• Sonuç bulunamadı

Selçuk taş işçiliği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Selçuk taş işçiliği"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Dört ayda bir yayınlanır

Issued every four months

İçindekiler Sayfa

Content Page

Önsöz 1

Preface 1

Selçuk Taş İşçiliği 2 — 11

Seljuk Stoneworks 12 — 13

Meryem de Carcaradec

Yörük Çuvalları 14 — 19

Nomad Sacks 20

Ersu Pekin

Topkapı Sarayı Müzesindeki Türk Miğferleri 21 — 25

Turkish Helmets in Topkapı Palace Museum 26 — 27

Turgay Tezcan Kapadokya 28 — 34 Cappadocia 35 Can Nurcem Güzel Eğitimi 36 — 46 An Education in Beauty 47 — 48

I

)tînysmıız

Yıl 2 Sayı 5 Eylül 1975

Year 2 Number 5 September 1975

Sahibi — Owner

Binbirdirek Matbaacılık Sanayii A.Ş. adına Sadi Abaç

Sorumlu Yönetmen — General Editör

Vedat Nedim Tör Tercüme — Translation

Adair Mili

Fotoğraflar — Photographic Credit

Ara Güler - Sami Güner • Şemsi Güner - Meryem de Carcaradec ■ Osman Kademoğlu - Yapı ve Kredi Bankası arşivi

Grafik Düzen — Graphic design

Aydın Erkmen

Yönetim Merkezi — Administration Centre

YAPI VE KREDİ BANKASI Kültür ve Sanat Müşavirliği Tepebaşı — İSTANBUL Fiatı — Price 20. TL.

Y ıllık Abone — Annual subscription fee 60. TL.

Yabancı Ülkelere — For foreign countries 85. — TL.

Genel Dağıtım — General Distrlbution BATEŞ Basıldığı Yer — Printed by

Tifdruk Matbaacılık Sanayii A.Ş. İstanbul

Kapak — Selçuk Taş İşçiliğinden çeşitli örnekler. Cover — Examples of Seljuk Stoneworks.

ONSOZ

Tarih boyunca Türklerin çeşitli sanat dallarında yarattıkları eserlerin önemli bir bölümünü mima­ rî eserleri ve bunlarla ilgili süsleme sanatları teşkil eder. Dünyaca tanınmış sanat bilgini Prof. Gabriel «Türkiye» adlı kitabında şöyle der:

«Kimse inkâr edemez ki, Türkler bütün sa­ nat dallarında, yalnız sayıca değil, anlayış ve yaratış alanlarına getirdikleri yenilikler ve katkılarla da, çok büyük hizmetlerde bu­ lunmuşlardır.»

İşte, Prof. Sedat Eldem’in hazırladığı ve Yapı ve Kredi Bankası’nın 30. yıldönümü şerefine bir kül­ tür ve sanat hizmeti olarak yayınladığı

TÜRK MİMARÎ ESERLERİ

adlı kitap, Türkçe ve İngilizce metni ve 377 renk­ li ve siyah-beyaz resimleri ve 452 sayfasiyle Türk yaratıcı gücünün anıtsal bir belgesidir.

PREFACE

Works of architecture and the allied decorative arts constitute a very important part of the works of art created by the Turks in the course of the centuries. In his book 'Turkey' the world -famous art-historian Prof. Gabriel w rite s as follows:

«No one can deny that the Turks have made a very great contribution in all the various bran­ ches of art, not only in quantity but also in orgi- nality and depth of a rtistic understanding». Now Prof. Sedad Eldem has produced, to celebra­ te the 30th anniversary of.the founding of the Ya­ pı ve Kredi Bankası, a magnificent work entitled

TURKISH ARCHITECTURE

a monumental testim onial in 452 pages in both Turkish and English and w ith 377 coloured and black-and-white plates to Turkish a rtistic achi- vement in this field.

(2)

Şamanizm'in biiyiik etkisi altında bulunan Selçuklular, camilerde bile portallere İnsan ve hayvan başlı kabartmalar koymuşlardır. Kullanılan bu tür m otifler arasında bulunan «Ç ift başlı kartal» imparatorluğun simgesiydi.

The Seljuks were very strongly influenced by Shamanism and placed reliefs with

human and animal heads even on the portals of the mosques. Among these m otifs is the double - headed eagle, the symbol of the Empire.

B ü tü n S elçuklu Taş E se rle rin i say­ m ak, bu kısa yazım ızın olan ak ları dı­ şında b ir iştir; b u k o nu m u n ta n ım ı­ nı yap m ak için c iltle rle yazı yazm ak gerekir. Z ira bu Taş E se rle r pek çok sayıda olup, çok d eğerli sa n at y a p ıt­ larıd ır. Y azım ızda ancak bu ta şla rın k a ra k te ristik le rin in tan ım ın ı y ap m ak ­ la yetineceğiz.

B üyük Selçuklu İm p a rato rlu ğ u çok genişleyen sın ırla rı ile XI. yü zyılın ikinci y arısı o rta ların d a A nadolu k a ­ p ıla rın a d ayanm ışlardı. 1071’de Sel­ çuk S u ltan ı A lp A slan ’ın Rom anos Diogenes kum an dasınd ak i o rd u la rı yenm esi sonucu kazandığı M alazgirt savaşı ile A nadolu k ap ıların ı T ürk U lusuna açm ıştı. 1077’de K utalm ış oğlu S üleym an Şah ta ra fın d a n k u ru ­ lan A nadolu Selçuklu D evleti X II ve X III’üncü y ü zy ılların o rta ların a k a ­ d a r çok güçlenm iştir. K onya’yı k e n ­ dilerin e b a şk en t y a p an Selçuklu D ev­ leti, bugüne dek b u to p ra k lard a y a ­ şayan E rzu ru m S a ltu k lu la rm ı Sivas ve M alatya D anişm endlerini, E rzin ­ can ve D ivriğ i’deki M engücekleri ve n ih ay e t A rtu k lu gibi T ü rk em irlik le­ rin i egem enlikleri altın d a b irle ştire ­ rek, A nadolu’daki birliği tem in etm e­ ğe çalışm ıştır. S ın ırları b atıd a D eniz­ li ve K ü ta h y a ’ya, güneyde A lanya ve A n ta ly a ’ya, kuzeyde de Sinop’a k a ­ d a r d ay an an S elçukluların, doğuda E rm en ilerle ve batıda da B izanslIlar­ la y a p tık la rı u ğ raşla r uzun y ıllar sü r­ m üştür.

Divriği, Ulu Camiin kuzey kapısında açılmış durumda betimlenen lotus yaprakları. Divriği, Ulu Djami; open lotus leaves on the north door.

Selçuklular, sın ırları içine ald ık ları bu to p rak lard a y aşayan u lu sla rın a r­ tistik verilerini, geçm işlerini ve sevi­ lerini tü m ü y le yorum lam ışlar, doğu ülkelerin d en gelm e b ir y a ra tm a gü­ cü ile de, yeni b ir san at tü rü o rtay a çıkarm ışlardır. Aslında A nadolu’da

(3)

o rtay a çıkan bu yeni san at tü rü n ü n o rtak ve ana dayan akları, Selçuk ve özellikle A sya (A ltay) etkilerid ir. A nadolu’yu T ü rkleştirm e çabası ve iç k arışık lık lar yüzünden ilk devirde fazla eser verem eyen Selçukluların, X III’üncü yüzyılda büyük b ir b ay ın­ d ırlık çabasına g iriştik leri görülür. O rtaya çıkarılan yeni san at tü rü ile S u ltan I. İzzettin K eykavûs (1210 - 1219), I. A lâeddin K ey kûb at (1219 - 1237) ve II. G ıyaseddin K eykavûs’ u n (1248 - 1257) a ltın çağında çok sa­ yıda ve anıtsal değerde y a p ıtla r y a­ pılm ış ve bu atılım X III. yüzyılın so­ n una dek devam etm iştir.

X III. yüzyıl o rta ların d a b ir çığ gibi A nadolu’y u k ap layan Moğol istilâsı ve 1243 yılındaki Kösedağ savaşı, Sel­ çuklu devletini politik ve askerî güç yönünden sarsm ış ve zayıflatm ıştır. Bu akınla b irlik te Horosan, A zerbey- can ve T ü rk ista n ’dan gelen yeni T ü rk toplu lukları, A nadolu’da T ü rk gele­ n ek lerinin ve k ü ltü rü n ü n yeniden ta ­ zelenerek k uvvetlenm esine en büyük neden olm uştur. Yeni esinler ve öz­ lem lerle dolu olarak A nadolu’ya ge­ len sa n atk â rla rın etkileri, yeni san at y ap ıtların d a kendilerini h issettirerek gösterm iştir.

A nadolu Selçukluları, k ü ltü re l yön­ den çok gelişmiş b ir u ygar ulustur. A nadolu’yu adım adım fetheden Sel­ çuklu T ürkleri, egem enlikleri altın a aldıkları h e r yerde d erhal barışı te­ sis eden uy g ar k u ru lu şlar k urm uşlar, bu nlard an üç k u ru lu ş «m edrese - tek ­ ke - esnaf örgütü» A nadolu’da yeni b ir u y g ar h ay atın k urulm asında bü ­ yük b ir rol oynam ıştır.

Selçu klular K ayseri, Sivas ve K onya’ da, şim diye dek görülm eyen yeni bir şeh ir h ay atı düzeni başlatm ışlar ve böylece tam am iyle k ü ltü re, dine, top­ lum hizm etine, insancıl çabalara ve yardım cılık ilkelerin e dönük büyük b irlik le r yaratm ışlard ır. H alkın iyi yaşam ı ve refah ı için hastane, darüş- şifa gibi sosyal yardım örgütleri, ti­ caret yollarını em niyete alm ak ve ko­ naklam a tesisleri k urm ak am acı ile k erv an saray lar ve h a n la r k urm uşlar, n eh irler üzerine anıtsal k ö p rü ler a t­ m ışlar ve yeni m im arî birleşim ler bu ­ larak, orijinal b ir süslem e üslûbu or­ taya çıkarm ışlardır. S elçuklular uy ­ gar ve k ü ltü rel yönden ilişki k u r­ duk ları ve alışverişte bulu ndu k ları uluslardan ileri b ir düzeyde olm ala­ rına karşın, savaşçı k a ra k tere sahip bir budun olm aları nedeni ile de yap­ tık ları anıtsal yap ıtlara âdeta b ir ko­ ru n ak - kale görünüm ü - şekli verm ek istem işler; y apıların ın duv arların ı

y ontulm uş ta şla rla ve g ayet ağ ır baş­ lı b ir sadelikle yapm ışlardır. Bu y a­ p ıtla rın az ve çok d a r p encereleri v ard ır, görünüşleri de çok sadedir. F a k a t san atın zenginliği, kap ıların h a y ra n lık u y a n d ıra n m im arisi ve y a­ pı içlerindeki süsler, bezem eler dai­ m a çok ilginçtir. Bu bezem eler, y apı­ lard a ve taş işçiliğinde k u llan ılan de­ k o ratif süslem elerin, halıların, kilim ­ lerin, k u m aşların ve işlem elerin do­ k unm asında k u llan ılan m otiflerle bü ­ y ü k benzerlik gösterirler. A n a y u rt­ tan a y rıla n T ü rk lerin en belirgin özellikleri, T ü rk ’e özgü üslûp ve m o­ tifleri, sa n ’a tın h e r dalındaki y a p ıtla ­ rın d a betim leyerek y aşatm alarıd ır. Ö rneğin; örgü şeklindeki şeritler, ko­ lonlar, elbise düğm elerini ta k lit eden k ab artm alar. A ksaray yöresindeki S u ltan H an kapısı ve Sivas’taki Çif­ te M inareli M edrese süsleri, işlem ele­ re ve K onya’daki K a ra ta y M edresesi süsleri ise kılaptancılığa benzer. Bol m ik tard a kullan ılan süslem e şe­ k illerin d en birisi de, bitkisel m otif­ lerdir. D ivriği’deki U lu C am inin k u ­ zey kapısında açılm ış d u rum d a be­ tim lenen b üyük lotus y ap rak ları; Si- v as’daki Gök M edresede, E rz u ru m ’ daki Çifte M inareli M edrese’de, Kay- se ri’deki D öner K ü m b et’de h u rm a ağaçları kullanılm ıştır. B u m otifler hiç kuşkusuz bitkisel b ir tem ele da­ yanır. D iğer süslem eler de, bitkilere

Çeşitli yapıtların saçaklarında kullanılan arslan heykelleri.

Statues of lions used in the eaves of various structures.

yabiliriz: A m asya T ım arh an esi’nde h a rik a denilebilecek n ite lik tek i bu bezem elere ra stla n ır. S u ltan H a n ’da b u lu n an şerit ve Sahip A ta T ü rb e s in ­ deki yıldız şekilleri veya K onya K a­ ra ta y M edresesi’ndek i gam alı haçlar ve bu süslerdeki geom etrik örgülerin de y a p ıtla rd a önem li b ir y e r aldığını görürüz. Bu geom etrik şekiller Sır- çalı M edrese’deki küçük tav an tek n e­ lerinde ve E rzuru m H atu n iy e K üm ­ b e tin d e saçak şeklinde şe ritle re sa­ rılarak , K ayseri Şifaiye M edresesin­ de olduğu gibi gül veya yıldız şekil­ lerine girerek, Sivas G üdük M inare üzerinde baklava ve üçgenler, M alat­ ya U lu Cam ii kubbesinde döne döne k a sırg a la r y a ra ta n m otifler görülür. S u ltan H an ’da ve K ay seri’deki Şifai­ ye M edresesinde olduğu gibi, p erv az­ lar o lu ştu rara k veya K onya İnce Mi­ nareli M escit’te olduğu gibi girişte h a rflerle süslenerek ve düz k e n a r sü­ sü o larak k u llan ılan yazılara da m otif o larak önem li b ir y e r verilm iştir. Y a­ p ıtlard a bezem e olarak k u llan ılan ba­ sit veya kûfî yazıya, nesih yazıdan daha sık rastlan ır. Ve çok az olarak da sülüs yazı kullanılm ıştır.

Selçuklu süslem esinde insan ve h ay ­ v an resim leri yasaklanm am ıştır. Şa­ m anizm etkisi altın d ak i Selçuklular, hiç b ir taassuba kaçm adan cam ilerde bile p o rtallere şam an geleneği figü­ r a tif insan ve hay v an başlı k ab artm

a-Sivas, Kızılırm ak üzerindeki Selçuk köprüsü. Sivas, a Seljuk bridge över the Kızılırm ak River.

yak ın ve benzer m otiflerdir. Bazı uz­ m an lara göre - A rseven ve G abriel - bazı h ayvan şekilleri de sadeleştirile­ rek bu süslem elerde y e r alır. Ö rne­ ğin; b ir yılan, birçok eğri ve doğru çizgilerin birleşm esiyle b ir sü rü sil­ m eler ve küçük sü tu n la ra dönüşm üş­ tü r. Sivri uçlar ve tırn a k la r, y ap rak ve d allar şekline girm iştir. Anadolu S elçukluları tarafınd an düşünülm üş olan ve bu nedenle «Rumî» denilen bu m otifler çok z a riftir ve taş üzeri­ ne oym alarda ve seram ik bezem ele­ rind e bunlara pek sık rastlan ır. Ö r­ neği çok olan bu süslem elerle be­ zenmiş y ap ıtlar arasında şu nları sa­

lar koym uşlardır. Bu, A ltay k ü ltü rü ­ n ü n güneş - ay m otifi olm ası gerekir. K ullanılan bu tü r m otifler arasında bulu nan çift başlı k artal, im p arato r­ luğun simgesiydi. İnce M inareli Med­ rese M üzesindeki k ab artm ad an baş­ ka, D ivriği’deki U lu Cam iin ön ta ra ­ fında çok daha ince, n a rin ve çok gü­ zel betim lenm iş iki ku ş reliefi vardır. A ynı cam iin yan tarafında, iki m im ar kendi başların ı da resm etm işlerdir. K ayseri D öner K ü m bet’te, İnci H an ’ da ve E rzurum Y akutiye M edresesin­ de arslan resim leri vardır. D iyarba­ k ır U lu Cam iin ön tarafın d a b ir ars­ lan b ir boğaya sald ırır şekilde betim

(4)

Sivas, Gök Medrese: Stalaktitlerin ve çeşitli elemanların birleşmesi ile bezenen anıtsal kapı, Sivas, Gök Medrese; monumental door decorated with stalactites and various other forms.

