• Sonuç bulunamadı

Eleştirel İletişim Çalışmalarında ‘Eleştirel’ Bilgi Üzerine Bir Tartışma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Eleştirel İletişim Çalışmalarında ‘Eleştirel’ Bilgi Üzerine Bir Tartışma"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

** Doktor Öğretim Üyesi, Yozgat Bozok Üniversitesi, İletişim Fakültesi, safak.etike@yobu.edu.tr, Orcid: 0000-0002-3055-7876.

Şafak ETİKE**

Etike, Ş. (2020). “Eleştirel İletişim Çalışmalarında ‘Eleştirel’ Bilgi Üzerine Bir Tartışma”. Etkileşim. 5. 100-114.

Gönderim Tarihi: 09.03.2020 - Kabul Tarihi: 20.03.2020

ElEştirEl ilEtişim Çalışmalarında

‘ElEştirEl’ Bilgi ÜzErinE Bir tartışma

Özet

Bu çalışmanın konusu, eleşt rel let ş m çalışmalarında ‘eleşt rel’ olan ve eleş-t rell k üzer ne kuramsal b r eleş-tareleş-tışma yürüeleş-tmekeleş-t r. Bu çalışmada eleşeleş-t rell k sosyal b l m n doğasının b r parçası olarak kabul ed lmekte ve eleşt rell k nos-yonunun ops yonel olmadığı savunulmaktadır. Eleşt rell k konusunda homojen tutumların bulunmadığı let ş m alanında, ana akım çalışmalara ya da poz t v st parad gmaya her karşı çıkışın ‘eleşt rel kamp’ çer s nde değerlend r lmes eleş-t r lmekeleş-te ve eleşeleş-t r n n eleş-tar hsel ve eleş-toplumsal büeleş-tüncül b r açıklamanın parçası olarak ortaya çıkma zorunluluğu vurgulanmaktadır. Bu nedenle öncel kle b -l mse-l ça-lışma ve b -l mse-l b -lg n n ne o-lduğu üzer nde duru-lmaktadır. Ça-lışma- Çalışma-nın amacı, “eleşt rel çalışmalar” adı ver len tarafında eleşt rel olarak n telenen çalışmaların kavramsal ve metodoloj k ortaklıklarını ve farklılıklarını sorgula-mak, eleşt rel let ş m araştırmalarında metodoloj k b r farkındalık yaratılması-na yönel k tartışmalara katkı sağlamaktır.

Anahtar Kel meler: let ş m çalışmaları, eleşt rel çalışmalar, metodoloj k ayrışma, eleş-t rel ekonom pol eleş-t k, küleleş-türel çalışmalar.

* Bu çalışma, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde 2018 yılında tamamlanan “İletişim Çalışmaları ve Yöntembilim: Eleştirel Bilgi Üretimi Üzerine Bir Araştırma” başlıklı doktora tezinde yürütülen tartışmalara dayanılarak kaleme alınmıştır: (Etike, 2018a).

(2)

Etike, Ş. (2020). “Eleştirel İletişim Çalışmalarında ‘Eleştirel’ Bilgi Üzerine Bir Tartışma”. Etkileşim. 5. 100-114.

Received: 09.03.2020 - Accepted: 20.03.2020

** Lecturer/PhD, Yozgat Bozok University, Faculty of Communication, safak.etike@yobu.edu.tr, Orcid: 0000-0002-3055-7876

Şafak ETİKE**

Abstract

The subject of this study is to conduct a theoretical discussion on criticism and ‘critical’ in critical communication studies. In this study, criticism is accepted as a part of the nature of social science and it is argued that the notion of criticism is not optional. In the eld of communication, where there is no ho-mogeneous attitude about criticism, every opposition to mainstream studies or positivist paradigm is evaluated within the ‘critical camp’. In this study, this attitude is criticized and the necessity of criticism to emerge as part of a his-torical and social holistic explanation is emphasized. Therefore, the study pri-marily focuses on scienti c work and what scienti c knowledge is. The aim of the study is to question the conceptual and methodological partnerships and di erences of the critically quali ed works on the side called “critical works” and to contribute to the discussions on creating a methodological awareness in critical communication research.

Keywords: communication studies, critical studies, methodological divide, critical po-litical economy, cultural studies.

* This study is derived from the PhD thesis titled “Communication Studies and Methodology: An Inquiry on Critical Knowledge Production” completed in 2018 at Ankara

(3)

G r ş

İlet ş m alanı toplumsal olguları ve l şk ler açıklamak, ondak değ ş m olanak-larını görmek bakımından çok öneml ve önem g derek artan b r alandır. Çünkü kap tal st gel ş m n bugünkü aşamasında teknoloj k gel şmeler let ş m alanını çok hızlı ve rad kal b r b ç mde dönüştürmekte, toplumsal l şk ler geleneksel k tle let ş m araçları ve yen medya araçları olmak üzere tüm let ş m araçlarıy-la doaraçlarıy-layımaraçlarıy-lanır hale gelmekted r.

Toplumsal yaşamın g derek daha da karmaşıklaştığı ve toplumsal l şk ler-de görünen n ardında yatan tar hsel ve toplumsal l şk ler açıklamanın daha da zorlaştığı günümüzde, sosyal olguyu anlamaya ve açıklamaya yönel k b l msel faal yet n de önem artmaktadır. Öyle k let ş m prat kler , toplumsal l şk n n öneml unsurlarından b r olarak, sosyal gerçekl ğ n bütünsel b r açıklamasını yapma dd asında olan h çb r araştırmada göz ardı ed lemeyecek hale gelm şt r. İlet ş m süreçler ne da r b l msel b lg n n önem burada yatmaktadır. Toplumu anlama çabası, b z bu alanın b l msel b lg s n ha z olmaya çağırmaktadır. Ancak let ş m alanında yayınlanarak toplumsallaşan akadem k b lg n cel olarak hızla artmasına rağmen söz konusu derde derman olup olmadığı üzer ndek tartışma-lar g derek artmaktadır.

Toplumsal olanın karmaşıklığını açıklamak, toplumsal olanın kurucu ögele-r nden b ögele-r olan let ş m pögele-rat kleögele-r n açıklamakla kes şt ğ ç n tüm dünyada ol-duğu g b ülkem zde de let ş m alanı g derek popülerleşen b r b l msel çalışma alanı hal ne gelm şt r. Bu popülerleşmeye paralel olarak hem let ş m eğ t m ver len kurum sayısında, hem de l sansüstü çalışmalar ve d ğer akadem k b lg üret m nde son yıllarda öneml n cel ksel b r artış gözlenmekted r. Tüm bu n -cel ksel artışa karşın alanda üret len b l msel b lg n n n tel ğ hakkında öneml tartışmalar vardır.

Bu tartışmalara katılarak let ş m alanında b l msel etk nl k hakkında düşün-mek öncel kle ‘b l msel b lg ned r?’ sorusuna cevap verdüşün-mekten geçdüşün-mekted r. Öncel kle, b r b lg y b l msel yapan onun üret l ş b ç m d r (Kartal, 2015: 63). Bu bağlamda, üç öneml şey dert ed nmem z gerekt ğ söyleneb l r. Bunlardan lk , let ş m alanında üret len ‘b l msel b lg ’n n n tel ğ d r. İk nc s onun üret l ş b ç -m d r. Üçüncüsü de let ş -m alanında alanın eleşt rel b lg s n n nasıl üret leb le-ceğ d r.

Eleşt rel let ş m araştırmalarında üret len b lg n n eleşt rell ğ n dert ed n-m ş olan bu çalışn-manın lerleyen sayfalarında eleşt r n n ne olduğunu tartışılır-ken ‘eleşt r ’ b l msel b lg n n doğasının b r parçası olarak ele alınmaktadır. Daha net fadelerle b l msel b lg n n doğası gereğ eleşt rel olduğu savunulmaktadır. Çünkü b r toplumsal olguyu tüm yönler yle açıklama çabası tar hsel bel rleyen-ler le anlamayı ve açıklamayı gerekt r r. Bu da onu şek llend ren l şk rleyen-ler n nasıl hareket ett ğ ve bu hareket n başka türlü de nasıl olab leceğ n ortaya koymak demekt r. Yan olgunun ş md k durumuna alternat f varoluşları, b l msel b lg üretme prat ğ ne ‘doğal olarak’ çk nd r. Kısaca eleşt rell k b l msell kt r. B r çalış-manın el nden eleşt r alındığında onun b l msell ğ de el nden alınmış demekt r.

(4)

‘Eleşt rel çalışmaların’ eleşt rell k dd asını tartışmak se çalışmaların top-lumsal dünyayı açıklama çabasına katkı sunup sunmadığını tartışmaktır. Bu makalen n amacı eleşt rel let ş m araştırmalarında metodoloj k b r farkındalık yaratılmasına yönel k tartışmalara katkı sağlamaktır. Böyles b r metodoloj k farkındalık se let ş m çalışmalarının toplumsal dünyayı açıklayıcılık düzeyler -n -n artması çabası-na katkı su-nacaktır.

Makalede öncel kle, b l m ve b l msel b lg n n ne olduğuna l şk n b r tartış-ma yürütülmekted r. Daha sonra let ş m alanında ‘eleşt rel’ olanın ne olduğu üzer nde durulmakta, eleşt rel çalışmalar çer s ndek ayrımlar, metodoloj k ay-rışmalar bu çerçevede ele alınarak tartışılmaktadır.

Bilim ve Bilimsel Çalışma

B l m, olguları açıklama etk nl ğ d r (Özlem, 2012: 28). B l msel yöntem de ev-ren /olguları açıklama yollarını çeev-ren, b r yanı olgulara yönel k ve eylemsel, d ğer yanı tanımlamacı ve z h nsel b r süreçt r (Özlem, 2012: 28). Ancak, b l -me l şk n farklı yaklaşımlar, b l m tar h boyunca ger l ml b r b ç mde b rl kte var olmuş, b rb r ne karşı konumlanmış ve b rb r n etk leyerek dönüştürmüş sürekl karşılıklı b r ger l m çer s nde olan k farklı eğ l mden türem şt r. Bu k eğ l m n lk çoğunlukla büyük önermelerden türet len ve gündel k yaşamın sınırlamalarının dışındak olasılıklarla genelleşt r lm ş b lg y , evrensel yasala-rı ve tümdengel msel açıklamalayasala-rı kabul eden nomotet k bakış açısıdır. D ğer

se nomotet k bakışın, yerel ve olay-temell anlamlara duyarsız kaldığını dd a ederek d kkat n daha çok kend ne özgü yönler ne yönelten deograf k bakış açısıdır (Denz n ve L ncoln, 1994: 99-104). Bu k eğ l m materyal zm ve deal zm arasındak ger l m n metodoloj k yansıması olarak kabul ed leb l r. Sosyal b l m-lerdek ger l mler n, yan yapı-fa l, özne-nesne, makro-m kro k l kler n kaynağı da bu farklı felsef tutumlardır. Dolayısıyla b l msel b lg ye ve yönteme l şk n tutumu araştırmacının felsef ön kabuller yle şek llenmekted r.

B l msel b lg n n üret m ne l şk n, araştırma nesnes n n ve ulaşılmak ste-nen b lg düzey n n farklılaşmasına bağlı olarak bu yaklaşımlar çer s nden fark-lı yöntemler öner lmekted r. Araştırmaların lg ler çeş tlend kçe, araştırma so-rusu, düzey , nesnes çeş tlend kçe yöntemler de çeş tlenmekted r. Bu da son yıllarda postmodern zm n de etk s yle b l msel b lg n n ya da b l msel yöntem n mümkün olup olmadığını tartışma konusu hal ne get rm şt r (Et ke, 2018b) .

Sosyal b l mlerde 80’lerden t baren özell kle 90’larda etk s artarak hegemon k hale ge len postmodern st b l m anlayışının etk s yle özneden bağımsız madd dünya, yan gerçek ç (real st) ontoloj yıkıma uğratılmıştır. Onu b leb lme olanakları da tamamen ortadan kal dırılarak ep stemoloj k b r yıkım da yaşanmıştır. Doğa b l mler g b kest r mc olamayacağı

ç n ancak “açıklama” le b l m statüsüne yükseleb len sosyal b l mler ç n, toplumsal olgu araştırma nesnes olmaktan çıkmış, genelleme ve açıklama redded lerek, sosyal b l m me todoloj k b r yıkıma uğratılmıştır. Bu, b reye, m kro olana, toplumsallığın sadece özgül b r anına, farklı olana l şk n bet msel b lg n n (hatta bet msel b lg b le olamayan şlenmem ş

(5)

Elbette her b l m n kend ne göre b r açıklama şeması ve kend ne göre temler bulunmaktadır. Araştırmanın konusu, sorusu, nceleme nesnes bu yön-temler çağırır. “Fakat her şeye karşın gene de b l msel yöntem d ye b r b r m olmalıdır” (Bottomore, 1977: 24). Fransız matemat kç Po ncaré toplumb l m ç n “bol yönteml kıt sonuçlu” der (akt. Bottomore: 1977: 41). Bottomore bun-ca yöntem bolluğu karşısında son yüzyıl boyunbun-ca toplumb l mc ler n çalışma-larından ulaşılab len sonuçların azlığına, bunun karşısında b l msel b r teor y oluşturacak ögeler n yer ne geçeb lecek yüksek düzeyde genellemeler n se çok daha az olduğuna d kkat çeker. Y ne de “ama her şeye rağmen, (…) kav-ramların oluşturulması, toplumsal t pler n sını andırılması ve toplumsal olgu-lar arasında bazı ana bağlantıolgu-ların ortaya konması g b alt düzeyden b l msel genellemelerde oldukça öneml başarılar sağlanmıştır” (Bottomore, 1977: 41). Öte yandan toplumsal olayların çok boyutluluğu ve nsanın yaratıcılığı ara-sındak bağıntı ya da bunların karmaşıklığı neden yle genellemeler sadece yön-semeler ve eğ l mler açıklayab l r. Genellemeler n kullanılmak stend ğ her toplumsal olgu, kend özgün yanlarının ele alındığı tar hsel araştırmanın araş-tırma nesnes yapılmalıdır (Bottomore, 1977: 60). Bu öneml d r. Çünkü b l m, bet mley c -tasv rc değ l açıklayıcıdır. Bu açıklayıcılık, aynı zamanda b r sonuç çıkarmacılık olduğu ç n b r bütünlükten, b r kavramsal çerçeve ve bütünlüğün-den kaynaklanacaktır; hareket edecekt r. B l msel açıklama, bütünlük kavra-mından hareketle sonuç çıkarmayı öngören b r akıl yürütmed r. B r çıkarım ve açıklamadır. B l m, açıklayarak, çözümleyerek b lg üret r (Ergun, 2018: 41-50).

Toplumsal gerçeğ açıklamak ç n onu tüm boyutları, tüm ögeler yle ele almak gerek r. Bu da toplumsal gerçeğ n ögeler n n, bu ögeler n geçm şler n de çeren bütünlükler ç nde değerlend r lmes n , açıklanmasını gerekl kılar. Çünkü gözleneb len toplumsal olay ve olgular, artık gözlenemeyen ögeler yle b rl kte b r bütünlük oluşturmaktadırlar. Olguların bütünlüğü çer s nde açıkla-nab lmes ç n de gözlem yeters z kalmaktadır (Ergun, 2018: 35). Çünkü b l me konu olan olgular tek başına b r şey fade etmemekted rler. Olgular ancak b r h potez n veya teor n n aracılığı le b l msel b r nceleme nesnes hal ne geld k-ler nden kavramsallaştırılmaları gerek r (Beş kç , 1991: 16). Beş kç , yalnız başı-na ele alındığında b r şey fade etmeyen b r olgunun b l msel b r öner , teor ve h potez ışığında ele alındığı zaman öneml b r açıklama gücüne sah p olduğunu vurgulamaktadır.

“B l m b lg yığını değ l, düşünce yöntem d r. B l m bel rl b r konuda s stem-leşt r lm ş önermeler bütünüdür” (Beş kç , 1991: 16). B l m n yöntem n n temel özell ğ , olgulardan hareket etmes d r. Bu nedenle nesnel gerçeğe, somuta ya da nesnel varlığa yönel r. Olgulardan hareket eden b l m, ulaştığı sonuçları

ver ler n) yığıldığı “b lg bankası” hal ne get rmek, onun “b l m” statüsünü el nden almak tır. Postmodern zm n let ş m çalışmaları üzer ndek yıkıcı etk s üzer ne daha ayrıntılı b r tartışma, “Kültürel Dönemeç: Postmodern zm n Eleşt rel İlet ş m Çalışmalarına Etk s Üze r ne B r Tartışma” (Et ke, 2018b) başlıklı çalışmamda yürütülmekted r.

(6)

y ne olgulara dönerek temellend rmeye çalışır. O halde b l m yöntem gerçeğ n b lg s n n arandığı b r süreçt r. B l msel b lg de bu sürec n sonucudur. Herhang b r h potez veya teor yaşam çer s nde sınanıp prat k tarafından doğrulanıyor-sa, b lg b l mseld r. “B r b l m n amacına ulaşmasını sağlayan z h nsel tutumla-rın ve düşünsel g r ş mler n bütününe yöntem den r” (Ergun, 2005: 63). Eğer b l m n amacı bütünlüğü açıklamaksa bütünlük de ancak d yalekt k b r yöntem-le eyöntem-le geç r yöntem-leb l r. Bu yöntem çer s nde tümevarım ve tümdengel m etk yöntem-leş m çer s nde kavranır. Yukarıda sözü ed len yapı-fa l, özne-nesne ger l mler de böyle b r d yalekt k çer s nde aşılab l r.

Böyle b r b l msel yaklaşım çer s nde, let ş m d yalekt k b r kavrayışla ele alan, bütüncül b r açıklamayı hede eyen let ş m çalışmaları eleşt rel b lg üret-mek bakımından ya da b l msell k dd ası bakımından önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, b r sosyal b l m alanı olarak let ş m alanının gel şmes n n, onu oluşturan başat yaklaşımların, kuramların ya da bu kuramların t poloj ler n n ya da eleşt rel kuramların b r özet n yapmak değ ld r. İlet ş m alanına on yıllar-dır hak m olan eleşt rel-yönet msel, kuramsal-amp r k, l beral/çoğulcu-rad kal/ Marks st, anadamar-eleşt rel g b karşıtlıklar çer s nde, karşıtlıkların ‘eleşt rel çalışmalar’ adı ver len tarafında eleşt rel olarak n telenen çalışmaların kavram-sal ve metodoloj k ortaklıklarını ve farklılıklarını sorgulamaktır.

Eleştirel Olan ve Eleştiri

Bunun ç n öncel kle çok temel b r soruyu cevaplamak öneml görünmekted r. Eleşt rel ne demekt r? Temelde, “anlamlı b r şek lde soruşturan ve rdeleyen” demekt r (Erdoğan, 2014: 190). Topluma yönel k her eleşt rel ve b l msel düşü-nüm, nsanların toplum adını verd kler varsayımsal bütünlüğü nasıl kurdukla-rını, sürdürdükler n , bu bütünlük çer s ndek nsanlar arası l şk türler n , bu l şk türler n n tahakküm ve eş ts zl ğe dayalı özell kler n , nsanın kend üre-t c s olduğu l şk ler üre-tarafından üreüre-t lme mekan zmalarını konu ed nmeküre-ted r (Dursun, 2012: 1).

Sosyal araştırmada eleşt r , amp r k kanıtlar, f l olaylar ve süreçler le bun-ların gerçek/altında yatan mekan zmabun-larında, eğ l mler nde, karşı eğ l mlerde, satın almalarda ve yükümlülüklerde altta yatan nedenler arasındak çel şk le-r n kapsamını vule-rgulamaktadıle-r (Sayele-r, 2001). Sosyal b l msel çaba toplumsal olgunun üzer ndek m st k örtüler kaldırarak g zeml leşm ş l şk ler n g zled ğ , görünen n altında yatan ‘gerçeğ ’ gösterme çabası se, b r toplumsal araştırma prat ğ nde, toplumsal olgulara l şk n yanlış f k rler/görünüşler le olgular ara-sındak bağlantılar kurulmalıdır. Bu da o olguya l şk n eleşt r y ve alternat f öner ler üret lmes n zorunlu kılar (Joseph, 2001: 164).

Bilimsel bilginin doğasının parçası olarak eleştirellik

Sosyal b l m, doğa b l mler g b kest r mc olamayacağı ç n ancak ‘açıklama’ le b l m statüsüne yükseleb lm şt r. Onun açıklayıcılığını el nden almak, ‘b l m’

(7)

statüsünü el nden almaktır. Eleşt r de, Bhaskar’ın vurguladığı g b , bu açıkla-yıcılığın b r parçasıdır. Bhaskar (1986: 193) toplumsal b l mler ç n; “eleşt rel rolü ops yonel b r fazlalık değ ld r; bu rol onların açıklayıcı şlevler ne çk nd r” demekted r. Sosyal b l m açıklayıcı b r eleşt r d r (Joseph, 2001: 164). Erdo-ğan’a (2002) göre bu eleşt r de her bağlama, her kültüre, her özneye a t olan t kell kler arasında h yerarş ler kurmayı, daha somut olarak, ezenle ez lene a t olanın b lg s n üretmede b r ayrım yapmayı ve heps ne bu ayrımlar ve h ye-rarş ler göz önünde bulundurarak rol b çmey ve bu nedenle de heps ne aynı mesafede konumlanmamayı gerekt r r. Erdoğan, sürekl kap tal zm eleşt r yor görünürken t kell kler n kavramsallaştırılamayan, genelleşt r lemeyen b lg s n üretmen n eleşt rel olmadığını, aks ne her şey olduğu g b kabul ederek sömü-rü l şk ler n meşrulaştırdığını söyler. Sürekl b reysel d ren şlerden bahsetmek de onu eleşt rel yapmaz (2002: 2018).

Ekonom pol t ğ n Marks st eleşt r s de, toplumsal olgunun görünüşler n n görmezden geld ğ , reddett ğ , ters ne çev rd ğ veya bozduğu l şk ler ortaya koyarak, toplumsal gel ş m n köken n oluşturan çel şk ler n, gerçek eğ l mler n ve karşı eğ l mler n ortaya konulmasını gerekt r r. Bu, toplumsal değ ş m n ko-şullu hareket yasalarına dayalı alternat er de göz önüne sermek, dolayısıyla var olan toplumsal l şk ler n n eleşt r s yle sonuçlanır (Jessop ve Sum, 2016: 105). Kültürel ekonom pol t k, eleşt rel çalışmalarda, Marks st yaklaşım üze-r nden, anlam üüze-ret m n n ve yapısal süüze-reçleüze-r n yen den üüze-ret lmes n , dolayısıyla deoloj n n eleşt r s n ve tahakküm eleşt r s n vurgular (Sum ve Jessop, 2013). Y ne Jessop ve Sum (2006), ‘egemenl k’ eleşt r s nde söz konusu olan, toplumsal l şk ler n yapılandırılmasının etk ler ve bunların, lg l tems lc ler n ‘arkalarının arkasında’ ön yargılı b ç mde nasıl şled kler olduğunu vurgular. Buna göre lg çek c olan; söylemsel, yapısal, teknoloj k ve agres f seç c l ğ n hegemon ler ve tahakkümler güvence altına almaya yardımcı olan spes f k ay-rılıklar oluşturmak ç n nasıl yoğunlaştığıdır. Yazarlar, söylemsel seç c l kler n deoloj eleşt r s le daha lg l olduğunu; buna karşın egemenl k eleşt r s n n yapısal ve teknoloj k seç c l ğe daha fazla önem verd ğ n vurgular. Bu bağlam-da ekonom k, pol t k ve toplumsal egemenl ğ n yen den üret m n destekleyen spes f k sem yot k, sosyal, kurumsal ve mekânsal-zamansal düzeltmeler nasıl ürett ğ üzer nde durmaktadır (Jessop ve Sum, 2016).

Slack ve Allor (1995), eleşt rel çalışmaların “konularının” let ş m n endüst-r leşmes , uluslaendüst-raendüst-rası yönü, gel şt endüst-r len yen let ş m teknoloj leendüst-r n n toplum üzer ndek etk ler , let ş m n s yasal ekonom s , kültürel ncelemeler ve let ş m sosyoloj s olduğunu söylemekted r. Bütün farklı “eleşt rel” yaklaşımların or-tak yönü “ kt dar l şk ler n n sürdürülmes nde let ş m n rolünü” soruşturmala-rıdır. Ancak buradak temel sorun ‘eleşt rel yaklaşımların’ ‘ kt darı’ nasıl gördü-ğü ve nasıl çözümled ğ nde yatmaktadır. ‘İkt dar l şk ler her yerde’ yaklaşımını ben mseyen ve toplumsal bağlamı görmeyen let ş m araştırmalarının ‘eleşt -rel’ b lg üretme kapas tes n zayı atmaktadır. Burada sorun olarak görünen, toplumsal kt dar l şk ler n n tar hsel ve toplumsal bağlamı çer s nde ele

(8)

alın-maması, bütünsel b r çözümlemes n n yapılmamasıdır. Böyles b r çözümleme, söz konusu çalışmaların eleşt rell k, hatta b l msell k dd asını ortadan kaldırsa b le eleşt rel çalışmalar çer s nde değerlend r lmeye devam ed lmes se alan-da ‘eleşt rell k’ kavramı üzer nde b r karmaşa ya alan-da homojen olmayan tutum-lar olduğunu b ze göstermekted r. Yukarıda vurgulandığı g b , let ş m alanın-da ana akım çalışmalara ya alanın-da poz t v st parad gmaya her karşı çıkışı ‘eleşt rel kamp’ çer s nde konumlandırmak g b b r eğ l m bulunmaktadır. Bu ne kadar kabul ed leb l r?

Eleştirel Çalışmalar

Eleşt rel çalışmalarda eleşt r s yapılan k temel konu vardır. Bunlardan lk mevcut toplumsal prat kler, k nc s se ana akım/l beral let ş m çalışmalarıdır. Eleşt rel çalışmalar, let ş m ve toplumsal kt dar arasındak l şk y rdelemeye odaklanır (Cangöz, 2012: 46). Eleşt rel yaklaşımların az ya da çok, bütünüyle ya da kısmen Marks zmden es nlend ğ kabul ed lmekted r. Yaylagül (2008) bu yaklaşımların, Ortodoks Marks st görüşlerden ayrıldıklarını, çünkü Marx’ın temel/üstyapı formülasyonunda kültür ve deoloj n n üstyapının unsurları ola-rak görüldüğü ve ekonom n n bunları bel rled ğ mekan k b r bel rlen m l şk s

çer s nden bunları değerlend rd ğ üzer nde durmaktadır.2 İlet ş m alanında

eleşt rel çalışmalara kaynaklık ett ğ fade ed len Batı Marks zm ,3var olan

top-lumsal l şk ler n korunmasında ve yen den üret lmes nde kültür ve deoloj n n öneml şlev olduğunu görüp bunun üzer nde çalışmıştır. İşç sınıfının b l nc -n -n ve deoloj s -n -n gel şmes -nde kap tal st kültürü-n ve deoloj -n -n ö-neml yer olduğuna d kkat çekm şlerd r. Toplumsal kurumları ve k tle let ş m araçlarını kap tal st sınıfın egemen f k r ve görüşler n n topluma aktarıldığı aygıtlar ola-rak değerlend rm şlerd r. Marks stler n temel yaklaşımı ve ortak noktaları, ko-nuşma özgürlüğünü gel şt rd ğ n savunan çoğulcu l beral yaklaşımların aks ne k tle let ş m araçlarının statükonun yen den üret lmes nde kullanıldığını be-l rtmebe-ler d r (Yaybe-lagübe-l, 2008: 81-82).

Stuart Hall’e (2005) göre se eleşt rel çalışmalar, let ş m prat kler n n ‘ de-oloj k boyutunun’ yen den keşf le şek llenm şt r. Bu nedenle dede-oloj k sürec n nasıl şled ğ ne ve mekan zmalarının neler olduğuna odaklanılır. Eleşt rel çalış-maların odaklandığı d ğer nokta da deoloj k olanın öbür prat klerle l şk s d r. D ğer yandan üret c güç ve üret m l şk ler n denet mler nde tutanların güçle-r n let ş m alanında nasıl kullandığına yönel k b l msel megüçle-rak d kkatlegüçle-r k tle let ş m araçlarının kurumsal yapısına çekm şt r. Mevcut üret m l şk ler ç nde kültürel üret m tüket m n nasıl meta hal ne dönüştüğü de, çalışmaların

odakla-2Böylesi bir açıklama Marksizmin mekanik yorumlarının Marksizmin tümü gibi kabul ed l

d ğ ya da Ortodoks Marks zm n mekan k olduğu yorumuyla yapılmış g b görünmektedir. Batı Marksizmini ve temel tartışma çerçevesini tarihsel bir perspekti e ele alan bir çalış ma için bkz. Anderson (2016).

