• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Depresyon Tan›l› Yafll› Hastalar›n Sosyodemografik ve

Klinik Özellikleri

Gülfizar Sözeri-Varma* , Tu¤çe Toker-U¤urlu**, Ali Korkmaz***, Nalan

Kalkan-O¤uzhano¤lu****

* Yrd. Doç. Dr. Pamukkale Üniversitesi T›p Fakültesi Psikiyatri AD ** Arafl. Gör. Dr, Pamukkale Üniversitesi T›p Fakültesi Psikiyatri AD

*** Arafl. Gör. Dr, Pamukkale Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi AD **** Prof. Dr. Pamukkale Üniversitesi T›p Fakültesi Psikiyatri AD

Yaz›flma adresi: Gülfizar Sözeri-Varma PAÜTF Psikiyatri AD Doktorlar cad. 20100-Denizli Tel: +902584440728 / 1106) E mail: gvarma@pau.edu.tr

ÖZET

Amaç: Bu çal›flmada, depresyon tan›l› yafll› hastalar›n sosyodemografik ve klinik özelliklerinin

in-celenmesi amaçlanm›flt›r.

Yöntem: Ocak 2008 ve Aral›k 2009 tarihleri aras›nda Pamukkale Üniversitesi T›p Fakültesi yafll›l›k

psikiyatrisi poliklini¤inde izlenen 60 yafl üstü hastalar›n dosyalar› geriye dönük incelenmifl, depres-yon tan›l› 46 hasta çal›flmaya al›nm›flt›r.

Bulgular: Hastalar›n %65.2’si kad›n, %54.3’ü ev han›m›, %48.8’i ilkokul mezunu, %67.4’ü

kent-sel yerleflimli, %73.9’u evliydi. Yafl ortalamas›: 68.70±5.57, e¤itim y›l› ortalamas› 4,16±3,85 idi. Has-talar›n ço¤unlu¤unun (%84.8) ilk depresif nöbetiydi. Alt› hastaya tekrarlay›c› depresyon, 1 hasta-ya distimik bozukluk tan›s› konulmufltu. Hastalar›n %78.3’ünde belirgin bir stres etmeni oldu¤u belirlendi. Stres etmenleri en fazla eflin hastal›¤›, kendinde fiziksel hastal›k ve efl kayb› olarak bil-dirilmiflti. Hastalar›n %58.5’inde kronik fiziksel hastal›k mevcuttu. Yirmi befl hastaya Standardize Mini Mental Test Ölçe¤i (SMMT) uyguland›¤› saptand› (ort: 25.20±4.16). SMMT puanlar› ile e¤itim y›l› aras›nda pozitif korelasyon oldu¤u belirlendi.

Sonuç ve Tart›flma: Depresyon tan›s› konulan yafll› hastalar›n ço¤unlu¤unun kad›n, evli, kentsel

yerleflimli, ilkokul mezunu olduklar›, ilk defa depresif nöbet geçirdikleri ve belirgin bir stres et-menlerinin bulundu¤u tespit edilmifltir.

Anahtar Kelimeler: yafll›, depresyon, sosyodemografik özellikler, klinik özellikler

ABSTRACT

Sociodemographic and Clinical Features of Elderly People with a Diagnosis of Depression

Objective: The aim of this study was to investigate the sociodemographic characteristics and

cli-nical features of elderly patients diagnosed with depression.

Method: Over 60 years age patients’ medical records, who applied to geropsychiatry polyclinic

evaluated retrospectively at the Pamukkale University Faculty of Medicine, Department of Psychi-atry. Forty six patients diagnosed with depression were taken into the study.

Findings: Of the patients 65.2% were female, 54.3% were housewives, 48.8% were primary

scho-ol graduates, 67.4% lived in urban and 73.9% were married. Average age was 68.70±5.57; avera-ge years of education were 4.16±3.85. For the majority of the patients (%84.8) this was the first depression episode. Six patients had already been diagnosed with recurrent depression and 1

(2)

pa-G‹R‹fi

Yafllanman›n getirdi¤i biyolojik ve psikolojik de¤i-fliklikler y›llar ya da on y›llar içinde yavaflça ortaya ç›kmaktad›r. Dolay›s›yla insanlar›n yafll› olarak kabûl edilebilece¤i tek bir yafl s›n›r› yoktur. Ancak sosyal ve ekonomik etmenler (sosyal güvencelerin kazan›lma-s›, emeklilik gibi) yafll›l›¤›n alt s›n›r›n›n belirlenmesi-ni gerekli k›lm›flt›r. Dünya Sa¤l›k Örgütü (DSÖ), yafl-l›l›¤› çevresel etmenlere uyum sa¤layabilme yetene¤i-nin azalmas› olarak tan›mlamakta, kimi durumlarda 60 yafl› yafll›l›k s›n›r› olarak al›rken, kimi durumlarda 65 yafl› s›n›r olarak almaktad›r. Yafll›l›k s›n›r› 60-65 yafl olarak al›nsa da, kiflilerin ifllevsel olarak ba¤›ml› du-ruma geçifli ço¤unlukla 75 yafl dolay›nda olmaktad›r. Bilimin ve buna ba¤l› olarak t›bb›n ve teknolojinin ge-liflimi ile daha sa¤l›kl› yaflam koflullar›n›n oluflmas›, antibiyotiklerin keflfi ile bulafl›c› hastal›klarla savaflta baflar› sa¤lanmas›, insanlar›n ö¤renim düzeyinin yükselmesi ve sa¤l›k hizmetlerinin geliflmesiyle top-lumun sa¤l›k düzeyi daha iyi konuma gelmifl, ölüm ve do¤um h›zlar› azalm›fl, do¤umda beklenen yaflam y›l› artm›flt›r. Tüm dünyada oldu¤u gibi ülkemizde de yafll› nüfusun artmas› yafll› sorunlar›na ilgiyi art-t›rm›fl, sa¤l›k ve sosyal alanlarda yeni düzenlemeler gündeme gelmifltir (Giray ve ark. 2008).

Yafll›l›¤› tek bir kavram olarak aç›klamak çok do¤-ru de¤ildir ve yafllanmada bireysel farkl›l›klar söz ko-nusudur. Bu farkl›l›klar›n oluflmas›nda genetik özel-likler, yaflam tarz›, çevresel etmenler, hastal›k süreçle-ri (kâlb hastal›klar›, serebrovasküler hastal›klar, hi-pertansiyon, diyabetes mellitus, demans gibi) etkili olmaktad›r. Yafllanmakla birlikte meydana gelen fiz-yolojik ve psikolojik de¤ifliklikler, ortaya ç›kan kronik ve dejeneratif hastal›klar, çoklu ilâç kullan›mlar› yafl-l› bireylerin t›bbî ve psikiyatrik de¤erlendirmesinde farkl› bir özen gösterilmesini gerekli k›lmaktad›r (Gülseren 1995, Aydemir 1999). Asl›nda biliflsel bo-zukluklar gibi ileri yafllarda daha s›k görülen durum-lar d›fl›nda, yafll› bireylerin genç hastadurum-larla benzer psikiyatrik bozukluk spektrumunu gösterdi¤i bilin-mektedir (Spar ve ark. 2006). Yap›lan çal›flmalarda,

yafll›l›k döneminde görülen psikiyatrik bozuklukla-r›n daha çok depresyon, anksiyete bozukluklar›, de-mans, flizofreni ve alkolizm oldu¤u bildirilmektedir (Hybels ve Blazer 2003, Kalendero¤lu ve ark. 2007). Toplum kökenli çal›flmalar›n gözden geçirildi¤i bir makalede, klinisyenlerin/araflt›rmac›lar›n daha çok depresyon ve demans üzerine çal›flt›klar›na dikkat çekilmifltir. Yafll› bireylerin %15-20’sinde depresif be-lirtilerin bulundu¤u, 85 yafl üzerinde klinik olarak anlaml› biliflsel kay›plar›n yafland›¤› ve demans›n ge-liflti¤i belirlenmifltir. Anksiyete bozukluklar›, alkol ve ilâç kötüye kullan›m›n›n da önemli oldu¤u, ancak bu durumdan etkilenen yafll› say›s›n›n az olmas› nede-niyle depresyon ve demans kadar araflt›rmac›lar›n il-gisini çekmedi¤i yorumu yap›lm›flt›r (Gallo ve Lebo-witz 1999).

