*Atatürk Üniversitesi, Di Hekimli i Fakültesi, Periodontoloji AD., Erzurum
LEPT N VE PER ODONTAL HASTALIKLAR
LEPTIN AND PERIODONTAL DISEASES: A REVIEW
Yrd Doç Dr. Alparslan D.LS.Z* Ar Gör Dt.Meltem Z.HN.*Ar Gör Dt.Tu ba AYDIN*
ÖZET
Leptin, kona inflamasyon ve infeksiyondan koruyucu önemli bir rolü olan, ya dokusundan ba ka ilave çe itli dokulardan da salg lanan bir hormondur.
Periodontal hastal klar, di lerin destek dokular n n y k m na yol açan birden fazla faktörün sebep oldu u infeksiyöz hastal klard r. Bu hastal klar gingival dokularda bakteriyel infeksiyonlar sonucu olu urlar. Oral mikroorganizmalar n seviyelerini azaltarak yap lan tedavi, gingivitisi engelleyebildi i gibi, periodontitisi de stabilize edebilir.
Daha önceleri yap lan çal malar da leptin seviyeleri ile periodontal hastal klar aras nda bir ili ki oldu unu ileri sürmü lerdir. Baz ara t r c lar, sa l kl ve hastal kl gingivada leptinin varl gösterildikten sonra di eti olu u s v s leptin seviyesi ile periodontal hastal n iddeti aras nda güçlü bir negatif korelasyon oldu unu bildirmi lerdir.
Bu derlemenin amac , leptin seviyeleri ve periodontal hastal k aras ndaki ili kiyi bildirmek ve insan vücuduna leptinin etkilerini özetlemektir.
Anahtar Kelimeler; Hormon, leptin, periodontal hastal k, di eti, di eti iltihab ve di eti olu u s v s
SUMMARY
Leptin, a hormone secreted by adipose tissue, but also by several other tissues, and it plays an important role in protection of the host from inflammation and infection.
Periodontal diseases are multi-factorial infectious disorders that lead to destruction of the supporting tissues of the teeth. These diseases are the result of bacterial infections of the gingival tissues. Therapy to decrease the levels of oral microorganisms can reduce gingivitis and stabilize periodontitis.
Previous studies have suggested a relationship between periodontal disease and leptin levels. Some researchers reported that there is a strong negative correlation between the gingival crevicular fluid (GCF) leptin level and periodontal disease progression, after the presence of leptin within healthy and inflamed gingiva has been demonstrated.
The aim of this paper is to summarize the effect of leptin in the human body and to report relationship between periodontal disease and leptin levels.
Key Words: Hormone, leptin, periodontal disease, gingiva, gingival inflammation, and gingival crevicular fluid
Periodontal hastal klar ile hormonlar n ili kisi uzun y llar ara t r c lar n ilgisini çekmi tir ve bu alanda birçok ara t rma yap lm t r. Bu ilgi günümüzde de halen artarak devam etmektedir. Bu alanda, özellikle periodontal durum-cinsiyet hormonlar ve periodontal hastal klar-stres hormonlar ile ili kili çal malar göze çarpmakta, son y llarda ise periodontal sa l k üzerine etkisi tart lmakta olan leptin dikkati çekmektedir.1-5
Leptin; ke finden bu yana pek çok sistem
üzerindeki etkileri yo un olarak çal lmakta olan, esas olarak metabolizma ve vücut a rl düzenlenmesinde anahtar role sahip bir hormondur. Leptin di er Adipositokinler (adiponektin, TNF-alfa, IL-6, Rezistin vb) gibi adipoz (ya ) dokudan salg lan r. Adipoz doku sadece enerji depolayan bir organ de il ayn zamanda uzak bölgelerde etki gösteren faktörleri de dola ma
salg layan endokrin bir organd r. Bu faktörler, glukoz
hemostaz üzerine etkili serbest ya asitlerini ve
adipositokinler olarak bilinen peptid hormonlar n içerir.6 Leptin kelimesi Yunanca da ‘ince, zay f’
anlam na gelen ‘leptos’ kelimesinden türemi tir. Leptin adipoz dokudan salg lanan 167 aminoasitten olu an, molekül a rl 16 kDA olan, sinir sistemi yolu ile yiyecek al n m n düzenleyen ve enerji balans n regüle eden nöronlar üzerinde etkileri olan bir hormondur.6,7 Leptin, ilk kez ob/ob mutant farelerde bir mutajenik
gen ürünü olarak belirlenmi tir.7 Adipoz dokuda
hipotalamus ile ili kili ve vücut a rl n regüle eden bir biyomark r n varl 1950’ ler de, ob/ob farelerin ke fi s ras nda dü ünülmü olsa da, 1994’e kadar farelerde obeziteden sorumlu gen olan ob geni tan mlanamam t r. Obezite ile ilgili yap lan hayvan deneylerinde, obez fareler (ob/ob) 1950’de
ke fedilmi tir.8Ob/ob fareler, k s r, vücut ya fazlal
olan resesif kal t ml genetik obeziteye sahip farelerdir. Obez ve ayn zamanda hiperglisemik olan fareler ise
Hummel9 taraf ndan ke fedilmi ve bunlar da db/db
fareler diye adland r lm t r. Bu fareler ile ilgili Coleman’ n yapt çal mada, ob/ob farelerin adipoz dokudan kana sal nan bir maddeyi yapamad klar ancak beyinlerinin bu maddeye cevap verdi i ve bu maddenin d ar dan verilmesiyle yemenin azald , db/db farelerin ise ya dokular nda bu maddeyi yapabildikleri fakat beyinlerinin bu maddeye cevap vermedi i ve sonuçta ob/ob farelerin obez olduklar ndan leptin üretemedikleri, aksine db/db farelerin leptin seviyeleri yüksek olmas na ra men leptine yan t veremedikleri tespit edilmi tir.10 Sekiz y ll k bir ara t rman n sonunda ob/ob farelere neden olan genetik defect 1994’te, Zhang ve grubu taraf ndan yay nlanm t r.6Daha sonra yap lan çal malar ile ob gen ürünü olan leptin, aç kça gösterilmi tir ve ob/ob fareler ob gen mutasyonu nedeniyle leptin üretemedikleri bildirilmi tir.11,12
.nsanlarda bu gen Lep geni olarak bilinir ve 7. kromozomun uzun kolunda 31. (7q31) bölgesindedir.13
Obez (ob) gen ürünü olan leptinin ke fedilmesiyle obezite ile ilgili görü lerde farkl bak aç lar dikkati çekmektedir.
Leptin reseptörleri; .lk kez Tartaglia ve ark.’lar
taraf ndan 1995’te gösterilmi tir.14 Leptin reseptörleri
pek çok dokuda bulunmaktad r. Leptin reseptörü sitokin reseptör ailesinin bir üyesidir zira leptin IL-6 ve IL-11 ile yüksek oranda yap sal benzerlik gösterirken, leptin reseptörleri de IL-6 ile benzerlik göstermektedir. Uzun form (OB-RL) ve k sa form (OB-RS) olmak üzere
iki formu vard r. Uzun form reseptörler; sinyal iletimi kapasitesine sahiptirler ve özellikle hipotalamusta (arkuat, lateral, ventromedial, dorsomedial nukleuslar) bulunurlar ve bu reseptörler leptinin santral etkisinden sorumludurlar. K sa form reseptörler ise vücutta yayg n olarak bulunmas na ra men beynin koronoid pleksus ve leptomeninks alanlar nda daha fazla salg lan rlar. Bu reseptörler leptinin kan-beyin veya kan-beyin-omirilik s v bariyerinden al nmas na yard mc olurlar. Uzun form reseptörlere göre k sa form reseptörler daha fazla salg lanmaktad rlar. Baz reseptör formlar da leptinin kanda ta nmas ve kan beyin bariyerini geçmesinden sorumludur.14,15 Leptin, fizyolojik etkilerini pek çok
dokudan sal nan özel leptin reseptörleri ile etkile mesi yoluyla sa lar. Leptin reseptörleri vücutta oldukça yayg nd r. Bu reseptörler; hipotalamus, pankreas, over
ve testis, uterus, böbrek, kalp, akci er, karaci er, adrenal bez, hematopoetik kök hücreler ve iskelet
kaslar nda bulundu u bildirilmi tir.16 Leptin
reseptörlerinin LEPRa, LEPRb, LEPRc, LEPRd, LEPRe ve LEPRf olarak adland r lan 6 izoformu bulunmaktad r.17
Leptinin sal n m ; Leptin vücutta ba l ca adipoz
dokuda sentezlenmesine ra men, plasenta, gastrik epitel, iskelet kas , hipofiz ve meme bezi taraf ndan da salg land da gösterilmi tir.18-20 Leptin düzeyinin ana
belirleyicisi vücut ya kitlesi ve vücut kitle indeksi (VK.) olsa da, bir çok faktör leptinin sal nmas nda rol almaktad r. .nsulin, glukokortikoidler, prolaktin, akut enfeksiyon, cerrahi stres, proinflamatuar sitokinler (TNF-M, IL-1) ve a r yeme-obezite-adipoz dokudan leptin sentezini stimüle ederken, N-adrenerjik agonist, androjenler, tiroid hormonlar , büyüme hormonu, somatostatin, katekolaminler, serbest ya asitleri, uzun süre açl k ve so u a maruz kalma leptin sal n m üzerine bask lay c etki gösterirler.20 Östrojenin, leptin seviyelerine etkileri ise halen tart lmaktad r.21
Leptinin dola mdaki yar ömrü yakla k 30dk d r ve yemeklerden 2-3 saat sonra salg lan r.20 Serum leptin
konsantrasyonu ö leden sonra dü ük olup gece yar s ndan sonra pik yapmaktad r.13
Leptin kanda serbest ve proteine ba l olarak iki formda bulunur. .nsanlarda leptinin büyük bir ço unlu u, hedef dokularda aktivite ve
biyo-yararlan m düzenleyen en az iki serum makro
molekülüne (fibronectin ve hemopoietin) ba l olarak dola r. Adipoz doku depolar nispeten az olanlarda leptinin ço u ba l formda olmas na ra men, obez bireylerde serumdaki leptinin büyük k sm n n serbest
formda oldu u tespit edilmi tir ve leptinin
aktivitesinden serbest formun sorumlu oldu u bildirilmi tir.22,23
Leptinin vücuttaki en önemli fonksiyonu, hipotalamus üzerine negatif “feedback” etki ile g da al m n ve enerji metabolizmas n düzenlemek ve obezite geli mesini engellemektir. Leptin bu etkisini, kan beyin bariyerini aktif olarak geçerek hipotalamusa ula r, çe itli hipotalamik nükleuslardaki spesifik leptin reseptörlerine ba lanarak yiyecek al m n azalt r ve enerji kullan m n art rarak gösterir.24 Ayr ca leptin, insan vücudunda ya am siklus parametrelerini kontrol eden ve düzenleyen, santral sinir sistemi, termogenez ve obezite, immün sistem, hematopoez ve anjiyogenez, kemik metabolizmas , üreme ve kardiyovasküler sistem
gibi birçok sistem üzerinde etki gösterebilen bir hormondur.18,20
Leptin-santral sinir sistemi; Hipotalamusun i tah
merkezi, obeziteye neden olan a r g da al m
mekanizmas nda önemli rol oynamaktad r. .nsan ve hayvanlarda ventro-medial hipotalamusun tokluk, lateral hipotalamusun ise açl k sinyallerini alan merkezler oldu u bilinmektedir.24 Bununla birlikte
yap lan çal malar leptinin birtak m biyolojik
sekresyonlar ile etkile im içinde oldu unu ve besin al n m nda kompleks bir ileti im a oldu unu göstermi tir. Bu biyolojik maddelerden biri nöropeptid Y’dir (NPY) ve bu sekresyon a r g da al m n art r c ve enerji harcanmas n azalt c rol üstlenir.25Leptin ise besin al m n azaltan ve enerji harcanmas n artt ran bir role sahiptir. Leptin bu rolünü, NPY sentezini ve sal n m n azaltarak ba armakta ve sonuçta besin al n m n azaltmaktad r.25 Obezlerde leptin sinyalinde bir bozuklu a ya da leptin etkisine olu an dirence ba l serum leptin düzeyleri artm t r. Ara t rmalarda vücut a rl n biyolojik olarak kontrol eden moleküler komponentleri belirleyen baz genler bulunmu tur (ob geni, db geni, fat geni, tub geni, agouti geni). Bunlardan ob geni leptin sentezini düzenleyerek i tah azalt r, db geni ise leptin ba lanmas n düzenlemektedir.18,25 Son zamanlarda tüm dikkatler leptin ve ob geni üzerine odaklanm olsa da besin al m ve enerji sarf n n kontrolü oldukça komplekstir, hiçbir ajan ya da sistem izole olarak çal mamaktad r.
Leptin- termogenezis; Bilindi i gibi termogenezis; metabolizma s ras nda al nan g dalardaki enerjinin büyük bir k sm n n s olarak aç a ç kmas d r. Leptinin enerji harcanmas nda yapt en önemli etki termogenezisde art meydana getirmesidir. Bu etkiyi leptin dolayl yoldan sa lam olur ki bu da u ekilde olmaktad r; termogenezisde en önemli faktörler “uncoupling” proteinler (UCP)’dir. UCP’ ler hücrede mitokondrinin iç membran nda bulunurlar ve hücrede ATP sentezi yerine s n n aç a ç kmas n sa larlar. Leptin, sempatik sinir sisteminin aktivasyonunu artt rarak tiroid hormonlar n n seviyesini yükseltir ve sonuçta daha fazla seviyede UCP olu mas n sa lar ve termogenezisi artt r r.11
Leptin-obezite; Dünya Sa l k Örgütü (WHO)
obeziteyi; sa l bozacak ölçüde ya dokular nda
anormal veya a r miktarda ya birikmesi olarak
tan mlam t r. Obezite davran , endokrin ve metabolik de i ikliklerle karakterize kompleks birçok faktörün bir
araya gelmesi sonucu olu an bir hastal kt r. Obezitenin klinik tespiti, kilonun boyun karesine oranlanmas (kg/m2) ile elde edilen vücut kitle indeksi (VK.) ile yap lmaktad r. Buna göre eri kinlerde vücut kütle indeksi 25'in üzerinde oldu u ki iler a r kilolu, 30'un üzerinde olanlar obez s n f na sokulur. Çocuklarda ise ya ve cinse göre haz rlanan VK. pörsentil e rileri kullan larak >85 persentil olan çocuklar a r kilolu, >90 persentil olanlar ise obez olarak s n fland r lmaktad r. Ayr ca ya a göre vücut a rl , boya göre a rl k, deri k vr m kal nl n n ölçümü ve
içerdi i ya bak m ndan vücut kompozisyonu da
kullan lan di er tan yöntemleridir.26 Leptin
eksikli inin obezite ile sonuçland , günümüzde art k oldukça iyi bilinen ve kabul edilmi bir gerçektir. Serum leptin konsantrasyonlar obezite göstergeleri olan vücut kitle indeksi ve vücut ya kitlesi oran ile
pozitif bir korelasyon göstermektedir.27 Obez
insanlarda serum leptin konsantrasyonlar yüksektir ve kilo verimi ile tekrar normal seviyelere döner. Leptin
ile vücut ya kitlesi ve VK. aras ndaki pozitif
korelasyon kad nlarda erkeklere oranla daha belirgindir ve yap lan ölçümler sonucunda kad nlarda leptin seviyelerinin erkeklere oranla daha fazla oldu u saptanm t r.18
Leptin-%mmün Sistem; Leptinin özellikle vücut
savunmas nda aktif rol alan hücrelere pozitif yönde etki etti i ve immün yan t maximum seviyede tuttu u bilinmektedir.Wöyle ki, leptin; lökosit sentezini uyar c , makrofaj aktivasyonu yaparak fagositozu güçlendirici, makrofajlardan anti-enflamatuar sitokin sal n m n aktive edici, eritropoietinin eritrositlere olan etkisini
artt r c , yara iyile mesini h zland r c ve
neovaskülarizasyonu artt r c etkisi oldu u rapor
edilmi tir.19 Bunlara ilaveten leptin do al ve edinsel
immunitede önemli rol oynamaktad r. .nflamasyon durumlar nda kona n leptin düzeyleri artar ve anti-enflamatuvar etki gösterir.18
Leptin-Hematopoez ve anjiyogenez; Leptinin,
eritropoetinin eritrositler üzerindeki uyar c etkisini
art rarak kan yap m n situmüle etti i, trombosit
agregasyonu ve tromboziste rol ald bildirilmi tir.19
Ayr ca insan endotelyal hücrelerinde leptin reseptörlerinin oldu u ve leptinin anjiyogenezisi hem in vitro hem de in vivo indükledi i saptanm t r.19
Leptin-Kemik Metabolizmas ; Leptinin kemik
metabolizmas üzerine iki farkl etkisi oldu u
büyüme ve mineralizasyon üzerinde direkt uyar c etki ve hipotalamus arac l ile kemik geli imi üzerinde indirekt bir bask lay c etkidir.28,29 .nsan kemik ili inde leptinin, osteoblast farkl la mas n indüklemesi ve adiposit diferansiyasyonunu azaltmas sonucu kemik mineral dansitesi ile vücut ya oran aras ndaki negatif korelasyon olabilece i görü ünü ortaya ç karm t r.30
Baz ara t rmac lar leptinin, stromal hücreleri
osteoblastlara, kondrositlere ve hatta adipositlere farkl la mas n indükledi ini göstermi tir.31 Leptinin
osteoblast farkl la mas n artt rd ve osteoklast
yap m n ve kemik rezorbsiyonunu inhibe etti ini savunan çal malar da vard r.32 Sonuç olarak leptin,
kemik olu umunu stimüle edici, tam aksi olarak ta kemik rezorbsiyonunu inhibe edici görev yapan bir hormon olarak i lev görmektedir diyebiliriz.
