• Sonuç bulunamadı

Tarihi bir korunun hazin yazgısı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarihi bir korunun hazin yazgısı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

*-«■ *" *

V

W

l_ f

'

' T

-,9S°

Devekuşuna m ektu p lar

» 4 Haldun

Taner

TARİHİ BİR KORUNUN

HAZİN YAZGISI

O

miş. Askeri rüştiyeyi, askeri tıbbiyeyi birincilik­PERATÖR Cemil Topuzlu yıldızı parlak bir kişiy­ le bitirmiş, Paris’te Prof. Pean’ın yanında cerra­ hi stajı yapmış, yurda döndüğünde ülkenin bir numa­ ralı operatörü olmuş, para kazanmış, ün kazanmış. Rütbeleri ikişer ikişer atlayıp genç yaşta müşirliğe yük­ selmiş. Zeki, dinamik, uygar bir insan.

Zamanın sadrazamı Gazi Muhtar Paşa bir gün ken­ dini çağırır, “Dün Çiftehavuzlar’dan geçiyordum. Senin meşhur köşkünü ve koruluk bahçeni bugüne kadar hiç görmemiştim. Evinin içinde ve dışında küçük bir Avru­ pa yaratan adamı Şehremini (Belediye Başkanı) yapar­ sam İstanbul’u da medeni bir şekilde imar eder diye düşündüm’’, der. Ve Paşa’nın İstanbul’da Avrupai bir belediyeciliği başlatan, şehre, Darülbedayl’i, Gülhane Parkı’nı ve daha nice uygar tesisleri kazandıran Şehre- minliği böyle başlar.

Sözü geçen Cemil Paşa Köşkü ve korusunun planı, 1900 yılında Haydarpaşa Tıp Fakültesi’ni yapan mimar Vallaury’nin imzasını taşır. O tarihte Avrupa’da pek tu­ tulan Art Nouveau üslubu ile yerel özelliklerin bir bile­ şimi olarak düşünülen köşk ve Avrupa’dan getirilen bahçe uzmanlarına yine oradan getirilen fidanlarla dü­ zenlettirilen koru, Anadolu yakasının yüzakı uygar bir bütündür.

EL zaman git zaman, Cemil Paşa yaşlanır. Gözü gibi sevdiği güzel köşkünü ve korusunu elden çıkarmak zorunda kalır. Uygar insanlar evlerini, bahçelerini, kütüphanelerini, möblelerini elden çıkar­ mak zorunda kalınca, ne kadar ihtiyaçları olursa olsun, her önüne gelene satmazlar. Paşa da sorar spruşturur, talipler içinde Hayri ipar’ı tercih eder. Hayri ipar, Harp Okulu’ndan ve hukuktan birincilikle çıkmış, ilkin üni­ versiteye intisap edecekken daha sonra sanayiciliğe ka­ rar vermiştir.Kültürlüdür, dil bilir, Batı ile sık teması vardır. Cemil Paşa, köşkü ona satar, bir tek de şart ko­ şar: Köşk ve bahçe aynen muhafaza edilecek ve bahçı- vanbaşı İbrahim Ağa vazifesine ölünceye dek devam edecektir. Kadirbilirliği ve vefakârlığı ile tanınan Hayri Ipar’a bu şart koşulmasa bile onun böylesine değerli bir birikimi, milli kültür mirası sayıp üstüne titreyece­ ği şüphesizdir. Nitekim öyle olur. Hayri İpar, köşkü ve koruyu kapıdaki Cemil Topuzlu rümuzuna kadar, oldu­ ğu gibi, hatta belki Cemil Paşa’nın son zamanından da büyük özenle korur. Emektar bahçıvan İbrahim Ağa ölünceye kadar vazifesine devam eder.

H

AYRİ İpar vefat edince, köşk ve koru, davası hâlâ devam eden ihtilaflı bir satışla bir bankere geçer. Kendisine Cemil Paşa’nın ve Hayri Ipar’ın vasi­ yeti doğrultusunda aynı şartlar bildirilince bu yeni zen­ gin, "Hiç endişe etmeyin. Ben orayı olduğu gibi muha­ faza edeceğim. Kendime şahsi ikametgâh yapacağım” der.Ne var ki bu yeni mal sahibi seleflerinden bambaş­ ka bir yaradılıştadır. Ağaç saygısı ve kültür mirası kay­ gısı onu pek ırgalamaz. Onun düşüncesi her eline ge­ çeni daha çok paraya dönüştürmektir. Mesleği budur, üslubu budur, formasyonu budur. Mal benim değil mi zihniyetindedir. Koruyu kuşa döndürecek bir inşaata ka­ rar verir.

Oysa Türkiye'de yasalar vardır. Milli kültür mirası sa­ yılan tarihi köşk ve korular tahrip edilemez. Bunun bek­ çisi de Türkiye Yüksek Anıtlar Kurulu’dur. Belediyeler­ dir. Ünlü banker,kafasına koyduğu planı gerçekleştir­ mek için, minareye aklınca bir kılıf uydurur. Yüksek Anıt­ lar Kurulu'nu ve Kadıköy Belediyesi’ni tersoya düşürür. Yapacağı inşaata alan açmak için bir gece içinde asır­ lık ağaçları yerle bir eder. İşi olupbittiye getirir. Herkes de buna seyirci kalır.

m

I Yİ ki Cemil Paşa, Hayri ipar, İbrahim Ağa çok­ tan öldüler. Yaşasalar bu ağaç soykırımı yürek- ' terine inerdi.

Tarihi bir korunun şu hazin yazgısı, ağaca, doğaya, güzele saygıl' j l r görenekten, hangi hoyrat, çıkarcı ve “ben yaptım oldu”cu, ortama geldiğimizin de hazin bir

göstergesi değil mi?

Referanslar

Benzer Belgeler

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha

Anladık kİ, halkın içinde yaşayan en büyük insan mefhumu Atatürk- tür. Bunu onun sözlerinden de anla­ dık ki, kendisinin İçinde yaşamış ci­ lan en

Kâğıt üzerindeki etkileyici rakamlara rağmen Semi’nin taşıma sektöründe ne kadar başarılı olacağı tartışmalı, yine de elektrikli ve otonom araçların yaygınlaşması

(3) Yalıya bey bu beyitlerden sanrft İstanbul halkının, hususiyle gençleri» nin ve güzellerinin deniz safasm t. ağzının suyu akarak

Buradan geçişin kolay olabilmesi için hasta ağzı kapalı iken hafif ha- fif nefes alıp verir, bu pozisyonda yumuşak damak istirahat halinde olduğu için geçiş çok daha

HtKM ET ŞİMŞEK — Köy Düğünü, Hikmet Şimşek FAİK CANSELEN — 54 yıl önce Cumhuriyet gaze- yönetimindeki İzmir Devlet Senfoni Orkestrası tara- tesince düzenlenen

Maarif Vekili Haşan Âli Yücel, bilhassa ihtifali açmak için Ankaradan gelecek ve memleketin irfan ordusu mümessillerinden bir çok şahsiyetlerle birlikte büyük

GEMİ DÜDÜĞÜ (FAKAT KÖTÜ GÖRÜŞLERDE VE BAŞKA GEMİLERİ RAHATSIZ ETMİYECEK ŞEKİLDE & DÜMEN DEĞİŞTİRME TALİMATI8. ( Eğer gemide olmayan madde var ise,