• Sonuç bulunamadı

1937'de kurulan ilk müzemiz İstanbul Resim Heykel sonunda anımsanıyor:Müzecilik tarihimizde o var...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1937'de kurulan ilk müzemiz İstanbul Resim Heykel sonunda anımsanıyor:Müzecilik tarihimizde o var..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA

+ CUMHURİYET

14

KULTUR

• • • • kultur@cumhuriyet. com.tr

1937’de kumlan ilk müzemiz İstanbul Resim Heykel sonunda anımsanıyor

M üzecilik tarihim izde o var...

SELCENAKSEL________________ Müzeciliğin yeni girişimlerle gün­ deme gelişiyle, gözler son günlerde İs­ tanbul Resim Heykel Müzesi’ne çev­ rildi. Bugüne dek, hep bakımsızlığı ve görevini yerine getiremeyişi konuşul­ du Resim Heykel M üzesi’nin. Son günlerde ise, sorunlann aşılması için gösterilen çabalarla gündemde. Çağ­ daş olanaklarla yeterince desteklen­ memiş olmasından öte, binanın ya­ şamsal bakımından yoksunluğu söz konusu olan. Bugün, müze için gerek­ li ödenek sağlanırsa, kapsamlı, kalıcı bir restorasyon, balam çalışmasının yapılacağını söylüyor Tunç Tüfekçi ve müzenin bağlı olduğu MSÜGS yöne- timi.Bu bakımsızlığın nereden kay­ naklandığı ve müzenin nasıl olup da uzun yıllardır unutulmuş olduğu soru­ lan akla geliyor...

Bu noktada, üniversitenin on yıl­ dır, antrepo binalarından

birini kültür merkezi ve müze olarak kullanmak üzere istediğini de ekle­ mek gerekiyor. Bu konu­ da henüz bir sonuca ulaşı­ lamamış.

Atatürk'ün

emriyle açıldı

3 Mart 1883 Sanayi-iNe- fıse’nin (Mimar Sinan Gü­ zel Sanatlar Üniversitesi) ku­ rulduğu tarih. 20 Eylül 1937 ise Gazi Mustafa Kemal’in,

bir müzeye sahip olmak isteyen Güzel Sanatlar Akademisi hocalarının isteği­ ne koşulsuz evet deyişi ve Beşiktaş’ta­ ki eski Veliaht Dairesi’ni verişiyle, bu okula bağlı olarak Resim Heykel Mü­ zesi’nin resmen açılış tarihi.

Oldukça güzel bir bina, 7156 yapıt- lık bir koleksiyon... Koleksiyonda, 487 heykel, 6 bin 531 resim, 10 ikon, 78 hat, 50 seramik var. 467 eser ise ser­ gilenmek üzere verilmiş. Bu yapıtla­

rın izini sürmek için gerekli veri­ ler bile müzeye sunulamıyor, çı­ kış kayıtlan ise var. M üze m ü­ dürleri, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Ü ni­ versitesi tara­ fından atan­ mış. ilk müdürü ise kurul­ masında da önayak olan, resmimizin öncülerinden öğretim üyesi Halil Dik­ men. Sırasıyla Nurullah Berk, Hüse­ yin Gezer, kısa bir dönem Sabri Ber- kel, Adnan Çöker, Devrim Erbü, yine kısa bir dönem Özdemir Altan’ı, 1982 - 1993 yıllan arasında Belkıs Mutlu izlemiş. Ardından Kemal İsken­ der! 1993 - 99) izliyor. 2003 Ekimi ve 2004 Eylülü arasındaki dönem Cihat Aral’ m müdürlük yaptığı müzenin yö­

netimini bugün Ttınç Tüfekçi üstleni­ yor.

İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin ödenek alabilmesi için üniversite büt­ çesi sunulurken aynca yer alması ve bu çerçevede talep edilmesi gerekiyor. Ancak, 1982 yılında, Güzel Sanatlar A kadem isi’nin Y Ö K ’e bağlanması aşamasında, müze bu bütçenin içinde yer almamış, dolayısıyla, kanun önün­ de adı geçmemiş. Bu nedenle, uzunca bir süre ödenek almadığı bir döneme girilmiş. Adı geçen tarihte üniversite bütçesi hazırlanırken müzenin neden yer almadığı açık değil. Bunun sonu­ cu olarak, müze müdürlerinin statüsü de geçmişten farklı sayılırken, müze­ nin gereğince bakımı yapılamamış.

Müzenin bugünün koşullarında bü­ tününün bile yeterli sayılamayacağı sergi alanlarının büyük kısmının boş tutulduğu bir dönem izlemiş bu geliş­ meleri. Bu müze, tabii ki sergi alanı­ nın yeterliliğiyle

değerlendirilmeme-► Üniversite

yönetiminin yeni

bir yönetmelik

hazırlatma çalışmalan

2000’lerde başladı.

Bu süreç, 2003’te

sonlandı ve müze

üniversite bütçesindeki

yasal statüsünü

yeniden kazandı.

2001-2003 yıllan

arasında okul

tarafından bir de

restorasyon projesi

hazırlandı ve projenin

rölevesi çıkanldı.

li. O, tarihimizin önemli bir parçası ve korunmalı. Perdelerinden yer döşeme­ lerine, bu bakımsızlığın etkisinin izle­ rinin derinleştiği, ilginin de azaldığı bir dönem bu. 2000Ti yıllara dek uza­ nan...

Bu yıllar, üniversite yönetiminin ye­ ni bir yönetmelik hazırlatma çalışma­ larım başlattığı tarih. Bu süreç, 2003 ’te sonlanıyor ve müze resmen yasal sta­ tüsünü yeniden kazanıyor. 2001 -2003 yıllan arasında okul tarafından bir de restorasyon projesi hazırlanıyor ve rö­ levesi çıkartılıyor bu projenin. Bu nok­ tada, Dolmabahçe Sarayı’nın bir bö­ lümü olan, iskeleyle müze arasında yer alan Musabiyan Dairesi’nin Baş­ bakanlık Konutu olmak üzere restore edilmekte olduğunu eklemek gereki­ yor. Aynca, müzenin koleksiyonunun genişletilmesine yönelik bir çalışma,

1980Terden bu yana yapılamıyor. Tamer Başoğlu’nun rektör, Hüseyin Gezer’in yönetici olduktan dönemde

3E LU Û Et D > ü D U (0

1

>0) o

küçük çaplı da olsa bakım çalışmala- n yapılıyor. Başoğlu döneminde, diğer müze ve sergilere gönderilen yapıtla- n n geri alınması için de girişimde bu­ lunuluyor. Bu arada, müzenin yıllarca kapalı kaldığı dönemler de oluyor.

Sevindirici gelişmeler

2004 yılında, Cihat Aral’m yöneti­ mindeyken müzenin yetersiz olan en­ vanter çalışması başlatılıyor ve tamam­ lanıyor. Sponsor desteğiyle, ivedi ta­ mirat işleri yapılıyor -buna badana, yer döşemesi ve perdelerin değiştiril­ mesi de dahil-. Envanter çalışmasında müze çalışanlarının ve daha önce Sem­ ra Germaner’in yapmış olduğu tespit çalışmalarının da adını geçirmek ge­ rekiyor. Yine bu dönemde, sponsor fir­ ma desteğiyle, müzenin web sitesi ku­ ruluyor. Depo olarak ve sergi salonu olarak kullanılan alanlarda düzenle­ meler, ‘dGrubu’ve ‘Sanayi-i Nefise Mu­ allimleri’, sergileri yapılıyor. Güven­ lik kamerası sisteminin yenilenmesi de yine sponsor desteğiyle geçen yıl ger­ çekleşiyor. Yine bu dönemde, kadro ek­ sikliğine rağmen Aral ve çalışanların özverisiyle, müzenin hafta sonlan da açılınca ziyaret sayısmda ciddi bir ar­ tış oluyor. Bunlar sevindirici gelişme­ ler şüphesiz. Kalıcı bir çözüme, ge­ rekli ölçüde bir ödeneğe kavuşana dek yapılabilecek şeyler.

Müzeyle ilgili kapsamlı bir tek ka­ talog var: Kaya Özsezgin’in hazırladı­ ğı koleksiyon kitabı. Ancak, satışta değil. Belkıs Mutlu’nun yöneticiliği­ ni üstlendiği dönemde de düzenli bül­ tenler yayımlanmış sadece. Bunun dı­ şında yeterli yayın olduğu söylene­ mez. Koleksiyondaki eserlerin, özel­ likle yabancı olanların -kopyalann dı­ şında- ekspertiz çalışmasıyla ilgili bir kayıt yok. Müze, geleceğe bırakmamız gereken en önemli miraslanmızdan- dan. iR H M ’nin hak ettiği ilgiyi ve desteği görmesi için herkes üstüne dü­ şeni yapmalı.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kutis marmorata telenjektatika konjenita, telenjektazi, flebektazi, deride atrofi ve ülserasyon görülebilen nadir konjenital bir hastalıktır.. Etiyolojisi tam olarak

Kontrol ve tedavi grubundan elde edilen serum desaçile ghrelin sonuçları hem grup içi hem de gruplar arası karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı

düzeyindeki siyasal partilerin işleyişini, bilhassa da bunların finansmanına ilişkin kuralları hükme bağlayacak düzenlemeler getirecektir.” Dolayısıyla

öyküsüyle daha da il­ ginç olan bu tabloyu koleksi­ yonunuza katmak isterseniz 90 milyon liradan başlayacak olan açık arttırmaya katılma­ nız

Bu suyun yazlı kışlı kalan kahvecisi, Gürcü oğlu suyunun Şifa suyunda öğrendiğim mevcu­ diyetinden haberdar olmadığı için, bir saat içinde iktisab etti

Eklem kapsülü kıkırdağı oluşturan hücreleri besleyen ve sinoviyal sıvı adı verilen kaygan bir sıvı içerir.. Sinoviyal sıvının içinde aynı zamanda oksijen, nitrojen ve

Onda, ölüm karşısında meselâ Y u- | nusun veya Yahya Kemalin almış olduğu hususî tavır mevcud degil- Kemalin mısralarında ise ölüm- bütün dehşetile

Geri kalmış ülkeler için İkinci Cihan Savaşı sonrası, dış görünüşlere göre, Birinci Cihan Savaşı sonrasın­ dan farklı manzaralar gösterir.. Bu,