T.C.
SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
ÖZEL HUKUK ANABĠLĠM DALI ÖZEL HUKUK BĠLĠM DALI
5403 SAYILI TOPRAK KORUMA VE ARAZĠ KULLANIMI KANUNU KAPSAMINDAKĠ TARIM ARAZĠLERĠNĠN MĠRAS YOLUYLA
DEVRĠ
Arzu KALENDEROĞLU
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
DanıĢman Doç. Dr. AyĢe ARAT
T. C.
SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Bilimsel Etik Sayfası
Öğre
n
cin
in
Adı Soyadı : Arzu KALENDEROĞLU
Numarası : 164233001045 Anabilim Dalı : Özel Hukuk Bilim Dalı : Özel Hukuk
Programı : Tezli Yüksek Lisans
Tezin Adı : 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu Kapsamındaki Tarım Arazilerinin Miras Yoluyla Devri
Bu tezin sonuçlanmasına kadar ki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, Tezli Yüksek Lisans Tezinin içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.
T. C.
SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu
Öğre
n
cin
in
Adı Soyadı : Arzu KALENDEROĞLU
Numarası : 164233001045 Anabilim Dalı : Özel Hukuk Bilim Dalı : Özel hukuk
Programı : Tezli Yüksek Lisans
Tezin Adı : 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu Kapsamındaki Tarım Arazilerinin Miras Yoluyla Devri
Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan “5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu Kapsamındaki Tarım Arazilerinin Miras Yoluyla Devri” baĢlıklı bu çalıĢma 29.05.2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile baĢarılı bulunarak jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.
TEġEKKÜR
ÇalıĢma konusunun belirlenmesinde ve çalıĢmanın hazırlanma sürecinin her aĢamasında bilgilerini, tecrübelerini ve değerli zamanlarını esirgemeyerek bana her fırsatta destek olan değerli hocam Sayın Doç. Dr. AyĢe ARAT’a teĢekkürü bir borç bilirim.
T. C.
SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Öğre
n
cin
in
Adı Soyadı : Arzu KALENDEROĞLU
Numarası : 164233001045 Anabilim Dalı : Özel Hukuk Bilim Dalı : Özel Hukuk
Programı : Tezli Yüksek Lisans
Tezin Adı : 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu Kapsamındaki Tarım Arazilerinin Miras Yoluyla Devri
ÖZET
Türkiye’de tarım arazilerinin verimliği her geçen yıl biraz daha azalmakta ve bu azalmanın en büyük sebeplerinden birisi tarım arazilerinin bölünerek parçalanması olmuĢtur. Tarım arazilerinin bölünmesi ve parçalanmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi de tarım arazilerin miras yoluyla bölünmesidir. Bu parçalanmanın önüne geçebilmek amacıyla Türk Medeni Kanun’u ve Özel Kanunlarda yapılan günümüze kadar çok sayıda düzenleme yapılmıĢtır. Son yapılan düzenleme 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanun’da yapılan düzenlemedir. Bu düzenleme ile tarım arazilerinin Türk Medeni Kanunu’nun miras hükümlerinde yer alan tarım arazilerinin intikalini düzenleyen maddeler yürürlükten kaldırılmıĢ ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na birçok yeni madde eklenerek mirasa konu tarım arazilerinin bölünmesine engel olacak ve daha verimli kullanılmasını sağlayacak önlemler alınmıĢtır.
ÇalıĢmada “5403 sayılı kanun kapsamında mirasa konu tarım arazisinin mülkiyetinin devri” incelenmektedir. 6537 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun’un, tarım arazilerinin mülkiyetinin devri, tarım arazilerinin bölünmesinin önlenerek verimliliğinin artmasını sağlamayı amaçlayan hükümler doğrultusunda 6537 sayılı Kanun değiĢikliği ile Toprak koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na eklenen kavramlar açıklanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Tarım Arazisi, Yan Sınaî ĠĢletme, Ehil Mirasçı,
Özgüleme, Yeter Gelirli Tarımsal Arazi, Asgari Tarımsal Arazi büyüklüğü, Ekonomik Bütünlük.
ĠÇĠNDEKĠLER
TEġEKKÜR ... III ÖZET ... IV ABSTRACT ... V ĠÇĠNDEKĠLER ... VI KISALTMALAR ... IX GĠRĠġ ...1 BĠRĠNCĠ BÖLÜM TARIM ĠġLETMESĠ-TARIM ARAZĠSĠ KAVRAMLARI, TARIM ĠġLETMESĠNĠN UNSURLARI ve TARIM ARAZĠLERĠNĠN SINIFLANDIRILMASI 1. TARIM ĠġLETMESĠ - TARIM ARAZĠSĠ KAVRAMLARI ... 6I-TARIM ĠġLETMESĠ ... 6
II-TARIM ARAZĠSĠ ... 9
2.TARIM ĠġLETMESĠNĠN UNSURLARI ... 11
I-SERMAYE ... 11
II-EMEK ... 12
III-GĠRĠġĠMCĠ ... 13
IV-DOĞAL KAYNAKLAR ... 14
3. TARIM ARAZĠLERĠNĠN SINIFLANDIRILMASI ... 15
I- TARIMSAL ÜRETĠMDE KULLANIMINDAKĠ ÖNEMĠNE GÖRE SINIFLANDIRILMASI ... 16
A) Mutlak Tarım Arazileri ... 17
B) Özel Ürün Arazileri ... 18
C) Dikili Tarım Arazileri ... 18
D) Marjinal Tarım Arazileri ... 19
E) Örtü Altı Tarım Arazileri ... 20
II- PARSEL BÜYÜKLÜKLERĠNE GÖRE SINIFLANDIRILMASI ... 21
A) Asgari Tarım Arazisi Büyüklüğü ... 21
1- Ekonomik Bütünlük OluĢturan Tarım Arazileri ... 23
2- Ekonomik Bütünlük OluĢturmayan Tarım Arazileri ... 26
ĠKĠNCĠ BÖLÜM MĠRASA KONU TARIM ARAZĠSĠNĠN MÜLKĠYETĠNĠN DEVRĠ ġARTLARI VE SONUÇLARI 1. MĠRASA KONU TARIM ARAZĠSĠNĠN MÜLKĠYETĠNĠN DEVRĠ KAVRAMI ... 27
I- MĠRASIN AÇILMASI ... 30
II- TEREKEDE TARIM ARAZĠSĠNĠN BULUNMASI ... 31
III- TEREKEDE BULUNAN TARIM ARAZĠSĠNĠN BÜYÜKLÜĞÜNÜN VE GELĠRĠNĠN BELĠRLENMESĠ ... 32
IV- DEVRE UYGUN MĠRASÇININ BELĠRLENMESĠ ... 34
2. EHĠL MĠRASÇIYA ĠLĠġKĠN KRĠTERLER ... 35
3. MÜLKĠYETĠN DEVRĠNĠN YAPILMASI ... 37
I- TARIM ARAZĠSĠNĠN MÜLKĠYETĠNĠN DEVRĠ ... 37
A) ĠradiDevir ... 39
1-Bir ya da Birden Fazla Mirasçıya Devir ... 40
2-Aile Malları Ortaklığına ya da Kazanç Paylı Aile Malları Ortaklığına Devir ... 41
3-Limited ġirkete Devir ... 44
4-Üçüncü KiĢilere Devir ... 45
B) Kazaî Devir ... 46
1-Mirasçılar Arasında AnlaĢma Sağlanmaması Durumunda ... 46
2-Yasal Süre Ġçerisinde Devrin Yapılmaması Durumunda ... 50
II- TARIM ĠġLETMESĠNE BAĞLI YAN SINAÎ ĠġLETME VE TAġINIRLARIN DEVRĠ ... 51
A) Yan Sınaî ĠĢletmelerin Devri ... 51
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TARIM ARAZĠLERĠNĠN MĠRAS YOLUYLA MÜLKĠYETĠNĠN DEVRĠNDE TARĠHSEL SÜREÇ, DEVRĠN SONUÇLARI ve 6537 SAYILI
KANUN’UN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI
1. TEREKEDE BULUNAN TARIM ARAZĠLERĠNĠN DEVRĠNDE TARĠHSEL
SÜREÇ ... 54
I- 753 Sayılı Medeni Kanun Kapsamında Tarım Arazilerinin Tahsisi ... 54
II- 4721 Sayılı Medeni Kanun Kapsamında Tarım Arazilerinin Özgülenmesi .. 55
III- 5403 Sayılı TKAKK Kapsamında Mülkiyetin Devri Sistemi ... 55
IV- Paylı Mülkiyete ĠliĢkin Devir ve Rehin Yasağının Kaldırılması ... 58
2. TEREKEDE BULUNAN TARIM ARAZĠLERĠNĠN MÜLKĠYETĠN DEVRĠNĠN HUKUKĠ SONUÇLARI ... 58
I- DEĞER TESPĠTĠ VE DĠĞER MĠRASÇILARIN PAYLARININ ÖDENMESĠ ... 59
A) Değer Tespiti ... 60
B) Diğer Mirasçıların Paylarının Ödenmesi ... 62
3. TARIM ARAZĠSĠNDE DEĞER ARTIġI ... 65
4. ÖNALIM HAKKI ... 66
I- Tanımı ve Hukuki Niteliği ... 67
II- ġartları ... 69
III- Önalım Davası ... 73
IV- Sonuçları ... 75
5. 6537 SAYILI KANUNUN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI ... 76
SONUÇ ... 78
KISALTMALAR
AAÇD. : Ankara Avrupa ÇalıĢmaları Dergisi
AD. : Adalet Dergisi
AÜHFD. : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi AÜĠĠBD. : Akdeniz Üniversitesi Ġktisadi Ġdari Bilimler Dergisi AÜSBFD. : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi AZBD. : Akdeniz Ziraat Bilimleri Dergisi
BDPT. : BaĢbakanlık Devlet Planlama TeĢkilatı Bkz/bkz. : Bakınız
C. : Cilt
DEÜHFD. : Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
E. : Esas
EÜHFD. : Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
f. : fıkra
GTHB. : Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı GÜHFD. : Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi GVK. : Gelir Vergisi Kanunu
HD. : Hukuk Dairesi
HGK. : Hukuk Genel Kurulu
HMK. : Hukuk Muhakemeleri Kanunu ĠBD. : Ġstanbul Barosu Dergisi
ĠÜHFD. : Ġnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
K. : Karar
KHĠMBD. : Kazancı Hukuk ĠĢletme ve Maliye Bilimleri Dergisi
KK. : Kadastro Kanunu
KMK. : Kat Mülkiyeti Kanunu
m. : Madde
MHAD. : Mukayeseli Hukuk AraĢtırmaları Dergisi MK. : 753 sayılı Medeni Kanun
MÜHFD. : Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
MÜHHAD. : Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk AraĢtırmaları
Dergisi
RG. : Resmi Gazete
s. : Sayfa
SDÜHFD. : Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi SÜHFD. : Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
TAMDĠY. : Tarım Arazilerinin Mülkiyetinin Devrine ĠliĢkin
Yönetmelik
TBBD. : Türkiye Barolar Birliği Dergisi TBK. : 6098 sayılı Borçlar Kanunu
TK. : Tarım Kanunu
TKAKK. : Toprak Koruma Arazi Kullanımı Kanunu TMK. : 4721 sayılı Medeni Kanun
TR. : Tarım Reformu
TTD. : Türk Tarım Dergisi TTK. : Türk Ticaret Kanunu TUĠK. : Türkiye Ġstatistik Kurumu
Y. : Yıl
Y. : Yargıtay
YD. : Yargıtay Dergisi YHD. : Yargıtay Hukuk Dairesi YHGK. : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu YĠBK. : Yargıtay Ġçtihadı BirleĢtirme Kararı
GĠRĠġ
Türkiye’de tarım arazileri oldukça fazla parçaya bölündüğü için artık verimli biçimde iĢlenemez haldedir. Bu durum tarım arazilerinin yeterli büyüklükte olmamasına ve hedeflenen verimin elde edilememesine sebep olmaktadır. Tarım faaliyetleri ülkemizde çoğunlukla aile iĢletmeleri tarafından yapılmaktadır. ĠĢ gücü ve sermaye yetersizlikleri aile iĢletmesi Ģeklinde kurulmuĢ olan tarım arazilerinin tamamının iĢlenememesine sebep olmuĢ iĢlenemeyen bölümler ise kiraya verilerek bölünmüĢ ya da atıl halde kalmıĢtır. Bu hem tarım arazilerinin parçalanmasına hem de bu arazilerden elde edilebilecek verimin azalmasındaki en önemli sebeplerdir. Arazilerin parçalanmasından maksat tarım iĢletmesine ait olan toprağın birbirinden ayrı parçalara ayrılarak toprak bütünlüğünün küçülmesidir. Türkiye’de tarım arazilerinin bu parçalılığı ziraî verimliliği ve sürekliliği etkilemektedir 1
. Halbuki, tarım arazilerin bütünlüğünün korunması, tarımda verimliliğin ve sürekliliğin sağlanması bakımından oldukça önemlidir 2
. Türkiye’de tarım arazilerinde verimliliğin düĢmesindeki en büyük etken miras ve intikal yoluyla tarım arazilerinin bölünerek parçalanmasıdır3
. Gerçekten, tarım arazilerinin parçalı olması, ziraî verimliliği ve sürekliliği etkilemektedir15
.
Tarımla ilgili önlemler Osmanlı Ġmparatorluğundan günümüze kadar mevzuatta yapılan çalıĢmalarla gerçekleĢtirilmeye çalıĢılmıĢtır. Osmanlı Ġmparatorluğu döneminde özel mülkiyete ait arazi oldukça az iken, arazilerin büyük çoğunluğunu miri araziler 4
oluĢturmaktaydı. Devlet miri arazileri, iĢletilip,
1 Eren, Fikret / BaĢpınar, Veysel, Toprak Hukuku, 5. Baskı, Ankara 2017, s. 61, vd; Yavuz,
Cevdet / Topuz, Murat, Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanununda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun’un Türk Medeni Kanunu’nun Miras Hukukuna ĠliĢkin Hükümlerinde Yaptığı DeğiĢiklikler, MÜHFHAD., Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın’a Armağan, (Özel Sayı), C. 21, S. 2, 2015, s. 693; Cin, Halil, Eski ve Yeni Türk Hukukunda Tarım Arazilerinin Miras Yoluyla Ġntikali, Ankara 1979, s. 33; Özay, Osman Levent, Tarım ĠĢletmelerinin ve Arazilerinin Miras Yoluyla Ġntikali, Ankara 2015. s. 71; Ekecik, ġükran, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu Üzerine Bir Ġnceleme, EÜHFD., C. 2, S. 1–2, Kayseri 2007, s. 230.
2 Yavuz / Topuz, s. 693.
3 Kalkınma Bakanlığı. Tarım Arazilerinin Sürdürülebilir Kullanımı ÇalıĢma Grubu Raporu, 10.
Kalkınma Plânı, Yayın No: KB: 2860 - ÖĠK: 714, Ankara 2014.
4 Miri araziler, mülkiyeti devlete ait olan arazilerdir. Bu arazi türü yararlanma hakkı devletçe
yetkilendirilmiĢ kiĢiler tarafından belirli bir bedel karĢılığında süresiz olarak özel kiĢilere verilmiĢ çayır, yaylak, kıĢla, koruluk vb. gibi topraklardır. Osmanlı’larda mîrî arazi kapsamına,
faydalanılmak üzere halka vermekte böylelikle hem ülke genelindeki iĢlenebilir bütün tarım arazilerinin boĢ kalmadan iĢletilmesi sağlanmakta hem de toprağı iĢleten çiftçinin elde ettiği üründen kazanç sağlamasına imkân tanınmaktaydı. Toprağı iĢleyen çiftçinin ölümü halinde ise iĢlediği tarım arazisi miras yoluyla oğluna, yoksa kızına intikal etmekteydi5
. Bu sistemin, tarım arazilerinin boĢ kalmadan ve bölünmeden iĢletilmesini sağlamayla birlikte devletin vergi geliri elde etmesine de katkı sağlamaktaydı.
Cumhuriyet döneminde tarım arazilerinin kullanımı ve devri usulünde 1926 yılında 743 sayılı (mülga) Medenî Kanun kabul edilmiĢtir. 743 sayılı Medenî Kanun’da özel mülkiyete öncelik veren Ġsviçre toprak sistemi esas alınmıĢtır6. Terekede tarım iĢletmesi bulunması durumunda toprağın bölünmemesi, mirasçılardan birine özgülenmesi hükümlerine yer verilmiĢtir. (mülga MK. m. 597-602)7. Miri araziler üzerindeki toprağı iĢleme ve yararlanma hakkının, MK’nın yürürlüğe girmesiyle mülkiyet hakkına dönüĢtüğü kabul edilmektedir8
. Yargıtay’ın yerleĢik görüĢü de bu yöndedir9
. Aynı Ģekilde toprak mülkiyeti ve toprağın korunması Anayasa’da düzenlenmiĢtir. Ġlk düzenleme 1961 Anayasası’nın 37 ve 52 nci maddelerinde çiftçinin desteklenmesi toprağın verimli Ģekilde iĢletilmesinin sağlanmasına yönelik yapılmıĢtır. Benzer düzenleme 1982 Anayasası’nda da yer almaktadır. 1982 Anayasası’nın 44 üncü maddesinde “Devlet, toprağın verimli
olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında başkalarına devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle fetihlerde kazanılan devlet hazinesi olarak reâyâya devredilen topraklar, mirasçı bırakmadan ölen kiĢilere ait olup devlet hazinesine intikal eden topraklar, fetih esnasında statüsü bilinmeyen, sahibi belli olmayan araziler ve devlet baĢkanının izniyle sonradan tarıma elveriĢli hale getirilen araziler girer. Bkz., Eren / BaĢpınar, s. 61, vd.
5 Eren, / BaĢpınar, s. 63; Yavuz / Topuz, s. 694.
6 Cin, s. 33;Tunçomağ, Kenan, Ġsviçre Zirai Miras Hukuku, ĠBD., C. 23, S. 10, 1954, s. 515.
7
Zevkliler, Aydın, Toprak Reformunun Yeni Medeni Kanunu Ġlgilendiren Yönleri, AÜHFD., C.
26, S. 3–4, 1969, s. 267; Zevkliler, Aydın, Türk Miras Hukukunda Tarımsal ĠĢletmelerin Tahsisi, Ankara 1970, s. 60; Özay,. s. 71.
8 Cin, s. 110–111. Eren / BaĢpınar, s. 80 vd.; Aybay, Aydın, Türk Medeni Kanunu’nun Miras
Hukuku Alanında Getirdiği Yenilikler, MÜHFD., S. 1, 2002, s. 39; Ekecik, ġükran, s. 265.
mirasçıları tarafından işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan toprağın Devletçe geri alınmasına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.” miras hükümleri
dıĢında devrinin mümkün olmadığı görülmektedir.
Anayasal düzenlemelerle uyumlu Ģekilde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda mirasa konu tarım arazilerinin intikali ve mülkiyetinin devrine iliĢkin düzenlemeler yapılmıĢtır. Bu kapsamda 1965 tarihli Toprak Reformu’yla tarım arazilerinin parçalanması, verimliliğinin arttırılması sağlanmaya çalıĢılmıĢtır10
. TMK’da tarım amaçlı kullanıma tahsis edilmiĢ arazileri için tarımsal iĢletme kavramı kullanılmıĢtı ve tarımsal iĢletmenin özgülenmesi hükümlerine yer verilmiĢti. Daha sonra da toprağın korunması ve tarımsal iĢletmelerin verimliliğinin arttırılması amacıyla 2005 tarihli 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kabul edilmiĢtir. Bu kanun ile toprağın doğal veya yapay yollarla kaybını ve niteliklerini yitirmesini engelleyerek, korunmasını, geliĢtirilmesini ve çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun, plânlı arazi kullanımını sağlayacak usûl ve esaslar belirlenmiĢti11. Bu düzenlemelerle tarım arazileri sınıflandırılarak, yeter
büyüklükteki tarım arazisi parsel büyüklükleri ve yeter gelirli tarımsal iĢletme kavramlarına yer verilmiĢtir. Bu kapsamda illerde valilik baĢkanlığında toprak koruma kurulları oluĢturulmuĢ ve tüm tarım faaliyetlerinin takibi yapılmaya baĢlanmıĢtır. TKAKK’da 2007 tarihli 5578 sayılı kanun değiĢikliği ile TKAKK’da belirlenmiĢ olan yeter gelirli tarımsal parsel büyüklükleriyle ilgili değiĢiklik yapılmıĢtır 12 . Ne var ki yapılan değiĢiklikler ve düzenlemeler, toprağın
korunmasındaki en önemli hedef olan tarımsal verimliğinin korunması ve arttırılmasını sağlamaya yetmemiĢ, sadece toprak bölünmesini önlemeye yönelik
10 1965 tarihli Toprak Reformu’nda; Toprağın özelliklerine göre en verimli Ģekilde iĢletilmesini,
toprağın varlığının ve sahip olduğu özelliklerin korunması ve toprağın varlığının devamlılığının sağlanması için gerekli tedbirlere yer verilmiĢtir. Bu tedbirler arasında toprağın miras yoluyla parçalanmasına engel olmak, toprağı iĢleten çiftçinin, verim elde edebileceği büyüklük ölçülerinin altına düĢmesini engellemek ile toprağın verimli bir Ģekilde iĢletilmesini sağlamak yer almaktadır.
11 Yavuz / Topuz, s. 694; Eren / BaĢpınar, s. 163.
12 TKAKK’da 31.01.2007’de 5578 sayılı Kanun’la değiĢiklik yapılmıĢ ve mutlak tarım arazilerinin
bölünemez parsel büyüklüğü 10 dekardan 20 dekara arttırılmıĢtır. Bölünemez büyüklükteki tarım arazisinin miras yoluyla intikal etmiĢ olması ve üzerinde elbirliği mülkiyeti bulunması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, paylarının üçüncü kiĢilere devredilemeyeceği hükme bağlanmıĢtır.
tedbirlerle sınırlı kalmıĢtır. Ayrıca, terekede bulunan tarım arazilerinin mirasçılara intikalinin TMK Miras hükümlerine göre gerçekleĢtirileceği düzenlenmiĢti. TMK içerisinde düzenlenen mirasa konu tarım arazilerinin intikaline iliĢkin, tarımsal iĢletme ve özgüleme hükümlerinde yeterli düzenleme yapılmamıĢtı. Bu sebeple, tarım arazilerinin parçalanması engellenememiĢ ve tarım iĢletmelerinden elde edilmek istenen verimliğe ulaĢılamamıĢtır13
.
TKAKK’nın 8 inci maddesinde, 5578 sayılı kanun değiĢikliği ile yeni düzenlemeler yapılmıĢtır. Yapılan bu değiĢiklerle, bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri göz önünde bulundurularak, tarımsal faaliyetin ekonomik olarak yapılabildiği en küçük alana sahip ve daha fazla küçülmemesi gereken yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklükleri belirlenmiĢtir. BelirlenmiĢ olan bu parsel büyüklüklerinin miras hukuku bakımından bölünemez eĢya niteliği kazandığı ve üzerlerinde her ne Ģekilde gerçekleĢmiĢ olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların üçüncü Ģahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği veya rehin edilemeyeceği düzenlenmiĢtir. Yapılan bu düzenlemelerin mülkiyet hakkını sınırlayıcı özellikte olması ve Kanun’un amacını karĢılayamaması nedeniyle, son yasal düzenleme 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun’la yapılmıĢtır14. 6537 sayılı Kanun değiĢikliği
ile TKAKK’da yapılan değiĢikliklerle toprağın bölünmesi ve verimliliğinin arttırılmasına yönelik düzenlemeler yapılmıĢtır. Mirasa konu tarım arazilerinin paylaĢımına iliĢkin TMK Miras hukuku hükümlerince terekede bulunan tarım arazilerinin mirasçılara özgülenmesi düzenlemelerinin yer aldığı 659–668 maddeleri 6537 sayılı Kanun değiĢikliği ile mülga hale getirilmiĢtir. TKAKK’da terekede bulunan tarım arazilerinin miras yoluyla devri bu değiĢiklikle TKAKK’ya eklenen m. 8/A-K Ģeklindeki toplam 14 maddede düzenlenmiĢtir. Ayrıca yeter gelirli tarım arazisi büyüklükleri yeniden belirlenmiĢ mirasa konu tarım arazilerinin mülkiyetinin iradî veya kazaî olarak devrinin yapılacağına yer verilmiĢtir15. 6537 sayılı Kanun
13
Eren / BaĢpınar, s. 163.
14 RG., T. 15.5.2014, S. 29001.
değiĢikliği ile hem asgari tarım arazisi büyüklükleri hakkında hem de mirasçılar arasındaki mülkiyetin devri iĢlemleri ile mirasçılar dıĢındaki üçüncü kiĢilere mülkiyetin devrine iliĢkin yeni hükümler getirilmiĢtir16
.
Ġncelememiz üç bölümden ve sonuç kısmından oluĢmaktadır. ÇalıĢmamızda öncelikle tarım arazisi, sınıflandırılması, tarım arazisi büyüklükleri, ekonomik bütünlük kavramları açıklanmaya çalıĢılmıĢtır. Daha sonra terekede bulunan tarım arazisinin mülkiyetin devri yolları incelenmiĢtir. Bu kapsamda 6537 sayılı Kanun değiĢikliği sonrasında mirasa konu tarım arazisinin mülkiyetinin devir Ģartları ve devrin sonuçları, yapılan değiĢikliklerin içerikleri ve etkileri açıklanmaya çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmada, mirasa konu tarım arazilerinin devri ile ilgili düzenleme içeren kanun, tüzük, yönetmelik ve tasarılar ile genelgeler, bunların usulleri yeri geldikçe ele alınmıĢtır. Bu usullerden, mülga olup yürürlükten kalkan kurallara da değinilmiĢtir ve karĢılaĢtırma yapılabilmesi sağlanmaya çalıĢılmıĢtır. Sonuç kısmında, konu hakkında mevcut durumla ilgili hukukî tespitlere yer verilmiĢtir.
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
TARIM ĠġLETMESĠ-TARIM ARAZĠSĠ KAVRAMLARI,
TARIM ĠġLETMESĠNĠN UNSURLARI ve TARIM
ARAZĠLERĠNĠN SINIFLANDIRILMASI
1. TARIM ĠġLETMESĠ - TARIM ARAZĠSĠ KAVRAMLARI I- TARIM ĠġLETMESĠ
Tarım iĢletmesine, TMK Miras hukuku özgüleme hükümleri arasında tarımsal taĢınmaz olarak yer verilmiĢti. Mirasa konu tarım arazilerinin intikali TMK miras hukuku hükümleri arasından çıkarılarak 6537 sayılı Kanun değiĢikliği ile TKAKK’de kapsamında düzenlenmiĢtir. Bu Kanun’da tarım iĢletmesi yerine asgari tarım arazisi büyüklüğü ve yeter gelirli tarım arazisi büyüklükleri kavramları kullanılmıĢtır.
Tarım iĢletmesini açıklamadan önce, iĢletme kavramının üzerinde durmak gerekir. ĠĢletme kavramı Küçük ve Orta Büyüklükteki ĠĢletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmeliği17’nin 3 üncü maddesinde yasal
statüsü ne olursa olsun, bir veya birden çok gerçek veya tüzel kiĢiye ait olup bir ekonomik faaliyette bulunan birimleri veya giriĢimleri ifade etmektedir. Bu tanımlamaya göre iĢletmenin en önemli unsuru ekonomik faaliyette bulunmasıdır18
. ĠĢletme bilimine göre, genel anlamda, üretim unsurlarını bir araya getirerek mal veya hizmet üretmek ya da pazarlamak ve bu faaliyetten kâr elde etmek amacıyla kurulmuĢ ekonomik birimlerdir19
.
Tarım iĢletmesi kavramı 5488 sayılı Tarım Kanunu’nda tanımlanmıĢtır. TK’ da, hayvansal, bitkisel veya su ürünlerinin üretimine dayalı tarım faaliyetinde
17 RG., T. 04.11.2012, S. 28457.
18 Akçaal, Mehmet, ĠĢletmenin Devri, Ankara 2014, s. 20. 19
Can, Halil / Tuncer, Doğan / Ayhan, Doğan YaĢar, Genel ĠĢletmecilik Bilgileri, 13. Baskı, Ankara 2002, s. 9; Karalar, Rıdvan, Genel ĠĢletme Ekonomisi, 2. Baskı, Ankara 1993, s. 31.
bulunan, bu üretim faaliyetiyle birlikte, iĢleme, pazarlama, depolama, muhafaza, faaliyetlerini yürüten iĢletmeler olarak tanımlanır. Ancak tarım faaliyetinden ne anlaĢılması gerektiğine TK’ da yer verilmemiĢtir. Tarım faaliyetiyle ilgili 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu20 ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda tarım faaliyeti ve bu faaliyetin kapsamına, Tarım Reformu’nun 7. maddesinde tarımsal iĢletme geliri tanımlamasına yer verilmiĢtir21. Bu tanımlamalar
doğrultusunda, tarım faaliyeti, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiĢtirme ve ıslah yolluyla doğadan bitkisel, hayvansal ve su ürünleri elde edilmesi, bu ürünlerin muhafazası, taĢınması, satılması veya bu mahsullerden sair bir Ģekilde faydalanılmasıdır.
Tarım iĢletmesi, bitkisel ve hayvansal ürün elde edilmek üzere ekim, dikim, yetiĢtirme ve bakım yapılarak ekonomik gelir elde edilmesini sağlayan toprağa bağlı ekonomik birimlerdir22. Tarım iĢletmesinin ve buna bağlı olarak tarımsal faaliyetin en temel özelliği bitkisel veya hayvansal üretim yapılmasıdır23
. Tarım iĢletmesinde elde edilen ürün toprağa bağlı üründür. Bu ürünlerin iĢlenerek ekonomik gelir elde edilmesini sağlayan toprağa bağlı faaliyetler tarım iĢletmesi faaliyetini oluĢturur24.Ancak iĢlenen ürünlerin, dıĢarıdan temin edilmesi halinde iĢletmelerin tarım faaliyeti tarım iĢletmesi olarak nitelendirilemez25
.
20 GVK’da, zirai faaliyet, “arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiĢtirme
ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin istihsalini, avlanmasını, avcıları ve yetiĢtiricileri tarafından muhafazasını, taĢınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir Ģekilde faydalanılması” olarak tanımlanmaktadır.
21 TR’de, Zirai faaliyet, “tarımsal iĢletme geliri, brüt gelirden değiĢken masrafların düĢülmesinden
sonra kalan miktar” olarak tanımlanmaktadır.
22
Gün, Sema, Tarımda Toprak Mülkiyet Yapısı ve ĠĢletmelerin iyileĢtirilmesi, TTD., S. 171, 2006, s. 128; Yavuz / Topuz, s. 692; Zevkliler, Tahsis, s. 79; Eren / BaĢpınar, s. 160; Yavuz, Fehmi, Toprak ya da Tarım Reformu, AÜSBFD., C. 22, S. 2, 1967, s. 42; Ekelioğlu, Yavuz, Toprak Reformu ve Türkiye Uygulamaları, AÜĠĠBD., C. 2, S. 1–2, 2010, s. 45; Ġnan, Ġ. Hakkı, Tarım Ekonomisi ve ĠĢletmeciliği, 1. Baskı, Ankara 2016, s. 21.
23 Zevkliler, Tahsis, s. 79; Yavuz, s. 48; Cansel, Erol, Ziraat ĠĢletmesinin Geçirmekte Olduğu
DeğiĢmeler KarĢısında Ġsviçre ve Türk Hukuklarının Durumu, AÜHFD., C. 10, S. 1–4, 1953, s. 647; Öktem, A. Vural, Türkiye’de Ziraî ĠĢletmeler ve Prodüktivite, AÜSBFD., C. 21, S. 2, 1966, s. 65.
24 Kılıç, Mehmet, Avrupa Birliği’ne Uyum Sürecinde Türk Tarım Hukuku, Mevcut Durum, Son
GeliĢmeler ve YaklaĢımlar, AAÇD., C. 9, S. 2, 2010, s. 3; Özay, s. 39; Çetin, Bahattin / Tipi, Tolga, Tarım Muhasebesi, GeliĢtirilmiĢ 2. Baskı, Ankara 2011, s. 15; Eren, Fikret, Medeni
ĠĢletme bilimine göre, iĢletmeler üretim araçlarının mülkiyet türüne göre, üretilen mal veya hizmet türüne göre, tüketicisine ve büyüklüklerine göre sınıflandırılmaktadır26. Büyüklüklerine göre yapılan sınıflandırmaya göre iĢletmeler,
mikro iĢletmeler, küçük iĢletmeler, orta büyüklükteki iĢletmeler, büyük iĢletmeler ve makro iĢletmeler olarak 5 sınıfa ayrılmıĢtır 27
. Hukuk bilimi bakımından büyüklüklerine göre yapılan sınıflandırma da ise ticarî iĢletme ve esnaf iĢletmesi olarak 2 sınıfa ayrılmıĢtır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 11 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yapılan tanımda “ esnaf iĢletmesi için öngörülen sınırı aĢan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız bir Ģekilde yürütüldüğü iĢletmelerdir.
Tarım ĠĢletmeleri esnaf iĢletmesi ya da ticarî Ģirket olarak faaliyet gösterebilirler. Büyüklüklerine göre yapılan sınıflandırmada, arazinin büyüklüğü, hayvan barınağı, sermaye miktarı, üretim değeri, iĢgücünün varlığı, üretim giderine göre değiĢkenlik gösterir. Özellikle doğal Ģartlarda bitkisel üretim yapan tarım iĢletmelerinde tarım faaliyeti belirli dönemlerde yoğunluk göstermekte ve bu durum ihtiyaç duyulan iĢçi sayını arttırmaktadır. Tarım iĢletmeleri genel olarak bulunduğu yörenin doğal, fiziki ekonomik ve sosyal yapısına göre Ģekillenmektedir.
ĠĢletme, üretim unsurlarını biraya getirerek üretim faaliyetinde bulunan ekonomik birimlerdir. Bir iĢletmeden bahsedilebilmesi için üretim unsurlarına ihtiyaç vardır28
. Bu unsurlar, emek, sermaye, giriĢimci, doğal kaynaktır.
Tarım iĢletmesi için önemli olan bir tarım arazisinin (toprağın) varlığıdır29.
Tarım arazisi üzerinde tarım faaliyetinin gerçekleĢmesi için gerekli tüm
Kanun ve Toprak – Tarım Reformu Kanunu Açısından Tarım ĠĢletmelerinin Tahsis ġartları, Ankara Hukuk Fakültesi 50. Yıl Armağanı, C. 1, S. 2, 1975, s. 149–191; Eren / BaĢpınar, s. 164; Özay, s. 31.
25 Eren / BaĢpınar, s. 164; Özay, s. 41. 26
Can / Tuncer / Ayhan, s. 21; ġimĢek, M. ġerif, ĠĢletme Bilimine GiriĢ, 11. Baskı, Konya 2004, s. 18.
27
Karalar, Rıdvan, Genel ĠĢletme Ekonomisi, 2. Baskı, Ankara 1993, s. 50; Can / Tuncer / Ayhan, s. 23, Karayalçın, YaĢar, Sistemler ve Hukuk Açısından Büyük ĠĢletme, Ankara 1985, s. 37.
gereçler, giriĢimcinin ya da iĢgücünün konakladığı binalar, ağaçlar, tohumlar, hayvanlarla birlikte yani tüm taĢınır ve taĢınmazların aynı amaç için kullanıldığı bir bütünden oluĢmaktadır30
.
II- TARIM ARAZĠSĠ
Üzerinde tarımsal üretim yapılan sınırları belirlenmiĢ yeryüzü toprak parçasıdır 31 . TKAKK’nın 3 üncü maddesinin ç fıkrasında ise “Toprak, iklim,
topografya, ana materyal, hidroloji ve canlıların değişik oranda etkisi altında bulunan yeryüzü parçası” olarak tanımlanmaktadır. Araziyi oluĢturan unsur
topraktır. Toprak, TKAKK’nın 3 üncü maddesinin c fıkrasında “Mineral ve organik
maddelerin parçalanarak ayrışması sonucu oluşan, yeryüzünü ince bir tabaka halinde kaplayan, canlı ve doğal kaynaktır” ifadesine yer verilmiĢtir. Arazinin tarıma
elveriĢli olup olmama özelliği tarım arazisi olarak nitelendirilmesinde etkilidir. Bu, TKAKK’nın 3 üncü maddesinin d fıkrasında “Toprak, topografya ve iklimsel
özellikleri tarımsal üretim için uygun olup, hâlihazırda tarımsal üretim yapılan veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen arazileri” ifadesinde görülmektedir. Öğretide, toprağın;
ıslah, ihya yoluyla bitkisel üretim yapılabilir duruma getirilebileceğinin mümkün olduğu, mera, kıĢlak ve yaylaların tarım arazisi olarak değerlendirilebileceği ifade edilmektedir 32 . BaĢka bir deyiĢle bunlar, üzerinde tarıma yönelik faaliyette bulunulan arazi veya tarım faaliyetinde bulunmaya uygun hale getirilebilen arazilerdir33.
29 Zevkliler, Tahsis, s. 74; Sağlam, Ġpek, Tarımsal ĠĢletmelerin Özgülenmesi Sorunu ve Bu
Sorunun Tarım Reformu Açısından Değerlendirilmesi, MÜHFHAD., C. 16, S. 1–2, 2010, s. 203; Kılıç, s. 68; Atalay, Ġbrahim Orkun, Avrupa Birliği ortak Tarım Politikası, KHĠMBD., S. 2, 2004, s. 318.
30
Zevkliler, Tahsis, s. 73; Eren / BaĢpınar, s. 164; Cin, s. 122; Sağlam, s. 201, vd.; Eren, Tahsis, s. 154; Özay, s. 34; Bağatur, Çağrı, Tarımsal ĠĢletmelerin Özgülenmesi, TBBD., C. 2, S. 3, 1999, s. 863.
31 Bkz., http://www.tdk.gov.tr, (ET: 12.12.2018). 32
Ünal, Mehmet, Tarımsal Toprakların Miras Yoluyla Parçalanması ve Bunun Ekonomik Zararları, SÜHFD., C. 3, S. 1, 1990, s. 103–108.
33
Özay, s. 43; Berki, ġakir, Toprak Hukuku, 3. Baskı, Ankara 1967, s. 19; Düren, Akın, Toprak Hukuku Dersleri, Ankara 1972, s. 86.
TUĠK verilerine göre; Türkiye’nin toplam arazi varlığı 77,8 milyon hektar, bunun 38,226 milyon hektarı kuru ve sulu tarım arazisi, 14,617 milyon hektarı çayır ve mera, 21,537 milyon hektarı da orman arazisidir34. Geriye kalan 4,9 milyon hektarlık kısım ise yerleĢim alanı, sanayi ve diğer amaçlarla kullanılan arazi ve su yüzeyinden oluĢmaktadır35.
Tarım arazileri üzerindeki mülkiyet kamu ve özel mülkiyet olarak ikiye ayrılmakta, toplam tarım arazilerinin % 33 lük kısmı özel mülkiyet kapsamında yer almaktadır. Tarım arazilerinin en önemli unsurlarından biri toprak (toprağın yapısı, derinliği, geçirgenliği, taĢlılığı, tuzluluğu, vs.), diğeri ise iklim Ģartlarıdır. Dolayısıyla Ģu anda üzerinde tarımsal üretim yapılan arazilerle birlikte, üretim yapmaya uygun hale getirilmesi mümkün araziler de tarım arazisi olarak değerlendirilmelidir37.
Tarım iĢletmeleri bakımından tarım arazisi önem arz eder38. Ancak yukarıda
yaptığımız açıklamada belirttiğimiz üzere arazinin tarım arazisi olarak nitelendirilmesi tarıma elveriĢliliğine bağlıdır. Fakat iĢletmede tarıma elveriĢli olmayan toprakların bulunması halinde elveriĢsiz kısımlar tarım iĢletmesi niteliğini elveriĢli kısımlardan miktarını aĢmadığı sürece değiĢtirmez39. Çünkü bu tarıma
elveriĢsiz alanların, iĢletme için gerekli depo, tarım faaliyetinde bulunan kiĢinin konutu, barınak olarak değerlendirilmesi mümkündür40
.
34. Sayın, Cengiz / Altunkaya, Mehmet / TaĢcıoğlu, Yavuz / Sav, Oya / Kavasoğlu, Ġpek,
Türkiye’de Toprak Parçalanması ve Miras Hukuku, AZBD., C. 30, S. 3, 2017, s. 215.
35 Eren / BaĢpınar, s. 14.
37 Özay, s. 43; Berki, s. 19; Düren, s. 86. 38 Zevkliler, Tahis, s. 74; Cin, s. 123. 39
Düren, s. 89; Zevkliler, Tahsis, s. 75; Gökçe, Ziya, Tarımsal ĠĢletmenin Tahsisi, Prof. Dr. Hayri Domaniç’e 80. YaĢ Günü Armağanı, Ankara 2001, s. 837; Sağlam, s. 203; Aksöz, Ġbrahim, Zirai Ekonomiye GiriĢ Zirai ĠĢletmecilik Genel Kısım, Atatürk Üniversitesi Yayın No.15, 1972, s. 48.
40
Aksöz, s. 48; Gökçe, s. 837; Sağlam, s. 203; Özçelik, ġ. BarıĢ: 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda 6537 Sayılı Kanun’la Yapılan DeğiĢiklikler ve Değerlendirilmesi, GÜHFD., C. 19, S. 1, Ankara 2015, s. 24.
2. TARIM ĠġLETMESĠNĠN UNSURLARI I- SERMAYE
ĠĢletmede kullanılan tüm maddi olan ve maddi olmayan değerler sermaye unsurunu oluĢturur.41
Tüm iĢletmeler gibi tarım iĢletmelerinin de iĢletme faaliyetini gerçekleĢtirebilmesi ve üretim yapabilmesi belirli girdilerin varlığına bağlıdır. Bu kapsamda, toprak, bina, makine, arazi ıslahı, bina, bitki, hayvan, hak ve ayrıcalıklar söz konusu olabilir42
.
Tarım iĢletmelerinin en önemli girdilerinden biri tarım arazisi yani topraktır43. Toprak sermayesi aynı zamanda aktif olan sermayedir44. Bu sebeple arazi ıslah çalıĢmaları toprağın ve bulunduğu arazinin özelliklerine göre değiĢkenlik gösteren sermaye unsuru arasında değerlendirilir. Her iĢletmenin kâr elde etmek amacıyla iĢletme faaliyetlerini gerçekleĢtirdiği göz önünde bulundurulduğunda tarım iĢletmeleri için en önemli unsur olan toprağın tarıma elveriĢli yapıda olması gerekmektedir45.
Tarım faaliyeti için gerekli araç-gereçler, tarımsal üretim faaliyetinde bulunan kiĢilerin yaĢayacağı konutu, ağaçlar, bitkiler ve hayvanlardır. Tarım arazisinin üzerindeki bu binaların iĢletmenin sermaye unsuru arasında yer alması, bunların iĢletmenin üretimi ile ilgili kullanılıp kullanılmadığına bağlıdır. Tarım arazisi ve üzerindeki yapılar arasında bağ olmalıdır. Bu bağ ekonomik bir bağdır46. Çünkü ekonomik bağın varlığından söz edebilmek için üzerindeki yapıların iktisadî olarak, bir iĢletme bütünlüğü altında faaliyet göstermesi gerekmektedir47. Bu unsurların
41
Akçaal, s. 21; Özay, s. 38.
42 Akçaal, s. 21; Düren, s. 89; Zevkliler, Tahsis, s. 75; Gökçe, s. 837.
43 Kılıç, s. 27; Özay, s. 42; Karalar, s. 22; ġimĢek, s. 21; Karagölge, Cahit, MüteĢebbis
Faktörünün Tarımsal Üretimdeki Etkisinin Ekonometrik Bir Yöntemle AraĢtırılması, AÜZFZD., C. 9, S. 1, 1978, s. 56; Rehber, Erkan, Tarım Ekonomisi, Bursa 2013, s. 112; Ünal, s. 104; Düren, s. 88. 44 Özay, s. 48. 45 Özçelik, s. 26; Özay, s. 42. 46 Zevkliler, Tahsis, s. 76; Kılıç, s. 30. 47 Sağlam, s. 204.
olmaması durumunda, verim elde edilebilecek bir üretimin yapılabilmesi mümkün olamaz48. Sermaye, üretimin yapılabilmesi ve kârlılığın artırılabilmesi için gerekli her türlü eĢyadır. Mesela, pamuk üretimi yapılan tarım arazisi ve bu pamukların çentiklerinden ayrılmasını sağlayan fabrika binası, saklamada kullanılan depo, vs. tarım iĢletmesine bağlı sayılır49. Tarım iĢletmesinde, hayvanlar, kendilerinden ürün elde edilen demirbaĢ sayılmaktadır 50
. Tarım iĢletmelerinin verimi, arazinin bulunduğu bölgenin ekolojik, topografik ve biyolojik51
Ģartlardan etkilenmektedir. Bu Ģartlar iĢletmenin üretim giderlerinin değiĢkenlik göstermesine sebep olmakta ve para sermayesini zorunlu kılmaktadır52.
II- EMEK
Emek; insanların bedensel ve zihnî iĢgücünü, çalıĢmalarını, mal veya hizmet üretiminde kullanmalarıdır53
. ĠĢletmenin amaçları doğrultusunda sarf edilen çaba emektir54. Yalnızca iĢçi olarak çalıĢanların değil, giriĢimcinin ya da yöneticinin emeği de bu kapsamda değerlendirilir55. Tarım iĢletmelerinde gerçekleĢtirilen
üretimin doğal kaynaklara bağlılığı iĢ yoğunluğunun dönemsel farklılık göstermesine neden olur56. Özellikle ekim, dikim, hasat zamanı gibi dönemlerde iĢgücü ihtiyacı önemli ölçüde artıĢ göstermektedir. Bitkilerin olgunlaĢmasının beklendiği dönemlerde ise durağanlaĢmaktadır 57
. Özellikle bitkisel üretimde bulunulan iĢletmelerde ekim, dikim ve hasat yapılan dönemlerde emek ihtiyacı artmakta ve dıĢarıdan ek iĢ gücü talep edilebilmektedir. Durağan dönemlerde ise iĢletmelerin sahip oldukları mevcut iĢ gücünü iĢletmenin farklı alanlarına aktararak değerlendirebilmesi mümkündür.
48 Çetin / Tipi, s. 21; Özay, s. 46. 49
Zevkliler, Tahsis, s. 77; Kılıç, s. 30.
50
Zevkliler, Tahsis, s. 78; Özay, s. 51.
51 ErkuĢ, Ahmet, Ankara Ġli Yenimahalle Ġlçesinde Kontrollü Kredi Uygulaması Yapılan Tarım
ĠĢletmelerinin Plânlanması Üzerine Bir AraĢtırma, AÜZFY., S. 709, 1979, s. 104.
52 Özay, s. 52.
53 Özay, s. 52; Kılıç, s. 34; Akçaal, s. 21. 54
ġimĢek, s. 21; Çetin / Tipi, s. 23; Sağlam, s. 205; Aksöz, s. 49.
55
ġimĢek, s. 21; Karagölge, s. 79; Ġnan, s. 90; Rehber, s. 124.
56 Ġnan, s. 89; Rehber, s. 123; ErkuĢ, s. 105. 57 Özay, s. 53.
Tarım iĢletmeleri çeĢitli yörelerden gelen göçler ve meslek bilgisi gerektirmemesi nedeniyle iĢgücü sıkıntısı yaĢanmayan iĢletmeler arasında yer almaktadır. Teknolojinin geliĢmesi ile birlikte makineli tarıma geçilmiĢ ve iĢ gücüne duyulan ihtiyaçta azalmaya baĢlamıĢtır.