(5)

len m iştir. Ç ay ’d ak i Taş M edrese’n in k apısında, eh lileştirilm iş b ir leopar k a b a rtm a sı g ö rü lü r. E rz u ru m Çifte M inareli M edresenin g irişin in h e r iki y an ın d a y ıla n la r b etim len m iştir. Niğ­ de H ü dav en d H a tu n T ürbesind e k a­ d ın k a fa lı k u ş la r (sfenksler) ve Alâ- ed d in C am iinde h a y a lî insan ve h a y ­ v a n reliefle ri görü lür. G ünüm üzde İs­ ta n b u l T ü rk ve İslâm E serleri Müze- si’nde, S elçuklu İm p arato rlu ğ u n u n çeşitli y ö relerin d e b u lu n a n e serler­ den, y a p ıtla rd a n getirilm iş askerleri, h a y v a n la n ve h a y a lî y a ra tık la rı can­ la n d ıra n h e y k e lle r sergilenm ektedir. K o n y a’daki Taş E serler M üzesi’nde, k alem le işlenm iş çok güzel iki m elek b etim i v a rd ır. B u n la rd a n başka, B ey­ şe h ir’de K ub adab ad S aray ı ö ren le rin ­ de b u lu n m u ş çinilerd e v e K o ny a’da I. A lâed din K e y k u b a d ’ın ken d i relie- fi ve b irçok v ahşi h ay v an reliefleri, tilk ile r, tav şa n lar, dişi k aracalar, k u ş­ lar, b a lık la r ve doğulu tip te k işilerin betim leri b u lu n u r. K onya Seram ik M üzesi’n d e ve İsta n b u l T ü rk - İslâm E serleri M üzesi’nde de b u tü rd e n gü­ zel k oleksiyo nlar m ev cu ttu r.

Y ontulm u ş ta şla rd a n yapılm ış d u v a r­ lar, d ışarıya az açılan pencereler, ile­ riy e doğru olan an ıtsal k ap ılar, Sel­ çuk M im arisinin k a ra k te ristik eserle­ rid ir. Bu k a p ıla r çok b ü y ü k tü r ve b a­ zen d u v a rla rd a n bile daha yü k sek tir, h a tta k u b b en in y üksekliğine bile e ri­ şen k a p ıla r v ard ır. Bu yapılarda, ge­ nel o ra n tı ile b ir u yum suzluk göze çarp ar. H er ne k a d a r a ra la rın d a be­ lirli b ir b en zerlik v arsa bile, h e r k a­ pı ken d i d ekoru ile tek tir. S u ltan H an'da çok ince geom etrik m o tifler­ le, h u rm a dalı şekilleri ve yazılarla işlenm iş petek gözü süsü b u lu n an bir oyuk v ard ır. K a ra m a n ’daki H atuniye M edresesinde, s ta lâ k tit ve bazen de iki elem anın birleşm esi - Sivas’tak i G ök M edresede de görülür. K apının sıra k em erleri birçok k ereler, iki ren k li kem er ta şla rın d an yapılm ıştır. İnce M inareli M edresede olduğu gibi, bazen küçük sü tu n la rın üst ta ra fı alt ta ra fın d a n daha k alındır. Bazen de kapının iki yanında, sü tu n la rın üze­ rind e başlık lar (şapito) bu lu n ur. Ve b u n ların ü stü n d e de b ir saçak yer alır. G enellikle pencere ve çeşm ele­ rin üzerinde çift düzeyli m erkezî kıs­ m ın iki tara fın d a daha kuvvetli mo­ tifle rle ve daha geniş çizgilerle dikey b a n tla r o yulm uştur. Konya, Sahip A ta Cam iinde olduğu gibi. Y apıların genellikle taşta n olm asına karşın, ana kapıyı çerçeveleyen m in a rele rin göv­ desi ekseriya tek renk li veya açık ve koyu renkli, geom etrik şekillerle m untazam sıra la r halinde dizilm iş

Konya, İnce M inareli Medrese kapısı; girişte harflerle süslenen ve düz kenar süsü olarak kullanılan yazılar. Konya, door of the İnce M inareli Medrese; lettering used as decoration on the edge of the entrance. Great importance was given to these inscriptions as decorative motifs on doors.

Konya, Karatay Medresesi Müzesinde sergilenen Selçuk çağına ait fil ve filcl rellefl. Relief of elephant and elephant driver from the Seljuk period displayed In the Konya Karatay Medrese Museum.

tu ğ lalard an yapılm ıştır. Bazen m avi, tu rkuaz, p atlıcan ren k li seram ikler veya siyah kakm alar, adi tu ğ laların arasında y er alır. Ö rneğin; İnce Mi­ nareli M edrese’de, Sivas’daki Gök M edrese’de veya başka yerlerdeki ya­

p ılarda olduğu gibi... B unlard an baş­ ka bazen de geom etrik veya seram ik yazılard an oluşan b ir bilezik, m inare gövdesinin etra fın ı çevreler. M inare­ lerin şekli de çok değişiktir: Bazen dört, bazen ise oluklu veya yivli - An­ ta ly a ’daki yivli M inare’de olduğu gi­ bi - veya kıvrım lı, saçaklı - A m asra’ da B urm alı Mescit m inaresinde - Af­ yon ve G üney’de D iy arb ak ır’da Ulu C am inin ise dört köşe bölüm lü ve çok değişik b ir sülieti vardır.

K em erleri ve kubbeleri tu tm ak için Selçuklular, sağlam direkleri sü tun ­ lara tercih etm işlerdir: H anların ve K ırşehir N u rettin Caca Bey M edre­

sesinin kocam an direkleri gibi... K a­ pılarda özelikle dekoratif olarak yer alan sü tunlar, bazen cam ilerin içinde de kullanılm ıştır, - E rzu ru m ’da Çifte M inareli M edresede. Bazı defalar bu sü tu n la r düz tavanlı cam ilerde-A nka- ra A rslanhane Cam isinde olduğu gibi tahtad and ır. O zaman, bunları daha güzelleştirm ek ve dam ın görülen m er­

teklerini gizlem ek için, üzerlerine çi­ çek şeklinde b ir başlık konm uştur. Taş sü tu n lara konulan başlıkları, ba­ zen daha önceki çağlara ait tapm ak ve diğer yapılardan aldıkları m im arî elem anları k u llan arak yapm ışlar, bunlar, kıvrım ları ve kenger y a p ra ­ ğı biçim leriyle Bizans çağı sü tun baş­ lıklarının şekillerini anım satırlar: Konya Sırçalı M edrese’de ve S ultan H an’da olduğu gibi... Kubbe tav a n ­ ları dört kqşe y er plânına, 3 veya 5 adet üçgenle veya büyük

stalâktitler-den oluşan hortu m şeklindeki üçgen­ lerle bağlanm ıştır.

S elçuklular özel k o n u tların a hiç önem verm em işlerdir. Bu nedenle, b u n lar­ dan günüm üze dek geleni yoktur. K onya’daki A lâeddin S arayı ile Bey­ şehir gölü yöresindeki K ubadabad İm p aratorlu k sarayı bile, eski yazılı belgelerin bah settik leri o geçmiş za­ m an ların göz kam aştırıcı parlaklığı hakkında ancak pek zayıf b ir fikir verebilm ektedir. F igü rlü bezem elerle süslü bu saraylar, çağdaş tarihçiler- ce çok övülm üştür. Bu nedenle, an ­ cak m üzelerde, özellikle K aratay M ü­ zesi’nde sergilenen çinilere bakarak o zam anların dekorların ın güzelliği ve zenginliği hakkında b ir hayal k u ra ­ biliyoruz. Bu süslü saray lardan Bey­ şehir Sarayının, tıpkı Topkapı Sarayı örneği gibi T ü rk lerin doğa sevgisi ve tu tk u su içinde hazırlanışı, Alaiyye S arayının rom antikliği dikkati çeker. Selçuklular tüm bun lara karşın, dinî m im aride de daha iyi korunabilm iş y ap ıtlar bırakm ışlardır. Düz tavanlı cam iler, dam ın üzerine tu ttu ru ld u ğ u k em erlerin dayandığı sü tu n lar ile b ir­ çok bölm elere ay rılm ışlardır: Örne­ ğin; K onya’daki geniş ve güzel A lâ­ eddin Camii. İbadet kısm ının m erke­ zi oldukça açıktır, aydınlık ve temiz hava tem ini için fener şeklinde bir kubbesi vardır. Divriği Ulu Cam iin­ de bu kubbenin yerini birçok biçme­ li düzlem ler konularak, havaî bir açıklık tem in etm ek istenm iştir. Bun­ lard an başka, ince ve n arin birçok tah ta sü tu n la r da yapıda bir hafiflik hissi u yandırm ıştır; A n kara’da A rs­ lanhane Camii için de bunu söyleyebi­ liriz, daha sonra B eylikler Çağı diye tanım lanan devrede yapılan Beyşehir gölü sahilinde bulunan harika

(6)

lecek n itelik tek i Eşrefoğlu Camii de en güzel örn ek ler arasınd adır...

Erzurum, Ç ifte M inareli Medresede, kıvrım ları ve kenger yapraklarıyla bezenen bir sütun başlığı. Erzurum, Ç ifte Minareli Medrese; a capital decorated with tendrils and artichoke leaves.

M ihrap lar da genellikle en güzel şe­ kilde dekore edilm iştir. Bu dekor, b a­ zen D ivriği U lu C am iinde olduğu gi­ bi taş oym alıdır, bazen de A n k a ra ’da A rslanhane Camii, K onya’da Sahip A ta Cam ii ve A k şeh ir’deki U lu Ca­ m ii gibi büy ü k cam ilerde ve K onya’ da Şeyh S a d rettin K onevi Cam ii ve sevim li Sırçalı Mescit, A fyon’da Mıs- rî Cam ii gibi daha küçük cam ilerde olduğu gibi, koyu m avi, tu rku az, p a t­ lıcan veya siyah ren k lerd ek i çiniler­ le süslenm iştir.

K ub beler genellikle tuğladandır. Bu tu ğ la la rın dizilm esinde şerit m otifle­ ri, üçgenler, b ak lav alar veya döne dö­ ne giden h a re k e tle rin resm edilm esine özellikle özen gösterilm iştir. Bazen bu k u b b elerin iç tara fı p a rla k renkli çinilerle kaplanm ıştır. - Sahip A ta Camii. T aştan veya seram ik ten geniş kûfi yazı şeritleri k u bb enin ken arın ı k a v ra r ve çoğu zam an süslenm iş taş­ ta n veya tuğladan üçgenler, yuv arlak şekiller, aşağıdaki dö rt köşe alana uy ­ durulm uştur.

Bu süslem eye, tah ta d an m inberler, ince oym alı k ap ılar ve kapı k an atları da eklenir. A nkara E tnografya ve İs­ tan b u l T ü rk - İslâm E serleri M üze­ lerinde bu süslem eye a it çok zengin koleksiyonlar bulu nu r. E y v an lar Ma­ la ty a ’da ve H a rp u t’da U lu Camii ve K ayseri’de - Hadi Kılıç Camii hariç, cam ilerde az kullanılm ıştır. Diğer yandan, bu ey v anlar m edreselerin önem li b ir kısm ıdır. B ütün M edrese­ lerde de, cam ilerin kapılarındaki gör­ kem li görünüm leri gibi çok zengin ve sevim li büyük kap ıları vardır. Ö rne­ ğin; K o nya’da İnce M inareli Medre- se’de, K aratay M edresesinde ve Sır- çalı M edrese’de, Sivas’ta Gök Medre- se’de, Am asya ve T okat’ta, A kşehir’ de Taş M edrese’de, M uzaffer Buruci- y e’de ve Sivas’ta Şifaiye M edresesin­ de, A m asya’da hay ran lık uyan dıran T im arhane’deki k ap ılar hep böyledir. A nadolu’ya M edreseleri sokan Sel­ çuklular, b u n ları iki şekilde yapm ış­ lardır; B ir kısmı dört köşeli ve k a re ­ dir, b ir kubbe ile örtülm üşlerdir. - K aratay M edresesi - diğerleri ise, dik açılıd ırlar ve rek tan gü lerdirler. Bu m edreselerin o rtaların d a uzun ve üs­ tü açık b ir avlu vardır. - E rzu ru m ’da Y akutiye M edresesi ve Sivas’ta Çif­ te M inareli M edrese’de olduğu gibi. Bu esas kısım lara bazen ek avlular da yapılm ıştır. B üyük kapıyı bir ey­ van devame^ljtir^ı. G irişin karşısında b ir giriş d a h « # ^ ö r n g ş^ e n de iki gi­ riş daha b u t e w r B>felsat A&mlftiddşbaıl

(7)

küçüktür. Ve y an av lu ların ortasında y e r a lırla r: Çay M edresesi’nde b ir tek eyvan vardır. K a ra ta y ’da iki ad et ve D ivriği’deki T u rh an M elik Ş ah ’da ise 3 - 4 adet eyvan bu lu nur. E rz u ru m ’da­ ki Y akutiye M edresesinde de bu du­ rum görülür.

Bu m edreseler, çeşitli bilim d alları ve Arap, F arisi dillerinin öğrenim i için k u ru lm u ştu r. Bu k u ruluşlar, gü­ nüm üzün üniversiteleridir. Esas ola­ rak taleb elerin o tu rm aları için birçok odalardan oluşm uştur. A yrıca m edre­ selerde b ir de büyük dershane salo­ nu bulunur. Açık avlulu m edreseler­ de, taleb e odaları avlu n u n h e r iki ta ­ rafın da y er alır. Ve g irişten evvel bü­ yük b ir kapı ve talebelerin gezinti y eri bulunurdu. Tüm odalar b ir k at üzerine yapılm ıştır. - B itlis’teki îhlâ- siye M edresesi... Bazen de iki k a tlı­ dır. - K aram an ’daki İbrahim Bey M edresesi gibi... A vlunun ortasında çoğu kez b ir havuz b ulunurdu. Bu bi­ n aların dış görünüşü ne k a d a r sade ve ağır başlı ise de, içerileri o kadar

güzel, zengin ve ahen k dolu olarak yapılm asına özellikle özen gösteril­ m iştir. Bu y ap ılar m im arî bakım dan çok d ik katle yapılm ış ve çoğunlukla güzel b ir seram ik dekorla süslenm iş­ tir. Ö rneğin; K a ra ta y M edresesi, Sır- çalı M edresesi ve Sivas Gök M edre­ s e lin d e olduğu gibi...

Çoğunlukla m edreseler yöresinde ay­ nı tip te şifahaneler ve im areth an eler de bulunurdu. - A m asya’da, Ç an k ırı’ da C em alettin F e rru h Şifahanesi ve K a ra m a n ’da, - K ayseri ve Sivas im a­ reth an elerin d e olduğu gibi... A yrıca bu m ed reselerin çok değerli ve özen­ le yazılm ış el yazm ası eserlerinin de bulun d uğu zengin k ita p lık ları vardı. S elçukluların özel b ir özen gösterdik­ leri başka b ir bina tü rü daha vardır. B u nlar da tü rb e ve küm betlerdir. B u n ların b ir a lt iç salonu bulunurdu. Ve b u salona m escit teşkil eden dış kısım dan b ir m erdivenle inilirdi. Bu a lt salonun genellikle süssüz ve k u b ­ beli olm asına karşın, ü st kısım özen gösterilen b ir m im arî ile yapılm ıştır,

