• Sonuç bulunamadı

2.1. Zihinsel Engelli Çocuklar

2.1.7. Zihinsel engelli bireylerin eğitimi

Eğitim “insanların davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla istendik davranışları meydana getirmek gayretindeki süreçtir” (Ulukaya, 2009: 63).

Özel eğitim, bireylerin bazı özelliklerinde meydana gelen zedelenme, sapma, yetersizlikten kaynaklanan özür - engel durumları ve onların genel eğitim hizmetlerinden yararlanamadıklarından eğitim hizmetlerini özelleştirilmesini kapsamaktadır (Eripek, 1990: 128).

Zihinsel engelli bireylerin eğitim gereksinimleri onların bazı özelliklerine göre farklılaşabilmektedir. Zihinsel engelli bireyler homojen bir grup olmadığından, çeşitli özelliklerine bağlı olarak kendi içlerinde önemli bireysel farklılıklar göstermektedirler (Cavkaytar, 2000: 119).

Zihinsel engelli bireylerin eğitim hizmetlerinden yararlanabilmesi için, öncelikle tanılanmaları gerekmektedir. Zihinsel engelli bireyler tanılandıktan sonra özel eğitim hizmetleri sağlanmakta ve bu eğitim hizmetlerinin niteliğini de tanılama belirlemektedir (Özyürek, 1985, Ergenekon, 1996:3).

Zihinsel engelli bireylerin tanılanması ve eğitim hizmetlerinin niteliğinin belirlenmesinde tıbbi tanılama ve eğitsel tanılama modellerinden yararlanılmaktadır. Tıbbi tanılamadan sonra çocuklar eğitilebilir, öğretilebilir, klinik bakıma ihtiyacı olan çocuklar olarak etiketlenmektedir. Tanının konulmasından sonra tıbbi önlemlere yer verilebildiği gibi zihinsel engelli çocuk, mevcut olan özel eğitim kurumlarından birine yerleştirilebilmektedir. Zihinsel engelli çocukları, sadece tıbbi verilere ve psikometrik ölçümlere göre tanılama ve eğitim kurumlarına yerleştirme eğitim önlem ve düzenlemeleri açısından yetersiz kalabilmektedir. Zihinsel engelli bireyin eğitsel değerlendirilmesinde gözlem ve ölçüt bağımlı testlerden yararlanılır. Beceri, kavram ve ünite analizlerinden yararlanılarak hazırlanan ölçüt bağımlı testlerde öğrencilerin bu beceri, kavram ve ünitelerdeki performans düzeyi belirlenir (Ulukaya, 2009: 63).

Engelli Çocukların Eğitimindeki Amaçlar:

 Toplum içinde rollerini gerçekleştiren bireyler yetiştirmek,

 Kendi kendine yeterli bir duruma gelmeleri için temel yaşam becerilerini geliştirmek,

 Yetenek ve yeterlilikleri doğrultusunda üst öğrenime, iş-meslek alanlarına ve hayata hazırlamak,

 Yeterli sağlık beslenme ve düzen alışkanlıkları kazandırmak,

 Zihinsel ve bedensel açıdan kendine yeterli bir vatandaş haline getirmek,  Mevcut istidat ve kabiliyetlerini en yararlı şekilde kullanabilmelerini sağlamak,  Aşırı ve zararlı etkilerle bağımsızlıklarının engellenmesini kötüye

 Sosyal olaylara ilgi gösterme, sosyal çevre içinde bulunmaktan hoşlanma, başkaları ile işte, oyunda deste ve bütün ilişkilerde işbirliği yapmak,

 Seviyeye uygun devamlı öğrenme alışkanlığı kazandırmak,  Daha iyi rahat ve düzenli yaşamanın yollarını öğretmek,

 Beden akıl ruh sağlığı yerinde hür ve emniyet içinde yaşayabilecek bir seviyeye getirmek,

 Türkçe’yi iyi konuşur, ihtiyaçlarını karşılamada yerinde kullanabilir hale getirmek,

 Anayasamıza göre bireylerin hakları olan zorunlu ilköğretimi everme güçleri oranında gelişimlerini ve topluma yararlı bir vatandaş olmalarını sağlamak,  Mesleki öğrenim ve çıraklık yapabilecek olanlara bu alanda yetişme ve ilerleme

olanaklarını sağlamaktır (Ulutaşdemir, 2007: 120).