Leptin-Üreme; Leptinin üreme sistemi üzerine
etkilerini en iyi ekilde ortaya koyan ob/ob farelerde yap lan çal malard r. Wöyle ki; Leptin eksikli i olan ob/ob farelerin genetik olarak seksüel olgunlu a eri medikleri (hipogonadotropik hipogonadizm) ve sterilite gösterdikleri tespit edilmi ve bu farelere d ardan leptin verilmesi ile puberte ba lam ve infertilite düzelmi tir. Bunun yan nda normal s çanlara leptin verilmesi ile de pubertenin ba lamas n n h zland rapor edilmi tir.33 Leptinin gonadotropin ve seks steroid sentezini ve sekresyonunu artt rd da saptanm t r.34
Leptin-Kardiyovasküler sistem; Leptinin, kalp h z
ve kan bas nc n sempatik sinir sistemi aktivasyonu yaparak artt rd yap lan ara t rmalarda gösterilmi tir. Bu da leptin konsantrasyonu ile kardiovasküler sistem aras nda bir ili ki oldu unu destekler niteliktedir.35 Son y llarda, ya dokusundan kardiyovasküler hastal k risk faktörlerini etkileyecek, leptin, adinopektin, rezistin, plazminojen aktivatör inhibitör-1 (PAI-1), tümor nekrozis faktör- M (TNF-M) ve interlökin-6 (IL-6) gibi biyolojik aktif moleküllerin sentez ve sekrete edildi i bildirilmektedir.26
Özetlemek gerekirse leptin, insan vücudunda birçok fonksiyonda görev alan ve farkl ekillerde etki gösterebilen bir hormondur. Leptin ve reseptörlerinin hangi fonksiyonlarda görev ald n inceleyen birçok ara t rma t bb n birçok dal nda yap lm t r ve yap lacak gibi görünmektedir.36-38
Leptin-Periodontal Hastal k; Son y llarda leptinin
varl n n sa l kl ve hastal kl di etlerinde
gösterilmesinden sonra, periodontal hastal kta nas l bir
rol üstlendi i ara t r lm t r. Leptin ilk defa di
hekimli i alan nda Johnson ve Serio5 taraf ndan
ara t r lm t r. Wöyle ki; bu ara t r c lar leptinin
varl n sa l kl ve hastal kl di etlerinde tespit
etmi ler ve di etinde hastal k iddeti artt kça leptin
konsantrasyonunun azald n bildirmi lerdir. Bu
çal mada dikkati çeken nokta ise leptinin ya dokusundan salg lanmas na ra men, di etinde ya
dokusu bulunmamaktad r ki, di etinde leptinin
varl n n a rt c olmas d r. Leptin buradaki varl , dola mdaki leptinin difüzyon yolu ile di etine nüfuz
etti i eklindeki bir hipotez ile aç klanm t r.
Ara t r c lar bundan hareketle yüksek gingival leptin konsantrasyonlar n n di etini periodontal hastal ktan korudu unu ileri sürmü lerdir.
Bu ara t rmadan sonra di ile di eti aras nda
fizyolojik olarak var olan ve ba ta savunma olmak üzere çe itli fonksiyonlarda görev alan biyolojik enzim ve maddeleri içerisinde bar nd ran di eti olu u s v s nda (DOS) leptin varl n tespit eden ara t rmalar yap lm t r.1-3 Bozkurt ve ark.’lar ,3143 hasta üzerinde
yapt klar çal mada, tüm DOS örneklerinde leptin varl n tespit etmi ler ve periodontal hastal k varl ile beraber sigara içmenin leptin seviyelerini etkileyebildi ini bildirmi lerdir. Bu ara t r c lar, periodontitis varl nda DOS leptin seviyelerinin sigara içenlerde içmeyenlere göre daha dü ük oldu unu gözlemlemi lerdir.3 Son zamanlarda Karthikeyan ve
ark.’lar1,2 sa l kl periodonsiyumlu, kronik gingivitisli
ve kronik periodontitisli hastalarda DOS leptin seviyelerini de erlendirmi ler ve DOS leptini ile periodontal hastal k iddeti aras nda güçlü bir negatif
korelasyonun var oldu unu bildirmi lerdir.1 Bu
çal man n paralelinde di er bir çal mada da hem DOS leptin seviyeleri hem de serum leptin seviyeleri ara t r lm ve periodontal hastal n iddeti artt kça, DOS leptin seviyesinin azald bunun aksine serum leptin konsantrasyonunun artt n gözlemlemi lerdir.2 Bu çal malar da DOS’ taki leptin varl n n kayna n n, serum, di eti, osteoblast ve T hücreler olabilece i bildirilmi tir.1,2
Bu çal malar sonucunda, leptin immün sistem ve
kemik olu umunu üzerine etkisi oldu u gibi
periodontal sa l koruyucu bir görevi de oldu u rapor edilmi tir.
