• Sonuç bulunamadı

Türk Medeni Kanununda vesayet hukuku

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk Medeni Kanununda vesayet hukuku"

Copied!
131
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

TÜRK MEDENİ KANUNUNDA

VESAYET HUKUKU

BELMA KAYRAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN:

DOÇ. DR. SÜLEYMAN YALMAN

(2)

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı: Belma KAYRAN Numarası: 084233001015

Ana Bilim / Bilim Dalı: Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tezin Adı: Türk Medeni Kanununda Vesayet Hukuku

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı : Belma KAYRAN Numarası: 084233001015

Ana Bilim / Bilim Dalı: Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı: Doç.Dr.Süleyman YALMAN

Tezin Adı: Türk Medeni Kanununda Vesayet Hukuku

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan Türk Medeni Kanununda Vesayet Hukuku başlıklı bu çalışma 04/01/2012 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Ünvanı, Adı Soyadı

Doç.Dr.Süleyman YALMAN

Danışman ve Üyeler İmza

Doç.Dr.Recep AKCAN

(4)

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı : Belma KAYRAN Numarası: 084233001015

Ana Bilim / Bilim Dalı: Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı: Doç.Dr.Süleyman YALMAN

Tezin Adı: Türk Medeni Kanununda Vesayet Hukuku

ÖZET

Vesayet, küçüklerin ve kısıtlıların yani hacir altına alınmış kişilerin korunması amacıyla oluşturulmuş bir kurumdur. Her ne kadar özel hukuk içerisinde düzenlenmiş ise de, aslında bir kamu hizmeti niteliği göstermektedir. Vasi, vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet organları incelendiğinde bu nitelik hemen göze çarpmaktadır. Nitekim küçüklerin ve kısıtlıların korunması amacıyla yapılması gereken iş ve işlemleri özel kurumlara bırakmayan devlet, bunların bizzat kendi eliyle yürütülmsini uygun görmüştür. Aslında bu durum kurumun amacı ile de örtüşmektedir.

Kurumun koruma altına almak istediği kimselerin korunmaları, sosyal hayata adapte olmaları, ekonomik ve kişisel birtakım hak ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesi, bu kurumun her açıdan sağlıklı bir şekilde işleyip gelişmesine bağlıdır. Dolayısıyla vesayet organları olan vasi, vesayet makamı ve denetim makamının şekli olarak var olması tek başına vesayet altındaki kişinin korunmasını sağlamaya yetmez. Belirtilen amaçları yerine getirmedikleri takdirde bu organlar zamanla işlevsiz birer kurum haline dönüşürler. Bu sebeple bu durum söz konusu organların her açıdan desteklenmesi ve geliştirilmesini gerekli kılar.

İşte bütün bu belirtilenler doğrultusunda, Türk kanun koyucusu yeni 4721 sayılı Türk Medeni Kanununu kabul edip 1 Ocak 2002 tarihinde de yürürlüğe koymuştur. Kanun vesayet alanında da birtakım reformlar yapmıştır. Bu reformlar kurumun işleyişine katkıda bulunmuş, eski kanun döneminde meydana gelen boşlukları doldurmuştur.

Bu düzenlemeler göz önüne alındığında, vesayet altındaki kişi ile vesayet organlarının adeta bütünleştiği görülür. Vesayet organları, vesayet altındaki kişinin zayıf yönlerini tamamlar, kişiliğini korur, ekonomik ve hukuki işlemlerini onun adına yerine getirir. Bunu yaparken de onun menfaatlerini gözetmek durumundadır. Kısacası, küçüklerin sosyal yaşama hazır hale gtirilmesi, kısıtlıların hak kaybına uğramadan yaşayabilmeleri vesayet organlarının başarısına bağlıdır.

(5)

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı : Belma KAYRAN Numarası: 084233001015

Ana Bilim / Bilim Dalı: Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı: Doç.Dr.Süleyman YALMAN

Tezin İngilizce Adı: Turkish Civil Code Guardianship Law

SUMMARY

Guardianship is an undertaking, founded to protect those who are under-aged and under legal disability. Though it is settled within private law, it actually serves as a public service. This feature is easily recognized when the guardianship bodies, which consist of judicial factor, orphan’s coyrt and auditing court. As a matter of fact, the state doesn’t let private law do acts on behalf of under-ageds and under legal disabilities, and undertakes this responsibility. In fact, this situation is compatible with the objectives of the state.

That the wordship mechanism is performing regularly in every aspect and developing smootly depend on the fact that people are protected, adapted to social life, and some social and economial responsibilities are carried out. Accordingly, the formal existence of judicial factor, orphan’s court and auditing court isn’t singly sufficient enough to protect those who are under guardingship. İn the event that they don’t accomplish the stated objective, they turn into useless bodies. Therefore, the current situation neccessitates those mentioned bodies to be supported and improved at every aspect.

In accordance with those mentioned above, the Turkish legislator constituted the Turkish Civil Code, act number 4721 on 1th Jan, 2002. The law made reforms on guardiangship system, too. These reforms contributed to operation of the system and recovered the legal gaps during the previous law.

In view of these regulations, the people under guardianship and guardianship boodies seem to become integrated. Guardianship bodies suppert them and supply them, protect their personalities and perform their economical and legal acts. While doing so, they have to favor their interests. To conclude, to make under aged people ready for social life and to make sure that those under legal disability live without a loss of rigth depends on the success of guardiangship bodies.

(6)

i İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER ... 1 KISALTMALAR CETVELİ ... ix GİRİŞ ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM VESAYET KAVRAMI VE ÇEŞİTLERİ § 1. GENEL OLARAK ... 2

I. Tanım ... 2

II. Vesayet Hukukunun Yeri ve Konumu ... 3

III. Vesayet Hukukunun Kapsamı ve İlkeleri ... 4

IV. Vesayet Hukuku ile Devlet İlişkisi ... 4

V. Velayet ile Karşılaştırılması ... 5

§ 2. TARİHÇESİ ... 7

I. Roma Hukukunda Vesayet ... 8

II. Eski Hukukumuzda Vesayet ... 8

III. Türk Kanunu Medenisinde Vesayet ... 9

IV. Kaynak Durumundaki İsviçre Hukukunda Vesayet ... 10

§ 3. TÜRLERİ VE ORGANLARI ... 11 I. Türleri ... 11 A. Kamu Vesayeti ... 11 B. Özel Vesayet ... 12 1. Kurulması ... 12 2. Şartları ... 14

a. Vesayete Konu Bir Kişi Bulunması ... 14

b. Talepte Bulunulmuş Olması ... 14

(7)

ii

d. Güvence Verilmiş Olması ... 15

e. Denetim Makamının Kararı ... 15

3. Sona Ermesi ... 15

II. Organları ... 16

A. Kamu Vesayeti Açısından ... 16

1. Vesayet Daireleri ... 16

2. Vasi ... 17

3. Kayyım ... 17

B. Özel Vesayet Açısından... 18

1. Aile Meclisi ... 18

2. Denetim Makamı ... 19

3. Vasi ... 19

İKİNCİ BÖLÜM VESAYETİ GEREKTİREN DURUMLAR, VASİ VE EHLİYET § 4. VESAYETİ GEREKTİREN DURUMLAR ... 21

I. Küçüklük ... 21

A. Anne ve Baba Açısından ... 22

B. Velayet Hakkını Elinde Bulunduran Açısından ... 22

C. Velayet Hakkı Kimsede Bulunmayan Küçük Açısından ... 23

D. Evlat Edinen Kişi Açısından ... 23

E. Evlilik Dışı Doğan Küçük Açısından ... 24

F. Küçük Açısından Vesayetin Uygulanamayacağı Durumlar ... 24

G. Vesayeti Gerektiren Durumu Bildirme Yükümlülüğü ... 25

II. Kısıtlama ... 26

A. Genel Olarak ... 26

B. Kanuni Kısıtlama Sebepleri ... 27

(8)

iii

2. Savurganlık ... 29

3. Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı ... 29

4. Kötü Yaşama Tarzı ... 30

5. Kötü Yönetim ... 30

6. Özgürlüğü Bağlayıcı Ceza ... 30

C. İstek Üzerine Kısıtlama Sebepleri ... 32

1. Yaşlılık ... 33

2. Sakatlık... 33

3. Deneyimsizlik ... 34

4. Ağırlık Hastalık ... 34

D. Yargılama Usulü, Görev ve Yetki ... 34

1. Yargılama Usulü... 34

a. Kanun Gereği Kısıtlamanın Usulü... 34

b. İsteğe Bağlı Kısıtlamanın Usulü ... 35

2. Görev ve Yetki ... 35

§ 5. VASİ ... 36

I. Vasinin Atanması ... 37

A. Genel Olarak ... 37

B. Kayyımlık ile Vasiliğin Karşılaştırması ... 37

C. Yasal Danışmanlık İle Vasiliğin Karşılaştırması ... 38

D. Şartları ... 40 1. Olumlu Şartlar ... 40 a. Ergin Olmak ... 40 b. Ehil Olmak ... 41 2. Olumsuz Şartlar ... 42 a. Kısıtlı Olması ... 43

(9)

iv

c. Haysiyetsiz Hayat Sürmesi ... 43

d. Çıkarların Çatışması ... 44

e. Aralarında Düşmanlık Bulunması ... 44

f. İlgili Vesayet Daireleri Hakimi Olması ... 45

3. Eş ve Hısımların Önceliği ... 45

4. İlgililerin İsteği ... 46 5. Kabul Yükümlülüğü ... 47 6. Kaçınma ... 48 a. Kaçınma Sebepleri ... 49 b. Kaçınma Usulü ... 50 7. İtiraz ... 51 E. Atama Usulü ... 52

