• Sonuç bulunamadı

[Abdülmecid'in en uzun ömürlü kızı Seniha Sultan]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "[Abdülmecid'in en uzun ömürlü kızı Seniha Sultan]"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ç ENIHA Osmanoğlu, hemen he­ men o sayıda şehzadesinden ayrı­ ca tam 21 kızı dünyaya gelen Abdül- mecit’in olgunluk çağına erişmiş ve gelin olmuş sekiz kızından beşincisi, Cumhuriyet devrini idrak eden iki kı­ zından büyüğü, bütün kızlarmin da en uzun ömürlüsü ve sonuncusudur.

1851 de baş ikbal Nalanıdil Hanım­ dan dünyaya gelmiş olduğundan ba­ basının ölümünde 10 yaşında imiş, annesini de pek genç yaşta kaybetti­ ğinden büyük biraderi ve veliaht Mu­ rat Efendi tarafından büyütülmüş. Onun Beşinci Murat nam ve unvaniy- le tahta cülusu üzerine büyük bir iti­ bara sahip olup kendisine Dolmabah- çe Sarayında hususî br daire tahsis edilmiş. Murat’ın birkaç gün geçince çıldırması ve 3 ay 3 gün sonunda tahttan indirilmesi üzerine Seniha Sultanın itibarı bir derece sarsılmış olsa bile, tahta geçen padişah, yani II. Abdülhamit de biraderi olduğun­ dan bu saltanat tabeddülü kendisi için tabiidir ki bir felâket mahiyetini al­ mamış. Görenlerin ifadesine ve gör­ düğüm bir fotoğrafın da şehadetine göre sevimli çehreli ve kestane rengi gözlü, ufak tefek olan Seniha Sulta­ nın kocaya verilmek zamanı da o sı­ rada çoktan gelmiş bulunuyormuş. İl. * * Abdülhamit cülusunda mevcut ve birbirinden ağır gaileler arasında bu hemşiresini — kaldı ki biri Seniha Sultandan büyük olan — daha üç hemşiresiyle birlikte gelin etmeyi münasip ve lâzım saymış.

i lâve edelim ki Abdülmecit’in bu

* dört kızının çeyizleri hazırmış, fakat tahtta bulunan Abdülâziz Han bunları — belki henüz pek genç olan ilk kızıyle birlikte gelin etmek iste­ diğinden — bir türlü evlendiımez- miş. Bu sebeple de, Seniha Sultan ancak 26 sında, yani o zamanın örf ve âdetlerine göre geçkin sayılacak bir yaşta iken — galiba biraderlerin­ den Kemalettin Efendinin tavsiye ve delâletiyle — II.- Mahmut damatla rından — ve damat olmadan önce Koca Hüsrev Paşa kölelerinden! — Halil Paşazade ve BabIâli'de kalem hulefasından Mahmut Beye verilmiş. Diğer üç bakire hemşiresinin aksine, Seniha Sultanın gilzice gönül verdiği bir delikanlı da yokmuş.

(2)

ölümün-den sonra aldığı İsmet Hanım isimli Çerkeş kadınından dünyaya gelmiş olan Mahmut Bey ise o tarihte 23 yaşında, sarışın bir delikanlı irhiş. Fakat bu kadar genç olmasına rağ­ men de İsmet Hanım ismindeki oda­ lığından Asım isminde bir oğlu var­ mış. Odalığının artık yüzünü gör­ memeyi taahhüt ettiği için keyfiyette bir mahzur görülmemiş, sadece bu durum Sultandan gizli tutulmuş ve damatzade damat düğünden evvel ve sonra çifter çifter rütbeler alıp vezir Mahmut Paşa oluvermiş, hattâ bir ara Adliye Nazırı yapılıp 25 yaşında vükelâlığa yükselmiş. Fakat ehliye­ tinin buna müsaade etmediği pek ça­ buk meydana'çıktığından — Ali Su- avi baskmiyle — Sultan M urat’ın Çırağan’dan çıkarılmağa kalkışılma- smdan az önce - - Başvekil Sadık Pa­ şanın teklifiyle. Şûrayı Devlet âzalı- ğma nakledilmiş.

