• Sonuç bulunamadı

Hocam Sedad Hakk Eldemi Anarken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hocam Sedad Hakk Eldemi Anarken"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

33

Girifl

Sedad Hoca ile karfl›laflmadan önce -ilginç bir rastlant› eseri- onun 1940 y›llar›nda Ankara’da projelendirdi¤i önemli bir eseri ile tan›flt›m, hatta içinde bir y›la yak›n bir sürede yaflad›m. Çünkü Akademi (GSA) s›navlar›na girmeden önce Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi, Matematik Bölümü’ne iki sömestr devam etmifltim.

Bu arada içgüdüsel bir flekilde mimariye ilgi duymaya bafllam›flt›m. Üst kat›m›zda oturan bir a¤abeyin Teknik Resim Kursu’nda çizdi¤i föyleri, geceleri ayd›ngere kopya çekiyor; karfl›m›zdaki apartmanlar›n ve hayali villalar›n cephelerini ölçekli olarak çizmeye çal›fl›yordum.

Ertesi y›l 1958’de, ikincilikle girdi¤im Mimarl›k Bölümünde befl buçuk y›l “ö¤rencilik”, yedi y›l “asistanl›k”, iki y›l “ö¤retim görevlili¤i” ve on y›la kadar da “meslektafll›k” dönemini eklersem, Sedad Bey ile 25 y›la yak›n bir beraberli¤imiz oldu¤unu görüyorum.

Sedad Bey’i önce okul ve daha sonra ifl ortam›nda da yak›ndan tan›m›fl olmak benim için gerçekten çok büyük bir flans ve ayr›cal›k olmufltur.

‹flte -çeyrek yüzy›l› bulan- ve meslek yaflam›mda benim için çok özel bir önem tafl›yan bu süreçten belle¤imde kalan baz› kareleri ve gözlemleri bu vesile ile gerek ö¤renci ve gerekse genç meslektafllar›mla paylaflmak istedim.

Sedad Hoca ile ilgili gözlem ve an›lar›m yukar›da belirtti¤im s›rada, üç etapta aktar›lm›flt›r:

• Ö¤rencilik dönemim (1958-1963 aras›) • Asistanl›k ve ö¤retim görevlili¤i

dönemim (1963-1969 ve 1970-1972 aras›)

• Meslektafll›k dönemim (1973-1983 aras›) Ancak, flunu da belirteyim ki bu

yaz›mda onun daha çok insan iliflkileri yönünü aktarmaya a¤›rl›k verece¤im; çünkü mesleki performans› üzerine yeterli düzeyde çok fley yaz›ld›, çizildi ve tart›fl›ld›.

Y. Mimar Köksal ANADOL 1963 y›l›nda Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu. Ayn› y›l Rölöve – Restorasyon Kürsüsünde Prof. Sedad Hakk› Eldem’in asistan› oldu. Asistanl›ktan 1969 y›l›nda ayr›ld›¤› Kürsü’de daha sonra 1970-71 y›llar› aras›nda ö¤retim görevlisi olarak çal›flt›. Galata Kulesi, Cezayir’de Barbaros Burcu, Taflk›flla Binas›, Mostar Köprüsü Temel ve Beden Duvarlar› Güçlendirmesi, Darphane Binalar›, Adile Sultan Saray› vb. restorasyonlar› gerçeklefltirdi. Halen 43 y›l önce kurdu¤u Yap› Merkezi’nde Baflkan Vekilli¤i görevini sürdürmektedir.

Anarken…

Y. Mimar Köksal Anadol (DGSA)

(2)

‹nsan iliflkilerinde kiflisel boyutun a¤›rl›k kazand›¤› ve ayn› zamanda ikili iliflkiler söz konusu oldu¤u için, bu yaz›da yer yer kendimden de söz etmek zorunda kal›rsam okurlar›n beni anlay›flla karfl›layacaklar›n› umar›m.

Ö¤rencilik Dönemim (1958 – 1963 Aras›)

Temel bilgiler almakla geçirdi¤imiz birinci y›l›n sonunda galiba direkt geçen tek ö¤renci ben olmufltum. Bütün sanat dallar›ndaki ö¤rencilerinin bir arada yak›n iletiflim kurabildi¤i Akademinin o büyüleyici atmosferinde bu gerçekten bir baflar› say›labilirdi. Ama bu baflar›y› ilerleyen y›llarda Ö¤renci Derne¤i Baflkan› seçilince, Akademi Balosu’nu düzenleme; ö¤renci eylemlerine ve mitinglere kat›lma derken, aynen sürdüremedim ve ikinci projemi bir sömestr geç bitirmek zorunda kald›m. Bu proje de -aksi gibi- Sedad Bey’den ald›¤›m, Tophane’de bir Kültür Merkezi düzenlemesi idi…

1961 y›l› yaz tatilinde, ‹AESTE kanal› ile Stuttgart’a giderek, Baden Wüttemberg Eyaleti Bay›nd›rl›k Bakanl›¤›’n›n

Mimarl›k Bürosunda 4,5 ay staj yapt›m. fiantiye stajlar›m› ise iki y›l üst üste Karamürsel NATO üslerinde yapt›m. ‹lk y›llarda Sedad Bey’in yap› dersini al›rken, kendisi ile derslerde çok iyi ve mesafeli bir iletiflim kurmufl ve çok yararlanm›fl idim. Kendisinden bir proje daha alarak; onun strüktür esteti¤i ve optimizasyonundaki s›rlar›n› ve tasar›m sürecinde izledi¤i yol haritas›n› çözmeyi kafama koymufltum. Bu arada, Sedad Bey’den proje alanlara, okulda biraz ac›ma duygusu, biraz kuflku; biraz da g›pta ile bak›ld›¤›n› da belirtmek isterim.