(9)

rından b r hal ne gelm şt r. Farklı odaklar, farklı sorunlar ya da farklı ‘sorular’, farklı nceleme nesneler ne şaret etmekte; farklı nceleme nesneler de fark-lı yöntemler gerekt rmekted r. Buna paralel olarak, eleşt rel akımların köken olarak Marks zmden etk lenmeler ne rağmen kend çler nde farklılaşmaları söz konusudur. Teor k tartışmalar farklı eksenlerde sürmüştür ve sürmekted r. Slack ve Allor (1995: 263), eleşt rel k tle let ş m araştırmasının tek b r kend l k olmayıp daha z yade ncelemes ne da r gel şmekte olan b r alternat f yaklaşımlar s ls les olduğunu söylemekted r. Sholle’n n de eleşt rel çalışmalar kategor s n n tutunumlu ve b l nçl olarak b r araya get r lm ş çalışmalardan oluşan b r bütünlük olmadığını, daha çok b r bölgey ya da söylemsel b r uzamı fade ett ğ n vurgulamıştık (Sholle, 2005). Çam (2008) da ‘eleşt rel çalışmalar’ l teratürünün her türlü yaklaşım ve anlayış farklılıklarını dışarıda bırakan bü-tüncül b r yapıda olmadığını kabul etmekted r. Çam (2008: 12), heps ‘eleşt rel çalışmalar’ çer s nde konumlanan çalışmalar arasında teor k özdeşl kler ara-mamak gerekt ğ n vurgular:

Değerlend r len çalışmalar arasındak bel rg n ayrımların farkında olarak bu met n-ler n kend aralarında tutarlı b r bütünlük oluşturmadığını tekrar etmek yararlı ola-caktır. Bu nedenle medya çalışmalarındak farklı n tel kl deoloj teor k özdeşl kler aramak anlamsız b r çabadır. Elbette, söz konusu yaklaşımlar ç nde bell b r bağlam-da geçerl olan benzerl kler, tekrarlar ve sürekl l kler bulunmaktadır, ancak bunları özdeşl k b ç m nde değ şmeyen, dönüşmeyen, kes nt ye uğramayan ve dağılmayan b rl kler olarak ele almamak gerekmekted r.

Mutlu (2001: 213) da ‘eleşt rel parad gma’ kavramsallaştırmasının kullanı-mının sıkıntılarına d kkat çekerek, ‘parad gma’nın günlük kullanımları le sos-yal b l mlerdek ‘kurucu’ anlamı arasında b r ayrım yapar. Bu ayrımda, let ş m alanı ç ndek parad gma konusunun deoloj s yle, teor s yle bütünlüklü b r ya-pıdan z yade, b r “araştırma programı” olarak ele alınması gerekt ğ n vurgular. Çam (2008: 12-13), eleşt rel gelenek çer s ndek bu l teratürün tar hsel ola-rak Frankfurt Okulu düşünürler n n çalışmalarından başlayaola-rak, Kuzey Amer ka kökenl ekonom pol t k yaklaşım (k m zaman araçsalcı gelenek olarak n telen-d r l r), Avrupa (özell kle İng ltere) kökenl ekonom pol t k yaklaşım, yapısalcılık ve göstergeb l mden beslenen medya çalışmaları, kültürel çalışmalar, ABD ve Avrupa’dak Yen Sol ve Neo-Marks st hareketten beslenen medya çalışmaları, ps kanal z ve post-yapısalcılıktan beslenen medya çalışmalarına kadar uzanan gen ş b r kapsama sah p olduğunu söylemekted r.

Eleştirel çalışmalar içerisinde metodolojik ayrışma

Eleşt rel let ş m çalışmalarının bu gen ş kapsamı çer s nde k hâk m eğ l m olarak eleşt rel ekonom pol t k ve kültürel çalışmalar öne çıkmaktadır. Bu k yaklaşım arasındak farklılık, 1970’lerden günümüze süregelmekted r. Söz ko-nusu ayrım ve üzer ne gerçekleşen tartışmalar pek çok boyutta ele alınmasına karşın, bu k ekol arasındak farklar metodoloj k b r farklılaşma olarak yeter n-ce ele alınmamıştır.

(10)

Metodoloj k ayrışma olarak ‘kültürelc ler’ ve ‘ekonom pol t kç ler’ arasın-dak l şk n n kökenler , düşünce tar h nde nesnelc l k ve öznelc l k arasınarasın-dak temel ger l m n sonucu olarak görüleb lecek kuramsal çalışma-amp r k çalış-ma, s mgesel form odaklı-madd form odaklı, m kro araştırma-makro araştırma şekl ndek k l klerde yatmaktadır. Sosyal b l mler alanında poz t v zm sonrası süreçte gel şen yöntemb l m tartışmalarının temel nde de bu uzun er ml fel-sef tartışmanın yattığı söyleneb l r. Öyle k özell kle eleşt rel sosyal b l mler n kad m sorusu bugün hala, özne-yapı k l ğ n n nasıl aşılab leceğ d r (Özuğurlu, 2011b: 30, 40). Bu k l k özell kle let ş m alanında k farklı metodoloj k poz s-yon olarak ortaya çıkmıştır.

Bu metodoloj k ayrışma, medya çalışmaları ç nde çer ksel b r farklılaşma-ya da neden olmakta, ekonom pol t k temell çalışmalar daha çok altfarklılaşma-yapısal ve kt sad konulara odaklanırken; gündel k hayat, met n ve zley c araştırmaları günümüzde artık 1980’lerden t baren çoğunlukla post kuramlar çer s nden beslenen kültürel çalışmalar ekolü etrafında yürütülmekted r. Dolayısıyla yön-temsel ayrışma le let ş m alanında ncelenecek alanların ve araştırma nesne-ler n n de farklılaşması arasında d yalekt k b r l şk bulunmaktadır. Toplumsal gerçekl ğ n farklı boyutları metodoloj k kamplar arasında bölünmes n get r-m şt r.

Yaylagül’ün ‘köktenc ’ Marks st gelenek fades yle Marks zm n mekan k b r yorumunu n teled ğ n düşünerek, ekonom pol t k ve kültürel çalışmalar ara-sında yaptığı ayrımı alıntılayalım (2008: 82):

Köktenc Marks st gelenekte ekonom pol t kç ler deoloj y ekonom k alt yapıya göre k nc l olarak görür (…) Medyanın gücünü ekonom k süreçlere ve medyanın üret m yapısına yerleşt rerek sunar. Sah pl k ve medyanın ekonom k kontrolü, med-ya mesajlarının kontrolünü bel rleyen ana faktör olarak görülür. Kültürel çalışmalar geleneğ etk araştırması yaparken araştırma yaptıkları toplumsal grubun anlayışını ve yaşam st ller n de d kkate alarak ç zg sel model n egemen anlayışını kırmaya ça-lışırlar. Kültürel ncelemeler medya çer kler n n d lb l msel ncelemes n ve toplumu oluşturan grupların, alt kültürler n kend ler ne sunulan anlamlar üzer nde mücade-le ederek medyadak tems lmücade-ler nasıl yen den yorumladıklarını göster r.

