Yıl : 1, Sayı : 9 -10
H İ S A R
Ocak - Şubat 1951 F İ K İ R , S A N A T , E D E B İ Y A T D E R G İ S İD Ü Ş Ü N D Ü Ğ Ü M G İ B İ
İNSAD’IN KIYMETİ
Ş İİR İN İn şa d ’daıı beklediği, vezin ve kafiyeyle tim in ettiğ ind en az değildir. K â ğ ıt üzerinde sessiz, h arek etsiz d u ra n m ıs ra la rı a n cak güzel b ir inşat! dile g e tirere k can lan d ırır. G erçek şairlerin , yazdıkları h e r m ısraı b ir kaç d efa y ü k sek sesle ken- . di kendilerine te k ra rla y a ra k dinlem edikçe ta tm in olunm adıklarını biliriz. M ahiyeti itib ariy le, o k unm ak için değil, dinlenm ek için vücude g etirilen şiirin ölçüsü gözden ziyade k u la k tır. B u bakım dan, şiir y azm ak tâ b iri d a h a yayılm ış olm akla b erab er, şiir söylem eği terc ih edenler belki d a h a h a k lıdırlar.
F~ VET, vezin şiirin m ısraların ı b ire r p a rç a addederek m uayyen hece adedi ve ahen k ölçüsü içine alan b ir k a lıp tır ki kendi b a şın a a n cak ritııı tem in edebilir. F a k a t şiir için bu kâfi değildir. N itekim , bizde yapd- dığı gibi, sadece vezne u y u la ra k okunan şiirleri dinlerken m u tta rid b ir ses in tih am dan b a şk a b ir şey duym az, h a ttâ m ânayı çok d efa k avrayam azsm ız.
İJPME yok ki m ısrala r, b ir b ü tün olan şiirin eczasm dandır, f a k a t en k ü çü k cüz’ü değildirler. M ısralar birleşerek şiiri m ey d an a getirdiği gibi, m ısra a v ü c u t veren de kelim elerdir. H e r kelim enin m ısra içinde a y rı b ir yeri, b ir vazifesi, b ir kıym eti
var-M unis F a ik OZANSOY dır. Ayni sahn ed e rol alm ış a k tö rle r veya b ir o rk e s tra içindeki m ü te a d d it k em an lar gibi, kim i sesini y ü k se lte re k kim i a lç a lta ra k , kim isi de b ü sb ü tü n s u s a ra k beklenen neticeyi, aheng i elde etm eğe hizm et eder ler. B unu an la m ak için, m eselâ:
Bitsin hayırlısiyle bu beyhude sonbahar
m ısraını, b ir k e rre yalnız “M ef’ulü F â ilâ tü M efâîlü F â ilü n ” kalıbının a k ışın a u y a ra k okuyun: içinizde, ta tlı b ir sesin kulağınız daki ak sinden b a şk a b ir şey kalm az. Ayni m ısraı, b ir k e rre de, B İTSİN kelim esi üze rinde İsrarlı b ir istekle d u rm ak, hayırlı- siyle’yi bilâkis üm itli b ir tevekkülle y a v a ş ça söylem ek ve S o nb aharın beyhudeliğini a n la ta n ü zü n tü lü b ir eda ile kafiyeyi h is s e ttirm e k su retiy le te k ra rla rs a n ız , b irden bire b ir ışık y anm ış gibi m ısraın ay d ınlan dığını g ö rü r, şa irin ne dediğini anlarsınız. B U L U N D U Ğ U M h e r şiir to p lan tısın d an bu düşünceleri içim de te k r a rla ta n b ir ü- züntüyle a y rd ın m . T ü rlü sebeplerle bed b a h t olan şairlerim iz, eserini m ü rettip le m u sah h ih in elinden sağ lam k u rta ra b ild i ğine de sevinem ez: O kuyucunun ağzında han g i kılığa gireceği belli değildir.
“Comédie F ra n ç a is e ” sa n a tk â rla rın ı dinlerken F ra n sız şairlerin in b a h tiy a rlığ ı n a b ir k e rre d a h a g ıp ta ettim .