Beflinci proje olarak Sedad Bey’den ald›¤›m konu, Kandilli K›z Lisesi’nin bulundu¤u Adile Sultan Saray›’n›n yan›nda bir oditoryum binas› idi. Bu tarihi esere kontrast olarak modern bir konseptte ele ald›¤›m bu proje, zaman›nda ve iyi bir notla sonuçland›. Hocan›n modern mimari konusundaki katk›lar›ndan da çok yararland›m. Sedad Hoca’ya b›rakal›m ö¤renci olarak, ö¤retim üyesi olarak bile ulaflmak, bir fikri tart›flmak üzere iletiflim kurabilmek çok zordu. Bu son proje birbirimizi daha iyi tan›mam›z› sa¤lad›.

O zamanlar onun hakk›nda yay›nlar -ve bugünkü internet olanaklar› da- olmad›¤› için çok merak etti¤imiz kiflili¤ini anlayabilmek, tan›mlayabilmek için, bizden önceki a¤abeylerimiz ve ablalar›m›zla konuflmalar›m›z s›ras›nda parça-buçuk edinebildi¤imiz bilgilerle ve duydu¤umuz anektodlarla mozai¤i tamamlamaya çal›fl›rd›k.

Hoca disipline, karfl›l›kl› sayg›ya çok önem verirdi. Mant›ks›z söz ve önerilere asla tahammülü yoktu. Karfl› taraf› kendi paradigmalar›na uygun buldu¤u takdirde daha samimi davran›r, hatta kendine özgü üslubu içinde -bazen- espriler bile yapard›. Görgü kurallar›na ayk›r› davran›fllar› ve hareketleri kendine özgü mimikleri ile a¤›r bir flekilde k›nard›. Bazen böyle hareket-lerini saptad›¤› ö¤rencilere takar, i¤neleyici esprilerini onun üzerinde yo¤unlaflt›r›rd›. Bu da onun belki bir e¤lence ve deflarj yöntemi idi. Ama onun bu afl›r› perfeksiyonist tutumunun ö¤renci arkadafllar›m›z kadar ö¤retim üye ve asistanlar› da tedirgin etti¤ini gözlemliyordum.

1Ne ilginçtir ki, bahçesinde proje

yapt›¤›m›z Adile Sultan Saray›n›n, 1986 yang›n›ndan sonra, 1998-2005 y›llar› aras›ndaki restorasyonu kuruluflumuza k›smet olmufltur.

(3)

35

Ne olursa olsun, onun ölçülü ve zarif

kiflili¤i -ö¤rencilik y›llar›nda- ço¤umuzu etkilemifl ve onu gözlerimizde gerek insani, gerek mesleki yönden bir “idol” haline getirmiflti. Ve onun Akademi’de bulunmas›n›n okul ad›na çok büyük bir flans ve kazan›m oldu¤unu herkes kabul ediyordu.

Bu arada ö¤rencili¤im s›ras›nda Hamdi fiensoy Hoca kanal›yla onun Hilton Oteli’ndeki döner bahçe merdiveni ve dekoratif balkon parmakl›klar›n›n uygulama detaylar›n› çizmifl oldu¤umu, buna karfl›l›k hayat›m›n ilk çekini (500 lira) kazand›¤›m› hat›rl›yorum. Gerek rölöve dersinde gerekse projede gösterdi¤im performans Sedad Hoca’n›n dikkatini çekmifl olacak ki, mezun olduktan hemen sonra kendisinden bir asistanl›k teklifi ald›m.

Asistanl›k Dönemim (1963-1969)

1963 Haziran döneminde mezun olduktan bir-iki hafta sonra “Asistanl›k” teklifi okul kanal› ile geldi. Çok sevindim ve onurland›m. Hâlbuki ben o günlerde önce askerlik görevimi tamamlamay› düflünüyordum... Çok k›sa bir durum de¤erlendirmesinden sonra bu teklifi kabul ettim ve okuluma tekrar geri döndüm, ama bu sefer masan›n öteki taraf›na…

Sedad Bey’le Kürsüde ilk

görüflmemizde çok heyecanland›m. Hoca k›saca benden ne gibi görevler bekledi¤ini, rölövede hiç yard›mc›s› olmad›¤›n›, kürsü imkânlar›n›n k›s›tl› olmas›ndan dolay› at›l›m yap›lamad›¤›ndan dert yand›. Sonuçta –yanl›fl hat›rlam›yorsam- 270 TL maaflla ifle bafllad›m.

