Meclisim 5 nisan 1920 de. Mebu

Haber ve makalelerden sorumlu müdür: ... HAŞAN PUI.UR Spor bölümünden sorumlu m ü d ü r ... ... ... NAMIK SEVİK Magazin bölümünden sorumlu m ü d ü r ... DOftAN ŞENER Teknik Sekreter: ... TURHAN AYTUL Şehir Haberleri Şefi: FARUK DEMİRTAŞ ★ Yurt Haberleri Şefi: İBRAHİM ÖRS * Dış Haberler Şefi: SAMİ KOHEN ★ Fotoğraf Servisi Şefi: RÜÇHAN ÜNVER ★ Dış Münasebetler Şefi: NECDET GÜNKUT * İlân Servisi Şefi: ORHAN PEKSAYAR # Satış Servisi Şefi: MUSTAFA EROZ *■ Tertip ve Dizgi Servisi Şefi: SABAHATTİN GÜLTAN ★ Baskı Şefi: HAKKİ ÖZTINAZ * Klişe Şefi: SABAHATTİN ENEŞ

H I ïïnjT S

Vakit Güneş öğle İkindi Akşam Yatsı İmsak

1II

Vasati 714 12 27 15 04 17 20 18 55 534 Ezani 1 55 708 • 45 12 00 1 35 12 15 2* OCAK 1970 ★ Hicrî 1389 ZİLKADE 20 * Rumi 1385 OCAK 15

■ - . . k : .. ....

san Meclisini feshederken Anado­ lu’da yeni, taze ve canlı bir ha­ yat başlıyordu. Türkiye Cumhu­

riyetinin temeli atılmıştı. Bu

devletin temelinde «tam bağımsız lık» harcı var...

LOZAN ve YANKISI

Yıl 1924...

Misakı Millî’nin ilânından dört

yıl sonrası. Batı, bizi İstiklâl

Savaşının galibi olarak tammış tır. Ama...

Bir İngiliz gazetesinde, New

Conventional’de çıkan yazıdan

bir parçayı okuyunuz:

«... Gerçekten Türkiye, teorik bakımdan bağımsız bir hükümet oldu. Lâkin bu ticaret ve sanatta kabiliyetsiz ve sermayeden yok­ sun olan ahaliyi bilenlerce ma­ lûmdur ki: Bu bağımsızlığın öm­ rü pek kısa olacak ve eski duru­ mu bir başkası üzerine alacak­ tır.» (7)

Lozan, Sevr’i yıkmak üzere ya­ pılmıştı. Bugün biz hâlâ kendi- disini Sevr diktacısı olarak gö­ ren, verdiği borçlan, insani değil, milletlerarası bir tefeci örgütüy­ le işleten zihniyete karşıyız. Çün kü Müdafaai Hukukçuyuz. Çün­ kü Atatürkçüyüz. Ve çünkü kendi kendimizi inkâr edemeyiz.

SEMRA ve TAHİR KARABAĞ

Kızlarının doğumunu

T iğl akraba ve dostlarına £@| müjdelerler.

^ 26-Ocak-1970 tsta n h u l

(1) Millî Mücadele’de Erzurum, s. 14. (2) İkinci Dünya Savaşında, idama mahkûm edilen bir Fransız gen­ cinin sözleri. (Alfred Stem : La Résistance comme école de l'existentialisme), (La République Françaisè dergisi, 1949, S. 81) (3) Meclisi Mebusan Zabıt Ceridesi, 4.

Devrei İntibahiye İçtimai Fevkalâ- de. s. 115.

(4) Dag Yolu, I. kitap, s. 243 (Anka­ ra 1928).

(5) Bildirinin metni ve analizi için şu etüdümüze bakınız: «Osmanlı İm­ paratorluğundan Türkiye Büyük Millet Meclisi Rejimine Geçiş (İs­ tanbul . 1956).

(6) Sinop Mebusu Rıza Nur Beyin Söz­ leri (Aynı zabıt ceridesi, s. 278). (7) Tarihten Sesler Dergisi, No. 8-9,

Ağustos 1943, s. 8

ji^ m n m n n H in ıiM n ın n a a n M ia n ın ıııııııııııııiH im u ııııam ıın ııııııııııııııl| | ı ı ı n ı , | l„ l „ | „ llllllllllllllll|a .

T E Ş E K K Ü R

§ Rahatsızlığımı teşhis edip yerinde müdahalesi ile yaptığı \

z başarılı ameliyatla sıhhatimi kazandıran i

Prof. Adnan Saiepçioğltj'na

| yakın alâkasını üstümüzden hiç eksik etmeyen, iyi insan Dr. i

§ KEMAL ATAY’a, narkozitör Necdet Tenür ve bütün Güzel- İ

I bahçe Kliniği personeline sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

I Milliyet: 152S CELÍLE CANAN İ

...■ İ l i n » ... ... m ...U I M l U l l l i m r

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Aynı alan içinde birden fazla örgün ve/veya yaygın eğitim kurumunun bir arada bulunması halinde eğitim kampüsü kurulabilir ve bunların ortak ihtiyaçlarını karşılamak

 Kombinasyon sendromu üst çene tam dişsiz arkın Kombinasyon sendromu üst çene tam dişsiz arkın karşısında alt çenede Kennedy Sınıf I diş.. karşısında alt

Tezde öncelikli olarak genel misak için hazırlık niteliğinde olan, Balkan Devletleri arasında yapılan ikili anlaşmalar işlenmiş, daha sonra altı Balkan Devleti

1 Mustafa Argunşah, Dil Yarası, Türk Ocağı Kayseri Şubesi Yayınları, Kayseri 2006, s... Cumhuriyeti de bu dönemde kurulmuştur- “dil” mefhumunun milletleşme ve millî

 Üretim sürecine katılan bütün üretim faktörlerinin elde ettiği gelirlerin toplanmasıdır. 

 Otonom harcamalardaki bir artış, denge gelir seviyesini, çarpan katsayısı oranında artırır:.  Çarpan katsayının 1’den büyük olması

Şimşir, Ermeni Meselesi 1774-2005, Bilgi Yayınları, İstanbul 2006; Muhittin Nalbantoğlu, Rus Yarbayın Ağzından Türklere Karşı Ermeni Vahşeti Dün Türkiye Bugün

Mondros Mütarekesi’nin hemen akabinde Kastamonu ve çevresinde millî teşkilâtlanmaya gidilmiş, kısa sürede Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Kastamonu Şubesi