* * H:

J£ u sıralarda Seniha Sultan kendi­ ne göre siyasî bir rol oynamağa çalışıyormuş. Baskın işinde parmağı olmasa bile bundan az sonra Sultan Murat’ın Avrupa’ya kaçıı ıiması te­ şebbüsüne karışmış ve hattâ bu işten haberi bile bulunmayan kocasının is­ mini paravan diye kullandığından a- damı Sultan Hamit’in nezdinde şüp­ heli durumuna düşürmüş. Kaldı ki, Çıı-ağan Sarayı etrafına yedi duvar örülüp kuş uçmaz hale geldikten sonra, Seniha Sultan, Sultan Hamit’- le hoş geçinmek yoluna gitmemiş de­ ğil. Sultan Murat’ı pek seven diğer hemşiresi Fatm a Sultan gibi mağrur bir inziva ihtiyar etmiyecek, Yıldız Sarayına daima gidip gelecek ve pek çapkın paşasiyle kendisinin israf ve debdebelerine muayyen tahsisatı yet­ mediğinden Sultan Hamit'len rica, minnet sık sık ihsanlara da mazhar olacaktır.

* * *

\ ı-şiv Umum Müdürlüğündeki Yıl--‘ “■dız Sarayından müdevver evrak arasında Seniha Sultanın bir culûs yıldönümü münasebetiyle “paşa köle­ leri” yani kocası taralından yazılmış bir manzumeyi takdim eden — ve her halde alınmış veya alınacak ih­ sanlarla alâkalı — bir arîzası da bu­ nun delili.

Zira Mahmut Paşa şöyle böyle bir şairdir, cülusu hümayunun yıldönümü münasebetiyle kasideler döktürmekle beraber devri — ve içlerine bir daha katılamadığı — vükelâyı hicveden manzumeler de kaleme almaktadır. Damat olurken yapmış olduğu taah­ hüdü de tutmamıştır. Beyoğlu malı- bubeleri ve selâmlık eğlenceleri dı­ şında eski odalığı İffet Hanımı da muhafaza etmiştir. Sultandan Saba- haddin ve T.ûtfullah isimlerinde iki

(3)

oğlu doğduğu gibi bu İffet Hanımdan da galiba iki oğlu daha dünyaya gele­ cektir. (Ancak Mahmut Paşanın bü­ tün havailiklerine rağmen Sultandan dünyaya gelen iki oğlunun tahsil ve terbiyeleriyle ciddî ve şuurlu bir şe­ kilde meşgul olduğunu da ilâve etmek lâzımdır.)

Pek neşeli ve kibirsiz bir kadın o- lan Seniha Sultan İffe t Hanımın var­ lığından nasıl ve ne zaman haberdar olmuş, bilmiyorum. Fakat bu hanı­ mın yakınlarda vefat eden ilk oğlu Asım Beyden bizzat duyduğuma gö­ re, ortağını bazan sarayına dâvet e- der :

— Ben sizin üzerinize gelmiş bu­ lunduğum için size darılmaya hakkım yoktur!

Diye bu hanıma iltifatını da esirge­ mezmiş. Kaldı ki bu iltifat ve müsa­ mahakârlık kocasına karşı sevgisinin pek derin ve büyük olmadığının bir delilini de teşkil edebilir. Nitekim Seniha Sultan saçlarını da o zamanın bazı hanım âlemlerindeki âdete uy­

gun olarak kısa kestirmiş ve — bu­ nu, kendisini büyük saray merasimin­ de birçok kereler gören yaşlı ve pek muhterem bir hanımefendiden duy­ dum — bir tercih eseriyle pek kısa kesilen bu saçlardan dolayı da başın­ da taşıdığı büyük taç sağa sola ka­ yıp dururmuş.

Seniha Sultan kocasının kendisin­ den dünyaya gelen — ve büyüğü fi­ kir ve siyaset tarihimizde mühim bir yer işgal etmeye namzet — iki oğlu­ nu alarak açıkça ilân ettiği veçhile idare şeklini değiştirtip fevkalâde se- lâhiyetlere sahip bir sadrazam şek­ linde dönmek üzere, başka bir iddia­ ya göre de Bağdat Demiryolu imti­ yazının kendisine verilmeyişine küse­ rek 1900 de Avrupa’ya kaçışından ev­ vel tabiî keyfiyetten haberdardı. Çünkü paşa hazretleri Beylerbe­ yinde caı-iyeden doğma evlâdının evi­ ne vedaa dahi gittiğine göre iş el­ bette Seniha Sultandan gizlenmiş olamazdı.

