• Sonuç bulunamadı

Kanola tarımında farklı toprak işleme yöntemlerinin toprağın bazı fiziko-mekanik özellikleri ile tohum çimlenmesi üzerine etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kanola tarımında farklı toprak işleme yöntemlerinin toprağın bazı fiziko-mekanik özellikleri ile tohum çimlenmesi üzerine etkileri"

Copied!
47
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KANOLA TARIMINDA FARKLI

TOPRAK İŞLEME YÖNTEMLERİNİN TOPRAĞIN BAZI FİZİKO-MEKANİK

ÖZELLİKLERİ İLE TOHUM ÇİMLENMESİ ÜZERİNE ETKİLERİ

Servet Sami İPEK Y.Lisans Tezi

Tarım Makineleri Anabilim Dalı Prof. Dr. Ömer Faruk TAŞER

2008 Her hakkı saklıdır

(2)

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARIM MAKİNALARI ANABİLİM DALI

Y.LİSANS TEZİ

KANOLA TARIMINDA FARKLI TOPRAK İŞLEME YÖNTEMLERİNİN TOPRAĞIN BAZI FİZİKO-MEKANİK ÖZELLİKLERİ İLE TOHUM ÇİMLENMESİ

ÜZERİNE ETKİLERİ

SERVET SAMİ İPEK

TOKAT 2008

4cm

(3)

ile Tarım Makineleri Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Başkan : Prof. Dr. Ömer Faruk TAŞER İmza :

Üye : Doç. Dr. Ebubekir ALTINTAŞ İmza :

Üye : Doç. Dr. Hikmet ÜN İmza :

Yukarıdaki sonucu onaylarım

Prof. Dr. Metin YILDIRIM

(4)

Tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu tezin yazılmasında bilimsel ahlak kurallarına uyulduğunu, başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, tezin içerdiği yenilik ve sonuçların başka bir yerden alınmadığını, kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, tezin herhangi bir kısmının bu üniversite veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunulmadığını beyan ederim.

Servet Sami İPEK

(5)

ÖZET

Y. Lisans Tezi

KANOLA TARIMINDA FARKLI TOPRAK İŞLEME YÖNTEMLERİNİN TOPRAĞIN BAZI FİZİKO-MEKANİK ÖZELLİKLERİ İLE TOHUM ÇİMLENMESİ

ÜZERİNE ETKİLERİ Servet Sami İPEK Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Tarım Makineleri Ana Bilim Dalı Danışman: Prof.Dr. Ömer Faruk TAŞER

Bu çalışmada, geleneksel ve koruyucu toprak işleme yöntemlerinin Kanola (Brassica napus L.) bitkisinde, toprağın % nem içeriği, penetrasyon direnci, hacim ağırlığı, tohumun tarla filiz çıkış derecesi (TFÇ), ortalama çimlenme süresi (OÇS), çimlenme oranı indeksi (ÇOİ) bitki boyu (cm), bitki çapı (mm), ana sapa bağlı yan dal sayısı (adet) ana saptaki kapsül sayısı (adet), yan daldaki kapsül sayısı (adet) üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışma, Sivas İli Altınyayla İlçesinde 0,045 ha’lık ( 50 m x 9 m ) kıraç bir alanda, tesadüf blokları bölünmüş parseller deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuş ve yürütülmüştür. Tohumluk olarak, Licord çeşit kullanılmıştır. Tohum yatağı hazırlama ve ekim işlemi, geleneksel toprak işleme yöntemleri içerisinden; pulluk + diskli tırmık + merdane + ekim, pulluk + diskli tırmık + ekim ve koruyucu toprak işleme yöntemleri olarak da; çizel + diskli tırmık + ekim, çizel + merdane + ekim ve kültivatör + ekim yöntemleri seçilmiş ve uygulanmıştır. Verilerin analiz edilmesinde istatistiksel paket olan SPSS programı kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre tarla filiz çıkış derecesi, bitki boyu ile daldaki kapsül sayısı dikkate alındığında azaltılmış toprak işleme sistemi olan

“S1 (çizel + diskli tırmık + ekim ) yöntemi” diğer yöntemlere göre daha tatmin edici

sonuçlar vermiştir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda toprak işleme sistemlerinin, Sivas ekolojik koşullarında, kanola’nın koruyucu toprak işlemeli ekim yöntemi kullanılarak ekilmesi hem toprakta nem muhafazası hem de toprak sıkışmasının azaltılması açısından faydalı olacağı kanaatine varılmıştır.

2008 Yıl , 43 sayfa

Anahtar Kelimeler: Toprak işleme, kanola, hacim ağırlığı, penetrasyon direnci, tarla filiz

çıkışı, kapsül.

(6)

ABSTRACT Ms. Thesis

THE EFFECTS OF DIFFERENT SOIL TILLAGE SYSTEMS ON SOME SOIL PHYSICO-MECHANICAL CHARECTERISTICS AND SEED EMERGENCE IN CANOLA

FARMING Servet Sami İPEK Gaziosmanpaşa University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Agricultural Machinery Supervisor : Prof. Dr. Ö. Faruk TAŞER

In this study, the effects of traditional and conservational soil tillage methods on the moisture content, penetration resistance, bulk density of soil, the sprouting degree of the seeds on the field, average sprouting period, sprouting ratio index, plant height, the diameter of plant, the number of nearby branches dependent on the main branch, the number of capsules on the main branch of Canola ( Brassica napus L.) plants have been investigated. The study was contucted in the township of Altınyayla in Sivas province in a 0,045 ha area (50 m x 9 m ) with randomized block desing with three replications in non-irrigated conditions. Licord is used as the seed type. The task of preparing the seed bed and sowing the seeds have been performed with traditional soil tillage methods, which are plough + disc harrow + rolling pin + sowing plough + disc harrow and sowing; and conservative soil tillage methods, which are chisel + disc harrow + rolling pin + sowing, cultivator + sowing. SPSS has been used for the analysis of the data. The results indicated that reduced soil tillage system ( Chisel + disc harrow + Sowing ), have brought about more satisfying results than those of other methods used in the experiment. Canola farming with a conservative soil tillage method in Sivas ecological conditions will both conserve the moisture in the soil and decrease the formation of plow pan.

2008 year, 43 pages.

Keywords: Soil tillage, canola, bulk density, penetration resistance, seed sprouting on the

field, capsul.

(7)

ÖNSÖZ ve TEŞEKKÜR

Toprak işleme sistemleri içerisinde yer alan geleneksel ve koruyucu toprak işleme yöntemlerinin, kanolanın bitkisel özellikleri ile toprağın bazı fizikomekanik özelliklerine olan etkisinin incelendiği bu çalışma, Sivas ekolojik koşullarında kanola bitkisi için uygun toprak işleme yöntemini seçmemize faydalı olacağı düşünülerek planlanmıştır. Toprak işleme yöntemlerinin doğru şeçilip ve uygulanmasına yönelik çalışmalar, dünyada ve ülkemizde yoğunluk kazanmıştır. Tarımın ana faaliyetleri arasında yer alan toprak işleme; tüm tarımsal faaliyetlerin devamı açısından temel uygulamaları oluşturmaktadır. Bu nedenle toprak işleme toprağın erozyon, kuraklık gibi yıpratıcı özelliklerinin giderilmesi yanında bitkisel özelliklerinin de gelişmesine iyi bir ortam sağlayacak tohum yatağı hazırlama işlemleri açısından önemlidir.

Bu çalışmada bana yardımcı olan danışmanım Sayın Prof. Dr. Ömer Faruk TAŞER, Tarım Makineleri Bölümü öğretim üyelerinden Sayın Prof. Dr. Ali KASAP, Doç. Dr. Engin ÖZGÖZ, Tarla Bitkiler Bölümü öğretim üyelerinden Sayın Prof. Dr. Hüseyin KOÇ ve bu tez çalışmam içerisinde emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Servet Sami İPEK

Aralık, 2008

(8)

İÇİNDEKİLER Sayfa

ÖZET………... i

ABSTRACT……… ii

ÖNSÖZ veya TEŞEKKÜR………. iii

SİMGE ve KISALTMALAR DİZİNİ………. v ŞEKİLLER DİZİNİ ……… vi ÇİZELGELER DİZİNİ ………... vii 1. GİRİŞ……….. 1 2. KAYNAK ÖZETLERİ……….. 5 3. MATERYAL ve YÖNTEM……… 13 3.1.MATERYAL………... 13

3.1.1.Deneme Bölgesinin Tanımı……….. 13

3.1.2.Deneme Alanı Toprağın Özellikleri………... 15

3.1.3 Denemelerde Kullanılan Makine ve Ekipmanlar……… 15

3.2.YÖNTEM……….. 18

3.2.2..Deneme Parsellerinde Uygulanan İşlemler……… 18

3.2.3. Toprak Özelikleri………... 20

3.2.3.1.Gravimetrik Nem İçeriği……….………... 20

3.2.3.2.Hacim Ağırlığı……….. 20

3.2.3.3.Penetrasyon Direnci………..……….. 21

3.2.4. Bitkisel Özellikler……… 21

3.2.4.1.Ortalama Çimlenme Süresi, Çimlenme Oranı İndeksi ve Tarla Filiz Çıkış Derecesi 21

3.2.5. İstatistiksel Analizler ………. 22

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA……… 23

4.1. Toprak İşleme Öncesi Parsellerin Durumu………... 23

4.2. Toprak Özellikleri………. 25

4.2. Gravimetrik Nem İçeriği………... 25

4.2.2.Hacim Ağırlığı……… 26

4.2.3.Penetrasyon Direnci……… 28

4.3.Bitkisel Özellikler………. 30

4.3.1.Tarla Filiz Çıkış Derecesi (%)………... 30

4.3.2.Ortalama Çimlenme Süresi (OÇS), Çimlenme Oranı İndeksi (ÇOİ) 31 4.3.3. Diğer Bitkisel Özellikler……….

5.SONUÇLAR……… 6.KAYNAKLAR……… 33 36 39 ÖZGEÇMİŞ

(9)

SİMGE ve KISALTMALAR DİZİNİ

Simgeler Açıklama

S Toprak işleme yöntemi S1 Çizel + Diskli Tırmık S2 Çizel +Merdane S3 Pulluk+Diskli Tırmık+Merdane S4 Pulluk +Diskli Tırmık S5 Kültivatör DP Deneme Parseli Kısaltmalar Açıklama TFÇ Tarla filiz çıkışı

A.Y. Anız yoğunluğu

T.İ.Y. Toprak işleme yöntemleri Asks Ana saptaki kapsül sayısı Ydks Yan daldaki kapsül sayısı Asbyds Ana sapa bağlı yan dal sayısı

(10)

ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa

Şekil 3.1.1… Sivas ili 2007 yılı meteorolojik verileri

14

Şekil.3.1.3.1. Denemede kullanılan alet ve ekipmanlar 16

(11)

ÇİZELGELER DİZİNİ

Sayfa

Çizelge 3.1.1. Sivas ili 2007 yılı meteorolojik verileri 14

Çizelge 3.1.2.1.Deneme alanı toprak özellikleri 15

Çizelge 3.2.1.Deneme neme parsellerindeki toprak işleme yöntemleri 18

Çizelge 3.2.2.1.Deneme parsellerinde uygulanan işlemler 19

Çizelge 4.1.1. Toprak işleme öncesi deneme parselleri ile ilgili varyans analizi sonuçları 23

Çizelge 4.1.2. Parsellerin toprak işleme öncesi; 0-10 cm ve 10-20 cm toprak işleme derinliklerindeki bazı fiziksel özelliklere ait ortalamaları. 24

Çizelge 4.1.3. Toprak işleme öncesi deneme parsellerinde ölçülen anız yoğunluğu 24

Çizelge 4.2.1.1.Toprak işleme sistemlerinin % nem değerleri üzerine yapılan varyans analiz sonuçları 25

Çizelge 4.2.1.2.Toprak işleme sonrası deneme parsellerindeki nem içeriklerine ait ortalamalar ve Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçları 25

Çizelge 4.2.2.1.Toprak işleme sistemlerinin hacim ağırlığı değerleri üzerine yapılan varyans analiz sonuçları 26

Çizelge 4.2.2.2.Toprak işleme sonrası toprağın deneme parsellerindeki hacim ağırlığı ortalamalar ve Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçları 27

Çizelge 4.2.3.1.Toprak işleme yöntemlerinin penetrasyon direnci değerleri üzerine yapılan varyans analiz sonuçları 28

Çizelge 4.2.3.2.Toprak işleme sonrasında ölçülen penetrasyon direnci değerleri 29

Çizelge 4.2.4.1.Toprak işleme sistemlerinin tarla filiz çıkışı üzerine yaptığı etkiye ait varyans analiz sonuçları 30

Çizelge 4.2.4.2.Toprak işleme yöntemlerine göre tarla filiz çıkış dereceleri ortalamaları ve Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçları 30

Çizelge 4.3.2.1.Toprak işleme sistemlerinin ortalama çimlenme süresi (OÇS) ve çimlenme oranı indeksi (ÇOİ) üzerine yaptıkları etkiye ait, varyans analiz sonuçları 31

Çizelge 4.3.2.2.Toprak işleme sistemlerinin ortalama çimlenme süresi (OÇS ) ve çimlenme oranı indeksi ( ÇOİ ) ortalamaları ve Duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçları 32

Çizelge 4.3.3.1. Toprak işleme yöntemlerinin etkilediği bazı bitkisel özelliklere ait ortalamalar ve duncan çoklu karşılaştırma testi sonuçlar 33

Çizelge 4.3.3.2. Toprak işleme yöntemlerinin etkilediği bazı bitkisel özelliklere ait ortalamalar ve DUNCAN çoklu karşılaştırma testi sonuçları. 34

(12)

1.GİRİŞ

Türkiye, özellikle bitkisel yağ üretiminde büyük açıklar vermekte ve her yıl binlerce ton bitkisel yağ ithalatı yapmak zorunda kalmaktadır. Türkiye 2003 yılında 893 bin ton bitkisel yağ üretmiş, ancak 778 bin ton ithal etmiştir (Anonim, 2004). Türkiye’nin yıllık yağlı tohum ve bitkisel yağ ithalatı yaklaşık 1 milyar dolar kadardır. Oysa Türkiye'nin mevcut tarım alanlarında ekonomik olarak yetiştirilebilecek ve bitkisel yağ açığını kapatacak çok önemli yağ bitkileri vardır. İşte bu yağ bitkilerinden birisi de 'kolza' veya günümüzdeki yaygın ismiyle bilinen 'kanola'dır (Brassica napus L.) (Baydar, 2005). Ülkemizde rapiska, rapitsa, kolza isimleriyle de bilinen kanola, kışlık ve yazlık olmak üzere iki fizyolojik döneme sahiptir (Algan, 1990). Kanola danesinde bulunan % 38–50 yağ ve % 16–24 protein ile önemli bir yağ bitkisidir (Shahidi, 1990).

Kanola İlk olarak M.O. 2000 yılında Hindistan'da kültüre alınmış daha sonra Çine ve Japonya'ya yayılmıştır. 1940' lı yıllarda İkinci Dünya Savaşının patlak vermesi ile kanola üretimi artışa geçmiştir ve günümüzde en hızlı artış hızına sahip olan yağlı tohum bitkisidir. Kanola buğdaydan yaklaşık bir ay önce hasat edilebildiğinden dolayı yöresine göre 2. ürün olarak ekilebilmektedir. Kanola tarımında üretim masrafları diğer ürünlerin birçoğuna göre daha azdır (Gizlenci ve Dok, 2003).

Kanola, bitkisel yağ kaynağı olarak bugün dünyada soyadan sonra en fazla üretilmektedir. 2004 yılında dünyada 26,2 milyon ha alanda 43,6 milyon ton kanola tohumu üretilmiştir. Yaklaşık 100 milyon tonluk dünya bitkisel yağ üretiminin 12,5 milyon tonu kanoladan karşılanmıştır (Anonim, 2004).

Kanada ve Avrupa ülkelerinde ıslah edilmiş erüsik asitsiz, yağ ve protein oranı yüksek yeni kolza çeşitleri kanola ismiyle ekilmektedir. Kanola çeşitlerinden elde edilen bitkisel yağ besin değeri ve içeriği bakımından zeytinyağı ve yerfıstığı yağının kalitesine yakın olup, dünya kanola üretiminin önemli bir kısmı insan beslenmesinde kullanılmaktadır (Sobutay, 2004). Kanola küspesinin diğer bitkisel protein kaynaklarına göre daha yüksek düzeyde protein içermesi ve amino asit profilinin iyi olmasından dolayı 20 yılı aşkın bir süredir salmon ve alabalık yemlerinde yem hammaddesi olarak kullanılmaktadır. (Ölmez ve Albay, 2006). Konolanın İçinde protein bulunduğundan, soya küspesi ile karıştırılıp hayvan yemi olarak da kullanılabilmektedir (Sobutay, 2004).

1 kg kanola tohumdan 450 gr yağ çıkmaktadır ve metanol ile reaksiyondan sonra 450 lt biodizel yakıt elde edilebilmektedir. Bunun yanında kolza olarak isimlendirdiğimiz erusik asit oranı yüksek olan çeşitlerden elde edilen yağlar da sanayide, elektrik trafolarında, bioyakıt (biodizel) olarak Fransa ve Almanya gibi Avrupa ülkelerinde kullanılmaktadır (Sobutay, 2004).

Kanola, arıcılar için de değerli bir bitkidir. Çiçek döneminde bal arıları bir hektar kanoladan 15 günde yaklaşık 100 kg bal ve 1 kg bal mumu yapabilir (Sobutay, 2004).

Bununla birlikte çiçeklerin kıt olduğu mart ve nisan aylarında arılar için değerli bir beslenme alanı oluşturmaktadır (Gizlenci ve Dok, 2003).

Kanola, verimli ve drenajı iyi topraklara ihtiyaç duymaktadır. Güneşli günler ve soğuk geceler kanolanın yetişmesi için oldukça uygundur. Tropikal kuru bölgeler ve nemli orman zonları

(13)

boyunca değişim gösteren kanolanın 300 ile 2 800 mm yıllık yağışa, 5 ile 27°C arasında yıllık ortalama sıcaklığa ve 4,2 ile 8,2 arasında toprak pH'sı olan, kolay drenajlı, su tutma kapasitesi iyi ve derin toprakları tercih etmektedir. (Almond ve ark., 1986).

Ülkemizde kanola üretimi, 1980 yılına kadar Trakya ve Marmara Bölgesinde Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale, Bursa illerinde yapılmıştır. Ancak o zaman kullanılan çeşitlerin erusik asit içermesi nedeniyle 1980’den itibaren ekim alanı ve üretimi giderek azalmıştır. Daha sonra yapılan ıslah çalışmalarıyla erusik asit içermeyen kanola bitkisi üretimine yeniden başlanmıştır (Sobutay, 2004 ).

Kanola bitkisinin ekimi, Türkiye’de her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Konola ekimi ile ilgili araştırmaların bölgeler bazında araştırılması ve her bölge ve alt bölgeler bazında toprak işleme ve üretim tekniklerinin ortaya konulması gerekmektedir. Okursoy (2002), toprak işleme tekniklerinin, tanımı yapılan bitki türünün isteklerine, yörenin iklim koşullarına, toprak yapısına ve toprak özelliklerine bağlı olarak büyük değişiklikler gösterdiğini ifade ederek, belli bir bölge ya da iklim koşulu için çok iyi sonuçlar verebilen bir yöntemin, diğer iklim koşulları ve bitki türleri için son derece yarayışsız hatta sakıncalı olabileceğini bildirmektedir. Toprak işleme uygulamalarının bitkinin yaşam alanını oluşturan yüzeydeki toprak özelliklerine etkilerini belirlemek amacıyla bir çok araştırma gerçekleştirilmiştir (Kanwar, 1989; Meek ve ark., 1992; Cresswell ve ark.,. 1993; Waddell ve Weil, 1996; Xu ve Mermoud, 2001). Bu araştırmalar sonucunda; bu toprak işleme uygulamalarının penetrasyon direnci, hacim ağırlığı, kesilme direnci ve nem gibi toprağın fiziko-mekanik özelliklerini ne ölçüde değiştirdiği ortaya konulmuştur (Tapela ve Colvin, 2002; Ishaq ve ark., 2002; Barzegar ve ark., 2003).

