• Sonuç bulunamadı

Semerkand-Registan Külliyesi ve Onarımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Semerkand-Registan Külliyesi ve Onarımı"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SEMERKAND-REGÎSTAN KÜLLİYESİ

V E

ONARIMI

Doç.Dr.Yıldınm Y A V U Z

zbekistan'ın tarihi Semerkand kentinde, eski bir su kanalının geride bıraktığı kumlar nedeniyle

V-fiii: "Kumluk Alan" yani Registan adıyla anılan merkezi meydanda yer alan yapılar^, İslâm dünyasının

en anıtsal, en görkemli dış mekanlarından birini oluşturmaktadırlar (Res.l ve 2). Buradaki yapıların en eskisi, 1417-1420 tarihli Ulug Bey Medresesi 56m x 81m, 1646-1647 tarihli Tilyakari (Telkari) Medre-se-Camii 50 m.x73 m., 1619-1635 yılları arasında yapılan Şirdar (Aslanlı Kapı) Medresesi ise 60mx72m boyutlarında olup, daha geride yer alan "Chor Su" (Çarşı) adındaki sekizgen planlı, ticari amaçlı yapı, külli­ yeye XVllI.yüzyılda eklenmiştir.-^

Yaklaşık 70 m.x70 m. büyüklüğündeki kare bir alanın dogu, kuzey ve batı kenarlarını oluşturan üç bü­ yük medrese, içlerinde yer alan mescitler nedeniyle Mekke'ye, yani güney-batıya yönlendirildikleri için, tüm külliye ve meydan kent merkezine belirli bir açı ile yerleşmiştir (Res.l). Meydanın üç yanının orta doğrultula­ rına yerleştirilen medrese ana girişleri, 35'er metre yüksekliğinde, içiçe çift eyvanlı, yüksek piştaklı, tüm yü­ zeyleri çinilerle bezeli, görkemli portaller biçiminde gerçekleştirilmişlerdir. Bu portallerin özellikle ortadaki ka­ re planlı alanı yarım küp biçiminde bir dış mekana dönüştürmek amacı ile kullanıldıkları kolayca anlaşılmakta­ dır (Res.2). Hatta bu nedenle, Şirdar Medresesi'nde mescidin bulunması gereken yer meydanın kuzey-dogu kenarını oluşturduğundan, buraya mescid yapılmamış, dini işlev geri plana itilerek meydanın geometrik bü­ tünlüğünün mescid yerine yapılan portal ile korunması yeglenmiştir (Res. 1 ve 2).

Yüzyıllar boyunca agır iklim koşullarından, savaşlardan ve depremlerden etkilenen Registan KüUiye-si'ndeki yapılar, Sovyet Hükümeti'nin Ekim Devrimi'nden hemen sonra aldığı bir kararla onarım programına konulmuş ve böylece tümüyle yok olmaktan kurtulmuşlardır. Bu yapıların onarım evrelerini incelemeden ön­ ce, kentin gelişim tarihini kısaca gözden geçirmekte yarar vardır.

S E M E R K A N D IN K ı S A T A R I H Ç E S I :

Eski İpek Yolu'nun Mavera-ün Nehir'de, Zerafşan Vadisi'nden geçen bölümü üzerinde yer alan Semer­ kand, Orta Asya'nın en eski yerleşim yerlerinden biridir (Res.3 ve 4). İsa'dan önce 4. yüzyılda iskender ordu­ larınca istila edilen kent bu askerlerce "Maracanda" adıyla anılmıştır. Bu yıllarda bölgenin adı ise, batı kaynak­ larında Achaemenid Imparatorlugu'na bağlı "Soghdiana" olarak bilinmekteydi. Bugünkü kentin kuzeyinde, surlarla korunmuş olan "Maracanda"nın yerel adı ise "Afrasiyab" olarak bilinmektedir. Büyük İskender'den sonra, Orta Asya'nın diğer yöreleriyle birlikte Afrasiyab'da Selevkus Krallıgı'nın bir bölümünü oluşturmuştur.^

712'de Araplar'ca ele geçirilen Afrasiyab, bir süre Halifeliğe karşı özgüriük çabalarının merkezi olarak direnç göstermiş, ancak, Islâmiyetin kabulünden sonra kent bir çok cami, medrese ve hamam gibi yapıların gerçekleştirilmesiyle büyüyerek gelişmiştir.

Bu dönemde, kentin güneyinde, bugünkü Semerkand'ın bulunduğu alanlar tarım toprakları olarak kul­ lanılmaktaydılar. 1220 Ilkbaharı'nda, Cengiz Han'ın orduları Zerafşan Vadisi'ne girerek Afrasiyab'ı yakıp

yı-"Historical Context" document, SAMARKAND VITALIZATION, an International Architecture Competition on Ideas for the Uiugh Beg Cultural Center, Geneva: 1990, ss. 12-13

2. A . c . , s s . l - 2

(2)

kınca, kentin merkez fonksiyonları sur dışına, güneydeki tarım alanlanna taşınmış, böylece günümüz Semer-kandı'nın temelleri atılmıştı.-^

XIV. yüzyıl sonundan XV. yüzyıl ortalarına dek, Semerkand Timur İmparatorluğunun başkenti olarak ekonomik, politik ve kültürel alanlarda büyük bir gelişme göstermiştir. 1371-1372 yıllarında çevresine yedi km. uzunluğunda, üzerinde altı kapısı bulunan bir sUr yapılmış, bu surun batı kenarındaki küçük bir tepe üze­ rine yerleştirilen iç hisar ise sekiz metre yüksekliğinde ikinci bir duvarla çevrilerek buraya Timur'un dört katlı, ünlü "Gök Saray"ı inşa edilmiştir (Res.4).

Iç Hisarın dogu kapısı bir asma köprü ile sarayı kentin merkezi olan Registan Meydanı'na bağlamak­ taydı. Bu meydan, o yıllarda Timur'un fetihlerinden elde edilen ganimetlerin sergilendiği, idamların yapıldığı ve hükümet emirlerinin okunduğu bir toplantı alanıydı. Kent, bugün hala ayakta duran önemli anıtlarının ya­ pılışına, bu yıllarda tanık olmuştur. Bunlar arasında Timur'un torunu için yaptırdığı, ancak kendisinin de içine gömüldüğü Gür-i Emir türbe, medrese, hanekah kompleksi (1400-1404), İslam dünyasının en büyük yapıtla­ rından Bibi Hanım cami ve türbesi (1398-1405) ile Şah-ı Zinde Türbesi (1334-1335) bulunmaktadır.

Timur'un 1405'deki ölümünden sonra başlayan iç karışıklıklar, oğlu Şah-ruh'un Herat'da tahta geçme­ si ile durulmuştur. Şah-ruh 1409'da Maveraünnehir yöresi ile başkent Semerkand'm yönetimini oğlu Uluğ Bey'e bırakmıştır. 1449'daki ölümüne dek, Uluğ Bey Semerkand'ı bir kültür ve bilim merkezine dönüştürmüş­ tür. Bugünkü Registan Külliyesi'nin bir parçasını oluşturan ve kendi adını taşıyan medresesi 1407-1420 ara­ sında, bir cami, bir kervansaray ve bir hanekahla birlikte bu dönemde inşa edilmiştir (Res.5).

Yazılı kaynaklara göre, meydanın kuzey kenarını oluşturan Mirzoyi Kervansarayı bugün aynı yerde bu­ lunan Tilyakari Medresesine çok benzer, iki katlı, içinde mescidi olmayan, yüksek piştaklı bir portalle meyda­ na açılan bir yapı idi. Bugün yerinde Şirdar Medresesi yapılmış olan Uluğ Bey Hanekahı ise şimdikinden da­ ha küçük bir yapı olmasına karşın, büyük portali ve özellikle de devasa merkezi kubbesi ile dikkati çekmekte idi. Daha geride, kuzeyde. Tuman Ağa Çarşısı ile Mirza Hamamı'nın kubbeleri görülmekteydi. Hanekah'ın güneyinde yer alan eski Ulu Cami Alike Kukeltaş tarafından yeniden yaptırılmıştı. Ortası avlulu, büyük bir dikdörtgen biçiminde olan Ulu Cami'nin hemen batısında küçük Mukatta Mescidi bulunmakta idi. XVII. yüz­ yılda Registan Külliyesi yenilenirken Ulu Cami (Kukeltaş Mescidi) ile Mukatta Mescidi'nin bu yenilemeye dahil edilmedikleri, Registan Meydanı'nın yalnızca üç kenarındaki yapılarla tanımlandığı anlaşılmaktadır {Res.5).'^

Semerkand 1500 yılında Shaibanilerin, XVII. yüzyıl baharında da Özbek Astragan Hanlığı'nın eline geç­ miş, bu dönemde Özbek Hanı Yalıntaş Bahadır, mimarı Abdul Jabbar'a Registan'da, medresa'nin karşısındaki hanekahın yerine, 1619-1636 yıllan arasında Şirdar Medresesi'ni, kuzeydeki kervansarayın yarine de 1647-1660 yıllarında "Tilyakari" medresa-camiini yaptırarak külliyeye bugünkü görünümünü kazandırmıştır (Res.6).^ XIX. yüzyıl başlarında Türkistan'da küçük hanlıkların ortaya çıktığı dönemde, Buhara, Fergana ve Khi­ va (Hiyve) bağımsız birimler oluştururlarken, Semerkand, Buhara Hanlığı'nın yönetimine girmiştir. Yüzyıl or­ talarında Orta Asya Hanlıklan Rus İmparatorluğu'na bağlanırken kent merkezini işgal eden Rus orduları, Regis­ tan Meydanı'ndakiler dahil, bir çok tarihi yapıya zarar vermişlerdir. 1868'de Zarafşan bölgesinin yönetim mer­ kezine dönüştürülen Semerkand, bu yıldan başlayarak Avrupa eklektisizmine yönelik bir kolonial mimari ile yz-niden yapılanmaya başlamış, kentin yeni bölümleri radial bir yol ağına göre düzenlenmiştir. Bu arada Çarın or-dulan iç kale^fl işgal ederek Gök Saray'ı yıkmış ve diğer yapılarda da büyük değişiklikler yapmışlardır.^

1917'deki Ekim Devrimi'nden sonra, 1924-1930 arasında Özbek Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin başkentliğini yükümlenen Semerkand, 1930'da Taşkent'in bu görevi üstlenmesinden sonra bir endüstri ve kültür merkezi olarak yaşamını sürdürmektedir.

REĞISTAN KÜLLÎYESf'NDEKl ONARIM İŞLEMLERİ:

1917 Ekim Devrimi'nden hemen sonra, Lenin'in girişimi ile, Orta Asya'daki mimari anıtların korun­ ması Sovyet Devleti'nin sorumluluğuna verilmiştir. Bunların onanmı bilimsel bir çerçeveye oturtulmuş, devle­ tin en önemli tarihçi, mimar, mühendis ve araştırıcıları bu onarımlarda görev almaya çağrılmışlardır. Bunlann arasında Shukov, Mauer, Vyatkin, Shiskin, Zasipkin ve Masson gibi önemli kişiler bulunmaktaydı. Abdülkadir Bakiyev, Shirin Muradov, Abdullah Baltıyer ve Şemseddin Gafurov gibi yerel halk zanaatkarlan da onarım iş­ lerinde görev aldılar.^

3. A.e.,s.3

4. Pougatchenkova, G.A., CHEFS-D'OEUVRE D'ARCHITECTURE DE L'ASIE CENTRALE XIV-XV SIECLE, Paris: Unesco, 1981, 55.50-51

5. Yavuz, Y., RBTORATION AND REGENERATION OF THE MONUMENTS IN REGİSTAN SQUARE, Aga Khan Awards for Architecture, Technical Review Summary, Geneva: 1992, S5.1-2

6. "Historical Context" s.7

(3)

Bu dönemdeki önemli gelişmelerden biri, kaybolmuş olan tarihi çini üretim tekniklerinin yeniden bu­ lunması olmuştur. Böylece yalnız Semerkand'dakilerin değil, Buhara, Khiva ve Taşkent'teki anıtların onarım­ ları da daha kolaylıkla gerçekleştirilebilmiştir.

XV. yüzyıldan beri kentin merkezi niteliğindeki Registan Külliyesinin onarımına, yaklaşık dört yıl süren hazırlıklardan sonra, 1923 yılında başlandı (Res.7-8). Bu ilk yıllardaki onarım işlemleri Devrim'den önce doğ­ muş yerel-zenaatkarlar tarafından gerçekleştirilmiş, bunlar aynı zamanda geleneksel sanat tekniklerinin genç bir kuşağa aktarılmasını da sağlamışlardır. 1940'larda başlayan ikinci onarım döneminde, Registan'da kuru­ lan onarım merkezinde bir çok ünlü mimar ve mühendis de görev almıştır. Savaş nedeniyle 1942'de kapatı­ lan merkezde, daha sonraları gençler eski sanat ustalarınca eritilmeyi sürdürmüşlerdir. Külliyenin onarımını üstlenen son merkez ise, 1976'da Taşkent'de kurulan UZNİP (Özbek Restorasyon Araştırma Merkezi) olmuş­ tur. 1923'deki ilk dönem onarım programı daha çok Uluğ Bey Medresesi'ni hedeflemişken, 1967-1987 ara­ sındaki son dönemde Tilyakari cami-medresesi onarılarak işletmeye açılmıştır.^

ULUĞ B E Y MEDRESESİ: (Res.9-22)

Banisinin fen-matematik ve astronomiye olan merakını simgeleyen 1417-1421 tarihli Ulug Bey Med­ resesi, bugünkü Registan Külliyesi'nin en eski ve en değerli yapıtıdır. XVII. yüzyıla kadar okul olarak işlevini sürdüren binanın XVill.yüzyılda boşaldığı ve buğday deposu olarak kullanıldığı bilinmektedir. Aslında iki kat­ lı, 50 odalı olan binanın üst katı bugün tamamen harap bir durumdadır (Res. 11,12). 56 m.x86 m.'lik bir ala­ nı kaplayan medresenin meydana bakan yüzünün ortasında 35 metre yüksekliğinde bir eyvan-portal yer al­ maktadır (Res. 13-14). Bu ana giriş dışında, yan yüzlerin orta doğrultularında küçük birer kapı daha bulun­ maktadır (Res. 17-18). Ana portal eyvanı daha küçük bir arka eyvana açılmakta, buradan da şebekeli bir pen­ cereden, avluya açılan gerideki eyvan izlenebilmektedir (Res.9,16). Sağlı sollu iki giriş, zig-zag birer koridorla, 30 m.x30 m. büyüklüğündeki avluya geçiş sağlamakta ya da köşelerde yer alan, üzerleri kubbeli dershanele­ re geçişe olanak vermektedirler (Res.9,15,16). Bu dershanelerden bir çift daha, güney-batı yönündeki mesci­ din iki yanında bulunmaktadır (Res. 19). Özgün durumunda tuğla tonozlaria örtülü mescidin tavanı çöktüğün­ den, burası geçici olarak ahşap ile örtülmüştür (Res.20). Köşelerdeki dört minareden güney-batı yönündekiler yıkılmıştır. Çok eğimli bir duruma gelen kuzey-doğu minaresi ise 1932'de düzeltilerek sağlamlaşhrılmıştır. 1925'de çekilen bir resimden, yapının önyüzünün harap bir durumda olduğu, özellikle piştak eyvanının köşe­ lerindeki seramiklerin tümüyle döküldükleri dikkati çekmektedir (Res. 13).

1952'de Sovyet mühendislerinin yapıyı onarma çabalan sona emniş, bu arada, önce Ukrayna'da açılan bir fabrikadan getirtilen, daha sonra da yerel olarak üretilen çinilerle tüm eksikler tamamlanmış, ancak, eski çinilerle yeniler arasında renk farkı bırakılmadığından onarımları saptamak güçleşmiştir,

Strüktürel açıdan çok zayıflamış olan yapıdaki açılmalar ve büyük çatlaklar birleştirilmeden yeni tuğla­ larla doldurulmuş, yeni duvar çinilerini taşımak amacıyla, tuğla duvarlar üzerine demir teçhizatlı bir çimento sıva yapılarak aslına uygun çiniler bu sıva üzerine yerleştirilmişlerdir. Ancak, rutubete dayanıksız bu sıva ze­ minden nem aldıkça çinilerde dökülmeler olmaktadır (Res.21-22). Yıkık üst kattan gelen yağmur sızıntıları da yapının alt bölümlerinin hızla bozulmasına yol açmaktadır.

Halen yoğun bir onanm gereksiniminde olan ve bu haliyle külliyenin en zayıf ve dayanıksız yapısı ola­ rak dikkati çeken Uluğ Bey Medresesi bugün kısmen bir kültür merkezi olarak kullanılmaktadır.

ŞiRDAR MEDRESESİ: (Res.23-30)

XVII. yüzyıl başlannda, eski Uluğ Bey hanekahınm yerine yapılan Şirdar Medresesi, tam karşısındaki Ulug Bey Medresesi'ni örnek alarak gerçekleştirilmiştir. Her iki yapının da önyüzleri eş biçimlidir (Res. 14-24). Köşelere gelen dersliklerin üzerieri her iki yapıda da dilimli kubbelerle örtülmüştür. Ancak, Uluğ Bey Medresesi'ndeki kubbeler bugün yıkık bir durumdadırlar. Yapının mimarı Abd al Cabbar medresenin ön yüzü­ nü karşıdaki Uluğ Bey Medresesi'nin önyüzü ile eş tutarken, diğer yüzleri ve avlu çevresindeki plan düzenini farklı tutmuş, böylece daha zengin bir mekan çeşitlemesi elde etmiştir. Her iki medresenin de dış duvarları "Hazarbaf" (sırlı tuğla) tekniği ile ve kufi yazı ile yazılmış kutsal isimlerle bezenmiştir, önarımdan önce çok harap bir durumda oldukları bilinen bu bezemelerin tümüyle yenilendikleri anlaşılmaktadır (Res. 18,25).

Yapının iç ve dış çini kaplamalarının, XVII. yüzyılda, Muhammed Abbas isimli bir usta tarafından ger­ çekleştirildiği bilinmektedir. Portalin kemer köşelerindeki, çini mozayık tekniğiyle yapılmış aslan ve güneş re­ simlerinin Iran geleneğinden esinlendiği kesindir (Res.24,26,29). Medresenin adını da bu resimlerden aldığı bilinmektedir. Portalin sağındaki dershanede İmam Cafer'in mezartaşı'nın bulunması, buranın bir ziyaretgah olarak kullanılmasına neden olmuştur. Bunun dışında, onarılmış olan yapının orta avlusu, yaz aylarında dans ve müzik gösterileri için kullanılmaktadır.

8. Yavuz, Y., a.g.e., S.3

(4)

Medresenin arka duvannda onarım sürmekte, avlu duvarlanndaki çinilerle, dilimli kubbelerin mavi-ye-şil-türkuaz çinilerinde hava değişiklikleri, zaman aşımı ve kuşların gagalamaları nedeniyle şimdiden bozulma­ lar görülmektedir.

TİLYAKARİ CAMi V E MEDRESESİ: {Res.31-44)

1649-1660 tarihleri arasında, XV. yüzyıl yapısı Mirzoyi Kervansarayının yerine yapılan Tilyakari Medresesi, tümüyle eski yapının temelleri üzerine yükseltildiğinden. Kervansarayın hücreleri bugünkü medre­ se hücrelerine tekabül etmektedir. Eski planda yapılan tek değişiklik batı yönüne eklenen mescit olmuştur (Res.35). Onarımdan önce mescit kubbesi ile ön portalin piştak bölümü ve dış ve iç cepheleri harap durumda olan medrese, 1976 onarımında tamamen yenilenmiştir (Res.31-32 ve 39-40). Onarım sırasında, eksik olan kubbe ve piştak betonarme kaburga sistemiyle gerçekleştirilmiş, kaburgaların iç ve dış yüzleri tuğla ile örtül­ müştür (Res.43-44). Betonarme sistemler temellere indirilmeden eski duvarlar üzerine dayandırıldıklarından strüktürel sağlamlıkları kuşkuludur. Eksik çiniler renk ya da patına farkı gözetilmeden yerleştirilmiş, yapıya yepyeni bir görünüm kazandırılmıştır.

Adını iç yüzeylerdeki yaldız dekorasyondan alan medresenin, yaklaşık 1000 metre karelik iç duvarla­ rındaki bezemenin onarımı için 20 kg. altın kullanılmıştır (Res.41-42,44). Kubbeyi kaplayan türkuaz çiniler kuşlarca gagalanarak delinmekte, kuş gübresi ile taşınan tohumlar, delinen yerlerden otlar çıkmasına neden olmaktadırlar(Res.34,36). Külliyenin diğer yapılarında olduğu gibi Jilyakari'de de çatı örtüsü, ilk başta yapıldı­ ğı gibi, tuğla ile kaplıdır. Bu ise, içeriye yağmur suyu sızmasını önleyememektedir.

G E N E L ÇEVRE DÜZENLEMESİ:

Onarımdan önce çevresi geleneksel konutlar ve dükkan dizileriyle kaplı olan Registan Meydanı'nın çevresi 1950 onarımları sırasında bu yapılardan temizlenmişse de, bu alanda birikmiş olan üç metre derinlik, ve 120.000 ton ağırlığındaki toprak tabakası son onarımlar sırasında kaldırılmış ve burada, XVII. yüzyıldan kalan özgün yer döşemesine erişilmiştir (Res.2). Bu arada, zamanla yer altına döşenmiş olan su, gaz, telefon, vs. şebekeleri kaldırılarak meydan temizlenmiş ve bunlardan doğabilecek tehlikeler giderilmiştir. Ancak, külli­ yenin çevresi onarımlar sırasında plansızca boşaltıldığından, çevrede büyük boşluklar oluşmuş, bu da Regis­ tan yapılarının tarihi çevreden soyutlanmalarına ve bu konuda farklı görüşleri olan mimar ve plancılar arasın­ da tartışmalar çıkmasına neden olmuştur.

S O N U Ç :

1923-1986 yıllan arasında üç safhada gelişen ve Uluğ Bey Medresesi ile Şirdar Medresesinde hala sürmekte olan onarımlar bu büyük külliyenin tümüyle yıkılmasını önlemişse de, kendi içine kapalı bir politik sistemin geliştirdiği ilkelere uyum sağlamaya çalışan bu onarım programı, yapılarda hatalı onarımlar yapılma­ sına da yol açmıştır. Dileğimiz, bundan sonra bu değerli yapıtların daha dikkatli ve uluslararası onarım ilkele­ rine uygun bir biçimde yeniden elden geçirilmeleri ve ileriki nesillere aktarılmalarıdır.

(5)

ARAL SEA

U. S. S. R •TURKESTAN

oiztL o u M [)r I. •

« V KlSHiN< BKUNYA URGENCH

TASHKENT* • ANDUAN KttOJANO ,if,i!yi.iti CKhOIVANB QAHA. O U M Ü E S E M T

BUKHARA TMiii V^ŞAMAROAND

T»KHT-l,.^ OABACHTH V^BSHAHRISABZ /V •YAKKABAC 1 TURAN Map 2. I i i i a n ( l i ) TfRMEZ

3. Orta Asf^a-Turan Bölgesi Haritası (L.Golombek-D. Wilbur)

4. Semerkand : XV. yüzyıl planı.

(L. Golombek-D. Wilbur) ^i=pii.s;imar<|ati.iiiii..n.,i,niii»>»

*:V-.v--*.f'-?'

I5th Century Samarqand

(6)

haPQ Banca pad flupsou

tleâpece ynyeöe/sgr

/anana ^^i/ede/^a

flet^emh hyntnbmaa/ct

5. Semerkand: XV. yüzyılda Registan Külliyesi. (G.Pougatchenkoua)

„ - ' v w

6. Semerkand:

Registan Kül XVII. yüzyıl

(7)

9. Semerkand: Uluğ Bey Medresesi, zemin kat planı. (LGolombek-D.Wilbur)

c

İ H a,.a,.uA.:..u hid d i 3D ı n 3n U ı T i Dİ ru rri L_J t u n a un ru ın c i u a • r r ı n H m a . - X i l — i - X T - ; • } ; ' - . c

i ; t ! ;

t : i . C.\M-\PlvVll V c » < „ „ . . . „ . , - \ f K . v P F . c K .• : - r - r e .^^/,!.,"".',• . ' - ' i ' ' . ' " . " J ^ . ,,

> A> rnEK.v — — — ' • — =:...-.^.<=...u.:,..,.,..

n ı ^ o K i v ' r • ,

10. Semerkand: Uluğ Bev Medresesi, bollanmasına kesil. (Ağa Han Dokümantas^jon Merkezi-Cenevre)

(8)

n • - "fc W 3 t n

V

İSE

11. Semerkand: Uluğ Bey Medresesi, birinci kat planı. Siyah duvarlar bugün yı­ kık durumdadır. (Ağa Han Dokümantasyon Merkezi - Cenevre)

^ •

H i i t t . f r . Y.(yr»r.K

İ2. Semerkand : Uluğ Bey Medresesi, 1925 restorasyonundan önceki güney cephesinin rövelesi. (Ağa Han

Dokümantasyon Merkezi - Cenevre) l

(9)

a n D

0

a P—1 o

D D D n D D D

ÖSSS

I L'lıısh llcg nudra» • 2- Shff »or m»ina • y l'ın>a )Cın majrau - 4 <1ıor S«

/- Semerkand: Registan Külliyesi Vaziyet Planı. (Aga Han Dokümantasyon Merkezi-Cenevre)

J

2- Semerkand: Registan Külliyesi. Güneyden görünüş. (Y. Ya\vz)

7. Semerkand: Registan Külliyesi, güneyden

görünüş 1925. (Ağa Han Dokümantasyon Merkezi-Cenevre)

13. Semerkand: Uluğ Bey Medresesi, 1925 tarihli cephe resmi. (Ağa Han Dokümantasyon Merkeu-Cenevre)

1^-&. Semerkand: Registan Külliyesi, güneyden görünüş. (Y.Yavuz)

14. Semerkand: Uluğ Bey Medresesi. Ön Cephe. Onanından Sonra. (Yavuz)

(10)

75. Semerkand: Ulug Bey Medresesi Doğu eyvanından avlu. (Yavuz)

16. Semerkand: Uluğ Bey Medresesi. Ana portalpişîağı ve avludaki doğu eyvanı. (Y.Yavuz)

p-1

(11)

n. Semerkand: Ulug Bey Medresesi. Kuzey-doğudan görünüş.

(Yavuz)

18. Semerkand: Ulug Bey Medresesi. Kuzey portalı. (Yavuz)

19. Semerkand: Ulug Bey Medresesi, Mescidin güneyinde, kub­

besi \ikik dershanedeki kemer deformasyonları. i Ya\'uz) 20. Semerkand: Ulug Bey Medresesi. Mescidbölümü. (Yavuz)

m

21. Semerkand: Ulug Bey Medresesi. Avlunun kuzey-baiı köşesinde onarılmış yüze\ kaplamalarının bugünkü durumu. (Ya-vıc)

*1

M

• i . *M

İ4

22. Semerkand: Ulug Bey Medresesi. Avlunun kuzey-baiı köşesinde onarılmış \üze\ kaplamalarının bugünkü durumu. I Yavuz)

i

(12)

23. Semerkand: Şirdar Medresesi I925'de, onannidan önce. {A^a Han Dokümantasy on Merkezi-Cenevre)

24. Semerkand: Şirdar Medresesi. Onarımdan sonra. (Yanız)

(13)

0 .

V

25. Semerkand: Şirdar Medresesi. Güne\ ;ı

1925'den önceki durumu. (Ağa Han Doküınan-tasyon Mer-kezi-Cene\re)

I

26. Semerkai]d: Şirdar Medresesi. Onarımdan sonra. [Yavuz)

İh

27. Semerkand: Şirdar Medresesi. Iç avlunun 1925'de. ona­

rım öncesi görünümü. (Ağa Han Dokümantasyon Merkezi-Cenevre)

30.,Semerkand: Şirdar Medresesi. Avlu eyvanlarından ayrıntı. (Yavuz)

29. Semerkand: Şirdar Medresesi. Portalden ay­ rıntı. (Yavuz)

I

28. Semerkand: Şirdar Medresesi. Onarımdan sonra iç avlu­ nun görünüşü. (Yavuz)

(14)

4

4V i

31. Semerkand: Tilyakari Medresesi. 1925de onarımdan önceki görimmiL (Ağa Han Dökümaniasyon Merkezi-Cenevre)

32. Semerkand: Tilyakari Medresesi. Onarım sonrası önyüzden ayrıntı. {Yavuz)

Senıerküfui:

Tilyakari Medresesi 1925'de onarım öncesi

{^üney-batı köşesinden görünüş

(Ağa Han Dökümaniasyon Merkezi - Cenevre)

35. Semerkand: Tilyakari Medresesi planı. (Ağa Han Do­ kümantasyon Merkezi-Cenevre)

7^

34. Semerkand: Tilyakari Medresesi. Ümrım sonrası güney­ batıdan görünüş. (Yavuz)

36. Semerkand: Tilyakari Medresesi. Güney-baîıdan görünüş. (Yavuz)

(15)

İ İ

57. Semerkand: Tilyakari Medresesi. Ana porıai pırlağının avlu yönünden görünüşü. {Yavuz)

38. Semerkand: Tilyakari Medresesi. Avludan mescidebakış. (Yavuz)

mi

(16)

39. Semerkand: Tüy akarı Medresesi. A vîu yüzeylerinden bir bölümünün onarım öncesi yapılan rölövesi. (Ağa Han Do­ kümantasyon Merkezi-Cenevre)

40. Semerkuıui. i ii\akari Medresesi. Onarım sonrası avlu-danaynnn.(Ya\'uz)

S,

41. Semerkand: Tılyakari Medresesi. Onanm sonrası mesci­ din iç görünüşü. (Yavuz)

42. Semerkatui: Tilyakan Medresesi. Mihrap, i Yavuz)

43. Semerkand: Tilyakan Medresesi. Kubbe onarım projesi. (Ağa Han Dokümantasyon Merkezi-Cene\fe)

'm

44-Semerkatui: Tihakan Medresesi. Kubbeden görünüş. (Ym^uz)

Referanslar

Benzer Belgeler

Astronomi ve Matematik için Osmanlı Devleti’nin en önemli dönemi, Fatih Sultah Mehmet zamanında Türkistan’dan İstanbul’a davet edilen Ali Kuşçu ile başlamış ve

İki gün sonra evden çıktılar Cihan Ünal: Önemli olan gelinlik değil beyazlık MANTILI BASIN ~ TOPLANTISI.. Eşinin elinde alyans yoktu, Türkan Ünal “al­ maya

 Günümüzde Çini Müzesi olarak kullanılan Konya Karatay Medresesi, Türk Günümüzde Çini Müzesi olarak kullanılan Konya Karatay Medresesi, Türk İslam sanatları

Nefsi idrak eden gücün niteliklerine dair analizden sonra İbn Sinâ, insanın nefs olarak idrak ettiği şeyin görme gücünün ciltten idrak ettiği şeyden farklı

Bu gelişmeler sonrasında, ülkedeki rüzgâr enerjisi projeleri kapsamında 2007 yılında 16 GW olan rüzgâr enerjisi kurulu gücü 2009 yılı sonunda 35 GW’a kadar

burada, d, r, g amaç fonksiyonu ağırlık katsayı- larını, x toplam iniş adeti cinsinden uçuş ömrü- nü, GDMC(x) operasyon şartları ile ilgili para- metrelere

Genç yaşlarıma kadar ölümü, yaratan büyük güçle ya da nurla, ışıkla birlikte olmak ve ondan bir parça olan varlığımı onunla birleştir- mek olarak düşündüm..

Emir Timur’un (1336-1405) 1371 yılından itibaren Maveraünnehir’in kalbi, İpek Yolu’nun kadim şehri Semerkand’ı başkent yapmasıyla birlikte şehir, hiç kuşkusuz