Bu alıntıda kültürel çalışmalar geleneğ n n ekonom pol t k yaklaşımı ç z-g sel/doğrusal ve bel rlen mc kabul ett ğ ortaya çıkmaktadır. Mekan k ve bel rlen mc b r yorum ya da çözümleme dışlanmak sterken bel rlen mler n görmezden gel nmes eğ l m eleşt rel çalışmalar çer s nde yıkıcı metodolo-j k sonuçlar verm şt r. Oysa ekonom pol t k çalışmalar, çoğunlukla tar hsel maddec b r ep stemoloj ye yaslanarak yapısal ve bütünsel araştırmalara yönelmekted r. Bu yaklaşımda medya, b r yandan endüstr leşme ve sermaye b -r k m d ğe-r yandan toplumsal -rıza ve meş-ru yet n ü-ret m şlevle-r nden dolayı neol beral kap tal zmde b r sınıf mücadeles alanıdır. Medyanın b r sınıf müca-deles alanı olması salt kt sad b r temelde anlaşılmamalıdır. S yas -toplumsal etk ve pol t k tt faklar/operasyonlar da bu alandak sını ar mücadeles n n öneml ayaklarından b r n oluşturmaktadır (Yücesan Özdem r ve Kaderoğlu Bulut, 2016: 91). Yan kâr ve sermaye b r k m ç n üret m n söz konusu olduğu

(11)

medya-kültür üret m , toplumların aynı zamanda pol t k ve deoloj k üret m sürec ne h zmet ett ğ ç n d ğer ekonom k alt sektörlerden farklı b r özell ğe de sah pt r (Sönmez, 2010: 14).

Ekonom pol t k yaklaşımda, medya alanında s mge ve semboller n üret -m , kap tal st kt sad l şk ler n nasıl -meşrulaştırıldığı ya da g zlend ğ ne dönük olarak ncelenmekted r. Medya, ürett ğ semboller ve tems llerle kap tal zm n temel özell ğ olan mübadele değer n n gerçekte nasıl oluştuğunu ve onun arkasındak toplumsal l şk ler g zleyeb l r. O l şk y daha da fet şleşt reb l r. Buna göre let ş m teknoloj ler ve araçları sermaye sınıfının kend nde sınıf olarak ortaya çıkmasına küresel ağlarla olanak ver rken b r şek lde daha ona h zmet eder. Sermaye sınıfının kend varoluşsal koşulunu gerçekleşt rmes ne de olanak ver r. Onun varoluşsal koşulu artı-değer sömürüsüdür. Artı-değer yaratacak olan se şç sınıfıdır. Medya ürett ğ çer kle sermaye sınıfına, şç sınıfının gerçekl ğe l şk n anlam setler n oluşturma, etk leme olanağı vermek-ted r. Böylel kle sermaye sınıfı kend varoluşsal koşullarını, bu varoluşta h çb r

rades olmayan şç sınıfına dayatmaktadır (Törenl , 2011).

M ke Wayne (2015) de medyanın sermaye sınıfının fet ş mgeler yen den ve yen den üreterek zley c ler n algılarında gerçek sömürü l şk ler n n g zlend ğ -ne l şk n değerlend rmes yle kültürel alandak üret mlere d kkat çekmekted r. Bu yanıyla ekonom pol t k, medyanın yalnız kt sad çözümlemes n yapma-maktadır. İdeoloj , yabancılaşma ve toplumsal rızanın üret m g b konular bu yaklaşımın lg alanına dâh ld r. Buradan hareketle, deoloj y ekonom k, s yasal ve asker alanlarda ayrıcalıklı bell b r sınıfın ya da grubun (ya da küresel b r gücün) toplumun (ve d ğer toplumların) genel üzer nde hâk m yet kurmasının başlıca aracı olarak değerlend ren medya çalışmaları (Sch ller, 1993; Herman, 2004; Chomsky ve Herman, 2006; McChesney, 2006) sermaye sınıfının/hego-mon k uluslararası gücünün, medya çer ğ üret m n el nde tutması üzer nde durmaktadır (Çam, 2008: 138-158).

Güngör (2013: 135) let ş m n ya da medyanın ekonom pol t ğ n n k tle let -ş m kurumlarının mülk yet ve sah pl k yapısına odaklanarak bu l -şk ler n medya çer kler ne nasıl yansıdığı üzer nde durduğunu söyler. Buna göre, kap tal zm çer s nde büyük sermayen n sah pl ğ nde b ç mlenen k tle let ş m kurumları-nın s stem n ekonom k ve s yasal güçler yle/ kt darlarıyla nasıl şb rl ğ yaptığı, egemen blokta nasıl yer aldığı, egemen kes mler n k tleler kandırma çabasına nasıl ortak olduğu eleşt rel b r bakış açısıyla ncelen r.

Gold ng ve Murdock, (2002: 61) eleşt rel ekonom pol t k yaklaşımın neden eleşt rel olduğunu anlatırken şöyle demekted rler: “Çözümlemey , let ş m ve kültür görüngüler n n ncelend ğ toplumsal düzen n eleşt r s ne, bu toplumsal düzene l şk n kuramsal b lg yle şek llenen b r anlayışa dayandırmak g b can alıcı b r anlamda eleşt reld r.”

Metodoloj k ayrışmanın let ş m alanındak d ğer görünümü olarak kül-türel çalışmalar ekolü, kökenler Marks zm n kap tal zm, şç sınıfı ve kültür

(12)

temaları etrafında şek llenen tartışmalarına dayanmasına karşın, 1970’ler n sonlarından t baren post-yapısalcı ve postmodern metodoloj k yaklaşımların etk n olduğu b r tar hsel dönemeç yaşamıştır. Kültürel çalışmalar, ekonom pol t k çalışmaları makro anlatılar ç nden çalışmakla, yapısal süreçlere odak-lanmakla ve bunun sonucu olarak ekonom k determ n zme düşmekle eleş-t rmekeleş-ted r. Buna karşın üseleş-t-yapısal unsurlara odaklanarak d l, anlam, özne ve m kro anlatılara vurgu yapmaktadır. Met nlerarasılık, çok anlamlılık, m kro etk leş mler ve özneye atfed len büyük özerkl k, kültürel çalışmaların ayırt ed c yönler ndend r. Kültürel çalışmalar, toplumsal gerçekl ğ n söylemlerden oluştuğu savından hareketle, medyanın söylem üreten yönler ne odaklan-maktadır. Hegemon k olan söylem n etk s n n ortaya çıkarılması ç n medya met nler ne ve onların alımlanma süreçler ne odaklanmaktadır. Güç ve kt dar l şk ler n n m kro düzeydek etk leş mler nde medyanın rolünü ve zley -c n n tepk s n n-celer. Yapıların yen den üret m n n m kro prat kler n n-celen- ncelen-mes n zorunlu kıldığını vurgular (İnal, 1996: 154-167). Medyanın toplumsal tems ller üzer nde oynadığı rolü ncelerken, kültürel çalışmaların k m hatları gerçekl ğ n söylem ve tems llerle oluştuğu dd asına kadar lerlem şt r.

Johnson, kültürel çalışmaların seyr n , Fransa’dan thal ed len yapısalcı ve göstergeb l msel yaklaşımın kültür ve let ş m alanında güçlenmes yle başla-tır. Bu sürec n k l t sm se Stuart Hall’dur. Johnson’a göre, 1970 sonralarında Althusser, Lacan ve Saussure ve sonradan Foucault’nun f k rler çerçeveye dâ-h l ed lm şt r. Böylece kültürel çalışmalarda metne, söyleme ve m kro-sev ye üzer ne ağırlık ver lmeye başlanmıştır (Johnson’dan akt. Erdoğan, 2014: 351).