bazen de o y m alarla ve çin ilerle süs­ lenm iştir, bu y ap ıtlar. Bu tü rb e le rin dış g ö rün üşleri çok değişiktir. B ir taş o tu rtm a lık üzerine daire veya biçm e ( - m enşur) şeklinde 4, 6, 8, 10 veya 12 köşeli d u v a rlı ve tem ele h afif b ir inişle b ağlanan b ir yapıdır. Bu tü r ­ belerin çoğu b ir cam inin - Sahip A ta T ürbesi gibi - veya b ir m edresen in y a n ın d ad ır - A k şeh ir’deki Üç K ızlar, S ivas’daki K eykavus T ürbesi ve K on­ y a ’daki K ılıç A rslan T ürbesi gibi... F a k a t bu tü rb e le rin pek çoğu tam a- m iyle yalnızdır. Ve koskoca k en tin ortasın da yapayalnız b ir şekilde tek başına yü kselir; S ivas’da G üdük M i­ nare T ürbesi veya E rz u ru m ’daki Üç K ü m b etler gibi... Bu tü rb e le rin ba­ zıları da, k ırla rın o rtasın a yapılm ış­ tır; D ivriği’deki S itte M elik T ü rb e­ si, K ay seri’deki U lu K üm b et ve H a­ san P adişah K ü m b etleri ve A h lat

(Van) Şeyh E ğ rit K üm beti veya U lu K üm bet gibi...

Bu y a p ıtla rın bazıları az süslenm iş­ tir. G irişte bazı oym alar b u lu n an tek kule: K ay seri’de Ç ifte K ü m bet gibi... B azıları ise tam am iyle b ire r a n ıttır. Ö rneğin, A m asya’daki T o rum tay T ü r­ besi, bu tü rb e n in dış ta ra fı sanatkâ- ran e yapılm ış güçlü k a b a rtm a la r ve h arik a sayılabilecek nitelik tek i çiçek resim leri ile kaplanm ıştır. A k şeh ir’ deki Üç K ızlar T ü rb esi’nin iç süsleri, m ineli tu ğ la la rın ve adi tu ğ la la rın birleşm esi ile yapılm ıştır. S ivas’taki Buruciye M edresesinin T ürbesi çok g en iştir ve yazılarla, petek gözleriy­ le, çini işlem elerle çok zengin olarak süslenm iştir. Yine Sivas’taki K eyka­ vus T ürbesi 10 cepheli kapı dolabıy­ la, çok zengin b irb irin e geçmiş geo­ m etrik m otif ve yazılarla, m avi ve m or çini sü slerle bezenm iş, ön ta ra ­ fı ile de en ilgi çekici tü rb e lerd e n bi­ ridir. F a k a t bu tü rb e le rin içinde çok zengin ve gösterişli olarak yapılanı hiç kuşkusuz K onya’daki Sahip A ta T ürbesidir. Bu tü rb e n in d u v a rla rı ve lah itleri tam am iyle seram ikle k a p la n ­ mış ve a ju rlu p encereleri ile tüm ev­ rensel güzelliğe bü rü n m ü ştü r.

Tokat, Gök Medrese avlusu. İki katlı, avluya açılan pencereler ve seramikle bezenmiş duvarı.

Courtyard of the Tokat, Gök Medrese. This is of two storeys with windows opening on to the courtyard...

Alanya (Alaiyye), Türklerin doğa sevgisi ve tutkusu içinde hazırlanan romantik Alaiyye kalesi ve ören halindeki sarayı. The romantic Alanya (Alaiyye) castle and palace in ruins, which signify Turks' love of nature and beauty.

(8)

Y alnızca b ir ey v andan oluşan tü rb e ­ le r de v ard ır. F a k a t T ü rk iy e ’de bu tü rü n örneği çok azdır: Gömeç H a­ tu n T ü rb esi’ni, K on y a’daki Reis Ali T ü rb esi’ni ve T ercan ’daki M ama H a­ tu n T ü rb esi’ni örnek olarak v erebili­ riz.

Sizlere sunm ağa çalıştığım bu y a p ıt­ la r arasın d a sayıları oldukça fazla olan H a n la rı da u n u tm am ak gerekir. Ekserisi çok yüksek olm ayan ve kıs­ m en de h a ra p b u lu n an bu y ap ılard an

bazıları sanat yönünden çok ilginçtir. Bu y ap ıların k ap ıları oldukça zengin b ir şekilde, sa n atk âran e b ir işçilikle bezenm iştir: Susuz H an, Ç ardak Han, K a ra ta y H an, İncir H an gibi... İçle­ rin d e bazıları özellikle ilgi çekicidir. Sivas ve K ayseri arasında bulu nan S u ltan H an ve K onya ile A ksaray arasın daki yol üzerinde aynı adı ta ­ şıyan S u ltan H an... Dış görünüşleri düz ve penceresiz, yontulm uş taştan düz d u v a rla rı ile oldukça se rt

görü-Eski Malatya, Ulu Camiin döne döne kasırgalar yaratan motiflerle bezenmiş tavanı. Old Malatya roof of Ulu Djami decorated with whirling spirals.

Erzurum, Üç Kümbetler; koskoca kentin ortasında yapayalnız bırakılm ışlardır. Erzurum, Three Kumbets; these have been left all alone in the middle of the great city.