Kocasiyle büyük biraderi arasında­ ki durumdan müşarülileyha ne dere­ cede müteessir olmuştur, bilemem. Sade bildiğim, paşanın ve sultanza- delerin firarlarından sonra Sultar. Hımid’in kendisini Kuruçeşme’deki yalısından alıp bir müddet Yıldız’da oturtmuş olduğudur. Kaldı ki bu otu­ ruşun bir nevi zindana atış mahiyeti yoktur. Sultan Hamit’in Yıldız Sara­ yı bahçesindeki büyük havuzda hem­ şiresiyle başbaşa sandalda gezdiğini ve Seniha Sultanın kürekleri çekti­ ğini, bu manzarayı seyreden bir ha­ nım efendiden duymuşumdur.

(4)

A 903 de damat paşa hayli borç- ' lu bir halde Avrupa’da vefat ettikten sonra ağabeyinin zekasına da, ihtiraslarına da sahip olmayan küçük sultanzade İstanbul’a döne­ cek, yani Sabahattin Bey ise 10 Tem­ muz inkılâbına kadar Fransa’da ka­ larak ve borç - harç yaşayarak Sul­ tan Hamit idaresi aleyhindeki müca­ deleye devam edecekti.

Bununla beraber Sultan Hamit Seniha Sultanı Yıldız’dan bir müd­ det sonra yalısına yollamış ve kendi­ sine malî bakımdan sıkıntı da çek- tirmemiştir. 10 Temmuzdan bir müd­ det sonra Sabahattin Bey babasının kemiklerini muhtevi tabutu bayrak gibi elinde yükselterek memlekete döndüğü zaman vapur tutup istikba­ line çıkanlar - o tarihte küçük bir çocuk olmama rağmen hatırlıyorum- Kuruçeşme’deki yalının önüne gide­ rek Sultanı alkışladılar, o da pence­ reye geldi ve - eline bir mendil ge- çivermediği için olacak - alkışlara koca bir perdenin eteklerini çıkarıp sallayarak mukabele ettiydi.

- •

---C abahattin Beyin 31 Martı mü-^ teakip ve Hareket Ordusu da­ ha meydana çıkmamışken giriştiği teşebbüsten, yani Haliç’ten dışarı çıkmış bulunan gemilerin toplariyle Yıldız’ı tehdit edip Padişahı çekilme­ ğe mecbur etmek teşebbüsünden Seniha Sultan haberdar mıydı, bil­ miyorum. Ancak muhakkak olan keyfiyet, Sultan Hamit’in hal’i ile başlayan devirde de Sabahattin Be­ yin İstanbul’da tutunamıyarak P a­ ris’e dönmek zorunda kaldığı ve Sul-> tanın yemden biraz şüpheli bir du­ ruma girdiğidir. F akat ittih at ve Terakki’ce sevimsiz olsa bile itiba­ rına yine halel gelmemiştir.

Nitekim, galiba 1911 deki büyüle bayrak muayedesinde ve salonu çev­ releyen üst balkonun kafesli kısmın­ dan merasimi seyrettiği sırada pat­ riklerin simsiyah cübbeleriyle ve toplu bir halde usulen tahta yaklaş­ maları üzerine manzarayı birden pek eğlenceli bularak velveleli bir kah­ kaha koparıverecek, yüzlerce baş ta birden merak ve tecessüs içinde yu­ karılara kalkacaktır. Saray mensu­ bu bir akrabamın delâleti sayesinde alındığım ecnebi misafirlere mahsus kısma da bu harikulâde tannan kah­ kaha gelip erişecek, kulaklarımı çın- latacaktır.

Seniha Sultanın altmış yaşınday­ ken on beş yaşında bir genç kız per­ vasızlığıyla fırlattığı bu kahkahayı hâlâ duyuyor gibiyim.