O zamanki ad› ile “Rölöve Kürsüsü”nde bir Hoca bir de ben vard›m. Yap› Kürsüsünde ise Hamdi fiensoy Hoca ile asistan› Gündüz Gökçe vard›. Yani k›sacas› bafllang›çta nüfusumuz pek kalabal›k de¤ildi.

Kürsüdeki odamda eski model, genifl çekmeceli Rölöve Arfliv Dolaplar›, iki büyük masa, dört ahflap tabure ve bir çelik evrak dolab› vard›… Bütün donan›m›m›z bu idi, fakat buna karfl›n pencerelerimiz dünyan›n en güzel denizine aç›l›yordu. Özellikle sabahlar› mart› 盤l›klar›, güneflin ilk ›fl›klar›n›n dalgalarla oynaflmas› insana yaflam sevinci veriyordu… Her gün yeni bir flevkle adeta uçar ad›mlarla kürsüye geliyor, mevcut dokümanlar›n› ve arflivi düzenliyor, ö¤rencilerle hafl›r neflir oluyordum. Özetle yaflam›mda çok mutlu bir döneme girmifl oldum.

Sömestrlerde ifllenecek rölöve konular›n› Hoca ile beraber sapt›yor, ö¤rencilere da¤›l›m›n› ben yap›yordum. Baz› tarihi eserlere -daha kolay adapte olmalar›n› sa¤lamak için- ö¤rencilerle birlikte gidiyordum.

Onun rölöve tashihlerini izlemek ayr› bir zevkti. B›rak›n ‹stanbul’u -ki bazen çevre illerde de rölöve çal›flmas› yap›ld›¤› olurdu- baflka bir ildeki bir ahflap köflkün bahçesindeki sedir a¤açlar›n›n say›s›n› ve yerini bilir ve binadaki hatal› çizimlerin fark›na an›nda var›rd›… Geleneksel mimarl›k eserlerine bu derecedeki hâkimiyeti, hiçbir Hoca’da görmedim. Bu rutin akademik etkinlikler 1969 Ekim ay›nda istifa etti¤im tarihe kadar muntazaman devam etti. Yüzlerce eser belgelendi, arflive al›nd›. Tabii -belirtmeye gerek yok- o zaman AutoCAD’ler-dijital

Resim: 1 Resim: 2 Resim: 1 Köflkler ve Kas›rlar 1 (1968) Resim:2 Rölöve I (1968)

(4)

kameralar yoktu, her fley manueldi… ‹ki misli efor sarf ediliyordu.

Ö¤retim etkinliklerinin yan› s›ra kürsüde katk› koymaya çal›flt›¤›m ikinci konu “Yay›nlar” olmufltur. Arflivde çok de¤erli rölöveler vard›. Bir gün Hoca’ya “bunlar›n bir k›sm›n› yay›nlayamaz m›y›z?” diye sordum. Hoca; çok iyi olaca¤›n› fakat daha önce haz›rl›klar› bafllam›fl bulunan ve 1943-44 y›llar›nda 40-50 sayfal›k bask› ifllemi yar›da kalm›fl ve yay›nlanmam›fl bulunan “Hâkim Elemanl› Eklemli Kas›rlar” isimli bir çal›flmas› oldu¤unu belirtti. Bu çal›flmay› geniflleterek “Köflkler ve Kas›rlar” ad› alt›nda 20 y›ld›r yay›nlamay› düflündü¤ünü söyledi. Sonuçta bafllamaya karar verdik. Ama o zamanki bask› teknikleri son derece ilkel idi. Metinler linotip denen (daktiloya benzer) makinelerde yaz›l›r, kurflundan sat›r-sat›r dökülürdü. Sonra bu kurflun bloklar kal›plarda bir araya getirilerek sayfa oluflturulurdu. Resim basmak ise ayr› bir dertti. Resimlerin önce negatif filmleri çekilir. Daha sonra bu filmler, kimyasal madde sürülü çinko levhalara tafl›n›r, klifleler elde edilirdi. Bu klifleler metinlerin yan›na monte edilerek mizanpaj dedi¤imiz sayfa kal›plar› haz›rlanm›fl olurdu. Bu sisteme “Tipo” bask› denirdi. Daha sonralar› “ofset” ç›kt›, flimdi de dijital teknolojiler devreye girince bask› ifli çok kolaylaflt› ve h›zland›.

Konuya dönersek, Sedad Hoca’n›n tez canl› karakteri, insan iliflkilerinde zaman zaman k›r›c› ve anlafl›lmaz tutumu ile yukar›daki bask› usta ve iflçileri ile diyalog kurabilmesi mümkün de¤ildi. Zaten 20 y›l önceki bask› giriflimi her-halde bu onulmaz iletiflim kazalar› (!) yüzünden yar›da kalm›flt›.

Neyse, ben 1964 y›l›ndan itibaren bas›lacak görsel malzemeleri ve metinleri hocadan parti parti alarak, bas›l› formalar› oluflturmaya bafllad›m. Orijinal çizim ve dokümanlar›n kaybolmadan, zarar görmeden Hoca’ya geri getirme sorumlulu¤u ve tedirginli¤i iflin en zor k›sm› idi. Bazen bir forma da eksik bir bilgi veya resim yüzünden haftalar hatta aylar geçebiliyordu.