1. Görevli ve Yetkili Mahkeme ... 52

2. Atama ... 52

3. Geçici Önlemlerin Alınması ... 53

4. Tebliğ ve İlan ... 54

5. Kaçınma veya İtiraz Bulunması ve Karara Bağlanması ... 55

6. Görevin Verilmesi ve Süresi ... 55

II. Vasinin Hakları ... 56

A. Dört Yıl Dolunca Kaçınma Hakkı ... 56

B. Ücret Hakkı ... 57

C. Masrafları Talep Hakkı ... 58

III. Vasinin Yükümlülükleri ... 59

A. Özen Gösterme ... 59

1. Küçükler Açısından ... 59

2. Kısıtlılar Açısından ... 60

(10)

v

C. Malvarlığını Yönetme ... 61

D. Hesap Verme ... 62

§ 6. EHLİYET... 63

I. Ayırt Etme Gücüne Sahip Olmayanlar Açısından ... 63

A. Hukuki İşlem Ehliyeti ... 63

B. Haksız Fiilden Sorumluluk Ehliyeti ... 64

C. Taraf ve Dava Ehliyeti ... 64

D. Hak ve Tasarruf Ehliyeti ... 65

E. Diğer Durumlar ... 65

II. Ayırt Etme Gücüne Sahip Olanlar Açısından ... 66

A. Kendi Başına Yapabileceği İşlemler ... 66

B. Vasinin Rızasıyla Yapabileceği İşlemler ... 66

C. Hiç Yapamayacağı (Yasak) İşlemler ... 67

D. Haksız Fiillerinden Sorumluluk Ehliyeti ... 67

E. Taraf Ve Dava Ehliyeti ... 68

F. Hak ve Tasarruf Ehliyeti ... 68

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM VESAYET ORGANLARININ GÖREV VE SORUMLULUKLARI § 7. VESAYET ORGANLARININ GÖREVLERİ ... 70

I. Vasinin Görevleri ... 70

A. Defter Tutma ... 70

B. Değerli Şeyleri Saklama ... 71

C. Taşınırları Paraya Çevirme ... 72

D. Parayı İşletme ... 73

E. Ticari Ve Sınaî İşletmelerle İlgili Yöntem Belirleme ... 74

F. Taşınmazları Satma ... 75

(11)

vi

II. Vesayet Dairelerinin Görevleri ... 76

A. Dosya Açma Ve Defter Tutma ... 77

B. Şikayetleri ve İtirazları İnceleme ... 78

1. Şikâyetleri İnceleme ... 78

2. İtirazları İnceleme ... 79

C. İzin Verme ... 80

D. Rapor Ve Hesapları İnceleme ... 82

§ 8. VESAYET ORGANLARININ SORUMLULUĞU ... 83

I. Genel Olarak ... 83

A. Vasi (Kayyım ve Yasal Danışman) Açısından ... 85

B. Vesayet Daireleri Açısından ... 85

C. Devlet Açısından ... 86

III. Tazminat Davası ... 87

A. Görevli ve Yetkili Mahkeme ... 87

B. Davanın Tarafları ... 87

IV. Rücu Davası ... 88

A. Görevli ve Yetkili Mahkeme ... 88

B. Davanın Tarafları ... 89

V. Dava Zamanaşımı ... 89

A. Olağan Zamanaşımı ... 90

B. Olağanüstü Zamanaşımı ... 90

C. Vesayet Altındaki Kişinin Alacağı Hakkında Zamanaşımı ... 91

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM VESAYETİ SONA ERDİREN SEBEPLER, USUL VE VESAYETİN SONA ERMESİNİN SONUÇLARI § 9. VESAYETİ SONA ERDİREN SEBEPLER VE USUL ... 92

I. Küçükler Açısından ... 92

(12)

vii

III. Diğer Kısıtlılar Açısından ... 95

§ 10. VASİLİK SIFATINI SONA ERDİREN SEBEPLER VE USUL ... 96

I. Kendiliğinden Sonra Erme Sebepleri ... 96

A. Ölüm ve Ölüm Benzeri Durumlar ... 97

B. Vasinin Fiil Ehliyetinin Kaybı ... 97

C. Vasilik Süresinin Dolması ... 98

D. Kasti Suçtan Hapse Mahkumiyet ... 98

E. Vesayetin Kendiliğinden Sona Ermesi Hali ... 99

II. Vasinin Görevden Çekilmesi ... 99

A. Engel Bir Durumun Ortaya Çıkması ... 99

B. Kaçınma Sebebinin Ortaya Çıkması ... 100

C. Haklı Sebebinin Ortaya Çıkması ... 100

III. Vasinin Görevden Alınması ... 101

A. Sebepler ... 101

1. Görevi Savsaklamada Bulunma... 101

2. Yetkileri Kötüye kullanma ... 102

3. Güven Sarsıcı Davranışlarda Bulunma ... 102

4. Borç Ödemede Acze Düşme ... 103

5. Görevi Yapmada Yetersiz Olma ... 103

B. Usul ... 104

1. Görevli Ve Yetkili Mahkeme ... 104

2. Başvuru, İnceleme Ve Karara Bağlama... 105

3. Geçici ve Gerekli Diğer Önlemlerin Alınması ... 106

4. İtiraz Etme ... 108

IV. Göreve Devam Zorunluluğu ... 108

§ 11. VESAYETİN SONA ERMESİNİN SONUÇLARI ... 109 I. Rapor ve Kesin Hesabın Verilmesi, İncelenmesi ve Sonuçlandırılması . 109

(13)

viii

A. Rapor ve Kesin Hesabın Verilmesi ... 109

B. Rapor ve Kesin Hesabın İncelenmesi ... 110

C. Rapor ve Kesin Hesabın Sonuçlandırılması ... 110

II. Malvarlığının Teslimi ... 111

III. Vasinin Görevine Son Verilmesi ... 111

IV. Tebligatın Yapılması ... 111

SONUÇ ... 113

(14)

ix KISALTMALAR CETVELİ AY. – Anayasa B. – Bent BK. – Borçlar Kanunu Bkz. – Bakınız C. – Cilt C. – Cümle Çev. – Çeviren E. – Esas

EMK. – Eski Medeni Kanun

HD. – Hukuk Dairesi

HK. – Harçlar Kanunu

İİK. – İcra ve İflas Kanunu

K. – Karar Ks. – Kısım m. – Madde RG. – Resmi Gazete s. – Sayfa T. – Tarih TCK. – Türk Ceza Kanunu TDK. – Türk Dil Kurumu TMK. – Türk Medeni Kanunu Vd. – Ve devamı

VVMT. - Türk Medeni Kanunun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulamasına İlişkin Tüzük

(15)

1 GİRİŞ

Kısıtlıların ve vesayet altına alınması gerekli küçüklerin gözetimi ve bakımları bireysel hukuk sistemlerinde aileye ait bir görev iken çağdaş ve sosyal hukuk sistemlerinde ise bu tür kişilerin korunmasını belli şekillerde devlet kurumları üstlenmiş bireyci hukuktaki aile vesayeti veya özel vesayet kurumları yerlerini devlet kurumlarını daha çok müdahale ettikleri kamusal anlamdaki vesayet kurumlarına bırakmıştır.

Bu anlamda 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen vesayet, zayıf ve yardıma muhtaç kimseleri koruyan bir kurum olarak karşımıza çıkar. Yani bu kimselere devlet eliyle teşkilatlandırılmış vesayet kurumu ile şahsi, hukuki ve mali koruma sağlanmak istenmiştir.

Vesayet organı, vesayet daireleri, vasi ve kayyımdır. Vesayet dairelerinden maksat vesayet makamı (sulh hukuk mahkemesi ve denetim makamı (asliye hukuk mahkemesi)’dir. İnceleme konumuzda kayyıma (ve yasal danışmana) yer verilmemiştir. Vesayet daireleri ve vasi üzerinde yoğunlaşılmıştır.

Türk Medeni Kanunumuz 09.12.2001 tarihinde resmi gazetede yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla yeni bir kanundur. Vesayetle doğrudan ilgili yüksek lisans veya doktora tezi bulunmamaktadır veya var ise de bunlar Eski Medeni Kanun dönemine aittirler.

Çalışma konusu olan vesayet dört bölüme ayrılarak incelendi. Birinci bölümde kavram olarak vesayet ele alındı ve tarihçesine değinildi. İkinci bölümde esas olarak vesayeti gerektiren durumlar ve kurumlar işlendi. Üçüncü bölümde vesayet organlarının görev ve sorumlulukları ele alındı. Dördüncü ve son kısım olan bölümde de vesayetin sona ermesine yer verildi.

(16)

2

BİRİNCİ BÖLÜM

VESAYET KAVRAMI VE ÇEŞİTLERİ

§ 1. GENEL OLARAK

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu sırasıyla; Kişiler Hukuku, Aile Hukuku, Miras Hukuku ve Eşya Hukuku olmak üzere dört kitaptan oluşmuştur1

. Aile Hukuku ise kendi içerisinde; Evlilik Hukuku, Hısımlık ve Vesayet olarak üç kısma ayrılır. Asıl inceleme konumuz olan ve Aile Hukuku kitabının üçüncü kısmında düzenlenen vesayet de, vesayet düzeni, vesayetin yürütülmesi ve vesayetin sona ermesi olarak üç bölüme ayrılmıştır. Konu bu şekilde kanunda belirtilen sıralamaya uygun olarak incelenecektir.