* ¡K >f=

D Uyük oğlu Prens Sabahattin u Beyin ittih at ve Terakki reji mince menfur bir halde Paris’te y a­ şadığı sıralarda Seniha Sultanın ba­ şına maişetini pek güçleştirecek bir felâket gelmiş, yani Kuruçeşme’deki miikellef yalısı galiba bir yaz günü çıkan bir yangınla kül oluvermiştir.

(5)

Karşıda Çengelköyü’ndeki sarayın­ dan bu yangım görür görmez çata nasiyle koşup gelen Vahidettin Efendi (yani müstakbel VI. Meh­ met) tarafıııdan götürülüp m isafir edilen Seniha Sultan için pek mühim bir darbe olacaktır. Hesap ve kitabı bilmemek yüzünden biriken borçları homurdana homurdana da olsa öde­ yen bir Sultan Hamit artık yoktur ve Sultanın sahil sarayı icabında pa­ raya tahvil edilecek nice antika eş- yasiyle birükte yok olup gitmiştir...

Çengelköyü misafireti tabiî ebedî olmayacak ve Seniha Osmanoğlu az sonra hanedan âzasından hiçbirinin ikamet etmedikleri uzak bir semte, ta Pendik’e taşınacaktır. Orada ga­ liba kocasından kalma bir yere ma­ liktir. Kaldı ki sıhhatine ve neşesine halel gelmiş te değildir. Nitekim tahttaki ağabeysi Sultan Mehmet Reşat bir külçe halindeyken, ablası Cemile Sultan yatağında çivili ya­ şarken, kendinden birkaç yaş küçük amcazadesi ve veliaht Yusuf İzzet­ tin Efendi İngiltere Kralı V. Geor- ge’un taç giyme merasimi için g it­ tiği Londra'da beygir üstünde mera­

sime iştirak ettirileceği için korku­ dan tir tir titremişken, altmışı artık geçmiş olan Seniha Sultan arkasın­ da bir seyis Pendik’te ata binip sey­ rana çıkmaktadır.

Bir seyran esnasında da seyisinin atı ürkerek bacağına bir tekme in­ dirdiğinden topal kalacaktır. Fakat bu kazadan sonra da Pendik’ten ay rılacak değildir. Ve hep neşeli, k i­ birsiz, saçları da kesiktir. O sıralar­ da duyulmuş bir hikâyeye göre de yanında yaşayan S ü ... Hanım isimli bir muhibbesinin önünde diz çöküp onun bacaklarını oğacak ka­ dar da alçak gönüllüdür..

ahidet'tin Efendinin tahta çık- ’ masından az sonra mütareke olup - 1922 de İttihatçıların sükut­ ları üzerine de bir müddet Paris’ten gelen - Sabahattin Bey yeni avdet ettiği sırada artık hanedanın en yaş­ lısı bulunan Seniha Sultan Pendik- ten şehre iner. Aldanmıyorsam bira­ deri Ihlamur Kasrını kendisinin ika­ metine tahsis edecektir. B ir ara Sabahattin Beyin sadareti de ihtimal dahiline girmiştir.

Seniha Sultan için son huzurlu günler geçmektedir. 1922 sonbaha­ rında saltanatın ilgasiyle VI. Meh­ met’in firarı ve hilâfete hanedanın Abdülâziz koluna mensup bir şeh zadenin, Abdülmecit Efendinin se­ çilmesini müteakip Osman Oğulları hanedanının - zaten yetmeyen - tah­ sisatları yarıya inecektir. 1924 martı başında hilâfetin de ilgasiyle sakıt hanedan âzasının kadın ve erkek memleket dışına ve bir hafta içinde hazırlanıp çıkmaları kararı şehzade ve sultan saraylarını dehşet akisle­ riyle çınlatacaktır. Seniha Sultanı, bu karar, belki lûtufları sayesinde ve galiba Nişantaşı taraflarında bir apartman yaptırmış olan Su ... Hanım nezdinde ve adeta sığıntı du­ rumunda bulur.

(6)

T-r ükûmetçe bütün yola çıkması gerekenlere seyyanen verilmiş bin lira yol parasiyle önünde sürgün yolu açıldığı zaman, Abdtilmeci* Hanla Nalanıdil Kadının kızları 71 yaşındadır.

10 Temmuz inkılâbından sonra ha­ nedanın kadın âzasından bazıları, Abdülâziz’in büyük kızı Şali ha ve V. Murat’ın en büyük torunu Behiye Sultanlar gibi bir ikisi çarşafı çı­ karmamak şartiyle, Avrupa’yı ziya­ ret etmişlerdi. Seniha Sultanın bir kaç yaş küçüğü Mediha Sultan ise daha saltanatın ilgasından önce ko­ cası Damat Ferit Paşa ile birlikte Fransa’ya göçmüştür. Seniha Sultan için bu, İstanbul’dan ilk ayrılıştır.

B ir müddet Paris’te, kendisine mu­ siki dersi vermiş Hege isimli tatlısu frenginin baldızı ile evli bulunan kü­ çük oğlu Lûtfullah Beyin apartma­ nında kalacaktır. Ancak bu, küçük bir apartmandır ve musiki dersleri vererek yaşayan ve henüz küçük olan kız ve erkek iki çocuklarını ya­ şatan karı - koca için yaşlı ve gur­ bette birdenbire çöken, biraz da bu­

nayan kadının, elinden hiçbir iş te gelmeyen, iki çocuklu evin hiçbir işine yardım edemeyen kadının eski bir Osmanlı padişahının kızı olması artık bir mâna ifade etmemektedir. İhtimal ki araya eski sahihler, -de karışmakta, yani Lûtfullah Beyin birkaç' yıl önce Belçika’da aldığı ve alınması hiç hoş karşılanmamış - ve dinini ve galiba Şamaripa olan ismi­ ni muhafaza eden - Macar asıllı ge­ lin hanım vaktiyle hep eteği öpülen bu kaynananın eski azametinin, bel­ ki tezyiflerini unutmamış, kendilerini bu adeta sefil hayata mahkûm

bı-^

d

rakanr israflarını da affetmemekte­ dir.

Bu ananın kendilerini Osmanlı pa­ dişahlarına torun yapışı bile bunun neticesi şimdi sürgün olduğu için ap- cak bir hiddet ve düşmanlık sebebi teşkil etmektedir. Karı - koca ara­ sında bir istişareden sonra, galiba İsviçre de bulunan büyük biraderi, Sabahattin Bey davet edilir ve anne küçük oğuldan büyük oğula devro- lunur.

Fakat onun da malî durumu pek bozuktur ve haremi İstanbul’da kal­ mıştır. Elinden hiçbir iş gelmeyen ve yaşı artık yetmiş beşi bulmuş olan bir ihtiyar kadına bakmak kendisi için büsbütün imkânsızdır. Mısır ve bilhassa Hindistan’dan mazhar oldu­ ğu yardımlar sayesinde müreffeh denecek bir hayat sürmekte bulunan Halife Abdülmecit Efendi Nice’te bir şatoda yaşamaktadır ve haneda­ nının en yaşlısı olan Seniha Sultanı refah içinde yaşatabilecek haldedir.

(7)

rf avali! Sabahattin Bey çaresin Şöyle bir plân tertip eder: An­ nesini katiyen yanından ayırmadığı kedisi kucağında olarak beraberine alır ve eski halifenin Nice civarın­ daki Şatosunun kapısı açık bulunan bahçesine bahçede hiç kimsenin bu­ lunmadığı sırada sokar, bir tahta kanepenin üzerine oturtur ve :

— «Sakın kımıldamayın efendim, ben biraz sonra gelip sizi alırım» diyerek çıkar, gider.

Seniha Sultan kucağında kedisi, belki Paristeki dar apartmanda Ma­ car soyundan gelin hanımın da şikâ­ yet sebeplerinden birini teşkil etmiş olan kedisi, oğlunun dönüşünü ses­ sizce bekler.

Neden sonra, pek ihtiyar ve üstü başı hayli kirli bir kadınm bahçede­ ki tahta kanepelerden birinin üze­ rinde kucağındaki kediyi okşaya ok- şaya etrafına bakınmakta olduğunu Efendinin adamları farkederek y a­ nına yaklaşırlar, kim olduğu öğre­ nilince de keyfiyet Abdülmecit Efen­ diye arzedilir. Bunun üzerine Abdül­ mecit Efendi Sabahattin Beye anne­ sini iade etmeği de, hükümete mü­ racaatla hanedanın en yaşlı uzvunu bir darülacezeye koydurmayı da ya­ kışıksız bulur ve Seniha Sultanla ke­ disine teşrifatlı ve hayli debdebeli bir hayat sürülen ve baş kadmın tek zevce şeklinde göründüğü ika­ metgâhında, alt katta bir oda tahsis olunur.

* * *

İZ endisini uzun hayatının bu son senelerinde görmüş bir Mısır prensesinin pek muhterem bir muharririmize anlattığına, onun da bana hikâye ettiğine göre, bu pren­ ses bir gün Abdülmecit Efendi ile ailesini ziyaret dönüşünde büyük bahçeden geçerken bir köşede pek ihtiyar ve üstü başı eski ve hayli kir­ li bir kadının kucağında kedisiyle bir tahta kanepede oturmakta oldu­ ğunu görerek tecessüsle yanına yak­ laşır, kendisine hitap eder ve ihtiyar kadının- düzgün konuşması da alâ­ kasını arttırdığından :

— «Kalfacığım, üstün başın hayli eskimiş, sana elbise bulayım. İsmini söyle de adamım getir»»» der. Mu­ hatabı :

— «Beni adamınız daima bahçenin bu köşesinde bulabilir. Çünkü kedi­ min hava alması için ben hep bura­ da oturur, acıkınca da odama girer, masamın üzerine bırakılan sahandan kendim yerim, hayvancığıma yediri­ rim,» mukabelesinde bulunur. Pren­ ses :

«Siz Halife hazretlerinin emek­ tar cariyelerinden misin?» diye so­ runca da Abdülmecit Hanın en uzun ömürlü kızı pek tabiî bir eda ile:

— «Hayır, ben Seniha Sultanım» mukabelesinde bulunur. .

(8)

o eniha Sultan Abdiilmecit Efen- ^ dinin şatosunun bodrum ka­ tında geçirdiği birkaç yıl içinde ha­ linden bir kere bile şikâyet etmemiş, sade vaktiyle pek sevdiği, zekâ ve irfaniyle iftihar ettiği oğlu Sabahat­ tin Beyin adını son saatine kadar bir daha ağzına almamış.

Ölüm tarihi 1931 olup Nice’te ve kuvvetle sanıyorum ki Abdülmecit Efendinin, ikametgâhında kendisine tahsis ettiği odada, kısa süren bir hastalık neticesi ölmüştür.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yitang Zhang (New Hampshire Üniversitesi) bu çalışmaya ve sayılar kuramının çeşitli derin sonuç- larına dayanarak, aralarındaki fark en fazla 70 mil- yon olan sonsuz

Bu durumda, fiziksel çaba da- ha çok ve süre daha uzun tutulursa, or- ganizma şeker deposundan yakmaya başlar.. Bu da sportif verimliliğin

Otuz yıl süren bir ayrılıktan sonra, eski bir dosta kavuşur gibi, aranan sevgiliyi bulur gibi, üzlenen vuslata erişir gibi, Avnl Arbaş da İstanbul’a kavuştu,

Ancak tipik Menenjiomların ADC değeri normal alandan yapılan ADC değerinden yüksek olup bu farklılık istatistiksel olarak anlamlıydı.. Tipik olgular- da ödemden ölçülen

In the business ethics literature, ethical perception of managers are analyzed from different perspectives, such as; types of business practices, decision making

İşte bu vaziyete yakinen şahit olan ve üzerinde uzun uzadıya düşünen Sa­ bahattin Bey, bir taraftan Avrupa umumi efkârını tatmin ve ekalliyet unsurlarını

In this study we dealt with Arabic folk songs of Siirt. We dealt on the characteristics of Arab folks songs of Siirt. In this research, we tried to draw off

İpekçi — Bizim ülkemizde bizim duru­ mumuzda bulunan kimselerin tatlı acı ha­ tıraları çok oluyor. Bunlardan zayıf ha­ fızamda en kuvvetli iz bırakan bir