Bu süreçte yaşanan post-yapısalcı, postmodern ve post-marks st dönüşüm-le b rl kte, d l n, düşüncen n, deoloj n n ve kültürün bel rdönüşüm-ley c l ğ , söz konusu farklı perspekt erle vurgulanmaya başlanmış, m kro olana yönelme g derek başat eğ l m olmuştur. Aynı kuramsal okul ç nde ve farklı yaklaşımlar arasın-dak bölünmeler, özell kle k tle let ş m ne kültürel ncelemeler, edeb yat, d l, göstergeb l m ve yapısalcılığın g rmes yle kes n sınırlara ayrılamayan duruma gelm şt r. Hang kuramın, hang felsef , ep stemoloj k ve metodoloj k akıma a t olduğunu teşh s etmek oldukça güçleşm şt r. Bu muğlaklık le d l n, düşüncen n ve kültürün üret m tarzı ve l şk ler yle olan bağı önce hmal ed lm ş, ardından da redded lm şt r. Bu süreç, kültürel çalışmaların Marks st kuramdan uzaklaş-ması ve g derek kopuzaklaş-masına neden olmuştur (Erdoğan, 2014: 353, 428). Dolayı-sıyla yaşanan bu dönüşüm, yalnızca çalışma konuları ya da anal z düzeyler n n farklılaşması şekl nde değ l, daha der n ep stemoloj k ve metodoloj k b r kopuş olarak gerçekleşm şt r:

Bu dönüşümün güncel let ş m çalışmalarında üç temel etk s bulunmaktadır. Bunlardan lk n metne kapanma olarak adlandırab l r z. Bu eğ l m çer -s nde tüm kt dar ve tahakküm l şk ler medya çer ğ çer -s nde aranmaktadır. İk nc s alımlama sürec ne odaklanarak toplumsal gerçekl ğ n sadece bel rl ve sınırlı b r an ve kısmına yönel k bet mley c b lg üret lmes eğ l m d r. Bu eğ l m b l msel b lg n n gerekt rd ğ ‘açıklayıcılık’ nosyonunu ortadan kaldırır.

(13)

Dönü-şümün üçüncü etk s se toplumsal sınıfı anal zden dışlayarak üret m tarzı ve kültür arasındak l şk n n görünmez kılınmasıdır (Et ke, 2018b).

Bu farklılaşma sürec nde, kültürel çalışmalar ç nde b lg üreten araştır-macıların akadem k d s pl nler n n de öneml b r payı olduğu vurgulanab l r. Bu konuda Gold ng ve Murdock (2002: 61) eleşt rel ekonom pol t ğ n başlı-ca uygulayıcılarının ekonom , s yaset b l m ve sosyoloj alanlarından; kültürel çalışmacıların se çoğunlukla edeb yat ve tar h alanlarından geld kler n fade ederler.

Sonuç

Görülmekted r k ekonom pol t k çalışmalar medyanın kt sad ve makro yö-nüyle, kültürel çalışmalar se medyanın kültürel/gündel k ve m kro yönü le özdeşleşt r lmekted r. Böylece metodoloj k ayrışma, let ş m alanında yalnızca nceleme yöntem n değ l, nceleme nesneler n de ayrıştırmıştır. Bu ayrışma, ayrışmanın tara arının da toplumsal gerçekl ğ n k m olgusal yönler nden uzak durmasına neden olmaktadır. Oysa toplumsal gerçekl ğ n bütünsel varoluşu, onun her alandak b lg s n n gerek olgusal gerek kuramsal yönler yle bütünsel ve b r arada üret lmes n gerekl kılmaktadır.

İlet ş m çalışmalarında metodoloj k poz syon alırken de bel rlen mc b r yaklaşımın kategor ler b rb r ne nd rgeme r skler n barındırdığı akılda tutul-malıdır. Ancak bel rlen mc l kten ve nesnelc l kten kaçınmaya çalışmak da öz-nelc l ğe düşme ve olumsallığın yer ne rad kal b r ranstlantısallığı geç rme r sk-ler n taşımaktadır (Özuğurlu, 2011a; Çeleb , 2001). Bu açıdan Bourd eu’nün sosyoloj d s pl n ç n üzer nde önemle durduğu ve yöntemb l msel terc hle-r ne yön vehle-ren sohle-runlahle-r, let ş m alanı açısından da üzehle-r nde düşünülmey hak eden sorulardır. B l m olarak kabul ed lmey amaçlayan her d s pl n, ürett ğ b lg n n b l msel olma koşulları üzer ne düşünmek zorundadır. Bu düşünme

çer s nde kend s n d ğer d s pl nlerden ayıranın ne olduğu, ‘b l msel’ b lg n n hang şartlar altında üret leb leceğ soruları cevap beklemekted r (Jourda n ve Naul n, 2016: 16).

İlet ş m alanında da ekonom pol t k ve kültürel çalışmalar arasındak tar-tışmada somutlaşan yarılma, alanda bütünsel b lg n n üret lmes n n önündek en büyük engeld r. Kültürel çalışmaların yaslandığı kuramsal çerçeveler n, ger-çekl ğ parçalayıcı ve bütüncül b lg y reddeden dd alarına karşın bu engel n aşılmasının temel yolu, ekonom pol t ğ n yöntemb l msel çerçeves çer s nde kültürel ve m kro etk leş m alanlarının anal ze dâh l ed leb lmes d r.

Swartz’ın (2011: 44) Bourd eu’nün kurmaya çalıştığı sosyoloj y tanımladı-ğı g b , let ş m çalışmalarında “eleşt rel ama peygamberce olmayan; kuramsal ama amp r k araştırmaya dayanan; b l msel ama poz t v st olmayan” yaklaşımın gel şt r lmes ne ht yaç bulunmaktadır. Böyles b r çabayı Bourd eu’cü değ l, fakat üret m süreçler n ve sınıfı anal z n odağına yerleşt ren Marks st kuram çer s nden b r katkıyla desteklemek let ş m çalışmalarının eleşt rel b lg

(14)

ka-pas tes n arttırmak, daha açık b r fadeyle b l msell k dd asını sürdürmek ç n zorunlu görünmekted r.

Kaynakça

Beş kç , İ. (1991). B l m Yöntem . Ankara: Yurt K tap-Yayın.

Bhaskar, R. (1986). Soc al st Real sm and Human Emanc pat on. London: Verso. Bottomore, T. B. (1977). Toplumb l m: Sorunlarına ve Yazınına İl şk n B r Kılavuz. (Ü.

Oskay, çev.). Ankara: Doğan Yayınları.

Cangöz, İ. (2012). “İlet ş m Araştırmaları”. H. Tüfekç oğlu (ed.) İlet ş m Sosyoloj s . Esk şeh r: Anadolu Ün vers tes AÖF Yayını.

Çam, Ş. (2008). Medya Çalışmalarında İdeoloj : Metodoloj k ve Ep stemoloj k Sorun lar. Ankara: De K Yayınları.

Çeleb , A. (2001). “R sk ve Olumsallık: Sosyal Teor ve Sosyal Felsefe İl şk s n An-lamaya Yönel k İk Anahtar Kavram”. Ankara Ün vers tes SBF Derg s . 56(1). 23-52.

Denz n, N. K. ve L ncoln, Y. S. (der.) (1994). Handbook of Qual tat ve Research. Thou-sand Oaks, CA: Sage Publ cat ons.

