T ~ L ,
/'*. İ K - ^ * Ü*X. I11 H A Z İ R A N 1 9 6 7
FIKRACINIZI SİZE
TAKDİM EDERİM!
P ENİM adım Metin Toker. 43 yaşındayım.
S ( 9 İstanbul’da, Boğaziçinde doğdum. Beykoz- da. Liseyi —Galatasaray Lisesi— bitirdiği* : min yılında —1943’te— Bâbıâliye geldim, gaze- , „ teciliğe başladım. Okuduğum iki üniversiteyi de, İstanbuldakini ve Paristekinl. hep. «öteki : taraftan» gazetecilik yaparken tamamladım. : Mesleğe bir gündelik gazetede —Cumhuriyet’te— başladım ve onbir yıl gündelik gazetede çalış- ; tim. Onüç yıldan beride Akis’i. haftalık dergiyi
8
çıkarıyorum. Onüç yıl var, bir gündelik gazetede okuyucularla her gün temas halinde olma alış kanlığını unuttum. Şimdi, tekrar bu havaya gi riyorum. Yapabilecek miyim, bilmiyorum.Göreceğiz.
Meslekler vardır, sahiplerinin içine işler, i Bir daha çıkmaz. Belki, herkese mesleği öyle dir. Söyleyemem. Söyleyebileceğim, gazetecili ğin benim için böyle bir meslek olduğudur. Derler ki: «Gazetecilik insanı her vere götürür: çıkmasını bilmek şartıyla..» Çiçeği burnunda delikanlıyken girdiğim bu meslekten çıkmayı, i : hattâ onunla beraber yürüyebilecek bir «yan iş» i hayatımın hiç bir ânında düşünmedim. Zor
H
devirlerde mukavemet etmesi güç teklifler oldu. Hepsini geri çevirebildim. Hapisten yeni çıktığım ve önümde bir başka hapisliğin bıılun-kJ du£u defayı hatırlıyorum. Emin bir teşriî do kunulmazlık zırhı ikram etmişlerdi. Kabul et mek yine de içimden gelmedi. Gerçi bunun - ~ faturası «Hiltonda 20 ay» tuttu ama, Allah inan
dırsın. zerrece pişman değilim. O günler geçtiği- I j ne göre ömrümü herhalde bu işte bitireceğim. « Sabahları karşınızda, aşkı bu olan birini bula- ; caksımz. Ben gazetecinin politikacılığını anla
mam. Politikacının gazeteciliğini de hiç beğen- miyorum.
Böyle söylediğim zaman bana gülen dostla- ş rım çok olur. «Bunu sen mi söylüyorsun?» der
ler. Nedense beni burnuna kadar politikaya bu lanmış biri olarak görmeyi severler! Hem de, iç ' politikada bir tarafmışım gibi. Allahtan, tenkid : : i ettiğim CHP’li dostlar burada imdadıma yeti
şirler. Tenkid edildiler mi. hemen horozlanırlar:
»
«O, CHP’li bile değil. Paşanın kızıyla evli. Dışardan ne gazel okuyor?» Ben de derim ki: «Ha şunu hileydiniz, yahu! Kim dedi size. Paşanın : partisiyle de evliyim diye?»I
bahsetmek mecburiyeti karşımdadır. Benim kaBurada, aslında Özeldir ama, evliliğimden rım İsmet İnönü’nün kızıdır. İnönü memleket te en çok bahsedilen adam olunca ailesi tabiî «X numaralı aile» dir ve oradan kız alan kimse nin kendisi de amme hayatında bulunursa, lâf lar torbaya girmez. Hani, girmiyor da.. OnunSUYA SABUNA
mmm
M E T İ N T O K E l tiçin benim bedava düşmanım da pek boldur, bedava dostum da.. Benden çok konuşulduğunu bilirim, benden konuşulduğunda aleyhimde de, lehimde de bulunulduğundan haberdarımdır. Ga zeteier de bunun aynası olmaktan geri kalmaz lar. Ama gerçek şudur ki İsmet Paşa, benim babam kadar sevdiğim kayınpederimdir, «fikrî mürşit» im değil. O da zaman zaman, benim kendi sözcüsü olmadığımı bir türlü anlamak is temeyenler için —Başbakanken resmî tebliğle bile— bu pek basit gerçeğin altını çizmek zo- runluğunu duymuştur. Biz ikimiz buna alıştık. Başkaları da alışır diye sabırlı sabırlı bekli yoruz.
Benim politikayla ilgim, mesleği gazetecilik olan ve gazetecilik kalacak birinin politikayla ilgisi neyse odur. Meslek zaruretlerinin dışında, ben politika konuşmam bile. Dünyada çok daha ilginç, ooo, neler var. Ama bizde âdettir, eğlen ce akşamlarında bile bir avukat yakaladık mı başımızdaki bir hukuk işinden, bir doktor ele geçirdik mi tansiyonumuzdan bahsederiz. Adam lara bütün gün bu konulardan gınâ geldiğini hiç düşünmeksizin.. Bana da bazdan, tam bir ka deh içki içeceğim sırada sorarlar: «Eee, siya sette ne var, ne yok?» Dilimin ucuna kadar «Elinin körü var..» demek gelir ama... «Güneş batınca, ben politikadan konuşmam» derim. Gündüz zaten politikadan bıkmışım. Şimdi ya zarken de, güneşin battığı saatlerde yazarsam, burada politikanın zerresini bulamazsınız. Daha iyi değil mi?
Ben politikada taraf değilimdir ama inanç larımda. bütün inançlarımda, siyasi inançlarım da, sosyal inançlarımda tarafsız olduğumu hiç bir zaman iddia etmemişimdir. Pildrde tarafsız lık ne demek? Ben elbette ki bir tarafım. İnan dıklarım vardır, inanmadıklarım vardır. Ben iııançlarımrta müstakilimdir. Mesele, bu. Benim özelliğim —ve rahatlılığım— budur. Fikirlerimi, görüşlerimi, her konuda, yeri gelince burada elbette ki yazacağım. Kimse meraklanmasın, bu nu herhangi birini «andoktrine etmek için» ya pacak değilim. Okuyucu «Aaa, demek ki biri de düşünüyor..» desin ve kendisi de bir neb ze düşünsün. Hepsi, bu. Bunları söylerken de «sıkmadan söylemek» başlıca gayretimi teşkil edecektir. Lâf aramızda, bazı yazılan okurken benim bile bir sıkıldığım oluyor ki..
îşte, yeni fıkracınız. Şimdi sizi, onunla baş- başa bırakayım. Sanırım, adamı size biraz ta nıttım.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi