• Sonuç bulunamadı

XIV.-XVI. Asırlarda, Avrupa Ateşli Silah Teknolojisinin Osmanlılara Aktarılmasında Rol Oynayan Avrupalı Teknisyenler (Tâife-i Efrenciyân)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "XIV.-XVI. Asırlarda, Avrupa Ateşli Silah Teknolojisinin Osmanlılara Aktarılmasında Rol Oynayan Avrupalı Teknisyenler (Tâife-i Efrenciyân)"

Copied!
56
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

XIV.-XVI. ASIRLARDA, AVRUPA ATE~LI SILAH

TEKNOLOJISININ OSMANLILARA AKTARILMASINDA ROL

OYNAYAN AVRUPALI TEKNISYENLER

(TMFE-~~ EFRENC~YÂN)

SALIM AYDÜZ

Bulunduklar~~ co~rafi yap~~ itibariyle farkl~~ milletlere mensup insanlarla birlikte ya~ama durumunda bulunan Osmanl~lar, as~rlarca süren bu birlikte-li~i kar~~l~kl~~ huzur, menfaat ve fayda esas~ na göre tesis ederek, gayr-i müslim insanlarla uyumlu birtak~ m ili~kilere girmi~lerdir. Ne var ki bu ili~kilerin Osmanl~lar~n kurulu~~ y~llar~ndaki cereyan~~ hususunda mevcut kaynaklar bize yeterli bilgi vermedi~inden, bu ili~kilerin boyutlar~ n~~ tesbit etmek oldukça güçtür. Ayr~ca, tâife-i efrenciyan~n, Avrupa'da geli~en ate~li silahlarla ilgili yeni teknolojilerin Osmanl~lara geçmesindeki rolleriyle, saray te~kilât~nda bunlara verilen vazifelerin neler oldu~u konular~~ da ~imdiye kadar incelen-memi~tir. 'Efrenc' tâbiriyle kasdedilen bu Avrupa as~ll~~ ki~ilerin Osmanl~~ Devletinde bir meslek grubu haline gelmeleri ve devlet kadrosunda düzenli ücret almalar~n~n ne zaman ve nas~l gerçekle~ti~i meselesi de tam olarak bi-linmemektedir. Makalede bu sorular~n cevab~ n~~ olu~turacak taife-i efrenciyâ-n~n Osmanl~~ Devleti'ndeki konumu ve hakk~ndaki yeni bilgiler, ar~iv belge-leri ve seyahatnâmebelge-lerin ~~~~~~ alt~nda incelenecektir.

Osmanl~lar, Avrupa'da hususiyetle askeri sahada ortaya ç~kan yeni ilmi ve teknolojik geli~meleri takip etmede oldukça dikkatli olduklar~ndan dolay~, yenilikleri kendi ordularma transfer etmek için, Avrupal~~ gayr-i müslim usta ve teknisyenlerden çe~itli ~ekillerde ve yerlerde faydalanm~~lard~ r. Daha zi-yade devletin askeri alandaki ihtiyaçlar~n~~ kar~~lamak için istihdam edilen bu ki~ilere genel olarak efrenciyân denilmekteydi. Frans~zca Franc'dan yap~lm~~~ bir kelime olan efrenc, co~rafi bir tâbir olarak 'Avrupal~ ' manasma gelmek-tedir. Efrenciyân kelimesi ise, frenklere yani Avrupal~lara mensup manas~n-daki efrenci kelimesinin ço~ulu olup ~slâm dünyas~ na, Orta Ça~'da Bizansl~lar vas~ tas~yla geçmi~tir'. Osmanl~~ müellifleri, efrenc tabiri ile, bazen devlet hizmetlerinde bulunan Avrupa as~ ll~~ gayr-i müslimleri, bazen de

(2)

780 SALIM AYDÜZ

Avrupa'daki dü~manlar~n~~ ve rey a statüsündeki z~mmileri2 kastetmekteydi. Frengi veya efrenci kelimesi ise, co~rafi aç~dan Avrupa'y~~ ifade etmektedir. Mesela, XVII. yüzy~l tarihçilerinden ~brahim Millhemrnin (ö. 1650) Avrupa tarihi ile ilgili eseri

Tarih-i Mühlk-u Rûm ve Efrencs

ile Katip Çelebi'nin ayn~~ konudaki

Frengi Tarih4

isimli tercilmesi buna ait örnelderdendir. Devlet hizmetinde olmad~~~~ halde, ~stanbul veya di~er ~ehirlerde, çe~itli zanaatlarla u~ra~an gayr-i müslimlere de zaman zaman ayn~~ ~ekilde hitap edilirdi.

Bu çal~~mada, bilhassa saray te~kilat~~ ve ordu hizmetinde istihdam edilen efrenciykun, Avrupa'da geli~en ate~li silahlarla ilgili yeni bilgi ve teknoloji-nin aktar~lmas~ndaki yeri incelenecektir. Di~er yandan kaynaklar~n elverdi~i ölçüde, dife-i efrenciyan olarak adland~r~lan bu grupta yer alan Avrupal~~ ki~i-lerin milliyetki~i-lerini de mümkün mertebe belirlemeye çal~~aca~~z.

Osmanl~lar ate~li silahlarla, Avrupa'da bir sava~~ arac~~ olarak kullan~lmaya ba~land~~~~ XIV. yüzy~l ortalar~ndan itibaren ilgilenmeye ba~lanm~~lard~r. Bu ilgileri zamanla artm~~ur. Bu art~~~ silahlar~n önce transferi daha sonra da üretimi sürdürme ve kaliteyi arturmada Avrupal~~ ustalar~n kullan~lmas~yla paralel olarak gitmi~tir. Osmanl~lar~n ate~li silahlar~~ büyük ölçüde tan~malar~, Balkanlar'a geçtikten sonra, Orta Avrupa devletleriyle olan ilk münasebetleri neticesinde olmu~tur. Özellikle XIV. yüzy~l~n ikinci yar~s~ndan itibaren Balkanlar'da yap~lan sava~lar neticesinde, yeni ate~li silah teknolojisi Osmanl~lar~n eline geçmi~~ ve bundan sonra Osmanl~lar bu silahlar~~ geli~tire-rek daha etkin bir tarzda sava~larda ve kale muhasaralar~nda kullanm~~lard~r. Ate~li silahlar~n sava~lar~n kaderindeki büyük rolünü k~sa zamanda anlayan Osmanl~lar, bu silahlar~n say~s~n~~ ve gücünü artt~rmak için büyük gayret sar-fetmi~lerdir. Bunun için de, bir taraftan sava~larda ma~lup etti~i ordular~n si-lahlar~n~~ al~rken di~er taraftan, oldukça erken tarihlerden itibaren çe~itli Avrupa devlederinden silah ve malzeme sat~n alma yoluna gitmi~lerdir. Ayr~ca sava~larda ele geçirilen silah ve mühimmat imalathanelerini de 2 Meselâ, Istanbul'a ait bir muhasebe defterinde Kefe'li bir cemaat, Efrenciyan-1 Kefe

~eklinde kaydedilmi~tir. Bk. Ö.L Barkan, "Fatih Cami ve ~mareti Tesislerinin 1489-1490 Y~llanna

ait Muhasebe Bilançolan", iktisat Fakültesi Mecmuast, XXIII/1-4, 307. Ayn~~ as~rda bir ba~ka Osmanl~~ ~ehri olan Trabzoneda ya~ayan Venedik ve Ceneviz as~ll~~ Latin Katolik ahali için de Osmanl~~ Tahrir defterleri "Mahalle-i Efrenciyân" tabirini kullanmaktad~r. Bk. Heath W. Lowry, "The Question of Trabzon's Efrenciyan Population: 1486-1583", VIII. Türk Tarih Kongresi 11-15

Ekim 1976, cilt II, Ankara 1981, s. 1493-1501.

3 B. Lewis, islam in History, London 1971, s. 106.

(3)

AVRUPA ATE~LI S~LAH TEKNOLOJISI 781

(mürettebauyla birlikte) i~letmeye devam etmi~lerdir. Bunun yan~nda bun-lar~~ kullanan ve imal eden gayr-i müslim usta ve teknisyenTeri de sava~larda esir alm~~lar ve istihdam etmi~lerdir. Bu ~ekilde ba~layan ate~li silahlar~n imali ve kullan~m~, daha sonra bunlar~n yan~nda yeti~en Türk ustalar~n ve Avrupa'n~n çe~itli yerlerinden gelen teknisyenlerin çal~~malar~yla geni~leye-rek devam etmi~tir'. Esir veya zimmi statüsünde olan H~ristiyan top döküm ustalar~~ ve topçulan, son dönemlere kadar -ihtidaya zorlanmadan- istihdam edilmi~lerdir6. Gayr-i müslimlerin çe~itli devlet birimlerinde çal~~ur~lmas~~ meselesi daha önceki ~slam devlederinde de oldu~u gibi, Osmanl~larda ay-nen devam ettirilmi~tir'.

Osmanl~larda yeni bilim ve teknolojinin aktar~lmas~na kar~~~ herhangi bir kapahl~k söz konusu olmad~~~ndan dolay~, bu husus hemen hemen hiçbir 5 Djurdjica Petroviç, "Fire-arms in the Balkans on the Eve of and After Ottoman Conquests

of the Fourteenth and F~fteenth Centuries", War Tecnology and Society in the Middle East, ed. VJ. Parry and M.E. Yapp, London 1975, s. 164 vd.; Rhoads Murphey, "Osmanl~lar~n Bat~~ Teknolojisini Benimsemedeki Tutumlar~: Efrenci Teknisyenleri Sivil ve Askeri Uygulamalardaki Rolü" „Osmanhlar ve Bat~~ Teknolojisi Yeni Ara~t~rmalar yeni Görü~ler, (yay. haz. E. ~hsano~lu),

~stanbul 1992, s. 7-14; Ekmeleddin ~hsano~lu, "Osmanl~lar~n Bat~'da Geli~en Baz~~ Teknolojik

Yeniliklerden Etkilenmeleri", Osmanl~lar ve Bat~~ Teknolojisi Yeni Ara~t~rmalar Yeni Görü~ler, yay. (has. E. ~hsano~lu), ~stanbul 1992, s. 121-129.

6 Baz~~ Avrupal~~ yazarlar, Osmanl~lar~n gayr-i müslim tebay~~ ve özellikle esirleri ihtidaya

zorlad~ldarnu ileri sürmektedirler. (Meselâ, Hans Dernschtvan, ~stanbul ve Anadolu'ya Seyahat Günlügü (çev. Y. önen), Ankara 1992, eserin birçok yerinde bunu ifade etmektedir. Gyula) Kaldy-Nagy, ("Macaristan'da 16. Yüzy~lda Türk Yönetimi", Studia Turco-Hungarica, I. Budapest 1974, s. 28'de) "Türk Makamlar~, yeniçeriler hariç, genel olarak hizmetlerinde bulunan yabanc~lar Müslüman olmalarmda ~srar etmi~tir" demektedir. Halil ~nalc~k ve baz~~ Avrupal~~ ara~t~rmac~lar ise hiçbir ~ekilde düzenli bir ihtida hareketinin devlet taraf~ndan yiiriltillmedi~ini belirterek, ~slamla~man~n kesinlikle sosyal faktörlerin etkisiyle meydana gelen içtimai bir hadise oldu~unu ifade etmektedirler. Bk. ~nalak, Fatih Devri üzerinde Tetkikler ve Vesikalar, Ankara 1987, s. 166-167, 170; ayn. mlf, "Mehmed II", ~A, VII, 519; ayn. mlf, "Türkler ve Balkanlar", Balkanlar, ~stanbul 1993, s. 20-21. Kanuni döneminde Istanbul'u anlatan A.H. Lybyer de Türklerin ihtida için zorlamada bulunmad~klar~n~, zira zorlamayla sonuç al~nm~yaca~~m bilecek kadar ak~ll~~ olduklar~n~~ söyledikten sonra, Hristiyan kalmay~~ seçenlere her türlü zorlu~un ç~kar~ld~~~n~, ~slam'~~ ve sistemi çekici k~lacak her ~eyin yap~ld~~~n~~ belitir. Din de~i~tirmeye zorlanmad~~~n~, hatta tam tersine, kimi zaman onlara kar~~~ tamamen kay~ts~z bir tavr~n oldu~unu söyledikten sonra, "din de~i~tirme istenir ama zorlanmaz, din de~i~tirenler de ödüllendirilir" der. Bk. A. Howe Lybyer, The Government of The Ottoman Empire in the Time of Süleiman The Magnificent, London 1913, s. 66-67; Onalunc~~ as~r Macaristan-Türk aleminden bilgiler veren S. Takats, Türklerin Macaristan'da din dolay~s~yla kimseyi rahats~z etmediklerini, içtimai ~artlar~n tabii bir neticesi olarak baz~~ Macarlarm ~slâm'~~ kabul ettiklerini söylemektedir. Bk. S. Takats, Macaristan Türk Aleminden Çizgiler, (terc. S. Karatay), ~stanbul 1992, s. 214-215.