Dursun, Ç. (2012). K lt rel Çalışmalar. (Yüksek L sans Ders Yayınlanmamış Ders Notları). Ankara: Ankara Ün vers tes Kültürel Çalışmalar.

Erdoğan, İ. (2002). Kap tal zm Kalkınma Postmodern zm ve İlet ş m. Ankara: Erk Ya-yınları.

--- (2014). Medya Teor ve Araştırmaları. Ankara: Erk Yayınları. Ergun, D. (2005). Sosyoloj ve Tar h. Ankara: İmge K tabev .

--- (2018). Yöntem Bulmak. Ankara: İmge K tabev .

Et ke, Ş. (2018a). İlet ş m Çalışmaları ve Yöntemb l m: Eleşt rel B lg Üzer ne B r Tar tışma. (Yayımlanmamış Doktora Tez ). Ankara: Ankara Ün vers tes Sosyal B l mler Enst tüsü.

--- (2018b). “Kültürel Dönemeç: Postmodern zm n Eleşt rel İlet ş m Çalışma-larına Etk s Üzer ne B r Tartışma”. Ankara Ün vers tes İlef Derg s . 5(1). 91-109.

Gold ng, P. ve Murdock, G. (2002). “Kültür, İlet ş m ve Ekonom Pol t k.” S. İrvan (der.) Medya K lt r S yaset. (59-97). Ankara: Alp Yayınev .

Güngör, N. (2013). İlet ş m: Kuramlar ve Yaklaşımlar. Ankara: S yasal K tabev . Hall, S. (2005). “İdeoloj n n Yen den Keşf : Medya Çalışmalarında Baskı Altında

Tu-tulanın Ger Dönüşü”. M. Küçük (der. ve çev.) Medya İkt dar İdeoloj . (191-254). Ankara: B l m ve Sanat Yayınları.

Jessop, B. ve Sum, N. L. (2016). “What s Cr t cal”. Cr t cal Pol cy Stud es. (1). 105-109.

Joseph, J. (2001). “Eleşt rel Gerçekç l ğ n Marks zm’e Faydalı Olab leceğ Beş Nok-ta”. Praks s. 1. 149-170.

(15)

Jourda n, A. ve Naul n, S. (2016). P erre Bourd eu’nun Kuramı ve Sosyoloj k Kullanım ları. (Ö. El tez, çev.). İstanbul: İlet ş m.

Kartal, K. (2015). Okumayı, Yazmayı, Öğretmey , Öğrenmey , B lmey ve Araştırmayı B l yor Muyuz?: Yöntemb l m. Ankara: Detay Yayıncılık.

Mutlu, E. (1996). “İlet ş m Çalışmaları Alanına Aykırı B r Bakış: B r Üst-İlet ş m Ola-rak İlet ş m Çalışmaları”. AÜ İLEF Yıllık ’94. 165-180.

--- (2001). “K tle İlet ş m Kuramları Üzer ne”. İlet ş m. 9. 207-220.

Neuman, L. (2014a). Toplumsal Araştırma Yöntemler : N tel ve N cel Yaklaşımlar C lt . (S. Özge, çev.). Ankara: Yayın Odası.

--- (2014b). Toplumsal Araştırma Yöntemler : N tel ve N cel Yaklaşımlar C lt II. (S. Özge, çev.). Ankara: Yayın Odası.

Özlem, D. (2012). B l m Felsefes . İstanbul: Notos K tap Yayınev .

Özuğurlu, M. (2011a). “Sınıf Çözümlemes n n Temel Sorunsalları”. Praks s. 8. 29-50. --- (2011b). K ç k Köyl l ğe Sermaye Kapanı. Ankara: Nota Bene Yayınları. Sayer, A. (2001). “For a Cr t cal Cultural Pol t cal Economy”. Ant pode. (4).

687-708.

Slack, J. D. ve Allor, M. (1995), “Eleşt rel İlet ş m Araştırmalarının Pol t k ve Ep stemoloj k Kökenler ”. (G. Seçk n, çev.). Yıllık ‘94. (263275). Ankara: A.Ü. İlet -ş m Fakültes Yayınları.

Sönmez, M. (2013). Medya, K lt r, Para ve İstanbul İkt darı. İstanbul: Yordam K tap. Spl chal, S. (1989a). “Cr t cal Theory and Empr cal Cr t que n Mass Commun cat on Recearch: Some Method cal Cons derat ons”. Commun cat on Yearbook 12. 618-635.

--- (1989b). “Ind gen zat on versus Ideolog zat on: Commun cat on Sc ence on the Per phery”. European Journal of Commun cat on. 4(3). 329-359. Sum, N. L. ve Jeesop, B. (2013). Towards a Cultural Political Economy: Putting Cul

ture n Its Place n Pol t cal Economy. Cheltenham: Edward Elgar.

Swartz, D. (2011). K lt r ve İkt dar: P erre Bourd eu’nun Sosyoloj s . (E. Gen, çev.). İstanbul: İlet ş m Yayınları.

Tudor, A. (2005). “Kültür, K tle İlet ş m ve Toplumsal Etken”. E. Mutlu (der. ve çev.) K tle İlet ş m Kuramları. Ankara: Ütopya Yayınev .

Watk ns, J. W. N. (1973). “Ideal Types and H stor cal Explanat on”. A. Ryan (der.) The Ph losophy of Soc al Explanat on. Oxford: Oxford Un vers ty Press.

Wayne, M. (2015). Marks zm ve Medya Araştırmaları. (B. Cezar, çev.). İstanbul: Yor-dam K tap.

Yaylagül, L. (2008). K tle İlet ş m Kuramları: Egemen ve Eleşt rel Yaklaşımlar. Ankara: D pnot Yayınları.

Referanslar

Benzer Belgeler

Çal›flmam›zda çay içen kad›nlarda mastaljinin istatistiksel olarak anlaml› olmamakla beraber çay içmeyenlere göre daha fazla oldu¤u tespit edildi.. Kahve, kola ve

Bu maksatla hava kompresörü, yanma odası, gaz türbini, hava ön ısıtıcı ve ısı rejeneratörü-buhar jeneratöründen olu an 10 MW gücündeki do al gazlı kojenerasyon

Buraya kadar, emek kontrolü ile ilgili sunulan genel çerçeveden çok kaba olarak, kontrol stratejilerinin ba- sit formlardan daha karmaşık (veya incelikli) formlara

Bunun yanında yazar -erken dönem Türk romanına yukarıda saydığımız eser- lere nispetle daha uzak olmakla bera- ber- edebiyat ve hastalık arasındaki ilişkiyi

A) Soru-cevap B) Beyin fırtınası C) Altı şapkalı düşünme D) Problem çözme E) Benzetim.. CEVAP: D. Öğrencilerinin yaratıcılığını ve problem çözme becerilerini

Matemat ksel zeka olarak adlandırılan bu zeka grubundak b reyler d l daha çok sayılarla, probleme dayalı çözümlerle, eleşt rel yaklaşımlarla, sınıflandırma

Sheep, (2006: 360), 1994-2004 yılları arasında işyeri maneviyatı ile ilgili yapılan çalışmaları inceleyerek, bütün araştırmacıların üzerinde durduğu dört temel boyuttan

6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda (“KVK Kanunu”) ilgili kişi olarak tanımlanan kişisel veri sahiplerine (“Bundan sonra “Başvuru Sahibi”