• Sonuç bulunamadı

Ataç ve Laiklik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ataç ve Laiklik"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EVET/HAYIR

OKTAY AKBAL „ ^

s y » ' / w T*“

Ataç ve Laiklik

Bir buçuk yıl önce şöyle yazmış güncesine:

“Gür lerdir hastayım. Bir ayı geçti. Hasta düştü mü ister iste­ mez ölümü düşünüyor kişi. Güzeldir yaşamak, kolay kolay kat­ lanılmaz bu yeryüzünü bırakmaya. Gene de söyleyeyim, kork­ muyorum ölümden. Ölmek istenilmez ya, ne yapalım? Hepimi­ zin başına gelecek. Epeyce yaşlandım, altmışıma yaklaşıyorum, bu kadar yaşadım, yeter bana."

Ölmeden önce de böyle yazmıştı güncesine: “Bunca yıl ya­

şadım, yeter bana." 61 yaşındaydı Ataç öldüğünde... O yaşı ge­

ride bırakan bir insan için ‘yeter bana’ demek biraz güç! Ya­ şam, yetmiyor, hiçbir şeye yetmiyor. “ Yaşayıp Görmek" adını vermiştim bir kitabıma. Düşünüyorum, on yıl önce, yirmi yıl ön­ ce dünyadan ayrılsaydım, toplumumuzdaki değişimleri, çoğun­ lukla olumsuz değişimleri görmeyecektim. Uygarlık dünyasın­ daki aşamalardan haberim olmayacaktı. Yeni ürünler vereme­ yecektim. Yaşamak kimseye yetmez. Kişi, üretebildiği, yarata­ bildiği, çalışabildiği, kendine ve çevresine yararlı olabildiği için yetmez.

Ataç öleli tam otuz yıl olmuş. Şöyle yazmıştı 1956’da defteri­ ne: “Ölürsem yakında, bir dileğim var kalanlardan. Beni sev­

meyenlere, beğenmeyenlere karışmam. Onlar gerekli bulurlar­ sa benim bir değerim olmadığını söylesinler. Ötekilerden benim dileğim: Öldüğümün ertesi günü yazı yazmasınlar benim için. Hani -x’i kaybettik, şöyle yüksekti, böyle değerliydi- diye ağıtlar yok mu? O sözlerin yalan olduğunu hepimiz biliriz. Tiksinirim o ağıtlardan. Benim için yazı yazmasın beni değerli bulanlar. İki yıl beklesinler, iki yıl sonra unutmazlarsa, beni gene değerli bulurlarsa, ilk üzüntü de geçmiş olur, yazsınlar düşündüklerini, ölçüyü aşırmazlar. ‘Kaybettik... Yitirdik. Ölüler arkasından söy­ lenen bu söz tiksindirir beni. Ben ‘kaybolmam’, ‘yitmem’, ölürüm. Öldü desinler.”

Otuz yıl sonra ataç, yazınımızda hâlâ etkin bir yazar mı? He­ men her yazar ölümünden sonra sağlığındaki önemi ya yitirir, ya da o günlerde kazanamadığı değeri kazanır. Kimi zaman bir yazar, uzun yıllar unutulur, anımsanmaz, sonra biri çıkar, bir yapıt yazar o kişi için, bir de bakarsınız o unutulan kişi, ye­ ni bir güçle yazın dünyasında yerini almış, hem de eskisinden daha büyük bir etkinlikle... Ataç için de böyle olacaktır, buna güvenim var. Ama şimdilik epeyce unutulmuş gibi... Kitapları yeniden basılmıyor, yazdıkları incelenmiyor, üzerinde tartışıl­ mıyor. Bunun bir nedeni de Ataç’ın savunduğu düşünlerin, gö­ rüşlerin karşıtı görüşlerin, beğenilerin günden güne yaygınlaş­ ması... Laiklik, devrimcilik, çağdaşlık, insancılık gibi ilkeler sağ­ cı yönetimlerce bir yana itildi, yurttaşlarımıza çağdaş uygarlık düzeyinin yapıtları sunulmaz oldu, klasik yapıtları okutmak, sev­ direrek yerine Türk - İslam sentezi denilen acayip bir görüşle yazılan kitaplar ön yerleri almaya başladı. Eğitim yöntemimiz akıla, bilgiye dayanmayan, içeriksiz, tutucu, çağdışı bir niteli­ ğe kavuşturuldu. Ataç’sa hep çağdaşlığı, uygarlığı, tartışmayı, düşünmeyi, saplantılardan kurtulmayı, açık görüşlülüğü savun­ muştu. Türkçeyi yabancı sözcüklerden kurtarmak için bütün yaşam boyu didinmişti. Şimdi Ataç’ın sevgili Dil Kurumu bile ortadan kalktı. Yaşasa 91 yaşında olacakmış... Hani insanın iyi ki yaşayıp da bu günleri görmedi diyeceği geliyor!

