• Sonuç bulunamadı

İnsanların medyaya güven düzeyi: Yalan haber üretimine tepkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İnsanların medyaya güven düzeyi: Yalan haber üretimine tepkisi"

Copied!
163
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANABİLİM DALI

GAZETECİLİK BİLİM DALI

İNSANLARIN MEDYAYA GÜVEN DÜZEYİ: YALAN HABER ÜRETİMİNE TEPKİSİ

Rufana GURBANOVA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Prof. Dr. İbrahim TORUK

(2)
(3)
(4)

iii T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

Son yıllarda dünyada yaşanan tehlikeli durumlar, sıra dışı olaylar toplum ve medya arasında yaşanan büyük sorunları da beraberinde getirmiştir. Medya ve toplum arasında olan güven duygusu git gide azalırken, insanların medyanın yalan haber yayınladığına dair düşünceleri de artmaya başlamıştır. Gerek bireysel gerekse toplumsal bazda meydana getirdiği etkiler bakımından yalan haber günümüz dünyasında önemli konulardan birine çevrilmiştir. Özellikle yeni medyanın hayatımıza girmesi ile birlikte yalan haber kavramı medya araştırmalarına da fazlasıyla dahil edilmiştir.

Özellikle Amerika Birleşik Devletleri başkanı Donald Trump’ın Ocak 2017’de kendi Twitter hesabında attığı ve 'yalancı medya' kanallarının Amerikan düşmanı olduğunu söylediği (Tweet'i ise çok geçmeden sildi) tweette yalan haber kavramını yeniden gündeme taşımıştır. Amerika medya kanallarının da Trump’a verdiği cevaplar sonucunda da bir kaç gün içinde yalan haber çok konuşulan konulardan biri haline getirmiştir. Özellikle Amerika’da bu konuyla ilgili bilimsel

Öğrencinin

Adı Soyadı Rufana GURBANOVA

Numarası 154222001019 Ana

Bilim/Bilim

Dalı Gazetecilik/Gazetecilik Danışmanı Prof.Dr. İbrahim TORUK

Tezin Adı

İnsanların Medyaya Güven Düzeyi: Yalan Haber Üretimine Tepkisi

(5)

iv

çalışmalar başlatılmıştır. Yalan haber ve meda ile ilgili insanlar ne düşünüyor ve insanlar medyaya ne kadar güveniyor sorusu araştırmaların temelini oluşturmuştur.

Bu düşünceni temel alarak insanların medyaya ne kadar güvendiği ve medyanın yalan haber yayınladığı saha araştırmasıyla ortaya konmaya çalışılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler Ankara’nın Altındağ, Çankaya, Keçiören, İzmir’in Bornova, Karşıyaka, Konak ve Konya’nın Karatay, Meram, Selçuklu ilçelerinde 600 kişiyle yüz yüze görüşmeye dayalı anket tekniği iletoplanmıştır.

Çalışmanın sonucunda katılımcılar bir habere güvenmek için onun tarafsız olmasını önemsemiştir. Katılımcıların sosyal medya ve internetin daha fazla yalan haber yayınladığını düşündükleri ortaya çıkmıştır. Bulgulara göre geleneksel medya kurumlarının yalan haber yayınlama nedenleri patron ve muhabirin çıkar ilişkileri ve ideolojik yakınlıktır.

Sonuç olarak katılımcılar kullandıkları medya kanalları ile güvendikleri medya kanalları arasında anlamlı farklılıklar bulunmaktadır.

(6)

v T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

SUMMARY

In recent years, the dangerous situations in the world, unusual events have brought about the big problems between the society and the media. While the sense of trust between the media and the community is decreasing, at the same time, people's thoughts about the media broadcasting false news have started to increase.In terms of both the individual and the social impacts, it has been turn into one of the important issues in today's world. Especially with the introduction of new media into our lives, the concept of false news has also been heavily involved in media researches.

In particular, the president of the United States of America, Donald Trump, in January 2017 in his Twitter account said that "liar media" channels were American enemies (which Twitter, soon wiped away the message) whilst Twitter has moved “ the false news” concept back to the agenda. As a result of the answers of America's media channels to Trump, it has made it one of the most talked about topics in a few days.Especially in America, researches (scientific studies) on this subject have been

Öğrencinin

Adı Soyadı Rufana GURBANOVA

Numarası 154222001019 Ana

Bilim/Bilim

Dalı Gazetecilik/Gazetecilik Danışmanı Prof. Dr. İbrahim TORUK

Tezin Adı

The People In The Media: The Response To LookNews Production

(7)

vi

started. What people think about false news and media, and the question of how much people rely on the media formed the basis of this research.

Based on this idea, it has been tried to reveal how much people rely on the media and the media published false news.The data obtained from the study were collected by a face-to-face interview technique with 600 people in the districts of Ankara: Altindag, Cankaya, Kecioren; Izmir: Bornova, Karsıyaka, Konak and Konya: Karatay, Meram, Selcuklu.

As a result of the study, the participants paid attention to be neutral in order to trust a story. It was found out that the participants think that social media and the internet have published more false news. According to the findings, the reasons for the publication of false news by traditional media institutions are the interest relations and ideological proximity of the boss and reporter.

As a result, there are significant differences between the media channels that the participants use and the media channels they trust.

(8)

vii

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... iii

SUMMARY ... v

İÇİNDEKİLER ... vii

EKLER LİSTESİ ... xiv

ŞEKİLLER DİZİNİ ... xv

ÖNSÖZ ... xvi

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM- MEDYA, HABER VE GÜVEN İLİŞKİSİ ... 4

1.1. Medya Kavramı... 4

1.1.1. Medya ve Toplum İlişkisi ... 7

1.1.2. Medyanın Etkileme Gücü ... 9 1.2. Haber Kavramı ... 11 1.1.2. Gazetede Haber ... 17 1.1.3. Radyoda Haber ... 18 1.1.3. Televizyonda Haber ... 19 1.1.4. İnternette Haber ... 23

1.1.5. Sosyal Medyada Haber ... 28

1.3. Haber Üretim Sürecine Alternatif Yaklaşımlar ... 28

1.4. Haber ve Rıza Üretimi ... 31

1.5. Güven ve Güvensizlik ... 32

1.5.1. Medya ve Güven ... 34

İKİNCİ BÖLÜM: HABERDE GÜVEN ve HABER GÜVENİRLİĞİNE ETKİ EDEN UNSURLAR ... 36

(9)

viii

2.1. Haberde Güvenirlilik ... 36

2.2. Haberde Objektiflik ... 37

2.3. Medya Haberlerinin Etiği ... 38

2.4. Haber Güvenirliğine Etki Eden Unsurlar ... 41

2.4.1. Siyasi Otoriteye Yakınlık ... 42

2.4.2. Siyasi Nedenler ... 43

2.4.3. Ekonomik Nedenler ... 46

2.4.4. Mülkiyet/Tekelleşmeden Kaynaklanan Nedenler ... 48

2.4.5. Reyting ve Tiraj Kaygısı ... 54

2.4.6. Haberde Taraflılık ... 54

2.4.7. Haberde İdeolojik Yanlılık ... 55

2.4.7.1. Yanlı Haber Kuramı ... 56

2.4.8. Haberde Gizli ya da Açık Reklam Yapılması ... 57

2.4.9. Haber Bilgi Eksikliği ve Bilgi Kirliliği ... 59

2.4.10. Dezenformasyon ... 60

2.4.11. Gerçeği Çarpıtma ... 60

2.4.12. Yalan Haber ... 61

2.5. Medya Haberlerinin Güvenilirliği ve Yalan Haber Üzerine Yapılmış Araştırma Bulguları... 66

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM - UYGULAMA İNSANLARIN MEDYAYA GÜVEN DÜZEYİ: YALAN HABER ÜRETİMİNE TEPKİSİ İLE İLGİLİ SAHA ARAŞTIRMA BULGULARI ... 69

3.1. METODOLOJİ ... 69

3.1.1. Araştırmanın Sorunu ... 69

3.1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi ... 69

(10)

ix

3.1.4. Araştırmanın Evren ve Örneklemi ... 70

3.1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 70

3.1.6. Soru Formu ve Ölçüm Araçları ... 70

3.1.7. Verilerin Analizi ve Kullanılan Testler ... 71

3.1.7.1. SPSS ve Anket ... 71

3.1.7.2. Ki-kare ( χ²) Testi ... 72

3.1.7.3. Bağımsız Örneklem T-Testi ... 72

3.1.7.4. Korelasyon Analizi ... 72

3.1.7.5. Araştırma Soruları ... 73

3.2. BULGULAR VE YORUM ... 73

3.2.1. Katılımcıların Demografik Özellikleri ... 73

3.2.2. Katılımcıların Günlük Haber Alma İhtiyacı ... 79

3.2.3. Katılımcıların Günlük Haberi Aldığı Medya Araçları ... 79

3.2.4. Katılımcıların Bir Habere Güvenme Nedenleri ... 80

3.2.5. Katılımcıların Kitle İletişim Araçlarına Olan Güveni ... 81

3.2.6. Katılımcıların Yalan Haberin Tanımlaması İle İlgili Düşünceleri ... 82

3.2.7. Katılımcıların Medyanın Hangi Nedenlerle Yalan Haber Yayınladığına Dair İzlenimleri ... 85

3.2.8. Medya Vasıtasıyla Suistimal Edilme ... 91

3.2.9. Cinsiyetler Arasındaki Farkındalığı (Ki Kare Sonuçları) ... 92

3.2.10. Anketin Yapıldığı İlçeye Göre Farkınalık ... 98

3.2.11. Aylık Ortalama Gelire Göre Farkındalık ... 100

3.2.12. Korelasyon Analizi Bulguları ... 102

SONUÇ VE TARTIŞMA ... 106

KAYNAKÇA ... 111

(11)

x

EK. 1. Anket Örneği ... 126

EK 2. Yalan Haber Örnekleri ... 136

EK. 3. SPSS Programında Yapılan Bazı Ki Kare Testi Sonuçları ... 142

(12)

xi

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: Katılımcıların Cinsiyete Göre Yüzdelik Dağılımı ... 74

Tablo 2: Katılımcıların Yaşına Göre Yüzdelik Dağılımı ... 74

Tablo 3: Katılımcıların Ailelerinin Aylık Ortlama Gelirine Göre Yüzdelik Dağılımı ... 75

Tablo 4: Katılımcıların Yaşadıkları İlçelere Göre Yüzdelik Dağılımı ... 76

Tablo 5: Katılımcıların Eğitim Düzeyine Göre Yüzdelik Dağılımı ... 77

Tablo 6: Katılımcıların Medeni Durumuna Göre Yüzdelik Dağılımı ... 77

Tablo 7: Katılımcıların Mesleğine Göre Yüzdelik Dağılımı ... 78

Tablo 8: Katılımcıların Günlük Haber Alma İhtiyacının Yüzdesi ... 79

Tablo 9: Katılımcıların Günlük Haberi Aldığı Medya Araçlarının Yüzdesi ... 79

Tablo 10: Katılımcıların Günlük Yabancı Medyayı Takip Etme Yüzdesi ... 80

Tablo 11: Katılımcıların Bir Habere Güvenme Nedenlerinin Merkezi Eğilim İstatistikleri ... 80

Tablo 12: Katılımcıların Kitle İletişim Araçlarına Olan Güvenin Merkezi Eğilim İstatistikleri ... 81

Tablo 13: Katılımcıların Yalan Haberin Tanımlaması İle İlgili Düşüncelerinin Merkezi Eğilim İstatistikleri ... 82

Tablo 14: Katılımcıların Bir Haberin Yalan Olduğunu Nereden Anladığına Dair Sorunun Yüzdesi ... 83

Tablo 15: İnsanların Gelenksel Medya Kurumlarının Hangi Oranda Yalan Yayınladığına Dair Düşüncelerinin Merkezi Eğilim İstatistikleri ... 84

Tablo 16: Katılımcıların İnternet ve Sosyal Medyann Yalan Yayınlamasına Dair Cevaplarının Yüzdesi ... 84

Tablo 17: Katılımcıların Gazetelerin Hangi Nedenlerle Yalan Yayınladığına Dair İzlenimleri ... 85

Tablo 18: Katılımcıların Televizyon Kanallarının Hangi Nedenlerle Yalan Yayınladığına Dair İzlenimleri ... 86

Tablo 19: Katılımcıların Radyoların Hangi Nedenlerle Yalan Yayınladığına Dair İzlenimleri ... 87

(13)

xii

Tablo 20: Katılımcıların Online Haber Sitelerinin Hangi Nedenlerle Yalan

Yayınladığına Dair İzlenimleri ... 88

Tablo 21: Katılımcıların En Çok Haberlerde Yalanla Karşılaştıklarına Dair İzlenimleri ... 89

Tablo 22: Katılımcıların Yalan Haberin Etkilerine Dair İzlenimleri ... 89

Tablo 23: Katılımcıların Yalan Habere İnanıldığına Dair İzlenimleri ... 90

Tablo 24: Katılımcıların Bir Defa Yalanını Yakalandıkları Medyayı Yeniden Takip Etme Yüzdesi ... 90

Tablo 25: Yalan Haber Yayınlayan Medya Kurumlarına Uygulanacak Cezalar ... 91

Tablo 26: Katılımcıların Medya Vasıtasıyla Suistimal Edilme Oranı ... 91

Tablo 27: Katılımcıların Medyayı Şikayet Etme Oranı ... 92

Tablo 28: Katılımcıların Şikayetlerinin Sonuca Ulaşma Oranı ... 92

Tablo 29: Yalan Haber İnsanları Yalnış Bilgilere İnandırmak İçin Yaratılan ve Yayınlanan Bilgilerdir. ... 92

Tablo 30: Cinsiyete Göre Katılımcıların Yalan Haber İnsanların Doğru Bilgiden Şüphelenmeye Zorlamak İçin Yaratılan ve Yayınlanan Bilgilerdir Kısmındaki Farkındalık ... 93

Tablo 31: Cinsiyete Göre Yalan Haber Uydurulmuş Olan Doğru Olmayan Haberdir Kısmındaki Farkındalık ... 93

Tablo 32: Cinsiyete Göre Yalan Haber Kasıtlı Olarak Yapılmış Haberdir Kısmındaki Farkındalık ... 94

Tablo 33: Cinsiyete Göre Yalan Haber Kurgulanmış Haberdir Kısmındaki Farkındalık ... 94

Tablo 34: Cinsiyete Göre Yalan Haber Çarpıtılmış Haberdir Kısmındaki Farkındalık ... 95

Tablo 35: Cinsiyete Göre Yalan Haber Manipüle Haberdir Kısmındaki Farkındalık ... 95

Tablo 36: Cinsiyete Göre Geleneksel Medya Kurumlarının Yalan Haber Yayınladığı Kısmındaki Farkındalık ... 96

Tablo 37: Cinsiyete Göre Dergilerin Yalan Yayınladığı Arasındaki Farkındalık ... 96

(14)

xiii

Tablo 39: Cinsiyete Göre Medya Vasıtasıyla Suistimal Edilenlerin Şikayet Etme Farkındalığı ... 97 Tablo 40: Anketin Yapıldığı İlçeye Göre Yabancı Medyayı Takip Etmenin Arasındaki Farkındalığı ... 98 Tablo 41: Anketin Yapıldığı İlçeye Göre En Çok Hangi Radyoların Yalan Söylediği ... 99 Tablo 42: Ailenizin Aylık Ortalama Gelirine Göre En Çok Yalan Yayınlayan Dergiler ... 100 Tablo 43: Medya Vasıtasıyla Suistimal Aylık Gelir ... 101 Tablo 44: Cinsiyete Göre Geleneksel Medya Kurumlarının Yalan Haber Yayınlama Oranında Farklılık ... 101 Tablo 45: Medya Araçlarına Güven Düzeyine Yönelik Korelasyona Analizi Bulguları ... 102 Tablo 46: Medya Araçlarının Yalan Söyleme Düzeyine Yönelik Korelasyona Analizi Bulguları ... 104

(15)

xiv

EKLER LİSTESİ

EK. 1. Anket Örneği ... 126 EK. 2. Yalan Haber Örnekleri ... 136 EK. 3. SPSS Programında Yapılan Bazı Ki Kare Testi Sonuçları ... 142

(16)

xv

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1: İnternet gazeteciliğinin tipolojisi ... 24

Şekil 2: Yalan Haber Üçgeni. ... 65

Şekil 3: Yılın Kelimesi Yalan Haber ... 66

(17)

xvi ÖNSÖZ

Bir seneyi aşkın uzun ve yorucu sürenin sonucunda ortaya konulan ‘İnsanların Medyaya Güven Düzeyi: Yalan Haber Üretimine Tepkisi’ isimli çalışmam üzerinde birçok ismin önemli katkıları vardır. İlk olarak, her konuda bana destek olan, aynı zamanda tez konusunun ortaya çıkmasında ve tezinsonuçlanmasında çok büyük emeği olan, kıymetli Danışmanım, Prof. Dr. İbrahim TORUK’a çok teşekkür ederim.

Çalışmam boyunca kıymetli fikirleri ile bana yardımcı olan, aynı zamanda yüksek lisans eğitimi sürecinde bana birçok konuda büyük katkısı ve desteği olan Prof. Dr. Şükrü BALCI hocama da teşekkürü borç bilirim.

Yine bu süreç içerisinde benden yardımını esirgemeyen değerli hocam Arş. Gör. Dr. Emre Osman OLKUN’a da çok teşekkür ederim.

Tezin uygulama kısmında bana yardım eden arkadaşlarıma da çok teşekkür ederim. Son olarak eğitim hayatımda en büyük destekçim, her zaman yanımda olan değerli eşim Abduljabbar MOHAMMED’e de çok teşekkür ederim.

Rufana GURBANOVA KONYA, 2018

(18)

1 GİRİŞ

Medya insanların günlük hayatında yer alan önemli kavramlardan biridir. Medyanın birçok görüş tarafından da onaylanan en temel işlevleri şunlardır: insanları bilgilendirme, eğlendirme, onlara haber verme ve toplumun sürekliliğini sağlama. Ancak günümüzde en önemli toplumsallaşma aracılarından biri olan medya sadece bu işlevlere sahip olmakla kalmamaktadır. Aynı zamanda bireylere, onlar içinde bulundukları toplum tarafından ‘’doğru’’ olarak kabul görmüş davranış kalıplarını algılayabilecek yaşa geldikleri andan da aktarmaktadır (Göksel ve Gültekin, 2008: 81).

Medyanın en temel işlevi, haber vermesidir. Bunlar MacBride raporunda en genelleyici biçimde bilgilendirme, toplumsallaştırma, güdüleme, tartışma ortamı yaratma, eğitim, kültürün gelişmesine katkı sağlama gibi başlıkları altında sıralanmaktadır (Yüksel, 2004: 229).

Haber, insanoğlunun yakın ve uzak çevresiyle iletişiminde ilgisini çeken olayları öğrendiği bir olgudur, bir yazı biçimidir, bir ifade şeklidir. Bu bağlamda haberin, bir iletişim olgusu olarak açıklanması gereği bulunmaktadır. Haber; kişileri bilgilendiren, haberdar eden, eğiten, eğlendiren, sevindiren ya da üzen bilgilerdir. Haber; bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, iletişim ve yayın organlarıyla verilen bilgidir. Haber, insanların genelini ilgilendiren, belirli bir zamanda olan, bir fikri, olayı ya da sorunu aktaran yazıdır. Başka bir tanımlamayla haber; belli bir zamanda ve yerde gelişen olayları, merakı giderecek düzeyde ayrıntılı ve anlaşılır bir dille aktaran yazılardır (Gürcan, 2012: 47).

Medya alanında yoğunlaşma 20. Yüzyıl boyunca hep gözlemlenmiş durumdur. Ancak bu durum günümüzde yeni bir boyut kazanmıştır. Medya alanında egemen olan az sayıda şirketin boyutları geçmişle karşılaştırılmayacak kadar büyümüştür. Dev medya kuruluşları yaptıkları sıralamada, ünlü dergilerin (Forbes, Fortune) açıklamalarında artık hep ön sıralarda yer bulabilmektedir. Dünyanın en büyük servetlerinin önemli bir kısmının medya ve ilişkili sektörlerde olduğu bilinmektedir (Kaya, 2009: 142).

(19)

2

Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte medyanın topluma aktardığı enformasyonun da çoğalması her zaman var olan yalan haber kavramının da yeniden gündeme gelmesine neden olmuştur. Özellikle yeni medya araçlarının artmasıyla birlikte, her zaman var olan yalan haber hayatımıza hızlı bir şekilde dahil olmuştur.

Dünyada ve Türkiye’de son dönemde yaşanan siyasal ve toplumsal birçok olay ve bunun medyaya taşınması yansımaları, medya kullanıcılarının birçoğunun zaten düşük olan medya ve haber güvenini daha da azaltmıştır. İnsanların son yıllarda kullanmaya başladığı alternatif medya araçları da yalan haberin temel kaynaklarını oluşturmaya başlamıştır. Bu da medyaya olan güvenin daha da sarsılmasına neden olmuştur.

Geçen yıllarda "yalan haber" kavramı giderek yaygınlaşmıştır. Bu kavram birçok dezenformasyon kampanyaları, siber propaganda, bilişsel saldırı ve bilgi savaşıyla eşanlamlıdır. Maalesef, gerçekliğin dijital olmayan ortamını etkileyen sahte haberlerin yayılmasına neden olan, halkın gerçeklik ve düşünce süreçleri algısını manipüle etmeyi kolaylaştırıyor. Her yeni olay, kamuoyunun teknolojik manipülasyonunun insanların günlük hayatlarında ne kadar etkili olabileceğini göstermektedir (Gu vd, 2017: 3).

Yapılan araştırmalar sonucunda dünyada sosyal medyadaki haberlere güven % 23 oranında iken Türkiye’de ise bu oran % 33’dür. Yalnızca her üç kişiden biri sosyal medyadaki habere güvendiğini beyan etse de Türkiye bu konuda dünya ortalamasının üstündedir. Türkiye’de internette karşılaştığı bilginin doğru olup olmadığı konusunda endişe duyanların oranı ise % 60’dır (Dijital Haber Raporu, 2018).

Yukarıdaki bilgiler temel alınarak, bu çalışmada insanların medyaya güven düzeyi ve yalan haber yayınlanması ve yalan haber ile ilgili düşüncelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu düşünceden yola çıkarak Türkiye’nin üç büyük şehri: Ankara, İzmir ve Konya’da 600 kişi ile saha araştırması yapılarak, medya, güven ve yalan haber ile ilgili düşünceleri öğrenilmeye çalışılmıştır.

Bu amaçla hazırlanan çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Teorik bilgilerin yer aldığı ilk iki bölüm konunun kavramsal çerçevesini çizerken, çalışmanın üçüncü

(20)

3

ve son bölümü ise yapılan saha araştırmasının bulgularına ayrılmıştır. ‘Medya, Haber ve Güven İlişkisi’ başlıklı birinci bölümde medyanın toplumsal yaşamdaki işlevi ile birlikte, haber kavramı, medya ve güven üzerine yapılan tartışmalar incelenmiştir. Ayrıca haber kavramı genel olarak değil, detaylı bir şekilde, yani hem geleneksel hem de yeni medyada haber olarak ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Medya ve güven arasındaki ilişki açıklanmıştır.

Çalışmanın teorik olarak ikinci kısmı ‘Haberde Güven ve Haber Güvenirliğine Etki Eden Unsurlar’ başlığı altında haber, habere güveni sağlayan ve haberde güvene etki eden unsurlar incelenmiştir. Haberin objektifliği, haberin güvenirliği araştırılmış, haberde güvensizlik yaratan siyasi otoriteye yakınlık, ticari çıkarlar, yanlılık, haberde bilgi eksikliği gibi konular açıklanmıştır. En son konumuzun temel kısımlarından olan yalan haber hakkında geniş bilgi verilmiştir.

Çalışmanın üçüncü kısmı olan uygulama kısmında; çalışmanın sorunu, amacı, önemi, modeli, evren ve örneklemi, sınırlılıkları gibi metodolojik bilgilerin yanı sıra, çalışmada kullanılan soru formunun özellikleri ve verilerin analizinde kullanılantestler hakkında bilgilendirmeler yapılmıştır. Bunun yanı sıra bulgular ve yorum kısmının bulunduğu bu bölümde, çalışmada elde edilen veriler, Frekans analiziyle beraber, Ki-Kare (X2) testi, Korelasyon analizi ve Bağımsız Örneklem T Testi uygulanarak istatistiki bir şekilde yer almıştır. Çalışmanın sonuç bölümünde ise, saha araştırması yöntemi sonucunda elde edilen verilere göre bir değerlendirme yapılmış ve konuyla ilgili çalışma yapacaklara bazı öneriler sunulmuştur.

(21)

4

BİRİNCİ BÖLÜM- MEDYA, HABER VE GÜVEN İLİŞKİSİ 1.1. Medya Kavramı

Medya (kitle iletişim araçları), bir araç anlamında medya, yazılı basın, radyo ya da televizyon gibi iletişim araçları olarak tanımlanırken, bu teknolojilerden bir veya daha fazlasını büyük sayıda insanla iletişim kurmak için kullanan geniş ölçekli organizasyonlar toplamı biçiminde de ifade edilebilir (Marshall, 2014: 484).

Latince bir kelime olan medium, medya kelimesinin tekili olarak kullanılmaktadır. Türk Dil Kurumu, medya kelimesini ‘’iletişim ortamı ya da iletişim araçları ’’ olarak tanımlamaktadır Medya kelimesi yerine kitle iletişim araçları kavramı da kullanılmaktadır (Nalçaoğlu, 2005: 51).

Medya, kitle iletişim araçlarının tümüdür (Bülbül, 2001: 2). Kitle iletişim bir süreci ifade etmektedir. Bir sürecin ise, kaynak, kod, kanal, mesaj, hedef kitle ve feedback olarak nitelendirilen unsurları bulunmaktadır (İşık, 2000: 37).

İletişim medyası, bireyler için anlamlı materyallerin üretimi, depolanması ve dağıtılmasıyla ilgilidir. İletişim medyasının bu sembolik boyutunu gözden kaçırmak ve onun teknik özelliklerine odaklanmak çok kolaydır (Thompson, 2008: 26).

Medya: iletişim ortamıdır. Medyum tekil, medya ise çoğulu ifade etmektedir. Araç, ortam, kanal gibi kavramların karşılığı olarak medya kelimesi kullanılmaktadır. Bu da beraberinde kavram kargaşası yaratmaktadır. Medya, mesajı kitlelelere aktarandır. İletişim ortamı ya da medya: insan yaşamının, dolayısıyla da düşüncesinin biçimlendiği temel mecralardan birisidir (Törenli, 2005:7).

İletişim sürecinin temel öğesi olarak medya, iletiyi birbirinden farklı kodlamalarla taşıyan ve aktarandır. Medyayla bireye, topluma birbirinden farklı özelliklerde veriler aktarılmaktadır. Bu aktarımlar birbirinden farklı özellikler taşımaktadır (Yengin, 2012: 30).

Postmodern görüşe göre: çağdaş medya, gerçeği temsil etmez, sadece gerçeği kurar. Medya, bir imajı ya da bir orjinalin temsilini mekaniksel olarak üretir ve çoğaltır. Medya, yeni iletişim teknolojileri ve tekniklerle kendi kendilerini

(22)

5

canlandırır ve bağımsız bir birey gibi görev yaparlar. Medya dış gerçeğe ait olmadığı için kendini yansıtır ve kendine aittir (Alemdar ve Erdoğan, 1998: 354).

Çağdaş kültür, medyayla doygunlaşmış bir kültürdür. Bununla birlikte, çalışmaların ortaya koyduğu gibi, geleneksel ve yeni medya formlarının günlük kullanımları, kitle kültürü kuramcılarının medyanın yayılmasını yalnızca izleyici kitlelerinin ideolojik kontrolünün daha etkili bir biçimini oluşturacağına dair kötümser tahminlerini de sarsıyor. Benzer şekilde, izleyiciler kitle kültürü kuramcılarının öne sürdüğünden muhtemelen her zaman daha ‘’aktif’’ olmuşlarsa da, e-mail ve internet gibi yeni medya formları, izleyicilerin medya imgeleri ve metinleriyle gelişmiş düzeyde etkileşimine olanak sağlıyor. Stevenson’a göre, geç modern kültürler hakkında konuşmak, medya kültürleri hakkında konuşmak demektir. Stevenson, geç modern gündelik hayatla medyanın iç içe olduğunu ve medyanın gündelik hayatın kültürel dokusunun ayrılmaz bir parçasını oluşturduğunu söyler (Bennett, 2013: 124-125).

Kellner’e (2010: 22) göre yeni bin yıl medya kültüründen medya gösterisine geçtiğimiz binyıldır. Olaylar ve günlük yaşam, medya kültürü ve tüketim toplumunun gösterileri (medya kültürünün gösterileri ve tüketim toplumu) tarafından şekilleniyor ve uzlaştırılıyor.

Medyayı, gerçeği araştıran, huysuz, inatçı, her yerde hazır ve nazır, otoriteden bağımsız bir varlık olarak kabul eden standart görüşün aksine, biz, medyanın gerçekten de belli bir ‘’toplumsal amaç’’a hizmet ettiği görüş aldığını temel alan bir propaganda modeli oluşturup uygulamaya çalıştık. Sözünü ettiğimiz bu ‘’toplumsal amaç’’ halkın, siyasal sorumluluklarının bilinçli olarak yerine getirebilmesi için gerekli bilgileri medya yoluyla elde ederek siyasal süreç üzerinde anlamlı bir denetime sahip olmasına olanak tanıyan bir amaç değildir. Aksine, propaganda modeline göre, medyanın ‘’toplumsal amacı’’ topluma ve devlete egemen ayrıcalıklı grupların ekonomik, toplumsal ve siyasal gündemlerini halka aşılamak ve bunu savunmaktır (Herman ve Chomsky, 1998:100).

‘’Bütün kötülüklerin anası’’ şeklinde düşünme biçiminin bir başka popüler önermesi ‘’medya’’dır. Buna göre, medyanın tek amacı daha fazla reklam almak,

(23)

6

daha fazla kar sağlamak, reyting çıtasında en üste fırlamaktır: amacına engel olacak hiçbir ahlaki değer tanımaz: eğer ahlaka başvuruyor gibi gözüküyorsa bile bu, tavrının kendisine itibar, yani bir başka deyimle yine daha fazla para sağlayabileceği umudundadır.

O, Machıavelli’nin çağdaş prensidir: ‘’para, para, para’’ ile takdis edilmiş bu hükümdarlıkta imana gölge düşürecek hiçbir değer kabul edilemez: karşı taraftaki tebaa kadar hükümdarlık görevlileri de kurallara tabiidir: reyting papalığı kutsallığın hükümlerini titizlikle korur: imandan çıkanlar ‘’unutulma ve gözden düşme’’ ile aforoz edilirler: muhtemeldir ki, engizisyon işkenceleri ışıltılı medya dünyasından uzak kalmanın yanında hiç mesabesindedir (Bostancı, 1998: 128-129).

Medya denilen olgu kendiliğinden oluşmaz toplumun istekleriyle yönlenir. Rüzgar gibidir. Nereden geldiği belli olsa da ne kadar süreceği kolay saptanamaz (Demirkent, 2000: 259).

Medya bir taraftan geçmiş duygumuzu, değiştirirken diğer taraftan da ‘dolayımlanmış dünyeviliği’ yaratır (Thompson, 2008: 60).

1980’li yıllarla birlikte Türkiye’de Devletin İdeolojik Aygıtları (DİA) türünden bir kavram, etkisini bütünüyle yitirmese bile gerilemiş, onların değişikliklerine uğramıştır. O dönemden başlayarak ortaya çıkan yeni iletişim olanakları bu sonucun asıl nedenidir. Bununla birlikte yeni, modern-sonrası dönem iletişim olgusunu, üstelik de geç kalmış bir biçimde ‘medya’ kavramıyla özdeşleştirmiştir. Popüler kültürün kültür endüstrisinin ve popülist politikaların bir uzantısı olarak bu alanın yaşadığı sorunlarsa 1990’ların meselesidir. O da Türkiye’de ‘geç kapitalizmin kültürel mantığı’yla bütünleşmesidir (Kahraman, 2004: 167-168).

Medyaya olan farklı yaklaşımlar vardır:

 Liberal-çoğulcu yaklaşımda çağdaş ve demokratik toplumlarda, toplumsal dengeleri oluşturması açısından medyanın: yasama, yürütme ve yargı güçlerinden sonra, toplumsal dinamiklerde dördüncü güç olarak tanımlanması, basının işlevlerinin en büyük ifadesidir.

 Çıkış noktasını Karl Marks’ın görüşlerinin oluşturduğu eleştirel yaklaşımların temelinde, medyanın üretim faktörleriyle, kapitalist

(24)

7

endüstriyel oluşumun genel tiplerine benzeyen üretim faktörleriyle, kapitalist endüstriyel oluşumun genel tiplerine benzeyen üretime sahip olduğu düşüncesi yatar. Medya, kapitalist sınıfın tekelci sahiplerine aittir ve onlara hizmet eder.

 Gündem belirleme yaklaşımında ise temel hipotez, medyanın insanların ne hakkında düşüneceklerini belirlediği düşüncesi dayanır. Yaklaşıma göre medya, haberleri sunuş yoluyla kamuoyunun düşündüğü ve konuştuğu konuları, eş deyişle kamu gündemini belirlemektedir medyada büyük yer tutan konular, kamu gündeminde de önemlidir (Yüksel, 2004: 229-230-244).

1.1.1. Medya ve Toplum İlişkisi

Modern toplum kendi ürettiği riskleri tartışma, önleme ve yönetmeyle giderek daha fazla meşgul olması anlamında risk toplumu haline gelmiştir. Buna itiraz eden pek çok kişi, olabilir, ama bu durum kitle iletişim araçlarının tahrik ettiği ve azdırdığı histerinin ve korku siyasetinin göstergesidir. Dünya risk toplumu teorisine göre, modern toplumlar yeni risk türlerince biçimlendirilmekte, küresel felaketlerin küresel öngörüsü yüzünden temelleri sarsılmaktadır. Bu tür küresel risk algılamalarının üç ayırt edici özelliği vardır:

1. Mahalsizleşme: sebepleri ve sonuçları tek bir coğrafi mahal ya da mekanla sınırlı değildir, prensipte her yerde vardırlar.

2. Hesaplanamazlık: sonuçları prensipte hesaplanamazdır; en temelde ‘’hipotez düzeyinde’’ risklerdir.

3. Telafi edilemezlik: İlk modernitenin emniyet rüyasının temelinde, kararların güvenli olmayan sonuçlarını ve tehlikelerini hep daha kontrol edilebilir kılma yönündeki bilimsel ütopya vardı (Beck, 2011: 357-358). Demokratik ülkelerde özgür medya vazgeçilmez kurumlardan biridir. Halkın haber alma hakkı, kamuoyunun tarafsız şekilde bilgilendirilmesi, kamunun özgürce teşekkülü gibi kavramlar ‘’medya özgürlüğü’’nün gerekliliğini ve hedeflerini ifade eder. Ancak bu bir temenni, bir ideal durum tasavvurudur. Gerçekte medyanın özgürlük talebinin, fonksiyonu ve içeriği ahlaki amaçlarıyla uyuştuğu tarihsel

(25)

8

durumlar son derece sınırlıdır ve ne yazık ki bu örtüşme demokratik düzenlerde değil tam da otoriter/totaliter bir rejimin yıkılma süreçlerinde ortaya çıkar (Bostancı, 1998: 134-135).

Geleneksel olarak medya, çatışmalara, kavgalara, tartışmalara, skandallara ve eleştiriye odaklanmayı, toplumu değiştirmenin yolu olarak görmüştür. Medyanın bu tür şeylere odaklanmasının nedenlerinin başında hiç kuşkusuz bu şeylerin insanların ilgisini çekecek özellikte olmaları gelmektedir. Fakat medyanın bu tavrı, toplum içinde kutuplaşmayı ve tatminsizlik duygusunu artırmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Şikayette bulunmak ve eleştirmek, yapıcı olmaktan daha kolaydır. Eleştirmek istedikten sonra, her şeyi eleştirebilirsiniz (Bono, 1998:133).

Toplumun gerçeğini topluma olduğu gibi yansıtmakla görevli olan medya, çoğu zaman bu görevini unutup ya da terk edip, yeni bir gerçek oluşturma, kurgulama yoluna giriyor. Yeni bir gerçek oluşturma, ya var olan gerçeğin çarpıtılması ya da var olan gerçek ile pek ilişkisi olmayan yepyeni sanal bir gerçek yaratma şeklinde gerçekleşmektedir. Medya yeni bir gerçek oluşturma ya da kurgulama işini, ya sosyal olay, olgu, konu, sorunların belli bir yönü hakkında bilgi vermek, belli konu ve sorunları gündeme getirip öne çıkarmak veya gizlemek yoluyla da hayata geçirmektedir (Gökçe ve Demiray, 2006: 3).

Medya sisteminin öncülük ettiği kamusal diyalog, kamusal olaylarla ilgili haberlerden olduğu kadar eğlence programları içindeki çeşitli değerler ve bakış açılarından da bilgilendirilmelidir. Medya, anlayış çoğulculuğu yaratarak bireylerin kendi toplumsal deneyimlerini yeniden yorumlamalarına ve egemen kültürün varsayımlarını ve fikirlerini sorgulamalarına olanak sağlamalıdır (Curran, 2014: 171).

Günlük yaşamlarının önemli bir bölümünü medya dolayımı ile gerçekleşen bir iletişim ağının içinde geçiren bireylerin medyanın izleyici kitlesine dönüşmesi, daha yerinde dönüştürülmesi modern toplumsal yaşamın her alanında ilişkilerin biçimlenmesinde önemli bir rol oynar. Kimi durum ve zamanlarda da toplumsal tutumlarda ve kararlarda bu rol belirleyici ola bilmektedir (Kaya, 2009: 31).

(26)

9

Toplumda medyanın görev ve sorumluluklarının ne olduğuna dair inançlar ‘basının toplumsal sorumluluk kuramı’ndan fazlasıyla etkilenmiştir. Teknoloji ve endüstri devrimi de burada önemli bir rol oynadı, çünkü yenilikler toplumda devrimci gelişmelere yol açtı, bu ise özellikle yeni medya teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte kitle iletişiminde ortaya çıktı. Geleneksel medyanın gücü ve büyüklüğü önemli ölçüde reklam hacmindeki büyümeyle birlikte arttı ve basında yoğunlaşma sürecine girildi. Medya hacmi ve gücü artarken, giderek daha küçük bir grubun denetimine girmeye başladı (Evers, 2010: 51).

Toplumsal yaşama ilişkin yaşayış ve örgütlenme biçimleri içinde kitle iletişim araçları büyük önem taşır. Devletlerin örgütsel niteliğinden, sosyal ilişki ve iktidar alanlarının oluşumuna kadar tüm belirlenimlerde, kitle iletişimine ilişkin ortamların ve araçların tanımının işlevsel bir yeri vardır. Birey yakın iletişim çevresinin ve etkisinin dışında, kitle iletişim araçlarının sağladığı iletişim içeriği sayesinde toplumsallaşma sürecinin içine girer, egemen toplumsal yaşam biçiminin geliştirdiği ve talep ettiği biçime yönelir ve kendini üretir (Bilgili, 2009: 9).

Medyanın denetiminde kamuoyu, toplumsal düşünüş biçimlerinin tek tipleşmesine ve iktidarın düşünüş biçiminin toplum tarafından içselleştirilmesini hizmet eder. Medya kamuoyunun sesi olarak kabul edilir, ancak medya üretim araçlarına sahip sınıfın sesidir ve sınıf mücadelesi bağlamında ‘ezilmiş ve aşağılanmış’ sınıfların çıkarlarını değil yönetici sınıfların, emeğini satarak geçinen çoğunluğu karşı kapitalist azınlığın çıkarlarını dolayımlı olarak savunan ideolojik aygıtlardır (Çoban, 2009: 151-152).

1.1.2. Medyanın Etkileme Gücü

Kitle iletişim araçlarının gücü, onları yöneten, onlara sahip olan ya da denetleyenlerin ya da bir iletide bulunmak için onları kanal gibi kullananların başkalarına yönelik amaçlarını ne kadar etkin yerine getire bildikleri ya da getirmedekliridir (Erdoğan ve Korkmaz, 1990: 96).

Baudrillard’a (2003) göre, medya insanlara simüle edilmiş gerçekleri sunuyor. Simüle edilen demek, maskesini indirmenin mümkün olmadığı çünkü yalan söylediğini kanıtlayabilmenin imkansız olduğu bir bilinçaltı söylevinin bu şekilde tekrarlanması karşısında psikanalizin de yapacağı bir şey yoktur.

(27)

10

İzleyicilerin çoğu medyanın büyük bölümünden kendilerine ilk olarak eğlence sağlamasını bekler. Insanların medya hakkında besledikleri en önemli yakınmaların bazılarının eğlence hakkında olması normaldir. Medya, bir uyuşturucu, heyecanlandırıcı ya da uyutucu bir şekilde hareket etmek ve bu nedenle bir güç elitinin yararına kitleleri kötüye kullanmakla suçlanır. Medyanın ticari hale getirilmesi, gösteri dünyası tarafından haberin bozulmasına sebep olmuştur (Bertrand, 2004: 53).

Haber kendisinin ürettiği içerikleri, iletişimi ve toplumsalı yok etmektedir. Çünkü iletişim kurmak yerine sahneye koyduğu iletişim oyunu içinde kaynayıp gitmektedir. Anlam üretmek yerine sahneye koyduğu anlam üretimi oyunu içinde kaynayıp gitmektedir. Gerçeğe son veren şey gerçekten daha da gerçek gibi görünendir. İletişimin bu anormal boyutlara ulaşan görüntüsünün gerisinde iletişim araçları ve haber bombardımanının toplumsal yapıyı bozmaları engellenmemektedir. Sonuç olarak medium is message yalnızca mesajın değil aynı zamanda iletişim aracının da sonu demektir (Baudrillard, 2003: 127-128-131).

Haberlerde kullanılan malzemeler ve haber yapma usulü ne olursa olsun haberler büyük bir tesir gücüne sahiptir. Zira hiç kimsenin bu haberlerin doğruluğunu tetkik edebilecek zamanı bulunmamaktadır. Zamanı olsa bile durum değişmemektedir. Bu husus hem halkı oluşturan fertler hem de siyasetçiler için geçerlidir (Luhmann, 2002: 61).

Diğer yandan oluşturulmaya çalışılan sistemin topluma benimsetilebilmesi ve kabul ettirilmesi için yeni oluşturulan yaşam tarzları kitle iletişim araçları yardımıyla kitlelere pervasızca sunulmaya başlanarak geniş halk kitlelerinin sınıf atlama duygularına hitap edilmeye çalışılmıştır. Kitle iletişim araçlarının siyasal iktidarla ve sermayeyle özel ilişkiler içerisine girmesi basın özgürlüğünü engellediği gibi ‘depolitize olma’, ‘özel yaşama müdahale etme’ ve ‘magazinleşme’ süreçlerinin de yaşanmasına zemin hazırlamıştır (Işık, 2005: 85).

(28)

11

Medya mesajları ne bilgi vermekte ne de iletişim kurmaktadır. Onlar bir referandum, sonu gelmeyen testler, kısır döngüleşmiş yanıtlar, kodun geçerliliğinin sınanmasından başka bir anlama sahip değildir (Baudrillard, 2003: 120).

1. Tüm devlet Aygıtları hem ideoloji, hem de baskı kullanarak işler. Aradaki fark, (baskıcı) Devlet Aygıtının ağırlıklı olarak baskıya önem vermesi, Devletin İdeolojik Aygıtlarının ise ağırlıklı olarak ideolojiye öncelik vermesidir.

2. (Baskıcı) Devlet Aygıtı, bir komuta biriliği altında farklı öğeleri merkezileşen örgütlenmiş bir bütün oluşturur. Devletin İdeolojik Aygıtları ise çok sayıda ve birbirlerinden ayrıdırlar, ‘’görece özerktirler’’ ve proleter sınıf mücadelesi ile kapitalist sınıf mücadelesi ve onların altındaki çarpışmaların sonuçlarını, kimi zaman sınırlı, kimi zaman da en uç biçimlerde dile getiren çelişkilerle nesnel bir alan sağlamaya elverişlidirler.

3. (Baskıcı) Devlet Aygıtının birliğini sağlayan şey, onun iktidardaki sınıfların sınıf mücadelesi siyasetini uygulayan, onların temsilcilerinin yönetiminde birleşmiş ve merkezileşmiş olan kendi örgütlenmesi iken, farklı Devletin İdeolojik Aygıtları arasındaki birlik egemen ideoloji tarafından, egemen sınıfın ideolojisi tarafından sağlanır (Althusser, 2014: 56).

1.2. Haber Kavramı

Haber tanımlanması hem kolay hem de zor olan kavram olarak karşımıza çıkıyor. Haber günceldir. Haber, yeni olmuş veya tekrar oluşan olaylar hakkındadır. Haber, okuyucu ve dinleyici için öncelilikle yeni gerçeklerle ilgili, doğru ve anlaşılır bilgilerdir ve sonra da şu ikisinden birisidir. İngilizce’de haber için kullanılan ‘’news’’ sözcüğüyle bu özellik daha da iyi vurgulanmaktadır. Yeni olan kolay anlaşılır. Yeter ki, gazeteci sürekli bilgi toplasın, her gazeteyi okusun. Önemli olan ise, okuyucunun ya da dinleyicinin uymak zorunda olduğu şey, ‘’uyulması gerekenler’’ yani orjinal anlamıyla: yönerge, emir. Sunulan haberlerin büyük bir bölümü çoğu insan için önemli olmasa bile ilginçtir (Schneider ve Raue, 2000 : 40-41).

(29)

12

Haber, insanoğlunun yakın ve uzak çevresiyle iletişiminde ilgisini çeken olayları öğrendiği bir olgudur, bir yazı biçimidir, bir ifade şeklidir. Bu bağlamda haberin, bir iletişim olgusu olarak açıklanması gereği bulunmaktadır. Haber, Arapça kökenli bir sözcüktür. Haber; kişileri bilgilendiren, haberdar eden, eğiten, eğlendiren, sevindiren ya da üzen bilgilerdir. Haber; bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, iletişim ve yayın organlarıyla verilenbilgidir. Haber, insanların genelini ilgilendiren, belirli bir zamanda olan, bir fikri, olayı ya da sorunu aktaran yazıdır. Başka bir tanımlamayla haber; belli bir zamanda veyerde gelişen olayları, merakı giderecek düzeyde ayrıntılı ve anlaşılır bir dille aktaran yazılardır (Gürcan, 2012: 47).

Haber kelimesinin İngilizce karşılığı ‘News’ kelimesidir, yani: N orth (Kuzey), E ast (Doğu), W est (Batı), S outh (Güney). Bu, haberlerin herhangi bir yerden gelebileceğini gösterir.Haberler, güncel bir olay, bilinmeyen bir şey, son olaylar ve olaylar hakkında bilgidir (Mass Communication, 2014: 68). Bu çerçeveden bakıldığında news sözcüğü bütün yönlere 23 ait anlamını da içermektedir.Yönlerin mekânı tanımlamada da kullanıldığı düşünülürse bütün yönlerin yan anlam olarak ‘dünyayı’ da kapsadığı söylenebilir.Böylece bu sözcüğün yaşanılan mekân (kent, ülke vb.) ile üzerinde bulunduğumuz dünyayı da kapsadığı ortaya çıkmaktadır (Aslan, 2003: 14).

İngilizlerin ‘news’, Fransızların ‘information’ olarak adlandırdığı haberin geniş bir şekilde şöyle bir anlamı vardır: ‘vaktinde verilen, toplumda çok kişiyi ilgilendiren ve etkileyen, anlaşılır bir dilde anlatılan bir olay, fikir ya da kanıdır (Yüksel ve Gürcan, 2001: 57-58). Girgin’e (2000: 73) göre haber kişileri bilgilendirir, eğitir, eğlendirir, üzer, sevindirir.

Rusça da haber kelimesinin karşılığı ‘новости’ (novosti) kelimesidir. Anlamı yeni bir şey, daha önce orada olmayan bir şey, son zamanlarda alınan haber, iletişim ve mesaj olarak geçiyor. Yeni-önemli-ilginç: bu özellikler, haberin üç temel direğidir. Haber metni yalın, bilinen, anlaşılır sözcükleri içeren, girift olmayan tümcelerden oluşmalıdır (Schneider ve Raue, 2000: 42,53).

Haber gerçekle bağlantılı ya da gerçeğin ta kendisi sanılmasından dolayı, en etkili medya içeriğidir. Haberin amacı gerçekleşen her hangi bir olayın kitlelere

(30)

13

aktarılmasıdır. O halde haber ‘olay’dır. Olay ise çeşitli olguların, belirli bir yer ve zaman içinde meydana gelmesi, geçmesi sürecidir. Olay ayrıca ortaya çıkan oluşan durumdur. Olay, bir eylemin yanı sıra bir söylem de olabilir (Girgin, 1998: 13). Tokgöz’e (2000:187,192) göre ise olay genelde çeşitli olguların belirli bir yer ve zaman içinde oluşmasıdır. Önemli olan ise, haberde olay/olayları oluşturan olguların niteliği ve anlamını belirli bir yapı ve çevresiyle olan ilişkinin kurulmasıdır. Olay ya da olaylar haber olarak insanlara ulaşmaz, insandan insana iletilmezse, hayal olmaktan öte geçemez. Olaylar haberlerin hammaddesini oluşturur. Haber, herhangi bir zamanda geçen olay, fikir ya da sorunun özetidir.

Haberler, örtük anlamlara sahip öyküler olarak anlaşılabilir. Biliyoruz ki, haberler ve bilgi, bu haberler ve bilgiye bir anlamsal tutarlılık sağlayan ve organize eden anlamlı bir metine dönüştürülmedikçe özgün bir değer ifade etmezler. Bunlara anlamlı içerik kazandıran ve bir haberi şekillendiren şey çerçevedir (Özer ve Özer: 2012: 20).

Haber, her şeyden önce gerçeklik iddiası taşıyan bir metindir (Temizkan, 2012: 332). Haberin nesnel olmayacağını oldukça iyi açıklayan, hatta belki olması gerekmediğini vurgulayan, Tuchman tarafından aktarılan ve Robert Park (1967) tarafından yıllar önce yapılan, ‘’haber basit bir hikayedir’’ saptamasıdır (Poyraz, 2002: 62).

Haberin üç önemli özelliği bulunmaktadır: • Zamanında verilmesi, sunulması

• Okur/izler kitlenin ilgisini çekmeli

• Anlaşılır dille sunulmalı (Gürcan, 2012: 48).

İlk kitle iletişimin ortaya çıkmasıyla birlikte, haber, toplumun gidişatının, gelişiminin, sorunlarının ve umutlarının anında tarihi kaydı haline geldi. Haberin bir şekilde halkın ihtiyaçlarına cevap verdiğini cazip gelse de, daha endişe verici bir durum söz konusu. Haber demokrasinin ihtiyaçlarına hizmet edeceğini garanti edecek hiçbir kurumsal denetim veya kontrol mekanizması yok. Aksine, haber haber dünyasındaki ticari güçlerin politikacılar ve iletişim danışmanlarınca kemale

(31)

14

erdirilen iletişim teknolojilerinin ve halkın beğeni ve eğlence alışkanlıklarının bir birleşiminin yönlendirildiği serbest bir çarktır (Bennett, 2000: 13-14).