Hoca sabahlar› saat 7.00’de – 7.30’da beni evden telefonla arar, o günkü bask› program›n› olufltururduk. Her fley kontrol alt›nda, merak etmenize mahal yok dedi¤imde, gülerek “Ah, efendim, yüz yafl›na kadar yaflayamayaca¤›z ki” diye verdi¤i cevap hala kula¤›mdad›r. Sonuçta, Hoca’y› matbaac›larla hiç karfl›laflt›rmadan 24 formal›k birinci cildi 1968’de tamamlad›m. Kitap Akademi yay›n› olarak ç›kt›. Hoca çok memnun oldu ve kendisine bask› konusunda bir güven ve moral geldi.

Bu memnuniyetini kitaptaki önsözünün son paragraf›nda “Kitab›n bas›lmas›nda, formalar›n dizilmesinde, metinlerin tashihinde, matbaalarla temaslarda hudutsuz yard›m ve çal›flmalar›n› esirgemeyen kürsü asistan› Bay Köksal Anadol’a burada flükran borcumu ödemekle büyük bir zevk duyar›m” fleklinde belirtmifltir (2).

Bu kitap gerçekten Sedad Hoca’n›n yay›n tutkusunu tetiklemifl, bu ivme ile ilerleyen y›llarda pefl pefle 15’e yak›n eserini yay›nlam›flt›r. O nedenle Sedad Hoca’n›n yay›n üretiminde kan›mca bir dönüm noktas›n› oluflturan Köflkler ve Kas›rlar I’in yay›mlanmas›nda görev alm›fl olman›n mutlulu¤unu her zaman yaflar›m.

2Kendisi ayr›ca 1968’de Köflkler

ve Kas›rlar I ç›kt›¤›nda, bir memnuniyet ifadesi olarak bana bu kitaptan ald›¤› telif hakk›ndan 5000TL’l›k bir çek vermiflti. Bu yeni evli bir aile için o zamana göre oldukça büyük bir para idi ve gerçekten aile bütçemize 1-2 y›l katk›s› olmufltu.

(5)

Kitap bask›s› sürerken, Hocada bu konuda bana tam güven oluflunca, evvelce önerdi¤im Rölöve I’in bask›s›n›n haz›rl›klar›na bafllad›m. Rahmetli Feridun Akozan Hoca da katk› koydu¤u için kitap üçümüzün ismi ile ç›kt›…

Benden sonra Köflkler ve Kas›rlar I’i 1976’da, II’ncisi; Rölöve I’i de 1977’de II’ncisi takip etti.

Rahmetli Prof. Feridun Akozan ile Topkap› Saray› Kitab› haz›rl›klar› s›ras›nda s›k s›k Saray’a giderdik. Bazen de Sedad Hoca’n›n kendi kulland›¤› arabas› ile gidilirdi. Saray›n özgün mimarisi üzerine yapt›¤›m›z çok yararl› sohbetleri unutmam mümkün de¤il… Enderun ve Harem’de

Kad›nefendiler Dairesinde ölçü kontrolleri yaparak rölövelerini tekrar çizdi¤imi ve Feridun Hoca’n›n Asistan› Haluk Sezgin’in de Saray›n baflka bir bölümü üzerinde çal›flt›¤›n› hat›rl›yorum. Asistanl›¤›m s›ras›nda Sedad Hoca ile gerçeklefltirdi¤imiz baflka bir konu da iki araflt›rma kaz›s›d›r. Köflkler ve

Kas›rlar bas›l›rken Hoca iki yap›n›n restitüsyonundan emin olmak istedi¤i ve kitaba en do¤ru bilgilerin girmesine özen gösterdi¤i için; Fenerbahçe Yar›madas›’ndaki Fenerbahçe Köflkü ile Sarayburnu’nda Topkap› Saray›’na ba¤l› ‹ncili Köflk kal›nt›lar›nda arkeolojik kaz› yapmaya karar verdi. Her iki kaz› gerekli resmi izinler al›nd›ktan sonra benim yönetimimde -ve hocan›n bilgisi alt›nda- tamamlanm›fl ve taraf›mdan

çizilmifltir. Rölöveye ilgi duyan ö¤rencilerimiz ve meslektafllar›m›z için bu planlara yaz›mda yer verdim. Fenerbahçe kaz›s›n›, Turing Kulübün buray› bir aç›k hava kafeteryas› olarak düzenlemesinden k›sa bir süre önce tamamlam›flt›m. Hocan›n yüzeyde görünen duvar kal›nt›lar›n›n orijinal bina duvarlar›na ait olup olmad›¤› konusunda kuflkusu vard›.

37

Resim: 3 Resim: 4 Resim: 3 Fenerbahçesi Köflkü ön görünüflü – SHE restitüsyonu Resim: 4 Fenerbahçesi Köflkü araflt›rma kaz›s› – Plan (1963)

(6)

Bu belirsizli¤i ortadan kald›rmak üzere bu kaz›y› sonuçland›rd›m. Kaz› sonuçlar› durumu ayd›nlatm›fl ve Hoca kitab›n ilgili bölümünde bu konuda: “Nitekim 1963 yaz›nda k›ymetli çal›flma arkadafl›m Köksal Anadol’un idaresinde mahallinde yap›lan kaz› ve sondajlar, kal›nt›lar›n Fener Köflkü’ne ait oldu¤u kan›s›n› kesinlefltirdi.” demifltir.

‹kinci kaz› ise 1964 y›l› k›fl aylar›nda yine benim yönetimimde yap›lm›flt›r. Bu kaz› sonuçlar› da Hoca’n›n ‹ncili

Köflk’ün restitüsyonu ile ilgili yeni bulgulara ulaflmas›n› sa¤lam›flt›r. Örne¤in birçok gravürde ön cepheden görülen cumba odan›n “muhdes” yani sonradan ilave oldu¤u kesinleflmifl ve plan boyutlar› ve

restitüsyonu böylece netlik kazanm›flt›r.

Bu vesile ile Hoca’n›n mevcut olmayan tarihi binalar›n restitüsyondaki virtüözlü¤üne hayranl›¤›m› belirtmeden geçemeyece¤im.

Hoca bu konudaki gravürler, gezginlerin notlar› ve en önemlisi Devlet arflivindeki tamir defterleri üzerinde yapt›¤› analizlerle, Osmanl›ca’daki derin bilgisi ile o binalar›n plan-kesit ve cephelerini

ço¤u zaman kendisi çizerek- olufltururdu. Daha sonra olanak bulabilirse yap›lacak kaz› ve sondajlarla küçük rötufllar yap›p, kesin sonuçlara ulafl›rd›.

Özellikle cephelerde kendine özgü mimari bir anlat›m dili gelifltirmiflti. Malzemeler ilave bir aç›klamaya gerek kalmaks›z›n,

Resim: 5

Resim: 6

Resim: 5

‹ncili Köflk araflt›rma kaz›s› – Plan (1964)

Resim: 6

‹ncili Köflk – Denizden görünüfl, Dr. Rifat Osman gravürü (Dr.Rieder’den)

(7)

bir bak›flta alg›lanabilir, örne¤in bir kesme tafl›, bir yonu tafl›, bir ahflab›, bir metal aksesuar› bir anda, sanki o yap›n›n mimar›n›n elinden ç›km›fl gibi kavrars›n›z. Bu çizimlerde, ondan hala ö¤renece¤imiz çok fley var.

Yaflam› süresinde, görsel doküman ve belgeleri büyük bir cimrilik ve titizlikle -adeta huysuz bir çocu¤un oyuncaklar›n› saklamas› gibi- saklar ve bu yüzden çevresi ile ters düfler ve düflman kazan›rd›. Bu davran›fl al›flkanl›¤›, belki 1945 Akademi yang›n›ndan sonra onda yerleflmifl ve giderek daha dramatik boyutlara ulaflm›flt›. Böyle durumlarda “ortay› bulmak” bana düflerdi.

Fakat flu gerçe¤i de unutmamak laz›m; Hoca saklad›¤› bu belgeleri öteki dünyaya beraberinde götürmedi… Çok büyük bir bölümünü kitaplaflt›rarak ülke ve dünya kültürüne kazand›rd›. Bu konuda o kadar titiz davranmasa idi, belki bugün bu kitaplar›n birço¤u ç›kmam›fl olacakt›. Onun için iyi ki de öyle yapm›fl diyorum… Kitaplardan kazand›¤› sevaplar; insanlar› bu konuda k›rarak yüklendi¤i günahlardan (!) her halde kat kat fazlad›r; diye düflünüyorum.

Asistanl›¤›m›n ilk y›l›nda Hoca ile bir mimari proje yar›flmas›na girdi¤imizi hat›rl›yorum. Bonn Büyükelçilik binas› için aç›lan bu yar›flmaya; o zamanlar orta¤› olan rahmetli Oruç Murato¤lu ile birlikte girmifltik. Hoca’n›n bürosunda haz›rland›¤›m›z bu yar›flmada, onun bu konudaki özel bilgi biriminden çok yararland›k ama, maalesef, ancak bir mansiyon alabildik.

Ama Hoca’n›n Ankara’da pefl pefle birçok Büyükelçilik binas›n› baflar› ile gerçeklefltirmesinde mimari yetene¤inin yan› s›ra bu özel birikiminin katk›s› oldu¤una inan›yorum.

Çok sevdi¤im bu asistanl›k görevinden “yaflam mücadelesi” nedeniyle Kas›m 1969’da istifa ettim. Çünkü asistanlar›n d›flar›da proje çizmeleri, ifl yapmalar› yasakt›. 1965’de babalar›m›z ad›na kurdu¤umuz Yap› Merkezi’ni, 1969’dan sonra üzerimize resmen ald›k.

Kürsü yine asistans›z kalm›flt›. Buna gönlüm raz› olmad›. O s›rada ifl durumlar› uygun olan üç arkadafl›mla birlikte, bu sefer “Ö¤retim Görevlisi”

39

Resim: 7 Ç›ra¤an Saray› zemin sondaj çal›flmalar›ndan görünüfl. Resim: 8 Ç›ra¤an Saray› girifl cephesinden detay (1983) Resim: 9 Ç›ra¤an Saray›’n›n 1983 y›l›ndaki durumu detay (1983) Resim: 7 Resim: 8 Resim: 9

(8)

statüsü ile Rölöve Kürsüsü’ne destek vermeyi kararlaflt›rd›k ve rahmetli ‹lban Öz, Hüsrev Tayla, Nevzat ‹lhan ve ben tekrar görev ald›k… Çünkü bu statü ö¤retim saatleri d›fl›nda, baflka bir görev yapman›za engel olmuyordu.

Böylece 2 y›la yak›n bir süre daha Sedad Bey’le akademik ortamda çal›flma imkân›n› buldum.

Fakat o tarihlerde projesini yapt›¤›m›z Aksaray Meydan› Yeralt› Çarfl›s› ve Üst Geçit Projesi dolay›s›yla ertelenmifl olan askerlik görevime bafllamak üzere 1972 y›l› sonlar›nda çok sevdi¤im okulumdan ikinci ve son kez ayr›lmak zorunda kald›m. Askerlikten sonra da bir daha okula dönmedim. Sedad Hoca da daha sonra yafl haddinden emekli oldu. Bu vesile ile Sedad Hoca ile toplam 9 y›l kadar süren bu akademisyenlik iliflkilerimin karfl›l›kl› sevgi ve sayg› anlay›fl› içinde geçti¤ini, ondan hiç bir flekilde beni k›r›c› en ufak bir söz iflitmedi¤imi vurgulamak isterim (3).

Meslektafll›k Dönemim (1972-1988) Sedad Hoca ile akademik iliflkilerimiz 1972 y›l›ndan sonra meslektafll›k dönemine dönüflmüfltü.

Hoca ile zaman zaman muhtelif projeler hakk›nda görüfl al›flveriflimiz olmufltur. Bu görüflmelerde gerçeklefltirmekte oldu¤umuz projelerle ilgilenmifl ve bizleri -kendisine özgü üslubu ile- hep yüreklendirmifltir.

Bu ba¤lamda hat›rlad›¤›m baflka bir kare de Çaml›ca merkez binam›z›n 9 Nisan 1978 tarihindeki aç›l›fl kutlamas›na Hoca’n›n geliflidir. Öyle her aç›l›fla vb. s›k gitmedi¤ini bildi¤im için, gelip kutlamas› bizi çok onurland›rm›flt›r.

Sedad Hoca, Ç›ra¤an Saray›’n›n yan›na yap›lacak yeni otel projesi ile çok ilgili idi. Çünkü -bildi¤im kadar›yla- saray kompleksinin orijinal çizimlerine ve yang›ndan önceki durumuna ait çok zengin bir foto¤raf arflivine sahipti. Hatta yeni otel blo¤u ile ilgili birçok öneri bile

Resim: 10

Resim: 10

Temel gözlem kaz›lar›na göre Ç›ra¤an Saray›n›n olas› temel plan› ve araflt›rma kaz›lar›n›n yerleri

Resim: 11

TA 1 Temel araflt›rma kaz›s›-Plan

Resim: 12

TA 1 Temel araflt›rma kaz›s›-AA Kesiti

Resim: 13

TA 2 Temel araflt›rma kaz›s›-Plan

Resim: 14

TA 2 Temel araflt›rma kaz›s›-AA Kesiti

3Sedad Hoca ile ifl iliflkileri d›fl›nda

-efli Mediha Han›m› kaybetmeden önce ailevi iliflkilerimiz de olmufl, bizi eflimle gerek Elmada¤’daki dairesinde gerekse Yeniköy’deki yazl›k evinde üç-dört kez a¤›rlam›fllard›r. Bir keresinde de Yeniköy’deki evlerindeki bir dü¤ün törenine davet etmifllerdir. Ayr›ca belki küçük bir ayr›nt› ama aktarmadan geçemeyece¤im: 1966 y›l›nda evlendi¤imizde eflimle bana çok de¤erli bir gümüfl tepsi arma¤an etmifllerdi. Ahflap konaklardaki oval tavan süslemelerini and›ran formdaki bu arma¤an› Hocan›n bir yadigar› olarak özenle koruyoruz.

(9)

haz›rlam›flt›. Sonra san›yorum yabanc› yat›r›mc›larla anlaflamad›¤› için projeyi baflka bir büro haz›rlad›. Ancak, proje konusu gündeme gelmeden çok daha önce, Saray›n zemin sondajlar› ve tafl›y›c› sistem etütleri yap›lmas› gerekmiflti. Hoca bize bunu birlikte yapmam›z› önerdi. Memnuniyetle kabul ettik.

1983 y›l›nda, zemin sondajlar›ndan sonra, yap›n›n temel profilini ve sistemini saptamak üzere üç ayr› yerde aç›k tranfle kaz›s› yapt›k. Deniz yüzeyin-den -3.80 kotuna kadar inerek temel sistemini belirledik. Ayr›ca mevcut duvarlar› tahrip etmeden güçlendirerek, yeni tafl›y›c› sistemin yap›ya

uyarlanabilmesi için gerekli alternatifleri önerdik. Bu çal›flmalar Hoca’n›n dan›flmanl›¤›nda üç ay kadar sürdü. Saraylar ad›na kontrolümüz rahmetli Prof. Lemi Merey idi.