İyi bir strüktür elde etmek amacıyla toprak işlemenin çok sık yapılması da toprak yapısı üzerine olumsuz etki yapmaktadır. Gereğinden fazla toprak işleme, ürünün maliyetini artırmakla kalmayıp organik maddelerin fazlasıyla parçalanmasıyla da olumsuz etki yapmaktadır (Kayışoğlu ve ark., 1996). Uygulanan toprak işleme yöntemleri ve ürün verimleri de göz önüne alınarak enerji tutumu sağlayan yöntemlerin uygulamaya sokulması da birim ürün maliyetini azaltacaktır. Gökçebay (1983), tüm tarımsal uygulamalarda, toprak işleme ve ekim işlemi için en ekonomik ve etkili yöntemlerin seçilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Değişik toprak işleme sistemleri ile üretilen ürünlerin gereksinim duydukları enerji miktarı, yapılan toprak işleme uygulamaları ile ilişkilidir. Genel olarak kullanılan birincil toprak işleme makinelerinden kulaklı pulluk, en fazla enerjiye; çizel orta derecede ve disk en az enerjiye ihtiyaç duymaktadır. Birincil toprak işleme, olarak kulaklı pulluğun ve ikincil toprak işleme makinesi olarak tohum yatağının hazırlanmasında en az bir kere diskin kullanıldığı geleneksel toprak işleme oldukça, fazla yakıta ihtiyaç duymaktadır. Azaltılmış toprak işleme

(14)

sistemlerinde genellikle birincil toprak işleme olarak çizel veya disk ve ikincil toprak işlemede ise tohum yatağının hazırlanmasında bir disk veya tarla kültivatörü kullanılmaktadır. Böylece azaltılmış toprak işleme çalışmaları daha az toprak işlemenin yapılmasından dolayı geleneksel toprak işlemeye göre daha az enerjiye ihtiyaç duyarlar (Phillips, 1984).

Korumalı toprak işleme, işçilik, enerji ve sermayenin en aza indirildiği, su ve toprağın korunması için tarlada yeterli bitki örtüsü ve artığın bırakıldığı bir tarımsal uygulamadır (Godwin , 1990).

Yüksek rakımlı, kış ayları çok soğuk olan ve kuru iklim koşullarına sahip bölgelerdeki, konola ekimi ile araştırmalar çok az sayıdadır. Araştırmaya konu olan Sivas ilinde, konola ekimi henüz deneme aşamasındadır. Bölgede yoğun olarak hububat ekimi yapılmaktadır. Ürün çeşitlemesine gidilmesi ve bölge hayvancılığının gelişmesi açısından, yem bitkilerinin de yoğun olarak üretim deseni içersinde yerini alması gerekmektedir. Konolanın erken hasadına bağlı olarak, sulanabilen alanlarda ikinci ürün olarak slajlık mısır üretiminin devreye sokulabilmesinin mümkün olabilmesi, kanola ekim alanlarının bölgede yaygınlaştırılmasın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Kanola ekim alanlarının artması, bölgedeki arıcılığın gelişmesine de katkıda bulunacaktır. Dünyada en fazla kanola üretim alanına sahip olan Kanada’nın sert iklim şartları da göz ününe alındığında; Sivas ekolojik koşullarında da uygun çeşit, toprak işleme ve yetiştirme tekniklerinin tespiti ile, üretim alanlarının artırılması mümkün görülmektedir.

Bu çalışmada, Sivas ili ekolojik koşullarında, geleneksel ve azaltılmış toprak işleme yöntemleri kullanılarak toprak hazırlığı yapılacak ve Kanola (Brassica napus L.) ekimi gerçekleştirilecektir. Uygulanan toprak işleme yöntemleri ile ilgili olarak; toprağın bazı fiziksel özelliklerindeki değişimler incelenecek; yöntemlerin, bitki tarla filiz çıkış dereceleri ve bazı bitkisel özellikler üzerine etkileri belirlenmeye çalışılacaktır. Araştırma sonunda bölgesel olarak ve kanola tarımı ile ilgili, en uygun toprak işleme yöntemleri belirlenmeye çalışılacaktır.

(15)

2.KAYNAK ÖZETLERİ

Anonim (1998), korumalı toprak işlemede toplam ekipman ihtiyacı daha azdır, fakat bu sistemde özel olarak tasarlanmış ekim makinelerine gereksinim duyulmaktadır. Toprak işlemesiz ekim makinelerinde genellikle toprak yüzeyinde bırakılan artıkları kesmek ve açıcının önünde dar şeritler halinde toprağı işlemek için değişik tiplerde disk keskiler (düz, çentikli, dalgalı, hafif, 8 dalgalı, 13 dalgalı ve 25 dalgalı, kabarcıklı) kullanılmaktadır Ayrıca sert ve kuru topraklarda ekim makinesinin toprağa daha iyi girişim yapabilmesi için ekim makinesi ağırlığının artırılması gerekmektedir. Bu da tekerleklerin dökme demirden yapılması veya ek ağırlıkların eklenmesi ile giderilebilir.

Çakır ve Keçecioğlu (1988), pulluk yerine çizel kullanılmasının enerji tasarrufu yönünden etkilerini, uygulamanın prodüktiviteyi nasıl etkilediğini ve karşılaşılan genel sorunları incelemişlerdir. Hacim ağırlığının çizel–1 (tek kat) uygulamasında yüksek değerlerde olduğunu, pullukta ise en düşük değerde olduğunu saptamışlardır. Zaman ve yakıt tüketiminde ise çizel–1 uygulamasının en az zaman ve yakıt tüketimine sahip olduğunu ifade etmişlerdir. Eker ve Ülger (1988), değişik toprak işleme aletlerinin toprak ve bitki karakteristiklerine etkilerini araştırmışlardır. Bunun için kulaklı pulluk, dip kazan ve çizel pulluğu kullanılarak 6 değişik toprak işleme yöntemini uygulamışlardır. Topraktaki nem değerlerindeki değişme yanında bitkinin çimlenme, yaprak sayısı, bitki boyu, verim v.b. değerlerini saptamışlardır. Bitki yaprak gelişimi ve verim göz önüne alındığında araştırma koşullarında en olumlu etki yapan toprak işleme yönteminin dipkazan – çizel pulluğu olduğunu belirtmektedirler.

Godwin (1990), korumalı toprak işleme değişik kavramlarla ifade edilmektedir. Bunlardan bazıları; ekimde toprak işleme (plant-till), şerit halinde toprak işleme (strip tillage), malçlı toprak işleme (mulch tillage), çim ekimi (sod planting), en az toprak işleme (minimum tillage), anız engelli toprak işleme (stubble-mulch tillage) ve son zamanlarda güncel olan toprak işlemesiz (no-till), düşük toprak işleme (low till), sıfır toprak işleme (zero till), kimyasal nadas (chemical fallow), eko-nadas (eco-fallow) ve korumalı üretim sistemleri (conservation production systems) .

Özgüven ve Aydınbelge (1990), son yıllarda tahıl üretimi için gerekli çalışma süresinin yarıdan fazlasının toprak işlemede kullanılması ve bunun da ürün verimine % 25’ e ulaşan oranlarda etki yapmaktadır.

(16)

Adam ve Erbach (1992), tohum yatağı hazırlarken, tohumun çimlenmesini sağlayacak gevşek bir ortam hazırlamak, bitki köklerinin gelişmesine uygun su ve hava düzenine sahip bir toprak durumun sağlanması amaçlanmaktadır.

Öztürk ve Bal (1992), toprağa verilen ilave maddelerin ve bitki artıklarının işlenen toprak derinliğinde homojen bir şekilde karışımının sağlanmaması durumunda, toprağın su geçirgenliği önemli ölçüde azalmakta ve bitkilerin değişik oranlarda besin maddelerini absorbe etmelerine neden olmaktadır. Bu nedenle toprağın homojen karıştırılması önem taşımaktadır.

Cassal ve ark., (1995), iki kabuklanma eğilimi olan toprak üzerinde 4 farklı toprak işleme uygulamasının mısır gelişimi ve toprak özellikleri üzerine etkilerini incelemişlerdir. Uyguladıkları toprak işleme sistemleri; no-till (NT), derin toprak işleme (IRS) (yalnız tek yıl), çizel (ÇP) ve kulaklı pulluk (MP) + diskli tırmıktan oluşmaktadır. Anız örtüsünü kulaklı pullukta % 1 ve no-till'de % 75–87 ve çizelde % 38–27, 2 yıllık periyot için ortalama hacim

yoğunluğunu NT için 1,56 Mg/m3, CP için 1,48 Mg/m3 ve MP için 1,46 Mg/m3 olarak

ölçmüşlerdir. Koni indeksinin toprak işleme ile etkilenmediğini, fakat bitki sıralarındaki koni indeksi değerleri 1,91 MPa ve trafiksiz sıra üzerinde 1,9 MPa iken trafikli sıra üzerinde 3,50 MPa ile en yüksek değerde olduğunu ifade etmişlerdir. Ürün artıklarını toprak yüzeyinde bırakan NT, CP ve IRS gibi toprak işleme uygulamalarının ürün verimini artırırken yüzey kabuklanmasının elimine edebildiğini ya da azaltabildiğini, infiltrasyonu artırabildiğini, yüzey akışını ve toprak kaybını azaltabildiğini ifade etmişlerdir.

Barut ve ark., (1996), yaptıkları çalışmada orta bünyeli topraklarda pamuk tarımında uygulanan alışılagelmiş tohum yatağı hazırlama yönteminin toprağa olan fiziksel etkilerini belirlemeye çalışmışlardır. Çalışmada kullanılan her toprak isleme aletinin toprak işleme sırasında yakıt tüketimi ve toplam iş zamanları ölçülerek pamuk bitkisi, için tohum yatağı hazırlamada kullanılan makinelerin saptanan isletmecilik değerleri ile toprak parametreleri arasında bir ilişki kurulmuştur. Toprak isleme aletleri içerisinde pulluğun en düşük iş verimine ve aynı zamanda en yüksek yakıt tüketimine sahip olan alet olduğunu saptamışlardır.

Kayışoğlu ve ark., (1996) yaptıkları çalışmada, kültivatör, diskaro ve kombikürümle tohum yatağı hazırlığında toprak koşullarının fiziksel açıdan özelliklerini incelemiş ve bu toprak isleme aletlerinin toprağın agregat yapısı üzerindeki etkilerini ölçmüşlerdir. Araştırma

(17)

sonuçlarına göre, en iyi agregat stabilitesi diskaro ile tohum yatağı hazırlığında bulunmuştur. Toprağı en fazla kabartan aletin kültivatör, parçalayan aletin ise kombikürüm olduğunu belirtmektedirler.

Doğan ve Çarman (1997), yoğun tarla trafiğinden dolayı toprak sıkışması oluşmakta, bundan dolayı bitki gelişimi olumsuz yönde etkilenmektedir.

Taşer ve ark. (1997), siltli killi tınlı toprak koşulunda mısır ve killi tınlı toprak koşulunda buğday anızlı tarlada yaptıkları çalışmada, penetrasyon direnci ile toprak nemi ve hacim ağırlığı arasındaki ilişkileri belirlemişlerdir. Mısır ve buğday anızlı tarlada meydana gelen penetrasyon direncine; toprak yapısı, nem düzeyi ve üretim sezonu boyunca uygulanan mekanizasyon işlemlerinin etkili olduğunu, buğday anızlı tarlada, 0–15 ve 15–30 cm derinlikteki penetrasyon direnci ve hacim ağırlığı değerlerindeki farklılığın mısır anızlı tarlada elde edilen değerlerden daha büyük olduğunu tespit etmişlerdir. Bu duruma; mısır bitkisi yetiştirilmesinde, üretim sezonu boyunca yapılan sulama işlemleri ve yetiştirme koşullarının etkili olduğunu belirtmişlerdir.

Taboada ve ark., (1998), kumlu tınlı ve siltli killi-tınlı toprakta geleneksel ve sıfır toprak islemenin neden olduğu toprak sıkışmasını incelemişlerdir. Bu amaçla toprağın organik karbon içeriğini, hacim yoğunluğunu, nisbi sıkışmayı, penetrasyon direncini ve gözenek boyut dağılımını incelemişlerdir. Sıfır toprak işleme, üst toprağın organik karbon içeriği, hacim yoğunluğu, nispi sıkışması ve gözenek boyut dağılımına önemli bir etki yapmamıştır. Fakat penetrasyon direncini önemli bir şekilde artmıştır. Penetrasyon direncindeki bu artışın yüzeysel sıkışmayı gösteremeyeceğini ama toprağın, sertleşmekte olduğunu ifade etmişlerdir. Yalnız alt toprak tabakasında geleneksel olarak işlenen kumlu tında sıfır toprak işlemeye göre daha yüksek penetrasyon direnci ve hacim ağırlığının olduğunu bulmuşlardır.

Erkmen ve Çelik (1999), yaptıkları çalışmada Erzurum yöresinde kullanılan toprak işleme alet ve makinelerinin ve toprak işleme sistemlerinin özelliklerini belirlemişlerdir. Çalışmada; toprak işleme sistemleri ve toprak işleme alet-makinelerinin yanı sıra arazi büyüklüğü, traktör sayısı ve traktör gücünü belirlemişler ve bu özellikler arasındaki ilişkileri incelemişlerdir. Elde ettikleri sonuçlara göre; yörenin tarımsal mekanizasyon özelliklerini ve problemlerini belirlemişler ve problemlerin çözümü için bazı öneriler sunmuşlardır.

(18)

bırakıldığı parsellerde geleneksel toprak işleme ve azaltılmış toprak işleme yöntemi ile tohum yatağını hazırlayarak (Nazilli–84 delinte) tohum ekimi yapmışlardır. İşlemler öncesi ve sonrasında ortaya çıkan toprak özelliklerini agregat iriliği dağılımı ve penetrasyon direnci değerlerini ölçerek incelenmişlerdir. Ayrıca, kullanılan alet makinelerin işgücü gereksinimi değerleri ile birlikte verim ve lif özelliklerini de göz önüne alarak en uygun yöntemi saptamaya çalışmışlardır.

Gönülol ve ark., (2000), ikinci ürün mısır tarımında kullanılan ve kullanılabilecek toprak işleme yöntemlerini karşılaştırmışlardır. Bu yöntemlerin toprak neminin muhafazasına, toprak sıkışıklığına, agregat dağılımına, tarla filiz çıkışına ve verime etkilerini incelemişlerdir. Sonuçta; geleneksel yöntemde toprak işlenip bastırıldığı için üst toprak nem kaybının en aza indiğini bundan dolayı yüksek koruma sağlandığını belirtmişlerdir. Toprak işleme kombinasyonu ve rotatiller yöntemlerinde tarla filiz çıkış derecesi ve verim yönünden yüksek değerler elde edildiğini ve bu yöntemlerin uygulanabilir olduğunu vurgulamışlardır.

Korucu ve Kirişçi (2001), 0.43 ha'lık sulanabilir bir alanda yürütülen denemede toprak işleme uygulamalarının mısır bitki gelişimine olan etkilerinin belirlenmesi amacıyla, tarla filiz çıkış ve dane verimi ölçümleri yapmışlardır. Yapılan denemeler sonucunda; toprak işleme yöntemlerinde en yüksek verim değerinin geleneksel ekim yöntemi ve yüksek anıza 8 dalgalı diskle doğrudan ekimin yapıldığı yöntemlerde elde edilmiştir. Düz diskle yüksek anıza doğrudan ekimin yapıldığı yöntemde ise verimin en düşük düzeyde gerçekleştiğini belirtmişlerdir.

Xu and Mermoud (2001), yaptıkları çalışmada üst toprak özelliklerine toprak işleme uygulamalarının etkilerini incelemişlerdir. Dipkazanla toprak işlemenin 40 cm derinlikte hacim ağırlığını önemli bir şekilde azalttığını, büyük por hacmini önemli bir şekilde artırdığını ve küçük por hacminin de önemli bir şekilde azaltıldığını belirtmektedirler. Geleneksel toprak işleme ve direk ekim uygulamalarında ise küçük farklılıkları gözlemlediklerini ifade etmektedirler.

Husnjak ve ark., (2002), siltli-tınlı toprağın fiziksel özellikleri üzerine 5 farklı toprak işleme sisteminin etkilerini incelemişlerdir. Uyguladıkları toprak işleme sistemleri; geleneksel toprak işleme (CT), azaltılmış toprak işleme (CP), koruyucu toprak işleme 1 (CP), Koruyucu toprak işleme 2 (CM), no-till (NT)' dir. Deneme alanında soya fasulyesi (Glycine Max L.) –kışlık

(19)

bugday (Tiriticum Aestivum L.) –soya fasulyesi –kışlık buğday rotasyonlarıdır. Kışlık buğday sezonlarında toprak işleme sistemleri arasında hacim yoğunluğu, toplam porozite, su ve hava tutma kapasiteleri bakımından önemli bir fark bulunamamıştır. Soya fasulyesi üretim sezonunda ise bazı toprak işleme sistemleri arasında bu özellikler bakımından önemli bir farkın olduğunu belirlemişledir. İlk deneme yılında en yüksek soya fasulyesi verimini CT sisteminde, en düşük verimi ise CP sisteminde elde etmişlerdir. Diğer deneme yıllarının tümü dikkate alındığında kışlık buğday ve soya fasulyesinin en yüksek verimi CM sisteminde elde edilirken en düşük verim RT sisteminde elde edilmiştir.

Keçecioğlu ve Gülsoylu (2002), toprak işleme genelde, parçalama, ufalama ile, por büyüklüğü dağılımını ve poroziteyi değiştirmek suretiyle, toprağın strüktür özelliklerini etkilemektedir. Esasında toprak iyi bir strüktüre sahipse fazla bir toprak işlemeye gerek kalmaz. Ancak yabancı otlarla savaşmak ve bitki artıklarının toprağa karıştırılması amacıyla toprak işleme gereklidir. Toprak birim hacminin ve porozitenin değişmesi, toprak nemi, toprak sıcaklığı ve kök penetrasyon direncini etkilemektedir

Tapela ve Colvin (2002), 3 farklı toprak işleme sistemini (no-till, çizel ve kulaklı pulluk) uygulayarak oluşturdukları tohum yatağı hazırlığında, hacim yoğunluğu, nem içeriği ve penetrasyon direnci değerlerinin mısır gelişimine etkilerini incelemişleredir. Ortalama dane mısır verimini 9,36 Mg/ha olarak belirlemişlerdir. V2 (2 yapraklı) mısır gelişme döneminde her bitki için ortalama kuru maddenin 1,34 g, bu dönemde toprağın fiziksel şartlarını gösteren toprak durum indeksi değerlerinin ise no-till, çizel ve kulaklı pulluk uygulamaları için sırasıyla 0,86, 0,76 ve 0,73 olduğunu bulmuşlardır. Uygulamalar arasında istatistiksel olarak fark görülmemesine rağmen en düşük toprak durum indeksi değerinin toprak fiziksel şartlarının daha optimum olduğunu gösterdiğini ifade etmişlerdir.

Abu-Hamdeh (2002), yaptığı çalışmada bamyanın kök yoğunluğu ve toprağın fiziksel özellikleri üzerine toprak işleme uygulamaları (direk ekim, çizelle toprak işleme ve kulaklı pullukla toprak işleme), aks yükü ve tekerlek şişme basıncının etkilerini incelemiştir. Aks yükü ve lastik iç basıncının toprak yüzeyinden 48 cm derinliğe kadar hacim yoğunluğu ve penetrasyon direncinde artışa neden olduğunu belirtmektedir. Ayrıca; çizelin kullanıldığı uygulama ile, karşılaştırıldığında, direk ekim ve kulaklı pulluk uygulamasındaki bitkilerin köklerinin gövdeyle birleşme noktasındaki kök yoğunluğunun daha fazla olduğunu belirtmektedir.

(20)

Barzegar ve ark., (2003), toprağın fiziksel özellikleri ve nohut veriminin 3 farklı toprak işleme uygulamasına tepkisini incelemişlerdir. Çizelin üst toprağın fiziksel özelliklerini iyileştirmek, nohudun kuru madde ve tane verimini arttırmak için daha efektif bir toprak işleme aracı olduğu sonucuna varmışlardır.

Çay ve Özpınar (2004), Biga-Çanakkale’de yaptıkları çalışmada monokültür tarım şeklinde yetiştirilen domatesin üretiminde uygulanan geleneksel toprak işleme yöntemi (GTI) ve buna alternatif olarak derin toprak işleme yönteminin (DTI) bitkisel özellikler, verim ve toprağın bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri üzerine olan etkisini araştırmışlardır. Araştırma sonucunda, en yüksek verim DTI yönteminde 136,1 ton/ha, GTI yönteminde ise 130,6 ton/ha olarak saptamışlardır. Diğer taraftan birim alan başına, tarla işlem sayısı az olan DTI yöntemini, en düşük maliyetli ve buna bağlı olarak en karlı sistem olarak belirlemişlerdir.

Çetin ve ark. (2004), II. ürün tarımı için, tohum yatağı hazırlığının toprağın gravimetrik nem içeriği, hacim ağırlığı, penetrasyon direnci ve kesilme direncine etkilerini belirleyerek bu özelliklerin değişimlerini incelemişlerdir. Bu amaçla; S1 (kulaklı pulluk + diskli tırmık), S2 (çizel + diskli tırmık), S3 (rototiller) olmak üzere, 3 farklı sistem uygulamışlardır. Deneme sonucunda; 0–10 cm derinlikte ölçülen toprağın tüm fiziksel özelliklerine ait minimum değerler S3 sistemiyle yapılan toprak işleme sonucunda elde edilmiştir. 10–20 cm derinlikte ise S3 sisteminin uygulandığı parselde toprak işleme öncesine göre bir değişiklik olmadığı ve çizelin kullanıldığı S2 sisteminde nemin daha iyi korunduğunu belirlemişlerdir.

Sobutay (2004), kanola ekimi, mekanik ve pnömatik ekim makineleriyle ekilebilir. Üreticiler gelişmiş hassas ekim makinelerini kullanarak, sıra arası, sıra üzeri ve ekim derinliğini kolaylıkla ayarlayabilirler. Bu tip gelişmiş ekim makineleri ile ekimde bir dekara kullanılan tohum miktarından önemli tasarruf sağlanmakta, bir dekara 400 gram tohum yeterli olup, düzgün bir çıkış elde edilebilmektedir. Kanola ekiminde sıra arası mesafe 17–30 cm ve sıra üzerindeki bitkiler arasındaki mesafe ise toprak verimliliği ve yağış durumuna bağlı olarak 4– 6 cm arasında olabilir. Ekim derinliği 1,5 cm civarında olmalıdır. Aşırı sık ve derin ekimden kaçınılmalıdır. Derin ekimde çıkışlar tekdüze olmaz, geç kalır ve kışa iyice gelişmeden gireceğinden zarar görür. Sık ekim için de, aynı zayıf gelişme söz konusudur.

Osunbitan ve ark., (2005), kumlu tınlı toprağının hacim yoğunluğu ve hidrolik özellikleri üzerine farklı toprak işleme sistemlerinin etkilerini incelemişlerdir. Uyguladıkları farklı toprak işleme sistemleri; no-till (NT), elle toprak işleme (MT), pulluk-pullukla toprak işleme (PP) ve pulluk-tırmıkla toprak işleme (PH)'dir. Her bir uygulama için toprak hacim yoğunluğu,

(21)

penetrasyon direnci doymuş hidrolik iletkenlik ve nem tutma özelliklerini belirlemişlerdir. Tüm toprak işleme sistemlerinin hacim yoğunluğuna etkileri önemli bir şekilde olduğunu ve

yüksek hacim yoğunluğunu (1,28 g/cm3) no-till' de ve en düşük hacim yoğunluğunu ise (1,09

g/cm3) pulluk-tırmık uygulamasında elde etmişlerdir. Toprağın penetrasyon direnci

değerlerindeki değişimin, hacim yoğunluğu değerlerine benzer olduğunu belirtmişlerdir. Toprak işlemeden 8 hafta sonra toprağın doymuş hidrolik iletkenliğinin toprak işleme yoğunluğundaki artış ile azaldığını, en yüksek iletkenliğin no-till'de ve en düşük iletkenliğin ise; pulluk-tırmık uygulamasından elde edildiğini ifade etmişlerdir.

(22)

3. MATERYAL ve YÖNTEM 3.1. MATERYAL

3.1.1.Deneme Bölgesinin Tanımı

Sivas İli Altınyayla İlçesi 36° – 37° doğu boylamı ile 39° – 40° kuzey paralelleri arasında yer almaktadır. Altınyayla; kuzey batısında Şarkışla, kuzey doğusunda Ulaş ve Sivas, güneydoğusunda Kangal, güneybatısında Pınarbaşı (Kayseri ) ile çevrilidir. İç Anadolu bölgesinin sahip olduğu karasal iklim hüküm sürmektedir. Arazinin % 70’i yayla, % 30’u dağlıktır. Güney batısında Karatonus dağı, kuzeyinde Tonus ovası, güneyinde İncecik ve Mergesen yaylası, güney doğusunda Yücekaya yaylası mevcuttur. İl düzeyinde köy sayısı ve nüfus yoğunluğu itibariyle 11. sırada, yüzölçümü itibariyle’ de 12 sırada yer almakta olup,

yüzölçümü 647 km2 dir. Deniz seviyesinden yüksekliği 1460 metredir.

Şarkışla-Altınyayla-Kangal alt bölgesi sert kış şartlarından dolayı 279 günlük yetiştirme periyoduna ( 5 Mart – 10 Aralık ) sahiptir (Sivas Tarım Master Planı, 2001).

Sivas İli İç Anadolu bölgesinin en soğuk ilidir. Kış ayları dondurucu soğuk, yaz ayları sıcak ve kuraktır. Yaz mevsimi kısa sürelidir. Kış ve yaz mevsimleri arasında sıcaklık farkı büyük olduğu gibi gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı da büyüktür. Yazları 35°C ‘ye kadar çıkabilen sıcaklıkların, kışın –29 °C’ ye kadar düştüğü görülür (Sivas Tarım Master Planı, 2001).

Kıta iklimi karakterinde olan Sivas’ta yağışlar kış, ilkbahar ve sonbahar aylarına rastlar. Yıllık 420 mm olan yağış ortalamasının % 22’si sonbahar, % 36’sı ilkbahar % 32’si kış ve % 10’u da yaz mevsimlerinde görülür. Nisan ve Mayıs aylarında yağış maksimum düzeye ulaşmaktadır. En düşük yağış ise Temmuz ayında düşmektedir. Eylül ayına kadar bu durum sürmekte Ekim-Kasım aylarında sonbahar yağışları olmaktadır (Sivas Tarım Master Planı, 2001).

İlin toplam yüzölçümü 2 848 767 ha olup, 1 216 707 ha’ı tarım arazisi, 1 207 916 ha’ı çayır mera arazisi, 330 524 ha orman arazisi ve 93 620 ha diğer araziler olarak dağılım göstermektedir (Sivas Tarım Master Planı, 2001). 2007 yılına ait iklim verileri çizelge 3.1.1.’de gösterilmiştir.

(23)

Çizelge 3.1.1. Sivas İli Meteorolojik verileri. (Sivas Meteoroloji İstasyonu, 2007)

3.1.2. Deneme Alanı Toprağının Bazı Özellikleri

Deneme alanı, Sivas İli Altınyayla İlçesinde olup, deneme yeri toprağından alınan toprak örnekleri toprak işleme öncesinde analiz ettirilmiş ve toprak özellikleri belirlenmiştir. (Çizelge 3.1.2.1). Sivas’ta iki tip toprak mevcuttur. Bunlar kahverengi orman toprakları (kuzey ve doğu kesimleri) ve kahverengi topraklardır (güney kesimler). Deneme bölgesi olan Altınyayla ilçesi kahverengi toprak yapısına sahiptir (Sivas Tarım Master Planı, 2001).

AYLAR

Ocak Şubat Mart Nisan May

ıs

Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kas

ım Aral ık Y ıll ık Ort.sıcaklık (°C) -1,8 -1,2 3,6 9,4 14,1 18 21,4 20,9 15,9 9,4 5,0 0,5 9,6 En yüksek Sıc. (°C) 10,0 14,8 19,7 28 30,6 33,5 36,2 35,1 35,1 26,2 22,6 13,0 36,2 En düşük Sıc. (°C) -18,5 -18 -11 -9 1,7 1,0 5,5 7,1 -0,4 -6,5 -11,2 -16,3 -18,5 Ort. Yağış (mm) 43,2 35,6 39,1 37 43,6 20,4 5,3 2,0 7,5 23,9 33,2 36,4 327,2 Ort. nisbi nem (%) 74 70 66 54 51 43 42 41 49 59 67 72 58 Gün.max. yağış (mm) 19,2 25,7 24,1 31 46,1 48,6 23,4 8,8 16,5 36,7 32,0 28,3 48,6 Karla örtülü gün sayısı 5,5 6,5 2,0 0,3 - - - 0,3 3,9 18,6 Toprak üstü min. sıc.(°C) -15,1 -20,4 -7,0 -8 1,8 6,0 5,4 9,0 2,0 -2,0 -13,4 -16,8 -20,4 Güneşlenme süresi(saat) 3,9 3,6 5,6 6,7 9,3 11,2 11,9 11,4 10,8 6,6 4,2 2,7 6,6

(24)

Çizelge 3.1.2.1. Deneme sahası toprak özellikleri (0–30 cm) Kum (%) 52,4

Silt (%) 20,6 Kil (%) 26,9

Tekstür Sınıfı Kumlu, killi tınlı

pH 7,5 Kireç (%) 4,7 Fosfor (kg/da) 12,6 Azot (%) 0,07 Organik Madde (%) 1,4 Tuz (%) 0,03

Denemeler öncesi; parsellerdeki, 0–10 cm ve 10–20 cm toprak katmanlarından alınan örneklerden, toprak işleme öncesindeki nem içeriği, hacim ağırlığı ve penetrasyon direnci ortalamaları belirlenmiştir. Denemeler; tesadüf parselleri deneme desenine göre oluşturulan 5 parselde ve 3 er tekrarlı olarak yürütülmüştür. Toprak işleme sonrası ve her bir deneme tekrarında, 0–10 cm ve 10–20 cm toprak katmanlarından toprak örnekleri alınmış ve toprak işleme sonrasındaki % nem içeriği, hacim ağırlığı ve penetrasyon direnci değerleri belirlenmiştir.

3.1.3. Denemelerde Kullanılan Makine ve Ekipmanlar

Denemelerde kullanılan alet ve ekipmanlar ile teknik özellikleri Şekil 3.1.3.1’ de ve toprak işleme uygulamaları sonrası parsellerdeki görünümler, Şekil 3.1.3.2.’de verilmiştir. Sıra üzeri tohum mesafeleri ile bitki çaplarının ölçümünde, dijital göstergeli 0,01 mm / 0,0005” hassasiyetindeki kumpastan; bitki boylarının ölçümünde ise, şerit metreden yararlanılmıştır. Toprak hacim ağırlığının belirlenmesi amacıyla, bozulmamış toprak örneklerinin alınmasında, 100 cm³ hacminde ve pirinç malzemeden yapılmış silindirler kullanılmıştır. Toprak penetrasyon direncinin ölçümünde, Eijkelkamp marka 30˚ koni uç açılı, ölçme hassasiyeti % 1 ve ölçme sınırı 5 000 kPa olan penetrometre kullanılmıştır. Denemelerde, Kanola tohumluğu olarak Licord çeşidi kullanılmıştır.

(25)

Şekil.3.1.3.1. Denemede kullanılan alet ve ekipmanlar.

Markası: MF Traktör Tipi: 240 S

Motor Gücü: 34,5 kw

Tipi: Parçalı, Yıldız kenarlı Merdane İş Genişliği: 3 m;

Ağırlığı: 400 kg.

Tipi:7 ayaklı çizel İş Genişliği: 191cm İş derinliği: 40 cm Ağırlığı:420 kg

Tipi:3 soklu asılır tip kulaklı pulluk, Kulak Sayısı: 3

İş Genişliği: 96 cm İş derinliği: 30 cm Ağırlık: 255 kg.

Tipi: Asma tip diskli tırmık(tandem) İş Genişliği : 207 cm

Disk adedi :24 Disk Arası Mesafe:18 cm Disk Çapı : 460x 3,4 mm Ağırlık:236 kg.

Tipi: 9 ayaklı tarla kültivatörü İş Genişliği: 170 cm

İş derinliği: 15 cm Ağırlık:327 kg

Markası: Amozone D8–25 SPECIAL Ekim Makinesi İş Genişliği: 300 cm Ekim derinliği: 5 cm. Sıra arası uzaklık: 15 cm. Ayak sayısı: 20

(26)

Şekil.3.1.3.2.Toprak işleme uygulamaları sonrası parsellerden görünümler.

çizel pulluk + diskli tırmık

(27)

3.2. YÖNTEM

Bu araştırmada, kanola (Brassica napus. L) bitkisinin yetiştirilmesinde bölgede uygulanacak en uygun toprak işleme yönteminin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bölgede uygulanan geleneksel toprak işleme yöntemlerinin yanında, koruyucu toprak işleme yöntemleri de uygulamada dikkate alınmıştır. Bu amaçla farklı toprak işleme yöntemlerinin, toprak işleme öncesi ve sonrası; hacim ağırlığına , % nem içeriğine, penetrasyon direncine, tohumun tarla filiz çıkış derecesine (TFÇ), ortalama çimlenme süresine (OÇS), çimlenme oranı indeksi (ÇOİ) ve bitki fiziksel özelliklerine olan etkileri incelenmiştir. Bu amaçla denemeler 5 parselde ve 3’er tekerrürlü olarak yürütülmüş ve veriler istatistikî olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca ekim öncesi anız yoğunluğu ölçülmüştür. Denemeler, tesadüf parselleri deneme desenine göre oluşturulmuş (çizelge 3.2.1); her biri 10 x 9 m ölçülerindeki toplam 5 adet parselde ve 3’er tekerrürlü olarak yürütülmüştür.

Çizelge 3.2.1. Deneme parsellerindeki toprak işleme yöntemleri.

3.2.1 . Den eme Pars eller

inde Uygulanan İşlemler

Anız yoğunluğunun belirlenmesi amacı ile toprak işleme öncesi parsellerden 54 örnek alınarak hassas terazide tartılmış ve anız yoğunluğu belirlenmiştir. Toprak analiz sonuçlarına göre 1 kg/da çinko sülfat, 10 kg/da amonyum nitrat ( %33 N ) gübrelemesi uygulanarak, Amozone D8–25 SPECIAL marka ekim makinesi ile ekim işlemi yapılmıştır. 500 g/da ekim normu uygulanmıştır. Toprak işleme ve ekim işlemleri 29 Eylül 2007’de yapılmıştır. 5 adet parselden oluşan deneme sahasında uygulanan işlemler Çizelge 3.2.1.1’de verilmiştir. Kullanılan toprak işleme ekipmanlarında çizel, 40cm; pulluk, 30 cm; kültüvatör ile 15 cm toprak derinliğinde çalışılmış olup, ekim makinesi ile 5 cm derinlikte ekim yapılmıştır. Sıralar arası mesafe 25 cm olacak şekilde ayarlanmıştır.

Parsel no Toprak işleme yöntemleri

1.parsel Çizel+diskli tırmık+ekim (S1)

2.parsel Çizel+merdane+ekim (S2)

3.parsel Pulluk+diskli tırmık+merdane+ekim (S3)

4.parsel Pulluk+diskli tırmık+ekim (S4)

(28)

Çizelge 3.2.1.1. Deneme parsellerinde uygulanan işlemler

Parsel Uygulanan Yöntem İşlem Sırası Açıklamaları

1

Çizel+diskli tırmık+ekim (S1)

Çizelle toprak işleme yapılmış, ardından diskli tırmıkla tohum yatağı hazırlanmıştır. Ekim makinesiyle ekim işlemi gerçekleştirilmiştir.

2

Çizel+ merdane+ ekim (S2)

Çizelle toprak işleme yapılmış, ardından merdane çekilerek tohum yatağı hazırlanmıştır. Ekim makinesiyle ekim işlemi gerçekleştirilmiştir.

3

Pulluk+ diskli tırmık + merdane+Ekim (S3)

Pullukla toprak işleme yapılmış, ardından diskli tırmık ve merdane uygulanarak tohum yatağı hazırlanmıştır. Ekim makinesi ile ekim işlemi yapılmıştır.

4 Pulluk+ diskli Tırmık+ ekim (S4) Pullukla toprak işleme yapılmış, ardından diskli tırmıkla tohum yatağı hazırlanmış ve ekim yapılmıştır Ekim makinesi ile ekim işlemi yapılmıştır.

5 Kültivatör+ekim

(S5)

Kültivatörle toprak işleme yapılmıştır. Ekim makinesi ile ekim işlemi yapılmıştır.

3.2.3. Toprak Özellikleri

3.2.3.1. Gravimetrik Nem İçeriği

Toprak işleme öncesi ve sonrasında 0-10 ve 10-20 cm toprak derinliklerinden toprak örnekleri alınmış ve alınan örnekler 105 C° ye ayarlı etüvde 24 saat bekledikten sonra eşitlik (3.2.3.1.1.) yardımı ile nem içeriği belirlenmiştir (Kirişçi ve ark.,1995).

Pw = (Mw/Mk) x 100………...(3.2.3.1.1.) Formül tanımlamaları;

Pw : Kuru baza göre toprak nem içeriği (%)

(29)

Mk : Fırın kuru toprak ağırlığı (g)

3.2.3.2. Hacim Ağırlığı

Toprak işleme öncesi ve hasat sonrası 0–10 cm ve 10-20cm derinliklerden 100 cm³’lük çakma silindirlere bozulmamış toprak örnekleri alınmış ve bu örnekler 105 Cº’ ye ayarlı etüvde 24 saat bekletilmiştir. Daha sonra eşitlik (3.2.3.2.1) yardımıyla hacim ağırlığı belirlenmiştir (Kirişçi ve ark.,1995).

Pb = (Mk / Vt )………(3.2.3.2.1) Formül tanımlamaları;

Pb :Kuru baza göre hacim ağırlığı (g/cm³)

Vt :Toprak hacmi (cm³)

3.2.3.3. Penetrasyon Direnci

Toprağın düşey yönde alet ve makinelere gösterdiği penetrasyon direncinin belirlenmesinde, yazıcılı Eijkelkamp marka koni toprak penetrometresi kullanılmıştır. Penetrometrenin ölçüm sınırı 5 000 kPa’dır. Penetrometre ile 1 cm², 2 cm², 3⅓ cm² ve 5 cm²’lik 4 konik uçla, her bir cm’de olmak üzere toplam 80 cm derinliğinde ölçüm yapılabilmektedir. Arazilerde yapılan ölçümlerde, penetrometre 2 cm/s daldırma hızında toprağa daldırılmaya çalışılmış ve batma ucuna düşey yönde etki eden direnç ölçülmüştür (Eijkelkamp,1990).

Ölçümlerde açısı 30º ve taban alanı 1 cm² olan konik uç kullanılmıştır. Doğrudan kâğıt üzerine MPa olarak kaydedilen penetrasyon direnci değerlerinden daha sonra istenilen derinlik için okuma yapılmıştır.

Toprak işleme öncesi ve sonrasında her bir tekerrür için rastgele seçilen 3 farklı noktada penetrometre ile ölçümler yapılarak 0–10 cm ve 10–20 cm derinliklerde penetrasyon direnci MPa olarak ölçülmüştür.

3.2.4. Bitkisel Özellikler

3.2.4.1. Ortalama Çimlenme Süresi, Çimlenme Oranı İndeksi ve Tarla Filiz Çıkış Derecesi

Tohumun çimlenme yeteneğini belirlemek amacıyla ekimden sonra bitki çıkışları gözlenmiştir. Ortalama çimlenme süresi(OÇS), çimlenme oranı indeksi(ÇOİ) ve tarla filiz çıkış derecesi(TFÇ) değerlerini saptamak amacıyla sıra üzerinde 1m’lik mesafede çimlenme periyodu süresince gözlenerek, belirli aralıklarla toprak yüzeyine çıkan filizler sayılmış ve eşitlik 3.2.4.1.1.; 3.2.4.1.2. ve 3.2.4.1.3 kullanılarak OÇS, ÇOİ ve TFÇ değerleri hesaplanmıştır (Bal, 1978).

(30)

N1.D1 + N2.D2 +…….+ Nn.D

OÇS= --- ………(3.2.4.1.1) N1 + N2 +………..+ Nn

Bir metrede çimlenen tohum sayısı

ÇOİ= --- ………...(3.2.4.1.2.) OÇS

Çimlenen toplam tohum sayısı

TFÇ= --- x100 ………...(3.2.4.1.3.) Ekilen Toplam Tohum sayısı

Formül tanımlamaları;

OÇS : Ortalama çimlenme süresi (gün)

N : Çimlenen tohum sayısı (adet)

D : ekimden sora geçen gün sayısı (gün)

ÇOİ : Çimlenme oranı indeksi (adet/m.gün)

3.2.5. İstatistiksel Analizler

Bu çalışmada ele alınan toprağın fiziksel özelliklerinden, nem içeriği, penetrasyon direnci, hacim ağırlığı, kanola bitkisinin filiz çıkışı, ortalama çimlenme süresi, çimlenme oranı indeksi ile bazı bitkisel özellikleri, uygulanan toprak işleme yöntemleri karşısında farklılık dereceleri incelenerek, bu farklılıkların istatistikî olarak değerlendirilmesinde SPSS İstatistiksel Paket programı kullanılmıştır. Özeliklerin kendi aralarına değişimlerinin karşılaştırılmasında ise DUNCAN çoklu karşılaştırma testi uygulanmıştır.

(31)

4.ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA

4.1.Toprak İşleme Öncesi Parsellerin Durumu

Toprak işleme öncesi, deneme parsellerinin, toprağın nem, hacim ağırlığı ve penetrasyon dirençleri bakımından homojen olduğunun belirlenmesi amacıyla yapılan varyans analiz sonuçlarına göre deneme parsellerindeki farklılıklar (P<0,05) ve (P<0,01) önem seviyesinde istatistikî olarak önemsiz bulunmuştur (Çizelge 4.1.1). Toprak işleme öncesinde, deneme parsellerindeki toprağın nem içeriği, hacim ağırlığı, penetrasyon dirençleri belirlenerek, ortalama değerleri çizelge 4.1.2’de, toprak işleme öncesi yüzey artığı (anız) ağırlık ortalamaları Çizelge 4.1.3’de verilmiştir.

Çizelge 4.1.1.Toprak işleme öncesi deneme parselleri ile ilgili varyans analizi sonuçları öd: İstatistiksel olarak önemli değil,

Çizelg e 4.1.2. Parsel lerin toprak işleme öncesi ; 0– 10 cm ve 10–20 cm toprak işleme derinliklerindeki bazı fiziksel özelliklere ait ortalamaları.