Herman ve Chomsky’ye (1998. 25-49-59-75-82-87) göre beş süzgeç (1. Medyanın büyüklüğü, mülkiyeti ve kar amaçlı oluşu, 2. Reklam ruhsatı, 3. Medyanın haber kaynakları, 4. Tepki ve yaptırımcı kurumlar, 4. Bir denetim mekanizması olarak anti-komünizm) medya kapılarından geçebilen haber yelpazesini daraltır. Nelerin sürekli haber kampanyalarıyla duyurulmaya değer ‘’büyük haber’’ niteliği taşıdığı konusunda ise çok daha sınırlayıcı işlev görür. Tanımı gereği, kurulu düzenin birincil kaynaklarından elde edilen haberler, süzgeçten geçebilmek için gerekli olan önemli bir koşulu yerine getirmiş olur ve medya bunlara peşinen yer verir. Gerek yerli gerek yabancı olsun, muhaliflerin ve güçsüz, örgütlenmemiş birey ve grupların verdiği ya da bunları konu alan haberler, ucuz maliyet ve inanırlık taleplerini karşılama konusunda baştan dezavantajlı durumdadırlar.

Haber medyası, liberal görüşün iddia ettiği gibi haberin üretimi ve sunumunda gerçekliği olduğu gibi nesnel, dengeli ve tarafsız bir şekilde yansıtan bir ‘ayna’ değil: tam tersine gerçekliğin siyasal ve ekonomik güç ilişkilerinden ve örgütlü yapılardan geçerek yeniden inşa edildiği bir yapıdır (Öztekin, 2008: 131).

Allan’a (2004:3) göre haberin üç önemli özelliği vardır:

 Haber politika oluşturulmasının bir nesnesidir: Hükümet alanına öncelik veren yaklaşımlar için, haberler temsilci demokrasinin bir aracı olarak ele alınmaktadır.

 Haber bir metalaştırma nesnesidir: ekonomik bir yaklaşımın bakış açısından bakıldığında, alınıp satılacak bir meta olarak habercilik durumu vurgulanmaktadır.

 Haberi kamuoyunun bir nesnesidir: yine bir başka yaklaşım, haberleri kamusal alan içerisinde "rasyonel eleştirel tartışmanın" bir nesnesi olarak ortaya koymaktadır.

Haber sistematik bir bilgi değildir (Aslan, 2002: 124). Haberin zamanlı bir bilgi olması çok çabuk bayatlaması, eskimesi anlamına gelir (Aslan, 2008: 24).

(32)

15

Doris Graber’e göre haber sadece herhangi bir bilgi değildir, hatta dünya hakkındaki en önemli bilgi de değildir: aksine haberin içerdiği bilgi daha ziyade güncel sansasyonel (skandallar, şiddet ve dram haberlerinin baskın öğeleri) ve alışılmış (uzak olaylarda bile bir aşinalık hissi uyandıran tanıdık hayat tecrübelerine veya insanlara dayanan öyküler) bilgidir (Bennett, 2000: 63).

Bennett’e (2000: 63) göre haber basitçe, tarihin herhangi bir anında, politikacının tanıttığı, haber kuruluşlarının ürettiği, teknolojinin aktardığı ve insanların tükettiği şeydir. Haber kapılarını belli sesleri ve fikirleri kamuoyuna duyurmak için açar ve diğer perspektiflere kapatır. Sonuç olarak ortaya çıkan gerçeklik imajları, dünyada kim olduğumuza ve ne yaptığımıza dair sahip olduğumuza ve ne yaptığımıza dair sahip olduğumuz düşüncelerimizin sınırlarını çizer.

Haber/haberler kurgusal metindir. Bu nedenle, haberlerin tüm kurgusal metinlerde olduğu gibi bir söylemi vardır. Haberler özetledikleri, hikaye ettikleri olaylara, gerçeklere anlam kazandırır. Bir yandan, haberin söyleminin içinde yer alan anlatımla olaylar/gerçekler kurulur, canlandırılır, insanlara aktarılır. Diğer yandan ise haberlerin söylemi içinde egemen söylemler doğallaşır, egemen ideoloji yeniden kurulur. Her gün bize ulaşan haberlerin üst söylemi ideolojinin söylemidir (Tokgöz, 2000: 185).

‘’Haber’’ genelde olaylar yığınıdır. Yayınlanan haberlerin çoğu yararlı değil (kazalar, suçlar, önemli insanların ziyaretleri). Ancak, maalesef yararlı haberler çok ilginç olmuyor (Bertrand, 2004: 67).

Habere bir insan yapısı gözüyle bakmak, her toplumun kendi kamusal bilgi sistemini farklı oluşturduğunu ve her sistemin farklı sınırlamalar ve problemlere sahip olduğunu anlamayı kolaylaştırıyor (Bennett, 2000: 38).

Haber bir olay, bir olgu üzerine edinilen, iletişim ya da yayın organlarıyla verilen bilgidir. Haber, vaktinde verilen, toplumda çok kişiyi ilgilendiren ve etkileyen, anlaşılır bir dille anlatılan bir olay, bir fikir ya da kanıdır. Haber değişikliktir. Bugün olup bitendir. Son yayından bu yana dünyada olan her şeydir.

(33)

16

İnsanları ilgilendirecek, zamanlı olan bir fikrin, olayın veya sorunun özetidir. Meydana gelen her olay haber değildir (Yüksel, 2004: 229).

Gazetecilik okullarında öğretilen 5N1K kuralı: kim nerede, nasıl, ne yapmış, neden yapmışı içeren standart bir haber yazımını öğretirken aslında esas olarak bir haber metninin nasıl yapılandırılması gerektiğini öğretmiş oluyoruz (Dursun, 2005: 77).

Haberler ve haber programları birer öykü olarak karşımıza çıkmaktadırlar (Poyraz, 2002: 59).

Eleştirel yaklaşımlar, haberin gerçeği olduğu gibi yansıtan metinler olduğuna ve habercinin de sadece olay ve kamu arasındaki bir aracı olduğuna kuşkulu bakmaktadır. Bu yaklaşımlar, özellikle başlangıçta, medyanın kapitalist bir toplumda iş görmesinden ötürü, belirli sınıfsal çıkarları yansıtması nedeniyle ‘nesnel ve tarafsız haberciliğin de olmayacağını’ vurgulamaktaydılar. Habercinin yaptığı işin, medya patronunun kişisel ve patronun ait olduğu sınıfın, yani sermayeden sınıfsal çıkarlarını sürdürecek ölçüde var olan gerçekliği ‘çarpıtmak’ olduğunu öne sürmekteydiler (Dursun, 2005: 70).

Görüldüğü gibi haberin tanımının açık ve kesin, tek bir biçimde ifade edilmeyişinin nedeni, işlevinin çeşitliliğinden ve de etkisinin yoğunluğundan kaynaklanmaktadır. Yine de haberin değişik tanımlarında, sıkça tekrarlanan 5 temel öğe göze çarpmaktadır:

1. Gerçeklilik (Doğruluk): haberin gerçekliliği, daha doğrusu gerçeğe en yakın anlatımı, haber kaynağının güvenirliğinin yanı sıra habercinin kişilik yapısına, deneyimlerine, kişisel ya da toplumsal beklentilerine, etik değerlerine bağlıdır.

2. Yenilik (Güncellik). Haberin yeni, ya da güncel olması için ya eylem ya da söylem yeni gerçekleşmiştir (spontane haberler), ya da bunlar eski bile olsa, yeni fark edilmiş ve yeni ortaya çıkarılmıştır.

3. İlginçlilik (İlgi uyandırma): ilginçlilikten amaç, sıradanlıktan kurtulma, olağan dışı eylem ya da söylem arayışıdır. Konunun ilginçliğinin yanı sıra

(34)

17

olayın gelişimi ile iletilmesi arasındaki süre ne kadar kısa olursa haberi haber yapan ilgi de o oranda büyük olacaktır (Girgin, 2002: 10-11-12-13). 4. Önemlilik (Önemli sayılma): bir olay, toplumsal, siyasal, ekonomik ya da

kültürel yaşamı doğrudan etkiliyor ve bu alanlarda herhangi bir gelişmeye ya da değişmeye yol açıyorsa önemlidir. Bu tür haberler genelde "hard news" (ciddi haberler) olarak nitelendirilir ("soft news’’ların tersine, "tatlı haberler") (Schlapp, 2013: 19).

5. Anlaşırlılık (Anlam Taşıma): Haberin en önemli özelliklerinden biri de ‘anlaşırlılık’ya da anlam taşımadır. Haber özelliği taşıyan bir olayı, biçimlendirirken yani kurgularken, kelimelerin ve cümlelerin yanı sıra haberin bir bütünlük içinde de anlam taşımasına özen gösterilmelidir (Girgin, 2002: 15). Haberi kaleme alan kişi, haberin özüne yoğunlaşmalıdır. Kısa cümleler daha kolay anlaşılır. Girişik tümcelerden uzak durmak gerekir. Okur zorlandığı takdirde okumaktan vazgeçebilir (Schlapp, 2013: 20).

Baudrillard’a (2003:125-126) göre her geçen gün daha çok haber ve bilgiye karşın giderek daha az anlamın üretildiği bir evrende yaşıyoruz ve bu bakış açısından yola çıkarak üç varsayımdan söz edilebilir:

A) Haber anlam üretmekte ancak tüm alanlarda karşılaşılan genel anlam kaybını engelleyememektedir.

B) Haberin anlamla hiçbir ilişkisi yoktur.

C) Haber enflasyonuyla anlam deflasyonu arasında, haber anlamı doğrudan yok ya da nötralize eden bir niteliğe sahip oldukça belirgin ve zorunlu bir ilişki vardır.

1.1.2. Gazetede Haber

Habere tarih içinde hep değer atfedilmiştir. Gazete açısından ise habere, ilk yayınlanan haberden bu yana değer atfedildiği belirtilebilir. Ancak, bugünkü anlamında haber değerliliği ölçütlerinin temellerinin, 19. Yüzyıl gazeteciliğinde atıldığını belirtmek mümkündür. Dönemin gazetecilik algılamasında yakınlık ölçütü

(35)

18

belirmeye başlamıştır. Haber değerliliği ölçütleri, 20.yüzyıl gazeteciliği açısından bilimsel çalışmalara konu olmuştur (Özer ve Sinav, 2012: 271-272).

Gazete, yaşadığımız hayata ilişkin bilgiyi üreten ve bu anlamda içinde bulunduğumuz gerçekliği anlamlandırma sürecimize müdahele eden bir araçtır. Şu halde gazette; kullandığı dilleri aracılığıyla (simgesel ve imgesel) ürettiği enformasyonla, içeriği ve anlatı yapısıyla ideoloji (bilgi) üreten ve birey-egemen sistem, yöneten-yönetilen ilişkisini düzenleyen yapısal bir kültür kurumudur (Kaplan ve Akyol: 2009: 231).

Gazetelerin haber yapım sürecinde yansız/nesnel olmadıkları, ideolojik bir duruş sergiledikleri, siyasi partileri öznel olarak kendi ideolojik konumlanışlarına uygun olarak yeniden inşa ettikleri görülmüştür. Gazeteler aynı olayı haber yapsalar da haberi içerik, yapış ve sunuş biçimleri birbirinden farklıdır (Yaylagül ve Çiçek, 2012: 20)..

Gazetecileri anlatmak üzere çizilen popüler portrelerden birine göre, gazeteci öylesine katı ve inançsız biridir ki, ‘iyi bir hikaye’yi gerçek de dahil hiçbir şeye değişmez (O’Neill, 1998: 47).

Haber değeri ve üretim sürecindeki rutinlere rağmen, gazetelerin politik/ideolojik duruşları, her bir gazetenin haberi kendine özgü bir şekilde yapmasına neden olmaktadır. Buna göre haberler, nesnel gerçekliği yansıtan birer ayna değil, gerçek dünyada neler olduğuna dair, endüstriyel olarak üretilmiş/inşa edilmiş birer hikayedir. Böylece gazeteler haberler yoluyla, okuyucular için dünyayı açıklamakta ve anlamlandırmaktadır (Yaylagül ve Çiçek, 2012: 20).

1.1.3. Radyoda Haber

Teknolojinin önemli buluşlarından olan radyo aracılığı ile halkın haber almasına, haber alma-verme yöntemine yeni boyutlar getirilmiştir. Ülkenin en uzak köşesine, en ıssız yerine kadar ses yolu ile haberin ulaştırılması olanağı doğmuştur. Radyo kuruluşlarının haber işlevlerinin, kalkınmakta olan ve gelişmemiş ülkelerdeki önemi, diğer KİA’na göre çok daha fazladır (Aziz, 2002: 58-59).

Tokgöz’e (2003: 372-374-376 ) göre radyo gazeteciliği haber alma yöntemi olarak yazılı basın gibi aynı kaynakları kullanır, onun için önemli olan ses alma

(36)

19

aygıtlarıdır. Burada haberler özet halinde verilir. Temel anlatma şekli hikaye etmedir. Tekrar edilmezse dinleyicilerin haberleri yeniden dinleme imkanı yoktur. Güç telaffuz edilen kelimeler haberlerde yer almaz.

Radyo haberleri kısa, anlaşılır ve akıcıdır. Televizyon haberlerine göre üstünlüğü, haberin radyoya ulaştığı anda verilebilmesidir (Tekinalp, 2003:118-119).

Radyo haberlerinin temel anlatımı hikaye etme şeklindedir. Bu şekil yazılı basında kullanılan renkli haber yaklaşımına yakındır. Amaç ise, dostça bir yaklaşımla dinleyicinin ilgisini çekmek, çevresinde olup bitenleri tanımlamaktadır. Dinleyicilerin haberi ancak tekrarlandığı ölçüde tekrar dinleme olanağı vardır (Tokgöz, 2000: 376).

1.1.3. Televizyonda Haber

Televizyon 20. yüzyılın en önemli icatlarından bir tanesidir. Medya ve özellikle de televizyonun gündelik yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğu, sosyal yaşamın tüm alanlarına nüfuz ettiği gerçeklerden birisidir. Başka bir ifadeyle, medya sosyal yaşamı olanaklı kılan en önemli bir araç ve böylece toplumsal uzlaşımın oluşumu ve korunmanın temel aracı konumuna gelmiştir (Gökçe ve Demiray, 2006: 1).

Mit gibi, hem yapılandırıcı hem de yapılanmış bir niteliğe sahip olan televizyon, bu yapısıyla hem belirsizliği ve bulanıklığı gizleme işlevi görür, hem de denge, uyum, bütünleşme/birliktelik ve sağduyu yaratır. Diğer bir ifade şekliyle mitsel olan kurulu egemen toplumsal yapıyı pekiştirmekte, bilinmez olanı bilinir, tanımayanı tanınır kılmaktadır (Hamelnik, 1991: 11).

Görünenin aksine televizyon gerçekliğin herhangi bir parçasını temsil etmekten çok, onu üretir ya da inşa eder. Televizyon kamerası ve mikrofonu gerçekliği kaydetmez, onu kodlar: kodlama ideolojik olan bir gerçeklik duygusu üretir. Dolayısıyla yeniden-sunulan gerçeklik değil ideolojidir ve bu ideolojinin etkililiği televizyonun görselliği ile sağlanır. Bu tür ‘yalan’ pratikleri imge kültüründe yaşayan insanların imge ile göndergesi arasında ayrım yapmasını güçleştirmektedir (Fiske, 2014: 30-31).

(37)

20

Tokgöz’e (2003: 372-377) göre televizyon gazeteciliği haber alma yöntemi olarak yazılı basın gibi aynı kaynakları kullanır, onun için önemli olan ses alma aygıtları ve film çekme aygıtlarıdır. O diger haber türlerine göre en çok dikkat ve yaratıcılık isteyen haberlerdir. En önemli özelliği son söz söylenmeden son görüntü verilmeden haberi tam olarak anlatamadığıdır. Televizyon haberi Aristo’nun bütünlük anlayışı gibi anlamlı ele alınmalıdır.

Poyraz’a (2002: 54-55-57) göre televizyon başından beri dramatik ve duygusal içerikleri oluşturup aktarmaya zorlanmış ve yönlendirilmiştir. Bunun sonucu olarak eğlence işlevi, diğer işlevlerine-haber, eğitim, kültür- egemen kılmıştır. Televizyonun öncelikle bir eğlence aracı olarak algılanması haberler, haber programları ve siyasi yayınlar gibi, aslında eğlenceyle hiçbir ilgisi olmayan ve birincil işlevi ve var olma nedeni haber verme olan program türlerinde bile eğlendiriciliğin bir değerlendirme ölçütü haline gelmesi sonucunu doğurmuştur.

İnsanlar TV’yi yaşamlarını değiştiren bir varlık, bir güç olarak görüyor, izliyor ve tanıyorlar. TV teknolojisinin ‘’kazara’’, rastlantıyla ortaya çıkmış bir şey olduğunu söyleyen görüş vardır. Bu görüşe göre, bir rastlantıyla bulunduktan (invention) sonra, TV:

 Bir haber ve eğlence medyası olarak sahip olduğu güçle kendisinden önceki tüm medyaları değiştirmiştir;

 Toplumsal ilişkiler alanında ulaştığı güçle, sahip olunan kurumların ve toplumsal ilişkilerin çoğunu değiştirmiştir;

 Haber ve eğlence medyası olmanın ötesine geçerek, aileyi, kültürel ve toplumsal yaşamı kökten değiştirmiştir (Williams, 1989: 125-131); (aktaran Kahraman, 2004: 162).

Değişim kavramını tartışan öteki kanat ise, TV’nin bulunmasını gene bir teknolojik zorunluluk olarak görmekte, fakat TV etkinliği denebilecek değişim dinamiğini onun kullanış biçimiyle birleştirmektedir. Bu kesime göre bilimsel ve teknik arayışların sağladığı olanaklarla bulunduktan sonra TV:

(38)

21

 Hanehalkının tüketim harcamaları arasında kazançlı bir yatırım olarak görüldü;

 Yapısal ve kullanış özellikleriyle geniş ölçekli, karmaşık, fakat aynı zamanda da atomize bir yeni toplumun gereksinimlerini gidermekte ve onları sömürmekte yaralanılan bir aygıta dönüştü (Kahraman, 2004: 162). Orhon’a (2004: 50-54-56-59) göre, televizyon haberleri:

A) Yönlendirmedir: haber bir inşadır, her inşa aynı zamanda yönlendirmedir. B) Yansıtmadır: haber yapısında aktarılmaya çalışılan ‘ne zaman, nerede,

neden, nasıl ve kim’ sorularının yanıtları olayın kendisi veya olay hakkındaki bilgiyi yansıtmaya yöneliktir.

C) Simülasyondur: olayın kendisini birebir simüle etmenin anlamı haberi yine bir ürün yerine koymaktır. Haber simülasyon olarak da bir inşa ürünüdür. D) Gösteri-eğlencedir: haberler artan ekonomik belirleyicilerden etkilenmiştir.

Bu da haberlerin de pazarlanmasını önemli duruma getirmiştir. Gün geçtikçe ‘sabun köpüğü’ haberler dünyada yaygın olmaya başladı.

Televizyon haberi için belki en önemli özellik, haberin son sözcüğü söylemeden, son resim gösterilmeden olayı tam olarak anlatamadığıdır (Tokgöz, 2000: 377).

Televizyon haberi, az veya çok farkında olmak, duymak ve bilmek ile ilgilidir. Haber, herhangi bir şeyle, olayla, oluşumla, maddeyle, ilişkiyle ilgilidir. Televizyon haberi, olayla bulunduğu ortamdan ayrı bir çerçeveye taşımaktadır. Bir anlamda nesneleştirmektedir. Televizyon haberinin amacı, gerçekleşen ve aktarılmak üzere seçilmiş bir olayı kitleye aktarmaktadır. Bu konumda neredeyse televizyon haberi eşit olarak olay konumundadır (Orhon, 2004: 11-12).

Televizyon dilinin belirleyiciliğinde ve ekonomik sürecin etkisi altındaki televizyon haberleri, neredeyse kimliğinin bir parçası haline gelen dramatize etme özelliği dolayısıyla, gerçekte nesnel bilgiden uzaklaşmaktadır. Yazılı dilin ayrıntılı ve görece bütünlüklü anlatımından, görsel dilin ‘gösteriye dönük’, yüzeysel ve parçalı anlatımına geçişle birlikte, haber kavramı da önemli değişiklikler göstermiştir (Ergül, 2000:100).

(39)

22

Televizyon haberinin ortaya çıkışında yer alan süreçlere dikkat edildiğinde hangi araçlar, kodlamalar veya işlemler girerse girsin tekniğin ve ideolojinin belirleyici rol oynadığı açıkça görülmektedir. Teknolojinin etkisinin ötesinde teknolojiyi kullanan elin, aklın, düşünce biçiminin ve sistemin etkisi de belirleyici bir rol oynamaktadır. İdeolojik boyuta gelince ise bu haberlerde yer alan görüntülerde, kavramlarda, seslerde, sunuş biçimlerinde ve benzeri uygulamalarda daha somut görülebilmektedir. Televizyon haberinin ortaya çıkartılmasında teknolojinin ve ideolojinin birbirine besleyerek var olduğu görülmektedir (Orhon, 2004: 26- 35-39-40-43).

Televizyon haberlerinin magazinelleşmesi üzerinde belirleyici olan etmenler arasında, aracın piyasa koşulları altında ‘egemenlik ilişkilerinin yeniden üretildiği modern bir işletme’ anlayışıyla konumlandırılan yapısı yer alır. Bu açıdan diğer birçok özelliğinin yanı sıra televizyon, hiç kuşkusuz, tecimsel bir araçtır ve bu nedenle müşterisinden/izleyiciden gelen istemeleri dikkate almakla sorumlu tutulmaktadır. Haberlerin seçiminden sunuluşuna kadar pek çok aşamada, söz konusu istemlerin belirleyici rol oynadığı bilinmektedir (Ergül, 2000:101).

Türkiye’de televizyon haberciliğinde, özel yaşam ihlallerinin en çok yaşandığı alanlardan birisi ‘cenaze röntgenciliği’ ve ‘yeis sömürüsü’dür. Dünyanın önde gelen yayın kuruluşları, yakınlarını kaybetmiş insanların yaşadıkları acıları, kamusal mekanlarda olsalar bile, özel yaşam alanı içinde sayarlar. Ölenlerin kimliklerini, resmi makamlar kötü haberi ailelere ya da yakınlara bildirmeden yayınlanmaması da aynı ilkenin gereğidir. Üstün duyarlılık gösterilmesi gereken bir alan da cinsel taciz ve tecavüz olaylarıdır. Bu konuda gereke duyarlılık gösterilmediği zaman, mağdur için vücudun dokunulmazlığına yönelik saldırı, kişiliğin dokunulmazlığına yönelik medya saldırısı ile katmerlenmektedir (Şahin, 2010: 186-187).

Yaşanılan dünyanın algılanmasında, açıklanmasında sıklıkla başvurulan toplumsal-kültürel bir kurum olarak haber, kendisine atfedilen ve tanımının da bir parçasını oluşturan-nesnellik, yansızlık, dürüstlük, açıklık benzeri- kimi nitelikleri dolayısıyla okurun/izleyicinin, güvenirliğini en az sorguladığı metinler arasında yer almaktadır. Bu nedenle yayınlandığı aracın kendine özgü karakteristik özellikleri

(40)

23

dolayısıyla ya da dış etkenler sonucunda haber metninin içerisinde meydana gelecek bir bozulma, alıcı tarafından, habere konu olan gerçekliğin kendisi olarak algılanabilme olasılığını da beraberinde getirecektir (Ergül, 2000: 9-10).

1.1.4. İnternette Haber

Yeni teknolojilerin giderek daha maharetli iletişim araçlarını ortaya çıkardıkları ve bu araçların enformasyona erişimi ve enformasyonun dağıtımını çok kolaylaştırdığı hatta belirli ölçülerde demokratikleştirdiği gözlenmektedir. Buna bağlı olarak alternatif medya girişimlerinin yeni teknolojilerle giderek daha yaygınlaştığı söylenebilir (Atabek, 2001: 134).

Medya doygunluğu çağında, insanların günlük yaşamlarını parçaların ve bölümlerin koleksiyonu olarak yaşadıklarını ve internetin insanların keşfetmesine izin verdiği şeyin, kesinlikle bu süreksizliğin hissi olduğunu iddia ediyor. Elbette, bugünün medyasının toplumsal etkisinin, insanların, farklı ilgi, kararlılık ve başarı seviyelerinde, aşırı bilgi yükünü kabulet etmeye çalıştığı, sürekli ‘’kaptıran’’ kişilik yapısı yarattığı söylenebilir (Elliot ve Lemert, 2011:141-142).

Yeni medya sadece bir devamlılık ve yeniden yatırım değildir, aynı zamanda kendi mantığı üzerine bir düşünce geliştirilmesi için de olanak sağlar (Barbier ve Lavenir, 2001: 15).

Türkiye’deki internet gazeteciliği uygulamaları da dünyadaki örneklerle aşağı yukarı eşzamanlı olarak başlamış ve geleneksel medya kuruluşlarından bağımsız internet gazeteciliği uygulamalarıyla geleneksel medya kuruluşlarının internet gazeteciliği yatırımları aynı tarihlerde hayata geçirilmiştir. İlk olarak Aktüel ve Leman dergileri internete aktarılmış; 1996’da da Zaman gazetesi internette yayımlanmaya başlamıştır. 1997’den itibaren de Türkiye’deki geleneksel medya kuruluşlarının neredeyse tamamı kendi sitelerini kurarak internet gazeteciliği uygulamalarını hayata geçirmiştir. Bugün için Türkiye’de de internet gazetelerinin günlük kullanıcı sayıları milyonlarla ifade edilmektedir (Geray ve Aydoğan, 2010: 305-306). Hurriyet.com.tr’nin ziyaretçi sayısı, 2 milyon tekil kişiyi geçti. Yani her gün 2 milyona yakın insan, Hürriyet’in internet sitesini ziyaret ediyor, haberlerini okuyor, videolarını seyrediyor, o sokaklarda dolaşıyor. (Özkök, 2009).

(41)

24

Şekil 1: İnternet gazeteciliğinin tipolojisi

İnternet gazeteciler açısından küresel düzeyde teknolojik olarak iletişim ve araştırma olanaklarını arttıran önemli bir araç olmakla birlikte, onları her gün kötü niyetli kişilerin hedefi haline getiriyor. Yalnış çarpıtılmış haberler yayımlanarak yapılan yönlendirmelerle gazeteciler engellenmek isteniyor. Ama hala internet yasal olarak düzenleyecek kanunlar yoktur (Tokgöz , 2003: 93-94).

İnternetin getirdiği farklı yaklaşımlar, farklı kaynaklar, hiper bağlarla yapılan geçişler okuyucuların olduğu kader gazetecilerin de perspektifini değiştirmiştir. İnternet için coğrafi engel diye bir sorun yoktur. Haber sitelerinde ise klasik haber tanımına uymayan çok şey ayrıntılı olarak verilmektedir (Birsen, 2005: 3).

İnternet gazeteciliği yönünden internet gazetecisinin haberleri seçmesine, ‘otomatik haber seçici, sunucu’ bilgisayarlar yardımcı olmaya yönelmektedir. Internetle birlikte ortaya çıkan, bilgisayar başında oturan izlerkitle için geleneksel olarak yayınları sürdüren medya kurluşları bile uyum gösterdi. Cesur, fakat düzensiz internet gazeteciliği dünyasında haber yapma, haberler üzerinde tekrar düşünme ve haberleri geliştirme anlamına gelmiyor. Internette en ilginç içeriği sunabilenlerin en çok parayı toplayacağı da açıktır (Tokgöz ,2003: 80-81-83-85).

İnernet gazeteciliğinin getirdiği sorunlar:

Görüntüyle oynama: Sayısal olarak kaydedilmiş bir fotoğrafın/görüntünün bilgisayar ortamında uygun yazılımlar kullanılarak değiştirilip yeniden düzenlenmesi. (Geray ve Aydoğan, 2010: 311-312). Türkiye’deki siyasal partilerden birinin mitinginde insan sayısının fazla olduğunu göstermek için yapılan ‘photoshop’ da buna örneklerden birisdir (Radikal, 08,03,2009).

Şekil

Şekil 1: İnternet gazeteciliğinin tipolojisi
Şekil 4: Türkiye’de En Çok Güven Duyulan Beş Haber Organizasyonu
Tablo 3: Katılımcıların Ailelerinin Aylık Ortlama Gelirine Göre Yüzdelik Dağılımı  Aylık ortalam gelir (TL)  Sayı  Yüzde (%)  Geçerli Yüzde (%)
Tablo 4: Katılımcıların Yaşadıkları İlçelere Göre Yüzdelik Dağılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Katılım düzeyi (Kesinlikle Katılıyorum, Katılıyorum, Kararsızım, Katılmıyorum, Kesinlikle Katılmıyorum), sıklık düzeyi (Hiç, Nadiren, Genellikle, Her Zaman),

Aşağıda beşli likert tipinde (Tamamen Katılıyorum (5), Katılıyorum (4), Ne katılıyorum ne katılmıyorum (3), Katılmıyorum (2), Kesinlikle Katılmıyorum (1)) “Kanguru

%68,5’i “matematiksel becerilerimi yeterli görüyorum” ifadesine “kesinlikle katılıyorum”, “kısmen katılıyorum”, “katılıyorum”, %30,1’i ise

Ayrıca çalışmaya katılan öğrencilerin %33,1’i “ilaç dozu hesaplamalarına yönelik yeteri kadar bilgi aldım” ifadesine

Cinsiyet, yaş, mevsim gibi fakto rleri deg iştirmek mu mku n deg ildir fakat sag lık profesyonel- leri ailelere yaz aylarında yeterli gu neş ışıg ı maru-

Bras ve ark, 5-HT’in solunum ağ ının ğelişimi için ğerekli olduğ unu, MAO-A eksik farelerde 5-HT fazlalığ ının veya yabanıl tiplerde 5-HT2A resepto rlerine

• 60 m derinli indeki kuyunun TKIP sistemi ile kullanılması halinde sayısal çalı mada köprü modelinde su+antifriz çözeltisinin ortalama giri -çıkı sıcaklı ı

fiema, flüphelinin sözko- nusu suçla ilgili olarak sorulan sorula- ra verdi¤i fizyolojik yan›tlar›n yan› s›- ra, kontrol sorular›na verdi¤i yan›tlar› da