GAIATAARA/
Sahibi ı hİlmİ zİy a
24 Kânunuevvel 1932
MÜSAHABE
Büyük ve
Yüksek şahikaları ölçerken yakınımız daki ufak boylu eşyayı gözümüzden uzak laştırmayı ihmal edersek çok defa tahminle rimizde yanılabiliriz. Uludağa bir taş yığını arkasından bakacak olursak bu kaya parça larını belki daha büyük, daha azametli sanmak gafletine düşeriz. Hükümlerimiz, ancak ölçmek istediğimiz şahikayı etrafın daki küçüklüklerden sıyrılmış olarak, bütün heybeti, bütün yüksekliği ile gördüğümüz zaman doğru olabilir.
Fikreti “Vasat İnsan” ölçüsüne vur m ak; onu, dünya yüzünde şimdiye kadar gelip geçmiş milyarlarca adama ve nihayet kendilerine benzemediği için müvaheze et mek istiyenler var ; onun gururunu, temizli ğini, yüksekliğini, serazatlığını taşkın, aşırı görenler var; nihayet herkesi Fikret derece sine yükseltmeyerek Fikreti herkes derece sine indirmek istiyenler var. Bu adamlar tam yirmi beş senedir, isim, şahsiyet, renk ve biçim değiştirerek bağırıyorlar, fakat sesleri meme verilmiyen bir çocuk ağlamasını hiç bir zaman aşamıyarak...
Belki, seneler Fikretin şiirine tülden bir perde örttü, belki dilin sadeleşmesi onun biraz çetrefil lisanını maziye yaklaştırdı. Lâkin Fikret bizim edebiyat tarihimizde bir asır demek olan on yedi seneden beri hâlâ ayakta duruyur, hâlâ “Rübap” m yaprakla rını karıştırdığımız zaman bazen bir mısraın
Asil İnsan
Kimseden ümmidi feyzetmem, dilenmem perrü bal, Kendi cevvim, kendi eflâkimde, kendim tâirim, inhina tavkı esaretten girandır boynuma, Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.
T E V F İK F İK R E T
üzerinde dakikalarca durup düşünebiliyoruz. Demek onda şiirin ve lisanın çerçevesinden taşan daha büyük, daha yüksek, daha güzel bir şey var: Biz, buna, Fikretin büyük insan ruhu diyoruz.
Bu büyük ruh şüphesiz ki herkesin göz yumup baş eğdiği bir çok şeyleri hazmede mez, bu kadar kire kendini bulaştırmaktansa uzaklaşmayı, kendi fazilet ve yüksekliğini ancak onu anlıyabilenlere vermeyi tercih ederdi. Nitekim o, Aşiyanda küskün bir baykuş gibi değil, fakat asil bir kartal gibi senelerce zülme, istibdada, fenalığa karşı haykırdı.
Fikreti bir çeyrek asırdanberi hâlâ inkâr etmek, baltalamak isteyenler, mevcut kıy metleri yıkarak yerine kendilerinde tevehhüm ettikleri kıymeti sokuşturmak sevdasına dü şen kist anç ruhlu, nankör duygulu ve yarasa ba işli kimselerdir. Kendilerine kur dukları tat iyenin boşa çıkacağını hatırlata lım. Çüı k i onların gözlerini rencide eden ziyayı b z görüyoruz, duyuyor ve bizden sonra gel îceklere de göstermeye çalışıyoruz. Ve, öyle zannediyoruz ki hak ve hakikat, namus ve iman sevgilerini kalbinde taşıyan her genç nesil önünde ilk mürşit olarak Fikreti, bu büyük ve asil insanı bulacaktır.
Muvahit NECDET
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi