SELÇUK ÜNİVERİSTESİ
SOSYALiBİLİMLERiENSTİTÜSÜ
SOSYOLOJİiANABİLİMiDALI
SOSYOLOJİ BİLİM DALI
ÇOCUK SUÇLULUĞUNUN CEYHAN İLÇESİNDEKİ
BÖLGESEL DAĞILIMI ÜZERİNE BİR ALAN
ARAŞTIRMASI
Hülya DÜNDAR
YÜKSEKiLİSANSiTEZİ
Danışmani
Dr. Öğr. Üyesi iÖzlem ALTUNSU SÖNMEZ
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Bilimsel Etik Sayfası
Öğ
renci
ni
n
Adı Soyadı Hülya DÜNDAR
Numarası 144205001010
Ana Bilim / Bilim Dalı Sosyoloji
Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora
Tezin Adı Çocuk Suçluluğunun Ceyhan İlçesindeki Bölgesel Dağılımı Üzerine Bir Alan Araştırması
Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu
Öğ
renci
ni
n
Adı Soyadı Hülya DÜNDAR
Numarası 144205001010
Ana Bilim / Bilim Dalı Sosyoloji
Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora
Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Özlem ALTUNSU SÖNMEZ
Tezin Adı Çocuk Suçluluğunun Ceyhan İlçesindeki Bölgesel Dağılımı Üzerine Bir Alan Araştırması
Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan Çocuk Suçluluğunun Ceyhan İlçesindeki Bölgesel Dağılımı Üzerine Bir Alan Araştırması başlıklı bu çalışma 11/09/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.
ÖN SÖZ
Bu çalışmanın yürütülmesi sürecinde sabırla yanımda olan ve bana inanan, desteğini esirgemeyen aileme ve yakın arkadaşlarıma, beni her zaman cesaretlendiren ve yapabileceğime inandıran ve kendisiyle çalışmaktan son derece mutlu olduğum değerli danışmanım Özlem ALTUNSU SÖNMEZ hocama, değerli katkılarından dolayı Gamzen AKSAN ve Ayşegül SİLİ KALEM hocalarıma teşekkür ediyorum.
Ayrıca bana üniversite hayatım boyunca kazandırdıkları ve bu bölümü sevmemi sağlayan tüm Selçuk Üniversitesi Sosyoloji bölümü hocalarıma teşekkürü bir borç bilirim.
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Öğ renci ni n
Adı Soyadı Hülya DÜNDAR
Numarası 144205001010
Ana Bilim / Bilim Dalı Sosyoloji
Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora
Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Özlem ALTUNSU SÖNMEZ
Tezin Adı Çocuk Suçluluğunun Ceyhan İlçesindeki Bölgesel Dağılımı Üzerine Bir Alan Araştırması
ÖZET
Suç
i
olgusu günümüzde toplumsali
bir soruni
olarak, birçoki
kurum vei
kuruluşun ilgisinini
arttığı biri
konu halinei
gelmiştir. Suçi
işleyen veyai
suça maruz kalan çocuklari
ile ilgilii
yapılan istatistikler vei
detaylı olmayani
çalışmalari
dışında, çocukların sosyo-ekonomik ve kültüreli
profillerini, yaşadığı çevreyi, yaşami
koşullarını, kendisii
ve ailesinini
özelliklerini, aileleriyle ilişkilerini, okul ve arkadaş çevresini, suç işleme nedenlerini kapsamlı bir şekilde analiz edebilecek sosyolojik araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda Ceyhan ilçesi örneği üzerinden çocuk suçluluğuna sebep olan sosyo-ekonomik ve kültürel etkenleri üzerinden bir okuma yapılmıştır.Çalışmaya konu olan Ceyhan ilçesinin, yoğunigöç alaniher kentteiolduğuigibi sosyo-kültüreliveisosyo-ekonomikiyapısında değişimlerimeydanaigelerek, kozmopolit bir yapı halini aldığını görmekteyiz. Ceyhan ilçesinin özellikle gelir seviyesi düşük bölgelerinde yaşanılan işsizlik, kentsel hizmetlerin yetersizliği, aile içi çatışmalar, parçalanmış aileler, kalabalık-geniş aileler, ekonomik ve siyasi sorunlar, sokak çeteleri, toplumsal uyumsuzluk, kültürel çatışma gibi sorunları suça zemin hazırlamıştır. Bu nedenle suç olgusunun nedenleri incelenirken bireysel nedenlerin yanında mekânsal ve toplumsal faktörlerin de göz önünde bulundurulması gerektiği düşüncesi tezin ana etkenlerinden biri olmuştur. Bu kapsamda Ceyhan ilçesinde 2018 yılı içerisinde suçlu/suça sürüklenen 12-18 yaş aralığındaki çocukların işledikleri suç ile Ceyhan
ilçesinin genel özellikleri göz önünde bulundurularak, bu kişilerin aile ve yaşadıkları sosyal çevre, sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri ile ilişkilendirilerek bir alan araştırması yapılmıştır. Suç oranının artışını ve gençlerde görülme sıklığının azaltılması için bireyi suça iten nedenler yaşanılan sosyal çevre koşulları ile birlikte ele alınarak üzerinde iyileştirmeler yapılması sorununi ortadan kaldırılmasıibakımından önem arz
etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Çocuk, Suç, Suça Sürüklenen Çocuk, Ceza, Ceyhan ilçesi, Mahalleler.
T. C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Öğ renci ni n
Adı Soyadı Hülya DÜNDAR
Numarası 144205001010
Ana Bilim / Bilim Dalı Sosyoloji
Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora
Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Özlem ALTUNSU SÖNMEZ
Tezin İngilizce Adı
A Field Research About Regional Distribution Of Juvenile Delinquency In Ceyhan County
SUMMARY
As a social problem, nowadays, the phenomenon of crime has become an issue that the interest of many institutions and organizations has increased. Apart from statistics and non-detailed studies on children who have committed crimes or are subject to crime, a sociological research is needed to analyze comprehensively children's socio-economic and cultural profiles, living environment, living conditions, characteristics of their own and their family, relationships with their families, school and friends' environment, and the reasons for the crime. In this context, a reading was made on the socio-economic and cultural factors that cause juvenile delinquency through the Ceyhan district.
We see that Ceyhan district, which is the subject of our study, has become a cosmopolitan structure by changing the socio-cultural and socio-economic structure as in every city receiving intensive migration. Unemployment, inadequacy of urban services, domestic conflicts, fragmented families, large families, economic and political problems, street gangs, social mismatches and cultural conflicts, especially in low-income areas of Ceyhan district, paved the way for crime. For this reason, one of the main factors of the thesis is that spatial and social factors should be taken into consideration in addition to individual reasons while examining the causes of crime. In
this context, a field study was carried out in relation to the crime committed by children between the ages of 12 and 18 who were dragged into crime in Ceyhan district in 2018 and the socio-economic and cultural characteristics of these people by considering the general characteristics of Ceyhan district and their social environment. In order to reduce the incidence of crime and increase the incidence of youth, the reasons that push the individual to crime should be considered together with the social environment conditions experienced and it is important to make improvements on this issue to eliminate the problem.
Key Words: Child, Crime, Juvenile Pushed to Crime, Punisment, Ceyhan District, Neighborhoods
İÇİNDEKİLER
BİLİMSEL ETİK SAYFASI ... ii
YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU ... iii
ÖN SÖZ ... iv
ÖZET ... v
SUMMARY ... vii
KISALTMALAR ... xii
TABLO LİSTESİ ... xiii
GİRİŞ ... 1 a. Problem ... 6 b. Araştırmanın Amacı ... 6 c. Araştırmanın Önemi ... 8 d. Araştırmanın Yöntemi ... 9 e. Sınırlılıklar... 9 BİRİNCİ BÖLÜM ... 10
1. SUÇ İLE İLGİLİ ORTAYA KONULAN TEORİLER ... 10
1.1. Biyolojik Teoriler ... 10
1.2. Psikolojik Teoriler ... 11
1.3.1. Şikago Okulu ... 12
1.3.2. Anomi ve Gerilim Teorisi ... 14
1.3.3. SosyaliDüzensizlikiTeorisi ... 16
1.3.4. Etiketleme Teorisi ... 19
2. TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA SUÇiİLEiİLGİLİiYAPILAN ÇALIŞMALAR ... 21
İKİNCİ BÖLÜM ... 26
2. ÇOCUK ve SUÇ ... 26
2.1. Çocuk Kavramı “Çocuk kimdir?” ... 26
2.2. Suç ve Çocuk Suçluluğu ... 28
2.2.1.Suç Nedir? ... 28
2.2.2. Çocuk Suçluluğu ... 33
2.3. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’na Göre Ceza Ehliyet Yaşları ... 39
2.4. Ülkelerin Çocuklar İçin Koyduğu Ceza Ehliyet Yaşı ... 40
2.5. ÇOCUK SUÇLULUĞUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER ... 40
2.5.1.Ailenin Suça Etkisi ... 40
2.5.1.1.1. Çekirdek Aile ... 43
2.5.1.1.2. Geniş/Kalabalık Aile ... 43
2.5.1.1.3.Parçalanmış/Tek Ebeveynli Aile ... 45
2.5.1.1.4. Baskıcı/Otoriter Aile ... 46
2.5.1.1.5. Serbest Aile ... 46
2.5.1.1.6. Hoşgörülü/Demokratik Aile ... 47
2.5.1.2. Ailede Suç Öyküsünün Bulunmasının Çocuk Suçluluğuna Etkisi ... 47
2.5.2. Okulun Suça Etkisi ... 48
2.5.3. Ergenlik Döneminin Suça Etkisi ... 51
2.5.4. Akran Çevresinin Suça Etkisi ... 52
2.5.5. Boş Zaman Değerlendirilmesi ve Suça Etkisi ... 53
2.5.6. Ekonomi ve Yoksulluğun Suça Etkisi ... 55
2.5.7. Çocuk İşçiliğinin Suça Etkisi ... 56
2.5.8. Göçün Suça Etkisi ... 58
2.5.9. Terörün Suça Etkisi ... 59
2.5.10. Medyanın Suça Etkisi ... 61
2.5.11. Mekânın ve Sokağın Suça Etkisi ... 64
2.5.12. Kültürün Suça Etkisi ... 66
2.5.13. Sosyal Dışlanmanın Suça Etkisi ... 67
2.5.14. Madde Kullanımının Suça Etkisi ... 68
2.6. Çocuğun En Çok Karıştığı/İşlediği Suç Türleri ... 70
2.6.1. ŞahsaiKarşı İşleneniSuçlar ... 70
2.6.2. Mala Karşı İşlenen Suçlar ... 71
2.6.3.Cinsel Suçlar ... 72
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ... 74
3. ÇOCUĞUN TUTUKLANMASI VE CEZALANDIRILMASI SÜRECİ İLE BU KONUDA TÜRKİYE’DE YAPILAN SÖZLEŞMELER ... 74
3. 1. Çocuğun Tutuklanması ve Cezalandırılması Süreci ... 74
3.2.Çocuk Haklarına Dair Türkiye’de Yapılan Sözleşmeler ... 77
3.2.1. 2828 Sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ... 77
3.2.2. 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu ... 78
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ... 80
4. CEYHAN İLÇESİ SUÇ OLGUSUNAiİLİŞKİN BİRiİNCELEME ... 80
4.1. AraştırmanıniKonusuiveiAmacı ... 80
4.3. Araştırmanın Yöntemi ... 82
4.4. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ... 83
4.5. Verilerin Toplanması ve Çözümü ... 83
4.6. Araştırma İlçesi Olarak Ceyhan İlçesinin Seçimi ... 84
4.6.1.Görüşme ... 86
4.6.2. Bulgular ... 87
4.6.3. Araştırmanın Bulguları ve Değerlendirilmesi ... 93
TABLOLARIN YORUMLANMASI ... 150
SONUÇ VE YORUMLAR ... 158
ÖNERİLER ... 168
KAYNAKÇA ... 173
KISALTMALAR
ÇKK: Çocuk
i
Korumai
Kanunu TMK: Türki
Medenii
Kanunu TCK: Türki
Cezai
Kanunu TDK: Türki
Dili
KurumuTCA: Türkiye
i
Cumhuriyeti Anayasası TMK: Terörlei
Mücadelei
Kanunu CMK: Cezai
Muhakemesii
Kanunu ÇHS: Çocuki
Haklarıi
SözleşmesiBMÇHS: Birleşmiş
i
Milletler Çocuki
Haklarına Dairi
Sözleşme SSÇ: Suçai
Sürükleneni
ÇocukSHM: Sosyal
i
Hizmeti
MerkeziSHÇEK: Sosyal
i
Hizmetler Çocuki
Esirgemei
Kurumu SİR: Sosyali
İncelemei
RaporuTABLO LİSTESİ
Tablo 1: Bazı Ülkelere Ait Ceza Ehliyet Sınırı ... 53
Tablo 2: 2018 Yılı Ceyhan İlçesinde Suça Sürüklenen Çocuklara Ait Liste ... 102
BİRİNCİ BÖLÜM Tablo 3: Çocuklara Ait Cinsiyet Dağılımları ... 108
Tablo 4: Çocuklara Ait Yaş Dağılımları ... 109
Tablo 5: Çocuklara Ait Kardeş Sayıları Dağılımları. ... 110
Tablo 6: Çocukların Ailelerinde Göç Öyküsü Olma Durumuna Göre Dağılımlar ... 111
Tablo 7: Çocukların Mahallelere Göre Dağılımları ... 112
Tablo 8: Çocukların Suç Türlerine Göre Dağılımları ... 116
Tablo 9: Suça Karışan Çocukların Aylara Göre Dağılımları ... 118
Tablo 10: Çocuklara Ait Suç Türünün Suçun Geldiği Aya Göre Karşılaştırılması ... 119
Tablo 11: Çocuklara Ait Suç Türlerinin Cinsiyetlerine Göre Karşılaştırılması ... 121
Tablo 12: Çocuklara Ait Suç Türlerinin Çocukların Yaşlarına Göre Karşılaştırılması ... 123
Tablo 13: Çocuklara Ait Suç Türlerinin Kardeş Sayılarına Göre Karşılaştırılması ... 125
Tablo 14: Çocuklara Ait Suç Türlerinin Mahallelere Göre Karşılaştırılması ... 127
Tablo 15: Çocuklara Ait Suç Türlerinin Göç Durumuna Göre Karşılaştırılması ... 130
Tablo 16: Çocukların Cinsiyetinin Yaş Durumuna Göre Karşılaştırılması ... 132
Tablo 17: Çocukların İkamet Ettiği Mahallenin Kardeş Sayısına Göre Karşılaştırılması ... 133
Tablo 18: Çocukların Ailelerinde Bulunan Göç Durumunun Çocukların Kardeş Sayısına Göre Karşılaştırılması ... 135
Tablo 19: Çocukların İkamet Ettiği Mahallenin Göç Durumuna Göre Karşılaştırılması ... 136
İKİNCİ BÖLÜM Tablo 20: Çocuklara Ait Cinsiyet Dağılımları ... 137
Tablo 21: Çocuklara Ait Yaş Dağılımları ... 138
Tablo 22: Çocuklara Ait Kardeş Sayıları Dağılımları ... 138
Tablo 24: Çocukların Çalışma Durumuna Göre Dağılımları ... 140
Tablo 25: Çocukların Anne-Baba Birliktelik Durumlarına Göre Dağılımları ... 141
Tablo 26: Çocukların Annelerinin Meslek Durumlarına Göre Dağılımları ... 142
Tablo 27: Çocukların Babalarının Meslek Durumlarına Göre Dağılımları ... 142
Tablo 28: Ailelerin Göç Durumuna Göre Dağılımları ... 143
Tablo 29: Çocukların Cezaevine Girip Girmeme Durumlarına Göre Dağılımları ... 143
Tablo 30: Aile Bireylerinde Cezaevi Geçmişi Olma Durumuna Göre Dağılımları ... 144
Tablo 31: Çocukların Mahallelere Göre Dağılımları ... 144
Tablo 32: Çocukların Suç Türlerine Göre Dağılımları ... 146
Tablo 33: Suça Karışan Çocukların Aylara Göre Dağılımları ... 148
Tablo 34: Suçun Geldiği Ay ile Suç Türlerinin Karşılaştırılması ... 149
Tablo 35: Çocuklara Ait Suç Türlerinin Cinsiyetlerine Göre Karşılaştırılması ... 152
Tablo 36: Çocuklara Ait Suç Türlerinin Çocukların Yaşlarına Göre Karşılaştırılması ... 153
Tablo 37: Çocuklara Ait Suç Türlerinin Kardeş Sayılarına Göre Karşılaştırılması ... 155
Tablo 38: Çocuklara Ait Suç Türlerinin Mahallelere Göre Karşılaştırılması ... 157
Tablo 39: Çocuklara Ait Suç Türlerinin Göç Durumuna Göre Karşılaştırılması ... 159
Tablo 40: Çocukların Eğitim Durumlarının Suç Türlerine Göre Karşılaştırılması ... 160
Tablo 41: Çocukların Çalışma Durumlarının Suç Türlerine Göre Karşılaştırılması ... 162
Tablo 42: Çocukların Anne ve Baba Durumunun Suç Türlerine Göre Karşılaştırılması ... 163
Tablo 43: Çocukların Anne Mesleğinin Suç Türlerine Göre Karşılaştırılması ... 165
Tablo 44: Çocukların Baba Mesleğinin Suç Türlerine Göre Karşılaştırılması ... 166
Tablo 45: Çocukların Ailelerinde Bulunan Suç Öyküsü ile Suç Türlerinin Karşılaştırılması ... 168
Tablo 46: Çocukların Ailelerinde Bulunan Göç Durumunun Eğitim Durumuna Göre Karşılaştırılması ... 169
Tablo 47: Çocuğun Eğitim Durumunun Çocuğun Cezaevine Girme Durumuna Göre Karşılaştırılması ... 170
Tablo 48: Çocukların Ailelerinde Bulunan Suç Öyküsü ile Çocukların Eğitim Durumunun Karşılaştırılması ... 172
Tablo 50: Baba Mesleğinin Çocukların Eğitim Durumlarına Göre Karşılaştırılması ... 175 Tablo 51: Çocukların Çalışma Durumu ile Çocukların Eğitim Durumunun
Karşılaştırılması ... 177 Tablo 52: Çocukların Anne ve Baba Durumunun Çocuğun Eğitim Durumuna Göre
Karşılaştırılması ... 178 Tablo 53: Çocukların Ailelerinde Bulunan Göç Durumunun Anne ve Baba
Durumuna Göre Karşılaştırılması ... 179 Tablo 54: Çocukların Ailelerinde Bulunan Göç Durumunun Annenin Mesleğine
Göre Karşılaştırılması ... 180 Tablo 55: Çocukların Ailelerinde Bulunan Göç Durumunun Babanın Mesleğine
Göre Karşılaştırılması ... 181 Tablo 56: Çocukların Ailelerinde Bulunan Göç Durumunun Çocuğun Cezaevine
Girme Durumuna Göre Karşılaştırılması ... 182 Tablo 57: Çocukların Ailelerinde Bulunan Göç Durumunun Ailede Suç Öyküsü
Olma Durumuna Göre Karşılaştırılması ... 183 Tablo 58: Çocukların Cinsiyetinin Yaş Durumuna Göre Karşılaştırılması ... 184 Tablo 59: Çocukların İkamet Ettiği Mahallenin Kardeş Sayısına Göre
Karşılaştırılması ... 185 Tablo 60: Çocukların Ailelerinde Bulunan Göç Durumunun Çocukların Kardeş
Sayısına Göre Karşılaştırılması ... 186 Tablo 61: Çocukların Annelerinin Mesleğinin Çocukların Kardeş Sayısına Göre
Karşılaştırılması ... 187 Tablo 62: Çocukların Babalarının Mesleğinin Çocukların Kardeş Sayısına Göre
Karşılaştırılması ... 188 Tablo 63: Çocukların Ailelerinde Bulunan Göç Durumunun İkamet Ettikleri
Mahalleye Göre Karşılaştırılması ... 189 Tablo 64: Çocukların Eğitim Durumunun İkamet Ettikleri Mahalleye Göre
Karşılaştırılması ... 191 Tablo 65: Çocukların Çalışma Durumunun İkamet Ettikleri Mahalleye Göre
Karşılaştırılması ... 193 Tablo 66: Çocukların Cezaevine Girip Girmeme Durumunun İkamet Ettikleri
Mahalleye Göre Karşılaştırılması ... 195 Tablo 67: Çocukların Ailelerinde Bulunan Suç Öyküsü Durumunun İkamet Ettikleri
GİRİŞ
Çocuk ve suç olgusu, günümüzde toplumsal bir sorun olarak,
i
birçok kurumi
ve kuruluşlarıni
ilgilerinini
arttığı bir konui
halinei
gelmiştir. Yapılan araştırmalarda; en çok suç işleyeni
grubun 14-25i
yaş arasındai
olması çocuk suçluluğunun hafife alınmayacak kadari
ağır ve önemli biri
mesele olduğunui
karşımızai
koymaktadır. Çocuki
ve suçi
içerik itibariyle birbirinden çoki
uzaki
ikii
kavramdır. Suç nedir? Çocuk kimdir? Nasıl oluyor da birbirinden bu kadar farklı ve uzak olan bu iki kavram bir araya geliyorlar. Çocuğu asıl olarak suçai
iten etkeni
kendii
iç dinamiklerii
mii
yoksai
kendii
dışındakii
faktörleri
mi? Suç işleyen veya suça sürüklenen çocuklar ile ilgili yapılan istatistikler ve detaylıi
olmayan çalışmalari
dışında, çocuklarıni
sosyo-ekonomiki
ve kültüreli
profillerini, yaşadığı çevreyi, yaşam koşullarını, kendisi vei
ailesinini
özelliklerini, aileleriylei
ilişkilerini, okuli
ve arkadaşi
çevresini, suç işleme nedenlerini kapsamlı bir şekilde analiz edebilecek sosyolojik araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda bu çalışma da çocuğun hangi nedenlerle suça yöneldiği, içinde yaşadığı sosyal çevrenin buna ne derece etki ettiği üzerinde çalışılmaya çalışılmıştır.İnsanoğlununivaroluş öyküsüiile ortayaiçıkan suç, soniderece karmaşıkive çokiyönlüibir olgudur. Suçiiçinde psikolojik, biyolojik, isosyolojik, iekonomik, demografik, kültürel, ihukuki ve çevreselifaktörleri deiiçeren çokiyönlü biriparadigmadır.
Buinedenle suç olgusu birçok disipline konu olarak farklı boyutlarıyla incelenmiştir. Bu çalışmada da suça etki eden, özellikle çevresel faktörler üzerinde durularak meselenin bir yönü açıklanmaya çalışılacaktır. Çünkü biritoplumun geleceğiihakkında eğeribir şey söylemek mümküniise buielbette kiitoplumun eniküçük birimiiolan çocukların yetiştirilmesi ileiilgili olacaktır. Çocukiveigenç sosyalleşmedeine kadaribaşarılı olabiliriise sosyaliorganizasyondaida fert-toplumiilişkisi o kadaridengeli ve sağlıklıiolacaktır.
Buinedenleibu dengeyeitezat bir görünümikazandıran sosyaliolaylardan biriiolarak “suç”
veiözellikle “çocukisuçluluğu” ıslahive çözümibekleyen birimeseleihalineigelmiştir.
Ülkemizdeiçocuk suçluluğuyla ilgili pek çok çalışma yapılmış olsa da konunun
bölgesel sosyo-kültürel sorunları bünyesinde barındırması nedeniyle buikonuda daha çok çalışmaya gereksinimiduyulmaktadır. Bu bağlamda kaynağıive nedenleriitoplumsalın
içerisindeigizliiolan suçaisürüklenmiş çocuklariolgusunun araştırılmasıigünümüzde
dahaida önemliihaleigelmektedir. Suça sürüklenen çocuk sorunsalını açıklayabilecek
yaklaşımlar geliştirmek adınaigerek Sosyologlarigerekse çokidisiplinli (psikoloji, antropoloji, kriminoloji, ihukuk veitıp) yaklaşımların geniş kapsamlı araştırmalar yapması
bu konuya zenginlik katacağı düşünülmektedir.
Suçievrensel biriolgu olmasıinedeniyle suçaineden olanifaktörler veisuçitürleri, iancak sorununiortayaiçıktığı yerelikoşullar dikkateialınarakiaçıklanabileceği kanısı
oluşmuştur. Suçun, türünün, miktarının, hangi yaş grubunun işlediğinin, işleyen kişinin yaşadığı sosyo-kültürel yapının, suçun gerçekleştiği alanın (bölge, mahalle, vb.) özelliklerinin bilinmesi, onunla ilgili yapılacak önleyici yaida azaltıcıiçalışmaları
dahaidaikolaylaştıracaktır. Çünküieldeki verilerive alansalidağılım ortayaikonulduğunda
onlaimücadele dahaietkili haleigelmektedir. Yapılan birçok araştırmada ortaya çıkan
sonuçlardani biri; çevresinden itoplumsal kabulibekleyenigenç, beğenmediğiibazı
toplumikurallarını yenidenidüzenlemeyeiçalışabilir. Buidurumdaitoplumdan destekleyici bir yaklaşım görmezse suçaiyönelebilir. Bunun dışında değişen
değeriyargıları, hızlı veidüzensizikentleşme, sanayileşme, igöçler, toplumsal
adaptasyonda aksama/uyumsuzluk, yaşanılan ekonomik bunalımlar, gelir durumundaki eşitsizlik, çocuğun ve ailenin eğitimsizliği, aile yapıları gibi ekonomik, sosyo-kültürel ve toplumsal kaynaklı birçok neden de çocuk ve genci suça iten etkenler arasında sayılabilir. Bu etkenler nasıl olurda sosyal bir varlık olan çocuğu suça yönlendirerek onun şiddeteidönük eylemlerdeibulunmasına, iuyuşturucu kullanmasına
ya daikısaca hukukaiaykırıidavranışlar yapmasına neden olur, sorusu bizim bu konuyu
çalışmamıza etken olan noktalardan biridir.
Toplumsal bir olay olan suçun, gerçekleştiği bölgenin de suç üzerinde etkisinin olduğu düşünülerek, bölgeninisosyo-ekonomik veisosyo-kültürel özelliklerinin bilinmesi, suç ve suç türü ile ilgili çalışmaları anlamamızı kolaylaştırmaktadır. Suç türünün bölgesel dağılımı ortaya konulduğunda onunla mücadele de daha etkili hale gelecektir. Bu açıdan suçun ortaya çıkmasında ve araştırılmasında yaşanılan bölgenin sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri önemli bir etkendir. Çocukların suçiişleme
sebepleriniisosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel açıdaniincelemeyi hedefleyenibu araştırma bulgularından elde edileninetice, baştaiaileiolmak üzere, iarkadaşların, ieğitim
veigelir düzeyinin, ikitle iletişimiaraçlarının, iiçgöçlerin, v.b. gibiietkenlerin çocukive gençlerin suç işlemelerinde önemliietkenleriolduğuianlaşılmaktadır.
Çalışmamıza konu olan Ceyhan ilçesinin de yoğunigöç alaniher kentte olduğuigibi sosyo-kültüreliveisosyo-ekonomikiyapısında değişimler meydana
gelerekikozmopolit bir yapı halini aldığını görmekteyiz. İlçede meydana igelen buideğişimleri gözlemler sonucu yorumlamakimümkündür. Buideğişimler;
nüfustaiheterojen biriyapılanmanın olması, isosyal kontrolimekanizmalarınınigiderek zayıflaması, iyoğun göçlerleibirlikte görülenigecekondu bölgeleriyleidiğer
bölgeleriarasında sosyo-ekonomik ve kültürel yapıda önemliifarklılıkların
meydanaigelmesi, vasıfsıziiş gücününiartması, isosyal ilişkilerdeideğişiminigörülmesi,
kenteigöçiedenlerin kenteiuyum sorunlarıiyaşaması şeklindeisıralandırılabilir.
Kentinisosyal yapısındaimeydana gelenibu değişimlerisuç oranlarınıniartmasında
daietkiliiolduğu düşünülmektedir.
Ceyhan ilçesinin aldığı yoğun göçler ve buna bağlı olarak ortaya çıkan olaylar, suçların çeşitlenmesine ve sayısının artmasına neden olmuştur. Özellikle gelir seviyesi düşük bölgelerde yaşanılan işsizlik, kentsel hizmetlerin yetersizliği, aile içi çatışmalar, parçalanmış aileler, kalabalık geniş aileler, ekonomik ve siyasi sorunlar, sokak çeteleri, toplumsal uyumsuzluk, kültürel çatışma, şehir kültürüyle bütünleşememek gibi sorunlar suça zemin hazırlamıştır. Bu nedenledir ki suç olgusunun nedenleri incelenirken bireysel nedenlerin yanında mekânsal ve toplumsal faktörlerin de göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu kapsamda çalışmanın amacı; 12-18iyaşiaralığındakiiçocuklarda görülen
suçun, nedenleri ve türleri araştırılarak, suçun yaşanılan sosyal çevrenin/mahallenin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısı ile ilişkisinin Ceyhan ilçesi örnekleminde araştırılıp tartışılmasıdır. Bu bağlamda ilk olarak “Suç” olgusu teorik anlamda açıklanmaya çalışılarak bu konuda ortaya konulan kuramlar araştırılacak, bu bölümde özellikle yaptığımız alan araştırmasında üzerinde sıkça duracağımız Sosyal Düzensizlik Teorisi ve Etiketleme Teorilerinden bahsedilerek suça etki eden teorik unsurlarla ilgili genel bir okuma yapılmaya çalışılacak, ayrıca Türkiye’de ve dünyada çocuk suçluluğu konusunda yapılan benzer çalışmalar gözden geçirilecektir. İkinci adımda çocuk ve suç olgusu ele alınarak geniş kapsamlı bir literatür araştırması yapıldıktan sonra bu iki
kavramın “çocuk-suç” nasıl olurda bir arada kullanıldığının sebepleri üzerinde durularak suça etki eden kavramlar genel bir bakış açısıyla ortaya konulmaya çalışılacaktır. Burada ortaya konulmak istenen sonuç; çocuğun aile yaşantısı ve içinde bulunduğu sosyal çevre şartlarının çocuğu ne derece suça ittiği üzerine bir araştırma ortaya koymaktır. Üçüncü adımda çocuğun suça karıştıktan sonraki süreçte çocuğun tutuklanması ve cezalandırılma süreçleri ile Türkiye’de çocuk haklarına dair yapılan sözleşmeler incelenecektir. Dördüncü adımda ise çalışmamıza konu olan Ceyhan ilçesinin fiziksel, sosyo-ekonomik ve kültürel özelliklerinden bahsedilerek, Ceyhan ilçesinde 12-18 yaş arası suçlu/suça sürüklenen çocukların ve yoğun olarak karşılaşılan suç türlerinin Emniyet Çocuk Şube Büro Amirliğinden alınan sayısal verileri üzerinden genel bir okuması yapılacaktır.
Araştırmamızın bulguları iki şekilde analiz edilecektir. Bunun nedeni Emniyet Çocuk Şube Büro Amirliğinde 2018 yılı içerisinde ifadesi alınan 461 çocuktan yalnızca 177 çocuğa ulaşılarak görüşme yapılmasıdır. Ayrıca burada bir noktanın altını çizmekte fayda var. 2018 yılı içerisinde her ne kadar hakkında işlem yapılan çocukların genel toplamı 461 olsa da bunlar içerisinde 26 çocuğun yabancı uyruklu (genellikle Suriye vatandaşı) olduğu, 33 çocuğun ise adının farklı aylarda mükerrer etmesi nedeniyle aynı çocuk araştırmaya ikinci defa katılmamıştır. Bu nedenle genel sayımız 402 çocuk üzerinden bir analiz yapılacaktır. Çalışmada Ceyhan ilçesinin 2018 yılı içerisinde çocuk suçluluğundaki risk haritasını çıkarmak ve çalışmanın geçerliliğini güçlendirmek amacıyla bu şekilde bir yol izlenmiştir. Bu nedenle öncelikle Emniyet Çocuk Şube Büro Amirliğinden aylık olarak gelen listeden yola çıkarak düzenlenen tabloda çocukların aylık olarak sayısı, bu çocukların cinsiyeti ve karıştığı suç türleri açısından genel bir okuma ve yorumlama yapılacaktır. Daha sonra ifadesi alınan çocukların isminin ve karıştığı suç türünün yer aldığı aylık listeden alınan bilgiler aracılığıyla MERNİS kullanılarak elde edilen veriler (yaş, cinsiyet, kardeş sayısı, ailenin göç durumu, yaşadığı mahalle) ve karıştığı suç türü ile suçun geldiği ay bilgisayar ortamında
iMicrosoftiOfficeiExcel programına kaydedildikten sonra SPSS programı ile analiz
edilmiş ve varılan sonuçlar tablolar ile görsel olarak verilmiş, elde edilen sonuçlar ile Ceyhan ilçesinin genel durumuyla paralelliği doğrultusunda bir okuması yapılacaktır. İkinci olarak 2018 yılı içerisinde suça karışan 177 çocuk ve ailesiyle ikamet adresinde yüz yüze yapılan görüşmeler sonucunda düzenlenen Sosyal İnceleme Raporu doğrultusunda elde edilen veriler (yaş, cinsiyet, suç türü, anne-baba durumu, çocukta ve
ailede suç öyküsü, göç ve yaşanılan mahalle, v.b.) doğrultusunda alınan bilgiler ilk bölümde olduğu gibi bilgisayar ortamında iMicrosoftiOfficeiExcel programına
kaydedildikten sonra SPSS programı ile analiz edilmiş ve varılan sonuçlar tablolar ile görsel olarak verilecek, ayrıca bazı veriler arasında çapraz sorgulama yöntemleri uygulanıp yorumlanmaya çalışılmıştır. Çalışmamızın bir alan araştırması olması itibariyle çalışmanın geçerliliğini destekleyeceğini düşünerek; ilk bölümde ve ikinci bölümde yer alan tablolar ayrı ayrı olarak daha sonra bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Amaç yaşanılan bölgenin genel şartlarının işlenilen suçun türüne ve yoğun olarak işlenilip işlenilmeme durumuna etkisinin eldeki veriler doğrultusunda incelenerek yaşanılan mekan ve suç türü arasındaki ilişki tespit edilmeye çalışılmasıdır. Son bölümündeiise değerlendirmeiveisonuç kısmıiile araştırmanınigenelibir fotoğrafıiçekilmeye çalışılarakiönerilerleisonlandırılacaktır.
a. Problem
Değişenitoplumsal düzenive aileiyapısı nedeniyleisuça sürükleneniçocuklarınisayısı
giderekiartışigöstermektedir. Günümüzde çocukluk ve gençlik çağında işlenen suçların
gerek Türkiye’de gerek ise dünyada giderek arttığı, bu nedenle sosyolog, pedagog ve psikologların üzerinde sıkça durduğu ve tartıştığı toplumsal sorunlardan biri halini almıştır. Bu nedenle çocuk suçluluğu suçluluk konuları içerisinde ayrı bir öneme sahiptir. Bununla birlikte çocukive gençlerinisuça yönelmeleriniiönlemek kadaritekrar suç işlemlerini
önlemek deioldukça önemlidir. Literatürde, isuça yönelmiş çocuklarıniyaşadıkları
problemlereive/veya sahipioldukları yetersizliklereiilişkin araştırmalariincelendiğinde, bazı
temel probelmelerin veiyetersizlik alanlarınıniolduğuigörülmektedir.
Bu çalışmamızda çocuk suçluluğunuiele alırkenisuça sebepiolabilecek biyolojikive psikolojikifaktörleriikontrol etmeninigüçlüğünün idrakindeiolarak suçaisebep olabilecek sosyaliçevreifaktörleriniiöniplanda tutmayıiuygunibulduk. Buna göre çocuğun içinde
yaşadığı aile, akran gurubu, sosyal çevre, v.b. gibi etmeler incelenerek bunların çocuk üzerinde yarattığı etkiler belirlenmeye çalışılmıştır. Suça iteninedenlerin arasındaiöğrenim
düzeyi, ianneibabanın öğrenimidüzeyi, aileninisosyo-ekonomik durumu, ianne babanın
birbirlerine veiçocuğa olanitutumu, çocuğuniailesininiveiarkadaş çevresininialışkanlıkları,
çocuğuniçevresinde sabıkalıikişilerin olupiolmadığı gibiihususlar değerlendirilmiş ve
bunların ne denli etkin olduğu araştırılmıştır.
b. Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın genel amacı; Ceyhan ilçesinde 2018 yılı içerisinde suçlu/suça sürüklenen 12-18 yaş aralığındaki çocukların işledikleri suç ile Ceyhan ilçesinin genel özellikleri göz önünde bulundurularak bu kişilerin aile ve yaşadıkları sosyal çevrenin sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri ile ilişkilendirilerek bir alan araştırması yapmaktır. Bu bağlamda 2018 yılı içerisinde Ceyhan İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Büro Amirliğine getirilen ve hakkında işlem yapılan 12-18 yaş arası çocuklar ve bu çocuklarda görülen suç türlerinin analizini yaparak Ceyhan ilçesinin Çocuk suçluluğu konusunda “Risk Haritası”nı çıkartmaktır. Yapılacak tespitler doğrultusunda
suçu önleyici çözüm önerileri geliştirerek, suç oranının minimum düzeye indiği bir Ceyhan ilçesi oluşturulmak hedef edinilmiştir.
Buigenel amaçiçerçevesinde; araştırmadaiaşağıdaki sorularaicevapiaranacaktır.
Ceyhan ilçesinde 2018 yılı içerisinde;
1. 12-18iyaş aralığındaisuçlu/suçaisürükleneniçocukisayısı, yoğun olduğu yaş
grubu ve çocukların cinsiyet dağılımı ne şekildedir?
2. Suçlu/suçaisürükleneniçocukların eğitim ve çalışma durumu ne şekildedir?
3. Suçlu/suçaisürükleneniçocukların kardeş sayısı ve ailelerinde yaşanan göç
durumu dağılımıine şekildedir?
4. 12-18 yaş aralığında en çok işlenen suç türleri nelerdir?
5. 2018 yılı içerisinde Suçlu/suçaisürükleneniçocukların işledikleri suç türüne göre
dağılımları ne şekildedir?
6. 12-18 yaş aralığındaki suçlu/suça sürüklenen çocukların yoğun olarak yaşadıkları mahalleler hangileridir?
7. Çocukların yaşadıkları mahallelerin sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri nelerdir?
8. İşlenilen suçların yaşanılan mahallenin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısı ile ilişkisi nedir?
9. Suçlu/suçaisürükleneniçocuklarınianne-baba mesleği durumuine şekildedir?
10. Suçlu/suça sürüklenen çocukların aile durumu (parçalanmış, tek ebeveynli) nedir?
11. Suçlu/suçaisürükleneniçocukların kendisinde veya ailesinde herhangi bir suç
öyküsü durumu var mıdır?
12. Ceyhan ilçesinde 12-18 yaş arasında işlenen suçlar ile ilgili azaltıcı/önleyici yapılabilecek çalışmalar nelerdir?
Araştırmada yukarıda belirtilen soruların cevapları temel alınarak Ceyhan ilçesinde bulunan bölgenin/mahallenin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısının 12-18 yaş arasındaki çocuklarda işlenen suç yoğunluğu ve suç türü üzerindeki etkisi tespit edilerek suçu önleyici öneriler geliştirilerek çocuklarıisuça itenisosyo-ekonomik, kültürel ve toplumsal nedenleri sosyolojikibakışiaçısıylaideğerlendirmektir. Buiçalışmadan elde
duruma yol açaninedenlerin araştırılmasıive önlemesineiyönelik nelere yapılabileceğine
ışık tutmak hedeflenmektedir. c. Araştırmanın Önemi
Ülkemizdeiçocuk suçluluğuylaiilgili pekiçok çalışmaiyapılsaida, her bölgenin
kendine özgüisosyo-kültürel yapıiözellikleri olduğuidüşünüldüğünden, buikonuda dahaipekiçok çalışmayaigereksinim olduğuikuşkusuzdur. Dolayısıyla, araştırmamızın
gelecekte gerek bulunduğumuzikentte, gerekseide ülkemizdeikonuyla ilgiliiyapılacak
incelemelereikatkı sağlamasıibakımından önemliibir çalışmaiolacağıidüşünülmektedir.
Ceyhan ilçesinde suç olgusunun yoğun olarak yaşandığı bölgelerde/mahallelerde farklı sorunlar (Göç alma, ekonomik yoksunluk, işsizlik, okuryazar oranının düşük olması, boş zaman aktivitelerinin olmaması, vb.) ile karşılaşılmaktadır. Şuçlu/suça sürüklenme yaşının günden güne düşmesi suç olgusunun çözümlenmesi gerektiği açısından önemlidir. Suç oranının artışını ve gençlerde görülme sıklığının azaltılması için bireyi suça iten nedenler yaşanılan sosyal çevre koşulları ile birlikte ele alınarak nedenlerinin araştırılması veinedenlerininiçözülmesiiile sorununiortadan kaldırılması bakımından önemiarzietmektedir. Ayrıca 12-18 yaş aralığında olan çocuklar ile yapılan
yüz yüze görüşmelerde verilen cevaplarda çözüme yönelik ipuçları elde edilmeye çalışılarak alınacak önleyici tedbirler açısından önemlidir.
Çocuk ve gençlerin işlediği suç türleri çeşitlilik göstermekle birlikte ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye ve hatta aynı il ve ilçe sınırları içerisinde bulunan mahallelere göre dahi değişkenlik/çeşitlilik gösterebilmektedir. Bu anlamda çalışmamızın kapsamı olan Adana ili Ceyhan ilçesinde İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Büro Amirliğinden alınan sayısal veriler doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucunda Ceyhan ilçesinde suçlu/suça sürüklenen çocuk sayısının giderek arttığı, bunun önüne geçebilmek için geleceğimizin garantisi olacak olan çocukların suça yönelmesinden önce yapılabilecekler hakkında bir tespit ve öneri oluşturulmasına yönelik bir alan araştırması olması açısından önemli bir çalışma olacaktır.
d. Araştırmanın Yöntemi
Bu çalışmada çocuklarda/gençlerde görülen suç oranının ve suç türlerinin, yaşanılan sosyal çevre ile birlikte detaylı olarak analizi yapılacaktır. Bu bakımdan çalışmamızda iki tür yöntem kullanılmıştır. İlki suç istatistikleri ve bu istatistiklerine bağlı olarak sistemden ulaşılan bilgiler doğrultusunda çocuk suçluluğunda yüksek suç oranının görüldüğü mahalleler ve çocuğun yaş, cinsiyet, kardeş sayısı, göç gibi değişkenler tespit edilmiş, bu şekilde Ceyhan ilçesinin 2018 yılı çocuk suçluluğunda risk haritası çıkartılarak, suça elverişli olan bölgeler belirlenmiştir. İkinci olarak görüşme yapılan 177 çocuk üzerinden bir inceleme yapılarak burada çocuk suçluluğunun psiko-sosyal ve ekonomik yönü ortaya konulmuştur. İki şekilde elde edilen bulgular neticesindeisuçlu/suçaisürükleneniçocuklariileiilgiliiyapılabilecek
çalışmalarive suçu önleyiciiçalışmalarıniaraştırılmasıihedeflenmiştir.
Güvenlikibirimine geleniveyaigetirileniçocukların;icinsiyet,iyaş, eğitim durumu,
birlikteiyaşadığıikişiler, aileniniyapısı, eğitimidurumu, ekonomik durumu, göç durumu, daimi ikametleri, ailede suç öyküsünün olup olmadığı, çocuğun işlediği suç türü, güvenlik birimine geliş sayıları açısından incelenmiştir.
e. Sınırlılıklar
Tezikapsamında alaniçalışması olarakiAdana metropolitenikent bütünü içinde
Ceyhan ilçesiiseçilmiştir. Bu nedenle araştırma Ceyhan ilçesi ile sınırlıdır. Çalışmada
çocuk suçluluğunun kapsamı ve sonuçları hakkında araştırma yapılarak çocuk suçluluğunun toplumsaliboyuttakiiönemine vurguiyapmakiamaçlanmıştır. Buinedenle Ceyhaniİlçe EmniyetiMüdürlüğü ÇocukiŞubeiBüro Amirliğinceiifadesi alındıktanisonra CeyhaniSosyal HizmetiMerkezi Müdürlüğüneigönderilen listedeiadı yer alan olay
tarihinde 12-18 yaş sınırları içerisinde bulunan çocuklar ve aileleriyle görüşülerek elde edilen bilgiler (sosyo-demografik, sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri) doğrultusunda çocuk hakkında alınabilecek veya sunulabilecek koruyucu ve önleyici tedbirler kapsamında bireysel derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Araştırmaya katılan çocuklar ile Ceyhan Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü bünyesinde çalışan meslek elemanlarınca hane ziyaretleri yapılarak söz konusu çocuklar ve ailelerin durumu değerlendirilmiş olup elde edilen bilgiler doğrultusunda Sosyal İnceleme Raporu yazılmıştır.
BİRİNCİ BÖLÜM
1. SUÇ İLE İLGİLİ ORTAYA KONULAN TEORİLER
Suçive suçluluğuiaçıklamaya çalışan teorilerinihiçbiri tekibaşına suçiveisuçluluk
olgusunuitüm yönleriyleianaliz edebilmeiözelliğine sahipideğillerdir. Yaniiçok sayıda
suç türününive suçlu profilininibir teorikigörüşün argümanlarıiile açıklanması neredeyse
imkansızdır. Heriteorinin suç veisuçluluğu açıklamadaikullandığı sınırlıidüzeydeki
değişkenler, isuça karşıigeliştirilecek bütüncülibir yaklaşımıizorlaştırmaktadır. Her bir
suçlu profilininikişiliği, kültürü, iyetiştiği çevre, iekonomik koşulları, isuçaibakışı, suç
işleme nedenleriigibi farklılıklar dikkateialındığında, suça ve suçluluğa dair bütünsel bir
yaklaşım geliştirmenin neiderece zor olduğuidaha iyiianlaşılabilir (Aktaran Çakmak, iKızmaz, 2015:7). Bu anlamda suç ile ilgili Biyolojik, Psikolojik ve Sosyolojik
Kuramlardan bahsedildikten sonra Sosyolojik teoriler başlığı altında özellikle bu alana öncülük yapması açısından önemli bir yere sahip olduğu düşünülen yaptığı çalışmalarla kriminolojik çalışmaların temelini oluşturan Şikago Okulundan bahsedilecektir. Daha sonra Durkheim ve Merton’un öncülüğünde adını duyduğumuz Anomi ve Gerilim Teorileri, sonrasında yaptığımız alan araştırmasında üzerinde sıkça duracağımız Sosyal Düzensizlik Teorisi ve Etiketleme Teorilerinden bahsedilerek suça etki eden teorik unsurlarla ilgili genel bir okuma yapılmaya çalışılacaktır:
1.1. Biyolojik Teoriler
Çocukisuçluluğunda kalıtımlaigelen biyolojikietkenlerin egemen olduğunu
savunan Lombroso, iilkikez “doğuştanisuçluluk” kavramınıiortaya atarak suçluların
bedenlerinde “stigmata” adınıiverdiği kusurlarıniolduğunuibelirtmektedir (Yavuzer, 1985:79). Çocuğun anne ve babasından aldığı kalıtsal hastalıkların çocuğun gelecekteki hayatını etkileyeceği düşünülmektedir. Biyolojik teoriler, suç işleyen çocukların kalıtımsal olarakibozukluğuiolan, endokrinidengesizliği bulunanive beyinipatolojisi olanikişiler olduklarınıisavunurlar (İçli, 2009:22). Yani suçlularınibiyolojik veigenetik bakımdanibirbirinden farklıiolduğunuive bu yapılarınifarklılıklarının bireyleriisuç
olaniCesare Lombroso’yaigöre, suçlularibiyolojik bakımdanianormal ve doğuştan
yozlaşmış olanikişilerdir. Onlarıisuç işlemeyeiiteninedenlere, fizikselive kalıtımiyoluyla sahipiolduklarınıibelirtmiştir (Aktaran Yıldırım, Durmaz, 2014).
Bu yaklaşıma göre; suçun temel sebebinin bireyin doğuştan getirdiği özelliklerin olduğunu kabul eder. Yani suçlu olma olasılığının doğuştan getirdiği genetik etmenlerin diğerlerine oranla daha yüksek olduğunu savunmaktadır. Ancak suçluluğu açıklamada tek sebebin biyolojik etmenler olduğunu söylemek suçluluğun tamamını açıklamada elbette yetersiz kalacaktır. Bu nedenle suçun ortaya çıkmasında bireysel özelliklerin yanına toplumsal nedenlerin de açıklanmasında yarar olacağı düşünülmektedir.
1.2. Psikolojik Teoriler
Psikolojik teoriler, suçlu ve suça yönelen bireylerle diğeriinsanlar arasındaibazı
özellikleriaçısındanianlamlıifarklılıklaribulunduğunuisavunurlar. Buifarklılıklar; bireyin
zeka seviyesine göre, empati kabiliyetine göre, haz ve zevklerine göre, iç çatışmaları ve buna göre verdiği tepkilere göre, ahlaki gelişmişlik seviyesine göre değişkenlik gösterebilmektedir (Dolu, 2011:203). Bu teori, yirminciiyüzyılın başlarında ortaya çıkan
ve suçuninedenlerini fizikselinedenlerde değiliruhi nedenlerdeiarayaniteorilerdir. Buiteoriler geneliitibariyle, akıl bozukluğuive suç arasındakiiilişkileri açıklamaya
çalışırken aynı zamanda, zekâieksikliğini de önemliibir suç nedeniiolarakigörmüştür.
Buiteorileri ilkiortaya ataniteorisyenler, suçluların zihinseliolarak kusurluioldukları,
akılihastalığının doğuştanigeçtiğine veiözellikleisuçluların ruhsalibozukluklarının
olduğunuibelirtmişlerdir (Aktaran Yıldırım, iDurmaz, 2014). Örneğin 1911’de
Lombroso tarafından ortaya atılan Epilepsiihastalığı ileisuç işlemeiyatkınlığı arasında
ilkiilişki olduğuidüşünülmektedir. Bütüniepilepsi hastalarınınisuç işlediğiisöylenemezse
bile, suçiişlemişler arasındaiepilepsi hastalarınınifazla olmasıigözdenikaçmamaktadır.
Buinedenle suçlulardaisara hastalığınaiyatkınlığı olduğuisöylenebilir. Uzunisüre saklı
kalmışiepilepsi türlerininiöfke, alkoliveidiğer uyuşturucuiya daiuyarıcı maddelerle açığa
çıkarılmasıiolasıibir durumdur.iHırsızlık, dolandırıcılık, cinayet, yangıniçıkarma
gibiisuçlar böyleibirihastalığın zeminindeikolaycaigerçekleşebilir. “Gözüidönmek”
sözcüğüibir türiepileptikişaşkınlık karşılığıiolarak kullanılanibirisözcüktür (Sürücü &
1.3. Sosyolojik Teoriler
Sosyolojik teoriler, genel olarak suçluluğunitemelinin kültüriçatışmasıiolduğu
varsayımındanihareketiederek, suçlulukiüzerinde etkiieden sosyalive kültüreliçevredeki
kriminolojenikoşullarıiincelemişlerdir. Sosyolojikiteorilerin pekiçoğunda bireysel
farklılık değişkenleriiüzerindeidurulmaz, daha çokidış faktörlereiağırlıkiverilir. Bireylerin suç riski olaninüfus grubuiiçinde değerlendirmesiiyapılır, çünküibu teoriye göre; sosyal veikültürel koşullaribirleşip, bazıigrupların hukukinormlarını ve yasaklarını
onaylamamaya başlayınca riskliigruplar ortayaiçıkacaktır (Sokullu Akıncı, 2002).
Yaniisuç, sosyolojikibakışiaçısına göre sosyaliortamın biriürünü olmasıiaçısından
suçluiolmayan uyumibiçimlerindenisadece özdeiayrılmaktadır. Yaniisosyolojik bakış
açısına göre hasta olan toplumdur.
Sosyolojik teoriler başlığı altında özellikle bu alana öncülük yapması açısından önemli bir yere sahip olduğu düşününelen yaptığı çalışmalarla kriminolojik çalışmaların temelini oluşturan Şikago Okulundan bahsedilecektir. Daha sonra Durkheim ve Merton’un öncülüğünde adını duyduğumuz Anomi ve Gerilim Teorileri, sonrasında yaptığımız alan araştırmasında üzerinde sıkça duracağımız Sosyal Düzensizlik Teorisi ve Etiketleme Teorilerinden bahsedilecektir.
1.3.1. Şikago Okulu
20. yüzyılın başlarında sosyal bilim araştırmalarında öncü bir yol izleyerek bu alanda yapılan araştırmalara yön veren Şikago Okulu, 1892 yılında Şikago Üniversitesinde kurulan, o dönemlerde adı Sosyal Bilimler ve Antropoloji olan ancak asıl olarak Sosyoloji alanında çalışmalar yapan bir bölümdür. Bu bölümde Sosyoloji alanında çalışan bir grup araştırmacı bulunmaktadır (Serter, 2014:68).
Şikago Okulu, suça sebep olarak gösterilen biyolojik ve psikolojik etmenleri ret ederek, suçu insanın içerisinde yaşadığı sosyolojik çevre ve değişkenlerle açıklanabileceğini savunmuştur. Asıl olarak ilk defa çevre ve suç ilişkisini bilimsel yöntemlerle açıklamaya çalışan Belçikalı matematikçi Adolphe Quetelet ile Fransız bir hukukçu olan Andre-Michel Guerry ortaya koymuş olsa da 1900’lerin başından itibaren yoğun bir şekilde etkisini göstermiştir (Dolu, 2011:208).
Adolphe Quetelet, yaptığı gözlem ve araştırmalarda suç ile sosyal faktörler arasında bir ilişki olduğunu tespit etmiş ayrıca mevsimler, iklim, nüfus ve fakirlik ile de aralarında bir bağlantı olduğunu ortaya koymuştur. Yazar, eğitim seviyesi düşük ile fakirler arasında ve nüfus dağılımı heterojen olan güney bölgelerde suç oranının diğer bölgelere göre daha fazla olduğunu bulmuştur. Bu şekilde başlayarak suç-çevre ilişkisini araştıran krimonolijk çalışmalar Şikago Okulu olarak tanımlanan sosyolojik gelenek ile zirveye ulaşmıştır (Dolu, 2011:208).
Şikago Okulu o güne kadarki çizdiği, oturduğu yerden dünyayı anlamaya çabalayan görüntüsünden çıkarak artık daha fazla insan ile iç içe daha fazla insanın hikayesini dinleyerek; insanı kendi yaşam alanı içerisinde incelemeye ve anlamaya çalışan bir görüntü almaya çalışmıştır. Bu şekilde bir yandan insanlarla yaptıkları derinlemesine görüşmelerle insanın hayat hikayesini öğrenmeye çalışırken; bir yandan da çevresel etkenlerden genel istatistikler çıkartarak insanların ortak özellikleri hakkında bilgi edinmeye çalışmıştır. Bu özellikleri açısından şu an ki kriminolojik çalışmaların temelini oluşturmaktadır (Dolu, 2011:209).
Şikago kasabası Amerika’da bulunan o yıllarda (1833) nüfusu 4000 civarında olan küçük bir kasaba iken; bölgeye yapılan yoğun göçler nedeniyle nüfusu yıllar içerisinde katlanarak 1930’lu yıllara gelindiğinde 3 milyon nüfuslu bir şehir halini almıştır. Yoğun bir şekilde başlayan bu göç içerisinde köleliğin kaldırılmasıyla birlikte Amerika’nın güneyinden kuzeyine doğru gelenler dışında özellikle Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden gelen insanlardan oluşmaktaydı (Dolu, 2011:209). Gelen göçmenler daha iyi koşullarda yaşamak ve çalışmak için gelip yerleştikleri yerlerde daha kötü (sağlıksız) şartlarla karşılaşmış, yeni yeni problemler ortaya çıkmıştır. Bu durum zamanla isyanlara, politik eylemlere neden olmuştur. Böylelikle Şikago şehri endüstrileşmeyle beraber gelen yoğun göçlerle ırkçı hareketlere, işsizliğe, etnik çatışmalara, olumsuz yaşam şartlarına, hastalıklara, fakirliğe ve kaçınılmaz bir sonuç olan yüksek suç oranlarının görüldüğü bir şehir halini almıştır. Bu durum birçok araştırmacının bu kent üzerinde çalışmalar, araştırmalar yapmalarına neden olmuştur (Serter, 2014:69). Yoğun göçler ile birlikte ortaya çıkan heterojen yapı ve beraberinde gelen birçok problem Şikago Üniversitesinde görevli Sosyologlar için tam olarak bir laboratuar görevi görmüştür (Dolu, 2011:209). Çünkü buralara göç eden göçmen ve işçi sınıfının mensupları şehrin çevresinde düşük sosyo-ekonomik imkanlara sahip kenar mahallelere yerleşerek buralarda kendilerine has bir kültür oluşturmaktaydı (Başıbüyük
& Karakuş, 2010:71, Sayı:2). Bu da Şikago Üniversitesindeki sosyologların inceleme yapmak üzere iştahını açmış ve bu konu üzerinde uzun yıllar incelemeler, araştırmalar yapılmış, bu bakımdan şu an ki çalışmaların temelini oluşturması açısından da önemli bir yere sahiptir.
1.3.2. Anomi ve Gerilim Teorisi
Durkheim’in ortaya çıkardığı anomi kavramı ile bu kavramı geliştirerek sonrasında gerilim teorisini ortaya çıkaran Merton’ı aynı başlık altına incelemeye çalışarak konunun bütünlüğü korunmaya çalışılacaktır. Çünkü anomi ve gerilim teorileri birbirinden farklı ancak birbiriyle ilişkili teorilerdir.
Anomi ve gerilim teorileri, genel olarak insanın doğuştan iyi bir karaktere sahip olduğunu, normal durumlarda ve koşullarda toplum yaşamını düzenleyen kurallara uyma eğiliminde olduğunu düşünmektedir. Bu kuramlara göre; insanda doğuştan suç işleme eğilimi yoktur ancak insanın kendi kontrolü dışındaki dış etkenlerin katkısıyla davranışları değişir ve şekillenir. Bu teori; makro düzeyde toplumsal yapıyı esas alır ve neden bazı toplumlarda suç oranlarının diğer toplumlara kıyasla daha fazla olduğu sorusunun cevabını ararken diğer taraftan gerilim teorisi ise; suç sorununa mikro düzeyde yaklaşarak neden aynı toplum içerisinde bazı bireylerin diğerlerine göre daha fazla suç işledikleri sorusuna cevap arar (Karğın, 2016:59-60). Her iki kuramın birbirinden ayrıldığı nokta biri toplumsal olaylara makro düzeyde bakarken; diğeri mikro düzeyde ele alarak suç sorununu nedenlerini çözmeye çalışmaktadır.
Mevcutiaraçlarla belirtilenihedeflere herkesiniaynı şekildeiulaşması mümkün
olmadığından, sapkın davranışlar ortayaiçıkabilmektedir. Bu bakımdanianomi, belirli biristatüye sahip olanlarınitoplumun hedeflerineikolayca ulaşabilmesineirağmen, bu
durumdaiolmayanların aynıihedeflere ulaşmalarınınizoriveya imkansıziolmasından
doğanizorlukların sonucuiortaya çıkan biridurumdur. Çünküimeşru yollarlaibu hedeflere ulaşamayan kişiler, iihmal edilmişlikidurumlarıikaldırılmadığında, büyükibiriihtimalle, buiamaçlaraiulaşmakiiçinigayri meşruiyollara başvurarakisapıcı davranışlara yöneleceklerdir (Demirbaş, 2019:56-71). Buna göre Merton’uni “GerilimiTeorisinin”
temeliniitoplumsal hedefleriile buihedefleri gerçekleştirmekiiçin gerekliiolan araçlar
arasındaki tutarsızlıkiveigerginlikler oluşturmaktadır. Yani Gerilim Teorisi, toplum
gideniyollar arasındakiiuyuşmazlıklar sonucuiortayaiçıkan “gerilim” durumunuisuçu,
psikolojikiya da biyolojikiözelliklerin biriürünüiolmaktaniçok, kültüreliamaçlar vei
örf-adetleriarasındakiiilişkiden hareketleiaçıklamayaiçalışmaktadır.
Durkheim’e (1979) göre insanın bitmek tükenmek bilmeyen arzuları ve ihtiyaçları vardır, bu isteklerine ulaştığında daha iyisine ve fazlasına ulaşmak için kamçılandığını, arzu ve ihtiyaçlar noktasında doymak bilmeyen bir iştaha sahip olduğunu varsayar. İnsanoğlunun bu arzu, iştah ve dürtülerinin baka bir mekanizma veya sistem tarafından kontrol altına alınmadığı durumlarda bunları elde edebilmek için meşru olmayan yol ve yöntemlere başvurabileceğini ifade etmiştir (Dolu, 2011:302). İşte tam bu noktada Merton, (1968) Durkheim’ın anomi kavramını kullanarak toplumsal yapıdaki çarpıklık ve eşitsizliklerden dolayı insanların arzuladıkları maddi zenginlik hedeflerine ulaşabilmek için gereken imkân ve fırsatlardan mahrum olmaları veya engellemeleri sonucunda, yani toplumsalihedeflere ulaşabilmedeimeşru yolive araçların
engellenmiş veyaibloke edilmişiolduğu zamanlardaitüm bunları eldeiedebilmek için
gayriimeşru yolive yöntemlerleihedeflerineiulaşmaya çalışabilecekleriniibelirtmiştir
(Karğın, 2016:93).
Toplumsal düzene baktığımız zamaniyasal fırsatlaraiulaşabilmek içiniçok
sayıdaiengelibulunmaktadır, meselaialt sınıflarıniamaçlarına ulaşabilmeleri, dolayısıyla
üst sınıflaraidoğru hareketiedebilmeleri içinikültürifarklılıkları, ekonomikiterslikler, kaynaklarınisınırlı olması gibiibirçok engelibulunmaktadır. Düşük sosyo-ekonomik
duruma sahip bir ailede yetişen biriçocuğun ailesiitoplumsal yapıiiçinde düşükibir statüdeiolduğu süreceidaha fazlaimiktarda problemleiyüzleşmesi dahaimuhtemeldir.
iÖrneğin, altisınıflardaniailelerin, ortaisınıftan olaniailelerin sosyalleşmeişekillerine,
değerlerineive eğitimidurumuna ulaşmaiimkanı dahaigüçtür. Bu noktada belirliibir statüyeisahipiolanlar, toplumunikoyduğu hedeflereimeşru yollardanikolayca ulaşabilirlerken, buna sahip olmayanlar, iaynıihedeflere meşruiyollardan ulaşmakta
zorlanmaktadırlar. İşteianomiisöz konusuigüçlüklerin, suçlulukida sözikonusuianomik sosyaliyapınınibirisonucuiolarak ortaya çıkan bir durumdur. Çünkü meşru yollarla bu
hedeflere ulaşamayan kişiler, gayri meşru yollar deneyerek hedefe ulaşmaya çalışacaktır (Çiftci, 2008:29). Bu durum özellikle düşük sosyo ekonomik düzeyde olan kişilerin elinde bulunmayan imkanlara meşru yollarla ulaşamayınca gayri meşru “hırsızlık, gasp” gibi yollarla elde etmeye çalışmasına neden olacaktır.
1.3.3. SosyaliDüzensizlikiTeorisi
Şikago Üniversitesinde görevli iki araştırmacı olan Clifford Shaw v Henry McKay, Park ve Burgess’in 1925 yılında ortaya koydukları “Yoğunlaşma Bölgeleri Modeli” ni (şehrin dairesel bölgeler halinde 5 dalgadan oluşan bir yapıda olduğunu, dağılım yoğunlukları birbirinden farklı olan bu bölgelerin farklı demografik, ekonomik ve sosyal özelliklere sahip olduğunu savunur) geliştirerek şehir ve suç arasında bir ilişki olduğunu, şehirlerde yaşanan düzensizliğin suçun kaynağını oluşturduğunu savunmaktadır. Bu amaçla 1942 yılında “Çocuk ve Gençlik Suçluluğu ve Şehir Bölgeleri” adlı çalışmasında Cook Ny Çocuk Mahkemesine gönderilen suça sürüklenen çocuklar ile Cook Ny Hapishanesi’nden ulaşılan bilgiler kullanılarak 30 yıllık bir araştırma ve takip yapılmıştır. Araştırma boyunca elde ettikleri bilgilere göre; yerel şartlar ile suç arasında doğru bir ilişki olduğunu (suç oranının az ve çok olduğu yerlerde sosyal, kültürel ve ekonomik özelliklerin de farklı olduğunu) ortaya koymuşlardır (Dolu, 2011:210-212).
Shaw ve Mckay (1972) uzun süreli yaptıkları çalışmalarda şunu gözlemlemişlerdir: Bir bölgede yaşayan insanların zaman içerisinde yer değiştirmesi yani ırksal ve etniksel olarak o yerdeki insanların kompozisyonunun tamamen değişiklik göstermesine rağmen burada görülen suç oranlarında herhangi bir değişiklik (artış-azalış) olmadığını, suç oranlarının sabit kaldığını gözlemlemişlerdir. Üstelik buralardan farklı bölgelere göç eden insanların gittikleri bölgede suç oranlarında herhangi bir değişikliğe sebep olmadıklarını fark etmişlerdir. Yani Shaw ve Mckay suç ve suçluluğun belli bir etnik yapıya, gruba, kişisel özelliklere bağlı olarak ortaya çıkmadığını, suç üzerinde çevresel faktörlerin daha çok etkili olduğunu tespit etmişlerdir. Bu tespit o döneme kadar genel bir kanı olan suçun bireysel ve psikolojik yönü üzerinde yoğunlaşan yaklaşımların aslında yeterli olmadığını, bunların yanında kişinin içinde yaşadığı sosyal çevrenin ve buradaki değişkenlerin suç ve suçluluğu etkilediğini ortaya çıkarmıştır (Başıbüyük & Karakuş, 2010:73-74, Sayı:2).
