• Sonuç bulunamadı

Eğitim uygulama okulları ve rehabilitasyon merkezlerindeki öğretilebilir zihinsel engelli bireylerin kişisel hijyeni ile ilgili uygulamalar ve velilerinin bilgileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Eğitim uygulama okulları ve rehabilitasyon merkezlerindeki öğretilebilir zihinsel engelli bireylerin kişisel hijyeni ile ilgili uygulamalar ve velilerinin bilgileri"

Copied!
111
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AİLE EKONOMİSİ VE BESLENME EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

EĞİTİM UYGULAMA OKULLARI VE REHABİLİTASYON MERKEZLERİNDEKİ ÖĞRETİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİ BİREYLERİN KİŞİSEL HİJYENİ İLE

İLGİLİ UYGULAMALAR VE VELİLERİNİN BİLGİLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Asiye YURTSEVEN

Ankara Nisan, 2012

(2)

AİLE EKONOMİSİ VE BESLENME EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

EĞİTİM UYGULAMA OKULLARI VE REHABİLİTASYON MERKEZLERİNDEKİ ÖĞRETİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİ BİREYLERİN KİŞİSEL HİJYENİ İLE

İLGİLİ UYGULAMALAR VE VELİLERİNİN BİLGİLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Asiye YURTSEVEN

Danışman: Yard. Doç. Dr. Şadan TOKYÜREK

Ankara Nisan, 2012

(3)

i

Uygulamalar Ve Velilerinin Bilgileri başlıklı tezi 21/03/2012 tarihinde, jürimiz tarafından aile Ekonomisi ve Beslenme Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

.

Adı Soyadı İmza

Başkan: Prof. Dr. Ali Fuat ERSOY

Üye: Prof. Dr. Yasemin ÖZKAN

(4)

ii

Kişisel hijyen insanların sağlığına zarar verecek ortamlardan ve durumlardan zuzak olmasını gerektiren ve toplum sağlığını doğrudan etkilen en önemli unsurdur. Kişinin kendi sağlığını koruması ve temizliğini sağlaması toplumda yer edinmesini kolaylaştırıcı etkendir. Kendini ifade etmekte zorlanan, başkalarının yardımına ihtiyaç duyan özel bir grup olan zihinsel engellilerin toplumda geri plana itilmeyen ve sevilen bireyler olması için kişisel hijyenlerine özen göstermeleri gerekmektedir.

Akademik yaşamıma çok değerli bilgileri ile katkıda bulunan hocam Prof.Dr. Sayın Mine ARLI’ya, çalışmamda beni destekleyen, yardım eden çok saygı duyduğum ve sevdiğim danışmanım Yard. Doç. Dr. Şadan TOKYÜREK’e, akademik yaşamımda beni destekleyen, bana güç veren saygı değer hocalarım Yrd. Doç. Dr. Hüsne DEMİREL ve Yrd. Doç. Dr. Yasemin ERSOY’a ve benden yardımlarını esirgemeyen bölümdeki hocalarıma teşekkürlerimi sunarım.

Tüm bilgisi ve içtenliği ile istatistik anlamda ve manevi olarak bana güç veren, yardımını esirgemeyen Savaş ÖZBEY’e, anket uygulamalarımda yanımda olan Kocatepe Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi’ndeki saygı değer öğretmen arkadaşlarıma, Kardelen Kaya Rehabilitasyon Merkezi müdürü Fulya KIZILSU’ya, anketime katılan tüm velilere, bu konuda velilerle irtibatımı sağlayan, araştırma kapsamındaki okullarda görev yapan öğretmen arkadaşlarıma ve Ferhat ÖZBEY’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Beni yürekten destekleyen, evladı olmaktan gurur duyduğum anneme ve diğer aile bireylerine ihtiyaç duyduğumda yanımda oldukları, bana güç ve destek verdikleri için teşekkür ederim.

Asiye YURTSEVEN Ankara – 2012

(5)

iii

EĞİTİM UYGULAMA OKULLARI VE REHABİLİTASYON MERKEZLERİNDEKİ ÖĞRETİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİ BİREYLERİN KİŞİSEL HİJYENİ İLE

İLGİLİ BİLGİ VE UYGULAMALAR

YURTSEVEN, Asiye

Yüksek Lisans, Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yard. Doç. Dr. Şadan TOKYÜREK

Nisan – 2012

“Eğitim uygulama okulları ve rehabilitasyon merkezlerindeki öğretilebilir zihinsel engelli bireylerin kişisel hijyeni hakkında bilgi ve uygulamaları” adlı bu çalışma; farklı zeka düzeyinde, zihinsel yetersizliği yanında fiziksel engeli de olan ve farklı yaş gruplarındaki zihinsel engelli bireylerin kişisel hijyen uygulamalarını, bu uygulamaların yeterli düzeyde olup olmadığını, kişisel hijyen uygulamalarında yardım alıp almadıklarını aynı zamanda zihinsel engele sahip olan velilerin kişisel hijyen hakkındaki bilgilerini belirlemek amacıyla hazırlanmıştır. Afyonkarahisar, Ankara ve İstanbul’da Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi ve rehabilitasyon merkezi ile görüşülerek toplam 225 veli üzerinde anket uygulanmıştır. Zihinsel engelli bireylerin kişisel hijyen uygulamaları ile velilerin kişisel hijyen hakkındaki bilgileri, velilerin eğitim durumları ile ilişkilendirilmiş ve khi kare analiz yöntemi uygulanarak sonuçlara ulaşılmıştır. Çalışmaya katılan velilerin büyük çoğunluğunu anneler oluşturmaktadır. Aynı zamanda engelli bireye en çok yardım edenin de anneleri olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Velilerin 157’sinin okur yazar olmayan, okur yazar olan ve ilkokul mezunları oldukları, 68’inin ortaokul, lise ve üniversite mezunu olduğu belirlenmiştir. Anket kapsamındaki zihinsel engelli bireylerin 70’inde farklı fiziksel engel bulunmakta, büyük çoğunluğunun erkek ve 13 – 18 yaş arası bireylerden oluştuğu saptanmıştır. Velilerin kişisel hijyen bilgilerinin eğitim düzeyleriyle bağlantılı olarak değiştiği, bu

(6)

iv

göz temizliği ve diş fırçası kullanımı sıklığı konusunda yetersiz olduğu belirlenmiştir. Okur yazar olmayan, okur yazar olan ve ilkokul mezunu velilerin sahip oldukları engelli bireylerin; banyo yapma, saç tarama, tırnak kesme, ayak yıkama, kulak temizliği, taharet temizliği, iç çamaşırı ve elbise değiştirme konularında ailelerinin yardımlarıyla yapabildikleri; ortaokul, lise ve üniversite mezunu velilerin sahip oldukları engelli bireylerin yalnızca kulak, ayak, tırnak temizliği ve banyo yapmada ailelerinin yardımına ihtiyaç duymaktadırlar. Engelli bireyler uyandıkları zaman yüzünü yıkamakta, tuvaletten çıkınca ve yemekten önce ve sonra ellerini yıkamakta, ellerini yıkadıklarında havlu kullanmayı tercih etmemekte, kirlendikçe ayaklarını yıkamakta, saçlarını şampuanla yıkamakta, haftada 1 ya da 2 kez banyo yapmaktadır. Kulak temizliğine önem vermedikleri, kulağını temizleyenlerin kulak pamuğu kullandıkları, dişlerini günde iki kez fırçaladıkları, diş ipi kullanmadıkları, haftada bir ya da uzadıkça tırnak kestikleri, tuvalet temizliğinde su ve tuvalet kağıdı kullanımının fazla olduğu belirlenmiştir. Hemen hemen tüm zihinsel engelli bireyler her gün ya da iki günde bir atlet, külot, çorap ve giysi değiştirmektedirler. Banyo lifi ve el yüz havlusunu aile bireyleriyle birlikte kullananların oranı kullanmayanlara oranla yüksek bulunmuştur.

Tüm bu bulgular doğrultusunda zihinsel engelli bireye sahip olan velilerin kişisel hijyen hakkında eğitim almaları gerekmekte, sağlıklı yaşam için kişisel hijyenin önemini kavramak ve bunu yaşantılarına transfer etmeleri gerekmektedir. Tutum ve davranışların olumlu yönde düzeltilmesi adına alınan eğitim ile zihinsel engelli bireyde de iyileşmeler görülecek ve bu bireylerin toplumda kabul edilebilir olmaları sağlanacaktır.

(7)

v

INFORMATION AND APPLICATIONS ON THE PERSONAL HYGIENE OF THE MENTALLY DISABLED PEOPLE AT THE TRAINING AND APPLICATIONS SCHOOLS AND REHABILITATION CENTRES THAT CAN

BE EDUCATED AND TRAINED

YURTSEVEN, Asiye

Post Graduate Thesis, Department of Household Economics and Nutrition Thesis Advistor: Yard. Doç. Dr. Şadan TOKYÜREK

April – 2012

This ‘’information and applications on the personal hygiene of the mentally disabled people at the training and applications schools and rehabilitation centres that can be educated and trained’’ called search was prepared to identify the personal applications of the mentally disabled people from different ages who also have physical disabilities, whether these applications are enough for them or not, whether they get help on personal hygiene or not. After discussing together with training and application schools and work centres in Afyonkarahisar, Ankara and İstanbul a survey was applied on totally 225 parents. After associating the hygiene applications of the mentally disabled people and the knowledge of the parents on personal hygiene to the parents’ educational background the search was resulted by applying chi-square analysis. Mothers form the vast majority part of the parents who apply the search. Also, it was identified that it is the mothers who help the disabled people mostly. It was identified that 157 of the parents are illeterate, literate or graduated from primary schools and 68 of them graduated from secondary schools,high schools and universities. It was confirmed that 70 of the mentally disabled people also have different physical disabilities and most of them are boys at the ages of 13-18. It was also confirmed that the parents’ personal hygiene knowledge diffirentiate according to their own

(8)

vi

educational background do not have enough knowledge about bathing, cleaning oneself at the lavatory, eye cleaning and the frequency of the toothbrush using. The disabled people whose parents are illeterate, literate or graduated primary schools can do self-cleaning; bathing, combing hair, cutting nails, washing feet, cleaning ears, self-cleaning at the lavatory, putting of the underwear or casual clothes: whereas, the other disabled people whose parents graduated from secondary schools, high schools or universities need help just while cleaning ears, cutting nails and bathing. Disabled people wash their face when they get up; wash hands after lavatory, before and after meals; do not prefer using towels when they wash hands, wash feet when they feel dirty; wash their hair by shampoo and have bath once or twice a week. It was determined that they do not pay attention yo cleaning their ears; that the ones who clean their ears use cotton buds; that they brush their teeth twice a day; that they do not floss; that they cut their nails once a week or when they lengthen; that they overuse the water and toilet paper. Nearly all the mentally disabled people change their flannels, pants, socks or clothesevery da yor in two days. And the rate of the ones who share loofahs and towels with their family mambers are higher than the ones who do not share.

