• Sonuç bulunamadı

Kireçli toprakta yetiştirilen siyez ( T. monococcum ) buğdayının çinkolu ve demirli gübre ihtiyacının belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kireçli toprakta yetiştirilen siyez ( T. monococcum ) buğdayının çinkolu ve demirli gübre ihtiyacının belirlenmesi"

Copied!
139
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

KĠREÇLĠ TOPRAKTA YETĠġTĠRĠLEN

SĠYEZ ( T. monococcum ) BUĞDAYININ

ÇĠNKOLU VE DEMĠRLĠ GÜBRE

ĠHTĠYACININ BELĠRLENMESĠ

FIRAT UZUN YÜKSEK LĠSANS

Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Anabilim Dalı

Ağustos-2019 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)

TEZ KABUL VE ONAYI

Fırat Uzun tarafından hazırlanan “Kireçli Toprakta Yetiştirilen Siyez ( T. monococcum ) Buğdayının Çinkolu ve Demirli Gübre İhtiyacının Belirlenmesi.” adlı tez çalışması 19/08/2019 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Bilimi Ve Bitki Besleme Anabilim Dalı‟nda

YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Jüri Üyeleri Ġmza

BaĢkan

Prof. Dr. Mustafa HARMANKAYA DanıĢman

Prof. Dr. Ayşen AKAY Üye

Dr. Öğr. Üyesi Çetin PALTA

Yukarıdaki sonucu onaylarım.

Prof. Dr. Mustafa YILMAZ FBE Müdürü

Bu tez çalışması BAP tarafından 18401120 nolu proje ile desteklenmiştir. .

(3)

TEZ BĠLDĠRĠMĠ

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

Fırat UZUN Tarih: 19.08.2019

(4)

iv ÖZET

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

KĠREÇLĠ TOPRAKTA YETĠġTĠRĠLEN SĠYEZ ( T. monococcum )

BUĞDAYININ ÇĠNKOLU VE DEMĠRLĠ GÜBRE ĠHTĠYACININ

BELĠRLENMESĠ

Fırat UZUN

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Anabilim Dalı

DanıĢman: Prof. Dr. AyĢen AKAY 2019, 139 Sayfa

Jüri

Prof. Dr. AyĢen AKAY Prof. Dr. Mustafa HARMANKAYA

Dr. Öğr. Üyesi Çetin PALTA

Ülkemizin önemli gen kaynaklarından biri olan siyez buğdayının Kastamonu ve Sinop çevresinde dar bir alanda yetiştiriciliği yapılmaktadır. İtalya, Almanya ve İspanya gibi ülkelerde de einkorn adıyla verimsiz, dağlık alanlarda giderek azalan tarım arazilerinde yetiştiriciliği sürdürülmektedir. Dünyada ve Türkiye‟de buğday tarımı, insan beslenmesindeki temel besinlerin ham maddesi olması açısından diğer tarımsal ürünlere oranla ayrı bir önem arz etmektedir. İnsan sağlığını mikro besin eksiklikleri ve bu çalışmaya konu olan çinko ve demir eksiklikleri ciddi şekilde etkilemektedir. Bunun ana nedeni insanların çok az miktarda mikro besin içeren tahıl bazlı yiyecekleri yoğun bir şekilde tüketmesinden kaynaklanmaktadır. Yapılan bu çalışmada siyez buğdayının ülkemizde Kastamonu dışında başka yerlerde de yetiştiriciliğinin yapılabilmesi ve danedeki Zn ve Fe konsantrasyonunun artırılması amaçlanmıştır. Bu çalışmada Siyez buğdayının ( T. monococcum ) Konya kireçli toprak şartlarında yetiştiriciliğinin belirlenmesi, demirli ve çinkolu gübrelemenin yanı sıra fosforlu gübre ihtiyacının belirlenmesi hedeflenmiştir. Denemede, 2 farklı fosfor dozu ( 0 ve 4 kg P2O5

da-1), 4 farklı Zn dozu ( 0, 4, 8, 16 mg Zn kg-1 ) ve 4 farklı Fe dozu ( 0, 4, 8, 16 mg Fe kg-1 ) sera şartlarında saksılara ekilen siyez buğdayına uygulanmıştır. Söz konusu deneme Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi deneme seralarında tesadüf parselleri faktöriyel deneme desenine göre Kasım 2017 -Temmuz 2018 tarihleri arasında yürütülmüştür. Denemede siyez buğdayının fenolojik özellikleri belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre ortalama bitki boyu 82.67-102.44 cm, başak sayısı 21.33-29.00 adet/saksı, başak uzunluğu 2.90-4.03 cm, biomas verimi 18.42-25.08 gr/saksı, tane verimi 4,55-6,47 g/saksı arasında bulunmuştur. Yapılan bu ölçümlerde Fe uygulamaları, Zn uygulamaları, P uygulamaları ile Fe*Zn*P interaksiyonunun istatistiksel olarak p<0.01 düzeyinde önemli olduğu bulunmuştur. Deneme sonucunda siyez buğdayının Konya kireçli toprak şartlarında verimsiz alanlarda yetiştiriciliğinin rahatlıkla yapılabileceği belirlenmiştir.

(5)

v ABSTRACT

MS THESIS

DETERMINATION OF ZINC AND IRON FERTILIZER REQUIREMENT OF SIYEZ WHEAT (T. monococcum) GROWN IN CALCAREOUS SOIL

Fırat UZUN

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY

THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE IN SOIL SCIENCE AND PLANT NUTRITION DEPARTMENT

Advisor: Prof. Dr. AyĢen AKAY 2019, 139 Pages

Jury

Advisor Prof. Dr. AyĢen AKAY Prof. Dr. Mustafa HARMANKAYA

Asst. Prof. Dr. Çetin PALTA

Siyez wheat is one of the important gene sources in our country which is cultivated in a narrow area around Kastamonu and Sinop. In countries such as Italy, Germany and Spain, it is known as einkorn and are cultivated on unproductive mountainous areas which soil fertility decreases with time. Being the raw material of the essential nutrients in the human diet, wheat cultivation in Turkey and the World in a whole compared to other agricultural products is of particular importance. Micronutrient deficiencies, and the deficiencies of zinc and iron which are the subject of this study, have a great impact on human health. The main reason for this is that people greatly consume a very small amount of micronutrient cereal-based foods. This study is aimed to increase the concentration of Zn and Fe in siyez wheat grains and investigated how to be able to cultivate it at other city of Turkey besides Kastamonu. In this study, determination of Siyez wheat (T. monococcum) cultivation in calcareous soil conditions in Konya, and the requirement of phosphorous fertilization as well as iron and zinc fertilization were investigated. In the experiment, 2 different phosphorus doses (0 and 4 kg P2O5 da-1), 4 different Zn doses (0, 4, 8, 16 mg Zn

kg-1) and 4 different Fe doses (0, 4, 8, 16 mg Fe kg-1) were applied to the siyez wheat sown in pots of greenhouse conditions. The experiment was conducted between November 2017 and July 2018 according to the factorial design of randomized plots in greenhouses of the Faculty of Agriculture at Selçuk University. Phenological characteristics of the siyez wheat were determined in the experiment. According to the results, the average plant height, spike number, spike length, biomass yield and grain yield were determined as 82.67-102.44 cm, 21.33-29.00 pieces / pot, 2.90-4.03 cm, 18.42-25.08 g / pot and 4.55-6.47 g / pot respectively. Applications of Fe, Zn and P, and the interaction Fe * Zn * P were found to be statistically significant at p <0.01. As a result of the experiment, it was determined that siyez wheat could be grown easily in unproductive areas under calcareous soil conditions in Konya.

(6)

vi ÖNSÖZ

Paylaşımcı ve teşvik edici kişiliği, bilgi birikimi ve tecrübeleriyle, uzun bir süreç olan yüksek lisans eğitimim ve tez çalışmam boyunca her aşamada bana yol gösteren, ihtiyaç duyduğum her zaman ve her konuda ilgi ve desteğini esirgemeyen danışman hocam Prof. Dr. Ayşen Akay‟a verdiği emek ve destek için şükranlarımı sunuyorum.

Tez çalışmamda bilgi birikiminden yararlandığım ve analiz çalışmalarımda yardımları olan Sayın Öğr. Gör. Hamza NEGİŞ‟e teşekkür ederim.

Lisans ve lisansüstü eğitimim boyunca maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen kuzenim Sayın Mehmet UZUN‟a, kıymetli eşi ve biricik kızları Yağmur Ela‟ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Bu günlere gelmemde büyük pay sahibi olan, sevgilerini ve desteklerini hiç esirgemeyen babama, anneme ve kardeşlerim Murat ve Mehmet UZUN‟a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca bu araştırmanın gerçekleştirilmesine destek sağlayan Selçuk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü yetkililerine teşekkür ederim.

Fırat UZUN KONYA-2019

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... v ÖNSÖZ ... vi ĠÇĠNDEKĠLER ... vii SĠMGELER VE KISALTMALAR ... ix ÇĠZELGE LĠSTESĠ ... x

ġEKĠL LĠSTESĠ ... xiv

1. GĠRĠġ ... 1

2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 3

3. MATERYAL VE YÖNTEM ... 22

3.1. Materyal ... 22

3.1.1. Araştırmada kullanılan toprak materyali ... 22

3.1.2. Deneme Bitkisi Olan Siyez Buğdayının Botanik Özellikleri ... 22

3.2. Yöntem ... 24

3.2.1. Denemenin Kurulması ve Yürütülmesi ... 26

3.2.2. Temel gübreleme olarak ... 26

3.2.3. Tarımsal Mücadele ... 27 3.3. Toprak Analizleri ... 27 3.3.1. Toprak tekstürü ... 27 3.3.2. Toprak reaksiyonu (pH) ... 27 3.3.3. Tuzluluk (EC)... 27 3.3.4. CaCO3 tayini ... 27

3.3.5. Organik madde miktarı ... 27

3.3.6. Elverişli fosfor tayini ... 27

3.3.7. Değişebilir katyonlar ... 27

3.3.8. Bitkiye yarayışlı Fe, Zn, Cu, Mn muhtevası ... 28

3.3.9.Tarla kapasitesi: ... 28

3.3.10. Solma Noktası ... 28

3.4. Bitki Analizleri ... 28

3.4.1. Bitki Yaş ve Kuru Ağırlığı (g saksı-1) ... 28

3.4.2. Total azot tayini... 28

3.4.3. Fosfor tayini ... 28

3.4.4. Bitki boyu uzunluğu ( cm saksı-1 ) ... 29

3.4.5. Biyomas (g saksı-1) ... 29

3.4.6. Tane verimi (g saksı-1) ... 29

(8)

viii

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA ... 30

4.1. Saksı Deneme Toprağının Analiz Sonuçları ... 30

4.2. Bitki Boy Uzunluğu (cm) ... 30

4.3. Başak Uzunluğu (cm) ... 34

4.4. Başak Sayısı (adet saksı-1 ) ... 38

4.5. Biyomas Verimi (gr saksı-1 ) ... 41

4.6. Kavuzsuz Tane Verim (g saksı-1 ) ... 43

4.7. Kavuzlu Tane Verimi (kg da-1) ... 46

4.8. Bin Tane Ağırlığı (gr) (kavuzsuz) ... 49

4.9. Yaprak Demir İçeriği (mg kg-1 ) ... 53

4.10. Yaprak Çinko İçeriği (mg kg-1 ) ... 55

4.11. Yaprak Potasyum İçeriği (%) ... 58

4.12. Yaprak Fosfor içeriği (%) ... 61

4.13. Yaprak Azot İçeriği ... 64

4.14. Tane Demir İçeriği (mg kg-1 ) ... 67

4.15. Tane Çinko İçeriği (mg kg-1 )... 71

4.16. Tane Potasyum İçeriği (%)... 74

4.17. Tane Azot İçeriği (%) ... 77

4.18. Tane Ham Protein Miktarı ... 80

4.19. Tane Fosfor İçeriği ... 84

4.20. BTÜA İle Kaldırılan Fe Miktarı (mg kg-1 ) ... 87

4.21. Btüa İle Kaldırılan Zn Miktarı (mg kg-1 ) ... 90

4.22. Btüa İle Kaldırılan P Miktarı (mg kg-1 ) ... 93

4.23. Tane İle Kaldırılan Zn Miktarı (mg kg-1 ) ... 96

4.24. Tane İle Kaldırılan Fe Miktarı (mg kg-1 ) ... 99

4.25. Tane İle Kaldırılan P Miktarı (mg kg-1) ... 102

5. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 106

KAYNAKLAR ... 112

EKLER ... 118

(9)

ix SĠMGELER VE KISALTMALAR Simgeler N: Azot P: Fosfor K: Potasyum Fe: Demir Zn: Çinko HCl: Hidroklorik Asit ZnSO4: Çinko Sülfat FeSO4: Demir Sülfat

TMO: Toprak Mahsulleri Ofisi TUİK: Türkiye İstatistik Kurumu

Kısaltmalar YA: Yaş Ağırlık KA: Kuru Ağırlık kg: Kilogram mg: Miligram g: Gram cm: Santimetre %: Yüzde

(10)

x ÇĠZELGE LĠSTESĠ

Sayfa No Çizelge 2.1. Dağlık Bölgede ve Ovada Yetiştirilen 54 Farklı Triticum

monococcum Örneğinin Zn, Fe, Mn ve Cu Konsantrasyonları ve

Tohum İçerikleri ... 9

Çizelge 2.2. Farklı Buğday Türleri ile Siyez Buğdayı (T.monococcum) Tohumlarında Zn ve Fe Konsantrasyonları ve Tohum İçerikleri ... 10

Çizelge 2.3. İncelenen Triticum Türlerinin Tümündeki Makro ve Mikro Element Konsantrasyonları ... 11

Çizelge 2.4. Farklı Buğday Türlerinin Kimyasal Özellikleri ... 14

Çizelge 3.1. Deneme Planı ... 29

Çizelge 4.1. Denemede Kullanılan Toprağın Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri ... 30

Çizelge 4.2. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum) Buğdayı Bitki Boyu Uzunluğuna Etkisini Gösteren Varyans Analiz Sonuçları ... 31

Çizelge 4.3. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Hasat Öncesi Bitki Boy Uzunluğuna Etkisi ... 33

Çizelge 4.4. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum) Buğdayı Başak Uzunluğuna Etkisini Gösteren Varyans Analiz Sonuçları ... 35

Çizelge 4.5. Demir, çinko ve fosfor uygulamalarının siyez buğdayının başak uzunluğuna etkisi ... 37

Çizelge 4.6. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum Monococcum) Buğdayı Başak Sayısına Etkisini Gösteren Varyans Analiz Sonuçları ... 39

Çizelge 4.7. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Başak Sayısına Etkisi ... 40

Çizelge 4.8. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum) Buğdayı Bitki Biyomas Verimine Etkisini Gösteren Varyans Analiz Sonuçları ... 41

Çizelge 4.9. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Biyomas Verimi (gr saksı-1) Üzerine Etkisi ... 42

Çizelge 4.10. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum) Buğdayı Kavuzsuz Tane Verimine Etkisini Gösteren Varyans Analiz Sonuçları ... 44

(11)

xi

Çizelge 4.11. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Kavuzsuz Tane Verimi Üzerine Etkisi ... 45 Çizelge 4.12. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Kavuzlu Tane Verimine Etkisini Gösteren Varyans Analiz

Sonuçları ... 47 Çizelge 4.13. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının

Kavuzlu Tane Verimi Üzerine Etkisi ... 48 Çizelge 4.14. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayının Kavuzsuz Bin Tane Ağırlığı Üzerine Etkisini Gösteren

Varyans Analiz Sonuçları ... 50 Çizelge 4.15. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının

Kavuzsuz Bin Tane Ağırlığı Üzerine Etkisi ... 51 Çizelge 4.16. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Yaprak Demir İçeriğine Etkisini Gösteren Varyans Analiz

Sonuçları ... 53 Çizelge 4.17. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının

Yaprak Demir İçeriği Üzerine Etkisi ... 54 Çizelge 4.18. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Yaprak Çinko İçeriğine Etkisini Gösteren Varyans Analiz

Sonuçları ... 56 Çizelge 4.19. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının

Yaprak Çinko İçeriği Üzerine Etkisi ... 57 Çizelge 4.20. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Yaprak Potasyum İçeriğine Etkisini Gösteren Varyans Analiz

Sonuçları ... 59 Çizelge 4.21. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının

Yaprak Potasyum İçeriği Üzerine Etkisi ... 60 Çizelge 4.22. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Yaprak Fosfor İçeriğine Etkisini Gösteren Varyans Analiz

Sonuçları ... 62 Çizelge 4.23. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının

Yaprak Fosfor İçeriği Üzerine Etkisi ... 63 Çizelge 4.24. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Yaprak Azot İçeriğine Etkisini Gösteren Varyans Analiz

Sonuçları ... 65 Çizelge 4.25. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının

(12)

xii

Çizelge 4.26. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum) Buğdayı Tane Demir İçeriğine Etkisini Gösteren Varyans Analiz

Sonuçları ... 68 Çizelge 4.27. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Tane

Demir İçeriği Üzerine Etkisi ... 69 Çizelge 4.28. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Tane Çinko İçeriğine Etkisini Gösteren Varyans Analiz Sonuçları ... 71 Çizelge 4.29. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Tane

Çinko İçeriği Üzerine Etkisi ... 72 Çizelge 4.30. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Tane Potasyum İçeriğine Etkisini Gösteren Varyans Analiz

Sonuçları ... 75 Çizelge 4.31. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Tane

Potasyum İçeriği Üzerine Etkisi ... 76 Çizelge 4.32. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Tane Azot İçeriğine Etkisini Gösteren Varyans Analiz

Sonuçları ... 78 Çizelge 4.33. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Tane

Azot İçeriği Üzerine Etkisi ... 79 Çizelge 4.34. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Tane Ham Protein Içeriğine Etkisini Gösteren Varyans

Analiz Sonuçları ... 81 Çizelge 4.35. Demir, Çinko Ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının

Tane Ham Protein Üzerine Etkisi ... 82 Çizelge 4.36. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Tane Fosfor Içeriğine Etkisini Gösteren Varyans Analiz

Sonuçları ... 85 Çizelge 4.37. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Tane

Fosfor İçeriği Üzerine Etkisi ... 86 Çizelge 4.38. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Btüa ile Kaldırılan Fe Miktarı Üzerine Etkisini Gösteren Varyans Analiz Sonuçları ... 88 Çizelge 4.39. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Btüa

(13)

xiii

Çizelge 4.40. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum) Buğdayı Btüa ile Kaldırılan Zn Miktarı Üzerine Etkisini Gösteren

Varyans Analiz Sonuçları ... 91 Çizelge 4.41. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Btüa

ile Kaldırılan Çinko Miktarı Üzerine Etkisi ... 92 Çizelge 4.42. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum Monococcum)

Buğdayı Btüa ile Kaldırılan P Miktarı Üzerine Etkisini Gösteren Varyans Analiz Sonuçları ... 94 Çizelge 4.43. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Btüa

ile Kaldırılan Fosfor Miktarı Üzerine Etkisi ... 95 Çizelge 4.44. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Tane ile Kaldırılan Zn Miktarı Üzerine Etkisini Gösteren Varyans Analiz Sonuçları ... 97 Çizelge 4.45. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Tane

ile Kaldırılan Çinko Miktarı Üzerine Etkisi ... 98 Çizelge 4.46. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Tane ile Kaldırılan Fe Miktarı Üzerine Etkisini Gösteren

Varyans Analiz Sonuçları ... 100 Çizelge 4.47. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Tane

ile Kaldırılan Demir Miktarı Üzerine Etkisi ... 101 Çizelge 4.48. Yapılan Gübre Uygulamalarının Siyez (Triticum monococcum)

Buğdayı Tane ile Kaldırılan P Miktarı Üzerine Etkisini Gösteren

Varyans Analiz Sonuçları ... 103 Çizelge 4.49. Demir, Çinko ve Fosfor Uygulamalarının Siyez Buğdayının Tane

(14)

xiv ġEKĠL LĠSTESĠ

Sayfa No

ġekil 2.1. Siyez Buğdayının Kültüre Alınması ve Dağılımı ... 3

ġekil 2.2. Siyez Buğdayının Kültüre Alınması ... 4

ġekil 2.3. Siyez Buğdayının Kültüre Alınması ... 4

ġekil 3.1. Hasat Sonrası Siyez Buğdayı Başağı ... 22

ġekil 3.2. Döllenme Esnasında Siyez Buğdayı Başağı ... 23

ġekil 3.3. Ekmeklik Buğday Başağı ... 23

ġekil 3.4. Yapılan Çalışmadan Siyez Buğdayı Yetiştirilen Saksılara Ait Görüntü ... 24

ġekil 4.1. Çinkonun Farklı Dozlarda Uygulanmasının Siyez Buğdayı Bitki Boyuna Etkisi ... 32

ġekil 4.2. Denemede Çinko Uygulamalarının Başak Uzunluğuna Etkisini Gösteren Fotoğraf ... 36

(15)

xv

EK ÇĠZELGE LĠSTESĠ Sayfa No Çizelge Ek.1. Fosfor uygulaması olmayan ve fosfor uygulaması olan saksılardan elde edilen değerlerin ayrı ayrı varyans analiz sonuçları ... 118 Çizelge Ek.2. Fosfor, demir ve çinko uygulamalarının siyez (Triticum monococcum) buğday çeşidinin fenolojik ve kimyasal özellikleri üzerine etkisi ... 119

(16)

1. GĠRĠġ

Yeryüzünde buğday yetiştiriciliği, insanoğlunun yaşamındaki temel gıdaların ham maddesi olması açısından diğer tarımsal ürünlere kıyasla ayrı bir değere sahiptir. Başta ülkemizde olmak üzere buğday ve buğdaydan yapılan mamullerin ( ekmek, poğaça, simit, bulgur vs.) tüketiminin fazla olması nedeniyle bu değer daha da önem kazanmaktadır. TMO 2017 yılı hububat raporuna göre ülkemiz buğday ekim alanı %3.5‟luk pay ile dünya buğday ekim alanlarındaki yerini almıştır. Tarım yapılabilir arazilerimizin nadas alanları dışında kalan %66.4‟ü (15.5 milyon hektar) tarla tarımının yapılmasına olanak sağlamaktadır. Bu alanın da ortalama %71‟inde (11.1 milyon hektar) hububat tarımı yapılmaktadır. Buğday, hububat ekim alanları içerisinde % 69‟luk payla ilk sırada yer almaktadır (Anonymous, 2017; TUİK, 2018).

2016 yılı hububat üretim döneminde buğday ekim alanı 7.671.945 ha, üretim miktarı 20.6 milyon ton ve verim miktarı ise 2.690 kg ha-1

iken, 2017 yılında buğday ekim alanı 7.668.879 ha, üretim miktarı 21.5 milyon ton olup, verim ise 2.800 kg ha-1 olarak gerçekleşmiş, 2018 yılında buğday ekim alanı 7.299.270 ha, üretim miktarı 20 milyon ton ve verim ise 2.740 kg ha-1 olarak gerçekleşmiştir (TUİK, 2018).

Ülkemizde bütün bölgelerde yetişebilen buğday özellikle İç Anadolu Bölgesi‟nde yoğun olarak üretilmektedir. 2017 yılı ekmeklik buğday üretiminde %32‟lik oran ile İç Anadolu Bölgesi öne çıkmaktadır. Bunu %18 ile Marmara Bölgesi ve %15 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi takip etmektedir. Buğday üretiminde en az pay Doğu Anadolu ve Ege bölgelerine ait olup, makarnalık buğday ziraatında ilk sırada % 38‟lik üretim ile İç Anadolu bölgesi ve Güneydoğu Anadolu bölgesi yer almaktadır. Ege bölgesi ise üretimde %13‟lük pay ile üçüncü sırada yer almaktadır (TUİK, 2018).

Ülkemizde siyez veya kaplıca buğdayı olarak isimlendirilen Triticum monococcum üzerinde son yıllarda artan ilgi sonucu yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Bu buğday çeşidinin diploid olmasının yanı sıra ve yapılacak olan çalışmalarla elde edilecek verilerin ekmeklik ve makarnalık buğdayların ıslah çalışmalarında değerlendirile- bilirliği, ıslahçıların çalışmalarında kaplıca yani siyez buğdayını ön plana çıkarmaktadır. Siyez buğday tarımının ilk nerede başladığı sorusuna cevap vermek amacıyla Heun ve ark. (1997b) tarafından; yaklaşık 1400 yabani kaplıca (T. monococcum ssp. boeoticum) buğdayı ile siyez (T. monococcum ssp. monococcum) buğdayı arasında karşılaştırmalı DNA analizleri yapılmış ve analizlerin neticesinde kültür formuna en yakın türün Karacadağ/Diyarbakır bölgesinden toplanan tür olduğu tespit edilmiştir.

(17)

Buğday, insanoğlunun yaşantısını kültürel ve ekonomik anlamda olumlu ve/veya olumsuz etkilerken, insanoğlu da buğdayın evrimini hem olumlu hem de olumsuz şekilde etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Yeryüzünde tarla tarımının yapıldığı ilk yerleşim köylerinde ekilen iki çeşit buğdayın “Siyez (Triticum monococcum) ve gernik (Triticum dicoccum)” olduğu bilinmektedir. Bunların yabani türleri olan T.

monococcum ssp. boeoticum ‘a kıyasla bu iki çeşidin biraz daha iri taneli, buğdayı saran

kavuzlu yapısı ve başağı taşıyan saplarının yarı kırılgan özellikte olmalarıdır. Zamanla iri taneli, boyu uzun, verimi yüksek ve çıplak taneli (kavuzsuz) ve bu nedenle işlemesi çok daha kolay iki tür meydana çıkmıştır; bunlar ekmeklik buğday (Triticum aestivum) ve makarnalık buğdaydır (Triticum durum). Ekmeklik ve makarnalık buğday tüm dünyada ekimi yoğun olarak yapılan iki türdür ve ülkemizde de yoğun şekilde yetiştirilmektedir. Buna karşın ülkemizin özellikle batı Karadeniz bölgesi olmak üzere bazı dağlık ve verimsiz alanlarında ise az miktarda da olsa; çoğunlukla hayvan yemi ve bulgur olarak kullanılan siyez ve gernik buğdayı tarımı yapılmaktadır (Lev-Yadun ve ark., 2000).

Einkorn, yani siyez (Triticum monococcum) Almanca „tek çekirdek‟ anlamına gelmektedir. Einkorn buğdayı adını her bir başakçıkta tekbir tanenin var olmasından ya da taneyi çevreleyen kavuzdan almıştır. Günümüzden 12 bin yıl öncesine dayandırılan yetiştiriciliği sayesinde einkorn; buğdayın atalarından biri olarak rapor edilmiştir. Einkorn diploid özelliğe sahip olup, bir set kromozomu erkek, diğerini ise dişi atasından aldığı bildirilmiştir (Heun ve ark., 1997a).

Günümüzde Triticum monococcum (siyez) buğdayına karşı oluşan ilginin kaynağı; bu buğday türünün verimsiz, dağlık alanlarda yetiştirilebilmesi; buna karşın verimli yapısı, tarımında kısmen düşük girdi ihtiyacı, organik tarıma uygun olması, yüksek makro ve mikro besin değerine sahip olmasına dayanmaktadır. Güncel olarak yapılan çok sayıda çalışma, Triticum monococcum (siyez) buğdayının iyi bir besin değerinin olduğunu göstermektedir. Yaygın olarak bulunan ekmeklik ve makarnalık buğdaylarla kıyaslandığında Triticum monococcum (siyez) taneleri; protein, lipid bakımından zengin, çinko ve demir gibi elementleri de yüksek konsantrasyonda bulundurduğu bildirilmiştir (Hidalgo ve Brandolini, 2014).

Ülkemizde buğday yetiştiriciliğinde gübrelemenin yapılmakta olduğu; ancak siyez buğdayının üretiminde kullanılan saf makro ve mikro besin elementi miktarlarının tam olarak kayıtlarla bulunmaması ve bu konuda yapılan çalışmaların sınırlı olması nedeniyle siyez buğdayı yetiştiriciliğinde gübrelemenin verime etkisi üzerine çalışmaya

(18)

çok fazla rastlanılmamıştır. Ancak, siyez buğdayın tanesinde demir, çinko ve fosfor içeriğinin ve protein kapsamının yüksek olması nedeniyle gelecekte tercih edilebilecek bir çeşit olduğunun kanıtıdır.

Bu yüksek lisans tez çalışması, sera şartlarında Konya kireçli toprağında yetiştirilen siyez buğdayının demir, çinko ve fosforlu gübre ihtiyacını belirlemek amacıyla yapılmıştır.

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

2.1.Siyez Buğdayının Tarihçesi

Diploid buğday Triticum monococcum L. (siyez), 10.000 yıl önce Bereketli hilal de insanlar tarafından evcilleştirilen ilk ürünler arasındaydı; son 5.000 yıl boyunca, tetraploid ve hekzaploid buğdaylar ile değiştirildi ve modern yetiştiriciler tarafından büyük ölçüde saf dışı bırakılarak yetiştiriciliği dar bir alanda kısıtlı kalmış olup siyez buğdayının ilk kültüre alındığı Karacadağ bölgesine ait görüntü şekil 2.1. de sunulmuştur (Kilian ve ark., 2007).

ġekil 2.1. Siyez buğdayının kültüre alınması ve dağılımı (Kilian ve ark., 2007)

Yapılan çalışmada ülkemizin güneydoğusunda Karacadağ bölgesinde evcilleştirilip kültüre alınan siyez buğdayının ilk yerleşim yerleri olan Göbekli Tepe,

(19)

Nevali Çori, Çayönü ve Cafer Höyükte siyez buğdayının tarımı yapıldığı ve bu alanlar şekil 2.2. ve 2.3. de sunulmuştur (Haldorsen ve ark., 2011).

ġekil 2.2. Siyez buğdayının kültüre alınması ( Haldorsen ve ark., 2011)

ġekil 2.3. Siyez buğdayının kültüre alınması ( Haldorsen ve ark., 2011)

2.2. Buğday ve Siyez Buğdayı ile Ġlgili ÇalıĢmalar

Olgun ve ark. (2015) tarafından Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü‟nde yürütülen araştırmada; Orta Anadolu Bölgesi‟nde yoğun bir şekilde tarımı yapılan Bezostaja-1, Müfitbey, Es-26 ve Sönmez-01 ekmeklik buğday çeşitleri, kinoa, Aktaş ve Güneş karabuğday çeşitleri ve siyez buğdayında sırasıyla tohum protein içerikleri;

(20)

%13.55- %13.21 - %12.97- %12.02- %12.48 - %11.72 – %12.21 ve %11.84 olarak tespit edilmiştir. Yapılan analiz sonuçlarına göre ekmeklik buğday çeşitleri ile siyez buğdayı arasında benzerliklerin olduğu, Aktaş ve Güneş karabuğday çeşitlerinin kendi aralarında benzerlik gösterdiği ve kinoa bitkisinin ise kendine ayrı bir grubu oluşturduğu bildirilmiştir. Çalışma sonucunda siyez, karabuğday çeşitleri ve kinoanın protein oranı, bakımından ekmeklik buğdaylar kadar yüksek besleyiciliğe sahip oldukları bildirilmiştir.

Aydoğan ve ark. (2010) tarafından 2009-10 yetiştirme döneminde Konya ilinde sulu şartlarda tarla koşullarında 16 adet ekmeklik buğday çeşidine (Ukrayna, Sönmez-2001, Gün-91, Pehlivan, Bezostaya-1, Bağcı-2002, Katea-1, Kınacı-97, Ekiz, Göksu-99, Sultan-95, Ahmet ağa, Konya-2002, Tosun bey, Demir-2000 ve Eser) ekimle birlikte 4 kg N da-1, 9 kg P2O5 da-1 ve üst gübreleme olarak toplam 8 kg N da-1 verilmiştir. Çalışma sonunda tane verimi 442.23-742.84 kg da-1

ve protein oranı % 12.85-14.45 arasında değişmiş, verim ve kalitenin buğday çeşitlerine bağlı olarak değiştiği bildirilmiştir.

Hidalgo ve ark. (2016) tarafından İtalya‟da 2010-11 yetiştirme sezonunda ekmeklik (Blasco ve Bramante), einkorn (Monlis ve Monarca), spelt ve karabuğday buğdaylarının kimyasal özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılan saha çalışmalarında; ekmeklik buğday çeşitlerinin ortalama protein içeriklerinin % 11.6, einkorn % 18.1, spelt % 11.4 ve karabuğday % 6.6 olduğunu tespit etmişlerdir.

Atar ve Kara (2017) tarafından Isparta‟da 2013-14 ve 2014-15 dönemlerinde Kızıltan-91 ve C-1252 makarnalık, kavılca ve siyez kavuzlu çeşitleri ile ekmeklik (Tritucum) buğdayların verim, verim özellikleri açısından kıyaslanması amacıyla yürütülen çalışmalarında; ekimden önce 40 kg N ha-1 ve sap ve gövde gelişimi döneminde 40 kg N ha-1

ve 60 kg P2O5 ha-1 uygulanmıştır. Her iki vejetasyon döneminde en yüksek verim Kızıltan 91 çeşidinde (3992 ve 3758 kg ha-1

) elde edilmiştir. Kavuzlu buğdaylarda ise ilk yıl Türkiye ortalamalarına yakın verim (Siyez 1269, Kavılca 2125 kg ha-1

) elde edilirken; denemenin ikinci yılında özellikle Haziran ayında yağışların yüksek olması sonucu, ticari buğday çeşitlerinde verim düşüşü gözlenmiş olmasına rağmen; kavuzlu buğdaylarda önemli verim (Siyez 2150, Kavılca 2533 kg ha-1) artışları olmuştur. Kavuzlu buğdaylarda makarnalık buğdaylara kıyasla azot alımının daha düşük olduğu; tane protein oranının her iki yılda siyez buğday çeşidinde ortalama % 15.1-13.7 olduğu bildirilmiştir.

(21)

Türkiye'nin dağlık bölgelerinde hala ekilmekte olan siyez ve emmer buğday örnekleri Kastamonu, Kayseri ve Kars‟tan toplanarak 2012-13 vejetasyon dönemlerinde Kayseri koşullarında ekilmiş ve 120 kg N ha-1

ve 100 kg P2O5 ha-1 uygulanmıştır. Çalışma neticesinde siyez buğdaylarının tane verimlerinin 3.093-4.617 t ha-1

ve protein içeriklerinin %7.30-15.99 arasında değiştiği bildirilmiştir. Emmer buğdaylarının tane verimlerinin ise 2.477-3.855 t ha-1 arasında ve protein içeriklerinin % 6.69-16.22 arasında değiştiği tespit edilmiştir (Kaplan ve ark., 2014).

Yazar ve Karadoğan (2008) tarafından Ankara‟da 1999-2000 ve 2000-2001 vejetasyon dönemlerinde taban ve kıraç arazide yürütülen saha denemelerinde, 8 makarnalık buğday (Kunduru-1149, Çakmak-79, Çesit-1252, Kızıltan-91, Ankara-98, Altın 40/98, Altıntaş ve Gökgöl-79) çeşidi ve iki ıslah hattı (Ank-013 ve Ank-014) kullanılmıştır. 6 kg P2O5 da-1 ve 6 kg N da-1 mibzerle ekim sırasında, daha sonra sapa kalkma döneminden önce de 3 kg N da-1

uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre ortalama olarak hat ve çeşitlerin; tane verimlerinin 270.8-390.9 kg da-1

ve ham protein oranlarının % 13.2-14.2 arasında değiştiğini bildirilmiştir. Tane verimi ve ham protein oranı bakımından istatistiki olarak % 1 seviyesinde önemli farklılıklar görüldüğü; ham protein oranı bakımından çeşitler arasında meydana gelen değişikliğin çeşitlerin genetik yapılarından kaynaklandığı bildirilmiştir.

Abdel-Aal ve ark. (1997) tarafından Kanada‟da 1992-93 yetiştirme sezonunda ekmeklik(T. aestivum), makarnalık(T. durum), spelt(T. aestivum sub sp. Spelta) ve einkorn(Triticum monococcum L.) buğdaylarının kimyasal özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılan saha çalışmalarında; ekmeklik buğdayın ortalama protein içeriklerinin (%13.4), makarnalık (%12.7), spelt (%14.1) ve einkorn buğdayının (%14.6) olduğunu bildirmişlerdir.

Brandolini ve ark. (2015) tarafından İtalya‟da 2011-12 yetiştirme sezonunda diploid yabani buğdayların Triticum monococcum ssp. thaoudar ve Triticum urartu‟ nun tüm evcil buğdayların doğrudan ataları olması ve tanelerinin kimyasal bileşimi hakkında neredeyse hiçbir şeyin bilinmemesi nedeniyle yapılan çalışmada; kurulan arazi denemesinde 80 kg ha-1 azotlu gübre kullanılmıştır. Çalışma sonucunda on beş diploid, tetraploid ve heksaploid buğday türlerine ait olan protein konsantrasyonları test edilmiş olup; yabani einkornların (Triticum monococcum ssp. thaoudar) ortalama protein miktarının %21.7, T. urartu % 28.0, T. aestivum % 10.8, T. durum % 12.6 olduğu ve

Triticum monococcum buğdayının ortalama protein miktarının % 17.0 olduğu

(22)

Troccoli ve Codianni (2005) İtalya‟da tarımı yapılan einkorn (Triticum

monococcum L.), emmer (Triticum dicoccum Schübler) ve spelt (T. spelta L.)

buğdaylarının genel olarak „farro‟ adıyla bilindiğini belirtmişlerdir. Bu türler hakkında yeterli agronomik uygulamaların olmaması nedeniyle 1994-95 ve 1995-96 yetiştirme dönemlerinde einkorn, emmer ve spelt buğdayları için uygun tohumlama oranını belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada; deneme alanlarına metrekare başına 100, 150 ve 200 tohum olacak şekilde ekim yapmışlardır. Çalışma sonunda en yüksek kabuklu tohum verimi 3.54 t ha-1 ile emmer buğdayında gözlenmiş bunu sırasıyla spelt (2.80 t ha-1) ve einkorn (1.42 t ha-1) buğdayları izlemiştir. Araştırıcılar emmer ve spelt buğdayının m2

ye 200 tohum uygulanması durumunda (sırasıyla 3.85 ve 3.09 t ha-1) en iyi performansın alındığını, einkorn buğdayının ise en düşük tohum uygulamasında (100 tohum/m-2) en yüksek tane verimine (1.69 t ha-1) sahip olduğunu tespit etmişlerdir. Çalışmada bin dane ağırlığının en yüksek sırasıyla emmer, spelt ve einkorn da (35.3-39.0; 34.3-34.4; 20.4-24.6 g) olduğunu tespit etmişlerdir. Emmer buğdayında ki verim yüksekliğinin vejetasyon süresinin kısa olmasından kaynaklandığını, einkorn buğdayının ise vejetasyon süresinin uzun olması, yatmaya yatkın olması nedeniyle tanenin olgunlaşmasının zorlaştığını ve tanelerin buruşuk olmasına sebep olduğunu bildirmişlerdir. Sonuçlar neticesinde İtalya da su noksanlığının ve toprak verimsizliğinin olduğu bölgelerde emmer buğdayının diğer buğdaylara kıyasla en uygun kabuklu buğday olduğu belirlenmiş ve bunun yapılacak olan başka çalışmalarla da desteklenmesi önerilmiştir(Troccoli ve Codianni, 2005).

Hidalgo ve Brandolini (2017) tarafından İtalya‟da 2011-12 ve 2012-13 yetiştirme sezonlarında makarnalık ve ekmeklik buğdayın kullanılmayan bir akrabası olan einkorn buğdayı (Triticum monococcum ssp.) üzerine azot gübrelemesinin besin kalitesi üzerindeki rolünü anlamak için bir çalışma yapılmıştır. Beş farklı azot uygulaması (0, 40 ve 80 kg ha-1

kardeşlenme, başaklanma döneminde ise 40 ve 80 kg ha-1 AN % 26) ve üç farklı einkorn çeşidi (Monlis, Monarca ve hat SAL98-32) kullanılarak yapılan saha çalışmalarında; Monlis, Monarca ve hat SAL98-32 einkorn buğdaylarının ortalama protein içeriklerinin sırasıyla ( %15.3 – %18.1 ve %16.6 ) olduğunu bildirmişlerdir.

Castagna ve ark. (1995) tarafından 1991-92 ve 1992-93‟de Almanya ve İtalya‟da einkorn(Triticum monococcum ssp.) buğdayının verim ve verim özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılan saha çalışmasında altı farklı tohumlama oranı (100 ile 600 tane m-2) ve üç farklı azot seviyesi (0, 80 ve 120 kg ha-1) test edilmiştir. Azot

(23)

uygulamalarının tane verimi ve bitki boyunu etkilemediği, 300 tane m-2

tohumlama oranında en yüksek tane veriminin elde edildiği belirtilmiştir. Ortalama bitki boyu 109-126 cm, tane verimi 0.84 - 4.5 t ha-1 ve tane protein içeriği %19.4-21.3 arasında değişmiş ve einkorn buğdayının vejetasyon süresinin uzun olmasının verimi sınırlayıcı bir faktör olduğu bildirilmiştir.

Barut ve ark. (2016) tarafından Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü‟ne ait Doğankent lokasyonunda 2005-06 ve 2006-07 vejetasyon dönemlerinde yürütülen saha çalışmalarında; Amanos-97 ve Fuatbey-2000 makarnalık buğday çeşitlerinin gelişim, verim ve verim unsurları üzerine çinko uygulamalarının etkisi araştırılmıştır. Çalışmalar sonucunda topraktan çinko uygulamalarının tane çinko konsantrasyonu üzerinde etkisinin önemli olduğu(P<0.01); toprakta 0.23-0.25 ppm çinko varlığında, topraktan 1-2 kg Zn da-1 uygulamasının tane çinko konsantrasyonu, verim ve verim unsurları üzerine olumlu etki yaptığı belirlenmiştir. Çinkonun toprak+yaprak uygulamasının tane çinko konsantrasyonu üzerinde daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Benzer şekilde Konya ekolojik koşullarında çinkonun "Gerek-79" buğday çeşidinin verim ve verim unsurları üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılan araştırmada; ZnSO4 formunda uygulanmasıyla kontrole kıyasla tane veriminde çinko dozlarına bağlı olarak % 25-45.9 oranında azalma olduğu, çinkonun ZnEDTA formunda uygulanmasıyla ise tane veriminin kontrole kıyasla Zn dozunda (390.6 kg da-1

) % 18.1 oranında arttığı gözlenmiştir. Ancak çinko dozunun artmasıyla % 1.6-4.2 oranında verimde azalma olmuştur (Gezgin, 1998).

Kireç yönünden zengin olan Konya Ovası topraklarında yetiştirilen “Gerek - 79” buğday çeşidinin verim ve kalitesini yükseltebilmek amacıyla fosforlu ve çinkolu gübre uygulamasının etkisinin belirlendiği çalışmada; şahit parselde 44.2 kg da-1

olan verim P3Zn4 dozunda 246.4 kg da-1‟ a çıkmıştır. Çalışma sonunda 2 kg Zn da ve 9 kg P2O5 da dozları tavsiye edilmiştir (Akay, 1998).

Cakmak ve ark. (1996) tarafından orta Anadolu‟daki başlıca buğday yetiştirme alanlarındaki (Konya, Konya Çomaklı Köyü, Eskişehir, Çumra, Sarayönü (Çeşmeli sebil) ve Sarayönü (Gözlü) ) toprak ve bitkilerin beslenme durumunun tespiti için yaptıkları araştırmada; 23 kg Zn ha-1

uygulamasının, tüm lokasyonlarda tane verimini ortalama % 43 oranında arttırdığını tespit etmişlerdir.

Dünyada gelişmekte olan ülkelerin insanlarında Zn ve Fe eksikliklerinin; insan sağlığını ciddi şekilde etkilemekte olduğu bilinmektedir. Bunun ana nedeni insanların çok az miktarda mikro besin içeren tahıl bazlı yiyecekleri yoğun şekilde tüketmesidir.

(24)

Adana bölgesinde 2003-2004 yıllarında dağlık bölgede ve ovada yetiştirilen 54 farklı

Triticum monococcum (siyez) örneği üzerinde yapılan çalışmada; dağlık bölgede

yetiştirilen Triticum monococcum ile ovada yetiştirilen Triticum monococcum buğdaylarında Zn, Fe, Cu ve Mn miktarları tespit edilmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlar Çizelge 2.1‟de sunulmuştur. Dağlık alanda yetiştirilen siyez buğdaylarının element içeriklerinin ovada yetiştirilenlerden daha düşük olduğu gözlenmiştir (Ozkan ve ark., 2007).

Çizelge 2.1. Dağlık bölgede ve ovada yetiştirilen 54 farklı Triticum monococcum örneğinin Zn, Fe, Mn ve Cu konsantrasyonları ve tohum içerikleri (Ozkan ve ark., 2007).

Lokasyon Konsantrasyon ( mg/kg )

Zn Fe Mn Cu

Ort. Min-Max Ort. Min-Max Ort. Min-Max Ort. Min-Max Dağlık 51 36-76 43 32-61 42 26-60 6.6 4.1-10

Ova 59 44-84 51 35-85 56 31-92 6.2 3.9-9.1

İçerik (µg/tohum)

Zn Fe Mn Cu

Ort. Min-Max Ort. Min-Max Ort. Min-Max Ort. Min-Max Dağlık 1.21 0.37-2.07 1.02 0.54-2.07 1.01 0.53-2.08 0.16 0.10-0.23 Ova 1.17 0.21-2.16 1.27 0.62-3.09 1.32 0.54-2.23 0.41 0.10-2.56

Cakmak ve ark. (2000)‟nın Türkiye, Almanya, İsrail ve Japonya‟dan buğday örnekleri temin ederek farklı buğday türleri ile siyez (T. monococcum) buğdayının çinko ve demir içeriğinin belirlenmesi amacıyla yaptıkları çalışmada; ekmeklik ve makarnalık buğdaylarda çinko ve demir konsantrasyonlarının nispeten düşük olduğunu, yabani diploid buğdaylarda tohumların yüksek çinko konsantrasyonlarına sahip olduğunu ve bunun tohum ağırlığının daha küçük olmasıyla ilişkili olduğunu bildirmişlerdir.

(25)

Çizelge 2.2. Farklı buğday türleri ile siyez buğdayı (T.monococcum) tohumlarında Zn ve Fe konsantrasyonları ve tohum içerikleri(Cakmak ve ark., 2000).

Türler n Orijin Çinko Demir Konsantrasyon (mg/kg) İçerik (µg/tohum) Konsantrasyon (mg/kg) İçerik ( µg/tohum)

Ort. Min-Max Ort. Min-Max Ort. Min-Max Ort. Min-Max

T. boeoticum 12 İsrail, Almanya 89 45-177 1.3 0.7-3.0 79 41-92 1.1 0.4-1.5 T.monococcum 13 İsrail 56 29-89 1.3 0.2-2.5 48 34-85 1.2 0.6-3.0 T. dicoccoides 19 İsrail 91 20-159 3.1 0.5-5.3 34 24-49 1.1 0.4-2.3 T. dicoccoides 20 Almanya 62 43-107 2.2 1.3-3.9 45 28-78 1.6 2.0-2.9 T. dicoccoides 7 Japonya 69 42-126 2.2 1.1-4.0 43 34-66 1.3 0.6-2.1 T. durum 11 İsrail 31 18-50 1.6 0.6-2.7 32 10-50 1.6 0.5-2.7 T. durum 4 Türkiye 26 25-28 0.9 0.9-1.0 39 33-46 1.4 1.2-1.6 T. durum 3 Türkiye 9 9-10 0.4 0.4-0.4 35 33-37 1.7 1.6-1.7 T. aestivum 16 İsrail 27 15-61 1.2 0.6-3.1 34 24-51 1.5 1.0-2.2 T. aestivum 8 Türkiye 26 23-28 0.8 0.7-0.9 42 36-46 1.2 1.1-1.4 T. aestivum 34 Türkiye 9 8-12 0.4 0.3-0.5 33 29-38 1.3 0.9-1.6

Erba ve ark. (2011) İtalya‟da 2005-06 ve 2006-07 yıllarında iki farklı yetiştirme sezonunda dört farklı alanda (Kuzey İtalya, Güney İtalya, Kuzey İtalya‟da bir çiftlikte ve Roma merkezde) yürüttükleri çalışmada; 5 farklı Triticum monococcum (siyez) buğdayını yetiştirmişlerdir. Çalışma sonunda; Zn, Fe, Mn, Cu, Mg ve P konsantrasyonlarının sırasıyla 7.18, 5.23, 4.65, 0.90, 151.2 ve 541.1 mg 100g-1

kuru madde olduğunu rapor etmişlerdir.

Suchowilska ve ark. (2012) tarafından Polonya‟da 2007 yılında üç tekerrürlü olarak yürütülen tarla çalışmasında; hepsi aynı çevresel koşullar altında yetiştirilen, emmer (Triticum dicoccum), einkorn (Triticum monococcum), spelt (Triticum spelta) ve iki ekmeklik buğday(Triticum aestivum) çeşitlerinin tanelerinde makro ve mikro elementlerin konsantrasyonları karşılaştırılmıştır. Çalışmada ekmeklik buğdaylara

(26)

kıyasla, bütün kabuklu buğdayların taneleri önemli ölçüde daha fazla Zn (% 34 ile % 54), Fe (% 31 ile % 33) ve Cu (% 3 ile % 28) içerdiğini tespit etmişlerdir.

Çizelge 2.3. İncelenen Triticum türlerinin tümündeki makro ve mikro element

konsantrasyonları(Suchowilska ve ark., 2012). Makroelementler (g kg-1) Mikroelementler (mg kg-1) K P S Mg Ca Zn Fe Mn Na Cu Triticum monococcum (n = 12) Ort. 4.29 5.20 1.93 1.63 0.42 53 49 28 7 4.0 Triticum dicoccum (n = 13) Ort. 4.39 5.12 1.88 1.67 0.36 54 49 24 12 4.1 Triticum spelta (n = 5) Ort. 4.17 4.70 1.80 1.50 0.39 47 50 27 10 5.0 Triticum aestivum (n = 2) Ort. 5.00 4.18 1.40 1.44 0.43 35 37.5 26 10 3.9

Karakaş (2016) tarafından 2014-15 döneminde yapılan tescilli ekmeklik buğdaylardan (Triticum aestivum L.) “Gerek-79”, “İkizce”, “Demir-2000”, “Gün-91” ve kavuzlu siyez (Triticum monococcum ssp. monococcum) “Populasyon-1” Haccağız Köyü ile “Populasyon-2” Kavaklı Yazı Köyü- Seben/Bolu‟dan temin edilerek kurak ve tuz stresinin erken fide gelişimi üzerine olan etkileri araştırılmıştır. Araştırmada 2 farklı tuz konsantrasyonu [0.0 (saf su) ve 50 mM NaCl) ve polietilen glikolle (PEG-600) oluşturulan 3 farklı osmotik basınç (0 MPa., -0.5 MPa. ve -1.0 MPa.) değerleri kullanılmıştır. Çalışma sonucunda; çim uzunluğu bakımından kurak (2.84 ± 0.63 cm) ve tuz (4.4 ± 1.14 cm) stresinden en çok etkilenen Pop-2 olurken, kök uzunluklarının tuz stresi altında Pop-1 (2.55 ± 0.8 cm) ve Pop-2‟de (2.36 ± 1.06 cm) olduğu, çim yaş ve kuru ağırlıkları Pop-2‟nin tuz stresi gurubunda (11.26 ± 5.53 mg ve 1.32 ± 0.23 mg) olduğu görülmüştür. Çalışma sonunda kullanılan kavuzlu siyez buğdaylarının; tuz birikiminin daha az olması beklenen Batı Karadeniz‟in dağlık tepelik yörelerinde yetiştirilmesinden dolayı, tuzdan daha çok etkilenmiş olabileceği bildirilmiştir.

Grausgruber ve ark. (2004) tarafından Almanya ve Avusturya‟dan toplanan muhtemelen yüzyıllar boyunca hayatta kalan buğday türlerinden biri olan 25 farklı

(27)

Triticum monococcum (siyez) buğdayının bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri

araştırılmıştır. Çalışmada araştırmacılar einkorn buğdayının veriminin ortalama 300.3 g m-2, bin tane ağırlığının ortalama 21.3 g ve protein içeriğinin ortalama %18.1 olduğunu bildirmişlerdir.

Zhao ve ark. (2009) tarafından Macaristan‟da 2004-05 yıllarında yapmış oldukları çalışmada Almanya, Avustralya ve Amerika‟dan temin ettikleri T. aestivum,

T.durum, T. monococcum, T. dicoccum ve T. spelta buğday çeşitlerinin Fe ve Zn

içeriklerini karşılaştırmışlardır. Çalışmada ortalama demir içeriği en yüksek siyez buğdayında 45.9 mg kg-1

; çinko içeriğinin ise ortalama 22.4 mg kg-1 olduğunu bildirmişlerdir.

Geisslitz ve ark. (2018) tarafından Almanya‟da 2012-13 yetiştirme sezonunda yaptıkları saha çalışmalarında buğday türleri olarak ekmeklik(T. aestivum), spelt(T.

spelta) ve makarnalık(T. durum) buğdaylar için 95 kg N ha-1 ve emmer(T. dicoccum) ve einkorn (Triticum monococcum) için 75 kg N ha-1 olacak şekilde azotlu gübreleme yapılmıştır. Çalışma sonucunda ekmeklik, spelt, makarnalık, emmer ve einkorn buğday türlerinin ortalama protein içeriklerini sırasıyla % 11.0, % 13.0, % 14.2, % 11.8 ve % 12.7 olarak tespit etmişlerdir.

Genetik materyal olarak Kayseri, Kastamonu ve Konya illerinden toplanan toplam 36 siyez (Triticum monococcum L. subsp. monococcum) ve 49 emmer (Triticum

dicoccum Schuebl [Schrank], subsp. dicoccum) buğday hatlarının iz element ( Fe ve Zn)

konsantrasyonlarının belirlenmesi amacıyla 2015-16 yetiştirme sezonunda Antalya koşullarında saha çalışmaları yürütülmüştür. 200 kg ha-1

tohumlama oranı ile 80 kg N ha-1 ve 80 kg P2O5 ha-1 gübreleme yapılmış; çalışma sonucunda emmer buğdayının Fe konsantrasyonunun 6.94-154.00 mg kg-1 arasında değiştiği ve ortalama 41.72 mg kg-1 olduğunu, Zn konsantrasyonun 6.93-35.89 mg kg-1

arasında değiştiği ve ortalama 17.06 mg kg-1 olduğu ve siyez buğdayının Fe konsantrasyonunun 9.80-136.17 mg kg-1 arasında değiştiği ve ortalama 27.44 mg kg-1

olduğu ve Zn konsantrasyonunun 4.90-12.98 mg kg-1 arasında ve ortalama 7.28 mg kg-1 olduğu tespit edilmiştir (Tekin ve ark., 2018).

Erenoglu ve ark. (2011)‟nın su kültürü ortamında; buğday bitkisine azotlu gübre uygulama miktarının artırılmasıyla, kökler tarafından alınan çinko miktarının arttığı, çinkonun bitkinin yeşil aksamına taşınması ve yeşil aksamda mobilizasyonunun da arttığını tespit etmişlerdir. Bu durumun, buğday tanesinde artan N miktarıyla birlikte

(28)

tane protein içeriğinin artması ve artan protein içeriğinin de Zn bağlanması için önemli bir durum olduğunu bildirmişlerdir.

(Barut, 2012) tarafından Adana-99 ekmeklik buğday çeşidiyle tarla ve sera şartlarında yapılan çalışmalarda; topraktan uygulanan N ve Zn ile birlikte yapraktan Zn uygulamasının, tane Zn konsantrasyonunu arttırdığı, ayrıca uygulamaların tane N ve Fe kapsamları üzerinde de önemli etkiler yarattığı belirlenmiştir. Bitki için ortamda yeterli Zn varlığında; hem topraktan hem de yapraktan N uygulamalarının tanenin Zn kapsamında artışlar meydana getirdiğini bildirmişlerdir. Sera koşullarında yürütülen çalışmalarında, yeterli çinko uygulaması ile aşırı dozda azot uygulamasının, çinko ve demirin vejetatif dokudan alınımı ve remobilize olmasında faydalı olduğunu; bitkinin azot ve çinko beslenmesinin, tane çinko ve demir konsantrasyonu üzerinde önemli bir etken olduğunun kanıtı olduğunu savunmuştur. Tarla koşullarında yürütülen çalışmada ise yeterli miktarda N uygulamasının; mikro elementlerin remobilizasyonu üzerine pozitif etkisinin olduğunu, kuraklık veya her hangi bir stres koşulu nedeniyle tane gelişim döneminde Zn alınımının sınırlanması durumunda daha önemli hale gelebileceğini belirtmişlerdir.

Çanakkale‟de tarla şartlarında yapılan çalışmada; Gönen çeşidi buğdayda çinko katkısız 15-15-15 gübresi kullanımının %1 Zn katkılı 15-15-15 gübresi kullanımına göre, daha uygun olduğu ve kullanılacak dozun da 25 kg/da gübre olması gerektiği belirtilmiştir. Toprağın çinko içeriğinin de kabul edilen kritik değerin üzerinde olması nedeni ile çinko katkılı gübre kullanılmasının verim parametrelerinde bir artışa neden olmadığı hatta düşüşe neden olduğu bildirilmiştir (Müftüoğlu ve ark., 2003).

Ankara koşullarında 2001-02 yetiştirme sezonunda yapılan saha çalışmalarında buğday türleri olarak yabani siyez (T. monococcum L. subsp. monococcum) ve yabani gernik (emmer) (T. turgidum L. subsp. dicoccon (Shrank) Thell.) materyal olarak kullanılmıştır. Çalışma neticesinde; siyez buğdayının bitki boylarının (64-113 cm) arasında değiştiği ortalama 98.35 cm olduğu, başak uzunluklarının 6.5-9.8 cm arasında değiştiği ortalama 8.6 cm olduğu bildirilmiştir. Gernik buğdayının ise bitki boylarının44-112 cm arasında değiştiği ortalama 81.70 cm, başak uzunluklarının 6.1-9.0 cm arasında değiştiği ortalama 7.3 cm olduğu tespit edilmiştir(Karagöz ve ark., 2007).

Van yöresinde yetiştirilen 6 farklı buğday çeşidi (Kırgız 95, Karacabey 97, Palandöken 97, Doğukent 1, Kutluk 94, Çukurova 86) ile 4 farklı buğday hattına (Tir 2, Tir 6, Tir 7, Tir 9) Zn uygulamasının (2 kg Zn da) etkisini belirlemek için yapılan çalışmada; Zn uygulamasına bağlı olarak bütün çeşit ve hatların yeşil aksam ve tane Zn

(29)

içerikleri ile verim miktarlarında artışların olduğunu, fakat elde edilen artışların çeşit ve hatlara göre farklılık gösterdiği bildirilmiştir. Buğday bitkisinin kardeşlenme döneminde Zn gereksiniminin daha fazla olduğu, bunun neticesinde, sağlıklı bitki gelişimi için gelişmenin başlangıcında toprakta yeteri kadar bitkiye yarayışlı Zn olmasının gerekliliği üzerinde durulmuştur. Noksanlık durumunda ise Zn uygulamasının çeşit ve hatların ihtiyaç duydukları Zn miktarlarına göre değiştiği ve yapılacak Zn gübrelemesinde bu durumun dikkate alınması gerektiği önerilmiştir (Kocakaya ve Erdal, 2005).

Türkiye, İtalya, Avusturya, Azerbaycan, İspanya gibi ülkelerden buğday temin edilerek yapılan çalışmada; 15 Triticum monococcum (siyez/einkorn) numunesinin ortalama protein içeriklerinin % 20.8 olduğu bu değerin % 19.2 ile % 22.3 arasında değiştiği rapor edilmiştir (Suchowilska ve ark., 2009).

Abdel-All ve ark. (1995)‟nın yaptıkları çalışmada 1992 yılında Kanada‟da dört farklı saha denemesinde yetiştirilen (Triticum monococcum) (siyez) buğdaylarından alınan örnekler ile yapılan analizler sonucunda; siyez buğdayının ortalama protein değerlerinin % 14.6; P miktarının 4.15 g kg-1; K miktarının 3.90 g kg-1

ve Mn miktarının 44 mg kg-1

olduğunu belirlemişlerdir.

Kastamonu ilinden 30 farklı köyden 2016 yılında toplanan siyez buğdayları (Triticum monococcum) ile ekmeklik ve makarnalık buğdaylarda ki protein, kül, yağ ve gluten miktarları ile K, P içerikleri belirlenmiştir. Belirtilen özelliklerin siyez buğday çeşitlerinde daha iyi olduğu görülmüştür (Çizelge 2.4) (Emeksizoğlu, 2016).

Çizelge 2.4.Farklı buğday türlerinin kimyasal özellikleri(Emeksizoğlu, 2016).

Siyez Buğdayı Ekmeklik Buğday Makarnalık Buğday

Protein Miktarı(%) 14.83 12 11-13 Kül Miktarı(%) 2.48 0.55-0.85 0.8-1 Yağ Miktarı(%) 2.19 1.5-2 1.5-2 Potasyum (mg/100 g) 500.94 95 370 Fosfor(mg/100 g) 357.89 95 372 Gluten Miktarı(%) 32 28-35 28-35

D'egidio ve ark. (1993)‟nın İtalya‟da yaptığı çalışmada; 12 farklı Triticum

(30)

Almanya ve İtalya‟da 1995-1996 yıllarında iki farklı saha denemesinde agronomik özelliklerin belirlenmesi amacıyla yetiştirilen 24 farklı Triticum

monococcum buğdayında yapılan analizler sonucunda; protein içeriklerinin % 15.0 -

23.7 arasında değiştiği tespit edilmiştir (Corbellini ve ark., 1999).

Ülkemiz Kastamonu ili İhsangazi İlçesinden 2015 yılında 16 farklı üreticiden toplanan Triticum monococcum (siyez) buğday ununun protein miktarı en yüksek % 16.46 en düşük % 12.41 olup ortalaması % 15.00 „dir. Buğdayların Zn, Fe, P ve K içerikleri sırasıyla ortalama 42.33 mg kg-1

, 35.31 mg kg-1, 4.77 g kg-1 ve 4.61 g kg-1 olarak tespit edilmiştir (Zengin, 2015).

Kastamonu İhsangazi ilçesinden 2010 yılında toplanan siyez buğdayı ve Ankara‟dan temin edilen makarnalık buğday (Eminbey çeşidi) ile yapılan çalışma sonucu Triticum monococcum (siyez) buğdayının protein içeriği ortalama % 15.61 ve Eminbey çeşidinde ise % 16.15 olduğu bildirilmiştir (Yılmaz, 2012).

Brandolini ve ark. (2008) Almanya, Irak, Suriye, Türkiye, İtalya gibi ülkelerden temin ettiği 65 Triticum monococcum (siyez) numunesinin protein içeriğini; kuru maddede en düşük % 15.5 en yüksek % 22.8 ortalama ise % 18.2 olarak rapor etmiştir.

Farklı Zn uygulama yöntemleri ve buğday genotipleri [iki ilkbahar ekmeklik buğdayı ('Pishtaz' ve 'Sivand') ve üç ilkbahar makarnalık buğday ('Diyarbakır-81‟, „Bisu-1‟ ve „45558‟ hattı] ile yürütülen denemede; toprak ve yaprak çinko uygulamasının verim ve tane Zn konsantrasyonlarını artırdığı; genel olarak ekmeklik buğdayların, makarnalık buğdaylara göre tane Zn, Fe, Cu ve Mn içerikleri ve verim bakımından daha iyi sonuçların elde edildiği belirlenmiştir. Yine yapraktan Zn uygulaması; tane Zn, Fe, Mn ve askorbik asit konsantrasyonlarının artırılmasında daha etkili olmuş, Zn uygulama yöntemleri buğday tanelerinde belirgin bir şekilde Zn konsantrasyonunu artırırken, fitik asit içeriğinin azaltmıştır. Bunun sonucunda tanede fitik asit/Zn oranının azaldığı, toprak ve yapraktan Zn uygulamasının Zn eksikliği olan topraklarda buğday verim ve kalitesini artırdığı bildirilmiştir (Abdoli ve ark., 2016).

Kara (2007) tarafından 2005-06 yıllarında yürütülen çalışmada Türkiye‟nin farklı illerinden toplanan bazı yerel buğday genotiplerinin çinkoya tepkileri incelendiği çalışmada; 12 yerel ve 8 tescilli ekmeklik buğday çeşidi ve 2 farklı çinko dozu (0 ve 3 kg Zn da-1 ) toprak yüzeyine serpilmiş ve toprağa karıştırılmıştır. Araştırmada çinko uygulamasıyla tane verimi %30.73, metrekaredeki başak sayısı %33.82, tanede çinko içeriği %24.73 ve yaprak çinko içeriği %12.02 oranlarında artış sağlamış, tanede fosfor içeriğinde ise %8.5 azalma olduğu belirlenmiştir.

(31)

Maneva ve Atanasova (2018) tarafından Bulgaristan‟da 2013-16 vejetasyon döneminde ekmeklik (Triticum aestivum) buğday ve siyez (Triticum monococcum) buğdaylarının organik ve geleneksel tarım sistemlerinde performanslarının değerlendirildiği çalışmada; siyez buğdayının hastalıklara, zararlılara ve yabancı otlara ekmeklik buğdaydan daha dayanıklı olduğu, organik tarımda verimin 1866.7 t ha-1

, geleneksel tarımda verimin 2500 t ha-1

olduğu, ekmeklik buğdayda organik tarım sisteminde verimin 2410 t ha-1 ve geleneksel tarım sisteminde verimin 4360 t ha-1 olduğu tespit edilmiştir.

Kastamonu, Kayseri ve Konya‟dan toplanan emmer (T. dicoccum L.) ve siyez (T. monoccocum) buğdayları ile Kars ilinden toplanan ekmeklik (Triticum aestivum

ssp.) buğday çeşitleri ile 2013 yılında yürütülen saha çalışmalarında; Kastamonu ve Konya‟dan toplanan siyez buğdaylarının bitki boylarının ortalama 71.3±0.68 cm ve 74.9±1.22 cm olduğu, protein içeriklerinin ortalama %17.12±0.14 ve %17.50±0.25 olduğu bildirilmiştir. Kastamonu ve Kayseri‟den toplanan emmer buğdaylarının bitki boyları sırasıyla ortalama 72.3±1.95 cm ve 75.7±1.81 cm, protein içeriklerinin sırasıyla ortalama %18.20±0.31 ve %18.40±0.21 ve Kars‟tan toplanan ekmeklik buğdayların bitki boylarının ortalama 82.2±0.89 cm, protein içeriklerinin ortalama %12.47±0.20 olduğu tespit edilmiştir (Gurcan ve ark., 2017).

Günümüzün geleneksel veya bölgesel gıda ürünlerine ve tahıllarına olan tüketici talepleri Kastamonu'da siyez buğday yetiştiriciliğinin artmasını sağlamıştır. Siyez buğdayı, Kastamonu'da yılda iki kez yetiştirilmekte olup; “çatal siyez” (kaplıca) olarak adlandırılan çeşit üretiminin % 60-70'i Nisan ayında ekilmektedir. Ürün hasattan sonra hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Diğer bir çeşit olan “Tek siyez” olarak adlandırılan ve Ekim ayında ekilen siyez çeşidi ise, un ve bulgur üretmek üzere işlenmektedir(Ertop ve Atasoy, 2018). Devrekani ve İhsangazi ilçelerinden toplanan “Tek siyez” (Triticum monococcum) tohumları ve Konya‟ dan temin edilen makarnalık buğday (Triticum durum)'ın (Selçuklu-97) bazı fiziko kimyasal ve morfolojik özelliklerinin karşılaştırıldığı çalışmada; makarnalık buğdayda, protein bağlarının daha küçük ve protein matrisinde bulunan nişasta granüllerinin çapının siyez buğdayındakinden daha düşük olduğu belirlenmiştir. Bunun yanında siyez buğdayının kül, protein, yağ içeriği ve antioksidan aktivitelerinin makarnalık buğdaydan daha yüksek olduğu bulunmuştur. Siyez buğdayının özellikle Zn ve Fe içeriğinin daha fazla olduğu; siyez ve makarnalık buğdaylarının protein konsantrasyonlarının ise sırasıyla ortalama % 12.74 ve % 11.85, olduğu belirlenmiştir. Siyez buğdayının Fe, Zn, K ve P

(32)

konsantrasyonlarının sırasıyla ortalama 73.10 - 67.90 - 4963.60 ve 3924.30 mg kg-1 olduğu ve makarnalık buğdayının ise sırasıyla ortalama 27.82 - 14.74 - 4769.52 ve 3348.90 mg kg-1 olduğunu tespit edilmiştir (Ertop ve Atasoy, 2018).

Triticum monococcum (siyez) unundaki düşük beta-amilaz ve lipoksigenaz

aktiviteleri; besin değerini koruyarak gıda işleme esnasındaki indirgenmeyi sınırlandırır. Diğer taraftan ekmeklik buğday ile kıyaslandığında Triticum monococcum (siyez); daha düşük oranda diyet lifi, çözünmez bağlı polifenol ile yüksek polifenol oksidaz aktivitesi içermektedir. Günümüzde düşük etkili ve sürekli tarım ile biyolojik ve fonksiyonel ürünlerden daha fazla yararlanmaya yönelik eğilimler; Triticum monococcum‟un (siyez) insan tüketiminde, özellikle fırıncılık ürünleri gibi yeni ve özel gıdaların geliştirilmesinde iyi bir aday olarak, bebek mamalarında ve yüksek oranda diyet lifi, karotenoid ve tokol içeren besinlerde yer alabileceği fikrini öne çıkarmaktadır. Diğer Triticum ssp.‟lara göre daha zayıf toksik reaksiyona neden olmasına rağmen çölyak hastaları için uygun değildir. Günümüzde fonksiyonel gıdaların tüketimine yönelik eğilimler, bu tahıl türünün, insan beslenmesinde özellikle üstün besin değerine sahip özel veya yeni gıdaların geliştirilmesinde önemli bir rol üstlenebilecektir (Hidalgo ve Brandolini, 2014).

Kastamonu iline bağlı İhsangazi İlçesinden 2015 yılında 16 farklı üreticiden

Triticum monococcum (siyez) temin edilerek yapılan fiziksel analiz sonuçlarına göre;

buğdayının hektolitre ağırlığı ortalama 74,80 kg/hl olup en düşük 64,70 kg/hl en yüksek ise 83,32 kg/hl arasında değişim gösterdiği belirtilmiştir (Zengin, 2015).

D'egidio ve ark. (1993)‟nın İtalya Roma‟da yaptığı çalışmada; 12 farklı Triticum

monococcum (siyez) numunesinin hektolitre ağırlığı en yüksek 79,5 kg/hl, en düşük

76,4 kg/hl ve ortalama 77,8 kg/hl olarak tespit edilmiştir.

Siyez buğdayının sertlik özelliklerini tespit etmek amacıyla yapılan çalışmada; sertlik indeksinin çok geniş bir aralığa sahip olduğu ve yüksek standart sapma gösterdiği; çoğunun oldukça yumuşak tekstüre sahip olup sertlik indeksinin -7,2 ile 27,2 arasında değiştiği; az bir kısmının ise sert olduğu ve sertlik indeksinin 32 ile 55 arasında değiştiği belirlenmiştir. İtalya‟dan toplanan buğdayların sertlik indeksinin -7,3 ile -7,6 arasında değiştiği ve Triticum monococcum (siyez) buğdayları arasında en çok yumuşak özelliğe sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar çerçevesinde Triticum monococcum (siyez) buğdayının yumuşak, yarı yumuşak ve sert özellik taşıdığı rapor edilmiştir(Loje ve ark., 2003). Yapılan diğer bir çalışmada İtalya ve Almanya‟dan toplanan 24 Triticum

(33)

monococcum (siyez) numunesinin sertlik indeksi -14,8 ile 4,0 arasında tespit edilmiştir

(Corbellini ve ark., 1999).

Suchowilska ve ark. (2009)‟nın Türkiye, İtalya, Avusturya, Azerbaycan, İspanya gibi ülkelerden temin ederek yaptıkları çalışmada; 15 farklı Triticum monococcum (siyez) buğdayının yağ miktarları ortalama % 2,7 olup, en düşük % 2,4 en yüksek ise % 3 olduğunu tespit etmişlerdir.

Kastamonu ili İhsangazi İlçesinden farklı üreticilerden temin edilen siyez buğdaylarının ortalama ham yağ miktarı % 2,32- 3,17 arasında değiştiği ve ortalama % 2,72 olduğu; ham selüloz miktarının % 1,48 ile % 1,82 arasında değişmekte olup ortalama % 1,67 olduğu tespit edilmiştir (Zengin, 2015).

Yine Kastamonu ilinden 30 farklı köyden 2016 yılında toplanan Siyez buğdaylarında yapılan kimyasal analizler sonucunda; yağ miktarının % 1,62 ile % 2,72 arasında değiştiği ve ortalamanın % 2,19 olduğu; kül miktarlarının ise % 1,53 ile % 3,59 arasında değiştiği ve ortalamanın % 2,48 olduğu rapor edilmiştir (Emeksizoğlu, 2016).

Loje ve ark. (2003)‟nın Almanya, İtalya ve İsveç‟ ten toplanan 22 farklı Triticum

monococcum (siyez) buğdayının ortalama kül miktarını % 2,4 en düşük % 2,3 en

yüksek ise % 2,8 olarak bulmuştur.

Almanya, Irak, Suriye, Türkiye, İtalya gibi ülkelerden toplanan 65 farklı

Triticum monococcum (siyez) buğdayında ise ortalama kül miktarı % 2,35 olarak rapor

edilmiştir (Brandolini ve ark., 2008).

Grausgruber ve ark. (2004)‟nın yaptıkları çalışmada Triticum monococcum (siyez) buğdayının ham selüloz miktarını % 1,32; Triticum dicoccum (emmer) buğdayının ham selüloz miktarını ise % 1,71 olarak rapor etmişlerdir.

2.3. Demir ve Çinkonun Önemi

Bitkinin büyümesi, gelişimi, ürün miktarı ve kalitesi üzerine önemli etkileri olan demir, kültür bitkileri için mutlak gereksinimli bir mikro besin elementidir. Bitkilerde demir alımının yeterli olmadığı koşullarda klorofil oluşumunun gerçekleşmediği ve bunun neticesinde demir klorozu belirtilerinin meydana geldiği, demirin yüksek bitkiler için mutlak gerekli bir besin elementi olduğu bildirilmiştir (Sönmez, 2002).

Bitkilerde önemli fizyolojik görevleri olan demir, birçok biyokimyasal reaksiyonu katalize eden farklı enzimleri aktive eder. Bu enzimlere enerji metabolizmasında elektron taşıyıcısı olarak görev yapan hemin enzimleri (katalaz ve peroksidaz) ve elektron aktarıcısı olarak görev yapan ferrodoksinler örnek verilebilir. Klorofilin yapısında yer almamakla beraber bitkinin demir beslenmesi ile klorofil

(34)

içeriği arasında yakın bir ilişki vardır. Demir protein sentezi için de gerekli bir besin elementidir. Bitki yapraklarında Fe miktarı kuru madde esasına göre 10-1000 mg kg-1 arasında değişiklik göstermektedir. Yeterli Fe konsantrasyonu ise genelde 50-250 mg kg-1 arasındadır(Kacar ve Katkat, 1998). Yapraklardaki kritik Fe noksanlık miktarı kuru madde esasına göre 50-150 mg Fe kg-1

olarak bildirilmiştir (Marschner, 1990).

Bitkilerin toplam Fe kapsamlarının sadece %10-20‟si fizyolojik olarak aktif bulunduğundan, bitkilerin toplam Fe içeriğinin Fe beslenmesinde kriter olarak ele alınması faydalı olmamaktadır. Bitkilerde çoğu zaman ihtiyacın üzerinde toplam Fe olmasına rağmen noksanlık arazları görülebilmektedir (Güneş ve ark., 2000).

Bitkide demir hareketli (mobil) olmayıp yaşlı yapraklardan genç yapraklara aktarılamamaktadır. Bunun neticesinde demir noksanlık semptomları ilk başta yeni çıkan genç yapraklarda görülür ve noksanlığın ileri devrelerinde yaşlı yapraklarda bu durumdan olumsuz bir şekilde etkilenir. Bitkilerde demir noksanlığı belirtileri damarlar arasında sararma şeklinde meydana çıkar(Kacar ve İnal, 2008). Demir noksanlığının en belirgin özelliği yapraklarda en ince damarların bile yeşil kalmasının yanı sıra damarlar arasındaki rengin tamamen sarıya dönmesidir. Noksanlığın ileri devrelerinde başta ince damarlar olmak üzere geriye kalan bütün damarlar sararmaktadır. Yeterli miktarda klorofil oluşmaması neticesinde en genç yapraklar beyazımsı bir renk almaktadır (Kacar ve Katkat, 1998).

Demir noksanlığı, dünyanın birçok bölgesinde özellikle de kurak ve yarı kurak iklimine sahip, yüksek pH‟lı ve kireçli topraklarda sık olarak görülen önemli bir problemdir. Bitkilerin demir alımını etkileyen bitkisel (kök sistemi, alım mekanizması) ve topraksal faktörlerin (pH, kireç, organik madde, su, havalanma, sıcaklık, fosfor, molibden ve ağır metallerin cins ve miktarları) uygun olmaması noksanlığa neden olmaktadır. Nitekim Fageria ve ark. (2002), bitkilerin demir alımını engelleyen en önemli faktörün toprak pH‟sı olduğunu, toprak reaksiyonunun bir birim artışı ile demir çözünürlüğünü 1000 kat azaldığını belirtmişlerdir.

Ülkemiz tarım alanlarının büyük bir kısmının yüksek CaCO3, yüksek pH, kil ve düşük organik madde gibi elverişsiz toprak karakteristikleri neticesinde mikro besin elementlerinin yarayışlılığı çok sınırlı düzeyde kalmaktadır (Gezgin ve ark., 2002). Dünyanın toplam toprak alanının %30 kadarının kireçli topraklardan oluştuğu, toprak pH‟snın yüksek olmasından kaynaklanan inorganik Fe+3‟ün çökelmesinin neticesinde topraktaki demir elverişliliğinin önemli bir şekilde azaldığı; bu kapsamda demir

Şekil

Çizelge  2.3.  İncelenen  Triticum  türlerinin  tümündeki  makro  ve  mikro  element  konsantrasyonları(Suchowilska ve ark., 2012)
ġekil 3.4. Yapılan çalışmadan siyez buğdayı yetiştirilen saksılara ait görüntü(25.04.2018)
Çizelge 4.2. Yapılan gübre uygulamalarının siyez (Triticum monococcum) buğdayı bitki boyu uzunluğuna  etkisini gösteren varyans analiz sonuçları
ġekil 4.1. Çinkonun farklı dozlarda uygulanmasının siyez buğdayı bitki boyuna etkisi
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Damla şişelerini dik tutun ve yavaşça pompalayarak aynı büyüklükte damlalar ilave edin.... 1

İncelenen besin maddesi ile ürün miktarı arasındaki karelasyon bulunduktan sonra, bu tür çalışmaların ikinci kademesi olarak analiz sonuçları ile gübreleme sonucu elde

Uygun miktarda 1 N sülfürik asit ya da 1 N sodyum hidroksitin su ile çözünmüş hali gibi demir içermeyen asit ya da bazı damla şeklinde ilave edin. Önemli miktarda asit ya da

Süs bitkilerinin iyi bir geliĢim göstermeleri ve uygulanan besin maddelerinden yüksek oranda yararlanabilmeleri için.. yetiĢme ortamının (toprak veya diğer

Çinko noksanlığı pH’sı 6.5-8.0 arasında olan topraklarda YAYGIN olarak görülmektedir. Çinko noksanlığının

tacaktır. Hematit teşekkülü 1388 c ye kadar devam eder. Bu sıcaklıkta dönüşüm durur ve Fe,O4 : Fe2O3 dengesi kurulur. Serbestlik derecesi 1 dir ve monovaı- yant denge

Hamfosfatların kolza fosfor içeriğine etkileri TSP ile karşılaştırılacak olursa her iki toprakta da Y.Y.K.A uygulamasıyla bitki fosfor içeriği TSP den

[r]