Shaw ve Mckay (1972)’e göre belirli bölgelerde yaşayan insanlar arasında doğru ve yanlış davranışın ne olduğu, suçun o toplumdaki görünümü (onay-ret), o toplumda ortak kanaati zorlaştırdığı için uzlaşmazlığı ortaya çıkaracağını ve bu durumun o bölgede sosyal kontrolü sağlamayı zorlaştıracağını düşünmektedirler. Bu bölgede doğup
büyüyen, sosyalleşen bir birey bu davranışları içselleştirdiği için bunu gelecek kuşaklara kolaylıkla taşıyacak, bu şekilde o davranış yaygınlık kazanacaktır (Başıbüyük & Karakuş, 2010:75, Sayı:2). Kısacası sosyal kontrolün sağlanamaması durumunda tıpkı usta çırak ilişkisinde olduğu gibi; gençler çocukları, yetişkinler gençleri eğitip yetiştirerek bu durumun sürekli olarak kendisini tekrar etmesine ve yeni suç ve suçlulardan oluşan bir nesil yetiştirmesine neden olacaktır (Dolu, 2011:216). Ayrıca bu kişiler isteklerini karşılamak istediklerinde meşru yolların kapalı olması halinde gayri meşru yollara (suç) başvurmaktan çekinmeyecektir. (Örneğin elde edemediği bir malı hırsızlık yaparak kazanmak onlar için normal bir davranış olacaktır.). Hatta bu bölgelerde suç işlemenin itibar kazanmak gibi bir işlev aldığı durumlarda yaşanmaktadır (Başıbüyük & Karakuş, 2010:75, Sayı:2).
Sampson ve Groves (1989) yaptıkları araştırmalarda Shaw ve McKay’ın analiz ve ölçümlerinde eksiklikler olduğunu iddia etmişlerdir. Bu konuda yaptıkları çalışmalarda öncelikle sosyal düzensizliği (ekonomi, aile, nüfus, şehir, v.b.) tanımlayarak başlamışlar, daha sonra geleneksel sosyal kontrol mekanizmaları üzerinde çalışarak toplumdaki kontrol ve düzeni sağladığını düşündükleri bu faktörleri ayrı ayrı incelmişlerdir. Onlara göre; suçun doğrudan ortaya çıkmasına neden olan faktörün sosyal düzensizlik olmadığını, asıl olarak sosyal kontrol mekanizmalarının çöküntüye uğradığını daha sonra suçun ortaya çıktığını savunmuşlardır. Yani sosyal düzensizliğin tetiklemesi sonucu sosyal kontrol mekanizmasının yıkılması ve bunun sonucunda suçun ortaya çıkmasıdır. Ayrıca sosyal düzensizlikte tanımladığı değişkenlerin (ekonomi, aile, nüfus, v.b.) bireyler arası ilişkileri etkileyerek arkadaşlık ilişkilerinin bozulmasına, ailenin çocuk ve gençler üzerindeki denetiminin azalmasına sebep olarak bireyleri birbirlerinden uzaklaştırarak birbirlerine yabancılaşmasına neden olmaktadır (Dolu, 2011:217-218).
Sampson ve Wilson (2003) ise yaptıkları gözlem ve çalışmalarda sosyal düzensizliğin nedeni olarak etnisite ve ırka dayalı ayrıştırmalar olduğunu savunmaktadırlar. Onlara göre ırk ve şiddet içerikli suçlar arasındaki ilişkiyi ekolojik bakış açısıyla insanların kendi yaşadıkları alan içerisinde incelemek gerektiğini, insanın içerisinde bulunduğu mahrumiyet ve dezavantajlı durum ve sosyal izolasyonun sosyal organizasyon üzerindeki etkilerinin suça neden olabileceğinden bahseder. Yani burada bahsettiği durum bir bölgede görülen eşitsizliğin diğer bölgeleri de etkilemesidir. Söz gelimi; bir şehirde aynı sosyo-ekonomik yapıya sahip ailelerin şehrin belirli
bölgelerinde bir arada yaşayarak, burada ortak yaşam tarzları ve kurallar belirlemesidir. Buradaki kurallar ve yaşam tarzları açısından diğer bölgelerden farklılık göstererek ayrılır. Bu ayrışma, bakış açısı ve değerlendirme suç teşkil eden davranışlar üzerinde de etkili olacaktır. Örneğin; sosyo-ekonomik durumu ve yaşam kalitesi daha düşük olan bir bölgede uyuşturucu kullanmak, satmak, hırsızlık, kavga etmek gibi durumlar normal karşılanabilirken, yaşam kalitesinin daha yüksek olduğu başka bir bölgede bu durum anormal karşılanmakla beraber tepki verilen, tasvip edilmeyen davranışlar olabilmektedir. Dez avantajlı olan toplum yapısında model alabilecekleri kişi ve davranışların olmaması nedeniyle buralarda farklı bir kültürel yapı ve sosyal algı ortaya çıkarak sosyal kontrol mekanizmalarının yok olarak suça hazır ortamlar oluşturmaktadır (Dolu, 2011:218-220).
Bursik ve Grasmick (1993), bir bölgede yerleşik olarak yaşayan ailelerin burada suç tehdidi olmadan huzurlu bir şekilde yaşayabilmesi için bu bölgelerde ortak kanaatte buluşmaları gerektiğini savunmaktadırlar. Onlara göre; bir bölgede mahalleler arasında görülen suç korkusu ve suç oranları arasındaki farkın bu bölgelerde yaşayan (mahalle sakinleri ve dışarıdan gelenler) insanların ortak kanaatte buluşmamaları ve hareketlerini kontrol edebilme yeteneklerinin olmamasına bağlamaktadır. Yani ortak hareket tarzı ve ortak bilincin oluşturularak o bölgede yerleşik yaşayan ve dışarıdan gelenlerin davranışlarını bu ortak bilince göre kontrol ederek güvenli ve huzurlu bir yerleşim alanı oluşturulabileceğini savunmaktadırlar (Başıbüyük & Karakuş, 2010:81, Sayı:2).
Toplumsal olarak ilerleme sağlanabilmesi için toplumda uyum ve düzenin sağlanması gerektiği, bunun da sosyal kontrol mekanizmasının harekete geçirilmesiyle mümkün olduğu düşünülmektedir. Bu bakımdan Sosyal Kontrol Teorisyenleri bireyin kendisini veya bireyin dışında olan sistemlerin onu kontrol altına almasıyla suçlu davranışın önlenebileceğini savunmaktadır. Yaşadığımız toplumsal düzen içerisinde bazen yapmak istediklerimizle toplumsal düzen kuralları çatışabilir. Bu noktada insan için önem taşıyan ‘aile fertleri, toplumsal normlar, inançlar’ gibi unsurlar kişiyi suçtan alıkoyarak suçun en az şekilde görülmesini sağlayabilmektedir (Dolu, 2011:267). Çünküibireylerin; iaile, okuliveiarkadaş gibiigeleneksel kurumiveyaiunsurlara bağlılık düzeylerinin güçlü olması, kişiyiisuça karşıikoruyucu veiengelleyiciibiriişleviolarak görülmektedir. Benzeribiçimde; sözikonusu gelenekselikurumlara olan bağlılık
düzeylerinin zayıflılığıiölçüsünde de, bireylerinisuç işlemeiolasılıklarıiartmaktadır.
saygınıniazalmasıikişininisuç işlemeioranınıiarttırmaktadır (Bal, 2004). Kısacası;
suçların en etkin biçimde önlenebilmesi veya minimum düzeye indirilmesi için kişiyi aileden başlayarak toplumla güçlü sosyal bağları olan fertler haline getirerek şiddetten, baskıdan ve zorbalıktan uzak bir kültür sağlaması açısından önemli bir kontrol teorisidir (Dolu, 2011:296).
1.3.4. Etiketleme Teorisi
Bu teorinin kaynağı Şikago Okulundaki sembolik etkileşim görüşüne dayanıyor ve daha sonraki zamanlarda birçok Kriminolog ve Sosyolog’u da etkileyen bir teoridir. Özellikle sosyal bilimlerde sıkça kullanılan bir kuramdır. Önde gelen isimleri arasında Lemert, Becker, Shart ve Nye vardır. Bu teoriye göre; bir defa suça karışan birey toplum ve yasalarca etiketlenerek, toplumda öteki durumuna düşecektir. Bu etiketi tüm hayatı boyunca üzerinde taşımak zorunda kalan birey buna tepki olarak tekrar tekrar suça karışacaktır. Yani toplumun birey üzerinde bıraktığı olumsuz etki bireyi isteyerek veya istemeyerek suça yönelterek teşvik edecektir (Öter, 2005:33-34).
Lemert (1972), ortaya koyduğu Etiketleme kuramı’nda toplumun suça sürüklenen çocuğa yönelik olumsuzitepkilerinin kişiyiidaha fazlaisuça yönledirdiğini
öne sürmektedir. Ebeveyniyaida sosyaliçevresi tarafındanisapkın olarakiadlandırılan
bireyinialgısıiçarpıtarak kendisindeisapkın imajigeliştirmesine ve buiolumsuz imaja uygun davranışlarlaisuça yönelmesineinedeniolacaktıır (Güler, 2010:359). Buiteori bireylerinietiketlenmelerinin onlarınisuç işlemeisüreçleri üzerindeietkili olduğu
varsayımı üzerineioturmaktadır. Yani suç işleyerek toplumdan bazı noktalarda ayrılan
bireyin, bunun üzerine toplumda suçlu olarak yaftalamasının bu ayrışmayı daha da arttıracağını, bu durumun kişinin ileriki zamanlarda tekrardan suça yönelmesine neden olacağını tahmin etmektir (Dolu, 2011:384). iBuna göre suçluiolma süreciibireyin; “etiketlenmesi”, i“dışlanması” vei “şikâyet edileniözelliklerinin pekiştirilmesi” şeklinde
işlemekte ve pekişmektedir (Bal, 2004:21). Buinedenleisuçun nasılibir sosyal etkileşimin ürünü olduğunu göstermeyeiçalışmak amacıylaiortayaikonulanibir kurmadır. Onlara göreiinsanlar, öğretmenler, ipolisler, ikomşuları, ebeveynleri ve
arkadaşları kısacasıiçevresi tarafındanibu şekildeietiketlendikleri içinisapmış
veyaisuçluiolurlar (Çiftci, 2008:17). Mesela herhangi bir suça bir defa karışmış bir kişi