All these findings show that the parents who have disabled children need to be trained on personal hygiene and assimilate the importance of the personal hygiene and then transfer it to their everyday lives. By the help of the trainig which will be taken fort he sake of improving the attitude and behaviour, the disabled people will improve themselves and it will bw possible to make people approve them more easily.

(9)

vii

Sayfa

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI………..i

ÖN SÖZ………...………..ii ÖZET………iii ABSTRACT………...v İÇİNDEKİLER………...……….………vii TABLOLAR LİSTESİ………...x BÖLÜM I GİRİŞ….………...1 1.1. Problem Durumu………...………1 1.2. Araştırmanın Amacı………...………...4 1.3. Araştırmanın Önemi………...………...5 1.4. Varsayımlar………..………...6 1.5. Sınırlılıklar……….………...……6 1.6. Tanımlar………..………..6 BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………..8

(10)

viii

2.1.2. Zihinsel engelli bireylerin özellikleri………..………..9

2.1.3. Zihinsel engelliliğin nedenleri……….13

2.1.4. Zihinsel engelliliğin sınıflandırılması……….15

2.1.5. Zihinsel engelli bireylerin hijyeni………...18

2.1.6. Zihinsel engellilerde beceri eğitimi……….28

2.1.7. Zihinsel engelli bireylerin eğitimi……….………..30

2.2. Ülkemizdeki Özel Eğitim Kurum ve Kuruluşları………...……34

KONU İLE İLGİLİ YAPILMIŞ ARAŞTIRMALAR………36

BÖLÜM III YÖNTEM…..……….39

3.1. Araştırma Modeli...………..39

3.2. Evren ve Örneklem…………..………39

3.3. Veri Toplama Teknikleri………...42

3.4. Verilerin Analizi ve Değerlendirilmesi………42

BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUM………...44

4.1. Zihinsel Engelli Bireylerin Velisine ve Ailesine Yönelik Tanıtıcı Bilgiler ile Bakımında Yardımcı Olan Kişi ve Kurumlar…….. ………...44

4.2. Zihinsel Engelli Bireye Ait Bilgiler………...49

4.3. Zihinsel Engelli Bireylerin Velilerinin Kişisel Hijyen Bilgileri ve Zihinsel Engelli Bireylerin Yeterlilik Durumları…...………...53

(11)

ix BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERİLER………..79 5.1. Sonuçlar………...79 5.2. Öneriler………81 KAYNAKÇA……….….83 EKLER………..………...…..91 Ek – 1 Anket Formu………...………...91

(12)

x

Tablo No. Sayfa

Tablo 1. Zihinsel Engellilerin Sınıflandırılması………...15 Tablo 2. Zihinsel Engelli Bireyin Velisine Ait Demografik Bilgiler………..……….45 Tablo 3. Zihinsel Engelli Bireyin Ailelerine Ait Bilgiler……….……47 Tablo 4. Zihinsel Engelli Bireyin Bakımında Yardımcı Olan Kişi ve Kurumlar………….……48 Tablo 5. Zihinsel Engelli Bireye Ait Bilgiler ………..…50 Tablo 6. Zihinsel Engelli Bireyin Fiziksel Engelli Olma Durumuna İlişkin Bilgiler……..……52 Tablo 7. Zihinsel Engelli Bireylerin Velilerinin Kişisel Hijyen Bilgilerinin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı………...53 Tablo 8. Zihinsel Engelli Bireylerin Kişisel Hijyen Uygulamalarındaki Yeterliliklerin Velilerinin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı ………..56 Tablo 9. Zihinsel Engelli Bireylerin Yüz Hijyeni Uygulamalarının Velilerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı………...60 Tablo 10. Zihinsel Engelli Bireylerin El Hijyeni Uygulamalarının Velilerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı………...61 Tablo 11. Zihinsel Engelli Bireylerin Ayak Hijyeni Uygulamalarının Velilerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı……….64 Tablo 12. Zihinsel Engelli Bireylerin Saç Hijyeni Uygulamalarının Velilerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı……….65 Tablo 13. Zihinsel Engelli Bireylerin Banyo Yapma Uygulamalarının Velilerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı……….66 Tablo 14. Zihinsel Engelli Bireylerin Kulak Hijyeni Uygulamalarının Velilerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı……….67 Tablo 15. Zihinsel Engelli Bireylerin Diş Hijyeni Uygulamalarının Velilerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı……….69

(13)

xi

Tablo 17. Zihinsel Engelli Bireylerin Tuvalet Hijyeni Uygulamalarının Velilerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı……….73 Tablo 18. Zihinsel Engelli Bireylerin Çamaşır Değiştirme Sıklıklarının Velilerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı……….75 Tablo 19. Zihinsel Engelli Bireylerin Kişisel Eşyaları Kullanma Durumlarının Velilerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı……….77

(14)

BÖLÜM I GİRİŞ 1.1. Problem Durumu

Dünya Sağlık Örgütü, zihinsel engelliliği “gelişim süreci içerisinde genel zihinsel işlevlerde normalden önemli derecede gerilik, biliş, dil, motor, sosyal yetenekler gibi zekanın tüm boyutlarında bozulma ile zekanın yetersiz gelişimi ya da hiç gelişmemesi” olarak tanımlamıştır. Dünya nüfusunun %14’ünü özel gereksinim duyan bireylerin oluşturduğu ve bu grubun %2,3’ünün zihinsel engelli bireyler olduğu Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından bildirilmektedir (Dinç, 2003: 1). Toplumda yük olarak görülen zihinsel engelli çocukların gelecek yaşamlarında bağımsız, kendine yeten, toplumla uyumlu ve olumlu davranışlara sahip bir birey olmasının sağlanması gerekmektedir. Ömür boyu korunmaya muhtaç ve başkalarına bağımlı olarak yaşamak zorunda kalmadan kendi gereksinimlerini gidermeleri için eğitilmeleri ve yaşama hazırlanmaları gerekmektedir.

Zeka geriliğinin şiddeti esas alınarak verilecek olan eğitimlerin amaç ve programları farklılık göstermektedir. Eğitimlerindeki en önemli amaç, temel ihtiyaçlarını karşılaması için gerekli bilgi ve becerileri geliştirerek, bağımsız yaşamalarını sağlamaktır. Bu çerçevede verilecek eğitim programları, temel, akademik ve sosyal beceriler, sağlık ve temizlik alışkanlıkları, uygun benlik kavramı, vatandaşlık görevleri gibi alanları kapsamaktadır. Zihinsel yetersizliğe sahip bireylerin farklı alanlardaki gelişimini hızlandıracak ortamların düzenlenmesinde çocuklarını herkesten iyi tanıyan ve daha fazla iletişim ve etkileşim içinde olan ailenin rolü önemlidir. Birebir eğitim eksiğinin giderilmesi açısından ailenin eğitimdeki rolü yadsınamaz derecededir. Böyle bir çocuğa sahip olan ailelerin çocuğu olduğu gibi kabul etmeleri gerekmektedir. Ona ne aşırı sevgi, şefkat ve özen göstermeli ne de aşırı derecede ihmal edilmelidir (Çaplı, 1993: 297).

Zeka özürlü bir çocuğa çatal, kaşık veya bıçak tutmasını altı ayda, kendi başına yemek yemesini ise bir yıl gibi bir sürede öğretmektedirler. Bu konuda yürütülen hizmetlerin, gösterilen çabaların ve bunun için yapılan masrafların boşuna olduğunu

(15)

düşünmemek gerekir. Özürlü bir çocuk için en küçük bir beceri kazanımının öğretilebilmesi için büyük bir sabır ve çaba ile uzun bir zamana ihtiyaç duyulmaktadır (Oymak, 1996: 1). Temel yaşam becerilerinin öğretimini engelli bireyin yaşına göre değil zihinsel engelinin ağırlık derecesine göre değerlendirmek gerekmektedir. Bu konuda American Association on Mental Deficiency tarafından yapılan sınıflamaya göre;

Sınırda zihinsel engellilik (Zeka bölümü 70 – 85)

Hafif derecede zihinsel engellilik (Zeka bölümü 55 – 70) Orta derecede zihinsel engellilik (Zeka bölümü 40 – 54) Ağır derecede zihinsel engellilik (Zeka bölümü 25 – 39)

Çok ağır derecede zihinsel engellilik (Zeka bölümü 25’in altı) (Demiröz, 1995: 5).

Zeka bölümü 50 / 55- 75 / 80 arasında olanlar hafif derecedeki zeka özürlülerdir ve eğitilebilir düzeydedir. Genellikle kendi kendilerine yeterli hale gelip, toplumda bağımsız bir yaşam sürebilirler. Zeka bölümü 20 /25 – 50 / 55 arasındaki çocuklar orta derecedeki zeka özürlülerdir ve öğretilebilir özelliktedir. Çok basit düzeyde okuma yazma ve matematik öğrenebilir, denetim ve gözetim altında basit işler yapabilirler. Zeka bölümleri 20 / 25’in altında olanlar ağır düzey zeka özürlüler grubundadır. Sürekli bakım ve korumaya muhtaçtırlar (Türkoğlu, 2001: 7).

Türkiye'de engelli çocuklara verilen özel eğitim hizmetleri, engel gruplarına göre oluşturulmuş özel eğitim okullarında yürütülmektedir. Özel eğitimin erken çocukluk döneminde başlatılması ve bu çocuklar için okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesi, anayasamızda yer almaktadır. Okul çağındaki zihinsel özürlü çocuklara sağlanan özel eğitim hizmetleri, Öğretilebilir Çocuklar Okulu ve Eğitilebilir Çocuklar İş Okulu adı altında sunulmaktadır. Özel alt sınıflara yerleştirilen "eğitilebilir" diüzeydeki çocuklar bu sınıflardan sonra, iş okullarına devam etmektedir. Bu okulların amaçları;

• Zihinsel engellilere öz bakım becerilerini kazandırmak, • Çevreleriyle sağlıklı ilişkiler kurabilmelerini sağlamak,

(16)

• Durumlarına uygun bir meslek kazandırmak,

Tüketici olmaktan kurtarıp üretici bir vatandaş olarak topluma kazandırmalarını sağlamaktır (Güven, 1992: 64).

