n a
im m m
İbnülemin
âbidesi!
Ü stadın eıı y ak ın dost ve h a y r a n la rın d a n biri olm ak la i ft i h a r ettiğini halde muazzam kütüp hanesiyle m uh teşem yazı_' kolleksiyonuıııı g eçen sene t ‘- ııiversiteye v a k f e tm iş olduğu nu yeni öğren iyorum. Çünkü hazr et , hu y ük se k h ay rı - ha y a t t a İken - İlân e t m e m e k k a rarın ı ve rm iştir. B e n c e bu es siz ihda ve istiğ n a harek eti m em lek etin d ik k a t ve ibreti ö- ııiinde bir âbide gribi telâ k k i ed ilmeğe her n o k tad an lây ık tır. S azım ın hasuıa bundan dolayı “İb nü le m in âbidesi,, tel kihini koydum.
Âbidenin, hiç istem em iş oldu ğıı halde, sağlığ ın da küsad e- dilm is olm asın ı da muazzez üstadım ızın daha uzun yıllar y a s a y a c a ğ ın a ve b ire r bilgi ve zarafet hâzinesi olan eser lerini telife devanı ed ece ğin e manevi bir İşaret ve b e ş a re t gibi k a r şılıyorum.
Avrupa ve A m e rik a 'd a bir k a ç a s ır ön ce y a şa m ış büyük bir ad am a ait bir te k el yazısı bile bir k ü tü p h an e için servet sayılır. İbniilemiıı K ü t ü p h a n e sinde Nabî'ler, R u h i ler, Nailî-I K a d i m l e r , Şeylı fialip'ler, («e- leıılıevi'ler, Ahdüllıak M o l la l a r gibi bir ço k büyüklerimizin yalnız s a y f a l a r c a yazıları de ğil, bastan basa kendi ellerin den ç ık m ış k itapları vardır. Zat en iistad, k ita p dediği za m an hemen d aim a y azm a eser leri k asted e r. * f ' ‘.
B a sılm ış şeyler onun nazarın v da - ne k a d a r değerli olursa , olsun - bir mal m efh um u ifade ( etmez. \
ü ç bin cildin y arıd an fazlası <1 y azm a olduğuna göre vakfedi- i, len hâzinenin m anevî ve nıad > di k ıy m et itib ariy le ne k a d a r (1 y ükse k olacağın ı ta h m in güç i değildir. Yazı lev h aların ın ise V T ü r k iy ed e bir İkincisi bulun \ rnıyan zengin bir kolieksiyon (» olduğunu hep biliriz. Şu ili- ( san ların v arlık tan yapılm ış ol- i m am ası da a y r ıc a düşüııüle- 1, cek bir no ktadır. Öyle m ah- y viyet içinde y a ş a r k i : , 1 F a k ir i padişeh - âsa , gedayı ( , muhteşem im ... I m ısraı san k i üstadın vasfın da ( yazılmıştır. Ali E m iri E fen d i l merhum, sağ olsaydı, otuz yı! <' evvel vaid ve ilân ettiği üzere bu vak fın d an dolayı Bayez id < Meydanında m erasim i mahsu- ı sa ile Mah mut K em al'i n ayak- < larıııı öp mek kadirşinaslığ ın ı g erçek ten y erine g etir ecek ti. ( k anaatind ey im . < E s k i ne srim izin son “miiıı şîi cihangiri,, Sü ley man Nazif. , M ah m u t K e m a l B e y için: < 'Ne kendi kim seye benzer. ^ie
k im se kendisine. * m ısra ını söylemişti. Şiir ülke- J nıizin »on eıniri olan Y a h y a < K em al de: < “H ezâr gıpta o devri kadim < Efe ndisine.. { mısaiyle on a nefis bir tazmin i ilâve etmişti. B en de “ Devri ^ K adim Efendisi,, nlıı »on e f e n diliğinden aldığım heyecanla < • haddim olm ıy arak - o iki 1 m ısraı bir k ıt ‘a ha line g e 1 * f t ■ mek c ü r e t i n d e n kendimi < m ıy o ru m : *
B i r öyle âbide re k zetti yurda <' H azret ki \ îlel'ebet ş a ş a c a k t ı r cihan ^ mühendisine. I İb ra h i m A lâettln Gövsa
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi