• Sonuç bulunamadı

SU VE TOPRAK YOK OLURSA YAŞAM DA YOK OLUR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SU VE TOPRAK YOK OLURSA YAŞAM DA YOK OLUR"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SU VE TOPRAK YOK OLURSA

YAŞAM DA YOK OLUR

İ

nsanoğlu, ilk çağlarda toplayıcılık ve avcılıkla başladığı iktisadi hayatına göçebe yaşam tarzıyla devam etmiş ve hayatını düzensizlik üzerine kurmuştur. Uzun dönemler boyunca yakalama, avlama, kaçma ve saklanma faaliyetleri ile

yaşamını sürdüren insanlar bir yandan da hayatta kalabilmenin yollarını aramışlardır. Daha sonraki dönemlerde ateşin bulunması ile yavaş yavaş düzene giren hayatları tarımın ve tarımsal faaliyetlerin

keşfedilmesi ile bugünkü yaşam biçimlerinin temellerini oluşturmada en önemli etken olmuştur. Toprağı keşfeden insanlar bir süre sonra ektikleri alanların yanından ayrılamayacaklarını anlamışlar ve böylelikle yerleşik hayata geçme serüvenleri de başlamıştır. Ektikleri ürünler karşılığında takas usulü ile ticarete de adım atmışlar, üründen pay alma yoluyla da ekonomik faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Toprağın ekilip işlenmesi, hayvancılık faaliyetlerinin de gelişmesinde ve önemli hale gelmesinde etkili olmuştur. Tarım ve hayvancılığın tarih sahnelerinde yer alması ile ticari faaliyetler artmış, pazarlar kurulmuş ve yerleşik hayatın getirdikleri ile

toplumsal kesimler de meydana gelmeye başlamıştır. Şehirleşme ya da o dönemdeki isimleri ile site

devletleri kurulmaya başlanmış artık her toplumun kendine ait bölgeleri oluşarak sınırlar belirlenmiştir. Tarım, insanlık tarihinin başlangıcından bu yana, hem en önemli geçim kaynağı olması hem de ekonomik disiplinlerin gelişmesinde dikkat edilen ilk sektör olması sebebiyle varlığını her dönem hassasiyetle sürdürmüştür. Uluslararası gelişmişlik yarışının başlaması ile kalkınma kavramının literatürlerde öne çıkması; ekonomik kalkınmanın yıldızını parlatırken tarım sektörünün önemini azaltmıştır. Tarıma uygun politikaların geliştirilmesinin yavaşlaması ve daha çok sanayiye önem verilmesi bir bakıma ekonomik kalkınmanın az gelişmiş ülkelerde başarısızlıkla sonuçlanmasına yol açmıştır. Tarım sektörü, gelişmekte olan ülkelerde gelişme sürecinin ilk evrelerinde ekonominin en önemli sektörü konumundadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin kalkınmasında rol oynayan tarım sektörünün önemi, küreselleşen ekonomik sistem, artan rekabet ortamları ve hızla değişen

pazar şartlarının da etkisiyle giderek artmaktadır. Tarım sektörü, ülke nüfusunun beslenmesi, milli gelire ve istihdama katkısı, sanayi sektörünün hammadde ihtiyacını karşılaması, sanayiye sermaye aktarması ve İhracata doğrudan ve dolaylı katkıda bulunarak ülkelerin ekonomisindeki önemini korumaktadır. Tarım, ekonomik faaliyetlerinin yanı sıra sosyal, bölgesel, kültürel, ekolojik ve siyasal faaliyet olarak da büyük önem taşımaktadır. Tarım sektörünü diğer sektörlerden ayıran azalan verimler kanunu, gelir esnekliğinin düşüklüğü ve fiyatların belirsizliği nedeniyle her ülke farklı tarım politikaları uygulamaktadır. Tarım sektörünün ülke ekonomisinde ve kalkınmada büyük bir rolünün bulunması nedeniyle tarımın finansmanı da çok önemli bir konu olmaktadır. İnsanlık tarihi boyunca tarım faaliyetleri tüm toplumlar için temel ekonomik faaliyetlerden biri olmuştur. Bu durum günümüzde de geçerlidir. Ülkelerin ekonomilerinde tarım sektörünün önemli bir ağırlığı bulunmaktadır. Türkiye açısından bakıldığında da tarım sektörünün ekonominin temel sektörlerinden biri olduğu görülmektedir. Zira yayımlanan veriler istihdam, dış ticaret ve büyüme gibi makro-ekonomik faktörlerde tarım sektörünün önemli paya sahip olduğunu göstermektedir. Bu sebeple tarım sektörünün gelişmesi Türk ekonomisinin genel anlamda gelişmesine etki etmektedir. Diğer tarafta, tarım sektörünün gelişmesi için sanayinin geliştirilmesi hammadde işlenme potansiyelin attırılması teknolojinin sunduğu imkanlar ile verimliliğin arttırılması ve tarım finansmanın sağlanması gibi adımların atılması gerekmektedir. Ülke

ekonomisinde sahip olduğu önem nedeniyle tarım sektörünün geliştirilmesi ve üretimin hızla arttırılması şüphesiz ülkemizin milli menfaatlerine katkıda bulunacak ve gelecekte ki ekonomik gücümüze güç katacaktır. Bu bağlamda tarımın ülke ekonomisinde ki önemi hususunda Bucak Ziraat Odası Başkanı Bilal Özel ile yaptığımız söyleşiyi yayınlıyoruz.

(2)

Bilal ÖZEL Bucak Ziraat Odası Başkanı

(3)

Dergi Ayrıntı: Sayın Bilal Özel sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Bilal Özel: 36 yaşında çiftçilik sektörün içinden

bugünle-re gelmiş bir hayat öyküsüne sahibim. Babamın çiftçi ol-ması sebebiyle daha henüz çocukluk yaşlarımda toprak ile tanışarak ekip biçmenin üretmenin ne kadar önemli olduğunun farkına vardım. Üniversite hayatımın tamam-ladıktan sonra da çiftçiliğe devam ettim. Bugünlere kadar birçok farklı görevler üstlenerek çiftçimize, üreticimize dai-ma yardımcı oldai-maya kendi bildiklerimi onlar ile paylaşarak bir nebze hayatlarında kolaylık olabilmeye çalıştım. Ziraat Odası başkanlık görevimi 2 yıldır sürdürmekte ve odamı-za gelen tüm çiftçilerimize, üreticilerimize elimden gelen maksimum seviyede yardım etmeye çalışıyor gerekli tüm hassasiyeti en üst perdeden göstererek vatandaşlarımızın tarlalarında bir mağduriyet yaşamasının önüne geçmeye gayret ediyorum. Ziraat Odası başkanlığı görevimin önce-sinde Sulama Birliği başkanlık görevimi sürdürmekte idim bu sebeple de Su kaynakların önemi hususunda da tecrü-beye sahip olabilme imkanına kavuştum. Aynı zamanda birçok sivil toplumlarda çeşitli görevler üstlenerek de va-tandaşlarımızın talep ve istekleri hususunda bir ses olabil-meye çalışarak daima üreticiden ve çiftçiden yana olan du-ruşumu sergiledim.

Ayrıntı: Sayın Özel Oda faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Özel: Bizlerin temel amacı ve gayesi Bucak Ziraat Odası

olarak çiftçi ve üretici vatandaşlarımızın yaşayabileceği bir zorlukta tampon görevi görerek onları bu zorluklardan en az zarar ile kurtararak bu vatandaşlarımızı bahçelerinde ve tarlalarında yalnız bırakmamak olduğunu söyleyebili-rim. Bizler burada birçok faaliyetlerde bulunmaya çalışıyo-ruz ancak genel faaliyetlerimizin temel amacı ise çiftçinin üretim standartlarının geliştirilmesi ve teknoloji imkânı ile yapacağı üretimin arttırılmış verim ile sonuçlanacağını va-tandaşlarımıza anlatma çabası yer almaktadır. Yani çiftçimi-zin girdi maliyetlerini düşürülmesi hususunda, tarlasından hasat vakti aldığı verim miktarında, ektiği üründen verdiği firenin minimum seviyede tutulması hususunda çiftçimize yardımcı oluyor yol gösteriyor ve birtakım önlemler alma-sında yardımcı oluyoruz. Çiftçimiz tarlasını büyük bir keyif ve iştahla ekiyor büyük bir mutluluk ile hasadını yapıyor ise bizim varlığımızın bir anlamı olduğunu biliyor bu sebepten daima çiftçimizin menfaatleri doğrultusunda hizmet poli-tikamızı belirliyoruz. Ayrıca bir diğer faaliyetlerimizin ara-sında toprak cinsine göre tohum tercih etmek gerektiğini toprağın yapısı ve mineral zenginliğine göre ürün ekmenin gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz. Bu yaptığımız yol haritası ile vatandaşımız tarlasından aldığı verim maksimum

(4)

de seyreder iken verdiği fire de minimum seviye-sinde yer alıyor. Tarım ve hayvancılığı birbirinden ayrı düşünmek büyük bir hata olacaktır. Tarım ve hayvancılık birbirine entegre iki daldır. Tarımın gelişmesi ve hayvancılık ile entegre edilmesi aşamasında oda olarak birtakım faaliyetlerimiz bulunmaktadır. Yem bitkisi üretimi, silajlık mısır üretimi gibi çalışmalarımız faaliyetlerimizden bazılarıdır. Diğer taraftan bölgemiz her ne kadar Göller Bölgesi olarak anılsa ve bilinse de kuralık riski kapımızı sürekli çalmaktadır. Bizlerde Ziraat Odası olarak kuraklığa dayalı bitkilerin geliştiril-mesi ve iyileştirilgeliştiril-mesi amacıyla birtakım çalışma-larımız da bulunmaktadır. Buna istinaden çörek otu bitkisinin toplam ülke üretimimizin yüzde 25,4’lük bir dilimi Bucak’ta yetiştirilmektedir. Çö-rek otunun bu kadar fazla ekiliyor olması kurak-lığa karşı dayanıklı olması ve ekonomik olarak da çiftçiye daha fazla getir sağlıyor olmasından kay-naklanmaktadır. Havza bazlı destekleme modeli içerisinde şu an da çörek otu bitkisi yok bizlerin de bu noktada havza bazlı destekleme modeli-ne çörek otu bitkisini de dahil edilmesi amacıyla çalışmalarımız yer almaktadır. Çiftçi bir ailenin çocuğu olmam sebebiyle de girdi maliyetlerinin üreticinin belini ne denli bükebildiğini bilmekte olmam sebebiyle çiftlerimizin girdi maliyetle-rinin düşürülmesi adına birtakım çalışmaları-mızda bulunmaktadır. Bu çalışmalarıçalışmaları-mızdan bir tanesi hayvan yetiştirileceğine yönelik en kali-teli yemi olabildiğince en uygun fiyata evlerine kadar ulaştırma çabamız yer almaktadır. Burdur genelin yem fiyatlarını da Bucak Ziraat Odasının da belirlediğini söyleyebiliriz. Bir diğer amacımız da zaten piyasayı regüle ederek tampon vazifesi gördürmek ani bir fiyat dalgalanması esnasında üreticimizin mağduriyetini gidermektir. Bir diğer

faaliyetlerimizin arasında üreticimizken tarlasından toprak örneğini getirerek bizlerin buradan kargoyla anlaşmalı ol-duğumuz laboratuvarlara gönderiyor ve tahlillerini yaptı-rıyor olmamız yer almaktadır. Yine piyasayı regüle edebil-mek üreticimizin her hususta yanında olabiledebil-mek için de gübre satışlarımıza devam ediyor üretici vatandaşlarımızın kapısının önüne kadar gübresini götürüyoruz. Tohum alı-nacak hasadın en önemli kriteri olarak karşımıza çıkmak-tadır atalarımızda “Ek tohumun hasını çekme kışın yasını” sözünü söyleyerek tohum seçimin önemine vurgu yapmış-lardır. Bizlerde tohum seçiminde toprak şartlarına uygun besin değerleri hayvan için yüksek taban ve kıraç araziye uygun olacak şekilde hububat tohumları tercih edilme-sini sağlıyoruz. Bunları belirler iken tarla günleri yaparak hangi tohum çeşidin daha doğru olacağını gözlemliyor ve belirliyoruz. Ayrıca Bucak Ziraat odası olarak ekstradan bir

çalışmamız olan gençlerimize destek olmak adına odamız-da toplamodamız-da 5 tane tarım odamız-danışmanı istihodamız-dam ediyoruz. Odamızda toplam 5 tane ziraat mühendisi istihdam ede-rek gelen çiftçilerimize de bilimin ve profesyonel eğitimle-rin ışığı altında danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bu şekilde hem gençlerimize istihdam sağlayabilmenin mutluluğunu yaşar iken bir yandan da uzman kişilerin bilgisini halkımız ile buluşturuyoruz. Ayrıca Tarım meslek liselerin kurulma-sı konusunda da oda olarak çalışmalarımız ve taleplerimiz bulunmaktadır. Bir yandan sanayileşmiş dünyamızda daha çok rağbet gören organik ürünler hususunda çiftçimizin organik ürün sertifikası alabilmesi için gerekli yönlendirme ve bilgilendirme çalışmalarını yapıyoruz.

Ayrıntı: Sayın Özel Bucak Bölgesinin tarımsal potansiyeli hakkında neler söylemek istersiniz?

(5)

Özel: Bucak Bölgesi sahip olduğu toprak verimi

zenginli-ği sayesinde oldukça büyük bir potansiyele sahiptir. Bucak İlçesinin tarım arazisi de oldukça geniş bir verilere sahip iken sadece %10’luk bir alan dağlık bölge olarak karşımı-za çıkmaktadır. Zaten Burdur ve Bucak sahip olduğu tarım bilgi birikimi ile oldukça iyi işler başarır iken aynı zaman-da hayvancılık konusunzaman-da zaman-da bölgemiz oldukça gelişmiş ve ülkemizde ciddi başarılara imza atabilmeyi başarmıştır. Hayvancılık hususunda Burdur’un Türkiye’nin Hollanda’sı olarak anıldığını unutmamız gerekmektedir. Bucak ilçemi-zin toprak yapısı mutlak derece de mükemmel bir tarım arazisidir. İlçemizde %90 tarım arazisi yer alırken geriye ka-lan %10’luk bir aka-lan dağlık kesim olarak geçmektedir. An-cak dağlık kesim dediğimiz alanda da yüksek düzeyde gelir elde edilecek ürünler ekilmekte ve ekonomimize, ilçemize ve ilçemizin üreticilerine ekonomik girdi olarak kazanç sağ-lanmaktadır. Örneğin bunlardan bazısı incir, Antep fıstığı gibi ürünler ilçemizde yetiştirilerek ekonomimize kazandı-rılmaktadır. Bölgemiz ürün çeşitliliği ve imkanları açısından ciddi artı değerlere sahip bir bölgedir. Ancak bölgemizde yapılacak her yatırım ve çalışmanın Bucaklı üreticiye ve çift-çiye hizmet edecek politikada belirlenmesi gerekmektedir. Örneğin maden ocaklarının ruhsatlandırılması çok daha ciddi saha çalışmaları yapılarak planlanmalıdır. Öte yandan bölgemiz tarımsal potansiyeli oldukça yüksek olmasına rağmen bu potansiyeli daima arttırma isteğimiz ve gaye-miz sürmekte olması sebebiyle bu bölgede bir tarımsal me-teoroloji istasyonun kurulmasını talep etmekte ve Bucak Ziraat Odası olarak gerekli girişimlerde bulunmaktayız. Bu bölgede yer alan tarımsal meteoroloji istasyonu çiftçimizin ani mağduriyet yaşamasının önüne geçebilme konusunda büyük bir etken görev üstlenecektir. Öte yandan tarımın geliştirilmesi için TAGEM (Tarımsal Araştırmalar ve Politi-kalar Genel Müdürlüğün) bölgemizde kurulmasını istiyor ve bunun gerçekleşmesi için gerekli taleplerimizi ısrarla

