• Sonuç bulunamadı

Ermenilerin gizli hesapları:Bir Amerikan üniversitesindeki Ermeni eylemleriyle ilgili gözlemler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ermenilerin gizli hesapları:Bir Amerikan üniversitesindeki Ermeni eylemleriyle ilgili gözlemler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r

/V *5.

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİ

Bir Amerikan üniversitesindeki Ermeni

eylemleriyle ilgili gözlemler

Ermenilerin gizli hesaplan

I w -! I RMENİLER, Türk tarihine T j "jenosit" damgası vurdurt- --- * 1 2 3 maya Türkler ve Türki­

ye hakkındaki görüşleri ve politi­ kaları kendi tekelleri altında tutma­ ya yönelik çalışmalarını üniversite­ lerde geniş ve etkin bir örgütlenme içinde yürütmekteler. Üniversiteler­ deki faaliyetleri genel ideolojileri­ nin ve stratejilerinin ufak bir mo­ deli gibi. Üniversiteler ise, sadece toplumun beyin takımını yetiştir­ dikleri için önemli değil. Amerikan yapısında, üniversiteler bankalarla, şirketlerle, vakıflarla ve basınla ya­ kın ilişkiler içinde. Bunları yerin­ de gördükten sonra bazı sorular ge­ liyor insanın aklına ister istemez. Örneğin, Ermeni konusundaki bilgi ve ilgi derecesi Türk insanı arasın­ da ne düzeydedir? Bizim eğitim sis­ temimiz ve tarih derslerimiz Türk insanını, Ermeni sorunu ile çağ­ daş 'boyutları ve koşullan içinde —örneğin, Amerikan siyasal ve sosyal yapısı içinde— ilgilenmeye hazırlar mı? Konu, son on yılda, devlet bürokrasisinin düşünce sınır- lannın dışına çıkmakla beraber, Türkiye’nin resmi diplomasisi dışın­ daki çabalar olumlu bir Türk ve Türkiye imajı yaratma yolunda ne kadar yol almışbr? Dış dünya, Türk insanının Ermeni sorunu hakkın- daki görüşünü ve bilgisini, Türk ga­ zetecisinden, üniversite öğretim üyesinden, şairinden, ressamından, buluş adamından ve öğrencisinden duyabUmekte midir, diplomatına ek olarak?

Bir örnek Ekim 1984’ten bu yana Columbia Üniversitesi, Ulus­ lararası İlişkiler Yüksekokulu’nun Sovyetler Birliği Enstitüsü’nde gö­ revli bulunduğum için, üniversite­ deki Ermeni eylemlerinin en yoğun olduğu çevre içindeydim. Sovyet Ermeni Cumhuriyeti Sovyetler Bir- liği’ne dahil olduğu için, Ermeni ça- bşmalan adı altındaki ihtisas dalı kendisine bu akademik bünye için­ de güçlü bir yer bulmuş. Seçkin bir üniversitenin ayrıca prestijli bir yüksekokulunda kurumsal bir ye­ re sahip olunca da çeşitli bilimsel ve siyasal avantajlar doğal olarak beraberinde geliyor. Ermeni dili kültürü ve tarihi öğrencilere sunu­ lan ders programında sürekli ola­

rak yer almaktadır.

Üniversitedeki Türk Çahşmalan Merkezi’ne gelince: İdari örgütlen­ medeki yeri dil çalışmaları bölümü içinde. 1950’lerin başında Prof. Fu­ at Köprülü’nün teşviki ve Türk Devleti’nin mali desteği ile kurul­ muş. 1980 başlarında Türkiye’nin desteği kesilmiş. Bu destekle Tür­ kiye’den misafir profesör gelebilir­ ken, şimdi bu imkân ortadan kalk­ mış. Doğal olarak Türk

Çalışma-Türkiye'nin sesi resmi

kuruluşlar tarafından sürdürülen

çabalara özgü kaldığı sürece

etkisinin ve inanılırlığının çok

sınırlı kalması kaçınılmaz gibi

görünüyor. Halbuki Ermeniler

içinde bulundukları toplamların

etkinliklerinden yararlanıp

çevrelerine seslenebiliyorlar ^

DOÇ. Dr. Duygu B. SEZER

C o lu m b ia ü n iv e r s it e s i- g ö r e v lis i

lan Merkezi’nde ağırlık dil öğreti­ mine veriliyor. Her bakımdan ol­ dukça cıbz, kenarda kalmış bir ko­ numda. Temelde yatan olay, çağ­ daş Türkiye’ye karşı duyulan bilim­ sel ilginin Amerika’da neredeyse sı­ fır olması. Türkiye, genellikle Os­ manlI kültürü ve tarihi içinde ele alınıyor. Arada sırada “ 16. yüzyıl­ da Anadolu’da kadın kıyafetleri" veya “ Anadolu’da halk şüri” gibi konularda konferanslar düzenliyor. Ortadoğu ile ilgilenen bölümler, İt­ tihat ve Terakki tarihi, İslam sa­ natı ve antropoloji belli başlı ilgi alanlan.

ERMENİLERİN ÖRGÜT ÇALIŞMALARI

Ermenilerin kampustaki örgüt­ leri epeyce geniş çapta: Ermeni Merkezi, Ermeni Kulübü ve Erme­ ni Etütleri Columbia Üniversitesi programı ilk bakışta isimleri mey­ danlarda görülenlerden. Bunların ortaklaşa vaptıklan kültür gösteri­ lerinin içinde siyasal amacı ve etki­ si en güçlü olanı her sene ilkbahar­ da düzenledikleri bir dizi konferans •

FON DESTEĞİ

Bu senenin iki konferansının da konuşmacısı, New York Milli Kü­ tüphanesinin Başkanı olan Dr. Vartan Gregorian’dı. Milyonlarca okuyucunun yararlandığı bu zen­ gin ve değerli kütüphane New York Belediyesine ait. Ayrıca büyük şir­ ketlerce, zengin ailelerin vakıfların­ ca ve federal hükümet fonlarınca desteklenir. Dr. Gregorian bu güçlü gruplarla sürekli ilişki halinde bu­ lunmak zorundadır, görevi gereği. Bu kişinin gücü bir yandan genel kültür ve genel eğitim olanağı sağ­ layan, öte yandan uygarlık tarihi­ ni ileri nesiller içiu koruyan bir ku­ rumun başı olmasından gelmek­ tedir.

Nitekim, son olarak Amerika’nın 4 Temmuz Bağımsızlık Günü’nü kutlama şenliklerinin Amerikan - Fransız kültür faaliyetleri bölümü­ nü örgütleyen komite üyesi oldu­ ğunu yazdı gazeteler.

UZUN VADELİ STRATEJİ

Böyle faal ve girişken bir kişi olan Dr. Gregorian’m konferans­ larında ifade ettikleri fikirler Tür­ kiye açısından duyulmamış suçla­ malar ve iddalar değil. Yalnız, ko­ nuşmalarında vurguladığı bazı nok­ talara bakıldığında, Ermenilerin uzun vadeli stratejilerinin ince he­ saplarının ipuçlarını daha açıklık­ la görmek mümkün. Bu kişinin ko­ nuşmasında belirttiğine göre:

1. Sovyetler Birliği “jen o sif’i resmen tanımıştır. (ABD’ye kapa­ lı mesaj ve serzeniş: Senin de tanı­ ma zamanın çoktan gelmiştir! Bi­ zim bildiğimiz kadarıyla Sovyetler Birliği’nin böyle bir bildirisi yok­ tur ve iddia ABD’ye baskı yapmak için ortaya atılmıştır.)

2. Sovyetler Biıiiği, 2. Dünya Savaşı sonunda Ermeni toprakla­ rım geri almak için ciddi baskı yap­ mış fakat soğuk savaş nedeniyle ge­ rilemek zorunda kalmıştır. Sovyet­ ler Birliği’ne, topraklarımızı geri al­ ma mücadelesi veremediği için gü­ cenmeyelim, kızmayalım, çünkü onun elini tutan nedenler var. Onun güç durumunu anlayalım ve bize kendi kültürümüzü yaşatabil­ diğimiz bir cumhuriyet olma hak­ kı tanıdığı için şükran duyalım.

3. Sovyet Ermeni Cumhuriyeti tüm kurulularıyla ayaktadır. Ko­ münist rejim altında yaşıyorlar di­ ye onlara kızmak ve Ruslaşünlıyor- lar diye onlardan yabancılaşmak yerine onları anlamab ve destek ol­ malıyız. Çünkü, Ermenilik ruhu her yabancı baskıya karşı dayanık­ lıdır; Ermenilik

komünistleştirile-mez ve Ruslaştırılm az.

4. Türkiye’deki topraklarımızı geri alabilmemizin tek çıkar yolu Kürt kurtuluş savaşıdır. Türkiye’ nin sınırlarının değiştirilmesi olası- hğı kurt hareketinin başarısına bağ­ lıdır.