Bu çal›flman›n en ilginç taraf›, Saray›n 19. Yüzy›l yap› teknolojisi ile yap›lan temel ve duvar sistemlerinin saptanmas› idi. Bu nedenle flimdiye kadar gün ›fl›¤›na

41

Resim: 12 Resim: 11

Resim: 14 Resim: 13

(10)

ç›kmam›fl ve bir yerde yay›mlanmam›fl olan bu bulgular› ö¤rencilerimiz ve genç meslektafllar›mla burada paylaflmak istedim.

Kesitlerden de görülece¤i gibi tafl duvar kal›nl›klar› 150 cm., temel geniflli¤i d›fl duvarlar alt›nda 6,40 m., içerde ise 4,50 m., temel yüksekli¤i 2,00 m. idi. Temeller ortas›nda ahflap kaz›klar›n oluflturdu¤u bir karelaj yer alan 70 cm. kal›nl›kta horasan tabakas›na oturuyordu. Bu bir çeflit bu günkü “radye jeneral” temel anlam›nda idi ve bunun alt›nda blokaj olarak muntazam tafl bloklar›n oluflturdu¤u 50-55 cm. kal›nl›kta bir tabaka daha vard›. Bu tabaka

1,20x1,20 m. karelajda, 0,20 x 0,20 m. kesitinde ahflap kaz›klara oturuyordu. Bu çal›flma bizler içinde çok yararl› olmufltu. Bu arada Sedad Hoca’n›n ifl hayat›nda bazen h›rç›n davran›fllar›n›n da oldu¤unu belirtmek isterim. Orta¤›m›n bizzat flahit oldu¤u flöyle bir anekdot hat›rl›yorum: Bir gün Cumhuriyet Caddesi’ndeki ofisinde, orta¤›m›n hocas› rahmetli Prof. Turgan Sabis ile bir projenin statikleri üzerinde tart›fl›rlarken, kendi önerisinin kabul edilmemesine sinirlenip,

Hoca onlar› masada b›rak›p, kendi bürosunu terk ederek ç›k›p gitmifltir. Hoca rahats›z olan efli Mediha Han›m’› kaybettikten sonra çok üzülmüfl, adeta çökmüfltü. Son y›llar›nda az görüflür olmufltuk. Son olarak kendisini bürosunda ziyaret etmifltim. O tarihlerde

Nakkafltepe’deki Koç Holding kompleksi-ni projelendiriyordu.

1988 bafllar›nda, bir ifl görüflmesi s›ras›nda afl›r› sinirlenip bir beyin kanamas› geçirdi¤ini ve daha sonra bitkisel hayata girdi¤ini üzüntü ile ö¤rendim. Tabii art›k –maalesef- kimse ile görüflemiyordu.

Hâlbuki görüflecek çok konular›m›z birikmiflti. Onun a¤z›ndan söylersem: “Ah... Efendim ne gerek vard› böyle erken gitmeye, de¤il mi kuzum?” Sonuç

25 y›ll›k bir iliflkiyi 2-3 sayfada

özetlemek benim için gerçekten güç oldu. Akademi’deki ö¤rencilik ve asistanl›k dönemlerinde Hoca’dan çok fley ö¤rendim. Mesleki yaflam›mda onun Yap› dersinde ö¤retti¤i ana ilkelerin çok

Resim: 16 Resim: 15

Resim: 15

Ç›ra¤an Saray›’ndaki çal›flmalar›m›z s›ras›nda Sedad Hoca, Prof. Lemi Merey ve Köksal Anadol

Resim: 16

Ayn› ekip Ç›ra¤an Saray›’nda iç duvarlardaki hasarlar› incelerken… (1983)

(11)

yarar›n› gördüm. Onun kare boyutlu Yap› Kitab›, hala mimari büromuzun güncel el alt› dokümanlar› içindedir.

Hocan›n bana esas etkisi Rölöve ve Restorasyon alan›nda olmufltur. Onun sayesinde gerek kentlerimizdeki, gerek k›rsal bölgelerimizdeki geleneksel mimarl›k hazinelerine karfl› daha bilinçli, daha duyarl› olmay› ö¤rendim.

Restorasyon 45 y›la yak›n süredir, önemli u¤rafl alanlar›m›zdan birisi oldu. O kadar ki kuruluflumuz Yap› Merkezi’nin temelinde bile Galata Kulesi’nin Restorasyon Projesi (1964) yer al›r. Yine ayn› ba¤lamda, Hoca bana ilginç bir “miras” b›rakm›flt›r. Kurucusu oldu¤u TAÇ Türkiye An›t Çevre Turizm De¤erlerini Koruma Vakf›’ndaki Mütevelli Heyet Üyeli¤i’ni kendisinden sonra benim sürdürmemi vasiyet etmifltir. Uzun y›llar Yönetim Kurulu’nda bu görevi yerine getirmeye çal›flt›m; flimdi Denetim Kurulu’nda devam ediyorum. Hoca’n›n yaflam tablosuna dönersek; çocuklu¤u ve ilk gençli¤i yurt d›fl›nda geçmifl olmas›na ra¤men, kendi topraklar›m›zdaki mimari güzelliklerin “fark›na varan” ilk mimar olmufl ve bu güzelliklerin “gizemli flifresini” çözmek de -ilk defa- ona nasip olmufltur. Yabanc› mimar ve mimari ekollerin esaretine girmeye ramak kalm›flken, açt›¤› “Milli Mimari Ak›m›” ile Türk Mimarl›¤›nda bir dönüm noktas› olmufltur. “Yerli mimarimizden ö¤renelim derken, kesinlikle flekil ve dekor taklitçili¤inden sak›nmal›y›z” diyerek, yeni bir tehlikenin de önüne geçmifltir. Bu bak›mdan, onun varl›¤› Türk Kültürü ve Mimarl›¤› için büyük bir flans olmufltur. Ne mutlu ki, bu “tarihi misyonu” sa¤l›¤›nda büyük ölçüde yerine getirebilmifltir.

Onunla ö¤rencilik, asistanl›k ve meslektafll›k dönemlerinde yak›n bir konumda çal›flmak, ondan feyz almak daha büyük bir flanst›r. O flansl› kiflilerden birisi oldu¤um için her zaman mutluluk ve onur duyuyorum.

Evet, Sedad Hoca, -kendi de tahmin etti¤i gibi- 100 yafl›na kadar yaflayamam›flt›r ama eserlerinde ve kitaplar›nda yaflamaya devam edecektir. Fakat -bunun daha kurumsal hale gelebilmesi için- özellikle Mimar Sinan Güzel Sanatlar

Üniversitesi’nde dijital olanaklardan da yararlanarak Sedad H.Eldem için sürekli bir mekan ayr›lmal›, mümkünse Osmanl› Bankas›’nda sergilenen objeler (4)oraya nakledilmeli, böylece eserlerine ve kitaplar›na -hatta onunla ilgili anekdotlara bile- ö¤renciler ve araflt›rmac›lar kolay ulafl›labilmelidir. Hoca, bu kadarc›k bir gayreti çoktan hak etmifltir san›yorum. Yerin hiçbir zaman doldurulamad›, doldurulmas› da çok zor… Ruhun flad olsun, Hocam…●

KAYNAKÇA

BOZDO⁄AN, S.., ÖZKAN, S.. ve

YENAL, E.. 1987 Sedad Eldem Architect in Turkey, Concept Media Pte Ltd, Singapore ELDEM, S. H. Tüm Bas›l› Eserleri 1948 -1993 . ELDEM, E., TANJU, B. ve Tanyeli, U¤ur. 2008 Sedad

Hakk› Eldem-1 /Gençlik Y›llar›. Kitap ve Sergisi - Osmanl› Bankas› Arfliv ve Araflt›rma Merkezi, ‹stanbul TANYEL‹, U¤ur. 2001. Sedad Hakk› Eldem. Boyut

Yay›nlar›, ‹stanbul

43

4Bu vesile ile Osmanl›

Bankas›’ndaki birinci SHE Sergisini ve kitab›n› bizlere

kazand›ran Say›n Eldem, Tanju, Tanyeli ve Erkmen’i

gönülden kutluyorum, gerçekten Hoca hakk›nda flimdiye kadar gördü¤üm en yo¤un ve baflar›l› bir ürün… ‹kincisine de flimdiden baflar›lar diliyorum.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ağaçlar kucaklaştı Unutamam bugünde Gönül tam on dördünde Kör gibi, deli gibi Dünya güzeli gibi Çattı bir köylü kıza Bakışı bir derd oldu Günler

Nice gözü dönm üş kaatilin polis dosyalarındaki ifa- ■ deleri hık dem iş birbirinin b u rnundan düşm üş gibidir.. Bunun adına ta hrik derler ■

Türkiye ]okey K ulübü Başkanı yüksek mühendis Özdemir Atman ve eşi Meral Atman, kızları Esra, Lale ve Begüm ile birlikte Kanlıca K örfezindeki, 1.sınıf

Evet, Haldun Taner'den, onun yapıtlarından, kişiliğinden, yenilikçi ruhundan, dünya alemin bildiği tevazuundan, kendisine kattığını söylediği değerlerden, ona

Gençliğin bana sunduğu o serin şerbeti içtim, bu çiçeklerden tacı alı­ yorum; artık bundan sonra yatabili­ rim, mes’udane gözlerimi kapayıp uyumak

Araştırma sırasın- da altının kaynağının derinlerdeki altın rezervi olduğunu doğru- lamak için yapılan laboratuvar çalışmalarında sera ortamındaki okaliptüs

This research examines the fact of this statement in the light of the opinions of Scholars in the Islamic law and Jurisprudence, analysing the meaning of worship and

Hastalar›n 5’inde (%11) kemik ve yumuflak dokudan farkl› mikroorganizmalar izole edilirken, 13 (%29) hastada yumuflak dokuda kemik do- kudan daha fazla say›da mikroorganizma