III- GĠRĠġĠMCĠ
Mal veya hizmet üretmek ya da pazarlama gibi faaliyetlerle kâr elde etmek için iĢletmeyi kurup yöneten kiĢi olarak tanımlamak mümkündür. GiriĢimci, iĢletmenin amacına yönelik toprak, doğa, emek ve sermaye gibi üretim faktörlerini bir araya getiren, bu unsurları en etkili Ģekilde kullanarak kâr elde etmek için çaba gösteren ve risklere katlanan kiĢidir62. GiriĢimci iĢletmenin hem sahibi hem de
yöneticisi olabileceği gibi, yönetim görevini baĢkalarına devredebilmesi de mümkündür. GiriĢimci, yeni ürün üretimi yapabilir, üretim yöntemini değiĢtirebilir, iĢletme sistemi veya organizasyonu meydana getirebilir. Tarım iĢletmesini kuran, iĢleten kiĢinin, iĢletmenin mülkiyetine sahip olması gerekmemekte, kiracı olarak iĢletebilmesi mümkündür63
.
Türkiye’de küçük tarım iĢletmelerine bakıldığında çoğunlukla emeğin aile bireylerinin iĢgücünden kaynaklandığı görülmektedir64. Bu durum giriĢimci ve emek
unsurunun birlikte olduğu bir yapı oluĢturmaktadır 65 . Ancak büyük tarım iĢletmelerinde emek, giriĢimci unsurları birbirinden ayrılmakta, her iki unsur kendi ihtisas alanında müstakil faaliyet göstermektedir66
62 Can / Tuncer / Ayhan, s. 21; Karalar, s. 21-22; 63
Zevkliler, Tahsis, s. 72; Sağlam, s. 203; Aydoğdu, Murat, Roma Hukukunda Toprak Sistemi ve Tarım Reformu GiriĢimleri, Prof. Dr. Cevdet Yavuz’a Armağan, MÜHFHAD., C. 22, S. 3 (Özel sayı), 2016, s. 373.
64 Ceylan R. Figen / Sayın, Cengiz / Özalp, Murat, Türkiye’de Ġzlenen Arazi ToplulaĢtırması
Politikalarının Sürdürülebilir Aile Çiftçiliği Modeline Etkileri, Ulusal Aile Çiftçiliği Sempozyumu, Ankara 2014, s. 108.
65 Karagölge, s. 79; Ġnan, s. 90. 66 Ġnan, s. 90.
IV- DOĞAL KAYNAKLAR
Tarım iĢletmesi faaliyeti doğal kaynak ve koĢullara bağlıdır. Tarım faaliyetinin yapıldığı bölgenin iklimi, toprak özellikleri tarım iĢletmesinin verimliliğini etkileyen etmenler arasında yer almaktadır67. Tarım iĢletmesinde
bitkisel üretim yapılmak istenmesi halinde, üretilecek ürünün iĢletmenin bulunduğu bölgenin doğal yapısına uyum sağlaması gerekmektedir. Çünkü iĢletmelerin kâr elde edebilmesi üretim maliyetlerinin de düĢük olmasına bağlıdır. Bitkisel ürünlerin yetiĢebildiği doğal ortam ve koĢullar değiĢiklik göstermektedir. Bitkinin ihtiyacı olan ortamın yapay olarak yaratılması tarım iĢletmesinin üretim maliyetinin artmasına neden olacaktır. Bu sebeple, doğal kaynaklar tarım iĢletmeleri açısından hem bir unsur hem de kısıtlayıcı faktör niteliği taĢımaktadır.
Doğal kaynaklar arasında yer alan toprak unsuruna, tarım iĢletmesinin sermaye unsurları arasında da yer vermiĢtir. Toprak unsuru tarım iĢletmesinin merkezinde yer alan olmazsa olmaz bir unsurdur. Toprak, tarım iĢletmelerinin üretim faktörüdür 68 . Toprak ve arazi birçok yazar tarafından birbirinin yerine
kullanılmaktadır69 . Bu sebeple tarım iĢletmesinin faaliyet gösterdiği yeryüzü
parçalarının tarım iĢletmelerine yaptıkları etkiye birlikte yer verilmelidir. TKAKK’ da tarım arazilerinin sınıflandırılmasında toprağın yapısı ile birlikte arazinin yapısı da göz önünde bulundurulmuĢtur. Tarım iĢletmesinin faaliyet gösterdiği arazinin büyüklüğü, eğimi, makineli tarıma elveriĢliliği, arazinin yönü (güneye bakan kısımların daha fazla güneĢ alması gibi), toprağın yapısı (kumlu-killi,vs.), toprağın derinliği (100 cm ve üstündeki topraklar derin topraktır), taban suyu yüksekliği, toprağın su tutma yeteneği, toprağın biyolojik durumu tarım iĢletmesinin verimliliğine etki eden etmenlerdir. Bu sebeple toprak tarım iĢletmesi için merkezi konumda yer alan doğal kaynaktır.
67
Karaçal, Ġlhan, Toprak Verimliliği, 1. Baskı, Ankara 2008, s. 40.
68 Karagölge, s. 50; Ġnan, s. 68; Aksöz, s. 49; Kılıç, s. 28. 69 Karagölge, s. 50; Karaçal, s. 42; Ġnal, s. 70.
Doğal kaynaklar arasında yer alan diğer bir unsur, iklim unsurudur. Ġklimin doğal kaynak olarak değerlendirilmesi üretim maliyetine yaptığı etkiden kaynaklanmaktadır70. Ġklim değiĢkenlikleri tarım iĢletmesinde verim belirsizliğine
neden olabilmekte ve üretilecek üründen elde edilmek istenen verimin kesin olarak bilinebilmesini etkilemektedir71. Yörenin ilk don – son don, sıcaklık gibi etmenleri gibi iklim Ģartlarını çiftçinin kontrol edebilmesi mümkün değildir. Tarım arazisinin bulunduğu bölgenin iklim özellikleri tarım iĢletmesinin verimliliği üzerinde etkili olan doğal kaynaklar arasında önemli bir yere sahiptir.
3. TARIM ARAZĠLERĠNĠN SINIFLANDIRILMASI
Tarım arazilerinin sınıflandırılması ve büyüklüklerinin belirlenmesiyle ilgili düzenleme yapılabilmesi için öncelikle Türkiye’deki toprak ve arazi varlığının belirlenmesi gerekmektedir. Toprak ve arazi varlığının belirlenmesi ile ilgili TKAKK’nın 7 nci maddesinde toprak ve arazi varlığının belirlenmesi, sınıflandırılması, etüt, analiz ve sınıflama ile ilgili standart oluĢturulması, harita ve veri tabanının hazırlanması ve kullanıcıların hizmetine sunulmasına iliĢkin usûl ve esasların Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikle belirleneceği düzenlenmiĢtir. Bu kapsamda hazırlanmıĢ olan Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve Plânlanmasına Dair Yönetmeliğe72
göre toprağın etüdü ve sınıflama çalıĢmaları yapılacaktır. Bu çalıĢma kapsamında arazinin kullanım Ģekli, toprak yapısı, sınıfı, tarımsal özellikleri, çevre arazilerle arasındaki tarımsal arazi bütünlük iliĢkileri etüt çalıĢmalarında bir arada değerlendirilecektir. Toprak koruma ve arazi sınıflamasına yönelik etütler 73
bakanlığın yetki verdiği teknik elemanların 74 sorumluluğunda gerçekleĢtirilir.
70 Taraklı, Duran, Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ve Uygulama Sonuçları, Ankara 1976, s. 72;
BDPT, 2. Türkiye Ġktisat Kongresi, Tarım Komisyonu Tebliğleri, Ġzmir 1981, s. 863.
71
Karagölge, s. 50; Ġnan, s. 68; Taraklı, s. 72; BDPT, s. 864.
72 RG.,T. 09.12.2017, S. 30265.
73 Bkz., RG., T. 9.12.2017, S. 30265., Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve
Plânlanmasına Dair Yönetmelik, 3-Z/aa bendinde, toprak etüdü, toprağın farklı kullanımlar karĢısında, davranıĢını, potansiyel kullanımını sınırlayan faktörleri belirlemek ve zarara uğramasını engelleyebilmek, toprağın üretken kalabilmesini sağlamak amacıyla yapılan fiziksel, bitkisel ve kültürel tedbir olarak tanımlanmıĢtır.
Tarımsal amaçlı arazi kullanım plânlarında, toprağın fiziksel, biyolojik yapısı, derinliği, eğimi, konumu gibi araziye yönelik faktörlerle birlikte arazinin bulunduğu bölgenin iklim özellikleri su kaynakları, kadastral ekonomik ve sosyal verileri ile hâlihazırda yapılan veya ileride yapılması muhtemel tarımsal faaliyetler göz önünde bulundurulur. Bu doğrultuda toprağın kaybına ya da arazinin bozulmasına neden olmayacak Ģekilde kullanım Ģekillerine yer verilir. Bu plân ve projelerin uygulanacağı arazilerin sınırlarının ve büyüklüklerinin tespitinde, toprağın özellikleri, kullanım Ģekli ve topografik durumu gibi hususlardan hareketle benzer özelliklere sahip olan bölgeler belirlenir. Araziler, kullanım Ģekilleri ve kullanıma uygunluklarına göre (sulu tarım, kuru tarım, mera, orman, yerleĢim yeri), Toprak ve arazi özelliklerine göre ( mutlak tarım arazisi, dikili tarım arazisi, marjinal tarım arazisi, özel ürün arazisi) olarak sınıflandırılır. Tarım arazilerinde yapılan sınıflandırma, toprağın korunmasını, geliĢtirilmesini sağlamaya yönelik yapılabildiği gibi, coğrafî veya ekonomik olarak da yapılabilmektedir75.
I- TARIMSAL ÜRETĠMDE KULLANIMINDAKĠ ÖNEMĠNE GÖRE
SINIFLANDIRILMASI
TKAKK’nın toprağın doğal yapısının bozulmasının engellenmesi, geliĢtirilmesi ve böylelikle plânlı arazi kullanımını sağlama amacı 6537 sayılı Kanun değiĢikliği ile geniĢletilmiĢtir. 6537 sayılı değiĢiklik ile toprağın korunması ve geliĢtirilmesinin sağlanması ve tarım arazilerinin sınıflandırılması yapılmıĢtır. Bu sınıflandırma doğrultusunda bölünemez büyüklükteki arazi büyüklükleri yeniden düzenlenmiĢ ve asgari tarımsal arazi büyüklükleri ile yeter gelirli tarımsal arazi büyüklükleri belirlenmiĢtir.
Toprak ve arazilerin sınıflandırılması76, tarım arazisi nitelikli alanlar toprağın fiziksel yapısı, biyolojik özellikleri, eğimi, yağıĢ alma miktarı, bulunduğu alandaki
74 Bkz., RG., T. 24.01.1992, S. 21121., Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine ĠliĢkin Tüzük. 75 Toprak ve Arazi Sınıflaması Standartları Teknik Talimatı, m. 9-10.; Eren / BaĢpınar, s. 17-18. 76 4342 sayılı Mera Kanunu, 3194 sayılı Ġmar Kanun’u 6831 sayılı Orman Kanun’u 7472 sayılı
Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun ve 7472 sayılı Kanun’a bağlı olarak Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine ĠliĢkin Tüzüğün yetki verdiği teknik elemanların
iklimsel özellikleri77
ve ülke tarımındaki önemi dikkate alınarak arazi kullanma kabiliyet sınıflandırılması yapılmaktadır. Tarım arazilerinin sınıflandırılması çalıĢmaları daha çok arazi kullanım plânlarının yapılması ve tarım arazilerinin amaç dıĢı kullanımının önlenmesi amacıyla geliĢtirilmiĢtir.
A) Mutlak Tarım Arazileri
TKAKK’nın 3 üncü maddesisin e fıkrasında tanımlanmıĢtır. Buna göre, bulunduğu bölgeye adapte olmuĢ, tarımı yapılan her çeĢit bitkinin münavebe yapılabildiği, bölge ortalamasında veya ortalamanın üzerinde ürün alınabilmesine elveriĢli, topografik sınırlamaları çok az olan ya da hiç olmayan, hâlihazırda tarım faaliyetinde bulunulan ya da faaliyette bulunmaya elveriĢli olan arazilerdir. Bu araziler, ülke, bölge ve bulunduğu yöre için önemli tarım arazileri arasında yer almaktadır.
Mutlak tarım arazileri, toprağın derinliği, arazinin eğimi, üzerinde yetiĢen bitkinin türü hep birlikte değerlendirilerek karar verilir 78
. Toprak ve Arazi Sınıflaması Standartları Teknik Talimatında tarımsal faaliyetin yürütülmesinde bir bütün oluĢturan mahallî yerler de mutlak tarım arazisi vasfında kabul edilmektedir.
sorumluluğunda bakanlığın belirleyeceği standartlara uygun olarak hazırlanarak bakanlık ve valiliklerce onaylanır. Bu Sınıflandırmaları yapmaktaki amaç, arazilerin toprak bozulması ve erozyona neden olmayacak Ģekilde en verimli ve uygun tarım arazisi kullanımını sağlayacak tarım amaçlı kullanım ve koruma tedbirlerinin kombinasyonunu verecek verileri elde etmektir.
77
Bkz., Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve Plânlanmasına Dair Yönetmelik, m. 9/1.
78 Toprak ve Arazi Sınıflaması Standartları Teknik Talimatı, Ek–1/1’e göre, tesirli toprak derinliği
en az 50 cm olan, arazinin genel eğimi yörede yıllık ortalama yağıĢ miktarına göre; yağıĢ 640 mm den az ise en fazla % 3, yağıĢ 640 mm den fazla ise en fazla % 8 olması gerekmektedir. Bitki kök bölgesinde toprak sınırlamaları (tuzluluk, alkalilik, drenaj, taĢlılık, sel basması, erozyon gibi) yok veya çok az olup üretime olumsuz etkileri olmaz. Toprak derinliği 50 cm den az olmayıp, su tutma kapasitesi yüksek, hava ve suyu geçirebilen ve geçirgenlik oranı en az 0,15 cm/saat en çok 50 cm/saat tır. Toprak pH’sı 4,5 ile 8,5 arasında, sodyum yüzdesi (ESP) 15 den az olmalıdır. Yüzeyde bulunan taĢların en fazla % 10 kadar olması ve bu taĢların çapının 7,5 cm den büyük olmaması gerekmektedir. Taban suyu ve sel basma sorunu olmaması gerekmektedir. Eğim ile aĢınabilirlik faktörü çarpımının ikiden küçük, iklim faktörü ile rüzgar da toprak aĢınabilirliği çarpımının altmıĢtan küçük olması gerekmektedir.
B) Özel Ürün Arazileri
TKAKK’nın 3 üncü maddesinin f fıkrasında tanımlanmıĢtır. Buna göre, toprak yapısı ve topografik sınırlamaları sebebiyle, arazinin bulunduğu yörede, o yöreye adapte olmuĢ tüm bitki çeĢitlerinin tarımının yapılamadığı yalnızca yöre toprağının, tuzluluk oranı, alkaliliği, drenaj yapısı, taĢlılık gibi Ģartlarına79
adapte olmuĢ ürünlerin ekonomik olarak tarımının yapıldığı arazilerdir80. Özel ürün arazisi
olarak belirlenmiĢ olan arazilerde, ekonomik üretim yapılabilmesi sulu tarım yapılmasına bağlıdır.
C) Dikili Tarım Arazileri
TKAKK’nın 3 üncü maddesinin g fıkrasında tanımlanmıĢtır. Buna göre, mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazileri sınıfları dıĢında kalan ve üzerinde yörenin ekolojik yapısına, tekniğine uygun olarak tesis edilen, özel ekolojik Ģartlarda çalı, ağaççık ve çok yıllık ağaçların dikili olduğu arazilerdir. Tür ve cinsi dikkate alınarak yöre için ekonomik olacak sayıda ağaç, ağaççık veya çalı formundaki bitkilerin bulunduğu araziler, il müdürlükleri tarafından değerlendirilerek dikili tarım arazisi olup olmadığına karar verilir. Dikili tarım arazi tespiti, toprağın verimi, ekonomik faaliyette bulunulup bulunulmadığı, ekonomik faaliyette bulunulmuyorsa bunun nedenleri, yeterli bakım yapılması durumunda ekonomik getiri elde edilip edilemeyeceği gibi faktörler göz önünde bulundurularak yapılır81
.
79 Bitkilerin tuzluluk, alkalilik ve bora dayanıklılığını gösteren tablolar ile detaylı toprak ve arazi
bilgileri, Bkz., Toprak ve Arazi Sınıflaması Standartları Teknik Talimatı, Ek -7.
80
Örneğin tuza dayanıklı bitkilerden çeltik, Ģeker pancarı, pamuk, eğim yönünden mutlak tarım arazisi özelliklerini taĢımayan ancak toprak derinliği 50 cm den fazla olan tarım arazilerinde özel amenajman tedbirleri alınarak (seki, Ģeritsel ekim, ileri sürüm teknikleri) yörede yetiĢtirilen ekonomik değeri yüksek herhangi bir bitkinin tarımının yapılmasına uygun ve uzun süre yöre ortalamasında ürün alınması halinde ya da eğimi mutlak tarım arazilerine uygun olup da derinliği 50 cm den az ancak yörede yetiĢtirilen ekonomik değeri yüksek herhangi bir bitkinin tarımının yapılmasına uygun ve uzun süre yöre ortalamasında ürün alınması halinde, bu arazilerde özel ürün arazisi olarak kabul edilmektedir.
81 Sorunlu tarım alanlarının tespiti ve iyileĢtirilmesi projesi (statip) ile tarım arazilerinin önemine
göre yapılan sınıflandırmada, mera, orman, yerleĢim yerleri ve diğer arazilerin gösterildiği bölgeler esas alınarak 1/25000 ölçekli haritalarla, arazi kullanımındaki değiĢiklikler düzenli olarak iĢlenmektedir.
Tapu kayıtlarında dikili alan olarak görülen yerler ile dekarında bakanlıkça belirlenmiĢ sayıda82
kök bulunan yerler dikili alan olarak kabul edilmiĢtir. Toprak, topoğrafik özellikler ve iklim, dikimi yapılan bitkinin ekonomik olarak tarımının yapılmasını etkiler. Ülkemizde bölgeler itibariyle çeĢitli ekolojik Ģartlar altında dikili bulunan araziler mevcuttur. Bunlar ürün çeĢidine göre fındık, çay, zeytin, bağ, kestane, narenciye, gül, antep fıstığı, elma, armut, viĢne, kiraz, dut, ceviz, kayısı, vb örnek olarak gösterilebilir.
D) Marjinal Tarım Arazileri
TKAKK’nın 3 üncü maddesinin ğ fıkrasında tanımlanmıĢtır. Buna göre, dikili tarım arazileri ve özel ürün arazileri arasında yer almayan, toprak yapısı ve topografik sınırlamaları nedeniyle tarıma uygun olmayan verimliliği düĢük olan arazilerdir. Bu arazilerde, yörenin ihtiyaçları nedeniyle tarım yapılmasına izin verilmiĢtir. Bu sınıftaki arazilerin ileri sulama teknikleriyle sulu tarım yapmaya uygun hale getirilebilmesi halinde, tarım arazisi olarak kabul edilmektedir. Ancak böyle bir kabulün nedeni tarımsal bütünlüğün bozulmaması içindir. Bölgenin tarımsal bütünlüğüne zarar vermemesi halinde tarım dıĢı kullanımına izin verilebilmektedir. Topografik yapıları ve ekolojik özellikleri nedeniyle tarımsal bütünlüğü olmayan bu yapıların ekonomik açıdan tarıma dayalı üretim yapılamayan ve/veya tarım dıĢı kullanılan araziler arasında yer alan; 2 hektardan az mutlak tarım arazisi veya özel ürün arazisi, 0,5 hektardan az dikili tarım arazileri ve 0,3 hektardan az örtü altı tarım arazisi ekonomik değeri olan önemli tarım arazisi olarak kabul edilmemektedir.
82 Bakanlıkça belirlenmiĢ kök sayıları, Toprak ve Arazi Sınıflaması Standartları Teknik Talimatı,
Ek–1/1, zeytin (8 ağaç), antep fıstığı (8 ağaç), kestane (5 ağaç), harnup (10 ağaç), incir (6 ağaç), armut (10 ağaç), elma (10 ağaç), trabzon hurması (10 ağaç), badem (15 ağaç), kiraz (15 ağaç) ayva, nar (20 ağaç), erik, kayısı, zerdali (15 ağaç), muĢmula, malta eriği (25 ağaç), Ģeftali, viĢne (20 ağaç), muz (30 ağaç), ceviz, dut (5 ağaç), üvez, hunnap, kızılcık (15 ağaç), limon, portakal, greyfurt, turunç (15 ağaç), mandalina (20 ağaç), avokado (10 ağaç), fındık (40 ocak), gül (200 kök), çay (800 fidan), bağ (1 0 0 o m c a)’dır.
E) Örtü Altı Tarım Arazileri
TKAKK’nın 8 inci maddesinde “tarım arazileri, doğal özellikleri ve ülke
tarımındaki önemine göre, nitelikleri Bakanlık tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırılır” düzenlemesi yer almaktadır. Bu arazilere iliĢkin açıklamalar da
Kanun’un 3. maddesinde yapılmıĢtır. Bu sınıflandırmalar içerisinde örtü altı tarım arazisine yer verilmediği görülmektedir. Ancak, asgari tarımsal arazi büyüklük ölçülerinin yer aldığı 8 inci maddenin 3 üncü fıkrasında “asgari tarımsal arazi
büyüklüğü; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük belirlenemez” örtü altı tarım arazisinin asgari tarımsal arazi
büyüklüğü belirtilmiĢtir. Ayrıca, 8/A maddesinde, yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin Kanun’un Ek-1 sayılı listesinde yer aldığı, Ek-1 sayılı listede ise sulu tarım arazisi, kuru tarım arazisi, dikili tarım arazisi ve örtü altı tarım arazisi olarak ayrı ayrı belirlendiği görülmektedir. TKAKK’da örtü altı tarım arazisi kavramı açıklanmamıĢ olmakla birlikte bu kavramın tanımlaması TKAKK’na bağlı planlama yönetmeliğinin 3 üncü maddesinde yapılmıĢtır. Buna göre; örtü altı tarım arazileri, ekolojik yapının olumsuz etkilerinin azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması amacıyla naylon, cam, ya da benzeri örtüler ve ileri tarım teknikleri kullanılarak üretim yapmaya uygun hale getirilmiĢ arazilerdir. Bu arazilerde doğal arazi sınırlamaları bulunmamaktadır. Bakanlık bu sebeple seracılık faaliyeti devam ettiği sürece bu alanları mutlak tarım arazisi olarak değerlendirmekte, seracılık faaliyetinin uygulanmaması halinde ise Bakanlık tarafından tarım dıĢı kullanıma izin verilebilmektedir.
Örtü altı tarım arazileri her ne kadar arazi sınıfları içerisinde yer alıyor olsa da insan eliyle oluĢturulma özelliğine sahiptir. Bu sebeple terekede örtü altı tarım arazisi bulunması halinde tarım faaliyetini devam ettirmek istemeyen mirasçılar Bakanlıktan bu arazilerin tarım dıĢı kullanımına izin verilmesini talep edebilmektedirler. Bu Ģekilde, bakanlık tarafından tarım dıĢı kullanımına izin verilen tarım arazilerinin
mirasçılar arasında paylaĢılması TKAKK hükümlerince değil TMK’nın miras hükümlerince taĢınmazların paylaĢtırılmasına tâbi olarak gerçekleĢtirilecektir.
II- PARSEL BÜYÜKLÜKLERĠNE GÖRE SINIFLANDIRILMASI
TKAKK’da tarım arazilerinin bilimsel esaslara göre sınıflandırılması, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarım arazilerinin asgari büyüklüklerinin belirlenmesinin yapılacağına Kanun’un kapsamı içerinde yer verilmiĢtir. TKAKK’nın 3 üncü maddesin h fıkrasında asgari tarım arazisi büyüklüğü “üretim
faaliyet ve girdileri rasyonel ve ekonomik olarak kullanıldığı takdirde, bir tarım arazisinde elde edilen verimliliğin, söz konusu tarımsal arazinin daha fazla küçülmesi hâlinde elde edilemeyeceği Bakanlıkça belirlenen en küçük tarımsal parsel büyüklüğünü” ifade ettiği belirtilmiĢtir. Yeter gelirli tarım arazisi büyüklüğü ise
“bölge farklılıkları göz önünde bulundurularak il ve ilçelerin ekli (1) sayılı listede
belirlenen yeter gelirli tarımsal arazi büyüklükleri” olduğu Ģeklinde belirtilmiĢtir. A) Asgari Tarım Arazisi Büyüklüğü
Asgari tarım arazisi kavramı, TKAKK’nın 3 üncü maddesin h fıkrasının 6537 sayılı Kanun değiĢikliği ile yeniden düzenlenmesiyle eklenmiĢtir. 6357 sayılı değiĢiklikle bu fıkrada yer verilen “yeter büyüklükte tarımsal arazi” kavramı “asgari
tarımsal arazi büyüklüğü” olarak değiĢtirilmiĢ, ”tarımda toplam işlem zamanları ve alan kayıplarını optimum yapabilen, arazi nitelikleri, ürün deseni ve potansiyeline göre Bakanlık tarafından belirlenen ve daha fazla küçültülemeyecek en küçük parsel büyüklüğü yeter büyüklükte tarımsal arazi büyüklüğünü ifade eder” açıklaması ise
“üretim faaliyet ve girdileri rasyonel ve ekonomik olarak kullanıldığı takdirde, bir
tarımsal arazide elde edilen verimliliğin, söz konusu tarımsal arazinin daha fazla küçülmesi hâlinde elde edilemeyeceği Bakanlıkça belirlenen en küçük tarımsal parsel büyüklüğü asgari tarım arazisi büyüklüğünü ifade eder” Ģeklinde değiĢtirilmiĢtir.
Tarım arazilerinin bölünemez parsel büyüklüklerinin TKAKK kapsamında bölge ve yörelerin ekolojik, ekonomik ve toplumsal yapısı dikkate alınarak
belirleneceği düzenlenmiĢtir. Kanun’un 8 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında “asgari tarım arazisi büyüklüğü; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan” olarak belirlenmiĢtir. BelirlenmiĢ olan bu büyüklükler bölünemez eĢya niteliği kazanmakta ve bu büyüklüklerin altında ifrazı, hisselendirilmesi, pay ve paydaĢ sayısının arttırılmasını engellenmiĢtir. Ancak, tarım dıĢı kullanım izni verilen alanlar veya çay, fındık, zeytin gibi özel iklim ve toprak ihtiyaçları olan bitkilerin yetiĢtiği alanlarda arazi özellikleri nedeniyle belirlenen asgari tarımsal arazi büyüklüğünden daha küçük parsellerin oluĢmasının gerekli olması halinde bakanlığın uygun görüĢü ile daha küçük parsellerin oluĢturulmasına izin verilebilmektedir (TKAKK., ek cümle: 19.4.2018-7139/40 m.).
B) Yeter Gelirli Tarım Arazisi Büyüklüğü
TKAKK’nın 3 üncü maddesinin ı fıkrasının 6537 sayılı Kanun değiĢikliği ile yeniden düzenlenmesiyle eklenmiĢtir. Bu düzenlemeyle “yeter gelirli tarımsal
işletme” kavramı “yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü” olarak değiĢtirilmiĢ, bir tarım işletmesinde üretim faktörlerinin rasyonel kullanımına olanak vererek işletmenin gelişmesini temin eden, ailenin ekonomik ve sosyal gelişimini temin edecek gelir ile tarımsal yapının muhafazası ve tarımın sürekliliğini sağlayan en küçük işletme büyüklüğünün yeter gelirli işletme büyüklüğünü oluşturur” açıklaması
ise bölge farklılıkları göz önünde bulundurularak bakanlık tarafından belirlenir olarak değiĢtirilmiĢtir.
TKAKK’nın 8/A maddesine göre, bölge farklılıkları göz önünde bulundurularak il ve ilçelerin yeter gelirli tarımsal arazi büyüklükleri Kanun’a ekli (1) sayılı listede belirlenmiĢ olup, listede yer alan büyüklüklerin altında ifraz edilemeyeceği veya bölünemeyeceği belirtilmiĢtir. Kanun’un yeter gelirli arazi büyüklüklerini belirlemesindeki amacının tarım arazilerinden elde edilen verimliliği artırmak olduğu görülmektedir. Elde edilen verimin korunması ve arttırılması tarımsal faaliyetin sürdürülebilirliği anlamı taĢımaktadır. Sürdürülebilirlik kavramı, tarımsal üretim faaliyetinde kullanılan sabit sermayenin, amortisman gideri ve