Yafll›l›k önceki evrelerde kazan›lm›fl özelliklerin olgunlaflt›¤› ve bütünlefltirildi¤i bir evredir. Önceki geliflim dönemlerini sa¤l›kl› atlatm›fl olan bir yafll›da, bu dönemde benlik bütünlü¤ünün oluflmas›, yafla-m›n ac› tatl›, olumlu olumsuz özellikleri ile bir bütün olarak kabûl edilmesi, geçmifl yaflant›lara piflmanl›k-larla dolu bir özlem duyulmamas›, gelecek korkusu olmamas› beklenmektedir (Öztürk 1997). ‹leri yafl, sâ-hip olunan engin yaflam deneyimleriyle birlikte stre-sörlerle bafla ç›kmada avantaj sa¤layabilmektedir. Di-¤er taraftan, yafll›l›kta kay›plar artmakta ve sosyal ile-tiflimde zorunlu kopukluklar olmakta, fiziksel beceri güçlükleri ortaya ç›kmakta, fiziksel hastal›klar ve çoklu ilâç kullan›mlar› gündeme gelmektedir. Yafla-nan bu de¤iflimler depresyon ortaya ç›kmas›n› kolay-laflt›rabilmektedir (Özmenler 2001, Weyerer ve ark. 2008, Ç›nar ve Kartal 2008).

Yafll›larda yaflanan kay›plar ve t›bbi durumlar göz önüne al›nd›¤›nda depresyon bulgular›n›n normal veya kabûl edilebilir görülmesi, yorgunluk, ifltah azalmas›, uyku sorunlar›n›n varolan t›bbi hastal›kla-ra atfedilmesi, biliflsel sorunlar yaflan›yorsa yak›nma-lar›n saklanma e¤ilimi, yafll›yak›nma-lar›n duyguyak›nma-lar›n› anlat-madaki güçlükleri ve duygular›n› bedensellefltirme e¤ilimleri, depresyonun tan›nmas›n› olumsuz olarak

tient with dysthymic disorder. A distinct stress factor was determined for 78.3% of the patients. The most specified stress factors were illness of the spouse, physical illness and loss of spouse. Of the patients 58.5% had a chronic physical illness. It was determined that Standardized Mini Men-tal Test Scale (SMMT) was applied to 25 patients (average: 25.20±4.16). There is a positive corre-lation between the SMMT points and the years of education.

Conclusion and Discussion: It was determined that most of the patients diagnosed with

ression were female, married, lived in urban, were primary school graduates, had their first dep-ressive episode and that there was distinct stress factor.

(3)

etkilemektedir (Kaya 1999). Dolay›s›yla, yafll› hasta-larda depresyonla iliflkili etmenlerin bilinmesi dep-resyonun tan›nmas›n› ve tedavisini kolaylaflt›racakt›r. Bu çal›flmada, depresyon tan›l› yafll› hastalar›n sosyo-demografik ve klinik özelliklerinin incelenmesi amaç-lanm›flt›r.

YÖNTEM

Çal›flmaya, 2008-2009 y›llar›nda Pamukkale Üni-versitesi T›p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal› Yafll›-l›k Psikiyatrisi Poliklini¤inde takip edilmifl olan has-talar al›nm›flt›r. Poliklini¤imizde bu tarihler aras›nda de¤erlendirilen 80 hastan›n dosyalar› geriye dönük olarak incelenmifltir. Bu yafll›lara konulan psikiyatrik tan›lar›n›n depresyon (%57.5 s:46), demans (%21.3 s:17), anksiyete bozuklu¤u (%16.3 s:13) ve psikotik bozukluk (%5 s:4) oldu¤u belirlenmifltir. Bu çal›flma-da, depresyon tan›s› konulan yafll›lar›n verileri de¤er-lendirilmifltir. ‹statistiksel de¤erlendirmeler SPSS 10.0 paket program›nda, tan›mlay›c› istatistiksel yöntem-ler yan› s›ra Pearson korelasyon analizi ile yap›lm›flt›r.

BULGULAR

Depresyon tan›s› konulan hastalar›n yafl ortalama-s› 68.70±5.57, e¤itim y›l› ortalamaortalama-s› 4.16±3.85 idi. Has-talara ait sosyodemografik özellikler Tablo I’de göste-rilmifltir. Hastalar›n ço¤unlu¤unun (%84.8) ilk depre-sif nöbeti idi. Hastalar›n %58.5’inde kronik fiziksel bir hastal›k mevcuttu. Otuz alt› hastan›n (%78.3) belirgin bir stres etmeni tan›mlad›¤›, 5 hastada stres etmeni bulunmad›¤› belirlendi. Befl hastan›n kay›tlar›ndan bu konuda bilgi elde edilemedi. Stres etmenleri en fazla eflin hastal›¤› (%32.6), kendinde fiziksel hastal›k (%23.9) ve bir yak›n›n›n ölümü (%8.7) olarak bildiril-miflti. Ayr›ca, 25 hastaya Standardize Mini Mental Test Ölçe¤i (SMMT) uyguland›¤› (ort: 25.20±4.16) tes-bit edildi. SMMT puanlar› ile e¤itim y›l› aras›nda po-zitif korelasyon oldu¤u bulundu (r:0.555, p:0.005, Pe-arson korelasyon analizi).

TARTIfiMA

Bu çal›flmada, poliklini¤imize baflvuran ve depres-yon tan›s› konulan 60 yafl üstü bireylerin verileri ince-lenmifltir. Yap›lan de¤erlendirmede, yafll›lar›n ço¤un-lu¤unun kad›n, evli, kentsel yerleflimli, ilkokul mezu-nu olduklar›; ilk defa depresif hecme geçirdikleri ve belirgin bir stres etmenlerinin bulundu¤u tespit edil-mifltir. Benzer bir çal›flma Kalendero¤lu ve arkadaflla-r› (2007) taraf›ndan yap›lm›flt›r. Gaziantep Üniversite-si T›p FakülteÜniversite-si Yafll›l›k PÜniversite-sikiyatriÜniversite-si Poliklini¤i’ne bafl-vuran yafll›lar›n ço¤unlu¤unun kad›n oldu¤u ve oku-ma yazoku-ma bilmedi¤i, anksiyete bozukluklar›n›n en

s›k konulan tan› oldu¤u ve psikiyatrik belirtilerin yafl-l›l›k dönemi öncesi bafllad›¤›; depresyon s›kl›¤›n›n %10.5 oldu¤u tesbit edilmifltir. Her iki çal›flmada da kad›nlar›n oran› erkeklerden yüksektir. Bu durum yafll›l›k döneminde kad›nlarda depresyon s›kl›¤›n›n erkeklerden daha yüksek oldu¤unu ve/veya kad›nla-r›n daha çok psikiyatrik yard›m arad›klakad›nla-r›n› düflün-dürmektedir. Nitekim yafll› bireylerde yap›lan epide-miyolojik bir çal›flmada, kad›nlarda depresyonun er-keklerden daha s›k görüldü¤ü ve kad›nlar›n daha faz-la tedavi ald›kfaz-lar› saptanm›flt›r (Hasin ve ark. 2005). Yap›lan di¤er çal›flmalarda da, yafll›l›k döneminde ka-d›nlarda depresyon s›kl›¤›n›n erkeklerden yüksek ol-du¤u bulgusu desteklenmektedir (Van’t Veer-Tazela-ar ve Veer-Tazela-ark. 2008, Kaji ve Veer-Tazela-ark. 2010, Lue ve Veer-Tazela-ark. 2010).

Depresyon s›kl›¤›n›n yaflla birlikte artt›¤›n› göste-ren çal›flmalar mevcuttur (Van’t Veer-Tazelaar ve ark. 2008, Kaji ve ark.2010). Weyerer ve ark. (2008) 75 yafl üstünde demans› olmayan bireylerde depresif belirti-lerle iliflkili etmenleri araflt›rm›flt›r. Yafl›n ibelirti-lerlemesi, kad›n olmak, yaln›z yaflama, boflanma, düflük e¤itim düzeyi, ifllevsel bozulma, komorbid fiziksel hastal›k, hafif düzeyde biliflsel bozulma, sigara kullan›m› ve alkol yoksunlu¤unun depresif belirtilerle iliflkili oldu-¤u tespit edilmifltir. Buna karfl›n, Fiske ve arkadafllar› (2009) depresyonun yafll›larda gençlere göre daha az görüldü¤ünü, ancak ciddi sonuçlar› olmas›

bak›m›n-Tablo I: Sosyodemografik Özellikler

Özellikler Say› % Cinsiyet Kad›n 30 65.2 Erkek 16 34.8 Medeni durum Bekâr 1 2.2 Evli 34 73.9 Efli ölmüfl 11 23.9 E¤itim Okuryazar de¤il 8 19.5 Okuryazar 6 14.6 ‹lkokul 20 48.8 Ortaokul 2 4.9 Lise ve üstü 5 12.2 Meslek Ev han›m› 25 54.3 Çiftçi-emekli 4 8.7 Memur-emekli 6 13.0 ‹flçi-emekli 11 23.9 Yerleflim yeri Kentsel 31 67.4 K›rsal 15 32.6

(4)

dan önemli oldu¤unu, yaflla birlikte psikolojik esnek-li¤in artt›¤›n›, yüksek e¤itim ve yüksek sosyoekono-mik durumun depresyon aç›s›ndan koruyucu oldu-¤unu bildirmifltir. Yap›lan bir baflka çal›flmada, 65 yafl üstü bireylerde duygudurum bozukluklar›, anksiyete bozukluklar› ve madde kötüye kullan›m oranlar›n›n daha genç yafltakilere göre düflük oldu¤u tespit edil-mifltir (Gum ve ark. 2009). Roberts ve arkadafllar› (1997) ise sa¤l›kl› ve ifllevselli¤i normal olan yafll›lar-daki depresif belirti s›kl›¤›n›n gençlerden farkl› olma-d›¤›n› bildirmifltir. Yafl›n etkisinin fiziksel sa¤l›k so-runlar›n›n artmas› ve iliflkili yetersizliklerle ba¤lant›l› oldu¤u yorumu yap›lm›flt›r.

Yap›lan bir meta-analiz çal›flmas›nda, yafll›larda kronik hastal›k varl›¤›n›n ve düflük sa¤l›k alg›s›n›n depresyon riskini artt›rd›¤› ortaya konulmufltur (Chang-Quan ve ark 2010). Bizim çal›flmam›zda da kronik fiziksel hastal›k oran› yüksekti (%57.5). Hipo-tiroi, hipertiroidi, diyabetes mellitus, anemi, vitamin B12 eksikli¤i gibi baz› fiziksel hastal›klar do¤rudan depresif belirtilere yol açabilmektedir. Di¤er yandan, kronik fiziksel hastal›klar nedeniyle kiflinin fiziksel aktivitesinin k›s›tlanmas›, yaflam kalitesinin düflmesi ve kiflinin baflkas›n›n deste¤ine ihtiyaç duymas› da depresyonu tetikleyebilmektedir. Antihipertansifler, kortikosteroidler gibi katekolamin veya indolamin sistemlerini bloke eden, sal›m›n› artt›ran, yukar› veya afla¤› regülasyona yol açan yâhut baflka bir yolla mo-difiye eden ilâçlar depresyona neden olabilmektedir (Shiffer ve ark. 1994, Özmenler 2001). Yaflla birlikte bu hastal›klar›n s›kl›klar›n›n artmas› ve paralel olarak ilâç kullan›m›n›n fazlalaflmas› yafll›larda depresyon riskini artt›rmakta ve yafll› bir bireyde depresyonu de¤erlendirirken bu aç›dan dikkatli bir incelemeyi gerekli k›lmaktad›r.

Çal›flmam›zda, hastalar›n ço¤unlu¤u depresyonla iliflkilendirilen bir stres etmeni tan›mlam›flt›r. Ülke-mizde, huzurevlerinde ve evde yaflayan yafll›larla ya-p›lan çal›flmalarda, son 1 ayda yaflam› olumsuz yön-de etkileyen bir stres etmeni varl›¤›nda yön-depresyon ris-kinin artt›¤› tespit edilmifltir (Maral ve ark. 2001, ‹l-han ve ark. 2006). Japonya’da genel popülasyonda ya-p›lan bir çal›flmada, 50 yafl üzeri 10969 bireyle görü-flülmüfl, depresif belirtiler ile yaflam stresörlerinin ilifl-kisi araflt›r›lm›flt›r. Depresif belirtilerin fliddeti ile bi-reylerin birisiyle konuflabildikleri veya konuflamad›k-lar› stres etmenlerinin bulunmas› aras›nda güçlü bir iliflki oldu¤u tespit edilmifltir. Yafll›l›k döneminde or-taya ç›kan depresyon ile yaflam amac›n›n kayb›, ayr›l-ma/boflanma, sa¤l›k, kendine bak›m ve ekonomik so-runlar iliflkili bulunmufltur (Kaji ve ark. 2010). Geç dönem depresyon ile iliflkili etmenlerin araflt›r›ld›¤›

bir baflka çal›flmada, mali sorun alg›s› yüksek, yaflam doyumu düflük, ifllevsel koflullar› kötü olan kad›nla-r›n daha depresif oldu¤u bildirilmifltir. Yafll›lar için sa¤l›k bak›m programlar›nda biliflsel ve davran›flç› görüflmelerin yer almas› ile depresyon gelifliminin önlenebilece¤i vurgulanm›flt›r (Fiske ve ark. 2009).

