• Sonuç bulunamadı

Rıza Tevfik ve 'Uçun Kuşlar', 'Fikret'in Necip Ruhuna'

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Rıza Tevfik ve 'Uçun Kuşlar', 'Fikret'in Necip Ruhuna'"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Rıza Tevfik

(2)

Rıza Tevfik

ve...

“Uçun Kuşlar”,

“Fikret’in Necîb R u h u n a ”

Rıza Tevfik 'e göre “Şair, insanlığın ve kendi nefsinin en mühim

yanlarını gösteren, ağlamanın ve gülmenin hiçemini öğreten adamdır.

Alim, bilmek istediği şeyi bir oyuncak gibi kırar parçalarken, şair

bütün varlığın ahenk ve manasını sezen bir ruh olmalıdır. ”

w

I

nsan ruhu ne söylemek isti­ yorsa, onu en içten ve en gü­ zel ifade edebilen şairlerimi­ zin başında Rıza Tevfik gelir. Kanımca Rıza Tevfik’in ince ruhu ve duyarlılığı edebiyatı­

mızda pek az şairde gö- itilmektedir. Filozoflu­ ğuna, doktorluğuna, bektaşiliğine karşın Rı­ za Tevfik en büyük ba­ şarısını şiirde göstermiş­ tir. Şairimiz, aruz ölçü­ sünün şiirde uyumu sağlayan unsur olduğu­ na kesin gözle bakıldığı bir dönemde, hece öl­ çüsüyle de harikalar ya­ ratılabileceğini bizlere göstermiştir. Rıza Tevfik

şiire aruz ile başlamış ancak en güzel yapıtlarını hece ile bizlere sunmuştur.

İster doğa deyin, ister sevgiliye duyulan duygular deyin, isterseniz

B ir Y a z a r

B ir Öyküsü

Dem ir A y ta ç

vatan özlemine bakın, şairimiz için şiir yazmak tümüyle külfetsiz ve zah­ metsiz, adeta bir çeşmenin musluğu­ nu açmak denli kolay, kendi iç dün­ yasını ve gönlündeki fırtınayı yansıt­ mak, gündelik bir yazı yazmak denli akıcıdır.

Hiç kuşkusuz ki, do­ ğa manzaraları içerisin­ de bireyi etkileyen tab­ lolardan en etkileyici olanı güneşin batışıdır. Dünyanın neresinde olursam olayım, her gü­ neş batışında aklıma Rı­ za Tevfik’in “Şam-ı Ga­ riban” şiirindeki unutul­ maz kıtası aklıma gelir:

“ “

“Nuşettim (içtim)

güneşin akan rengini,

Ruhumu haz ile yakan rengini,

Ufukta görünce o kan rengini

Felekler ben gibi dilhundur

(yüreği kanlı) sandım ... "

(3)

B ü tü n D ü n y a • S k im 2 0 0 3

Rıza Tevfik döneminde, aruza karşın hece ölçüsüyle yazılmış şi­ irler Milli Edebiyat taraftarlarının şiirde adeta duyurmak istedikleri bir ses, başarabilmek için üzerinde çok uğraş verdikleri bir konuydu. İlk denemelerinde bu çok yerinde olan akım ne yazık ki, heceyi sev­ direbilecek örnekler sunmaktan çok uzaktaydı. İşte, hece ölçüsüy­ le, anladığımız anlamda, ilk güzel yapıtlar sunabilen ve hece ölçüsü­ nü hak ettiği yere taşıyan, sevdi­ ren şair Rıza Tevfik’tir.

Şiirlerinde temiz bir İstanbul Tiirkçesi kullanan ve başta Faruk Nafiz olmak üzere kendinden son­ raki kuşağın üzerinde büyük etki­ si olan şairimiz için Kenan Akyüz, “Bu bakımdan, şiirimizde, İstanbul Türkçesi’nin ilk güzel örneklerinin Rıza Tevfik ile başladığını kabul etmek bir zaruret olur” demiştir. Ahmet Haşim ise, şairin hece ko­ nusundaki başarısını, “Hece ölçü­ süyle benim anladığım milli şiiri yalnız iki kişi yazmıştır. Filozof Rı­ za Tevfik Bey ve İhsan Raif Hanı­ mefendi” diyerek paylaşmıştır.

R

ıza Tevfik, Tanzimatçılar­ dan Abdülhak Hamid’in, Serveti Fünunculardan Tevfik Fikret’in ve Halk Edebiyatı’ndan da Yunus Emre’nin etkisindedir. Birçok edebiyatçımız, Rıza Tevfik’i Serveti Fününcular arasında konumlandırmazken, ki­ mileri de şairimizi “Fikret edebiya­ tının parlak bir sayfası” olarak ka­ bul etmektedirler. Fikret ve Cenap yollu çalışmaları göz önünde tutu­ lursa, bu ikinci görüşe hak vermek daha doğru olur.

Rıza Tevfik fırtınalı bir yaşam

geçirmiştir. Çok iyi bir eğitim gör­ mesine karşın, defalarca kayıt ol­ duğu okullardan kovulmuş, bir­ den fazla yabancı dili çok iyi bil­ mesi ona konudan konuya atlama olanağı sağlamış, felsefe ile çok yakından ilgilenmesi onun “Filo­ zof Rıza” olarak ün yapmasına ne­ den olmuş, sonunda tıp eğitimini tamamlamış ve doktor olmuş; an­ cak yaşamının en mutlu limanı şi­ ir ve doğa olmuştur.

Büyük şair, ne acıdır ki, Milli Mücadele döneminde Türk’ün ölüm fermanı Sevr Anlaşması’na imza atan kişilerdendir. Sevr’e im­ zası sonucunda da, cumhuriyet döneminde yurt dışına sürülen 150 kişinin arasındadır.

Rıza Tevfik’in yirmibir yıllık sürgün yaşamının büyük bir bölü­ mü Ürdün ve Lübnan’da geçmiştir. Af kanunu üzerine yurda dönmüş, yaşamının son yıllarını çok sevdiği ülkesinde geçirebilmiştir. Sürgün yılları Rıza Tevfik’i daha büyük bir şair yapmıştır.

“Benim öksüz ruhum yasa bürünür

Hamzabey koynunda gezer, sürünür

Safvetinde yalnız vatan görünür

Gözümde titreyen bir damla yaşın. ”

diyen Rıza Tevfik, vatandayken de sürgündeyken de, bu ülkeyi çok sevmiştir. Vatan için şair sürgünde olduğu yıllarda, “Bütün o yerlerin miidafası uğrunda ömrünü telef eden ecdadım ve anam babam, kardeşlerim onun sinesinde yatı­ yorlar. Ben o yerlere çocukluğum­ dan beri âşık olmasaydım şair ol­ mazdım” demiştir.

Rıza Tevfik, “Bir An-ı Meyusi- yet” adlı şiirini 1930 Eylül’ünde Amman’da yazmıştır. Son yaz­

(4)

R ı z a T e v f ik v e ... "U çu n K u ş la r " " F i k r e t ’in N ecib R u h u n a "

dığı şiirlerinden olan bu koşma­ da, Rıza Tevfik samimiyetinin zirvesindedir.

“Ömrümün neşesiz geçti bahan

Neyleyim baban gülsüz olunca.

Bir tutsam gerektir yar-u ağyan

Gurbet ellerinde öksüz olunca...”

diyen “Bir An-ı Meyusiyet” şiiri, bestekârımız Saadettin Kaynak ta­ rafından bestelenmiş ve Türk sa­ nat müziğinin klasikleri arasında yerini almıştır.

Ş

airin kimi şiirlerinde tek bir satır benzetme sanatı bile bulamazsınız. O kadar yalın, o kadar sadedir. Sevgilinin gözlerinin etkisinde yazılmış “Göz­ lerin” şiirinde bile, “Koyu menekşe­ ye çalan” ifadesinden başka tek bir satır benzetme sanatı bulamazsınız.

İleriki sayfalarda sîzlere Rıza Tevfik’in çok önemli, tanınmasını, yeni kuşakların öğrenmesini iste­ diğim iki şiirini sunuyorum. Bun­

lardan birisi “Uçun KuşlaT’dır ve şairin çok sevdiğim şiirlerinin ba­ şında gelir. Sanatın gücüne bakın ki, sürgünde olduğu yıllarda bile, “Uçun Kuşlar” edebiyat kitaplarına girebilmiş, cumhuriyetin ilk yılla­ rında “Kıraat’larda yer almış, şiir defterlerine yazılmış ve Türkçe öğretmenlerimiz tarafından sınıfla­ rında ısrarla okunmuş ve okutul- muştur. Ne acıdır ki, “Uçun Kuş­ lar” bugün, tam bir metin olarak ders kitaplarımızda yer almamakta ve yeni kuşaklar tarafından bilin­ memektedir. İkinci şiir ise, bir şa­ irin meslektaşına sunabileceği en güzel annağan olarak adlandıraca­ ğım, Tevfik Fikret’in mezarını zi­ yaret ettiği gün duyumsadıklarını bizlerle paylaştığı şiiridir.

Bu şiirleri okurken, insanı in­ san yapan sanatın edebiyat oldu­ ğunu birkez daha duyumsayacağı­ nıza ve benimle birlikte Rıza Tev- fik’i saygıyla ve sevgiyle anacağı­ nıza inanıyorum.»

Rıza Tevfik’in Yaşamından Notlar ve Yapıtları

• 1869 yılında Edirne’de doğdu. •İlköğrenimini İstanbul’da bir

Musevi okulunda tamamladı. •Galatasaray Lisesi ve Mülkiye Mekte­

bi ’nde okudu. »Tıbbiye Mektebi’ni bitirdi. »Doktorlukyaptı. •İttihat

ve Terakki Cemiyeti'ne katıldı. •Edirne’den milletvekili seçildi. •İtti­

hatçılarla anlaşamadı, partiden aynldı. •Bakanlık ve meclis başkan­

lığı yaptı. »Sevr Anlaşması’nı imzalayan delegeler arasında yer aldı­

ğı için “yüzellilikler”le birlikte yurt dışına sürgün edildi. • 1939da

yurda döndü. •Önce aruz, sonra heceyle yazdı. •Âşık, ve tekke şiiri

geleneğinden yararlandı. •Felsefeye ilgisi eğitim sistemimizde felsefe­

nin yer alması çabalan, Darülfünûn d a felsefe hocalığı yapması ne­

deniyle “Feylesof Rıza Tevfik” olarak anılmıştır. •31 Aralık. 1949yılın­

da yaşama veda etti. •Zincirlikuyu Mezarlığı ’nda gömülüdür.

Rıza Tevfik’in çok a z sayıda basılmış yapıtı vardır. Şiir Kitabi:

“Serâb-ı Ömrüm”,1 (1. basım 1934, Lefkoşe; 2. basım 1949İstanbul).

Felsefe ve estetik üzerine yazdığı yapıtlan bulunmaktadır

. •

(5)

Uf un Kuşlar

Ucun kuşlar ucun doğduğum yere

Şimdi dağlarında mor sümbül vardır.

Ormanlar koynunda bir serin dere

Dikenler ipinde sarı gül vardır.

O cay ağır akar, yorgun mu bilmem

Mehtabı hasta mı, solgun mu bilmem

Taslı gelin gibi mahzûn mu bilmem

Yüce dağ başında siyah tül vardır.

Orda geçti benim güzel günlerim

O demleri anıp bugün inlerim

Destân-ı ömrümü okur dinlerim

ipimde oralı bir bülbül vardır.

Uçun kuplar uçun, burda vefa yok,

Öyle akar sular, öyle hava yok,

Feryadıma karşı aksiseda yok,

Bu yangın yerinde siyah kül vardır.

Hey Rıza! kederin başından aşkın

Bitip tükenmiyor elem-i askın

Sende, derya gibi, daima taşkın

Daima çalkanır bir gönül vardır.

(6)

Fikret’in Necîb Ruhuna

(Mezarına özel bir ziyaret)

Dediler ki, ıssız kalan türbende

Vahyi güller açmış; görmeye geldim.

O cennet bağının hakine ben de,

Hasretle yüzümü sürmeğe geldim ...

Dediler ki, sana emel bağlayan,

Kabrinde diz çöküp bir dem ağlayan,

Bermurâd olurmuş!.. Ben de bir zaman

Ağlayıp murada ermeğe geldim!

Şu hicran yılının son baharında

Jaleler titrerken pemenzârında,

Gün doğmadan evvel, ben mezarında

Matem fişekleri dermeğe geldim!

Seni andım bütün gam pekenlerle

Aşk-ı hak uğruna yaş dökenlerle,

Sarı gönce veren şu dikenlerle

Taşma bir çelenk örmeğe geldim!

Tadın ölüm gibi bir sırrı mübhem

Neşe-i sevda mı bu hissi elem ?!

Ruhumda ne füsûn eyledin bilmem?..

Bugün sana gönül vermeğe geldim!

Rıza Tevfik

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunun içindir ki, tüm ar­ kadaşlarının hapsi boylamış olmalarına rağmen kendisinin hiç hapse atılmamış olması onun için nerede ise bir nevi aşağılık kompleksi

Araçlar Aras› ‹letiflim Sistemi Alman Havac›l›k ve Uzay Merkezi (DLR) araçlar aras› iletiflimi sa¤layacak yeni, gezici bir iletiflim a¤› gelifltirdi.. Bu sisteme,

Ancak, Higgs parçac›¤› ve olas› süpersimetri par- çac›klar›n›n ortaya ç›kmas› için umutlar, infla ha- linde olan ya da planlanan çok daha güçlü h›zlan-

Merhum Albay Hasarı Rıza Bey’in kızı, merhum Yarbay Asım Bey’in eşi, merhume Ahsen Hanım’ın kardeşi, merhum General Necip Zobu, şehit Cevdet Rıza,

O halde bü yük vapurlardaki kumaşlı yerler lüks m u’ Birçok zaman yolcuların haklı isyanlarını mucip olan bu nokta da ehemmiyetle dikkate alınmalıdır.

au cours des hostilités en Tripoli et dans les Balkans, il cim enta l'am itié Franco-Turque et renforça l’am our. fraternel entre les deux

Afife Jale hakkında.kovusturma başlattı.(Ölümü: IstanbulBata/köy Ruh ve Siniı#fS§üaık)arı ttastahanesi’nde, 24 Em m üz 1941} 24 TEMMUZ Sahneye çıkan ilk

Göz kapakları kapanırken geriye doğru giden göz kü- resi, göz kapakları açıldıktan sonra her zaman aynı nokta- ya geri dönmez.. Maus ve