Zihinsel engelli bireyin kendini ifade etmesinde öz bakım ve günlük yaşam becerileri kazanmasında, psikomotor becerilerini, dil ve konuşma becerilerini ve toplumsal uyum becerilerini geliştirmede bireye verilen desteğin sürekli ve düzenli olması gerekmektedir. Desteğin ortadan kaldırılması bireyde gerilemeye ve daha kötüye gitmeye neden olabilir. Bireyin kendine güvenerek ve yardıma ihtiyaç duymadan yetiştirilmesi gerekmektedir. Özellikle öz bakım uygulamaları, kişinin yaşamını rahat bir şekilde sürdürebilmesi ve ihtiyaçları yardıma ihtiyaç duymadan karşılayabilmesini öğrenmesinde en önemli koşullardan biridir. El – yüz – ayak yıkama, saç tarama, banyo yapabilme, diş fırçalama, yemek yeme, giyinme – soyunma ve tuvalet eğitimi gibi günlük yaşam işlevlerini kapsayan öz bakım becerilerini normal çocuklar 3-4 yaşına kadar tamamen kazanmalarına rağmen zihinsel yetersizliğe sahip çocukların bu davranışları kazanmaları geç ve yavaş olmaktadır. Aile ve eğitimcilerin vereceği destekle kısa zamanda doğru davranışlar kazandırılabilmektedir. Çocuğa bu fırsatlar verilirken gelişim özelliği, yetenekleri, zihinsel düzeyi dikkate alınmalı, üst düzey davranış ve beceriler beklenmemelidir (Cavkaytar, 2005: 23).

Çocukların sağlıklarının korunması ve geliştirilmesinde önemli görevler üstlenen eğitimcilerin ve ailelerin zihinsel engelli bireyler için mümkün olan en iyi bedensel, ruhsal ve sosyal sağlığa kavuşmalarını sağlamada yeterli olmaları gerekmektedir. Toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesi, o toplumun sağlık eğitimine ve çocukluk çağında sağlık eğitimine önem verilmesine bağlıdır. Bu eğitim aile içinde başlar, okulda gelişir. Sağlık eğitiminde sınır sadece bilgilerin aktarılması değildir. Anlatılanları uygulamak, uygulatmak konusunda koşulların hazırlanması gerekmektedir. Sağlık; kişinin doğuştan getirdiği kalıtsal özellikleri ile fiziksel, biyolojik ve sosyal çevre koşullarının ve temel sağlık konusundaki bilgi, tutum ve davranışlarının bileşkesidir (Tabak, 2000: 13). Tanımda da görülebileceği gibi, sağlık son derece geniş boyutları olan bir kavramdır. Bu nedenle bir çok disiplin sağlığı değişik yönleri ile ele alır. Bu disiplinlerden birisi olan hijyen biliminin temel ilgi alanı, sağlığın korunması ve sürdürülmesidir. Hijyen konularından biri olan kişisel hijyen ise bireyin sağlığını sürdürmek için yaptığı ‘öz bakım’ uygulamalarını içerir. Bir başka tanıma göre ise, kişisel hijyen; kişinin anatomik, fizyolojik, psikolojik, genetik, kalıtsal özellikleri gibi

(17)

doğuştan var olan nitelik ve yetenekleriyle sonradan kazandığı, geliştirdiği yetenekleri, kültürel, moral özellikleri, giyim, temizlenme, kültür - fizik, beslenme alışkanlıkları gibi kişisel bünyesine ve davranışlarına ait çalışmaların düzenlenmesidir (Yavuz, 2000: 4). Sağlıklı bir yaşam için vücudun deri, saç, ayak, ağız, diş gibi kısımlarının bakım ve temizliği ile ayakkabı, giysi gibi eşyaların uygunluğuna ve temizliğine önem verilmesi gerekmektedir (Dirican, 1999: 11). Sağlık alışkanlıklarının büyük bir kısmı çocukluk ve gençlik yıllarında kazanılmaktadır. Zihinsel engeli bireyin kişisel hijyen eğitimini aldığı en önemli dönem de 6 yaşından sonraki dönemdir. Bu dönemde verilebilecek eğitim ve destek bireyde kalıcı etkiler yaratmaktadır. Zamanında önlem alınmayan durumlar ileriki dönemlerde sorun yaratabilmektedir. Bu sorun hem aileye hem bireye hem de topluma yansımaktadır.

World Health Organization (WHO)’e göre sağlık sadece hasta veya sakat olmamak değil, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik durumudur (Tabak, 2000: 14). Bir insanın sağlıklı olması bütün bu olguların (bedenen, ruhen ve sosyal yönden iyilik durumu) o insanda tam olarak bulunmasıyla olur. Sağlıklı birey demek sağlıklı bir toplum demektir. Sağlıklı bir toplum oluşturmak için toplumu oluşturan bireylere sağlığın ilk şartı olan kişisel hijyen alışkanlıkları öğretilmeli ve gerçek hayatta kullanmaları sağlanmalıdır.

Öğretilebilir zihinsel engelli bireylerin öz bakımlarını kendi kendilerine ve fazla yardım almadan yapabilmeleri, sağlıklı olmaları ve yaşamlarını rahat bir şekilde sürdürebilmeleri bakımından gereklidir. Bu nedenle, bu konudaki bilgi ve uygulamaların neler olduğunu araştırarak onlara verilecek eğitim için gerekli olan bilgileri elde etmenin yararlı olacağı düşünülmüştür

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı; Ankara, Afyonkarahisar ve İstanbul illerinde eğitim uygulama okulu ve iş eğitim merkezleri ile rehabilitasyon merkezlerindeki farklı yaşlarda ve IQ düzeylerindeki zihinsel engelli bireylerin kişisel hijyeni ile ilgili bilgi ve uygulamaları saptamaktır. Bu genel amacı gerçekleştirmek için şu sorulara yanıt aranmıştır;

(18)

 Zihinsel engelli bireylerin velilerine ait demografik özellikler nelerdir?  Zihinsel engelli bireylerin demografik özellikleri nelerdir?

 Zihinsel engelli bireylerin velilerinin kişisel hijyen bilgileri nelerdir?

 Zihinsel engelli bireylerin velilerinin eğitim düzeylerine göre kişisel hijyen bilgileri farklılık göstermekte midir?

 Zihinsel engelli bireylerin kişisel hijyen uygulamalarındaki yeterlilik durumları nasıldır?

 Zihinsel engelli bireylerin bazı kişisel hijyen uygulamalarını yapma durumları nasıldır?

 Zihinsel engelli bireylerin bazı kişisel hijyen uygulamalarını yapma durumları velilerin eğitim durumlarına göre farklılık göstermekte midir?

1.3. Araştırmanın Önemi

Özel gereksinimi olan çocukların eğitiminde onların ileride başkalarına bağımlı olmadan yaşamlarını sürdürmeleri, kendi kendilerine yeterli hale gelebilmeleri ve bağımsız yaşam becerilerinde (temel beceriler, uyum becerileri, günlük yaşam becerileri ve mesleki beceriler) gereksinimlerini giderebilmeleri için ailelerin ve eğitimcilerin desteği gerekmektedir. Günlük yaşam becerileri içerisinde önemli yeri olan öz bakım ve ev içi becerilerinin gelişimi çocuğun ebeveynlerinden bağımsızlığının başlangıcıdır.

Bağımsız hareket edebilmek ve kendine güvenen bir birey olabilmek için kişinin kendine yetmesi gerekir. Bunun için de zihinsel engelli bireye verilmesi gereken eğitimin bilinçli ve düzenli olması gerekmektedir. Aile, bilişsel gelişimlerini geç tamamlayan zihinsel engelli bireyler için verecekleri kişisel hijyen eğitimini erken dönemlerde uygulamalı ve bireyi bu bilince uygun olarak yetiştirmelidir. Bu düşünceyle yapılacak olan araştırmada; zihinsel engelli bireylerin kişisel hijyen uygulamalarının nasıl olduğunu, en yakınındaki ve devamlı eğitimcileri olan velilerinin bu konudaki bilgi ve uygulamalarının nasıl olduğunu belirlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu doğrultuda alınabilecek önemler ve yapılabilecek düzenlemelerin neler olabileceği belirlenebilir. Bu çalışma belirtilen nedenlerden dolayı önemli bulunmuştur.

(19)

1.4. Varsayımlar

 Araştırmada kullanılan veri toplama aracı bu araştırma için gerekli olan veriyi elde etmek için yeterlidir.

 Ankete verilen cevaplar samimi ve doğrudur.

 Zihinsel engelli bireyler kişisel hijyen uygulamalarında velilerinin eğitim durumlarına göre farklılık göstermektedir.

 Öğretilebilir zihinsel engelli bireyler bazı kişisel hijyen uygulamalarını kendi kendilerine yapabilmektedirler.

1.5. Sınırlılıklar

Araştırma yalnızca Ankara, İstanbul ve Afyonkarahisar illerindeki öğretilebilir zihinsel engelli bireyleri kapsamaktadır. Çalışmaya dahil edilen grubun bakımının önemli olması ve sağlığı doğrudan etkileyen yönünün ağır basması sebebiyle ebeveynler olumsuz davranışlarını gizlemek için yanlış cevaplar vermiş olabilirler. Araştırmada velilerin verdikleri cevaplar, zihinsel engelli bireyleri tanıyabildikleri kadarıyla sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Engel; normal büyüme, gelişme ve hayata uyumu kalıcı veya geçici bir süre etkileyen bir sakatlık durumudur (Türkoğlu, 2001: 4).

Hijyen; fert ve toplum olarak, insan sağlığının korunması ve geliştirilmesi, yüksek seviyede uzun süre devamı için sağlıkla ilgili bütün bilgileri bir sentez halinde uygulayan ilim kompleksidir (Merdol, 2000: 5).

Özel Eğitim; Özel Eğitim hakkında Bakanlar Kurulunca 30/ 05/ 1997 tarihinde çıkartılan 573 sayılı Özel Eğitimle ilgili Kanun Hükmündeki Kararnamenin üçüncü maddesinde Özel Eğitimin tanımı söyle yapılmıştır: ‘Özel Eğitim, özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, gelişmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların özür ve özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitimdir (Korucu, 2005: 1).

(20)

Kişisel Hijyen; bireyin kendi sağlığını devam ettirmesi için yaptığı “öz bakım uygulamalarını” içerir. İnsanın kendi vücudunu ve giyeceklerini temiz tutması ve temizlemesi kişisel hijyenin amacıdır. Bu da vücudun her zaman sağlıklı olmasını sağlar (Eksen ve ark., 2004: 4).

Eğitilebilir Zihinsel Engelli; Zeka bölümleri 50 / 55 – 75 / 80 arasında olan hafif derecedeki zeka özürlülerdir. Tıp literatüründe debile grubun karşılığı olarak kabul edilirler.

Öğretilebilir Zihinsel Engelli; Zeka bölümleri 20 / 25 – 50 / 55 arasında değişen ve tıp literatüründeki embecile grubun karşılığı olan orta derecedeki zeka özürlülerdir.

Ağır Zeka Özürlüler; Zeka bölümleri 20 / 25’in altında bulunur. Azami zeka yaşları 3 – 4 yaş düzeyindedir. Küçük bir çocuk gibi sürekli bakıma ve korunmaya muhtaçtırlar (Oymak, 1996: 13-14).

(21)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 2.1. Zihinsel Engelli Çocuklar

2.1.1.Tanımı

Engel; Normal büyüme, gelişme ve hayata uyumu kalıcı veya geçici bir süre etkileyen bir sakatlık durumudur. Engel, bireyin günlük hayata tam anlamı ile katılımını ve uyum becerisini bozan, engelleyen, kronik bir dezavantaj gibidir (Türkoğlu, 2001: 4). Zihinsel engellilik anlamında birçok tanım yapılmıştır. Doğumdan önce, doğum esnasında ve sonraki gelişim süresinde oluşan çeşitli nedenlerle zihin, sosyal olgunluk, psikodevimsel gelişim ve fonksiyonlarında sürekli yavaşlama, duraklama ve gerileme sonucu olarak yaşıtlarına göre ¼ ve daha yüksek oranda gerilik ve yetersizlik nedeniyle normal eğitim programından yararlanamayanlar için zihinsel engelli terimi de kullanılmaktadır (Demir, 2005: 15).

Bir diğer tanım; gelişim süreci içerisinde genel zihinsel işlevlerde normallerden önemli derecede gerilik, bunun yanında uyumsal davranışlardan (iletişim, öz bakım, ev yaşamı, sosyal beceriler, toplumsal yararlılık, kendini yönetme, sağlık ve güvenlik, işlevsel akademik, beceriler, boş zaman ve iş) iki ya da daha fazlasında sınırlılıklar gösterme durumudur (Çuhadar, 2002: 10).

Zihinsel engellilik, "geri zekalılık" terimi kullanılarak altı ölçüt içerisinde tanımlanmaktadır. Bunlar:

 Zihinsel normal altı,

 Bunun sonucu olarak sosyal yetersizlik,  Doğuştan ya da çocukluktan zihinsel gerilik,  Olgunlaşmada gerilik,

 Kalıtsal nedenlerin ya da hastalıkların bir sonucu olarak yapısal kaynaklı zihinsel gerilik,

(22)

Başlangıç yaşının 18’den önce olması; 18 yaşından önceki dönem zihinsel gelişimin oluştuğu dönemdir. Böyle bir sınırlama getirilmesinin nedeni ise zihinsel engellik durumunu zihinsel fonksiyonlarda gerilik ve uyumsal davranışlarda yetersizlik gösteren diğer durumlardan ayırmaktır (Gönenler, 2010: 57).

2.1.2.Zihinsel engelli bireylerin özellikleri Zihinsel özellikleri;

Dikkat: Zihinsel yetersizliği olanlarda dikkat problemleri yaygın olarak görülmektedir. Bireylerin öğrenme problemlerinin önemli bir bölümü dikkat problemlerinden kaynaklanmaktadır. Genel olarak dikkatleri dağınık ve kısa sürelidir.

Bellek: Zihinsel yetersizliği olan bireylerin pek çoğu hatırlamada güçlük çeker. Görsel ve işitsel algıları zayıftır. Bellekle ilgili yaşadıkları en önemli problem öğrendikleri bilgileri kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarmada yaşamalarıdır. Genelleme yapmakta zorlanırlar, kazandıkları bilgileri ilişkilere göre gruplamada güçlük çekebilirler. Zihinsel yetersizliği olan bireylerin yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında kendilerini düzenleme (tekrarlama, gruplandırma, ilişkilendirme) stratejilerini daha az sıklıkta kullandıkları görülmektedir.

Öğrenme: Akranları gibi öğrenebilir ve öğrenmeye devam ederler. Akranlarından temel farkları öğrenmenin hızındadır, öğrenme hızları daha yavaştır (MEB, 2008: 4).

Kişilik özellikleri; Bu çocukların öz güven duyguları gelişmediğinden bağımsız olarak hareket edemezler. Cesaretleri çabuk kırılır. Sebatsızdırlar. Sorumluluk duyguları gelişmediğinden sorumluluk almak istemezler. Kendi kendilerine işe başlamak istemezler. Başkalarının ilgilerine, ihtiyaçlarına, duygu ve düşüncelerine saygı duymazlar. Duygularını kontrol etmede güçlük çekerler. Aşırı öfke saldırganlık sevinç tepkileri gösterebilirler. Vücut temaslarından ve sarılmaktan hoşlanırlar (MEB, 2007: 34).

Lider olamazlar, güç ilişki kurarlar ve ilişki süreleri gelip geçicidir. Sürekli ilgi odağı olmaktan hoşlanırlar. Duygusal ve hassastırlar. Başkalarının duygu ve düşüncelerini önemsemezler (Oymak, 1996: 29).

(23)

Bedensel özellikleri; Zihinsel engelli bireylerin fiziksel görünümleri ve sağlık sorunları, engelin derecesine göre değişmektedir. Hafif derecede zihinsel engeli olan bireylerin fiziksel görünüşleri genelde normal bireylerden farklı değildir. Görme ve işitme kusurlarının yanında bir grup çocuklarda diş deformasyonları ve çürükleri, iç ve dış organlarda anomaliler gözlenebilir (Gönenler, 2010: 59). Mongoloidlerde kısa boy, kısa ve kalın parmak, çekik gözler görülür. Normal çocuklara nazaran dirençleri düşük olup bu nedenle sık sık hasta olurlar (Oymak, 1996: 28).

Sosyal ve duygusal özellikleri; Zihinsel engelli kişilerin sosyal ve kişilik özelliklerinde tipik bazı sorunlar görülebilmektedir. Bu sorunlar kısmen toplumdaki kişilerin bu çocuklara yönelik tutum ve davranışlarıyla, kısmen de çocuğun geçmişte kendisinden beklenen davranışları yerine getirmedeki başarısızlıklarıyla ilişkilidir.

Zihinsel engelli çocukların sosyal ve duygusal özellikleri şöyledir. Kendilerinden yaşça küçük olanlarla ilişki kurarlar. Yakın çevresindekilerle kolayca dostluk kuramazlar. Kursalar bile dostluklarını uzun süre devam ettiremezler. Yakın menfaatler ortadan kalkınca dostlukları sona erer. Kolayca küser ve dostluklarını sona erdirirler. Yalnızlığı tercih etme eğilimleri vardır. Sosyal ilişkilerinde grupta daima başkalarına tabi olma eğilimleri vardır. Oyun ve toplum kurallarına uymakta zorluk çekerler. Kuralları güç oyunlara ve sosyal etkinliklere katılmak istemezler. Fiziki görünüşlerinde ve giyim ve kuşamlarında değişiklik gösterirler. Giydiklerini uygun şekilde giyemez, kendilerine yakıştıramazlar. Oturuşlarında, yürüyüşlerinde, giyimlerinde, fiziki görünüşlerinde rehberlik ve yardıma ihtiyaç duyarlar. Nezaket ve görgü kurallarına uymada gerililikleri vardır. Sosyal durumlara kendi kendilerine uymada zorluk çekerler. Uyum sağlayacak uygun çözüm yolları bulamazlar. Bol bol sosyal yaşantılar sağlamak, uyumu zor durumların zihinsel engelliye göre basitleştirilmesi uyumu arttırıcı bir tedbir olabilir. Sosyal etkinliklere karşı ilgileri azdır. Çok az sayıda sosyal etkinliklere katılırlar. İlgi, ilişkilerden duyulan haz ile artarken elem ile azalır. Sosyal ilişkilerde bencildirler. Sosyal ilişkilerinde kendilerini grupta kabul ettirebilecek becerileri azdır. Ne komiklik, ne espri, ne taklit, ne fıkra, ne oyun ne de sosyal hünerleri kendilerini bir grup insan tarafından aratacak durumda değildirler (MEB, 2007: 33 - 34).

(24)

Dil özellikleri; Araştırmalarda zihinsel engelli çocukların dil gelişimi düzeylerinin zekâ yaşı düzeylerinden daha düşük olduğu bulunmuştur. Ayrıca zihinsel engelliğe sahip çocukların alıcı dil düzeyleri ifade edici dil düzeyinden daha yüksektir. Konuşmaya genellikle akranlarından daha geç başlamakta, özürlerinin şiddetine bağlı olarak yavaş ilerlemektedirler. Dil ve konuşma problemleri vardır (MEB,2007: 32).

Dil gelişimi anlama ve ifade etmeyi içerir. Zihinsel yönden problemi olan çocukların, anlama ve ifade etmede zorlanmaları, dil gelişimi açısından problem davranışların olmasına neden olur. Down sendromlularda konuşma gelişimi yürümenin başarıldığı yıldan bir iki yıl sonra gerçekleşir ve özrün derecesine göre de hız kazanır (Şahin, 1994: 18).

Motor özellikleri; Motor gelişim fiziksel gelişme ve büyüme ile bağlantılı olarak olgunlaşmaktadır. Zihinsel engelliliği olan çocuklarda genellikle metabolik ve endokrin bozukluklara ya da genetik mutasyonlara bağlı olarak fiziksel büyüme ve gelişme normal akranlarının gerisindedir (Gönenler, 2010: 59). Zihinsel engelli çocuklarda her geçen ay motor gelişimdeki gerilik belirgin bir durum alır. Örneğin normal gelişim gösteren çocukların ortalama olarak 14 – 24 aylar arasında yürümesi beklenirken, zihinsel engelli çocuklarda yürüme daha geç olabilir. Hatta 36 – 38 aylar arasında yürüyebilen çocuklar da vardır (Şahin, 1994: 17).

Bu çocukların, az troid salgısı kretenizm nedeniyle bedeni gelişmeleri tamamen duraklamış olabilir. Mongoloid tip zihinsel engelli çocuklar kısa boylu, çekik gözlü, ayak ve elleri etli, parmakları kısa, kalın veya kısa boyunlu, kulakları ve dili ufaktır. El ayakları ve tabanları etli ve düz olup, izleri belirgin derecede farklı olması nedeniyle bu özellikleri ile de tanımak mümkündür. Hidrosefaller ve benzerlerinin başları belirgin şekilde büyüktür. Mikrosefallerin başları belirgin derecede küçüktür. Zihinsel engelli çocuklar da diş deformasyonları daha fazladır. Diş düzeninde anormallikler vardır. Diş çürümeleri sıklıkla görülür. Bedeni gelişim daha ağırdır. Yaşıtlarından daha zayıf ve kuvvetsizdir. Zihinsel engelli çocuklar yaşıtlarına karşılaştırıldıklarında daha sık hastalanırlar. Görme işitme gibi ek bedeni özürler daha sık görülür. Psiko-motor alanlarda da belirli derecede gerilik gösterirler. Büyük ve küçük kaslarını kullanmada güçlük yaşarlar. Ritimlere uymada zorlukları çoktur. Ritim hareketlerine alıştırmak çok alıştırma ve olumlu teşvik etmeyi gerektirir. El göz işbirliği geç ve güç sağlanır. (MEB, 2007: 29). Eline aldığı nesneyi tutma, elden ele geçirme vb. becerilerde yetersizlik

(25)

görülebilir. El göz koordinasyonunu sağlayamamaları motor gelişimdeki başarı düzeyini de etkilemektedir (Şahin, 1994: 18).

Öz bakım özellikleri; Zihinsel engelli çocuklar da normal gelişim gösteren çocuklar gibi yeni doğan döneminde, tamamen başkalarına bağımlıdırlar. Normal gelişim gösteren bireylerde, zamanla bu bağımlılık ortadan kalkmaya başlar ve çocuk kendi başına yetebilmeyi öğrenmeye çalışır. Zihinsel engelli bir çocuk için ise bu bağımlılık durumunun azalması için oldukça fazla zamana ihtiyaç vardır (Şahin, 1994: 19).

Normal çocuğun yaşamında erken yaşta başlayan öz bakım becerilerinin gelişimi anne babalardan bağımsızlığın başlangıcını gösterir. Yetersizliği olan çocuklar için bu bağımsızlık, çevresel beklentiler kadar zihinsel, fiziksel ve davranışsal yetersizliklerin bu temel uyum becerilerini yavaşlatma, sınırlama ya da süresiz olarak ertelenmesine rağmen eşit önemdedir. Tuvalet eğitimi, yemek yeme ve giyinme becerileri en temel öz bakım becerileridir. Bu becerileri el-yüz yıkama, diş fırçalama, burun temizliği ve banyo becerileri izler. Öz bakım becerilerine sahip olan bireylerin toplumda kabulü daha kolaydır. Doğal olarak hayattaki tüm bireyler için gerekli olan öz bakım becerileri özel eğitime muhtaç bireyler için de çok gereklidir. Zihinsel yetersizliğin dışında pek çok neden, özürlü çocukların öz bakım becerilerini kazanmalarını geciktirebilir. Bunlardan bazıları büyük kas becerilerindeki yetersizlikler, görme yetersizliği, el-göz eş güdümündeki yetersizlik, yönlendirici becerilerdeki yetersizlik ve görsel dikkat, hareketleri taklit, basit emir ve cümleleri anlama gibi temel bilişsel becerilerdeki yetersizlikler durumunda öz bakım becerilerinin kazanılması gecikebilir. Bir çocuğun öz bakım becerilerini kazanmasındaki amaç, günlük temel ihtiyaçlarını kendi başına giderebilmesidir. Çocuğun günlük yaşamında uygulamalarla kazandığı öz bakım becerileri, hayatını başkalarına bağımlı olmadan, özgürce sürdürme olanağı sağlar. Zihin engelli çocukların kendi kendilerine öğrenmelerini beklemek ya da onların gereksinimlerini karşılamak, bir takım beceri ve davranışları öğrenememelerine; dolayısıyla sürekli olarak başkalarına bağımlı kalmalarına neden olabilmektedir. Normal çocuklar öz bakım becerilerini günlük yaşamları içinde yetişkinleri örnek alarak, gözlemleyerek ve taklit ederek herhangi bir öğretim ortamı ya da bir öğretim programı oluşturmaya gerek kalmaksızın öğrenebilmekte iken zihin engelli çocuklara öz bakım becerilerinin kazandırılmasında oldukça planlı ve programlı bir yol izlemek gerekmektedir (Demirel, 2008: 23).

(26)

Öz bakım becerilerinin zihinsel engelli çocuklara kazandırılabilmesinde, çocukta küçük kas hareketleri, taklit etme, uzanma, yakalama, göz-el koordinasyonu gibi becerilerin belli düzeyde olgunlaşmış olması gerekmektedir. Bununla birlikte çocuk sözlü iletişimde bulunamıyorsa bile öz bakım becerileri kazandırılabilir (Vuran, 1989: 10). Tuvalet eğitimlerini geç kazanırlar. Bazılarında gece işemeleri devam edebilir. Temizlik, giyinme, soyunma, vb. öz bakım becerilerini geç kazanırlar (MEB, 2007: 34).

Zihinsel engelli çocuklar sıklıkla yemek yeme, giyinme, tuvalet gibi öz bakım becerilerini gerçekleştirmede diğerlerine bağımlıdırlar. Bunun sebebi örneğin koordinasyon güçlükleri gibi durumlardan kaynaklanabileceği gibi sıklıkla ailenin çocuğa fırsat tanımamasından da kaynaklanabilmektedir. Oysa fırsat verildiğinde bu çocuklar bu becerileri kazanabilirler (Demirel, 2008: 24).

2.1.3. Zihinsel engelliliğin nedenleri

Günümüzde zihinsel engellilik durumuyla ilişkili 200'e yakın biyolojik etmen belirlenmiştir. Ancak zihinsel engellilik durumu ortaya çıktıktan sonra geriye dönük olarak bu etmenlerden hangisinin rol oynadığını belirleyebilme olasılığı oldukça düşüktür. Bu durumun başlıca nedeni, insan organizmasnın oluşum ve gelişiminin son derece karmaşık olmasıdır. Buna karşılık, bu konudaki bilgiler oldukça sınırlıdır. Üstelik çevresel etmenlerin zihinsel gelişim üzerindeki etkileri, zihinsel engellilik nedenlerinin belirlenebilmesini daha da güçleştirmektedir (Işıkhan, 2005: 11).

Zihinsel engele neden olan 250'den fazla faktör bildirilmesine rağmen zihinsel engelli tanısı konan bireylerin yalnızca %10'unun zeka geriliğinin nedeni saptanabilmekte, %90'ında neden bilinmemektedir (Berktaş, 2007: 6)

Zihinsel engeli oluşturan nedenler üzerine birçok araştırma ve inceleme yapılmıştır. Bu çalışmalar zihinsel engelin nedenlerinin çok çeşitli olduğunu göstermiştir. Prenatal, perinatal ve postnatal nedenlere baglı olarak zihinsel engel oluşmaktadır. Zihinsel engeli oluşturan nedenlerin bilinmesi korunma yöntemlerinin bilinmesi açısdından büyük önem taşımaktadır. Gelişimsel gecikmeler erken çocukluk doneminde açığa çıktığına göre, koruyucu önlemlerin de doğum öncesi, doğum sırası veya doğumdan hemen sonra alınması gerekmektedir (Demiröz, 1995: 13).

(27)

Prenatal Dönem; Fertilizasyondan itibaren doğum gerçekleşinceye kadar geçen sürede belirlenmiş nedenlerdir (Gönenler, 2010: 60). Down sendromu, fenilketonüri ve doğumöncesi malnütrisyonu gibi (MEB, 2007: 23). Bunun dışında;

 Annenin geçirdigi bulaşıcı ve ateşli hastalıklar

 Kan uyuşmazlığı (Kernikterus); Kan grupları uyuşmazlığı (Rh ve ABO) sonucu meydana gelir.

 Gebelikte anormal rahim kanamaları.

 Çoğul gebelik (birden fazla çocuğa hamile olmak).

 Yetersiz ve dengesiz beslenme (vitamin noksanlıkları vb.)  Yanliş ve rastgele ilaç kullanma.

 Zararlı ve kötü alışkanlıklar; Alkol ve sigara içmek, uyuşturucu kullanmak, ağır işler yapmak gibi.

 Gebenin uygunsuz ve ters davranışlarda bulunması.  Gebelik kansizlığı.

 Anoxia (oksijen azlığı); anne karnında fetüsün yeterli oksijen alamaması.  Kemoterapi ve radyoaktif ışınlar.

 Gebelik süresinin normalden çok az veya fazla olması (Oymak, 1996: 25).

Perinatal Dönem; Doğum kanalının enfeksiyonları, geniş pozisyonu anomalileri, forceps ve vakumlu doğum, anne yaşının 17’den küçük, 35’ten büyük olması, dar pelvis, asfıksi, kordon komplikasyonları, çoğul gebelikler ve travma gibi doğum sırasında oluşan olumsuzluklar engelliliğe yol açmaktadır. Doğumun yetkili kişilerce ve uygun çevre şartlarında yapılmaması da anne ya da bebeğin ölümüne ya da çocuğun engelli olmasına neden olmaktadır (Timur, 2006: 52).