Yafllanma ile ruhsal ayg›tta bâz› de¤iflimler olmak-ta ve ego ifllevlerini sürdürmekte zorlanmaya baflla-maktad›r. Bu durum bir stres etmeni karfl›s›nda uy-gun çözüm yollar› gelifltirilmesini ve etkili bafl etme yöntemlerinin kullan›lmas›n› güçlefltirebilmektedir. Biyolojik tedaviler ile birlikte uygulanan psikososyal müdahaleler hem tedaviye uyumu artt›rmakta hem de bireyin uygun çözüm yollar› bulmas›nda destekle-yici olmaktad›r. Yafll›larda baflar›l› bir psikoterapi sü-reci için bâz› modifikasyonlar gerekli olsa da, psiko-dinamik psikoterapi, destekleyici psikoterapi, biliflsel davran›flç› terapiler, grup terapisi, aile terapisi ve ya-flam› gözden geçirme tedavileri gibi psikoterapi yak-lafl›mlar›n›n yararl› oldu¤u bilinmektedir (Karay 2005). Ünal ve Kaya (1999) yafll›lara yönelik psikote-rapi yaklafl›mlar›nda göz önünde bulundurulmas› ge-reken ana ilkeleri hastalar›n duygular›n› kontrol et-mesini sa¤lamak, bireyin benlik gücünü ve umudunu desteklemek, tedavi veren kiflilerle ve yak›nlar›yla olan iliflkisini desteklemek, hastan›n mevcut sorunla-r›n› konuflmak ve bu sorunlar› ak›lc›, amaca uygun ve çözümü yüreklendirici bir biçimde ele almalar›n› sa¤-lamak, de¤iflen koflullara uyum sa¤lamas›na yard›m-c› olmak olarak özetlemifltir. Emeklilik, fiziksel hasta-l›klar, biliflsel yetilerdeki bozulmalar, ayr›l›k, boflan-ma, yaln›zl›k ve ölüm gibi konular›n terapi sürecinde ele al›nabilece¤i vurgulanm›flt›r. Çal›flmam›zda en fazla bildiren stres etmeni eflinde veya kendisinde fi-ziksel hastal›k bulunmas›d›r. Geriye dönük bir incele-me yap›ld›¤› için bu stres etincele-menleriyle ilgili daha ay-r›nt›l› bir döküm yap›lamam›flt›r. Ancak bulgular›-m›z, yafll› depresyon hastalar›n›n tedavisinde farma-koterapi yan› s›ra psikoterapötik müdahalelerin ge-rekli oldu¤unu düflündürmektedir.

Bu çal›flmaya, ruhsal, nörolojik/fizik muayene ve tetkikler ile demans tan›s› konulmufl olan hastalar al›nmam›fl olmas›na karfl›n, bâz› hastalar›n biliflsel ye-tilerinin kötü oldu¤u tesbit edilmifltir. Geriye dönük bir inceleme yap›ld›¤› için depresyonu olan tüm has-talar›n biliflsel ifllevleri de¤erlendirilememifltir. Yafll›-l›k dönemi depresyonunda yürütücü ifllevler, bellek ve dikkat bozukluklar›n›n olabilece¤i bilinmektedir (Lockwood ve ark. 2002, Crocco ve ark. 2010). SMMT kolay uygulanabilen ve biliflsel kay›plar konusunda kabaca fikir veren bir testtir. Çal›flmam›zda, e¤itim y›-l› ile SMMT puanlar› aras›nda pozitif korelasyon

(5)

sap-tanm›flt›r. Bu bulgu, e¤itimin biliflsel ifllevlere olumlu etkisini göstermesi bak›m›ndan önemlidir. Biliflsel ifl-levlerin kötüleflmesi yafll›n›n günlük ifllevselli¤ini et-kilemekte ve tek bafl›na yaflamas›n› güçlefltirmekte, destek ihtiyac›n› artt›rmaktad›r. Depresyonun tan›n-mas› ve tedavisi bu aç›dan da önem kazanmaktad›r. Yafll›l›k dönemindeki depresyonun biliflsel ifllevlere etkisinin daha ayr›nt›l› araflt›r›ld›¤› çal›flmalar bu ko-nuda yol gösterici olabilir.