(9)

n ü m lü b ir yapıdır. B una k arşın gi­ riş k ap ıları g ayet ince b ir işçilikle süslenm iş ve çok yüksek olup, iç av ­ lu la rı ve yüksek ku b b eleri vard ır. Bu k u b b elerin adedi daim a tek tir. Ço­ ğ un luk la 3 - 5 veya 7’dir. S u lta n H an ­ da y ap ın ın ortasın d a k a lın d irek ler üzerinde yükselen, gayet ince b ir iş­ çilikle yapılm ış oym alı cephesiyle, b ir m esciti v ardır.

Selçuklu Taş E serlerin d en son o larak K öp rü lere baktığım ızda, b u y a p ıtla ­ rın da g erçekten fevkalâde eserler olduğunu görürüz. B u n la r o k a d a r sağlam olarak inşa ed ilm işlerd ir ki, çoğu uzun y ü zy ılların geçm esine ve doğa e tk ilerin e k a rşın h âlâ d a y an ­ m ak ta ve yapılış am açlarına hizm et etm ek ted irler. Sayısız sivri k em erle­ riy le b üyü k n e h irle ri aşan bu gör­ kem li e serler arasında, örneğin D i­ y a rb a k ır’da ve Dicle ü zerinde b u lu ­ n an köprüyü, M ardin yöresindeki K ı­ zıltepe’de b u lu n an b ü y ü k k ö p rü y ü ve daha m ütevazi köprü leri, örneğin; B atm an ’da, S ilv an ’da b u lu n an ve u y u m lu b ire r y a p ıt olan k ö p rü leri sa­ yabiliriz. Bu köprü, düz b ir k öp rü de­ ğildir ve m ü te h a rrik üç p arçad an oluşm uştur. S ivas’dan geçen K ızılır­ m ak üzerinde b u lu n an k ö p rü ise iki parçalıdır. Bu köprülerde, ekseriya yapılış ta rih in i b elirley en y azıtlar vardır. Bazen de, D iy arb ak ır k ö p rü ­ sünde olduğu gibi üzerinde insan ve h ay v an resim leri betim lenm iştir. A nadolu’da aşağı y u k a rı h e r tara fta , h a tta B ursa y ak ın ların d ak i N ilüfer çayı üzerinde bile Selçuklu k ö p rü le­ rin e tesad ü f edilir.

Bu yazım da sizlere S elçu k lu ların y a­ ratm ış oldukları toplum yaşam ına, k ü ltü r, sanat, tic a re t d ü nyasına sun­ d u k ları b ü yük ve an ıtsal eserleri kı­ sa olarak, özellikleriyle tan ıtm ağ a ça­ lıştım . S elçuk luların y a ra tm ış olduk­ ları bu sanat, m im arî k a v ra m la rın ge­ nişliği nedeniyle fazla sert, kaba gö­ rünüm lü, fak a t süslerinin inceliği ve özenliliği yönünden ise çok a y rın tılı­ dır. X III. yüzyılın son 2 0 -3 0 yıllık süresi içinde, eserlerin dış sülietinin iç teşk ilât ile u y u m lu lu k sağlanm ası konusunda b ir atılım b elirli biçim de görülür; d u v a rla rd a k i p encereler da­ ha g enişletilir ve oym alar ince işlen­ m iş alın tab la la rı ile süslenm eğe baş­ lar ve giriş k ap ıları daha küçülür. Ö r­ neğin; Çay M edresesi. Bu atılım XIV. yüzyılda daha genişler ve so­ nu nda uyum lu y ap ılar yapılm aya başlar. Ö rneğin; B ursa’daki Yeşil Ca­ m ii ve daha so n raları ise, Osm anlı yüzyılı diye tanım lan an XVI. yüzyıl­ da h e r yönden ü stü n n itelik tek i a n ıt­ sal y a p ıtla r o rtay a çıkar.

Divriği, Ulu Camii; taş işçiliği sanatının en görkemli yapıtlarından biri olan anıtsal kuzey kapısı.

(10)

Sivas, Çifte Minareli Medrese ve süsleri. Sivas, Çifte Minareli Medrese and decoration.

BY MERYEM DE CARCARADEC

12

Referanslar

Benzer Belgeler

Yünün kırkım yoluyla elde edilmesinden sonra yünün taranması için kullanılan tarak, iplik bükümünde kullanılan iğ, teşi, kirman, çıkrık, dokumada kullanılan bıçak,

Taşın oluşumu, taş türleri ve karakteristik özellikleri, taş işçiliğ; taşın ocaktan çıkarılması, taşınması, taş işçiliğinde kullanılan aletler, bunların

o Henry, A.(ed.), Stone Conservation: Principles and Practice, Donhead, Wiltshire 2006. G., Taşların Bozulma Nedenleri, Koruma Yöntemleri,

Yassıada'da yargılanarak onbeş ay tutuklu kaldıktan sonra

參與本計劃的研究生從本研究計畫的執行過程中獲得良好的分子生物學 (包括 RT-PCR 與 Q-PCR),蛋白質生化學 (SDS-PAGE and Western

[r]

Ve 2 hafta önce bir salı akşamı, Beyoğlu Belediye Başkam Halûk Öztürkatalay, bir şalteri indirince, Taksim-Galatasaray arası ışıklı panolar, caddeye

olduğuna göre, |BC| nin alabileceği farklı tam sayı değerleri kaç tanedir?.. ÜÇGENDE AÇI - KENAR BAĞINTILARI Test-1 Simedy an A kademi 7.. ABC ve ACB