I. Tanım

Vesayet, Arapça kökenli bir kelimedir; İngilizcesi “fuardıyan Trustee protector”, Fransızcası “tuteur”, Almancası ise “vormond” kelimeleri ile ifade edilmektedir2

. Vesayetin sözlük anlamına bakacak olursak3, “Küçüklerin ve kısıtlıların (hacir altına alınmış kişiler) korunması amacıyla, özel hukukta düzenlenen ve bir kamu hizmeti niteliği gösteren kurum”dur. Vasilik kavramının sözlük anlamına bakıldığında yine onunda hemen hemen aynı şekilde tanımlandığı görülür. Her ne kadar bu şekilde bir benzerlik olsa da uygulamada aralarında anlam farklılıklarının olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bu iki kelime ile bağlantılı vasi kelimesi ise4

, “Yasanın öngördüğü durumlarda, küçüklük ve kısıtlılık (hacir) nedeniyle, bu tür kişilerin yararlarını korumak üzere, sulh yargıcı tarafından atanan kanuni temsilci” şeklindedir. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne göre ise5, yukarıda belirtilen üç kavram

şu şekilde tanımlanmaktadır: Vasi, bir yetimin veya akılca zayıf, hasta birinin malını

1

Dolayısıyla 743 sayılı eski Medeni Kanun ile bu açıdan aynıdırlar.

2 ÖZMEN, İsmail; Vesayet Hukuku Davaları, Ankara 2004, s.45. 3 YILMAZ, Ejder; Hukuk Sözlüğü, 9.Bası, Ankara 2005, s.1310. 4

YILMAZ, s.1299.

5

(17)

3

yöneten kimse; vasilik, vasi olma durumu, vasinin yaptığı iş, vesayet; vesayet de, vasiliktir. Burada da vesayet ile vasiliğin aynı anlama geldiği belirtilmiştir.

Vesayet kavramının hukuki tanımına gelecek olursak, doktrinde birçok tanımın yapıldığı görülmektedir6. Buna göre vesayet en geniş haliyle şu şekilde

tanımlanabilir: Kişisel ve maddi yararlarını korumak amacıyla, ayırtım gücünden yoksun velayet altında da olmayan ya da velayet altına hiç girmemiş bulunan küçükler ile özel bakım ve gözetim altında olması gerekli olup da ergin olmasına karşın velayet altına konulmamış bakımı, gözetimi, özeni, temsili gerçek kişilere verilen kimselerin korunması için devletçe yasal olarak düzenlenip örgütlenmiş bulunan ve denetlenen kurum ve kuruluşlardır.

II. Vesayet Hukukunun Yeri ve Konumu

Vesayet, Türk Medeni Kanunu’nun 396 ila 494’üncü maddeleri arasında

düzenlenmiştir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük’ün7

üçüncü bölümündeki 8 ila 31’inci maddeleri de vesayete ilişkindir. Medeni Kanunumuzdaki vesayet düzenine ilişkin söz konusu düzenleme dışında, aynı konuda, mevzuatımızda başka düzenlemeler de bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak; 492 sayılı Harçlar Kanunu m.11/I-II, Yeni Türk Ticaret Kanunu m.15/I sayılabilir.

Vesayet Hukukunun yeri doktrinde tartışmalıdır. Buna göre vesayet hukukunun özel hukuk dalı8

olduğunu söyleyenler yanında kamu hukuku dalı olduğunu söyleyenler de bulunmaktadır. Ayrıca vesayetin özel hukukla kamu hukuku arasındaki sınırda yer alan bir kurum olduğunu ifade edenler de vardır9. Yapılan

tanıma göre de, vesayet hukukunun devletçe yapılandırılmış bir kurum olmasına karşın vesayet altındaki kişilerin medeni hakları kullanma ehliyetsizliği, bakım,

6 ÖZTAN, Bilge; Medeni Hukukun Temel Kavramları, 25.Bası, Ankara 2007, s.519; DURAL,

Mustafa/ÖĞÜZ, Tufan/GÜMÜŞ, Alper; Türk Özel Hukuku C.III Aile Hukuku, İstanbul 2005, s.568; ÖZMEN, s.45; AKINTÜRK, Turgut; Aile Hukuku, 11.Bası, İstanbul 2008, s.469 vd.

7 RG. 10.08.2003 tarih ve 25195 sayı. 8

Bkz. ÖZMEN, s.45.

9

(18)

4

gözetim görevi, sorumluluk gibi unsurlar nazara alındığında aile hukuku içerisinde olması yerinde bir düzenleme olmuştur.

III. Vesayet Hukukunun Kapsamı ve İlkeleri

Vesayet özünde bir koruma kurumu sayılır10. Korumanın ne şekilde

gerçekleşeceğini ise işin niteliğine göre vesayet makamı belirlemektedir. TMK’da koruma çeşitlerinin dağınık bir şekilde düzenlendiği görülür. Bunları dar, orta ve geniş kapsamlı olarak üçe ayırabiliriz. Dar kapsamlı koruma alanına girenler; temsil kayyımlığı, kanun gereği yönetim kayyımlığı, isteğe bağlı yönetim kayyımlığı ve karma kayyımlıktır. Orta kapsamlı koruma alanına girenler de; oy danışmanlığı, yönetim danışmanlığı ve karma danışmanlıktır. Geniş kapsamlı koruma alanına girenler ise; isteğe bağlı kısıtlama ve kanun gereği kısıtlamadır11. Buna göre, orta

kapsamlı koruma yetiyorsa geniş kapsamlı koruma kararına geçilmemelidir. Zaruret olmadıkça vesayet makamı kısıtlamadan kaçınmalıdır12

.

Vesayet hukukunun ilkeleri ise belirlilik ve denklik olarak iki bölüme ayrılabilir. Belirlilik ilkesine göre, kurum ve korumada belirlilik olmalıdır. TMK. m.396’ya baktığımızda vesayet organları; vesayet daireleri, vasi ve kayyım olarak sayılmış böylece kurumda belirlilik oluşmuştur. Yine TMK’da ilgili maddelere baktığımızda korumada da belirliliğin var olduğu görülmektedir (TMK.m.405-407).

IV. Vesayet Hukuku ile Devlet İlişkisi

Kısıtlıların ve vesayet altına alınması gerekli küçüklerin gözetim ve bakımları bireysel hukuk sistemlerinde aileye ait bir iş, görev kabul edildiği halde, çağdaş ve nispeten sosyal hukuk sistemlerinde ise, bu tür kişilerin korunmasını belli oranlarda devlet kurumları üstlenmiş, bireyci hukuktaki “aile vesayeti veya özel vesayet” kurumları yerlerini devlet kurumlarının daha çok müdahale ettikleri kamu kurumları mahiyetindeki vesayet makam ve kurumlarına bırakmıştır.

10 GENÇCAN, Ömer Uğur; Vesayet Hukuku, Ankara 2009, s.109. 11 GENÇCAN(Vesayet), s.109-110.

12

SAYMEN, Ferit Hakkı/ELBİR, Halid Kemal; Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İstanbul 1960, s.516.

(19)

5

Bireyci hukukta vesayet işlerine devletin karışması çok azdır, oysa, çağdaş hukukta ise, devlet vesayet organlarını kendisi belirler, vasiyi tayin ve kontrol ettirir, gerekirse vasiyi değiştirir, azleder, görevine son verir, hesap sorar, mahkum eder, yön verir ve denetler. Belli dönemlerde vasinin hesapları mahkemelerce ve müfettişler tarafından dolaylı olarak denetlenir. Devlet kısıtlananın oturup kalkacağı, kalacağı yerleri belirleyebilir; onlara kreş, yurt, huzurevi, tedavi merkezleri açabilir. Günümüzde bunların hepsi de yararlı ve gerekli işlerdir. Devletin bunlara müdahalesi kınanamaz, daha fazlası yapılması istenen, arzulanan hususlardır13

.

Günümüzde vesayet, özel hukuktan ziyade, kamu hukukunun bir dalı sayılan idare hukuku alanına kabulü gereken bir durum ve görünüm arz etmektedir. Ama velayet ile yakın ilişkisi nedeniyle ve aile vesayetine (özel vesayet) gerek duyulup yer verilmiş olması hasebiyle özel hukukta da yer almış; hem yeni İsviçre hem Türk Medeni Kanunlarındaki aile hukuku bölümlerinde yer verilerek geniş biçimde düzenlenmiştir14

.

Yapılan bu düzenlemelere göre, vasi veliye göre daha fazla kontrol altındadır. Çünkü her halde veli küçüğün yakınıdır; vasi ise her zaman kısıtlının yakını olmayabilir. Bundan dolayı yasa koyucu, haklı olarak vasiyi veliden ayrı statü içerisinde düşünmek, onu zaptu rapt altına almak suretiyle sıkı kurallara bağlayarak küçüğü, kısıtlıyı ve mallarını korumak gereği duymuş, buna göre gerekli önlemleri almıştır15

.

V. Velayet ile Karşılaştırılması

Vesayetin kanunda belirtilen kişilerin bizzat kendilerini ve mallarını korumaya yönelik bir kurum olduğu daha önce belirtilmişti. Velayet de doktrinde bir çok tanımı yapıldığı üzere; küçüklerin ve bazı durumlarda kısıtlı çocukların gerek kişiliklerinin gerek mallarının korunması ve onların temsili konusunda yasanın ana babaya

13 ÖZMEN, s.46. 14 ÖZMEN, s.46. 15 ÖZMEN, s.46-47.

(20)

6

yüklediği ödevler ile bu ödevlerin gereği olan hakların tümünü ifade eder16

. Velayet hakkı bunu kullananın değil aslında çocuğun yararına bir haktır17

. Dolayısıyla velayete bir yetki olarak bakılması kurumun niteliğinin doğal sonucudur. Doktrinde bir yazara göre ise18, velayet yakışıksız bir deyim sayılır; yakışanı koruma, bakma

olmalıdır.

Yukarıda yapılan tanımlara bakıldığında, vesayet ile velayet arasında her şeyden önce amaçları açısından çok büyük bir benzerlik hatta bir paralellik vardır. Buna göre, gerek vasiler gerek veliler vesayet veya velayet altında bulunan kişilerin yasal temsilcileridir. Yine hem veliler hem de kısmen vasiler, velayet veya vesayet altındaki kişilerin bakımı, eğitilmesi, yetiştirilmesi, hak ve menfaatlerinin kollanması, mallarının yönetimi ve korunması gibi ödevleri yüklenmişlerdir19

.

İki kurum arasında belirtilen bu benzerlikler bulunmakla beraber, aralarında önemli ve büyük ölçüde farklılıkta bulunmaktadır. Aralarındaki farkları genel olarak sıralayacak olursak;

Velayet hısımlıktan doğan bir yetki olup kural olarak ana baba tarafından birlikte kullanılır. Vesayet ise, mahkeme kararıyla doğar; vasilere, sulh ve asliye hukuk mahkemelerine, kayyımlara ve yasal danışmanlara verilen yetkileri kapsar20.

Velayet kural olarak küçükler içindir; ancak istisnaen kısıtlılar da velayete tabi tutulabilir. Vesayet ise, kural olarak kısıtlılar için söz konusu olup istisnaen küçüklere uygulanabilir.

Velinin görev ve yetkileri geniş olup velayeti altında bulunanların bakımını, yetiştirilmesini ve eğitilmesini kendi olanaklarıyla sağlar.

16 FEYZİOĞLU, Feyzi N.; Aile Hukuku, İstanbul 1986, s.503-504; ZEVKLİLER, Aydın; Medeni

Hukuk, Ankara 1997, s.1057; AKINTÜRK, s.469, vd.

17

SEROZAN, Rona; Çocuk Hukuku, İstanbul 2005, s.250.

18 AKYÜZ, Emine; Çocuk Haklarının ve Güvenliğinin Korunması, Ankara 2000, s.23. 19 AKINTÜRK/Aile), s.470.

20

KOÇ, Nevzat; “Türk Medeni Kanunundaki Düzenlemeler Işığında Vesayet Hukukuna Genel Bir Bakış”, Prof. Dr. İrfan Baştuğ Anısına Armağan, İzmir 2005, s.101.

(21)

7

Vasinin görev ve yetkileri sınırlıdır; çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi konularında kendi maddi olanaklarını kullanmaz21

.

Veli, velayet altındaki kişinin mallarının defterini tutmak ve mahkemeye hesap vermek zorunda değildir; küçüğün malları üzerinde kural olarak dilediği gibi tasarruf eder, bu hizmetler için ücret isteyemez. Vasi ise, vesayeti altındaki kişinin mallarının defterini tutar, düzenli olarak mahkemeye hesap verir ve bunun için ücret talep edebilir.

Veli, temsil yetkisini kullanırken kural olarak mahkemeden izin almak zorunda değildir. Vasi, vesayeti altındaki küçük ve kısıtlının yasal temsilcisi ise de22, TMK.m.462’de yer alan durumlarda vesayet makamının (sulh hukuk mahkemesi), TMK.m.463’te yer alan durumlarda vesayet makamının sonra denetim makamının (asliye hukuk mahkemesi) iznini alması gerekmektedir.

Veli, velayet görevinden herhangi bir sebeple kaçınamayacağı gibi istifa da edemez; vasi ise belirli şartlar altında vasilikten kaçınabilir veya istifa edebilir23.

§ 2. TARİHÇESİ

Vesayetin zaman içinde gelişimini gözlemleyebilmek için Roma Hukuku, Eski Hukukumuz, Türk Kanunu Medenisi ve kaynak durumunda bulunan İsviçre Hukukunun irdelenmesi gerekmektedir.

21 PALAMUT, Mehmet E.; Medeni Hukuk, İstanbul 2004, s.133.

22 VELİDEDEOĞLU, Hıfzı Veldet; Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İstanbul 1965, s.488. 23

ZEYTİN, Zafer; Türk Medeni Hukuku, Ankara 2008, s.290; KOÇ, s.102; ÖZTAN(Medeni), s.521; AKINTÜRK, s.471, vd.

(22)

8 I. Roma Hukukunda Vesayet

Batı uygarlığına bir çok alanda olduğu gibi hukuk alanında da kaynaklık etmiş Roma İmparatorluğunun hukuk sistemi bir üst yapı kurumu olarak, hitap ettiği homojen olmayan durum ve yapısına bağlı bir gelişim göstermiştir24.

Roma hukukunda vesayet iki çeşittir. Bunlar; kadınlar üzerindeki vesayet (tutella impuberum) ve reşit bulunmayanlar üzerindeki vesayet (tutete malierum)’tir. Gerçekte ise, bu iki genel vesayetin dışında bazı reşit bulunan ama türlü nedenlerle himayeye muhtaç olan kimseler üzerinde de vesayet kurulurdu ve bu tür vesayete Romalılar kendi hukuklarında “cura, curetelle” derlerdi25. Bu vesayet türlerinin

amacı, aileyi ve onun menfaatlerini korumaktı. Ailede pater familias (aile babası)’ın ölümü halinde en yakın aile babası yasa gereği doğrudan doğruya aileye vasi olurdu; bu meşru vasiliği yüklenen vasiye “tutela legitime, totur legitimens” denirdi26

. Bu yasal vasilik kurumu en eski vesayet kurumudur.

Kayyımlık kavramı da Roma hukukunda hukuksal bir kurum olarak mevcuttur. Buna göre, bir veya birkaç kişi menfaatine, onların mallarını idare etmek veya bu idarede kendilerine rızalarını bildirmek ve icazetlerini vermek suretiyle yardım etmekle görevlendirilmiş kişilere kayyım denmekteydi27. Kayyımlar önceleri

hukuksal işlem yapamıyorlarken daha sonra bu yetki verilerek vesayete yakın bir kurum haline getirilmiştir.

II. Eski Hukukumuzda Vesayet

Türkler IX. yüzyıldan itibaren toplu olarak islamiyeti kabule dolayısıyla İslam hukukunu benimsemeye başlamışlardır. İslam hukukunun temel ilkesi, tüm hukuk kurallarının kitap, sünnet ve icma-i ümmete uygun bulunması gerekliliğidir.

Osmanlı Devletinde de uygulanan hukuk, İslam hukuku ağırlıklı bir sistemdi. Devlet yaşamının son yüzyılına değin İslam hukuku kurallarını tam ve eksiksiz

24 ÖZMEN, s.36. 25 ÖZMEN, s.37. 26 ÖZMEN, s.37. 27

CEYLAN, Seldağ Güneş; Roma Hukukundan Günümüze Velayet-Vesayet Hukuku, Ankara 2004, s.215.

(23)

9

olarak uygulamış, batılılaşma hareketleri ile hukuk kurallarında ve bazı yasalarda bu kurallara, ilkelere uymayan hükümler getirilmiş ise de; başta Mecelle ve Teşkilat-ı Esasiye Kanunu da dahil olmak üzere getirilen kural ve ilkelere ruh olarak yine İslam hukukunun hakim olduğu görülmektedir28

.

Eski hukukumuzda vesayet müesseselerinin durumuna bakacak olursak; vasilik, ailede baba durumunda olan şahsın ölümü halinde veya ehliyetsiz bulunduğu, evini ve çocuklarını idare etmekten tamamen yoksun olduğu, onların hak ve hukuklarını koruyacak akıl ve fikre sahip bulunmadığı hallerde başvurulan bir hukuki müessese olarak görülür. Bu kimselerde aranan nitelikler, köle olmamaları yani özgür bulunmaları ve çevrede iyi bir kimse olarak tanınmaları idi. Vasilik tür itibariyle de ikiye ayrılıyordu. Bunlar vasi-yi muhtar29

ve vasi-yi mensup30’tur31.

III. Türk Kanunu Medenisinde Vesayet

Yeni Türk Medeni Kanunu ile vesayet kısmında yer alan hükümlerde daha çok şekle ilişkin olarak bazı terim ve deyimler dışında önemli bir değişiklik yapılmamıştır32

.

TMK.m.399, 406, 408, 409, 416, 417, 429, 449, 451, 454 ve 456 maddelerinde eski kanun maddelerine göre birtakım değişiklikler yapılmıştır. Örneğin; özel vesayetin kurulmasında istemde bulunacakları belirleyen 399’uncu maddeye, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinde metinde geçen “vesayet altındaki kimsenin yakın kan veya sıhrî hısımlarından iki reşidin” yerine, “vesayet altına alınan kişinin fiil ehliyetine sahip iki yakın hısımının” deyiminin konulması tercih edilmiş; 409’uncu maddede akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilebileceği hükmü getirilmiş, bu suretle herhangi bir hekimin raporuyla karar verme imkanı ortadan kaldırılmıştır; “vasinin atanması” başlıklı dördüncü ayırımda vasiliği kabul yükümlülüğünü düzenleyen maddede de yapılan değişiklikle, bu yükümlülüğün sadece erkekler için değil fakat kadınlar

28

ÖZMEN, s.40.

29 Vasi-yi muhtar, kişi tarafından seçilmiş vasidir. 30 Vasi-yi mensup, hakim tarafından tayin edilmiş vasidir. 31

ÖZMEN, s.41.

32

(24)

10

içinde öngörüldüğünün vurgulamak üzere yürürlükteki Kanunda yer alan “erkekler” sözcüğü “vasiliğe atananlar” şekline dönüştürülmüştür (TMK.m.416), vb33

.

Ayrıca eski kanundan farklı olarak, TMK’a “Koruma Amacıyla Özgürlüğün Kısıtlanması” başlıklı yeni bir ayırım eklenerek Kanun altı ayrımlı hale gelmiştir. Bu hükümler, İsviçre Medeni Kanununa 6 Ocak 1978 tarihinde eklenen ve 1 Ocak 1981 tarihinde yürürlüğe konulan 387/a-397/f maddelerinden alınmıştır34. Gerçekten de

TMK.m.432 ve onu izleyen maddelerinde, kişinin korunması amacıyla özgürlüğünün kısıtlanması söz konusu olup bu denli önemli bir konunun koşulları, hüküm ve sonuçları birtakım özel hükümlerle düzenlenmiştir. Burada kişinin özgürlüğünün kısıtlanması kendisinin ve tehlike oluşturduğu toplumun korunması amacına hizmet etmektedir.

Yine eski kanundan farklı olarak, vesayet organlarının sorumluluğunun düzenlendiği dördüncü ayrımda, vesayet ve denetim makamı gibi organlarda görevli olanların haksız fiilleriyle verdikleri zararlardan dolayı Devletin doğrudan doğruya sorumlu olması esası getirilmiştir. Aynı maddede devlet, vasi, kayyım ve yasal danışmanların verdikleri zararlardan da sorumlu tutulmuştur (TMK.m.468). Burada devletin sorumluluğu, bu kişilerin zararı ödeyememeleri halinde ikinci derecede bir sorumluluk olarak düzenlenmiştir35

.

IV. Kaynak Durumundaki İsviçre Hukukunda Vesayet

İsviçre hukukunda vesayet hukuku, özel hukukun bir bölümü olarak genel hukuk bilimi açısından ikili bir varlık gösterir. Yani bu hukukta vesayetle ilgili bazı hizmetlerin kamu hukuku kapsamına girdiği, düzenleme ve çözümlerin sık sık orada arandığı, vesayet daireleri örgütü ile kısıtlıların yargılanması usulünün ve vesayet dairelerinin tüm faaliyetlerinin ve vasinin yetkili makamlarca atanmasının ve buna

33 GENÇCAN(Vesayet), s.117.

34 KILIÇOĞLU, Ahmet; Medeni Kanunumuzun Aile, Miras, Eşya Hukukuna Getirdiği Yenilikler,

Ankara 2003, s.143.

35

(25)

11

benzer hususların tamamen kamu hukuku sahasında kaldığı ve onun ölçülerine göre düzenlenmiş olduğu da görülür36

.

Ayrıca vesayet hukukundaki temel kurumları düzenleyen medeni hakları kullanma ehliyetsizliğine ilişkin hükümler, vesayet ilişkisi ile kısıtlının ve küçüğün temsili, kısıtlının mallarının idaresi yönünden vasi ile küçüğün izinsiz veya izne bağlı olarak yaptığı işlerde uygulanacak ve izlenecek yol ve yöntemler ve benzerleri durumundaki işlerle ilgili hükümler tamamen özel hukukun alanı içerisinde kalan ailesel durum ve ilişkiler niteliğindedir37

.

İsviçre hukukunda konuların içerik ve kapsama ilişkin bulunanları özel hukuk alanında bırakılmak suretiyle İsviçre Yurttaşlar Yasasındaki özel kısım ve bölümlerde düzenlenmiş hükümlere bağlanmış; aynı konularla ilgili bulunan şekil, usul ve uygulamaya ilişkin olan durum ve kurallar ise, kantonların kendi özel “Tatbikat Yasaları” kapsamına alınmış kamu hukuk kuralları durumunda olup İsviçre hukukunda vesayet hukuku ile ceza hukuku arasında kimi konularda ortak yöntem ve uygulama alanları bulunduğu da görülmektedir38

.

§ 3. TÜRLERİ VE ORGANLARI I. Türleri

Medeni Kanunumuzun sistemine göre, vesayetin iki çeşidi vardır. Bunlar kamu vesayeti (TMK.m.397) ve özel vesayet (TMK.m.398 vd.)’tir.

A. Kamu Vesayeti

Vesayet temelde, bir kamu görevidir39. Çünkü vasiyi atama, kontrol ve

denetleme görev ve yetkisi devlet organları olan mahkemelere aittir. Aynı şekilde

36 ÖZMEN, s.42. 37 ÖZMEN, s.42. 38 ÖZMEN, s.42. 39

OĞUZMAN, Kemal/DURAL, Mustafa; Aile Hukuku B.2, İstanbul 1998, s.423; SAYMEN/ELBİR, s.505; ZEVKLİLER, s.945.

(26)

12

vasi de vesayet altındaki kişiye karşı devletin kendisine tanıdığı yetkileri kullanır ve gerektiğinde onu birçok fiil ve davranışlardan menedebilir40

.

Kamu vesayetini yürütecek organlar ileriki konularda ayrıntılı açıklanacağı üzere, “vesayet daireleri, vasi ve kayyım”dır. Doktrinde, yasal danışmanlık kurumunu da vesayet organı olarak kabul eden görüşler bulunmaktadır41

. Vesayet daireleri, vesayet makamı olan “sulh hukuk mahkemesi” ve denetim makamı olan “asliye hukuk mahkemesi”dir (TMK.m.397). Vasiyi kural olarak sulh hukuk mahkemesi atar, görevden alır ve denetler. Asliye hukuk mahkemesi de sulh hukuk mahkemesinin üstünde denetim görevi yapar ve bazı konularda en son izin ve onay makamı olarak düzenlenmiştir.

Medeni Kanunumuza göre asıl olan kamu vesayetidir. Ancak vesayet altındaki kişinin menfaatinin haklı gösterdiği, özellikle bir işletmenin, bir ortaklığın veya benzeri işlerin sürdürülmesi gerektiği taktirde vesayet istisnai olarak bir aileye verilebilir. Dolayısıyla özel vesayet TMK’da istisnai olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.

B. Özel Vesayet 1. Kurulması

TMK.m.398 ve devamında kamu vesayetinden farklı olarak özel vesayet düzenlenmiştir. İstisnai bir vesayet türü olan özel vesayete “aile vesayeti” de denir. Burada başlıca rol ailededir; devletin rolü ikinci derecede kalmaktadır42

.

Özel vesayet, vesayet altındaki kişinin menfaatinin haklı gösterdiği, özelikle bir işletmenin, bir ortaklığın veya benzeri işlerin sürdürülmesi gerektiği taktirde vesayetin istisnai olarak bir aileye verilmesidir (TMK.m.398/I). Bu vesayet türünde vesayet makamının yetki, görev ve sorumluluğu kurulacak “aile meclisine” geçer (TMK.m.398/II).

40 KÖPRÜLÜ, Bülent/KANETİ, Selim; Aile Hukuku B.2, İstanbul 1989, s.310; VELİDEDEOĞLU,

s.487-488; OĞUZMAN/DURAL, s.423.

41

Bkz. ÖZTAN(Medeni), s.521.

42

(27)

13

Özel vesayet, vesayet altına alınan kişinin fiil ehliyetine sahip iki yakın hısımının veya bir hısımı ile eşinin istemi üzerine denetim makamı tarafından kurulur. Buna göre özel vesayetin kurulabilmesi için ilk şart, vesayet altına alınan kişinin ergin, ayırtım gücüne sahip, kısıtlı olmayan iki yakın hısımının (kan veya kayın) veya bir yakın hısımı ile eşinin denetim makamına gerekli bilgi ve belgeleri ekleyerek bu konuda istemde bulunmalarıdır.

Denetim makamı da, öncelikle istemde bulunan hısımların veya eşin ergin olup olmadığını (on sekiz yaşını doldurmuş veya on beş yaşını doldurmuş olup mahkemece ergin kılınmasına karar verilmiş veya evlenmekle ergin olup olmadığını) ayırtım gücüne sahip olup olmadıklarını yine kısıtlı olup olmadıklarını, işletme yararına olup olmadığını toplayacağı deliller, verilen bilgi ve belgelere göre değerlendirecek, gerekirse bu konuda ve kurulacak aile meclisinin bu işleri yürütecek bilgi ve beceriye sahip olup olmadığı konularında uzman bilirkişi veya bilirkişiler görüşünü alacak sonucuna göre aile meclisini oluşturacaktır43

.

Yukarıda belirtilenler çerçevesinde, vesayet altındaki kişinin vasi olmaya ehil en az üç hısımı bulunmuyorsa, özel vesayetin kurulması mümkün olamayacaktır44

. Ayrıca hükümde üye sayısının üst sınırı belirtilmediğine göre meclisin üçten fazla hısımdan oluşması mümkündür.

Gerek İsviçre (kaynak kanun) gerek Türkiye’ye bakıldığında özel vesayetin nadiren talep edildiği görülmektedir. Doktrindeki bir görüşe göre, bu durum gözetilerek özel vesayet pratik önemi olmayan vesayet türü olarak tanımlanmaktadır45

.

43

ÖZUĞUR, Ali İhsan; Velayet, Vesayet, Soybağı, Evlat Edinme Hukuku, Diğer Eşin Rıza ve Onamına Bağlı işlemler, 3.Bası, Ankara 2007, s.809-810.

44 BELGESAY, Mustafa Reşit; Türk Kanunu Medenisi Şerhi, Aile Hukuku C.II, Hısımlar, Velayet,

Vesayet, B.3, İstanbul 1952, s.334; VELİDEDEOĞLU, s.494; FEYZİOĞLU, s.631.

45

(28)

14 2. Şartları

Özel vesayetin kurulabilmesi için birtakım şartların var olması gerektiği belirtilmişti46. TMK.m.398 ve devamında düzenlenen bu şartları kısaca açıklayacak

olursak;

a. Vesayete Konu Bir Kişi Bulunması

Özel vesayetin kurulabilmesi için öncelikle vesayete konu bir kişi olmalıdır. Bu kişi, kişisel ve maddi çıkarlarını koruma gücünden yoksun olup velayet altında bulunmayan bir küçük olabileceği gibi ergin olmalarına rağmen menfaatlerinin korunması bakımından daha yararlı olduğu için kısıtlanmış bir kişi de olabilir.

b. Talepte Bulunulmuş Olması

Özel vesayetin kurulabilmesi için bunun belirli kişiler tarafından talep edilmesi gerekir. Yargıç kendiliğinden (haklı nedenler bulunsa da) özel vesayet kuramaz47

. Buna göre vesayet altına alınacak kişinin fiil ehliyetine sahip iki yakın hısımının veya bir hısımı ile eşinin istemi üzerine denetim makamı özel vesayetin kurulmasına karar verir (TMK.m.399).

c. Bir Menfaatin Bulunması

Vesayet altındaki kişinin menfaati özel vesayetin kurulmasını haklı göstermelidir. Kanun koyucu m.398/I’de kişinin menfaatinin haklı gösterdiği hallere örnekler vermiştir. Hükümde bir işletmenin, ortaklığın veya benzeri işlerin sürdürülmesi gereği sayılmıştır. Buna göre “benzeri işler” tabiriyle sayılan örneklerin sınırlı olmadığı vurgulanmak istenmiştir. Ancak bu hallerin varlığı gerçekleşse bile denetim makamı, buna rağmen vesayet konusu kişinin menfaatinin özel vesayeti gerektirip gerektirmeyeceğini takdir hakkı vardır; yani denetim makamının bunu

46 Bkz. 1.Bölüm, B.

47 ZEVKLİLER, Aydın/HAVUTÇU, Ayşe; Yeni Medeni Kanuna Göre Medeni Hukuk (Temel

Bilgiler), 5.Bası, Ankara 2005, s.321; SAYMEN/ELBİR, s.508; AKINTÜRK(Aile), s.476; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s.573.

(29)

15

kurma zorunluluğu yoktur. Denklik ilkesi gerektiriyorsa kamu vesayeti ile de yetinilebilir48.

d. Güvence Verilmiş Olması

Aile meclisine seçilen üyeler, görevlerini gereği gibi dürüst bir şekilde yerine getireceklerine dair bir güvence vermelidirler; ancak bir güvence verilmek şartıyla özel vesayet kurulabilir (TMK.m.401). Güvence verme yükümlülüğü denetim makamının takdirine bağlı olmayıp kanunen zorunludur. Ayrıca maddedeki güvence deyiminin önceki kanun karşılığı gözetilerek maddi teminat olarak anlaşılması gerekir49. Teminat nesnel (ayni) ya da kişisel (şahsi) olabilir. Bu şartın amacı vesayet altındaki kişiyi olası zararlara karşı korumaktır.

e. Denetim Makamının Kararı

Özel vesayetin kurulabilmesi için ilgili yakınların vesayet altına alınacak kişinin yerleşim yerindeki denetim makamına başvurmaları ve merciinin bu yöndeki kararı gereklidir. Mahkeme karar vermeden önce özel vesayetin kurulması için gerekli şartların oluşup oluşmadığını araştıracaktır. Ayrıca Türk Kanunu Medenisinden ayrı olarak burada denetim makamının izni söz konusu olmayıp bizzat kurma söz konusudur50

.

3. Sona Ermesi

Özel vesayet, TMK’da düzenlenmiş olan kamu vesayetinin sona erme hallerinde sona erer (TMK.m.479 vd.). Ayrıca aile meclisi görevini yapamadığı veya vesayet altındaki kişinin menfaati gerektirdiği taktirde, denetim makamı her zaman aile meclisini değiştirebileceği gibi özel vesayeti de sona erdirebilir (TMK.m.402). Özel vesayete son verilince onun yerine kamu vesayeti kurulur ve aile meclisine geçmiş olan hak ve görevler tekrar vesayet makamına yani sulh hukuk mahkemesine dönerler51

.

48 GENÇCAN(Vesayet), s.245.

49 GÜRSOY, Serhan/BULUT, Harun; Aile Mahkemesi Uygulaması, İstanbul 2004, s.834. 50

GÜRSOY/BULUT, s.832.

51

(30)

16

Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olduğundan özel vesayetin sonlanmasına veya dönüştürülmesine de özel vesayet altına alınacak kişinin yerleşim yerindeki vesayet makamı yetkilidir. Yerleşim yerinin değişmesi halinde yetki yeni denetim makamına geçer.

II. Organları

Kamu vesayetindeki organlar “vesayet daireleri, vasi, kayyım”, özel vesayetteki organlar ise “aile meclisi, denetim makamı, vasi” olarak üçe ayrılır.

A. Kamu Vesayeti Açısından

TMK’da asıl olan kamu vesayeti olup vesayet daireleri, vasi ve kayyım olarak üç organı bulunmaktadır.

1. Vesayet Daireleri

Kamu vesayeti organlarından olan vesayet daireleri, aynı zamanda kamu vesayetinin resmi organlarını oluşturmaktadır52. TMK’ ya göre, kamu vesayeti

vesayet daireleri tarafından yürütülür. Vesayet daireleri ise, vesayet makamı (sulh hukuk mahkemesi) ve denetim makamı (asliye hukuk mahkemesi)’dır.

Vesayet makamı daha öncede belirtildiği üzere, sulh hukuk mahkemesidir. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na göre ise bu görev çocuk mahkemesine verilmiştir53.Vesayet yetkisini doğrudan doğruya kullanan vasi, vesayet makamı

tarafından atanmakta olup bu anlamda vasinin faaliyetlerine katılan makamdır. Vesayet makamı, atama yanında denetim, kontrol, izin, tedbiren ve kesin olarak görevden alma gibi işlevleri yerine getirmektedir. Vesayet makamı görevi özel vesayette (aile vesayeti) aile meclisi tarafından yapılmaktadır.

52 GENÇCAN(Vesayet), s.111. 53

AKYÜZ, Emine; “Velayet, Çocuğun Korunması ve Koruyucu Aile Hizmetleri”, Koruyucu Aile, Evlat Edinme Hizmetleri ve Ruh Sağlığı, Ankara 2008, s.101.

(31)

17

Denetim makamı ise54, asliye hukuk mahkemesidir. Onama ve şikayetleri,

itiraz ve çekinmeleri son makam olarak inceleyecek ve karara bağlayacak; bu şekilde denetleme görevini gerçekleştirecektir.

2. Vasi

Vasi, kişisel ve maddi menfaatini koruma gücünden yoksun olup velayet altında bulunmayan küçüklerle ergin olmalarına rağmen menfaatlerinin korunması bakımından daha yararlı olduğu için kısıtlanmış kişilerin korunması için vesayet makamı tarafından atanmış kişidir55. TMK.m.420/I’e göre de vesayet makamı,

vesayet işleri zorunlu kıldığı taktirde vasinin atanmasından öncede kendiliğinden gerekli önlemleri alır. Vesayet hukukunda gerçek kişinin hukuki durumunu en kapsamlı sınırlandıran hal onun vesayet altına alınmasıdır56. Burada vasiye kısaca

değinilmiştir, ikinci bölümde detaylı olarak incelenecektir57

.

3. Kayyım

Kayyım, belirli bir işin görülmesi ya da malvarlığının veya bir malın yönetilmesi için, Medeni Kanunumuzda ve diğer kanunlarda öngörülen durumlarda, vesayet makamınca, ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen atanan kişidir58

. Vesayet makamı tarafından ancak gerçek kişiler kayyım olarak atanabilir59. Kayyım gerçek

kişiye atanabileceği gibi tüzel kişiye de atanabilir60. Ayrıca kayyım atanması vesayet

hukukunda gerçek kişinin hukuki durumunu en dar sınırlandıran haldir61

.

Kayyımlık, TMK’da, “temsil kayyımlığı, yönetim kayyımlığı ve isteğe bağlı kayyımlık” olmak üzere üç türlü düzenlenmiştir. Bununla birlikte, temsil kayyımlığı

54 Bkz. Y.2HD., 09.10.2007T., 18506E./13641K (GENÇCAN-Vesayet, s.111). 55 GENÇCAN(Vesayet), s.114.

56 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s.571. 57

Bkz. 2.Bölüm.

58 KOÇ, s.105.

59 Bkz. Y.2HD., 02.10.2006T., 5758E./12871K (GENÇCAN-Vesayet, s.114-115). 60

Bkz. Y.2HD., 11.04.2005T., 3044E./5770K (GENÇCAN-Vesayet, s.114).

61

(32)

18

ile yönetim kayyımlığının özelliklerini taşıyan “karma kayyımlık” da söz konusu olabilir.

Temsil kayyımlığı, TMK.m.426’da düzenlenmiş olup kendisine kayyım atanacak kimsenin yerleşim yerindeki vesayet makamı tarafından atanır ve işin tamamlanmasıyla görevi sona erer. Yönetim kayyımlığı da TMK.m.427’de düzenlenmiş olup malvarlığının büyük bölümünün yönetildiği veya temsil edilen kimsenin payına düşen malların bulunduğu yerdeki vesayet makamı tarafından atanır ve vesayet makamının kararıyla sona erer. İsteğe bağlı kayyımlık ise, TMK.m.428’de düzenlenmiştir ve isteğe bağlı kısıtlama sebeplerinden birinin varlığı halinde ergin kişiye kendi isteği üzerine atanır. Temsil ve yönetim kayyımlıklarının sona ermesindeki usulün karma kayyımlık ile istek üzerine kayyımlıkta da geçerli olduğu kabul edilmelidir62.

Bir kimseye kayyım atanmış olması o kişinin fiil ehliyetini etkilemez (TMK.m.458/I). Yani o kişi daha önce fiil ehliyeti bakımından hangi statüde ise o statüde kalmaya devam eder63

.

B. Özel Vesayet Açısından

TMK’da asıl olan kamu vesayeti ise de kanunda belirtilen hallerde vesayet istisnai olarak bir aileye verilebilir. Aile vesayeti de denilen bu vesayet türünün aile meclisi, denetim makamı ve vasi olmak üzere üç organı bulunmaktadır.

1. Aile Meclisi

Özel vesayette, vesayet makamının yetki, görev ve sorumluluğu kurulacak aile meclisine geçer. Aile meclisi, vesayet konusu kişinin vasi olmaya ehil ve denetim makamınca dört yıl atanacak en az üç hısımından oluşur.

Buna göre, denetim makamı vesayet altına alınan kişinin vasiliğe engel hali olmayan, vasilik ehliyeti bulunan kan veya kayın hısımlarından en az üç kişiden ya da iki kan veya kayın hısımı ile vesayet altına alınan kimsenin eşinden aile meclisini

62 KOÇ, s.106. 63

(33)

19

oluşturacağından öncelikle bu kişilerin soy bağı, kan veya kayın hısımı veya eş olup olmadıklarını, vasiliğe ehil olup olmadıklarını, engel halleri bulunup bulunmadığını araştıracak sonucuna göre aile meclisini oluşturacaktır64. Aile meclisi en az üç

kişiden oluşturulabileceği gibi gereken durumlarda üçten fazla kişi ile de oluşturulabilinir.

Aile meclisi vasi atayabilir; ancak yargıcın atadığı vasinin bu görevi kabul etme yükümlülüğü olduğu halde, aile meclisinin atadığı vasinin görevi kabul yükümlülüğü yoktur (TMK.m.416/II).

Aile meclisini, asliye hukuk mahkemesi (denetim makamı) denetler. Yine kurul aleyhine asliye hukuk mahkemesine şikayette bulunabilinir. Sorumluluk açısından da TMK.m.398/II’ye göre, aile meclisi yaptığı işlemlerden doğan zararlardan, aynı sulh mahkemesi gibi sorumlu tutulacaktır.

2. Denetim Makamı65

Öncelikle özel vesayetin kurulması için, vesayet altına alınan kişinin fiil ehliyetine sahip iki yakın hısımının veya bir hısımı ile eşinin istemi üzerine denetim makamının bu yöndeki kararı gerekir. Bu şekilde aile meclisi kurulduktan sonra denetim makamı yani asliye hukuk mahkemesi bu meclisi denetleyecektir. Dolayısıyla denetim makamı kamu vesayetinde olduğu gibi özel vesayette de aynen yer almaktadır66

.

3. Vasi67

Özel vesayette, vesayet makamının yerini kurulacak aile meclisinin almasına karşılık vasi ile denetim makamı kamu vesayetinde olduğu gibi özel vesayette de aynen yer alır. Aile meclisi üyeleri oylarıyla vesayet işlerini fiilen yürütecek vasiyi belirler ve özel vesayetin yürütülmesi kamu vesayetinde olduğu gibi atanacak vasi

64 ÖZUĞUR, s.810.

65 Denetim makamı, asliye hukuk mahkemesi olup, görevi vesayeti yürüten organı denetlemektir. 66

AKINTÜRK(Aile), s.476.

67

(34)

20

tarafından yapılır. Seçilen kişi aile meclisinin üyesi değildir68. Ayrıca aile meclisinin

seçtiği kişi vasiliği kabul etmek zorunda da değildir.

68

(35)

21

İKİNCİ BÖLÜM

VESAYETİ GEREKTİREN DURUMLAR, VASİ VE EHLİYET

§ 4. VESAYETİ GEREKTİREN DURUMLAR

Vesayet bir koruma kurumu olduğundan, velayet altında bulunmayan küçükler ile çeşitli sebeplerden dolayı kendilerini ve mallarını yönetmekten aciz bulunan ergin kişileri koruyup kollamak amacına hizmet etmektedir.

Velayet altında bulunmayan küçükler, kısıtlanmaları söz konusu olmaksızın doğrudan vesayet altına konulurlar. Ancak kendilerini ve mallarını yönetmekten aciz olan ergin kişilerin vesayet altına konulmaları için kısıtlanmaları zorunludur.

Vesayeti gerektiren haller TMK’nın 404-410.maddeleri arasında sınırlı sayım ilkesine göre düzenlenmiştir. Bunlar;

- Küçüklük - Kısıtlama’dır.

I. Küçüklük

Küçükler gerek normal erginlik yaşı olan on sekiz yaşını doldurana kadar, gerek erken erginlik yolu olan ergin kılınma veya evlenme yoluyla olsun, ergin oldukları güne kadar ana ve babalarını velayeti altındadır.69

Buna göre, küçüklerin korunması ve kollanması için vesayet altına konulmalarına gerek yoktur. Vesayet altına konulma zorunluluğu, ancak ergin olmayan çocukların velayet altında bulunmamaları durumunda ortaya çıkar.

Fiil ehliyeti tam olmayan küçüklerin ise kısıtlanmasına zaten gerek yoktur. Küçüğün vesayet altına alınarak kendisine vasi atanması yeterlidir.70

Yani ayrıca 69 AKINTÜRK(Aile), s.479. 70 SAYMEN/ELBİR, s.513.

(36)

22

kısıtlama kararı verilmesine sebep ve ihtiyaç bulunmamaktadır. Çünkü küçüklük kısıtlamayı gerektiren bir durum değildir.

Kanunun bu şekilde düzenleme yapmasının amacı, küçüğün kısıtlanması değil ergin olduğunda kısıtlanma hükümlerini arada boşluk bırakmadan kendiliğinden yürürlüğe girerek olası zararların önüne geçmek olup sonuç olarak ergin kişi hakkında gerçekleştirilen bir kısıtlama söz konusudur denilebilir.71

A. Anne ve Baba Açısından

TMK.m.336’ya göre, evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar; ancak ana ve babadan birini ölümü halinde velayet sağ kalana aittir. Hem ananın hem de babanın ölümü sebebiyle velayet altında artık bulunmayan her küçük yetkili vesayet makamı tarafından vesayet altına alınır.72

TMK.m.32 vd.’da gaiplik düzenlenmiştir. Burada belirtilen sebeplerle hem ananın hem de babanın gaipliğine karar verilmesi halinde velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır. Yine hem ananın hem de babanın kısıtlanmasına karar verilmesi halinde de velayet altında bulunmayan küçük vesayet altına alınır.

Küçüğün ana ve babası belirlenemiyorsa yine yetkili vesayet makamı tarafından vesayet altına alınır.73

Ana ve babanın kendisinde oluşan engeller sebebiyle küçüğü koruyamadığı durumlarda da küçük, yetkili vesayet makamı tarafından vesayet altına alınır.

B. Velayet Hakkını Elinde Bulunduran Açısından

Velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır. Ancak velayet hakkı kaldırılmadan vesayet konusunda karar verilemez. Bunu için de öncelikle hakim tarafından velayet hakkının kaldırılıp kaldırılmayacağı belirlenmelidir. Dolayısıyla hakim (aile hakimi) yoksa (asliye hukuk hakimi) tarafından velayet

71 GENÇCAN(Vesayet), s.284. 72

Bkz. Y.2HD., 09.10.2007T., 18506E./ 13641K. (GENÇCAN-Vesayet, s.285-286).

73

(37)

23

hakkının kaldırılıp kaldırılmayacağı belirlendikten sonra vesayet makamı vesayet altına alınma konusunda bir karar verebilir.

Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti beraber kullanmakla birlikte boşanma halinde velayet hakkını kime verileceğini mahkeme (aile mahkemesi yoksa asliye hukuk mahkemesi) belirler. Ölüm durumunda da aynı şey söz konusudur. Bu şekilde bir belirleme yapılmadan vesayet makamı kararını veremeyecek; bunu bekletici mesele yapacaktır.74

Hakim (aile hakimi yoksa asliye hukuk hakimi) tarafından velayet hem ana hem de babadan kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. Velayetin kaldırılması kural olarak var olan ve doğacak bütün çocukları kapsar; ancak kararda bunun aksi belirtilebilir. Velayet sağ kalan eş açısından kaldırılmış olduğu belirlenirse yetkili vesayet makam tarafından yine kendisine vasi tayin edilmesi gerekir.

C. Velayet Hakkı Kimsede Bulunmayan Küçük Açısından

Evliliğin butlanına karar verilmesi durumunda bu evlilikten doğan çocuk açısından butlan hükmü kesinleşince velayet altında bulunmayan tarafların ortak çocuğu vesayet altına alınır. Yani velayet altına konulmamış olan küçüğe bir vasi atanır.

Boşanma davasında velayet hakkının küçüğün ana ya da babasına verilemeyeceği belirlenmişse bu karar kesinleşince velayet altında bulunmayan tarafların ortak çocuğu vesayet altına alınır; küçüğe vesayet makamı tarafından bir vasi atanır.

D. Evlat Edinen Kişi Açısından

Evlatlık ilişkisinin kurulmasıyla ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlat edinene geçer. Ancak mahkeme (aile mahkemesi yoksa asliye hukuk mahkemesi) evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına karar verilip bu karar

74

(38)

24

kesinleştiğinde velayetten yoksun kalan evlat edinilen küçük de vesayet makamı tarafından vesayet altına alınabilir.75

Velayetten evlat edinenin ölümü halinde ise, yoksun kalan evlat edinilen küçüğün velayeti kendiliğinden biyolojik ana ve babasına geçmez; küçük ancak vesayet makamı tarafından vesayet altına alınabilir.76

Yine evlat edinenden velayet hakkının kaldırılmasıyla velayetten yoksun kalan evlat edinilen küçük de vesayet makamı tarafından vesayet altına alınabilir.77

E. Evlilik Dışı Doğan Küçük Açısından

TMK.m.337/I’e göre, ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir. Ancak evlilik dışı doğum yapan ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ise hakim, çocuğun menfaatine göre vasi atar veya velâyeti babaya verir. Yine evlilik dışı doğum yapan anadan velayet alınmışsa hakim, çoğun menfaatine göre vasi atar veya sağ ise engeli de yoksa velayeti soybağı ilişkisi kurulan babaya verir.78

F. Küçük Açısından Vesayetin Uygulanamayacağı Durumlar

Daha öncede belirtildiği üzere TMK.m.335’e göre, ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir. TMK. m.336 ve 337’ye göre de, velayet, ana ve babadan birinin ölümü halinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir; ancak ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir.

Buna göre, ana ve babadan birinin ölümü halinde velayet kanun gereği sağ kalana ait olduğu için vesayet hükümleri uygulama alanı bulamaz.79

Yine ana ve 75 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s.576. 76 ÖZTAN(Aile), s.631. 77 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜŞ, s.576. 78 GENÇCAN(Vesayet), s.304-305. 79

(39)

25

babanın boşanmaları halinde velayet kanun gereği eşlerden birine verilebileceği için vesayet hükümleri uygulama alanı bulamayacaktır. Ortak hayata son verilmesi halinde de velayet kanun gereği eşlerden birine verilebileceği için vesayet hükümleri yine uygulanmayacaktır.

TMK.m.170/I’e göre hakim, boşanma sebebi ispatlanmış olursa boşanma yerine ayrılığa karar verir. Ayrılık halini gerçekleşmesi halinde de velayet eşlerden birine verilebileceği için vesayet hükümleri uygulama alanı bulamaz. Yine evlilik devam ettiği sürece kanun gereği ana ve baba velayeti birlikte kullanacaklar için vesayet hükümleri uygulanmayacaktır. Ana ve babanın evli olmadığı durumlarda velayet anaya ait olacağından evlilik dışı doğan çocuğun velayet sorunu bulunmamaktadır.80

G. Vesayeti Gerektiren Durumu Bildirme Yükümlülüğü

TMK.m.404/II’de bu kurumlar sayılmıştır. Ayrıca 21.07.2003 tarihli ve 2003/5960 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Türk Medeni Kanunun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 9.maddesinde bildirim yapmakla görevli makamlar açıklanmıştır.81 Buna göre görevlerini yaparlarken velayet altında bulunmayan bir çocuğun varlığını öğrenen bu kurumlar durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdürler. Bunlar şunlardır; - Nüfus memurları - İdari Makamlar - Noterler - Mahkemeler 80 GENÇCAN(Vesayet), s.311. 81 GENÇCAN(Vesayet), s.313.

(40)

26 II. Kısıtlama

A. Genel Olarak

Kısıtlama (ya da önceki tabiri ile hacir altına alınma), ergin bir gerçek kişinin, Medeni Kanunda sayılmış olan nedenlerden birinin varlığı halinde, fiil ehliyetinin hakim kararı ile sınırlandırılmasıdır.82

Yani Medeni Kanunda sınırlı şekilde sayılmış olan sebeplerden dolayı kendi menfaatlerini bizzat koruyamayan ergin kimseler, koruma maksadıyla kısıtlanırlar; bu halde kendilerine bir vasi atanır veya ana ve babası hayatta ise, onların velayeti altına konulurlar. Bu bağlamda hakim takdir yetkisini kullanarak, kısıtlama nedenleri dışında olayları göz önüne alıp kimsenin kısıtlanmasına karar veremez.83

Kısıtlama ile vesayet altına konma, aynı şeyler değildir.84

Zira velayet altında bulunmayan küçükler vesayet altına konulurlarsa da kısıtlanmazlar; bunun gibi, ergin bir kimse kısıtlandığı halde vesayet altına konulmayabilir.85

TMK.m.419/II’ye baktığımızda da bu husus, kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp, velayet altında bırakılır” şeklinde düzenlenmiştir.

Kısıtlama, tam ehliyetli kişinin fiil ehliyetini sınırlayıp onu sınırlı ehliyetsiz haline getirir, yoksa onu tam ehliyetsiz hale sokmaz; çünkü tam fiil ehliyetsizliğinin sebebi, kişinin temyiz kudretine (ayırt etme gücüne) sahip olmamasıdır. Bu durumdaki bir kişi ise, zaten kısıtlanmadan önce tam ehliyetsizdir, yani kısıtlanma ile tam ehliyetsiz hale gelmez; tam ehliyetsizlerde kısıtlama, vesayet hükümlerine tabi olmayı sağlar.86

Ayrıca kısıtlama, yenilik doğuran bir karar niteliğinde olup hakkında kısıtlama kararı alınmış olan kişiye kısıtlı denir.87

Kısıtlama sebepleri iki ana başlık altında incelenecektir. Bunlar;

82 ARDIÇ, Oğuzhan; Medeni Hukuk, 3.Bası, Ankara 2004, s.313. 83 ZAPATA, Tan Tahsin; Medeni Hukuk, 4.Bası, Ankara 2006, s.175. 84

Karşı görüş için Bkz. GÖKTÜRK, Hüseyin Avni; Türk Medeni Hukuku, II Aile Hukuku, 3. Bası, Ankara 1955, s.489. 85 AKINTÜRK(Aile), s.481. 86 OĞUZMAN/DURAL, s.432. 87 AKINTÜRK(Aile), s.482.

(41)

27

- Kanuni kısıtlama sebepleri

- İstek Üzerine kısıtlama sebepleridir.

B. Kanuni Kısıtlama Sebepleri

Kanuni kısıtlama sebeplerinden biri ile vesayet altına alınması gereken kişinin bunu isteyip istememesinin önemi yoktur. Ancak kanunda açıklanan sebepler dışında örnekseme yapılarak yetkili vesayet makamı tarafından kısıtlama kararı verilmesi de olanaklı değildir.88

Ayrıca vesayet makamının dava dilekçesinde açıklanan sebeplerle bağlılığı bulunmamaktadır. Yani vesayet makamı kanunda vesayet sebebi olarak açıklanan bir ya da birden fazla sebep varsa belirlediği sebeplerle de kendiliğinden kısıtlama kararı verebilir.89

Kanuni kısıtlama sebepleri TMK’nın 405-407 maddeleri arasında aşağıdaki şekilde sayılmıştır;

- Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı - Savurganlık

- Alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı - Kötü yaşama tarzı

- Kötü yönetim

- Özgürlüğü bağlayıcı ceza.

1. Akıl Hastalığı ve Akıl Zayıflığı

TMK.m.4057e göre, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.

88

VELİDEDEOĞLU, s.498.

89

Referanslar

Benzer Belgeler

Madde 16 - Vasiliğe atanma kararının kesinleşmesi üzerine, vasi ile vesayet makamının görevlendireceği bir kişi tarafından, hakimin belirleyeceği süre içinde ve

Ergin olmak, ayırt etme gücüne sahip olmak hakkında kısıtlılık kararı alınmamış olmak erginlik kural olarak 18 yaşının tamamlanmasıyla kazanılır.. Kadın ve erkeğin

Bu bağlamda icra kavramı, cebri icra çeşitleri, icra organları, ilamsız icra ve bunun çeşitleri, ilamlı icra, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu,

Diğer taraftan eser sahipliği statüsünün kazanılması için ihtira (patent) haklarında olduğu gibi fikir ürününün herhangi bir makama sunulmasına, resmi bir

Bundan sonra da tiyatro sanatına elimden geldiğince ve bütün gü-..

***mahkeme tarafından asıl hukuki korunma talebi hakkında kesin hüküm verilinceye kadar devam eden, tarafların durumlarında ya da dava konusu hak ve şeyde meydana

ANALYSIS OF THE POTENCIALS OF RENEWABLE ENERGY SOURCES IN IZMIR CITY IN ARCHITECTURAL POINT OF VIEW.. İlknur Türkseven DOGRUSOY, Erhan

Çalışmanın amacı doğrultusunda, geliştirilmiş olan iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları performans ölçeğinin geçerlilik ve güvenirliliğini belirlemek