Postnatal Dönem; Çocuğun dengesiz ve yetersiz beslenmesi, geçirdiği ateşli hastalıklar, sakinleşmesini sağlayacak uyuşturucu madde niteliğindeki ilaçların kullanımı, kundaklanması, ayrıca bebeğin gürültülü ve sağlıksız şartlarda yetiştirilmesi gibi ilk bebeklik ve çocukluk yıllarında karşılaşılan sorunlar engelliliğe neden olmaktadır (Timur, 2006: 52). Bunun dışında postnatal dönemde zihinsel engelliliğe neden olabilecek diğer nedenler; Beyin ve beyin zarı iltihaplanmaları (menenjit),

(28)

çeşitli kaza ve travmalar, çocuğun geçireceği ateşIi ve şiddetli hastalıklar, enfeksiyonlar, solunum yollarında ve organlarında meydana gelen ve beyni etkileyen iltihaplanmalar, zehirlenmeler, psiko-sosyal olumsuzluklar (Oymak, 1996: 26).

2.1.4.Zihinsel engelliliğin sınıflandırılması

Zihinsel engelli çocuklar kendi aralarında bireysel farklılıklar göstermektedir. Buna bağlı olarak zihinsel engelli çocuklar çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır. Tıp otoritelerinin yaptıkları sınıflamalar "neden"e, psikolog ve egitimcilerin yaptığı sınıflamalar ise "özürün derecesine" dayanmaktadır (Demiröz, 1995: 4).

Tablo 1. Zihinsel Engellilerin Sınıflandırılması (MEB, 2007: 15) SINIFLANDIRMA

PSİKOLOJİK SINIFLANDIRMA EĞİTSEL SINIFLANDIRMA

Hafif derecede zihinsel engelliler Orta derecede zihinsel engelliler Ağır derecede zihinsel engelliler İleri derecede ağır zihinsel engelliler

Eğitilebilir zihinsel engelliler Öğretilebilir zihinsel engelliler

Ağır ve çok ağır derecede zihinsel engelliler

Psikolojik sınıflandırma; American Association on Mental Deficiency (AAMR) tarafından yapılan sınıflama aşağıdaki gibidir:

Sınırda zihinsel engellilik (zeka bölümü 85-70); Fiziksel görünümleri normal yaşıtlarından farklı olmayabilir. Karmaşık düşünceleri anlama, problem çözme, kavram ögrenme ve genelleme yapmada sınırlı kalmaktadırlar. Kazandıkları bilgileri benzer durumlara transfer etmede güçlük çekmektedirler. Bellekleri zayıftır. Öğrendiklerini anımsamakta güçlük çekerler. Okuma - yazmayı ögrenebilmekle birlikte akademik becerileri normal yaşıtlarına göre daha geç ögrenmektedirler. Heyecan bozuklukları ve davranış problemleri görülmektedir. Genellikle sosyal iletişim kurabilirler, bununla birlikte grup için kurallara ve sosyal kurallara uymada yetersizlik gösterirler. Fazla zihinsel beceri

(29)

gerektirmeyen işlerde mesleki eğitim alabilmekte ve uyum sağlayabilmektedirler. Kendi öz bakımlarını gerçekleşirebilmektedirler (Demiröz, 1995: 6-7).

Hafif derecede zihinsel engellilik (zeka bölümü 69-55); Beden gelişimi normal yaşıtlarına göre gecikme gösterebilmektedir. Türn zihinsel engellilerin %85'ini oluşturan bu grup özel egitimden faydalanabilmekte ve en fazla 6. sınıf düzeyine kadar akademik becerileri öğrenebilmektedirler. Zeka yaşları 8-12 yaş arasında değişebilmektedir. Davranışlarında zeka yaşına uygunluk %25-50 oranındadır. Sosyal iletişim kurabilmekte ancak grup içi sosyal kurallara uymakta güçlük çekmektedirler. Grup aktivitelerine katılmada çekimser davrandıkları ve sorumluluk almaktan kaçındıkları gözlenmektedir. Genellikle sosyal ve mesleki alanlarda kendilerini destekleyecek ve kendilerine yetecek derecede yetenek kazanabilirler. Alışılmadık sosyal ve ekonomik stres altında iken rehberliğe ihtiyaç duyabilmektedirler. Kendi özbakım faaliyetlerini yardımsız yapabilecek düzeyde eğitim alabilmektedirler (Demiröz, 1995: 7-8).

Orta derecede zihinsel engellilik (zeka bölümü 54-40); Zihinsel engel tipine baglı olarak kendilerine özgü bedensel özellikler gösterirler. Beden gelişimleri hormonal dengesizliklere ve kromozomal anomalilere bağlı olarak yaşıtlarından farklı olabilmektedir (Down Sendromu, Kretenizm v.b.). Akademik becerilerde en fazla ilkokul 2. sınıf düzeyine çikabilmektedirler. Dikkat ve ilgi süreleri oldukça sınırlıdır. Okul çağında sosyal uğraşılar alamında eğitimden faydalanabilirler. Konuşmayı ve iletişim kurmayı öğrenebilirler. Grup içi uyum sağlamada güçlük çekmekte ve sorumluluk almaktan kaçınmaktadırlar. Aile içinde ya da korunan bir çevrede denetim altında fazla beceri gerektirmeyen işleri yaparak kendi geçimlerine katkıda bulunabilmektedirler. Erken tanı konması, anne-baba yardımı ve yeterli eğitim firsatları ile günlük bakımlarında kısmen bağımsız olabilirler (Demiröz, 1995: 8-9).

(30)

Ağır derecede zihinsel engellilik (zeka bölümü 39-45); Serebral Palsi veya fiziksel engellerle birlikte görülme sıklığı yüksektir. Buna bağlı olarak bedensel özellikleri ve hareket özellikleri normal yaşıtlarına göre önemli gecikmeler göstermektedir. Motor gelişim çok zayıftır. Buna bağlı olarak akademik becerileri öğrenmede sınırlı düzeyde kalabilmektedirler. Okul döneminde konuşmayı öğrenebilirler. Algısal yetenekleri çok zayıftır. Sözel direktifleri anlamada güçlük görülmekte ve aldıkları eğitim bağımsız yaşam aktiviteleri ile sınırlı kalmaktadır. Okul öncesi dönemde konuşmanın çok az gelişmiş olması sözel iletişim kurmalarını engellemektedir. Sosyal kuralları farkedemezler. Genellikle birden fazla engeli birlikte taşımaları eğitimden sınırlı düzeyde yararlanmalarına neden olmaktadır. Eğitimle basit işleri denetim altında yapabilirler. Temizliklerini ve kendilerine bakabilmeyi sınırlı düzeyde başarabilirler. Bakımları için yaşamlan boyunca diğer kişilere bağımlıdırlar (Demiröz, 1995: 9-10).  Çok ağır derecede zihinsel engellilik (zeka bölümü 25'in altı); Beden ve hareket gelişimleri çok sınırlı düzeydedir. Genellikle beyin patolojileri ve fiziksel anormallikler birlikte görülmektedir. Ciddi norolojik bozukluklar taşımaktadırlar. Okul öncesi dönemde duyu-motor işlevlerde çok az bir gelişme görülür. Akademik becerileri öğrenememektedirler. Konuşmadaki gecikmelere bağlı olarak sosyal iletişim kuramamaktadırlar. Çok ağır bir klinik tablo sergilemeleri iş ve çalışma eğitimi almalarını engellemektedir. Çok iyi eğitim almaları halinde bağımsız yaşam aktivitelerinde çok az bir gelişme görülebilir. Sürekli klinik bakıma ihtiyaç duyarlar. Çocukluk çağında ölüm oranının yüksek olduğu görülmektedir (Demiröz, 1995: 10).

Eğitsel sınıflandırma; Klasik eğitsel sınıflandırmalarda zihinsel engelliler genellikle eğitilebilir, öğretilebilir ve bağımlı olmak üzere sınıflandırılmaktadır. Ancak son yıllarda demokratik eğitim anlayışının yaygınlaşması, bağımlı olarak adlandırılan grubun davranış değiştirme tekniklerine olumlu yanıtlar vermesi sonucunda bu gruba

(31)

giren çocuklara ağır ve çok ağır derecede zihinsel engelliler ismi verilmiştir (MEB, 2007: 15).

Eğitilebilir zihinsel engelliler; Zeka bölümleri 50-54 ve 70-75 arasında olan bireylerdir. Okul çağında akademik çalışmalarda gerilik gösterirler. Ortalama üçüncü ya da dördüncü sınıf düzeyinde akademik bilgi ve beceri kazanabilirken bu düzeye normallere göre daha ileri yaşlarda ulaşırlar. “Eğitilebilir” terimi içine giren çocukların okuma, yazma, matematik gibi temel akademik becerileri öğrenebileceklerini açıklamaktadır. Başka bir ifadeyle bu çocukların özel eğitim olanaklarıyla normal ilkokul programlarından yararlanabileceklerini göstermektedir. Bu gruba giren çocuklar temel akademik becerilerin yanı sıra öz bakım becerileri de öğrenebilirler, ileride yetişkinlik çağına geldiklerinde tamamen ya da kısmen geçimlerini sağlayabilecek bir iş becerisi kazanabilirler (Işıkhan, 2005: 10).

Öğretilebilir zihinsel engelliler; Zeka bölümleri 25-35 ve 50-55 arasında olan bireylerdir. Genellikle okul öncesi dönemlerde gerilikleri fark edilir. Çünkü gelişim özelliklerinde normallerden önemli derecede farklılık gösterirler “Öğretilebilir” teriminin iki anlamı vardır: Temel akademik becerilerde eğitilemez, Günlük hayatın gerektirdiği sosyal uyum, pratik iletişim ve öz bakım becerilerini öğrenebilir. Öğretilebilir zihinsel engelliler yetişkinlik çağına ulaştıklarında, sosyal uyum becerilerine ilişkin olarak ev, yatılı okul ya da korumalı işyerlerinde çalışarak üretime ve kendi geçimlerine katkıda sağlayabilirler. Ancak yine de aile ve iş yaşamlarında çeşitli derecelerde başkalarının yardımına bağımlılıkları vardır. Eğitim amaçları dışa bağımlılıklarını en aza indirmek olarak ifade edilebilir (MEB, 2007: 16).

Ağır ve çok ağır derecede zihinsel engelliler; Zekâ bölümleri 35 ve daha altındadır. Gerilikleri doğuştan fark edilir. Bazı basit öz bakım becerilerini en azından kısmen öğrenebilirler. Ancak yaşamları boyunca sürekli ve yoğun bakım ile yardıma ihtiyaçları vardır (MEB, 2007: 16).