Sonuç olarak, çal›flmam›zda depresyonu olan yafl-l›lar›n daha çok kad›n oldu¤u, fiziksel hastal›k oran-lar›n›n yüksek oldu¤u ve bir stres etmeninin bulun-du¤u belirlenmifltir. Yafll›larda psikiyatrik bozukluk-lar›n ortaya ç›k›fl›nda gençlerde oldu¤u gibi biyolojik, psikolojik ve sosyal durumlar aras›nda karfl›l›kl› etki-leflim oldu¤u görülmektedir. Tam bir tan› de¤erlendi-rilmesi için hastan›n çevre koflullar›n› da içine alan genifl bir inceleme gereklidir.

KAYNAKLAR

Aydemir Ç (1999) Türkiye’de Yafll› ‹ntiharlar›. Kriz Dergisi; 7:21-25.

Chang-Quan H, Xue-Mei Z, Bi-Rong D, Zhen-Chan L, Ji-Rong Y, Qing-Xiu L (2010) Health status and risk for depression among the elderly: a meta-analysis of published literature. Age Ageing; 39:23-30.

Crocco EA, Castro K, Loewenstein DA (2010) How Late-life depression affects cognition: neural mechanisms. Curr Psychiatry Rep; 12: 34-8.

Ç›nar ‹Ö, Kartal A (2008) Yafll›larda depresif belirtiler ve sosyo-demografik özellikler ile iliflkisi. TAF Preventive Medicine Bulletin; 7:399-404.

Fiske A, Wetherell JL, Gatz M (2009) Depression in older adults. Annu Rev Clin Psychol; 5: 363-89.

Gallo JJ, Lebowitz BD (1999) The epidemiology of common la-te-life mental disorders in the community: themes for the new century. Psychiatr Serv; 50:1158-1166.

Giray H, Meseri R, Saatl› G, Yücetin N, Ayd›n P, Uçku R (2008) Türkiye’ye iliflkin yafll› sa¤l›¤› örgütlenmesi model önerisi. Kor Hek; 7:81-86.

Gum AM, King-Kallimanis B, Kohn R (2009) Prevalence of mo-od, anxiety, and substance-abuse disorders for older Ame-ricans in The National Comorbidity Survey-Replication. Am J Geriatr Psychiatry; 17:769-781.

Gülseren L (1995) Yafll›l›k döneminde görülen psikiyatrik bo-zukluklar. 3P Dergisi; 3:185-192.

Hasin DS, Goodwin RD, Stinson FS, Grant BF (2005) Epidemi-ology of major depressive disorder: results from the Nati-onal Epidemiologic Survey on Alcoholism And Related Conditions. Arch Gen Psychiatry; 62:1097-1016.

Hybels CF, Blazer DG (2003) Epidemiology of late-life mental disorders. Clin Geriatr Med; 19:663-696.

‹lhan MN, Maral I, Kitapç› M, Aslan S, Çak›r N, Bumin MA (2006) Yafll›larda depresif belirtiler ve biliflsel bozuklu¤u et-kileyebilecek etkenler. Klinik Psikiyatri Dergisi; 9:177-184. Kaji T, Mishima K, Kitamura S, Enomoto M, Nagase Y, Li L ve

ark. (2010) Relationship between late-life depression and li-fe stressors: large-scale cross-sectional study of a represen-tative sample of the Japanese general population. Psychi-atry Clin Neurosci; 64:426-434.

Kalendero¤lu A, Yumru M, Selek S, Cansel N, Virit O, Savafl HA (2007) Gaziantep Üniversitesi T›p Fakültesi Yafll›l›k Psi-kiyatrisi Birimi’ne baflvuran hastalar›n sosyodemografik ve klinik özellikleri. Anadolu Psikiyatri Dergisi; 8:179-185. Karay A (2005) Yafll›da psikoterapi. Türkiye Klinikleri/J Int

Med Sci; 1:72-77.

Kaya B (1999) Yafll›l›k ve depresyon-I tan› ve de¤erlendirme. Geriatri/Turkish J Geriatrics; 2:76-82.

Lockwood KA, Alexopoulos GS, van Gorp WG (2002) Executi-ve dysfunction in geriatric depression. Am J Psychiatry; 159:1119–1126.

Lue BH, Chen LJ, Wu SC (2010) Health, financial stresses, and life satisfaction affecting late-life depression among older adults: a nationwide, longitudinal survey in Taiwan. Arch Gerontol Geriatr; 50:34-38.

Maral I, Aslan S, ‹lhan MN, Y›ld›r›m A, Candansayar S, Bumin M (2001) Depresyon yayg›nl›¤› ve risk etmenleri: huzure-vinde ve evde yaflayan yafll›larda karfl›laflt›rmal› bir çal›fl-ma. Türk Psikiyatri Dergisi; 12:251-259.

Roberts RE, Kaplan GA, Shema SJ, Strawbridge WJ (1997) Do-es growing old increase the risk for deprDo-ession? Am J Psychiatry; 154:1384-1390.

Shiffer RB, Klein RF, Sider RC (1994) Psikiyatrik Hastalar›n Medikal De¤erlendirilmesi. Kültür S, Çeviri Editörü. Ay-han E¤rilmez, Kültür S, Küey L, ‹çelli ‹, tercüme edenler. Ankara: Hekimler Yay›n Birli¤i.

Spar JE, Rue AL (2006) Duygudurum bozukluklar›-Tan›. Geri-yatrik Psikiyatri Klinik El Kitab›. American Psychiatric Publishing, Ertan T, Sivrio¤lu Y, tercüme ed. Özdemir A, Aksoy C, Özdemir S, Bafler S, Erol TC, tercüman. ‹stanbul: Sigma Publishing, 63-119.

Özmenler KN (2001) Yafll›l›k ça¤› depresyonlar›. Duygudurum Dizisi; 3:109-115.

Öztürk O (1997) ‹nsan›n Sekiz Evresi. Ruh Sa¤l›¤› ve Hastal›k-lar› 7. bas›m. HYB: 89-99.

Ünal S, Kaya B (1999) Yafll›l›k ve depresyon - II: tedavi yakla-fl›mlar›. Türk Geriatri Dergisi; 2:83-89.

Van't Veer-Tazelaar PJ, van Marwijk HW, Jansen AP, Rijmen F, Kostense PJ, van Oppen P, van Hout HP, Stalman WA, Be-ekman AT (2008) Depression in old age (75+), the PIKO Study. J Affect Disord; 106:295-299.

Weyerer S, Eifflaender-Gorfer S, Köhler L, Maier W, Haller F, Cvetanovska-Pllashiniku G, ve ark. (German Study on Ageing, Cognition, Dementia in) (2008) Prevalence and risk factors for depression in non-demented primary care attenders aged 75 years and older. J Affect Disord; 111:153-163.

Referanslar

Benzer Belgeler

olduğunu sezen Tapdık Emre kötü ağızları susturmak için kızını Yunus Emre’ye vermek istedi.. Lütuf reddedilir

1939’da Türkiye’ye iltihak olan bölgedeki Ermeniler, çok değil iki yıl sonra, yine Ankara’nın gadrine uğradı..

Adam bosgun statusyny almak üçin Türkmenistanyň Döwlet migrasiýa gullugynyň edaralaryna (mundan beýläk - migrasiýa gullugynyň edaralary) towakganama bilen

[r]

Bu sayede ulaşmak istediğiniz asıl hedef kitlenin , ürününüzle doğrudan buluşmasını sağlıyor ve tüketicinizin ürününüzü denemesi için fırsat yaratmış oluyoruz..

hatta ben, kafam bir gemi direği gibi bir aşağı bir yukarı sallanırken, aynı yönde ondan daha hızlı hareket ediyor gibiyim.. Sol tarafımda uzakta, ovanın

Aktarıcı için: kaynak cihazın HDMI çıkış portuna bağlanma yeri Alıcı için: görüntüleme cihazının HDMI giriş portuna bağlanma yeri 3 Aktarım Butonu

Bose SimpleSync™ teknolojisi ile Bose SoundLink Flex hoparlörünüzü bir Bose Akıllı Hoparlör veya Bose Akıllı Soundbara bağlayarak aynı şarkıyı farklı odalarda aynı