Sonuç olarak leptin sadece vücut ya depolar ile santral sinir sistemi aras nda bir koordinatör gibi davranarak obezite geli imini önleyen bir hormon
de il, yara iyile mesi, hematopoez, üreme, termogenez, immün sistem, kemik geli imi gibi pek çok alanda üstlendi i önemli görevler yan nda, periodontal sa l koruyucu görevde de rol oynad ifade edilebilir.
KAYNAKLAR
1. Karthikeyan BV, Pradeep AR. Leptin levels in gingival crevicular
fluid in periodontal health and disease. J Periodontal Res. 2007; 42:300-4
2. Karthikeyan BV, Pradeep AR. Gingival crevicular fluid and
serum leptin: their relationship to periodontal health and disease. J Clin Periodontol. 2007; 34:467-72
3. Bozkurt FY, Yetkin Ay Z, Sütçü R, Deliba N, Demirel R.
Gingival crevicular fluid leptin levels in periodontitis patients with long-term and heavy smoking. J Periodontol. 2006; 77:634-40
4. Ritchie, C.S. Various measures of increased adiposity are
associated with periodontal disease. The Journal of Evidence-Based Dental Practice, 2004; 4:169-171.
5. Johnson RB, Serio FG. Leptin within healthy and diseased human
gingiva. J Periodontol. 2001; 72:1254-7
6. Berner HS, Lyngstadaas SP, Spahr A, Monjo M, Thommesen L,
Drevon CA, Syversen U, Reseland JE. Adiponectin and its tereptors are expressed in bone-forming cells. Bone 2004; 35: 842-49.
7. Zhang Y, Proenca R, Maffei M, Barone M, Leopold L, Friedman
JM. Positional cloning of the mouse obese gene and its human homologue. Nature. 1994; 372:425-32.
8. Ingalls AM, Dickie MM, Snell GD. Obese, a new mutation in the
mouse. J Hered. 1950; 41:317-18.
9. Hummel KP, Dickie MM, Coleman DL. Diabetes, a new
mutation in the mouse. Science 1966; 153:1127-28.
10. Coleman DL. Effects of parabiosis of obese with diabetes and
normal mice. Diabetologia 1973; 9: 294-98.
11. Halaas JL, Gajiwala KS, Maffei M, Cohen SL, Chait BT,
Rabinowitz D, Lallone RL, Burley SK, Friedman JM. Weight-reducing effects of the plasma protein encoded by the obese gene. Science 1995; 269:543-46.
12. Pelleymounter MA, Cullen MJ, Baker MB, Hect R, Winters D,
Boone T, Collins F. Effects of the obese gene product on body weight regulation in ob/ob mice. Science 1995; 269:540-43.
13. Sinha MK. Human leptin: the hormone of adipose tissue. Eur J
Endocrinol 1997; 136:461–4.
14. Tartaglia LA, Dembski M, Weng X, Deng N, Culpepper J, Devos
R, Richards GJ, Campfield LA, Clark FT, Deeds J, Muir C, Sanker S, Moriarty A, Moore KJ, Smutko JS, Mays GG, Wool EA, Monroe
CA, Tepper RI. Identification and expression cloning of a leptin receptor. OB-R. Cell. 1995; 83: 1263-71.
15. Hoggard N, Mercer JG, Rayner DV, Moar K, Trayhurn P,
Williams LM. Localization of leptin receptor mRNA and the long form splice variant (Ob-Rb) in mouse hypothalamus and adjacent brain regions by in situ hybridization. FEBS Lett 1996 Jun 3;387:113-16.
16. Tartaglia LA. The leptin receptor. J Biol Chem. 1997;
272:6093-96.
17. Ahima RS, Osei SY. Leptin signaling. Phys Behav 2004;
81:223-41.
18. Ahima RS, Flier JS. Leptin. Annu Rev Physiol. 2000; 62:413-37. 19. Fantuzzi G, Faggioni R. Leptin in the regulation of immunity,
inflammation, and hematopoiesis. J Leukoc Biol. 2000; 68:437-46.
20. Frühbeck G, Jebb SA, Prentice AM. Leptin: physiology and
pathophysiology. Clin Physiol. 1998; 18:399-419.
21. Castracane VD, Kraemer RR, Franken MA, Kraemer GR, Gimpel
T. Serum leptin concentration in women: effect of age, obesity and estrogen administration. Fertil Steril 1998; 70:472-7.
22. Sinha MK, Opentanova I, Ohannesian JP, Kolaczynski JW,
Heiman ML, Hale J. Evidence of free and bound leptin in human circulation. J Clin Invest 1996; 98:1277–82.
23. Brabant G, Nave H, Mayr B, Behrend M, van Harmelen V, Arner
P. Secretion of free and protein-bound leptin from subcutaneous adipose tissue of lean and obese women. J Clin Endocrinol Metab 2002; 87: 3966-70.
24. Friedman JM. The function of leptin in nutrition, weight and
physiology. Nutr Rev 2002; 60:514.
25. Spitzweg C, Heufelder AE. More clues from fat mice: leptin acts
as an opponent of the hypothalamic neuropeptide Y system. Eur J Endocrinol 1997; 136:590–91.
26. Sowers JR. Obesity as a cardiovascular risc factor. AM J Med
2003; 115:37-41
27. Considine RV, Sinha MK, Heiman ML, Kriauciunas A, Stephens
TW, Nyce MR, Ohannesian JP, Marco CC, McKee LJ, Bauer TL. Serum immunoreactive leptin concentrations in normal weight and obese humans. N Engl J Med 1995; 834:292-95.
28. W\odarski K, W\odarski P. Leptin as a modulator of osteogenesis.
Ortop Traumatol Rehabil. 2009; 11:1-6.
29. Cornish J, Callon KE, Bava U, Lin C, Naot D, Hill BL, Grey AB,
Broom N, Myers DE, Nicholson GC, Reid IR. Leptin directly regulates bone cell function in vitro and reduces bone fragility in vivo. J Endocrinol. 2002; 175:405-15.
30. Thomas T, Burguera B, Atkinson EJ. Role of serum leptin, insulin
fat mass bone mineral dansity in men versus women. Bone 2001; 29:114-210.
31. Marie P, Debias F, Cohen SM, Vernejoul MC. New factors
controlling bone remodeling. Joint Bone Spine 2000; 67:150-156
32. Holloway WR, Collier FM, Aitken CJ, Myers DE, Hodge JM,
Malakellis M, Gough TJ, Collier GR, Nicholson GC. Leptin inhibits osteoclast generation. J Bone Miner Res. 2002; 17:200-209.
33. Chehab FF, Mounzih K, Lu R, Lim ME. Early onset of
reproductive function in normal female mice treated with leptin. Science 1997; 275:88-90.
34. Kiess W, Blum WF. Leptin, puberty and reproductive function:
lessons from animal studies and observations in humans. Eur J Endoc 1997; 138:26-29.
35. Paolisso G, Tagliamonte MR, Galderisi M, Zito GA, Petrocelli A,
Carella C, de Divitiis O, Varricchio M. Plasma leptin level is associated with myocardial wall thickness in hypertensive insulin resistant men. Hypertension 1999; 34:1047-52.
36. Yegen B. .nfeksiyon ve inflamasyonda leptin. Genel T p Dergisi
2003; 13: 2.
37. Aslan K, Serdar Z, Tokullugil A. Multifonksiyonel Hormon:
Leptin. Uluda Üniversitesi T p Fakültesi Dergisi 2004; 30:113-118.
38. Ünal M. Leptin. .st. T p Fak. Mecmuas 2004; 67:1.
Yaz!"ma Adresi:
Yrd.Doç.Dr.Alparslan D.LS.Z Atatürk Üniversitesi
Di Hekimli i Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dal 25240 ERZURUM
Tel : 0 442 231 3967 Faks : 0 442 236 09 45 E-posta : aydilsiz@yahoo.com