• Sonuç bulunamadı

Sinan'ı Dino'yla kucaklamak

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sinan'ı Dino'yla kucaklamak"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÇED KÖŞESİ

OKTAY EKİNCİ

Sinan’ı Dino’yla Kucaklamak

Geçen yıl bugündü... Her yıl sadece ölüm günü olan 9 Ni­ sanlarda andığımız Mimar Si­ nan’ın türbesine ilk kez “za­

mansız” gitmiştik. Açık olaca­

ğından o kadar da emindik ki, kabrinin başmda söyleyeceği­ miz sözleri bile tasarlamıştık.

Ne var ki, türbe kapalıydı. Muhteşem Süleymaniye’nin yanı başmda, küçük, zarif ve al­ çakgönüllü mimarisiyle yapa­ yalnızdı.

Biz ise söyleyeceklerimizi yine de söyledik. Umutlarımı­ zı, beklentilerimizi, mimarlık heyecanlarımızı ve duyguları­ mızı, türbenin bahçe duvarın­ daki küçük pencereden baka­ rak Sinan’a emanet ettik. Son­ ra da yarattıklarının en etkileyi­ cisi olan Süleymaniye’nin mu­ azzam kubbesi altmda, Si­ nan'ın varlığım da orada, yanı­ mızda hissederek, dünya dur­ dukça duracak büyüklüğünün bize de yaşam bo­

yu yol gösterme­ sini diledik...

Derken 9 Nisan geldiğinde, türbe­ sinde düzenlenen törene katılan Va­ kıflar Bölge Mü­ dürlüğü temsilci­ sine sordum:

“Bütün türbe­ ler açık; Sinan’ın- ki niye kapalı?”

Üstelik olumlu da bir iş yapmış­

lar, bahçenin bir köşesinde Ko­ ca Usta’nın yaşamım ve eserle­ rini tanıtan bir de bilgi panosu düzenlemişler...

Aklımda kalmadığına göre, aldığım yanıt “geçiştirme” tü­ ründen olmalıydı. Anladığım ise Sinan'ın da Türbeler Mü- dürlüğü’nün insafına bırakıl- masıydı... _______________

Bir dağ ve bir anıt_______

Şimdi aradan geçen bir yıla baktığımda, Sinan’a emanet et­ tiğimiz umutların ve duygula­ rın güçlenerek sürdüğünü gör­ mek acaba ne anlama geliyor?.. Sorunun yanıtını Abidin Di-

no’dan başka kimse veremezdi.

1993 ’te, 80’indeyken yaşamını noktaladığında Anadolu’nun yetiştirdiği dehalardan özellik­ le Yunus Emre ile Koca Sinan’a duyduğu derin saygı ve hayran­ lıkla aramızdan aynlmıştı. Der­ viş Yunus için senaryo dene­ meleri yaparken, Sinan için yazdıklarının en “Abidince”si olan “düşsel yaşam öyküsü”nü elyazması olarak Zeynep Av- cı’ya bırakmıştı.

işte o öykü, Yapı Kredi Ya­ yınlan’ndan “Sinan” adıyla

1999’da kitaplaşınca, okuyan- ıkumayan herkes Koca Mi­

mar’m sadece bir usta değil,

“ulu bir bilge” ve dünyadaki

tüm yaratıcılıkların simgesi ol­ duğunu kavradı.

Okuyanlar, “-.dalgınlıkla Er-

ciyes’e Süleymaniye; Süleyma- niye’ye de Erciyes” neden de­

nebileceğini Abidin Dino’dan şöyle öğrendiler:

“Çünkü ölçekleri ayın. Tera­ ziye vursan ikisi denk gelecek-.”

Okumayanlar ise bu destan­ laşan birlikteliği kulaktan ku­ lağa duysalar bile Sinan’ın Kayseri yakınlanndaki köyü Ağjmas ’a gittiklerinde karşıla- nnda duran Erciyes’e bakıp Di- no’ya şöyle hak verdiler:

“19 yaşma kadar bu büyük­ lüğü seyrederek taşlan okşadık­ tan sonra 60 yd aynı ‘büyük­

lükleri mimariye taşımak bin-

yılın efsanesi değfl midir?”

‘Evcik’ ve ‘gölcük köprü’

Dino’nun yazdıklanyla, Ağımas’ı gördükten sonra bu­ luşmak ise aynı efsaneyi insanın yüreğine doldu­ ruyor. Örneğin, ora­ lı çocuklann “evcik” ve “göl- cük-köprü” oyunları kimin dikkatini çek­ mişti?.. Bu oyun için: “...taştan

ufak evler yap­ maya denir, kü­ çük ustalan vardır (d, vaptıkla- n evlere sığılmaz” diyor Dino

ve anlatıyor:

“Gölcük köprüde dere kena­ rında oynanır; bir ufak havuz yaparsın, bir köprücük kurar­ sın, ağaç dallarından destekler­ le tutturup, güzelce sıvalayıp ça­ murunun kurumasını bekledik­ ten sonra onları çekersin.”

Dino’ya göre evcik ustası na­ sıl olunur, gölcük köprünün ke­ meri nasıl tutturulur; bu Erciyes çocuklarının sırrıdır.

işte o sır, yıllar sonra İstan­ bul’un yedinci tepesinde Süley- maniye’ye dönüşünce, akıl al­ maz emeğin ve yaratıcılığın kahramanlarını Dino şöyle ta­ nımlıyor;

“Sinan sakalım karıştırıp et­ rafına taşçı işçüerini toplamış olsa gerek. Hep birden yaman bir evcik oyunu oynamışlardı.”

Şimdi yine 9 Nisan yaklaşı­ yor. Bu kez Sinan sadece anıl­ mamalı. Türbesinin sürekli açık kalacağı günler de artık o gün başlatılmalı. Abidin Di­ no’nun “Sinan Kitabı” ise tür­ beyi ziyaret den herkese “duy­

gularının mimarları” olmaları

için armağan edilmeli...

oekinci@cumhuriyet.com.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

The purpose o f this work is to present the information about absolute differential cross sections for the elastic scattering o f protons by 12C at the energy range,

Irak ’ta "Kasaidi Muhtar-ül Meşher ül - Türk-ül Muasır”, yani Çağdaş Türk Şiirinden Seçmeler kitabını bıraktım.. (Türkmen Türkçesinde ‘bıraktım

YAVUZ Sultan Selim’den sonra tahta oturan Sultan Süley­ man devrinin başlarında, Mimar Ali Usta ölünce, Lütfi Paşa'nuı tavsiyesiyle koca Sinan Sermîmarlığa

Gündoğdu Akkor dergiler hazırlıyor, resim yapıyor durmadan, Bilkent tepeleri gibi yeşeriyor, renkleniyor duvarları, inci Akkor da seramik, resim çalışmalarından sonra

hazırlanan ve bütçesi bakanlık tarafından karşılanan projede 200 kişilik karma orkestra ve çift koroyu yönetme görevini de Naci özgüç üstleniyor.. İlk konserler

Bunlar arasında ce­ miyet müessislerinden doktor Reşit ve Abdullah Cevdet Beylerle, Harbi- yeden Ferid, Yusuf Akçora, Fazlı ve Mahir Sait Beyler; bahriyeden

Havuzlu Salonun açıldığı iki odadan biri olan Amiral Odası'nda butun eşyalar denizcilikle ilgilidir.. İskemle ve koltukların kenarları bile gemi halatlarını

Yılların sisleri içinden Kissinger, Hitchens’tan, bir sorumlu bul­ manın peşine düşmüş yeni bir gazeteci he­ veslisi olarak, Henry’nin Soğuk Savaş’ın ka­ zanılmasında,