dile getirmeye çalışıyoruz. Türkiye’de toplamda 51 tane TAGEM merkezi var ilçemizde de kurulması bu bölge-nin üreticisine ve çiftçisine çok büyük kazançlar sağlayacak bölge tarımsal potansiyelini ciddi seviyede ileriye ta-şıyacaktır. Bizler bu isteğimizi gerçeğe dönüştürdüğümüzde TAGEM’in sağla-dığı avantajlar üreticimizin minimum masraf ile yüksek gelir elde etme ama-cına hizmet edeceği gibi bölgemizin tarımda kullandığı ürün çeşitliliğini de arttıracaktır.

Ayrıntı: Sayın Özel tarımın önemi ülkemiz için ne ifade etmektedir?

Özel: Türkiye, özellikle Anadolu tarih

boyunca çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir coğraf-yadır. Bu uygarlıklarda tarımsal faaliyetler, bölgenin iklim çeşitliliği nedeniyle çok çeşitli alanlarda yoğun bir şekilde yapılmıştır. Eski bir coğrafya olan Anadolu’da, eski dünyanın ticaret merkezi olmasının da verdiği canlılıkla, çok çeşitli ta-rımsal faaliyetler eski devirlerden beri sürdürüle gelmiştir. Selçuklular ve Osmanlılar döneminde toprakların mülkiyeti devletin olmuş ve kullanma hakkı kişilere verilmiştir. Özel-likle Osmanlılardaki toprak düzeni, tarımsal faaliyetlere önemli ölçüde yön vermiştir. Bu dönemde tarım politika-ları, askeri varlığın oluşturulması, vergilerin toplanması ve büyük şehirlerin gıda ihtiyacının karşılanması amaçlarına hizmet etmiştir. Tarımın Türkiye ekonomisindeki önemi azımsanmayacak kadar büyük ve ciddi ölçülerde yer almak-tadır. Tarımın olmadığı bir ülke başka ülkelerin ürettiği be-sin gıdalarına muhtaç olacağı gibi doğrudan kendi kendine yetemeyen ülke kategorisinde yerini alarak başka ülkelerin ürettiği sağlığından emin olunamayan yiyeceklere bağımlı kalacaktır. Tarımın gelişmesi ve yaygınlaştırılması bir ülke için bağımsızlık yolunda döşenmiş bir taş olsa da ülke eko-nomisine de doğrudan sağladığı pozitif büyüme katkıları ile kişi başı düşen milli gelire katkıda bulunur iken ülke içi istihdam sağlama hususunda da etkin görevler üstlenir. Ta-rım sektörü, yapısı gereği işgücüne büyük ölçüde ihtiyaç duymaktadır. Yani tam bağımsız ve Muasır medeniyetler listesinde yerimizi alabilmemiz ülkemizde ki tüm iş gücü sektörlerin gelişmesi ve buna paralel teknoloji ve bilimin ileri seviyeye taşınması ile mümkün olacaktır. Teknolojinin, sanayinin, tarımın ve bilimin ileriye taşındığı bir Türkiye şüphesiz tıpkı mazimizde olduğu gibi dünyaya hükmede-cek güce ve kudrete sahip olacaktır.

(6)

Ayrıntı: Sayın Özel son olarak neler söylemek istersiniz? Özel: Dünya ekonomisi, Kovid-19 salgını

nede-niyle büyük ölçekte ekonomik bir krizin eşiğine gelirken, sürecin her alanda olduğu gibi küresel tarım sektörü açısından da önemli sonuçlar do-ğurması beklemekteyiz. Son yıllarda ülkeler için sanayi ve dijital sektörler öncelikli alanlar olarak karşımıza çıkmış olmasına rağmen Covid-19 sal-gını ile beraber tarım ve hayvancılığın ekonomi-ler için ne derece kritik olduğunu bir kez daha anladık. Tarım bir ülkenin sağlıklı yarınlara koşa-bilmesi için olmazsa olmaz bir ilke olarak öne-mini korur iken tarıma yapılacak her yatırım da sürpriz ani krizlere karşıda ülkemizi ve vatandaş-larımızı koruyacaktır. Bizler tarım ve hayvancılık

alanlarında yüzyıllardır atalarımızın uyguladığı tecrübe ve bilgi birikimine sahibiz. 21’nci yüzyılın dünyasında toprak-larımıza sahip çıkmaz betonarmeler eşliğinde doğadan uzaklaşır isek hayvancılık sektörüne sırt çevirir köyden ken-te göçün önüne geçemezsek gelecek yeni bir yüzyılda ço-cuklarımız başka ülkelere bağımlı hale gelecek mutsuz bir yaşam sürmek zorunda kalacaklardır. Ülkemizde uygulanan teknolojik tarım faaliyetlerini daha ileri seviyelere taşımalı teknolojinin sunduğu imkanlar ile tarım potansiyelimizi ve verimliliğimizi arttırmalıyız. Hepimiz unutmamalıyız ki eko-nomik büyüme ve kalkınma için ülkemizin tarımda kendi kendine yetebilmesi gerekmektedir. Öte yandan tüm sek-tör dallarında üretmeli önce kendi, kendimize yetmeli ar-dından ihracata yönelerek ülkemize girdi sağlamalıyız. Son yıllarda kapımıza dayanan bir tehlike ise kuraklık

olmak-tadır. Bu sebeple sahip olduğumuz su kaynaklarını doğru kullanmalı tarımda sulama projelerine tasarruf yöntemleri ile çözümler bulmalıyız. Su olmazsa insanlık da yok olacağı gibi topraklarımızda verimsizleşecek çöl haline gelecektir. Yapılacak planlamalar ile kuralık riskleri göz önünde tutul-malı ve sulama tesislerin sayısı arttırılarak baraj ve göletle-rin yatırımlarına önem verilmelidir. Önce toprağımıza son-ra suyumuza sahip çıkmalıyız. Ekilebilir tarım ason-razilerin yok olması insanlığın yok oluşu anlamına geleceğinden dolayı ülkemizin sahip olduğu zengin verimli topraklarına sahip çıkmalı köyden kentlere göç hareketini tersine çevirmek için gerekli her yatırıma ve yatırımcıya öncelik vermeliyiz.

Referanslar

Benzer Belgeler

Burdur'un Bucak ilçesi Çamlık beldesi sakinleri, beldede bulunan mermer ocağının içme suyunun kesilmesine neden olaca ğını ileri sürerek eylem yaptı.. Çamlık beldesi

Muğla Gazete- ciler Cemiyeti (MGC) Başkanı Süleyman Ak- bulut berabe- rindeki Cum- hurbaşkanlığı İletişim Baş- kanlığı Muğla Bölge Müdürü Sezgin Sağun ve Basın İlan

Birden fazla amaçlı kullanılan maddeler ve teknolojilerde (askeri amaçlı veya sivil amaçlı vb.) 21/2007 sayılı regülasyona göre yine lisans/izin alınması

Ülkemizden Ürdün’e 2020 yılında gerçekleştirilen 585 milyon dolarlık ihracatta başlıca ürünler diğer örme mensucat, diğer mobilyalar ve bunların aksam ve

Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Bekir ENGÜRÜLÜ ile Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Bitki Sağlığı ve Karantina

c- Ekonomi için ısı kaybını azaltmak için Isı kaybını / kazancını düşürmek, maliyetini korumak ( ISO 12241 veya VDI 2055) ve prosesin dengesini sürdürmek için

Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-mail: editor@rumelide.com.. Traces of

Almanya, 357 bin km²'lik yüzölçümü ve 83 milyona yaklaşan nüfusuyla, Avrupa'nın en büyük ülkelerinden biridir. Ülke, nüfus bakımından Avrupa Ülkeleri