Bu noktalardan her birisi hak­ kında derin düşünmek gerektiği gi­ bi, hepsini topluca ve birbirleriyle etkileşim içinde de değerlendirmek kaçınılmaz gözüküyor Türkiye açı­ sından.

Ermeniler için gerçek öneınb ta­ rih 24 Nisan olduğu için, Colum- bia’da duvarlara beklenen bildiri­ ler asıldı. “ Jenosit: 1.500.000 Er- meni’nin Katledilmesi” manşeti al­ tında. bildiğimiz iddialar tekrarla­ nıyordu. Ayrıca, üniversite düze­ yinde mücadelenin en vurucu bir silahım kullanıp, bağımsız bilim ki­ şilerini, kötüleme ve lekeleme yo­ luyla korkutularak Türk çalışma­ larını tümüyle üniversiteden silme amaçlarını ortaya koyuyorlardı.

SONUÇ

Sonuç: Türkiye’nin sesi, resmi kuruluşlar tarafından sürdürülen çabalara özgü kaldığı sürece, etki­ sinin ve inanılırlığının çok sınırh kalması kaçınılmaz gibi görünüyor. Batı’daki Ermeniler çoğulcu top- lumlarda fikir özgürlüğünü ve tar­ tışma tekniklerini öğrenerek yetiş­ mişler; kitle haberleşme araçların­ dan yararlanmayı, reklamın etki­ sini, grup psikolojisini, memleke­ tin dilini ve kurumlann nasıl işle­ diğini öğrenerek, görerek büyümüş­ ler. Ünlü bestecileri, ressamları, bo­ calan, yazarlan toplumun içinde­ ler. İçinde bulunduklan kurumlar dan çevrelerine sesleniyorlar. Türki­ ye ise, toplumun güçlerinin dina­ mik etkilerinin dışında kalıyor gi­ bi ister istemez. Batı’da Ermeni varlığının belirmesinin tarihi eski. Bu nedenle kökü var; çevresi var. Türkiye’nin ve Türklerin sesi aşa­ ğı yukan 1970’lerde diplomatları­ nın öldürülmesiyle çıkmaya başla­ dı. Ancak, başanya ulaşabilmek için çabaların hem resmi düzeyde, bem de toplumun düzeyinde yürü­ tülmesi kaçınılmaz gibi gözüküyor Ermenilerin mücadele stratejileri­ ne bakınca. Örneğin, 50 milyon­ luk Türkiye’den ve Amerika'da 300.000 civannda olduğu söylenen Amerikalı Türk’ten çağdaş anlam­ da bilim adamı, meslek adamı, ga­ zeteci, televizyon habercisi, sanat­ çı ve öğrenci yetiştirilip, toplumda saygınlığı ve inanıhrhğı olan iyini- yet elçisi olarak yararlamlamaz mı? Kısacası, siyasal yapı içine girme, nüfuz etme çabalan diğer çok güçlü sosyal kurumlara nüfuz etme ça­ balan ile desteklenemez mi?

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, mobil reklamcılık konusunda literatürde yer alan ça- lışmalar hakkında bilgi verilmiş, mobil reklamcılık ve araçlarından bah- sedilmiş, daha sonra da

Yaşamı boyunca bir karşılık bek­ lememiş ki, şimdi beklesinl Ama benim bir hafta boyu beklentim, öfkeye dönüşen beklentim Cevdet Hoca’nın hizmetlerine

İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Latince eski ve Yeni Grekçe, Arapça ve Farsçayı ana dili gibi konuşan Cevat Şakir Türkiye’nin ilk tercüme

Çalışmaya konu olan dokuz filmde incelenen şiddet sahneleri genel olarak ele alındığında; şiddet sahnelerine estetik kazandırmak için, devamlılık kurgusunun tercih edildiği,

Kendine has sinema dili ile özgünlük arayışı içerisinde olan Derviş Zaim’in senaryosunu yazıp yapımcılığına ortak olduğu ve yönetmenliğini üstlendiği tüm

Çalışma alanından tek bir lokaliteden (1001 m) ve Kızılağaç orman altı döküntüsünden tespit edilmiştir.. Orchesella balcanica ise sadece Bulgaristan ve

Sinemanın icadı Joseph Plateau‟nun 1832'de fenakistiskop'u icadı ve Lumier KardeĢler‟in bunu kısa sürede geliĢtirmesiyle olmuĢtur. Ġcat edildiğinden beri insanlar

Sivil hayattaki aile toplantıları ve öteki bir araya gelmeler bize çok yabancıydı, bugünkü gibi der­ nekler ve benzeri şeyler de yoktu o za­ manlar..