Zihinsel engelli çocukların eğitiminde eğitici çabasının yanında, özellikle ailelerin çocuklarının gelişimindeki sorumluluklarını kabul etmeleri ve eğitim programlarının uygulanmasına yardımcı olmaları gereklidir. Çünkü zihinsel engelli çocukların öz bakım becerilerini en iyi şekilde kazanacağı yer aile ortamıdır. Zihinsel engelli çocuğa öz bakım becerilerinin kazandırılmasında, aile içinde çocuğun bakımını üstlenen ve bu yüzden çocuğu en iyi tanıyan annelerin eğitimi önemlidir.

Dolayısıyla zihinsel engelli çocukların eğitiminde başarı sağlanması amacıyla annelerin her türlü konu hakkında bilinçlendirilerek desteklenmesi ve anne ile iş birliğinin kurulması gereklidir. Annelerin eğitimi konusunda özellikle bu alanda çalışan hemşirelere önemli görevler düşmektedir Hemşirenin anneye vereceği eğitim, hem annenin çocuğuna becerileri nasıl kazandıracağı konusunda rehber olacak, hem de annenin kendisini yalnız hissetmemesini sağlayarak sıkıntı ve endişelerini azaltacak ve sorunlarını kendi kendine çözebilme becerisini geliştirecektir (Dinç, 2003: 13).

Kaynaştırma Eğitimi; Türkiye’de 573 sayılı KHK’de “özel eğitim gerektiren bireylerin eğitimleri, hazırlanan bireysel eğitim planları doğrultusunda akranları ile birlikte her tür kademedeki okul ve kurumlarda uygun yöntem ve teknikler kullanılarak sürdürülür” ifadesi yer almaktadır (MEB, 2000: 13). Kaynaştırma, zihinsel engelli çocukların sosyal becerilerindeki yetersizliklerin giderilmesinde fırsat yaratılması için önemli bir uygulamadır. Kaynaştırma ortamlarında yapılan araştırmalar, sosyal

becerileri olumlu yönde gelişen ve sosyal kabulü yüksek olan engelli çocukların, sosyal beceriler ve sosyal kabul yönünden daha düşük düzeyde bulunan diğer engelli çocuklara göre daha çok arkadaş olarak tercih edildiklerini göstermektedir (Yükselen, 2003: 29- 30).

Kaynaştırmanın en önemli yararı doğrudan engelli çocuğa ilişkindir. Refleksiv davranışlar dışında insan davranışlarının hemen tamamı öğrenme sonucunda elde edilen davranışlardır. Çocuklar çevrelerindeki akranlarını ve yetişkinleri gözleyerek ya da onların davranışlarını öykünerek davranışlarını biçimlendirir, yeni davranışlar edinirler. Dolayısıyla çocuk, normal ortamlar içerisinde olağan insanlarla birlikte olduğu ölçüde toplumun beklentilerine uygun davranışları edinme olanağını elde edebilecektir (Ulutaşdemir, 2007: 126).