7 "Selçuldular seleflerinden daha az say~da H~ristiyan memur kulland~lar", CL. Cahen

(4)

782 SAI-~M AYDÜZ

dönemde devlet adamlar~, ulemâ ve halk aras~nda kayda de~er bir ~ekilde tart~~ma konusu yap~lmam~~t~rs. Ayr~ca Osmanl~~ toplum yap~s~~ itibariyle padi-~ah ve vezirler, devletin ve halk~ n yarar~ na olaca~~na inand~~~~ her konuda mutlak tasarruf yetkisine haiz olduklar~ndan, yeni teknolojinin al~nmas~nda takip etti~i usüller itibar~yla herhangi bir tenkide u~ramam~~t~r9. Hatta Osmanl~larda her türlü sanat sahas~nda hizmeti geçen ki~ilerin, müslim-gayr-i müslim diye ay~r~m~~ olmaks~z~n, bizzat padi~ah taraf~ndan ödüllendirildi~i de görülmekteydi. Bunun en bal-iz örne~ini Fatih'in top ustas~~ Urban'a, bekle-di~inini dört kat~~ bir ücret vermesi hadisesinde aç~kça görmekteyiz'''.

Ate~li Silahlar~n Tan~nmas~~ ve Transferi

Ate~li silahlar~n transferi birtak~m problemleri de beraberinde getirmi~-tir. Bunlar~n ba~~nda Müslüman topçu ve dökümcü ustalar~n~n yeti~tirilmesi gelmektedir. Daha sonra, bu silahlar~n sava~larda kullan~m~n~n artmas~~ ile birlikte hammadde, kaliteli barut, seri üretim, isabetli kullan~m, yüksek tesirli ve kaliteli malzeme ile, ordu içinde bu silahlar~n kullan~c~lar~n~n yeti~tiril-mesi gibi meseleler ortaya ç~km~~t~r.

Bu usüllerin yan~nda, Avrupa'da top ve ate~li silahlar hakk~nda yaz~lan eserlerin tercümeleri suretiyle de yeni teknolojilerin tan~nmas~~ yoluna ba~vu-rulmu~tur. Buna bir örnek olarak XVII. as~rda Istanbul'da bulunan Italyan asilzadesi Comte de Graf Marsigli'nin, Pierre Sardi'nin XV. yüzy~lda kaleme ald~~~~ topçulu~a dair eserinin Türkçe tercümesini gördü~ûnünden bahset-mesi gösterilebilir". Di~er yandan Endülüs'lü Reis ~brahim b. Ali Gânim b. Muhammed b. Zekeriyya el-EndülüsVnin (I632'de sa~) IV. Murad'a ithaf et- ti~i topçulukla ilgili eseri Kitâb~ll-~zz ve'l-Menâfi fi sebilil-lah

8 Rhoads Murphey, a.g.m., s. 7-8.

9 Ekmeleddin ~hsano~lu, "Osmanl~~ Devletinde 19. yy.'da Bilimin Giri~i ve Bilim-Din

ili~kisi Hakk~nda Bir De~erlendirme Denemesi", Toplum ve Bilim, 29/30 (Bahar-Yaz 1985), 79-102; ayn. mlf. "Osmanl~lar~n Bat~'da Geli~en Baz~~ Teknolojik Yeniliklerden Etkilenmeleri", s. 121-123.

10 Dukas, Bizans Tarihi, (terc. V.L. M~rm~ro~lu), ~stanbul 1950, s. 151; Franz Babinger,

Mehmed the Conqueror and His Time, Princeton 1992, s. 78.

11 Graf Marsigli, Osmanl~~ ~mparatorlu~u'nun Zuhur ve Terakkisinden Inhitauna Kadar

Askeri Vaziyeti, (terc. M. Nazmi), Ankara 1934, s. 164; E. ~hsano~lu, "Some Remarks on

Ottoman Science and its Relation-with European Science and Tecnology up to the End of the Eighteent Century", Journal of the Japan-Netherlands Institute, Amesterdam 1991, s. 53.

(5)

AVRUPA ATE~LI SILAH TEKNOLOJ~S~~ 783 bi-alâtil-hurüb vel-medâfi (Köprülü Ktp. nr. 1122) adl~~ eserin Sardi'nin

eserinden bir müddet evvel Istanbul'a ula~mas~~ zamanlama aç~s~ndan dikkat çekicidir 12.

Rhoads Murphey, "Tâife-i Efrenciyân Hakk~nda Baz~~ Notlar" '3 adl~~ maka-lesinde, Avrupa ve Balkan milletlerine mensup gayr-i müslim teknisyenlerin genellikle Osmanl~~ topçu kuvvetlerinde hizmet verdiklerini söylemekteyse de, Osmanl~lar~n bunlar~~ istihdam etti~i saha ate~li silahlarla s~n~rl~~ kalma-m~~t~r. Murphey'nin bahsetti~i grup sadece bu isimle an~lan ki~ilerdir. Bu ça-l~~mada, Osmanl~~ Devleti'nin, kurulu~undan XVI. yüzy~l~n sonuna kadar as-keri sahada istihdam etti~i gayr-i müslim usta ve teknisyenlerin faaliyetlerin-den ve Osmanl~lara yeni Avrupa silah teknolojisini aktarmalar~ndaki fonksi-yonlanndan bahsedilecektir". Askeri maksatlarla istihdam edilen gayr-i müs-limlerin yan~nda sivil mimari ve in~aat faaliyetlerde istihdam edilen ki~iler de bulunmaktad~r. Bunlar daha çok cami, saray, köprü ve kale gibi büyük çap-taki binalar~n in~aatlar~nda çal~~an usta ve mimarlard~r 15. Ayr~ca tercümanl~k, mü~avirlik, elçilik1", matbaa, resim ve süsleme gibi sahalarda devletin çe~itli birimlerinde çal~~anlar da bulunmaktad~r'''. Çal~~mada öncelikle belirlen- 12 Ekmeleddin ~hsano~lu, "Endülüs Men~e'li Baz~~ Bilim Adamlar~n~n Osmanl~~ Bilimi'ne

Katk~lan", Belleten, LVIII/223, (Aral~ k 1994), s. 590-594; Salim Ayclüz, Osmanl~~ Devletinde Tophâne-i Faaliyederi ve Top Döküm Teknolojisi, doktora tezi, ~stanbul, ~ Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998, s. 4-5.

13 R. Murphey, a.g.m., s. 18-19.

~~~ Çal~~man~n tamammda, Avrupa ve Balkanlar'~n yan~nda, Bizans ve Rusya gibi farkl~~

bölgelerden gelen yabanc~~ teknisyenler, ustalar ve mühendisler de taife-i efrenciyan olarak mütalaa edilecektir.

13 Edirne saray~~ in~aaunda çal~~an gayr-i müslim ustalar için bk. II. Bayezid Dönemine Ait

906/1501 Tarihli Ahkam Defteri (n~r. ~. ~ahin-F. Emecen), ~stanbul 1994, s. 60 vd.; Süleymaniye Camii in~aaunda çal~~an gayr-i müslim i~çiler hakk~nda daha fazla bilgi için Bk. Ömer L. Bark~m, Süleymaniye Câmi ve ~mareti In~aat~. Ankara 1972, I, 132 vd.

16 Osmanl~lar~n, daha kurulu~~ devirlerinden itibaren hizmetlerinde bulunan h~ristiyanlardan faydaland~klan bilinmektedir. özellikle H~ristiyan devletlerle olan sava~larda, onlar~n bilgilerinden faydaland~klan gibi onlar~~ elçi olarak görevlendirerek kar~~~ taraf~~ sava~tan vazgeçirmede veya kale muhasaralar~ nda kaleleri teslim etmede ikna etme gibi görevlerde istihdam ettikleri görülmektedir. Mesela, II, Murad, 1430 y~l~nda Selanik ~ehrini muhasara etti~i zaman birkaç H~ristiyan~~ kaleyi kendilerine aman ile teslim etmeleri hususunda ikna etmeye göndermi~tir (Iohannis Anagnostis, Selânik (Thessaloniki) 'n Son Zapd Hakk~nda Bir Tarih (n~r. M. Deliba~~), Ankara 1989, s. 26) Yine Kanuni Sultan Süleyman'~ n Avusturya üzerine yapt~~~~ onuncu seferi s~ras~ nda muhasara etti~i Estergon (Gran) Kalesi'nin çe~itli Avrupa milletlerinden olan müdafilerin teslime te~vik etmek için biri Alman, biri ~spanyol, biri de Italyan üç muhtediyi kaleye elçi olarak göndermi~tir (Hammer, Devlet-i Osmaniye Tarihi, ~stanbul 1332, V, 249.

12 Saraydaki Divan-~~ hilmayün tercümanlar' hakk~ nda daha fazla bilgi için Bk. C. Bilim, "Tercüme Odas~", OTAM, I, 1, Ankara 1990, s. 30-31; C. Orhonlu, "Terciiman", ~A, XII-I, 176.

(6)

784 SALIM AYDÜZ

mesi gereken husus, istihdam edilen bu ki~ilerin devlet içindeki statüleridir. Makalenin inceleme alan~na giren gayr-i müslim teknisyenier ve ustalar ayr~~ ayr~~ kategorilerde yer almaktad~r. Osmanl~lar'~n istihdam etti~i gayr-i müslim usta ve teknisyenleri temel olarak üç ana grup içinde mütalaa edebiliriz.

Birinci Grup: Avrupa ve Balkanlar gibi çe~itli H~ristiyan ülkelerden göç, seyahat, sürgün v.b. çe~itli vesileler ile gelip, kendi iste~i ile devlet hizmetine giren veya serbest meslek sahibi olan ki~ilerdir. Bunlar sonradan rey a ol-mu~lard~r.

~kinci Grup: Fethedilen topraklarda ya~ayan ve fetihden sonra devlet hizmetine giren ve sanat~n' icraya devam eden ücretli sanatkarlard~r. Bu grup reaya olup, devlete vergi veren ve zimmi olarak adland~r~lan s~nifur. Bunlar~n ihtida edenleri zimmi statüsünden ç~karlard~.

Üçüncü Grup: Fidyesi ödeninceye kadar çe~itli askeri birimlerde, bil-hassa Tophâne'de, deniz kuvvetleri ve donanmada ücretle istihdam edilen esirlerdir.

Osmanl~lar~n gayr-i müslim usta ve teknisyenleri en çok istihdam etti~i esas alan askeri sahad~r. Daha önce de belirtti~imiz gibi bu sahadaki ilk ve geni~~ istihdam, ate~li silahlar~n Osmanl~lara giri~i ve geli~imi dönemlerinde olmu~tur. Bu sebeple öncelikle bu silahlar~n Avrupa'daki k~sa tarihi ile Osmanl~lar~n ate~li silahlarla tan~~malan ve transfer etmeleri sürecinden bahsedece~iz 18.

Ate~li silahlann ne zaman, nas~l ve nerede geli~ti~i konusu kesin olarak ortaya konulamam~~t~r. Fakat bununla birlikte barutun topçulukta kullan~l-mas~n~n, XIV. yüzy~l~n ortalar~ndan itibaren oldu~u tahmin edilmektedir 19. Ate~li silahlar içinde en eskisi ve en çok tan~nam toptur. ~lk toplar a~aç veya

Fatih Sultan Mehmed'in portresini yapan ve saray~n duvarlar~n~~ süsleyen Italyan Bellini için bk. F. Babinger, "Fatih Sultan Mehmed ve ~talya", Belleten, XVII, 65, Ocak 1953, s. 75-77; Ad~var, Osmanl~~ Türklerinde ilim, s. 39; H. ~ nalc~ k, "Mehmed II", ~A, VII, 535; A. Refik, Fatih Sultan Mehmed ve Ressam Bellini, ~stanbul 1325, s. 52. Matbaan~n Osmanl~da ilk kullan~m~~ hakk~nda Bk. B. Lewis, Modern Türkiye'nin Dogn~u, (Terc. Metin K~ratl~), Ankara 1984, s. 42-43; A. Galanti, Türkler ve Yahudiler, ~stanbul 1928, s. 109; N. Güleryüz, Türk ve Dünya Yahudileri Tarihi, ~stanbul 1993, I, 124-125.

18 Ate~li silahlar~n Osmanl~larda tan~nmas~~ ve yaz~lmas~~ hakk~nda daha geni~~ bilgi için bk.

Aydüz, Tophane, s. 17-31.

18 "Barut" Türk Ansiklopedisi, V. 302; C.N. Bernstein, "Gunpowder", Encyclopedia

(7)

AVRUPA ATE~LI SILAH TEKNOLOJISI 785

demirden yap~lmaktayd~. Bronz toplar Fransa kral~~ II. John zaman~nda (1350-1364) kullan~lmaya ba~land~. Avrupa'da topun ku~atma arac~~ olarak kullan~lmas~na dair ilk kay~t 1324 y~l~nda Metz'in ku~atmas~yla ilgili olan~d~r. XIV. yüzy~l~n ortalar~nda Avrupa'n~n birçok yerinde top kullan~ld~~~na dair sa~lam deliller bulunmaktad~r". Do~uda ise kullan~m~~ daha eskidir. Bu se-beple baz~~ tarihçiler Osmanl~lar~n ate~li silahlar~~ sadece Avrupa devletlerin-den de~il, do~udaki di~er ~slâm devletleri vas~tas~yla tan~m~~~ olabilece~i üze-rinde durmaktad~r".

Ate~li silahlar~n genel tarihi tam olarak ortaya konulmad~~~~ gibi Osmanl~lar~n da bunlarla ilk tan~~mas~~ ve ordular~nda kullanmas~~ meselesi henüz kesin hatlar~~ ile ortaya konulmad~~~ndan bu konuda tarih belirlemek oldukça zordur. Bununla birlikte Osmanl~lar~n ilk kulland~~~~ ate~li silah~n top oldu~u ve bunun XIV. yüzy~l~n ortalar~nda mevcut oldu~u Kemal Pa~azâde (ö. 1534) taraf~ndan belirtilmektedir. Ona göre 1-2 Mart 1354 tari-hindeki Gelibolu muhasaras~nda Osmanl~lan~n elinde manc~n~ktan ba~ka bir de top bulunmaktayd~". Yine ayn~~ müellife göre 1358'deki Eksamil Kalesienin ve Bolay~r'~n fethinde de kalelerin surlar~n~~ y~kmak maksad~yla Osmanl~lar top kullanm~~ur. Müellif bu bilgileri ald~~~~ yeri belirtmemi~~ ve kullan~lan toplann mahiyeti ve say~lan hakk~nda bilgi vermemi~tir. Ancak Osmanl~larda bu kadar erken tarihlerde top bulundu~u meselesi pek fazla itibar görme-mektedir. Erken devirlerde top kullan~m~~ ile ilgili bir sonraki kay~t ise, ~smail Hâmi Dani~mend'in, ~ikarrnin Karaman Tarihi'ne ait eserine istinaden yaz-d~~~~ bilgilerdir. Buna göre, Osmanl~larda ilk top 1387 y~l~nda Bursa'da dö-külmü~, Osmanh-Karaman sava~~nda kullan~lm~~~ olan ve barut azl~~~ndan do-lay~~ aras~ra kullan~lan bir demir toptur23.

2° David Ayalon, Gunpowder and Firernas in the Mamluk Kingdo~n, London 1956, s. 2; J. Beeler, "Cannon", Dictionary of the Middle Ages, III, 64; Ahmad Y. al-Hassan-Donald R. Hill, Islamic Technology An Illustrated History, Cambridge 1988, s. 113.

21 Gabor Agoston, "Ottoman Artillery and European Technology in the Fifteenth and

Seventeenth Centruies", Acta Orientalia Acaderniae Scientiarum Hungaria, cilt XLII (1-2), Budapest 1994, s. 23; J.D. Billingsley, "Guns", Encyclopedia Americana, XIII, 557.

22 "...Gelibolu civanna varup ol hisan ki divar-~~ C~stilvanntn tob-~~ per-â~üb-i neberdden

derdi yo~idi, üzerinde durup manc~n~k tazyiki kurup müddet-i medid ve ahd-i ba'id ~iddet-i muhasara ile teshir itmek tedbirinde oldular...", Kemal Pa~a-O~lu ~emsüddin Ahmed ibn-i Kemal, Tevkih-i AN Osman, II. Defter, (yay~na haz~rlayan, ~. Turan), Ankara 1991, s. 133. Konu ile ilgili daha geni~~ bilgi için bk. M. ilgili-el, "Osmanl~~ Topçulu~unun Ilk Devirleri", Prof.Dr. Hakk~~ DursunY~ld~z'a Arma~an, Istanbul 1995, s. 285-293.

" ~.H. Dani~mend, ~zahh Osmanh Tarihi Kronolojisi, Istanbul 1947, I, 73; a.g.m., s. 175.

(8)

786 SAL~M AYDÜZ

Topun Osmanl~~ ordusunda yo~un bir ~ekilde kullan~lmas~~ I. Kosova Sava~~~ (1389) esnas~nda olmu~tur. Osmanl~~ Beyli~i'nin Balkanlar'daki duru-munu belirlemede oldukça büyük önemi olan bu sava~ta her iki taraf ordula-r~nda top bulunmaktayd~. Ancak Osmanl~~ toplar~~ kar~~~ taraf~n toplanna göre daha uzun menzilli idi24. Türkler, ordunun ön s~ralar~na yerle~tirdikleri bu toplar~~ dü~mandan daha iyi kullanarak sava~~~ kazanm~~lar ve topun sava~lar~n kaderindeki önemini daha iyi kavram~~lard~r. Top bu sava~ta sahra topu ola-rak ilk defa kullan~lm~~t~r. Osmanl~lar, sava~~ sonunda kar~~~ taraftan birçok top elde etmi~~ ve bir k~s~m topçuyu da esir alm~~lard~r.

Ate~li silahlar~n ve bunlarla ilgili tekni~in Osmanl~lara transferinde Orta Balkanlar bölgesinde yapt~~~~ sava~lar~n ve bu bölge halk~ndan S~rplarla Bosnal~~ H~ristiyanlann önemli bir rolü olmu~tur25. Zira bu bölgede ve bura-lara yak~n Avrupa ülkelerinde birçok yerde top ve di~er ate~li silahlar imal edilmekte ve bunlar~n al~m saum~ndan dolay~~ burada büyük bir pazar olu ~-maktayd~. Bölge halk~~ Osmanl~~ idaresine girmeden önce bu silahlar~~ onlara satarken bölgenin fethiyle devlet için silah üretmeye ba~lam~~lard~r. Ayr~ca Osmanl~lar~n bu bölge halklanyla yapt~~~~ sava~larda elde edilen ganimetler aras~ nda silahlar önemli bir yer tutmaktayd~ . Osmanl~~ Beyli~i'nin Balkanlar'~n içlerine do~ru ilerlemesi 1363 y~l~nda Filibe'nin fethi ve ayn~~ sene S~rp S~nd~~~~ Zaferi ile ba~lam~~~ ve 1389 I. Kosova Sava~~'n~n kazan~lmas~~ ile peki~tirilmi~tir. Bu tarihlerde fethedilen çe~itli Balkan ~ehirleri ve toprak-lar~n~n artmas~yla Osmanl~lar~n bölge halk~yla olan irtibatlar~~ artm~~t~r. Osmanl~lar~n bölgeyi fethinden önce S~rp ve Bosna krall~klann~n hizmetinde bulunan Alman, Italyan gibi topçu ve dökümcü ustalar~, Osmanl~lar~n yüksek ücret vermeleri ve di~er baz~~ sebeplerle hizmete girmeye ba~lam~~t~r. Bunlar~, Avrupa'n~n farkl~~ bölgelerinden say~lar~~ artarak gelen Fransa, ~ngiltere ve Hollandal~~ teknisyen ve ustalar izlemi~tir26.

Bu arada topun ve birçok sava~~ malzemesinin demirden yap~lmas~~ sebe-biyle Balkanlardaki demir madenlerinin de önemi artm~~ ur. Osmanl~ lar, hem Balkanlar'daki fetih siyasetini hem de ate~li silahlar için gerekli ham-maddenin temini için Kosova Sava~~'ndan hemen sonra S~rp topraklar~~ içinde bulunan K~ ratova madenlerini ele geçirdi. 1392 senesinde, Kral

24 Nevi, 1, 297.

25 Perroviç, a.g.m., s. 190 vd.

26 Vj. Parry, "Barud", E12, I, 1062; Petroviç, a.g.m., s. 192; H. ~nalc~k, "Osmanl~larda Ate~li

(9)

AVRUPA ATE~LI SILAH TEKNOLOJ~S~~ 787

Georges Brankoviç (1427-1456) ailesine ait demir madenleri, 1396 senesinde de Gluhavica demir madenlerinin ele geçirilmesi ile Osmanl~larda demir ih-tiyac~~ büyük ölçüde giderilmi~tir".

Topçulu~un I. Kosova Sava~~'ndan önce Osmanl~larda geli~ti~i ordudaki baz~~ Türk topçular~n~n mevcudiyetlerinden anla~~lmaktad~ r. Mesela, Ne~ri'nin 'top atrnakta üstad-~~ kamirdiye takdim etti~i Haydar adl~~ bir topçu ustas~n~n çok önceden beri orduda oldu~u anla~~l~yor. Di~er yandan II. Murad devrinde yaz~lm~~~ timar defterindeki bir topçu timar~n~n, Y~ld~ r~m Bayezid devrinde topç~~ Ömer" taraf~ndan tasarruf edildi~ine dair kay~t, top-çulu~un tarihinin eskilere dayanmakta oldu~una i~aret etmektedir28. 1425 y~-l~nda Antalya bölgesine ait bir ba~ka defterde, Topçu Ali'ye Manavgat'~n t~-mar olarak verildi~inin bilinmesi Osmanl~~ topçulu~un XVIII. asr~n sonlar~n-dan itibaren var oldu~unu kesinlikle ifade etmektedir.

Tüfe~i]] Yayg~nla~mas~~

Top gibi tüfe~in de, Osmanl~larda ilk kullan~ld~~~~ tarih belli de~ildir. ~brahim Hakk~~ Konyal~~ tüfe~in bir Türk silah~~ oldu~unu, tüfek kelimesinin

Divân-~~ L~kati't-Türk'e istinadla Türkçe oldu~unu söylemektedir30. 'Arkebüz'

ad~~ verilen ilk fitilli tüfeklerin Avrupa'da ortaya ç~k~~~~ 1380'lerde olmakla be-raber, el silah~~ olarak etkili bir ~ekilde kullan~lmas~~ XV. yüzy~l~n sonlar~na do~ru olmu~tur3'. Kaynaklara göre Osmanl~larda tüfe~in kullan~m~na dair ilk kay~t 1402 tarihlidir. Solakzâde Tarihi, Y~ld~r~m Beyaz~t ile Timur aras~nda yap~lan Ankara Sava~~'nda, Beyaz~t'a S~rbistan'dan gönderilen yirmi bin kadar yard~mc~~ kuvvetin ço~unun tüfenkendaz piyâde ve süvariden ibaret oldu-

27 Petroviç, a.g.m., s. 174; Mücteba ~lgürel, "Osmanl~~ Topçulu~unun ~lk Devirleri", Prof Dr. Hakk~~ Dursun Y~ld~z Arma~an~, ~stanbul 1995, s. 291.

28 BA, MMD, nr. 231, s. 88.

Mehmed Ne~ri, Kitab-~~ Cihan-nümâ Nesli Tarihi, (yay. F.R. Unat-M.A. Köymen), Ankara

1949, I, 291; David Ayalon, "The Earliest References to the Use of Firearms by the Ottomans", Gunpowder and Firearms in the Mamluk Kingdom, London 1956, s. 141-144; H. ~ nalc~k, "David Ayalon, Gunpowder and Firearms in the Mamluk Kingdom, London 1956" adl~~ eserin tan~ t~m~, Belleten, XXI, 83, s. 508-9. Ayr~ca bk. Sûret-i Defter-i Sancak-i Arranid, (n~r. H. ~nalc~k), Ankara 1987, s. 105-106.

~.H. Konyal~, "Sultan Selim'in E~siz Topu", Tarih Hazinesi, III, Aral~k 1950, s. 107-108, Konyal~~ topun, tüfe~in Türkler taraf~ndan geli~tirilmi~~ bir ~ekli oldu~unu ifade eder. "Türkler tüfe~i tekâmül ettirerek top halinde bir müdafaa ve tecavüz aleti haline sokmu~lard~r". a.e. 108.

(10)

788 SALIM AYDUZ

~unu haber vermektedir32. Ahmed Cevad yard~m askerinde tüfek oldu~u halde merkez ordusunda tüfe~in olmamas~n~n dû~ünülemeyece~ini, dolay~-s~yla Osmanl~~ ordusunda da o tarihlerde tüfek olmas~~ gerekti~ini belirtir33. Kaynaklara göre 1444e do~ru Türk ordusunda tüfek kullan~m~~ artmakla bir-likte34, o tarihlerde tüfek kullanmak çok yayg~n olmad~~~ndan askerlerin çok az k~sm~n~n tüfekli oldu~u muhakkaur. V. Parry, tüfe~in atl~lardan ziyade yaya askerleri taraf~ndan kullan~ld~~~n~~ belirtmektedir33.

Osmanl~lar~n top ve tüfek kulland~~~na dair di~er bilgiler çe~itli Osmanl~~ kroniklerinde ve hususiyle Ne~ri Tarihinde geçmektedir. Mesela, 1421 Düzmece Mustafa hadisesi anlaul~rken Gelibolu'daki kad~rgalarda top ve tü-fek bulundu~u belirtilmi~tir. Y~ld~r~m Beyaz~t'~n 1394'teki ~stanbul ku~atmas~~ ile II. Murad'~n 1430 Selanik muhasaras~nda Osmanl~~ ordusunda top-tüfek bulundu~u3", 1442 Karamano~ullan'n~n Sivrihisar'~~ ku~atmas~nda kaleden tüfek ve darbuzen at~ld~~~~ zikredilmektedir". 1440 Belgrad muhasaras~~ ile 1444 Varna Sava~~'nda, Osmanl~~ ordusunda top ve tüfek gibi çe~itli ate~li si-lahlar kullan~lm~~t~r. Vama sava~~n~~ kazanan Osmanl~lar~n ald~klar~~ ganimet-ler aras~nda çok say~da top bulunmaktayd~.

Ate~li Silahlar~n ~simlendirilmesi Meselesi

Osmanl~lar~n top ve tüfek gibi baz~~ ate~li silahlar için kulland~klar~~ isim-ler, ate~li silahlar~n men~eini ve dolay~s~yla bu silahlar~~ yapan ustalar~n kendi ülkelerinde kulland~klar~~ isimleri aynen ta~~d~klann~~ göstermektedir. Bu du-rum ate~li silah üretiminde dökümhanelerde çal~~an ustalar~n veya bu silah-

" Solakz.ide Tarihi, ~stanbul 1297, s. 73; Ahmed Cevad, Tarih-i Askeri-i Osmâni, ~stanbul

1879, s. 150. 1389'daki I, Kosova Sava~~'ndan sonra S~rbistan vassal devlet oldu~u için Osmanhlara her sene belli miktar vergi vermek ve sava~a girdi~i zaman asker göndermek zorundayd~. Bk. PCITCA~Ç, a.g.m., s. 174.

" Ahmed Cevad, a.g.e., s. 150. Vermor Parry de Osmanl~lar~n tüfe~i ilk defa 1440 seneleri civar~nda Il. Murad'~n (1421-51) Macaristan seferi esnas~nda kulland~klar~n~~ tahmin etmektedir (Vj. Parry, "Istanbul'da Harb Sanat~", Tarih Dergisi, 28-29, ~stanbul 1975, s. 203).

34 M. Cezar, Osmanl~~ Tarihinde Levendler, ~stanbul 1965, s. 156459; P. W~ttek, "The

Earliest Fteferences to the Use of Firearms by the Ottomans", Gunpowder and F~rearms in the Mamluk Kingdom içinde, D. Ayalon, London 1965, s. 143; inalc~k, "Osmanl~larda Ate~li Silahlar", s. 511.

Parry, Harb Sanat~, s. 205.

36 Nesri, Tarihi, Yay. F.R. Unat-M. Köymen, Ankara 1957, cilt!, s. 611; As~kpa~azade, s. 118; Hadi& Tevârih-i Abi Osman, (haz: N. Öztürk), ~stanbul 1991, s. 188.

(11)

AVRUPA ATE~LI S~LAH TEKNOLOJ~S~~ 789

lar~~ kullanan ki~ilerin isimleri belirlemede etkili yerlerinin oldu~u konu-sunda önemli bir delil olmaktad~r.

Osmanl~lar~n XVIII. yüzy~l ortalar~na kadar kulland~~~~ belli ba~l~~ büyük toplann isimleri ~unlard~r: Bacalu~ka, balyemez, kolonborna, ~akaloz, ~ayka ve darbzen. Kaynaklarda farkl~~ ~ekillerle de telafuzlan bulunan bu top isim-lerinden bilhassa ilk üçünün men~eleri incelendi~inde, isimlerin Avrupa kaynakl~~ oldu~u ortaya ç~kmaktad~ r. Bacalu~ka kelimesinin ~talyanca Basilisco kelimesinden geldi~i genellikle kabul edilirken, balyemez topunun men~ei üzerinde bir ittifak yoktur. Bu kelimenin Almanca faule metze'den, veya ~talyanca pallae mezza kelimesinden geldi~i ileri sürülmektedir. Kolonborna kelimesi de yine ~talyanca colubrina veya kolovrino'dan gelmek-tedir. ~akaloz ismi ise Macarca szakallas, ~ayka topu ise yine Macarca ~ajka ke-limelerinden gelmektedir .

Ayn~~ durum Osmanl~lar~n kulland~~~~ tüfek isimlerinde de göze çarpmak-tad~r. 1600 senesinde bir cebehanede bulunan tüfek türlerinin isimleri ~u ~e-kilde s~ralanmaktad~r. Cezayirl Cezayir'den, Frengi Bat~~ Avrupa'dan, Macari Macaristan'dan, Alman Almanya'dan, Macari zenberekli ve kar-~~ Moton aslen Macaristan'dan gelen türde tüfekler olup, R~lmi ve ~stanbull tüfekler de Osmanl~~ ve ~stanbul tarz~~ tüfelderdir39. Baz~~ ~slam devletlerine göre ate~li si-lahlar~~ daha erken tan~yan ve geli~tiren Osmanl~lar~n bu silahlara ve bunlar~~

38 Kaynaklarda baciliska, bacaluska, badolu~ka, bedolu~ka gibi isimlerle de geçmektedir

(Kahane-Tietze, The Lingua Franca in the Leyant, Turkish Nautical Terms of Italian and Greek Origin, Urbana 1958, s. 99-100); Parry, "Barud", s. 1063; Agoston, s. 33; Henry and Renee

Kahane-Andreas Tietze ise bu kelimenin men~einin ~talyanca bala ramada, palla ramata

kelimeleri yan~nda. Frans~zca balle ramee. ~spanyolca bala enramada'n~n da olabilece~ini belirtmektedir (Henry and Renee Kahane-A. Tietze, a.g.e., s. 83434). Evliya Çelebi oldukça farkl~~

bir hikâye anlatarak bu ismin Türkçe oldu~unu ileri sürmektedir. 1663 y~l~nda bulundu~u Uyvar Kalesi ku~atmas~~ esnas~nda yan~na dü~en bir Balyemez topu güllesinin üzerine "Sahib~Yn-nasr Süleyman Han, mimmen ya'mel serrihtegân-~~ dergâh-~~ Ali Ali Bali" yazd~~~n~~ belirtikten sonra istidradi olarak bu zat~n hayat~~ boyunca bal yemeyi sevmedi~inden toplam-un da Balyemez topu

ad~yla ~öhret buldu~unu belirtir (Seyahatname, ~stanbul 1314, VI, 313-314). Kaynaklarda

kol unburna, kol umburna, kolunburina, kolumbirina, ve kolunburuna gibi farkl~~ okunu~lar~~ da

bulunmaktad~r. Kelimenin asl~~ kesin olarak belli de~ildir. ~spanyolca culebrina, Provençal

dilinde colobrina, Frans~zca'da couleuvrine kelimeleri de yak~n ~ekilde telaffuz edilmektedir

(Agoston, "Ottoman Artillery", s. 41); Parry, a.g.m., s. 204; Parry "Barud", s. 1062-3. Uzunçar~~h, a.g.e., s. 49; Agoston, "Ottoman Artillery..., s. 33-34.

" H. ~nalc~k, "The Diffusion of Fire-ar~ns", War, Tecnology and Society in the Middle East,

(12)

790 SALIM AYDÜZ

kullanan birliklere verdi~i isimler ve terimlerin ba~ta ~ran olmak üzere, baz~~ ~slâm devletleri taraf~ ndan aynen kulland~~~~ bilinmektedir -1°.

Osmanl~lar, muhasaralarda oldu~u gibi kale savunmalannda da top kul-lanm~~lard~ r. Meselâ 825/1422 y~l~nda, Karamano~lu Mehmed Bey'in Osmanl~lara ait Antalya Kalesi'ne yapt~~~~ ku~atmaya kar~~~ kalede bulunan bir top savunma için kullan~lm~~~ ve toptan at~lan güllenin bir parças~~ sekerek onun ölümüne sebep olmu~tur". Yine 1444 y~l~nda, Macar ordusunun Edirne'ye taarruzu ihtimali üzerine buradaki kale top, tüfek ve manc~n~klarla tahkim edilmi~tir42. Di~er yandan Istanbul'un muhasaras~~ için yap~lan haz~r-l~klar aras~ nda Rumeli Hisan'na 20 top yerle~tirildi~ini Tursun Bey haber vermektedir 43.

Osmanl~~ kroniklerinde ve di~er baz~~ eserlerde bulunan ate~li silahlarla ilgili bilgilere dayanarak top ve tüfe~in, yayg~n olarak kullan~lmas~n~n II. Murad dönemine rastlad~~~~ aç~k bir ~ekilde anla~~lmaktad~r. ~stanbul muha-saras~~ öncesinde II. Murad'~n b~ rakt~~~~ toplar, yeni dökülenlerle beraber ciddi bir yeküna ula~t~~~ndan Fatih Sultan Mehmed oldukça çok say~da topa ve tüfe~e sahip bir hükümdar olmu~tur ". Özellikle Fatih zaman~nda ba~layan yo~un top imali ve kullan~m~, II. Beyaz~t zaman~nda yerli top döküm ustalar~~ ile bir k~s~m yabanc~~ topçunun (~spanya ve Italya'dan gelen Yah~ldiler gibi) ~stanbul'a gelip çal~~malar~yla artarak devam etmi~tir. Fransa Kral~~ VIII. Sarl

40 ~nalc~k, "The Diffusion of Fire-arms", s. 207.

44 Karamano~lu Mehmed Bey'in kaleden at~lan bir güllenin kendisine isabet etmesi ile

ölmesi hadisesi kaynaklarda çok farkl~~ bir ~ekilde anlat~lmaktad~r. Hatta verilen tarihler de bir birini tutma~naktad~r. Anc~nim Al-i Osman, (F. Giese ne~ri, haz. N. Azamat), ~stanbul 1992, s. 66; ~nalc~k, "Osmanl~larda Ate~li Silahlar", s. 509. Mehmed Ne~ri bu olay~n 830/14267 y~l~nda vuku buldu~unu ve bu topun daha sonra gazi top oldu~u için zincirlerle kale kap~s~na as~ld~~nu belirtir. Nesil, Il, 591. Karamano~lu Mehmed'in topun önüne gelmesiyle topa ate~~ verilmi~~ ve toptan ç~kan gülle veya bir parças~~ yerden sekerek Karamano~lu'nun gö~süne gelmi~~ ve ölümüne sebep olmu~tur (Hasan Hüseyin Adal~o~lu, Muhyiddin Cemâltnin Al-i Osman .] (Bas~lmam~~~ Yüksek Lisans Tezi), ~stanbul 1990, s. 62). Hoca Sadettin Efendi ise olay~n 827/ 1423'te vukubuldu~unu ve Mehmed Bey'in kafas~n~~ koparan güllenin kale kap~s~~ üzerinde as~l~~ oldu~u belirtir. Karamanl~lar buradan geçerken ölülerini an~p ulurlar. Hoca Sadettin Efendi, ~drisi Bitlisi ve Ne~ri'nin verdi~i tarihin yanl~~~ oldu~unu ve kendi verdi~i tarihin do~ru oldu~unu belirtir (~brahim Hakk~~ Konyal~, Abideleri re Kiiabeleri ile Konya Tarihi, Konya 1964, s. 96).

42 ~bn Kemal, a.g.e., s. 53, 55 Cezar, a.g.e., s. 156-159; T. Coruhlu, Osmanl~~ Tüfek, Tabanca

ve TechicazIar~, Ankara, 1993, s. 4-5; M. ~lgürel, "Osmanl~~ Topçulu~unun ~lk Devirleri", s. 292; ~ nalc~ k, "Osmanl~~ Ate~li Silahlar", s. 509.

43 Tursun Bey, Tarih-i Ebul-Feth, (haz. M. Tulum), ~stanbul 1977, s. 45. 41 Mehmed Ziya, ~stanbul ve Bo~aziçi, ~stanbul 1336, I, 207-212.

(13)

AVRUPA ATE~LI S~LAH TEKNOLOJISI 791

1494 y~l~nda ~talya üzerinden ~stanbul'a gelmek için bir sefer düzenlemi~tir. Ancak Napoli'yi zapteden Kral, yerli halk~n mukavemeti ve kendi askerleri-nin ayaklanmalar~~ sebebiyle alelacele Fransa'ya çekilirken maiyetindeki bir-çok topçu ustas~~ ~stanbul' a gelerek Osmanl~lar~n hizmetine girmi~tir".

Ate~li Silah Ticareti

Daha önce belirtti~imiz gibi Osmanl~lar, Balkanlar'da S~ rplardan ve bu bölgede ma~lup etti~i çe~itli devletlerden önemli ölçüde top ve tüfek ile bir-likte bunlar~~ kullanan ve imal eden ustalar~~ esir alm~~lard~r. Balkanlarda bu-lunan dökümhaneler ve imalathanelerdeki üretimi de, personeline müda-hele etmeden yanlar~na yerle~tirdikleri Türk yard~ mc~larla birlikte devam et-tirmi~lerdir". Bir taraftan yerli üretim ile elindeki silahlar~~ artt~rmaya gayret eden Osmanl~lar di~er taraftan da ticari yollarla top, tüfek ve barut gibi ate~li silah malzemelerini çe~itli Avrupa devletlerinden sat~ n alma yoluna gitmeyi ihmal etmemi~tir. Özellikle Balkanlar üzerinden cereyan eden bu ticarette baz~~ Italyan ~ehirleri yan~nda Dt~brovnik gibi yerler silah ticareti için oldukça önemli merkezlerdi ve bunlar din fark~~ gözetmeksizin her taraftan pazar olu~turmaya çal~~~rlard~17. Kilisenin, dolay~s~yla Papan~n 15 May~s 1373 tarihli emirnâmesi In Cena Domini'n bir maddesinde, Türklere, Ulahlara (Romenler) ve di~er ~slam devletlerine at, silah, demir, bak~r, kalay, kükürt, güherçile ve benzeri sava~~ malzemesinin sat~~~~ yasaklanm~~~ ve gemicilik için gerekli olan halat ve kereste götüren bütün H~ ristiyanlar~~ afaroz ile tehdit edilmi~tir". Kilisenin bu ve benzeri yasaklar~~ bununla kalmam~~~ ve çe~itli yol-larla engellenmeye çal~~~lm~~ur. Mesela 1544 senesinde de Avusturya Kral~~ Ar~üdük Ferdinand, Osmanl~larla erzak, ate~li silah, barut, güherçile, m~zrak, z~rh, gö~üslük z~rhlar, demir, kalay ve kur~un ticaretinin kanun d~~~~ oldu-

45 ~.H. Uzunçar~~l~, Osmanl~~ Devleti Teskilanndan Kapukulu Ocaklar~~ II, Ankara 1988, s.

36; Turgut I~~ ksal, "Eski Türk Toplar~~ ve ~stanbul Tophanesinde Bulunan Bir Kay~ t Defteri", Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, s. I, 1967 ~stanbul, s. 70.

46 Bu konuda daha ileri bir tarih için Comte de Marsigli bize ~u bilgileri aktarmaktad~ r. "Türkler H~ ristiyanlardan zapteyledikleri ~ehirlerde bulduklar~~ toplar~~ Uhla ile muhafaza ederler. Çünkü bunlar kendilerinin toplant~dan daha mükemmeldir. Buna mukabil biz onlar~ n toplar~m yeniden dökerek bizim usul ve kaidemize tevfikan imal eylemekteyiz. Büyük miktarda olarak Türklerin kay~p eyledikleri toplar~~ Avusturyahlar Viyana tophanelerinde dökmü~ler ve yeni toplar vücuda getirmi~lerdir" a.g.e., s. 162-164.

47 ~nalc~ k, "Osmanl~lar'da Ate~li Silahlar", s. 509.

48 ~ nalc~k, "Osmanl~lar'da Ate~li Silahlar", s. 509; V.J. Parrv, "Osmanl~~ ~ mparatorlu~u'nda Kullan~lan Harb Malzemesinin Kaynaklar~", Tarih Enstitüsü De~gisi, ~stanbul 1973, Il!, 42.

(14)

792 SALIM AYDÜZ

~unu ilan etmi~tir49. Ancak ne Ferdinand'~ n ve ne de Papa'n~ n bu konuda pek ba~ar~l~~ olmad~~~~ tarihi kay~ tlarca ortad~r. Zira XIV. ve XV. as~rlarda Raguzal~, Cenoval~~ ve Venedikli50, daha sonralar~~ da ~ngiliz" ve Hollandal~~ olmak üzere de~i~ik ülkelerden Avrupal~~ tüccarlar, Papa'ya veya onun görev-lendirdi~i korsan gemilerinin tehdidine ra~men, karayolu ve denizyoluyla hem Osmanl~lara hem de di~er ~slam devletlerine bu malzemeleri satmaya devam etmi~lerdir52. Yasa~a ra~men bu ticareti yapanlar tesbit edildi~inde ti-caret haklar~~ ellerinden al~n~yor veya a~~r para cezas~~ veriliyordu. Ancak çok karl~~ bir i~~ olmas~~ sebebiyle bu ticaret sürüp gitmi~tir.

Her ne kadar kilise dini sebeplerle, Avrupal~~ krallar da siyasi sebeplerle Müslüman ülkelere ve di~er baz~~ devledere harb malzemesinin sat~~~n~~ yasak-lam~~larsa da bu zaman zaman uygulanamam~~ur. Ayn~~ durum Osmanl~~ Devleti için de geçerlidir. Osmanl~lar da dü~manlanna harb malzemesinin sat~lmamas~~ ve d~~ar~ya ç~kart~lmamas~~ için s~k~~ tedbirler alm~~lar ve bu ko-nuda çok say~da hükümler yazm~~lard~r. Mesela 981/1573 y~l~nda Erzurum Beylerbeyi'ne yaz~lan bir emirde ~ran'a bak~r, gümü~, akçe, at ve tüfek gibi harb malzemelerinin sat~lmas~na mani olunmas~~ istenmi~tir53.

Papa'n~n 1373 tarihli bu yasa~~~ bir yandan Osmanl~lar~n oldukça erken devirlerden itibaren Avrupa'dan silah sat~n almaya ba~lad~~~n~~ gösterirken di~er yandan da Osmanl~lar~n ilk dönemlerde ellerinde bulunan silahlar~n men~ei hakk~nda bir fikir vermektedir. Osmanl~~ Devleti, uzun zaman temel

mühimmat ve harb malzemesi yönünden kendine yeterli olmas~na ra~men 54,

bilhassa barut ve top dökümünde kullan~lan demir gibi ate~li silah malzeme-sini gerekti~inde çe~itli Avrupa devletlerinden almaktayd~. Mesela, 1578-1590 y~llar~~ aras~nda ~ran ve 1593-1606 y~llar~~ aras~nda da Avusturya ile yap~lan sa-va~lann çok uzun sürmesi sebebiyle ba~~ gösteren harb malzemesi s~k~nt~s~n~~ gidermek maksad~yla, Hollanda ve ~ngiltere'den çe~idi harp malzemesi ithal

49 Parry, "Harp Malzemesinin...", s. 42.

Petroviç, a.g.e., s. 176; Agoston, "Ottoman Artillery...", s. 23.

51 A. Nimet Kurat, Türk-Ingiliz Münasebederinin Ba~lang~c~~ ve Geli~mesi (1553-1610), Ankara 1953, 38; V.J. Parry, A History of the Ottoman Empire, Cambridge 1976, s. 124.

52 Parry, "Harp Malzemesinin...", s. 42-43; ayn. mlf., "~slamda Harb Sanat~", s. 210-211; ayn. mlf, "Materials of War in the Ottoman Empire", Studies in the Economic History o the Middle East From the Rise of Islam to the Present Day, ed. M.A. Cook, London 1970, ss. 225; Muzaffer Erendil, Topçuluk Tarihi, Ankara 1988, s. 55.

53 Ba~kanl~k Ar~ivi (BA), Mühimme Defteri, 22, h. 460, s. 238, 14 Rebiiilahir 981. 54 Parry, Materials, s. 219-229.

(15)

AVRUPA ATE~LI S~LAH TEKNOLOJ~S~~ 793

edilmi~tir". Ayr~ca silah malzemesinin yan~nda Brescia gibi me~hur merkez-lerde yap~lan ~talyan men~eli Talyan tüfeklerinden Osmanl~~ kaynaklar~nda bahislerin bulunmas~, malzeme yan~nda haz~r silah ithalinin de yap~ld~~~n~~ göstermektedir".

XW. Yüzy~l Osmanl~~ Ate~li Silah Teknolojisi

Osmanl~lar ate~li silah üretimi ve topçuluk teknolojisinde, bilhassa Fatih Sultan Mehmed döneminde, yüksek teknik seviyeye ula~t~lar57. XV. yüzy~ldaki Osmanl~~ topçular~n~ n ileri derecedeki balistik bilgisi, ortadan ayr~lan iki parça toplar, ku~atma ve sahra toplar~, havan toplar~, dört-be~~ metre uzunlu-~unda, yüz kilodan a~~ r gülleler f~ rlatabilen ve on tondan fazla a~~rl~~~~ olan çok büyük çaplardaki toplar, zaman~n tekni~ine ve bilgisine oranla fevkalade say~labilecek yüksek teknoloji ürünü silahlard~ss. Top atmada oldu~u gibi dökmecilik sanat~nda da önemli geli~meler sa~layan Osmanl~lar~ n, top gö-türmenin mümkün olmad~~~~ yerlerde seyyar dökümhaneler kurmalar~, bu sahada Osmanl~lar~n Avrupa'dan ileri seviyede oldu~unu göstermektedir". Mesela Fransa'n~n, 1493 y~l~ndaki ~talya seferinde engebeli arazi yüzünden toplar~n naklinde büyük güçlüklerle kar~~la~~p ordunun harekat~~ geçikir-ken60, Sultan II. Murad bundan 43 sene önce Akçahisar muhasaras~ nda, Fatih ise on be~~ sene önce ~~kodra muhasaras~nda toplar~~ kale önünde döke-rek a~~r toplar~~ ta~~ma külfetinden kolayca kurtulabilmekteydi. Osmanl~~ top-

55 VJ. Parry, "Barud", E/2, I, 1063; ayn. mlf, A History of the Ottoman Empire, Cambridge

1976, s. 124. Parry, Harb Sanat~, s. 211.

56 Parry, Harb Sanat~, s. 211.

57 Italyan top teknisyeni Riminili Robertus Valturius'un topçulu~a dair yazd~~~~ eseri De re

militarfi. (Verona 1472) Fatih'e hediye etmesi (TSMK, H. 2699), Fatih'in topçulu~a olan ilgisinin Bat~l~lar taraf~ndan da bilinmekte oldu~unu göstermektedir (Ad~van, Osmanl~~ Türklerinde ilim, s. 40). Agoston bu eserin 1463'ten önce Fatih'in eline geçti~ini ve eserin Avrupa'da çok tan~nd~~~n~, ayr~ca Macar Kral~~ Mattihias Corvinus'un elinde üç kopyas~n~n bulundu~unu bildirdikten sonra, 1890 y~l~nda Topkap~~ Saray~~ Kütüphanesi'nde eserin varl~~~n~~ tesbit edildi~ini belirtir (Agoston, "Ottoman Artillery..." s. 25). Ad~var Floransal~~ Francesco Berlinghieri'nin co~rafyaya dair eserinde. Fatih'in ilme dair ilgisi ve koruyuculu~u ~ talya'da bilindi~inden yazarlar~n eserlerini kendi bilyüklerinden önce Fatih'e göndermek arzusunda olduklar~n~~ belirtir (Ad~var, s. 36-37).

" Parry, "Barud", A/21, s. 1062.

59 Fatih 1456 y~l~ndaki Belgrad muhasaras~~ için gerekli olan toplar~n~~ Üsküp'te kale önünde dökmü~tür. (H. Ak~n, "XV. Yüzy~l Latince Macar Kroni~i Chornica Hungarorum'un Türk Tarihi Bak~m~ndan De~eri", Belleten, 51 (200), 1987, s. 707). 1478 y~l~ndaki ~skenderiyye muhasaras~nda da toplar kale önünde dökülmü~tür. Bk. Tursun Bey, Tarih-i Ebul-Feth (n~r. A. Tezba~ar), Tercüman 1001 temel eser, nr. 21, s. 67, 155.

(16)

794 SAL~M AYD~:7Z

çulu~unun k~sa zamanda bu derece geli~mesinde padi~ahlar~n (bilhassa Fatih'in hem kendisinin bizzat ilgilenmesi ve hem de bu i~le u~ra~an ki~ileri yüksek ücretle himaye etmesi) ate~li silahlar~n önemini oldukça erken dö-nemde kavranmas~n~n büyük bir pay~~ bulunmaktad~r. Di~er yandan Osmanl~lar~n mali s~k~nt~lar~= olmamas~, hammaddenin kendi toplanndan temini gibi sebepler topçulu~un geli~mesinde önemli birer katk~~ olmu~tur.

Kurulu~~ ve yükselme devri padi~ahlanmn, devleti geni~letme çabalar~yla geçen saltanadan döneminde, Balkanlar ve Avrupa'daki mahalli senyörlerin ve hanedanlarm s~~~nd~~~~ kaleleri y~kmak ve almak için daima muhasara harbi yapmak durumunda kalmalar~~ sebebiyle, muhasara toplar~~ Fatih'in sal-tanaumn sonuna kadar gelen zamanda, büyük önem kazanm~~~ ve geli~me göstermi~tir. Osmanl~lar, Avrupa'daki mücadelelerinde H~ristiyan milletlerin daimi tazyik ve meydan okumalan kar~~s~nda silahlar~n~~ mütemadiyen geli~-tirmek, dü~mamn silahlar~yla dengelemek zorunda kalm~~lard~r. Ayr~ca Osmanl~lar'~n Balkanlarda ve Anadolu'daki oldukça zengin maden yatakla-rma erken dönemlerde sahip olmalar~~ ve bunun yan~nda iyi bir hazineye ma-lik bulunmalar~~ önemli avantaj olup sultanlar~n bu imkânlan müsbet yön-lendirip iyi de~erlendirmeleri, bu silahlar~n k~sa zamanda etkili bir sava~~ arac~~ olarak Osmanl~~ ordusunda yer almas~n~~ sa~lam~~t~r".

Osmanl~lar~n kale muhasaralan için döktülderi büyük çaplardald toplar ile sahra sava~lar~~ için döktükleri uzun mezilli toplann mevcudiyetinin bi-linmesi, çok say~da maharedi top ustalanna sahip olundu~unu da göstermek-tedir. Zira Osmanl~lar, ate~li silahlar~n kullan~m~nda gayr-i müslim top usta-lar~n' askeri te~kilâtlan ile bütünle~tirirken, kendi askerlerini" de ayn~~ hiz-metler için yeti~tirmeye itina göstermi~lerdir63. XVI. a.sra gelindi~inde devlet adamlar~, sava~larda kendi tüfekçilerini kullanmaya gayret göstermeye ba~-lam~~t~r". Luis Collado, 1592 y~l~nda yazd~~~~ Ma.nuel de artilleria (Milan) adl~~ eserinde Osmanl~~ topunun orant~s~z ve kusurlu fakat iyi madenden yap~ld~-

61 Ayalon, Gunpowder and Furat= in the Mamluk Kingdom, s. 97-107.

62 Mesela 1431 y~l~nda Arnavutluk'ta Topçu ~smail adl~~ birinden bahsedilmesi toplar~~

kullananlarla imal edenlerin ayr~m~n~n Osmanl~larda çok erken ba~lad~~~na ve kendi topçulan~un bulundu~una i~aret etmektedir (Sfaret-i Defter-i Sancak-i Arvanid, s. 105-106).

63 Petroviç, a.g.m., s. 193.

64 1591-92 y~l~nda Bo~dan Voyvodasma yaz~lan bir hilkümde Osmanl~~ Devleti'nin emrinde

yeterli tilfekçiler bulundu~unu, If~z~lmu halinde onlar~~ harbe ça~~rmay~p Macar vilayetinden tilfekçi ça~r~lmas~mn yasakland~~uu belirtir hüküm: BA, Mühimme Defteri, c. 69, nr. 92, s. 47.

(17)

AVRUPA ATE~LI S~ LAH TEKNOLOJ~S~~ 795

~~n~~ belirtmektedir65. ~spanyol Pedro da Osmanl~ lar~ n döktükleri toplar~ n çan yap~lan en ince tunçtan oldu~unu ve dolay~s~~ ile çok kaliteli ve sa~lam yap~ld~~~n~~ övgü ile belirtir66. Nitekim, halen Londra Tower Museum'da bu-lunan 1464 y~l~ nda yap~lm~~~ iki parçal~~ Osmanl~~ topunun kimyasal analizi, eritme anneliyesinin kusurlu olmas~na ra~men, iyi bronzdan dökülmü~~ oldu-~unu göstermektedir67. Osmanl~~ topunun ilk dönemlerdeki önemli bir üs-tünlü~ü, kalitesinin di~er Avrupa toplar~na oranla pek farkl~~ olmamas~na ra~men neticeye çabuk ula~mak için ebatlann~n çok büyük olmas~ ndayd~. Özellikle kale muhasaralar~nda bu büyük toplar neticeye ula~mada çok etkili olmaktayd~. Hatta bu toplann kale önlerine getirildi~ini gören müdaf~lerin zaman zaman hiç mücadele etmeden teslim oldukla~-~~ vaki olmaktayd~ 68.

Ate~li Silahlar Kar~~s~nda Di~er ~slam Devletlerinin Tutumu

Osmanl~lar~n Avrupa'dan ate~li silahlar~~ aktarmada gösterdikleri istekli tav~ra, di~er ~slâm devletlerinde rastlan~lmaktad~r. Meselâ, Osmanl~lar~n XV. yüzy~l~n ba~lar~ndan itibaren kullanmaya ba~lad~~~~ tüfek, Memlüklar'da 1489 tarihinden sonra, ~ran'da ise Uzun Hasan (ö. 1478) zaman~nda kullan~ lmaya ba~lanm~~ur69. Di~er yandan ate~li silahlar~, Osmanl~lardan daha önce tan~-yan ve Avrupa devletleriyle eskiden beri temasta olan Memlüklar, topçulukta öncülü~e sahip olmalar~na ra~men Osmanl~lar gibi ilerleyememi~ler ve elle-rindeki imkânlan de~erlendirip geli~tirememi~lerdir. Nitekim, 1511 y~l~nda, Portekiz sald~r~lar~na kar~~~ Osmanl~lardan bir miktar ate~li silah yard~ m~~ al-mak zorunda kalm~~lard~r. Daha sonra Osmanl~larla kar~~~ kar~~ya kal~nca da Rodos'tan barut ve tüfek, 'Frengistan'dan da yarar topçular ve tüfekçiler' ge-tirmi~lerdir. Memlüklar'~ n istihdam etti~i frenk topçulardan sadece Dominico adl~~ ustan~n ismi, ~bn ~yas'tan naklen bilinmektedir 70.

Geoffrey Parker, The Milita~y Revolution, Milita~y innovation and the rise of the West 1500-1800, second editon, Cambridge 1996, s. 225-226.

66 Pedro'nun Zorunlu ~stanbul Seyahati, 16. Yüzy~lda Türklere Esir Dü~en Bir ~spanyol'un An~lar~~ (terc. Fuad Car~m), ~stanbul 1995, s. 175.

67 Daha önce de belirtildi~i gibi Marsigli de, Avusturyal~lar~n Osmanl~~ toplar~m ele

geçirdikten sonra eritip tekrar döktüklerini belirtmesi bu görü~ü desteklemektedir. Parry, "Barud", s. 1061; s. Petroviç, a.g.m., s. 191.

68 Bosna civar~nda bulunan Kanalak adl~~ bir parkan (palankan~ n küçü~ü), Osmanl~lar~n camuslarla kaledöven büyük toplar~~ getirdiklerini görünce aman ile kaleyi teslim etmi~lerdir (Peçevi ~brahim Efendi, Peçevi Tarihi, (haz. B.S. Baykal), Ankara 1982, I, 204.

69 Parry, Islam'da Harb, s. 203.

Ayalon, Gunpowder and firearms in the Ma~nluk Kingdom, s. ~ nalc~k, "David Ayalon...", s. 503; Feridun Bey, Mecmua-i Mün~eat, ~stanbul 1275, II, 468.

(18)

796 SALIM AYDÜZ

Yukar~da görüldü~ü üzere Osmanl~lar, bir taraftan sahip olduklar~~ silah teknolojisinin geli~mesi için çal~~~ rken di~er taraftan da, b~i silahlar~n çe~itli Asya ve Afrika ülkelerinde yay~lmas~nda köprü rolü oynad~lar7'. Bu rol, bir yandan Osmanl~lar~ n di~er ~slâm ülkelerine belli miktarda topçu, tüfekçi ve ate~li silah uzmanlar~~ ile top ve tüfek malzemesi yard~m~~ yapmak ~eklinde olurken", di~er yandan da Osmanl~~ tehlikesi kar~~s~ nda Avrupa'dan silah al-mak zorunda b~rak~lmalarlyla ortaya ç~ kal-maktayd~. Gerçekten ~ah Abbas dö-nemindeki Iran d~~~nda hiçbir Asya ülkesi, etkili olarak ate~li silahlarla mü-cehhez bir ordu kuramam~~ur. Osmanl~lar~ n ate~li silahlar~~ ta~~d~klar~~ ülkeler aras~ nda ilk olarak Türkistan Hanlar~ 73, K~ r~ m Hanlar~, Hindistan 74, Sumatra'da Açe Sultanl~~~~ ve Habe~istan'da müslüman Harar emin i Sultan Ahmed el-Mücahid'in (Gran) (1506-1543) Devleti ile orta Afrika'daki Bornu Devletleri gelmektedir. Osmanl~~ tehlikesi kar~~s~nda Avrupa'dan silah almak zorunda kalan grupta ise Iran'da Akkoyunlu ve Safeviler, M~s~r'da da Memlük Devleti gösterilebilir.

Osmanl~lar, bu devletlere siyasi ve dini ili~kilerine göre personel, silah, barut ve demir gibi malzeme satarak veya hibe ederek ate~li silahlar konu-sundaki imtiyazl~~ konumlar~ ndan istifade ile Asya, Afrika ve Orta Do~u'daki nüfüzlar~ n~~ arurma politikas~~ takip etmi~lerdir. Harici ülkelere yap~lan bu yard~mlar~n yan~nda kendi ülkesi içinde bulunan eyaletlere de sava~~ malze-mesi ve toptilfek yap~c~s~~ ustalar genellikle Istanbul'dan gönderilmekteydi75

71 Mesela, Osmanl~lar~n Do~u Anadolu ve ~rak bölgelerindeki tesiri, bacalu~ka, darbzen ve tabanca gibi Türkçede kullan~lan kelimelerin Hindistan'~n Mu~al ordular~nda kabul edilmi~~ olmas~nda da görülebilir (Par~-y, Harb Sanat~, s. 204).

72 Hindistan ve Sumatra gibi çok uzak ülkelere sadece topçu ustalar~~ gönderilerek orada

top yapmalar~~ sa~lanm~~t~r (~nalc~k, The Diffusion, s. 206; Mahmut H. ~akiro~lu, "Barut", DIA, III, 93).

73 Buhara ve Semerkand hilkilmdar~~ Abdülbaki Hada tüfeng ve darbzen topu verilmesi

hakk~nda Vezir Yemisçi Hasan Pa~a'n~n 1013 tarihli bir telhisi için bk. Cengiz Orhonlu, Osmanh Tarihine Ait Belgeler: Telhisler, 1597-1607, ~stanbul 1970, s. 7g-80.

71 Osmanl~~ Devletinden Hindistan'a giden Türk topçu ustalar~~ bu bölgede oldukça büyük

bir iine sahip idiler. Bunlar çe~idi Hind devletlerinde hizmet edip yüksek rinbelere ç~knu~lard~r. Mesela Sultan Bahadur ~ahin emrinde çal~~an, Selman Bey'in ye~eni Mustafa Bayram, Run-d Han ve Kölesi Hoca Sefer Selman da Hüdavend han unvanlar~m alm~~lard~r. (Parry, Harb

Sanat~, s. 204; Özbaran, "16. Yüzy~lda Asya'da ve Afrika'da Ate~li Silahlar~n ve Askeri Teknolojinin Yay~lmas~nda Osmanl~lar~n Rolü", X. Türk Tarih Kongresi 11-15 Ekim 1986, Ankara 1993, cilt IV, s. 1476-7).

75 Gerekti~inde M~s~r'da yeni top dökebilmek için Asitane'den dökilciiler istenmektedir

(19)

AVRUPA ATE$L~~ S~ LAH TEKNOLOJISI 797

Gönderilen ate~li silahlar~ n, bilhassa Türkistan'daki iç sava~larda Osmanl~lar~n destekledi~i taraf aç~s~ ndan çok önemli bir rolü olmas~ n~ n ya-n~nda 7", Habe~istan ve Açe'de de Portekiz ve Hollandal~la'la sava~an ~slâm devletlerinin ba~ar~lar~ nda ciddi ölçüde tesirli olmu~tur. Tabianyla bütün bu yard~mlar Osmanl~lar~ n söz konusu devletler nezdindeki itibar~n~~ arurm~~ur. Memlüklar'a silah yard~m~~ yap~lmas~~ da henüz bozulmam~~~ olan ili~kiler ön-cesinde, H~ ristiyan Portekizlilere kar~~~ sava~lar~ nda destekleme gayesi güt-mekteydi.

1509'da Memlük Sultan'~~ Kansu Gayri (1500-1516), Portekizliler ile K~z~ldeniz'de sava~mak için gerekli donanma malzemesini ve ate~li silah~~ Osmanl~~ Devletinden istemi~tir. Osmanl~~ Devleti de 1511 y~ l~nda 400 top, 300 tüfek, 30000 ok, 40000 kantar barut ve bir miktar bak~ rdan olu~an bir yard~ mla Memlüklar~~ Portekizlilere kar~~~ desteklemi~tir. Bu yard~mlar ara-s~nda gemi yap~m malzemesi yan~ nda asker de bulunmaktayd~". Di~er taraf-tan ~slam dünyas~ nda ate~li silahlar~n geli~mesinde önemli bir yere sahip olan Memlüklar, Kansu Gayri devrinde bir reform te~ebbüsünde bulunmu~-larsa da ülkelerinde yeterli maden ve yeti~mi~~ usta asker olmad~~~ ndan ma-den ithal etmek zorunda kalm~~lard~ r. Ayr~ca ate~li silahlar~~ kullanmak için yabanc~~ paral~~ askerler ile siyah kölelerden olu~an birlikler k~~rduysa da Mercidab~k ve Ridaniye sava~lar~ nda Osmanl~ lar kar~~s~ nda ma~lub olmaktan kurtulamam~~lard~r 78.

~ ran Safevileri ise Osmanl~~ ak~ nlar~ na kar~~~ koyabilmek için 1548 y~l~nda Portekizler'le bir antla~ma yaparak onlardan ate~li silahlar sat~n ald~. Daha önce de Akkoyunlu hükümdar~~ Uzun Hasan, Venedikliler'den top ve ate~li

1/1). M~s~r'~ n muhafazas~ nda bulunan askerlere laz~ m olan tüfekler de M~s~r'da imal edilmeyip Asitane.den gönderilirdi (Asitane'den M~s~ r'a giden tüfek gemilerinin muhafazas~ na dair Rodos beyine gönderilen hüküm içi~~~ Bk. BA, Mühimme Defteri, c. 7, s. 771 ur. 2105, Rebiiilevvel 976). Daha geni~~ bilgi için Bk. Seyyid Muhammed es-Seyyid Mahmud, XVI. As~rda M~s~r Eyaleti, ~stanbul 1990, s. 195.

76 ~ nalc~k, The Diffusion, s. 29.

~ nalc~ k, The Diffusion, s. 202-3; S. özbaran, a.g. makale, s. 1474-5.

78 Mahmut H. ~akiro~lu, "Barut", D~A, 111, 93. Yavuz'un M~s~r seferinde Tomambay'a kar~~~ galip gelmesinde her ne kadar Osmanl~~ toplar~~~~~~~ önemli bir yeri olsa da as~l sebep, Ridaniye'de Osmanl~~ askerinin hiç beklenmeyen bir taraftan hücum etmeleri sebebiyle M~s~ rl~ lar ellerinde bulunan 200 kadar topun sadece birisini ate~leyebilmi~lerdir. Osmanl~ lar da sadece bir defa toplar~ n~~ ate~leyebilmi~ler ve her taraf duman oldu~u için fazla at~~~ yapamam~~lard~ r (Müneccimba~~~ Ahmed Dede, Müneccimbas~~ Tarihi, (terc. ~ . Erünsal), ~stanbul tarihsiz, Il, 484-485; Selahattin Tansel; Yavuz Sultan Selim, ~stanbul 1969, s. 166167; ayr~ca bk. Bernard Lewis, Ortado~u. (terc. M. Harmanc~ ), ~stanbul 1996, s. 88).

(20)

798 SAL~M AYDÜZ

silah al~p bunlar~~ kullanacak ki~ileri kendi ordusuna dahil ettiyse de78, 1473 y~l~nda Fatih ile yapt~~~~ Otlukbeli Sava~~'n~~ Osmanl~~ silahlar~n~n üstünlü~ü sebebiyle kaybetti. Yine 1514'teki Çald~ran Sava~~'nda her iki taraf~n güçleri e~it olmas~na ra~men, üstün silah gücü sayesinde Osmanl~~ ordusu galip ge-len taraf oldu. Bu neticelerden sonra 1528 y~l~nda Safevi Sultan~~ ~ah Tahmasb (1524-1576) ~ngiltere'den silah ve malzeme getirmeye ba~larken, di~er taraftan da Rumlu Tüfekçiler denilen, tamam~~ Osmanl~~ Türklerinden olu~an ve tüfek kullanan bir grup ikurdu.

~slam dünyas~ nda ate~li silahlar~n kullan~m~nda özel bir yeri olan Memlûklar ile ~ranl~lar, Avrupa devletlerinden silah almakta ve her ikisi de Osmanl~lar gibi bu silahlar~n yap~m~~ için Avrupal~~ usta ve teknisyenler kul-lanmaktayd~lar8°. Ancak, bu silahlar~~ kendi milletlerinden olan ki~ilere de ö~reterek geli~tirmede Osmanl~lar kadar ba~ar~l~~ olamad~klarmdan, giri~tik-leri mücadelegiri~tik-leri kaybettiler. Osmanl~~ Devleti ise, daha önce de belirtildi~i gibi ate~li silahlar~n ilk olarak geli~ti~i Orta Avrupa ve Balkanlar'a yak~n ol-man~n ve hatta buralar~~ oldukça erken zamanlarda fethetmenin, di~er yan-dan da bölgedeki madenlere sahip olman~n avantaj~n~~ çok iyi bir ~ekilde de-~erlendirmi~~ ve neticesini alm~~lard~r.

Osmanl~lar, Habe~istan'daki Müslüman lider Sultan Ahmed Gran el-Mücahid'e (Ahmed ibn ~brahim), 1527 ve 1542 y~llar~nda bölgedeki H~ristiyan kral Galavdevos ve müttefiki ünlü Portekizli denizci Vasco da Ga~na'n~n o~lu Cristavao da Gama kuvvetleriyle sava~mak üzere birçok defa ate~li silah yard~m~~ yapm~~t~r. 1542 y~l~nda Ahmed Han kendisine 3000 asker gönderildi~i takdirde Osmanl~~ hakimiyetini tan~yaca~~n~~ söylemi~tin Ancak kendisine sadece 900 ki~iden olu~an tüfekçi bir birlik ile 10 top ve bu toplar~~ kullanacak topçular gönderilmi~tir82. Sumatra'da Osmanl~~ sultan~~ ad~na hutbe okuyan Açe Sultan~'na da, Portekizlilerle sava~mas~~ için gönderilen yard~m gemileri ~stanbul'dan yola ç~km~~, ancak Yemen isyan~~ sebebiyle bu yard~m yerine ula~mam~~t~r. Bunun yerine Osmanl~lar, bir grup top yap~c~-s~n~~ Açe'ye göndermi~lerdir. Bu top ustalar~, burada 200 kadar bronz top dö-kerek Malaka'da Açe sultan~n~n Portekizlilerle sava~~nda galip gelmelerinde etkili olmu~lard~r83.

7° Mahmut H. ~akiro~lu, "Barut", D~A, 111, 93.

8° ~nalc~k, The Diffusion, s. 206-7; Parry Harb Sanat~, s. 206.

81 ~nalc~k, "David Ayalon...", s. 506-507; M.H. ~akiro~lu, "Barud", D~A, V, 93.

82 ~nalc~k, The Diffusion, s. 203-4; Cengiz Orhonlu, Osmanl~~ ~mparatorlu~u'nun Güney Siyaseti Ha be~~ Eyaleti, ~stanbul 1974, s. 27-28.

(21)

AVRUPA ATESL~~ SILAH TEKNOLOJ~S~~ 799 Osmanl~lar~n askeri yard~m gönderdi~i di~er bir Müslüman devlet, bir Afrika ülkesi olan Bornu Devleti'dir. En parlak dönemini May ~dris Elevma (1571-1603) döneminde ya~ayan ve gücünü ~slâm~n çevreye yay~lmas~~ için kullanan bu devlet lideri, 1576 y~l~nda III. Murad'a bir elçi göndererek kaat bildirdi ve Osmanl~~ Devleti'nden askeri ve teknik alanda yard~m istedi. Trablusgarb Beylerbeyli~i vas~tas~yla yap~lan yard~mda birçok tüfek ve tüfekçi asker gönderilmi~tir. Elevma, bu yard~m sayesinde çakmakl~~ tüfeklerle dona-t~lm~~~ iyi bir ordu kurmu~tur84.

Ate~li Silahlardald rIstünlü~ün Kaybedilmesi

XIV. yüzy~l~n ortalar~ndan itibaren sürekli geli~en Osmanl~~ topçulu~u, XVI. yüzy~lda oldukça ileri bir teknik seviyeye ula~m~~t~ r. Bu yüzy~la kadar Osmanl~lar Avrupa sava~~ tekniklerindeki de~i~imleri ve ate~li silah teknoloji-sindeki geli~meleri ba~ar~~ ile takip etmi~ler ve hatta yakla~~k bir as~ r Avrupa'n~n ilerisine gitmi~lerdir. A~~r toplar~~ Avrupal~lara göre daha avan-tajl~~ bir ~ekilde kullan~rken, tüfekte de baz~~ yönleri itibariyle üstünlüklere sahiptirler85. Fakat XVII. as~rda, Osmanl~lardaki sava~~ teknolojisi durakla-maya ve hatta gerilemeye ba~lam~~~ ve neticede geli~en yeni Avrupa hafif silah teknolojisini takip edemedi~inden kendisini yenileyememi~tir86. Zira Avrupa'daki geli~meleri ayn~~ seviyede takip etmek, Osmanl~ lar için her za-man çok kolay olmam~~t~r. XV. ve XVI. as~rlardaki Wagenburg ve tabur cengi taktiklerini ba~ar~yla uygulamalar~~ ile a~~r toplar~~ kullanmadaki geli~meler, 1550-1650 y~llar~~ aras~nda da tüfekli piyade birliklerini Avrupa'da oldu~u gibi kullanmalar~~ k~sa zamanda ba~ar~lan zor i~ler olmu~tur.

XVII. yüzy~l~n sonlar~na do~ru Avrupa'da ate~li silahlar~n kalite ve say~s~ -n~n artmas~-n~n yan~ nda Osmanl~larda bu konuda Avrupa'daki geli~melere ayak uyduramama ve tedrici bir duraklama göze çarpmaktad~r. Avrupa'da, 1550-1650 y~llar~~ aras~nda askeri ilimler sahas~nda ya~anan teknolojik geli~-menin, Osmanl~lar taraf~ndan takib edilememesi, harp malzemesinin temi-ninde kar~~la~~lan zorluklardan87 kaynakland~~~~ gibi, geli~en yeni teknolojiyi

84 J. Spencer Trimingham, A History of Islam in West Africa, Oxford 1962, s. 122; Pierre

Bertaux, Afrika: Von der Vorgeschichte bis zu den Staaten der Gegenwart, Fischer Weltgeschichte, Band 32, Frankfurt am Main 1966, s. 80; Davut Dursun, "Bornu", DIA, VI, 294.

86 E. ~hsano~lu, "Modern Bilimlerin Türkiye'ye Giri~i", s. 89.

86 A. Özcan, "Osmanl~~ Askeri Te~kilât~,", Osmanl~~ Devleti ve Medeniyeti Tarihi, (ed. E.

~ hsanc~~lu), ~stanbul 1994, I, 347.

87 "Daha önceleri Papa'n~ n ve Avusturya ~mparatoru'nun koydu~u Müslümanlara harp

(22)

800 SALIM AYDLI" Z

aktarmadaki gecikmeler ve buna ilaveten bu yeni teknolojiyi yeniden imal ve geli~tirmedeki ba~ans~zl~ktan kaynaldanmaktayd~". Osmanl~lar bunun neti-cesini, Avrupa devletleri ile yapuklan sava~larda kaybetmeye ba~lay~nca al-maya ba~lam~~lard~r. Orta Avrupa bölgesinde yap~lan küçük çaph muharebe-ler bu büyük ma~lubiyetmuharebe-lerin habercisi olmu~tur.

Bosnal~~ Hasan Kafi el-Akhisari (ö. 1616)

Usülii'l-hikem fi niza'~nfl-a-lem

adl~~ 1596 tarihli eserinde, H~ristiyanlann en son teknoloji ürünü ate~li silah-lar~~ kullanarak sava~larda aç~k bir üstünlük sa~lad~ldann~~ belirtmektedir. O bilhassa son zamanlarda dü~manlann çok güçlü toplar ve tüfekler icad edip kulland~klar~n~, Osmanl~~ askerinin ise bu tür silahlar~~ edinip istimal etmede ihmalkar davrand~klanm, bunun neticesi olarak ta sava~larda ba~ar~l~~ olma-y~p kaçmaya ba~lad~klar~n~~ ifade eder. Parry de ara~t~rmas~nda, 1683-99 y~l-lannda H~ristiyanlann Osmanl~lardan elde ettikleri toplann çok farkl~~ çap a~~rl~k ve boyutlarda oldu~unu, Osmanl~lar~n hala Avrupa'daki standardizas-yonu ve yeni geli~meleri yakalayamad~klann~~ belirtir. Mesela el silahlar~n~n, hafif ve hareketli topun Avrupa ordular~nda kullan~ld~~~~ zamanlarda Osmanl~lar~n toplar~~ Avrupal~lar'~n silahlanna göre çok hamal, ta~~nmas~~ güç, barut tüketiminde müsrif ve sadece aç~k sahada bazen tesirli olabilmek-teydi. Bu sebeplerle Avusturya ve Rusya ile sava~larda pe~~ pe~e gelen ma~lu-biyetler sefere getirilmi~~ bütün toplam~~ ve teçhizat~~ bir anda kaybedilmesine sebep olmu~tur". Asl~nda Osmanl~larda büyük ebad~~ toplann yan~nda çok say~da küçük ebatl~~ toplar da bulunmaktayd~. Ancak Osmanl~lar Avrupa'daki gibi bu küçük çapl~~ toplar~~ seri hareketli arabalarla kullanma konusunda ge-rekli teknolojiyi yakalayamaman~n s~k~nt~s~n~~ ya~am~~lard~r.

Gemi Teknolojisi ve Haritaahk

Osmanl~lar~n gayr-i miislimleri istihdam etti~i askeri alanlardan birisi de donanma gemileri ve tersânedir. Osmanl~~ donanmas~~ büyük çapl~~ bir deniz gücü olarak XV. yüzy~l~n ikinci yar~s~nda Fatih Sultan Mehmed ve II. Beyaz~t

sonunda dini inançlardan dolay~~ de~il, milli ekonomi politikas~ndan dolay~~ daha az serbest hale gelmi~tir". M~~rphy, a.g.m., S. 13.

88 Murphy, a.g.m., s. 11-13.

89 Mehmet ~p~irli, "Hasan Küfi el-Akhisari ve Devlet Düzenine Ait Eseri Usillin-hike~n nizkni'Mlem", Tarih Enstitüsü Demisi, say~~ 10-11, sene 1979-1980, ~stanbul 1981, s. 268-269; Party, Harb Sanat~, s. 215; ~. ~hsano~lu, "Tanzimat öncesi ve Tanzimat Dünerni Osmanl~~ Bilim ve E~itim Anlay~~~", 150. Y~l~nda Tanzimat, Ankara 1992, s. 337; Abdülkadir Özcan, "Osmanl~~ Askeri Te~kih't~", I, 347.

(23)

AVRUPA ATE~LI SILAH TEKNOLOJ~S~~ 801

zamanlar~nda kurulmakla birlikte, en güçlü dönemine Kanuni Sultan Süleyman zaman~nda ula~m~~t~r". Donanma gemilerinde ve tersanelerde, Müslüman ve gayr-i müslim birçok mürettebat bulunmaktayd~. Bunlar ara-s~nda sava~ç~~ gruptan ulan ve yaya tüfekçi olarak kullan~lan levend askerleri bulunmaktad~r ki bunlar Türk ve Rum levendleri olmak üzere iki k~s~md~r-lar. ~lk önceleri küreldi olan çektirilerde ve daha sonralar~~ kalyonlarda hiz-met ederlerdi". Diker taraftan Istanbul'da bulunan Yahüdi, Rum ve Ermeni cemaatleri de kendilerine teklif edilen kürekçileri ocakl~k olarak ayni veya bedel ~eklinde vermekle yükümlü olduklar~ndan, esirlerle birlikte kürekçile-rin ço~unlu~unu gayr-i müslimler olu~turuyordu93. Kendilekürekçile-rine Divan huzu-runda ihtidâ teklif edilen esirler, bunu kabul etmediklerinde küre~e mah-kum olarak donanmada çal~~t~nl~rlard~. Esirler gebrân-~~ 'ilki ve sat~n al~nan esirler olmak üzere iki lus~mdan olu~maktayd~".

Donanma gemilerinde bulunan toplar~~ kullanan ki~iler aras~nda Türklerin yan~nda gayr-i müslimler de bulunmaktayd~. 1665 y~llar~nda Istanbul'da bulunan ~ngiltere'nin ~stanbul sefareti memurlar~ndan Paul Rycaut, Osmanl~~ donanmas~nda vazife yapan topçular~n acemi oldu~unu, Türklerin, ate~li silahlar~~ iyi kulland~~~n~~ kabul ettikleri H~ristiyan ~ngiliz, Frans~z ve Hollandal~lar' topçu olarak ald~klar~n~, bunlar~n baz~lar~n~n ise ehliyedi olmad~klar~~ için dü~man ile kar~~la~~ld~~~nda yetersiz kald~klar~n~~ ve bu sebepten birçok zararlar~n~n dokundu~unu yazmaktad~r". Rycaut, esirler aras~ndan al~nan topçular~n ücretle çal~~unlmalanna ra~men ilk f~rsatta kaç-t~klar~n~~ ifade etmektedir".

Osmanl~lar~n gemi yap~m~nda örnek ald~klar~~ Venedik kad~rgalar~, Osmanl~lar için özellikle XV. yüzy~lda bir model olmu~tur". Tersanede, gemi yap~m~nda gayr-i müslim ustalar~n istihdam~na dair çok az kayda rastlanmak-

91 C. Imber, "The Navy of Sil~neyman The Magnificent", Archiv~~m Ottomanicum, VI. 1980, s. 211.

92 ~.H. Uzunçar~~h, "Levend", ~A, VII, 46-49; Cezar, a.g.e., s. 135.

93 Ivlarsigli, a.g.e., s. 268; Yahudi cemaati 150 kiirekçi, Rum cemaati 125 ve Ermeni cemaati ise 100 kiirekçiyi tersane-i Amire'ye teslim etmek mfikellefiyetinde idiler (~dris Bostan, Osmanl~~ Bahriye Te~kilât~: XVII. If~zy~lda Tersâne-i Arnire, Ankara 1992, s. 203).

9'1 ~. Bostan, a.g.e., s. 209-212; Demschwam, Aral~k 1554'te vefat eden Kaptân-~~ Derya Sinan

Pa~a'n~n 700 esir kölesinin bulundu~unu ve bunlar~n Galata'da veya gemilerde ya~ad~klar~n~~ ve kfirekilik yapt~klar~n~~ belirtmektedir (Dernschwam, a.g.e., s. 193; Takats, Macaristan Türk Aleminden Çizgiler, s. 214-215).

95 Paul Rycaut, The Present State of the Otto~nan Empire, London 1668, s. 215. 96 Rycaut, a.g.e., s. 200.

92 B. Lewis, Modern Türkiye'nin Do~ulu, Ankara 1984, s. 45.

(24)

802 SALIM AYDÜZ

tad~n Bunlardan ilki 1475 tarihli Gelibolu tahrir defterinde kay~ tlar~~ bulunan ve donanman~n in~as~~ i~inde çal~~an Türk as~ll~~ gemi yap~m nstalan ve i~çileri aras~ndaki Rum ve ~talyan gibi çe~itli gruplar~n varl~~~d~r98. Bir di~er kay~t ise 1534 y~l~nda Benedetto Ramberti isimli Venedikli bir Italyan taraf~ndan ya-z~ld~~~~ tahmin edilen eserde geçmektedir. Bu tarihlerde ~stanbul'da bulunan Ramberti, Türklerin bu sanat~~ iyi bilmediklerinden dolay~~ Venedikliler kadar iyi kad~rga yapamad~klar~n~, iyi yap~lm~~~ birkaç kad~rgan~n da 'iyi ücret alan H~ ristiyanlar~n nezareti alt~nda' yap~ld~~~n~~ ifade eder. Marsigli taraf~ndan nakledilen ikinci kay~ t ise oldukça geç tarihlidir. Marsigli 1692'de, Türk ge-milerinin in~asma nezaret eden, muhtelif H~ristiyan ustalar~n oldu~u rivaye-tini ara~t~ rmak üzere tersaneye gitti~inde, aslen Livornal~~ bir mülteci ve mühtedi olan Mehmed A~a adl~~ biri ile kar~~la~t~~~ndan bahseder. Sadrazam Köprülüzâde Faz~l Mustafa Pa~a (ö. 1691), bu zat~n tavsiyesi ile gemilerin manevra kabiliyetini çözecek yeni tarzda bir gemi in~aa usulü tatbik ettirmek-teydi. Bu arada Köprülü, bu zat~n ma~~u~~ sikke ile ilgili fikrinden dolay~~ tak-dir etti~inden ona olan güvenini ve itimad~n~, ~stanbul hazinesine memur ve kontrol için tayin ederek göstermi~tir. Mehmed A~a, Sadrazama her türlü tertibat ve mükemmel teçhizata mâlik yeni harp gemilerinin in~asm~~ da teklif ederek bir de maketini yapm~~t~r".

1645 y~l~nda, Kaptan-~~ Derya Vezir Yusuf Pa~a ve Galata Harc-~~ Hâssa Emini Ahmed Efendi zaman~nda, Haliç tersanesinde elli kad~rgan~n yap~-m~nda çal~~an neccar, yorganc~, h~zarc~~ demirci, mimar, kâtip ve ameleden bir k~sm~~ gayr-i müslimdir. Ancak tersanede çal~~an i~çi ve ustalar~n isimlerini ve maa~lar~n~~ ihtiva eden mevacib defterinde bunlar hakk~nda bilgi bulun-mamaktad~r ~o~~

Osmanl~lar, Avrupal~~ baz~~ gemicilerden gemi yap~m~n~n yan~nda harita-c~l~ k alan~nda da istifade etmi~lerdir. Daha Fatih döneminden itibaren Avrupa'dan co~rafya konusunda eserler tercüme edilmeye ba~lanm~~t~r. XVI. yüzy~lda birçok Avrupa yap~m~~ harita ve kroki Osmanl~la'~n eline geçmi~tir. Osmanl~lar haritac~l~ k teorisi üzerine çok az bilgi sahibi olmalanna ra~men,

98 Feridun Emecen, "Istanbul'un Fethine Giden Yol (1451-1453)", Toplumsal Tarih, XVII, (May~s 1995), s. 27.

91 B. Ramberti, "Türklerin Serüvenlerinin ~kinci Kitab~", 'Lybyer'in kitab~n~n içinde, Ek 1.

s. 255.

"K) Marsigli, a.g.e., s. 269-270; B. Lewis, a.g.e., s. 42.

1°I BA, Maliyeden M~-Wel-yer Defterler (MMD), nr. 15432, tarih Receb 1055, 13 sahife.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ateşli silah yaralanmalarında hastanın morbidite ve mortalitesini oluşturan faktörler, travmanın bi- rincil (mekanik) etkileri yanında, alınacak önlemlerle azaltılabilecek

f s i g canl¬kalma oranlar¬n¬sabit tutarsak, bu durumda daha küçük pozitif λ daha büyük bir oran gerçekler: az büyüyen (veya azalan) nüfus daha h¬zl¬büyüyen nüfusa

Yine 2008 Y E itim Plan nda yer alan ve Meslek Dan manl E itimi, 25 personelin kat yla 17 Kas m–4 Aral k 2008 tarihleri aras nda Ankara E itim Merkezinde gerçekle tirildi.. Di

Devlet üniversitesi olarak kurulan Bursa Teknik Üniversitesi bünyesinde Doğa Bilimleri, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi altında, ülkemizin ilk ve tek Lif ve

Bunun ölçüleri bu serbest ticaretin etkileri son derece önemlidir ve yaptığımız hesaplara göre özellikle rekabet ye- tenekleri bakımından Türk sanayiinin (1960 lardan

183 programlarında yer alan temel öğeler bağlamında analiz ederken, Yılmaz ve Sayhan tarafından gerçekleştirilen çalışmada ise lisans öğretim programları düzeyinde

Doğru duruşu yaptıktan sonra tetiğin istinat boşluğu alınır ve 4 ila 7 saniye içinde tetik ezilir. Tetik çekilmez, tetik çekilirse tetik hatası yapılmış olur. Bu

[r]