2.1.5.Zihin engelli bireylerin hijyeni

Hijyen; Hijyenin sözcük anlamı sağlık bilimi demektir. Günümüzde sağlığı koruma uygulamalarının tümüne hijyen denmektedir (Güler, 2004: 119).

(32)

Kişisel hijyen; bireyin kendi sağlığını devam ettirmesi için yaptığı “öz bakım uygulamalarını” içerir. İnsanın kendi vücudunu ve giyeceklerini temiz tutması ve temizlemesi kişisel hijyenin amacıdır. Bu da vücudun her zaman sağlıklı olmasını sağlar (Eksen ve ark., 2004: 4).

Kişisel hijyenin amacı, hastalık yapıcı mikropların vücuda bulaşmasını ve çevreye yayılmasını önlemektir. Kişisel temizliğe gereken önemi verilir ve dikkatli davranılırsa birçok mikrobun vücuda girmesi engellenebilir. Bakterilerin yaşamak için ihtiyaç duydukları her şey vücutta vardır. Bu nedenle, bakteriler, insanları çok sever. Vücuda giren zararlı bir bakteri hızla çoğalır ve eğer yeterince sağlıklı ve güçlü olunmazsa bu savaşı bakteriler kazanır (Bilici ve Buzgan, 2008: 17).

Hijyenik uygulamalar çeşitli amaçlara hizmet eder. Bu amaçlar şöyle sıralanabilir:

 Vücut salgılarının, atıklarının ve geçici mikroorganizmaların vücuttan uzaklaştırılması yoluyla vücudun temizliğini sağlamak,

 Kişinin rahatlamasını, dinlenmesini, gevşemesini sağlamak ve kas gerilimini azaltmak,

 Vücuttaki kötü kokuları (örneğin; ter kokusu) gidermek,

 Kişinin genel görünümünü olumlu hale getirmek, öz güvenini geliştirmek,  Deri sağlığını geliştirmek ve sürdürmektir. (örneğin; Ilık ve sıcak banyolar

yüzeysel damar genişlemesini oluşturarak deride kan akımını arttırırlar. Böylece ılık ve sıcak banyolar derinin beslenmesini sağlarlar) (Kocakaya, 2005: 11).

Kişisel hijyen uygulamaları bireyin inançları, değerleri ve alışkanlıkları doğrultusunda gerçekleştiğinden bireyden bireye farklılık gösterir. Farklılık nedenleri aşağıdaki gibi açıklanabilir;

Beden imgesi: Bireyin kendi fiziksel görünümüne ilişkin kişisel görüşüdür. Eğer birey kendini temiz ve bakımlı olarak algılıyorsa bu görünümünü sürdürmek için çaba gösterir. Kişinin bedeni temiz olursa benlik saygısı ve kendine güveni artar.

Sosyo-ekonomik ve kültürel durum: Bireyin ait olduğu sosyal grup hijyen uygulamalarını etkileyici özelliğe sahiptir. Birey hijyen uygulamalarını çocukluk döneminde evde anne babasından, okulda öğretmen ve arkadaşlarından öğrenir.

(33)

Bu alışkanlıklarını genellikle yaşamı boyunca sürdürür. Ailenin hijyene ilişkin uygulamalarında, yaşadıkları toplumun kültürel özellikleri belirgindir. Örneğin, bazı toplumlarda her gün banyo yapma davranışı varken, bazılarında haftada bir kez banyo yapılır. Bunun yanı sıra yaşanılan evin fiziksel yapısı (oda sayısı, sürekli sıcak su olması), ailedeki birey sayısı ve ailenin ekonomik durumu –satın alabilme gücü- hijyen uygulamalarını etkiler.

Bilgi düzeyi: Bireyin hijyenin sağlık ve sosyal kabul üzerine etkilerini bilmesi, durumu önemsiyor olması hijyen uygulamalarını sürekli ve düzenli bir biçimde yapmasını sağlar.

Bireysel tercihler: Bireyin alışkanlıklarını ve değerlerini yansıtır. Alışkanlıklar ve değerler hijyenik bakımda kullanılacak olan araç-gereci, (sabun, şampuan vb.) uygulama zamanını, sıklığını ve biçimini belirler. Örneğin, bazı bireyler her gün akşam duş biçiminde banyo yapmayı tercih ederken, bazı bireyler bu uygulamayı gereksiz görebilir.

Hastalıklar: Hastalık durumlarında kişilerin güçleri ve istekleri yoktur. Bu nedenle genellikle bireyler hijyenik bakım ve uygulamalarını gerçekleştirmekte zorlanırlar ve hijyen gereksiniminin karşılanması konusunda bir başkasının yardımına gereksinim duyarlar (Soydaş, 2007: 8).

Sonuç olarak kişisel hijyen toplu halde yaşayan insanların sağlıklı bir yaşam için öncelikle kendisine ve sonra toplumdaki diğer bireylere karşı yapması gereken bir görevdir. Bu nedenle vücudun çeşitli kısımlarının temizlik ve hijyeni ile ilgili uygulamaların bilinmesi gerekir.

Yüz, boyun ve koltuk altı hijyeni; Yüz-boyun derisinin yapısı, vücudun diğer bölgelerindeki derinin yapısına göre daha incedir ve dolayısıyla daha hassastır. Bu nedenle yüz derisinin temizliği özel önem taşır. Temizlik sırasında yapılan işlemler derinin zedelenmesine yol açmamalıdır. Yüz, genel vücut temizliğinde olduğu gibi su ve pH’ı 5.5 olan sabunla temizlenmelidir.

Yüz yıkandıktan sonra ise kurulama sırasında yumuşak havlular kullanılmalı ve havlu deriye sadece dokundurularak yüz kurulanmalıdır. Diğer taraftan her bireyin kendisine ait yüz havlusunun olması tercih edilir. Çünkü ortak havlu kullanımı çeşitli enfeksiyonların bir bireyden diğerine geçmesine neden olur. Yüz temizliğinin sabah kalkınca ve yatmadan önce mutlaka yapılması gereklidir. Ancak gün içerisinde de

(34)

gereksinim hissedildikçe (örneğin; terlendiğinde, tozlu ortamda bulunulduğunda, okul ve işten dönüldüğünde vb.) temizliği sağlanmalıdır (Kocakaya, 2005: 24).

Vücudumuzun açık yerlerine dış ortamdan toz ve kir birikir. Uykuda iken, çalışırken, koltuk altı sürekli terler. Terle vücuttan bir takım zararlı maddeler atılır. Terleme sonucu oluşan ter salgısı zamanında temizlenmeyecek olursa bir takım bakterilerce parçalanır ve kötü kokulu bileşikler oluşur. Bunlar hem zararlı etkenlerin üremesini sağlar hem de çevremizi rahatsız eder. Bu nedenle sabah temizliğinin önemli bölümlerinden birisi boyun ve koltuk altlarımızın temizliğidir. Banyo alınmasa bile koltuk altı önce sabunlu bir bezle sonra su ile iyice silinmeli ve temizlenmelidir. En iyisi günlük olarak banyo yapılmasıdır. Deodorantlar kokuyu maskelerler. Temizlik aracı olarak değil geçici bir uygulama gibi görülmeli, bulunan ilk fırsatta yıkanmalıdır. (Güler, 2004: 120)

El ve tırnak hijyeni; Kişisel hijyen tedbirlerinin başında el-ağız ilişkileri gelmektedir. Eller vücutta en çabuk kirlenen ve mikroorganizmalarla en çok temas eden organlardır. Elleri temiz tutmak sadece estetik açıdan değil, aynı zamanda sağlık açısından da çok önemlidir. Doğru el temizliği yapılması zararlı etkenlerin besinlerle, içeceklerle vücuda girmesini önler. Ellerin her yeri tam olarak yıkanmalı; bilekler, avuç içleri, parmaklar ve parmak araları, el sırtı ve tırnakların (mümkünse tırnak fırçası ile) altları da yıkanmalıdır. Eller en az 15 saniye ovalanmalı, kurulanmalı, havluyu ele vurarak ovmadan kurulanmalıdır (Kocakaya, 2005: 29).

Ellerde milyonlarca mikrop bulunur. Bu mikropların birçoğu zararsızdır. Ama bazıları eller yıkanmadığında, nezle, grip veya ishal gibi hastalıklara neden olabilir. Bazı bakteriler, ellerdeki gözenek, çizik, çatlak ve kıllara iyice yapışırlar, toz ve kirle karışarak hızla çoğalmak için uygun ortam bulurlar (Bilici ve Buzgan, 2008: 19).

Ellerin özellikle yıkanması gerektiği durumlar aşağıda belirtilmiştir;  Dişler fırçalanmadan önce mutlaka ellerin yıkanması gerekir  Yiyecek/yemek hazırlamadan önce,

 Yemek yemeden önce

 Hasta bir insanla el sıkıştıktan sonra,  Hayvanları elledikten sonra

(35)

 Tuvaleti kullandıktan sonra,  Oyundan sonra,

 Burnu sildikten sonra,

 Öksürüp, hapşırdıktan sonra eller mutlaka yıkanmalıdır (Bilici ve Buzgan, 2008: 19).

El yıkamanın faydalı olmasında çok faktör rol oynamaktadır. El yıkama ürünü uygun miktarda alınmalı ki bu 3 – 5 ml kadardır ve bütün eli kaplamalıdır. Bütün el ve parmaklar el yıkama ürünüyle 10 – 15 saniye ovalanmalıdır. Parmak araları el yıkamada kritik bölgelerdir, çünkü çoğu mikroorganizma burada bulunur (Ay, 2001:10).

El yıkamada kullanılan sabunlar yüzey aktif bir maddedir. Su veya organik maddelerde çözündüğü vakit bu sıvıların yüzey gerilmelerini azaltır ve sıvı içerisindeki maddeleri yüzer vaziyete getirir. Sabunlar yapılarına göre bazen sıvı bazen ise katı halde bulunabilirler. Sabundaki bu farklılıklar yağ asitlerine bağlanan gruplara bağlıdır. Örneğin yağ asitine Na+bağlanınca katı K+bağlanınca ise sıvı sabun elde edilir (Maraş,

2007: 39). Ancak sabunların içine katılan etken maddelerden olan ve maliyeti düşük olduğu için sıkça kullanılan “sterisol”, cilt kanseri bakımından oldukça tehlikelidir. Sıvı sabunlarda kullanılan bu madde, parmaklardaki bakterileri azaltmadığı belirlenmiştir (Kjolen ve Andersen, 1992: 61).

Tırnak bakımı, bireysel hijyenin önemli bir yönünü oluşturur. Tırnak uçlarının altında birçok mikroorganizma kolayca yerleşip üreyebileceği için her el yıkamada tırnak diplerinin hijyeni mutlaka sağlanmalıdır (Kocakaya, 2005: 33). Tırnakların bir dereceye kadar elin işlevleriyle de ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Tutma, kavrama ve yürümede önemli rol oynamaktadır. Sürekli uzar. Tırnağın etle ayrıldıktan sonraki bölümünün altında kir ve yağ kolayca birikir. Bunların düzenli olarak temizlenmesi gerekir. Tırnaklar yenmemeli ve koparılmamalıdır (Güler, 2004: 130). Tırnak yemek, bu nedenle sağlığa zararlı bir alışkanlıktır. Tırnakların düzenli kesilmesi, banyo yaparken de tırnak fırçası ile fırçalanarak temizlenmesi gerekir. (Bilici ve Buzgan, 2008: 22). El tırnakları yarım ay biçiminde, ayak tırnakları ise düz olarak kesilmelidir. Ayak tırnaklarının yarım ay biçiminde kesilmesi tırnak batmalarına neden olabilir (Güler, 2004: 120).

Göz hijyeni; Gözlerin, normalde özel bir bakım uygulamasına gereksinimi yoktur. Çünkü; gözler sürekli olarak gözyaşı ile yıkanır ve göz kapağı ile kirpikler,

(36)

yabancı cisimlerin göze girmesini engeller. Göz bakımında, yalnızca göz kapağında ya da kirpiklerde birikerek kuruyan göz salgılarının temizlenmesi gerekir. Gözler her zaman göz kapaklarının birleştiği noktada içten dışa doğru yüzün her yıkanmasında temizlenmelidir. Ancak göz temizliğinde kesinlikle sabun kullanılmamalıdır (Kocakaya, 2005: 26)

Burun hijyeni; Burun koku duyusunu almasının yanında solunan havanın ısıtılıp nemlendirildiği ve solunan havanın içindeki yabancı maddelerin tutulduğu organdır, eğer temizliğine dikkat edilmezse içindeki stafilokoklar fazla sayıda ürer ve vücudun başka bir yerine bulaşması halinde hastalık yapabilir. 1 gr burun salgısında 10 milyon bakteri bulunur (Kocakaya, 2005: 25)

Burun düzenli olarak temizlenmeli, karıştırılmamalıdır. Burun içerisindeki kıllar kopartılmamalıdır. Nezle olunduğunda kağıt mendil kullanılabilir (Güler, 2004: 130).

Kulak hijyeni; Kulakların hijyenik bakımı, banyo sırasında kulak kepçesinin temizlenmesi ile sağlanır ve normalde kulakların fazla bir bakıma gereksinimi yoktur. Ancak dış kulak yolunda kulak kirinin fazla birikmesi ya da yabancı madde olması bireyin işitmesini zorlaştırabilir. Birey gerek işitmenin azalmasından gerekse kulak kirinin görünürde olmasından rahatsız olabilir. Bu durumda kulak kiri temizlenmelidir. Ancak temizlik amacıyla dış kulak yoluna her hangi bir cisim (örneğin; pamuklu temizleme aracı) itilmemelidir. Temizlik parmağa dolanan bir bez ile sadece dış kulakta yapılmalıdır. Dış kulak yoluna itilen cisimler, kulak yolunun yaralanmasına, kulak zarının delinmesine neden olabilir. Ayrıca bu cisimler kulak kirinin, kulak yolunun içine doğru itilerek, burada sıkışıp pekişmesine yol açar. Kulağı temizlemek için sokulacak herhangi bir cisim kulak salgısını zara doğru itebileceği gibi kulak zarına da zarar verebilir. Ucu pamuklu kulak temizleme çubuğu kullanan kişiler, pamuğun ucuna sıvanan salgıyı görünce temizlediklerini düşünürler ancak salgının çoğunu zara doğru itmektedirler (Kocakaya, 2005: 27)

Ağız hijyeni; Kişisel hijyenin en önemli parçalarından biri de ağız ve diş sağlığıdır. Küçük yaşlardan itibaren diş sağlığını korumaya yönelik uygulamaları yerine getirmek çok önemlidir. Dişleri korumanın en etkili yolu düzenli olarak fırçalamaktır. Dilin yapısı oldukça pürüzlüdür ve bakterilerin yaşaması için elverişli bir ortamdır. Yemek sonrası ağızda ve dişlerde kalan artıklar milyonlarca mikrop için yeterli besin

(37)

kaynağını oluşturur. Özellikle şekerli yiyecek artıkları asit oluşturarak dişlerin zarar görmesine neden olur. Eğer, dişler fırçalanmazsa çürümeye başlar. Günde en az 2 kez, sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce, sadece üçer dakikalık etkili bir fırçalama işlemi ile dişlerin sağlığı koruma altına alınabilir. Diş fırçalamada amaç; az macun, sık fırçalamadır. Diş fırçalamak için nohut büyüklüğünde macun yeterlidir. Diş fırçası kişiye özel bir araçtır, asla başkalarıyla paylaşılmamalıdır. Mutlaka en geç altı ayda bir kez diş fırçası yenilenmelidir (Bilici ve Buzgan, 2008: 21).

Dişler düzenli olarak fırçalanmalıdır. Dişlerin arası sert cisimlerle karıştırılmamalı, diş ipi kullanılmalıdır. Dişlerle fındık, ceviz gibi sert cisimler kırılmamalıdır. Ağza kalem, parmak sokma, tırnak yeme, dudak, parmak, yanak ısırma, ilkokul döneminde çeneye el dayayarak oturma gibi alışkanlıklar ağız ve diş sağlığı açısından zararlıdır. Çocukların süt dişleri dahil, diş hekimi gerekli görmedikçe diş çektirmemeli, bunun için de mutlaka diş hekimine gidilmelidir. Diş ipi diş aralarında kalan yiyecek artıklarının uzaklaştırılması açısından çok önemli bir araçtır. Çok küçük yaşlardan başlanarak uygun diş fırçalama ve diş ipliği kullanma tekniklerinin öğrenilmesi gerekmektedir (Güler, 2004: 126)

Zihinsel engelli çocuklarda ağız hijyeni ve sağlık durumunun (diş çürük ve kayıp sıklığı, periodontal sorunlar) sağlıklı yaşıtlarına göre daha kötü olduğu bilinmektedir. Zihinsel engelli çocukların neredeyse tamamı ağız hijyenini sağlayabilmek için bir başka bireyin yardımına muhtaçtır. Literatürde engelli çocuklarda daha kötü ağız hijyeni ve daha ileri periodontal sorunların rapor edildiği çalışmalar bulunmaktadır. Diş çürüklerinin engelli çocuklarda daha fazla olmasının sebepleri karbonhidrat kullanımının fazlalığı, salya akışındaki farklılıklar, kas ve eklem problemleri, çiğneme güçlükleri ve ağız bakımının daha kötü olması şeklinde sıralanabilir (Ay ve ark., 2005: 18).

Saç hijyeni; Saç dipleri mikropların yaşaması için çok uygundur. Kafa derisinde 1 milyon adet /cm² bakteri bulunur ve bu nedenle de saç temizliğine ve bakımına dikkat etmek gerekir (Bilici ve Buzgan, 2008: 22).

Sağlıklı saçlar için düzenli fırçalama, yeterli ve dengeli beslenme ve uygun biçimde şampuanlama gerekmektedir. Fırçalama kir ve tozları, doğal yağ birikintilerini uzaklaştırıcı işlev görmektedir. Normal bir saçın haftada bir ya da iki kez şampuanlanması gerekmektedir. Yağlı saçlar daha sık şampuanlanmalıdır. Saç

Şekil

Tablo 2. Zihinsel Engelli Bireyin Velisine Ait Demografik Bilgiler Engelli Bireye Olan Yakınlık Durumu Sayı %
Tablo 3. Zihinsel Engelli Bireyin Ailesine Ait Bilgiler
Tablo 4. Zihinsel Engelli Bireyin Bakımında Yardımcı Olan Kişi ve Kurumlar
Tablo 5. Zihinsel Engelli Bireye Ait Bilgiler Cinsiyet Sayı % Kız Erkek Toplam 86139225 38,261,8100,0 Yaş Sayı % 6 yaş ve altı 7 – 12 yaş arası 13 – 18 yaş arası 19 yaş üstü Toplam 137011131225 5,831,149,313,8100,0 IQ Düzeyi Sayı % Veli bilmiyor 25 altı IQ
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Z ihinsel yetersizliği olan çocukların bilişsel, dil ve sosyal gelişime ilişkin ortak özellikleri olmasına karşın, her çocuğun sahip olduğu özellikler

• Kardeşlere ve diğerlerine çocuğun durumunu açıklama • Aile ve çocuk için gerekli hizmetlere ulaşma.. • Çocuğun durumunu

B u okullar özel gereksinimi olan çocuğun farklı eğitim gereksinimlerinin özel olarak düzenlenmiş çevrede, özel olarak eğitim görmüş personelle ve çocukların

A ynı sınıfa yerleştirme özel gereksinimi olan çocukların kendiliğinden uygun davranışlarda bulunacakları, öğrenecekleri ve yaşıyla uyumlu gelişim gösteren

Öğretim planlanırken öğretilecek davranışın türü, dikkati sağlayıcı ipuçları, araç-gereçler, deneme sunuş biçimi, ortam, öğretim düzenlemeleri,

Zihinsel yetersizliği olan çocuk için kazanım belirlenirken programda yer alan kazanımlarda çocuğun düzeyine uygun olarak gerekli uyarlamalar yapılmalıdır... Bu

1. Form ait olduğu ay içerisinde öğretimi gerçekleştiren öğretmen veya uygulayıcı tarafından doldurulacaktır. Formun bir nüshası ay sonunda imza karşılığı veliye

• Zihinsel engelli çocuklar için eğitim ortamları arasında normal okul düzenlemeleri içinde. • özel araç ve gereçlerle özel