HESAPLAŞMA
O • • *5 • • • • • •
boz un Gucu
Burhan Arpad
S
öz, insanoğlunun en güçtü aracıdır. Tekniğin ortayakoyduğu butun silahlardan güçludur.
Silahlar tek tek, ya da toptan öldürür insanları. T o kat söz', gelmiş geçmiş bütün öldürücü silahlara korşı her zaman karşı çıkmış, karşı koymuş ve eninde sonun da yengi kazanmıştır. Ne var ki, 'Söz'ü bütün insanlar
yararına en güçlü kullanan sanatçılar ve düşünürler,
topiumlan şu, ya da bu çıkar grupları adına yöneten po
litikacıları her dönemde tedirgin etmiştir. Eski Yunan
kültürünün ünlü düşünürlerinden orta çağ karanlığına
başkaldıran yürekli bilim adamlarına, yirminci yüzyılın
yüzkarası faşizme direnen aydına, onbinlerce düşünür ve edebiyatçı, insanoğlunu onurlandıran özgür ‘Söz’le- rinden ötürü en ağır baskılara katlanmış, işkence odala rında ve toplama kamplarında can vermiştir. Fakat en son yengi, her dönemde 'Söz’ündür.
ikinci Dünya Savaşı ve hemen sonrası yılları, T ü r
kiye'nin toplum yapısında ilginç çatışmalar ve karan
lık olaylar dönemidir. Birleşmiş Milletler örgütüne üye olabilmek için ayaküstü imzayı basan tek parti yöneti
cileri, dış görünüşüyle çok partili demokrasi oyununu
sergilerken, özgür düşünceden yana düşün ve sanat
insanlarımıza karşı acımasız bir başkı uygular. Gazete basımevlerinin ve kitap evlerinin yıktırılmasıyla başlayan
bu karanlık dönemde, bütün insanların mutluluğundan
ve dünya barışından yana Türk aydınlarına korkunç bos- kılar yapılır. Hukuk kurallarını zorlayan yargılamalar yet mez, kanlı eller edebiyat ve sanat değerlerimizi yokeder. Sabahattin Ali cinayeti bunlardan biridir. Tüyler ür pertici bir cinayettir.
Toplumcu gerçekçi Türk roman ve hikâyesinin öncü lerinden Sabahattin Ali 1948 başlarında öldürülür. Gaze
teler, Bulgaristan'a kaçmak isteyen Sabahattin Ali'nin
sınıra yakın bir ormanda öldürülmüş olduğunu yazar.
Bir de sanık vardır. Kırklareli’nde duruşmasında, Saba hattin Ali'nin solcu sözlerini duyunca «Milli duygularım kabardı ve başına bir odun vurup öldürdüm!» der. Bir kaç yıl cezaevinde yattıktan sonra, genel aftan yararla
narak çıkar. Oysa, Sabahattin Ali’nin cesedi ormanda
bulunduğunda çürümüştür ve Kırklareli Ağır Ceza Yargı cı önüne bir torba içinde kemikleri getirilmiştir. O günün
koşulları altında derinlemesine tartışılamayan cinayet,
arada bir hatırlanılarak, anlaşılmazlığını günümüze ka dar sürdürür. Aydın çevrelerde yaygın kanıya göre, son kitapları, Sırça Köşk adıyla çıkan masal - yergi eseri, Markcpaşa yergi haftalığında çıkan yazılarından ötürü işbaşındakileri öfkelendirmiş ve gizli örgüt eliyle öldür- tülüp ormana bırakılmıştır.
Kemal Bayram'ın 'Sabahattin Ali Olayı’ adını verdiği araştırma kitabı, iki yıllık bir çalışma, soruşturma, derle
me ve değerlendirme ürünü. Yazar, Sabahattin Ali’yi
uzaktan yakından tanımış, dostluklar kurmuş kişileri bu lup konuştururken usta bir sorgu yargıcı gibi çalışıyor. Yerinde sorular, çıkışlar ve hatırlatmalar yapıyor. Ken disi bir yargıya varmaktan titizlikle kaçınıyor, amma ki tabı bitiren okur, olayın içyüzünü. 'Söz'den ürken baskıcı yöneticilerin o korkunç politika cinayetini hazırladıkları nı kavrıyor. Kemal Bayram, kısa önsözünde şöyle diyor:
«Sabahattin Ali, Türk edebiyatına, Türk mizahına,
Türk siyasal yaşamına fırtına gibi girmiş bir olaydır.
Öldürülmesi, haikımız ve aydınlarımız için, bugüne dek içinden çıkılamamış başlıbaşına bir olaydır. Ben bu ola yı incelemek isteyenlere olanaklar elverdiği ölçüde kay nak hazırladım. İnanıyorum ki, bu kaynaktan hem bizim kuşak, hem de daha sonraki kuşaklar yararlanacaktır.» Sabahattin Ali Olayı araştırmasında otuza yakın aydın kişi, konuyla ilgili görüş ve anılarını, gözlem ve yargı
larını açıklıyorlar. O dönemde ileri görüşlü aydınlara
kurulan tuzaklar sol aydın çevrelere sızan kışkırtıcı
ajanlar da sergileniyor, «Sabahattin Ali Olayı» ve o döne
min karanlık olayları, günümüzde korkunç boyutlara
uloşan dış kökenli cinayet örgütü eylemlerinin de baş langıcı sayılabilir.
_____________________ 7T-5/2.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a T o ro s Arşivi