Evde Eğitimi; Özel eğitime gereksinimi olan çocuklara verilecek eğitimin etkili ve başarılı olması, ev ve okul gibi farklı iki ortamdaki yaklaşım ve davranışların tutarlı olmasıyla yakından ilgilidir. Okulda uygulanan eğitim ilke ve yöntemlerinin ev yaşantısıyla bağdaştırılması, eğitimcinin ana ve babadan; ana babanın da eğitimciden yararlanması şeklinde kurulacak iş birliği, çocuğun eğitiminin yalnız okulda değil evinde ve diğer sosyal çevrelerde de süreklilik kazanmasına yardımcı olacaktır (Işık, 2003: 19). Bu bağlamda evde eğitim hizmetlerinin de verilmesi göz önünde bulundurulmuş ve eğitim programları hazırlanmıştır. Aile eğitim programına alınarak eğitim için eğitimciyle birlikte plan yapması sağlanmıştır.

Bireyin bakım ihtiyaçlarının ev ortamında karşılanması ve bireylere evinde sunulan sağlık hizmetidir. Bu, profesyonel bir kişinin hasta bireye ve ailesine, hastanın evinde günlük yaşam aktivitelerine yardım sağlaması etkinlikleridir (Gönenler, 2010: 60).

Evde eğitim; ailelere çocuklarının eğitimi için ev koşullarındaki fırsatları nasıl değerlendirebileceklerini göstermektedir. Ailelere, çocuklarına eğitim vermek için özel olarak zaman ayırmaya ve materyallere ihtiyaç duyulmadığını anlatmaktadır. Eğitimci çocuğun gelişimsel özelliklerini, aile yapısını ve ev koşullarını değerlendirerek amaçlarını belirlemeli ve ev programlarında belirlenen amaçlar doğrultusunda yapılandırılmış etkinlikleri temel almalıdır. Eğitimci, belli günlerde ev ziyaretleri yapmalı ve okul - aile işbirliğini güçlendirerek eğitim başarı oranını arttırır (Bilir, 1986).

Evde bakım hizmetlerinde amaç, bireyin günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlık düzeyini yükseltmek, en üst seviyede tedavi ve bakıma ulaşmak, hastalığın ve engelliliğin etkilerini en aza indirerek aynı zamanda yaşamın ve yaşama koşullarının kalitesini yükseltmektir (Gönenler, 2010:60).

Zihinsel engellilerin eğitiminde aileye, okula ve topluma düşen görevler; Zihinsel engelli bireyin eğitiminde aileye, okula ve topluma düşen görevler vardır. Ailenin unutmaması gereken en önemli nokta çocuğunu olduğu gibi kabul etmektir. Ona ne aşırı derecede sevgi, şefkat ve özen göstermeli ne de onu aşırı derecede ihmal etmelidir. Aile çocuklarını anlamalı ve onlara normal bir çocuğa uygulanan eğitim, sevgi ve şefkat ölçüleriyle davranmalıdır (Çaplı, 1993: 297; Işıkhan, 2005: 36).

Okula düşen görev, bu çocuklara daha iyi ve daha düzenli yaşama yollarını göstermek, kendilerindeki yeteneği en üstün bir şekilde geliştirmek yoluyla onları topluma faydalı ve toplum tarafından benimsenen kişiler haline getirmektir. Zihinsel engelli çocukları sınırlı ve kısıtlı olan bu taraflarıyla bu iş ve meslek sahibi etmek suretiyle, üretici vatandaş olarak, az da olsa para kazanacak bir duruma getirmek bir diğer görevidir. Bu görevleri başarılı yürütebilmesi için de öğretmenler ve aile ile birlikte işbirliği içinde olması gerekmektedir (Çaplı, 1993: 297-298; Işıkhan, 2005: 37).

Toplumsal görev olarak ise insanların her birinin zihinsel engelliler konusunda anlayışlı bir bilgiye sahip olmalarıdır. Mecburi öğrenim çağını tamamlayıp da artık bir iş sahibi olabilecek duruma gelmiş olan yetişkin gençler için ya iş alanları hazırlamak ve onlara iş vermek ya da onlar için koruyucu iş yerleri kurmaktır (Çaplı, 1993: 299; Işıkhan, 2005: 38).

Benzer Belgeler