0–10 cm derinlikte nem içeriği % 6,11, 10–20 cm derinlikte ise % 5,88 olarak ölçülmüştür. Toprak bünyesinin kumlu-siltli-tınlı olması, toprağın su tutma kapasitesinin düşmesine, dolayısıyla nem içeriğinin düşük çıkmasında etkili olmuştur. Her iki derinlikteki hacim ağırlığı değerleri, birbirine yakındır. Ortalama penetrasyon direnci değerleri ise, 0–10 cm ve 10–20 cm derinliklerde sırasıyla 2,12 Mpa ve 3,03 MPa olarak belirlenmiştir. Toprak işleme ile birlikte toprağa karışan yüzey artığının toprağın fiziko-mekanik özelliklerine olabilecek etkilerinin

Varyasyon

Kaynağı Fiziksel Özellikler SD KT KO F P

Nem (0–10 cm) 4 8,53 2,13 4,19 0,060 (öd) Nem ( 10–20 cm) 4 6,65 1,66 3,34 0,055 (öd) Hacim (0–10 cm) 4 0,02 0,01 3,86 0,068 (öd) Hacim (10–20 cm) 4 0,03 0,01 2,31 0,128 (öd) Penetrasyon (0–10 cm) 4 9,24 2,31 2,23 0,138 (öd) Deneme Parselleri Penetrasyon (10–20 cm) 4 2,95 0,07 1,08 0,413 (öd) Nem (0–10 cm) 10 5,08 0,50 Nem ( 10–20 cm) 10 4,97 0,49 Hacim (0–10 cm) 10 0,02 0,00 Hacim (10–20 cm) 10 0,04 0,00 Penetrasyon (0–10 cm) 10 10,30 1,03 Hata Penetrasyon (10–20 cm) 10 6,78 0,67 Fiziko-mekanik Özellikler 0-10 cm 10-20 cm Nem İçeriği (%) 6,12 5,89 Hacim Ağırlığı (g/cm³) 1,25 1,29

(32)

saptanması amacıyla, toprak işleme öncesindeki anız yoğunluğu (g m-2) da belirlenmiştir (çizelge 4.1.3).

Çizelge 4.1.3. Toprak işleme öncesi deneme parsellerinde ölçülen anız yoğunluğu.

4.2. Top rak Özel likleri

4.2.1. Gravimetrik Nem İçeriği

Toprak işleme yöntemlerinin, toprak nem içeriğine, 0–10 cm ve 10–20 cm derinliklerdeki etkilerini görmek için yapılan varyans analiz sonuçları, çizelge 4.2.1.1’ de görülmektedir. Toprak işleme yöntemlerin nem içeriği (%) değerleri üzerine etkisi, istatistiksel olarak 0–10 cm derinlikte P<0,05 seviyesinde ve 10–20 cm derinlikte P<0,01 seviyesinde önemli bulunmuştur. Toprak işleme yöntemlerinin, nem içeriği üzerine etkisini belirlemek amacıyla, her bir ölçüm derinliği için yapılan DUNCAN çoklu karşılaştırma testi sonuçları Çizelge 4.2.1.2. ’de verilmiştir.

Çizelge 4.2.1.1.Toprak işleme yöntemlerinin, % nem değerleri üzerine yapılan varyans analiz sonuçları. * * P< 0,05 seviy esind e önem li.; * P< 0,05 seviy esinde önemli.

Parsel Anız Yoğunluğu(g m-2)

1 55,48 2 50,60 3 67,27 4 64,50 5 54,86 Varyasyon Kaynağı Derinlik (cm) SD KT KO F P 0–10 4 4,22 1,05 3,29 0,024 * Toprak İşleme Yöntemleri 10–20 4 8,00 2,00 4,40 0,007 ** 0–10 29 9,29 0,32 Hata 10–20 29 13,18 0,45

(33)

Çizelge 4.2.1.2. Toprak işleme sonrası deneme parsellerindeki nem içeriklerine ait ortalamalar ve DUNCAN çoklu karşılaştırma testi sonuçları.

Aynı harfi taşıyan ortalamalar arasındaki farklar istatistiksel olarak önemli değildir.

Toprak işleme uygulamalarına bağlı olarak 0–10 cm derinlikte ölçülen gravimetrik nem içeriği değerleri % 4,19 - % 6,59 arasında değişmiştir (Çizelge 4.2.1.2.). Gravimetrik nem içeriği değerleri açısından 0–10 cm toprak derinliğinde işleme öncesine göre en büyük azalmanın Çizel + Merdanenin kullanıldığı S2 yönteminde, % 31,53 oranında olduğu belirlenmiştir. Merdanenin yapmış olduğu sıkıştırmanın etkisi ile toprağın kuru yoğunluğu artmaktadır. Bunun sonucu olarak da merdanenin kullanıldığı S2 yönteminde nem kaybı diğer yöntemlere göre fazla olmuştur. McKeys,1985, toprak üst yüzeyine etki eden kuvvetler nedeni ile, toprağın fiziko-mekanik özelliklerinin değiştiğini, değişim miktarının, toprağın nem içeriği, tipi, temas süresi, dış kuvvetlerin büyüklüğü ve tipine bağlı olduğunu, toprak sıkışması ile topraktaki gözenek oranlarının azaldığı veya toprak partiküllerinin, sıkışması sonucu kuru yoğunluğun artığını belirtmiştir. S2 yönteminde görüldüğü gibi, merdanenin 1. sınıf toprak işleme aletlerinden hemen sonra uygulanması, 0-10 cm toprak katmanındaki nem kaybı artışına neden olmuştur. 10–20 cm derinlikte nem oranındaki azalma % 27,67 ile en fazla S1 yönteminde bulunmuştur. Bu derinlikte, çizelin kullanıldığı S1 ve S2 yöntemlerinde, diğer yöntemlere göre en fazla nem kaybı meydana gelmiştir. Çizel uygulaması 10-20 cm toprak katmanındaki nem kaybını artırıcı etki yapmıştır.

4.2.2. Hacim Ağırlığı

Toprak hacim ağırlığına toprak işleme yöntemlerinin 0–10 cm ve 10–20 cm derinliklerdeki etkilerini görmek için yapılan varyans analiz sonuçları, çizelge 4.2.2.1’ de görülmektedir. Farklı toprak işleme yöntemlerin her bir derinlikte de hacim ağırlığına etkisinin, istatistiksel olarak P<0,05 seviyesinde önemli olduğu bulunmuştur.

Çizelge 4.2.2.1. Toprak işleme yöntemlerinin, hacim ağırlığı değerleri üzerine yapılan varyans analiz sonuçları

* P< 0,05 seviy esind e önem li Nem İçeriği (%) Toprak İşleme Yöntemleri 0–10 cm 10–20 cm S1 5,13 c 4,26 a S2 4,19 a 4,58 b S3 6,59 d 5,79 c S4 5,18 c 4,83 b S5 5,01 b 6,06 d Varyasyon Kaynağı Derinlik (cm) SD KT KO F P 0–10 4 0,029 0,007 3,635 0,022* Toprak İşleme Yöntemleri 10–20 4 0,004 0,001 3,044 0,041* 0–10 29 0,040 0,002 Hata 10–20 29 0,245 0,008

(34)

Çizelge 4.2.2.2. Toprak işleme sonrası toprağın deneme parsellerindeki hacim ağırlığı ortalamaları ve DUNCAN çoklu karşılaştırma testi sonuçları.

Aynı harfi taşıy an ortal amal ar arası ndaki farkl ar istatistiksel olarak önemli değildir.

Toprak işleme yöntemlerinin, işleme sonrası hacim ağırlığı değerleri üzerine etkileri, her iki

toprak işleme derinliğinde de P< 0,05 seviyesinde önemli bulunmuştur. Her bir ölçüm derinliği

için yapılan DUNCAN çoklu karşılaştırma testi sonuçları Çizelge 4.2.2.2’de verilmiştir. Toprak işleme uygulamalarına bağlı olarak 0–10 cm derinlikte ölçülen hacim ağırlığı değerleri 1,21–1,29 gr/cm³ arasında değişmiştir (Çizelge 4.2.2.2).

Tüm parsellerde ölçülen en küçük hacim ağırlığı değerleri; 0–10 cm derinlikte, S3, S4 ve S5

yöntemlerinde sırası ile 1,21-122-121 g/cm3olarak, 10–20 cm derinlikte ise, S3 ve S5

yöntemlerinde sırası ile 126-124 g/cm3 olarak elde edilmiştir. 10–20 cm derinlikte S3 ve S5

yöntemlerinden elde edilen hacim ağırlığı değerlerinde, toprak işleme öncesindeki değerlere göre, sırası ile % 2.32, %3.87 oranında azalma olmuştur. Uygulanan toprak işleme sistemlerinin hiçbirinde, toprak sıkışmasını ortaya çıkarabilecek bir hacim ağırlığı değerine

rastlanmamıştır. Hacim ağırlığı 1,5-1,6 g/cm3 değerini aştığı zaman bitki kök büyümesi

engellenmektedir (Raper ve ark., 1993). Toprak işleme öncesi P3 ve P4 parselinde ölçülen anız yoğunluğu sırası ile 67,27–64,50 g/m² ile en yüksek değerlerde çıkmıştır (çizelge 4.1.1). Metre karedeki anız yoğunluğunun yüksek çıkması toprak işleme sonrası ayni parsellerde ölçülen hacim ağırlığı değerlerindeki azalmaya da etki etmiştir. Anız yoğunluğunun fazla olduğu parsellerde; toprak işleme uygulamaları sonunda elde edilen hacim ağırlığı değerleri, 0–10 cm işleme derinliğinde en az bulunmuştur.

10–20 cm derinlikteki hacim ağırlığı değerleri arasında en düşük, S5 yönteminde ve 1,24 g/cm³ bulunmuştur. En düşük değer çıkması, bu yöntemde kullanılan kültivatör ile ilişkilendirilebilir. Birincil toprak işleme uygulamasında kullanılan Kültivatör; pulluk ve çizel uygulamalarına göre toprağı 10-20 cm derinlikte daha az gevşetebilmiştir. Kayışoğlu ve Ülger, (1990), diskli tırmık, kültivatör ve kombikürüm kullanarak yaptıkları toprak işleme araştırmasında, 15 cm toprak derinliğindeki toprak sıkışıklığı değerini, en fazla yaklaşık 1 MPa ile kültivatörde bulmuşlardır.

4.2.3. Penetrasyon Direnci

Toprak penetrasyon direncine toprak işleme yöntemlerinin etkilerini görmek için, 0–10 cm ve 10–20 cm derinliklerde yapılan varyans analizi sonuçları Çizelge 4.2.3.1’de görülmektedir.

Hacim ağırlığı (g/cm³) Toprak İşleme Yöntemleri 0–10 cm 10–20 cm S1 1,29 c 1,34 c S2 1,27 b 1,29 b S3 1,21 a 1,26 a S4 1,22 a 1,28 b S5 1,21 a 1,24 a

(35)

Toprak işleme yöntemlerin penatrasyon direncine istatistiksel olarak önemli bir etkisinin olmadığı görülmüştür.

Çizelge 4.2.3.1. Toprak işleme yöntemlerinin, penetrasyon direnci değerleri üzerine yapılan varyans analiz sonuçları.

öd: istati stiks el olara k öne mli değil Toprak işlemeler sonrasında 0-10 cm ve 10-20 cm derinliklerde ölçülen ortalama penetrasyon direnci değerleri, çizelge 4.2.3.2’de verilmiştir.

Çizelge 4.2.3.2. Toprak işleme sonrasında ölçülen penetrasyon direnci değerleri

Ay nı harf i taşı yan orta lam alar arasındaki farklar istatistiksel olarak önemli değildir.

Toprak işleme yöntemlerine bağlı olarak toprak işleme sonrası ölçülen penetrasyon direnci değerleri; 0–10 cm derinlikte, 1,05 – 2,00 MPa arasında; 10 – 20 cm derinlikte ise; 2,27 – 3,71 MPa arasında değişmiştir (Çizelge.4.2.3.2).

Merdanenin kullanıldığı S2 ve S3 toprak işleme yöntemlerinde; 0–10 cm derinliklerde elde edilen penetrasyon direnci değerleri diğer yöntemlerden fazla çıkmıştır. En yüksek penetrasyon direnci değerleri bu derinlikte S2 yönteminde 2.00 MPa olarak bulunmuştur. S2 yönteminde 10–20 cm derinliklerde de en fazla (3,71 MPa) penetrasyon direnci değerleri elde edilmiştir. Penetrasyon direncinin 10–20 cm derinlikte yüksek çıkmasına, S2 yönteminde kullanılan merdane etkili olmuştur. Gupta ve ark.(1990), penetrasyon direncinin 2 MPa’dan büyük olduğu toprakların aşırı sıkıştığını belirtmektedirler. Pulluğun kullanıldığı S3 ve S4 uygulamalarında; 10-20 cm toprak işleme derinliğindeki penetrasyon direnci sırasıyla 2,27 MPa ve 2,44 MPa değerleri ile en düşük bulunmuştur.

Varyasyon Kaynağı Derinlik (cm) SD KT KO F P 0–10 4 0,333 0,083 1,845 0,160(öd) Toprak İşleme Yöntemleri 10–20 4 6,826 1,707 2,421 0,097(öd) 0–10 29 0,901 0,045 Hata 10–20 29 9,868 0,705

Penetrasyon direnci (MPa) Toprak İşleme Yöntemleri 0–10 cm 10–20 cm S1 1,58 2,95 S2 2,00 3,71 S3 1,86 2,27 S4 1,05 2,44 S5 1,06 2,75

(36)

4.3.Bitkisel Özellikler

4.3.1. Tarla Filiz Çıkış Derecesi ( % )

Tarla filiz çıkış derecelerine (%), toprak işleme yöntemlerinin etkilerini görmek için yapılan varyans analiz sonuçları, çizelge Çizelge 4.3.1.1’ de verilmiştir. Yapılan varyans analiz sonuçlarına göre, toprak işleme yöntemlerinin tarla filiz çıkışına etkileri istatistiksel olarak P<0,01 seviyesinde önemli bulunmuştur. Toprak işleme yöntemlerinin tarla filiz çıkışları arasındaki farkı görmek için, yapılan DUNCAN çoklu karşılaştırma testi sonuçları, Çizelge 4.3.1.2.’de verilmiştir.

Çizelge 4.3.1.1.Toprak işleme sistemlerinin tarla filiz çıkışı üzerine yaptığı etkiye ait varyans analiz sonuçları

** (P<0,01) seviyesinde önemli

Çizelge 4.3.1.2. Toprak işleme yöntemlerine göre tarla filiz çıkış dereceleri ortalamaları ve DUNCAN çoklu karşılaştırma testi sonuçları.

Aynı harfi taşıyan ortalama lar arasında ki farklar istatistiksel olarak önemli değildir.

Araştırma sonuçlarına göre toprak işleme yöntemlerinin tarla filiz çıkış dereceleri, % 42,35-80,47 arasında değişmiştir ( Çizelge.4.3.1.2.). En düşük filiz çıkışı % 42,35 ile S2 yönteminde (Çizel+Merdane+Ekim) bulunmuştur. filiz çıkışının düşük çıkmasına çizel’in hemen arkasından merdane kullanılması etkili olmuştur. Merdanenin yapmış olduğu toprak sıkışıklığı, tarla filiz çıkışını sınırlamıştır. En yüksek filiz çıkışı % 80,47 ile S1(Çizel+Diskli Tırmık+Ekim) yönteminde bulunmuştur.

Kolsarıcı ve ark., (2005), Brassica türleri üzerine yaptıkları çalışmada, ortalama filiz çıkış yüzdesini % 72,7 olarak bulmuşlardır.

Varyasyon

Kaynağı SD KT KO F P

Toprak İşleme Yöntemleri

(S) 4 0,43 0,108 52,45 0,000 **

Hata 20 0,041 0,002

Toprak İşleme

Yöntemleri Tarla filiz çıkış derecesi (%)

S1 80,47 a

S2 42,35 d

S3 73,18 b

S4 72,24 b

(37)

Çizel+Diskli tırmık+Ekim işleminin yapıldığı S1 yönteminde kolza tohumunun çimlenmesi için uygun şartların sağlandığı anlaşılmaktadır. Diskli tırmığın kullanıldığı S1, S3 ve S4 yöntemlerinde en yüksek filiz çıkış değerleri sırası ile % 80,47, %73,18 ve %72,24 değerleri elde edilmiştir. Kolza tarımında, 1. sınıf toprak işleme aletleri kullanılarak (çizel, pulluk, kültivatör) yapılan toprak işlemeden sonra, diskli tırmık kullanılarak tohum yatağı hazırlanması, tohum filiz çıkışını olumlu etkilemiştir. Işıldar ve Bayhan, (2005), ayçiçeği üretimi ile ilgili olarak yaptıkları çalışmada, çizel+kombikürüm ile tohum yatağı hazırlama uygulamasında, en yüksek tarla filiz çıkışı elde etmişlerdir.

4.3.2.Ortalama Çimlenme Süresi (OÇS ) ve Çimlenme Oranı İndeksi ( ÇOİ )

Toprak işleme yöntemlerinin ortalama çimlenme süresi (OÇS) ile çimlenme oranı indeksi (ÇOİ) değerleri üzerine etkilerini görmek için varyans analizi yapılmıştır (Çizelge 4.3.2.1). Varyans analizi sonuçlarına göre, toprak işleme yöntemlerinin, ortalama çimlenme süresi üzerine etkileri istatistiksel olarak önemsiz bulunurken; çimlenme oranı indeki üzerine etkileri P<0,01 seviyesinde önemli olduğu bulunmuştur.

Çizelge 4.3.2.1.Toprak işleme sistemlerinin ortalama çimlenme süresi (OÇS) ve çimlenme oranı indeksi (ÇOİ) üzerine yaptıkları etkiye ait, varyans analiz sonuçları ** P<0,01 seviye sinde önemli ; öd: istatisti ksel olarak önemli değil. Topra k işleme yöntemleri arasında; çimlenme oranı indeksi bakımından farklılığı görmek için yapılan DUNCAN çoklu karşılaştırma testi sonuçları ve ortalama çimlenme süresi değerleri, çizelge 4.3.2.2.’de verilmiştir.

Çizelge 4.3.2.2. Toprak işleme sistemlerinin ortalama çimlenme süresi (OÇS ) ve çimlenme oranı indeksi ( ÇOİ ) ortalamaları ile DUNCAN çoklu

karşılaştırma testi sonuçları Toprak İşleme Yöntemleri OÇS (gün) ÇOİ (adet/m.gün) S1 8,01 17,15 d S2 8,23 8,74 a S3 8,02 15,56 c S4 8,01 15,39 c S5 8,06 13,34 b

Aynı harfi taşıyan ortalamalar arasındaki farklar istatistiksel olarak önemli değildir. Varyasyon Kaynağı Bitkisel özellikler SD KT KO F P Ort. Çimlenme süresi 4 0,18 0,04 0,07 0,989 (öd) Toprak İşleme Yöntemleri (S) Çimlenme oranı indeksi 4 212,12 53,03 77,03 0,000 ** Ort. Çimlenme süresi 20 12,17 0,60 Hata Çimlenme oranı indeksi 20 13,77 0,68

Referanslar

Benzer Belgeler

Organik madde, adsorbe edilen katyonlar, toprak işleme ve donma- çözülmenin etkisi ile topraklarda kümeli yapı sağlanmış olur.. Bu etkilerin periyodizitesi ve miktarı ise

Ayrıca; 0-15 cm ve 15-30 cm derinliklerde ölçülen hacim ağırlığı değerleri karşılaştırıldığında, toprak işleme uygulamaları arasındaki farklılığın 15-30 cm

Selim lleri’nin Gramofon Hala Çalıyor ile başlayan, Cemil Şevket Bey ile süren ve hazırlamakta olduğu yeni metinlerle üçleme hatta dörtlemeye ulaşacak bu yeni

Tablo 1’de yer alan psikiyatri alanında sık kulla- nılan bitkisel ilaçlardan olan St John Wort’un depresyon, Gingko Biloba’nın serebrovasküler yetmezlik ve

Hacim ağırlığı ve toprak porozitesinin toprak işleme derinliğine bağlı olarak değiştiği, toprak işleme-ekim yöntemleri arasında en yüksek hacim

Elma ve gül posası biyoçarlarının kum tekstürlü bir toprağın agregasyon ve nem tutma özellikleri üzerine etkilerinin incelendiği bu çalışmada; kontrolde % 21- 22'lik bir

Bu çalışmada, Orta Karadeniz Geçit İklim Kuşağında bulunan Tokat yöresinde ikinci ürün silajlık mısır tarımında geleneksel toprak işleme yöntemi (kulaklı pulluk

Difüzyon oranlarındaki farklılık nedeniyle zayıf agregasyonlu balçıklı toprakların CO 2 furda strüktürlü topraklara göre daha yüksektir. Atmosfer havası ile teması