kafe!
bunlardan biri. 33 bin kitaplı Sahaf Kafe'de bir yandan çayınızı yudumlayıp, bir yandan dilediğiniz kitabı okuyabilirsiniz. Kafede, edebiyattan felsefeye,
sosyolojiden dine her konuda ve çeşitli dillerde kitaplar bulunuyor. • Giriş katı kütüphane olarak kullanılan Sahaf Kafe'nin üst
Sahaf üstü
• Bunca sıkıntının içinde hem mesleğinden vazgeçmemek, hem de para kazanmak isteyen bazı sahaflar çözümü dükkânlarının üst katlarını kafeye dönüştürüp müşteri çekmekte buluyor. • Kadıköy'de Akmar Pasajı'na giden ara sokaklardan birinde yer alan dört katlı Sahaf Kafe de
katlan ahşap masa ve
sandalyelerle donatılmış. Sobayla ısıtılan kafenin her katında eski resimler ve süs eşyasıyla bezeli ufak bir kütüphane yer alıyor. Sessizliğin egemen olduğu Sahaf Kafe'ye çoğunlukla kitaba meraklı liseli ve üniversiteli gençler geliyor.
O
smanlIlar döneminde enkârlı ve rağbet gören meslekler arasında yer alan sahafçılığın merkezi olarak bilinen Beyazıt Sahaflar Çarşısı,
eskisinden çok farklı. Şimdilerde çarşıda kırtasiye dükkânları bulunuyor. Artık modern görünümlü bu dükkânların çoğunun raflarını eski kitaplar değil, parlak ciltli okul kitapları dolduruyor. Sahafçılığın para kazandırmadığını söyleyen Beyazıt Sahaflar Çarşısı esnafı, “Mecburen kırtasiyeciliğe geçmek zorunda kaldık. Sahaftan kazandığımız para dükkân kirasına bile yetmez olmuştu,” diyor.
Eskilerin Pera’sı, her daim canlılığıyla bilinen Beyoğlu’ndaki
+
n .w ı : U TtîJ »Uf sahaflar, Kadıköy ya da Beyazıt’takilerin aksine mesleklerinden vazgeçmemeye kararlı, istiklal Caddesi’nin ara sokaklarında yer alan Aslıhan ve Anabala Pasajı’ndaki sahaflar, “Sahaf diye bir şey kalmadı artık. Diğerleri para kazanamadığı için işi bıraktı ama biz inatla devam edeceğiz” diye konuşuyor.Anabala Pasajı’nda sahaflık yapan Kanber Balta, dükkânında eski ve ikinci el kitapların yanı sıra gravür, minyatür, film afişi de satıyor.
“Bu piyasada belirli bir ürünün müşterisi yok. Her kolda satış yaptığım halde kira parasını ancak çıkarıyorum” diyen Balta, dükkânında sattığı eşyaya nasıl ulaştığını şöyle anlatıyor: “Sahaflık tesadüfi bir iş aslında. Milyarlar değerindeki bir eşya çöpten çıkıp geliyor bazen. Hayatını çöp toplayarak kazanan insanlar buldukları eski eşya ve kitapları bize getirip satıyorlar. Mesela son olarak, Cevat Kurtuluş’a yazılan hayran mektupları ulaştı elime. Bir şekilde çöpe düşmüşler.”
Yeliz Erkılıç