1956 yılında Günce’sine yazdıklarını okuyorum. Sanki şim­ dilerde yazılmış... işte laiklik konusunda dedikleri:

"Birkaç yıldır ağızlarda dolaşan bir söz var: 'Laiklik dinsizlik demek değildir.’ Boyuna söylüyorlar bunu, işliyorlar bu sözü, söy­ levler kuruyorlar bunun üzerine. ‘Dinsizlik demektir' diyen oldu mu? Yoo! İstedikleri, kimseyi yanıtlamak değil, ‘Laiklik dinsizlik demek değildir' diye başlıyorlar, sonunda ‘Laiklik, dinlilik demektir' demeye getiriyorlar. Değildir, dinlilik demek de değil­ dir laiklik. Dini gönüllerde bırakmak demektir. Devlet işlerinden açılınca, yasa yapmak gerekince, dini karıştırmamak demektir. Bir toplantıda, devlet işleri konuşulurken biri kalkıp, dini ileri sü­ rerse, bilin ki o kişinin davranışı laikliğe aykırıdır."

Ataç, “İnanıyorsanız sizin gönlünüz de yeter. Karışmayın baş­

kalarının inançlarına... Kişi inanabildiğine inanır. Ben dinsizsem, Tanrı’ya inanmıyorsam size ne? Sizin dininiz de söylüyor: Din­ sizler cehennemde yanacaklarmış. Demek yeryüzünde değil, öbür acunda, Tanrı verecekmiş onların cezalarını. Peki size ne oluyor? Siz Tanrı’nın yerine mi koyuyorsunuz kendinizi?"

Ataç’ın önemi, değeri yazdıklarının eskimemesidir. Otuz kırk yıl sona bile bugün yazılmış gibi yepyeni, taptaze, güncel bir değer taşımasıdır. Anlatımıyla, ele aldığı konularla... Ataç’ın tüm yapıtlarını bir dizide bir araya getirmek bir görevdir. Bunu han­ gi yayıncı yapacak bilmem! Ama bu büyük yazarın her kitabı toplumumuza uygarlığın, kültürün aydınlığını yayan birer güç kaynağı, bunu unutmamalı.

Ataç, o günlerden sesleniyor bizlere, diyor ki: “Atatürk’ün yap­

tıklarını, devrimi diledikleri gibi, işlerine geldiği gibi yorumlama­ larına bırakmayalım. Bilelim ki, devrim ilkelerinin özü laikliktir, dini acun işlerine karıştırmamaktır. Ona su katılmasına bıraktık mı, gene dünkü yaşayışa döneriz. Bizi o eski, çürümüş düşü­ nüşten kurtaracak bir Atatürk daha kolay kolay gelmez." .

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

NASA’n›n morötesi dalgaboylar›na duyarl› Gökada Evrim Kaflifi (GALEX) uydusu, Araba Tekeri’nin de, görünür çap›n›n iki kat›na kadar uzanan daha genifl bir

(Düstur-ül Ve­ sim...) in Bayezit kütüphanesinde bu­ lunan nüshasında metin dışı bir say - fada başka bir yazı ile yazılmış olan satırlarla bu malûmatın

Kocası, daha karısının ce­ nazesi kalkmadan, onun yerini al­ mağa hazırlanan bir arkadaşile, bo­ zulan işlerini düzeltmek için yeni bir Ankara seyahatine

Vaktile, benim de kalem yar­ dımımla milliyetçi “Turan,, gazete­ sini çıkarmış olan Zekeriya Beyin Türk ordusunu, Türk milliyetper­ verlerini ve Türk

Ali Aybar, Avusturya Kültür Ataşesi Prof, mazından sonra Üsküdar Mezarlığı'nda toprağa verildi.. Kassper, Avni Arbaş gibi kültür ve sanat yaşamımızda

Cemaati tarafından “Papa Eftim” olarak sıfatlandırılan Türk Ortodoks Patriği liırgut Erenerol’un cenaze töreni Galata Pahaiya Merkez Türk Ortodoks

FOSAMAX tablets - 福善美 錠 [ 發表藥師 ] :朱仲安 藥師 [ 發布日期 ] :2003/9/15. FOSAMAX(alendronate sodium)為

Ney ve nısfiyeyi, mest olduğu demlerde; gelişi güzel, fakat bir bahçeden rastgele toplanan çiçekler gi­ bi, hoş çalar ve ayık olduğu zamanlarda ise; değil